Gönül, O’nun nazargâhıdır,
O’nun yeridir biliriz elbet de, ya ne diye, ne cüretle içinde öfke ve kin biriktirip kendimizi hasta ederiz?
Sanki madde ve mânâda nefsin ezilmesine, engellenmesine, alaya, hafife alınışına karşı, bir nefs-i müdafaa!
Fakat yanlışa yönlendirilmiş, yanlış bir tepki.
Çünkü nefsi tanıyabilseydik-, bilebilseydik onun yanlışını doğrusunu; onu öyle kırıcı bir. tarzda savunacağımıza, tedavisi ile uğraşırdık…
Hiddet birikirse çoğalır… çoğalıp öfke olur.
Öfke gönle yerleşip, keskinleşir, acılar kine dönüşür.
Kinin yeri gönüldür, olmaması gereken yerdir.
Rahman ve Rahim Allah’la, kin… yanyana gelemez.
Kitap, cennet ehlinden bahseder, o noktada
Yaratan şöyle buyurmuştur: “Göğüslerinde kinden ne varsa söküp atmışızdır”
Ancak ondan sonra
“Karşı karşıya oturan kardeşler olmuşlardır.” (15/47)
O hâlde neden bizler, cennetimizi dünya da kazanmak istemeyiz, dünyamızı cennet hâline getirmek istemeyiz?
Ve böylece yine, aradığımız iç huzuruna kavuşabilmek varken…
Şeytandır aramıza kan kokulu kin sokan.
Çünkü o bizi en zayıf tarafımızdan, tutar, yakalar, bırakmaz…
ille hasta eder.
Zayıf. Zayıflamış tarafımızdan evet, O’nun emirlerine itaat etmediğimiz zaman, evet…
Mübarek Kur’an-ı Kerim, önce uyuşturucu ve kumarı işaret eder:
“Şeytan; uyuşturucu ve kumara sokularak, aranıza düşmanlık ve kin yerleştirip, sizi Allah’ı anmaktan, namazdan geri çevirmek ister.
Artık son veriyorsunuz değil mi?” (5/91)
içinde kin taşıyarak, mutluluğa eren var mıdır?
Yahut bir nebze huzur tadan, sevilen ve seven var mıdır?
Yahut bir nebze huzur tadan, sevilen ve seven var mıdır?
Kin, bir çirkin yara ki, kanaması hiç durmaz, oyar oyar da kişinin gönlünü…
koca koca ağaçlan oyup tüketen kurtlar gibi.
Tükenir insan, kendine bir yük, tanışına bir yük olur.
Kapatır gönül kapılarını Yaratan’a yabancılaşır.
Hayata, dünyaya, insana yabancılaşır.
Artık en yüce Veren’den yardım umamaz, dil kıpırdamaz, dualar susar.
Yalnız kalır onca insan arasında.
Burada yalnız olanlar, orada da yalnız olur, burada sevilmeyenler orada da sevilmezler, biliriz.
O hâlde kin, niçin, neden?
Sevgili Yunus;
“Biz kimseye kin tutmayız/ Düşmanımız kin bizim.” Demiş.
Yunus’un işi sevgi işi; yüzyıllar öncesinden bize uzanan bir yardım, bir umuttur o…
Ve yolumuz sevgi yolu, sonu O’na varan; hoşgörü, bağışlama yolu.
ismi Vedud, ismi Halîm’dir, yolu bellidir,
artık kin niçin?
Cehalettir, sevgisizliktir zayıf taraflarımız, şeytanın sokulduğu, hiddettir, öfkedir, uyuşmak ve boş işlerdir.
Ah, bir silkiniverseydik, bir güzele, bir barışa açılıverseydik;
gelirdi arkası sevgiden,
ilimden, bilgiden, iyilik ve doğruluktan yana.
iş, gayretde, ah, gösterebilseydik.
gelirdi arkası sevgiden,
ilimden, bilgiden, iyilik ve doğruluktan yana.
iş, gayretde, ah, gösterebilseydik.
Keşke gözlerimiz birbirimizin gönüllerini görmek için,
sözümüz insan kardeşlerinize hayrı vermek için olsaydı yalnız.
sözümüz insan kardeşlerinize hayrı vermek için olsaydı yalnız.
Kin size kâr getirmez, sadece bizi, bizden götürür.
Rabbim(c.c.)
Gönlünüze huzur, versin inşallah.
Güzel arkadaşlarıma
Saygılarımla;