23 Haziran 2012

GÖNLÜMÜN OLMAYANINA


GÖNLÜMÜN OLMAYANINA
Güzel bir film tadındaydı yaşadıklarımız. 
Ve bu film üç bölümden oluşuyordu. 
Birinci ve ikinci bölümün ardından, 
üçüncü yani son bölümü oynuyoruz birlikte. 
Başrol oyuncuları ise Sen ve Ben.. 
Defalarca bulup kaybettim seni. 
Ve artık yorgunum. Seninle bu oyunu daha fazla sürdüremiyeceğim. 
Her yaşadığımız anda, ben bu anı yaşadım demek istemiyorum. 
Çünkü hep aynı şeyleri yaşatıyorsun bana. 
Önce geliyorsun hiçbir şey olmamış gibi hayatımın tam ortasında duruyorsun. 
Sonra yine hiçbir şey olmamış gibi kenera çekiliyorsun. olan yine bana oluyor. 
Tam unutmuşken yada alışmışken yalnızlığına , küllenirken yüreğimde sevdam, birden kor haline geliyor. 
Ve inan bu acı terk edişinden daha çok acıtıyor canımı. 
Hayatımda ik kez aşkla karşılaştım. Birincisi çocukluktu, 
ikincisi ve son olanı ise sendin. 
Neydi beni sana bu denli bağlayan bilmiyorum. Yokluğunda hayatıma girmek istiyen, Hayatım, geleceğim olmak istiyen insanlar çıktı. 
Hiç birine karşı bir şeyler hissetmedim. 
Çünkü tüm ruhumla seni seviyordum. 
Çünkü damarlarımda kan yerine sen dolaşıyordun. 
Yokluğunda neler yaşamış, neler umut etmiştim. 
Umudumu hiç kaybetmeden bekledim seni, olurda bir gün dönersin diye. Ama dönüşlerin hep, hayatın bana sunduğu oyunmuş. 
Ve ben artık bu oyundan çekiliyorum. 
Sen fırtınalı günler yaşarken, beni sığınılacak bir liman olarak gördün. Fırtına dinene kadar durup, sonra yoluna devam edecektin. 
Ve öyle de oldu. Neden bilmiyorum ama senin hakkında ne düşünürsem hep haklı çıkıyorum. 
Keşke haklı çıkmasam diyorum ama sen beni hiç yanıltmıyorsun. Kurulmuş bir zamanımız var bizim. 
O süreyi aşınca tüm sihir bozuluyor ve her şey eski halini almaya başlıyor. Sen bir tarafa ben bir tarafa.. 
Bir gün yine kendini yalnız ve mutsuz hissedersen, kendi kendine neden ben diye sorma. Çünkü Allah hiç kimseye haketmediği acıları yaşatmaz. Dilerim ki o duyguları hissetmezsin. 
O duygular ki insanı yaşamdan koparan, soğutan, soyutlayan. Zamanla alışılıyor elbet her şeye. Ben farklı bir insan olduğum için ve her türlü acıyı yaşadığım için çok uzun sürüyor unutmam. Ama alışıyorum.. 
Uçurumun kenarında gibiyim. Bir adım ileri atsam, dipsiz boşlukta yok olup gideceğim. Bir adım geri atarsam önümde iki yol; birinci yol yaşam, ikinci yol ise ileri adım atmam ile aynı.
 Ve ben şimdi geri adım atarak, iki seçenek sunuyorum sana tercih senin. Ya gel yaşat beni ya da bırak yalnızlığının boşluğuna.. 
Seni kaybetmekten öyle çok korkuyorum ki bu korkular işkenceye dönüşüyor. Gecelerde daha bir artıyor bu can yakmalar. Uykularım kaçıyor uyuyamıyorum. Nasıl bu hale geldiğime inanamıyorum. Oysa hiç pişman değilim seni sevdiğim için. 

Ne çok yaş aktı bu gözlerden uğruna. Ne hıçkırıklara şahit oldu evimin duvarları. Karanlıkta ağladım hep. Çünkü kendimden bile saklamaya çalışıyordum gözyaşlarımı. 
Şimdi hayatın bana sunduğu bu sınavı da bitirdim. Belki geçtim, belki de kaldım ama her şeyi yaşadım ve yaşattın. Her şey için, küçükte olsa bu mutluluğu yaşattığın için teşekkür ederim..

Benim olmayanıma..

SÖZ VE GÜL





söz ve gül


Söz ile nicesini yiğit gördük âlemde.
Meydana çıkamadı, çoğu kaldı kalemde.

“Kalemde, kalemde, aşk sâdece kalemde!
Ey Allah’ım lûtfeyle, âşık görek âlemde!”
Diye duâlar edip, yalvarırken gün gece,
Bir ses duyuldu: Leylâ! Aşk dediğin tek hece!

Şaştım ya, sevinmekte pek acele etmedim.
Diğerleri gibi mi, başka mı bilemedim.
Korkum ümitlerime hücum etti hep, gördüm.
Gönlümün kapısına, endişeden ağ ördüm.
Lâkin cesurdum, kalbim, bir kahraman kalbiydi! 
Nice cengin ardından, sanki bu aşk celbiydi. 
Korkuyla bile olsa, yaklaştım civârına.
Vâkıf olmak istedim bu sesin esrârına. 

-İns misin dedim, cin mi, kimsin hele söyle bir!
Açıkla da bilelim, derdin, niyetin nedir?

Gözleri gök gibi bir asil çıkıp, dedi ki:
-Ben senim, aynalarda baktığın yüz benimki.
Dünya ile derdim yok, sancım ve devâm Hak’tır.
Niyetim pak, alnım da, elhamdülillah aktır. 
İki cihan sürûrun olmak için tâlibim. 
Allah’ın lûtfu ile nefsime de gâlibim.
Belâ diyenlerdenim bezm-i ezelde, belâ!
Hem vallâhi görmedim, senden âlâ bir belâ! 
Malım mülküm yok; ama yiğitliğim var benim.
Harama meyletmedim, iftihârım ar benim.

-Ben, dedim inanırım, çabuk kanarım söze.
Hem üstelik hayrânım, Hakk’a adanmış öze.
Bana ne lâzım ise, belli ki sende o var.
Lâkin pek çileliyim, her yanımda bin gam var.
Ne hüznüm biter ne de kendim için yaşarım, 
Hem yarama faydam yok, hem hizmete koşarım.
Bir yolun yolcusuyum, düşe kalka çok gittim,
Yorgunum, ara sıra sanıyorum ki bittim.
Hem zayıfım hem ağır, terâzim ince tartar.
Fakîrim ya, yemeğim, muhtaçlar için artar. 
Bana kuvvetli omuz, fedâkâr bir er gerek! 
İcâbında yoluma konulacak ser gerek!
Kalıbım çeliktir ya, özüm tam bir sırçadır.
Çok darbe yedi kalbim, bil ki paramparçadır.

Sözlerimi dinleyip, cân-u gönülden, sessiz, 
Dedi: - Duâlarının kabûlü benim, ey giz! 
Bitecek kışın, güzün, bahara ereceksin. 
Boş değil bu sözlerim, şüphesiz göreceksin. 
Bundan sonra biz varız, sen ve ben kalmaz ayrı.
Geçmişi seyredip de, ağlamak yasak gayrı! 
Güldür, gülmektir senin iki cihanda hakkın. 
Hem ihtiyacı var bak sana ihvânın, halkın! 
Yoluna fedâ olsun, mecnun ettiğin serim!
Bundan böyle Allah’tan uzun ömür isterim!

O böyle söyleyince, büyüdü umutlarım.
Sabaha döndü gecem, ağardı bulutlarım. 
Hem Allah’ın velîsi, candan onay verince, 
Nikâhınızı elbet, kıyacağım deyince,
Daha kime söz düşer!? Çok şükür söz verildi!
Kalmadı tek endişem, güller aşkla derildi. 
Ekmeğim, suyum, aşım, dedim ona, aşk olsun!
Leylâ gayrıya haram, tek sana helâl olsun!

Bir niyete baş koyduk! Bu öyle kolay değil!
Şimdi saat vuslata kaç kaldı belli değil. 
Zaten gönüllerimiz, hasrette vuslat buldu. 
Edep ile beklemek, kutlu vazîfe oldu.

İkrâmını tamâma, erdirir elbet Allah.
O güne dek diyecek tek söz kaldı: Eyvallah…!
..............
*Sağlam bir niyete ve azîze hürmeten...

Neslihan Nur TÜRK

DALIMIN İNCİRİ

ARAMAYIN YUNUSU

 

 

 

 

ARAMAYIN YUNUSU

 

Aramayın Yunus'u yadda yabanda

Yunus Emre Larende'de Karaman'da

Gönüllerde zikirlerde dualarda

 Dervişlerin piridir o Yunus Emre
Yunus Emredir dervişlerin er başı

Çok kaynatmıştır tekkelerde nur aşı

Balım Sultan'ın dost Tabtuk'un yoldaşı

Aşıkların yaridir o Yunus Emre
Yunus bizim ilde Karaman'da kalmış

Nice aşıkları var elinden kanmış

Sevgi metaı hoşgörü miras kalmış

 Gönüllerin eridir o Yunus Emre
Mevlevi der sadıklar ölmez hep diri

Yunus Emre onca sadıklardan biri

Aşıkların dövünür divane deli

Yarenlerin gülüdür o Yunus Emre

 Aşık Mevlevi - Yunus Emre

BU BİR ACAİB HALDİR


BU BİR ACAİB HALDİR.


Bu bir acaip haldir bu hale kimse ermez.
Alimle davi kılar, Veli değme göz görmez.
İlm ile hikmet ile, kimse ermez bu sırra.
Bu bir acaib sırdır, ilme kitaba sığmaz.

Alem ilmi okuyan, dört mezhep sırrın duyan.

Aciz kaldı bu yolda, bu aşka el uramaz.
Yunus canını terk et, bildiklerini terk et.
Fena olmayan suret, şahına vasıl olmaz.
Davi : Savunulan sey.
Veli : Amma lakin.
Fena : Benliği terkedip yokluk halinde olma.


Yunus Emre

BİLSEYDİM SEVERMİYDİM SENİ SESLİ

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...