27 Haziran 2014

MOHACIN YÜZ ATLISI IRAKA




MOHACIN YÜZ ATLISI IRAKA

Mezhep, etnik kavgası içlendi usul, usul.
Yönetimin baskısı sonucu halk yoksul
Altın tepsi içinde sunuldu yazık Musul.
Konsolosluk baskını getirdi çok güvence.
Çelik, çomak oynamış istihbaratçı bence.

O Kırmızı Çizgiler sorunsuz ihlaldendi.
Sıfır sorunsuz olan dostluk celallendi.
Irak, Suriye ve diğerleri parsellendi.
Coğrafyayla, siyaset birbiriyle ilgili
Bu yüzden olunmalı tecrübeli bilgili

Yerleşin ortadoğuya Mecüc, Mecüc Deccal
Bulunur elbette seni halt etmeye mecal.
Yeter ki doğru yerde, zamanda yerini al.
Söyleyin Şam Iraktamıtır, Irak Şam’da mı?
Hadise göre arz İkindi’de mi, Akşam’da mı?

Hadisteki şekil haliyle yola çıktılar
Diktatörü katledip, rejimini yıktılar.
Hürriyeti kanla yazıp, petrolle yaktılar.
Büyük Orta doğu projesi rehberi izleniyor
İslam Devleti adıyla amaç gizleniyor.

Jakjak yöneldi Kerbela’dan önce Bağdata.
Kutlamalar yapa, yapa; kurşunlar ata, ata.
Bugünkü fırsata, ikibinüçteki hata
Erbil denince çuval, Musul baskın, rehine.
Ne yaptımsa oluyor başkasının lehine.

Kızım Ayşe tatilin bir süre dondurulsun.
Bekleyelim ortalık şöyle biraz durulsun
Aldırma etrafına cehennemler kurulsun
Kayağa gönderirim seni Palandökene.
Bilgi kirliliği çok kanma her söylenene.

Mohaçın yüz atlısı akın edin Iraka.
Nusrat Mayın gemisi benzine git Kerkük’e.
Bozkır yiğidi bekle bıyığı büke, büke.
İhanete uğradı bırakılan emanet
Ağır olacak korkarım ödenecek diyet

ORHAN AFACAN

HADİSİ ŞERİF
1854 sayılı hadisi EBU HÜREYRE Hz. naklediyor.
"Fırat nehrinin suyu çekilip,altından bir dağ meydana çıkmadıkça kıyamet kopmaz.Bu hazine üzerinde kıtal vukua gelir,her yüzden doksan dokuzu ölür../Kıtale iştirak edenlerden) her kişiyalnız halas olacağım diye ümitlenir." demiş 
Resulullah sa.v. hadisin bir değişik şekli daha var.Ben pek ayet ve hadislerden bahsetmek istemiyorum ama şiirlerimin bazı yerlerinde kullanmaya çalışıyorum.

YILDIZLARA KAPAT GÖZLERİNİ




YILDIZLARA KAPAT GÖZLERİNİ
Yıldızlara Kapat Gözlerini 
Yine güneşin üzerine zifiri karanlıklara örtüldüğü gecelerden sesleniyorum sana...Yıldızların geceye, sevdanın yüreğime vurduğu saatlerdeyim yine..Üç duvar ve duvarlara sinmiş yalnızlık..İçimde sensizlik yalpalıyor sessizliği...Ürperiyorum sokağımı işgal eden ayazlardan.Acılarının bağdaş kurup oturmuş yalnızlıklarda dayanma sebebin olan gamzelerimden seni mahrum etmekten korkuyorum...Sana sığınıyorum..Göz çukurlarının altındaki ince cizgilere sığınıyorum... Yüreğimi sana bırakıyorum...Gece değil gözlerinde yaşanan...Sanki sıcak bir deniz gibi gözlerindeki nem....Bırak ne olur yüreğinden nefes alayım kurak topraklarıma...Bir dem cekeyim hücrelerinin ateşe vurulduğu saatlerde..Ve karanlıklar üzerime cullanmadan gözlerindeki güneşi sereyim karanlıklarıma.Yağmurların fırtınalara sarılmadan ben yüreğindeki Cennete gireyim..Hadi ellerini uzat...Yıldızlarin icinde yeniden doğalim ....Ummanların derinliklerini korkutmasin seni...Yıldızlara kapat o gülen gözlerini. Bu sabah perdeleri açmayacağım gül yüreklim..Yüreğimde" güneşim" olmuşken yüreğin, karanlıklara gülümsüyorum bir cocuk misali...Gamzelerimde acan gülüşlerin varken baharlara küskünlügümü ilan ediyorum....Bırak acıların ecel tarlam olsun...Gözyaşların ise son nefesim..Kücücük ellerimle gecelerin koynunda ıslattığın gözbebeklerini silemesem de bırak yüregindeki tüm umutları bir nefes diye içime cekeyim...Aslında bir özür borcluyum sana....Gözyaşlarından düşen her damlayı yüreğimle öpemediğim icin... Yüreğine düşen sızıları ve sancıları söküyorum ellerimle...Gözlerini ıslatan yağmurlarla kavgalardayım..Aldırma gömleğimin kan revan icinde olduğuna...Bırak aksın canımdaki nefesim yollarına...Aksın ki gönül bahcendeki kuru toprakları kanımla ıslansın...Sen uyurken geceleri, ben sana gelmekteyim...Saclarını çözüyorum kırmızı tokalarından, her teline yıldızları giydirmek için...Ben nefesini geceye bıraktığın dudaklarindan bir dem sıcaklık alıyorum..Ne olur kızma , seni öpmek icin değil ; kuruyan dudaklarına Cennetin mis kokan nehirlerini bırakmak icin... Ve bir gün karanlıklarda kalırsam, gözlerindeki güneşi giydirecegim gözlerime...Bir gün ayazlarin icinde uykusuzluğa isyan edersem, yüreğindeki Cennetin en güzel bahcelerine uzanıp huzuru doldurucağım gecelerime...Sen " hasretini ve umudunu " ektiğin ciceğe ben her gün yüreğimin denizlerinden sevdamı bosaltacağım...Ektigin cicege dokunduğun her an ben uzaklardan senin icin bir beyaz güvercin kanatlandıracağım..Kanatlarında yüreğim, gözlerinde ise gülen gamzelerimin olduğu.. Hadi, uyu ne olur birazdan sabah olacak...Gözlerini kapat..Sanma ki ben seninle uyuyacağım..Sen uyudugun zaman kirpiklerine gökkusagın en güzel renklerini dikmekle uğraşmalıyı..Ve ki sen güneşe gözlerini açtığında ben karanlıklarda sana ve yüreğindeki günahlarına yanıyor olacağım..Ve sen baharlara gülümserken, acılarla yaralanmış bedenine yüreğimin sevda elbiselerini giydirecegim....Korkma, sancılarından...Gözlerini kapat sen...Gözlerini güneşe açtığında ben olmayacağım yanında..Ama ben senin ruhunun en derinlerinde sana yaşıyor olacağım.... " Sen ki gül yüreklim; Karanlıklarıma gülümseyen güneşim, Acılarımda sığındığım nefesim, Gülümsediğimde gamzelerimsin... Hadi gözlerini kapat yıldızlara. Ve gözlerindeki Cennetin icinde nefes alıyor olacağım

AKIL AKIL OLSAYDI ADI GÖNÜL OLURDU




AKIL AKIL OLSAYDI ADI GÖNÜL OLURDU 
AKIL AKIL OLSAYDI ADI GÖNÜL OLURDU 

Affet göz kaptırdığım renkten,kulak verdiğim sesten, affet senden habersiz aldığım her nefesten...  Ağzımı Dikseler Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı; Tek ses duysalar; Allah... Yoklayanlar nabzımı. Akıl Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu.. Akılcı Yalnız göze güvenen şu kör akılcıya bak! Başını kuma sokmuş deve kuşundan ahmak! Allah'ın Sevgilisi Düşünüyorum: O'ndan evvel zaman var mıydı? Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı? Allah Diyen Ellerime uzanan dudakları tepeyim Allah diyen gel seni ayağından öpeyim. Allah ve İnsan Seni aramam için beni uzağa attın! Alemi benim, beni kendin için yarattın! Anlamak Anlamak yok çocugum, anlar gibi olmak var; Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var.. Aşk Ve Korku Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde, Allah'tan nasıl korkmaz, insan Onu sever de... Ayrılık Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar. Kavuşmak nasıl olmaz mademki ayrılık var. Bayram Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var BİR'dir BİR Sizin oynadığınız uzun eşek, birdir bir, Ya bizimki o tek yol bir tanedir BİR'dir BİR! Bozulan Nispet Nisbetleri bozuldu,yedi ses,yedi rengin; Mart kedisinin dili,bizimkinden çok zengin... Büyük Randevu Büyük randevu... Bilsem nerede, saat kaçta? Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta? Camii Camiler serbest ama bütün yolları yasak; Onlar meydana hakim,bizse camide tutsak... Çöl Gözüm,aklım,fikrim var deme hepsini öldür, Sana çöl gibi gelen,o göl diyorsa göldür... Doğu-Batı Doğu derki Batıya, güneşi fethetsen de, Ruh gerçeği bendedir, madde yalanı sende
Necip fazıl

TÜRK OLMAK NEDİR..?



Türk Olmak Nedir?
 Aslında çok şeydir, Türk olmak. Türk olmak, Osmanlı’nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi. Kosova’da ve Bosna’da, Batı Trakya’da ve Makedonya’da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir. Türk olmak Kıbrıs’ta, Hocalı’da, Anadolu’da ve Balkanlar’da soykırıma uğrayıp, yapmadığın soykırımla suçlanmaktır. Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıktığınca. Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıkmadığınca. Türk olmak lisanının Avrupa’da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini anlatamamaktır. Avrupa’da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir sürü asır önce Viyana’yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir, sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana’yı yakmadığın için. Türk olmak Selanik’te Pontus Anıtı’nın, Viyana’da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta’da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir. Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da Türk olmaktır. Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icad edildiği her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir. Türk olmak; Troya’dan bu yana, Sümer’den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır. Doğu Roma’yı da Batı Roma’yı da yıkıp, yeni Roma olan AB’ye girmeye çalışmaktır Türk olmak. Türk olmak, Mostar’da köprüdür, Kerkük’te kaledir, İstanbul’da Kızkulesi’dir, Anadolu’da buğdaydır, Çukurova’da pamuktur, Ege’de tütün, Karadeniz’de fındık, Trakya’da ayçiçeğidir. Türk olmak Çanakkale’de ölmektir. Çanakkale’de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanene taşımaktır. Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlından helallik almaktır. Sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır. Türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır. Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak, annenin ardından “bir oğlum daha olsun, onu da göndereceğim” demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken “vatan sağ olsun” demesidir. Türk olmak “Türk çayında radyasyon olmaz” yalanları ile, “gusül abdesti alana aids bulaşmaz” dolanları ile yaşamaktır. Her hükümetin enkaz devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır. Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. Aynı nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına saygıdır Türk olmak. Evindeki bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak. Türk olmak, milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık’a, Belgin Doruk’a aşık olmaktır. Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir tez tutamadan, toprağa girmektir. En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkıyaya türkü yakmaktır, Türk olmak. Milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak. Türk olmak Yunus’u bilmektir, Aşık Veysel’i sevmektir. Mevlana’yı, Hacı Bektaş-ı Veli’yi ve Hoca Yesevî –tek bir satırını okumasa da- yüreğinde taşımaktır. Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü’nde... Hayatın sana verdiklerine “nasip”, vermediklerine “kısmet” demektir. Her işin “hayırlısına” inanmaktır ve “feleğe” küfretmektir ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir. Türk olmak, Asya’da batılı, Avrupa’da doğulu diye tepki görmektir. Irk sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradandan ötürü sevmektir. Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir. Türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte, on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir. Tavla oynarken bile kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir. Türk olmak, buhran zamanında Arjantin’de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir. Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir. Zor iştir Türk olmak. Türk olmak Anadolu’da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir. Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu’da dik durabilmektir

ÖZLÜ SÖZLER




ÖZLÜ SÖZLER

Dünya’sına dünya’sına, aldanma dünya’sına. Dünya benim diyenin, gittik dün yasına.
Liderlik güç kullanmak değil, başkalarının gücünü kullanmaktır.
Doğru bir kişiliğe eğri bir söz yakışmadığı gibi, doğru söze de eğri kişilik yakışmaz.
Ter vücudun gözyaşıdır.
Herkes hata yapabilir, ancak ahmaklar hatalarına bağlı kalırlar.
Gülersen, bütün dünya seninle birlikte güler. Ağlarsan tek başına ağlarsın.
Benimki benim seninki de senin, bu şeriattır. Seninki senin benimki de senin, bu tarikattır. Ne benimki benim ne seninki senin, her şey Allah’ın, bu da hakikattir.
Seviyorsan; bugün sor bugün ara, yarına; kim öle kim kala.
Can saatini Rahman kuruvermiş, bir gün göreceksin ki o saat duruvermiş.
Sığınırım; her şerrin ardından, hayır veren Rabb’e…
Gözünü açıyorsun "Doğdu" diyorlar. Gözünü kapatıyorsun "Öldü" diyorlar. İşte bu göz kırpışa "Ömür" diyorlar.
Kedi nankör, Tilki kurnaz, Yılan sinsi; İnsan hepsi.
Ölüm her aklına geldiğinde 'Ah' edip 'Vah' edip inleme; 
Bu halinle Rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme;
 O geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın.
Beni herhalde sevmiş! Oysa ben onu “her halde” sevmiştim.
Gelir bir bir, gider bir bir, kalır bir; Gelen gider, giden gelmez bu bir sır; Gelirse gelir, bir kıl ile eyleme tedbir; Giderse gider, eylemez bir koca zincir.
Sanma ki ördek Vak, karga Gak, leylek Lak diyor. Aslında hepsi HAKK diyor…!
Üzülme ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
Her bildiğini söyleme ama her söylediğini bil…!
İstedim de vermedi deme. İstemeyi bilemedin, bari yalan söyleme.
Ben dostlarımı hiç satmadım. Çünkü; ya beş para etmez çıktılar ya da paha biçilemez.
Duyduğumu unuturum, gördüğümü hatırlarım, yaptığımı bilirim.
Kolay çıkış yolu genellikle tekrar içeriye girmeye yol açar.
Sık sık verilen aynı öğütten sıkılma. Çünkü bir çiviyi çakabilmek için defalarca vurmak gerekir.
Eşek âlim olmaz su taşımakla tekkeye, insan adam olmaz gitmek ile Mekke’ye.
Sesini değil, sözünü yükselt. Yağmurlardır yaprakları büyüten, gök gürültüleri değil.
Yanlış yapmayan insan yoktur; insanlık yanlışını kabul ve düzeltmekle olur.
Yaydan fırlayan ok gibidir, ağzından çıkan bir söz. Ve hiç geri dönmüş değildir, atıldıktan sonra bir ok.
Ülfetin şartı, külfeti terktir.
Her şey hakkında bir şey öğrenmeye ve bir şey hakkında her şeyi öğrenmeye çalışın.
Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.
Geçmişi hatırlamayanlar, onu tekrar etmeye mahkûm edilmişlerdir.
Allah’ım; gönlümde olanları hakkımda hayırlı eyle, hakkımda hayırlı olanları da gönlüme razı eyle.
Büyük randevu, bilsem nerede saat kaçta. Tabutumun tahtası bilsem hangi ağaçta.
İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olandır.
Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile tek bir adımla başlar.
Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi vardır.
İyiyi ara, güzeli ara, doğruyu ara ama kusur arama.
Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir. Çok görüp, çok dinleyip, az konuşmak gerektir.
Sıkı bir biçimde derhal uygulamaya konulan iyi bir plan, gelecek hafta ortaya konacak mükemmel bir plandan çok daha iyidir.
Öfke rüzgâr gibidir, bir süre sonra diner. Ama birçok dal kırılmıştır bile.
İyi bir yönetici, sıradan insanları sıra dışı şeyler yapar hale getirir.
Dilin kemiği yoktur ama bir vuruşta adamın sırtını yere getirebilir.
Sevdiklerinize zaman ayırın, yoksa zaman sizi sevdiklerinizden ayırır.
İyimser her belada bir fırsat, kötümser her fırsatta bir bela görür.
Beni bir ben bilirim, bir de Yaradan. Bana bir ben lazımım, bir de anlayan.
Kim olduğun öyle bir haykırıyor ki, ne dediğini duyamıyorum.
Herkesin işi, hiç kimsenin işi değildir.
Bir gram önlem, bir kilo tedaviden daha değerlidir.
Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın.
Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.
Konuşmadan önce dinleyin, yazmadan önce düşünün, harcamadan önce kazanın, dua etmeden önce bağışlayın, incitmeden önce hissedin, nefret etmeden önce sevin, vazgeçmeden önce çabalayın, ölmeden önce yaşayın; hayat budur, onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Bazen halimize Melek'ler imrenir, bazen de halimizden Şeytan bile iğrenir.
Birden ortaya çıkan ve zahmetsizce gelenler, aniden kaybolur ve sessizce giderler
Takımın aklı, takımdaki bireylerin aklından daha büyüktür.
Ne insanlar gördüm üzerlerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içlerinde insan yok.
Bazı kimseler güllerin dikeni var diye yakınırlar, ben ise dikenlerin gülü olduğu için şükrederim.
Başarı istediğini elde etmekse, mutluluk elde ettiğini sevmektir.
Çalıştım ve anladım ki çalışmakta mutluluk varmış. Küçükken bana hayatın mutluluk olduğunu söylediler. Büyüyünce hayatın çalışmak olduğunu anladım.
Bir kimse kaderin kendine bakan kısmını tatbik etmezse, kaderin Allah’a bakan yüzünü tenkit etmeye başlar.
Hem haddini hem de Rabbini bilen insanlara hayranım.
Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir.
Güzel bir gülü güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle dostu tüm derdiyle sevebilmektir.
İnsan bir şeyi elde etmek için çabalar. Onu elde edince de bir kenara atar. Gerçek değerini ise onu kaybedince anlar.
Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati, ne güneşte, ne ay da ara. Gözlerindeki perdeyi arala.
Sevmek bu kadar güzelse, kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir.
Kimi insan, geçmişle geçememişi birbirine karıştırır. Halbuki geçen iz bırakır, geçemeyen yara.
Biraz insan ol diyeceğim ama seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.
Dünyada değişiklik yapmakta başarılı olanlar, değişiklik yapmaya kendilerinden başlayanlardır.
İnsanlar yalnız, çünkü köprü yerine aralarına duvar inşa ediyorlar.
Yarın yaparım, yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin.
Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki, ileride koyun gibi güdülmesinler.
Bugünü düşünürüm, dün geçti. Yarın var mı? Gençliğe de güvenmem, ölen hep ihtiyarlar mı?
Gönül öyle yolgeçen hanı değil, dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.
Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür.
Gülene neden gülüyorsun diye sorulmaz, ama ağlayana neden ağladığı sorulur. Sen de dualarında ağla ki, Rabbin sebebini sorsun.
Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; kardeş gibi yaşamayı.
Üzülmek; yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez, yalnızca bugünün gücünü tüketir.
Bilmemek ayıp değildir ama çok büyük bir kayıptır.
Eli görmeyen kişi yazıyı kalem yazdı sanır.
Dal rüzgârı affeder ama kırılmıştır bir kere.
Aza sahip olan değil çoğu isteyen yoksuldur.
Hadiseleri değiştiremiyorsanız, onlara bakış açınızı değiştirin.
Her şeyin yenisi, dostların eskisi makbuldür.
En iyi, iyinin düşmanıdır.
OKUL'dan sonra ÖLÜM gelir. (Harflere dikkat lütfen...!)
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
Uzman, az konuda çok şey bilendir.
Tembelin çalışma günü yarındır.
Zorsa yaparım, imkânsız ise biraz zaman alır.
Her ağızda bir yemin artık, sakın ha inanmayınız. Biri bir şey mi söyledi; söz'e değil söyleyene bakınız...
Her şeyi konuşabilen insanlar, her şeyin üstesinden gelebilir.
İki şey dünyaya hükmeder; biri kılıç, diğeri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir.
Yapıcı bir tenkit, akıllı insanları güçlendirir, ahmakları öfkelendirir.
Yaşadığım sürece çalışırım, çalışamadığım an ise ölmüş sayılırım.
Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir.
Az bilgisi olup çok konuşan, parası olmayıp çok harcayana benzer.
İnsanlar rakamlar gibidir; ancak durumlarına göre kıymet alırlar.
Göz nereye bakar, gönül oraya akar. Gönül nereye akar, ayak oraya koşar.
Sabret can üzülme, sevmeyen gitsin. Niçin ağlarsın? Dua et Rabbim seni terk etmesin. İşte “O” terk ederse gerçekten bitersin.
Ey Gönül; sen sen ol, kimsenin gönlünü yıkma. Dikenin ucuna çık da, edep çizgisinden çıkma.
Ne kadar geriye bakarsanız o kadar ileriyi görürsünüz.
İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa, imha için de o kadar cehalet kâfidir.
Kimsesiz hiç kimse yok, var herkesin kimsesi. Kimsesiz kaldım meded, ey kimsesizler kimsesi.  
Her gördüğün ata sakın deme binektir. Sırrını verme dostuna, bazıları gevşektir. Eşeğe altın semer de vursan; eşek yine eşektir.
Şeytana ne kızıyorsun, bir iyilik yap da o sana kızsın.
Dünya da her şeye nazar değer, yalnız akla değmez. Çünkü herkes kendi aklını beğenir.
Kendisini başkalarının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir.
Çalışmak bizi şu üç beladan kurtarır; can sıkıntısı, kötü alışkanlıklar ve yoksulluk.
İnsanın karşısına kötülük etmek fırsatı günde yüz kez, iyilik etmek fırsatı ise yılda bir kez çıkar.
İnsanlar eşittir; doğum değil, erdemdir farkı yapan.
Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, bir de cehaletin bedelini hesaplayın.
Ne pahasına olursa olsun, evlenin. Karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz, yok fena çıkarsa o zaman da filozof olursunuz.
İyimser bir insan, ayakkabıları çalınınca “ayaklarım var ya” diyebilen insandır.
Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirlerini yiyorlar…
Ulaşamayacağını bile bile neden “O”nu arıyorsun?” derler. Bende derim ki; Öleceğimi bile bile neden yaşıyorsam, o yüzden.
Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Gerçek dost hatalardan dolayı dostluğu bitiren değil, dostluğun hatırına hataları bitirendir.
Haram kazanılan aş, aştan sayılmaz. Kişi, başım var diye övünmesin; secdeye varmayan baş, baştan sayılmaz.
Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz.
Sabır, çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir.
Kader, beyaz kâğıda sütle yazılmış yazı. Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı.
Veren de “O” alan da “O”, nedir senden gidecek? Telaşını gören de, can senin zannedecek.
İki insan çeşidi vardır; zaman geçtikte hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen.
Bardağı ben kırınca “sakar”, annem kırınca “nazar”, babam kırınca “o bardağın orda ne işi var?”
Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır.
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla, yaşaya dursun insan hayat dediği zanla.
Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; dünya beş para etmiyor.
Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Mâdem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?
Ne başını kapat, altını göster; ne altını kapat, üstünü göster. Hepsini kapat, imanını göster.
Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbir şey bizim değil.
İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu.
Ömrün ilk yarısı, ikinci yarısını beklemekle; ikinci yarısı da, ilk yarısının hasretiyle geçer.
Sonunda 'eyvah' diyeceğin şeylere, başında 'eyvallah' deme. Pişman ol fakat pişman ölme.
Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.
Dinde zorlama yoktur, insan özgürdür elbette. İsteyen bu dünyada pişer, isteyen âhirette.
Ölüm güzel şey, budur perde arkasından haber. Eğer güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber.
Eğer tadını bilirseniz ekmeği paylaşmak, ekmekten daha lezzetlidir.
Hayat dediğin Allah (c.c.) için değilse; ne çıkar, hayat önünde eğilse.
Biz; ayakları şişene kadar namaz kılan peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetleriyiz.
Ne gelirse başımıza Hakk'tandır; fakat geliş sebebi, Hakk'tan ayrılmaktandır.
Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın. Şimdi anladığını sonra anlayamazsın.
Ölümüz dirimiz, her gün birimiz, bir gün hepimiz, Hakk'a gideceğiz.
Seni aramam için beni uzağa attın. Âlemi benim, beni Kendin için yarattın.
Bazen fikirlerini de değiştirmelisin. Çünkü sen fikirlerinin kölesi değil, sahibisin.
İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork.
Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilme.
Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın.
Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret.
Yüz daha versen, yüz uman yüzler bilirim. Yokuşlara kardeş olan düzler bilirim.
Dünya öküzün üstünde derler ama dünyanın üstünde nice öküzler bilirim.
Adam olmak cinsiyet meselesi değil şahsiyet meselesidir.
Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.
İnsanlar ikiye ayrılır; vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar.
Dünyaya gelmek hüner değildir, yüksel ki yerin bu yer değildir.
Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar.
Hiçbir şeyden asla vazgeçme, çünkü vazgeçenler yalnızca kaybedenlerdir.
Yarın, geride kalan ömrümüzün ilk günüdür.
Eğer bir ağacı kesmek için bir saatim olsaydı, ilk kırk beş dakikada sadece baltamı bilerdim.
Unutulmak istemiyorsan, ya okunacak şeyler yaz ya da yazılmaya değer şeyler yap.
Mutlu olmanın iki yolu vardır; ya arzularımızı azaltmak, ya da imkânlarımızı çoğaltmak.
Evlenmeden önce gözünüzü dört açın, evlendikten sonra birini kapatın.
İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın.
Çocuklarınıza dilini tutmasını öğretin, konuşmasını nasıl olsa öğrenecektir.
En kötü öğretmen tecrübedir; önce sınav yapar, sonra öğretir.
Küçük masraflardan kaçınmayın, bazen ufak bir delik koca gemiyi batırır.
İyi mazeretler bulmayı başaranların, başka şeyler başarabildiği çok nadiren görülür.
Her insan huzur verir; kimileri gelince, kimileri gidince.
İyi bir insan öldüğünde ona ağlamayın. Asıl onu kaybeden topluma ağlayın.
İyi olmak kolaydır, zor olan âdil olmaktır. En mükemmel adalet ise vicdandır.
Görmek kolay, önceden görmek zordur.
Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi yapan adamdır.
Demokrasi, iki kurtla bir kuzunun öğle yemeğinde ne yeneceğini oylamasıdır. Özgürlük ise tam teçhizatlı bir kuzunun oylamaya karşı çıkmasıdır.
Ya bir yol bulacaksınız, ya bir yol yapacaksınız, ya da yoldan çekileceksiniz.
Neden duasız bırakıyorsun dilini? Kapıyı çalmadan, açılmasını bekleyenlerden misin yoksa?
Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman? Bilemem. Yeter ki o kapıda durmayı bil.
Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan.
Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici. Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici?
Sokak lambası gibi olma ey yâr, kime yandığın belli olsun.
Ya İslâm’la yükselir, ya inkârla çürürsün. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.
Savaşın ortasında komutansız kalmaktır, babasız kalmak.
Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerek.
Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.
Diyorlar bana kalsın şiir de, söz de yerde; sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde.
Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Sukûnetim asaletimdendir. Her lâfa verilecek bir cevabım var. Lâkin; bir bakarım lâf lâf mı diye, bir de bakarım söyleyen adam mı diye.
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır.
Herkes aynı fikirdeyse, hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir.
İki kişinin bildiği sır değildir.
Ya Allah'a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin.
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür.
Bil ki geride bıraktıkların ileriye gitmeni engelleyecek. Unutma; ileri gidebilmen için arkadakileri unutman gerek.
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.
Gelecek senin notlarındır, geçmişse sınavın.
Şans yalnızca hazır olan zihinlere güler.
Liderlik güç kullanmak değil, başkalarının gücünü kullanmaktır.
Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp atmak çok güçtür.
Elinden geleni yapmadığın müddetçe, umduğunu bulamamaktan şikâyette haksızsın.
Gariptir, yükü çeken manda ses çıkarmaz da kağnı inler.
Parçaları kaybolmuş puzzle gibi artık insanlar. Kiminin kalbi, kiminin ruhu, kiminin bir beyni yok.
Zihin fukara olunca fikir ukala olur.
Hayat başlar ve biter. Nasıl başlayıp nerede sona erdiği değil, ikisi arasına neler sığdırılabildiğin önemlidir aslında.
Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur.
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. Öldüm der durur, yine de yaşarsın.
Yalnızlık Allah'a mahsus, her canlı bir eş arar. Taşın kalbi yok; ama onu bile yosun sarar.
Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır. Önemli olan, içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır.
Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir.
Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusur örtmeyi marifet edin kendine, işte o zaman kusursuz olursun.
Üzülme! Dert etme can! Görebiliyorsan, Dokunabiliyorsan, Nefes alabiliyorsan, Yürüyebiliyorsan... Ne mutlu sana!
Bizler açlıktan karnına taş bağlayan Peygamberin, doymak bilmeyen ümmetleriyiz.
Başkası düştü mü, "çürük tahtaya basmasaydı" deriz. Kendimiz düşünce, tahtanın çürük olmasından şikâyet ederiz.
İnsanın hakiki asaleti faziletten gelir, doğuştan değil.
Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz.
İnsanlar hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar, ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
Dostluk, çınar gibidir, meyvesi olmasa da gölgesi yeter.
Affetmek için iki kişilik erdem lazım; hem onu affetmek, hem de onu affettiği için kendini affetmek.
Birçok insan dolu ağızla konuşmayacak kadar terbiyelidir; ama boş kafayla konuşmakta sakınca görmezler.
Eğer sen, kusursuz olsaydın; başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya bu kadar meraklı olmazdın.
İnancı dışlayan bilim topal, bilimi dışlayan din kördür.
Uygulayacağın bir plan yap, yaptığın planı da uygula. 
Takdir ediliyorsan değil, taklit ediliyorsan başarmışsın demektir.
İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensipleri ve inançlarıdır.
Eleştiriyi kabul etmeyen, başarısına inandıracak kimseyi bulamaz.
Hiçbir şeyi riske atmamak, aslında her şeyi riske atmaktır.
İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir.
Olsun be aldırma Yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun âhı indirir şâhı. Her şeyin bir vakti vardır.
Bin sene de okusam, ne bilirsin diye sorsalar bana, haddimi bilirim derim.
Bırakacağın eli hiç tutma, tutacağın eli ise hiç bırakma. Sahte sevgilere gül olmaktansa, gerçek sevgilere diken ol .
Dost ise düşünme, ver ömrünü gitsin. Dost değilse, hiç bekletme yol ver gitsin.
Kabiliyetsiz olmak bir kusur değildir ama karaktersiz olmak çok büyük bir kusurdur.
Doğru bir kişiliğe eğri bir söz yakışmadığı gibi, doğru söze de eğri kişilik yakışmaz.
Ter vücudun gözyaşıdır.
Bozuk olunca maya; ne ar tanır ne de hayâ.
Gerek yok her sözü lâf ile beyana, bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana.
Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene, çünkü cahil ne gelirse söyler diline.
Zulm ile âbad olanın sonu berbâd olur.
Emek ver, kulak ver, bilgi ver ama sakın boş verme.
Kişi gülüşüyle terbiyesini, güldüğü şey ile seviyesini gösterir.
Hak kuldan intikam kul ile alır, dini irfan bilmeyen bunu kul etti sanır.
Aslını gizleyemez insan, giydiği kaftanlarla. Bilmez ama kendini kandırır, söylediği yalanlarla.
Ey Gönül! Sevdiğini hiç gitmeyecekmiş gibi seversen, gittiğinde de hep gelecekmiş gibi beklersin.
Herkesin günahını kapatamayacağına göre, kendi göz kapağını kapat.
Dost; acı söyleyen değildir Acıyı tatlı söyleyebilendir.
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir. Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
İyiliğe iyilik her kişinin işi, iyiliğe kötülük şer kişinin işi, kötülüğe iyilik er kişinin işi.
Kimileri seviyorum der çünkü ezberlemiştir, kimileri diyemez çünkü gerçekten sevmiştir.
Göründükleri gibi olmalıdır insanlar. Eğer değillerse; hiç görünmesinler daha iyi.
Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez.
Herkese kulağını, ama çok azına sesini ver.
Geçmiş bir felakete üzülmek, bir yenisini davet etmenin en emin yoludur.
Düşüncelerin neyse hayatın da odur, hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.
İyimser kişi, yaranın üstünde artık kabuk görür; kötümser kişi ise kabuğun altında yine yara görür.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.
Dünü ya da bugünü değil anı yaşamalısınız. Çünkü; şimdi olacaksa bir şey; yarına kalmaz. Yarına kalacaksa eğer; bugün olmaz.
Sözlerin uçuyor havaya ama düşüncen yerde. Öz olmayınca söz yükselmiyor göklere.
Yağmuru sevdiğini söylüyorsun ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun, güneşi sevdiğini söylüyorsun ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun, rüzgârı sevdiğini söylüyorsun rüzgâr çıkınca pencereni örtüyorsun. İşte bundan korkuyorum; çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun.
Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.
Hadi simit satanı anladım, kestane satanı da. Peki ya dost satan, o da mı ekmek parası?
Konuşmadan önce düşün ki konuştuktan sonra düşünmeyesin.
Havalara giren birine hiç dokunmayın. Bırakın ne kadar yükselirse o kadar sert düşecektir. İzleyin ve keyfini çıkarın.
Hayat üç buçukla dört arasındadır; Ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın.
Yiğitlik intikam kazanmakta değil, tahammül göstermektedir.
En iyiyi bulmak için uğraşırken iyiyi kaybediyoruz.
Öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma.
Bir gün her şeyin daha iyi olacağını düşünmek, umudumuz; bu gün her şeyin iyi olduğunu düşünmek, yanılgımızdır.
Hayat, hiç teşekkür etmeden alınır, gelişi güzel kullanılır, farkında olmadan yitirilir.
Bu adam çok cahil olmalı, ne sorulsa yanıtlıyor.
Uzun bir tartışma, her iki tarafın da haksız olduğunun belirtisidir.
Gülmek için mesut olmayı beklersek, ömrümüz tebessüm etmeden sona erer.
En akıllı kişi neyi bilmediğini bilendir.
Bilgelik, kendi kendimizi yenmektir. Oysa cehalet, kendi kendimize yenilmektir.
Kendin pahasına olduktan sonra tüm dünyayı kazansan eline ne geçer?
Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır.
Dünyada her şeye kıymet biçilebilir. Ama öğretmenin eserine kıymet biçilemez.
Haksızlığa uğramak, haksızlık yapmaktan iyidir; haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır.
Kâinatta tesadüfe tesadüf edilmez.
Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.
İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.
Düşmanının düşmanı, düşman kaldıkça dosttur; düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır.
Düşünme olmaksızın öğrenme emek kaybıdır, öğrenme olmaksızın düşünme ise tehlikelidir.
Dehanın on’da bir’i yetenek, on’da dokuz’u da çalışmaktır.
Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.
İnsan belayı dilden bulur.
Sözün güzelliği kısalığındadır, sözün ayıbı uzun olmasıdır.
Zayıfların silahı şikâyettir.
Cahilin susması, örtüsüdür.
Öğretilen şeyler unutulduktan sonra kalan, eğitimdir.
Yapmayı öğrenmek zorunda olduğumuz her şeyi, yaparak öğreniriz.
Mutlu insanlar; her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir.
Eğer yapamayacağınızı düşünüyorsanız, haklısınız, yapamazsınız.
Özen yoksa ödül de yoktur.
El tekrâr-u ahsen, velev kâne yüz seksen (Tekrar iyidir, istersei 180 defa olsa bile)
Ey can! Hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer verme; ya onu kaybedersin, ya da kendini mahvedersin.
Unutmayın; dünyada yaşamıyorsunuz, dünyadan geçiyorsunuz.
Madem sığınacak bir limanın yok, sığınacak bir imanın da mı yok?
Sen bir şeyler verdikçe dost görünen çok olur. Bir de sen iste gör, hepsi birden yok olur.
Müslüman namaz kılar, namaz da insanı Müslüman kılar.
Ne görsem, ötesinde hasret çektiğim diyar; Kavuşmak nasıl olmaz, mademki ayrılık var?
Benimle ömür geçer mi ki dedim? Senle geçirmeye ömür yeter mi? dedi. İşte bu bana bir ömür yetti.
Elindeyse zamana, dur, geçme diye dayat.! Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.
Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; Nihayet döne döne aynı noktaya vardım.
Dünya ile ahret, doğu ile batı gibidir. Hangisine yaklaşırsan muhakkak öbüründen uzaklaşırsın.
Güvenme insanların samimiyetine Menfaatleri uğruna gelirler vecde Cenneti vaat etmeseydi eğer Allah'a bile etmezlerdi secde.
Dürüstlük pahalı bir mülktür, ucuz insanlarda bulunmaz.
Evdeki her şeyi tamir eden erkek; Kırdığı kalbi onaramıyorsa, usta sayılmaz.
Ne hikmet ki şu dünyada; gelen ağlar, giden ağlar.
İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak.
Ne kadar farklı olursa olsun; Sana ait olmayana tenezzül etme. Ve ne kadar basit olursa olsun; Senin olandan asla vazgeçme.
Zaman paraya benzer, lüzumsuz yere sarf edilmedikçe daima yeter.
Zaman gösterdi ki Cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz değil.  
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu, uyanmaktır.
Vicdanı tertemizdi zira onu hiç kullanmamıştı.
Ölülerin çenesini bağlarlar, burada gördüklerini orada söylemesinler diye. 
Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
Hayır demek kolaydır. Çünkü evet denilince yapılacak iş çıkacaktır.
Düşmanlarınızı affedin bu bir büyüklüktür. Ama onları unutmak büyük bir aptallıktır. 
İyilik yapmasını bilmiyorsan, hiç olmazsa kötülük yapma.
Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim. 
Ask mücadelesi değil, mücadele aşkı içinde ol.
Serseri, cahil bırakılmış çocuğun büyümüşüdür.
Ahmağa yüz, aptala söz vermeğe gelmez.
Kusuru kendisine söylenmeyen adam ayıbını hüner sanır.
Borçlu olup düşünmektense uyuz olup kaşınmak yeğdir.
Boşboğazı ateşe atmışlar “odun yaş” diye haykırmış.
Kele yıkandın mı demişler. Tarandım bile demiş
Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.
Makama çıkmak için türlü merasim ister. Huzura çıkmak için kalben Allah de yeter.
Kadınlar zayıftır ama anneler kuvvetlidir.
Bazen, doludizgin gitmektense doğru düzgün gitmek daha isabetli olabilir.
Ömür ağaç dalında savrulan bir yapraktır; Ne kadar genç olursan ol sonun kara topraktır.
Yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini. Kime iyilik ettiysen ondan koru kendini.
İyi geçinmek iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur.
Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü; Bülbül güle, Karga çöplüğe götürür.
Kimine su olacaksın kimine sel. Kimine mum olacaksın kimine volkan. Ama Allahtan başka kimseye asla kul olmayacaksın.
Çocuk sorar; Baba senin hiç sevgilin oldu mu? Babanın cevabı; Tek sevgilim oldu “Allah". Ya annem? Baba gülümser; O bana sevgilimin hediyesi.
Kur'ana; gözünle bakarsan yazıyı görürsün. Aklınla bakarsan ilmi görürsün. Kalbinle bakarsan aşkı görürsün. Tüm ruhunla bakarsan Rabbi görürsün.
Bin kere vaad edeceğine, Bir kere vaadini yerine getir.
Günün adamı olmaya çalışma, hakikatin adamı olmaya çalış. Çünkü gün değişir, hakikat değişmez.
Kadın deyip geçmeyin. Karnında dokuz ay bir bebeği, kalbinde sonsuza kadar bir erkeği taşıyabilendir o.
Kimi mal mülk peşinde. Kimi şan şöhret peşinde. Kimi kız, kimi erkek peşinde. Bilmiyorlar ki Azrail hepsinin peşinde.
Hep hayır dese de bana hayat.. Ben hep hayırlısı diyeceğim, hayata inat.
Bir kadın erkeğin yanında gözlerini kapatıyorsa âşık oluyordur. Erkek gözlerini kapatıyorsa, kadın alışveriş yapıyordur.
Hayırlı eş Allah'ın kuluna özel bir ikramıdır. Hayırsız eş ise dünyanın en ağır imtihanıdır.
Korkar olduk artık 'seviyorum' demeye; kimi sahiden değiyor sevmeye, kimi ise pişman ediyor insanı sevdiğine.
Çocukken yarın neler oynayabiliriz diye düşünürdük, Şimdiyse yarın hayat bize hangi oyunu oynayacak diye düşünüyoruz.
Asla pişman olmayın; eğer sonucu iyiyse, mükemmel, eğer sonucu kötüyse bu bir tecrübedir.
Herkes diyor; para kazansam, ev alsam, araba alsam. Kimse demiyor; namaz kılsam, cenneti kazansam.
Babam hep derdi ki; Oğlum ne yap, ne et; el alemi bize güldürme (Cem Yılmaz)
Allαh, nαsip etmeyeceği bir şeyi hαyαl ettirmez.
İnsanlık çok ilerledi; Artık görünmüyor…!
"Belki" dünyasında, "keşke" kokan havayı solurken, "iyi ki" dediğimiz bir imanımız var, çok şükür.
Yarınlar hep güzel olacak denir. Oysa bu günler, dünün yarınları değil midir?
Ben geçmişimi dürdüm, büktüm ve kaldırıp çöpe attım. Bu çöpleri ise ancak köpekler karıştırır. [NFK]
Ne garip şey şu mutluluk! Gitti mi gider, çağırsan gelmez, gelse de kalmaz, kalsa da yetmez.
Hayatta üç çeşit insandan korkacaksın; Dağdan inme, dinden dönme, sonradan görme.
“Ben senin mutluluğunu istiyorum" dedi ve dediğini de yaptı; Aldı da gitti.
Öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma.
Paranla şeref kazanma, şerefinle para kazan ki; paran bittiğinde, şerefin de bitmesin.
Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktadır.
Yoksulluk kaç gün sürer baba? 40 gün oğul. 40 günden sonra zengin olur muyuz baba? Yok oğul, alışırız.
Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana.
Ayıplarım seni ey gönül; hal bilmeze hal sorarsın, bülbül dururken kargadan gül sorarsın.
Dün çimen benim ayaklarımın altında idi, bugün üstümde bitiyor. Görüyor musun? Toprak günahlardan başka her şeyi örtüyor.
Bir yerde, küçücük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir.
Ne garip değil mi? Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız.
'İyiyim' deriz ya hep, alışkanlık bizimkisi. Peki karşındaki kişi de gerçekten, nasıl olduğunu merak mı ediyor sanki.
Dediler ki; "yaşından çok daha olgunsun." Evet, dedim. Çünkü büyüklük hep bende kaldı.
Hayatta her şey olabilirsin; fakat mühim olan hayatın içinde "İNSAN" olabilmektir.
Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur!
ŞEYTAN’ı can evinden vurup çıldırtacak ŞEY, TAN vaktini yatakta değil uyanık karşılamaktır.
Kalbi olanın elbet hüznü vardır. Hüznü olanın elbet de sığındığı Rabbi vardır.
Demiri, demirle dövdüler; biri sıcak, biri soğuktu. İnsanı, insanla kırdılar; biri aç, biri toktu.
Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var. Kiminin yüzüne; kiminin gelmişine, geçmişine.
Hani derler ya "özün" neyse "sözün" de o olsun diye, "ben" de diyorum ki; "özü" olmayanın söyleyecek "sözü" de olmasın.
İşimiz Allah'a kalmışsa, olmuş bil.
Duâ sevgiliye yazılmış bir mektup gibidir. Zarfın içine yüreğini koyanın duası kabul edilir.
Büyük adamların hatası güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.
Evinin camları kristaldense, komşunun camına taş atma.
Dostlarımızdan şüphelenmek, onların ihanetinden çok daha utanç vericidir.
Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene.    
İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur.
Zevke dalmak şöyle dursun vaktiniz yok mateme, davranın zira gülünç olduk âleme.
Aşk, sen başkasın ile başlar. Hepiniz aynısınız ile biter.
Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.
Cennet annelerin ayakları altındadır. Demek ki annem "Seni ayağımın altına alırım!" derken hep iyiliğimi düşünüyormuş.
Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin.
Bardağa kola doldurur gibi değer vereceksin insanlara ağır ağır ve yavaş. Çok verirsen köpürür taşar, elinde bardakla kalırsın.
Kırma dostun kalbini; Onaracak ustası yok. Soldurma gönül çiçeğini; Sulamaya ibrik yok.
Eğer Allah seni bana yazmışsa, benden kaçışın yok! Lakin kader seni benden almışsa, ağlamaya lüzum yok.
Taş da yumurtanın üstüne düşse, yumurta da taşın üstüne düşse, olan yine yumurtaya olur.
Ölüden haber gelmiş, diri okur anlamaz. Sorsan herkes müslüman, ne şükür var ne namaz.
Yürümeyi öğretti sana annen ve sonra, kendi kendine attığın ilk adımda ilk ondan uzaklaştın.
Paranı ver, gönlünü ver, selam ver, canını ver ama sırrını verme.
Günlerini say, servetini say, büyüklerini say ama yerinde sayma.
Emek ver, kulak ver, bilgi ver ama hiçbir zaman boş verme.
Eşini beğen, işini beğen, aşını beğen ama kendini beğenme.
Bazen; bir kelebeğin ömrü kadardır hayat. Ne kırmaya gelir; Ne de kırılmaya.
“Her şeyi senin için var ettim” diyen Rabb’ine, “her şeyi senin için terk ettim” diyebilmektir aşk.
Ağzımda lokma varken konuşmak kolay da, yüreğimde sen varken susmak ne zormuş.
Garip değil mi? Ulaşamayacağın kadar yüksekte sandığın kişiler, aslında eğilemeyeceğin kadar alçakta olabiliyor.
Cevizin kabuğunu kırıp özüne inemeyenler, cevizin tamamını kabuk zannederler.
Kalbini defter yaparsan karalayan çok olur.
Seni affedecek kadar olgunum ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim.
Bir gün birisiyle dost olduğunuzda yarın onun bir düşman olabileceğini unutmayın.
Saatlerce tüm fotoğraflarına baktığına değil, tek bir fotoğrafına saatlerce baktığın kişiye aşıksındır.
Benim istediğimi Allah istemiyorsa, konu kapanmıştır.
Seni kıskananlardan nefret etme, saygı duy. Çünkü seni kıskananlar senin onlardan daha iyi olduğunu düşünenlerdir.
Bazı şeyler zamanla geçer. Bazense sadece zaman geçer.
İnandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.
Öleceğiz bir gün, gömecekler. Bir kaç gün övecekler, sonra kalan malını bölecekler, hatta memnun kalmayıp üstüne bir de sövecekler.
Üzülme, istediğin bir şey olmuyorsa, ya daha iyisi olacağı için; ya da gerçekten de olmaması gerektiği içindir.
İnsanların ne kadar kötü olduklarını görmek beni hiç şaşırtmıyor fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce çok şaşırıyorum.
Dediler ki; Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönle giren gözden ırak olsa ne olur.
Tahterevallinin diğer ucuna oturarak sayemde yükselen insanlara, canımın sıkıldığında kalkabileceğimi söyleyin.
Düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkum olmaktır.
İş hastası olduğumuz kadar üslup ustası da olmalıyız.
Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin. Kibiri bırak, alçak gönüllü ol.
Türkleri sevmeyen bir Kürt, Kürt değildir, Kürtleri sevmeyen bir Türk de Türk değildir.
Cevahir kadrini cevher füruşan olmayan bilmez.
Gençliğine güvenip de vakit çok erken derken, bir bakmışsın elveda bile diyememişsin giderken.
Her rüzgârın önünde bir ot gibi eğilirsen, dağlar kadar da olsan bir pul etmezsin.
Eğer adam gibi adamsan kendini, ağırdan da olsa satmayacaksın..!
Yol olsun sesin. Beni getirsin sana. Bir demlik çay, iki de gülücük olsun sofrada. Duayı sen oku. Amin demek düşsün bana.
Gerçek dost, duymak istemesen de, doğruyu söyler. Düşman, düşlerini yalanlarla süsleyip düşeceğin günü bekler.
Dervişlik hırkada, taçta değildir. Hararet narda, saçta değildir. Her ne arar isen kendinde ara. Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir.
İçimde bir merak öyle bir merak ki ölümümden bir ay sonra bir güncük yaşamak ve dostu düşmanı suçüstü yakalamak.
Bu aralar yine çok abur cubur konuşuyorsun, Pişmanlayacaksın iyice. Biraz dediklerine dikkat etmelisin.
Hayatın şereflisini, Rızkın bereketlisini, Vücudun sıhhatlisini, Ahlâkın faziletlisini, Evlâdın hayırlısını nasip eyle Rabbim.
Feministlik kocayı bulana kadar, Komünistlik parayı bulana kadar, Ateistlik uçak düşene kadarmış…!
İnsan seviyorsa kaybetmekten korkar. Kıskançlık da bir kaybetme korkusudur. Kıskanmıyorsa eğer, yeterince sevmiyordur.
Çaresizseniz, çare sizsiniz...!
Üzülme Gönül…! Gecenin ağarından seher, kışın ardından bahar muhakkaktır. Unutma Gönül…! Gecenin de, kışın da sahibi Hakk'tır…!
Benim ayağımın altı da müsait, başımın üstü de. Nerede duracağını sen belirle.
İman, namazdan daha kıymetlidir. Çünkü namaz beş vakitte, iman ise her zaman farzdır.
Ruh eşini hala bulamadıysan üzülme; bu senin eşsiz bir ruhunun olduğunu gösterir.
Geride kalan kalbinizse, mutlaka geri dönersiniz.
Günahınızdan dolayı namaz’ınızı terk etmeyin. Namaz’ınızdan dolayı günahınızı terk edin…!
Ey güzel Allah’ım; her yerde haddini bilen, gönül aynasını silen, mahşerde beraat edip yüzü gülen kullarından eyle bizleri.
Beni kimsecikler okşamaz madem, öp beni alnımdan sen öp seccadem...
Kıtmir bir köpekti, Ashab-ı Kehf’in köpeği. Cennete gitti. Kim olduğun kadar, kimlerle olduğun da önemli...
Değecekse koş, değmeyecekse yürüme bile..
Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi...
Her insanın sadece aynalara gösterdiği bir yüzü, kimseye söyleyemediği bir hüznü vardır.
Hayat;  Namaz'sız bir Ezan'la başlar, Ezan'sız bir Namaz'la son bulur.
Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir.
Sanat için soyunana alkış tutan eller, neden ALLAH için giyinene zulmeder?
Eğer sevgi bir çiçekse, saygı onu koruyan saksıdır. Çiçek solmaya başlamışsa, dikkat edin, saksı mutlaka çatlamıştır.
Ne kalana git derin, ne gidene kal. Kalacak olan yerini, gidecek olan ise yolunu belirlemiştir zaten.
Lafı gizleyen değil açık diyen mert olur. Söz ağızdan çıktı mı, geri almak dert olur. Hızlı çıkış yapmadan durmayı da hesap et. Yüksek uçmak hoş amma, düşüşü de sert olur. 
İstemeyi bilmeli. Çünkü Allah “vermek istemeseydi, istemek vermezdi.”
Gözyaşının bile bir görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için, temizlik yaparmış.
Aslında hayat, yaşayamadığımız “belki”ler, yaşadığımız “keşke”ler ve içimizde tuttuğumuz “neyse” lerden ibrettir.
Ele alçak durmayın onu hakikat sanır. Eşeye gem vurmayın kendisini at sanır.
Değer verdiğin insanların verdiğin değere layık olmadığını anlarsan, sen üzülme. Bırak layık olmadıkları için onlar üzülsün.
Hayatı dümen olan adamın, rotasına güven olmaz.
Bu zamanda az dostun olsun daha iyi. Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli. Can gözünü açınca görüyor ki insan, en büyük düşmanıymış en çok güvendiği.
Yüreğin dişisi erkeği olmaz. Bir mert olanı vardır, bir namert…
Hiç kimse geriye gidip yeni bir başlangıç yapamaz. Ama bugün yeni bir son yapıp, yeniden başlayabilir.   
Oysa ki ben sana yüzümü çevirdiğimde, herkese sırtımı dönmüştüm.
Yar’la bir olmayınca yerle bir olurmuş insan…
Okuyun; çünkü mürekkebin akmadığı yerde, kan akıyor.
Yoklama alıyorum, sessiz olun! Kaygı? burda! Hüzün? burda! Yalnızlık? burda! Mutluluk? ... Mutluluk? …
Arkadaşlıklar kitaba benzer. Yazmak yıllarını alır, yakmak birkaç dakika.
İçin mi daralıyor? O biliyor, Ya Fettah de. Huzursuz mu oluyorsun? O görüyor, Ya selam de. Gönlün mü kırık? O’na dayan, Ya Cebbar de. Günahların mı var? O’na yönel, Ya Tevvab, Ya Gafur, Ya Afuv de. ve seni biricik yaratan Rabbine, Ya Vedut “Seni Seviyorum” de. 
Üzülen sen olduktan sonra haklı olmanın da bir önemi kalmıyor ki.
Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim, Namaz vaktinden başka, ânını gözlediğim.
Acı su da, tatlı su da berraktır. Sakın görünüşe aldanma. Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır.
İnsanlık yoksa çul neye yarar, Rabbini bilmeyen kul neye yarar, herkes tutmuş bir yol gidiyor, ALLAH'a gitmeyen yol neye yarar…!
Bazı insanlar çok fakir, sadece paraları var.
Ben herkesi insan yerine koyuyorum ama bazıları yerini yadırgıyor.
İnsanlara gül verin, gülünüz yoksa gülüverin...
Bil ki insanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma yokluğu bir şey değiştirmeyenin varlığı gereksidir…
Aslında herkes dahidir. Ancak kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir.
Bu yük senden Allah’ım, çekeceğim, naçarım, Sen’den Sana sığınır, Sen’den Sana kaçarım...
Bir şeyin yapılamaz olduğunu düşünerek uyuyakalma! Başkalarının o şeyi yaparken çıkardığı gürültüyle uyanırsın.
Uymazsan trafikte kurala, uyarsın hazır olan imama!
Allah yarına bırakır ama yanına bırakmaz.
Yapacağın hayırlı işleri yarına bırakma, bakarsın yarın olur da sen olmazsın…
Herkes kız çocuğunu diri diri, toprağa gömerken, kızını omzuna alıp Mekke sokaklarında dolaşan kişidir.
Hayatta iki şeyden korkarım; bir Allah’tan, bir de Allah’tan korkmayandan.
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu onu herkesin görebileceği yere koymaktır.
Her gününüzü hayatınızın son günüymüş gibi yaşayın; bir gün haklı çıkacaksınız.
Her annenin çocuğunda sevmediği bir taraf vardır. O da “Baba” tarafıdır.
Kolay anlatılıyor acılar, kolay yazılıyor. Kolay yaşanmıyor oysa…
Sonuçta hepimiz; fırça yerken, halının desenlerini inceleyen çocuklardık…
Aynı kişiye bir kere inanmak güven, iki kere inanmak risk, üç kere inanmak ahmaklıktır.
Bazı insanları zaman zaman, bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz. Ama herkesi her zaman kandıramazsınız…
Söz vardır gelir geçer, söz vardır deler geçer.
Zor ise sev ama, sevmiyorsa zorlama…
Bazen “Peki” dersin. Ama inandığın için değil, yorulduğun için...
Acı veriyorsa geçmiş, demek ki geçmemiş…
Bazılarını geçmişte bıraktım, böylece benden geçmiş oldular. Artık kimlerin başına geleceklerse onlara da şimdiden geçmiş olsun.
Bu dahil, bütün genellemeler yanlıştır…
İstatistiklerin % 90 ‘ı yalandır…
Boş bir kafa şeytanın çalışma odasıdır.
“El alemin çocuğu bak birinci oluyor” diyen anneme, “bak anneler neler doğuruyor, sende iş yok” dedim, terliği yedim.
Eyvallah ne güzel bir sözdür; bazen kabulleniş, bazen boş veriş, bazen de yol veriş, ama sonunda hep bi rahata eriş…
Sevdiklerinize gül verin, gülünüz yoksa gülüverin.
Bil ki insanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma yokluğu bir şey değiştirmeyenin varlığı gereksizdir.
Eylem olmadı mı vizyon bir rüyadır. Vizyon olmadan eylem vakit geçirmektir. Eyleme sahip bir vizyon ise dünyayı değiştirmektedir.
Kızlar bir kocadan başka bir şey istemezler. Fakat onu bulunca her şeyi isterler.
Ha bazılarının değişmesini beklemişsin ha da otobüs durağında vapur…
Susmuyorum.. Sözlerimi dinlendiriyorum.
Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin.
Sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulurlar.
Tilkiyi canından eden parlak postudur, insanı canından eden vefasız dostudur.
Vazgeçenler değil, mücadele verenler tarihe geçer.
Afrika’ya ilaç göndermeye karar vermiştir; fakat hepsinin üzerinde “Tok Karnına” yazıyordu…
Anahtar gibi sadece kaybolduğunda aranan biri olmak istemiyorsan; “Nasıl olsa paspasın altındadır” rahatlığı vermeyeceksin kimseye.
Dünya güzel olsaydı doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık.
İnsan birisiyle yaşlanmalı, birisi yüzünden değil.
Hakikatı insanların ölçüleriyle değil; insanları hakikatın ölçüleriyle tanı
Dost gerçekleri, düşman işine gelenleri, deli ağzına geleni, aşık içinden geçeni söylermiş…
Savaşları kapitalistler planlar, silah tüccarları organize eder, aptallar savaşır ve masumlar ölür.
Bu hayatta gülümsememi isteyen tek kişi fotoğrafçıydı…
Sana ihtiyacım var dediğiniz kişi; “Niçin” diyorsa gelmez, “Ne zaman” diyorsa gönülsüz gelir,” Nerdesin” diyorsa mutlaka gelir.
Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın.
Ben seni ölene dek seveceğim boş laf! Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim.
İnsanı ihtiyarlatan geride bıraktığı yılların çokluğu değil, ideal yokluğudur.
Rabbim! Eş diye yazmadığını, aşk diye çıkarma karşımıza..
İnsanda güzel olan yüzdür, yüzde güzel olan gözdür. Ama insanı insan yapan ağızdan çıkan sözdür.
O'ndan geriye doğru sayıyorum: O, dokun, sessiz, yendi, aldı, boş, dert, hiç, iyi, ben, sıfır.
Güzeli güzel yapan edeptir. Edep ise güzeli sevmeye sebeptir.
Yufka yüreğini herkese açarsan, bir gün kol böreği olarak sana geri döner.
İnsanlar: Irk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil olarak 8'e değil, yalnızca 2'ye ayrılırlar; İyi ve kötü insanlar.
Gamzelendi gönül yine, devâsı âh'tır!... Gönlü mahzûn olanın, dostu Allah'tır.
Dert etme, dua et…
Bazen sizi bağlayan zincirler fiziksel olmaktan çok zihinseldir…
Kadına şiddet uygulayan bir erkek için de kapının önüne bir kap su koyun; Sonuçta o da hayvan…!
Eğer kişi; akıllı ve çalışkan ise takdir et, akıllı ama tembel ise ikaz et, aptal ama çalışkan ise dikkat et, aptal ve tembel ise defet.
Yasalar örümcek ağına benzer, ancak küçük sinekleri yakalar. Büyük sinekler gözünün önünde onu deler ve geçer.
Dün gece derin bir uykuya daldım ve yeni bir sabaha uyandım. Sen ise vatan derdindeymişsin Şehidim, can vermişsin çok utandım.
Okuyun; çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.
Hayat dediğin nedir ki bugün varsın yarın yoksun. Adam gibi yaşa ki arkandan “iyi bilirdik” diyenin olsun.
Menfaatçiler kuş gibidir. Yerde elinizden beslenirler, uçunca üstünüze pislerler.
Bir çocuğa “yalan söyleme” demeyin, “doğruyu söyle” deyin. Birincisinde suçlamış, ikincisinde ise yol göstermiş olursunuz.
Sen doğru dur, eğri belasını bulur.
Ağlatan Leyla ise mahkûm etme gözyaşını siliver gitsin. Ağlatan Mevla ise mahkum etme gözyaşını salıver gitsin.
Arsız güçlü olunca, haklı suçlu olurmuş.
Kurtlar kuzuların bol olduğu yerleri değil, sahipsiz olduğu yerleri severler.
Sevginin göstergesi ilgidir. İlgi yoksa hakkı silgidir…
Bir araya gelmek bir başlangıçtır, beraberliği sürdürmek bir ilerleme... Beraber çalışmaksa gerçek başarıdır.
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
Başlamak için mükemmel olmak gerekmez, ama mükemmel olmak için başlamak gerekir.
Gülümsemenizi yüzünüzden hiç eksik etmeyin. Çünkü maliyeti sıfır, değeri paha biçilemez.
Filler tepişir, çimenler ezilir.
Kula bela gelmez Hakk yazmayınca, Hakk bela yazmaz kul azmayınca…!
Günahlarını azalt ki ölüm sana kolay gelsin.
Derdimiz yalnızlık değil Allah’tan uzaklıktır.
Unuttun mu ey can. Dinle bak, ne buyuruyor Rahman
Bazen “peki” dersin. İnandığın için değil, yorulduğun için.
Sakın ola köprüyü geçene kadar ayıya dayı deme. Olur ya tam yarı yolda köprü yıkılır da, öbür tarafa ayının yeğeni olarak gidersin.
Zor diyorsun… Zor olacak ki imtihan olsun.
Kimisi toprak kadar kıymetli, kimisi bir ot kadar değersiz. Herkes yaşıyor bir şekilde, kimisi şerefli, kimisi şerefsiz.
Basit insanlarla uğraşma. Unutma kartal sinek avlamaz.
Bir ara insanları anladığımı sandım... Sonra sandığımı anladım.
Ümit kalmayınca telaş da bitermiş.
Başka gezegenlerde de hayat var mı diye merak ederiz, sanki bu gezegende yaşamayı becerebilmişiz gibi.
Allah, sular içinde zemzemi, mekân içinde Mekke'yi, yarattıkları içinde de insanı seçti.
“Başka gezegenlerde de hayat var mı?” diye merak ederiz, sanki bu gezegende yaşamayı becerebilmişiz gibi.
Dün “Yoğun bakım”, bugün “Yoğum bakın”…!
Kötü ile kötü olma, kötü ile iyi de olma.
Zamanla değil duayla gelir beklenen.
Ben, söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil.
Anlattıkların, karşındakinin anladığı kadardır.
Müslümanlık bu değil, biz yolumuzdan saptık. Tapacak bir putumuz yoktu, özendik, onu da yaptık.
Modası geçmeyen tek şey kefendir. Hala cebi yok, beyaz ve tek parça.
Baba; oğlunun ilk kahramanı, kızının ilk aşkıdır.
Bak ibret al yere düşen yaprağa. O da eskiden yukarıdan bakardı toprağa.
Kendini yerden yere vur ama başkalarını hep başının üstüne koy.
Geminin tek kaptanı olur, gerisi mürettebattır. Kalbin de tek sahibi olur, gerisi teferruattır.
İnsanı iki şey terk etmezmiş; Biri gönüldeki yara, diğeri yanındaki ana.
Fazla ciddiye almayın bu hayatı, nasılsa içinden canlı çıkamayacaksınız.
Yükselirken kırarak çıkarsan, inerken tutunacak dal bulamazsın.
Canımı yakacak kadar cesareti olanın, sonuçlarına katlanacak kadar gücü olmalı.
Güzellik, görenin gözündedir.
Şans yalnızca hazır olan zihinlere güler.
Beni en çok üzen bana yalan söylemen değil, bir daha sana inanmayacak olmam.
Bize bir nazar oldu, cumamız pazar oldu. Bize ne oldu ise, hep azar azar oldu.
Dünya malı elde iken, düşman dahi dost olur. Elde bir şey kalmayınca, dost bile düşman olur.
Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti. Nice han nice sultan, tahtı bıraktı geçti. Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti.
İnsan, büyük bulmaca, çözmeden öleceğim. İnsan bulsam inan ki, alnından öpeceğim.
Herkes bir yaşam seçer ve seçtiği yaşamın bedelini öder.
Sana güvenen bir insana yalan söyleme. Sana yalan söyleyen bir insana ise asla güvenme.
İyi insan, aklından hiç kötülük geçirmeyen insan değildir. İyi insan, her kötülüğün farkında olup iyiliği tercih edendir.
Hayat bu, bir bakarsın bir anda her şey son bulur. Hayat bu, son dediğin anda her şey yeniden can bulur.
Kâinatta ne varsa, suda yaşadı önce. Üstümüzden su geçer, doğunca ve ölünce.
Önüne çıkana engel dersen takılır düşersin, basamak dersen yükselirsin.
Bazıları namaz kılarken iş düşünür; bazıları iş yaparken namaz düşünür.
Sen sabırlı ol devran dönecektir, sana yapılan haksızlıkları mevlâm görecektir, sıra onlara gelecektir.
Rabbinin huzuruna bîçare giden, bin çareyle döner.
Nefis deli, Dünya deli, İki deli buldu birbirini; Kurtar kendini, göreyim seni…
Ya olmasın ayrılık denen illet, ya da sevmesini bilsin artık bu millet.
Yatabiliyorsan Yatsı kılmadan, yatabiliyorsan yat sıkılmadan…
Asla kimsenin duygularıyla oynama. Oyunu kazanabilirsin, ancak onu hayat boyu kaybedersin.
Dünyada çok acı var. Kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların susmasındadır.
Bana hayır diyenlere şükran duyuyorum. Hayatta kendim için ne başardıysam, onlar sayesindedir.   
Eğer en zayıf noktanız insanlara dostluk göstermenizse, siz dünyanın en güçlü insanısınız.
Birlikte kardeş gibi yaşamayı öğrenmeliyiz ya da aptallar gibi hep beraber ölürüz.
Zayıf olan asla affetmez, affetme eylemi güçlülere aittir.
Sen doğduğunda herkes gülüyor bir tek sen ağlıyordun. Öyle bir hayat yaşa ki öldüğünde herkes ağlasın bir tek sen gül.
Ne iş yaparsın sen dedi, “hamalım ben” dedim. Nasıl yani dedi.” Elimden tutmasını bilenin yüreğini taşırım” dedim.
Asıl Yar Yaradandır, gerisi yaralayandır.
Türk de secdede, Kürt de secdede, Acem de, Arap da, Hepsi O'na yakınlık derdinde. Secde ettiğimiz Rabbimiz karşısında hepimiz eşitiz, biriz, kardeşiz. Övündüklerimiz bize ait değil. Üstünlüklerimiz ırkımızdan değil. Tenimizin rengi bizim tercihimiz değil. Milletimiz üstünlük ya da aşağılık sebebi değil. Hepimiz Adem'in (a.s) çocuklarıyız ve hepimiz topraktanız. Biz ırkçılığa karşı secdedeyiz, sizi de bekleriz...
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez.
Kendini öve öve bitiremeyen insanların ardından söve söve bitiremiyorlar, haberleri yok.
Bilgi beş harftir, beşte dördü ilgidir.
Şiddete uğrayan kadınlara sığıma evleri kurulacağına, kadına şiddet uygulayan erkekler için hayvan barınakları kurulsun. 
Kırılmak var, kırılmak var… Yumurta; içeriden kırılırsa hayat, dışarıdan kırılırsa ölüm demektir.
Öyle bir insan ol ki; "Allah karşına senin gibilerini çıkarsın" dediklerinde rahatlıkla "Amin" diyebilesin.
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsaydı yalnızlık olmazdı.
Ne kadar çok olsa da derdin, vardır bir bildiği derdi verenin.
Sakın başkasının kölesi olma, çünkü Allah seni hür yarattı.
Sevdiğini düşünen hep yanarmış, sevdiğini düşünmeyen neye yararmış?
Nikah namaz gibidir. Niyet ettikten sonra sağa sola bakılmaz.
Bugünkü aklım olsaydı dün yaptıklarımı yapmazdım. Ama dün yaptıklarımı yapmasaydım bugünkü aklım olmazdı.
‘Söz gümüşse sukut altındır’ derler doğrudur ama ‘sözü altın olanın sukutu da intihardır’ diye de eklerler…
Bir işi; bilen yapar, az bilen akıl verir, bilmeyen eleştirir, yapmayan çamur atar.
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders, nasibinde yoksa bütün cihan önünde eğilse sana ters.
Kimisi zamana bıraktı, kimisi şansa bıraktı, ben sana bıraktım ya Râb.
Koy bir kenara nefsini dinlendir. Biraz da kendini Allaha beğendir.
İlk emri “oku” olan kitabın ilk sorusu da “okudun mu?” olacaktır elbette.
Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sesleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.
Köpeğin dostluğu, dostun köpekliğinden iyidir.
Allahım; İnsan Yar'la bir olmayınca, yer’le bir oluyormuş.
Edepli edebinden susar edepsiz ben susturdum zanneder.
Haydi bir incelik yapıp secdeye varalım; yerle bir olup Yâr’la bir olalım.
Ey gönül! bir sürü dostlarının yanında düşmanlarında olacak. Ama imtihan bu ya, onca düşman varken seni dostun vuracak.
İnsan düşünerek konuşmalı, düşünemiyorsa konuşmamalı.
Dost, herkes çekip gittiğinde, çıkıp gelendir.
Ağaca dayanma çürür, İnsana güvenme ölür. Aç ellerini Rabbine, seni bir tek O görür.

Sükût eyledim, Kahrı var dediler. Biraz söyledim, Zehri var dediler. Sustum, kahrından susuyor dediler; biraz konuştum, zehrini kusuyor dediler.

Kızgınlık çok gürültülüdür, oysa kırgınlık ne kadar da sessiz..
Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; Ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır.
Ey Can! Sana bir daralma gelirse yararınadır; Kaygılanma! Sürekli yaz mevsimi olsaydı, Güneş Bahçeyi Yakıp Kavururdu.
Sabrın sonu selamet, Sabır hayra alamet, Bela sana kahretsin; Sen belaya selam et
Sabır, hiç yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmendir.
Her şeyin anahtarı sabırdır. Civcivi, yumurtaları kuluçkaya yatırarak elde edersiniz, kırarak değil!
Allah sana sıkıntı vermekle, tozunu, kirini alır, niye kederlenirsin?
Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.
Yiğitlik intikam almak değil, tahammül etmektir.
Her söz için doğruluk, her doğruluk için iş, her iş için de sabır gerekir.
Olgun kişilerin kıblesi sabırdır, tahammüldür. Hiddete kapılıp hiç kimseyi çiğneme ki, seni de kimse çiğnemesin!
Beşikten mezara ilim... İlmin bittiği yer ölüm.
Sukût bürünmüşse dillere, yara derindir. Yara derinse, Allah kerimdir.
Dost gerçekleri, düşman işine geleni, deli ağzına geleni, aşık içinden geçeni söylermiş.
Allah tokadının sedâsı yoktur, vurduğu zaman devâsı yoktur.
Sanma ki her kalıbın içindeki insandır. İnsanı farklı kılan merhamettir, vicdandır.
Burçları ne olursa olsun, bazı insanların yükselenleri daima "Öküz"dür.
Dünyada açlık ve sefaletin nedeni; açların karnını doyuramamaktan değil, tokların gözünü doyuramamaktandır.
Sizi affedecek kadar olgunuz ama tekrar güvenecek kadar aptal değiliz.
İtibari bitenin iktidarı da biter.
Kalem eğri dilli, mürekkep siyah yüzlü, kağıt iki yüzlü! Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım?
Çıkar konuşunca, vicdan susar. 

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...