02 Mart 2013

ŞÜKREDİYORUM SENDEN KURTULDUĞUM GÜNE




ŞÜKREDİYORUM SENDEN KURTULDUĞUM GÜNE
Sus artık konuşma her şeyin yalan Özlemdir sevdadır hasrettir falanNe varsa maziden o günden kalanHepsini sildimse sebebi sensinKırılan kalbimde yok artık yerinAğlayıp inlese yalan gözlerinAçtığın bu yara bak nasıl derinSaçımı yoldumsa sebebi sensinBir garip yorgunluk çöktü yüzüme Dermansız sızılar indi dizime 
Perdeler kapandı bir bir yüzüme Belamı buldumsa sebebi sensinTarifsiz acılar sancısındayımBu gaddar hayatın pençesindeyimSanki son nefesin öncesindeyim
Ölmeden öldümse sebebi sensinGecenin yalnızlığını yırtan acı bir çığlık Kulaklarımda çınlayan müthiş bir ıslık Sessiz ve derinden gelen bir fırtına 
Duygularım kendini aşmış ummandaki azgın dalgalar Sensizliğin göz yaşlarımın akan damarlarındaki parıltısı Çağlayan pınarların köpüren ırmakların çakıl taş sesleri Derbeder olmuş gönül denen tutamadığım serseri Dinlediğim her aşk sözleri ile dolu duygusal nameleri Terk edilmişliğin hüzününü yaşarken mutluluğumun düşleriİçimdeki dinmek bilmeyen bilemediğim o sevginin dişleri

Yağan yağmur ıslak dudaklar yapışmış saçlar Bir adım ilerde apansız geçen bir hayalin ümit ışığıKaldırımları sarsan demir arabanın o yağız Akdenizli yiğiti
Son Arnavut kaldırımlarından çıkarken yokuş yukarı
Zengin olmanın o dayanılmaz hayali ve ışıldıyan boğaz
Kör etmiş gözlerinin içindeki yanan o ateşi 
Ne kadar yazsam yazamam bitmiyor içimdeki kor fırtına


Beni güzel hatırla
Dizlerimde uyuduğunu düşün Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı

Mutlu olduğun anları getir gözünün önüneAnlından öptüğüm dakikaları

Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün Şaşırtmayı severim biliyorsun 
Bu da sana son sürprizim olsun Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum  
Beni güzel hatırla

GİDİYORUM
Ne olacak biliyor musun ? Bu sefer ben değil sen defalarca 
arayacaksın, sen uğraşacaksın kazanmak icin, sen dinlemek isteyeceksin, sen ne olursa olsun yanında olacağım diyeceksin, sen beni sevdiğini söyleyeceksin, sen karşılaşmak icin dualar edeceksin, sen bir şansın daha olacağına inanacaksın, sen beni düşünmekten uyuyamayacaksın, sen beni gördüğünde konuşmak isteyeceksin, sen kıskanacaksın beni herkesten ama benim gibi aşık olduğundan değil hırsından. Ve o hırs, o bana ulaşamama, o engeller seni biraz daha fazla öldürecek, her gün daha çok zarar göreceksin.Ben mi ? Ben defalarca şükredeceğim senden krtulduğum o güne..

GÜL YÜZLÜM,BİR ÖMÜR GÜL BANA..


Gözlerimde bir buğu var, sensizlikten olsa gerek...
Sonbaharı yaşarken yüreğim, aklımda tek bir soru ; 

Ne olacak halimiz?
Çığlık olmuş gidiyorum,nereye gittiğimi bilemeden.

Hadi gel...
Sustur çığlığımı , suskunluğum ol.

Uzunca bir yol ser önüme.
Engeller diz, çamurlar da olsun, ürkmem.
Razıyım bütün siyahlara, razıyım yanımda sen olunca...
Umut koy avuçlarıma ve sonra de ki;
"UMUT; 

SENSİN,UMUT; BİZİZ ASLINDA,UMUT; BİZİM SEVDAMIZ. .
Usulca Ellerini yanağıma koy,
gülmeye hasret kalmış çehreme bir tebessüm dokundur.
Gözlerim karagözlerinde tutuklu kalsın öylece...
Ve yine de ki;
"GÜL YÜZLÜM,BİR ÖMÜR GÜL BANA..."
Utanıpta bakamayınca gözlerine, öyle keskin bakma yine olur mu?
Biliyorum dayanamam ağlarım.Ve biliyorum dayanamaz ağlarsın...
Bakma öyle...

Gözümden akan yaşı avuçlarına al.
Koca bir sevdanın en saf ve en minik kanıtıdır avucunda tuttuğun... 
Unutmayasın yokluğunda ne gözyaşları akıttı bu yorgun gözlerim.
Unutmayasın benim için sevmek beklemekti karşılıksızca... 

Sevmek ağlamaktı gizlice, 
Sevmek; herşeyi bir kenara bırakıp sadece 
Seni düşünmekti... 
Sevmek SEN olmaktı...
Sus... Ağlamayasın... 

Bak yüreğim senin, ömrüm senin, ben seninim...
Bütün siyahlara karşı koca bir beyazla ; 

SEVGİMLE, Eşinim...
Varsın bütün karanlıklar üzerime gelsin...
Varsın engeller bir bir dizilsin...

Razıyım bütün siyahlara, razıyım yanımda sen olunca...

BAŞKA RENKLERLE KANDIRMA...

GÜCÜMÜN KALMADIĞINI



Sana sarıldıktan sonra uyumak istiyordum. 

Çünkü insan güveneceği biri arıyor. 

Bedenlerin bir önemi yok 

benim için istediğim şey ruhun. 

Ellerim kaburga kemiklerine dokunduğunda 

hücrelerini hissetmenin 

nasıl bir şey olacağını merak ettim hep. 

Böyle hayal kurmak biraz zordu ve yorucu. 

Kimsenin beni anlamadığı bir dünyada 

ben sarılacak birini arıyordum sadece. 

Göğüs kafesinden içine girip

kalbinin ritmine ayak uydurmak istiyordum. 

Hem gökyüzünüde izlerdik. 

Biliyor musun her gece yatmadan yıldızları sayıyorum. 

Biraz aklım dağılır 

tüm olumsuzlukları unuturum umuduyla.

 Ama hiç bir gece unutamadım. 

Uyuduğumda siliniyordu hafızamdan her şey. 

Sonra o çok sevdiğim şarkıya denk geliyordum. 

O kadar çok sevmeme rağmen 

neden bana kendimi kötü hissettiriyor anlamış değilim. 

Üstelik ağlayamıyorum bile. 

Garip olan şeyler üstüne daha garip şeyler ekleniyor.

 Ben her gece yıldızları sayıyorum 

sanki onlar bana inat çoğalıyorlar gibiydi.

 Gücümün kalmadığını biliyorlar mıdır? 

Kimse bana inanmazken belki onlar inanır. 

Her neyse ben sadece sarılmak istiyorum. 

Sarıldığım da kötü giden 

her şeyi unutabileceğim biri.


BEN HALA AYNI KABUSTAYIM





Gri bir gece sabahı küfleten bir mayasıdır sonbaharın Yollarımı alın benden Kaldırımdan düşerim Hangi çiçeğe ismini sorsam uzaktan Aklını çalıyor gibidir adamın.  
Griye çalıyordu gece içinin kiri döküldükçe usul usul. Yavaşça akardı bedenimin orta yerinden tutuk günler zamanı durdurarak. 
Tüm sevgim ölüm kokan kokun....Gecelerde susmalı artık. Hülasası; avucumun içinde yarım gecenin bütün laneti. Yerden kalkmaya yetecek gecem yok nasılsa. 
İnce sızı gibi her nefes almadan verişimde sabahtan kalan küf kokusu...

O adamın ayağının altında ezilen kuru yaprakların çıtırtıları gülüş seslerimiz hiç biri yok!  Hatırlıyorum da ara ara niye gülerdik ki?Gri bir gece sen uyuyorsan güzeldir  İki dirhem bir çekirdek  Ve yalnız adamın şerbetidir  Beni kendine çek! Sırf senin yokluğuna sahip çıkmak için sırf senin uykularına ağıt yakarak güzelliğini yaşamak içinsırf seni herkesten alıp tek başına izleyebilmek için bu çaba gecenin... Hem de gri...  Üzgünüm umutsuzluğu bulduğum yerde parçalandı düşlerin. 

Attığım adımları kaç sabahın geçmesiyle eşitledim düne saymadım. Yoruluyorum... Yalnızca içimde büyüyor gece durmadan. Kederli kelimelerin esintisi var Kızıl bir sabahı dört çeken saatler İnce bardaktan süzülüyor gibidir Ya suyun söndürme kuvveti Bir parça kalbe yeter Ya kapıyı gösteren resmidir sevdiğinin Belki buharlaşan rengidir Soğuk güneşlerin. Sabah oluyormuş sözde. Farkında değilsindir burada; güneşi söndüreli çok oldu ya da soğuyup kaybettiğinden rengini öldü sandım güneşin. 

Biraz daha yorulsaydım savrulsaydım diyorum yarım satırlarda bitkinliğimi bitmişliğimi görmemezlikten gelerek...Bak yine geçiyor vaktim tamam. Unutmadan resminde rengini kaybetti sürekli çıkışı göstermeye yüz tuttuğundan.  Siyah bir çizgidir aşkı kalemin Ve romanları yazan çılgınlaraYol verilir Uçurumdan. Düştüğünde uyanırsın. Herşeye inat beyazdı ilk başlarda yollarımıza üstü kapalı fazlasıyla hatalı çizilen kalemin rengi. Bak çok geç kaldım gene. Uyanmam için yol verildi uçurumuma.  

Belirsizlikler kuyusuna azap çekmek için gönderilmiş gibiyim. Gittim atladım. Uyandım mı dersin? Ben halen aynı kabustayım. İki yakamın ucu uçurumsa düşmek gerekirmiş bazen. Her şeyden kurtulmak için atladım ölü hayatımın üzerinde ne senden kalsın koyu bir parmak izi ne de benden. Az kaldı biraz sonra karanlık başlayacak. Gölgemi bulamazsın. Şimdi dinlen sonra kendine iyi bakmalısın...

SIRTIMDA AĞARAN YÜKÜN FARKINDAYIM


Gurbetine dilenci niyetinde el açan sözlerim
Mızıkasından sevda sesleri çıkan birkaç iyi niyetim
Ve kollarında saç ölüleri birikmiş çıplak nefesim

Sesine tutturulan türküyle aldın beni berine
Halbuki beklemek yanlısıydım
Gelmemek için direnirken, gölgesine 
beni alanı umudum sandım
Rivayet edilir ki sen bana çokça ihanet buyurmuşsun
Koynunda benden bir haber yılan ıslaklığında hain geceler uyutmuşsun

Demedin ki yalnızım,alnımdaki yazgıdan meçhul
Demedin ki yaslıyım,ötemdeki senden meçhul
Yani,biz olmayı dilerken kendini bensiz bulmuşsun.
Konuşabilirdik,âmâ dillerin suskunluğunca
Dillenebilirdik,sessiz bir ustalıkla
Ama
Sen benden daha beter bir elin avucunda
çizgilerin kırık notasıyla
Aşka dair izler aramaya yeltendin

suçlusun
Yum bütün kirpiklerince g/özünü
Yum ki içinden ölüm rotalı kıpırdanışlar çıkmasın.
Bağ bozumu ümitlerin kan sayfasına dökülüşünce
Kendimize dair soluklanışlar aradım
Yol boyu gizlenmek adına, adımlarımı baharın hafifliğine doğradım
Kehribar hüzünlerin fotoğrafında yokluğumuza bir yer bakındım
Köprü altı karanlıklarınca koştum,tökezledim
Alnımdan garip terler intihar ettim
Bazen diz boyu mayınlarla korkakça dalga geçtim

Ne için,kim için
Hangi sebep ve hangi hâd ile!?
Kendimi düşününce bil/in/dim de
Seni düşleyince
Bil/e/medim
Biz / için diyemedim.
Sırtımda ağaran yükün farkındayım
Ellerim ki göğe açılan bir çift aval

Şimdi, kaideyi bozmak adına bir istisna bilesem dişlerimce
Dilimin doğurganlığına kısırlık düşer
 Sonra nasıl susarım!?
O vakit bana da ince bir rüzgarın teninden
Gırtlağıma lâl bir avaz
Kendime de bozkırdan bir a/yaz girdirmek düşer
Düşünsene,ben susmazsam eğer
Kim seni kendiliğinden ,kendine armağan eder!?
Fukara isteklere bel bağlanmıyor
Kaldı ki,ben o kadar cesaret ehli değilim
Sensizliğime mektuplu bir günde

Dünüme ağlayacak kadar gözyaşı ezberleyemedim
Hay Allah 
Ne kadar da tembelim..
Yoksa ben mi çokum bu
 yokluklukta?
Ben miyim yokluğun yüz/süz/ü yoksa?
Yokluğunca şiir eskitsem de perdeleri tarayan rüzgar efendiliklerinde
Benden başka bir matem bekleme
Say ki
Sana ağlayacak bir çift göz budalası hiç olmadı
Say ki 
Tanağımdan süzülen saçlarım senin ellerinle hiç taranmadı
Benim kadar unutmaya meyil et biraz
O hiç hatırına koyamadıklarını!

Öğreniyorum işte
Hiç olmamış gibi yaşamayı
Aklımın bilmem kaçıncı tozlu rafına hatıraları mıhlamayı
Seni yokluğunla var saymayı
Söylenmemiş sözlerini kendimce kılıflayıp,kulağımda çınlatmayi
Filintası kör bir bıçak olan o intihar girişimlerinden kendimi soyutlamayı
Deniyorum işte
Bu kadar derin bir mevzudan sağ çıkmayı.
Çok fiyakalı bir dönülmezin yolcusuyumSenden ve benden fi tarihinde bahsedilmiş gibi yapabilecek kadar umutsuzum
Şimdi çekiliyorsam eğer,kalan birkaç güzelcenin sus yorumuyum

BEN SENİ ÖZLEMELERDEN GELİYORUM



Ben Seni Özlemelerden Geliyorum İki eli yakamda yalnızlığın .Sen gitmelere gittiğinden beri,ben yok olmaları öğreniyorum. Şansım yaver gitseydi eğer ;gelir bulurdu beni,yeşerirdi toprağımda ölüm. O değil de en çok seni öpmeleri arıyorum saklandığım sığınaklarda. Olacak iş değil ya yel değirmenleri de kendini savunmayı öğrenmiş,şimdi savaş meydanından kaçmalara sığınıyor Donkişot hallerim. Yoksun … Hiçbir şey kar kalmıyor artık yanıma. Sırf senin hatırına ;selam veriyorum hayaline, ve her defasında borçlu çıkıyorum Özledim diye yolculukları çağıyorum imdadıma ama;nafile!faydalar boyunları büküp kaçıyorlar. Bu kaçırdığım kaçıncı hayat! Olsun diyorum zaten hiç birisi gözlerine bakmıyordu Zaman bütün dünyayı hükmü altına alsa da bir benim sokaklarımda koşarak geçmeleri beceremiyor. Yani sı askıda kalıyor hep gidişin. Yanlış anlama sakın bir gün;bir kaç tesadüfü denkleştirip de bulursam yine sevmeleri, işte o zamanlar kapılar çizeceğim duvarlara ,gelip de içeri girip baş köşeye oturtmak için unutmaları. Sevmek dedim de öyle bir şey vardı dimi neyse bir örnek verip kuvvetlendirmek isterdim bu iddiamı ama gerek yok. Bu saatten sonra haklı çıkmalar seni geri getirmeyecek nasıl olsa Özledim elimden geleni ardıma koyduğum yer burası ,belki gelirsin diye bir arpa boyu bile gidemedim bu hzünden..

BEN HER GECE YOLUNU GÖZLERİM.....







Ben her gece yolunu gözlerim soğuk odamın içinde, 
Odam dağınıktır benim birazda karanlık perdeden, 
Duvarda yalnızlığın resmi asılı,hayalinse hep içimde, 
Sana şiirler biriktiririm sana ümitle seslenirim her gece, 
Yokluğu iyi bilirim ama bir türlü alışamadım sensizliğe, 
Keşke daha önceden beri bilseydim tanısaydım çehreni, 
Ki bilseydim hiç sitem etmez ağlamazdım kaderime, 
Arkadaşça dost eliyle saplanan hançerden utanmazdım, 
Göz yaşlarımı öyle bir sıkardım ki hiç ağlamazdım, 
Ki bilseydim bir gün ansızın karşıma çıkacağını, 
Dilimi mühürler seni göreceğim güne dek konuşmazdım, 
Neyse pekte mühim değil,şimdi varsın ya yeter kederime, 
Gözlerimdeki sen,bütün acıları bahar eder yüreğimde... 
Ben her gece yolunu gözledim günler,aylar ve senelerce, 
Çok çektim bir gün devran döner diye çok bekledim, 
Ayrılıklar hep bir film sahnesi gibiydi yaşantımda, 
İzleyenler tutamadıysa da yaşlarını ben hep direndim, 
Çünkü biliyordum bir gün karşıma çıkıp sarılacağını, 
İnancımla sabrımla hep yolunu bekledim yağmurda, 
Umudumu yitirdiğim oldu ama asla pes etmedim, 
Allah'ıma şükürler olsun ki işte karşımda gülümsemen, 
Ve bir Pazar günü emanet ediyorum sana kendimi bütünen, 
Senden öğreniyorum sevgiyi hiç bilmediğim bu tuhaf şeyi, 
Adına aşk diyor kimisi,kimisi ise saçmalığın ta kendisi, 
Senden öğreniyorum bedensel acıların gelip geçici olduğunu, 
Oysa parmağımdaki o küçük yara bile ne çok acıtıyordu canımı, 
Gönül yarası kalıcı dediğin an anladım gönülden bağlandığını, 
Ve ben inanıyorum sende inan dedin ya hani, 
İşte o vakit anladım bunca zaman neden yaşayamadığımı, 
Gözlerimde ki sen,bütün ölümleri cennet eyler yüreğimde... 
Benim aslım,seni gördüğüm ilk günden beri anlam taşır, 
Sen görmedin belki beni ama dualarımla sesledim sana, 
Gelmeme ihtimalin olsa bile yinede sevdim seni şuursuzca, 
Seneler sonra ilk kez gördüm gülen yüzümü aynada, 
Saçım odam gibi dağınık,duygularım odam gibi karışık, 
Gözlerimde ki sen,saçlarıma şekil kattın narin yapınla, 
Gözlerimde ki sen,kadınım olup odamı toparladın biranda, 
Benim aslım,beni gözlerine hapis ettiğin günden beri başlar... 
Ben her gece yolunu nasıl gözledim bilemezsin, 
Kanatlanıp uçmak istedim çoğu kez dağların tepesine, 
Gelen olmazdı ardım sıra biliyorum,ben beklesem de, 
Ha belki katılırdı kelimeleri bölmesini bilmeyenler hecelere, 
Ayaz nedir bilmedin,kar beyaz gelincikti sanki göklerde, 
Yoksulluk zordur ama sen en çaresiz anımda bile sevdin, 
Ucu gözükmeyen sokaklarda bana öpüşlerini armağan ettin, 
Sırtımdan vurup defalarca gitmeni beklerken, 
Kalışlarınla yolunu beklediğim gecelere güneş serptin, 
Gözlerimdeki sen,yoksulluğu mutluluk yapar hanemde... 
Ben her gece yolunu beklerim soğuk odamın içinde, 
Odam dağınıktır benim birazda karanlıktır perdeden, 
Gözlerimdeki sen,güneşi gönderdin perdemi yakarak, 
Odam ise hala dağınık bu sefer beyazlar içinde gel, 
Gözlerimde ki sen,yada gözlerindeki ben ne fark eder, 
Biz bir bedenin iki yarısıyız senle,sen ruh ben beden, 
Belki de ben ruhum sense beden, 
Gözlerimde ki sen var ya,ya ruhumsun ya da ben...

DEMEDİM Mİ GURURUM KIRILMA!!!!





DEMEDİM Mİ

Demedim mi bu hasret bitirir seni

Ay dolanır gider, yalnız kalırsın

Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın

DEMEDİM Mİ YÜREĞİM SEVME!!!

İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz....

Geri dönen hangi güvercinin var?

Senin hangi çiçeğini sakladı bahar?

DEMEDİM Mİ AKLIM İNANMA!!!

Bir gün naza çeker kendini demedim mi?

Görmesen zindana döner bu şehir...

Görsen, umursamaz, aldırmaz

DEMEDİM Mİ GÖZLERİM BAKMA!!!

Demedim mi bu ürperten sıcaklık...

Bu taze güzellik kaybolur bir gün?

Sonra boşu-boşuna aranır, dövünürsün

DEMEDİM Mİ ELLERİM DOKUNMA!!!

Demedim mi bir gün susar şarkılar

Sesine ses veren rüzgar olur...

istediğin kadar artık bekle dur...

DEMEDİM Mİ KULAĞIM DUYMA!!!

Bir gün çıkıp gideceği belliydi

Ayan-beyan belliydi anlayamadın.

Başka bir rüyada şimdi o

DEMEDİM Mİ KOLLARIM SARMA!!!

Bütün çektiklerim senin yüzünden

Gölge bile geçirmezdin bir zaman üzerinden

Ah! şimdi paramparça oldun bin bir yerinden

DEMEDİM Mİ GURURUM KIRILMA!!!!

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...