04 Şubat 2013

Nasıl hasretim sana, hem de nasıl.



Nasıl hasretim sana, hem de nasıl. Gözlerim, hep sen çıkacakmışsın gibi karşıma, öyle panik, öyle sevinçli ki anlatamam. Susarım. Seni ilk gördüğüm gündeyim şimdi. Yanaklarımdan yastığıma düşün damlada diyemediklerim. Ne kadar yalnızım, ne kadar sensiz, yastığım nemli, yanaklarım gibi, şimdi beklerim seni bir pencere kenarından…

Bilmesem sıcaklığını, hissedemezdim bunca yoğun yaşamazdım, seninle tüm yaşadıklarımızı. İyi ki varsın dediğim, en önemlisi kalbimi ve bakışlarımı sende bıraktığım, olmazsa olmazlarımın en önemlisi, sevdiğim en büyük aşkım sen. Bak! bir gün daha sensiz ve yalnız geçmiş…

Ne zaman düşlesem bizi. Ki her sabah uyandığımda yokluğunda, ıslanmış gözlerle uyanıyorum. İçimde bir ses, bize yaptığın haksızlıklar için hesap sormakta durmaksızın.

Bilirim, ne zaman yağsa yağmurlar, içinde sen ve bizden damlalar olacak. Kaç gündür, göğüs kafesimin dışında çarpıyordu kalbim.

Gecenin bilmem kaçı ve yüreğimdeki alevin yalnızlığımla coşmakta, daha bir yakmakta şimdilerde. Birinci dereceden vurgunum ve bir o kadar yanık, dört duvar arasında kendimleyim, say ki yaşamak bu. Şafak kaç. Kavuşacağımız gün yakın mı. Yoksa ben, biz hayâl miyiz. Sen, son baharım ol. Bu son durağım. Seni sevmek sevmek istiyorum, tüm dünya kıskanmalı ya da şimdi bir mermi, şah damarımdan vurmalı.
Bir yanım ezik….

Şimdi yatağa yapışmış yatıyorum, yorgunluktan ve soğuk yemiş bedenimle daha bir ağırım şimdi. Bu gece, bir ömür kadar uzun olsa ve hiç uyanmasam. Kısaca yorgunum işte. Gögsünde dinlenmek istiyorum, yaralı bir aşk gibi sarılmak istiyorum sana. öyle işte….,
İYİ GECELER AŞKIM…..İYİ GECELER ÖMRÜM…


Hz. Mevlana ve 'Aşk'




Hz. Mevlana ve 'Aşk'

Aşk büyüklere baldır çocuklara süt
Aşığın derdi bütün dertlerden ayrıdır
Aşk mecazi de olsa hakikiye dönüşüp
Aşığı gerçeğe ulaştırmaktır

Aşkı âşıklığı yine de aşk anlatır…

Güneşin varlığına delil yine güneştir
Gölge geceye söylenen masal gibi uyku getirir
Fakat gün doğdu mu ay bile görünmez
Görünüşe tabi güzelliğe ait olan aşklar aşk değildir
Onlar sonunda birer ar olur

Ben öyle bir aşka gark olmuşum ki
Benden önce gelenlerin aşkı da benim aşkıma eklenmiştir
Benden sonrakilerin aşkları da
Yemyeşil aşk bağının ne sonu vardır ne ucu bucağı

Orda gamdan neşeden başka ne meyveler vardır
Âşık aşk ülkesinde ne söylerse söylesin
Ağzından aşk kokusu duyulur
Aşk susuzdur susuzu arar
Onlar gece ile gündüz gibi birbirinin ardına düşmüşlerdir
Gündüz geceye âşıktır onsuz olamaz
Fakat bakınca görürsün ki
Gece gündüze daha ziyade âşıktır
Bir aşkı başka bir aşk söndürebilir
Aşkta ne yükseklik ne alçaklık ne akılsızlık nede akıl vardır
İnsanın toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için
Âlemde yüzlerce fitne ve karmaşalık peydah olur
Aşk öyle engin bir denizdir ki ne kenarı vardır ne ucu bucağı

Aşk büyüklere baldır çocuklara süt
O her gemiye yüklenen ve geminin

Ağırlığından dolayı batmasına sebep olan son yüktür
ve diyor ki Mevlana:
Dinim aşkla yaşamaktır
Bu canla bu başla diri kalmak bana ayıptır…

Hz.Mevlana

Evet hakim bey sevdim onu...




Evet hakim bey sevdim onu...


Saplantılı bir kara sevda değil bu... Gelip geçici bir heves hiç değil... 
Sadece sevmek istiyorum seni.. 
Ve söz vermek 
bir başka gözün değmeyeceğine bakışlarıma... 
İçimden geçen sevda sözlerini haykırsam yüzüne
canın acıyacak biliyorum.. 
İşte sırf bu yüzden
suskunluğun karşısında yapabileceğim
tek şeyi yapıyor ve sessizliğe gömülüyorum.. 
Belki bir gün seversin diye bekleyerek çaresizce...
Yokluğun bile var oluşunun delili.. 
Yokluğun
sen olmadığın için hiçbir şeyi umursamayışımdan belli.. 
Yokluğun
geceleri hayaline daldığımda
üzerime doğru gelen odamın duvarlarından belli.. 
Uyku tutmayan gecelerde biraz nefes almak
için pencereyi açtığımda... 

yıldızlarda asılı duran bakışlarından belli. 
Ve sen bu yokluğa alışmamı istiyorsun öyle mi?
Bu yokluğu kabul etmemi istiyorsun... 

Yaşanan onca şeye bir kalemde mil
çekmemi istiyorsun...E peki !!
Ne yaparsam yapayım hayatımdan sadece geçtiğini ve
gönlüne beni kabul etmeyeceğini biliyor
ve bu şiiri sakın okuma diyorum..
Olaki geri dönesin gelir...Sakın!!!
Aşk mahkemesine düştüm sanki... 
Sayende cezamı çekiyorum hiç
suçum olmadığı halde...
Hakim dedi suçlu ayağa kalk... 
Suçun SEVMEK dedi... 
Biliyorsun en buyük suç bu savunman nedir...
Evet hakim bey sevdim onu... 
Hemde iliklerime kadar... 
Uğrunda ölecek kadar... 
Çok değer verdim... 
Mutlu oldum... 
Ağladım... 
Cezama razıyım... 
Karar verildi..
Ve ...
Sensiz yaşamaya müebbet mahkum edildim

Gelip geçici bir heves hiç değil... 
Sadece sevmek istiyorum seni.. 
Ve söz vermek 
bir başka gözün değmeyeceğine bakışlarıma... 
İçimden geçen sevda sözlerini haykırsam yüzüne
canın acıyacak biliyorum.. 
İşte sırf bu yüzden
suskunluğun karşısında yapabileceğim
tek şeyi yapıyor ve sessizliğe gömülüyorum.. 
Belki bir gün seversin diye bekleyerek çaresizce...
Yokluğun bile var oluşunun delili.. 
Yokluğun
sen olmadığın için hiçbir şeyi umursamayışımdan belli.. 
Yokluğun
geceleri hayaline daldığımda
üzerime doğru gelen odamın duvarlarından belli.. 
Uyku tutmayan gecelerde biraz nefes almak


için pencereyi açtığımda... 
yıldızlarda asılı duran bakışlarından belli. 
Ve sen bu yokluğa alışmamı istiyorsun öyle mi?


Bu yokluğu kabul etmemi istiyorsun... 
Yaşanan onca şeye bir kalemde mil


çekmemi istiyorsun...E peki !!
Ne yaparsam yapayım hayatımdan sadece geçtiğini ve
gönlüne beni kabul etmeyeceğini biliyor
ve bu şiiri sakın okuma diyorum..
Olaki geri dönesin gelir...Sakın!!!
Aşk mahkemesine düştüm sanki... 
Sayende cezamı çekiyorum hiç


suçum olmadığı halde...
Hakim dedi suçlu ayağa kalk... 
Suçun SEVMEK dedi... 
Biliyorsun en buyük suç bu savunman nedir...
Evet hakim bey sevdim onu... 
Hemde iliklerime kadar... 
Uğrunda ölecek kadar... 
Çok değer verdim... 
Mutlu oldum... 
Ağladım... 
Cezama razıyım... 
Karar verildi..
Ve ...
Sensiz yaşamaya müebbet mahkum edildim

İrfana Düştüm



alt

Ma’nâ âleminde, vefâ yolunda;

Aşk ile elendim bir cana düştüm!..
Gönül vecde geldi cezbe hâlında;
Derdime gül bastım, dermâna düştüm!..

Gurbet, gam bendini bende mi kurdu?..
Mevlâ’m emaneti sırtıma vurdu!..
Her katrem ‘hû’ dedi, duruldu, durdu;
Kaynadım, çağladım devrâna düştüm!..

Duydum can özümde ney’in zârını;
Özünden ayrılmış buldum varını!..
Başımda gördükçe nefsin dârını;
Ölmeden hesaba, mizâna düştüm!..

Ömrüm, kula döndü bir hak uğruna;
Hasret odu düştü gülün bağrına!..
Girdim ibret ile âlem seyrine;
Hayretten süzüldüm, hayrana düştüm!..

Ey gönül, dost için yüzümüz var mı?
İhlâs ocağında, közümüz var mı?..
Bu sesler, ahenkler özge diyâr mı?
Bir aşkın elinden mestâne düştüm!..

Takvâyla inceldi bu içli sözüm;
Edep dergâhında, tutuştu közüm!..
Bir zikrin nûruna kandıkça özüm;
Sınandım irfandan, irfana düştüm!..

RIFAT ARAZ



Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...