29 Ocak 2020

KUDDUSÎ DİVANI

GİZLİ CEMİYETLER.



GİZLİ CEMİYETLER.

HAVAS İLMİ

HAVAS İLMİ

BEYİNDEKİ DEDİ KODU


BEYİNDEKİ DEDİ KODU


beyindeki-dedikodu
Mu’minûn sûresinin hemen başında, kişisel gelişimin ve rûhsal arınmanın en önemli adımlarından birisi olduğunu düşündüğüm bir ibare var. Müminlerin, yani kendindeki ilahi öze inanıp güvenenlerin meziyetleri sayılırken, ilahi yönümüzün beslenmesi/desteklenmesi anlamına gelen salât konusunda huşûnun gerekliliği ile birlikte, malayaniden yüz çevirmek de vurgulanıyor.

Gerçekten Mü’minler kurtuluşa ermiştir; Onlar ki, Salatlarında huşû içindedirler. Onlar ki, boş sözden ve faydasız işten yüz çevirirler (23: 1-3).
Fakat huzur reçetesindeki bu temel hüküm çoğunlukla göz ardı ediliyor. Dünya koşuşturmacasına dengenin ötesinde kendini kaptıran, kaybeden bireyler bir yana, bilhassa, rûhsal arınma yoluna niyetlenmiş kişi ve çevrelerin boş söz ve yararı olmayan alanlara yönlendirilen merak duygusundan (dedikodu) kendilerini alamamaları ne hazin!
Hele ki, dedikodu batağında, “başkaları” kavramının renksiz yelpazesinde ömür tüketilirken, dindeki ritüellere sıkı sıkıya bağlılıkla [1] cennete girilebileceğinin veya dinlerin özünü anlatanları taklit etmekle [2] erilebileceğinin zannedilmesi!?.. [3].
[1] Dindeki ritüeller tevhidin rûhu idrak edildikten sonra mecaz olmaktan çıkar ve anlam kazanmaya başlar.
[2] Şekil-şemailin, tarzın taklidi değil, ilmin, yani, bilginin yaşamının/pratiğinin modellenmesi (Üsve-i Hasene) makbul olandır.
[3] Bu iki durum da dedikodunun gizli kalmış farklı yönleridir.
Hâlbuki hemen bir önceki âyette dikkatlerimizin huşûya çekilmesi, lakırdıdan yüz çevirme ile salâttaki huşûnun birbirlerini besleyen eylem ve duygular olduklarını hissettiriyor. Yani, “öteki” kavramı dâhilindeki yararsız ego-hazlar beynin ilgi alanından silindikçe salâttaki huşû artar, huşû arttıkça da, düşük bilinç seviyesinin beslenme malzemesi olan malayaninin çekiciliği de zayıflar, kesilir.
Peki, salâtlarımızı kupkurutan dedikodu neden bu kadar güçlü bir alışkanlık, huy veya karakterdir?
İnsanın doğasında var olan ve rûhsal olgunlaşma açısından çokça puan kaybettiren bu gerçeğimizin evrimsel psikoloji perspektifinden bir açıklaması var aslında!
Böceğinden şempanzesine kadar birçok canlıda basit sinir düğümleri veya beyin katmanları arası koordineli aktivitelere paralel olarak ortaya çıkan temel duygulardan birisidir, merak.
beyinkatmanlari
Balıklarda/amfibilerde/sürüngenlerde bilinçli içerik olmadan salt dikkat kesilme biçiminde bulunan merakın en basit formu, en eski beyin yapısı olması nedeniyle sürüngen beyin olarak da adlandırılan Beyin sapı tarafından sağlanır. İnsanda ise, canlılarda en son evrimleşmiş, kompleks beyin bölgesi olan Prefrontal korteksin, genlerinde diğer beyin katmanlarıyla daha girift bağlantılar kuracak şekilde kodlanması yüksek bilinci ve meta-merak diyebileceğimiz, merakın kendisi hakkında merak kavramını doğurmuştur.
prefrontal korteks
Evrim ağacındaki uzak akrabalarımızda dahi merakın belirli oranlarda olması aslında bu ortak duygunun ne kadar güçlü ve hayati olduğunu gösteriyor. Bu gayet normal [4], çünkü vahşi doğada her şeye karşı oldukça meraklı/şüpheli olacak şekilde özelleşmiştir beyin.
[4] Bir türün doğada örneğin yeni bir besin kaynağı bularak veya av olmaktan korunarak hayatını devam ettirebilmesi için evrimleşen beyin organizasyonlarına koşut olarak iç dünyasına merak duygusu yerleşmiştir.
bilincgelisim
Fakat insansı türlerin (hominid) genomlarında (=total DNA dizilimi) meydana gelen mutasyonlar evrimsel kaderini 6-7 milyon yıllık bir süreçte bilincinin bilincinde olacak [5] derecede radikal bir değişiklikle sonuçlandırmıştır. Bilinçli olma avantajı ile birlikte, insan türü zor doğa şartlarından kurtulmuş ve önceden tahmin edilebilir, daha güvenli ve daha sakin yerleşik hayata geçmiştir. Çetin yaşam şartları için, adapte olarak beyne kodlanmış, milyonlarca yıllık fiziksel ve güdüsel derinliğe sahip güçlü merak duygusunun dozajı artık fazla geldiğinden, bu duygunun farklı alanlara yöneltilerek doyurulma zorunluluğu çıkmıştır doğal olarak.

wernicke_broca
[5] Kendinin/bilincin farkındalığına giden süreçteki önemli basamakları şöyle sıralayabiliriz: Dik yürümeye başlamasıyla ellerinin serbest kalması ve çenenin küçülüp kafatasının büyümesi. Gözlerin ön tarafa kayarak üç boyutlu görüşe yani daha bilgilendirici datanın beyine sunulması. Dili konuşma (Broca) ve anlama (Wernicke) ile ilgili beyin bölgelerinin gelişmesi. Ayna nöronlar ile soyut düşünme, modelleme ve hayal kurma yetisinin gelişimi. İnsan nöroanatomisinin embriyonik gelişimi, dil ve kompleks düşünme ile ilgili ve en yakın akrabalarımız şempanzelerden bile çok fazla farklılık gösteren HARs (Human Accelerated Regions/İnsanda ivme kazanmış 49 gen bölgesi) DNA bölgeleri.
Bu zorunlu tatmin arayışı insanlık tarihinde bilinçli olarak yönlendirildiğinde özetle bilim, sanat, din ve kültür dediğimiz yaratıcı ve anlamlı alanlar olarak tezahür ederken, bilinçsizce gerçekleşmesi ise malayaniyi doğurmuştur.
Peki, insanoğlunun çoğunluğu merak duygusunu neden ağırlıklı olarak yaratıcı alanlara çevirmek yerine basit olana çeviriyor?
malayani
Bilgi çağı insanı olarak övündüğümüz 21. yüzyılda, bir kişi mesela neden başkalarına yararı olmayan gün içi faaliyetlerini sosyal iletişim ağlarında paylaşma isteği duyar veya aynı/daha fazla ölçüde başkalarının kendisine yaramayacak paylaşımlarını takip ederek zaman israfı yapar? Neden magazin programları, başkalarının hayatlarını anlatan diziler bu derece popüler? Örneklerin sayısı uzatılabilir…

Kişi bu mantıksızlığın farkında olsa dahi doğası gereği daha güçlü olan dürtüler genel olarak mantıksal düşünmenin önüne geçer ve rahatlamak için bu eylemlere devam edilir.
Merakın çoğunlukla/kolayca malayaniye bilinçsizce yönlendirilmesinin nörolojik açıdan karşılığı; beyinde az enerji gerektiren sıradan, komprime bağlantılar kurması, yani psikolojik olarak kolay ve hızlı bir tatmin aracı olması! Bu nedenle de insan kendini dedikodudan, aynı mantıkla televizyon başında saatlerce dizi izlemekten bir türlü alamamakta!
Geliştirici olmayan, kalıbı yoran ve de kalbi öldüren bu aksiyonların tekerrüründe ise ilgili sinirsel bağlantılar güçlenmekle kalmaz, bu bağlantıların zamanla beynin derinliklerine doğru sinmesiyle kalıplaşmasına da neden olur. Demek istediğim, bu fiillerin kişi tarafından içselleştirileceği! Ve artık toplum nezdinde bile normal kabul edileceği!
Bu adaptasyon (örneğin dedikodu yapmanın “normal bir durum” olarak addedilmesi) sonucu, o beyinde girift düşünce patika ve yollarının kurulması da haliyle güçlükle gerçekleşen bir sürece dönüşür. Bunun hayatımızdaki göstergesi tefekküre niyetlendiğimizde beynin tembellik göstermesi ve hemencecik düşünmekten yorulmamız değil midir?
Kişisel bilinçdışımızın bu hali reddederek yorgun düşmesi normal, çünkü fikirdeki yoğunluk beraberinde yüksek enerji gerektirir. Yani düşünme sürecine daha fazla sinir hücresi katılır. Beyin süreçlerinin, yani kişiliğin alışık olmadığı bu durumu sürdürmesi de zor olacağından, insanı hâlihazırda daha az maliyetli olan ve egosal tatmin yaratan malayaniye yöneltecektir.
Kendindeki ilahi öze inanmış bir zihnin, sahte ve/yani sınırlı egonun sanal-ardındaki özünün sınırsızlığına olan güvenini, teslimiyetini tesis edebilmesinin olmazsa olmaz gerekliliklerinden biri malayaniden kaçınmak. Böylece uzun vadede, zihne sınır koyan, aklı bulandıran, gönlü buğulandıran gereksiz düşünceler bilince daha az çıkacağından insanın psikolojisi de hafifleyecektir. Kişi rahatladıkça, paralelinde çapraşık/derinlikli düşünmenin özgürleşmesine zemin hazırlanır.
tefekkur_kodu
Beyinde ata dininden (~genetik program ve çevre şartlanmaları) kalma, kilitleyici dedi ‘kodu’ hack edildiğinde/haklandığında/hakkından gelindiğinde, âyet (Mu’minûn-3) melek (~ilahi güç) olarak tecelli edecektir. Artık tefekkür âyetlerinin kıraatine (~okumasına) rahatlıkla geçilerek yeni, dönüştürücü ‘kod’ yazma vakti geldi demektir!

Yeni tefekkürlerde buluşmak üzere..

HIZIR A.S DUASI VE VİRDİ

HIZIR A.S DUASI VE VİRDİ 
Hızır Aleyhisselamın bu duası ve virdini okumaya devam edenlerin anlayış, zeka ve hafızaları kuvvetlenir. Allah Tealadan bir çok lütfe mazhar olurlar ve en önemlisi ilahi tecellilere kavuşurlar hikmeti çoktur bununla kifayet ediyoruz. 
Bir çok yerde Hızırın a.s virdinin verildiğini okuma şekli ve duasının verilmediğini gördüm bu sebepten bu yanlışlığa dur demek için bu konuyu açıyorum her şeyin bir edebi usulü şartı vardır bunlara dikkat edilmedi mi olmaz kişi kendini kandırır ancak. bu abdestsiz namaz kılmaya benzer böyle bir durumda istediğiniz kadar Allah merhametlidir diyin kabul olmaz çünkü Allah c.c namaz için abdesti şart koşmuş buda aynen bunun gibidir. 
Sabah ve akşam namazlarının akabinde en az birer kere okunur en çok kere okunur ve okumanın sonunda duası okunur. 
Allahu Alem bissavab. Duası
Bismillahirrahmanirrahim 
Allahümme kema letafte fi azametike ve gudretike dünelli duai ve alevte bi azametike alel uzemai.(h). Ve allimte matehte erdike keilmike ma fevga arşik. Ve kanet vesavisus suduri kel ala niyeti indeke ve ala niyetül gavli kessirri fi ilmik.ve engade külli şeyin bi azametik.(k). Ve hada’a külli sultanin li sultanik.ve sade emrüddünya vel ahireti küllühü biyedik.(e). İcalli min külli hemmin ve ğammin esbehtu ve emeseytu fihi feracen ve mehraca.allahümme inni affeke an zünubi ve tecavüzeke an hatieti.(rr.)ve setrake ala fethi amile etmeani en eseleke mala estecibhu minke mimma gasrute anhü fesırtu eduke aminen ve eselüke müsebbeben sebeba fe inneke entel mühsinu ileyye ve enel müsiiu ila nefsi.ar) Fima beyni ve beynüke tettezedu ila bini’metikve tebeannezu ileyke bilmeasi velakinnellisegate bike hameletni alel cüreti aleyke feudillahümme bifedlike ve ihsanike ala inneke enter raufurrahim. 
Virdi :La ilahe illallahul hayyül gayyum. 
La ilahe illallahul bagid deymum. 
La ilahe illallahu vahdehula şerike leh. 
La ilahe illallahul evvelül ahir. 
La ilahe illallahul zahirul batın. 
La ilahe illallahul azizül cebbar. 
La ilahe illallahul hakimul ğaffar. 
La ilahe illallahus semiul basir. 
La ilahe illallahul latifül habir. 
La ilahe illallahul ğafuruş şekür. 
La ilahe illallahul vehhabül gadir. 
La ilahe illallahul halimül alim. 
La ilahe illlallahul cevadül kerim. 
La ilahe illallahul berrur rahim. 
La ilahe illallahul azizül hakim. 
La ilahe illallahul hafizur rafiu. 
La ilahe illallahul hafizül müğni. 
La ilahe illallahul kerimül mu’ti. 
La ilahe illallahul gaimuz zekiyyu. 
La ilahe illallahul aliyyül behiyyü. 
La ilahe illallahuş şehidür ragibu. 
La ilahe illallahul garibul mücib. 
La ilahe illallahul fettahul alim. 
La ilahe illalahul vekilür rezzag. 
La ilahe illallahul mütekebbirul halıg. 
La ilahe illallahül evvelü min aded. 
La ilaheillallahül bagı bi ğayrı meded. 
La ilahe illallahül vedudül mecid. 
La ilahe illallahül mübdiul mü’id. 
La ilahe illallahül fe’aalül lima yürid. 
La ilahe illallahül melikül varis. 
La ilahe illallahül bagil bais. 
La ilahe illallahül bariul musavvir. 
La ilahe illallahül latifül müdebbir. 
La ilahe illallahüs seyyidüd deyyan. 
La ilahe illallahül hannanül Mennan. 
* La ilahe illallahü zül fadli vel ihsan. 
La ilahe illallahül hadil gaviyyu. 
La ilahe illallahu zül ahdil vefiyyu. 
La ilahe illallahül haggul mübin. 
La ilahe illallahüt tevvabül mü’in. 
La ilahe illallahül kebiru zül in’ami vel ihsani vel celal. 
La ilahe illallahü zül kerime vel ifdal. 
La ilahe illallahül ferdüs samed. 
La ilahe illallahu leyse lehu sahibetev vela veleda. 
La ilahe illallahül basitel bedi’u. 
La ilahe illallahu zül hisabis seri’u. 
La ilahe illallahül vasi’u zül ihsan. 
La ilahe illallahüs selamül mü’min. 
La ilahe illallahül kefilül müheymin. 
La ilahe illallahül hakimül kerim. 
La ilahe illallahu rabbüs semavati vel erdi ve rabbül arşil azim. 
Ve sallellahu ala seyyidina ve nebiyyina muhammediv ve alihi ve sahbihi ecmei’n. 
Bi rahmetike ya erhamer rahimin.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...