18 Şubat 2013

GİDİP TE DÖNMEMEK VAR



Gidip de ,dönmemek var,Yalnızlığa, hasret yağar...
Yazılmışı, kim bozar,Sabır… birgün rahmet yağar…
Anıların hatırına,Tutunacak sıcacık eller…
Şimdi,nerdeler,gelmediler,Kenarındayım ,düşüyorum…

Bak, nasılda üşüyorum….
Bir garip, yalnızlık abasında,gönül cebim bomboş,
Koydum kalbimi,düşüp kırıldı ,oldum birhoş,
Nerdesin , beklemekten yoruldu gözüm,
Dön artık gülsün hasretten yanan yüzüm…

Her tutamadığım söz,
Özümü yakan bir köz…Söndüremedi yaş,
Geçti bak kaç yaş…Parça ,parça zavallı ruhum,
Konustuklarımı değil ,sustuklarımı yazıyorum..
Sevdamı sözlerde degil, sessiz yasıyorum…
Dökülemediler,,damla ,damla süzüldüler…
Göçmen günlerim,gittiler, dönmediler…
Nerdesin , beklemekten yoruldu gözüm,
Dön artık gülsün hasretten yanan yüzüm…

Ayrılık vurdu,hasretinde yanıyorum,
Pamuk ipliği,tutunamadıkca batıyorum,
Sevdam toprak ,catladıkca susuyorum…
Her kıvılcım ,bir yangının,
Her başlangıc, bir ayrılığın,Her doğum, bir ölümün,
İlk selamı dır aslında…Nerde baharlarım…
Ne zaman ,karlandı şakaklarım..
Dünyalar sığan yüregim de niye yoksun,
Nerdesin , beklemekten yoruldu gözüm,
Dön artık gülsün hasretten yanan yüzüm…
Dünyalar sığan yüregim de niye yoksun,

Köprüleri yıkık , yüreğim nerelere koşsun..
Son bahar, sevdama kuru yapraklar dolsun,
Zaman ve sabır , gelene kadar dursun…
Fani dünya,bu gün varsın, belki de yoksun…
Nerdesin , beklemekten yoruldu gözüm,

Dön artık, gülsün hasretten yanan yüzüm

BİR DÜŞÜN İÇİNDE BİR DÜŞ



BİR DÜŞÜN İÇİNDE BİR DÜŞ 
Alnına konsun bu öpüş
Ve,şimdi senden ayrılırken,
İtiraf edeyim ki
Günlerimi bir düş
Sayarken yanılmıyorsun;
Ama ,Umut gitmişse uzaklara
Bir gece ya da bir gün
Bir görüntüde
ya da bir şeyde olmaksızın
Fark eder mi bu yüzden?
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz
Yalnızca bir düşün içinde bir düş.
Kırılan dalgaların dövdüğü bir kıyının
Haykırışları içinde duruyorum:
Ve altın kum taneleri tutuyorum avucumda
Ne kadar az! Ama nasıl da
Süzülüyorlar
parmaklarımın arasından derinlere
Ben ağlarken- ben ağlarken!
Ah Tanrım! Daha sıkı
Tutamaz mıyım onları?
Ah Tanrım!
Tekini bile kurtaramaz mıyım
acımasız dalgadan?
Bir düşün içinde bir düş mü
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz?

Edgar Allan POE

A Ş K I M

A Ş K I M
Asırlar geçse de ömür bitse de
Sana olan sevgim bitmiyor aşkım
Gönül viran olsa baykuş ötse de
Sensiz ayaklarım gitmiyor aşkım

Geceler çok uzun sabah olmuyor,
Olsa da gönlüme güneş dolmuyor.
Yardan ayrı kalan huzur bulmuyor
Sensiz sanki kalbim atmıyor aşkım.

Yalnızlık sırtıma dağ gibi çöktü.
Hepten ağırlaştı belimi büktü.
Zaten her şey bana fazlaca yüktü.
Sensiz aklım bile yetmiyor aşkım.

Düşüne, düşüne içim karardı
Divane oluşum akla zarardı
Dallarım kurudu, yaprak sarardı
Sensiz bahçem meyve tutmuyor aşkım

Her yerde gözlerim seni arıyor
Bir an unutursam kalbim duruyor
Tüm benliğim, arzum seni soruyor
Sensiz uykulara yatmıyor aşkım.

Mahir yalnızlığa var mı ki çare
Yüreğimi attım ben kızgın hare
Benim bu sitemim o zalim yâre
Sensiz bak ocağım tütmüyor aşkım.

Mahir Başpınar
 

ÖDÜNÇ HANÇER ÖLDÜRMEZ BENİ

ÖDÜNÇ HANÇER ÖLDÜRMEZ BENİ

ödünç hançer öldürmez beni 
bir küfür gibi kara kayış dilini ver

binlerce kez açıklasam da
dilini çözemediğim ihanet

gel bir daha bende dene kendini 
ne sen öldürebiliyorsun beni bu cenkte

ne ben yenebiliyorum seni 
yazıldığın mevsime çok su ver kendi izinden

giden yolları suçlarından arındır 
arkanda kaldı seni ilerde bekleyenler

unutkan şiirler kopmuş alıntılar 
hiçbir zaman kullanamadığın hatıralarla

kendine yazdığın yaşam öyküsü!
ah, bu kadar aşk herkesi yanıltır
gelme üstüme 
boşalmış yeminlerin bileği 

ben sandığın sözcüklere vuran aksimdir
ödünç hançer öldürmez beni 
ya başka bir silah seç kendine
ya bırak başkasının ellerine 
ölüm aşkın işidir
kork benden sevgilim 
ahretin olurum senin
bu kadar çok seven öldürmesini de bilir 
ben seni
çok yanılmış kalplerin sağlamlığıyla sevdim
gücümdü güçsüzlüğüm 
ey, izini sürdüğüm ruhumdaki kara gölge,
büyüttüğüm oğullarımı bir bir elimden alan hayat
yanıltma beni, beni bana yakıştır 
son darbeden önce ilk sözü söyleyemeyen!
kolay değil ödenmiş hayatın katili olmak 
kör eder hançerini içimin gücü
ölümü göze alan yaşamasını da bilir 

VUSLATI SENİN GÖZLERİNDE YAŞAMAK İÇİN








VUSLATI SENİN GÖZLERİNDE YAŞAMAK İÇİN
İmkansızlığı yokluğun zindanda asıp
Vuslatı senin yüreğinde yaşamaya geliyorum.. "
iyorum umut tarlalarına " sevdamızın " güneşini ekerek. Vuslat kelimelerini tozlu raflardan indirip sana geliyorum. Biliyorum, avuçlarında hasretin alazları yanıyor.. Külleniyor vuslatın kelimeleri yüreğinde.. Bekle beni, avuç içlerindeki kör olası yangınları ıslak kirpiklerimle söndürmeye geliyorum. Yürüyorum zifiri uçurumları aşarak. Gözlerin " gelecek diye " perdelerin arasında gözyaşıyla ıslanmasın. Ben karanfillerin gülümsediği kuşluk vaktinde saçlarına süzüleceğim. Haydi, saat çoktan gece yarısını geçmiş olmalı oralarda..Uyutamasan da hasreti, ne olur gözlerini kapa yıldızlara.. Ben gelirken, yüzündeki hüzün bulutlarını topla göğünden ve uykuya dalmış " vuslat " türkülerini kaldır kirpiklerinden..
Umut fakiri sevdamla kana kana gülüşlerini avuçlarından içmeye geliyorum. Uykular haram sana kavuşana kadar. Geldiğimde bir tutsam ellerini, bir öpsem yüreğini goncalar tebessüm edecek toprağın altından..Güller dökülecek yıldızların avuçlarından..Ah bir sarılsam sana..Rüzgar bile kıskanırdı kavuşmamızı..Sana geliyorum. Leyla sına ağlamaklı Mecnun yoldaşım, Aslı sına kavuşması prangalı Ferhat ise arkadaşım oldu bu yolculukta. Biliyorum zaman akmıyor takvimlerin belinden..Saatler gece yarısını çoktan geçse de uzanamıyorsun yatağına..Hissediyorum bana kavuşmadan yatağına sanki çiviler serpiştirilmiş..Haydi, kapat perdelerini..Süzülmesin gözlerinden yanağına doğru ıslak nehirlerin..Mahpusa düşmesin sevda kokan kelimelerin..Bekle beni, geldiğimde cebinde biriktirdiğin gözyaşlarını yüreğimde kurutacağım. Doya doya sarılıp gözlerinde baharları soluyacağım.
Sana geliiyorum yetim cocukların düşlerini sırtıma yüklenerek. Aşındırıyorum vuslat kaldırımlarını..Karanlığı eze eze sana koşuyorum. Aldırma ellerimin titremesine. Kolay mı gözlerindeki solduğum " hayali " Cenneti nefesinde hissetmek ? Kolay mı ellerine sürülmüş bahar kokusunu doyasıya içime çekmek ? Kolay değil elbet..Kelimeler anlatamıyor içimde büyüyen heyecanı..Of dizlerim titriyor yine.. Ter basıyor alnımı..Yıllar haince güneşini vursalar da , gülen yüzünü soldursa da acılar ne olur ağlama ne olur..Sabır elbisesini giyin üzerine..Umutlarını kanatlandır karanlık gökyüzüne..Ben senin icin yollardayım..Azığım gülüşün , katığım acıların olmuşken biraz daha dayan gül yüreklim..Geldiğimde " vuslat " ateşiyle küllendireceğim arsız sancılarını..Ben sökeceğim takvimlerde asılı kalmış gözyaşlarını..Ne olur taş kundaklarda uyut hasretini..Ne olur silme ıslak kirpiklerini..Ben o ıslak yüreğini " sıcak umutlarımla" sileceğim..
Yürüyorum karlı dağları birer birer aşarak. Yorulsam bir an, buğulu bakışlarında " sağır akşamları " senin yanında karşılamanın huzuruyla dinleniyorum..Of serçe edalı bulutların koynunda yürür gibi sana koşuyorum. Bazen yolunu kaybetmiş yağmur yüklü bulutlar " vuslatın " kentini soruyor bana..Bende peşimden gelmelerini söylüyorum..Gögünü yitirmiş kuşları peşime takıp hep birlikte sana geliyoruz..
Sana geliyorken yokluğunu küllendirdim aldığım her nefeste..Hayalimde gözlerini kaç kez öptüm..Kaç kez gül bahçelerinden cicekleri çaldım....Sana geliyorum utangaç ve mahçup bir cocugun düşlerini yüregine sermek için. Gelirken, kaç kez pusulara düştüm. Hor görüldüm karanlıklarda...Öyle zifiri idi öyle katransıydı ki geceler, bastığım her adımda Yusuf un kör kuyuları sandım. Lokma lokma acılarını sundular boğazıma..Ne olur üzülme sen.. Gecelerde yakılsa da bedenim ne olur ağlama sen.. Küllerimden saçlarına gülleri motifleyeceğim.Denizlerin dibindeki incileri yüreğine dizeceğim..Biraz daha sabret uykusuzluga ve bu vuslat kokan yalnızlığa.
Uçurum kenarında toprağa kökleriyle delice tutunmuş "umut çiceklerini " yüreğimle toplamaya geliyorum. Başını dayayıp bir çocuk gibi utanmadan ağlayabileceğin " omuz " olmaya geliyorum.Dilimde Şehrayin türkülerini yakıp kaldırımları aşıyorum..Bil ki, bu yolculuk " vuslata " gebe.. Bu yolculuğun sonunda ya karanlıklarına yıldızları dizeceğim ya da saçlarına baharları işleyeceğim..Bu mapusluk, bu hasret bitecek elbet..Kangren gecelerin yoklugumda islenmeden, ak alınlı günlerin karanlığa bürünmeden kelebeklerin sırtından avuçlarına düşeceğim bir çiğ tanesi gibi..
" Sana geliyorum gül yüreklim
Vuslatı senin gözlerinde yaşamak için.
Uçurumları aşıyorum
Gözlerinde " hayali " Cenneti solumak için."

Mühürlediğim yerden açıyorum suskunluğumu.




- Aşk Denklemi
Mühürlediğim yerden açıyorum suskunluğumu...

Dudağımda,suskunluğumun bir izi...
Yüzümün bir yarısı suskunluğum kadar karanlık.
Çatlak duvarlardan içeriye sızan ölüm sesleri...
Bir hasta iniltisinde sıkışıp kalan zaman...
İçimde; kargaşa,derin bi kalabalık,gerilim yüklü ağrılar...
Kesilmiyor içimdeki "Sen" gürültüleri...
Birbiri ardına kavuşamayan özlemler biriktirdim ceplerime.
Soğuk duvarlar gibi kuru,nefessiz...
Her birinin tek ilhamı "Sen"...
İçimdeki cinnete yenik düşüp; aşk yüklü fırtnamda,
yelkeni "Sen" olan gemiyi martı eşliğinde batırdım.
Bir cinayete kurban giden sen değil, 

senden yana kopan fırtınalarım oldu.
Umutlarım gece nöbetini,umutsuzluğuma devretti çoktan.
Vuslat karanlığı içimden yana; suskun!
Sen bilmezsin oysa!
Susmak; konuşmaktan yana daha çok can yakar.
Kulaklarını tırmalar derin sessizlik.
İçinde patlatırsın çığlıklarını; duyan olmaz.
Önce içinden başlarsın ölmeye...
Her aşk,kendi acısını kendi demler.
Acı; ne kadar şiddetli olursa içinde,
aşkta demlendiği acılarla buharlaşır,
yok olur zamansız...Sevdalı yanım uzak dur!
Pusunu,onsuzluktan yana kur!...
Yoksa bir intihar daha yaşanacak gözlerimde...
Tavandan sızan beş parasız bir geçmişin acıları,üzerime damlar.
Hücremdeki karanlıkta,

bir çığlık daha duyulur mu bu sessizlikte?
Yorgun bedenim,kalabalık nefeslerde...
Damarlarımdan akan usul usul hiçsizlik!
Ne söylesem küfür gibi,anlamsız!
Konuşmayı unutan dilimle sana varmak,aptallık...
Sen; iki tarafı bir bilinmeyenli acı,
ben yüreğinde benliğimi kanatan şizofrenik bir acı...
Bu aşkın denklemi çözülmez be sevgili...
Her kayboluşumuz bir eşitsizlik,

her varoluşumuz bir yok oluş oysaki...
Ben; varlığını "hiçsizliğimle" çarptım.
Hiçsizliğim sıfırken beni, on kat kanattın...
Şimdi söyle ; bu aşk denkleminde :
"Cümlelerine sığdıracak kadar,

bir Özne'lik yerim" yokmu?
Bu yüzdendir ki, bakış açımı değiştirdim.
Artık hayata "Senli" taraflardan bakmıyorum...
Nefretim,senden yana ikiye bölünüyor.
Her bir nefretim,baş harfini sana satar.
İçinde ben uyaksız kalırım.
Bir yüklem alırsın gözlerimden,
ben Haliç'e kendimi ;
"Özne"siz asarım!...

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...