11 Mart 2012

SÜLEYMAN ÇELEBİ

Süleyman Çelebi 1351 yılında Bursa da doğmuştur.Süleyman Çelebi nin hayatı hakkında fazla bilgi sahibi değiliz. Zamanın ilimlerini iyice öğrenmiş Osmanlı padişahlarından Yıldırım Bâyezid in divan imamlığında bulunmuştur.Daha sonra aynı padişah döneminde tamamlanan Bursa Ulu Cami nin imamlığına tayin edilmiştir.Süleyman Çelebi nin adındaki Çelebi kelimesi, kendisinin bilgin bir kişi olmasından dolayı kullanılmıştır. Süleyman Çelebi nin 1410 yılında ölümsüz eseri Mevlid i tamamlamıştır. Mevlid i tamamladığında 60 yaşında olduğu tahmin edilmektedir.Mevlid adlı eserini Ulu Cami nin imamlığını yaptığı sırada tamamlamıştır.Mezarı Bursa da Çekirge yolu üzerindedir.
Süleyman Çelebi Mevlid i Hz.Muhammed(s.a.v.) in diğer peygamberlerden mertebe bakımından üstün olduğunu ifade etmek için kaleme almıştır.Rivayetlere göre Ulu Cami inde bir vâiz Biz Allah ın peygamberlerinden hiçbirini öteki peygamberlerden ayırmayız. anlamındaki bir âyeti tefsir ederken bu âyete dayanarak Muhammed(s.a.v.) in diğer peygamberlerden üstün tutulmaması gerektiğini, hepsinin eşit olduklarını söylemiş. Cemaat arasında bulunan bir Arap bilgini bu vaiz in tefsirde hata ettiğini iddia etmiş. Yine Kur an da bulunan Biz bu peygamberlerin bazısını diğerlerinden üstün kıldık. ayetinin anlamının kalmayacağını ayetten hareketle ortaya koymuş. Camide o gün bulunanlar arasında bir ikilik çıkmış. Bütün bunlara sâhid olan Ulu Câmi bas imâmı Süleymân Çelebi, bu hâdiseden dolayı çok duygulanmış ve meşhûr Mevlid-i Serîfini yazmıştır. Mevlid-i Serîf´inde, hep Ehl-i sünnet îtikâdını anlatmıştır.Bu bozuk îtikâdlı vâizin sözüne cevap olarak:"

Ölmeyüb Îsâ göge buldugu yol,
Ümmetinden olmak için idi ol."
beytini söyledikten sonra,

Resûlullah efendimizin fazîletlerini söyle îzâh etmiştir:

"Dahî hem Mûsâ elindeki asâ,
Oldu O´nun izzetine ejderhâ.

Çok temennî kıldılar Hak´dan bunlar,
Kim Muhammed ümmetinden olalar.

Gerçi kim bunlar dahî mürsel durur.
Lâkin Ahmed efdâl-ü-ekmel durur.

Zîrâ efdallige ol elyak durur,
Âni öyle bilmeyen ahmak durur."
ALLAH - ADIN BAHRİ

Mefhar - i Mevcudât, Hazret-i Fahr-i Alem
Muhammed Mustafâ râ Salevât

Allâh adın zikredelim evvela
Vacib oldu cümle işte her kula

Allâh adın her kim ol evvel anâ
Her işi âsan eder Allâh anâ

Allâh adı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya anın sonu

Bir kez Allâh dese şevkile lisan
Dökülür cümle günah misli hazan

İsm-i pâkin pâk olur zikreyleyen
Her murada erişir Allâh diyen

Aşk ile gel imdi Allâh diyelim
Dert ile göz yaş ile ah edelim

Ola kim rahmet kıla ol padişah
Ol Kerimü ol Rahimü ol ilâh

Birdir ol birliğine şek yokdürür
Gerçi yanlış söyleyenler çok dürür

Cümle alem yok iken ol var idi
Yaradılmıştan Gani Cebbâr idi

Var iken ol yok idi ins-ü melek
Arşü ferşü ayü güm hem nüh felek

Sün ile bunları, ol var eyledi
Birliğine cümle ikrar eyledi

Kudretin izhâr edüp hem ol Celil
Birliğine bunları kıldu delil

"Ol!" dedi bir kere var oldu cihan
"Olma!" derse, mahv olur ol dem hemân

Haşre dek ger denilirse bu kelâm
Nice haşr ola, bu olmaya temâm

Pes Muhammeddir bu varlığa sebeb
Sıdk ile ânın rızasına kıl taleb

Ey azizler işte başlarız söze
Bir vasiyet kılarız illa size

Ol vasiyyet kim derim hem tuta
Mis gibi kokusu canlarda tüte

Hakk Teala rahmet eyleye anâ
Kim beni ol bir dua ile anâ

Her kim diler bu duada buluna
Fatiha ihsan ede ben kuluna

(Mevlid-i Şerif-in müellifi Merhum
Süleyman Süleyman Çelebi Hazretleri´nin ruhu için
ve bu satırları okuyan, dinleyen,
okumasına sebep olanlardan yaşayanların ruhu
makamlarına, ahirete göçmüş olanlarının da
ruhlarına El-Fatiha.)



HAK TEALA BAHRİ
Hak Teala çün yaratdı Ademi
Kıldı Ademle müzeyyen alemi

Ademe kıldı feriştehler sücud
Hem anâ çok kıldı ol lûtf issi cûd

Mustafa nurunu alnından kodu
"Bil habibim nurudur bû nur dedi"

Kıldı o nur anın alnında karar
Kaldı anın ile nice ruzigâr

Sonra Havva alnına nakletdi bil
Durdu anda dahi nice ayü yıl

Şit doğdu anâ nakletti bu nur
Anın alnında tecelli kıldı nur

Erdi İbrahimi İsmaile hem
Söz uzanûr eğer kalanın der isem

İşbu resm ile müselsel muttasıl
Ta olunca Mustafa´ya müntekil

Geldi çün ol rahmeten lil´alemin
Vardı nur anda karar etti hemin

"Ger dilersiz, bulasız oddan necât
Aşk ile, derd ile edin essalat"

VİLADET BAHRİ
Şefiul´usati fi yevmil´arasat,
Hazreti-i Ahmedü Mahmudû
Muhammed Mustafa râ Sâlevat

Amine hatun Muhammed annesi
Ol sadeften doğdu ol dür danesi

Çünki Abdullah´dan oldu hâmile
Vakt erişdi hefte vü eyyam ile

Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn
Çok alametler belirdi gelmedin

Ol Rebiul evvel ayı nicesi
On ikinci gice isneyn gecesi

Ol gice kim doğdu ol hayrûl beşer
Anesi anda neler gördü neler

Dedi gördüm ol Habibin ânesi
Bir acep nur kim güneş pervanesi

Berk urup çıktı evimden nagehan
Göklere dek nur ile doldu cihan

Gökler açıldı ve feth oldu zulem
Üç melek gördüm elinde üç alem

Biri meşrık biri mağribde anın
Biri damında dikildi Kâ´benin

Bildim anlardan kim ol halkın yeği
Kim yakin oldu cihana gelmeği

Bildim anlardan ki ol halkın beyi
Kim yakın oldu cihanâ gelmeyi

İndiler gökten melekler saf ü saf
Kabe gibi kıldılar evim tavaf

Hem hava üzre döşendi bir döşek
Adı Sündüs, döşeyen anı melek

Çün göründü bana bu işler ayân
Hayret içre kalmış idim ben hemân

Yarılıp çıktı divardan nagehan
Geldi üç huri banâ oldu ayan

Bazıları derler ki ol üç dilberin
Asiye´ydi biri ol meh-peykerin

Biri Meryem hatun idi aşikâr
Birisi hem hûrilerden bir nigâr

Geldiler lutf ile ol üç mehcebin
Verdiler bana selam ol dem hemin

Çevre yanıma gelip oturdular
Mustafayı birbirine muştular

Üç alem dahi dikildi üç yere
Her birisin edeyim nerden nere

Dediler oğlun gibi hiç bir oğul
Yaradılalı cihan gelmiş değil

Bu senin oğlun gibi kadri cemil
Bir anâya vermemiştir ol Celil

Ulu devlet buldun ey dildare sen
Doğuserdir senden ol hulki hasen

Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır
Bu gelen tehvid-i irfan kânıdır

Bu gelen aşkina devreyler felek
Yüzüne müştakdürür ins ü melek

Bu gice ol gicedir kim, ol şerif
Nur ile alemleri eyler latif

Bu gice şâdân olur erbâb- dil
Bu giceye can verir eshab-ı dil

Rahmeten lil´alemindir mustafa
Hem şefiu´l-muznibindir mustafa

Vasfını bu resme tertib etdiler
Ol mübarek nuru tergib ettiler

Amine eder çü vakt oldu tamam
Kim vücuda gele ol hayrül enam

Susadım gayet hararetten kati
Sundular bir cam dolusu şerbeti

Şerbeti karşımda tutdu hûriler
Bunu sana verdi Allah dediler

Kardan ak idi ve hem soğuk idi
Lezzeti dahi şekerde yok idi

İçtim anı oldu cismim nura gark
Edemedim kendimi nurdan fark

Geldi bir ak kuş kanâdiyle revan
Arkamı sıvadı kuvvetle heman

Doğdu ol saatte ol sultan-ı din
Nura gark oldu semavat ü zemin

Sallü aleyhi sellimü teslima
Hatta tenali cennetten ve naima

Essalatü vesselamü aleyke Ya Resulallah
Esselatü vesselamü aleyke Ya Habiballah
Essalatü vesselamü aleyke
Ya Seyyidel-evveline velâhirin.

MERHABA BAHRİ

Yaradılmış cümle oldu şadüman
Gam gidip alem yeniden buldu can

Cümle zerrat-i cihan edip seda
Çağrışuben dediler kim merhaba

Merhaba ey âl-i sultan merhaba
Merhaba ey kan-i irfan merhaba

Merhaba ey sırr-ı fürkan merhaba
Merhaba ey derde dermân merhaba

Merhaba ey bülbül-i bağ-ı Cemâl
Merhaba ey derde derman merhaba

Merhaba ey mah-ü hürşid-i Hüda
Merhaba ey Hakk´dan olmayan cüdâ

Merhaba ey asi ümmet melcei
Merhaba ey çaresizler eşfai

Merhaba ey can-ı bâki merhaba
Merhaba uşşaka saki merhaba

Merhaba ey kudreti ayn-ı Halil
Merhaba ey has-ı mahbub-u Celil

Merhaba ey rahmeten lil´alemin
Merhaba sensiz şefia´l müznibin

Merhaba ey Padişah-ı dû cihân
Senin için oldu kavnile mekan

Ey cemali gün yüzü bedr-i münir
Ey kamû düşmüşlere sen dest-gir

Dest-girisin kamu üftadenin
Hem penahı bende-vü azadenin

Ey gönüller derdinin dermanı sen
Ey yaradılmışların sultanı sen

Sensin ol sultan-ı cümle enbiya
Nur-i çeşm-i evliya vü asfiya

Ey risalet tahtının sen hatimi
Ey nübüvvet mührünün sen hatemi

Çünkü nurun ruşen etdi alemi
Gül cemalin gülşen etdi alemi
Oldu zail zulmet-i cehl-ü dalâl
Buldu bâğ-ı marifet ayn-i kemal
Ya Habiballah bize imdad kıl
Son nefes didarın ile şad kıl
Ger dilersiz, bulasız od-dan necât
Aşk ile, derd ile edin es-salat

Çünkü ol mahbub-i Rahman ü Rahim
Kıldı dünyayı cemalinden naim

Birbirine muştalayıp her melek
Raksa girdi şevk ü şadından felek

İşbu heybetten Amine hub rû
Bir zaman aklı gidüp geldi gerû

Gördü gitmiş huriler hiç kimse yok
Görmedi oğlun tazarru kıldı çok

Huriler aldı tasavvur kıldı ol
Hayret içre çok tefekkür kıldı ol

Çevre yanın isteyü kıldı nazar
Gördü kimbir köşede hayrü´l-beşer

Şöyle Beytullaha karşı ol Resul
Yüz yere vurmuş ve secde kılmış ol

Secdede başı dili tahmid eder
Hem kaldırmış parmağın tehvid eder

Debrenür dudakları söyler kelâm
Anlayamazdım ne derdi ol hümam

Kulağım ağzına verdim dinledim
Söylediği sözü ol dem anladım

Der ki ey Mevlâ yüzüm tuttum sanâ
Ya İlahi ümmetim ver- gil banâ

Ümmetim dedi sanâ çün Mustafa
Ver salavat sen de anâ bul safa
Miracı Hazreti Peygamber
Sahibü´l hullet-i vettaç, verakib´ül büraki fi leyleti´l mir´ac
Hazret-i Ahmed-i Mahmud-ü Muhammed Mustafa ya salevat

Gel beri ey aşk od´una yanıcı
Kendüyi maşuka aşık sanıcı

Dinle gel mir´acın ol şahın ayan
Aşık isen aşk oduna durma yan

Bir düşenbih gecesi tahkik haber
Leyle-i kadr idi o gece meğer

Ol hümayun bahtı ol kadri yüce
Ümmühanın evine vardı gece

Anda iken nagehan ol yüzü ak
Cennete var dedi Cebrail Hak

Bir murassa taç ve bir hulle kemer
Hem dahi al bir burak-ı muteber

Ol habibime ilet binsin anâ
Arşımı seyreylesin görsün beni

Cebrail çün cennette vardı revan
Gördü kimin kırk burak otlar heman

İçlerinden bir burak ağlar kati
Yemez, içmez, kalmamış hiç takati

Gözlerinden yaşı ceyhun eylemiş
Ciğerini dert ile hun eylemiş

Dedi Cebrail nedir ağladığın
Hüznile can ü ciğer dağladığın

Baki yoldaşın yeyip içip gezer
Sen inilersin, canın ne sezer

Dedi bırk bin yıl durur kim ya emin
Aşk durur banâ yemek, içmek hemin

Nagehan bir ün işitti kulağım
Ol zamandan bilmezem sağu solum

Ya Muhammed deyuben çağırdılar
Bir seda birden yürekler deldiler

Ol zamandan bilmezem kim nolmuşam
Ol adın ismine aşık olmuşam

Yüreğim içinde eridi yağım
Aşık oldu görmeden bu kulağım

Cenneti başıma aşkı dar eder
İşimi veleyl-ü nehar üş zar eder

Gerçi zahir cennet içinde duraram
Ma´nide narın azabın görürem

Ger eremezsem visaline anın
Uruserem terkini can ü tenin

Cebrail eder buraka ey burak
Verdi Hak maksudunu kılma firak

Kimde kim aşkın nişanı vardurur
Akibet maşuka anı er görür

Gel beru maşukuna er göreyim
Yüreğin zahmine merhem urayım

Aldı cebrail burakı ol zaman
Ta Cenab-ı Ahmede geldi heman

Hak selam etti sanâ ey Mustafa
Kim mübarek hatırın bulsun safa

Dedi kim gelsin konuklarım anı
Arşımı seyreylesin, görsün beni

Bu gece zahir olur esrar-ı Hak
Gösteriserdir sanâ didar-ı Hak

Zemzem ile doldu kevn ile mekan
Arşa varır dediler Fahr-i Cihan

Hem sekiz cennet kapısı açtılar
Alemin üstüne rahmet saçtılar

Gel gidelim Hazrete ya Mustafa
Muntazırdır anda ashab-ı safa

Sanâ cennettten getirdim bir burak
Deveti Rahmandurur eyle yirak

Durdu yerinden hemanden Mustafa
Kodu tacı başına ol pür safa

Çekti ol demde burakı Cebrail
Önüne düştü anâ oldu delil

Tarfetül´ayn içre ol şahı harem
Geldi Kudse erdi vü bastı kadem

Enbiya ervahı karşı geldiler
Mustafaya izzet ikram kıldılar

Pes geçip Mihriba ol hayrü´l enam
Enbiya ervahına oldu imam

İki rekat kıldı Aksada namaz
Öyle emretmiş idi ol bi niyaz

Ol gece durmadı ceylan eyledi
Şöyle kim eflaki seyran eyledi

Her biirnden türlü hikmet gördü ol
Ta ki vardı Sidreye erişti ol

Cebrailin durağıdır ol makam
Nüh felek ta kim tutalıdan nizam

Kaldı Cebrail makamında hemin
Dedi anâ Rahmeten lil alemin

Bilmezem bu yollrı ben nideyim
Kim garibem bunda kande gideyim

Cebrail dedi Resule ey Habib
Sanmagil bu yerde sen garib

Senin için yaratıldı nüh felek
İns ü cinnü, hur ü cennet hem melek

Bundan hatmoldu benim seyrangahım
Maverasından dahi yok ââhım

Ban böyle emredübtür Zülcelal
Açmayam ben bundan öte perrü bâl

Eğer geçem bir zerre denlu ileru
Yanârım baştan aşağı ey ulu

Dedi Cebraile ol şah-ı cihan;
Pes makamında dur imdi sen heman

Rah-ı aşkta kim sakınır canını
Ol kaçan görse gerek canânını

Çün ezelden banâ aşk oldu delil
Yanâr isem yanâyım ben ey Halil

Rah-ı aşk sanma gafil serseri
Belki katmer nesnedir vermek seri

"Ger dilersiz, bulasız oddan necât
Aşk ile, derd ile edin essalat"

Söyleşirken Cebrail ile kelam
Geldi Refret önüne verdi selam

Aldı ol şah-ı cihanı ol zaman
Sidreye gitti vü getirdi heman

Gördü gök ehli ibadettre kamu
Her biri bir türlü taatte kamu

Kim tehlil ü kimi temcid okur
Kimi tesbih ü kimi tahmid okur

Kimi kıyamda kimi kılmış rükû
Kimi Hakka secde kılmış ba huşû

Kimisini aşk-ı Hak almış durur
Valehü hayran´ü mest kalmış durur

Hep gök ehli cümle karşı geldiler
Mustafaya izzet ikram kıldılar

Merhaba ya muhammed dediler
Ey şefaat kân-ı Ahmed dediler

Her biri kutladı mi´racını
Dediler giydin saadet tacını

Yürü kim meydan senindir bu gece
Sohbeti sultan senindir bu gece

Ermedi evvel gelen bu devlete
Kimse layık olmadı bu ri´fate

Çünkü kamusun görüp geçti öte
Vardı erişti ol ulu hazrete

Bi hurufu lafs-ı sazt ol padişah
Mustafaya söledi bî iştibah

Dedi kim mahbubu matlubun benem
Sevdiğin can ile mabudun benem

Gece gündüz durmayıp istediğin
Nola kim görsem cemalin dediğin

Gel Habibim sanâ aşık olmuşam
Cümle halkı sanâ bemde kılmışam

Ne muradın var ise kılam reva
Eyleyem bir derde bin türlü deva

Mustafa dedi ya rabbenalalemin
Ey hatabuşu atası çok kerim

Ol zaif ümmetlerin hali ne ola
Hazretine nice anlar yol bula

Gece gündüz işleri isyan kamu
Korkarım ki yerleri ola tamu

Ya İlahi hazretinden hacetim
Bu durur kim olan makbul ümmetim

Hak Tealadan erişti bir nida
Ya Muhammed ben sanâ kıldım ata

Ümmetini sanâ verdim ey Habib
Cennetimi anlara kıldım nasib

Ey habibim nedir ol kim diledin
Bir avuç toprağa minnet eyledin

Ben sanâ aşıkı olucak ey latif
Senin olmaz mı dü alem eş şerif

Zatıma mir´at edindiğim zatını
Bile yazdım adım ile adınıı

Hem dedi kim ya Muhammed ben seni
Bilürem göremeğe doymazsın beni

Liyk varıp davet et kullarımı
Ta gelüben göreler didarımı

Tarfet-ül ayn içere ol Fahri cihan
Ümmühanı evine geldi heman

Her ne vaki oldu ise serseter
Cümlesin ashabına verdi haber
Dediler ey kıble-i İslam-ı din
Kutlu olsun sanâ mir´ac-ı güzin

Biz kamumuz kullarız sen şahsın
Gönlümüz içinde ruşen mahsın

Ümmetin olduğumuz devlet yeter
Hizmet kıldığımız izzet yeter

EN GÜZEL CEMAL SÜREYYA SÖZLERİ

 

  • Önce sevdiğiniz terk eder sizi,ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir, ne de uykunuz.
  • Annesinden dayak yediği halde, yine ‘Anne’ diye ağlayan bir çocuktur aşk.
  • Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur…
  • Cevap veriyorum Zamanla herşey geçer diyen akıllılara; “Geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın anlamayanlara.
  • Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine ! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.
  • Denir ya aşk iki kişilik, yalan! Aşk bile bile delilik. Bide hayat müşterektir denir. Buda yalan çünkü aşk acısı hep tek kişilik.



  • Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey; Değmeyenlere… yüreğimin değmiş olması.
  • Hayatta gözyaşlarımı hakedecek bir insan görmedim. Ya benim gözyaşlarm gereksiz,Yada uğruna gözyaşı döktüğüm insanlar değersiz.
  • Küçükken anneme mezarlıktan korkuyorum dediğimde ‘ölüden değil, diriden kork’ demişti. Zamanla anladım ki; annem yine haklıydı.
  • Kimseyi suçlama, Suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, Sen ise ona herşeyini verdin.
  • Küçükken aldığım dışı güzel, İçi hep çürük çıkan elmalı şekerler gibisin. Aranızdaki tek fark; O elmalı, Sen ise el’malı.
  • Kim demiş aşk uğruna ölmek zor ? Uğruna ölünecek aşk bulmak zor .
  • Seni soruyorlar…Öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi? İkiside imkansız değil mi?
    Çünkü biliyorum; Asla geri dönmezsin
    Ve biliyorsun; Sen benim için asla ölmezsin!
  • Gitmekle gidilmiyor ki… Gitmekle gitmiş olamazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır.
  • Üşüyor musun ? Üzülme bee ! gel yanıma.. O kadar yaktın ki canımı; Isınırsın. Üşümezsin bir daha.
  • Sözcükler değişiyor, Anılar sözcüklerini değiştirmiyor.
  • Aşktın sen, gidişinden bildim seni…
  • Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata.. Varsın yara içinde kalsın dizlerim, Yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
  • Zαmαn lαzım sadece, unutαcαksın ! Nαsıl unuttuysαn çocukluğunu, kırılαn oyuncαklαrını.. Kırılαn kαlbini de öyle unutαcαksın.
  • Yarın bizi beraber görenler kimdi o yanındaki diye sorarlarsa beni detaylı anlatma. Kısaca; ömrümün geri kalanı dersin.
  • Bir gün seni bırakırım yatütünü bırakmak gibi bir şey olur bu evet, gün geliyor, bıkıyorum senden,
    ama istanbul´dan bıkmak gibi bir şey olur bu…
  • Sen dedi; intihar gibisin. Hem herkes tarafindan bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen.
  • Allah’ım bana öyle bir eş nasip et ki; ömrümün son demlerinde bile gözlerine baktığımda kalbim ilk gün ki gibi çarpsın!
  • Uğraşamam dünümle ve dünümdekilerle. Ben yarına bakarım yanımdakilerle.
  • Birer birer, seve seve çıktığım aşk basamaklarını; onar onar, söve söve iniyorum şimdi!
  • Gider gibi yapmadım ben,ya kaldım ya gittim. Sen ise kalır gibi yaptın,
    ama gittin ve ben bittim.
  • Bir isteğim var sadece senden, onun kokusunu al getir,onu saçlarını al getir, hatta mümkünse onu al getir bana rüzgar.
  • İlişkimize bi süre ara verelim cümlesinin tercümesi, Senden iyisini bulursam ne ala. Bulamazsam sana geri dönerim “dir.
  • Elimde olsa bir yasa çıkartırdım ; Sevgiler ertelenmeden, geciktirilmeden söylenecektir…
  • Sonunda sen bir gün gelirsin diye, çok şeyin adı küçük yazıldı.
  • Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum. Çünkü, onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler…
  • Unutsun beni demişsin, bu bana imkansız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor.
  • Hep alçak sesle konuşan biri de vardı ki, kederini soylu kılmak için yüreğindeki kurşun yarasına aşktandır derdi.
  • Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, Kırk yılın hatrına sen kalayım….
  • Yüzü Güzele Kırk Günde Doyarsın, Huyu Güzele Kırk Yılda Doyamazsın..!
  • Bir kez daha diyeyim: Özenle katlanmış bir mendil gibisinSil beni N’olur kırk yıllık kirim pasım gitsin.
  • Hani çok su verince ölürmüş yα çicekler, Birisini de çok sevince bırαkıp gidiyormuş meğer..
  • Belki o herşeye değecek kadar değerli senin için; ama sen de, onun için kendini hiç edecek kadar değersiz değilsin.
  • Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.
  • Gülen gözlerinin bebeğinde kendimi görebilmekti dilediğim; keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
  • Özlemek, ölmek’ten sadece iki harf fazla be çocuk.
  • Önemli olan hastalıkta sağlıkta değil, yalnızlıkta yanımda olman.
  • Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa, sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki.
  • Seni bir kere öpeyim desem ikinin hatırı kalıyordu.İki kere öpeyim desem, üçün boynu bükük.
  • Kim istemez ki mutlu olmayı ? Ama mutsuzluğa da var mısın?
  • Konuşabilmek ile konuşmayı bilmekarasında büyük bir fark vardır. Mesela çoğu insan ikincisini bilmez.
  • İki kalp arasında en kısa yol:Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen
    İki kol.
  • Tam unuttuğunu sanırsın, Karşına çıkar tebessüm eder ve yine bağlar seni kendine.. Yine inanırsın yalan olduğunu bilsen bile.
  • Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. Biraz heyecan, biraz da salıncağı ‘başkası kapacak’ korkusu işte.
  • Ne zaman bu sehirden kaçıp gitme isteği gelse,bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. Gidersem dönmem çünkü biliyorum…
  • Mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler, razı olma hiçbir sessizliğe. Biliyorsun seni seviyorum.
  • Neydi aramızdaki fark biliyor musun.. Ben senin sadece gözlerinle meşgulken, Sen yarın ne giyeceğini düşünüyordun.
  • Hayatımda ilk kez birisi bana”Kendine çok dikkat et” dedi sadece. Anlamış onun kalbini taşıdığımı herhalde.
  • Nasıl bilirdiniz? sorusuna, ”Tanıyamamışım” deyip geçtim…
  • Benimsin demeden önce,Seninim demeyi bilmeli insan.
  • Aslında annem seni anlatır dururmuş çocukluğumda, Meğer her masala seni anlatarak başlarmış. ‘Bir varmış, Bir yokmuş.
  • Yeter, aklından çıkar artık onu diyor kimileri. Siz de aklınızla değil de, yüreğinizle sevseydiniz anlardınız beni.
  • Sana seni seviyorum dediğim kadar, Anneme peki anneciğim deseydim; Hazırdı cennetteki yerim.
  • Acı çektikçe insan olgunlaşırmış.. yalan be ! İlk önce kalbin kırlır, sonra çürümeye başlarsın.
  • Sevmek güzel meslek,Ama zor. Can dayanıyor dayanmasına
    Ama yürek gitti gidecek.
  • Küçük Bir Çocuğun Yokuş Aşağı Koşması Gibi Seni Düşünmek…Biraz Heyecan, Biraz da Düşecekmiş Korkusu.
  • iki şey: aşk ve şiir mutsuzlukla beslenir biri biri ona dönüşür.
  • Aslında ayrılıklαr değilde, Gidenin sevmediği hαlde ‘ Seviyorum ‘ demesi en çok koyuyor insana.
  • Düşenin dostu olmaz’ derler kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.
  • Umutta ‘mut’ varsaumutsuzlukta da ‘umut’ var.
  • Çektiğin acı kadar olgunlaşırsın dıyorlar fakat olgunlaşa olgunlaşa çürüdük bilmiyorlar !!
  • Bir kağıda sensizlik yazdım.Yine de çok hoşuma gidiyor.. Çünkü sen’sizlik kelimesi bile sen’le başlıyor.
  • Kadın susarak gider. Eğer bir kadın şikayet ediyorsa, erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının…Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir…
  • Sesinde ne var biliyor musun? Ev dağınıklığı… İki de bir elini başına götürüp, rüzgarda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun.
  • Bir daha beni sevdiğini söyleme ! Neden biliyor musun ? Çünkü yine inanırım.
  • Aklıma bile gelmiyorsun artık.. O kadar kalbimdesin ki.
  • Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan, ‘Ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum.
  • Belkide.. Evet belkide sen, hiç haketmemiştin beni. Oysa ben; Her halinle kabullenmiştm seni.
  • Çocuk olsam yeniden.. Bir tek düştüğüm için acısa içim, Ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece .
  • Keşke şöyle yapsaydım belki severdi deme. O senin için ne yaptı da sevdin sanki ? Akıl işi değil, gönül sevdimi gerisi bahane.
  • Yine yanlış yerlerde bekledik birbirimizi.
  • Herkes az buçuk sarhoş, herkes bir şeyler söylüyor.Ama yalnız ikimizin sözcükleri sarmaşdolaş.
  • Yağmur oLsan binLerce damLa arasından buLur tutardım seni . Çünkü korkarım; toprak aLdıgını vermiyor geri. . .!
  • Ertesi gün sana kavuşmayacağım için, uyumadığım geceler var benim..
  • Son çırpınışımdın sen insanlar arasında ,Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
  • Gerçekten seven insan hiçbir şeyi mazeret etmemeli. Seviyorsa söyleyebilmeli, söyleyemiyorsa sevmiyordur bitti…
  • Ben nerde bir çift göz gördümse, tuttum onu güzelce sana tamamladım, sen binlerce yaşayasın diye yaptım bunu.
  • Uğraşamayı bırak artık dünle ve dünündekilerle. Bir de hep yanında olanlarla yarına bakmayı dene.
  • Ne olmuş her fırsatta kendimle konuşuyorsam? Bakma sen yanlış demiş eskiler, Kendi kendine konuşana deli değil, yalnız derler.
  • Gözlerinden uyku akan bir taksinin içindeyim, geçip gidiyorum bütün hayatımı da seni de…
  • Bazen öyle yorar ki aşk insanı, bıktırır hayattan.. Ve kapayınca gözlerini birdaha açmak istemez insan.
  • Sana gelince, ah sen yok musun sen! Bir daha raslar mıyım sana?Günlerin ne getireceği bilinmez ki.
  • Gölgene bak, beni anlamak istiyorsan; O kadar yakın, ama sana asla dokunamayan.
  • Bazen diyorum ki; ne olacak söyle gitsin.. Sonra diyorum; söyleyince ne olacak, sus bitsin.
  • Annem gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi. Üstüne basıp geçenlerin çarpılışını görmek için bekliyorum seni.
  • Git’ diyorsun da olmuyor işte git demekle, her şeye rağmen gidemiyor insan.Ben de sana ‘sev’ diyorum mesela.Sevebiliyor musun?
  • Bir kadını ortadan ikiye böl. Yarısı annedir,
    Yarısı çocuk.
    Yarası sevgili
    …Yarası Aşk..
    Duyanlar bunu bilmez,
    Görenler anlamaz bunu !
    Yarısı rivayettir,
    Yarası gece.
  • Göz göze gelebilirseniz, ipi kopmuş bir uçurtma, hızla uzaklaşır bakışlarından.
  • Pişman değilim, kırgınım biraz ama üzülmüyorum. Çünkü gittiğinde yeni birşey öğrendim: artık her Seviyorum diyene inanmıyorum.
  • Güvenebileceğiniz ve sırtınızı dayayabileceğiniz sadece bir kişi vardır. Bu kişi annenizin kocasıdır ve çok ‘baba’ bir adamdır.
  • Her gece onu düşünmekten saatim ilerlemez oldu. Kim sorarsa saat kaç diye,cevabım hep aynı; O’na doğru.
  • Ama kadınlar, Tanrım… Öyle sevdim ki onları, gelecek sefer dünyaya Kadın olarak gelirsem, eşcinsel olurum.
  • Çok yoruldum sevgili; daha fazla yorma beni. Ben fazlasıyla ödedim zaten, uğrunda kaybettiklerimin bedelini.
  • Kimse benimle oynamıyor diye ağlayan çocuk ! Sen büyü hele, Bak ne oyunlar oynayacaklar seninle.
  • Hiçbir αşkın αrdındαn ‘geçmiş olsun’ denmez . Çünkü gerçekten ‘αşk’sa zαten geçmez.
  • Doğru yerde yanlış kişi olmadık ama yine de sevilmedik. Anladım ki; yanlış yerde, doğru kişi olduğumuz için terkedildik.
  • Seni seviyorum”dan daha özel bir cümle de var: Sana güveniyorum. Çünkü herkes herkesi sevebiliyor; ama herkese güvenmiyor .
  • Yalnız aşkı vardır aşkı olanınVe kaybetmek daha güç bulamamaktan. Sen yüzüne sürgün olduğum kadın,
    Kardeşim olan gözlerini unutamadım.
    Çocuğum olan alnını ,sevgilim olan ağzını,
    Dostum olan ellerini unutamadım.
  • Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini.
  • O Beni Herhalde Sevmiş! Oysa Ben Onu Her Halde Sevmiştim.
  • Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,bir yanlışı düzeltircesine açmış.
  • Denize ilk giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni.. Boğulacakmışım gibi.
  • Sana yolculuk yapmak istiyorum, kes yüreğine giden bir bilet; Can kenarı olsun!
  • Seni olduğun gibi seven insan için iyi gün kötü gün yoktur. Ne zaman yanında olması gerekiyorsa o zaman yanında olur .
  • Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin.
  • Güneş her sabah verilmiş bir söz gibi doğuyordu.Gerçek neydi biliyor musunuz: Her şey.
  • Tüm anneler hep tanımadıklarına güvenme derler, kötü olur sonu. Düşünüyorum da tanıdıklarımıza güvendikte ne oldu.
  • Sen bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.
  • Boğαzımα tαkıldı sevdαn.. 3 kere sırtımα vur helâl de; Alışık değilim hαrαmα, ondαn olαcαk herαlde..
  • S’onsuzluk istemiştim ben aslında; ama S’yi biraz sessiz söylemişim galiba.
  • Uzaktan seviyorum seni.. Kokunu alamadan, boynuna sarılamadan, yüzüne dokunamadan.. Sadece seviyorum.
  • Aramızdaki savaş nasıl anlatılır şimdi. Onun yüreği filistin’di ben oraya yerleşmeye çalışan batılı çocuk.
  • Hayat benimse eğer kimse karışamaz ve biliyorum ki herkesle dost olunmaz. “Aşka gelince birkere sevdim işte, birdaha işim olmaz.
  • Bir şeyiniz olayım sizin, hani nasıl isterseniz, oğlunuz, kiracınız, sevgiliniz; dünyanın bir ucuna birlikte gider miyiz?
  • Aşklarda bakım istiyor, öğrenemedin gitti.
  • En az benimki kadar annemin de ahı tutar sana. Burnumdan getirdiğin süt, onun sonuçta.
  • Sesinde ne var, biliyor musun?Söyleyemediğin sözcükler var.
  • Keşke birini tam kaybetmeden,Ona olan tüm sevgimizi haykırabilsek…
  • Bir kırıldık, daha da kırılırız.Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza…
  • Bilirsin sigarayı da kalem tuttuğum gibi tutarım. Ondan tüter Sevda sözleri…
  • Cenaze arabalarını süslemek gibidir yokluğunu yazmak, Ne kadar güzel olsa da ölüm taşır.
  • ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti çünkü iki kişiydik.
  • Niye mi koşarsın böyle ufka doğru. Pir Sultan mı ısmarladı seni,kızılırmaktan öte Sivas’a doğru.
  • Öyle sevdim ki seni öylesine sensin ki!kuşlar gibi cıvıldar tattırdığın acılar…
  • Yalnızlık bir ovanın düz oluşu gibi birşey.
  • Seni ne zaman uyurken hayal etsem, Affediyorum …
  • hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka keşke yalnız bunun için sevseydim seni
  • kuşlar toplanmış göçüyorlar; keşke yalnız bunun için sevseydim seni
  • Biliyorsun, ben hangi şehirdeysem, Yalnızlığın başkenti orası.
  • Karşıdaп karşıya geçer gibi sev beпi: Önce baпa, soпra bana soпra yine baпa bak.
  • Hep kazanırsın ey çözümsüzlük!
  • Yarından bir şeyler beklemekle geçiyor ömrümüz.
  • Önce öp sonra doğur beni.
  • Çok günah işledim, korkuyorum.. Ayaklar altına al beni anne ! Cennete gitmek istiyorum.
  • Yoksuluz, gecelerimiz çok kısa. Dörtnala sevişmek lazım.
  • Saat 12′den sonra her içki şaraptır.
  • Sevmek çiftleşmek değil, tekleşmektir..
  • Özledim.. Söyleyeceklerim bu kadar, kısa ve derin.
  • Güzelsin sevgilim. Ama çok yakından.
  • Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı.
  • Her ölüm erken ölümdür.
  • İki çay söylemiştik orda, biri açık, Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
  • Kehanet adlı kısacık bir şiir buldum. Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
  • Yürüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
  • Özgürlüğün geldiği gün, O gün ölmek yasak!
  • Uysal sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyimElimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
    Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz.
    Her şey seni bekliyor, her şey gelmeni içeri girmeni senin elinin değmesini gözünün dokunmasını ve her şey tekrarlıyor seni nice sevdiğimi.
  • Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez


  • Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...