14 Ağustos 2014

IŞİD LİDERİ EBUBEKİR EL BAĞDADİ ABD'Lİ SENATÖR JHON MC CAİN İLE SENE 2013



IŞİD TERÖR ÖRGÜTÜ BİR YAHUDİ TEZGAHI
IŞİD LİDERİ EBUBEKİR EL BAĞDADİ 
 ABD'Lİ SENATÖR JHON MC CAİN İLE 
SENE 2013

SAHTE KAHRAMANLAR






SAHTE KAHRAMANLAR
   
„Bize kalan aziz borç, asırlık zamanlardan;
Tarihi temizlemek sahte kahramanlardan...“
 Necip Fazıl

Her milletin, toplumun kendine göre kahramanları vardır. 
Hatta her mesleğin dahi kendisine göre kahramanları vardır. 
Bu kahramanlar milletin ortak geçmişini sembolize eder. 
Bir nevi geçmişi şimdiki zamana taşırlar ve toplumun ortak hatıralarını, kahramanlıklarını taze tutarlar. 
Kahraman, „her sahada ve bütün hareket tecellilerinde üstün varlığa, üstün oluşa yol açan, kendisini ve cemiyetini aşan, insani ve cemiyeti yoğuran ve nefslerini aşmaya davet eden, zamanı delen ve mekanı yırtan, hamle örneği üstün insan“´dır
 (Necip Fazıl, Sahte Kahramanlar, s.13). 
Kahramanlar aynı zamanda toplumsal edimin temsilcisidirler. İçinden çıktıkları toplumun özlem ve tutkularını dile getirirler.
Bazı toplumlar da vardır ki kendilerine sahte kahramanlar üretirler. 
Bu hayal insanlara bir hayat, bir tarih, bir geçmiş giydirirler. 
Okullarda gerçek olmayan bu insanların hayatları anlatılır. 
Gençlere bir portre ve örnek çizilir.
21.asırda sahte kahramanları televizyon ve internet üretir. 
Dizilerde gerçek dışı karakterler, internette sanal erler vatanı, milleti kurtarma hevesine girerler. 
Hakiki kahramanları olmayan toplumlar bu sahtelerle yetinirler, onlarla övünürler, çünkü tek dayanak noktaları bunlardır. 
Böyle hallere hiç gerek duymayan türk halkı son yıllarda aynı hevese takılmış vaziyette.
Miroğlu, Polat Alemdar gibi aslı olmayan modern fakat sahte kahramanlar üretiliyor ve tüketiliyor. 
Şarkıcılar, futbolcular, evlilik-yarışmalarına katılanlar toplumun önüne „İşte sizde böyle olun“ diyerek çıkartılıyor ve perde arkasından dejenere olmuş, geçmişini bilmeyen bir gençlik yetiştiriliyor.
Adeta sahte kahraman türeten bir iklimimiz var bizim. 
Kabiliyetsiz, hiç bir yeteneği olmayan insanlar topluma örnek olarak gösterilir. 
Bu insanların tek yetenekleri canlı yayında kavga etmektir ve „70 milyon insan bizi izliyor“ veya „Şu dalgalanan ay-yıldızlı bayrak için....“ gibi güya vatansevgisini sembolize eden polemikler yapmaktır. 
Medya bu kabiliyetsiz insanları, insan olarak değil, kişiliklerini yok edip, ürün olarak kullanırlar. Ürünün vakti bitince onu çöpe atıp yeni bir ürün meydana sürerler.
Halbukı türk milletini diğer milletlere karşılaştırınca ortaya şanlı ve gurur duyabileceğimiz bir geçmis ortaya çıkıyor.
 Bugün dünyanın „güçleri“ olan ülkelerin tarihleri ve kültürleri 500 seneyi geçmez. Kültürleri belli bir sınırı asla aşamaz.
Türk milleti öyle kahramanlar yetiştirmiş ki, sahte kahramanlara imtisal etmek, ancak geçmişimizi unutmamızı isteyenlerin ekmeğine bal sürecektir. 

Bu millet Mevlana, Gazi Osman Paşa, Tiryaki Hasan Paşa, Ulubatlı Hasan, Özdemiroğlu Osman Paşa, Celaleddin Mengürberti, Yunus Emre, Said Nursi, Cemil Meriç, Zübeyir Gündüzalp, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli, Abdülhakim Arvasi, Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim, Mimar Sinan, Osman Gazi, Kürşat, Oğuz Han, Seyyid Onbaşı, Alişir Neyai, Kaşkarlı Mahmut, Gazdeli Mahmut, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve isimlerini sayıpta bitiremeyeceğim nice büyük insanlar gibi öyle kahramanlar yetiştirmiştir ki, hiç bir tarih hiç bir güç bu geçmişimizi ortadan silemez ve bize unutturamaz.

Madem, geçmişini unutanın geleceği yoktur, bize düşen görev milletimize, gençlerimize bu gurur duyabileceğimiz geçmişten bahsetmek – ki sahte ve sanal hayallerle geleceğimizi süslemeyelim.

Yazımıza Necip Fazıl ile başladık, Necip Fazıl ile bitirelim.
 Der ki büyük şairimiz:
„Ne varsa çöplüğe at, belli başlı zamanlık; Ölümü öldürmekte olanca kahramanlık.”

Cemil Şahinöz

ÇEVREMİZDEKİ ÇOK SAHTE MASKELİ YÜZLER...


ÇEVREMİZİ SAHTE MASKELİ YÜZLER SARMIŞ

Çevremizde ne kadar çok sahte yüzler.. Hem sahte, hem de iki tarafı farklı yüzler. Nasıl tanımalı, nasıl ayırtetmeli bu insanları? Turnusol kağıdı gibi birşey olsa hemen anlamamızı sağlayan ne güzel olurdu. Güzel olur muydu gerçekten? Öyle de olmazdı herhalde. Çünkü çok az kaldı çevremizde adam gibi adamlardan. Biranda anlarsak karşımızdakinin içyüzünü belki daha az acı çekmiş oluruz ama yaşamın anlamı kalmaz herhalde. Çünkü hep bu değil, bu da değil diye saya saya nereye kadar gidebiliriz ki? Tanımaya çalışacağız, umutlanacağız "hala güzel şeyler var, hala ölmemiş bazı değerler" diyerek. Hergün biraz daha farklı beklentiler olacak içimizde. İnsanlık adına, dostluk adına, kardeşlik adına yaşayan ve yaşatan herkese kucak açacağız, kalbimizi açacağız.Ve birgün herşeyin farklı olduğunu anlarsak, düşündüğümüzden çok farklı olduğunu görürsek hayal kırıklığı yaşayacağız belki ama olacak bunlar. Her defasında biraz daha az acı çekeceğiz. Çünkü bunu o kadar çok yaşayacağız ki…. Hayat bu herşeyiyle, bu şekilde devam eder gider. Peki bize gerçekten kendini çok farklı göstermiş kişilere ne demeli? Neden böyle yapar ki insanlar? Ne çıkarı olur, ne beklentisi olur ki kendini bunca değiştirme gayreti içine girer, bunca farklılaşır? Neden? Anlayamıyorum hiç gerçekten. Ben mi eski zaman dilimlerinde kaldım? Ben mi bunca karmaşanın içinde zamana uyum sağlayamadım? Kendini olduğu gibi göstermek iyi birşey değil mi yoksa? Sahte mi olmalıyım ben de ? Farklı roller ezberleyip ortama göre o rollerden uygun olanla mı yürütmeliyim hayatımı? Yapabilir miyim? Yapmayı çok isterdim ama yapamam. Allah kahretsin ki yapamam. Ben buyum herşeyimle. Kalp kırmayı sevmediğim için kavga bile etmeyi beceremiyorum.Her karşılaştığım olumsuzlukta insanlar için mantıklı bir açıklama getirmeye çalışıyorum. İşte şundan şundan dolayı böyle olmuştur falan gibi. Doğru mu bilemem. Bugüne kadar bu özelliklerimden dolayı kaybetmedim, uzun vadede bile olsa kazandım hep. Yıllanmış arkadaşlıklarım, farklı şehirlerde bıraktığım aynı şeyler için çarpan kalpler oldu kazanımlarım. İyi niyet kendine zarar vermediğin sürece birgün geriye hep olumlu sonuçlarla döner. Ama burası farklı bir coğrafya. Farklı insanlar, farklı değer yargıları…Zamanla göreceğim, zamanla oturacak bazı şeyler. Ama ben buyum değişemiyorum ki… Diyor ki yazar "İnsanları tanımak için tüm gücünüzü verin, ama tüm sevginizi vermeyin .Çünkü onları tanımaya başladıkça verdiğiniz sevgiye acıyacaksınız". Doğru ama sevgi yaşandığı anda güzeldir. Ve sevgi verdikçe çoğalır. Bekir Yıldız’ın dediği gibi "Fedakarlık yoksa, birşeyler için vermesini bilmiyorsak ne kalır geriye?".Sevgi de aynı şekilde sevgiyi vermesini bilmiyorsak ne kalır geriye. Güzel şeyler düşünmeli ve kalplerimizdeki sevgiyle birleştirmeliyiz. Almasını bilmiyorsa karşınızdaki bu onun sorunudur. Ve üzülmeli aslında böyle insanlara.

SAHTE YÜZLER





  

SAHTE YÜZLER
En yakın sandıkların birden olur yabancı
Tanıyamaz olursun anlarsın ki yalancı
Boğazın düğümlenir sözler içinde sancı
Gel de bana hakiki dost olan insan göster
Gönül özüyle sözü bir olan insan ister

Sanki maskeli balo her yanda sahte yüzler
Yüzüne gülseler de içinde bir şey gizler
Bilmiyorum aklıma nerden geldi bu hisler
Gel bana her şeyiyle örnek bir insan göster
Gönül özüyle sözü bir olan insan ister

Yapmacıklık her yerde yalancılık muteber
Her yönü kaplamışlar her yan ateşten çember
Yanında der çok yaşa arkandan ise geber
Gel bana doğru sözlü mert olan insan göster
Gönül özüyle sözü bir olan insan ister

Her yer riyakar dolmuş en azı iki yüzlü
Nere gitsen dalkavuk bir çoğu sahte sözlü
Bak ümmetin ne halde ey bedeni nur özlü
Gel ümmetin başına gel de bir insan göster
Gönül özüyle sözü bir olan insan ister

SAHTE YÜZLER




SAHTE YÜZLER

Kim bilebilir ki bendeki bu acıyı?
Hayatımdaki sayısız yanılgıları,
Dost bildiklerimin oyununa geldim,
Kimse göremez sırtımda saplı bıçağı...

Güzel bakan bir çift gözü doğru sandım,
Ardındaki hainliği anlayamadım,
Her sözde bir vefa bilip,
Herşeye inandım kandım ve hep yanıldım...

Nefret ettim kendimden sırf bu yüzden,
Herşey geldi başıma iyi niyetimden,
Dost görünen sahtekar yüzlerden,
Bıktım usandım ben gerçekten..

İyi günümde herkes yanımdaydı,
Şimdi bakıyorum da hani neredeler kim kaldı?
Maskeler bir bir çıkarıldı,
Sahte yüzler yalan dostlar ortaya çıktı..

İyilik ettiğimden kötülük gördüm,
Ne dediysem hep suçlu oldum,
Herşeye rağmen ben hep doğruyu savundum,
En sonunda da sırtımdan vuruldum...

Artık tek dostum kendim oldum,
Güvenim kalmadı sahte insanlara,
Sahte yüzlerden yoruldum..
Ben elbet kendime yeterim,
Hesabımı 'mahşere' erteledim......

Sinan Turan

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...