04 Ocak 2020

MUSTAFA KEMAL VE ÇETECİLİK

PSİKOLOJİ

BÜTÜN YÖNLERİYLE BEDEN DİLİ



BÜTÜN YÖNLERİYLE BEDEN DİLİ

YÜZÜNÜZDEN OKUNUYOR

EL CEVAHİRUL LEMMAAH




EL CEVAHİRUL LEMMAAH
BÜTÜN YÖNLERÝYLE BEDEN DÝLÝ Derin Olan Kuyu Deðil Kýsa Olan Ýptir! 
ÖNSÖZ "Ýletiþimde yepyeni bir boyut keþfedildi: Vücut Dili! Bilim adamlarý sesin, jest ve mimiklerin, tavýrsal iletiþimde sözden çok daha etkili olduðunu söylüyorlar. Artýk bu dili siz de kullanabilirsiniz. Böylece baþkalarýný yalnýz sözlerinizle deðil, vücut dilinizle de etkileyecek, söylenenlerden deðil, söylenmek istenenlerden haberdar olacaksýnýz." Kiþinin içinde doðduðu, yetiþtirildiði ortamdaki iletiþim tarzýnýn onun düþünme, ifade etme, kendine ve baþkalarýna dönük tutumlarýný etkilemesi kaçýnýlmazdýr. Dolayýsýyla ailedeki, okuldaki ve benzeri toplumsal yaþam alanlarýndaki iliþki biçimlerinin demokratik veya otoriter olmasý, açýk veya kapalý olmasý etkili iletiþimin önünü açacak ya da týkayacaktýr. Eðitimde beden dilinin önemi, iletiþimde beden dilinin önemi kadardýr. Ýletiþimlerimizde, söylediðimiz þeyler kadar söylemediðimiz þeyler de çok önemlidir. Hatta belki de biraz daha fazla önemlidir. Konuþurken duygu ve düþüncelerimizden farklý þeyler söyleyebiliriz, ancak konuþmadýðýmýz (sustuðumuz) zamanlarda beden dilimiz konuþmaya devam eder. Gözlerimiz, beden duruþumuz, mimik ve jestlerimiz, kol ve bacak hareketlerimiz, oturma biçimimizle birçok mesaj veririz. Sözlü mesajlar daha çok düþüncelerimizi yansýtýrken, sözsüz mesajlarýmýz ise dünyamýzla ilgilidir; duygu ve düþüncelerimizi daha gerçekçi yansýtýr. Örneðin, susadýðýnýz zaman ne yaparsýnýz? Önce susuzluðunuzun farkýna varýrsýnýz. Aðzýnýz veya boðazýnýz kurur. Bu, bedensel bir mesajdýr. Sonra susuzluðunuzu gidermek istersiniz. Susuzluðunuzu gidermek için seçeneklerinizi düþünürsünüz. Su, ayran, kola, çay... Bunlardan en uygun olanýný seçer ve sonra da harekete geçersiniz. Ya hemen yaný baþýnýzda duran bardaða uzanýp suyunuzu içer veya kendinize sýcak bir çay yapmak için ayaða kalkarsýnýz. Böyle sonuca ulaþýr ve susuzluðunuzu giderirsiniz. Eðer içtiðiniz þey susuzluðunuzu gidermemiþse diðer seçenekleri denersiniz. Ben su içtim iþe yaramadý, baþka bir þey denemeyeyim, iþe yaramýyor demezsiniz herhalde... Hülasa, Türkiye'mizin deðerli kalemi Ömer Faruk Reca kardeþimin Beden Dili konulu bu eserini zevkle okuyacaðýnýza inanýyorum. Þimdiden faydalý olmasý ümidiyle iyi okumalar diliyorum. Servet Ünsal Sosyolog 8 Ö. Faruk Reca GÝRÝÞ Beden dili, çaðýmýzýn büyülü iletiþim dillerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bir gizli ilim gibi kabul edilen beden dili, kavrandýðýnda ve pratik hayatta uygulandýðýnda ortaya muhteþem sonuçlar koyabilmektedir. Kadim tarihlerden günümüze kadar iletiþim, çok çeþitli aþamalardan geçmiþtir. Ýletiþim ve haberleþme birbirlerini sýký sýkýya etkilemiþtir. Haberleþme daha genel ve daha kaba usullerle yapýlýrken, günümüzde bunun adý daha ince tabirle iletiþim olmuþ, mesafeler eskiye göre büyük oranda kýsalmýþtýr. Ýlk posta teþkilatý, M.Ö. 1200 yýllarýnda Mýsýrlýlar tarafýndan kurulmuþtur. Sonraki dönemlerde güvercin, duman, bayrak haberleþme ve tanýtma araçlarý haline gelmiþtir. On dokuzuncu yüzyýlýn sonlarýnda ve yirminci yüzyýlýn baþlarýnda telgraf haberleþmeyi saðlarken, radyo ve televizyon yirminci yüzyýla damgasýný vurmuþtur. Özellikle 1950'den sonra televizyon yaygýn haberleþme aracý olmuþtur. O zamanlar birey pasif bir konumdayken ve tek yönlü bir haber akýþý saðlanýrken, þimdi birey iletiþim sürecinin içinde aktif bir rol oynar. Ýki binli yýllar (milenyum) bireysel iletiþimin tozu dumana kattýðý yýllardýr. Bilgisayar, cep telefonlarý, internet gibi araçlar bireyin iktidarýný müjdeler gibi görünmektedir. Bu teknolojik bulgular insan psikolojisi ve davranýþý üzerinde de gözle görülür deðiþikliklere sebep olmuþtur. Örneðin; farklý davranýþ, stil ve mimikler sergilemek teknolojik geliþmenin modern insan üzerindeki etkilerindendir. Ýþte, gelinen en son noktada 'Beden Dili', milenyumda ulaþýlan birey otoritesini sembolize eder sanki. Dahasý; yüz okuma sanatý, yazý ve imza okuma sanatý (kriminal incelemeler), Braille alfabesi (parmak uçlu taný ve teþhis), telegram, düþünce okuma sanatý, iþaret dili gibi dehþet verici bulgular ortaya çýkmýþtýr. Ýletiþim, kitle iktidarýndan birey iktidarýna dönüþmüþtür. 20-30 yýl önce metafizik inanýþlar olarak deðerlendirdiðimiz ya da batýl inançlar diye burun kývýrdýðýmýz olgular bugün hakikate dönüþmüþtür. Bu hakikatleri kavrayanlar, insaný her yönüyle çözmeyi baþarmýþlar. Geliþmiþ ülkelerde beden dilinin negatif boyuttan pozitif boyuta geçirilmesi çalýþmalarý hýzla sürüyor. Tiyatrolarda, güvenlik kurumlarýnda, özel þirketlerde beden dili dersleri alýnmakta. Peki, bu muhteþem ilmi (beden dili ve imaj) bu kitabýmýzda nasýl ele alacaðýz? Beden dilini 2 kategoride deðerlendiriyorum: "Kendimiz ve Diðerleri" Buradaki temel yaklaþým, kendimizi objektif bir þekilde deðerlendirebilmek ve karþýmýzdakileri anlamak! Kendi beden dilimizin farkýna varmak, beden dilimizi pozitif anlamda konuþturmak ve konuþulan diðer beden dillerini okuyabilmek, insanlarýn iç alemlerini davranýþlarýndan çözümleyebilmek. 10 Ö. Faruk Reca * Kendimiz ve Ailemiz * Kendimiz ve Patronumuz * Kendimiz ve Personelimiz * Kendimiz ve Müþterilerimiz * Kendimiz ve Aþkýmýz * Kendimiz ve Öðrencilerimiz Bir söz vardýr: "Ne kadar konuþursan konuþ, anlattýklarýn, karþýndakinin anlayacaðý kadardýr." Oysa karþýmýzdakinin bizi çok daha fazla anlamasýný saðlayabiliriz. O halde yeni bin yýlýn kapýsýndan içeri girmiþ bulunuyorsunuz... Hoþ geldiniz! Ömer Faruk Reca 11 Bütün Yönleriyle Beden Dili Yaþamýn Kararý Elimizdedir “Yaþlý bilge!” demiþ çocuk, “Ellerimde tuttuðum kuþun canlý mý, ölü mü olduðunu söyleyebilir misin?” Yaþlý bilge gözünü dikip çocuða sessizce bakmýþ ve “Evlat,” demiþ, “Ellerinde esir kalmýþ kuþun canlý olduðunu söylersem, ellerini iyice sýkýþtýrýp onu öldüreceksin. Ölü olduðunu söylersem ellerini açacaksýn ve kuþ özgürlüðüne uçacak. Ellerinde, yaþamýn ve ölümün gücünü tutuyorsun oðlum. Yaþam ile ölüm arasýnda seçim yapabileceðini bilecek kadar bilgi var sende.” “Kuþun veya herhangi bir olayýn sonuçlarýna benim yanýtýmýn belirlemesine izin verirsen, kendi gücünden ve kararlarýndan yoksun kalýrsýn. Ayný zamanda, doðru seçimi yapma sorumluluðunu üzerinden atmýþ, kendi gücün ve bilginin mutluluðunu hissetme ve kullanabilme fýrsatýný yitirmiþ olursun. Kendin karar ver ve sonradan da piþman olma!” 1. BÖLÜM BEDEN DÝLÝNÝN 1001 YÜZÜ Beden Dili Niçin Önemlidir? Beden dili haberleþme deðil, iletiþimdir. Beden dilinde siz birinden haber almazsýnýz, davranýþlarýyla karþýnýzdaki insanýn düþünce ve ruh halini çözersiniz. Öncelikle bunun anlaþýlmasýnda fayda var. Kiþi, size kendinden haber vermiyor, sonucu siz kendiniz çýkarýyorsunuz. Bu anlamda beden dili son derece önemlidir. Týpký yapýlan iyilik gibi... Sizin iyilik ve yardýmý karþýdan talep gelmeden, kendiliðinizden yapmanýz daha muteberdir. Bu açýdan, beden dilinde de karþýdaki kiþinin söylediðinden daha fazlasýný siz kendi gözlem ve bilginizle çözersiniz. Bu yöntem çok daha esrarengiz, çok daha isabetli ve çok daha verimlidir. Ýnsan iliþkilerinde kelime ve ses yüzde 40'lýk bir oraný teþkil ederken, beden dilinin bu iliþkilerdeki oraný yüzde 60'týr. Ýletiþim haber deðildir, bilgi alýþveriþi deðildir; haber ve bilgilerin insan ruh ve davranýþý üzerinde oluþturduðu hareketler toplamýdýr. Öncelikle bakýþlar, bu hareketler toplamýnýn penceresidir. Beden dilinin ilk atraksiyonel uzvu gözlerdir. "Sen sus gözlerin konuþsun" ifadesi boþuna söylenmemiþtir. Ýletiþimde olduðu kiþinin gözlerine bakan, karþýsýndakine verdiði deðerle doðru orantýlý hareket etmiþtir. Tabii bu orantýyý da dengede tutmak gerekir. Kimi gözler vardýr, ok gibi etkileyicidir; bakýþlarýyla çok þey ifade eder. Bu da beden dilinin önemini gösterir. Yüz ifadesindeki mimikler ya iticidir ya da çekici. Yüz ifadeniz müþterinizi, öðrencinizi veya aile bireyinizi ya kendinizden uzaklaþtýrýr ya da kendinize yakýnlaþtýrýr. Bu bakýmdan aslýnda beden dili yüzyýllar öncesinden var olan bir iletiþim tarzýdýr. Fakat kullanýlmaya baþlanýlmasý, daha doðrusu farkýna varýlmasý yüzyýllar almýþtýr. Beden dilinin en önemli yaný veya en önemli sýrrý samimiyettir. Beden dilini harekete geçirmek isteyenler, önce samimi duygularýný harekete geçirmeliler. Beden dili öðrenilmez, aksi takdirde kiþi yapmacýklaþýr; beden dili ruhtur, duygudur, yaþanýlýr. Peki, samimiyet öðrenilebilir mi? Öðrenme nasýl öðrenilebilme özelliðine sahipse, yani "öðrenmeyi öðrenme" teknikleri günümüzde baþlý baþýna bir konu haline nasýl gelmiþse, "samimiyet" de öðrenilme özelliðine sahiptir. Çünkü öðrenme, farkýnda olma halidir. Farkýnda olma ise cehaletten kurtulmadýr. Samimiyet ve içtenlikse ancak cehaletten kurtulmayla oluþur. Samimi ve içten olmayan davranýþlar cahil ürünü davranýþlardýr. Sadettin Konevi, "Fusûsü'l Hikem'in Sýrlarý" adlý eserinde mizaç ve ruh yapýlarýna deðinir. Ve tek tek erdemli, bilge ve 14 Ö. Faruk Reca öncü insanlarý "Fass" adý altýnda deðerlendirir. "Benlikler, bedenler ile birleþip tesir etmek için mizaç hükümleri ile boyanýnca, bedenlerle sýnýrlanýr ve beden ile olan beraberliklerinde de bu sýnýrlýlýk artar." denilirken, insanýn yüce benliðiyle (samimi duygularýyla) bir sýrrý keþfetmesi gibi, bedenini de keþfetmesi kuvvet ve nur olarak görülmektedir. Týpký yüz okuma sanatýnda olduðu gibi… Yüz, yani surat veya cemal... Mimikler demiyoruz, yüz þekli diyoruz. Ondan fazla yüz þekli vardýr. Üçgen, dörtgene yakýn, sivri, yuvarlak, enine yüz þekilleri esrarengiz bir dil konuþur, okuyup kavrayan hazine bulmuþ gibi olur. Kitabýn ilerleyen sayfalarýnda 'surat þekilleri'ne yer vereceðim. Beden ve ruh arasýndaki iliþki, günümüz istihbarat örgütlerinin, þirket istihbaratlarýnýn en önemli konularýndandýr. En küçük beden hareketi, altýnda bir sýrrý barýndýrýr. Bu sýrrý keþfetmiþ olan Einstein'ýn "Atomu bile çözdüm, insaný çözemedim" sözünü dama atar. Beden Dilimiz ve Ötekiler Sadece karþýmýzdakilerin veya sadece kendimizin beden dili yoktur. Eðer ortada bir iletiþim varsa, diyalog da vardýr. Diyalog ise tek taraflýlýk anlamý taþýmaz; bilakis ikililik halidir. Zýddý ise monologdur ki, iletiþim olarak kabul edilmemektedir. Düe ve mono Latince kökenli sözcüklerdir. Düe çift demektir. (Ýngilizce'deki two ve Farsça'daki dü buradan gelir). Mono ise 'tek' demektir, yani 'bir'. Kendi beden dilimizi oturtmamýz gerektiði gibi, karþýmýzdakilerin de beden dillerini zihinsel yoðunluðumuzda kavramalýyýz. Bu, þu anlama geliyor: Tek hedef, sadece kendi bedenimizin dilini geliþtirmek deðildir. Tam hedeften vurmak istiyorsak, baþkalarýnýn da beden dillerini çözüp kavramalýyýz. 15 Bütün Yönleriyle Beden Dili Konuya görsellik katmak için kendi beden dilimizle baþkalarýnýn beden dillerinin nasýl iç içe geçtiðini somutlaþtýralým: 1) Kendimiz ve Ailemiz Aile Hayatýnda Beden Dili 2) Kendimiz ve Patronumuz (amirimiz, müdürümüz) Ýþ Hayatýnda Beden Dili Kendimiz ve Personelimiz Kendimiz ve Müþterilerimiz 3) Kendimiz ve Aþkýmýz Aþk Hayatýnda Beden Dili 4) Kendimiz ve Öðrencilerimiz Eðitim Hayatýnda Beden Dili Aile Hayatýnda Beden Dili Rol çatýþmasý sosyolojik bir ifadedir. Ailenin reisi olarak baba, iþyerinde amirse veya müdürse mutlaka beden dilini kullanýyordur. En azýndan sergilediði özel bir davranýþ modeli vardýr. Eðer iþyerindeki beden dilini evde de kullanýyorsa, ailede rol çatýþmasý yaþanýr. Öyleyse, iþyerindeki "Kendimiz ve Personel" beden diliyle aile hayatýndaki beden dilini ayýrt edebilmek lazým. Bütün beden dilleri ayný deðildir; daha açýk bir ifadeyle, "her ortama uygun ayrý beden dili vardýr" diyebiliriz. Aþkýn beden dilini siz tutup personelinizin karþýsýnda uygularsanýz çatýþma yaþanýr. Kendi beden dilimizin hangi grupta, nasýl olacaðýný doðru tespit etmemiz gerektiði gibi, diðerlerinin de davranýþlarýndan ne demek istediklerini anlamamýz gerekiyor. Örneðin, iki çocuðumuzdan bir numara olaný, iki numarayý daima kýskanýr. 16 Ö. Faruk Reca Kimi çocuklar bunu apaçýk belli etmez. Bu durum onlarýn okul baþarýlarýna da olumsuz etki eder. Aile ister istemez ikinci çocuklarýný bakým ve ilgiye daha muhtaç görür, ilgi gösterir. Bu da birinci çocuðun pabucunun dama atýlmasý demektir; en azýndan çocuk böyle bir anlam çýkarýr. Onun davranýþlarýndan ne hissettiðini anlayabilir, buna göre önlem alabiliriz. Olumsuz beden dili kullanan çocuk tehlike sinyali veriyordur. Örneðin, kardeþini gördüðünde mimikleri ve ses tonu deðiþiyorsa, o anki ruhsal algýlamasý da bu durumdan etkilenecektir. Anne-baba bu bedensel dili kolayca fark edebilir. Böyle hallerde çocuklara eþit mesafede durmak isabetli olacaktýr. Ayný þekilde, buluð çaðýna gelen çocuklarda, kýz olsun erkek olsun davranýþ deðiþiklikleri gözlenir. Ani hareketler, öfke ve sinirlilik halinin getirdiði davranýþ deðiþiklikleri bunlardan en temel olanlarýdýr. Bu durumda baba iþyerindeki beden dilini çocuða uygulayamaz. Böylesi bir durum içtenlikle ilgi ve alaka ister. Ýþyeri rolüyle aile rolünün çatýþmamasýna dikkat edilmelidir. Aile içi çatýþmalarýn temelinde iletiþimsizlik yatmaktadýr. Aile içi iletiþimsizlik anne-baba arasýndaki iletiþim arýzasýyla baþlar, çocuklara da yansýr. Eðer baba dýþarýdaki otoritesini ailede de devam ettirirse, "aile içi tepki" durumu ortaya çýkar. Buna çocuklar da dahil olur. Nasýl ki dünya savaþlarýný doðuran, ülkeler arasý iletiþimsizlik iletiþim bozukluðuysa ve bunun akabinde cephelere gidenler masum gençlerse, aile içi iletiþim çatýþmasýnýn kurbanlarý da masum çocuklardýr. 17 Bütün Yönleriyle Beden Dili Ýletiþimin olumlu ya da olumsuzluðunu belli eden unsur, davranýþlardýr. Þehirleþmenin de getirdiði deðiþmeyle birlikte tek tip insan modeli ortaya çýktý. Aslýnda küreselleþmeye de baðlanabilen bu "tek tip model" aile içi davranýþlarý da kökten hýrpaladý. Sisli, puslu kent hengamesi içinde varoluþ mücadelesi veren babalar (hatta þimdilerde anneler de, çünkü onlar da çalýþma hayatýnýn bir parçasý oldular) eve geldiklerinde sýcak bir muamele görme özlemi içindeler. Anne bu konuda gerek sevginin (aþkýn) beden diliyle, gerekse aile içi beden diliyle kocasýna yardýmcý olmalýdýr. Hem kocasýnýn her zamanki hareketlerini kavramýþ olup ona göre bir duruþ sergilemeli, hem de kendi beden dilini harekete geçirmelidir. Unutulmamalýdýr ki, anne-babanýn beden dilleri nasýlsa, ileride çocuklarýnýn beden dilleri de bundan farklý olmayacaktýr. Ýletiþim modellerinin ve materyallerinin arttýðý günümüzde insan, yapayalnýzdýr. Böylesi bir yalnýzlýk içerisinde pozitif sevgi kokan beden dillerimizi harekete geçirmek daha bir elzemdir. Anne ve babanýn sergilemesi gereken "Aþkýn beden dili" öðrenilesi bir durum deðildir. Bu, tamamen yürek ister. Þu da unutulmamalýdýr ki, dünyanýn hiçbir dilinde, literatüründe "Gönül Vermek" deyimi yer almaz; bu sadece Türkçe'de vardýr. Çalýþma Hayatýnda Beden Dili Çalýþma hayatýndaki beden dili üç kýsýmda deðerlendirilir: Patron, personel, müþteri. Siz hangi roldeyseniz, beden dilinizi o rolün istikametinde geliþtirmelisiniz. Patronsanýz, personel beden dilini kullanamazsýnýz, bunun istismar edilme riski vardýr. Ancak empati 18 Ö. Faruk Reca yapýlmalýdýr. Bir iþveren, iþçisinin duygularýný anlayabilmelidir; fakat davranýþlarýný formel hüviyete de adapte edebilmelidir. Tamamen mahalli bir yaklaþým, arabesk bir tutumdur. 2000'li yýllardý Robin Hood'luk oynamak ne personelin yararýna olur, ne de iþverenin… En verimli iþyerleri, herkesin kendine ait iþi yaptýðý mekanlardýr. Ýþveren iþverenliðini, personel personelliðini, amir amirliðini bilecek, davranýþ ilkelerini de ona göre saptayacaktýr. Ýþ hayatý biraz çetrefilli bir hayattýr. Özellikle danýþmanlýk ve halkla iliþkiler departmanlarýnda çalýþanlar her gün týraþlarýný olmalý, duþlarýný almalý, kahvaltýlarýný saðlam yapmalý ve pozitif bir havayla evden çýkmalýlar. Bazý iþ kollarý vardýr ki, diðer iþ kollarýna göre daha fazla beden dili gerektirir. Satýþ temsilcisi, müþteri danýþmaný, pazarlama danýþmaný (Türkiye'de satýþ temsilcisi Avrupa'da pazarlama danýþmanýnýn karþýlýðýdýr), reklam ve halkla iliþkiler en çok beden dili gerektiren iþ kollarýdýr. Eðitimde de beden dili elzemdir ama yukarýda saydýðým mesleklerdeki kadar ince deðildir. Eðitimde beden dili daha özgündür. Çalýþma hayatýndaki konum, bir tür liderliktir. "Atatürk'ün Liderlik Sýrlarý" isimli kitabýmda onun davranýþ stratejilerini anlatýrken jest, mimikler ve kararlýlýkla kullandýðý beden dilini ifadelendirmiþtim. Ýþ dünyasýndaki her çalýþan, mutlaka liderlerin beden dillerini incelemelidir. Her yönetici lider deðildir ama her lider yöneticidir. Bu açýdan, her yönetici dünya liderlerinin hayat öyküsünü okumak zorundadýr. Makamýný koruma güdüsüyle tek adam olma arzusu, þirkete en büyük darbeyi vurur. Hiçbir makam sahibi çalýþan, davranýþlarýyla personelinin þevkini kýrmamalý; özellikle iþverenler böyle yöneticilerini tanýyabilmelidir. Ýþverenler yöneticilerini 19 Bütün Yönleriyle Beden Dili ancak alacaklarý beden dili dersleriyle tanýyabilirler. Çünkü sözler aldatýcýdýr, fakat gözler yalan söylemez. Ayný þekilde, yöneticiler de personelini tanýyabilmek için benzer bir çalýþma içerisinde olmalýdýr. Çünkü hakikatler sözlerde deðil, davranýþlarda gizlidir. Týpký þeytanýn ayrýntýda gizli olduðu gibi... Günümüz çalýþma literatürüne artýk "yönetici-lider" ifadesi girdi. Bir yönetici liderin temel stratejisi savaþý kazanmak deðil, savaþýn çýkmasýný önlemektir. En güçlü liderler geçen yüzyýla kadar (1900'lü yýllar) sorunlarý çözen liderlerdi. Þimdi ise en güçlü liderler, sorun çýkmadan iþi kendi lehine çevirebilen liderlerdir. Bunun altýnda yatan gerçek, artýk beden dilinin kullanýlýyor olmasýdýr. Yangýn çýktýktan sonra söndürme mücadelesine girilmiyor, yangýnýn çýkmamasý için mücadelesi veriliyor. Beden dili keþfedilmeden önce uzaktan siyasi ve iþ dünyasý liderlerinin dudaklarý okunamýyordu. Þimdi ise kendi aralarýnda konuþan iki iþ liderinin ne konuþtuklarý uzaktan beden dili (dudak alfabesi) yoluyla anlaþýlabiliyor. Alarko Holding'in sahibi Üzeyir Garih'in geçmiþ yýllarda basýn danýþmanlýðýný yapmýþtým. Onun davranýþ stratejisi oldukça pozitifti. Personeliyle organik baðlar geliþtirmiþti. Ýshak Alaton Bey'le olan 40 yýllýk ortaklýklarý bunun en bariz ispatýdýr. Verdiði sözde durur, sabahýn sekizinde iþinin baþýnda olurdu. Herkese deðer verir, gençleri önemserdi. Kararlý ve azimliydi. Beden dilini kullanmayý bilirdi. Ýstanbul Üniversitesi Ýktisat Fakültesi öðretim üyelerinden Prof. Dr. Haþmet Baþer bir gün beni arayýp, "Ömer Bey, Üzeyir Bey'i fakültemize davet edip öðrencilerimize seminer vermesini istiyoruz. Bize bir seminer zamaný ayarlayabilir misiniz?" diye sordu. "Elbette ki Hocam. Üzeyir Bey'e sorayým, sizi ararým." dedim. Üzeyir Bey "Seve seve!" diyerek semineri kabul etti. 20 Ö. Faruk Reca Ýktisat Fakültesi'ndeki seminerinde jest, mimik, el ve kol hareketleri o kadar doðal ve dinleticiydi ki, "Galiba bu insanlarýn neden baþarýlý olduklarýný anlamaya baþlýyorum…" diye ta o zaman kendi kendime mýrýldanmýþtým. Sýcak kanlýlýk... Ýçtenlik... Samimi duygu... Doðal imaj… Daha birçok pozitif özellik sýralayabiliriz. Beden dili bu anlamda bir bütündür. Bütün iþlerde kalp ve gönül kabul eder, beyin komut verir, beden uzuvlarý gerçekleþtirir. Yani, kalp istemeden harekete geçen beyin karýþýk, beden ise samimiyetsiz ve kontrolsüzdür. Kalp ve gönül kontrolündeki yüz hatlarýmýz, el ve parmaklarýmýz söz ve ifadelerimizin astarýdýr. Biz, bu kýlýf üzerine konuþmalarýmýzý bina ederiz. Özellikle iþ dünyasýnda bu daha da anlaþýlýr olmalýdýr. Ýyi bir iþ temsilcisi, iyi bir modelleyen olmalýdýr. Davranýþ modellemesi taklit deðil, takiptir. Kýlýk-kýyafet, duruþ, gündelik yaþam tarzý… Aslýnda bunlarýn hepsi beden dilinin dýþa yansýyan hücreleridir. Iþýða arkasýný dönen, daima gölgesini görmeye mahkumdur. Oysa ýþýða yönünü dönen gölgesini deðil, ýþýðýn kendisini görür. Beden dilinin modellenmesi birçok sýradan insaný sýradýþý yapmýþtýr. Ben gerek Üzeyir Garih Bey'le, gerekse Ýshak Alaton Bey'le diyaloglarým esnasýnda þu önemli özellikleri gözlemlemiþimdir: * Konuþurken karþýlarýndakileri baþlarýyla onaylarlar. * Sizi sonuna kadar dinlerler, konuþmalarýnýzý önemserler. * Omzunuza samimi bir duyguyla dokunurlar. * Ýçtenlikle tokalaþýrlar. * Tokalaþýrken samimi hislerle gülümserler. 21 Bütün Yönleriyle Beden Dili * "Ömer Beyciðim, Ahmet Beyciðim" þeklinde konuþurlar. * Siz onlarla konuþurken kendinizde farklý bir güven duygusu hissedersiniz. * Konuþurken gözlerinize bakarlar. * Bir açýklamada bulunurken, konuyu sizi ciddiye alarak izah etmeye çalýþýrlar. * Olaylarý önce artý yönleriyle deðerlendirir, bu minvalde gerekiyorsa beden dilini kullanýrlar. Üzeyir Garih'le birçok iþ konferansýna, seminere, oturuma ve toplantýya katýldým. Bazý basýn gruplarýyla diyaloðunda köprü oldum. Hiçbir zaman, hiçbir konuyu, hiçbir durumu ve hiçbir kiþiyi ciddiye almadýðýný görmedim. En küçük þeyi dahi önemser, deðer verirdi. Sizle bir defa karþýlaþmýþ olsun, bir daha unutmazdý. Eski baþbakan ve cumhurbaþkanlarýmýzdan Süleyman Demirel'de de bu özellik vardýr. Bu, iyi bir gözlemin göstergesidir. Baþarýlý insanlar vefalýdýrlar, iyilikleri 22 Ö. Faruk Reca Üzeyir Garih Ýshak Alaton unutmazlar. Bu tür bir gözlem yeteneði beden dilinin aktivitesinden kaynaklanýr. Beden dilini iyi kullanan iþadamlarý ve politikacýlar, görülen bir þeyin bir daha unutulmamasý gerektiðini çok iyi bilirler; bedensel özelliklerini de buna göre harekete geçirirler. Siyaset dünyasýndan bir örnek daha vermek gerekirse, ABD baþkanlarýndan Bill Clinton 'duygusal beden dili'ne güzel bir örnektir. Türkiye ziyaretinde Ýzmit bölgesini geziyordu. Türk halký güler yüzlülüðü ve sýcakkanlýlýðýndan dolayý Clinton'u sevmiþti. Halkýn içinde yürüyüþleri esnasýnda iki elini de havaya kaldýrýp tezahüratlara mukabelede bulunuyordu, kalabalýða teþekkür ediyordu. Ancak söylemek istediðim bu kadar deðil... Benim dikkatimi çeken durum, onun iki elinin yönüydü. Bill Clinton'un o an havaya kaldýrdýðý elleri bana çok samimi ve sýcak gelmiþti. Bende niçin böyle bir duygu uyandýrdýðýný çözmeye çalýþtým. Bu hareketi daha önce de görmüþtüm ama Clinton'unki oldukça etkileyiciydi. Düþündüm... Sonunda buldum. Clinton ellerini havaya kaldýrýrken avuç içlerini insanlara doðru açýyordu. Ýþte beni büyüleyen yön, küçük gibi görülen bu dev hareketti. Kanal 7'nin ilk açýldýðý dönemlerdi... Ýshak Alaton veya Üzeyir Garih'e birebir konuþmacý olarak açýk oturum tarzý bir program organize ettim. Üzeyir Garih, Ýshak Bey'in katýlmasýnýn daha isabetli olacaðýný söyledi bana. Durumu yetkililere 23 Bütün Yönleriyle Beden Dili Bill Clinton bildirdim. Sýra, bu açýk oturumu kimin yapacaðýna gelmiþti. Henüz yeni olan Kanal 7 televizyonu, personel açýsýndan tam organize olmamýþtý. Konuk ise iþ dünyasýnýn klaslarýndandý. Elbette ki iyi bir program sunucusu gerekiyordu. Kanal beni önerdi fakat Üzeyir Garih'in basýn danýþmaný olarak bunun doðru bir karar olmayacaðýný ifade ettim. Sonrasýnda, görevi þimdi Star gazetesinde köþe yazarlýðý yapan gazeteci arkadaþým Þükrü Kanber'e teklif ettim, kabul etti. Nihayet canlý yayýn gerçekleþti. Ertesi gün Türkiye'nin dört bir yanýndan tebrik telefonlarý geldi. Köþe yazarlarý günlerce bu programdan bahsetti. Halk, bu tür programlarýn daha sýk yapýlmasý gerektiðini ifade edip, beðenilerini belirttiler. Sebep ne idi? Çok açýk ve net söylüyorum... Beden dilinin samimice, içtenlikle ve ustaca kullanýlmasý, programýn bu denli ilgi görmesinin sýrrý idi. Ýshak Alaton o programda el hareketleri, yüz mimikleri ve ses tonuyla 10 üzerinden 10 puan aldý. Ýnsanýn kendisini nasýl gördüðünden ziyade, baþkalarý tarafýndan nasýl görüldüðü önemlidir. Ýmaj sahibi olmanýn yolu beden dilinden geçiyorsa, bu payý göz ardý edemeyiz. Yine Clinton'a dönecek olursak, Türkiye ziyaretinde o yýl deprem bölgesi olan Ýzmit'te Erkan isimli bebeði kucaðýna alýp sevmesi ve tüm dünyaya bu görüntünün fotoðraflarýnýn gönderilmesi beden dilinin kullanýlmasýydý. Peki, ne demek, neyin mesajýný vermek istiyordu Bill Clinton?: "Ben tüm Türkiye'yi kucaklýyorum!" Duygu dili, beden hareketlerinin bilinmesiyle anlaþýlabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, beden dili sanýlan bazý hareketlerin bilinen duygularý da her zaman 24 Ö. Faruk Reca yansýtmayacaðýdýr. Bazý hareketler beden diline girebilir fakat o anki gerçek duygularý yansýtmayabilir; buna da dikkat edilmesi gerekir. Beden dili yapmacýk veya ýsmarlama hareketler deðildir, olmamalýdýr da... Duygu dilini yansýtan bu dil, doðal bir dildir. Beden dili, konuþulan konunun daha iyi anlaþýlmasý açýsýndan görsel bir etkinlik saðlar. Algýlanabilir maddeler gerçektir. Eðer algýlanýyorsanýz, varsýnýz demektir. Algýlanabilmek de verdiðim örnekteki pozitif dikkatleri çekmekle mümkündür. Pozitif dikkat dedim, çünkü negatif dikkat çekme durumu týpký reklam gibidir. Reklamýn iyisi kötüsü olur. Sanat dünyasý da çalýþma hayatýdýr. Kötü reklam kötü imajdýr. Sanat dünyasýndaki kötü reklamlarýn halkýn gözünde kötü imaj yaratýp bir zaman sonra sanatçýyý bitirebileceðini o sanatçý bilmelidir. 1990'lardaki rahmetli Kemal Sunal'la sýký bir dostluðum vardý. O dönemde yüksek lisans baþvurularý yapmýþtý. Oðlu Ali Sunal henüz çocuktu, ortaokula gidiyordu. "Kemal Bey, Ali'yi tiyatrocu yapmayý düþünüyor musunuz?" diye sorduðumda, "Farukçuðum, bunu zaman gösterir. Fakat ben ortalýða çýkýp da, bakýn oðlum var, bunu sinema oyuncusu yapmak istiyorum demem. Ýleride kendisi karar verir." diye cevap vermiþti. Buraya kadar sözlerinde ilginç bir durum yok. Fakat þu sözünü hiç unutmuyorum: "Farukçuðum, hiçbir zaman yüzünü eskitmeyeceksin." Evet... Doðru. Hani derler ya, "Sevildiðin yere sýk sýk uðramayacaksýn." Bu da o hesap. Yüzü eskiyen sanatçýlar, yüzü 25 Bütün Yönleriyle Beden Dili Kemal Sunal eskiyen futbolcular, yüzü eskiyen yazarlar, televizyoncular, politikacýlar, iþadamlarý ve daha niceleri... Baþarýya merdiven dayamýþken yok olup gittiler. Neden mi? Son yýllarda kullandýklarý ters beden dilleri yüzünden. Toplum yapýsý ve anlayýþýna ters düþen el-kol hareketleri ve sözler onlarýn saygýn imajlarýný bitirdi. Þimdi tahtlarýnda baþkalarý oturuyor. Ama Kemal Sunal, ölümüne raðmen tahtýný koruyor. Market ve Markalarýn Beden Dili Beden dili sadece insanlarda konuþmaz, eþyalarda da dile gelirler. Tabi bunu saðlayan yine insanlardýr. Þirket imagemaker'larý birçok mal ve ürün pazarlayan orta ölçekli veya geniþ ölçekli manifaktörlere, maðazalara, marketlere dizayn satarlar. Öyle maðazalar vardýr ki, içerisinden hiçbir þey alasýnýz gelmez. Öyle de market veya maðazalar vardýr ki, her köþedeki ürün "Beni al, beni al" diye konuþur. Sebep, iyi dizayn edilmenin saðladýðý avantajla ürünlere beden dili giydirilmesidir. Ýstanbul Üniversitesi'nde Ýnsan Gücü Planlamasý ve Eðitim üzerine yüksek lisans yaptýðým dönemlerde Prof. Enis Öksüz'ün bir sözünü unutamýyorum: "Bazý iþyerlerine giriyorum, girmemle çýkmam bir oluyor." Eþyalarýn beden dili yani diziliþ ve dizayný, sergileniþi, paketleniþi size farklý bir þeyler söylemiyorsa o satýþ maðazasýnda vakit geçirmenin bir anlamý olmaz. Eþyalarýn beden dili onlarýn dizaynlarýdýr. Marketlerin bir kýsmýnda ürünler adeta dile gelir. Sadece marketler mi? Küçük çaptaki alýþveriþ tezgahlarý, pastane camekanlarý hep birer dizaynýn ürünüdür. Albenilerinin olmasý nasýl dizayn edildiklerine baðlýdýr. Ürüne karþý ilgi yaratma, ürünün nereye ve nasýl yerleþtirildiðiyle ilgilidir. Eðer ürünün mekanik dilini konuþturursanýz, müþteri o ürüne gereksinim duyar; daha net tabirle kendini o ürünü almaya zorunlu hisseder. 26 Ö. Faruk Reca Farkýndalýk Yaratma Nedir? Farkýndalýk yaratma, baþkalarý tarafýndan izlenmenin getirdiði veya getireceði bir sonuçtur. Hitler'in siyah-kýrmýzý gamalý haçý ne ise, markalarýn renk farkýndalýðý da odur. Bir tür beden dilidir farkýndalýk. Faþing, kýzýl ateþ olarak en çok dikkat çeken görüntüdür. Festivallere bu yüzden faþing denilir. Rengarenk parlak ýþýk... "Faþing" renklerini ilk olarak Hitler kullandýðý için ortaya bir sýfat çýkmýþ oldu: Faþist. Faþist aslýnda son derece masum bir sözcük. Kýrmýzý rengini çaðrýþtýrýr. Genelde kýrmýzý-siyah karýþýmýdýr. Dünya markalarýna baktýðýmýzda hep kýrmýzý ve siyah renklerde olduðunu görürüz. Coca cola, Ülker gibi markalar buna örnektir. Marketçilikte de BÝM, Carrefour gibi daha birçok market siyah kýrmýzý renklerde markalara sahiptir. Beyin öyle esrarengiz bir yapýdýr ki, ruhsal imaj ve mesajlara açýktýr. Kadýnlýk ve erkeklik her toplumda iki farklý kültürel kimlik haline gelmiþtir. Kadýn ve erkeðin temsil ediliþlerindeki eþitsizlik, sözde alt ve üst kültürler olarak veya geri ve ileri kültürler þeklinde sýnýflanarak tanýmlanmýþtýr. Ayrý toplumlarýn bu tarz sýnýflanýþý, o toplumun medya kültürünün de hangi istikamette olacaðýný olumlu ya da olumsuz yönde etkilemiþtir. Dolayýsýyla, reklamcýlýk ve imaj sektöründe yer almak veya bu sektörlerde yükselmek isteyen biri, içinde bulunduðu toplumsal kültürün heyecan ve yöneliþlerini iyi tahmin edebilmelidir. Bir toplumun yaþadýðý kültürel atmosfer, heyecanlar, istekler, arzular, coþkular, beklentiler aslýnda iþ dünyasýnýn imaj pazarlamacýlarýnýn gerçek adresidir. Örneðin, baþýn yukarý doðru kaldýrýlmasý Türk toplumunda ret iþareti olarak kabul edilirken, baþka toplumlarda onay yerine geçmektedir. Öyleyse, ürün renk ve sýralamalarý, içinde bulunulan toplumun beden dili anlayýþýyla doðru orantýlýdýr. 27 Bütün Yönleriyle Beden Dili Reklam ve imajýna çuvallar dolusu para harcanmasýna raðmen bir kek markasý tutmadý. Kek ve þiddet... Ne alakasý var? Çaycý Hüseyin'in baðýrmasýyla, çocuk üzerinde kaba kuvvetle bir þeylerin yaptýrýlabileceði izlenimi yaratýlmaya çalýþýldý. Adam var gücüyle, kaba ve çirkin sesiyle baðýrýyordu. Birçok aile tüketici köþelerinde, "Susturun þu adamý, çocuklarýmýz ona özeniyor, bir þey isteyeceði zaman baðýrýyor, þiddete yöneliyor!" demelerine raðmen dinleyen olmadý. Farkýndalýk yaratmak için yanlýþ beden dilini seçen reklam ajanslarý çok ciddi eleþtiriler aldýlar. Üründe de istenilen satýþ ve pazarlama kapasitesine ulaþýlamadý. Ýstenmeyen tüylerdeki epilatör reklamýnda, gecenin karanlýðýnda parmaklarý arasýndan ýþýldayan gözleriyle hedefe yönelen kadýn, korku filmi atmosferini yansýtmaya çalýþýyordu. Belki böyle bir "imaj reklam" kurgusu gecenin 2'sine gidecek bir filmdir. Reklam kýsa da olsa ben bile korkmuþtum. Farkýndalýk, þirketler ve iþ dünyasýnýn olmazsa olmazý. Ancak bunun yanlýþ beden dili yönlendirmeleriyle yapýlmasý, iyi neticeler ümit edilirken kötü ve beter sonuçlar doðurur. Mastürbatif imaj ve beden dili özellikle þampuanlarda, cilt kremlerinde, çikolata ve dondurmalarda dikkat çekiyor. Seda Sayan'ýn ayakkabýsý, Polaris'in satýþlarýný artýrmýþtý. Energy Drink'in ateþler içindeki atmosferi, yýrtýcý hayvan ve gazoz, bir banka reklamýndaki 'výn' sesi... Özellikle bu sesi veren tiplemelerin beden dilleri son derece negatif. Sert ve asabi suratlar, korkunç mimikler ortama gerilim havasý katýyor. Bir banka kartý reklamýnda pop star jüri üyesi olarak görev almýþ bayan sanatçýnýn gülüþleri... Komedi-reklam türü mimik kullanýlarak yapýlan bu beden dili, hedeflenen imaja Kadir Ýnanýr'ýn Bonus'taki kýyafeti kadar aykýrý. 28 Ö. Faruk Reca Çocuklarda farkýndalýk yaratmak, yetiþkinlerde farkýndalýk yaratmak... Çocuklara hitap eden reklamlar, yetiþkinlere hitap eden reklamlar... Ýkisi arasýnda fark gözetilmeyen bir yapý, altyapýsýzlýktýr; yanlýþ dizayn tekniðidir. Obez gibi yansýz ve ensiz bir durum. Koþul Yatkýnlýðýna Giren Beden Dili 12 kiþinin katili bir adam, Amerika'da sanýk sandalyesine oturtulur. Çevre halký, mahkeme salonunu koridorlara kadar doldurmuþtur. Kameralar bir taraftan ýþýklarýný açmýþ hazýr bekliyor, gazeteciler flaþ lambalarýný takmýþ suçlunun gözünün içine bakýyor. Yargýç suçluyu dik dik süzerek ölüm kararýný açýklýyor. Tam bu sýrada gazetecilerin flaþlarý suçlunun yüzünde patlýyor, kamera ýþýklarý suçlunun yüzünü aydýnlatýyordu. Suçlu, yorgun ve kederli haliyle, ýþýklardan rahatsýz olduðunu belli ederek, parmak uçlarýyla yüzünü kapatmaya çalýþýyordu. Cezasý ölümdü, elektrik sandalyesinde hayata son vedasýný yapacaktý. Yargýç "Söylemek istediðin son bir þey var mý?" diye sordu. Suçlu yorgun baþýný kaldýrarak, þu ibret dolu konuþmayý yaptý: "Yargýç Bey! Þu an bana gösterilen ilgi eðer çocukluðumda gösterilseydi iyi bir insan olurdum. Yýllardýr ezildim, anasýz-babasýz büyüdüm. Çocukluðum korku, sefalet ve tedirginlik içinde geçti. Ýþ için kapýsýna gittiðim herkes beni aþaðýladý. Kimse benim baþýmý okþamadý, kimse bana çocuk öyküleri anlatmadý, kimse bana þiir okumadý. Acý dolu hayatýmda bir kez olsun rahat yüzü görmedim. Dünyanýn en katranlý acýlarýný çeken bir adam var deseler, o benimdir. Aç kaldým, soðuk karlý gecelerde dýþarýlarda yattým. Asla dilenmedim, çalmadým. 29 Bütün Yönleriyle Beden Dili Ýþ istediðimde kimse bana yardým eli uzatmadý. Kimse, soðuk kýþýn ortasýnda bir insan günlerce nasýl aç kalabilir diye düþünmedi. Bu toplumdan davacýyým yargýç bey! Þu an çevremdeki herkesten davacýyým." Yargýç gözyaþlarýný silerek, baþýný önüne eðdi. Ama kalemini çoktan kýrmýþtý. Geride, toplumdan þikayetçi olan kimse kalmamýþtý. Burada þiddeti derinlemesine inceleyecek deðilim. Ancak, tüm psikologlarýn, insan davranýþýnýn gizli yönlerini inceleyen uzmanlarýn hakkýnda mutabýk kaldýklarý konu, avuç içlerinin manyetik merhamet dalgalarý içerdiðidir. Gerek yön olarak, gerek dokunuþ olarak beden dilinin en önemli yanýdýr eller. Tokalaþýrken, sarýlýrken, sevgilinin elini tutarken, iþaret ederken, konuþurken, hitap ederken eller büyülü birer mengenedir. "Parayý veren düdüðü çalar" öyküsünde benzer bir yaklaþým bu defa yetiþkin insan için konu edilir. Çocuklarýn arasýna dalarak parayý verip düdük satýn alan 35 yaþýndaki bir insan sizce düdük mü satýn alýyordur? Elbette ki hayýr! Bu adam aslýnda çocukluðunu satýn alýyor. Pek az anne-baba çocuklarýna beden dillerini kullanarak yaklaþýyor. Bu yüzden bazý yetiþkinler, ajitize olmuþ bir duyguyla çocukluklarýna özlem duyarak, zaman zaman çocuksu hareketlerde bulunurlar. Ýdam edilen adamýn yürek parçalayýcý sözlerini bir hatýrlayalým: "Kimse benim baþýmý okþamadý!" Bütün büyü bu cümlede olsa gerek. Hepimiz öyle deðil miyiz... Hatýrlayalým... Hangimiz merhamet ve sevgide beden dilimizi kullanýyoruz? Ýþ ve oluþlarýmýzda koþul yatkýnlýðýna giren beden dilimiz nice çocuklarýmýzý cani ve katil yapmadý mý? Beden dili koþul yatkýnlýðý deðildir, olmamalýdýr da. Önkoþullu sevgi, satýn 30 Ö. Faruk Reca alýnmýþ sevgi deðil midir? Kim kabul eder böyle sevgiyi? Beden dili öncelikle taklit ve yapmacýk hareketler deðildir, tamamýyla ruhsaldýr. Zaten baþarýlý insanlarý gözlemlediðimizde onlarýn samimi beden dillerine sahip olduklarýný görürüz. Beden dili o kadar önemli ki, avuç içleriyle bir çocuðun baþýný okþamayan anne-babalar bedenlerini yok saysýnlar; çünkü bu önem belki birçok kötülüðün nüvesidir, eðer harekete geçirilmezse… Görsel yayýn öncesi çizgisel yayýnlarla yetiþmiþ olan nesil, koþul yatkýnlýðýna giren þiddetin, koþul yatkýnlýðýna giren beden dilinden kaynaklandýðýný çok iyi biliyor. Dostoyevski'deki "Ölüler Evi" ve "Karamazof Kardeþler" bunun tipik örneðidir. Dostoyevski'nin Karamazof Kardeþleri'nde Dimitri'ye çektirdikleri ve Smerdiyakof'un þiddet dolu bedeninin gerisinde yatan hakikat... Kendi içinde barýþýk olmayan kiþi ne pazarlamacýlýk yapabilir, ne ticaretle uðraþabilir ve ne de þirket danýþmanlýðý... Beden dilimizi, duygularýmýz ve ruhsallýðýmýz manipüle eder. Ruh ve karakter kirliliði pozitif beden dilinde terbiyeye muhtaçtýr. Doðru söyleyeni dokuz köyden deðil, artýk bütün köylerden kovuyorlar. Öyleyse, "Ne kadar anlatýrsanýz anlatýn, karþýnýzdakinin anladýðý kadardýr" sözüne son. Artýk beden dili karþýmýzdakine, anlama kapasitesinin de üzerinde mesajlar verebilecektir. Böylece insanlarý etkileme oranýmýz yükselecektir. Ýletiþim Kanallarýný Açýn: Kitap, Televizyon ve Beden Dili Montaigne, "Alýþkanlýk" yazýsýnda kötülüðü, þiddeti ifade ederken Shakespeare'in yaklaþýmýndan pek de farklý bir yaklaþým sergilememiþti. Peki, Shakespeare ne diyordu? "Yaðmuru 31 Bütün Yönleriyle Beden Dili seviyorsun ama þemsiyeni açýyorsun. Güneþi seviyorsun ama gölgeye kaçýyorsun." Düþünce ve beden dili arasýndaki çatýþma gibi görünen Sheakspeare'in bu tespiti dikkate deðer. Cervantes'in, Don Kiþot ve Panza'sý þiddeti yok edeceklerdi, adalet getireceklerdi. Hamlet de, babasýný öldüren annesi Gertruda'dan intikam almak istemiþtir... Corneille'nin Horace'sinin cinayeti... Faust'taki Mefistofeles'in þiddeti, Faust'un bilinçaltý þiddeti... Racine'in Andromakyo'daki Oreste'yi delirtmesi, Piyrus'u öldürtmesi... Victor Hugo'nun Jan Valjan'a çektirdiði eziyet. Þimdiki insanlar, satýr aralarýnda okunan bu intikamlarý, cinnetleri, intiharlarý televizyon ekranýndan bütün çýplaklýðýyla izliyor. Baudrillard "Olay" derken doðru söylemiþ, artýk senaryo veya film yok; gerçekler, hatta gerçekleþebilecekler var. TV'den önce kitaplar vardý ama hiç olmazsa þiddet gözükmüyordu. Bedenin hareketleri, koþul yatkýnlýðýndaki þiddet hareketleri gözlerimizin önünde deðildi. Ýkinci süreç "Þiddet ve Beden" baðlamýnda görsel nitelik taþýyor. Ve tüm çýplaklýðýyla beden dile geliyor, göndermeler yapýyor. Þöyle diyor: "Dýþarýda sizi bekleyen bin bir türlü bela var, hazýrlýklý ol, ezmezsen ezilirsin, vurmazsan vurulursun!" Günümüz insanlýðý iletiþimin fenafillahýný yaþadýðýndan olsa gerek, ‘Suç ve Ceza’daki Dostoyevski'nin Raskolnikov'una benziyor. Ýki arada bir derede, iyilikle kötülük arasýnda med cezir... Arafta bir yaþam… Ýletiþim toplumunda beyin, komut verilip manipüle edilen ana merkezdir. Stephen King, Spielberg... En son lâhuti özellikler taþýyan Dan Brown'ýn Da Vinci'si... Ya Agatha Christie! Her ikisi de televizyona aktarýldý. Parmak uçlu ip uçlarý, bedensel elektrik dalgalarý, matriks... Öldürdüðü kiþi düþman olduðu için nefret, insan olduðu için acýma hissi… 32 Ö. Faruk Reca Çizgi filmlerde bolca "düþman" var. Bir kanalda yayýnlanan geçmiþ yýllarýn 'Kýzýl Baron'da 646 bedensel içerikli þiddet dili kullanýlmýþ. 'Dragon'un Gücü' 525 bedensel içerikli þiddet dili içeriyordu. Robocop 227 þiddet dili, 'Action Man' 39 bedensel þiddet dili mesajlarý taþýyordu. Kurtlar Vadisi ve önceki Deli Yürek, ikisi birden bedensel içerikli 12 bin þiddet dili içeriyordu. Rambo bile 3 binlerde kalmýþtý. Öðretmen sýnýfta "Yüksek sesle konuþmayýn çocuklar!" derken Action Man ve Robocop çizgi filmlerindeki baðýrmanýn þiddeti, normal ses standardýnýn çok üzerindeymiþ. Görsel iletiþim araçlarýndaki TV ekranlý kareler ceplere kadar girdi. Beyin þartlandýrýlarak tuzaða düþürülüyor insanlar... Ýyilik için her yolun denenebileceði mesajýný verin, iletiþim-haberleþme kutusundaki göndermeler "iyilik þiddeti" yaratýyor. Televizyon programlarýnda eðitsel içerikli þiddet iþlenebilir mi? Þiddetin yürek parçalayan yönleri iþlenip, ardýndan fon müziði eþliðinde þefkat ve masumiyet içerikli sahneler sunulursa, çocuk iyiliðin ruhuyla büyüyüp kötülükten uzak durabilir. Kötülüðün sessiz dili, þiddetin yol açtýklarý tarzýnda televizyon programlarý hazýrlanabilir. Kötülüðe karþý ayný kötülükle cevap verilmesi, þiddetin meþrulaþtýrýlmasý anlamýna gelir. Dikkat edilirse, Amerika'da yeni oluþturulan "iletiþim yasasý" bazý filmleri tedavülden kaldýrdý, týpký miadý dolup bir kenara fýrlatýlan para gibi… El Öpmekle Dudak Aþýnmaz Türk kültüründe Ýbni Haldun'un da ifade ettiði gibi büyük bir misafirperverlik vardýr. Aslýnda beden dili yüzyýllardýr gerek bizim toplumumuzda, gerek diðer dünya toplumlarýnda mevcuttur. Ýslamiyet'te salavatlaþma iki elle birlikte yapýlýr. Hýristiyanlýk'taki vaftiz olayý ayný þekilde bedensel bir ilahi 33 Bütün Yönleriyle Beden Dili yaklaþýmdýr. Ýslamiyet'te doðan çocuðun kulaðýna ezan okunmasý, týpký Hýristiyanlýk'taki gibi vaftiz örneðini temsil eder. Dünya dinlerinin beden dili saygýnlýk olarak yer etmiþtir. Kutsal bayramlarda el öpme geleneði beden dilinin konuþturulmasýdýr aslýnda. "Sana saygý ve sevgi duyuyorum" anlamýndadýr. Bir de kudretli sanýlan kompradorlarýn yanýnda iki elin kilitlenerek öne sarkýtýlmasý þeklinde bir duruþ veya el öpme alýþkanlýðý vardýr. Doðu toplumlarýnda aðanýn eli öpülür. Bu, güce saygýdýr aslýnda; daha fazla ileri gidildiðinde güce tapýnmadýr. Öpmek saygý ifade ettiði gibi, aþkýn beden dili olarak da iþlev görür. Yani dudaklar bir yandan saygýyý öperken, diðer yandan aþký öper. "El öpmekle dudak aþýnmaz" atasözü toplumumuzda beden dilinin nevi þahsýna münhasýr özelliðini yansýtýr. Çünkü batý toplumlarýnda böyle bir beden dili kullanýlmamaktadýr. Onlar saygýlarýný baþka bir þekilde ifade etmektedirler. 34 Ö. Faruk Reca “Davranýþ, herkesin kendi yüzünü gösterdiði bir aynadýr.” Goethe 2. BÖLÜM BEDEN DÝLÝNÝ ÇÖZÜMLEME YOLLARI Beden Dili Olarak Baþýmýz Beden dilinin en önemli kýsmý baþtýr. Ancak þu önemli noktayý hatýrlatmadan geçemeyeceðim: Cevap verilmesi gerekirken suskun kalýnmasý, konuþulmamasý da bir tür cevaptýr ve yine bir tür beden dilidir. Baþýmýz, gövdemizin link hattýdýr. Temel algýlamalar baþ sayesinde olur. Sebebi, beynimizin de baþýmýzýn kapsamýnda olmasýdýr. Beyne gelen mesajlar radyo ve televizyon hatlarýna veya cep telefonu hatlarýna gelen mesajlardan çok daha hýzlýdýr, saatte 600 km'ye yakýndýr. Baþýmýzda en önemli organýmýz da gözdür. Bu yüzden düzene girme vakti gelen gençler için "baþ göz etme" deyimi kullanýlýr. Yine bir istek ve arzunun karþýlanmasýnda "baþým gözüm üstüne" deyimi doðu kültürlerinde yaygýndýr. Tüm bu deyimler beden dili olarak kullanýlýr. Baþ ve göz bedenin heceleridir, beyin ise alfabesidir. "Baþýma gelmedik kalmadý", "Baþýmý sokacak bir yer", "Aman baþým aðrýmasýn", "Baþýný belaya sokma", "Baþýný açýkta tutma", "Bir baþýma kaldým"... Bu deyimler, olaylar karþýsýnda yaþananlarýn ses diliyle ifadesidir. Ýnsanýn kötü bir olayla karþýlaþmasý, sýðýnacak bir yerinin olmasý, rahatsýzlýk verici bir durumla yüzleþmek istememesi, yalnýzlýk korkusu gibi duygular baþka þekilde ifade edildiði gibi, zaman zaman göz ve el sözcükleri kullanýlarak da ifade edilmiþtir. Avuç açmak, gözü kalmak, el emeði göz nuru bunlardan bazýlarýdýr. Baþýn aþaðý yukarý sallanmasý hareketi toplumlara göre farklý anlamlar ifade edebiliyor. Doðu toplumlarýnda (Yakýn Doðu) baþýn aþaðý doðru sallanmasý onaylamadýr, yukarý doðru kaldýrýlmasý ise rettir. Oysa bazý toplumlarda tam tersidir. Baþýn aþaðý eðilmesi reddetmeyi, yukarý kaldýrýlmasý ise kabul etmeyi belirtir. Siz konuþurken eðer karþýnýzdaki kiþi baþýný hafifçe saða veya sola yatýrmýþsa, konuþmalarýnýzý dikkatle dinliyor demektir. Eðer baþka tarafa bakýyorsa, o an sizi dinlemiyordur veya konuþmalarýnýz muhatabýnýzýn ilgi sahasý dýþýndadýr. Konuþmalarýnýz karþýsýnda sizden farklý düþünen biri bakýþlarýný aþaðý eðer, size kaþ altýndan bakar. Bu, sizi onaylamadýðýný gösterir. Sað elin göðsün üzerine götürülüp, baþýn yan duruþla ön tarafa eðilmesi ve "Evvel Allah, sen o iþi olmuþ bil aðam" þeklinde ifade kullanýlmasý genelde itaat içerir. Yalnýz bu itaat, güç ve para karþýsýndaki itaattir. Sað elin dudaklar üzerine götürülüp, baþýn hafifçe ama seri bir þekilde öne arkaya sallanmasý tehdit içerir, "Ben sana gösteririm" ifadesidir. 36 Ö. Faruk Reca Dinsel baþ sallama genelde tarikatlarda ve eski çað Afrika toplumlarýnda yaþanýr, gerçi halen bu bedensel hareket sürdürülmektedir. Bu durumun müzik konserlerindekinden bir farký yoktur. Çünkü her ikisi de kendinden geçme amaçlýdýr. Rodin'in "Düþünen Adam" heykeli müthiþ bir beden dili ifadesidir. Çenenin sað avuç içerisine konmasý, çýplaklýk ve öne eðik oturma þekli yalnýzlýk anlatýr. Bedenin alýcý rolündeki baþ kýsmý ayný zamanda þefkat butonudur. Hayvanlar ve insanlar fark etmez, miniklerin baþý okþanýr. Aþkýn beden dilinde de bu yaygýndýr. Beden Dili Olarak Gözümüz: Aydýnlýða Açýlan Pencere Gözler, kalpten sonra aþkýn en önemli beden dilidir. Yüz mimiklerinin çoðu gözler vasýtasýyla olur. Gözler, kalbi ve duygularý dýþarýya resmeden vasýtalardýr. Þaþkýnlýk, korku, sevinç, heyecan... Hepsi gözlerden anlaþýlabilir. "Mevla'm gör diyerek iki göz vermiþ" sözü gözün önemine iþaret eder. "Sen sus gözlerin konuþsun" sözleri gözlerin çok þey anlattýðýný ifade etmek için kullanýlmýþtýr. Birbirine kaný ýsýnan insanlarýn ilk hareketi göz göze gelmektir. Düelloda karþý karþýya gelen iki insan birbirlerinin gözlerinin içine bakarlar. Bu durum, gözleri etkileme amaçlý olarak kullanma isteðinden kaynaklanýr. Gerçekten de gözlerin etkileme aracý olduðu biliniyor. Örneðin, Atatürk'ün gözleri çok þey ifade ederdi. Gözlerin, ýþýnsal olarak bir maddeyi yýpratma, sarsma gücü vardýr. Kimi gözler ise 37 Bütün Yönleriyle Beden Dili hipnotiktir, güç ve kudreti ifade eder. Nazar boncuklarýnda göz þekli vardýr. Yine bazý eþyalarda ve mekanlarda göz resmi bulundurulur. Bazen gözün beden dilini veren kaþlardýr. "Kaþlarýný çatmak" deyimi de beden dilidir; sinirlilik hallerinde kullanýlýr. Bakýþlar bazen meydan okumadýr. Daha sert ve konsantre olmuþ þekilde bakan, rakibini alt eder. Bazý yýrtýcý hayvanlar rakibini önce bakýþlarýyla alt eder, sonra saldýrýr. Avlarý için de ayný þeyleri yaparlar. Kurbaða avcýlarý dere kenarlarýnda gece avlanýrlar. Ellerindeki feneri kurbaða topluluðuna tutan avcý, kurbaðalarý ýþýðýn etkisiyle hipnotize eder, sonra elleriyle toplar. Tavþanlar da ayný etki altýnda kalabiliyor. Ýþte gözler de böyledir. Iþýn gibi hipnotize etme kudretinde olan bazý gözler vardýr. "Allah kem gözlerden saklasýn" sözü gözlerin beden dilinde ne kadar etkin olduðunu gösterir. Çünkü kem göz kadim tarihlerden bu yana kötülüðün gizli ve sessiz dili olmuþtur. Bakýþlar toplumlara göre de deðiþiyor. Bazý toplumlarda insanlar angut kuþu gibi etrafý süzme eðilimi gösterirler. Otobüste, yolda, tramvayda, vapurda, trende onu bunu süzmeyi severler. Eski tarihlerden bugüne göz seðirmesine farklý anlamlar atfedilir. Sað gözün seðirmesi bazý toplumlarda iyiye yorumlanýrken, sol gözün seðirmesi kötüye iþaret olarak kabul edilir. Bedenin birtakým ritmik hareketleri sanki dillenir de bir anlam haline gelir. Avuç içinin kaþýnmasý da paraya iþaret edilir. Ancak bu da sað ve sol avuç içi olarak deðiþir. Sað avuç 38 Ö. Faruk Reca içi para geleceðine iþaret eder, sol avuç içi ise para kaybýna… Bu ve benzer örnekler çoðaltýlabilir. Nasýl ki burçlarýn gizemli yönleri varsa, beden dilinin de onlarca gizemli yönü vardýr. "Gözler yalan söylemez" ifadesi gereði, yalanýn gözlerden anlaþýlabileceði bilinen bir gerçektir. Aðýz kurumasý, göz sulanmasý, beniz atmasý hepsi birer beden dilidir, "Ben buradayým" deyip kendilerini ele verirler. "Gözlerin bir içim su, içim yandý doðrusu" ifadeleri þarký sözlerine girmiþ, bir tür duygu dilidir, bedenin duygu dili... Gözlerin, frekans uyuþmasýnda ne denli önemli bir beden dili olduðunu bu söz çok güzel ifade etmiþ. Ýsmet Özel'in yýllar önce okuduðum bir kitabý vardý: "Bakanlar ve Görenler" Bakmak da beden dilidir, görmek de; ama duygularý farklý olarak dýþarýya yansýtýrlar. Bakmak daha geniþ açýlýdýr; fakat teferruat gözden kaçar. Çoðu insan bakar, pek az insan görür. Görmek fark etmektir. Beynin sað ve sol loblarý fark etmede ayný etkiye sahip deðildir. Beynin sað tarafý sola bakýþlarda, sol tarafý ise saða bakýþlarda hareket gösterir. Sen Sus Gözlerin Konuþsun: Gözlerin Söyledikleri * Gözlerin yere doðru eðilmesi utanma ve piþmanlýk ifadesidir. * Gözlerin bakýþ yönü beynin hangi lobunun kullanýldýðýný gösterir. * Gözlerin sol üste kaymasý bir þeylerin hatýrlanmaya çalýþýldýðýný ifade eder. 39 Bütün Yönleriyle Beden Dili * Hayal kuran insan beynin sað lobunu kullanýr, gözlerini sola kaydýrýr. * Gözler fal taþý gibi açýlmasý korkunun göstergesidir. * Beynin sol lobu kullanýlarak yapýlan bakýþ "uygunluk" ifadesi bildirir. Eðer karþýnýzdaki kiþi gözlerini sað istikamette hafifçe üste kaydýrýyorsa, bir þeylerin uyup uymadýðýna veya uygun olup olmadýðýna karar veriyordur. * Gözlerin yüzün tam paralelinde sað tarafa yönelmesi ne söyleneceðine karar verme anýdýr. * Tam sola bakýþ daha çok magazinsel hatýrlamalarý ifade eder. Eðimli üst bakýþ anlýk deðil, daha çok bilimsel-akademik bilginin hatýrlanmaya çalýþýlmasýdýr. Söylemese De Konuþan Dudaklar Dudaklarýn ifadesi çoðu kez cinselliði çaðrýþtýrýr. Bunun dýþýnda, 'dudak bükme' gibi deyimler vardýr. Önemsememe anlamýnda deðersiz, kýymetsiz bir durum veya olaya verilen tepkiyi ifade eder. Bu duygu beden dili olarak ise dudaklar sað aþaðý sarkýtýlarak ifade edilir. Kýzgýnlýðýn beden dili, sol üst dudak ucu kaldýrýlýrken, diþlerin gösterilmesidir. Sað iþaret parmaðýnýn alt dudaða deðdirilmesi cinselliðe davetiyedir. Bunu yaparken baþ hafifçe sað-ön kýsma kaydýrýlýr. Piþman olma ve üzüntü halini beden dilinden anlamak mümkündür. Dudaklar mengene gibi sýkýlýr, beden gerilimlidir. 40 Ö. Faruk Reca Haberdar olmama halini karþýnýzdakinin davranýþlarýndan anlayabilirsiniz. Çene hareketiyle alt dudaklar öne doðru kaydýrýlýr. Dudak okuma sanatýnýn revaçta olmasý artýk politikacýlarý daha dikkatli olmaya yöneltiyor. Ýki insanýn konuþmasý dudak hareketleriyle uzaktan belli olur. Bu yüzden politikacýlar ellerini dudaklarýna götürürler. Ellerin dudaklara götürülüp konuþulmasý bazý ortamlarda hoþ karþýlanmaz. Bu durum dedikodu olarak anlaþýlýr. Fiskos ve dedikodunun ana merkezidir dudaklar. Dolayýsýyla, özellikle kalabalýk ortamlarda eller dudaklara götürülüp konuþulmamalýdýr. Ýþin içine bir de gözler karýþýnca, karþýnýzdaki kiþi veya kiþiler iyice rahatsýz olur. Korku anýnda þok yaþanabilir. Bunun beden dili, ellerin aðýz üzerinde, dudaklarda tutulmasýdýr. Karizmatik gülüþ diye bir tarz duydunuz mu? Duymadýysanýz bilmiþ olun ki, böyle bir dudak hareketi var. Artistik gülüþ adý da verilen bu dudak hareketini özellikle Cüneyt Arkýn'da fark edebilirsiniz. Dudaklar, diþler de gösterilecek þekilde sol tarafa kaydýrýlýr. Bu dudak hareketi, alaysý dudak hareketine benzetilir ye da hýnzýrlýk olarak anlaþýlýr. Þirinler'deki Gargamel buna güzel bir örnektir. Çiçek Abbas'ta Þener Þen'in Ýlyas Salman (Þakir) karþýsýndaki dudak hareketi alay, aþaðýlama, bazen de hýnzýrca bir þeyler çevirdiðini ifade eder. Dudaklar seksi de çaðrýþtýrýr. Öpüþme dudaklarla yapýlýr. Kýrmýzý renk cinselliði sembolize eder. Kalýn dudak þehevi aþký çaðrýþtýrýr. 41 Bütün Yönleriyle Beden Dili Dudaklar gülme mekanizmasýnýn da en önemli unsurudur. Dudak bükmek, dudak seyirtmek kalbi yorar. Sahte gülüþler ise kalbi karartýr. Samimi ve içten gülüþler gençlik ifade eder. Tebessüm, hafif dudak hareketidir. Bir tekliften hoþlandýðýný hafifçe dudaklarýný açýp tebessüm ederek belli eder insan. Bazý dondurma reklamlarýna konu olan dudaklar, burada ayný zamanda cinsel güdü veya cinsel gücü temsil etmektedir. Bu bir immeditasyondur, hiç konuþulmadan beden diliyle anlatýlmak istenenin anlatýlmasýdýr. Hastanelerde sýkça gördüðümüz "Sus!" iþareti de dudak hareketiyle yapýlýr. Alt ve üst dudaðýn büzülerek ileri doðru götürülmesiyle gerçekleþtirilir. Þefkatin Beden Dili: Eller Eller þefkatin ve saygýnýn sembolü... Eller yardým ve dayanýþmanýn tek somut aracý... Dokunmak samimi bir hava getirir ortama, ülfet oluþturur. Dokunma aracý ellerdir. Sevme arzusu hissettiðimiz canlýlara elimizi dokundururuz. Duyma ve konuþma imkanýna sahip olmayan insanlarla el hareketleriyle anlaþma saðlanýr. Hatta her el hareketinin bir anlam ifade ettiði beden dili vardýr. Orkestra þefleri, müziðin name konsantrasyonu için ellerini kullanýrlar. Eller, ifadelerin vazgeçilmez simgesidir. Zafer, barýþ, baþarý iþaretleri, memnuniyet ifadeleri, ölüm ifadeleri (Ex denilerek eller kullanýlýr), susulmasý gerektiðini ifade eden iþaretler, hastanelerdeki sus ikazlarý... Bütün bu hareketlerin dili ellerdir. Türk kültüründeki el öpme geleneði elin saygýnlýðýný ortaya koyar. Beden dilinde el öpmek iki manaya gelir: Samimi saygý ve sevgi, çaresizlik ve itaat. 42 Ö. Faruk Reca Çaresizlikten mevcut otoritenin eli öpülürken, saygýdan kaynaklanan el öpme de vardýr. Otoriteden çekinilerek yapýlan el öpme hareketi evrenseldir; ancak saygýdan el öpme geleneði doðu toplumlarýna hastýr. Ellerin yumruk yapýlarak çene altýna desteklenmesi düþünceli ruh halini yansýtýr. Týpký Rodin'in 'Düþünen Adam Heykeli'nde olduðu gibi... Eller istek bildirir. Þefkatin beden dili olarak dinsel toplumlarda "veren el-alan el" ifadeleri vardýr. Bununla, veren elin alan elden üstün olduðuna iþaret edilir. Buradaki maksat dayanýþmayý artýrmak, yardýmý yaygýn hale getirmektir. Bütün dinlerde eller münacaat için dillenir. Ellerin avuçlar yukarý gelecek þekilde yere paralel açýlmasý istek dilidir. Sonra her iki el de yüze sürülür. Amaç, isteklerin kabul görmesi için bir tür kutsamadýr. Ýslam toplumlarýndaki salavatlaþma ellerle yapýlýr. Bu hareketi konuþturacak olursak þöyle der: "Hepimiz birbirimizi seviyoruz. Biz kardeþiz. Müslüman ümmetiyiz. Ayný zamanda birbirimizin kötü günlerinde destekçisiyiz." 43 Bütün Yönleriyle Beden Dili Üst üste konulan eller, "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" ifadesini dillendirir. Üç Silahþörler ve Dartanyan'ýn mücadelesinde bu hareketi görürüz. Robin Hood ve Zorro gibi kahramanlýk öykülerinde de sað elleri üst üste koyma hareketi yaygýndýr. Bazý dinlerde yemin edilirken kutsal kitaba el basýlýr. Aþaðýdaki küçük haber bu durumu yansýtýyor: "ABD kongresine seçilen ilk Müslüman milletvekili olan Minnesota Demokrat Parti Milletvekili Keith Ellison'un, görevine baþlamasý için düzenlenecek yemin töreninde Kuran'a el basmayý istemesi tartýþmaya yol açtý. ABD kongresinin alt kanadý Temsilciler Meclisi'ne seçilen ilk Müslüman milletvekili olan Ellison, diðer kongre üyeleriyle birlikte ocak ayýnda yemin ederek görevine baþlayacak. Ellison'un bu tercihinin tartýþmaya yol açmasýnýn bir nedeni de, kongre üyelerinin aslýnda mutlaka bir dini kitaba elini koyarak yemin etmesinin gerekmemesi. Ellison ise hakkýndaki tartýþmalara '4 Ocak'ta Kuran'a el basýp yemin edeceðim' diyerek noktayý koydu." Eller Konuþuyor Ellerle yapýlan birçok hareketin anlamý var. Kutsal kitaba el basýlmasý "Bana güvenebilirsiniz" anlamý içerir. Bunun dýþýnda, ayakta veya oturarak yapýlan bazý el hareketleri farklý anlamlar içeriyor. 1- Ellerin Önden Kapanmasý Ýki elin de göðsün hizasýnda kenetlenmesi, uyarýcýlara karþý duyarsýz kalma anlamý ifade eder. Ayrýca 44 Ö. Faruk Reca bu hareket "Foto duruþu" olarak da adlandýrýlýr. Ýþ toplantýlarýnda veya iþ görüþmelerinde iki elinde göðüs hizasýnda kenetlenmesi pek doðru karþýlanmaz. Zira, bu el hareketi pasifliði simgeler. 2- Napolyon'un Muson Duruþu: Ellerin Öne Sarkýtýlarak Bilekten Tutulmasý Bu beden hareketi genellikle üst düzeydeki bürokrat veya iþ adamlarýnýn korumalarýnda görülür. Saygý, itaat anlamýna gelir. Özellikle mafya babalarýnýn çevresindeki insanlar bu hareketi yaparlar. Bu beden dilini konuþturacak olursak þöyle demek ister: "Emrine amadeyim!" Kurtlar Vadisi türü filmlere bakarsak bu hareketi oldukça sýk gözlemleriz. Saray kölelerinde de benzer bir beden dili vardýr. Bu hareket ayný zamanda "köle duruþu" olarak da nitelendirilebilir. Ellerin öne sarkýtýlýp bilekten tutulmasý bazen "dalkavuk" hareketi olarak görülür. Ancak bu hareket her zaman dalkavukluðu ifade etmeyebilir; gerçekten saygýyý hatta sevgiyi de ifade edebilir. Karþýsýnda, ellerin aþaðý sarkýtýlarak bileklerden tutulduðu saygý gösterilen ve kudretli bir insan eðer vicdanlý ve adaletli ise bu beden dili þu anlama gelir: "Sen adaletli ve erdemlisin, olgun bir insansýn, sana saygý duyuyorum!" Tekkelerde, manastýrlarda hiçbir çýkar iliþkisi yoktur ama bu þekilde bedensel duruþlar söz konusudur. Bazý gizli, gizemli teþkilatlarda eller bedenin þifre malzemesidir. Örneðin, Tapýnak Þövalyeleri ve Mason localarý bu türdendir. Eðer sað el ceketin içinden hafifçe sol göðse avuç içi gelecek þekilde tutulmuþsa, bu Masonlarýn birbirlerini tanýma iþaretiydi. Tapýnak Þövalyeleri mensuplarý Papa Benedict tarafýndan kýyýma uðratýldýðýnda benzer þekillerde birbirlerini tanýmak için beden dilini kullanmýþlardý. 45 Bütün Yönleriyle Beden Dili Hitler'in Almanya'sýnda tarihler 1940'lý yýllarý gösterirken Yahudiler kýyýmdan geçiriliyordu. Çocuk, yaþlý demeden cehennem azabý yaþayan namuslu Yahudiler aralarýnda gizli olarak anlaþabilmek için beden dillerini harekete geçirmiþlerdi. 3- Ellerin Ovuþturulmasý Ellerin ovuþturulmasý, bir þeylerin yolunda gittiðinin ifadesidir. Ayrýca, saray entrikalarýnýn baþýný çeken fetvaz kiþilerin hareketidir bu. 4- Ýþaret Dili Ellerle Yapýlýr Hepimiz biliriz ki saðýr insanlar konuþmalarý iþitemezler. Peki onlarla anlaþma nasýl olur? Elbette ki iþaret diliyle... Elle yapýlan her iþaretin bir anlamý var. Bu anlam âraz bir insaný dahi dillendiriyor. 5- Ellerin Hüneri: Braille Alfabesi Görme engelli insanlarýmýz okuma ve yazma için Braille alfabesini kullanýrlar. Braille alfabesinde harf ve rakamlar kabarýk noktalarla gösterilir. Görme engelliler ellerinin yardýmýyla parmaklarýný kullanarak bu noktalara dokunurlar ve yazýlarý öyle okurlar. 6- Ellerin Arkaya Sarkýtýlýp Birleþtirilmesi Bu beden hareketi büyüklük, kibirlilik olarak bilinir veya en azýndan böyle anlaþýlýr. Ordu birliklerini kontrol eden üst rütbeli bir komutan genellikle bu hareketi yapar. 7- Ellerin Havaya Kaldýrýlmasý Ýki elin havaya kaldýrýlmasý genelde boks ringlerinde þahit olduðumuz harekettir. "En büyük benim" anlamý ifade eder. 46 Ö. Faruk Reca Muhammed Ali'nin böyle birçok sahnesi vardýr. 8- Özal'ýn Çapraz El Hareketi: Ellerin Ters Yönden Birleþtirilerek Havaya Kaldýrýlmasý Biz bu hareketi Türkiye'de ilk defa Turgut Özal'da gördük. Bir tür zafer iþaretidir. Ayný zamanda sempatik bir hareket olarak da nitelendiriliyor. Sað elin avuçlarý öne bakarken, sol elin avuçlarý kendimize doðru çevrilir ve iki el birleþtirilip havaya kaldýrýlýr. 9- Baþýn Öne Eðilip, Ellerin Öne Sarkýtýlarak Birleþtirilmesi Bu beden hareketini konuþturduðumuzda, "yaptýklarýmdan utanýyorum, piþmaným" diyecektir. 11- Ellerin Göðüs Hizasýnda Kenetlenmesi Bu hareket mutluluðu ifade eder. Bazý kilise rahipleri dizlerinin üzerine hafifçe eðilerek bu hareketi yaparlar. Yakarýþ hareketi olarak, merhamet dilenmek olarak da ifade edilir. 10- Avuçlarýn Eðik Açýlmasý Ellerin ileriye doðru uzatýlýp, avuçlarýn hafifçe sað ve sola açýlýp eðilmesi þunu demek istiyor: "Haberim yok, ben nereden bileyim?" 47 Bütün Yönleriyle Beden Dili 12- Sað El Cepte Ellerin cepte olma durumu ayak pozisyonundaki bir harekettir. Sað elin cepte olmasý sýkýntýlý halin ifadesidir. 13- Sol El Cepte Sol elin cepte olmasý genellikle dalgýn hallerde birilerinin karþýlanmasý anýný akla getirir. Ayný zamanda iþ yoðunluðunu gösterir. Eðer bürosunda bekleyen arkadaþýnýz sol eli cepte sizi karþýlýyorsa, arkadaþýnýzýn iþ yoðunluðu ve dalgýnlýðý yaþadýðýna iþarettir. Ýþaretin Büyük Araçlarý: Parmaklar Parmaklar denilince aklýma ilk olarak bio-enerji geliyor. Beden diliyle ne alakasý var diyeceksiniz. Bana sorarsanýz çok 48 Ö. Faruk Reca alakasý var. Parmaklar öteden beri efsunla deðerlendirilmiþtir. Sihirbazlar, büyücüler hep parmak marifetlerini kullanýrlar. Hokus pokus derken kürenin üzerinde parmaklar dolaþýr. Parmak uçlarýnda henüz tam olarak çözülememiþ olan sýrlar gizlidir. Tabii burada uzun uzun parmaðý anlatmayacaðým. Ancak parmaklarýn iþaretin ve enerjinin büyüsü olduðuna da deðinmek istiyorum. Her insanýn parmak uçlarýnýn model ve dizayný farklýdýr. Parmak izi alýnarak suçluya ulaþýlmasý sadece bu yüzyýla ait bir uygulama deðildir. Geçmiþ yüzyýllarda da benzer yöntemlere rastlanýr. 1- Yüzüklerin Efendisi Parmak Kudretidir Yüzüklerin Efendisi Tolkien'in iþaretleridir aslýnda. Ýþaretlerin Efendisi denseydi yeridir. Ak sakallý, iyi yürekli yaþlý adam Gandalf, elindeki sopasýna parmak vazifesi gördürerek iþaret ettiði yerde kudretli deðiþimlere sebep oluyordu. Beþ parmaðýný birden kullanarak elektriksel bir güç de uygulayabiliyordu. Ayný þekilde, Saruman da parmaklarýndaki enerji gücüyle iþaret ettiði yeri sarsabiliyordu. Bu, bio-enerjinin bir tür dilidir. Parmaklar beden dilinin en canlý kýsýmlarýdýr. Enerjinin açýða çýkartýlmasý parmaklarýn konuþturulmasýdýr. Özellikle iþaret parmaðý beden dilinin can alýcý yönüdür. Bazý tabelalarda da iþaret dili olarak kullanýlýr. 2- Parmaklar Kutsallýðýn Beden Dilidir Niþanlanacak gençler parmaklarýna yüzük takar. Evlilik yüzükleri de ömür boyu parmaklardan çýkmaz. Parmaktaki evlilik yüzüðü, "ömür boyu" baðlýlýk, sadakat ve vefa anlamý içerir. 3- Asayiþ Berkemal! Özellikle sað elin baþparmaðýnýn avuç içine bakan kýsmýnýn dik vaziyette açýlýp, diðer parmaklarýn kapatýlmasýyla alýnan 49 Bütün Yönleriyle Beden Dili vaziyet baþarýnýn kutlanmasý anlamýný içerir. Bu hareketi dillendirecek olursak, "iþler yolunda, merak edilecek bir durum yok" der. Bu hareket iþaret dilini anýmsatacak þekilde biraz eðik vaziyette yapýldýðýnda otostop iþareti oluþur. Ayrýca kontrol edilen yaralýnýn ölmüþ olmasý durumunda ayný hareket aþaðý doðru yapýldýðýnda "Ex" anlamýna gelir, yani "ölmüþ!" demektir. 4- Ben Sana Yapacaðýmý Bilirim Sanýrým tahmin etmiþsinizdir. Bu dil, iþaret parmaðý kullanýlarak ifadelendirilir. Parmak ileri doðru titreþim vaziyetinde hafifçe sallandýrýlýr. Bu beden hareketi kýzgýnlýk anlarýnda yapýlýr. Tercümesi þudur: "Ben sana göstereceðim; ben ne yapacaðýmý çok iyi biliyorum." Bu hareketi siyasi liderler karizmatik görünmek ve otoriter bir imaj çizmek için kullanýrlar. Özellikle Hitler'in bu hareketi meþhurdur. 5- Al Mektuplarýný Ver Mektuplarýmý! Parmaklar küskünlüðün karþý tarafa iletilmesi vazifesi de görür. Serçe parmaklarýn birbirine deðdirilmesi, "Seninle küstüm" anlamýna gelir. Serçe parmak sosyete parmaðý olarak bilinse de böyle bir olumsuzluk ifade eden yönü de vardýr. 50 Ö. Faruk Reca 6- Yasla Baþýný Omzuma! Beden dilinin barýþý hatýrlatan yönü yok mu? Elbette var. Ýþaret parmaðý bu görevi üstlenir. Özellikle çocuklar arasýnda yaygýndýr. Serçe parmaðýyla küsenler iþaret parmaðýyla tekrar barýþýrlar. 7- Ýddia Ediyorum! Ýki kiþi herhangi bir konu üzerine iddiaya girdiklerinde, serçe parmaklarýný uzatýrlar. Serçe parmaðý ayný zamanda iddia parmaðýdýr. 8- Lades! Tavuðun parmaklarla zafer iþaretini andýran kýsmýna lades denilir. Kimi zaman serçe parmaklar kullanýlarak ladese girilir. Lades yine bir tür iddiadýr. Piliçteki lades parçasý her iki çatalýndan parmaklarla tutularak da iddiaya girilir. Lades hangi yönden kýrýlýrsa iddiayý o kaybeder. 9- Hitabet Sanatýndaki Parmak Ýþareti: Parmaklar Yalan Söylemez Parmaklarýn da gözlerden kalýr tarafý yoktur; onlar da yaþamýn beden dilidir. Aþkta, heyecanda, korkuda dile gelirler. Ürkütücü bir olay veya beklenmeyen bir hadise karþýsýnda parmaklar titrer. Ýlk defa el ele tutuþan aþýklarýn eli terler, parmaklarý titrer. Parmaklar ayný zamanda çuvaldýz görevi de görürler. Bir atasözümüz var; uzun haliyle þöyle: "Ýðneyi kendine çuvaldýzý baþkasýna batýrma; çuvaldýzý kendine iðneyi baþkasýna batýr!" Týpký bu atasözündeki gibi, parmaklarýmýzla çoðu kez karþýmýzdakilere suçlamalarda bulunuruz. Genellikle de iþaret parmaðýmýzý kullanýrýz; ancak burada önemli bir nokta var, 51Bütün Yönleriyle Beden Dili biz tek parmaðýmýzý muhatabýmýza sert bir þekilde yöneltirken (çuvaldýz gibi), diðer üç parmaðýmýz bizi gösterir. Ýsterseniz bir defa deneyin. "Üç düþün bir konuþ" nasihati gibi... Parmaklarýn suç aleti veya suçlayýcý alet olmasý yüzlerce yýllýk bir durumdur. Roma mahkemelerinde sanýk durumundaki kiþi kendisini savunurken kararlý bir þekilde parmaklarýný kullanýrdý. Ünlü Yunan hatip Demosten ve Cicero hitabet güçlerini týpký Hitler gibi parmaklarýndan almýþtýr. Buradan þu anlamý çýkarmak mübalaða olmaz: "Parmaklar bedenin kudretli araçlarýdýr." Parmaklar ayný zamanda suçlularýn bulunmasýnda ilk plandaki delillerdir. Her insanýn parmak uçlarýndaki izler farklýdýr. Aynýymýþ gibi dururlar fakat kývrým kývrým merkezden ileriye doðru geniþlerken farklýlaþýrlar. 10- Parmak Boyun Kadar Konuþ! Týpký "paran kadar konuþ" ifadesinde olduðu gibi parmaklar da boylarýna göre farklý karakterler oluþturuyor. Sýrasýyla Parmaklar Baþparmak Ýþaret parmaðý Orta parmak Yüzük parmaðý Serçe parmak Parmaklar Ne Anlama Geliyor? Baþparmak: Hedef parmaðýdýr. Onay, tasdik, baþarý bildirir. Baþparmaðýn kýsa ve bodur olmasý irade zayýflýðýný gösterir. Ýnce ve uzun olmasý giriþimcilik ruhunu yansýtýr. 52 Ö. Faruk Reca Ýþaret Parmaðý: Bu defa kýsalýk meziyet olarak ele alýnabilir. Çünkü kýsa iþaret parmaðý sorumluluk güdüsünün saðlamlýðýný gösterir. Liderlerin iþaret parmaklarý biraz daha uzundur. Ýri kemikli ve uzun iþaret parmaðýna sahip olanlar daha sosyal insanlardýr. Bazý durumlarda iþaret parmaðý orta parmaktan uzundur. Bu tür insanlar bencil ve negatif otoriterler olarak sýfatlandýrýlýyor. Ýnce uzun iþaret parmaðý, sosyal olmakla birlikte genelde hatip özelliðini yansýtýrlar. Orta Parmak: Orta parmak kudrettir. Þifalý ilaçlar, özellikle eskilerde yaþlýlarýmýz tarafýndan sanki þifa parmaðýymýþ gibi orta parmakla karýþtýrýldý. Hatta bazý sinema filmlerinde görmüþüzdür; kudretli kiþi -büyücü ya da ruhsal güce sahip biri olabilir- gücü temsil eden tas içerisindeki zehirli ilacý orta parmaðýyla karýþtýrýr. Orta parmaðýn uzun oluþu yeteneðin ve irade gücünün göstergesi olarak kabul edilir. Yüzük Parmaðý: Yüzük parmaðý zarafetin simgesidir. Ayrýca coþkunluk ve heyecan ifade eder. Bu yüzden yüzük parmaðý denmiþtir. Evlilik, söz ve niþan heyecandýr, mutluluktur. Yüzük parmaðý uzun olanlar sanatçý ruhlu kimselerdir. Ressamlara dikkatle baktýðýnýzda yüzük parmaklarýnýn uzun olduðunu görürsünüz. Serçe Parmaðý: Serçe parmaðý týpký iþaret parmaðý gibi konuþma yeteneðine iþaret eder. Ancak serçe parmaðý iþaret parmaðýna göre bu konuda daha belirgindir. Serçe parmaðý geliþkin olanlar liderlik ve hitabet yeteneðine sahiptir. Özellikle toplum önündeki konuþmalarda ve meydan mitinglerinde ön plana çýkarlar. Dost Baþa Düþman Ayaða Bakar: Ayaklar Ayaklarýmýz türlü türlü manalar içerir. Üzülen de mutlu olan da tuhaf bir þekilde ayaklarýný kullanýr. Üzüntünün tavana 53 Bütün Yönleriyle Beden Dili vurmuþ hali öfkedir. Öfkelenen insan ayaklarýný yere vurur; mutlu olan insan ise ayaklarýný müziðin ritmine uydurarak dans eder. Öfke derken, hayvanlarý da unutmamak lazým. Özellikle boðalar... Matadora saldýran boða önce saldýrý vaziyeti alýr ve arka ayaklarýný kaldýrýp indirerek yere vurur. Bir þeye kýzan çocuklar da özellikle sað ayaklarýný yere vurur, bu da yetmezse bu defa iki ayaklarýyla yaylanarak tepki verirler. Ayaklar, ayný zamanda inceliktir. Pandomim ve bale sanatýnda ayaklar zarif iþ görür ve her bir hareketin sanatsal anlamý vardýr. Bundan yýllar önce, yanýlmýyorsam 1986'da, "Þöhretler" isimli bir televizyon dizisi vardý. Özel kanallar yoktu o zaman; sadece TRT vardý. "Þöhretler" baþladýðýnda ailece televizyonun karþýsýna geçerdik. Hüzünlü, duygulu dans filmiydi. Hüzünlüydü çünkü dans kulübündeki arkadaþlarýndan ayrýlarak þöhret basamaðýný týrmanan gençlerin hikayesini anlatýyordu. Þöhreti yakalayan bu kulübün dansçýsý, iþe birlikte baþladýðý arkadaþlarýný bir anda unuturken hüzünlü ve bir o kadar da duygulu anlar yaþanýyordu. Fakat þöhretli olanlar, þöhretin nimetlerini kaldýramayýp yalnýzlaþmaya baþladýklarýnda asýl çöküþ gerçekleþiyordu. Þöhretler dizisinde dans hocasýnýn söylediði sözler hala kulaklarýmda çýnlýyor: "Arkadaþlar, her þey ayaklarda. Bütün büyü ayaklarýnýzda. Beyniniz nereye çekerse, unutmayýn ki ayaklar oraya gider. Ayaklar beynin kontrolündedir. Ayaðýný iyi kullanan, beynin komutlarýna uyan þöhreti yakalar. Ayaklarýn büyülü estetiðinin farkýna varýn." 54 Ö. Faruk Reca Akýl Oyunlarý mý, Ayak Oyunlarý mý? "Akýlsýz baþýn kahrýný ayaklar çeker" sözünü çoðumuz duymuþuzdur. Aslýnda yüzyýllar boyunca ayaklar hep baþýn kahrýný çekmiþtir. Ayaklarýný üþütme, bütün bedenin üþür diyen atalarýmýz ne kadar da haklý. Peki, beden dili konseptini etkileyen yönü nedir ayaklarýn? Yaramazlýk yapýp aklýný kullanmayan bir öðrenci neden tek ayak üzerinde kara tahtanýn önünde bekletilir? Sebep, ayaklar yoluyla akýl tüneline mesajlar göndermek olabilir mi? Bu hareketin doðru olup olmadýðýný tartýþmýyoruz elbette. Bizim açýða çýkarmaya çalýþtýðýmýz þey, gizliden gizliye yapýlan ayak hareketlerinin ki ben buna ayak oyunlarý diyorum, ne anlama geldiðini bulup çýkarmak. Örneðin, köpekler bile akýl oyunlarýna baþvurarak ayak oyunlarý yaparlar. Mesela, bazen arka ayaklarýný geriye uzatarak patinaj yaparlar. Bu bir meydan okumadýr. Saldýrý ataðýna hazýrlýktýr. Aslýnda hayvanlar olsun insanlar olsun, farkýnda olmadan ayaklarýyla birçok mesajlar verirler. Ýnsanlar bazý olaylar karþýsýnda neden ellerini dizlerine vururlar? Sandalyede veya koltukta otururken neden ayaklarýný sallayan veya titreten insanlara rastlarýz? Hayvanlar ölüm esnasýnda bedenlerinde sadece ayaklarýný gererek titretirler. Ýnsanlar müzik duyduklarýnda önce ayaklarýyla eþlik ederler. Oturur vaziyette makas gibi açýlýp yavaþça saða sola sallanan ayaklar o anki ortamýn reddediliþ psikolojisini gösterir. Bu hareket gerilim anlamý da taþýr. Aþaðý yukarý sallanýp ritim tutulan ayak hareketi de bunun tam tersi anlamdadýr. Bu ayak hareketi neþeli ruh halini gösterir. Oturur vaziyette makasa alýnan ayaklar, týpký kollarýn kenetlenmesi hareketindeki ifadenin benzeri bir ifadeyi yansýtýr. 55 Bütün Yönleriyle Beden Dili Yani o an söylenenlere kapalýlýk halidir. Fakat ayaklar çözüldükçe, karþýsýndakinin söylediklerini dikkate alýyor anlamý çýkar. Kollarýn kenetlenme hareketi her ne kadar gerilim yansýtmýyor, "ben burada yokum" anlamý ifade ediyorsa da, makasa alýnan ayaklar daha çok karþýsýndakine kayýtsýzlýðý ifade etmekle birlikte gerilimi de yansýtýr. Konu ilgimizi çektikçe kollarýmýzýn çözüldüðü görülür. Ayaklarýmýz da böyledir. Sýkýcý bir ortam neþeli bir ortama dönüþtükçe ayaklarýmýzýn çözüldüðü görülür. Oturur vaziyette ayaklar geniþ açýyla açýlýrsa bu bir göndermedir. Bu hareket "külhan beyi oturuþu" olarak da adlandýrýlýr. Külhan bey Osmanlý döneminde yaþamýþ gerçek bir kabadayýdýr. Osmanlý iç güvenliðini saðlayan inzibatlar bile Külhan ismindeki bu adamdan yaka silkmiþler. Beynimiz ve ayaklarýmýz arasýndaki köprü düz ve engelsizdir. Ayaklardaki palet duygusu yaratan ayakkabýlar insanýn ruh halini de deðiþtirir. 56 Ö. Faruk Reca 3. BÖLÜM YÜZ OKUMA SANATI FÝZYONOMÝ Bedeniniz Konuþuyor Bedenin dile gelen en önemli kýsmý yüzdür. Yüzümüz büyük oranda o anki ruh halimizi yansýtýr. Emniyet teþkilatý dahil, birçok kuruluþ yüz tahlillerinden karakter sonuçlarý çýkarmaktadýr. Yüzümüzdeki her bir uzvun apayrý anlamlarý vardýr. Yanaklarýmýz, burnumuz, kaþlarýmýz, gözlerimiz, dudaklarýmýz... Hepsi birer karakter alfabesidir. Ýlm-i Simâ denilen bilim, tâ Osmanlý dönemlerinde karakter tahlilinde bulunuyordu. Milli Amele Hizmet (MAH) Osmanlý döneminin istihbarat örgütüydü. MAH, yani o zamanki MÝT (Milli Ýstihbarat Teþkilatý) II. Abdülhamit Han'ýn eseriydi. Abdülhamit Han Milli Ýstihbarata adam seçerken önce fotoðraflarýný istetirmiþ. Bir defasýnda yine böyle kontroller sýrasýnda, eline aldýðý istihbaratçý adayýnýn fotoðrafýný bir müddet süzdükten sonra þöyle dediði söylenir: "Bu adamý sakýn istihbarat örgütüne almayýn. Adamýn suratýnda meymenet yok." Yüzümüz sadece bakmasýn, ayný zamanda onu konuþturalým: Göz Ne Diyor?: Stres ve üzüntüyü belli ederim. Sevinç ve neþeyi de belli ederim. Bu nedenledir ki, insanlar benim hakkýmda "Gözlerinin içi gülüyor" der. Aþk, þehvet benimle dýþarýya yansýr. Kaþ Ne Diyor?: Karar mekanizmasýyým. Ýnsanlar düþünürken veya bir þey hakkýnda karar verirken beni hareket ettirirler. Alýn Ne Diyor?: Keder tablosuyum. Ýnsanlar bu tabloya bakarak benim sayemde karþýsýndakinin neler yaþadýðýný tahmin edebilirler. Bazý bedenlerde kýrýþ kýrýþ olmuþumdur. Bazý bedenlerde de daha derin yarýklar halindeyim. Bazý bedenlerde ise yumurta yüzeyi gibiyimdir, hiç kýrýþýklýk barýndýrmam. Eðer böyleysem, daha mutlu ve huzurluyumdur. Burun Ne Diyor?: Ýþ hayatýnýn ve ekonominin izleri olarak görülüyorum. Birkaç çeþide ayrýlýyorum. Sahiplerimin özelliði benim þeklime göre farklýlýk gösteriyor. Kimi bencil, kimi çok konuþkan, kimisi ise eðlenmeyi seven özelliktedir. Kulak Ne Diyor?: Þeklime göre farklý özellikte karakterleri yansýtýyorum. Benim çeþitliliðim sahibimin karakterini de çeþitlendiriyor. Örneðin, þeklime göre kurallara baðlýyýmdýr, planlý programlýyýmdýr, tedbiri severim. Dudak Ne Diyor?: O anki hayalleri ve kafadan geçenleri belli eder, dýþarýya yansýtýrým. Fakat tam tersine þeklime göre bir þeyleri sakladýðýmý da belli ederim. Diþ Ne Diyor?: Ýnsanlar sýkýlganlýklarýný benim sayemde belli eder. Ýnsanlarda eðer tavþanlardaki gibiysem sahibim bencildir. Çene Ne Diyor?: Þeklime göre kavgacýlýðý, hareketliliði yansýtýrým. 58 Ö. Faruk Reca Birkaç Þekil Olan Uzuvlarýmýz Burnumuz, kulaðýmýz, gözlerimiz, kaþlarýmýz apayrý olup kimimizde uzun, büyük, patlak ve kalýn; kimimizde ise kýsa, küçük ve incedir. Örneðin, bazý insanlarda burun kýsayken bazýlarýnda uzundur, kulak bazý insanlarda normalken bazýlarýnda kepçe gibidir. Kaþlar bazýlarýnda kaba ve kalýnken, bazýlarýnda kalemle çizilmiþ gibidir; "kalem kaþlý" benzetmesi de buradan gelmektedir. Yüz ifadesi, karþýmýzdaki kiþinin o an veya ilerisi için ne yapabileceðine dair derin ip uçlarý verir. Bu taktiði öðrenip kullanan kiþi, insanlarýn hareketlerinin ne anlama geldiðini keþfedip onlardan gelebilecek zararlarý önleyebilir. Her bir uzuv, genetik kodlamalarla yaratýlmýþtýr. Davranýþlarýn %90'a yakýný da bu genetik kodlamaya mahkumdur. Yüz hatlarý, alýn çizgileri, göz, burun ve kulak þekilleri kiþilerin düþünce süreçlerini belirler. Ýnsanlarýn kafa þekilleri ve alýnlarý da onlarýn hangi ruh ve karakter yapýsýnda olduklarýný yansýtan oldukça gerçekçi genetik kodlardýr. Örneðin, alný ileriye doðru çýkýk olan hafif üçgene yakýn kafa þekli, sorunlar karþýsýnda pes etmeyip, çözümler üreten "iþini bilir tipler" olarak kodlanmýþtýr. Liderlere dikkat ettiðimizde kaþlarýnýn genellikle kalýn olduðunu görürüz. Genetik kodlamada da kalýn kaþlýlar liderlik özelliði taþýyanlar olarak karþýmýza çýkar. Ýnsan yüzünün sol tarafý gerçek kiþiliði yansýtýrken, sað tarafý saklayýp da kendi istediði yönüyle göstermeye çalýþtýðý sahte yüzü yansýtýr. 59 Bütün Yönleriyle Beden Dili Adnan Menderes "Yüz bilimi" denilen "Fizyonomi" daha eski tabirle "Ýlm-i Sima" oldukça isabetli insan karakter tahlilleri sunmaktadýr. Bu tahliller %98 doðru çýkar. Yüz þekilleri, ses çeþitleri, hal ve hareketler, yürüme þekilleri insan denen meçhul hakkýnda kýymetli sýrlar verir. Alâmet-i Fârika olarak nitelendirilen insanoðlu, milyarlarca farklý farklý þekillerden oluþmuþtur; ama bedensel özellikleri, bu farklýlýðý kategorize ederek büyük sýrlarý ifþa eylemiþtir. Yani insanoðlu daðýnýk deðil, belli ve belirgin kodlar halinde yaratýlmýþtýr. Tevrat, insanoðlunun þerefli bir varlýk olduðunu söyler. Kutsal kitap Tevrat'ýn yüce ve kýymetli sözlerinde, insan davranýþlarýnýn onun karakterini yansýttýðý üzerinde kiþiyi derin düþüncelere sevk eden gizemli ifadeler yer alýr. Yüce Rabb'in insanlarý bir þifre, ancak çözülmesi pek zor olmayan þifre üzerine yarattýðýný tüm kutsal kitaplar ifade etmiþtir. Ýncil ve Kuran, Yüce Rabb'in kelamý olarak Tevrat'ý tasdik eder. "Þüphesiz ki, biz insaný bir damla sudan (nutfe) yarattýk. Ona þekil verdik!" derken Kuran insanoðlunun aslýna acizliðini kendisine haber veriyor. Göz Çeþitleri Ne Diyor? Yakýn Mesafeli Gözler: Ayrýntýlarý gözden kaçýrmazlar. Analitik düþünce yapýsýna sahiptirler. Genellikle idare etmeyi severler. Kurbaða Gözlüler: Güvenilmez olarak nitelendirilirler. Hatalara odaklanýrlar ve herkesin kendi istedikleri gibi olmasýný beklerler. Olmadýðýnda da gereksiz kapris ve tavýr içerisine girerler. Ne yapacaklarýný kestiremezsiniz. Cinsel þehvete daha yatkýndýrlar. 60 Ö. Faruk Reca Sivri Gözler: Yardým etme duygusu olan tiplerdir. Dert dinlemeyi severler. Bazýlarý feraset sahibidirler. Medyumlar genellikle bu çeþit gözlü insanlardan çýkar. Ne yapabilecek karakterde olduklarýný tahmin edebilirsiniz. Kulak Çeþitleri Ne Diyor? Büyük Kulaklýlar: Duygusaldýrlar. Araþtýrma ve icatlara önem verirler. Ýyi birer dinleyicidirler. Küçük Kulaklýlar: Bencildirler. Kendilerine ait olmayanlara karþý özel ilgileri vardýr. Baþa Yakýn Kulaklýlar: Uyumludurlar. Tahmin yönleri güçlüdür. Burun Çeþitleri Ne Diyor? Büyük Burunlular: Ticarette baþarýlý olabilirler. Yöneticilikte aktif görevlerde bulunabilirler. Kalkýk Burunlular: Konuþmayý severler. Sýr saklayamazlar. Ýnsanlarý dinlerler ve yorumlarda bulunurlar. Yuvarlak Burunlular: Palyaçolarýn burunlarý neden yuvarlaktýr? Palyaçolar aslýnda güldürürken için için aðlayan insanlardýr. Yuvarlak burunlular iþte bu yüzden nedense duygusaldýrlar, dert paylaþmayý ve dinlemeyi severler. Yuvarlak burunlularla karþýlaþtýðýnýzda deneyin, bana hak vereceksiniz. Alýn Çizgileri Ne Diyor? 'Alýn yazýsý', 'Alným ak', 'Alnýma kara leke çaldýrmam' türünden ifadeleri sýkça duyarýz. Genelde çekilen acýlarý anlatmak için "alýn" kelimesi kullanýlýr. Alýndaki üç çizgi ve daha fazlasý bir konu üzerinde fazla kafa yorulduðunu gösterir. 61 Bütün Yönleriyle Beden Dili Çekilen acý ve ýstýraplarýn ilk iþaretleri alýnda belirir. Acý ve çileler mührünü insan alnýna vurur. Bir insanýn alný ne kadar derin ve çok çizgiliyse, o kadar sýkýntý çekmiþtir. 62 Ö. Faruk Reca Dostluk Aç Býrakmaz Salonu geniþletmek için, çiftlik evindeki bir duvarý yýkmak isteyen yaþlý çiftçi çekiçle iþe baþlar. Birkaç tuðla parçasýný yerinden kopardýktan sonra gözleri, hareket eden bir nesneye takýlýr. Etrafýný temizledikten sonra bunun bir kertenkele olduðunu anlar. Fakat kertenkele kaçamaz. Çünkü ayaðýndan bir çiviyle tuðlaya çakýlmýþtýr. Dikkatlice bakýnca tablo asmak için çakýlmýþ bir çivinin kertenkeleyi duvara hapsettiðini görür. Ýþin inanýlmaz tarafý bu çivi en az 3-4 yýl önce oraya çakýlmýþtýr. Nasýl olur da bir kertenkele o kadar süre tuðlanýn içinde hareket etmeden beslenebilir ve yaþayabilir? Cevabý, bir süre bekledikten sonra görür yaþlý adam. Bir baþka kertenkele ürkek tavýrlarla, tuðlanýn içinden aðzýnda kýrýntýlarla çýkagelir. 4. BÖLÜM KADIN ve ERKEÐÝN BEDEN DÝLÝ Yok Birbirimizden Farkýmýz; Ama Biz Erkeðiz ve Kadýnýz! Her ne kadar hepimiz insan isek de erkek ve kadýn olarak ayrýþtýrýldýðýmýzda beden dilimizin farklýlýklarý ortaya çýkar. Zaten kadýn ve erkeðin vücut yapýlarý da kýsmi farklýlýklar gösterir. Yeme-içme ve bazý duygularýn dýþýnda beden dili ve davranýþlarda kadýn-erkek farklýlýðý vardýr. Kadýnlarýn en bariz beden hareketi sað elleriyle (özellikle sað elleriyle) saçlarýný geriye atmalarýdýr. Verilen mesaj, yani beden dili mesajý, kadýnlýðýnýn farkýnda olduðunu ima ederek, 'ben zarafet sahibiyim'dir. Erkeklerin erkeksi hareketlerinden biri -ki bu bedensel hareket çoðu kez karþý taraftaki kadýna gönderi niteliðindedirsað baþparmak ve iþaret parmaðýyla býyýk hizasýný sývazlamaktýr. Bu hareket biraz da tipik Türk ve Osmanlý hareketidir. Bayanlarýn yalan söylediklerinde nasýl anlaþýlýr? Bayanlar gerçek dýþý bir þey söylediklerinde çoðu kez yukarý bakarlar. Erkekler ne yaparlar? Onlar da aþaðý bakarlar. Kadýnlar genellikle küçük bedensel hareketler olarak saçlarýyla oynarken, erkekler ya ellerindeki anahtarlýkla ya da kravat uçlarýyla oynarlar. Kadýnlarýn yukarýdaki hareketi cinsel güç içeriklidir. Ancak bayanlarýn bu düzeydeki her beden hareketi cinsel gönderi taþýmaz. Bazý bayanlarýn sinerjisi ve güler yüzlülüðü beden hareketlerine de yansýr. Onlarýn bu hareketlerini cinselliðe yorup buna göre bir tavýr içerisine girmemek gerekir. Kendini yalnýz hissedip duygusal birlikteliðe ihtiyaç duyan bayanlar bunu bazý bedensel dilleriyle konuþtururlar. Unutulmamalýdýr ki, her iliþkinin nüvesi cinsellik deðildir. Kadýnsa bir cinsel obje deðildir. O, daha çok duygu havuzudur. Bedenden öte ruh önemlidir. Gözler ruhun penceresidir. Kadýn bu pencereden baþýný uzattýðýnda elbette ki ipeksi saçlarý rüzgarda aheste aheste salýnýr. Dýþarýda serenat duruþu sergileyen erkek bu doðallýðý fark etmelidir. Kadýnýn her duygusal hareketini hýnzýrca cinselliðe yormak aþkta kaybetmektir. Bayanlarýn bacak bacak üstüne atarak oturmasý yerine iki bacaðýný da birleþtirerek oturmalarý hanýmefendilik olarak nitelendirilir. Bacaklarýný birleþtirmeyip geniþ açýda oturmasý ise cinsel gönderi olarak kabul edilir. Hiçbir iþ görüþmesinde ne kadýnýn ne de erkeðin bacak bacak üstüne atýp konuþmasý hoþ karþýlanmaz. Bu, henüz iþe baþlamadan istifa dilekçesi anlamýna gelir. Erkekler boþta kaldýklarýnda ya parmaklarýyla ya da çeneleriyle oynar. Dahasý, elbise aksesuarlarýyla oynayan erkekler de vardýr. Bayanlar ise saçlarýnýn ucuyla oynarlar. Kadýnlarda saç tipleri onlarýn ruhsal tahlilleridir de. Uzun, dalgalý ve ortadan ayrýlmýþ saç tipi "artistik kiþilik" olarak 64 Ö. Faruk Reca yorumlanýr. Kýsa küt saç tipi 'haþin kiþilik'tir. Düz, yandan arkaya sarkýtýlan saç tipi 'zarif, haným kiþilik'tir. Uzun, dalgalý saç tipine sahip kadýnlar seksi görülürken, aðýrlýklý oranda kýsa saç tipine sahip kadýnlar da bu kategoriye giriyor. Erkeklerde kare yüzlülerin gösteriþlerine raðmen cinsellikte zayýf olduklarý, normal yüzlülerin ise cinsellikte güçlü olduklarý öne sürülüyor. Kadýn, dans ettiði erkeðin omuzlarýndan tutarken, erkek, kadýnýn belini kavrar. Bu, niçin böyledir? Veya yolda yürüyen çiftlerden bayan neden elini erkeðin kollarýnýn arasýndan geçiriyor? Burada anlatýlmak istenen bir þeyler var: Sahip olma ve sahip olunma duygusu. Erkek kadýnýn belini kavrarken onu sahiplendiðini dile getiriyor. Kadýn ise ellerini erkeðin omzuna atarken adeta bir dayanak arar gibi… Erkeðin omzu ise kadýn için yaslanma direði deðerinde. Kadýn her zaman güven duyacaðý bir erkek arar, erkeðinin kendisini sahiplenmesini ister. Beden Dilinde Tavlayan & Tavlanan Kim tavlayan, kim tavlanan? Tavlayan denilince hep erkek akla gelir; tavlanan denilince de ilk akla gelen kadýnlardýr. Oysa hakikat hiç de öyle deðil. Bu, bir zaman ve mekan meselesidir. Evlenmeden önce erkek tavlayan kadýnsa tavlanandýr. Evlendikten sonra kadýn tavlayan, erkek tavlanan durumuna geçer. Durum böyle olunca, haliyle kadýn ve erkeðin beden dilleri de zaman ve mekana göre farklýlýk gösterir. Evlenmeden önceki erkeðin beden diliyle evlendikten sonraki beden dili ayný mýdýr? Ayný þey kadýn için de geçerlidir. Kadýnýn evlenmeden önceki ve sonraki beden dili ayný kalýr mý? 65 Bütün Yönleriyle Beden Dili Elbette ki hayýr. Çünkü roller deðiþiyor. Tavlanan, tavlayan olduðu dönemdeki beden dilini kullanmaz. Tavlayan erkek gözlerini kullanýr. Ýlk tavlama aracý gözlerdir. Nezaket ön plandadýr. "Üstüne gül koklamam" nameleri gýrladýr. Kadýnýn beden dili aslýnda bu süreçte daha içtendir. Erkek her ne kadar tavlayan rolündeyse de daha temkinlidir. Keklik çantaya girdikten sonra, bir defa düþmüþtür artýk; çünkü seven kadýn tam bir aþkla baðlanýr. Bu süreçte kadýn erkeði kolundan çekiþtirir; ancak yine de erkek kadýný kaybetme korkusu yaþar. Olasý bir faciada kadýn kýsa vadede yýpranýrken, erkek uzun vadede kendisine gelemez. "Akýlsýz baþým" diye dövünür. Kýsa ritimli kaprisler yaþansa da tavlayan ve tavlanan rolleri kendini muhafaza eder. Eller aðýrlýklý olarak aþk köprüsüdür. Birbirlerini hiç terk etmeyecekmiþçesine sarmalarlar. Bu beden hareketi, "hiç kopmayacaðýz" anlamý içerse de, "Aþk Tarihi" diye bir kitap yazýlsa, insanlýk hayatýnýn "devrik aþklar"la dolu olduðu görülür. Tavlananýn erkek olduðu konum, fýrtýnanýn durup sularýn çekildiði süreçtir. Beden hareketleri önceki süreçte görülen yapmacýklýktan sýyrýlmýþtýr. Þimdi gerçekler vardýr. Toplum birinci sürece "cicim aylarý" der. Kadýn, tavlama sürecinde ya evlilik hazýrlýðý içindedir ya da fýrtýna durulmuþ, erkeðin evlilik vaadini gerçekleþtirmesi için peþinde koþturuyordur. Gözler ilk sürece göre sönüktür. Bakýþmalardan ziyade, duygular daha somut beden diliyle anlatýlýr. Örneðin, kur ve cilve hareketlerine pek sýk rastlanmaz, söyleneceklerde beden dili yerine direkt cümleler sarf edilir. Evlilik öncesi ve sonrasý deðiþmeyen beden dili yok mudur? Elbette vardýr. Daha doðrusu, beden dilleri deðiþmeyen kadýn ve erkek yok mudur? Bu soruya þu cevabý vermek 66 Ö. Faruk Reca mümkündür: Evlilik öncesi partnerinin beden hareketlerinden ne demek istediðini anlayan karþýt cinsler, evliliklerini daha istikrarlý bir zemine oturtabiliyorlar. Çünkü beden dili niyetlerin, düþüncelerin dýþa vurumudur. Beden dili en samimi duygudur. Bu dili anlamaktan mahrum bir aþýk tasavvur edilemez. 67 Bütün Yönleriyle Beden Dili Birileri Ýçin Bir Þeyleri Deðiþtirmek Bir adam okyanus sahilinde yürüyüþ yaparken, denize telaþla bir þeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaþýnca bu kiþinin, sahile vurmuþ denizyýldýzlarýný denize attýðýný fark eder ve ‘Niçin bu denizyýldýzlarýný denize atýyorsunuz?’ diye sorar. Topladýklarýný hýzla denize atmaya devam eden kiþi, ‘Yaþamalarý için’ yanýtýný verince, adam þaþkýnlýkla ‘Ýyi ama burada binlerce denizyýldýzý var. Hepsini atmanýza imkan yok. Sizin bunlarý denize atmanýz neyi deðiþtirecek ki?’ der. Yerden bir denizyýldýzýný daha alýp denize atan kiþi, ‘Bak, onun için çok þey deðiþti’ karþýlýðýný verir. Ayakta Alkýþ Mozart, bulunduðu yerden uzakta bir konser verecekti. Tüm hazýrlýklar tamamlanmýþtý ve konser baþlamak üzereydi. Mozart konser salonuna girdiðinde salonda sadece on kiþi vardý. Salondakiler konserin iptal edilip edilmeyeceðini birbirlerine soruyorlardý. Mozart piyanosunun baþýna geçti ve tuþlara dokunmaya baþladý. Mozart salonda kaç kiþi olduðunu deðil, yalnýzca vereceði konseri düþünüyordu. Düþüncesi yalnýzca piyano çalma üzerinde yoðunlaþmýþtý. Bu yüzden iç durumu ve vücut etkinliði mükemmeldi. Tüm vücudu müziðin ahengi ile yoðrulmuþtu. O, sanatýn üstün gücüne inanýyordu. Kendini ve onu dinlemeye gelen insanlarý adeta tedavi ediyordu. O sýrada Mozart’a salonda kaç kiþi olduðunu sorsalar, her halde söyleyemezdi. Konserini bitirdiðinde salondaki on kiþinin alkýþý bütün salonu dolduruyordu. Mozart ve onu dinleyenler müstesna bir gün yaþamýþlardý. Mozart, akþam eþine yazdýðý mektupta þöyle diyordu: “Burada harika bir konser verdim ve herkes ayakta alkýþladý.” 5. BÖLÜM KÜLTÜRLERÝN BEDEN DÝLÝ Beden Dilinde Kültürlerarasý Farklar Beden dilinin birçok hareketi beynelmilel anlamda aþýrý farklýlýk göstermez. Pek çok hareket benzer anlam içerse de bazý ülke toplumlarý bu kalýbýn dýþýndadýr. Yani içiniz rahat olarak beden dilini öðrenebilirsiniz. Türkiye'deki beden dilinin içerdiði duygular Amerika'da farklý deðildir. Ya da Avrupa kentlerinde tamamýyla bambaþka bir durum arz etmez. Burada öðreneceðiniz beden dili Amerika'da da iþinize yarayacaktýr, Avustralya'da da... Bazý yerli kabileler büyük ülkelerin aksine ayný beden dili duygularýný da yansýtmaz. Büyük ülkelerde olup da etnik grup konumunda bulunan bazý topluluklar da sýrf ait olduklarý gelenek ve göreneði devam ettirebilme adýna içinde bulunduklarý dominant çevrenin tersine beden dili ifadesi taþýyabiliyor. Örneðin, Avustralya'daki Aborjinler pek konuþmazlar, hal ve duygularýný beden dilleriyle ifade ederler. Bu tür yerli gruplarýn bazýlarýnda baþý aþaðý eðmek red anlamýndadýr, yukarý kaldýrmak ise onaydýr. Oysa bizde tam tersi... Bazý Uzak Doðu ülkelerinde yol ortasýnda iþaret parmaðýný kullanmak ayýp sayýlýrken, batý ülkelerinde bu son derece doðal bir harekettir. Japonya'da dünyanýn en ayýp þeyi karþýsýndaki insana "Evli misiniz, bekar mýsýnýz?" diye sormaktýr. Oysa Türkiye'de peynir ekmek gibi "Evli misiniz, bekar mýsýnýz?" sorusuyla karþýlaþabilirsiniz. Duygu ve ruhsal manalarý içeren beden dilleri uluslararasý anlamda pek farklýlýk göstermezken, bazý dini anlayýþlardan doðan bedensel yaklaþýmlarýn farklýlýðý göze çarpýyor. Örneðin, parkta veya kafede öpüþmek batý toplumlarýnda doðal karþýlanýrken, Uzak Doðu, Orta Doðu ve Arap ülkelerinde bu hareket ayýplanýr, hatta müeyyideler uygulanýr. Aziz Nesin'in "Nah Kalkýnýrýz!" isimli kitabýný bilmeyen yoktur. Sanýrým kitabýn kapaðýndaki beden hareketini de görmüþsünüzdür. Baþ parmaðýn, iþaret ve orta parmaðýn arasýna girmesi… Bu hareket bizde ayýplanan bir iþaretken, Latin Amerika ülkelerinde "þans kapýsý" anlamýna geliyor. Kapaðýnda bu iþaretin olduðu bir kitap Latin Amerika ülkelerinde zengin olmak için kapýþ kapýþ satýn alýnýrken, ayný kitap Ýran'- da veya Suudi Arabistan'da basýlsa anýnda toplatýlýr… Kültürlerin beden dili konusunda en önemli nokta, beden hareketlerinin her ülkeye göre farklýlýk arz etmesinden çok, bu hareketlerin sayýsýnýn kimi kültürlerde daha fazla çeþitlilik göstermesidir. Örneðin doðu toplumlarý beden dillerini batý toplumlarýna göre daha çok kullanýrlar. Uzakdoðu'da, özellikle Japonya'da belin, doksan derece olacak kadar bükülerek selam verilmesinin iki sebebi vardýr: Saygý duymak ve itaat etmek. Batý toplumlarýnda çay veya nescafe bardaðý parmaklarla tutulurken, doðu toplumlarýnda tahta tas veya bardak 70 Ö. Faruk Reca avuçlarla tutulur. Bu farklýlýklar zýtlýk deðildir, çeþitliliktir. Ayný þekilde, doðu toplumlarýnda, özellikle Araplarda elle yeme alýþkanlýðý varken, batý toplumlarýnda kesinlikle kaþýkçatal kullanýlýr. Avrupa toplumlarýnda çocuðun baþýný okþamak doðal bir beden davranýþýyken Hindistan'da bu davranýþ uðursuzluða yorumlanýr. Sebep ise baþý okþanan çocuðun geri zekalý olacaðýna inanýlmasýdýr. Doðu toplumlarýnda beden dili günlük hayatýn içinde yoðun olarak ortaya çýkýyor. Doðulular beden dillerini sýkça kullanýrken, batý toplumlarý daha az kullanýrlar. Bu yüzden olsa gerek, doðu ülkelerinde beden dili kurslarý yaygýn deðildir; batý ülkelerinde yoðun olarak beden dili kurslarý açýlmakta, hatta ders olarak da okutulmaktadýr. Afrika'nýn bazý bölgelerinde beden uzvu olan penis bereket olarak kabul edilir. Týpký gözün, nazar boncuklarýnda nazardan korumasý için kullanýlmasý gibi, penis þekilli kolyeler de bereket getirsin diye Afrika'daki bazý kabilelerce boyna asýlýr. Ýbni Haldun "Türkler hayýr hasenatý seven, necip bir millet. Türkler yardýmsever ve merhametli bir millet…" derken ne kadar doðru söylemiþ. Biri bir adres sormayýversin, adamý sorduðuna piþman ederiz. Adres sorulan kiþi daha gýk demeden yüz metre uzaktaki vatandaþýmýz hemen adresi tarif etmeye baþlar. Bu ruh, "düþmüþe yardýmcý olma" ruhudur. Avrupa'nýn baþka hiçbir ülkesinde böylesi bir duruma rastlanmaz. "Teyze, annem mantý yaptý, size de gönderdi." diye kapýnýn önünde dikilen küçük çocuða mutlulukla bakýp tabaðý alýrýz. O tabak geriye boþ mu gider? Katiyen. Tabaða baþka bir yemek konur, mukabelede bulunulur. Bu da Türk kültürünün bedeninden dýþarýya yansýyan ruh dilidir. Peki þimdilerde durum nasýl? 71 Bütün Yönleriyle Beden Dili Bu sorunun cevabýný da þu cümleyle özetleyelim: "Teyze, hani geçen hafta annem tabakta mantý göndermiþti ya... Boþaldýysa annem tabaðý geri istiyor." Avrupa kültürüne ulaþmaya az kaldý, ha gayret! El birliðiyle güzelim Türk kültürü ve misafirperverliðinin ocaðýna incir aðacý diktik. Avrupalý için geðirmek dünyanýn en kötü hareketiyken, yellenmek gayet doðaldýr. Avrupa'da insanlar arasýnda kokarcayý aratacak düzeyde olmamak þartýyla yellenmek normaldir. Oysa doðu toplumlarýnda terbiye dýþý bir hareket olarak ayýplanýr. Türk kültüründe büyükler karþýsýnda bacak bacak üzerine atmak saygýsýzlýkken Avrupa'da normal bir harekettir. Sigara ve alkol büyükler karþýsýnda rahatça içilirken, Türk kültüründe densizlik olarak kabul edilir, ayýplanýr. Türk kültüründe "Su küçüðün söz büyüðün" denilirken çocuklarýn veya gençlerin hiç konuþmayacaklarý anlamýna gelmez; bu söz konuþmanýn bölünmemesi, büyüklerin sözünün kesilmemesi anlamýnda kullanýlýr. Oysa batý toplumlarýnda konuþma sýrasýnda böyle bir incelik aranmaz. Batý toplumundaki þenlik ve festivallerde bedenin mahrem kabul edilen herhangi bir yeri olmazken, Türk kültüründe þenlik ve panayýrlarda, bahar bayramý olan nevruzlarda edebe aykýrý giyinilmez. Pozitif Ol, Beden Dilin Konuþsun Negatif duygu ve düþünceler her iþte olduðu gibi beden dilimizde de kekemeliðe yol açýyor. Olumsuz düþüncelerin, beden hareketlerini anormalleþtirdiði bilinen bir gerçektir. Örneðin "tik" denilen ve toplum tarafýndan yadýrganan vücut refleksi olumsuz duygu ve düþüncelerin sonucudur. 72 Ö. Faruk Reca Saðlýklý bir beden saðlýklý düþünceyle olur. Nasýl ki saðlam kafa saðlam vücutta bulunur; saðlam vücut da saðlýklý düþüncede yatar. Dolayýsýyla, saðlýklý beden dili isteyenler ve beden dilinin nimetlerinden faydalanmayý arzulayanlar düþünce dünyalarýný serin tutmak zorundalar. Pozitif düþüncenin gücü birçok hastayý iyi etmiþtir. Psikosomatik hastalar, düþüncelerinin negatif olmasý dolayýsýyla hastalýk hastasýdýrlar. Ruhsal ve düþünsel sýkýntý el ve parmaklarý çalýþamaz hale getirir. Negatif düþünceli insanlarýn dudak ve parmaklarý seðirir. Olumsuz düþüncenin bedene yaptýðý tahribat o kadar güçlüdür ki, vücutta manyetik elektriklenmeye sebep olup insaný felce kadar götürebilir. Felç hastalýklarýnýn çoðu negatif düþünceler sonucu beynin tahrip olmasýnda kaynaklanýyor. Beslenme tipi ve çeþitleri de düþünce gücünü etkileyip beden hareketlerini yönlendirmede baskýn olduðu için, alýnacak gýdalara dikkat edilmesi gerekir. ABD istihbaratý CIA ve eski KGB kendi ülkelerini ziyarete gelen devlet adamlarýnýn, ülkelerinde kaldýðý süre içerisinde tuvalet ihtiyaçlarýndan doðan dýþký ve üretra sývýlarýný alarak incelermiþ. Amaç, gelen devlet adamýnýn yediði gýdalar dolayýsýyla ne düþünebileceðini, nasýl hareket edebileceðini ve ne karar verebileceðini önceden tahmin edip, stratejiler geliþtirmekmiþ. Bu yüzden de CIA ve MOSSAD ülkelerine gelen devlet adamlarýna kendilerinin haberi olmadan özel tuvaletler hazýrlarlarmýþ. Dahasý, ABD baþkanlarýndan biri baþka bir ülkeyi ziyarete gittiðinde CIA'in önceden hazýrlýk yaparak baþkan için özel tuvaletler yaptýrmasý da dikkate deðer. Beyin gücü etrafýnda toplanan enerjiyle bir maddeye zarar verilebilir veya bir madde yerinden oynatýlabilir. Bu durumun 73 Bütün Yönleriyle Beden Dili konumuzla ne alakasý var diyebilirsiniz. Beynin yaptýrabildikleriyle alakasý var. Beyin gücüyle yapýlan bedensel hareketler, ses tonu, mimikler, göz süzmeleri ve parmak ucu enerjisi... Bunlarýn hepsi beyin gücüyle etkili bir büyü haline gelebilir. Atatürk, beyni oldukça geliþmiþ ender insanlardan biriydi. Onun için dahi dense yeridir. Peki, Atatürk'ün gözleri hakkýnda bilgi sahibi misiniz? Ata'nýn gözleri son derece etkiliydi. Yabancý bir konsolos görevlisi Atatürk'ün beden dili gücüyle ilgili olarak þunlarý söylüyor: "Atatürk'le ilk karþýlaþtýðýmda ses tonu beni etkilemiþti. Farklý bir ses tonu vardý. Bu ses tonuyla yaptýramayacaðý iþ yoktu. Bir de bakýþlarý... Bakýþlarý yýldýrým gibiydi. Etkileyici bir bakýþý vardý." Atatürk pozitif bir insandý. Hayatý boyunca negatif olduðu görülmemiþtir. Bir iþ için hep azmetmiþtir. Kurtuluþ Savaþý yýllarýnda mücadeleye baþlayacakken azim ve þevk kýrýcý negatif dalgalarla karþýlaþmýþtý. Vatanýn topraðý dört bir taraftan iþgal edilmiþken, o, "Geldikleri gibi giderler!" sözleriyle ne kadar yüksek bir moral ve motivasyona sahip olduðunu göstermiþtir. Bu söz onun pozitif düþünceye sahip olduðunu ve kararlýlýðýný gösterir. "Paþam, ordu yok!" dediler, "Kurulur!" dedi. "Paþam, para yok!" dediler, "Bulunur!" dedi. "Paþam, düþman çok!" dediler, "Yenilir!" dedi. Atatürk'ten Beden Dili Üzerine Muhteþem Düþünceler "Biliyorsunuz ki, samimiyetin dili yoktur. Samimiyet lisan-ý hâldir. O, gözlerden ve alýnlardan anlaþýlabilir. Ýþte size alnýmý, 74 Ö. Faruk Reca gözlerimi tevcih ediyorum. Bakýnýz, görünüz. Oradan anlayacaksýnýz ki, kalbim çok þiddetli bir muhabbetle çarpmaktadýr." Beden Dili ve Farklý Anlayýþlar Uzak Doðulular ölen yakýnlarýný yâd etmek için mezarlarýnýn baþýna pirinç taneleri koyarlar. Bir Çinlinin mezarýn baþýnda dua ederken bir avuç pirinç býraktýðýný gören Amerikalý, - Mezarýn baþýna neden pirinç koyuyorsun ki? Ölü kalkýp pirinci mi yiyecek? Ne tuhaf adetleriniz var, der. Çinli Amerikalýnýn bu merakýný ona dik dik bakarak þu cevabýyla giderir: - Peki, siz neden ölülerinizin mezarýnýn baþýna çiçek koyuyorsunuz? Ölü mezarýndan doðrulup bu çiçekleri mi yiyecek? Bu küçük diyalogdan çýkarýlacak sonuç, bizim anlamlandýramadýðýmýz davranýþlarýn bile bir þey ifade ettiði yönündedir. Bazý davranýþlar hem ruh ve anlayýþýn dilidir, hem de bedenin... Gece týrnak kesilmesinin uðursuzluk sayýlmasý bunlardan biridir. Avuçlarýn kaþýnmasý, gözlerin seðirmesi, yataktan kalkýþ yönü, gece ýslýk çalmamak, gece sakýz çiðnememek... Bu beden hareketleri bir anlam ifade eder, yani dile gelir. Mezarlýklarýn yanýndan geçerken arabanýn teybini kýsmak beden dili olarak "ölülere saygý duymalýyýz" anlamýný ifade eder. Eskiler, gece týrnak kesmemin uðursuzluk getireceðini söylerlerdi. Gece týrnak kesmek dinen de günahtý. Aslýnda böyle bir davranýþ içerisine girilmesinin sebebi vardý. Bu uyarý özellikle çocuklara yapýlýrdý. Beden dili þu uyarýyý yapmak istiyordu: "Mum ýþýðýnda týrnak kesilmez, maazallah týrnaðýmý keseyim derken etini kesebilirsin." Þimdilerde öyle mi ya! Bu uyarý artýk yapýlmýyor. 75 Bütün Yönleriyle Beden Dili Gece ýslýk çalmak cinleri çaðýrmakla eþdeðer tutulur. Aslýnda bu hareket dinen hoþ bir hareket olmadýðý için böyle söylenir. Gerçekte sosyal yönden de hoþ bir hareket deðildir. Mezarlýklarda þarký söylemek, ýslýk çalmak, müzik dinlemek... Bunlarýn nesi zararlý ki diyebilirsiniz. Oysa konu zarar veya fayda deðil, ruhsal bir saygýdýr. Bunlar makro düzeydeki beyin ve beden merkezli davranýþ ve imalardýr. Tekrar eski davranýþlarýn hangi beden dilini yansýttýðý konusuna gelecek olursak; avuçlarýn kaþýnmasý, paraya yorumlanýr. Sað avuç metal para, yani metalik (metelik) olarak deðerlendirilirken, sol avuç banknota yani kaðýt paraya yorumlanýr. Bir de sað ve sol yatýþ tarzlarý var. Sol taraftan kalkmanýn o gün bütün iþleri uðursuzluða götüreceðine inanýlýr. Peki niçin? Ne demek istiyor bu kural? Yani beden dilinde ne anlama geliyor? Çok basit... Kimler sol taraftan kalkar? Elbette ki bedeninin sol tarafý üzerinde yatanlar. Oysa saðlýk açýsýndan sol tarafa meyilli yatmak zararlýdýr. Solda kalbimiz var. Kalp üzerine yatmak, kalbe zarar vermesi açýsýndan tavsiye edilmez. Saðlýk açýsýndan sað tarafýmýza meyil vermemiz lazým. Atalarýmýzýn önerdiði bütüne yakýn bedensel davranýþlar hep bizlerin iyiliði içindir. Ama onlar, biraz da çocuklarý etkilemek için olaya ruhsallýk katmýþlar. Çorbaya sinek düþtüðünde eðer tek kanadý dýþarýdaysa, bu tek kanadýn da batýrýlmasý tavsiye ediliyor. Ýster inanýn ister inanmayýn ama bu peygamber tavsiyesi. Týp bilimi bu konunun üzerinde durmuþ. Çorbaya batan kanat mikrobikken diðer kanat onun panzehiriymiþ. Týp bunu böyle bulmuþ. Ama siz illa da, "Hayýr kardeþim, en garantisi çorbayý dökmektir!" diyorsanýz, o sizin bileceðiniz iþ. 76 Ö. Faruk Reca Kara delikler, siyah badanalý evler, kara kediler, merdiven altlarý, eski hamamlar, kara giysiler, kar adamlar, al bastýlar, yetiler, kara damlar, ters ayakkabý paniði, gulyabaniler... Bütün bu tuhaflýklar bedensel davranýþlarda bilinenin ötesinde veya bilinmesi gereken hakikatin ilerisinde farklý dilleri yansýtýr. Þöyle öneriler duyarýz: "Sakýn karalar giyinmeyin, karalar satanist eðilimdir. Kara kedi beslemeyin, sevmeyin, kara kedi uðursuzluktur. Sakýn ha, merdiven altýndan geçeyim demeyin, çarpýlýrsýnýz alimallah. Eski hamamlara (Osmanlý hamamlarý) gitmeyin, cinler cirit atýyor, Allah korusun çarpýlýrsýnýz. Gece karanlýðýnda karlarda dolaþmayýn, kar adamlar sizi içeri çeker. Sakýn ýssýz yerlerde çadýr kurmayýn (gezi kampý), çadýrý yetiler basar. Uykuda tabuttaki ceset vaziyetini almayýn, albastýlar bedeninize çöker, gözünüzü açsanýz da hareket edemezsiniz, (vücudun yorgunluktan kaynaklanan uyuþmasý sonucu hareketsizlikten baþka bir þey deðil.)" Bunlar hep kökeni ruhsal eðilimlere dayanan ve bedensel davranýþlarla dýþa vurulan inançlardýr. Yýllardýr, "su küçüðün, söz büyüðün" diye bize öðrettiler. Buradaki 'su'yun ne anlama geldiðini hep merak etmiþimdir. Düþündüm, taþýndým; 'su'yun olsa olsa "sus" anlamýna gelebileceðine karar verdim. Gelelim, "kazýn ayaðý" muhabbetine… Hani bir þeyin aslýnýn öyle olmadýðýný ifade etmek için, "kazýn ayaðý öyle deðil" sözünü kullanýrýz ya... Çocukken hep düþünmüþümdür, kazýn bu cümlede ne iþi var diye. Neden ördek ayaðý veya köpek deðil de kaz ayaðý? Ortaokuldayken Servet isminde ilginç bir arkadaþým vardý. Herkese lakap takardý. Örneðin Orhan'a Orhangutan der, orangutana gönderme yapardý. Acaba bu da öyle bir þey miydi? Ýbranice kökenli "kazaðý" sözcüðü "sanýlanýn aksine" anlamýna gelir, telafi anlamýnda da kullanýlýr. 77 Bütün Yönleriyle Beden Dili Kazaðý öyle deðil ifadesi zamanla kazýn ayaðý öyle deðil halini almýþtýr. "Kel alaka" dediðimizde ise neden kel sözcüðünün kullandýðýmýzý düþündünüz mü? "Kel" eski Ýbrani dilinde uzak, ilgisiz anlamýndadýr. Alakanýn olmadýðýný ifade etmek için de bu sözcüðün tercih edildiðini söyleyebiliriz. "Tukaka" denilince ne anlýyorsunuz? Ben Afrikaca bir kelime olarak tahmin ediyordum. "Kaka" eski Türkçe'de mezbelelik, pis yer anlamýndadýr. Kýzýlderililer de "kaka" kelimesini "pis" anlamýnda kullanýyordu. Çocuklarý pislikten korumak için "Yaklaþma oðlum! E, e... Kaka!" demez miyiz? "Tu tu maþallah" sözü, "Nazar deðmesin inþallah" manasýndadýr. Buradaki 'Tu' 'tukaka'daki 'tu'dur. Tükürmek anlamýnda 'yansýmýþ sözcük'tür. 78 Ö. Faruk Reca “Kelimeler deðil, onlarý konuþan aðýzlar önemlidir.” Baroccio 6. BÖLÜM SÝYASETÇÝNÝN BEDEN DÝLÝ Siyasetçi ve Beden Dili Dünya siyasi, idari ve ekonomik açýlardan bir týkanmýþlýk yaþýyor; yok olmuþluk demiyorum, týkanmýþlýk diyorum. Çünkü yeryüzünde hala adil siyasetçiler mevcut. Modern insanýn, kadim tarihlerden bu yana teknolojik geliþmelerin hayata olan kaçýnýlmaz etkisi ile birlikte, siyaset, yönetim, eðitim gibi birçok alanda terazinin kefelerini ayarlayabildiðini iddia etmek ne olanaklýdýr ne de mantýklý. Hayatýn devamlý deðiþen yüzünü ve geliþen yanýný ihmal eden statükocu beyinlerin ve kural tanýmaz omurgasýz düþüncelerin tarih boyunca insanlýða felaketler getirdiði, insaný kendi yapýsal duygularýndan soyutlamaya çalýþtýðý, sessiz bedenlerin dil kemiklerinin kýrýldýðý bir ortamda siyasetin saadet getirmesi gerekirken, bu misyondan uzak kaldýðý bilinen bir hakikattir. Siyasetçinin beden dilini konuþmadan önce, siyasetçinin kendisini konuþmak gerekir. Siyaset filtre edilmeden siyasetçi olunmaz. Filtre edilmiþ siyaset, toplum ve halk iradesini idari mekanizmalarda kayýt sýz þartsýz temsil ediyorsa eðer, geriye konuþacak fazla bir þey kalmýyor. Sokrates'in siyaset filtresi mükemmeldir. Bir adam Sokrates'in yanýna gelerek der ki: - Üstat, ben siyasete atýlmak istiyorum. Bana ne tavsiye edersiniz? Sokrates birkaç saniye adamýn yüzüne baktýktan sonra, - Söyle bakalým, dýþ borcumuz ne kadar, diye sorar. Adam: - Bilmiyorum üstat, der. Sokrates sormaya devam eder: - Pekala, ülke ticaretimiz, ithalat ve ihracatýmýz ne durumda? - Araþtýrmadým, bilmiyorum! - O halde askeri savunmamýz hakkýnda bilgi ver. - Bilmiyorum üstat! Sokrates'in yüzü gerilmeye baþlar… - Peki, eðitim düzeyimiz nasýl? Adam cevap verir: - Bilgi sahibi deðilim, araþtýrmadým! - Tarýmsal faaliyetlerimiz hakkýnda bilgi ver! - Hiç düþünmedim, bilmiyorum üstat! Sokrates iyice gerilir. Sað elini kaldýrýr ve elinin tersini savurarak hiddetle konuþur: - Be hey adam! Onu bilmiyorsun, bunu bilmiyorsun... Siyasetçi olacaksýn. O halde neden benden tavsiye istiyorsun. Vallahi senin niyetin kötü. Defol yanýmdan. Sen mi bu ülkeyi yöneteceksin? Siyaset öyle kolay iþ deðil. Siyaset politika deðildir, yani çok yüzlülük deðildir. Siyaset ahlaktýr, fedakarlýktýr. Siyaset, 80 Ö. Faruk Reca aydýn olmaktýr. Aydýnýn özellikleri ise bambaþkadýr. Cemil Meriç, aydýný tarif ederken aslýnda siyasetçinin özelliðini ifade ediyor: "Aydýn olmak için önce insan olmak lazým. Ýnsan, mukaddesi olandýr. Ýnsan hýrlaþmaz, konuþur; maruz kalmaz, seçer. Aydýn, kendi kafasýyla düþünen, kendi gönlüyle hisseden kiþidir. Aydýný aydýn yapan, uyanýk bir þuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalýþan bir tecessüstür." "Genç ve hürken, düþlerim sonsuzken çevremdeki her þeyi deðiþtirmek isterdim, dünyayý bile. Yaþlanýp akýllandýkça, dünyanýn deðiþmeyeceðini anladým. Ben de düþlerimi azaltarak sadece memleketimi deðiþtirmeye karar verdim. Ama o da deðiþeceðe benzemiyordu. Ýyice yaþlandýðýmda artýk son bir gayretle sadece ailemi, kendime en yakýn olanlarý deðiþtirmeyi denedim. Ama maalesef bunu da yapamadým. Þimdi ölüm döþeðindeyim... Anladým ki, önce kendimi deðiþtirmeliydim. Eðer kendimi deðiþtirseydim bunlarýn hepsi deðiþecekti. Önce kendimi deðiþtirseydim, onlara örnek olarak ailemi de deðiþtirebilirdim. Onlardan alacaðým cesaret ve ilhamla memleketimi daha ileriye götürebilirdim…" Yukarýdaki ifadeler bir anýtmezar yazýsýdýr ve bize hayatýn gerçekliðini anlatýr. Bu gerçeklikler içinde önemli bir hakikat vardýr, o da 'deðiþim'dir. Dünya ile birlikte insanoðlu da deðiþime kayýtsýz kalamaz. Bu mutlak hakikat, iþte bu noktada insanýn, yani bireyin akýl ve mantýk ölçülerini bedensel ve ruhsal dil süzgecinden geçirerek, deðiþime önce kendisinden baþlamasý gerektiðini fýsýldar. Hepimiz bir þeyleri deðiþtirmek isteriz. Örneðin, beden dilimizi deðiþtirmeyi ve geliþtirmeyi arzu ederiz. Neleri, niçin ve kimin için deðiþtireceðini bilen siyasetçi, önce kendisini deðiþtirmesi gerektiðini iyi idrak eder. Bu kitap, bu yönüyle siyasetçinin el kitabý gibidir. 81 Bütün Yönleriyle Beden Dili Dünyanýn tüm insanlarý tarafýndan sayýlan, sevilen, yeryüzünün bütün halklarý tarafýndan özenle takip edilen, örnek alýnan özellikle geçmiþteki liderler, birilerini veya bir þeyleri deðiþtirmenin yolunun kendi iç dünyalarýný deðiþtirmekten geçtiðini çok iyi bilirler. Onlar politikacý deðillerdir, siyaset üstü devlet adamlarýdýr, önderlerdir. Sadece bir topluluðu deðil, tüm yeryüzü insanlarýný düþünmüþler, bu uðurda erdemlilik mücadelesi vermiþlerdir. "Erdem" kavramýnýn Büyük Türkçe Sözlük'teki karþýlýðý þunlardýr: 1) Fazilet 2) Maharet 3) Liyâkat "Erdemlilik", erdem kavramýnýn içeriðini insanýn kendi üzerinde taþýmasý halidir. Denilebilir ki, "Lider olan insan erdemli olan ve erdemlilik mücadelesi veren insandýr." Bu anlamlý mücadeleyi vermiþ olan liderler beden dilleriyle kitleleri etkileyip kendilerine baðlamýþlardýr. Zaman zaman horlanmýþlar, kabul görmemiþler, cefaya maruz kalmýþlar fakat yýkýlmamýþlar, pes etmemiþlerdir. Beden dilini kullanmak isteyen siyasetçi, bunu deðiþmek için yapýyordur. Ýç dünyalarýný deðiþtirmeyen insanlar baþkalarýný deðiþtiremezler. Küçük insanlar ellerine imkan geçtiðinde emretmeyi çok severler. Emirler, itaatler, komutlar sanki hep bu küçük insan için yaratýlmýþtýr. Beden dilini saðlýklý kullanan siyasetçi emir vermekten ziyade, karþýdakinin gönüllü olarak iþe baðlanmasýný saðlar. Mimikleriyle, jestleriyle, elleri ve kollarýyla karþýsýndaki kiþiyi kendine baðlamayý bilir ve kendini dinletir. Oysa, iþ yaptýrmanýn emir yoluyla gerçekleþebileceðini sanan "küçük 82 Ö. Faruk Reca adam", bu yolu denerken iyice zalimleþir. Zalimlik yaparak itaat bekleyen bir idareci, zayýf karakterli ve aciz iradelidir. Týpký, öðretmenin yolunun dayaktan geçtiðine inanan bir öðretmen gibi… Konuþan insan, beden hareketlerini kullanýp bir þeyler anlatýyorsa ve anlattýklarýný benliðinde yaþamýyorsa, ortada olmayan bir aðacýn meyvelerinin taksimini yapýyor demektir. Kim inanýr böyle bir insanýn paylaþýmýna? Beden dilimiz ancak samimi ve içten olduðunda iþe yarar. Mukallit (taklitçi) sýfatý taþýyan beden davranýþlarý modelleme veya aynalama da deðildir. Günümüz siyasetçilerinin konuþmalarý bu yüzden etkisiz kalmakta, toplum bu yüzden istenilen olgunlukta deðiþememektedir. Eðer niyet samimiyse, beden ona göre harekete geçer. Ve böylesi bir beden dili de insanlar üzerinde etkili olur. Büyük deðiþimlerin kývýlcýmýný yapmacýk bedensel hareketler, mimikler ve jestler oluþturmaz, samimi ve kalpten olan "içsel kývýlcýmlar" oluþturur. Kalpten kalbe yol var derler. Bir bakýþ dahi çok þeyi deðiþtirebilir. Yeter ki içten olsun... Yeter ki yapmacýk olmasýn. Siyasetçiye yapmacýk ve ýsmarlama hareketler yakýþmaz. Çünkü ülke yönetimi ciddi bir iþtir, yapmacýk ve ýsmarlama tavýr ve davranýþlarla ülke yönetilmez. Güzel bir söz vardýr: "Ancak kalpten çýkanlar kalbe gider; aðýzdan çýkanlar bir kulaktan girer, diðer kulaktan çýkar!" Adaletli siyasetçi, adaletli yönetici ve adaletli lider olarak Hz. Ali, vücutla kalbin ve kalple dilin birbirinden ayrý tutulamayacaðýný ifade edip þunlarý söylemiþtir: "Müminlerin karakteri, samimiyet ve dürüstlüktür. Vücutlarý, birbirinden uzak diyarlarda bulunsa da onlar birbirinin iyiliðini ister, 83 Bütün Yönleriyle Beden Dili birbirini sever. Ýçi dýþý baþka olmak, kalp ile dili birbirine zýt olmak, sözü ile hareketi birbirini tutmamak münafýklarýn karakteridir." Siyasetçi, Yönetici ve Lidere Ruhsal Tavsiyeler D Ayrýmcýlýk yapma! D Yardýmcýlarýný doðru seç! D Vergi memurlarýna dikkat et! D Halký sev! D Sanatçýlarý koru! D Yoksullarý gözet! D Ýhtiyaç sahipleriyle otur, sohbet et! D Ýnançlý ol, Allah'a güven! D Herkesin hakkýný ver! D Barýþçýl ol, sözünde dur! D Kendini beðenme! D Öfkeli olma! D Merhametli ol! D Adaletli davran! Siyasetçiler Ne Demek Ýstiyor? Siyaset dili farklý bir dildir. Siyasetçiye þahsýna münhasýr özellik kazandýran topluluklardýr. Bir siyasetçi beden dilini kullanmaktan fayda umuyorsa, öncelikle toplumun eðilimlerini tanýmak zorundadýr. Toplumun duygu dili siyasetçinin öðrenmesi gereken dildir. 'Duygu Dili' bedene yansýr. Örneðin, hafif bir tebessümle çatýk kaþlýlýk arasýnda ince bir çizgi deðil, daðlar kadar fark vardýr. Siyasetçi her þeyden önce ikincisine deðil birincisine 84 Ö. Faruk Reca namzet olmalýdýr. Siyasetçi amatör düþünüp profesyonel hareket etmeyi bilmelidir. Ya da profesyonel düþünüp yerine göre amatör adýmlarla hareket etmelidir. Amatörce düþünmek veya amatörce hareket etmek 'yavaþ yavaþ acele etmek'tir. Bazý iþler vardýr, aceleye gelmez; bazý iþlerde ise acele edilmelidir. Acele iþe þeytan karýþýr ama bazý durumlarda yavaþ iþe de þeytan karýþýr. Siyasetçi her doðrunun her yerde söylenmeyeceðini bildiði gibi, bunu genel geçer bir kural olarak görmeyip, bazý doðrularýn da bazý anlarda söylenmesinin doðuracaðý olumsuzluklarý idrak edendir! Baþarýlý siyasetçileri þartlarýn doðurduðu sýkça tekrar edilir. Ancak eðer siz hazýr deðilseniz þartlar sizi günde on defa da doðursa, doðar doðmaz ölürsünüz. Siyasetçi, þartlarýný kendisi yaratýr; toplumun duygu dilini iyi tespit ederek bedensel yaklaþýmýný geliþtirir. Þu gerçek unutulmamalýdýr ki, beden dilini kullanan bir siyasetçi toplum tarafýndan her zaman kabul görür. Kitleler genel olarak duygusaldýrlar, ajitasyona çabuk kapýlýrlar. Kullanýlacak beden dili halký etki altýna alacaktýr. Örneðin, güler yüzlü ve sýcakkanlý bir siyasetçiyi düþünün... Odasýna misafiri girdiðinde hemen ayaða kalkar, misafirin önüne geçer ve odasýnda ona yer açar. Bir de hiç ayaða kalkmadan, masasýnýn öbür tarafýndan elinin iþaretiyle "Buyurun oturun!" diyen siyasetçiyi hayal edin. Hangisi daha etkilidir? Hatta bu siyasetçi kucaklaþmanýn ne kadar etkili bir beden dili olduðunu bilerek, tanýsýn tanýmasýn, insanlarla kucaklaþýr. Güler yüzlü siyasetçi, "Sizinleyim, sizin derdiniz benim de derdim" mesajýný vermek ister. Ayrýca güler yüzlü siyasetçi, sevgi ve minnet uyandýrýr. Kucaklaþan siyasetçi ise "iyi günde kötü günde birlikteyiz" demek ister. 85 Bütün Yönleriyle Beden Dili Tokalaþýrken, muhatabýnýn elini iki eli arasýna alarak tokalaþan siyasetçi pozitif enerji yayar. Bu hareket gönül birliðini yansýtýr ve "Seni destekliyorum" gönderisini içerir. Misafirine eliyle istikamet göstererek yer açan siyasetçi iyi bir misafirperverlik örneði sergilemiþ olur. Genellikle halkla iç içe olan siyasetçiler vatandaþýný kapýda karþýlar, eliyle odasýnda yer gösterir ve uðurlarken de kapýya kadar eþlik eder. Siyasetçi, sulu espriler yerine samimi ve yerine göre öðretici latifelerde bulunursa halktan daha çok takdir toplar. Unutulmamalýdýr ki, asýk suratlýlýk otorite veya ciddiyet deðildir; güler yüzlülük de yýlýþýklýk deðildir. Baþarýlý siyasetçi bu beden hareketlerinin farkýnda olandýr. Halk asýk suratlý siyasetçiye güvenmediði gibi, aþaðýlayýcý þakalarý olan siyasetçiye de antipati duyar. Halka hitap ederken ellerini sýkça kullanan siyasetçi, söylediklerini beden diliyle de desteklemeyi amaçlar. Halk da zaten beden dili kullanýlarak yapýlan konuþmalardan hoþlanýr. Amerikalý siyasi lider Malcolm X, tüm meydan konuþmalarýnda ellerini ve mimiklerini ustalýkla kullanmýþtýr. Onun iþaret parmaðýyla yaptýðý hareket adeta marka haline gelmiþtir. Ýþaret parmaðýyla ileriyi gösteren Malcolm X, bu hareketiyle rakiplerine güç gösterisinde bulunup onlarý etkilemeyi amaçlarken, taraftarý olan kitleye de sanki bir hedef gösteriyor. Eski cumhurbaþkanlarýndan Süleyman Demirel, elindeki siyah fötr þapkasýyla bir dönem adeta marka haline gelmiþti. Þapkayý sallama hareketi, kendisiyle halk arasýnda sýcak iliþkiler kuran orijinal bir beden diliydi. Demirel'in elindeki fötr þapka, "Her þeyimiz bir, anlayýþlarýmýz bir, siyasetimiz bir, alýþkanlýklarýmýz bir" mesajý veriyordu. 86 Ö. Faruk Reca Rahmetli Alparslan Türkeþ'in ülkü sembolünü özetleyici coþkun bir hareketi vardý. Orta ve yüzük parmaklarýný iþaret parmaðýna destekleyip öne götürmesi ve serçe parmaðýyla iþaret parmaðýný yukarý dik bir þekilde kaldýrmasý "Kurt" hareketidir. Bu hareket 'Ergenekon'u açýklayýcý niteliktedir. Beden dilini konuþturduðumuzda mesaj þudur: "Ant içtik, Türk milliyetçisiyiz, töremizin bekçisiyiz." Siyasette köprü görevi görüp sýcak ilgiyi, yani ülfeti doðuracaðýna inanýlan marka haline gelmiþ el veya parmak hareketleri vardýr. Örneðin, Erbakan'ýn baþparmak iþareti vardýr. Bu hareket adeta "Adil Düzen" kavramýyla özdeþleþmiþtir. Baþ parmak dik bir þekilde kaldýrýlýr, diðer parmakla avuç içlerine yumulur. Erbakan'ýn bu beden dilinin yaydýðý mesaj þudur: "En güçlü biziz, her þey yolunda, biz kazanacaðýz!" Bazý siyasetçiler de sað ellerini kaldýrarak halký selamlar. Ama bu o kadar klasik bir hareket deðildir, her siyasetçi bunu beceremez. Saddam, bu hareketi sýkça yapardý. Saddam'ýn, yýllar öncesinde sýk sýk tekrarladýðý baþka bir hareketi daha vardý. Halkýn arasýna meydanlara çýktýðýnda tüfeðini eline alarak havaya ateþ açardý. Bu görüntüyü televizyonlardan bol bol izlemiþtik. Bu hareket bedensel bir dildir. Tercümesi ise þudur: "Rakiplerim! Benden korkun. Halkým! Bir yaramazlýk yapmayýn, uslu durun." Turgut Özal'ýn partisine mal olmuþ marka bir el hareketi vardý. Sað elin avuç içinin, öne doðru uzanmýþ sol avuç içine yerleþtirilip, havaya kaldýrýlmasýyla yapýlan bu hareket bir tür zafer iþareti ve etkili bir beden dilidir. Kitlelere zafer mesajý vermekle beraber, sempatik görünme açýsýndan da oldukça isabetlidir. 87 Bütün Yönleriyle Beden Dili Bir siyasetçi olarak Turgut Özal'ýn siyasette baþarýlý olmasýnýn sebebi pozitif bir kiþilik taþýmasýndandý. Konuþma þekli, jestleri, mimikleri, elinde kalem tutuþu ve "Benim sevgili vatandaþlarým..." diye baþlayan sözleri kendisine kitlelerin sevgisini kazandýrmýþtý. Bu yüzden girdiði hiçbir seçimde kaybetmedi. Ben onu Türkiye'nin lideri olarak deðerlendiriyorum, yoksa herhangi bir partinin baþkaný olarak deðil. Hülasa, siyasetçinin beden dilinin nasýl olmasý gerektiði gün gibi ortada: DGüler yüzlülük DMalzemeleri lehine kullanabilmesi DKucaklaþma alýþkanlýðý kazanmasý DGiyilen kýyafetler DHalk arasýnda oturuþ tarzý DBakýþlardaki pozitiflik DJest ve mimiklerin uyumu DBeslenme ve ruhsal uyumluluk DKarþýsýndakine hareketleriyle deðer verme DTüm bunlarý samimi duygularla yapma Hitler'in Beden Dili Hipnotize Ediyordu Hitler, dünyadaki tüm liderler arasýnda belki de beden dilini mükemmel kullanan tek liderdi. Kitleleri etkilemek için vücudunu öyle etkili kullanýyordu ki, on binlerce insan bir anda ona eþlik ediyordu. Hitler bir defasýnda Almanya'da 400.000 insaný meydana toplayýp konuþma yaptýðýnda sanki bedeninin her yerinden kan kusuyordu. Bu görüntü orijinal haliyle Hitler'in yaþam öykü filminde yer almýþtý. Bedeni tir tir titriyordu. Ellerini, parmaklarýný ve baþýný öyle etkileyici kullanýyordu ki, yüz 88 Ö. Faruk Reca binlerce insan hep bir aðýzdan onun hareketlerine aralýklarla tempo tutuyordu. Adolf Hitler, siyasi parti önderliðinin henüz ilk yýllarýnda aynanýn karþýsýna geçip beden dili çalýþmalarý yapmýþtýr. O kadar etkileyici olmasýnýn altýnda yatan gerçek, kendi imkanlarýyla aldýðý beden dili dersleridir. Özellikle elleriyle estetik hareketleri iyi beceriyordu. Aðzýndan dökülen sözcüklerle beden hareketleri oldukça uyumluydu. Beden dilinin kitleleri hipnotize etme kudreti vardýr. Özellikle yüz mimikleri, baþ hareketleri ve eller bu konuda son derece önemlidir. Hitler, iki elini de açýp parmak hareketlerini kullanmakta ustaydý. El ve parmaklarýný beden dili aracý olarak o kadar sert kullanýyordu ki, bu yüzden sol elinin kýsa süreli felç geçirdiði bile söyleniyor. Fransýz yazar Le Bond, Kitle Psikolojisi'nde beden hareketlerinin meydan ve salon konuþmalarýnda, topluluklarý bir tavuk gibi büyüsü altýna alacaðýný ifade eder. Birçok toplumbilim yazarý, kalabalýklarýn karþýsýnda beden hareketlerinin yüzde yüz etkili olduðundan bahseder. Kitlelerin, özellikle otorite ifade eden beden hareketlerinden etkilendiðini söylenmiþtir. Gelecekte de sadece çok iyi konuþanlarýn deðil, beden dilini çok iyi kullananlarýn revaçta olacaðý aþikar. Politikada Ýmaj Politikayla siyaset her ne kadar eþit deðilse de denktir; yani ayný zemine yakýn þeyleri çaðrýþtýrýrlar. 89 Bütün Yönleriyle Beden Dili Politikada imaj, yüzyýlýmýzýn kurallarýna göre daha þekilseldir. Baþarýlý olmak isteyen bir siyasetçi dürüst olduðu kadar zeki de olmak zorunda… Politikadaki kiþisel imajýn sýrlarý þunlardýr: * Ýç dünyasýyla dýþa dönüklüðü arasýnda uyum olan siyasetçinin kiþisel imajý olumludur. * Doðallýk baþarýlý bir imajdýr. * Ýçinde bulunduðu toplumun sorunlarýna üzülüp çözümler önermek, olumlu imaj yaratýr. * Empati sahibi olmak baþarýlý imajý da beraberinde getirir. * "Ben de sizdenim" mesajýný veren siyasetçi imajýný iyi kullanýr. * Söylemleriyle sosyal hayatý tutarlý olan siyasetçi imaj sahibidir. Politikacý Beden Diliyle Ýmajýný Koruyabilir Beden dili ile imaj arasýnda sýký bir iliþki vardýr. Ýmaj, kiþinin davranýþlarý neticesinde sergilediði deðerler bütünüdür. Zihinsel ve bedensel birikimler de imajý oluþturur. Sabýr, özgüven, duruþ, saygýnlýk, yetenekler hepsi birer imaj potansiyelidir. Siyaset hassas bir iþ olduðundan, bunlardan birinin eksikliði imajý zedeler. Bedenin ortaya koyduðu karizma siyasal imaj için önemlidir. Siyasal imajýn sunulabilmesi için samimiyet ve inandýrýcýlýk "olmazsa olmaz" koþuldur. Kültür ve eðitim düzeyiyle doðru orantýlý siyasal imaj, sahibine sevgi ve güven kazandýrýr, kýsa sürede yükselmesine vesile olur. Beden dilini içtenlikle kullanan kültürlü siyasetçiler halk gözünde idoldür. 90 Ö. Faruk Reca Politikacý Beden Dilini Kullanarak Toplumsal Ýmajýný Nasýl Oluþturur? 1- Beden Dilini Bilmeli Beden dilinin ne anlama geldiðini bilmeyen siyasetçinin þansý azdýr. Politika arenasýnda markalaþmýþ siyasetçiler vardýr. Bu markalaþmýþ siyasetçiler beden dilini her yönüyle en iyi þekilde kullanýrlar. Her ülkenin "marka" siyaset adamlarý vardýr. Dikkatlice incelediðimizde siyaset adamlarýnýn, içinde bulunduklarý toplum deðerleriyle çatýþmadýklarý, özellikle bu deðerlerle ters düþmemek için gayret gösterdikleri gözlerden kaçmaz. Davranýþlar beden dilini yansýtýr. Bir siyasetçinin davranýþý ya iyi imajdýr ya da kötü imaj... Bu da onun "marka siyasetçi" olup olmadýðýný gösterir. Örneðin, bir parti programýnda, Ramazan ayý olmasýna raðmen bir parti üst yöneticisi kitlelere hitabý sýrasýnda suyu halkýn gözünün içine baka baka içmiþti. Akabinde tepkisini dile getiren partili bazý vatandaþlar, bu davranýþý kýnadýklarýný ifade ettiler. Benzer toplumsal deðerler baþka ülkelerde de vardýr. Oralarda da toplumun deðerlerine saygýlý olmayan siyasetçiler baþarý saðlayamazlar. 2- Siyasetçi Beden Dilini Doðru Kullanmalý Beden dili ya olumlu mesajlar verir ya da olumsuz... Siyasetçi, kendi beden dilinin olumsuz mesajlar yansýttýðýný bazen fark edemeyebilir; ama fark etmek zorundadýr. Beden diliyle olumlu mesajlar vermek sözel ifadenin uyumluluðunu da gerektirir. Sözel ifadeyle beden hareketleri (el-kol) uyumsuzsa, muhataplarýnýn algý gücü kýrýlýr. Daha iyi anlaþýlmayý bekleyen siyasetçi senkronik davranmalýdýr. 91 Bütün Yönleriyle Beden Dili 3- Baþkalarýnýn Beden Dilini Anlayabilmeli Siyasetçi, kendi beden dilini yansýttýðý gibi baþkalarýnýn beden dillerini de çözebilmelidir. Muhataplarýnýn davranýþlarýndan onlarýn ne demek istediðini anlamayan siyasetçi bir hayli eksiktir. 4- Hedeflerine Uygun Kýyafet Seçmeli Her kýyafetin ve her kýyafet renginin bedene uyan veya uymayan yanlarý vardýr. Kimi kýyafetler kimi bedenlere ve cilt rengine uymaz. Bu da iticilik yaratabilir. Sempatik görünmek için kýyafetler beden þekline ve rengine uygun olmalýdýr. Hatýrlarsanýz, Turgut Özal'ýn özellikle sivilde farklý giyim tarzý vardý. Ve halk onu oldukça sempatik buluyordu. Baþýnda spor þapkasý ve sevimli tiþörtüyle politika arenasýnda hatýrý sayýlýr artý deðerler elde etmiþti. Halk baþarýlý ve sempatik siyasetçiyi tutuyor. Ýdeolojiden arýnmýþ siyasetçi "önce partim" davranýþlarý içerisine girmez, "önce ülkem" misyonunu yansýtan davranýþlar sergiler. Geliþmiþ bütün ülkelerde siyasetçinin aile ve sosyal hayatý davranýþlarýna yansýr. Baþarýlý siyasetçi halktan biri gibi yaþarken, düþünsel anlamda onlardan ayrýlan yönü yeni yeni projeler peþinde olmalýdýr. Halk da zaten siyasetçiyi bunun için sever. 5- Kendini Tanýmalý Kendini bilmeyen toplumu nasýl bilsin? Kendini tanýyan insan zaaflarýný ve yeteneklerini iyi bilir. Davranýþlarýnýn ve birikimlerinin farkýnda olmayan siyasetçi boþa kürek sallar, rüzgara tükürür, havaya yumruk sallar, akýntýya kürek çeker. 6- Ýletiþim Becerilerini Geliþtirmeli Ýletiþim becerisi olmayan siyasetçi toplumla diyalog kuramaz, kendisiyle monolog kurmaya mahkum olur. Oysa siyaset ilkelerinde diyalog esastýr. Ýletiþim becerisi beden-söz uyumudur. 92 Ö. Faruk Reca Baþarýlý siyasetçi adayý iyi bir hatip olmak zorundadýr. Bunun için de bu yönünü geliþtirmelidir. Konu ile ilgili yazýlmýþ kitaplar okuyabilir, uygulamalý bandlarý takip edebilir. Dahasý, özel dersler alabilir. Her siyasetçinin gönlünde bir aslan yatar. Kimi belediyeye taliptir, kimi meclise, kimi bakanlýða... Hepsinin yolu da topluluk önünde iyi bir performans sergilemekten geçiyor. Unutulmamalýdýr ki idealist bir siyasetçi okuyan siyasetçidir. Ýster alaydan gelsin ister üniversiteden, fark etmez... Önemli olan, kendisini yetiþtirmesidir. Dev bir aðaç olup iþe yaramamaktansa, küçük bir çalý olup aranan kimse olabilirsiniz vesselam. Siyasetçinin Pozitif Beden Dili * Karþýsýndakini dinler, gerekirse baþýyla onaylar. * Dik ve rahat durur. * Cana yakýndýr. * Ýsimleri ve kiþileri unutmaz. * Vefa davranýþlarý sergiler. * Sakindir. * Güven verici bir duruþu vardýr. * El ve kol hareketleriyle olumlu enerji daðýtýr. * Ellerini ve yüzünü saklamaz. * Kararlý hareketleri vardýr, konuþurken parmaklarýný (iþaret parmaðý) kullanmak gibi… * Selamlaþýrken güler yüzlüdür, çatýk kaþlý deðildir. * Gülümserken diþlerini gösterir. * Kalabalýk da olsa, sizi tanýyorsa dikkatini çekersiniz, size yönelir. * Tokalaþýrken, karþýsýndakinin elini iki eli arasýna alýr. 93 Bütün Yönleriyle Beden Dili Siyasetçinin Negatif Beden Dili * Suratý asýk, kaþlarý çatýktýr. * Muhatabýna bakmaz, yandan konuþur. * Geçiþtirerek tokalaþýr. * Çabuk sinirlenir. * Cezacýdýr, müsamahakar deðildir. * Yavaþ konuþur. * Emrivaki davranýr. * Halk arasýndan geçerken hýzla yürür. * Vatandaþýn sýcak ilgisi karþýsýnda ilgisizdir. * Konuþurken hata yapar, bu da davranýþlarýna yansýr. * Sabýrsýzdýr. * Ýkinci adamýyla muhataba eðilimlidir. * Karþýsýndakiyle sert konuþur, ellerini sertçe kaldýrýr, indirir. * Dudaklar öne doðru serttir. * Bir noktaya bakar. Kokteyller ve Seminerler Kokteyller ve seminerlerde muhataplarýmýzýn en fazla dikkat ettikleri bölgelerden biri ayaklarýmýzdýr. El ve parmaklarýn þekli, açýk veya koyu renkliliði dikkat çekerken, hemen yaný baþýnda da ayaklar incelemeye alýnýr. Ayak duruþu ve ayakkabýlar ön plandadýr. Bazý ayakta duruþ pozisyonu karizmatiktir. Özellikle genç kýzlar tarafýndan beðenilen duruþ pozisyonlarý vardýr. Ýki bacak da kýrýlmadan dik vaziyette... Fakat sol ayak öndeyken sað ayak sol ayaðýn paralelinde biraz geri planda. Bu þekildeki duruþ "manken duruþu" diye de nitelendirilebilir. 94 Ö. Faruk Reca Boks maçlarýna hazýrlanan boksör, özellikle ayak duruþunu iyi ayarlamak zorundadýr. Sol ayak öne çýkarýlýrken sað ayak geride tutulur. Ancak, sol ayak dizden itibaren kýrýlarak saða meyilli bir pozisyon alýnýr. Bu, boksör duruþudur. Gard diye de adlandýrýlýr. Normal hayatta bu pozisyonu andýrýr vaziyette duran birini görürseniz bilin ki sporcudur. Tüm sporlarýn ana merkezi ayaklardýr bir bakýma. Gerek eðitim, gerek parti ve siyaset, gerekse propaganda semineri olsun eðer konuþmacý bir kürsü önünde deðilse ve seminerini ayakta veriyorsa, ayak hareketleriyle dinleyenleri etkileyebilir. Seminerlerde, seminercinin elinde mikrofon ile ayakta duruþu ve ayaklarý üzerinde hareket þekilleri kitleleri etkileme açýsýndan son derece önemlidir. Nasýl ki el ve mimikler konuþmaya renk katýyorsa, hemen hemen ayný oranda ayaklar da bu renk-kalite tanýmlamasýnýn içerisindedir. 95 Bütün Yönleriyle Beden Dili “Okumasýný bilirsen, her insanýn bir kitap olduðunu göreceksin.” W. E. Channing Gerçek ve Muhteþem Dost Meþhur ve büyük veli Þems, Mevlana Celaleddin Hazretlerinin en büyük dostudur... Þems, birçok defa Mevlana’dan ayrýlýp birçok defa onunla buluþtu... Ýki dost arasýndaki ayrýlýklar her ikisine de hasret ve ýzdýraplarýn en acýsýný tattýrýyordu... Nihayet birinden biri yollara düþüp deli gibi öbürünü arýyor, buluyordu... Bir gün Tebriz’de bir Yahudi, Þems’in karþýsýna dikiliverdi; Müjde ya Þems! Mevlana geliyor!.. Ve Þems, ne kadar malý ve mülkü varsa bu Yahudi’ye hediye etti... Dediler ki: - Yahudi seni aldattý ve bütün malýný aldý... Ortada ne Mevlana var, ne bir þey... Gelen giden yok. Yahudi sana yalan söyledi! - Biliyorum, dedi Þems... Ben malýmý ve mülkümü, bu sözün yalanýna verdim, doðrusuna canýmý vermek lazýmdý... 7. BÖLÜM AÞKIN BEDEN DÝLÝ Aþkýn Bedende Yarattýðý Deðiþiklikler Aþk kapýyý çalýnca akan sular durur. Ýlk defa aþýðýnýn elini tutan heyecanlanýr, avuçlarý terler, yutkunur. Hele kara sevda... Aþkýný gördüðünde bir tuhaf olur, kimyasý deðiþir, beden hareketleri normalin dýþýna taþar. Mecnun'u çöllere düþüren güç neydi? Leyla'yý gören hükümdar, "Hayret, Mecnun sana mý vurulmuþ, o kadar güzel de deðilsin…" dediðinde, Leyla, "Ama siz Mecnun deðilsiniz!" demiþti. Aþk, farklý davrandýrýr. Dünyalýn dört bir yanýndaki aþýklar ayný tepkiyi verir. FMRI, yani "Fonksiyonel Magnetik Rezonans Tomografi" ile çekilen beyin fotoðraflarýna göre aþka yakalanan insanlarýn beyinlerinde belirgin deðiþiklikler meydana geliyormuþ. Aþkýn ilk evrelerinde uyanýkken düþüncelerin %90'ýný sevilen kiþi iþgal ediyor. Buna sebep vücudumuzdaki serotinin, nöropinefrin ve dopamin isimli maddelerdir. Dopamin ve nöropinefrin arttýðýnda aþýk heyecan, uykusuzluk ve iþtahsýzlýk yaþýyor. Aþkýn bedendeki etkisi sonucunda bu iki madde yükseliyor ve davranýþlarýna yansýyor. "Aþýk mýsýn nesin?" þeklindeki ifade, kiþinin davranýþýnda gözlemlenen tuhaflýðý ifade eder. Aþka Düþünce Bize Neler Oluyor? 1) Gözbebeklerinin büyümesi: Araþtýrmalara göre, baktýðýmýz þey dikkatimizi çektiðinde, bize heyecan verdiðinde gözbebeðimiz geniþliyor. Dolayýsýyla, size bakarken sevdiðiniz kiþinin göz bebeklerinde büyüme görüyorsanýz, bu, sevginizin karþýlýksýz olmadýðýnýn alameti. Ayrýca, büyük göz bebekleriyle daha çekici bir görünüme kavuþulduðuna inanýlýyor. Bu gerçeði asýrlar öncesinden bilen pek çok kadýn, büyük gözbebeklerine sahip olmak için boþ durmamýþ. Örneðin Ortaçað Ýtalya'sýndaki kadýnlar, zehirli bir bitki olan ve sinir sisteminde tahribata yol açan bir bitkiyi, güzel avrat otunu (atropa belladonna) sürerlermiþ gözlerine. Ýtalya nca'da güzel kadýn anlamýna gelen belladonna, zehirli de olsa, gözbebeklerinin aþýrý büyümesine neden olduðu için Ýtalyan kadýnlar için pek cazipmiþ o zamanlarda. 2) Onun Davrandýðý Gibi Davranmak: Ýnsanlar aþýk olduklarý kiþiyle benzer þekilde durmaya ve davranmaya meylederler. Ayný hýzda yürümeye, benzer süratle yemek yemeye, onun konuþtuðu gibi konuþmaya çalýþmak, aþýklarýn fark etmeden de olsa dahil olduklarý davranýþ biçimleri. Hareketlerdeki bu birbirini takip etmenin kökeninde, aþýðýn, maþukuyla ahenkli bir davranýþ bütünlüðünü oluþturma isteði var. 3) Gülümseme: Psikologlar ve vücut dili uzmanlarý gülümsemenin evrensel etkisinin altýný çiziyorlar. Yapmacýk ya da araba satýcýsýnýn beklenti dolu gülüþü yerine 'Burada, seninle olmaktan çok mutluyum!' ifadesinde bir gülüþ pek çok þey anlatýyor. Ancak gerçek gülümseyiþi sahtesinden ayýrt etmek gerekli. Gülümseme, yüzde meydana gelen küçük bir 98 Ö. Faruk Reca deðiþiklikle baþlýyor ve ardýndan tüm yüze yayýlan, dýþa dönük, açýk, samimi bir ifadeye bürünüyorsa gerçek gülümse olarak tanýmlanýyor. 4) Kendi kendine dokunma: Herhangi bir kararsýzlýk veya tedirginlik yaþayan insanlar kollarýný vücutlarýnýn etrafýna sararlar, yani kendilerini kucaklarlar. Bu, heyecan ve kaygýyý kontrol etmeye, yani bir anlamda kendini korumaya yarar. Benzer þekilde, karþý taraftan bir romantik, aþka dair bir iþaret alan aþýk, genellikle koluna, bacaðýna, kulaðýna dokunma ihtiyacý duyar. 5) Kirpiklerin Titreþmesi: Aþýk kiþi sevdiði insanýn karþýsýnda heyecan duyduðunda, kirpikler bir sinekkuþunun kanatlarýndan daha hýzlý titreþmeye baþlar. 6) Tavus Kuþuna Dönüþme: Kadýnlar da erkekler de aþýk olduklarý zaman farkýnda olmadan giysilerini düzeltmeye, üstlerini baþlarýný çekiþtirmeye baþlarlar. Ancak erkekler bu konuda biraz abartýlý davranýr, kendilerini olduðundan daha cüsseli göstermeye çalýþýr, dik yürürler. Erkekliðin kadim göstergelerinden olan bu iþaret, bir tavus kuþunun tüylerini kabartmasý, böylece kibirli bir heybet ve cazibeye kavuþmasýyla eþ görevdedir 7) Baktýðý Her Yerde Onu Görme: "Nereye baksam sen varsýn karþýmda" diye baþlayan þarký bunu ifade ediyor. Gerçek ruhsal aþkta vahþi cinsellik yoktur. Aþýk onunla birlikte olsun, onu seyretsin, hatta mümkünse onunla konuþsun yeter. Aþýk olan insaný hemen anlayabilirsiniz. Bakýþlarý kaygandýr. Sanki gözleriyle köþe bucak birilerini arar. "Acaba þu köþeden mi çýkacak, acaba þu kalabalýk içerisindeki o mu?" diye elmanýn yarýsý aranýr. 99 Bütün Yönleriyle Beden Dili Ýnsanlar, belli bir yaþa gelince susamýþ gibi karþý cinse arzu duyarlar. Kadýn erkeðe, erkek kadýna þifrelenmiþtir. Kaçýþ yok! Bir kadýn ne kadar zarif, ne kadar güzel olursa olsun, teslim olmak zorundadýr. Sonunda kimyalar karýþacak, emanet teslim alýnacak, çiçek sulanacaktýr. Tersini yapmaya hangi kadýn cesaret edebilir? Ýsteyen kadýn þifreyi kýrabilir. Nasýl mý? Ömrü boyunca cinsel iliþkiye girmeyerek, aile ve çocuk sahibi olmayarak... Oysa hangi kadýn bunu ister? Bu bir kabustur kadýnlar için. Çocuðu olmayan kadýn, aþk kokusunu içine çekmeyen kadýn, tohumun kudretini ve zevkini tatmayan kadýn, kadýn deðil, bir baþka yaratýktýr. Kadýnýn varlýðý ve ifadesi ancak zýddýyla kaimdir. Erkek olmasa, kadýnýn kendine has zarafeti, vücut þekli, ten inceliði anlamsýz kalýr. Erkek tarafýndan dokunulmayan kadýn teni uzay boþluðuna serpilen kum taneleri gibidir. Misk gibi bir koku, eðer koklayaný yoksa bir kýymet ifade eder mi? Kadýn sevilmek ister, pasif edilgendir; erkek sevmek ister aktif etkendir. Seven, koklayan, öpen erkektir; koklanan, öpülen ise kadýndýr. Kendini teslim etmeyen, karþýlýðý olmayan ve karþýlýk vermeyen bir madde doða kanununa göre deðiþime ve geliþime de kapalýdýr. Kadýn ve Erkek Aþýklarý Ele Veren Davranýþlar Aþýk olduðunuz kadýn sizinle birlikteyken þu davranýþlarda bulunuyorsa aþkýnýz karþýlýksýz deðil demektir: Aþýk Kadýn, * Gözlerinizin içine derin bir ilgiyle bakar ve bu arada göz bebekleri büyür. * Yanýnýzda veya çevrenizdeyken yüzü kýzarýr. 100 Ö. Faruk Reca * Ses tonunu, sizin ses tonunuza uydurmak için yükseltir ve alçaltýr. * Size doðrudan deðil ama baþýný eðerek yandan bir bakýþ fýrlatýr, böylece utangaç ve çekingen olduðu mesajýný iletir. * Konuþurken eli sýk sýk çenesine gider, yanaklarýna dokunur. * Avuç içlerini size doðru açýk tutar. * Güldüðünüz þeylere o da sizinle birlikte, ayný anda güler. * Konuþurken mücevherleriyle oynar. * Ýlk gördüðü anda sizden etkilenmiþse, kaþlarýný kýsa bir süre için kaldýrýp indirmiþ, bunu da gizli bir gülümseme takip etmiþtir. * Kalabalýk bir ortamda sadece sizinle konuþur ve dikkatini sizin üzerinizde yoðunlaþtýrýr. * Sizinle konuþurken gözlerini normalden çok daha fazla kýrpýþtýrýr. * Kirpikleri telaþla hareket içindedir, titrer. Takma kirpik kullanýlmasý veya maskara sürülmesi bu titreþimin gözlerden kaçmasýný imkansýz kýlar. * Konuþma hýzýný sizinkine uydurur. * Konuþurken bileklerine dokunur. Bilekler kan damarlarýnýn yoðun olarak geçtiði çok hassas ve duyarlý bölgelerdir. Kadýnýn sevdiði erkekle konuþurken bileklerine dokunmasý, karþýsýndaki erkeðe 'sana güveniyorum' mesajýný iletir. * Saçlarýyla oynar. Saçlar canlýlýðýn, yaþamýn ve dinçliðin simgesidir ve kadýn saçlarýyla oynarken bilinçsizce bunu vurgulamak ister. * Sizinle konuþurken bir dirseðini avucunun içine yerleþtirirken, diðer elini havada tutar. 101 Bütün Yönleriyle Beden Dili Aþýk Erkek, * Bakýþlarýnýzý yakalamaya çalýþýr, * Göz kontaðý kurar, ardýndan gözlerini kaçýrýr ve sonra tekrar sizin tarafýnýza bakar. * Konuþurken kolunuza ya da omzunuza dokunur, ancak bunu arkadaþlýk samimiyeti içinde yaptýðýný göstermeye çalýþýr. * Sýk sýk saçlarýný düzeltir. * Biraz daha kasýlarak yürür ve kaslarýný gerer. * Sizin sesinizi duyacak kadar alçak sesle konuþur, bu sizi kendi alanýna davet etmesi ve sohbeti ikinize özel, size ait bir faaliyet haline getirir. * Konuþurken size doðru eðilir. * Eli sýk sýk çenesine gider. * Baþparmaðýný kemerine geçirir. * Avuç içleri arasýnda bardaðý ya da kalemi gezdirir. * Size bakarak konuþurken gözlerini kýsar. Utangaç Erkek Aþýklar, * Bakýþlarýný üzerinizden ayýrmaz; ancak yakalamaya çalýþtýðýnýzda, onu diðer tarafa bakar bulursunuz. * Size baktýðýný hissedersiniz ama onu bakarken yakalamanýz zor olacaktýr. * Sizin hakkýnda baþkalarýndan bilgi edinir. Herkesle konuþur fakat çevrenizdeyken suspus olur. Pek çok yerde onunla çarpýþýrsýnýz. * Sizinle tek kelime konuþmasa da nedense büyük tesadüfler sonucunda ayný yerlerde, mesela ayný sinemada karþýlaþýverirsiniz. 102 Ö. Faruk Reca * Odanýn uzak bir yerinden size bakýþ fýrlatýr; ancak yanýna yaklaþýrsanýz, boþuna uðraþmayýn, bu kez bakmayacaktýr. * Onunla konuþtuðunda kýzarýr. 103 Bütün Yönleriyle Beden Dili Daha Hýzlý Koþan Kazanýr Afrika’da her sabah bir aslan uyanýr, en yavaþ ceylandan daha hýzlý koþmasý gerektiðini, yoksa yok olacaðýný bilir. Afrika’da her sabah bir ceylan uyanýr, en hýzlý aslandan daha hýzlý koþmasý gerektiðini yoksa yok olacaðýný bilir. Aslan ya da ceylan olmanýzýn önemi yok. Yeter ki her sabah kalktýðýnýzda daha hýzlý koþmanýz gerektiðini bilin. Alýþkanlýklarý Deðiþtirmek Zordur Thomas Cook, bir araþtýrma gezisi sýrasýnda Atlas Okyanusu’nun ýssýz bir yerinde milyonlarca kuþun havada çýðlýklarla, daireler çizerek uçtuðunu görür. Kulaklarý saðýr edecek kadar yüksek sesle çýðlýklar atan kuþlardan yorulanlar, okyanusun dev dalgalarý arasýnda kendilerini atarak intihar etmektedir. Bu olayý yýllar boyunca birçok balýkçý görür, birçok bilim adamý araþtýrýr. Kuþ bilimcileri yaptýklarý araþtýrmalarda göçmen kuþlarýn farklý yönlerden gelerek okyanusta bir noktada birleþtiklerini keþfederler; ancak intihar etmelerinin nedenini bir türlü çözemezler. Yýllar süren araþtýrmalar sonucunda, bu trajik olayýn yaþandýðý yerde bir ada olduðunu; kuþlarýn göç yolu üzerinde bulunan bu adanýn bir deprem sonucunda okyanusa gömüldüðünü bulurlar. Ýnsanlarýn yokluðunu bile fark etmedikleri ada, kuþlar için göç yollarýnýn vazgeçilmez bir duraðýdýr ve kim bilir belki de binlerce yýl doðal bir alýþkanlýkla bilmektedir adanýn yerini. Binlerce kilometrelik yolculuktan sonra çýðlýk çýðlýða aradýklarý adayý bulamayýnca, yorgunluktan bitkin bedenlerini okyanusun sularýna býrakmaktadýrlar. 8. BÖLÜM AKTÝF BEDEN DÝLÝ UYGULAMALARI Aktif Beden Dili Þemasý Saðlýklý Düþünce ve Saðlýklý Hareket Saðlam Vücutta Bulunur... BEDEN DÝLÝ SAUNASI Bedeninizle yaþam iliþkileriniz karýþýk deðil, barýþýk olsun... Duygularýnýz ve düþünceleriniz bedeninizle birleþsin... Ruhunuz ve bedeniniz ayný potada huzur bulsun... Ýþ, aþ ve eþ hayatýnýz baþarýlý olsun... Kuþ gibi olmak elinizde! Bütün Bunlarý Onaylýyor musunuz? O Halde Aþaðýdakileri Öðreniniz, Uygulayýnýz! Ayurveda Nedir?: Beden ve ruh dengesini saðlamayý hedefleyen eski Hint bilim yöntemidir. Bitkisel beslenme ve ruhsal beden terapileri uygular. Detoks Nedir?: Yaðmur ve buhar terapileriyle sade beslenme eþliðinde bedenin zehirli atýklardan, yani toksinlerden temizlenerek hafifletilmesidir. Çakra Nedir?: Kafatasýyla kuyruk sokumu arasýnda uzanan 7 enerji merkezli 'Altýn Nokta'dýr. 7 nokta da birbirine baðlýdýr. Dengeli olmasý, bedensel hareketleri (yüzümüz de dahil) kolaylaþtýrýr. Spor merkezli hareketle iþler hale gelir. Akupresür Nedir?: Parmak enerjisi yöntemidir. Yani bir tür bio enerji uygulamasýdýr. Çin saðlýk yöntemlerinde yaygýndýr. Balneoterapi Nedir?: Bedensel dolaþým ve kaný harekete geçirmek için kullanýlan yöntemdir. Kýsmi yüz felci olan bir insanýn beden dilini kullanmasý olanaksýz hale gelir. Oysa bu sistem kaný harekete geçirip, baðýþýklýk ve dolaþým sistemini canlandýrýp gizli ve görünmeyen beden felcini önler. Ayný zamanda kas aðrýsýný ve depresif duygularý yok eder. Bu metodun ana kaynaðý sudur. Algoterapi Nedir?: Deniz mineralleri kullanýlarak uygulanýr. Vücudun iç ve dýþ yüzeyleri toksinlerden arýndýrýlýr. Bitki kabuklarýndan ve meyve kabuklarýndan yüze maske yapýlýr. Eller, parmaklar ve kollar hafifler. Holistik Kural Nedir? Et ürünü gýdalarýn tüketiminde bazý kurallara baðlý kalmaktýr. Hayvansal etlerdeki yaðlar zihnin bilinçliliðini olumsuz etkilediðinden dolayý bitkisel etler tavsiye edilir. Bitkisel etler yapraklar (marul, roka, maydanoz, kýrmýzý lahana…) ve meyvelerdir (portakal, elma, çilek, muz, karpuz…). Kuruyemiþleri de sayabiliriz (fýndýk, badem, nohut…). Holistik yöntem, bedenin ve zihnin ortak hareketle en yüksek bilinçlilik düzeyine eriþmesini saðlar. Lenfatik Masaj Nedir?: Dolaþým sistemini düzenleyen ve lifleri yumuþatý, beden hareketlerini kolaylaþtýran terapotik bir masaj türüdür. Bütün avuç içiyle yapýlýr. Ayrýca toksinlerin (zehirli atýklar) ayrýþtýrýlmasýnda vücuda zindelik verir. Refleksoloji Nedir?: Hareket noktalarýný (özellikle ayak, kol ve dirseklere uygulanýr) presleyip vücuttaki enerji akýþýný saðlayan kadim doðu metodudur. 106 Ö. Faruk Reca Yaðmur Terapisi Nedir?: Tamamen doðal kaynaklarla bedenin uyarýlmasý sistemidir. Bitki kökü, bitki yapraklarý ve bunlardan elde edilen tohum, çiçek tozu ve bitki yaðlarýyla bedenin ve ruhun rahatlatýlmasýdýr. Böylece, berrak bir zihnin bedensel hareket gücü de 'beden dili'ni uygulamada rahatlýk getirmiþ olur. Bunun dýþýnda, kiþinin kendisine olan özgüvenini de unutmamak gerekir. Beden Dili Bir Sanattýr; Sanat Ýse... J Ruhun beden ile iþbirliði yapmasýdýr! J Baþkalarýnýn göremediðini görebilmektir! J Doðanýn taklidinden baþka bir þey deðildir! J Topluma insanlýklarýný ve yaratýcýlýklarýný hatýrlatýr! J Ýstikrarlý bakýþ ve harekettir! J Özgürlüktür, duyumsamadýr! J Kötülük duvarlarýný yýkan iyilik meleðidir! J Dünyada neler olup bittiðini gösteren ekrandýr! J Gerçekleri görmemizi saðlayan mihenk taþýdýr! J Ayný zamanda bedeni kullanabilmektir! J Okumayý bilmek, dinlemeyi bilmek ve gözlemleyebilmektir! J Binlerce kare arasýndan sýyrýlýp tek kare olabilmektir! Kucaklaþmak Meðer Nelere Kadirmiþ... Teknoloji geldi mertlik bozuldu. Nasýl mý? Eskiden kucaklaþma diye bir adet vardý. Þimdi ise elektrikli mesajlar var. Her bir mesaj kurþun gibi radyasyon yayýyor. Yüz yüze gelmeden bayramlaþmalar mý dersiniz, karþý karþýya gelmeden tokalaþmalar mý dersiniz... Bunlarýn hepsini maalesef artýk cep telefonlarý yapýyor. Üstelik ölümcül elektrikli kanserojen dalgalar yayarak… 107 Bütün Yönleriyle Beden Dili Ýnsanlar karþýlaþtýklarýnda neredeyse kucaklaþmaya utanýr oldular. Cep mesajlarýnda en samimi duygular yazýlýrken, ayný insanlar karþý karþýya geldiklerinde, sanki bir müddet önce mesajlaþanlar kendileri deðilmiþ gibi somurtuyorlar. Kucaklaþmak istediðinizde adeta utanarak kaçýyorlar. Oysa yapýlan araþtýrmalar kucaklaþmanýn müthiþ pozitif enerjiler yaydýðýný ortaya koymuþ. Amerika'daki bir hastanede çok ilginç bir olay yaþanmýþ. Yeni doðan çocuklarý bakým odasýna alýyorlar. Bu odada o gün 15 çocuða bakýlýyor. Fakat yazýk ki, bir gece odada gaz kaçaðý yaþanýyor. Kaçak neticesinde 15 çocuktan 14'ü ölüyor, 1 tanesi hayatta kalýyor. Amerikalý bilim adamlarý bu olaya bir hayli þaþýrýp olayý araþtýrmaya karar veriyorlar. 14 çocuk ölüyor da 1'i neden ve nasýl hayatta kalýyor? Araþtýrma neticesi enteresan bir gerçeði açýða çýkarýyor. 14 çocuðun ölüp birinin hayatta kaldýðý olayýn kahramaný, diðer çocuk diðerlerine nazaran en fazla kucaða alýnýp ilgi gösterilen çocukmuþ. Hemþire, her gün bu çocuðu mutlaka kucaklayarak severmiþ. Ýsviçre'de bir þirket iþe yeni baþlayan herkese birbirleriyle kucaklaþma zorunluluðu getiriyor. Personel, bu kurala dudak bükerek uymak mecburiyetinde kalýyor. Sonuç ne mi? Ýþ verimi %60 iken %90'a çýkýyor. Hiç dokunulmayan, hele ki kucaða alýnmayan, kucaklanmayan bir çocuk diðerlerine nazaran özgüveni yitik büyüyor. Özgüveni olmayan bir çocuðun hayatta ne denli yýpranacaðýný ve sýkýntýlar çekeceðini varýn siz hesap edin. Ýþ verimi yüksek olan geliþmiþ ülkelerde bazý þirketler "Hug Party" adý verilen "Kucaklaþma Partileri" düzenliyor. 108 Ö. Faruk Reca Size kucaklaþmanýn nelere kadir olduðuna dair bir örnek daha vermek istiyorum: Ýstanbul'da siyasi bir partinin ilçe baþkanlýðýný yapan ve ayný zamanda çocukluktan arkadaþým olan Avukat Ahmet Alparslan, etrafýna neþe saçan bir insan. Meydan konuþmalarýnda veya parti programý sohbetlerinde beden dilini oldukça iyi kullanýyor. Mimik ve hareketleri konuþmasýna renk katýyor ve ister istemez kendisini dinletiyor. Ondaki büyü beden dilinde saklý. Bir siyasetçide bulunmasý gereken en önemli özellik davasýndaki samimiyet ve içtenliktir. Bu özellik, kiþiye beden dilini daha rahat kullandýrýr. Ýþte Ahmet Alparslan'daki baþarý sýrrý da budur. 109 Bütün Yönleriyle Beden Dili Tek Ayakkabý Bir bilge bir gün tam trene biniyordu ki, ayakkabýlardan birisi ayaðýndan çýktý ve yere düþtü. Aþaðý inip onu almasý imkansýzdý, çünkü tren çoktan harekete geçmiþti. Yanýndaki arkadaþlarý ne yapacaðýný merakla bekliyorlardý. O gayet sakin bir biçimde, diðer ayaðýndaki ayakkabýya da çýkardý ve az önce düþürdüðü ayakkabýya yakýn bir yere fýrlattý. Talebelerinden birisi dayanamayýp sordu: - Neden böyle yaptýnýz? Gülümseyen bilgenin cevabý gayet basit ama hakikat yüklüydü: - Demiryolunun üzerindeki ayakkabý tekini fakir birisi bulursa, diðer teki de bulup giyebilsin diye. Bir Hayatý Güzelleþtirmek Bir lisenin eski mezunlarýnýn buluþtuðu gün, bazý eski öðrenciler kürsüde okula dair hatýralarýný anlatýyorlardý. Yirmi yýl önce mezun olmuþ öðrencilerden biri, ikinci sýnýftaki sanat öðretmeninden bahsetti. Üniversiteye gitmeye onun teþvikiyle karar verdiðini ve þimdi iyi bir üniversitede profesör olduðunu, hayatýndan da memnun olduðunu söyledi. Günün ilerleyen saatlerinde, öðretmen ile eski öðrenci, uzun yýllar sonra birbirini bulmayý baþardýlar. “Öðrettiklerim hakkýnda söylediklerin için teþekkür ederim.” dedi sanat öðretmeni, “Bana çok güzel bir gün geçirmemi saðladýn.” “Rica ederim!” diye cevap verdi öðrencisi, “Teþekkür etmek benim boynumun borcu. Çünkü siz, günümü deðil, bütün bir hayatýmý güzelleþtirdiniz!” 9. BÖLÜM BEDEN DÝLÝNÝ GELÝÞTÝRMENÝN YOLLARI Beden Dilini Geliþtirme Yöntemleri 1- Ýnsanlarý Ýyi Gözlemleyin: Ýyi bir gözlemci hangi hareketin ne anlama geldiðini hemen kestirir. Akabinde modellemeye geçer. Ýnsanlarý gözlemlemek rahat ve bedava kitap okumaktýr. Toplantý yerlerinde, eðlence mekanlarýnda, festivallerde, tartýþma alanlarýnda iyi birer gözlemci olunuz. 2- Bolca Görüntü Ýzleyin: Beden dilini geliþtirmek çizgisellikten görselliðe geçiþi gerekli kýlar. Duraðan görsellik ve hareketli görsellik diye ikiye ayýrdýðýmýzda, ikincisi beden dilinin geliþtirilmesinde daha etkilidir. Örneðin sinemalar, televizyonlar beden dilini geliþtirme açýsýndan hem ucuz hem de etkili araçlardýr. 3- Beden Diline Zaman Ayýrýn: Beden dillerini geliþtirmek isteyenler mutlaka pratik yapmalýlar. Periyodik aralýklarla yapýlacak çalýþmalar müthiþ sonuçlar verecektir. 4- Bedenimizin Her Karesi Mesajdýr: Aslýnda yaþamýn her karesi mesajlarla doludur. Mesajlarý doðuransa hareketlerdir, hareketler bedenle olur. Amerika baþkanlarý beden dili dersleri almýþlardýr; çünkü siyasetin "anlamak ve anlaþýlmak" üzerine kurulduðunu iyi idrak ediyorlar. 5- Kendinize Özen Gösterin: Bir insanýn çevresinden göreceði itibar, kendisine gösterdiði özenle doðru orantýlýdýr. Giyim ve kuþamýnýza dikkat edin. Ayakkabýlarýnýzýn boyalý olup olmadýðý önemlidir. Dost baþa düþman ayaða bakar demiþler. Baþýnýz da düzgün olsun ayaðýnýz da... 6- Konuþurken Acele Etmeyin: Sakin ve acele etmeden konuþun. Aksi taktirde eliniz ayaðýnýza dolanýr, konsantrasyonunuz bozulur. 7- Biriyle Konuþurken Ýlgisiz Davranmayýn: Beden merkezli davranýn. Konuþurken sýrt çevirmek sýfýr ifade þeklidir. Ýyiliðin Beden Dili Kulaklarý iyi sözler duymada kullanmak... El ve ayaklarý hayýrlý iþlerde çalýþtýrmak... Zihni gereksiz, ehemmiyetsiz materyallerle deðil de faydalý malzemelerle doldurup çalýþtýrmak, "Ben aklýmý çalýþtýrýyorum, aklý selim oluyorum" diyebilmek iyiliðin beden dilini iþaret eder. Ellerin yere paralel tutularak avuç içleri yukarýyý gösterecek biçimde açýlmasý iyiliðin beden dilidir. Çünkü kadim tarihlerden beri "dua" iyilik hareketi olarak kabul edilir. Sabah saatindeki tebessüm iyiliðin beden dilidir. Daðýtýlan küçük bir hayýr, iyiliðin beden dilidir; "yalnýz deðilsiniz" manasý içerir. Yapýlan her iyilik bedenle yapýlýr. Kimi iyilikler vardýr görseldir, kimi iyilikler çizgiseldir, kimi iyilikler de ruhsal... Ýþte bizi ilgilendiren, ruhsal iyiliklerimizdir. Bir küçük tebessüm nelere kadirdir... Bir küçük þefkat büyük iþler yaratýr. Kimsesiz bir çocuðun sevilmesi, beden dilinin iyilik kulvarýnda hareket mekanizmasýdýr. 112 Ö. Faruk Reca Ýyiliðin beden dili toplum katmanlarýnda bireyleri birbirine kenetleyen yegane mekanizmadýr. Bu mekanizmanýn çarklarýndaki bir diþli dahi kýrýlsa mekanizma çöker. Ýyiliðin beden dilini kullanan insanlar pozitif insanlardýr, iþlerinde baþarýlý ve huzurlu olurlar. Kötülüðün Beden Dili Kötülüðün beden dili olur mu? Olur. Çoðu kez insanlar kötülüklerde ellerini kullanýrlar. Kendi aralarýnda konuþan iki kiþi, baþka bir insaný alttan alta süzerek iþaret parmaklarýyla gösteriyorsa, bu davranýþ hem kötülüðün sessiz dilidir, hem de kötülüðün beden dili... Yanýndaki arkadaþýnýn kulaðýna eðilerek gizli bir þey fýsýldayýp, yan gözlerle de bir insaný süzmek kötülüðün beden dilidir. Hz. Muhammed, "Bir ortamda fiskoslaþmayýnýz, ola ki içlerinden biri üzerine alýnabilir" diye nasihat etmiþtir. Asýk suratlýlýk ve çatýk kaþlar kötülüðün beden dilidir. Bazý hareketler vardýr, hiçbir söze hacet býrakmaz, direkt kalp kýrar. Örneðin, bir çocuða elin ters tarafýyla tahkirde bulunulmasý o çocuðu küçük düþürür, kötülüðün sessiz dilidir. Beden Diline Neden Ýhtiyacýnýz Var? J Kendini ifade etmek için J Ýnsanlar üzerinde etkili olmak için J Anlayabilmek, anlaþýlabilmek için J Kendinizi kontrol altýnda tutmak için J Bir musibet bin nasihatten daha etkili olduðu için (Bir hareket bin söze bedeldir) J Ýþ hayatýnda baþarýlý olmak için J Kendinizi geliþtirmek için 113 Bütün Yönleriyle Beden Dili J Ýnsanlarý daha iyi anlayabilmek için J Amaç ve hedefleri gerçekleþtirmek için J Negatiflikten kurtulup pozitif olmak için Konu "Anlaþýlmak" Olunca... Anlaþýlmak her insanýn arzu ettiði þeydir. "Sen ne kadar konuþursan konuþ, anlatabildiklerin karþýndakinin anladýðý kadardýr." Ne talihsiz bir durum deðil mi? Hiç farkýnda olanla farkýnda olmayan bir olur mu? Siz farkýndasýnýz fakat diðerleri farkýnda deðil. Ne yapacaksýnýz? Nasýl anlatacaksýnýz? Bazý insanlar vardýr çok güzel anlatýrlar, çok güzel izah ederler; bazý insanlar vardýr anlatamazlar, anlayamazlar. Siz anlýyorsunuz fakat karþýnýzdakilerin kýþ uykusu uzun olduðu için anlatmakta güçlük çekiyorsunuz. Bu durumda devreye "Beden Dili" giriyor. Onlarýn beden dili mi? Hayýr! Sizin beden diliniz... "Nuh ile uslanmayaný etmeli tektir, tektir ile uslanmayanýn hakký kötektir." sözü ile mi iþlerinizi yaptýrtmaktan yanasýnýz; yoksa maharetlerinizi kullanarak, daha doðrusu ikna ve kabul ettirme noktasýnda yeni maharetler öðrenip bunu uygulayarak mý yaptýrtmaktan yana mý? Eðer ikincisi diyorsanýz çaða ayak uyduruyorsunuz demektir, size beden dili yakýþýr. Böylece beden dilinizi ailenizin içinde çocuklarýnýzýn terbiyesinde de kullanabilirsiniz. 114 Ö. Faruk Reca Çevremizde olup bitenlerin; %88'ini gözlerimizle, %8'ini kulaklarýmýzla, %4'ünü ise diðer uzuvlarýmýzla duyumsarýz. Beden Dilinde Ses Tonu Ýnsanlarýn bilgiyle iliþkisi farklý farklýdýr. Kimisinin bilgisi vardýr; fakat anlatamaz, aktaramaz. Kiminin bilgisi azdýr; fakat yorum gücü kuvvetlidir, anlatabilir, aktarabilir. Bazýlarýnýn bilgisi yoktur; fakat gözlem gücü vardýr ama aktaramaz. Siz hangi kategoriye giriyorsunuz? Genellikle, gözlem gücü olanlar beden dilini daha rahat kullanýyorlar. Siyasetçiler ve iþ dünyasýndakiler için gözlem oldukça önemlidir. Ayný þekilde, eðitimciler içinde yerel gözlem diyebileceðimiz salt öðrenciye odaklanýlmýþ gözlem türü bedensel dille birleþtirildiðinde, "öðrenmeyi öðrenme" yaklaþýmýnda daha rahat mesafe kat edilir. Okuduðunu anlamak, anladýðýný anlatabilmek, anlatabildiklerini unutmamak, anladýklarýndan özet çýkartabilmek... Ýþte bütün bunlar bedenin gerçekleþtirdiði iþlerdir. Bu iþlerde baþarýlý olan, söz konusu yeteneklerini jest ve mimiklere aktarýp beden diliyle de konuþturunca, iletiþim kapýlarý sonuna kadar açýlýr. Eðer, "Anlaþýlamýyorum, beni kimse anlamýyor" diyorsanýz beden dili niteliklerinizi -ki bu bir tür ikna terapisidir- gözden geçiriniz. Beden dili ve ses tonu iletiþimin sözel olmayan kýsmýný oluþturur. Üniversitedeki öðrencilik yýllarýmda enformasyon dersleri görmüþtük. Sözel iletiþim ve bedensel iletiþimde birbirini etkileyen jest ve mimiklerin uluslararasý siyaset arenasýnda nasýl etkili olarak kullanýldýðýný hayretle takip etmiþtik. Bize basit gibi gelen davranýþlarýn insan beyninde nasýl immajitasyonlar oluþturduðuna þahit olduk. Örneðin, televizyon reklamlarýnda bir ürünü marka haline getirmek için iletiþim taktiklerinin bütünü kullanýlýr. Sizin beðeni frekanslarýnýza girecek her yol denenir. Bir kareden ibaret zannettiðiniz görüntü, aslýnda onlarca minik farklý kareden oluþmaktadýr. 115 Bütün Yönleriyle Beden Dili Dikkat ederseniz, reklam kahramanýnýn sizinle doðrudan göz temasýnda olduðunu hayretle fark edersiniz. Beden dili ve ses tonu sözel olmayan iletiþim olarak, sözel olan iletiþim kadar kýymete biniyor günümüzde. Beden dili ve ses tonu kiþinin ruh halini yansýtýrken, burada sözel gerçeklik ruh tahlilini açýða çýkarma açýsýndan en alt düzeyde bir kýstastýr. "Sözel gerçeklik" yani kelimeler anlaþýlabilir olmakta %10 önemliyken, bu oran ses tonunda %30, beden dilinde ise %60'týr. Ýran Devlet Baþkanlýðýný ele geçiren Humeyni'nin çok konuþmadýðý söylenirdi. Fakat yüz binlerce kiþinin toplandýðý alanda, kürsüden sadece küçük bir el hareketiyle bu kitleyi ateþlerdi. Bazen bir göz hareketi, bazen bir el hareketi karþýmýzdakini etkileyebiliyor. Bazý televizyon görüntülerinde Hitler'in konuþma yaparkenki bedensel duruþuna bakýn "dik duruþ pozisyonu" sergilediðini görürsünüz. Atatürk de dünyada dik duruþ sergileyen birkaç liderden biridir. Onun mikrofonla konuþmasý tüyleri diken diken edecek düzeydedir. Dik, kararlý ve cesur… 116 Ö. Faruk Reca “Önemli olan sözler deðil, davranýþlardýr.” Robert Hall 10. BÖLÜM BAÞARILI BÝR BEDEN DÝLÝNÝN SIRLARI Beden Dilinde Baþarýnýn Üçlü Sac Ayaðý: Okumak, Dinlemek, Gözlemlemek 3 Ray 4 Tünel Kuralý Okumak, dinlemek ve gözlemlemek katarýn yani bedenimizin hareketlerini belirleyecek ve rahat hareket etmesini saðlayacak olan raylardýr. "Dört tünel" ise bedensel hareketlerimizin yan destekçileridir. "Dört Tünel" ilkesi bedensel hareketler sayesinde kazanýlýr ve jestler, mimikler, el-kol hareketleri þeklinde derin tecrübe ve yetenekler olarak dýþa yansýr. Önce aþaðýdaki yargýlarý pratiðe geçirmek gerekir: * Okuduðunu anlayabilmek * Anladýðýný anlatabilmek * Anlatabildiðini yazabilmek * Yazabildiðini unutmamak Beden Dilinin Altýn Çerçeveleri Aydýn ve bilinçli olarak beden dilini kullanmak istiyorsanýz, aþaðýdaki altýn çerçeveleri inceleyiniz. Bilgisiz beden dili olur mu? Evet, muhtemeldir, olabilir. Fakat donanýmsýz, kontrolsüz ve terbiyeden yoksun hiçbir güç, güç deðildir. Nihayetinde bumerang gibi geri döner ve sahibine zarar verir. Aþaðýdaki altýn çerçeveler "Bilinçli Beden Dili" uygulamalarýdýr. Okuduðunu Dinlediðini Gözlemlediðini ANLAYABÝLMEK Okuduðunu Dinlediðini Gözlemlediðini ANLATABÝLMEK Okuduðunu Dinlediðini Gözlemlediðini YAZABÝLMEK Okuduðunu Dinlediðini Gözlemlediðini UNUTMAMAK 118 Ö. Faruk Reca 4 Aydýnlýk Tünel Nice bilge insanlar, yola gelmez eþkýya kýlýklýlarý yola getirmiþlerdir. Kimi zaman daðdaki çoban, anlattýklarýnýzý can kulaðýyla dinler ve anlar da eðitim seviyesi yüksek kiþi anlamaz... Dolayýsýyla, eðitimli/eðitimsiz niteliðine takýlmadan beden dilimizi harekete geçirerek personelimizi, öðrencimizi, vatandaþýmýzý "anlayan-anlaþýlabilir olan" konumuna getirebiliriz. Beden dili bir tür zihinsel aktivitedir. Konuþurkenki performansýn kalitesi bedene coþku verir ve 'beden dili'ni daha rahat harekete geçirir. Kelime ve kavramlarýn bolluðu konuþan insana cesaret verir. Yorum gücünün yüksekliði bedensel dili daha verimli, daha coþkulu hale getirir. Ýnsanlar neden anlaþýlamamaktan þikayetçidir? Sebebi aþaðýdaki üç ifadede gizlidir: ASLINDA... - Okuduðunu anlamayan okumamýþtýr! - Dinlediðini anlamayan dinlememiþtir! - Gözlemlediðini anlamayan gözlemlememiþtir! Birinci Aydýnlýk Tünel D ANLAYABÝLME TÜNELÝ Okuduðunu Anlayabilme Dinlediðini Anlayabilme Gözlemlediðini Anlayabilme Ýkinci Aydýnlýk Tünel D ANLATABÝLME TÜNELÝ Okuduðunu Anlatabilme Dinlediðini Anlatabilme Gözlemlediðini Anlatabilme 119 Bütün Yönleriyle Beden Dili Üçüncü Aydýnlýk Tünel D YAZABÝLME TÜNELÝ Okuduðunu Yazabilme Dinlediðini Yazabilme Gözlemlediðini Yazabilme Dördüncü Aydýnlýk Tünel D UNUTMAMA TÜNELÝ Okuduðunu Unutmama Dinlediðini Unutmama Gözlemlediðini Unutmama Niçin Anlaþýlamamaktan Þikayetçisiniz? Çünkü aslýnda... - Okuduðunu anlamayan okumamýþtýr! - Dinlediðini anlamayan dinlememiþtir! - Gözlemlediðini anlamayan gözlemlememiþtir! Çünkü aslýnda... - Okuduðunu anlatamayan okumamýþtýr! - Dinlediðini anlatamayan dinlememiþtir! - Gözlemlediðini anlatamayan gözlemlememiþtir! Çünkü aslýnda... - Okuduðunu yazamayan okumamýþtýr! - Dinlediðini yazamayan dinlememiþtir! - Gözlemlediðini yazamayan gözlemlememiþtir! 120 Ö. Faruk Reca Çünkü aslýnda... - Okuduðunu unutan okumamýþtýr! - Dinlediðini unutan dinlememiþtir! - Gözlemlediðini unutan gözlemlememiþtir! NOT= Bahaneler Taþ Devri'nden kalmadýr. Bu yüzden kitabýmýzda bahanelere yer yoktur. 121 Bütün Yönleriyle Beden Dili “Sessizlik de bir çeþit konuþma sanatýdýr.” Hazzlitt “Okunacak en büyük kitap insandýr.” Hacý Bektaþ Veli Yaþamýn Kýsa Tanýmý Bir zamanlar üç bilge bir araya gelip dünyanýn en kýsa anayasasýný yazmaya koyuldular. Ýnsanýn hareketlerine ve davranýþlarýna hükmeden kanunu gösterebilen kiþi, dünyanýn en bilge kiþisi seçilecekti. “Allah suçlularý cezalandýrýr” diye teklif etti bilgelerden birisi. Tek cümleydi; kýsa ve özdü. Fakat diðerleri bunun bir kanun deðil, bir tehdit olduðunu söyleyerek itiraz ettiler. Birinci bilgenin bu teklifi kabul edilmedi. “Allah sevgidir” dedi ikinci bilge. Ama bu teklif de kabul görmedi, çünkü insanýn görevlerini tam anlamýyla açýklamýyordu. Sonra üçüncü bilge tane tane þu teklifte bulundu: “Kendinize yapýlmasýný istemediðiniz þeyi, baþkalarýna yapmayýn.” Ve ilave etti: “Kanun budur; gerisi sadece yoruma kalmýþtýr.” Diðer bilgeler de bu teklifi kabul ettiler. Ve o bilge zamanýn en bilge kiþisi seçildi. 11. BÖLÜM BAÞARILI EÐÝTÝMCÝNÝN BEDEN DÝLÝ Sýnýfta Güçlü Olan Sensin; O Halde Merhametli Olmalýsýn! Öðrenci öðretmeninin eline bakar, onun yönlendirmesine tabi olur; nasýl yönlendirilirse öðrenci öyle þekil alýr. Bazý öðretmenler öðrencilerden sürekli þikayetçidirler; oturur dert yanarlar, kalkar dert yanarlar. Oysa öncelikle öðrencinin hareketliliði, yaramazlýðý, kaçamaklýðý normal ve doðal karþýlanmalý, sonra çözümler üzerinde durulmalýdýr. Adý üzerinde, siz eðitimci, öðretmen; onlar öðrenci… Onlar yanlýþ yapacak, siz doðruyu göstereceksiniz, bu sizin göreviniz, siz zaten bunun için oradasýnýz. Aðlayýp sýzlanmak, olumsuz davranýþlardan dolayý öðrenciyi kötülemek bir öðretmene yakýþmaz, bu bir irade zayýflýðýdýr; irade zayýflýðý olan öðretmen küçük görülür. Osmanlý Ýmparatorluðu'nun kurucusu Osman Bey, insanlarý yönetmek üzere göreve geldiðinde hocasý Þey Edebali kendisine þöyle nasihat etmiþti: "Ey oðul! Beysin... Bundan sonra öfke bize uysallýk sana... Gücenirlik bize, gönül almak sana... Geçimsizlik, çatýþmalar, uyumsuzluk, anlaþmazlýklar bize, adalet sana... Kötü söz, þom aðýz, haksýz yorum bize, baðýþlamak sana... Ey oðul! Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana... Üþengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, þekillendirmek sana... Ey oðul! Sabretmesini bil. Vaktinden önce çiçek açmaz. Þunu da unutma, insaný yaþat ki devlet yaþasýn. Ey oðul! Yükün aðýr, iþin çetin, Allah yardýmcýn olsun…" Sýnýfta Beden Dilinizi Kullanýn Albert Mehrabian, sesin ve sözcüklerin öðrenciyi dinletebilmede ve dersi öðretebilmede çok önemli olduðunu söylemektedir. El-kol hareketleri ve yüz mimikleri, ses tonunun güven verici ve sabit olmasý, konuþmadaki sözcük zenginliði... Tüm bu özellikler sýnýfta iyi bir ders iþlenmesini saðlar. Ancak Albert Mehrabian bu üç özelliðin önem derecesini bulmak için yaptýðý araþtýrma sonunda, bedenin %55, sesin %38, sözcüklerin %7 oranýnda etkili olduðunu ifade etmiþtir. Yani beden dili, bir öðretmenin öðrenci tarafýndan en fazla dikkat çeken yönüdür. Buradan çýkan sonuç þu: Ne söylediðiniz deðil, neyi nasýl söylediðiniz önemlidir. Beden dili sözsüz iletiþimdir, davranýþtýr bir bakýma... Öðrenci o an kýsa aralýklarla sizin söylediklerinize dikkat etmeyecektir, davranýþlarýnýza bakacaktýr. Bir okuldaki öðrenci topluluðunun genel hal ve hareketi, o okulun öðretmenlerinin nasýl öðretmenler olduklarýný gösterir. Bir öðretmen topluluðu okuldaki öðrencilerinden þikayetçiyse, bilin ki sýnýflarda öðretmen, beden dilini nasýl daha etkili kullanabileceðini, öðrencilerin olumsuz davranýþlarýnýn beden diliyle nasýl tedavi edilebileceðini öðrenmelidir. 124 Ö. Faruk Reca Aslýnda öðretmen kendini tanýmalý, davranýþlarýnýn farkýnda olmalýdýr. Gerçek beden dili, öðretmenin, bir kiþilik olarak kendinin farkýnda olmasýdýr. Aksi takdirde beden diliyle ilgili onlarca sayfa yazý da okunsa fayda etmez. Öðretmenin Sýnýftaki Hakimiyet Alaný Sýnýfta bulunan öðrencilere, öðrenmeyi en iyi ve en verimli þekilde gerçekleþtirebilecekleri ortamlar sunulmalýdýr, bu da öðretmenin kendi elindedir. Öðrencinin sýnýfta oturacaðý yer, öðretmenin kendi beðendiði yer deðil, öðrencinin kendisini iyi hissedeceði yer olmalýdýr. Öðretmen, öðrenciyle kendi arasýndaki mesafe duvarýnýn farkýnda olmalýdýr. Her istediði anda bu duvarý aþmamalýdýr. O an sizin hissettiklerinizle öðrencinin hissettikleri farklý olabilir, ruh halleriniz örtüþmeyebilir. Nihayetinde öðrenci de tek baþýna bir bireydir, onun da kendine ait inisiyatifleri vardýr. Eðitimci iþte inisiyatifleri bilen kiþidir. Sosyal eðitim bilimcisi Edward Hall, insanlarýn yaklaþabilecekleri inisiyatif alanlarýný yaptýðý araþtýrmalarda tespit ederek 4 kýsma ayýrmýþ ve her alanýn yaklaþma mesafesinin farklý olmasý gerektiðini gözlemlemiþ. Buna göre özel alan 0- 46 cm, kiþisel alan 46-120 cm, sosyal alan 120-350 cm, genel alan ise 3,5 m'den daha fazla olan mesafedir. 1) Özel Alan: Sadece çekirdek aile bireylerinin yaklaþabileceði alandýr. Anne, baba, çocuklar bu mesafeye kadar yaklaþabilir. Bu alan çok yakýn mesafe olduðu için yaklaþýldýðý zaman gerilime yol açar, kaçma isteði duyulur, birinin size bu mesafeye kadar yaklaþmasý sizi rahatsýz eder. Dikkat ettiyseniz tramvaylarda, otobüslerde, vapurlarda karþýlýklý konulmuþ koltuklarda oturan insanlarýn yüzü asýk gibidir; çünkü birbirlerinin özel alanlarýna yaklaþmýþ durumdadýrlar. 125 Bütün Yönleriyle Beden Dili Eðer öðretmen olarak siz rahat ve nezih bir sýnýf ortamý saðlarsanýz, öðrencilerin zannettiðiniz kadar problemli olmadýklarýný hayretler içerisinde görürsünüz. Bunun eðitim sistemiyle hiçbir ilgisi yok, bu tamamen sizin elinizde. Örneðin, renklerin gücü ve etkisini göz ardý etmeyin. Eðer sýnýfý kýrmýzýlara gömerseniz çocuklarda kavga duygusunu harekete geçirirsiniz. Eðer sýnýfýnýzýn arenaya dönüp sizin matador, öðrencileriniz de kýrmýzý görmüþ azgýn boðalar olmasýný istemiyorsanýz, sýnýf renklerinize, sýra düzeninize, masanýzýn duruþ pozisyonuna ve hatta sýnýfýnýzýn güzel kokmasýna (tütsü veya oda parfümü kullanabilirsiniz) özen gösteriniz. Özel alandan bahsederken, bu alaný yukarýdaki niteliklerle beraber deðerlendirmeliyiz. Rahatsýzlýk verecek olan her þey öðrenmeye engeldir. Ýstediði her an öðrencinin özel alanýna kadar yaklaþan bir öðretmen, öðrenciyi hisleri olan bir varlýk olarak kabul etmeyen, bunu tahmin edemeyen öðretmen olarak algýlanabilir. Duyarlý bir öðretmen öðrencilerin de his ve duygularýnýn olduðunu kabul edip bu alanlarý geliþigüzel ve dilediðince iþgal etmeyen öðretmendir. Hele sýnav esnasýnda küme aralarýnda ellerini arkasýna baðlayarak gezen öðretmen, öðrencinin tüm konsantrasyonunu bozmaktadýr. Öðretmen, yanýna yaklaþýlamayacak kadar mitolojik bir varlýk imajýndan da sýyrýlmalýdýr. Öðrencileri yanýna rahatça gelebilmeli; minik öðrencileri beline sarýlabilmeli, elini tutabilmeli, öðretmeniyle okul bahçesinde sohbet ederek gezinebilmelidir. Özellikle ilkokul çaðýnda bu çok önemlidir. Soðuk öðretmen öðrenmeyi zorlaþtýrýr, öðrencide hayata karþý coþku yaratmaz. 2) Kiþisel Alan: Öðretmen, yakýn mesafede iletiþime girmesini gerektirecek çok önemli bir neden olmadýðý sürece öðrencisinin kiþisel alanýna girmemelidir. Örneðin, oturan 126 Ö. Faruk Reca bir öðrencinin baþýna elini koymasý, dokunmasý, omzuna elini atmasý gibi... Bu hareket öðretmen tarafýndan ülfet ve diyalog geliþsin diye yapýlýr. Ancak öðrenci tarafýndan beðenilebilir de beðenilmeyebilir de… Bu, öðretmenin oluþturacaðý manevi güven ve sevgi ortamýna baðlýdýr. Öðrencilerin birçok yönden güvenini kazanan sevecen, sýcakkanlý, yardýmsever bir öðretmen muhteþem baþarýlar koyar ortaya. 3) Sosyal Alan: Öðrencilerin öðretmenle diyaloglarý konusunda problemleri olabilir. Ýyi bir okul idarecisi ve müdürü hangi problemin hangi alana (kiþisel alan, sosyal alan…) girdiðini kestirebilendir. Kendi probleminin kiþisel olduðuna inanan, gerçekten de böyle bir problemi olan öðretmen, probleminin okul müdürü tarafýndan sosyal problemmiþ gibi deðerlendirilmesini hazmedemez. Ve burada öðretmen-idareci çatýþmasý baþlar. O yüzden iyi bir idareci öðretmenin sorunlarýna ciddiyetle eðilmeliyse, iyi bir öðretmen de öðrencisinin sorunlarýný ciddiye alan, kestirip atmayandýr. Ýyi bir öðretmen öðrencisinin özel/kiþisel sorununu baþkalarýna yansýtmayýp, saygý duyan ve bu sorunu çözüm gayreti gösterendir. Bu bir inceliktir. Öðretmen de ayný inceliði okul müdürü veya diðer üst idarecilerle müfettiþlerden görmeyi arzulamaz mý? Ciddi bir özel sorunu olan öðretmenin o sýralar morale ihtiyacý olur. Ýdareci demek, idare etmesini bilen, bunu dengeleme mahareti gösterebilen demektir. Ýdarecilerden ilgi ve güler yüz gören öðretmen, problemlerini daha rahat atlatýr ve þevkle, sevgiyle çalýþýr. Ayný þekilde, öðrenci de özel sorunlar yaþadýðý sýrada öðretmen kendisiyle ilgilenirse bir insan kazanýlmýþ olur. 4) Genel Alan: Genel alanýn sýnýrlarý 3,5 metreden 7,5 metreye kadardýr. Bu alandaki iliþkiler daha resmidir. Muhataplar birbirini tanýmazlar. Genellikle bekleme yerleri, alýþ veriþ merkezleri gibi yerlerde bu alanýn sýnýrlarý içinde kalýnýr. 127 Bütün Yönleriyle Beden Dili Öðretmenin öðrencilerle genel alan mesafesinde olmasý kesinlikle savunulamaz. Öðretmenle öðrenci arasýndaki mesafenin artmasý ortama soðuk bir hava katar, yani bu mesafe arttýkça, hele ki 5 metreyi geçmeye baþladýkça öðretmenin öðrenci üzerindeki özgün ve samimi ifade tarzýndaki mesajlarýnýn algýlanmasý zorlaþýr. Özel ve kiþisel mesafe alanlarýnýn etkilerinden bahsederken öðretmenin öðrenciye bir yabancý gibi durmamasý gerektiðini vurgulamýþtým. Öðretmenin sýnýfta yabancý mesafesinde durmasý iþini zorlaþtýrýr. Özel ve kiþisel alan mesafesinin hassasiyeti yabancýlar içindir; öðretmen ise asla yabancý bir insan deðildir, olmamalýdýr. Ancak sýnýf ortamýný düzenli ve ideal bir kývama getirmek de öðretmenin özel bir görevidir. Öðretmen öðrencinin her þeyidir, onun adeta mitolojik kahramanýdýr. Özellikle altýný çizmek istediðim nokta, öðrencinin sevgisinin bir þekilde kazanýlmasýdýr. Eðer sevgi yoksa, anne-baba dahi kendi çocuðunun özel ve kiþisel alanýna giremez. Öðretmen, öðrencinin kesinlikle uzak alanýnda deðildir; dengeli ve uyumlu bir þekilde özel, kiþisel ve sosyal alanýndadýr. Hülasa özel, kiþisel ve sosyal alanlara yerine göre yaklaþabilen öðretmen, genel alanda durmamaya özen göstermelidir. Ancak sevgisiz, yapmacýk ve içten olmayan bir kýsa mesafe yakýnlýðý da öðrenciye hiç inandýrýcý gelmez. Öðrenciyle gerçek anlamda kaynaþamayan bir öðretmenin yabancýdan farký olmaz. Öðretmenin bir yabancý gibi görülmesi, ders anlatýrken karþýlaþýlabilecek en büyük felakettir. Öðretmenin o dersi o an hiç itibar görmeyeceði gibi, ilerleyen yýllarda öðrenci bu dersi veya öðretmeni hatýrlanmayacaktýr. 128 Ö. Faruk Reca Öðretmen Bir Tek Rolü mü Oynamalýdýr? Yaþam bir rol, yaþanýlan mekanlar ise sahne... Buradaki "rol" yapay, yapmacýk bir rol deðil, hakiki görevdir. Nasýl bir tiyatrocunun sahnede çok yönlü performans sergilemesi gerekiyorsa, öðretmenin de çok yönlü bir eðitimcilik örneði sunmasý gerekir. Evde anne-baba, dýþarýda arkadaþ, okulda eðitimci olan öðretmen her üç rolü de içten ve samimi olarak sýnýfta da gerçekleþtiremez mi? Öðretmen çok yönlü bir insandýr. Tanýdýðým bütün öðretmenlerden çok þeyler öðrendim. Öðretmen öðretirken ayný zamanda öðrenen, terbiye ederken terbiye olan ve çocuk kalbi taþýyan gerçekten kýymetli bir insandýr. Öðretmen hemen her konuda söyleyecek bir þeyleri olandýr… Öðretmen anadýr, babadýr, ailedir; öðretmen arkadaþtýr; öðretmen sýkýntý ve acýlarýn paylaþýldýðý ve onunla birlikte aðlanýldýðý insandýr; öðretmen anýlarýn konuþulduðu, tatlý tebessüm ve kahkahalarýn atýldýðý bir ruhtur, bir heyecandýr. Çoklu Zeka Nedir? Howard Gardner tarafýndan geliþtirilen çoklu zeka kuramýna göre zeka çok yönlüdür ve her insanýn doðuþtan getirdiði potansiyel geliþtirilebilir. Çoklu zeka ile ilgili yapýlan çalýþmalar sonrasýnda zekayý 8 temel alan altýnda incelemek mümkündür. Bunlar; 1- Sözel - Dil Zekasý 2- Mantýksal - Matematiksel Zeka 3- Görsel - Uzaysal Zeka 4- Müziksel - Ritmik Zeka 5- Bedensel - Kinestetik Zeka 129 Bütün Yönleriyle Beden Dili 6- Sosyal Zeka 7- Ýçsel Zeka 8- Doðacý Zeka Çoklu Zeka kuramýnda "baþarýsýzlýk" diye bir þey söz konusu deðildir. Öðrenci müzik ruhluysa, müziðe yatkýnsa matematiði müzikle iliþkilendirerek müziksel matematik; tarihi müzikle iliþkilendirerek müziksel tarih þeklinde öðretmek mümkün görülmektedir. Çoklu Zekada geleneksel kalýtsal zeka olan IQ kýstas olarak alýnmaz; Emotion Qutoient yani Duygusal Zeka-EQ Çoklu Zeka baðlamýnda deðerlendirilir. Sözel zeka ve Sayýsal zeka þeklinde yýllardýr dar kalýplara istiflenmeye çalýþýlan öðrenciler kategorinin kurbaný olmuþlardýr; içlerinde bulunan müthiþ yetenekleri açýða çýkaramamýþlardýr. "Sözel/Sayýsal Zeka" sýnýflamasý tek yönlü beslenme gibidir; oysa Çoklu Zeka tam bir dengeli beslenmedir. Her insanýn tek bir zeka alaný yoktur, bir insanda bir veya birkaç zeka alaný bulunabilir. Tesadüfen üzerinde yoðunlaþýlan konu da kendine ait zeka alaný veya alanlarý içerisinde deðilse öðrencinin baþarýsýz olacaðý muhakkaktýr. Dolayýsýyla, bu insan gerçek yeteneðini (baskýn yetenek) açýða çýkaramaz. Öðrencinizin Kan Grubu Elinizin Altýnda Olsun Teknoloji, insana dair bilinmeyenleri de gün yüzüne çýkarýyor. Bunlardan biri, kan grubunun öðrenciyi tanýtan etiket olduðudur. Belli ipuçlarý ve veriler olmadan öðrenciye eðitim vermeye çalýþmak akýntýya kürek sallamaya benzer. A kan grubu, 0 kan grubu, B kan grubu ve AB kan grubu þeklinde dört kan grubu vardýr. Yapýlan araþtýrmalar kan gruplarýyla kiþilik, karakter, davranýþ, yetenek iliþkileri arasýnda 130 Ö. Faruk Reca sýký bir baðlantý olduðunu ortaya koyuyor. Sýnýfta görev daðýlýmý yapýlýrken, öðrenciyle iletiþim kurulurken ve ders anlatýlýrken bu farklýlýklar göz önünde bulundurulabilir. A Kan Grubu: A kan grubundaki çocuklarýn en göze çarpan özellikleri uyumlu olmalarýdýr; fakat ilgi görmedikleri takdirde hem uyumlarýný yitiriyorlar hem de içe kapanýyorlar. Bu kan grubundaki öðrenciler ilgi ve takdir gördükleri anda ortaya büyük baþarý koyarlar. Þimdi denilebilir ki, "Bütün öðrencilerin ilgiye ihtiyacý var ve ilgi gördükleri an baþarýlý olurlar." Evet, öyle ama her öðrencinin direnci farklý, bu kan grubundaki öðrenciler zarif ve kýrýlgan, bunlarýn ilgiye çok daha fazla ihtiyaçlarý var, aksi takdirde önlerine çýkan en küçük bir esintide eðilirler. 0 Kan Grubu: 0 kan grubundaki öðrenciler hayal kýrýklýklarý karþýsýnda zayýf düþmezler. A grubundakiler gibi kýrýlgan deðildirler. Arabuluculuk ve ticarete yatkýndýrlar. Sevecen ve mutlu görülmeleriyle dikkat çekerler. Radikal düþünce eðiliminden uzaktýrlar, kitle ve toplumsal hareketleri bir çözüm olarak görmezler; ikili iliþkilerin, komþuluk, dayanýþma ve yardýmlaþmalarýn önemine inanýrlar. "Emanet" býrakýlabilecek öðrencilerdir, sorumluluklarýnýn rahatsýzlýðýný duyacak kadar da bilinçlidirler. Bu kan grubundaki öðrencilere dýþa dönük görevler verilebilir; çünkü insanlarla diyaloglarý olumludur. Diðer öðrencilerle muhatap olunacak görevler de verilebilir. Eðitsel kol çalýþmalarýnda spor koluna seçilebilirler. Bu öðrenciler sizi istismar etmez, bir öðretmen olarak sizin þakalarýnýza orta düzeyde karþýlýk verirler, taþkýnlýk yapmazlar. Vefalýdýrlar, sizin þu an onlara yapacaðýnýz maddi veya manevi fedakarlýklarý aradan 20 yýl geçse unutacaklarýný zannediyorsanýz yanýlýyorsunuz.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...