31 Ekim 2013

İSLÂM-OSMANLI CEZA HUKUKUNDA HIRSIZLIK SUÇU: 16-18. YÜZYILLARDA BURSA ŞER’İYYE SİCİLLERİNE YANSIYAN ÖRNEKLER





İSLÂM-OSMANLI CEZA HUKUKUNDA HIRSIZLIK 
SUÇU: 16-18. YÜZYILLARDA BURSA ŞER’İYYE 
SİCİLLERİNE YANSIYAN ÖRNEKLER

İSLAM HUKUKUNUN OSMANLI DEVLETİNDE TATBİKİ: ŞER‘İYE MAHKEMELERİ VE ŞER'İYE SİCİLLER






İSLAM HUKUKUNUN OSMANLI DEVLETİNDE 
TATBİKİ: ŞER‘İYE MAHKEMELERİ VE ŞER'İYE SİCİLLERİ

İSLÂM HUKUKUNDA CEZA






İSLÂM HUKUKUNDA CEZA

İslâm’da Ceza Sistemi 


 ﺑﺴﻢ اﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﻴﻢ
وَﻟَﻜُﻢْ ﻓِﻲ اﻟْﻘِﺼَﺎصِ ﺣَﻴَﺎةٌ 
ﻱَـﺎأُوْﻟــﻲ اﻷَﻟْﺒَـﺎبِ ﻟَﻌَـﻠﱠﻜُﻢْ 
 ﺗَـﺘﱠﻘُﻮنَ (اﻟﺒﻘﺮة: 79) 

Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız. (Bakara: 179) 

İSLÂM HUKUKU II (Ceza Hukuku)





İSLÂM HUKUKU II 
(Ceza Hukuku) 

OĞUZ SAYGIN HAFIZA TEKNIKLERI ILE BEYIN GÜCÜNÜ GELIŞTIRME








 HAFIZA TEKNIKLERI ILE BEYIN GÜCÜNÜ GELIŞTIRME

İNSAN TRJEDİSİ






İNSAN TRJEDİSİ

JAMES E. LOEHR STRES ALTINDA BAŞARILI OLMAK






JAMES E. LOEHR STRES ALTINDA BAŞARILI OLMAK

Başarının sırrı stresi nasıl tepki vereceğini anlamaktır. 

Sizi paramparça eden cehennem meleği bir patron veya ulaşılması imkansız hedefler değil, daha çok bunlara ve diğer olaylara verdiğiniz duygusal tepkidir. 

Jim Loehr'in pratik programı sizi deliye döndüren her şeyi nasıl kontrol altına alıp aşağıdaki yöntemlerle sizin lehinize çalışır hale getireceğinizi gösterir:

-Kişisel ve iş yaşamınız arasında, hayati bir armoni ve uyum hissi yaratarak, daha iyi bir denge kurmak.

-İş fırtınaları patladığında sizi güçlü bir şekilde koruyacak yeni fiziksel, zihinsel ve duygusal esneklik seviyelerine çıkmayı başarmak.

-Strese tepki verme yeteneğinizi artıran başarı ritüellerini-yemek yeme, düşünme, uyuma, planlama, ve egzersiz alışkanlıkları-kullanmak.

-Hassas düşünme ve davranma yoluyla duyguları kontrol altına almak. 

Koşullara bağlı olmaksızın istendiğinde performans gösterme yeteneğinizi artıracak zihinsel hazırlık becerilerini öğrenmek.

-Kişisel etkinliğinizin ve tepkinizin özünü oluşturan, enerji harcama ve toplama kapasitenizi derinleştirmek.

ETKİLİ KONUŞMANIN ÇABUK VE KOLAY YOLU







ETKİLİ KONUŞMANIN ÇABUK VE KOLAY YOLU

CAHİLLİKLER KİTABI







CAHİLLİKLER KİTABI

YÜZ OKUMA SANATI







YÜZ OKUMA SANATI

AÇIKLAMALI ATATÜRK KSYNAKÇASI İKİ






AÇIKLAMALI ATATÜRK KAYNAKÇASI İKİ

AÇIKLAMALI ATATÜRK KAYNAKÇASI BİR






AÇIKLAMALI ATATÜRK KAYNAKÇASI BİR

REİS






REİS

BABAM ABDULLAH ÇATLI





BABAM ABDULLAH ÇATLI

Onun da içinde mor dağlara türkü söylemek, uzaktan geçen turnalara el sallamak vardı. 

O bir devre damgasını vurdu ama içindeki türküyü hiç duymadılar, dinlemediler.. 

Yükselen canhıraş çığlıkların ortasında hep bir "sebep" olarak görüldü, gösterildi.

Oysa bir insanın tek başına bu kadar "çok sebep" olması mümkün değildi. 
"Utanç Duvarları" gibi yükselen tek yanlı sese verilen bir cevabı özleyenlere 

ve "Utanç Duvarları"nın acımasız mimarlarınadır sözümüz..

Sadece ve sadece dile getirilmemiş gerçeklerin hikayesini okumak hakkı, bu hakkı isteyen herkesindir...

Gökçen Çatlı

TARIHTE VE GÜNÜMÜZDE MASONLUK







TARIHTE VE GÜNÜMÜZDE MASONLUK


Bizde Masonluk, eskiden Farmasonluk adiyle anılan ve kuruluş tarihi çok eski zamanların karanlıkları içinde kaybolan uluslararası bir dernek yada İsterseniz tarikat olarak vardır. Din taassubunun ağır bastığı çağlarda gizli ve çok kere kanundışı bir örgüt halinde çalışmış olduğu için hakkında türlü söylentiler dolaşan bu toplumsal akım hakkında bizde ne yazık ki pek az şey bilinir. Bu konuda yazılanlar çok kere gelişigüzel ağır suçlamaların sınırını aşmamış ve gerçeklerden çok uzak kalmıştır.
Herkesin merak ettiği bu konuyu bilimsel açıdan ele alarak bütün yönleri ve tarih içindeki değişiklikleri ile anlatan bir eser yoktu bugüne dek bizde. İşte bu eksiği gidermek için sunuyoruz size bu kitabı. Bu eser, Masonluğun savunması değildir. Sadece, tarih ve bilim açısından tarafsız bir açıklamasıdır.

BELGELERLE 12 EYLÜL






BELGELERLE 12 EYLÜL
12 Eylül Belgeleri Cumhuriyet tarihinin kilometre taşlarından biri olan 
12 Eylül,üzerinden 20 yıl geçmesine karşın hala tartışılan en önemli olaylardan biri...
12 Eylül 1980den başlayarak, 1983 Milletvekili Genel Seçimleri sonucu TBMMnin tekraraçılmasına kadar geçen süreçteki belge ve olaylara (bildiriler, konuşmalar, gazete küpürleri,yorumlar, tartışmalar, davalar, Sıkıyönetim Mahkemeleri kararları, 
Danışma Meclisi çalışmaları, 1982 Anayasasına ilişkin tartışmalar...), 
12 Eylül Belgeleri adını verdiğimiz bu bölümde yer verilecek.
Döneme ait binlerce sayfayı bulan belgeler, elektronik ortama aktarıldıkça, bu sayfalarda yerini alacak.

FAHIR ARMAOĞLU 20. YÜZYIL SIYASI TARIHI





FAHIR ARMAOĞLU 20. YÜZYIL SIYASI TARIHI

Ülkemizde Siyasal Tarih disiplininin kök salmasına ve bölge uzmanlığı anlayışının gelişmesine büyük katkılarda bulunan değerli hocamız rahmetli Prof. Dr. Fahir Armaoğlu’na armağan olarak bilim dünyasına sunulan eser, Genel Siyasi Tarih, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Türk Dış Politikası, Soğuk Savaş Sonrası Diplomasi ve Güvenlik, Orta Doğu olmak üzere 24 makaleden oluşan beş bölüm halinde hazırlanmıştır.

TÜNEL







TÜNEL
Lacaza'nın bu eseri, Nazi Faşizmi döneminin bir belgeseli niteliğindedir. Olay, Avusturya Yugoslavya sınırını oluşturan dağdaki toplama kampında geçmektedir. Bu kampın tutsakları, 
Yugoslavya-Avusturya sınırını oluşturan dağın tünel yapımında zorla çalıştırılmasını anlatmaktadır. 
Bugün, tünelin "Yugoslavya" ucunda lüks bir otel bulunmaktadır.

Eserde bulabileceğiniz bir başka şey ise, olağanüstü bir tesadüfün yaşanması...

Güncel Havariç Akidelerine Selefin Sabit Akidesinden Cevaplar Ebu Muaz Seyfullah Erdoğmuş Haricilik Sadece Büyük Günahtan Dolayı Tekfir Etmek midir?





Güncel Havariç Akidelerine Selefin Sabit Akidesinden 
Cevaplar 
Ebu Muaz Seyfullah Erdoğmuş
Haricilik Sadece Büyük Günahtan Dolayı Tekfir Etmek midir? 

Namazda Sola Selam Verirken “Ve Berakatuh” Ziyadesi Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî





Namazda Sola Selam Verirken 
“Ve Berakatuh” Ziyadesi 
Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî 

Namazda Ellerin Bağlanması Te’lif: Ebû Muâz el-Çubukâbâdî






Namazda Ellerin Bağlanması 
Te’lif: Ebû Muâz el-Çubukâbâdî

Rububiyet Tevhidi





Rububiyet Tevhidi 


KİTÂB VE SÜNNET IŞIĞINDA SAHİH İLMİHAL






KİTÂB VE SÜNNET  IŞIĞINDA  SAHİH İLMİHAL

Seferîlikte Namaz Hükümleri






Seferîlikte Namaz Hükümleri

SECDELERDE ELLERİ KALDIRMA HADİSLERİ





SECDELERDE  ELLERİ KALDIRMA  HADİSLERİ

TÜRKIYE CUMHURIYETI ANAYASASI ÖZÜRLÜLER KANUNU



TÜRKIYE CUMHURIYETI ANAYASASI ÖZÜRLÜLER KANUNU

ERMENI SORUNU VE TÜRKIYE' NIN DURUMU




ERMENI SORUNU VE TÜRKIYE' NIN DURUMU

SOVYET ARŞİV BELGELERİ IŞIĞINDA TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ (1915-1923)







SOVYET ARŞİV BELGELERİ IŞIĞINDA 
TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ 
(1915-1923) 

ÇARESİZLİKTEN KURTULUŞTA MANEVİYAT İLİŞKİSİ


ÇARESİZLİKTEN KURTULUŞTA MANEVİYAT İLİŞKİSİ

Mükemmellik, mükemmel, kusursuz, dört dörtlük çok sık duyduğumuz, kullandığımız ama çoğu zaman da gerçek anlamı üzerinde pek düşünmediğimiz kelimelerdir. Hep daha iyisini yapmak, sürekli kendimizi geliştirmek için çabalamaktır.
Tüm bu düşünce hataları ve katı kurallar sonucunda da birtakım olumsuz durumlarla karşı karşıya kalmaktayız. Buna da çaresizlik denir. Mükemmel olmak isterken çaresizlik içinde kalmakla yıkıma uğrayan insan geleceğin de kayıplara karışır gider. Dünyaya gelmiş mi, gelmemiş mi bir önemi kalmamış ve çaresizliği tatmaya başlamıştır.
[Çaresizlik, insan yaşamını etkileyen önemli değişkenlerden birisidir. Eğer bu öğrenilmiş çaresizlik olursa, bir davranış ile bu geçmişinin sonucu arasında bir gelecek olmadığını öğrenmesi sonucunda, bireyin benzer durumlarda gereken davranışı gösterememesidir.
Öğrenilmiş çaresizlikte, geçmişte davranışta bulunurken yaptığı davranışın sonucunu kontrol edemediğini öğrendiği zaman, başka bir durumda olayın sonucunu kontrol edebileceği halde bir başarısızlık beklentisine ve davranışlarıyla geleceği kontrol edebileceği durumlarda bile başarmak için gereken davranışları göstermemesine neden olabilmektedir.
Geçmişlerin yaşantıları sonucunda öğrendiği bu başarısızlık veya kendi davranışının sonucunu kontrol edememe beklentisi, toplumun yaşamının birçok alanında başarısızlıklara yol açabilir. Geleceği kontrol edilebilecek durumlarda bile ortaya çıkan başarısızlık beklentisi kavranılmış bir hata olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle öğrenilmiş çaresizlik değişkeni özellikle toplumların başarılarıyla yakından ilişkili gibi görünmektedir. Genel olarak, İNSANLAR BAŞARILARINDAN KENDİLERİNE PAY ÇIKARMA, AMA BAŞARISIZLIKLARI İÇİN DİĞER İNSANLARI VE DURUM FAKTÖRLERİNİ SUÇLAMA EĞİLİMİNDEDİRLER. ][1]
Çaresizlik belirtileri geçiren ve bunun sonucunda çaresiz davranış örneğini oluşturan geçmiş en belirgin özelliği olarak, gelecek için belli bir işi başarmak için gereken çaba gösterme davranışında belirgin bir azalmaya yönelmek zorunda kalır. Bu durumda çaresizlik yaşantısının sonucunda geliştirilen “başarısızlık beklentisi”nin bireyin davranışlarına yansıması olarak ele alınabilir. Bahsedilen bu durum tabiatın sürekli hareket halinde olmasını gerektirmiştir. Bu nedenle Allah Teâlâ kullarını sürekli kabz – bast (sıkıntı- ferah) halinde tutarak çaresizlik sendromuna düşmesine engel olmaktadır. Bunu açıklayacak bir misal verecek olursak, çaresiz bir hastalığa düşmüş bir hastanın göreceği bir rüya onun bütün duygularını değiştirip ölüme hazırlamasıdır. Çaresizliğinin farkına varmış olmasına rağmen onu etkileyen sanal bilgi birden onu kuvvetli yaparak bir üst seviyeye çıkışına sebep olur. Çok şey birden değişmiş olur.  
Çaresizliğin mükemmelliğe çıkışında en büyük etken inancın kuvvetlenmesidir. Bu etkide ancak dışarıdan gelmektedir. Hiçbir şekilde insan içinde üretememiştir. Eğer insan bu yeterliliğe sahip olabilseydi Allah Teâlâ uyarıcı şahsiyetleri göndermezdi. İnsan yaratılış olarak çok kuvvetli olmasına rağmen iç dünyasında bir dayanağa hep ihtiyaç duyduğu kesindir. Bu bilgiyi bazen vahiy, bazen rüya, bazen telkin olarak görmekteyiz. En bariz misallerden birini verecek olursak Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı öncesi yaşadığı bir hadisedir.
[“Kurtuluş Savaşı yıllarında gösterdiği üstün hizmetleri ile Ankara’nın dikkatini çeken Şeyh Şerâfeddin [2] ile Gazi Mustafa Kemal arasındaki ilişki,  Atatürk’ün Yalova’daki yaz çalışmaları döneminde yaptığı davet ve istişarelerle karşılıklı saygı ve seviyeli sohbetler çerçevesinde  halinde Şeyh Şerâfeddin’in vefatına kadar devam etmiştir. Bu ilişkinin ilk belgeli verileri, yine Ali Usta’nın tanıklığı ile tarihe geçmiştir. O günlerde sürekli Şeyh Şerâfeddin’in yanında olan Ali Usta, mürşidi ile Kuvvay-i Milliye’nin “Gazi Paşa” sının istişareleri hakkında çok önemli bilgiler vermektedir:
“ -Yunan işgalcilerin, Bursa’yı  zapt ettiği günlerde Mustafa Kemal Paşa tarafından Hasan Bey isminde kalpaklı bir adam geldi ve bana:
“-Beni Mustafa Kemal gönderdi; Şeyh Efendi’ye ilet…” dedi. Ben bu arzuyu  Şeyh Şerâfeddin’e naklettim. Şeyh Efendi bana:
“-Ali Usta! Sen de ona söyle. İstanbul’dan düşmanı def’edinceye kadar elimizden gelen gayreti göstereceğiz ve düşmanı temizleyeceğiz. Biz de O’na yardım ede­ceğiz…” buyurdular. Ben de Şeyh Şerâfeddin’in bu sözlerini  Hasan Bey’e naklettim.
“ Mustafa Kemal’in kuryesi Hasan Bey’in bu müjdeyi Ankara’daki Mustafa Kemal’e iletmiş olmalı  ki Şeyh Şerâfeddin Dağıstanî, istişare için Ankara’ya davet edilir. Ali Usta  o günleri şöyle dile getirmektedir:
“Büyük Taarruz daha başlamamıştı. O vakit Şeyh Efendi’yi Ankara’dan çağırdılar. Şeyh Efendi iki-üç gün sonra Ankara’dan döndüğünde O’na:
“- Hazret ne için çağırdılar, haberler nasıl?” diye sordum. Şeyh Efendi bana:
“- Ali Usta, Mustafa Kemal bana “Nasıl muvaffak olacak mıyız?” diye sordu. Ben de,
“Evet, muvaffak olunacaktır. Az bir kan dökülüp İstanbul’u da alacağız” dedim.” diye cevab verdi.
Yalova’daki Atatürk köşkünde ve Termal’deki özel mekânında özellikle yaz döneminde çalışmalarını sürdüren Mustafa Kemal’in zaman zaman Şeyh Şerâfeddin’i davet ederek görüşlerini ve tesbitlerini dinlediği bilinmektedir. Güneyköy’de Atatürk’ün özel makam aracı ile özel kalem görevlilerini göndererek Şeyh Şerâfeddin’i aldırdığını ve sohbetten sonra yine makam aracı ile tekrar köye bıraktırdığını anlatan yaşlı insanlar hâlâ yaşamaktadır. (Bunlardan birisi olan Güneyköylü Sıbgatullah Gayret Efendi ile 90 yaşlarında iken bizzat görüşüldü.)”
Atatürk ile Şeyh Şerâfeddin ilişkisine ve sohbetlerine ilişkin anlatılan rivayetlerden birisine göre 1936 yılındaki bir görüşmelerinde Şeyh Şerâfeddin Dağıstanî, kendisinin o yıl içinde vefat edeceğini, Atatürk’ün ise kendisinden 2 yıl sonra vefat edeceğini bildirmiş ve ömrünün son iki yılında nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunmuştur. ][3]
Ey Allah Teâlâ’m çaresiz kaldığımızda yardımlarının vasıtalarını artır ki, hayatın karanlık dehlizlerinde boğulup kalmayalım.
“Elbette güçlükle beraber şüphesiz bir kolaylık vardır.
Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Öyleyse, bir işi bitirince diğerine giriş;
Ve ümit edeceğini yalnız Rabbinden iste.” [4]
 İhramcızâde İsmail Hakkı   

[1] (AYDIN, 2006 ), s. 1-6
[2] ZEYNEL  ABİDİN   ŞERAFEDDİN  DAĞISTANΠkaddese’llâhü sırrah’ül azîz
Hicrî 1292 – Miladî 1875  *  Hicrî 1355 – Miladî 1936

 Şerâfeddin Zeynel Abidin Dağıstanî, Hicrî 1292 – Miladî 1875 yılı, Zilka­de ayının üçüncü Pazartesi gecesi Dağıstan’ın Temirhan-Şura vilayeti, Gunip kazasının Kikuni köyünde, dünyaya geldi. Babası Abdurraşid Efendi, annesi Emine Sara Hatundur. Anne ve babasının her ikisinin de kabirleri, Yalova Güneyköy’deki kabristandadır. Yalova ilinin Reşadiye ( bugünkü Güneyköy )  köyünde Hicrî 1355 – Miladî 1936 yılı Cemaziyel evvel ayının yirmiyedinci pazar günü, köyünde (hicri takvime göre) altmış üç yaşında iken vefat etmiştir. Son yüzyılın en seçkin tasavvuf büyüklerinden olan Şerâfeddin Zeynel Abidin Dağıstanî, “Ebu’l-Fukara” lakabı ile de anılır
[4] İnşirah, 5-8

AYDIN Bedi; Öğrenilmiş Çaresizliğin Yordanması Ve Yaşam Başarısı İle İlişkisi [Kitap]. - [s.l.] : Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi-188820 , 2006 

ALEVİLİK ANSİKLOPEDİSİ


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...