23 Kasım 2017

SİVÂSÎ EFEND İ KADDESE’LLÂHÜ SIRRAH’ÜLAZÎZ (1563/1639)KAZA VE KADER



SİVÂSÎ EFENDİ KADDESE’LLÂHÜ  SIRRAH’ÜLAZÎZ   
(1563/1639 
KAZA VE KADER

İ'DEN -İ'ye ihramcizade



Şerh-i̇ Esrâr-i Esmâü'l Husnâ AbdurrahmânSâmî 66 hramcizade



MÜJDELİ HABERLER


Rufai Virdi Belge


kitabül rahmeti fi tıb vel hikmeh تلخيص_كتاب_الرحمة_في_الطب_والحكمة_ع

Uyun El Hakaik

SALÂT‐I ZÂTİYYE (El ‐Yakut el ‐ Hamra ala Salât es ‐ Suğra) İBNÜ’L ‐ ARABÎ

Şeyh Muhammed b. Süleyman el Cezüli(ks) El Hayyû lâYemût



Şeyh Muhammed b. Süleyman el Cezüli (ks)
El Hayyû lâ Yemût

"Gün battıya...!!




"Gün battıya...!!
Sensizlik saatlerim vurmaya başladı..
Tik-tak tik-tak..
Ve...
Başlar gecelerin ses"SEN"sizliği,
Gönül çayımda demlenir hüzün..
Kulaklarımda çınlar..!!
Aşkın buğulu klasiği......

Ahhh ayaz yüreğim....!
Sessiz yanım,sol yanım..!!
Cann..!!!!
Bir dökebilsem içimdekini,
Belki bu kadar sızlatmazdı,
Örselemezdi hayat beni.....
Sıkamazdı efsun bakışlıgözler..!!
Şah damarımdan  mermiyi.....

Sol yanım sessiz yanım,ayaz yanım..
Açma gönül pencereni...
Açma...
Bir sevda yeli vurur,
Üşür titrersin hasret yangınında,
Ve...
Hasret kıyama durur.....
Teslim alır geceyi.......
Yıldızlardan medet umarsın..!!
Muammer'ce susarsın"...

Muammer Aygün

Allah’ın El-Fettâh Güzel İsmi

Etrafınızda kötü kişiler mi var bugün sizler ile bu kişilerden korumak için oldukça etkili bir dua paylaşımı yapıcaz.İstemediğiniz kişileri uzaklaştırmak için okuyabilceğiniz bu dua örnek olarak eşler arası sürekli olarak kavga çıkaran kaynanalar içinde okuyabilirsiniz.Bu dua sabahları 3 kere okumanız gereklidir. Tebbet Suresini günde 3 defa okuyun ve bu düşmanların sizden uzaklaşması için dua edin.Allaha kötü niyetli insanlardan korumak için sizi korumasi için yalvarcağınız dua bir çok kişi tarafından kısa bir süre içinde etkisi görüldüğü söylenmektedir.Dua okuyan kişilerden bazıları;
Serap Güler;
Merhaba olcay hocam sitenizi sürekli olarak okuyorum ve bu yorumu yazma gereği duydum açıkcası evimizin dağılmasını isteyen bir çok kötü niyetli kişi olduğunu biliyordum biri çok şey yaptım ve ayırca aşağıda vermiş olduğunuz dua hiç aralık vermeden sürekli olarak okudum etkisini mutlaka olduğuna inanıyorum çünkü sevmediğim kişiler birden işleri sebebiyle taşınmak durumdan kaldılar yardımızını için teşekkür ederim
Bismillahirrahmanirrahim.

Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebbe. 
Mâ agnâ anhü mâlühû ve mâ keseb. 
Seyaslâ nâren zâte leheb. 
Vemraetühû hammâletelhatab. 
Fî cîdihâ hablün min mesed.

Bu dua haricinden kötü niyetli uzaklaştırmak istediğiniz kişilere büyü yaptırarak büyü etkisinden onun düşüncelerini uzaktaki bir şehirde yaşama itebilmeniz mümkündür.

Teşkilatın Iki Silahşoru mucizesi


Teşkilatın Iki Silahşoru mucizesi 

Ali Elverdi - Bu Vatana Kastedenler



El-Fettâh İsm-i Şerîfi El-Fettâh İsm-i Şerîfi


El Fettah, El-Fettâh

El-Fettâh İsm-i Şerîfi El-Fettâh İsm-i Şerîfi 
 “Rahmet ve rızık kapılarını açan.” “Zorlukları kolaylaştıran.” 
“Hidayetiyle kalplere iman ve marifet kapılarını açan.” [1] El-Fettâh, kulların, her türlü güçlük ve sıkıntılarını açan ve kolaylaştıran manasına gelir. 

Faydalı ilimlere karşı insanların kalbini açarak, onların islerini kolaylaştıran, bütün zorluklarını ortadan kaldıran Yüce Allah'tır. Her işinde üstün gelen O'dur.[2] İnsanların hayatlarında tecellisini bir yönüyle, belki de sıkça müşahede ettiklerine kani olduğum ve düşündükçe rahmetin üstümüze nasıl yağdığını fark ettiğimiz bu İsm-i Şerîf, “Rahmet ve rızık kapılarını açan; zorlukları kolaylaştıran; hidayetiyle kalplere iman ve marifet kapılarını açan” [3] gibi anlamlara geliyor.[4] "Fettâh" kelimesi, feth'ten gelmektedir. 

Feth ise, "kapalı olan şey'i açmak" mânasınadır. Kapalı bir şey'i açmak: a. Maddî olur; bir kapıyı, bir kilidi açmak gibi. b. Mânevî olur; kalbden tasaları, kederleri atıp gönlü açmak gibi. Bitkilerin çiçek açması, tohum ve çekirdeklerin sünbül vermesi, rızık ve rahmet kapılarının açılması hep Fettâh ism-i şerifinin tecellîsindendir.[5] “Feth, kapalı olan şeyi açmak manasınadır” [6] demiştik. Açmak ise sadece maddi planda olmak zorunda değildir. 

Manevi planda da Allah'ın açması sayesinde çeşitli açılımlar vuku bulur.[4] El-Fettâh, kelime manası “açan” ise de ıstılah manası “taraflar arasında hüküm veren, birisine yardım edip zafere ulaştıran, ganimet kapılarını açan” demektir. Hiçbir sorununuz olmadığı halde, kalbinizin sıkıldığını, evinizi bir hapishane gibi hissettiğiniz, sanki dünyanın tüm yükü sizin omuzlarınızdaymış da ruhunuzun boğulduğunu, adeta her şeyin üzerinize, üzerinize doğru geldiğini hissettiğiniz olmuş mudur? Olmuşsa “ya el- Fettâh!” diye Rabbinize sığının! Çünkü Allah, gönüllere ferahlık verendir. O'ndan başka sizi o tanımlayamadığınız sıkıntıdan kurtarabilecek kimse yoktur. Ya da biriyle bir konuda tartışmaya girdiniz. 

İhtilaf, o kadar derin ve kapsamlı ki, durdunuz ve sustunuz. Sonra kendi kendinize şöyle dediniz. “Acaba doğru olan hangimiz?” Elbette en doğrusunu Allah bilir. Doğruları enlemesine boylamasına her şeyi bilendir. O, haklı olanları destekleyendir. Şahid, Kadir, Âlim, Hâkim, Adil olan Allah, doğruları desteklediği gibi onlara yol açandır da…[7] Çocuk ana rahminde iken çocuğa rızık kapısını açan, çocuk dünyaya gelince bir kapıyı kapayınca annenin göğüslerinden iki kapıyı açan. Göğüslerdeki iki kapı kapanınca acı-tatlı, yaş-kuru yiyeceklerden dört kapıyı açandır. Gönüllere iman kapısını açan, imanlı mücahitlere ülkelerin kapılarını açan. 

Gözlerini açan, hüznümüzü, kederimizi giderip sevinç kapılarını açan. Bereket kapılarını açan (A'raf 96) Çekirdeklere çiçek açtıran, tomurcuk gülleri güldürüp, açan “el-El-Fettâh”a iman edenler gönül kapılarını herkese açarlar. Varlık kapılarını ihtiyaç sahiplerine açarlar. Gözlerini açarlar. İmansızların her türlü madrabazlıklarını ortaya çıkarıp insanların gözlerini açarlar. 

Altı milyar insanın imana giden yoldaki engelleri açarlar. Allah ile kulu arasındaki engelleri kaldırırlar.[8] Bir civciv, yumurta kabuğunu onca aczine rağmen kırıp, dünyaya kapıları açmakla bize “Fettâh” isminin tecellisi hususunda hal diliyle bir fikir beyan edebilir. Basit ve zahirde tek olan bir maddeyi açarak onca değişik suret ve şekilde, tam bir intizamda insanlar halk etmek, aynı şekilde bitkileri, hayvanları varlık alemine çıkarmak şüphesiz ki sonsuz kudret sahibi bir Sanatkarın eseridir. “Canlılar alemine bu nazarla bakabilsek ve onları, dünkü planların canlanmış ve büyümüş halleri olarak değerlendirebilirsek, Fettâh isminin sonsuz tecellilerini bir derece görür ve hayran oluruz” [9] Toprak da rahmet (yağmur) vasıtasıyla ile zemin hazinesini biz insanlara açar.[10] İşte canlılar bu haliyle kendi varlıklarındaki mahzenleri, hazineleri ve depoları bir hikmet eliyle vaktinde açarlar. 

Ve bütün bunlar, yerli yerinde -insanlardan belki de daha bilinçlice- teşekkül ederken bir yerlerde de Fettâh ismi başka şekliyle tecelli eder; mesela rızık kapıları açılır. Bunlar, Fettâh isminin tecelli ettiği maddi sahadan birkaç numunedir.[4] Bir milyondan fazla hayvan türü ve ondan daha fazla bitki türü olduğunu biliyoruz. Bu türlere giren fertlerin sayısını bilmek ise ancak Allah'a mahsus. Sonsuz denecek kadar çok olan bu fertlerin bütün planları, nutfelerde, yumurtalarda yahut çekirdeklerde ilâhî ilim ve hikmetle yazılmış. İşte bu noktaların kitap haline gelmesi, bu planlardan yapılar kurulması Fettâh isminin tecellisiyle başlar. 

Canlılar âlemine bu nazarla bakabilsek ve onları, dünkü planların canlanmış ve büyümüş halleri olarak değerlendirebilsek, Fettâh isminin sonsuz tecellilerini bir derece görür ve hayran oluruz.[1] Doğru olanı yapabilmek için Yüce Allah'ın Fettâh olması sebebiyle O'nun kapılarını çalabilirsin. Kalbin mi katılaşmış, O'ndan kalbini yumuşatmasını istersen, doğru olanı istiyorsun demektir. Bu durumda O, senin kalbini yumuşatır. Sevgiye mi ihtiyacın var? Vedut olan Allah'ın kapısını çal! O sevgi yolunu sana açar. İlim kapısını mı çalıyor, bunun için mi çabalıyorsun? Âlim olan Allah, sana ilmin kapılarını açar. Sağlığına kavuşmak mı istiyorsun? Şafi olan Allah'ın kapısını çal! Fettâh olan Rabbin sana şifanın yollarını açsın. Aranızda bir ihtilaf mı var? Hâkim olan Allah'ın kapısını çal! Çal ki, sana hükümlerini açıklasın! “Ve onların kalplerinin arasını uzlaştırdı. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların kalplerinin arasını uzlaştıramazdın. 

Fakat Allah; onların arasını uzlaştırdı. Çünkü O, daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Enfal Sûresi, 63) İnsan, dünya hayatında muvaffak olmak için elinden geleni yapar. Plan program ne gerekiyorsa yerine getirir. Ancak Allah dilemedikçe hiçbir kapı açılamaz. Âlemlerin Rabbi olan Allah, takdir ettikten sonra başarı ve zaferin kapıları açılabilir. Niyetiniz ister dünyayı ister ahreti kazanmak olsun, fark etmez. İster maddi ister manevi boyutta olsun yine fark etmez. Açma emrini O verir. Tüm alemleri yönlendiren O'dur. Hangi kapıyı çaldığımıza dikkat edelim! Rahmet kapısını mı, gazap kapısını mı, hidayet kapısını mı yoksa Kabid kapısını mı çalıyoruz? “(O) ülkelerin halkı inanıp(kötülülerden) korunsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardık. 

Fakat yalanladılar, biz de onları kazandıklarıyla yakaladık!” (Araf Sûresi, 96) [7] Fettâh isminin bir başka sahası da manevîdir. Kalplerden gaflet perdesinin kaldırılması ve o kalplerin iman ve hidayete açılması Fettâh isminin en muhteşem, en bereketli ve en kıymetli tecellisidir.[1] Manevi sahaya ise “Bir üzüntünün giderilmesi, zor ve kapalı ilimlerin çözülmesi, bir şeyin başlatılması, birine bir şeyin kolaylaştırılması, bir meselenin izahı ve çözüme bağlanması, fetih nusret, zafer ve hüküm” örnek verilebilir. Bunlara da birçok kez hem dahili hem harici sahamızda şahit olmuşuzdur. Allahü Teala bir bakarız çözülmez gibi gözüken bir problem, altından kalkamayacağımız bir iş, kafamızı devamlı meşgul eden bir olumsuzluk (zahirde) hususunda gönüllerimizi ferahlandırır, ferahlandırır da şaşırıp kalırız. 

Fakat burda önemli bir nokta var, Fettâh isminin tecellisine mazhar olmayı oturduğumuz yerden istemek belki de asırlarca içine “cup” diye yuvarlandığımız bir hataydı. Unutulan şey ise, İslam'da sebeplere tevessül ve fiili duanın da bu mazhariyetin yaşanması hususunda büyük rol sahibi olduklarıdır. Bediuzzaman, “Kainatın miftahı, anahtarı insanın elindedir. Alemin kapıları açık ise de manen kapalıdır. Cenab-ı Hak bütün o kapıları ve kenz-i mahfiyi açan ‘ene' namında bir miftahı insanın eline vermiştir ” (Mesnevi-i Nuriye) buyuruyor. Ene (benlik), kapasite farkında olan ve kullanmasını bilen için nice yeniliklere, güzelliklere, Esma-i İlahiye'ye doğru açılım için harika bir köprü vazifesi görür. 

İnsan; akıl, ilim, irade, kudret, akıl gibi cihazlarla mücehheztir. "Hayru'l-Fatihin" olan Allah-u Teala bütün bunların kullanma kılavuzu olan Kur'an-ı Kerim'i (İslamiyet'i) de göndererek Fettâh isminin tecellisine mazhar olmamız için ne gerekiyorsa vermiştir. Bunları yerli yerinde kullandıktan sonra sırada tevekkül vardır. Yani elimizden geleni en güzel şekilde yapıp gerisini Allah-ü Teala'ya bırakmak ve O'nun gerçek Fettâh olduğunun şuurunda kalmak. Fetih harekatına önce kendi nefsinde başlayan ve sonra da İstanbul'u fetheden Fatih böyle yapmıştı, yapmıştı ve Fettâh isminin tecellisine mazhar oldu; ama tabii bununla yetinmedi. Yürek fethi de şüphesiz en çok arzuladıklarından biriydi ve bunu da hayatı boyunca ihmal etmedi. İşte maddi fetihler için, manevi fetihler için, yürekler fethetmek için bize lazım olan şey hem fiili hem sözlü duadır. Böylece Fettâh ismi, hem maddi hem de manevi sahada, çoğu kez de birbiriyle içiçe geçmiş halde tecelli eder. 

İçiçe geçmiş halde nasıl tecelli eder? Bir fakir maddi olarak feraha kavuşur da manevi olarak da rahatlar... İşte bu da Fettâh isminin insanlık alemini nasıl her yönüyle çepeçevre kuşattığına bir misaldir.[4] Gözü açılan bir insanın bir anda semalara çıkması, dağlarda dolaşması, denizleri kucaklaması gibi, kalbinden gaflet perdesi kalkan bir insan da ilâhî isimlere ve bu isimlerin kaynağı olan ilâhî sıfatlara muhatap olur. İmam Gazâlî Hazretleri de fethin hem maddî hem de manevî yönü bulunduğuna işaret ederek, maddî fetih için, “Biz, (Hudeybiye anlaşmasıyla) sana gerçekten bir fetih (yolunu) açtık.” (Fetih Sûresi, 48/1) âyet-i kerîmesini; manevî fetih için ise, “Allah'ın insanlara açacağı rahmeti durduracak yoktur.” (Fâtır Sûresi, 35/2) âyet-i kerîmesini misal gösterir.[11][1] Fettâh, Allah'ın açan sıfatıdır. Allah insanları zorluklarla denemekte ancak hiç kimseye güç yetirebileceğinden fazlasını yüklememektedir. Allah, samimi kullarına bir zorluk verdiği zaman ondan çıkış yolunu da açar; mutlaka zorluğun yanında bir kolaylık da gösterir. 

Nitekim Kuran'da Peygamberimiz (sav)'in karşılaştığı zorluklar örnek verilerek, bunların kolaylıkla birlikte verildiği şöyle bildirilmiştir: «Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi? Ve yükünü indirip-atmadık mı? Ki o, senin belini bükmüştü; Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi? Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.» (İnşirah Suresi, 1-6) Kuran'da Allah'ın iman edenlere sağladığı kolaylıklara daha pek çok örnek verilmiştir. Hz. Musa da Allah'ın çeşitli zorluklarla imtihan ettiği elçilerden biridir. 

Ancak Allah Hz. Musa'yı yardımıyla desteklemiş ve işlerini kolaylaştırmıştır. Hz. Musa, Firavun'a tebliğ yapmaya giderken kardeşi Harun'u kendisine yardımcı kılmasını Allah'tan istemiştir. Allah da onun duasını kabul ederek Hz. Harun'u ona destekçi kılmıştır. Kuran'da daha pek çok olayla örneklendirildiği gibi Allah, müminlerin her zaman yardımcısı ve destekçisidir. Onların üzerinde bulunan ve açılması imkansız gibi gözüken zorlukları açıp kaldırır. Ancak bu durum inkarcılar için geçerli değildir. Allah, onların kalplerini daraltır, sıkar ve tüm nimetlerin kapısını kapar. Rabbimiz'in dilemesi ile kapanan bu kapıları sonsuza kadar açabilecek hiçbir güç yoktur.[12] Ehli kitap, özellikle Yahudilerin hak ile batılı birbirine karıştırdığını, Bakara 42'de haber vermekte. 

Bu dünyada siyasilerin silah gücü, ilim adamlarının kelime cambazlığı ve basit mantık oyunlarıyla hakkı batıla karıştırıp, içine zehir, dışına şeker konmuş öldürücü imansızlık tuzaklarına bu dünyada yakalananlar gerçeği anlayamadan giderlerse, ahirette hak ile batılın arasını “el-Fettâh” olan Rabbimiz açacak ve herkes gerçeği görecek, ama iş işten geçmiş olacak.[8] Allah-u Teala, yapılan kötülüklere bir mühlet veriyor iyiliklere ise hemen ihsan kapılarını açıyor. Kötülüklere de hemen kapı aralasaydı, tüm insanların cezalandırılması gerekirdi. Hâlbuki Allah, o kötülük yapanlara bir daha doğru yolu bulmaları için fırsatlar vermektedir, mühlet tanımaktadır. Allah, imtihan gereği kötülükler için ortam verse de, hayırlar için açtığı kapı açıklığı kadar, kötülük kapılarını aralamıyor. 

Bu yüzden Allah, “Fettâh”tır denince olumlu işler hakkında Fettâh'tır deriz. Mesela her duayı kayda değer görürken, hiçbir beddua kayda değer görülmez O'nun katında. İnsanların dualarına cevap verirken, beddualara takdir vermiyor. Allah, her işini hikmetle yapar. Her hayrı onaylarken, hiçbir kötülüğü onaylamaz. İyi bir Müslüman olmak için sana ne lazım? İlim, çaba, yardımcı, güven ne lazımsa Fettâh olan Allah'tan iste o kapılarını çalanları bilen ve duyandır. Yeter ki o kapıyı çal ve O'nun Fettâh olduğuna emin ol! Yüce Allah'ın her sıfatının yanı sıra, El- Fettâh olduğuna iman ettik! [7] Bir kişide rızıklanan kalp, rızıkları dağıtmaya vesile olduğunda, fetih açılır. Gayret, Fettâh ismi ile isimleninceye kadar vardır. Fetih açılmış olanda gayret kalmaz. Dili ile İlâhi müşküller çözülür. İlim ve marifeti ile halkın hem dünyevi, hem uhrevi meseleleri cevap bulur. Mü'minlerin önemli bir kısmında bu isim yansımaz. 

Bu isim özel vazifeli kişiler için tecelliye açıktır.[13] İnsan, Fettâh ismini anlamaya çalıştıkça Allah'ın rahmetinin nasıl geniş olduğunu bir kere daha düşünmek fırsatını elde ediyor ve İlahi ahlaka uzanan yolda ne yapması gerektiği konusunda bir anahtar elde etmiş oluyor. Şüphesiz kendimizden zayıf olanlara merhamet etmemiz, fakirlere yardım etmeye çalışmamız, adaletin ve gerçek hürriyetin kapısını başkalarına açmaya çalışmamız, kardeşlerimizin kederleriyle kederlenip “acaba nasıl yardım ederim?” diye düşünmemiz, diğer insanların da yüreklerini feth, hidayetlerine vesile olma uğraşı ve nihayetinde bütün bu güzelliklerin, yardımların kaynaklarının Allamulguyub (dış duyular yoluyla bilinemeyenleri en iyi bilen...[14] ) olan Allah olduğunu bilmek Fettâh ismine ayna olmak için vasıtalardır.[4] Bir düşün; nelerin açılmasını umuyoruz gün içinde.. Havalar açılsın isteriz sözgelimi; gök mavi, güneş ışıl ışıl olsun ki içimiz de açılsın. 

İçimizde baharlar çiçek çiçek açılsın.. Kanatları açılsın sevinçlerimizin. Gönül bahçemizde kelebekler kanatlansın.. İçimize sarıp durduğumuz sancılı ukdeler açılsın; üzerimize sağır duvarlar gibi sarındığımız umarsızlık duvarlarında gedikler açılsın. Annelerin kolları yavrularına alabildiğine açılsın. Sevenlerin yolları sevdiklerine açılsın. Ardında mazlumları, masumları hayattan saklayan paslı kapılar açılsın. Darlıklarımız geniş meydanlara açılsın.. Dudaklarımız hep hayır için aralansın. Fettâh ismine tutunup birbirimize beyaz sayfalar açalım. Fettâh isminin gölgesinde durup dostlarımıza gönlümüzün baş köşesinde yer açalım. Fettâh isminin ışığına varıp kalp gözümüzü körleyen perdeleri açalım. Eşikte bekletmeyelim kimseyi ve kapıları açalım. Küsmeyelim kimseye ve kapıları hep aralık bırakalım. 

Her sözümüzü Fettâh isminin sırrıyla açalım...[15] Ya Rab, sen bizi Fettâh ism-i şerifini en doğru şekliyle idrak edenlerden eyle! Amin.[4] Dua Ey gökleri ve yeri yaratan Allah'ım! Sen her şeyi hakkıyla bilensin. Fettâh olan İsminle yakarıyorum Sana; Sen hüküm verenlerin en güzelisin. Bize haksızlık yapanları alçalt Allah'ım! Haklılarımızı yücelt! Ey âlemlerin Rabbi olan Allah'ım! Fettâh İsminle yakarıyorum Sana; Bize merhamet iyilik ve hayır kapılarını aç! Düğümlenen işlerimizi çöz Allah'ım! Hakkı görmemiz ve Seni bulmamız için; Kalbimizi ve gözümüzü aç Allah'ım! Fettâh İsminle yalvarıyorum Sana Allah'ım; Sen ki; gönülleri de fethedensin! Mübarek bir fetih ver bize! Zor olan işlerimizi kolaylaştır Allah'ım! Dünyamızı ve ahiretimizi mamur edecek olan dinini yaşamamızı bize kolaylaştır. 

Fettâh İsminle yakarıyorum Sana; Bilmeden yaptığımız isyanlar yüzünden bize nimet kapılarını kapatma! Eğer unutursak Allah'ım Eğer gaflete düşersek Merhametini ve affını esirgeme bizden! Senden gayrı Hâkim yoktur Allah'ım. Hükümlerinin ruhumuzda neşv-ü neva bulmasını nasip et! Nefes alıp verdiğimiz her an kalbimizden ‘işittik ve itaat ettik' sesi yükselsin! Ezeli ve ebedi ilminle indirdiğin mübarek Kuran'ın sesi kaybolmayan tek ses olsun Kâinatta! Fettâh İsminle yalvarıyorum Sana Allah'ım; Her sıkıntı ve darlıktan sonra gönüllerimizi aç! Bize ferahlık ver! Gaybın anahtarı Senin katındadır Allah'ım. 

Sen gizli ve açık olan her şeyi bilirsin. Gizli açık yaptığımız günahlarımızı affet Allah'ım! Bize bağışlanma kapılarını aç! Fettâh İsminle yakarıyorum Sana Allah'ım; Senin bize ihsan ettiğin gibi bizim de ihsan sahibi kullarından olmamızı nasip et! Gönül kapılarımızı kötülüğe kapat! İyiliğe aç Allah'ım! Hayrın anahtarlarını elimize ver! Allah'ım Fettâh İsminle yalvarıyorum Sana; Sen ki yegâne hüküm verensin Bizi hükmüne razı olan kullarından kıl. Emrine râm olan kullarından eyle bizi Allah'ım! Allah'ım Fettâh isminin tecellisini göster bize; Bağışlanma kapılarını aç! Bağışlanma kapılarını aç ki; umutlarımız tükenmesin! Bağışlanma kapılarını aç ki; İşlediğimiz her günahtan sonra dönüşün ancak Sana olduğu hakikati kalbimizden silinmesin! Kusurlarımızı ört! Senden başka Hakem yoktur Allah'ım. Sen ki bize Hakla bâtılı birbirinden ayırt eden Kitabını indirdin. Kitabına râm olan kullarından kıl bizi Allah'ım! Gaybın anahtarı Senin elindedir Allah'ım! Gaybımızı bize hayırlı kıl! Allah'ım Fettâh İsminle yalvarıyor; Musa'nın (a.s) diliyle dua ediyorum Sana: “Rabbim! Benim göğsüme genişlik ver! Ve işimi bana kolaylaştır! Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyice anlasınlar!” 

Akşamın kızıllığında üzerimize çöken solgun günlerin hüznünü feraha çevir Allah'ım! Yorgun yüreklerimize yosun tutan ruhlarımıza baharı getir! Fettâh İsminle dua ediyorum Sana Allah'ım; Dünyanın aldatan cazibesine kapılan gönüllerimizin üzerinden bir tül gibi çek al karanlığı! Ey; yarattığı her şeye dilediği gibi hükmeden Allah'ım! Davetine razı olarak boyun eğen kullarından eyle bizi. Sana itaat etmenin kapılarını genişlet bize. Fettâh İsminle yalvarıyorum Sana Allah'ım; Her müşkülümüzü Sen aç! Darlıktan bizi kurtar! Kalbimizin kilitlerini aç! İlmin kapılarını bize aç! İlham kapılarını bize aç! Hayrın kapılarını bize aç! Helal rızık kapılarını bize aç! Nurun yaz güneşi gibi kuşatsın kalplerimizi! Meleklerinin kanatları kalbimize değsin! Ya Fettâh! Ya Fettâh! Ya Fettâh! Bereket kapılarını bize aç! Tevbe kapılarını bize aç! Cennet kapılarını bize aç! Kalp gözümüzü aç Allah'ım! Sana teslim oldum Allah'ım; Ruhum Senin sevgine aç! Ruhumu Senin sevgine aç Allah'ım! Ve ölünce tabutumun her çatlağından; Senin nurun dolsun Allah'ım! Allah'ım Nurunla bizi kuşat! 

Eşhedüenla İlahe İllalah ve eşhedü enla Muhammeden abdühü ve Resuluhu.[16] 
El-Fettâh İsm-i Şerîfi'nin Sırları ve Havassı Kalbi ve sırrı temizlemek için sabah namazını kıldıktan sonra eli kalbin üzerine koyarak 
"Yâ Fettâh" diye okunmalıdır. 
Bu ismi şerifi "Yâ Fettâh" diye okumaya devam edenlere maddi ve manevî fetihler kolaylaşır. 
Bu ismin adedi 489, saati Utarid'dir. Düşmanın adavetini muhabbete tebdil ve müşkülatın halli için "Yâ Fettâh" diye okunmalıdır. Yatarken bu mübarek ismi okuyarak uyuyana rüyasında bilmediği şeyler gösterilir. 
Vird edinenler, kimseye muhtaç olmazlar. Üzerinde hürmetle taşıyanlar, kimse tarafından ters yüz edilmez.[17] Sabah namazından sonra elini kalbinin üzerine koyup 15 veya 71 kere Yâ Fettâh ismi şerifini okuyanın kalbi nurlu, rızkı bol ver işleri kolay olur. 
Yâ Fettâh-Yâ Rezzâk ismi şeriflerini günde 100 defa okuyana, Cenabı Hak rızkını elde etmesini kolaylaştırır ve kapalı kapıları açar.[18] 


Suriye’yi üç parçaya bölüyorlar…


Suriye’yi üç parçaya bölüyorlar…


Suriye’de oynanmakta olan oyun ve ortaya çıkan tablo şu:
Ortadoğu’yu kendi aralarında parselleme konusunda anlaşan ABD ve Rusya’dan yeni hamleler geliyor. Türkiye’yi Münbiç ve Rakka’dan dışlayan ikili, terör örgütü PKK uzantısı PYD-YPG’ye ise tam destek sağlıyor. Bu da PYD ve onun silahlı gücü YPG’nin Türkiye için çok daha büyük bir tehdit haline gelebileceğini gösteriyor.
Konu bu kadarla da sınırlı değil:
Şu ana kadar sahada 60 bin civarında militanı olduğu ifade edilen PYD-YPG’nin bu sayıyı önümüzdeki süreçte 100 bine çıkarmayı planladığı açıklandı.
PYD güçleri arasında seçkin PKK militanlarının bulunduğunun da altını çizmek istiyoruz. Halen Suriye’de 2 bin kadar PKK militanının bulunduğu tespit edilmişti.

Terör örgütü YPG sözcüsü Redur Xelil’in Reuters’a yaptığı açıklamada, “YPG’yi iyi organize olmuş bir orduya sahip olmasını sağlamak için ciddi bir motivasyon içerisindeyiz” dedi.
2017 yılı başından bu yana her biri 300 savaşçıdan oluşan 10 yeni tabur kurduklarını söyleyen Xelil, bu yılın ikinci yarısına kadar 100 bin savaşçıya ulaşmak istediklerini belirtti.
YPG Sözcüsü “Savaşın farklı taktikleriyle iyi eğitilmiş disiplinli ve birbirine bağlı bir askeri güç, bizi korumak ve varlığımızı, haysiyeti hak eden büyük bir ulus olarak teyit etmek için gerçek garantidir” ifadelerini de kullandı.

Ortadoğu Uzmanı Joshua Landis, Syria Comment’ta ABD’nin Rakka operasyonundan sonra Suriye’de bağımsız bir Kürt devleti kuracağını yazdı.
Analizinde Rakka alındıktan sonra Kürtlerin geri çekileceğinden şüphe duyduğunu belirten Landis yaptığı analizde şu ifadeleri kullandı:
“Çok iyi eğitim alacaklar. ABD’den aldıkları birçok ağır silahları olacak. Kendi kuvvetleri için bir komuta ve kontrol ağı inşa ediyorlar. Bu operasyon sona erdiğinde, Suriye Kürtlerinin daha önce sahip olmadığı, iyi eğitimli, iyi organize edilmiş ve iyi silahlanmış dört tane tugayın olacağını tahmin edebiliyoruz.”

ABD ve müttefiklerinin Suriye’yi üç parçaya bölmek istediğini ifade eden Joshua Landis, Rakka’nın DEAŞ’tan geri alınmasıyla üç parçalı Suriye planının hayata geçeceğini yazdı.
Landis’e göre ABD, Suriye’nin Güney ve güneybatısını Esad’ın, kuzey ve batısını Türkiye’nin de desteklediği Sünni Arapların, Kürtlerin hâkim olduğu alanlarda ise PYD-YPG’nin kontrol edeceği üç devletli bir yapı öngörüyor.

Gelişmeler devam edelim:
Suriye’nin kuzeyinde ABD-Rusya eliyle Kuzey Irak benzeri ikinci bir yapı oluşturuluyor. Bölgeden gelen haberler Suriye’nin kuzeyinde adım adım özerk bir yapının oluşturulduğunu gösteriyor.

ABD-Rusya işbirliğiyle bölgede kurulması planlanan özerk yapıya Türkiye’nin izin vermeyeceğini bilen bu iki devlet, Türkiye’ye karşı müttefik gibi davranıyor.
Bu bağlamda Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen PYD-YPG’ye destek veren ABD-Rusya, bu terör örgütünün casaretlendirmeye devam ediyor. Son olarak YPG’den “düzenli ordu kuruyoruz” açıklaması geldi.

ABD’nin Suriye’de desteklediği ana güç haline gelen söz konusu terör örgütü, müttefikinden askeri, siyasi ve ekonomik destek alıyor. Örgütü birçok ülke ordusunda dahi bulunmayan ağır silahlarla donatan ABD’nin amacı, Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurmak.
ABD’nin yanı sıra Rusya da Suriye’de kendi çıkarları doğrultusunda terör örgütü PYD-YPG’yi destekliyor. Rusya askerleri Hatay sınırındaki Afrin bölgesine yerleşiyor. Yerel basın Rus ordusuna ait askerlerin zırhlı araçlar eşliğinde Afrin’e girişlerinin görüntülerini yayınladı.
Peki Rusya Türkiye sınırındaki Afrin’de ne yapacak?
Bu konuda ülkemiz açısından endişe verici açıklamalar ardı ardına geliyor. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG-PYD’nin sözcüsü, Rusya’nın Afrin’de askeri üs kuracağını ve bu konuda 19 Mart Pazar günü anlaşma yapıldığını açıkladı.

Açıklamaya göre Rusya burada terör örgütü PKK/PYD militanlarını sözde “teröre” karşı eğitecek. Rusya Savunma Bakanlığı ise bölgede yeni bir üs kurma planlarının olmadığını açıkladı.
Açıklamada, Rusya’nın Suriye’deki Ateşkesi Gözlem Merkezi’ne ait bir biriminin “ihlalleri önlemek amacıyla” Afrin yakınlarında PYD/PKK ile Özgür Suriye Ordusu’nun temas hattına konuşlandırıldığı belirtildi.
Bu açıklamalar ne kadar doğru hiç kuşkusuz tartışılacaktır. Doğru olan, Rusya’nın da PYD konusunda Türkiye karşıtı duruşu olmuştur. Daha açık bir ifade ile Amerika ve Rusya PYD’nin güçlenmesi ve bölgede Bağımsız bir Kürdistan’ı kurması için birlikte hareket ettiğidir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

PKK’yı Suriye’ye taşıyorlar…

PKK’yı Suriye’ye taşıyorlar…

Amerika’nın baştan bu yana terör örgütleri PKK/ YPG ile olan ilişkisi son günlerde iyice su yüzüne çıkmaya başladı. Daha önce terör örgütleri ile lan ilişkilerini saklamaya çalışan Amerika’nın artık bu ilişkilerini açık biçimde yaptığı ve bunu saklamadığı da görülüyor.
Suriye’de terör örgütlerini bütünleştiren, onlara eğitim ve taktik veren, silahlarla destekleyen Amerika’nın en son oyunu, Afrin’i terörist gruplarla korumaya alması olmuştur.
Temmuz ayında ABD yönlendirmesiyle Afrin’de yeniden yapılanmaya giden PKK, yönetim kadrosu, eğitim, propaganda stratejisi ve savaş planında topyekûn değişikliğe gitti. Türkiye’ye saldırı amaçlı yapılan değişiklik kapsamında Kandil’den 500 ‘tecrübeli’ terörist bölgeye gönderildi. Yeni ekip, Afrin’i dört bölgeye ayırarak yeraltı tünelleri ve 4 aşamalı sınır güvenliği hattı kurdu.
Kandil ve ABD arasındaki görüşme trafiği neticesinde örgütün uygulamaya koyduğu ilk hamle, buradaki elebaşını değiştirmek oldu.
PKK yönetimi, Afrin elebaşısı ‘Renas’ kod adlı elebaşının yerine Türkiye kökenli Mahmud Berhadan’ı atadı. Terör örgütünün 2014 yılından bu yana sözde askeri sorumluluğunu yapan ‘Renas’ kod adlı teröristin yerine getirilen Mahmud Berhadan, eylül ayında Cinderesi bölgesinde örgütün tüm sorumlularını biraraya getirerek bir toplantı yaptı.
Cezire bölgesindeki PKK-PYD’lilerin Suriye’nin 3’te birini ele geçirdiğini söyleyen terör elebaşısı, Afrin’den Akdeniz’e inemeyen yönetimi ihanetle suçladı.
Bölgede oyun içinde oyun oynanıyor. PKK, çok açık biçimde yanı başımızda güçlendiriliyor, silahlandırılıyor.
Bugüne kadar DEAŞ ile mücadele için terör örgütlerine silah yağdıran Amerika, DEAŞ’ın bölgeden ayrılmasına rağmen bu silah verme işini sonlandırmadı. Halen en ağır ve modern silahlar terör gruplarının elinde bulunuyor.
Kandil’in, TSK ile yerle bir edilmeye başlaması ile buradaki teröristlerin güvenli bölge olarak nitelendirilen Suriye’ye taşınma işinin de Amerika tarafından yapılmakta olması çok daha düşündürücüdür.
Cinderesi’nde yapılan toplantıda alınan karar gereği, 1 hafta sonra üst düzey iki isim, Raco bölgesinde PKK tarafından infaz edildi. İnfaz edilen ‘Çekdar’ asayiş, ‘Hogar’ ise bölücü örgütün sınırdan sorumlu sözde elebaşları olarak görev yapıyordu. Türkiye’nin İdlib’e yönelik askeri sevkiyatı hızlandırmasıyla panikleyen PKK, Kandil’den 500 teröristi bölgeye taşıdı.
Yeni Şafak’ta konu ile ilgili haberdeki ayrıntılarına da göz atalım:
Büyük çoğunluğu yönetim kadrosunda görevlendirilen Afrin ekibine ek olarak Ayn el-Arab, Rakka, Deyrizor ve Kamışlı’da bulunan 3 bin PKK’lı da Afrin’e nakledildi. Bu teröristlerin büyük çoğunluğu Türkiye sınırı ve İdlib-Azez hattında konuşlandırıldı. Burada son terörist grubun gelmesinden önce görev yapan yaklaşık 1200 terörist ise Münbiç ve Ayn el-Arab’a sevk edildi.
PKK elebaşılarından Murat Karayılan’ın Afrin’e sözde ‘komutan’ olarak gönderdiği Mahmud Berhadan, ilk iş olarak ‘her aileden en az bir kişiye örgüte katılma mecburiyeti’ getirdi.
Daha önce cephe zorunluluğu olmayan memurların da silah altına alınması zorunluluğu getiren Berxadan, ayrıca önceki dönemde ‘cephede ölen herhangi bir teröristin kardeşlerini savaştan muaf tutan’ uygulamayı da kaldırdı. PKK terör örgütü ayrıca silah altına alınma ve eğitim yaşını da 18’den 13’e düşürdü. Daha önce 37 olan üst limit ise 65’e yükseltildi.
Bölge genelinde yapılan gösteri ve protestolara rağmen Afrin halkını zorla PKK’ya katılmaya zorlayan PKK, Türkiye’nin insansız hava araçlarıyla bölgede yaptığı yoğun keşif faaliyetleri sonrası yeraltına indi. Bünyesinde 13-18 yaşlarında çok sayıda çocuğu da barındıran örgüt, eğitim alanlarını kapalı mekanlara kaydırdı.
Raco, Meydanki, Cinderesi ve Kefer Cenne’de bulunan büyük kamplar yerine yeraltı kampları inşa eden teröristler, daha önce 250 ila 1500 kişi arasında değişen grupları 25-30’ar kişilik küçük timlere bölerek bunları kapalı alanlarda eğitime tabi tutmaya başladı. Ailelerinden zorla koparılan 13-18 yaşındaki kız ve erkek çocuklar Fadıl Roji tarafından hazırlanan özel kamplara alınırken, yaşları 40 ila 65 arasında değişen yüzlerce Afrinli de sözde ‘Afrin Komünü’ tarafından uygulanan silahlı eğitime mecbur kılınıyor.
Görüldüğü gibi her şey artık çok açık ve ortada.
Amerika’nın Türkiye’yi iyice çökertmek için elindeki kartları birer birer açtığını da görmekteyiz. Hedef, işbirlikçi terörist grupları Türkiye’ye karşı çatıştırmak olarak da değerlendirilebilir.
Peki, son günlerde iyice içli-dışlı olduğumuz Rusya bu oyun neresinde? Bunu da bir başka yazımızda değerlendireceğiz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...