07 Nisan 2012

SOĞUK BİR SONBAHAR AKŞAMIYDI

Soğuk bir sonbahar akşamıydı.
Hava kararmış, yağmur başlamıştı.
Düşlerimize yağmur yağıyordu ellerimizi.
Gözlerin donuk bedenin halsizdi.
Gizli bir el kalkış hazırlanan otobüse binmek için seni sürükler gibiydi.
Sanki kalmak istiyordun.
“baharda dönerim” demiştin hatırlıyor musun ?” Sakin beni unutma bekle.”
Ben seni unutmadım sevgili, ben seni unutmadım. Bütün kış baharda döneceğin günün hayaliyle ısındım.
 Minik öpücüklerle uyandırıp güneşin doğuşunu gösterecektim sana.
Çiçeklerin, denizin, kumasalın, güneşin tadına birlikte varacak ,
gün batımlarında denizle birleşen ufuk çizgisini birlikte seyredecek,
ay ışığında mutluluk şarkımızı söyleyecektik. Yalan değil kaçamak sevdalara takıldım yokluğunda bir süre.
Sana benzeyen her şeyi sevdim ben.
Sevdiği her şeyde senden izler vardı.
Aradığımı buldum sandım ama yanıldım,bulduğum sen değildin.
Olmadık zamanlarda aklıma düştün, zamansız yaralandım.
Her sabah seni bulmak için yolara düşmek geldi içimden ama gidemedim.
Yalnızlığın acısıyla gurur satın alır oldum her gece. “Gelir” dedim kendi kendime,
 “Söz verdi gelmesi gerek.” Bekledim.
Kendimi param parça hissetim ama yine de sana kızamadım.
Unuttum kötü sözlerini Unuttum kapında bekletildiğimi.
Unuttum telefonlarıma cevap vermediğini, kavgalarımızı unuttum.
Bir tek seni unutmadım sevgili, bir tek seni unutamadım.
Hep dönmeni bekledim.
Zamanla alıştım acılara,ölüm ilanlarında kendiliğinden siline adreslere.
Alıştım sevdiklerimin yokluğuna.
Ama yalnızlığa alışamadım, hasrete alışamadım, sensizliğe alışamadım.
Hep dönmeni bekledim.
Olamadı gülüm bir araya gelemedik.
Oysa daha yolun başındaydık, tomurcuktuk daha çatlamaya hazır.
Bahar gelmeden ayrıldık.
Şimdi artan yalnızlığım,büyüyen yokluğu var . duvarlarda gözlerinin izi,kapı kollarında parmak izlerin saklı.
Sen neredesin sevgili, varlığın nerede ?. bir mevsim döndü , sen dönmedin.
Düşlerim böyle dağınık değildi eskiden.
Kara bulutlar gibi kümelenip bir yere, acılarım yüreğimde çöreklenmişti gece yarılarında.
Özlemlerim hiç bu kadar olmamıştı gün ışığına.
 Hasret bu kadar büyümemişti.
Şimdi göçebe olmuş yüreğimle her sabah yeni yolculuklara çıkıyorum.
Umudun türküsünü söylüyorum öksüz bakışlarımla….

GÖLGEN ARKANDA İSTER GELSİN İSTER GELMESİN



Yağmur her yağdığında kabullenir onu toprak.
Çünkü gökyüzündengelen rahmettir meleklere emanet edilmiş damlalar...
Güneş gülümseyerek izler yağmurun inişini,
gülümseyerek izler uzak diyarlardan...
Yağmuru bilen,ne olduğunu anlayan topraklar nasıl büyük
bir heyecanla,coşkuyla kucaklaşır yağmurla...
Bilirler çünkü geliş
sebebini,bilirler çünkü hangi diyardan geldiğini...
"Bismillah der düşer toprağa yağmur,
"Bismillah" der basar onu sinesine kainat...
"Rahman ve Rahim olan..."
der dünya onun ekseni etrafında dönmeye beşlar hiç perişan olmadan.
Hiç korkmaz dünya onun ekseni etrafında dönmekten.
O yörüngeye geçmek kıyameti getirmeyecektir bilir çünkü dünya.
Toprağa düşen her bir damla sınırsız zamanın olduğu bir
mekan getirir onu kucaklayana...
ALLAH(cc) istemedikçe toprağa düşebilir mi hiç yağmur?
ALLAH(cc) istemedikçe hiç basabilir mi sinesine onu kainat???
Neden kabul etmezsin rahmet damlalarını ey çöl,neden?
Gel kavuş rahmet damlalarına;diril onlarla yeniden...
Görmez misin çatladı bağrın yıldırıma tutulmuş bir ağaç misali,
görmez misin yanık bağrının yok dünyada emsali...
Terk etti seni bağrındaki yeşillik,terk etti
seni ruhundaki maneviyat.
Rüzgarlar savurup duruyor zerrelerini oradan oraya...
Yeşillik görmedin ya inanmazsın sen bu duyguya...
Bir gün gelecek ağlayacaksın yana yakıla...
Ağlayacaksın ama duyan olmayacak seni mahşer diyarında...
Kupkuru bedenini ateşler de sarınca...
İşte o zaman ağlayacaksın uzak kaldığın için yağmura!
ALLAH(cc) sana sorunca
"Rahmetimden,yağmurumdan,damlalarımdan haberin yok muydu??"diye...
Söyle ona hangi yüzle söyleyeceksin "Affet beni rabbim!" diye...
Oysa şeytan dünyada seni ne çok getirdi hileye...
Uyan artık ey çöl,uyan artık ey insan uyan!
Değil misin ilk rahmet damlasının adının "OKU" olduğunu duyan?
Bilen değil misin Kainatın
Gülü'dür sana ayetler okuyan...
Kur'an yağmuru durmadan yağıyor yeryüzüne...
İşte budur deva yüreğindeki her derde...
Sen iyisi mi benim sözümü iyi dinle,sırılsıklam ıslan Kur'an yağmuru ile
Kupkuru çölleri cennete çeviren gül geldi ALLAH(cc)'ın izniyle...
Benim sana son sözüm;
Kur'an nurunu al yanına ilerle, gölgenle karşılaşırsın elbet mahşer gününde...

Ey insanlar!
Görüyorum ki; evleriniz Rum Kayseri'nin evlerine,
lükse hayranlığınız Kisra'nın tutumuna,
servet peşinde koşmanız Karun'un anlayışına,
saltanatınız Firavun saltanatına,
nefsleriniz Ebu Cehil nefsine,
gururunuz Ebrehe'nin gururuna,
yaşayışınız sefihlerin yaşayışına benziyor.
Allah için söyleyin bana,
Ümmet-i Muhammed'den olanlar nerede
?"


( Yahya Bin Muaz)

Tıkla Süprizi Yakala

KURAN'DA AHİRZAMANA, HZ. İSA (A.S.)'A VE HZ. MEHDİ (A.S.)'A İŞARET EDEN AYETLER VE EBCED DEĞERLERİ

KURAN'DA AHİRZAMANA, HZ. İSA (A.S.)'A VE HZ. MEHDİ (A.S.)'A İŞARET EDEN AYETLER VE EBCED DEĞERLERİ

Hz. Mehdi ve Hz. İsa'ya işaret eden ayetlerin matematiksel değerleri hangi yılları veriyor biliyor musunuz?
































































































Tıkla Süprizi Yakala

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...