Kuran Çevirisi Karşılaştırma v1.4
Nasıl Yararlanabilirim
| ||
09 Ağustos 2018
KURAN-I KERİM SURELER
HADİSLERİN ÇELİŞKİLERİ
HADİSLERİN ÇELİŞKİLERİ
Resim 1 Ebru Sanatı Edep Yahu
Hattı
Daha evvel gördüğümüz gibi “hadis” adı altında nakledilen sözlerin birçoğunu Kuran ve akıl reddetmektedir. Bunların yanında, “dinin kaynağı” gibi gösterilen bu hadisleri yargılayıp, bunların yanlışlığını ortaya koyacak hadisler de mevcuttur. Hadisleri hadislere yargılatmaktaki amacımız, hadisleri, dinin kaynağı olarak sunanların; yorumla, görmezlikten gelerek ve birçok ayrı anlamlı hadisten kafalarına uyanı seçerek, kendi uydurdukları hadislerle bile çeliştiklerini göstermektir.
PEYGAMBERİMİZ HADİS YAZIMINI YASAKLAMIŞTI
Sünni ve Şii İslam adına hadis kitapları yazılması bile, Peygamberimiz’in hadis yazımını yasaklayan tavrıyla çelişmektedir. Üstelik Peygamberimiz’in hadis yazımını yasakladığı bu kitaplarda da yer almaktadır.
4. bölümde de değindiğimiz bu konuyla ilgili şu hadislere bakalım:
Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi.
Tirmizi, K. İlm 11
Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve “Yazdığınız şey nedir?” dedi.
“Senden işittiğimiz hadisler” dedik. Hz. Peygamber dedi ki: “Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.”
El Hatib, Takyid 33
Dikkat ederseniz Peygamber’in hadis yazımını yasaklayan bu hadislerini, hadis kitaplarını dinin kaynağı kabul edenler nakletmiştir. Burada şu soruları sormalıyız: Madem bu hadisleri biliyorsunuz, o zaman niye hadis kitapları yazıyorsunuz?
Siz Peygamber’den daha mı çok dini düşünüyorsunuz? “Peygamber, o zaman Kuran’la hadis karışmasın diye hadis yazdırmadı, artık Kuran’la karışma tehlikesi yok, o yüzden hadis kitapları yazıyoruz” demek, tatmin edici bir açıklama değildir.
Hadisler Kuran gibi dinin kaynağı olsaydı ve Peygamber hadisleri yazdırmayıp, unutulmaya ve yalanla karışmaya mahkûm etseydi, dini eksik tebliğ etmiş olmaz mıydı? Hadisler dinin bir kaynağı ve lüzumlu bir parçası ise nasıl olur da yazılmak yoluyla muhafaza edilmezler? Kuran’daki sureler karışmıyordu da hadisler niye karışacaktı?
Peki, Peygamberimiz’in, “Kuran’la karışma tehlikesi ortadan kalkınca hadisleri yazın” diye bir hadisi var mı?
Kimi hadislerden, Kuran’da olmayan helal ve haramların dine girdiğini de öğreniyoruz. Şu hadisleri inceleyelim:
Ey insanlar ateş tutuşturuldu ve karanlık gecenin parçaları gibi fitneler yakınlaştı. Allah’a yemin ederim ki aleyhimde tutunacak bir şeyiniz yoktur; Kuran’ın helal kıldıkları dışında bir şeyi helal kılmadım. Kuran’ın haram kıldıkları dışındakileri de haram kılmadım.
İbni Hişam, Siret 4
Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.
Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması
Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.
Ebu Davud K Etime 39; Tırmizi K Libas 6; İbni Mace K Etime 60; El- Müracaat sayfa 20
Bu hadislere göre Kuran’ın belirttiklerinin dışında haram yoktur. Bu hadislerin yargısına göre Peygamber, Kuran’ın haramları dışında hiçbir şeyi haram kılmadı. Yani bu hadislerin yargısına göre “Peygamber’in hadisleri” denerek dine ilaveler yapan hadisler “Peygamber’in hadisleri” değildir.
Benden sonrası 30 yıl hilafet, ondan sonrası melikiyettir…
Sahihi Buhari
Bakın en doğru denilen hadis kitabına göre 30 yıllık halifelik döneminden sonrasını Peygamber beğenmemektedir.
Gerçekten de dört halife dönemi
(Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali) 30 yıl sürmüştür.
Bu dönemde ne bir mezhep oluşturulmuştur, ne de Kuran dışında bir hadis kitabı yazılmıştır (11. bölümü okuyunuz).
Neden bu dönemdeki gibi Kuran’ın tek kaynak olduğu mezhepsiz ve “Müslüman” etiketi dışında başka etikete ihtiyaç duymayan bir İslam’ı yaşamayalım?
Gerçi biz bu hadisin, Emevileri sevmeyen Hz. Ali taraftarlarınca uydurulduğunu sanıyoruz.
Hadislerin toplanma döneminde hilafetin 30 yıl sürdüğü biliniyordu ve muhtemelen dört halife sonrası düzenden memnun olmayan biri bunu uydurup, fikirlerini güçlendirmek istedi. Fakat geleneksel Ehli Sünnet inanç adına Buhari’nin tek hadisini inkâr edenin kâfir olduğu söylenmiştir.
O zaman buna inananların, hadisin hakkını verip, dört halife dönemindeki gibi hadis kitaplarını imha etmeleri gerekmez mi? Bu hadise inananlar, nasıl dört halifeden sonraki meliklerin idare ve gözetiminde oluşturulan mezheplere ve hadis kitaplarına güvenmektedirler?
YALNIZ VE YALNIZ KURAN
Yine bazı hadislere göre Peygamberimiz, Kuran’ı tebliğ etmenin ve Kuran’ı yaşamanın dışında kalan dünyevi konularda ve kişisel meselelerde bazı hatalar yapabilmektedir. Bu yüzden, Kuran’ın bildirdiğinin dışındaki Peygamber’in hayatıyla ilgili anlatımlardan, Kuran’a ilave evrensel hükümler çıkarmak yanlıştır.
Çünkü bu, yukarıdaki hadislerden de anlaşılacağı üzere insanların serbest bırakıldığı alandır. Peygamber’in güncel hayatta bazı hataları olabileceğini anlatan hadisler şöyledir:
Peygamberimiz Medine’ye geldiğinde, Medineliler hurmayı aşılıyorlardı. Peygamberimiz “Ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Onlar “Biz bunu yapardık” dediler. Peygamberimiz “Belki yapmazsanız daha iyi olur” dedi.
Onun sözüne uyarak bu işlemi terk ettiler de hurma ürün vermez oldu. Bu durumu Peygamberimiz’e hatırlattıklarında kendilerine şöyle buyurdu: “Ben ancak bir insanım. Size dininizle ilgili bir şeyi emrettiğimde onu alın.
Kendi görüşümden bir şeyi emrettiğimde ise ben ancak bir insanım.”
Müslim, K. Fazail 140; Hanbel 3/152
Peygamberimiz Bedir’de suyun yakın olduğu bir yeri ordugah olarak seçmişti.
Sahabeden el Habbab b. el Munzir O’na şöyle dedi: “Ey Allah’ın elçisi, burası bize laf düşmeyecek şekilde Rabbinin senin için seçip yerleştirdiği bir yer midir? Yoksa o bir görüş, öneri ve harp hilesi midir?” Allah’ın elçisi cevaben “Aksine o bir görüş ve harp hilesidir” dedi. Bunun üzerine el Habbab: “Burası hiç de iyi bir konak yeri değildir. Kalkıp karşımızdaki topluluğa en yakın suyun başına karargah kuralım. Sonra orada bir kuyu kazıp suyu depolayalım da biz içelim, onlar içmesinler” dedi.
Peygamberimiz: “Doğru söyledin” dedi ve onun söylediğini yaptı.
İbni Hişam, es Sireh; Taberi, et Tarih
Ben ancak bir insanım. Sizler aranızdaki davaları bana getiriyorsunuz, umulur ki bazılarınız delillerini diğerlerinden daha iyi dile getirirler de ben duyduğum üzere onlar lehinde bir hükme varırım.
Kime (haksız yere) kardeşinin hakkından hüküm verirsem, o kardeşinin hakkı olan bu şeyi kesinlikle almasın. Haksız yere alan için ancak ateşten bir parça ayırırım.
El Kadı Iyaz, Eş Şifa
Buraya kadar alıntıladığımız bu hadislerin yargısına göre:
1- Kuran dışında helal ve haram kaynağı yoktur.
2- Hadis kitapları oluşturulmayacak ve mevcutlar imha edilecektir.
3- Peygamber’in Kuran’ı açıklamak ve yaşamak dışındaki eylemlerine dini bir mana yüklenip, dine ilave yapılmayacaktır.
HADİSLERE GÖRE HADİSLERİ İMHA ETMEK LAZIM
Buraya kadar hadis yazımını, hadisle helal-haram kılmayı ve Peygamber’in din dışı hareketlerinin de ibadete dönüştürülmesini yargılayan ve reddeden hadislere yer verdik. Kuran’ın anlattığı dine ilave edilmiş hükümlere karşı olan birçok hadisin de olması ilginçtir.
Peygamber’in baldırların örtülmesini emrettiğine dair uydurma hadis vardır ama Peygamber’in baldırlarının gözüktüğünü söyleyip öbür hadisi yargılayan hadis de vardır.
Midye, karides yenemeyeceğini söyleyen Hanefi mezhebinin bir izahı vardır ama diğer yanda diğer mezheplerin kullandığı denizden ne çıkarsa yenebileceğini söyleyen hadisler de vardır.
İpeğin haram olduğuna, altının takılamayacağına dair uydurma hadisler vardır ama Peygamber’in yanındaki sahabelerin ipek giydiğini, Peygamber’in bir ara altın yüzük taktığını söyleyen ve diğer hadisleri yargılayan hadisler de vardır.
Haremlik selamlığı savunan, kadının sesinin duyulamayacağını söyleyen izahlara karşı sahabelerin erkek ve kadın aynı yerde abdest aldığını, karşılıklı sohbetlerinin olduğunu anlatan hadisler de vardır…
Çözüm, Kuran’ı din adına yeterli kabul ederek, her ilavenin bir uydurma izah veya uydurma bir yorumdan kaynaklandığını görmektir. Öyle hadisler vardır ki, aslen Peygamber’in yapması mümkün olan bir fiil veya söylemesi mümkün olan bir sözdür.
Fakat bu sözün başına “Peygamber emretti ki”, “Peygamber buyurdu ki” şeklindeki doğal uygulamayı emre çeviren uydurma, doğru sözü dahi Peygamber’e iftiraya çevirebilmiştir.
Ya da Peygamberin, Allah’ın serbest bıraktığı bir konudaki tavrı dinselleştirilip, serbest alanın dinsel alana döndürülmesi suretiyle, Kuran dışı hükümler üretilmiştir.
Örneğin Allah’ın Kuran’da kıyafet hakkında detay vermemesi; isteyenin takım elbise, isteyenin kimono, isteyenin cübbe veya isteyenin bambaşka bir yöre kıyafeti giyebileceğini gösterir.
Bu serbest konuda muhtemeldir ki Peygamber, yöresinin kıyafetleri olan entariyi, cübbeyi tercih etmiştir. Fakat bu kıyafeti putperestler de Peygamberimiz’in en büyük düşmanları da gelenekler gereği giymekteydi.
Yani Peygamberimiz’in bu konudaki tavrı bir dinsel uygulama, bir sevap değil, Allah’ın serbest bıraktığı konudaki bir tercihti. Bu tip durumlarda, Peygamberimiz’in kıyafetini tarif eden hadisin kendisi değil, onun hatalı yorumu dine ilave yapmıştır.
Hatalı yorumların düzeltilmesi için Nehcül Belağa’dan şu sözü örnek olarak verebiliriz:
Bilin ki, Kuran’dan başka bir şey eken, ektiğini biçerken belalara uğrar.
Artık siz de O’nu ekin, O’na uyun. Rabbinize O’nu delil edin, nefislerinize O’nu öğütçü yapın.
Kendi reyleriniz O’na uymazsa reylerinizi (yorumlarınızı, seçiminizi) suçlayın, dilekleriniz O’na aykırıysa dileklerinize hıyanette bulunun.
Nehcül Belağa
Tarih yazımında Kuran, mantık ve iç çelişki süzgeçleriyle önemli bir elemeye tabi tutulacak hadislerin kullanılmasında sorun yoktur, hatta faydalı olacaktır. Fakat hadislerin hepsi zandır. Kuran’a göre ise din, zanna bina edilemez.
Kuran’ın hükümleriyle örtüşen yukarıdaki hadisleri, Peygamber’in söylediğini kabul etmek de zandır.
Yani bu hadisler, Kuran’la örtüştükleri halde, onları Peygamber’in söylediği % 100 doğru değildir.
Tarih alanında zan olan bu bilgiyi kullanmak mümkün olsa da din alanında bu kabul edilemez.
Hadislerin uydurulma sebeplerinde gördüğümüz gibi dine fayda sağlamak niyetiyle hadis uyduranların olması, dördüncü konuda hadislerin incelenmesinde gördüğümüz gibi uzun hadis nakil zincirlerinden doğan hatalar, Peygamber’le sahabe sözünün karışması gibi faktörler, “en güvenilir” Peygamberimiz’in vefatından iki yüzyıl sonra yazılmış olan hadis kitaplarının en güvenilir hadisinin bile zan olduğunu ortaya koyar.
Bile bile gerçekle yalanı karıştırmayın.
2-Bakara Suresi 42
Onların çoğu zandan başka bir şeyin ardınca gitmiyor.
Doğrusu da şu ki zan, gerçek namına bir şey ifade etmez.
10-Yunus Suresi 36
HADİSLERİN DİNE İLAVELERİ
Resim : Mantıkla Çelişmeyen Hadisler Dinin Kaynağı Olabilir Mi ?
Kuran’la, diğer hadislerle ve mantıkla çelişmeyen hadisleri dinin kaynağı olarak kullanalım diyenler olabilir. Bu tip hadisler, dini tamamlayan bir kaynak olarak sunulmadan, Peygamberimiz’in dönemindeki genel hayatı, Peygamberimiz’in ve arkadaşlarının yaşantısını anlatan siyer ve İslam tarihi kaynağı olarak kullanılması yararlı olacaktır. Bu dönemin tarihini yazanlar için bu malzemeden faydalanılması önemlidir. Fakat hadisler Kuran, diğer hadisler veya mantıkla çelişmiyorsa dahi, dini yeni bir yaklaşım meydana getiriyorsa, cennet veya cehennem tasvirlerine ilaveler yapıyorsa, Kuran’a ilave sevap veya günah kavramları oluşturuyorsa, kısaca dine ilaveler yapıyorsa da o hadisler veya hadislerin yorumunu reddetmemiz gerektiğini ve dine yapılan bu şekildeki ilaveleri de kabul etmememiz gerektiğini de bilmeliyiz. Eğer hadisleri kullanma işleminde, dine bir ilavede bulunulmayacak veya dinden bir eksiltme yapılmayacaksa, bunda bir sorun olduğu söylenemez. İlaveten bu hadisleri kitaplarında okuduğumuz kişilerin, önceden örneklerini verdiğimiz sorunlu hadisleri nakleden kişiler olduğu da unutulmamalıdır. Kuran, kendisinin din adına gerekli her şeyi açıkladığını, yeterli ve dinin tek kaynağı olduğunu söylemektedir
Resim : Kuran Allah’ın Kitabıdır
Biz bu kitabı sana, her şeyin açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.
16-Nahl Suresi 89
Kuran’a ilave bir sevap veya günah kavramını ileri sürmek, bu ayetle ve kitabın 2. bölümünde bir kısmını belirttiğimiz ayetlerle çelişir. Bu yüzden herhangi bir hadis, Kuran’dan anlaşılmayan bir şeyi dine ilave ediyorsa; yeni günah ve sevap kavramları çıkartıyorsa, Kuran’ın din adına gerekli her şeyin detaylı açıklayıcısı olmasından dolayı, bu hadisler aracılığıyla dine yapılan ilaveler reddedilmelidir. Kuran’da geçmeyen bir mantık ya da uygulamayı dine ilave eden hadislere ise aşağıdaki 10 örneği verebiliriz.
1- 27 VE 70 KAT
Hadis: “Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınan namazdan 27 derece daha üstündür.”Buhari Ezan 30; Müslim Mescid 249; Muvatta Cemaat 1
Resim : Misvak Dalı
Eğer bu hadisin Kuran’la, başka bir hadis veya mantıkla çelişkisini göremiyorsanız; dini bilgimize bir ilavede bulunan bu hadisin yine de uydurma olduğunu söyleyebilirsiniz. Çünkü Kuran’da böyle bir sevap tanımlaması yoktur. Misvakla (diş fırçası yerine kullanılan bir ağaç parçası) alınan abdestin ve sarıkla kılınan namazın, 27 veya 70 kat daha sevap olduğunu söyleyen hadisler de böyledir.
Resim : Cübbe
2- SOL ELLE YEMEK
Hadis: “Sol elinizle yemeyiniz, içmeyiniz. Çünkü şeytan sol eliyle yer, içer.”Hanbeli 2/8,33
Resim : Sol Elle Yemek Yemek
Bazı gelenekçi dini grupların kurslarında, sol elle yemek yiyen çocukların elleri dayaktan şişirilmekte, yüzükoyun yatan çocuklar böyle uyumanın dinen kötü görüldüğü gerekçesiyle) dürtülerek gece yarısı kaldırılmaktadır… Çocukların psikolojisini bozan bu uygulamaların sebebi ise bu ve benzeri hadislerdir. Kuran’da yasaklanmayan bir yeme biçimini, din adına yasaklamak, Kuran’ın anlattığı dine ilave yapmak demektir.
Resim : Yüzükoyun Uyumak
3- DOĞAN ÇOCUK İLE İLGİLİ SEREMONİLER
Hadis: “Hazreti Peygamber çocuğa doğumunun yedinci gününde isim konmasını, çocuğun yıkanarak pisliklerden temizlenmesini ve kurban kesilmesini emir buyurdu.” Tirmizi, Edeb 63/2834; Ebu Davud 2837
Resim : Bebek
Bu hadisi okuyan, bu hadiste kötü bir şey görmeyebilir. Fakat Kuran’da, çocuğa yedinci günde isim konmasının veya kurban kesilmesinin “emredildiği”ne dair hiçbir şey yoktur. Sorun, hadisteki “emir buyurdu” ifadesindedir; Peygamber’in bu uygulamayı dini bir emre dönüştürmeden, kendi tercihiyle yapmış olması ve tavsiyesi de mümkündür, sonuçta bu uygulamalarda Kuran’a aykırı bir yön yoktur. Fakat dinde olmayan bir “emri” ve “sevap” kavramını dine ilave ettiği için bu hadis de uydurmadır. İllaki hadisin zararlı bir şey ifade etmesi gerekmez. Hatta hadis iyi bir şeyi dahi “sevap” veya “emir” diye dine sokuyor veya zararlı bir şeyi mekruh yapıyorsa bile, dine ilave getirdiği için hadisin yine uydurma olduğu anlaşılır. Bu tip uydurmaların sebebi, kitabın 5. bölümünde değindiğimiz gibi dini sevdirmek olabilir. Fakat sebebi ne olursa olsun, insani olanı Allah’ın dinine katmak, insani ile Allah’tan olanı karıştırmaktır ki bu da dine ihanettir.
Resim : Kara Köpekleri Öldürelim Mi ?
4- KARA KÖPEKLERİ ÖLDÜRELİM Mİ? DEVE ŞEYTANDAN MI YARATILDI?
Hadis: “Tüm kara köpekleri öldürünüz. Çünkü onlar şeytandır.” Hanbeli 4/85, 5/54
Resim : Taş Atmak
Kuran’daki Kehf Suresi’nde, iman eden gençler ve köpekleri anlatılır. Bu gençler övülmekte ve Kuran’ın hiçbir yerinde köpeklerin aleyhinde hiçbir şey söylenilmemektedir. Bu ayetleri eğer hatırlamazsanız, Peygamber döneminde köpeklerin mescitte dolaştığına dair hadisi de bilmiyorsanız, bu hadis size mantıksız da gelmiyorsa, sırf Kuran’da geçmeyen bir şeyi dine ilave ettiğine bakarak da bu hadisi ve köpekler aleyhine diğer hadisleri reddedebilirsiniz. Bu tarz hadisler yüzünden köpeğin abdesti bozduğu gibi uydurmalar üretilmiş ve insanlar hayvanlar âlemindeki en yakın dostlarından uzaklaştırılmışlardı
Resim : Deve Hayvanı
Aslında hayvanlar âlemiyle ilgili uydurma hadisler çok fazladır. Örneğin bir hadiste horozun melek gördüğü için öttüğü, eşeğin şeytan gördüğü için anırdığı söylenir (Müslim). Farenin aslında Yahudi olduğu, bu yüzden deve sütü içmediği başka bir hadistir (Müslim Zühd). Devenin şeytandan yaratıldığı diğer bir hadistir (Hanbeli, Müsned 4/85). Kedinin aslanın aksırığından, domuzun filin aksırığından yaratıldığını iddia eden hadisler de vardır (El Mecruhin 1/101). Tüm bu hadisler, dinin mantıksız sanılmasına sebep olmuşlardır. Şimdi sadece Kuran’dan din anlaşılmaz diyenlere soralım: Sizin dini anlamadaki yönteminize göre hadisler dinin kaynağıdır. O zaman sizin yönteminize göre en güvenilir hadis kitaplarında geçen bu izahları da kabul etmeniz gerekir. Kabul ediyor musunuz? Kabul etmiyorsanız, sadece Kuran’ın güvenilir olduğu ve o zaman dinin Kuran’dan anlaşılması gerektiği sonucuna varırsınız. Eğer bu hadisleri kabul ediyorsanız, bir kez daha önce bu hadisleri sonra Kuran’ı okumanızı ve bu konu üzerinde ciddiyetle düşünmenizi tavsiye ederiz
5- YEMEK TAKIMLARI GÜMÜŞSE DEĞİŞTİRMEK GEREK
Hadis: “Peygamber bize altın ve gümüş kap içerisinde yemek yemeyi ve su içmeyi yasakladı.’” Buhari 12/1952
Resim : Gümüş Şekerlik
Kuran’da böyle bir yasak yoktur. Bu tarzda bir ilaveyi dine sokmak, Kuran’ın üzerine ilaveler yapmak manasına gelir. Peygamberimiz evrensel bir dini hükme dönüştürmeden, beğenmediği bu davranıştan elbette sakındırmış olabilir. Ama bu hadisin kimi yorumlarına göre böyle bir yasak dinin evrensel hükmü gibi sunulmuştur ki bu kabul edilemez
6- ÜÇ PARMAK KESEN DÖRDÜNCÜYÜ DE KESSİN DAHA İYİ
Resim : Mengene İle Parmak Sıkıştırmak
Hadis: “Bir kadının parmaklarını kesmenin cezası, deve cinsinden tazminat olarak şöyledir;
bir parmak için on deve, iki parmak için yirmi deve, üç parmak için otuz deve, dört parmak için yirmi deve.”
Muvatta 43/11; Hanbel 2/182
Resim : Parmak Kesmek
Erkek olsun, kadın olsun birinin parmağını isteyerek veya yanlışlıkla kesenin ceza olarak ona tazminat vermesinde bir gariplik yoktur. Fakat Kuran’da yukarıdaki gibi bir tazminat belirlenmemiştir. Yani insanlar içlerinde bulundukları devir ve şartlara göre tazminatları belirleyebilirler. Belli bir devirde buna benzer bir tazminat verilmiş olabilirse de bu tazminatın evrensel olduğu ve her dönemde deve üzerinden yapılması gerektiği yorumu dine ilavedir. Üstelik yukarıdaki tablo mantıklı da değildir. Nasıl üç parmağı kesmenin tazminatı otuz deve iken, dört parmağı kesmenin tazminatı yirmi deve olur?
Resim : Kadınları Sünnet Ettirmek
7- KADINLARINIZI SÜNNET ETTİRDİNİZ Mİ?
Hadis: Ey Atıyye, yufkadan sünnet et, derin gitme çünkü yufka sünnet etmek (kanın üste çıkmasıyla) yüzü güzelleştirir ve kocası için daha zevkli olur.”Gazali, İhyau Ulumiddin 1/382
Kuran’da kadının da, erkeğin de sünnet olması geçmez. Sünnetin sağlığa faydalı olduğunu düşünen sünnet olabilir ama sünnet olmak istemeyen olmayabilir de. Bu dini bir sorumluluk değildir. Hadiste görüldüğü gibi, “kadınların sünneti” de hadisler aracılığıyla dinimize mal edilmiş bir uygulamadır. (Kadın sünnetinin zararları hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde tıp otoriteleri tarafından açıklanmıştır.) Alıntılanan hadise göre kadının sünneti derin kesilmemek kaydıyla yapılmalıdır; bu uygulama yüzü güzelleştirecektir ve kadının kocasının zevk almasını sağlayacaktır. Ne yazık ki dine sokulan bu tip ilaveler, dinin uygulanamaz bir sistem gibi görülmesine ve birçok kişinin gereksiz sıkıntılar çekmelerine ve dinden uzaklaşmalarına sebep olmuştur.
8- NASIL AĞAÇTIR O? NASIL DİŞTİR O? NASIL DERİDİR O?
Resim : Dev Ağaç
Hadis: “Cennette bir ağaç vardır ki binekli onun gölgesinde yüz yıl gider.”
İbn-i Mace Züht 39; Müslim Cennet 6; Tirmizi Cennet 19
Resim : Uhud Dağ
Hadis: “Cehennemde kâfirin azı dişi Uhud dağı kadar, derisinin kalınlığı da üç günlük mesafe kadardır.”Müslim
Resim : Azı Dişleri
Hadis: “Cehennem ehli ateşte o kadar büyüyecek ki kulak memesi ile boynu arası yedi yüz yıllık mesafe kadar olacaktır.” Hanbel, Müsned
Hadis: “Ümmetimin fakirleri zenginlerden beş yüz sene evvel cennete girecektir.”Tirmizi; İbn-i Mace
Kuran’da geçmeyen bu anlatımlar, cenneti ve cehennemi anlama hususunda ilavelerdir. Kuran, cennet ve cehennem tariflerini gerekli şekilde yapmıştır. Hadislerde, Kuran’da olmayan birçok cennet ve cehennem manzarasına rastlayabiliriz. Bu açıklamalar ister mantıklı olsun, ister mantıksız olsun hiçbirini ciddiye almamak gerekir. Sadece uygulama alanında değil, ilave bir dini anlayış oluşturma alanında da hadislerin otoritesi kabul edilemez.
9-DEVE ETİ YİYENE ABDEST ALDIRMAK
Resim : Deve Eti Yiyen Abdest Almalı Mı ?
Hadis: “Peygamber deve eti yemekten soruldu; Peygamber ‘Onu yediyseniz hemen abdest alın’ dedi.” Ebu Davud 1/185
Kuran’da deve etinin abdesti bozduğu geçmez. Bu yüzden Kuran’a ilave olan dini zorlaştırıcı bu hüküm de dine ilavedir. Kimi mezhepler bu hadise göre deve eti yiyenin yeniden abdest alması gerektiğini söylemişlerdir. Kitabımızın 36. bölümünde Kuran’dan anlaşıldığı şekliyle abdesti anlatacağız.
10-BİR NAMAZLA KURTULMAK
Resim : Namaz Kılarken Secdeye Varmak
Hadis: “Salı günü gündüzün ortasında veya güneş yükseldiğinde kim ki her rekatında bir Fatiha, bir Ayetel Kürsi ve üç İhlas okumak suretiyle on rekat namaz kılarsa, yetmiş gün defterine günah yazılmaz, bu yetmiş gün içerisinde ölürse şehit olarak ölür ve yetmiş senelik günahı bağışlanır.”
Gazali, İhyau Ulumiddin 1/539
Hadis: “Kim ki çarşamba günü güneş yükselince on iki rekat namaz kılar, her rekatında bir Fatiha, bir Ayetel Kürsi, üç İhlas ve üç Muavezeteyn okursa arşın altından bir münadi: ‘Ey Allah’ın kulu! Geçmiş günahların bağışlandı. Allah kabir karanlığı azabını ve kıyametin şiddetini senden kaldırdı, artık senin için fazla amele lüzum yok’ diye bağırır ve o gün kendisi için bir Peygamber sevabı yükselir.”
Gazali, İhyau Ulumiddin 1/540
Bu hadislere göre yetmiş günde bir bahsedilen Salı günkü namazı kılmak veya hayatta bir kez bahsedilen Çarşamba günkü namazı kılmak bir Müslüman’a yetecektir. Bu hadislere göre tek namazla yetmiş senelik günahın bağışlanması da, Peygamber sevabı kazanmak da mümkün olmaktadır.
Gazali, felsefi konular hakkında yazdığında, dünyanın en seçkin düşünürlerinden biri olduğunu göstermiştir. Fakat fıkıh ve hadis alanlarında ne yazık ki aynı başarıyı gösterememiştir.
SİZ BU HADİSLERİ DİNİMİZE KAYNAK OLARAK YAKIŞTIRIYOR MUSUNUZ?
Hadislerin dinin kaynağı olamayacağını anlattıktan sonra hadisleri;
1- Kuran (6. bölümde),
2- diğer hadisler (7. bölümde),
3- mantık (8.bölümde),
4- ilaveler (9.bölümde)
açısından inceleyip, dinin kaynağı olamayacaklarını, böylece Kuran’ın dinin tek kaynağı olması gerektiğini gösterdik. Bu bölümlerde kullandığımız hadislerin kimisi hem Kuran, hem diğer hadisler, hem mantıkla çelişip, hem de dine ilaveler yapıyordu. Fakat dört bölümün dördüne de giren veya iki üç bölümle de ilgili olan hadisleri, tek bir başlık altında inceleyip, alt başlığında yer aldıkları madde açısından bu hadislerin sorunlarını açıkladık. Kitabı ansiklopedi yapmak istemediğimiz için her bölümde sadece on örnek verdik. Ümit ediyoruz ki tüm bu anlatılanlar Kuran’daki aydınlığın, hadislerdeki karanlığın kavranmasını sağlayacaktır.
Şimdi hadislerin Kuran gibi dinin kaynağı olduğunu söyleyenlere ve hadisleri dinin kaynağı yapan mezheplere uyup “ben Hanefi’yim”, “ben Şafi’yim”, “ben Maliki’yim” diyenlere soruyoruz: Siz bu hadisleri Allah’ın dininin kaynağı olmaya layık görüyor musunuz?
Eğer bu kaynaklar güvenilmezse, mezheplerin zihniyetinin temeli çökeceği için mezhep diye bir kurum da kalmaz. Hadis ve mezheplerin ortada kalmadığı bir durumda ise dinin kaynağı olarak Kuran tek başına kalır. Dinin kaynağının sadece Kuran olduğunu anladıysanız; mezhep ve hadislere dayalı bilgilerinizi bir kenara bırakın, yalnız ve yalnız Kuran’a göre dinin teorisini ve pratiğini öğrenin. Eski bilgilerinizin geleneklere, geleneğin ise mezhep ve hadislere dayanabileceğini unutmayın. Bu yüzden zihninizi sıfırlayıp, Kuran’a göre dini baştan yapılandırmanız çok önemlidir. Eğer cevabınız “Layık görüyorum” ise lütfen Kuran’ı daha çok okuyun, sonra bir de hadisleri okuyun…
Ve gerçekten O (Kuran) iman edenler için bir doğruluk rehberi ve bir rahmettir.
27- Neml Suresi 77
Resim : Kur’an Müjdedir.
HADİS – KURAN ÇELİŞKİLERİ
HADİS – KURAN ÇELİŞKİLERİ
Kitabın buraya kadar olan bölümlerinde önce Kuran’ın kendi diliyle Kuran’ın dinin tek kaynağı olduğunu ortaya koyduk, daha sonra ise Peygamberimizin hadisleri yazdırmamasından, mana ile hadis naklinin getirdiklerinden ve daha birçok incelediğimiz konudan, hadislerin neden dinin kaynağı olamayacağını gördük. Bu bölümde ise hadislerin dinin kaynağı kabul edilmesinin vahim sonuçlarından birini; uydurulan hadislerin, dinin temel ve tek kaynağı olan Kuran ile nasıl çeliştiklerini örneklendireceğiz. Yani yapılan yanlışlığın sonuçlarını görüp, dinin tek kaynağı olan Kuran’a dönmenin önemini kavrayacağız. Kuran ile çelişen hadisleri göstermek için en ünlü hadiskitaplarının hadislerini seçtik; daha zayıf hadis kitaplarını sizin tahmininize bırakıyoruz. “En güvenilir” hadis kitaplarında Kuran ile çelişen hadislerin olması, hadislerin dinin kaynağı olduğu iddiasını reddetmemiz ve Kuran’a gidip dini yeniden kavramamız için yeterlidir. Kuran ile çelişen binlerce hadis vardır. Biz bu bölümde on tane örnek vermeyi yeterli görüyoruz. Zaten kitabımızdaki birçok konunun akışı içinde, Kuran ile çelişen pek çok hadis sergilenmektedir.
Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu nereden biliyoruz? Kimisi, “Kuran öyle söylüyor” diyebilir. Peki birileri Allah’a iftira ederek başka kitapları göstererek: “Bu da Allah katındandır” derlerse, ne diyeceğiz? Biz Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ancak Kuran’ı inceleyip, Kuran’ın içerdiklerini değerlendirerek iddia edebiliriz. Aynı mantıkla hadisleri incelersek; Allah’ın dininin kaynağı olmaya layık olup olmadıklarını görürüz. Nasıl Kuran’ın dinin kaynağı olup olmadığı bizzat Kuran’ın irdelenmesiyle tartışılabilirse, hadislerin dinin kaynağı olup olmadığı mevzusu da hadislerin irdelenmesiyle karara bağlanabilir. Bu bölümde ve bundan sonraki bölümlerde göstereceğimiz hadisler, hadislerin dinin kaynağı olmaya Kuran gibi layık olmadıklarını açığa çıkaracaktır.
Kitabımızda eleştirdiğimiz hadisler, hadisçilerin kabul ettiği, en ünlü hadis kitaplarının hadisleridir. Hadisçilerin reddettiği, “yalandır (mevzudur)” dedikleri hadisleri almadık. Örneğin “Allah kendisini yaratmayı isteyince atı koşturdu ve onu koşturup terletti. Sonra kendisini bu terden yarattı” veya “Allah melekleri iki kolunun ve göğsünün kıllarından yarattı” veya “Allah’ın gözleri hastalandı, melekler Allah’ı ziyarete geldi” veya “Allah’ı rüyada gördüm. Uzun saçlı güzel bir genç suretindeydi. Yeşil bir elbise giymiş, altın nalınları vardı” hadisleri, hadisçilerin duyup da reddettikleri hadislere örnektir (İbni Kuteybe, Hadis Müdafaası). Meşhur hadisçilerin, bu tarz uydurma hadisleri yalanladıkları doğrudur. Fakat bu bölümde ve bundan sonraki bölümlerde “en ünlü”, “en doğru”, “en güvenilir” hadis kitaplarındaki hadisleri görünce; hadis kitaplarında doğru ile yalanın ayırt edilemeyecek şekilde karıştığını, hadis toplarken gösterilen doğru ile yalanı ayırt etme çabasının başarılı olamadığını anlayacağız. Zaten Kuran yeterli, eksiksiz ve tüm teferruatları içeren kitabımız olduğuna göre böyle çabalara gerek de yoktur.
Kuran’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah’tan başkasının katından olsaydı elbette içinde birçok çelişki bulacaklardı.
4-Nisa Sûresi 82
Hiç şüphesiz Hatırlatıcı’yı Biz indirdik Biz. Onun koruyucuları da gerçekten Biziz.
15-Hicr Sûresi 9
Nisa süresindeki ayetten, dinimizin kaynağının çelişkisiz olduğunu öğrenebiliriz. Allah Kuran’ın çelişkisiz olduğunu söyleyerek; hem Kuran’ın doğruluğunu, hem de dinin kaynağının sahip olması gereken özelliği öğretiyor. Kuran ile çelişen hadislerin olması, hadislerin Allah katından olmadığının ve dinin kaynağı olamayacağının ispatıdır. Ayrıca Hicr Suresi’ndeki ayetten Kuran’ın korunduğunu, böylece dini kaynak olarak korunmuş bir kitaba sahip olduğumuzu anlıyoruz. Bu bölüm ve bundan sonraki üç bölümde, hadislerin; Kuran’la, kendi içlerinde ve mantıkla çelişkilerini sergilememiz sonucunda hadislerin korunmadığını ve binlerce uydurma ile düzeltilemeyecek şekilde karıştıklarını göreceğiz. Yani bu bölümlerde hadislerin dinin kaynağı kabul edilmesinin korkunç sonucunu görüp, çelişkisiz ve korunmuş olan dinimizin tek kaynağı Kuran’a, yalnız Kuran’a dönmenin gerekliliğini daha da iyi kavrayacağız.
Resim : Baldır Kasları
1- ALLAH’IN BALDIRI OLUR MU?
Kuran: O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur.
42- Şura Suresi 11
42- Şura Suresi 11
Hadis : “Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.”
Müslim-İman 302; Buhari 97/24, 10/29; Hanbel 3/1
Bu hadisin hangi kitaplarda geçtiğine iyice dikkat edin. Hadis kitaplarının “en doğrusu” olarak gösterilen, tek hadisini inkâr edenin kafir olacağı söylenen Müslim ve Buhari’de. Hadisçilerin mantığına göre bu hadisi inkâr eden kafir, bu hadise inanan gerçek Müslüman olacaktır. Allah’a hiçbir şeyin benzemediğini söyleyen ayete karşın hiçbir mecazi ifadeyi çağrıştırmadan, Allah’ın baldırı olduğunu ve ahirette baldırını açacağını söylemenin yanlışlığını uzunca anlatmaya gerek var mı?
Resim : El Sıkışmak
2- ALLAH EL SIKIŞIR MI?
Kuran: Ve hiçbir şey O’nun dengi değildir.
112- İhlas Suresi 4
Hadis: Allah benimle görüştü ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu. Öyle ki parmaklarının soğukluğunu iki göğsüm arasında hissettim.”
Hanbel 5/243
Hanbel 5/243
Yine bu hadiste hiçbir mecazi manayı çağrıştırmadan, Allah’a parmak, parmaklarına da soğukluk atfedilerek; Allah şekilleştirilmektedir. Bu hadis, İhlas Suresi’nin Allah’ın hiçbir şeye denk olmadığını söyleyen ayeti gibi daha birçok ayetle de çelişir. Eğer hadisteki “el” ifadesi, mecazi bir mana akla getirip -güç ve kudret gibi- insani eli çağrıştırmasaydı, elbette kabul edilebilirdi. Örneğin “Her şey Allah’ın elindedir” dediğimizde cümlenin akışından “her şeyin Allah’ın kontrolünde” olduğu anlaşılır. Fakat Allah’a parmak, parmaklara soğukluk atfeden bu hadisten böyle mecazi bir manayı kimse çıkaramaz. Üstelik bu hadiste Allah ile Peygamber’in el sıkışması gibi kabul edilemez bir ifade de yer almaktadır. Şimdi bu hadisleri “din” kabul etmek, bu dine kötülük yapmak değil midir?
Resim : Din Değiştireni Öldürmek
Resim : Din Değiştireni Öldürmek
3- DİN DEĞİŞTİREN ÖLDÜRÜLSÜN MÜ?
Kuran: Dinde zorlama yoktur.
2-Bakara Suresi 256
Hadis: “Dinini değiştireni öldürün.”
Nesai 7-8/14; Buhari 12/1883
Allah’ın hükmünü hadisle aşmaya, Allah’ın dinini kendi kafalarına uydurmaya çalışanların bu anlama gelen uydurmaları yüzünden birçok insan öldürülmüştür. Dine referanslar veren bazı örgütlerin yaptığı katliamları, bu örgütlerin zihinlerinde meşrulaştıran da bunun gibi hadislerdir. Diyanet bahse konu örgütleri kınamaktadır ama aynı Diyanet, Buhari ve Nesai gibi hadis kitaplarını ise hiçbir eleştiriye açmamakta, dinin kaynağı olarak göstermektedir. Bu bir çelişki değil de nedir? Ne yazık ki katliamları meşrulaştıracak izahlar hadis kitapları ve mezhep izahlarında mevcuttur.
Resim : Çelişkiler
Resim : Çelişkiler
4- ÖLÜNÜN SUÇU NE?
Kuran: Doğrusu hiçbir günahkâr bir başkasının günah yükünü yüklenmez.
553-Necm Suresi 38
Hadis: “Ölü, ailesinin kendisi için ağlamasından dolayı azaba uğratılır.”
Buhari-K. Cemiz 32, 33, 34
Ne akla, ne de Kuran’ın genel mantığına uyan bu hadis de uydurmacılığın Kuran ve akılla çelişkilerine bir başka örnektir.
Resim : Kadın Düşmanlığı
5- KADIN DÜŞMANLIĞI
Kuran: Ben sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz.
3-Ali İmran Suresi 195
Hadis: “Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.”
Buhari 9/1391
Kuran, hayır üreten erkeğin de kadının da önünü açık tutarken, hadisler kadının önünü kapamaktadır. Kadın konusu, Peygamber’e iftira olarak uydurulan hadislerin en çok olduğu alanlardan birisidir.
Ayrıntılı bilgi için 21. ve 22. bölümleri okuyunuz.
Ayrıntılı bilgi için 21. ve 22. bölümleri okuyunuz.
6- ZALİM KİM?
Kuran: Zulmedenler dedi ki: Siz olsa olsa büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.
25- Furkan Suresi 8
Hadis: “Peygamber Medine’de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.”
Buhari 76/47; Hanbel 6/57, 4/367
Yakın dönemde Muhammed Abduh ve eski dönemlerde Mutezile’nin bu hadise itirazlarına karşın Muhammed Ebu Şehbe bu hadisi şöyle savunur: “Eğer Abduh sihir hadisini inkar etmişse akıl ve nakil ilimlerinde söz sahibi el Maziri, el Hattabi, Kadı İyaz, İbn Teymiyye, İbnul Kayyım, İbn Kesir, en Nevevi, İbn Hacer, el Kurtubi ve Alusi gibi pek çok alim de onun hem rivayet ve hem de dirayet yönünden doğru olduğunu ispat etmişlerdir.” Şehbe, Buhari ve Müslim’in de hadisi kabul ettiğini anlatır ve “sihir sonucu” olanları hadislere dayandırarak şöyle aktarır: “Peygamberimiz’e sihir yapılmıştı. Öyle ki hanımları ile cinsi münasebette bulunmadığı halde bulunduğunu zannederdi. Süfyan bunun en şiddetli sihir olduğunu söylemiştir.” (Ebu Şehbe, Sünnet Müdafaası) Kuran’a göre ise Peygamberimiz’in büyülendiğini söyleyenler zalimlerdir. “En güvenilir” hadisçilerin çoğuysa Peygamber’in büyülendiğini söylemektedir.
Resim : Miras İçin Vasiyet Yazmak
7- MİRASTA VASİYET VAR MI?
Kuran: Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında vasiyet zamanı aranızda tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi, yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızda iki kişi.
5-Maide Suresi 106
Hadis: “Varis için vasiyet yoktur.”
Hanbel 14/238
Hanbel 14/238
Kuran’da hem Maide Suresi’ndeki bu ayetten, hem diğer ayetlerden vasiyetin varlığı anlaşılır. Vasiyetten arta kalanlar ise Kuran’da tavsiye edilen şekilde dağıtılır. Vasiyeti iptale yönelik bu hadis, aslında Kuran’ın bir hükmünü hadisle iptale yönelik bir girişimdir.
8- EN BÜYÜK AZAP RESSAMLARA MI?
Kuran: Gerçekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediği kişi için bağışlar.
4-Nisa Suresi 48
Hadis: “Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır.”
Buhari-Tesavir, 89
Kuran’a göre en büyük günah Allah’a ortak koşmaktır. Allah, ortak koşmayı affetmeyeceğini söylemekte, bunun dışında her günahın affedilebileceğini belirtmektedir. Bu yüzden Allah’ın en şiddetli azabına uğrayacak olanlar da ortak koşanlardır. Oysa Buhari’nin yukarıda alıntıladığımız hadisine göre en şiddetli azaba ressamlar uğrayacaklardır. (Mezhepçi, hadisçi yaklaşımı benimseyenlerin sanat dallarıyla ilgili uydurdukları hadisleri kitabın 18. bölümünde okuyabilirsiniz.) Bu hadis başta Kuran ile çelişmektedir. Ayrıca mantık ile çelişen bu hadisin çeliştiği başka hadisler de vardır. Örneğin diğer bir hadise göre cehennemde en şiddetli azaba satranç oynayanlar çarptırılacaklardır. (Büyük Günahlar, Hafız Zehebi)
Resim : Altın ve İpek Giymek Haram Mı ?
9- ALTIN TAKILIR MI, İPEK GİYİLİR Mİ?
Kuran: De ki “Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram etti?” De ki: “Bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet gününde ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk için ayetleri böyle detaylı anlatırız.
7-Araf Suresi 32
Hadis: “Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır.”
Müslim 2/16
Altın ve ipek hem erkek için, hem de kadın için bir süs eşyasıdır. Kuran’da hiçbir ayette yasaklanmazlar. Allah inananların dünyada da bu süslerden yararlanabileceklerini söyler ve erkek kadın ayrımı yapmaz. Her hadisinin doğru olduğu iddia edilen Müslim’de de yer verilmiş olan bu hadis, Kuran’ın belirttiğimiz ayeti ile çelişir.
Resim : Gül Dalı
Resim : Gül Dalı
10- PEYGAMBERİMİZ HİÇ ZALİM OLUR MU?
Kuran: Seni alemlere yalnızca rahmet olarak gönderdik.
21-Enbiya Suresi 107
Hadis: “Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.”
Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163
Kuran, Peygamberimizi “âlemlere rahmet” olarak tanıtmaktadır. Peygamberimiz ancak karşı taraf kendisine saldırınca savunma amaçlı savaşlar yapmış ve hayatını Kuran’ın emirleri doğrultusunda affedici ve merhametli olarak geçirmiştir. Oysa bu ve benzeri hadislerde anlatıldığı gibi gözleri oymak, çölde susuz ölüme terk etmek nasıl “âlemlere rahmet” Peygamber ile bağdaşır? Kendi yaptıkları canilikleri hoş göstermek için bu hadisi uyduranlar, Peygamberimiz’i zalimmiş gibi gösterip, Peygamberimiz’e hakaret etmiş oluyorlar.
Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...
-
Online Yıldızname Burcu Hesaplama 1. Yol: Arapça Harflerle Ebced Yöntemi Öncelikle "cinsiyet"inizi seçin ve aşağıdaki ...
-
Harflerin Enerjileri A-Z Alfabedeki bütün harflerin enerjileri ve anlamları. İsminizde bulunan, isminizin başladığı harflere göre ka...
-
1 / 24 1 AMAL'İ MÜCERREB-1 2 Bilinmeyen Yönleriyle Satanizm - Bulent Kısa 307 say...