13 Nisan 2019

BİLİNMEYEN KUR'AN KURANIN KÖKENİ 2







KUTSAL KİTAPLARIN KAYNAKLARI...3


KUTSAL KİTAPLARIN KAYNAKLARI 2


KUTSAL KİTAPLARIN KAYNAKLARI ..2

KUTSAL KİTAPLARIN KAYNAKLARI ..1


KUTSAL KİTAPLARIN KAYNAKLARI...1

Hz. Muhammed’in Hayatı



Hz. Muhammed’in Hayatı

KUR'ANIN KÖKENİ ARİF TEKİN


MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ İbrahim Peygamber Sumer Yazılarına ve Arkeolojik Buluntulara Göre


YARATILIŞ ORTADOĞU.10.000 YILDIR SAKLIYDI SONSUZA KADAR ÖYLE KALMALIYDI


YARATILIŞ ORTADOĞU. 10.000 YILDIR SAKLIYDI
SONSUZA KADAR ÖYLE KALMALIYDI

Seçimlerin Tarihi ve Demokrasi Oyunu Demokrasi Oyunu Paydos!


Orwell ve Huxley

Seçimlerin Tarihi ve Demokrasi Oyunu

Fikret Başkaya
İnsanlık tarihinin çok uzun döneminde ‘toplumsal uyum’ diye bir sorun yaşanmadı… “Uyum” sorunu, insan toplumlarının ezen-ezilen, sömüren-sömürülen, egemen olan- egemenlik altında olan ayrışmasıyla, başka türlü söylersek, toplumun antagonik sınıflara bölünmesiyle başladı. 
O dönemden sonra ezilen ve sömürülen sınıflar, kendilerine dayatılan eşitsiz statüye karşı direndiler. Tarihin ondan sonraki dönemi, ‘sınıf mücadelelerinin tarihi’ olarak yaşandı… İnsanlar, hakları, özgürlükleri, haysiyetleri için mücadeleden hiç geri durmadılar. 
Lâkin tarih egemenler tarafından yazıldığı için, mazlumların çığlığı pek duyulmadı… Egemenlerin ideolojik uşakları tarafından yazılan tarih, hiç bir zaman “resmi tarih” olmanın ötesine gidemedi… [1].
democracy cartoon_endofdemcracy_demokrasi
Şimdilerde artık çökmekte alan ‘dünya sisteminin’ eni-sonu 500 yıllık bir geçmişi var. Başka türlü söylersek, ‘modern zamanlar’ denilen aslında uzun insanlık tarihinde küçük bir parantez. Ve o parantez kapanmakta… 
Bu günkü sistemin gerisinde üç büyük devrim vardı: Modernite Devrimi (aydınlanma), İngiliz Sanayi Devrimi ve Büyük Fransız Devrimi. Modernite, insan tarihini yapar, aklıyla şeylerin seyrini değiştirebilir anlamındadır ki, geleneksel ideolojiden radikal bir kopuş demeye geliyordu. 
Fakat modernite kapitalizmle az-çok aynı dönemde ortaya çıktı ve kapitalizm tarafından ilerici, özgürleştirici [emansipatris] özü aşındırıldı ve kapitalist moderniteye dönüştü… 
İngiliz Sanayi Devrimi ekonominin üzerinde yükseleceği ekonomik temeli oluşturdu. Fransız Devrimi de ondan sonra politikanın nasıl yapılacağını vazetmişti.
Eski Rejimler [Acién Régimes] yıkılınca ve eski egemenler sahneden çekilince, bundan sonra kim yönetecek sorusu gündeme geldi… İşçiler yönetemez, zira cahildirler, köylüler yönetemez, bu işten anlamazlar, kadınlar yönetemez cahildirler, duygusaldırlar, kolay etkilenirler, kolay yönlendirilirler dendi… 
Geriye ‘eğitimli ve parası olanlar, asgari bir servete sahip olanlar, yani burjuvalar kalıyordu. Kimin yöneteceği böylece netleşince sıra, o halde nasıl bir yönetim şekli olacak, yönetimin modalitesi nasıl olacak sorusu gündeme geldi… 
Yönetim temsilcilerin işi olacaktı… Belirli aralıklarla yapılan seçimlerle yöneticiler belirlenecekti… İşte, ilerleyen dönemde geçerli olacak yönetim [egemenlik] şekli böyle oluşturuldu.  
Başlarda seçenler de seçilenler de burjuvalardı. İlerleyen dönemde işçi sınıfının, daha genel olarak ezilenlerin mücadelesiyle seçme ve seçilme hakkı önce erkek işçilere ve köylülere, daha sonra da kadınlara doğru genişledi, genel oy hakkı, seçme ve seçilme hakkı belirli bir yaşın [18-20,vb.] üstündeki herkese tanındı.
Egemen sınıflar, genel oy hakkını, işçi sınıfının “zararlı sınıf” olmaktan çıktığına kani olduklarında tanıdılar. Netice itibariyle ezilen-sömürülen sınıfların, tam bir sirk oyunu olan, seçim-temsil yanılsamasına dayanan ‘demokrasi’ oyununa, dahil edilmeleri, şeylerin seyri üzerinde etkili olamadı… 
Geride kalan dönemde insanlar belirli aralıklarla [4-5 yıl] sandığa gidip oy attılar ama kullandıkları oyun reel bir karşılığı yoktu. Oy kullanarak hep oyuna geldiler… Sömürü düzeni böylece bir meşrulaşma zeminine kavuşmuştu… 
Seçimlerle yöneticiler değişiyordu ama yönetim hiç değişmiyordu… Zaten seçimler değişmesin diye yapılıyordu… Geride kalan zamanda seçimler, sömürü düzeninin sürekliliğini sağladı. Egemen burjuva sınıfı, oligarşiler, plütokrasiler, böylece ‘kolay yönetmenin’ etkin bir yolunu keşfetmişlerdi… 
Aslında demokrasi oyunu kitleleri aldatmanın oyalamanın bir aracı olmanın ötesine hiç bir zaman geçemedi… Kavramın gerçek anlamda demokrasiyle bir ilgisi yoktu. Bidayette temsilî demokrasi denilen, [gerçek] demokrasinin önünü kesmek amacıyla  peydahlanmıştı… Zira, gerçek demokrasi, yöneten-yönetilen ayrımına izin vermezdi. Demokrasi halkın kendi kendini yönettiği rejimin adıdır. Halkın, halk tarafından, halk için yönetimi… 
Orada mesleği siyaset yapmak olan burjuva politikacılarına, profesyonellere yer yoktur. Demokrasinin gerçekleşmesinin koşulu, politika yapma işinin, şeyinin herkesin işi olmasını, her yurttaşın politik özne olmasını  varsayar… Egemenler tarafından sergilenen ‘seçim oyununun’ figüranı olmak değil…
dunyalilar_demokrasi_sistem
İşte, ‘Batı Demokrasisi”, “temsilî demokrasi” veya “Burjuva demokrasisi” denilen böyle bir şeydi. Aslında bu dünyada ve kapitalizm koşullarında burjuva demokrasisi diye bir şey mümkün değildir… 
Zira, demokrasi ve kapitalizm antinomik kavramlardır… Biri olursa diğeri olmaz… Demokrasi insanlar arasında politik, ekonomik ve sosyal eşitliği varsayar ve bunlar arasındaki tamamlayıcılık ve karşılıklı belirleyicilik ilişkisi hayatî öneme sahiptir…
Ulusal servetin ve gelirin [milli gelirin] %70’i ülke nüfusunun %1’nin cebine gittiği bir ülkede demokrasiden söz etmek abes değil midir? Bu yüzden demokrasi ve kapitalizm yan yana getirilmesi uygun olmayan kavramlardır. Zira, kapitalizm böler, kutuplaştırır ve dışlar. Oysa demokrasi her türlü hiyerarşiyi ve ayrımcılığı reddeder… 
Öyle bir kabul, ‘burjuva demokrasisi’ diye bir şeyin mümkün olduğunu düşünmek,  mülk sahibi sınıf olan burjuvazinin, kapitalist sınıfın kendiliğinden demokrat olabileceği anlamına gelir. Aslında burjuva demokrasisi denilen, emekçi sınıfların mücadeleyle kazandıkları, egemen kapitalist sınıftan kopardıkları sınırlı mevzilerin, hakların ve özgürlüklerin toplamından ibarettir… 
Lâkin bir şey var: O sınırlı haklar, özgürlükler dahi nihai kazanımlar değildir. Sınıfsal güç dengelerinin seyrine göre, her zaman geri de alınabilirler ve alınabiliyorlar… Sınıfsal çıkarlar gerektirdiğinde egemen burjuva sınıfı, sınırlı hakları ve özgürlükleri by-pass etmekte tereddüt etmez…
Şimdilerde, ve kapitalizm bunama emareleri gösterirken, artık sahte sandık oyunu bile oligarşilere, plütokrasilere bol gelmeye başladı… Gerçi ‘eski oyun’ bitti ama yenisini kurmak da artık pek mümkün görünmüyor… Şimdilerde ‘olağanüstü hal’ modası başladı… Sistem sıkıştıkça, çözdüğünden daha çok sorun yaratır hale geldikçe, faşizmin veya baskı rejiminin değişik versiyonları gündeme gelmekte… Artık ellerinde baskıyı, şiddeti, devlet terörünü manipüle etmekten başka bir koz yok. Zira, meşruiyetlerini kaybettikçe, yönetebilme yetenekleri de aşınıyor. Baskıya, şiddete, devlet terörüne sarılmalarının, temsilî demokrasiyi bile by-pass etmelerinin nedeni bu… Artık gelinen aşamada kapitalizmin ‘büyük insanlığa’ teklif edeceği bir şey yok…
Bu yazıyı, yakın zamanda kalbettiğimiz değerli dostum Samir Amin’den kısa bir alıntıyla bitirelim: “Çağdaş kapitalizmin politik sistemi artık plütokratik bir sistemdir. Bu plütokratik sistem de ” düşük yoğunluklu demokrasiye” dönüşen temsili demokrasiyle yetiniyor. İstediğinize oy atmakta özgürsünüz ama artık bunun bir kıymet-i harbiyesi yok zira, her şeyi belirleyen parlamento değil, piyasadır! Bu arada otokratik iktidar biçimleri  ve bir sirk oyununa dönüşen seçimler de plütokrasinin hizmetindedir”…
demokrasi_kriz
Artık şeylerin ‘gerçeğini’ düşünmenin, şeylerin gerçeğine nüfuz etmenin ve gereğini yapmanın zamanı gelmiş olmalıdır… Bu dünyanın tüm zenginliğini üreten ama ürettiğine ulaşamayanların ellerinin hep armut toplaması mı gerekiyor?
————————————————————————————————-
(1) Bkz: Fikret Başkaya, ” Neden Resmi Tarih?”, in Reel Atatürkçülük, Özgür Üniversite Kitaplığı, 2007, ss. 115-121 ve
https://bianet.org/biamag/siyaset/115476-neden-resmi-tarih
(2) Samir Amin, V. Enternasyonal İçin,  Çeviri: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı, 2007, s. 55
Dünyalılar

Abdullah Gül’den seçimlerle ilgili Hükümete ve YSK’ya açık çağrı!

abdullah gül seçim

Abdullah Gül’den seçimlerle ilgili Hükümete ve YSK’ya açık çağrı! 
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamayla hükümete çağrıda bulunarak, “Türkiye’yi yönetenlerin önünde hem seçimsiz bir 4.5 yılları var hem de üzerinde çalışılması gereken ciddi meseleler var ve bu tip tartışmalardan uzak durup memleketin geleceğine konsantre olmaları çok önemli diye düşünüyorum. 
Türkiye’yi seçimleri tartışmalı bir ülke haline asla getirmemek gerekir.” dedi. 
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 31 Mart yerel seçimleriyle değerlendirmede bulundu. 
Resmi internet sitesi “abdullahgul.gen.tr” üzerinden yazılı açıklama yapan Gül, hükümete çağrıda bulundu. 
Gül, “Türkiye’yi yönetenlerin önünde hem seçimsiz bir 4.5 yılları var. 
Türkiye’yi seçimleri tartışmalı bir ülke haline getirmemek lazım” dedi. 
 Türkiye’yi tartışmalı hale asla getirmemek gerekir Abdullah Gül açıklamasında, “Hukuki ve teknik bir mesele olan ve bu konuda yeterli bir geleneği olan seçim sonuçlarına itiraz ve bu itirazların incelenip sonuçlandırılması hızla bitirilmeli. Bu meselenin uzaması Türkiye’ye de zarar verir demokrasimize de gölge düşürür. Türkiye’yi seçimleri tartışmalı bir ülke haline asla getirmemek gerekir” ifadelerine yer verdi. 

 Açıklama şu şekilde: 
“Türkiye’nin 1950’de çok partili sisteme geçmesinden bu yana 
neredeyse 70 yıldır seçimler hiç bir zaman tartışma konusu olmadı.
 Ancak üzülerek görüyoruz ki son zamanlarda seçimlerin yapılması ve sonuçlarıyla ilgili tartışmalar yaşanıyor. Bu kaçınılmaz olarak hem içeride hem dışarıda Türkiye’nin itibarını zedeliyor.  Son yerel seçimlerde bu tartışmaların çok daha yoğunlaşmış olmasını görmek üzüntü verici. 

 — İlki, seçilen bazı adayların tüm aday olma süreçlerinde hukuki gerekleri karşılayıp adaylıkları kabul edildikten ve seçildikten sonra düşürülmeleri, sayıları çok az da olsa, oldukça tartışılacak bir durum. 

 — İkincisi, İstanbul’da seçim sonuçlarının açıklanmaya başladıktan sonra o gece yaşananlar ve seçim sonuçlarının kesinleştirilmesinin bu kadar uzatılıp geciktirilmesi. İşin hukuki ve teknik kısmından ziyade politik söylemlere girilmesi. Bütün bunlar Türkiye’nin itibarına zarar verecek şeyler. 

 — Hukuki gerekçeler hızla tamamlandıktan sonra seçimin sonuçlarını açıklamak ve tartışmaları noktalamak gerekirdi. Aslen hukuki ve teknik bir mesele olan ve bu konuda yeterli bir geleneği olan seçim sonuçlarına itiraz ve bu itirazların incelenip sonuçlandırılması hızla bitirilmeli. 

 — Bu meselenin uzaması Türkiye’ye de zarar verir demokrasimize de gölge düşürür. Türkiye’yi yönetenlerin önünde hem seçimsiz bir 4.5 yılları var hem de üzerinde çalışılması gereken ciddi meseleler var ve bu tip tartışmalardan uzak durup memleketin geleceğine konsantre olmaları çok önemli diye düşünüyorum. Türkiye’yi seçimleri tartışmalı bir ülke haline asla getirmemek gerekir.

24 Haziran seçim akşamından kan donduran görüntüler



24 Haziran seçim akşamından kan donduran görüntüler
24 Haziran seçim akşamına ait olduğu belirtilen görüntülerde, 
AKP bayrakları ve marşları eşliğinde, eline silahı alanların ateş etme görüntüleri yer alıyor.
İstanbul Sultangazi “Eski Habipler Meydanı”ndaki görüntüler tartışma yarattı. 24 Haziran seçim akşamına ait olduğu belirtilen görüntülerde, AKP bayrakları ve marşları eşliğinde, eline silahı alanların ateş etme görüntüleri yer alıyor.
Videoyu çeken kişi meydanda silahla ateş edildiği sırada, “Habipler meydan. Burada silahtan yana sorun yok. Kadın-erkek herkes silahlı… Reisin hemşehrileri… Yerler artık kovandan gözükmüyor” ifadelerini kullanıyor. Görüntülerde, onlarca kişi tarafından çeşitli silahlarla dakikalarca havaya ateş açılıyor.
Çocukların dahi eline silah verilerek ateş açıldığı görüntülere yansıyor. Üstelik tüm bunlar, çocuk parkının da olduğu meydanda yapılıyor.
Görüntülerde, etrafta tek bir polisin görülmemesi de dikkat çekiyor.
Adil Seçim Platformu’ndan açıklama: Yapacağımız tek iş vardı, onu da beceremedik!

DİVAN ARASINDA

divan arasında cemal aksu ile ilgili görsel sonucu

ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...