09 Nisan 2015

S*KTİR ET PDF E-KİTAP




S*KTİR ET PDF E-KİTAP

İLAHİ AŞK PDF E-KİTAP İBN ARABÎ





İLAHİ AŞK PDF E-KİTAP
İBN ARABÎ

FIKH-I EKBER ŞERH-İ İMAMI-I AZAM PDF E-KİTAP





FIKH-I EKBER ŞERH-İ
İMAMI-I AZAM
PDF E-KİTAP

MARİFETNAME PDF E-KİTAP




MARİFETNAME
PDF E-KİTAP

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM 

Sınırsız hamd, sayısız şükür, ebedî, senâ tek ve benzersiz olan Allah'a olsun. O, âlemlerin her işini, ezelî ilmiyle takdir edip, belirlemiştir. Cihanın görüntülerini, bitmez feyziyle tertip edip, tespit eylemiştir. Cihanın gül bahçesini, insan gülünün kokusuyla süslemiştir. Bütün cihanı insan için, insanı da kendisinin bilinmesi için var edip; eşyanın hakikatiyle mânâların inceliklerini hep insanda toplayıp, ortaya çıkarmıştır. İnsan ruhunu, "Câmi" ismine sûret yapmış, onu emânetlerin yüklenicisi ve sırların mahalli kılmıştır. Alemin bütününde olan nice bin hikmetine, âlimleri vâkıf eylemiştir. Cihan kitabının her bir harfinden, marifetinin belirtilerini mütalaa edenleri ârif eyleyip, gönül âlemine dalan kullarını, kendi huzurundaki Kâbe'de ibadet edici eylemiştir. Salavatların en faziletlisi, tahiyyatların en mükemmeli, teslimatların en güzeli, kâinatı efendisi, yaratıkların en şereflisi, varlıkların hülasası Peygamberimiz aleyhissalatüvesselam hazretlerinin en büyük ismine ve akl-i evvel olan en mükemmel ruhuna olsun ki; O, "Sen olmasaydın, sen olmasaydın felekleri yaratmazdım," hitabıyle yüceltilmiştir. 

O, halkı cehalet karanlıklarından, hidayet nurlarına çıkarmıştır. Kendi nefsini bilen ümmeti, Hak bilgisini bulmuştur. Selam ve hürmet onun ashabına olsu ki, onlar, sözlerinde, işlerinde, imanlarında ve ahlakın her hususunda ona uyup, iman nuru ve irfan huzuruyla gönülleri dolmuştur. Allah'ın rızası, hepsinin üzerine olsun. Bu hakir ve hakiki fakir İbrahim Hakkı, bu kitabı, aziz ve şerif mahdumu Seyyit Ahmet Naîmî için kaleme alıp, ona hitap eder ki: Allah, seni her iki cihanda aziz etsin. Öncelikle malum olsun ki, Hak Teala iki cihanı insanoğulları için ve insanoğullarını da ancak kendisini tanımaları için yarattığını cümleye duyurmuştur. Nitekim lûtuf ve keremiyle: "Ben gizli bir hazineydim, bilinmeyi sevdim ve beni tanımaları için varlıkları yarattım," buyurmuştur. Şu halde âlemin ve insanın yaratılmasından nihaî maksat ve yüce istek, Mevla'nın bilinmesidir. Bu ebedî devlet ve tükenmez saadet, her şeyden öncedir. Ancak bu, nefsini bilmeye bağlı olup, nefsini bilmek de bedeni bilmeye dayanır. Bedenin bilinmesi, âlemin bilinmesiyle olur. 

Alemin bilinmesi ise hakiki ilimlerledir. Bu sebepden dolayı bir miktar astronomi ve felsefeden alıp toplayarak, bir miktar anatomi ilminden devşirip seçerek, bir miktar da kalb ilmi ve irfandan iktibas edip ele alarak, bu güzel kitabı, Türk diline tercüme edip, bir mukaddime, üç kitap ve bir sonuç üzere telif ve tasnif ettim. Mukaddimesi, genil İslam bilgisi, dünya ve ahiret âlemlerinin özetidir. İlk kitap, âlemin durumu, eşyanın ve görüntülerin tafsilidir. İkinci kitap, şekiller bilgisi, bedenlerin terkibi ve insan nefsinin mahiyetidir. Üçüncü kitap, irfana ulaşma keyfiyeti, Allah'a varmanın hakikatıdır. Sonuç, âdap ve erkân bilgisi, dostların sohbeti, akrabalıklar ve komşuluklardır. Tertip ve tanzimi böyle yaptım ki, evvela mukaddimeden, açık âyetler ile sabit olan kâinatın acaip durumlarını özet olarak öğrenip, iki cihanın hallerinin garabetlerini yakinen bildikte; bütün bir itimatla tam itikat edip, cümlenin yaratıcısını ve düzenleyicisini bilesin. Büyüklük ve kudretini fikredip düşünesin. Bundan sonra birinci kitaptan Yaratıcının güzel sanatlarını âlemin ufukları içinde ayrıntılarıyle seyredip, cihanın sırlarına vâkıf oldukta; âlem insanın kabuğu, insan âlemin dili olduğunu bilip, cümleden âsûde olasın, kendi kendine gelesin. 

Bundan sonra ikinci kitaptan Yaratıcının kudretinin şaşırtıcılığını, kendi cisim ve canında toplu olarak görüp, büyük âlemde her ne varsa, hepsinin benzerini kendi vücudunda buldukta; vücudun bir küçük âlem olduğunu bilip, kendi nefsine gelesin. Nefisler âleminde, Mevla'yı temaşa kılasın ve kendi ruhunu, vücudunun ikliminin sultanı bilip, kadr ve kıymetine vâkıf olup, nefsi tanıma mertebesini bulasın; kendi âleminde sultan olasın. Bundan sonra üçüncü kitaptan kalblerin evirip çeviricisi Allah'ın acaip ilhamlarını, garip tasarruflarını, zat ve sıfatının kalblere yakınlığı, en büyük âlem olan gönülde kesin bilgiyle bilip, masivadan (Allah'dan başkalarından) âzat olup, her şeyi unutup, her şeyi çekip çevirici bir onu buldukta; vahdet, âlemine erip, o tek ve yegâne Allah'ın birliğini basiretinle katiyetle görüp, Allah'ı tanıma devletine eresin. Allah'a yakınlığın saadetini kesinlikle bilip, hududunu koruyup kollayarak, Hüda'nın yaratıklarına sevgi ve şefkatle, kalblerin sevgilisi oldukta; selametle toplumu gönlünce bulasın. Rahatla âlemin azizi olasın. Çünkü bu kitab-ı şerifte nizam, bu güzel üslup üzere tamam olup, alıcı gözüyle mütalaa edenleri, Mevla'nın âyetlerinin hakikatini bildirmiştir. Bu kitabın adı "MARİFETNAME" olup, bitiş tarihi: Binyüzyetmişe, yetmiştir. (1170 H./1756 M.)

YUNUS EMRE'DEN MARTİN LUTHER'E ÇAĞRI PDF E-KİTAP ERDOĞAN ALKAN




YUNUS EMRE'DEN MARTİN LUTHER'E ÇAĞRI
PDF E-KİTAP
ERDOĞAN ALKAN

BİR AÇIKLAMA 
İtalya’nın Dante’si gibi Yunus Emre, Türk şiirinin ve Türk şiir dilinin kurucusu diyebileceğimiz büyük bir şair, büyük bir ozan. Araştırmacılann genel kanısma göre 13. yüzyıl ortalarıyla 14. yüzyıl ortalarına doğru sürdürdü yaşamını. Nerede doğdu, nerede öldü bilin‐miyor. Kimi araştırmacılara göre Eskişehirli; Sakarya çevresinde, Sanköy’de doğdu ve yine orada öldü. Ki‐mi araştırmacılara göre Karamanlı; orada doğdu, orada yaşadı ve orada öldü. Türkiye’nin çok yerinde Yunus mezarları var. Bu demektir ki halk onu kendi yüreğine gömdü. Louis Aragon, Pablo Neruda, Rene Char, Paul Elu- ard ve Nâzım Hikmet gibi büyük şairlerin yakın dos‐tu, foetes d’Aujourd’hui (Günümüz Şairleri) yayınlarının sahibi Pierre Seghers, kendisinin, Halbout du Tan- ney’nin, Güzin Dino’nun çevirilerini yayınladığı L’Amo- ur Sublime (Yüce Aşk) adlı Yunus Emre kitabında şun- lan söyler: “Yunus’un şiirleriyle Batı dünyası ilk kez, 1438 ve 1458 yılları arasında Osmanlı zindanında ya‐tan bir İtalyan sayesinde karşılaştı. Bu Italyan’ın çevi‐rilerini 16. yüzyılın başlarında Martin Luther, Erasmus ve Sebastian Frank kendi dillerine aktararak Avrupa’ya tanıttı. 

Şöyle bir soru akla geliyor: Rönesans’ın bu üç hümanistinin zihinlerine, onlan zincirlerinden kurta‐ran düşüncenin ilk tohumlarını, onlardan yüz küsur yıl önce yaşayan bu genç Türk şairi, bu genç Türk dervişi mi attı acaba?” Ciddi bir araştırmacı olan Pierre Seghers’in çıkardı‐ ğı L’Amour Sublime (Yüce Aşk) kitabını ve yazarın önsö‐zünü okuduğumda hemen ilişki kurmak istedim. Yazık ki Seghers bir );il önce ölmüştü. Yunus’u Seghers’le or‐tak çeviren Halbout du Tanney bir tarihlerde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde çalışmış. Fransa’nın bir taşra kentinde oturduğunu öğrenip mektup yazdım. Bir yanıt alamadım. Türk kültür yaşamını ve geçmişini derinden etldletnesi gereken bu olayı araştırmak benim bireysel çabamı aşıyordu. Çeşidi dergilerde yazılar yaza‐rak Kültür Bakanlığı’nı bilgilendirmeye çalıştım, ses so‐luk çıkmadı. Aslında kültür dünyasını sarsacak bir olay. 

Martin Luther’in yaşadığı 16. yüzyıl AvTupasıyla 13. ve 14. yüz)'il Anadolusu arasında benzerlikler var. Yarımada beylikler arasındaki siyasal, öte yandan Bi- zanslılar ve Rumlar gibi Hıristiyanların varlığı yüzün‐den dinsel çatışmaları yaşıyordu. Ayrıca İslam’ın içinde de vardı bu tür din kavgaları, mezhep kavgaları. Bun‐ların başında geliyordu Sünnî-Şiî çatışması. Yüz yılı aşkın bir süre sonra, Anadolu’nun yaşadığı bu siyasal erk ve din savaşlarını Avrupa da yaşama‐ya başladı. Böyle bir ortamda, insanları birliğe, barışa, dinsel hoşgörüye çağıran Yunus Emre’nin evrensel se‐si, elbette Anadolu’nun dışına da taşacak, aradan uzun yıllar geçse de etkisini duyuracaktı. 

Osmanlı zindanında yatan Italyan aracılığıyla Martin Luther Yunus Emre’yi öğrenmiş ve ondan etkilenmiş. Hümanizma’nm kurucuları; Fransa’da Frank Sebasti- an, Hollanda’da Desiderius Erasmus, Martin Luther aracılığıyla ondan etkilenmiş. Avrupa’daki Dinde Reform ve Hümanizm gibi iki büyük akımın, inanç ve düşünce özgürlükleri akımla‐rının doğuşunda bir Türk ozanının payı olması bizler için, kültürümüz için büyük onur. Uzun öykü de diyebileceğim bu küçük romanı, Seg- hers’in L’Amour Sublime (Yüce Aşk) adlı kitabından ve o kitaptaki sözlerinden esinlenerek yazdım.

ELİF GİBİ SEVMEK PDF E-KİTAP




ELİF GİBİ SEVMEK
PDF E-KİTAP

Ehli Sünnetin Esasları İmam Ahmed Bin Hanbel (Abdus İbni Malik el Attar rivayeti)






Ehli Sünnetin Esasları
 İmam Ahmed Bin Hanbel
 (Abdus İbni Malik el Attar rivayeti)

GARİB-NAME PDF E-KİTAP



GARİB-NAME
PDF E-KİTAP
OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞUNUN 
700. YIL DÖNÜMÜNDE,
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN AÇILIŞININ 
80. YILINDA BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE ARMAĞANDIR.


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...