09 Nisan 2015

YUNUS EMRE'DEN MARTİN LUTHER'E ÇAĞRI PDF E-KİTAP ERDOĞAN ALKAN




YUNUS EMRE'DEN MARTİN LUTHER'E ÇAĞRI
PDF E-KİTAP
ERDOĞAN ALKAN

BİR AÇIKLAMA 
İtalya’nın Dante’si gibi Yunus Emre, Türk şiirinin ve Türk şiir dilinin kurucusu diyebileceğimiz büyük bir şair, büyük bir ozan. Araştırmacılann genel kanısma göre 13. yüzyıl ortalarıyla 14. yüzyıl ortalarına doğru sürdürdü yaşamını. Nerede doğdu, nerede öldü bilin‐miyor. Kimi araştırmacılara göre Eskişehirli; Sakarya çevresinde, Sanköy’de doğdu ve yine orada öldü. Ki‐mi araştırmacılara göre Karamanlı; orada doğdu, orada yaşadı ve orada öldü. Türkiye’nin çok yerinde Yunus mezarları var. Bu demektir ki halk onu kendi yüreğine gömdü. Louis Aragon, Pablo Neruda, Rene Char, Paul Elu- ard ve Nâzım Hikmet gibi büyük şairlerin yakın dos‐tu, foetes d’Aujourd’hui (Günümüz Şairleri) yayınlarının sahibi Pierre Seghers, kendisinin, Halbout du Tan- ney’nin, Güzin Dino’nun çevirilerini yayınladığı L’Amo- ur Sublime (Yüce Aşk) adlı Yunus Emre kitabında şun- lan söyler: “Yunus’un şiirleriyle Batı dünyası ilk kez, 1438 ve 1458 yılları arasında Osmanlı zindanında ya‐tan bir İtalyan sayesinde karşılaştı. Bu Italyan’ın çevi‐rilerini 16. yüzyılın başlarında Martin Luther, Erasmus ve Sebastian Frank kendi dillerine aktararak Avrupa’ya tanıttı. 

Şöyle bir soru akla geliyor: Rönesans’ın bu üç hümanistinin zihinlerine, onlan zincirlerinden kurta‐ran düşüncenin ilk tohumlarını, onlardan yüz küsur yıl önce yaşayan bu genç Türk şairi, bu genç Türk dervişi mi attı acaba?” Ciddi bir araştırmacı olan Pierre Seghers’in çıkardı‐ ğı L’Amour Sublime (Yüce Aşk) kitabını ve yazarın önsö‐zünü okuduğumda hemen ilişki kurmak istedim. Yazık ki Seghers bir );il önce ölmüştü. Yunus’u Seghers’le or‐tak çeviren Halbout du Tanney bir tarihlerde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde çalışmış. Fransa’nın bir taşra kentinde oturduğunu öğrenip mektup yazdım. Bir yanıt alamadım. Türk kültür yaşamını ve geçmişini derinden etldletnesi gereken bu olayı araştırmak benim bireysel çabamı aşıyordu. Çeşidi dergilerde yazılar yaza‐rak Kültür Bakanlığı’nı bilgilendirmeye çalıştım, ses so‐luk çıkmadı. Aslında kültür dünyasını sarsacak bir olay. 

Martin Luther’in yaşadığı 16. yüzyıl AvTupasıyla 13. ve 14. yüz)'il Anadolusu arasında benzerlikler var. Yarımada beylikler arasındaki siyasal, öte yandan Bi- zanslılar ve Rumlar gibi Hıristiyanların varlığı yüzün‐den dinsel çatışmaları yaşıyordu. Ayrıca İslam’ın içinde de vardı bu tür din kavgaları, mezhep kavgaları. Bun‐ların başında geliyordu Sünnî-Şiî çatışması. Yüz yılı aşkın bir süre sonra, Anadolu’nun yaşadığı bu siyasal erk ve din savaşlarını Avrupa da yaşama‐ya başladı. Böyle bir ortamda, insanları birliğe, barışa, dinsel hoşgörüye çağıran Yunus Emre’nin evrensel se‐si, elbette Anadolu’nun dışına da taşacak, aradan uzun yıllar geçse de etkisini duyuracaktı. 

Osmanlı zindanında yatan Italyan aracılığıyla Martin Luther Yunus Emre’yi öğrenmiş ve ondan etkilenmiş. Hümanizma’nm kurucuları; Fransa’da Frank Sebasti- an, Hollanda’da Desiderius Erasmus, Martin Luther aracılığıyla ondan etkilenmiş. Avrupa’daki Dinde Reform ve Hümanizm gibi iki büyük akımın, inanç ve düşünce özgürlükleri akımla‐rının doğuşunda bir Türk ozanının payı olması bizler için, kültürümüz için büyük onur. Uzun öykü de diyebileceğim bu küçük romanı, Seg- hers’in L’Amour Sublime (Yüce Aşk) adlı kitabından ve o kitaptaki sözlerinden esinlenerek yazdım.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...