Sensizliğe Diz Çökmüş Yüreğim
ßir zamanlar Rüzgar en endamlı edası ile okşardı saçlarımızı
Şiirlerimiz çağlayanları ağlatırdı..
Ay sesimize ışık eder, yıldızlar alkış tutardı sevdalı türkülerimize.
YA şimdi? Her şey çok insafsız be gülüm..
Şimdi türküler bile suskun..
Hele Yüreğimi kırılgan ızdırap dalına bağladığımdan beri,
Ayrılık türküsünün isyankar haykırışı ile başladım sensiz gelecek sabahların ilk saatlerine.
Ne hazindir ki, artık yoksun….
Ve..
Yıldızların dizleri titremekte.
Semanın bağrından kopup gelen bir rüzgar tüm öfkesi ile yüzüme esmekte.
Her batan güneşle beraber isyanlar doğmakta ürpertici geceye.
Gözlerin var yorgun gözlerimde
Hatıran var yüreğimin en ücra köşesinde
Umudum, kar kristalleri gibi avucumda erimekte..
Yıldızların çadırında yaralı türküler, yarım kalmış sözlerimiz ise nafile bekleyişte

Vedalaşan baharın soluk benizli yapraklarında yüzüm, gidişine sessizce ağlayan namahrem gözlerim…
Ve titreyen rüzgarın ezgidar sesi, kan kusan nehir, sinemde düğümlenen hıçkırıklar, yokluğunun eseri…
Hasret ise en hazin kıyafetini çekmiş üzerine
Vuslat umutsuz bekleyişi ile çoktan tükenmiş ölü bir serzenişe.. 

Bu ne gidişti be kınalı kekliğim..Bu nasıl ayrılıktı sevdamın rengi?
Bu hasret, bu sırasızca hıçkırıklar neyin bedeli?
Deli yeller ağlar, dağların kızıl saçları ağırır,
Adını nakış nakış yazdığım gökyüzü kara bir uğultuya bulanır..
Dağlarda özlemini sarıp içerim,hasretinin göz yaşını uçurumların nasırlı ellerine koy veririm. 

Döktüğüm göz yaşlar yanan bir alev nehri olup yeryüzüne kafa tutmakta..
Şirinin yazılmasını bekleyen kalemim sitemli bir eda ile yüreğimi sorgulamakta.
Ve sormakta, Sevgilin Nerede?
Hasretin içimde ya..Adını duydum ya, Yine gözlerim nemli halini almakta
Ve apansızın köhne geceye,yeni gece doğmakta,
Yıllanmış acılara, yeni acılar eklenmekte
Yıldızlar fena halde sarılmakta biçare geceye..

E gecede ne yapsın be, bir yıldızları bir beni teselli etmekte.
Benimse ne sığınacak limanım, ne dokunacak bir yıldızım var..
Mısralarımın boynu bükük,
Sadece yolunu gözlemekten feri sönen ßir çift sevdalı bakış..Ve ağlamaklı şiirler…
YÜREĞİMSE SENDELEYE SENDELEYE DİZ ÇÖKMÜŞ SENSİZLİĞE! .
Ve Şiirlerimin göz yaşı yürek tarlama milyonlarca acı ekmekte..
Son baharın ilk demlerini yaşayan bahar yaprağı gibi yüreğim,
Çatık kaşlı rüzgara yalvarışta..
Ama ne fayda? Bırakmakta yorgun yanını yokluğunun kollarına
Ve deli gibi esmekte rüzigar
Dağlar ise hazin ezgilerini bırakır durgun nehirlerin nemli yüreklerine
Bülbüller beste yapar sensizliğe.
Bir gece ağlar halime
Bir gül hüzünlenir benimle..
Şehrin göz yaşları eşlik eder ağlayan namelerime..
Ah maralım, ne çok özledim gece kokan sesini.
Nazlı ırmaklar gibi tenimi saran saten zarifliğindeki bedenini..
Yüzümü okşayan yağmur saçlarını..Ay ışığında yıkanmış ak ellerini
Bakmaya kıyamadığım, Ay Tanrıçası edasında olan cemalini
Güllerin kokusunu içinde barındıran sevdalı saçlarını
Özledim sevdam.. yüreğimi zincire vuran gardiyan nefesini
Durup durup bana sarılışını..Bağrına yaslayıp defalarca teselli edişini..
Sonra apansızın hüzünlenmeni
Dudaklarını titreterek sahte ßir gülücükle gizli yaşlarını sineye çekişini..
Anlamadım gitti. Bu sensizliğin hazin hikayesini.
Artık konuşmaya yüzüm kalmadı..Gözlerimin civatasını çoktan söktüm..
ßir ßen, bir gölgem.ah ah be sevdam, Birde sen..
ve..
Birde senin sevdan,beni bu hallere düşüren
Düşüncelerim, iyi niyetlerim, umudum kader tarafından katledilmekte..
Yüreğim bi çare, yokluğunu haykırır her gece.
Gel kurtar beni, bu sensizlikten,Kapalı vuslatın kapılarını aç ardı sıra,
Salıverme beni Ölümün kollarına, Azrail'in peşine,bir bilinmez seferine…!