14 Ağustos 2012

SAMİRİLER

Samirîler


"Şomronim", İbranice "S-M-R" fiil kökünden türemiş "görüp gözeten,bir şeyi dikkatle izleyen" anlamına gelmektedir. Samirîler Yahudiliğe benzer bir dine inanmakla birlikte Yahudiler tarafından Yahudi kabul edilmeyen bir topluluktur. 


Samirîlerin tarihi oldukça eskidir. M.Ö. 722 yılında Kuzey İsrail Krallığı yıkılınca,Asur İmparatoru Sargon, bura halkından 30.000 kadarını alıp Asur ´a ve Medlerin şehirlerine sürmüş ( II.Krallar XVIII/11);Babil, Kuta ve Avar ´dan adamlar getirerek İsrailoğullarının yerine yerleştirmiştir. (II.Krallar XVII / 24 ). Böylece Şomron şehrinin sakinleri ortaya çıkmış ve bunlara "Şomronim" denmiştir. 
Tanah ´ın II.Krallar Kitabında Samirîlerin nasıl Yahudileştiği anlatılır. Yahudiler,Yahudiliğe ihtida eden Samirîleri Yahudi olarak kabul etmez. Yahudiliğe ihtidanın mümkün olmasına rağmen, Samirîlerin samimi olmadıkları bahanesiyle onları Yahudi Cemaatinden saymazlar. Yahudiler, Samirîleri sürekli dışlamışlardır. Hatta Samirîler kullanıyor diye İbrani harfleriyle yazılan Aramca ´yı terk etmişlerdir. 

Yahudiler ile Samirîler arasında bir çok fark vardır. Yahudilerin Tevrat ´ı ile Samirîlerin Tevrat ´ı arasında altıbine yakın fark bulunmaktadır. Samirîler, Kudüs ´ün yerine Gerizim ´i kutsal mekan olarak kabul ederler ve kendilerini gerçek Yahudi olarak görürler 


Samirîlerin İnanç Esasları


İnançlarının temel dayanağı Tevrat ´tır. Tevrat ise Musa ´ya vahyedilen beş kitaptan ibarettir. İnanç esasları da buna uygun olarak beştir: 

1- Eşi ve yardımcısı olmayan Allah tektir. Sıfatları insan sıfatına benzemez. 
2- Musa ; Allah ´ın yegane resulü ve bütün devirler için de peygamberdir. Vahy onunla son bulmuştur.Onun gibi peygamber bir daha gelmeyecektir. 
3- Tevrat, mükemmel ve tamdır. Hiçbir zaman değişmeyecek ve neshedilmeyecektir. 
4- Gerizim dağı ebedi hayat yurdu, bereket dağı ve Allah ´ın yeryüzündeki tek makamıdır. 
5- Yeniden dirilme günü olacaktır. İyiler cennetle, kötüler cehennemle mükafatlandırılacaklardır. 

Samirîlerin ibadet şekilleri Müslümanlarınkine çok benzer. Müslüman gibi abdest alırlar. Abdestte, sırasıyla elleri, ağzı, burnu, yüzü, kulakları, sağ ayak ve sol ayağı yıkarlar.Abdest esnasında Tevrat ´tan parçalar okurlar. İbadet dili Aramca ´dır. 

İbadet yerleri, Müslümanların mescidi gibidir. Yahudilerin Sinegogları gibi içeride masa veya sıra bulunmaz. İbadetlerinde rüku ve secde vardır. İslami namaza benzer namaz kılarlar. Bazı araştırmacılara göre Samirîlerin bu tür ibadet etmelerinin sebebi; uzun süre İslam egemenliği altında yaşamalarından kaynaklanan etkileşimdir.Fakat Yahudilerinde uzun süre İslam egemenliğinde kaldıkları ve etkilenmedikleri göz önüne alındığında bu iddianın gerçeği yansıtmadığı görülür. 


Günümüzde Samirîler

Yahudiler tarih boyunca hiçbir zaman Samirîleri gerçek Yahudi olarak görmemişlerdir. Samirîler buna rağmen varlıklarını günümüzde de sürdürmektedirler. Samirilerin sayısı günümüzde yaklaşık 1.000 kişi kadardır. Bunların tamamına yakını İsrail ve Filistin´de yaşamaktadırlar. 

Günümüz Yahudileriyle oldukça farklı olmalarından dolayı; Samirîleri Yahudilerden ayrı bir dini topluluk olarak kabul etmek ve Samirîlerin kendilerini gerçek Yahudi olarak görmelerine rağmen Yahudi dininden farklı bir dini inanca sahip olmalarından dolayı Samirîliği farklı bir din olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır

GÜL - RU...




Kara bahtıma düşen, ak hecesin inanki 
Seni yerde arıyordum, gökte buldum; Gül’ru 
Cemaline dalınca, kayboluyorum sanki 
Bilki sana kördüğüm gibi, tutuldum; Gül’ru…

Tebessümün kelepçe, esir aldı bak beni 
Razıyım korkma hadi, aşkın ile yak beni 
Gönlünün üzerine, yarim diye tak beni 
Bakışında eridim, sana vuruldum; Gül’ru…

Sana vurgun yüreğim, başka birşey istemem 
Kölem deyip sür beni, tek bir kelime demem 
İşte yemin; vallahi, ben sensiz hiç edemem 
Aşık oldu olalı, sarardım soldum; Gül’ru…

Gönlümdeki muhabbet, seninle kaim oldu 
Yüreğimin coşkusu, seninle daim oldu 
Bütün ömrü hayatım, seninle naim oldu 
Gönül hanem boş idi, seninle doldum; Gül’ru…

Haber gönder tez elden, yüreğimi tekletme 
Sana aşık bendeyim, bu garibi bekletme 
Hasreti ilmek ilmek, ardınsıra ekletme 
Firkatinden gurbet elde, mecnun oldum; Gül’ru…

Kelimeler hissimi, tercümana yetmiyor 
Toplansa bütün dünya, gözümde sen etmiyor 
Tüketsem tüm varımı, senin sevdan bitmiyor 
Dalgalı deniz idim, sende duruldum; Gül’ru…

Sen benim hayatımda, söylenmemiş türkümsün 
Sonsuza dek sürecek, harika bir öykümsün 
Rabbime dua dua, yalvardığım şükrümsün 
Evvel aşk denen duygudan, yoksun kuldum; Gül’ru…

Sevda denen çerağın, kıvılcımı yar sensin 
Ömür boyu sürecek, şu kalbime yarensin 
Canımdan çok sevdiğim, bir tek ciğerparemsin 
Kara sevdan yüzünden, yandım kavruldum; Gül’ru…

Ben keskin kılıç isem, sen kadife bir kınsın 
Rabbim seni daima, nazarlardan sakınsın 
Kahve gözlüm sen bana, benden bile yakınsın 
Rüzgarında bir yaprak gibi, savruldum; Gül’ru…

İşte hazırım hadi, gel çıkalım bu yola 
Tek bir lahzacık dahi, nasip olmasın mola 
Bu yolda şiarımız, daim muhabbet ola 
Mutluluğun sırrını, ben sende buldum; Gül’ru…


MUSEVİLİK

Musevîlik


Musevîlik, kurucusu Musa´ya izafetle bu adı almıştır. Yahudi, İbrani, ve İsrail terimleriyle de Musevîlik kastedilir. Musevîliğin tek tanrıcılığın saf bir şekli olduğu söylenmekle beraber O, yalnız başına ne bir mezhep ne bir ırk, ne de modern bir millettir. Yahudiler dünyanın en eski tarihî, dinî cemaatini meydana getirmişlerdir. Dinler Tarihi´nde özel bir yeri bulunan Yahudilik, kutsal kitaplarında Ahd´e geniş yer ayırmasından dolayı bir Ahid dini olarak da telâkki edilmektedir. 

Babil Sürgünü´nden sonra millî din haline getirilen Yahudilik, bir ırka tahsis edilmek suretiyle ilâhî dinlerden ayrı bir konumda ele alınmıştır. O´nu millî dinlerden ayıran bir başka özellik de, tek tanrı, vahiy, kutsal kitap ve peygamberlere inanç sistemi içinde değişik konumlarda da olsa yer almış bulunmasıdır. Gerçekte Dinler Tarihçileri Yahudiliğin bir millet, bir ırk veya bir din olup olmadığı konusunda görüş birliğine varmış değillerdir.Tevrat´a dayanarak kendilerini dünya milletleri arasından seçilmiş kavim olarak gören Yahudiler, Allah´ın Sina´da bu kavmi muhatap aldığını, Tevrat´ı Musa´nın şahsında onlara gönderdiğini iddia ederler. 

Tahrip edilmeden önce Ahid Sandığı´nın da içinde bulunduğu Kudüs´teki Mabed, Yahudiliğin odak noktasını teşkil etmektedir. Yahudiliğin sembolleri arasında en önemli yeri Yedi Kollu Şamdan ile Altı Köşeli Yıldız işgal eder. 

Sami olmayan dinlerden farklı olarak Musevîlik, vahiyle gelmiş bir dindir. Musevîlik, yalnız kendi ailesinin dinleri olan Hristiyanlık ve Müslümanlık´tan değil, vahye dayanmayan doğu dinlerinden, yani Ari ve Moğol dinlerinden daha eskidir. Takriben İsa´dan sekiz asır önce kurulmuştur.(1) Yahudiler daha çok, bugünkü İsrail´den ayrı olarak Avrupa ve Amerika´ya dağılmışlardır. (2) Çok eskiden beri Filistin´de yaşamış olan Yahudiler, Babil, Asur, Fenike ve Araplar gibi Sami ırktan gelirler. Yahudiler göçebe iken "Habiri" diye anılırlardı. İsrâiloğulları en parlak devirlerini Kralları Süleyman zamanında yaşamışlardır. 

İnanç ve İbadet Sistemi


Yahudilik´te en önemli iman esasını, Allah´ın varlığına ve birliğine olan inanç teşkil eder.(3) O´nun birliği, yaratılmamışlığı, evvelinin ve sonunun bulunmayışı, her şeyi bilişi, bütün varlıkların Yaratan´ı oluşu vb.gibi Allah inancı vardır. 

Daha çok günlük hayat ve ibadetlerde belirginleşen Yahudi inancını detaylı olarak Tanah´da bulmak mümkün değildir. Onlar için önemli olan Tevrat´ta bildirilen şeriatın yaşamasıdır. İnançlarına göre Tanrı´nın en sevgili milleti Yahudilerdir. Bunun en büyük delili, Tanrı´nın İsrâiloğulları ile Musa´nın şahsında Sina´daki ahitleşmesidir. İnançlarına göre Tanrı, insanlığı aydınlatmak ve mutlu kılmak için İsrailoğulları´nı seçmiş, "nebi"lerini görevlendirmiştir. Bu konuda Musa´nın önemli bir yeri vardır. Çünkü Tevrat O´na verilmiştir. Tanrı, evreni devamlı olarak idare etmektedir. O´nun gücünün yetmeyeceği hiçbir iş yoktur. Mesih´le kurulacak Tanrı´nın evrensel devletinde bütün haksızlıklar ve zulümler ortadan kalkacaktır. Bu inanç Yahudilerin ümit kaynağı olmuştur. 

Yahudilik´te ahiret inancı tarihi bir gelişme izlemiştir. Tevrat´ın bazı hükümlerinde ahiret inancına dair işaretler bulunmaktadır. (4) Bazı Dinler Tarihçilerine göre, yeniden dirilme ile ilgili metinler günümüze kadar ulaşmadığı için Yahudiler bu tür inançları İran´dan almışlardır. 

Eski Yahudilik´te iyi, kötü, ölen bütün insanlar "Şoel" adı verilen bir yere gidecekler, orada kederli bir şekilde varlıklarını sürdürecekler, ruhları da mezarda kalacaktır. Yahudilik´te ahiret inancı konusunda, daha sonraki dönemlerde birtakım gelişmeler olmuş, yeniden dirilme, ebedî hayat, yargılanma, cennet, cehennem vb. inançlar ortaya çıkmıştır.(5) Yahudilik´teki cennet, cehennem, hüküm günü vb. ilgili emirleri Talmud açıklamıştır. Yahudilerin, Müslümanlık ve Hristiyanlık´ta olduğu gibi belli başlı iman esaslarına kavuşmaları filozof Rabbi Moşe ben Maymon (Maymonides (1135-1204)´le mümkün olabilmiştir. O´nun meydana getirdiği günümüze ulaşan inanç sistemi şudur; 

1-Allah var olan her şeyi yaratmıştır.
2-Allah birdir.
3- Allah´ın bedeni yoktur, tasvir edilemez.
4- Allah´ın başlangıcı ve sonu yoktur
5- Yalnız Allah´a dua etmeliyiz.
6- Peygamberlerin bütün sözleri doğrudur.
7- Musa, bütün peygamberlerin en büyüğüdür.
8- Elimizdeki Tora, Allah tarafından Musa´ya verilen ve günümüze kadar 
değiştirilmeden gelen kitabın aynıdır.
9- Dinimiz ilâhî bir dindir.
10- Allah, insanların bütün hareket ve düşüncelerini bilir.
11- Allah, emirlerine uyanları mükâfatlandırır, uymayanları cezalandırır
. 12- Allah Mesih´i gönderecektir. 
13- Ruhum ölümsüzdür. Allah dilediğinde ölüleri diriltecektir. 

Yahudiler ibadetlerini "sinagog"larda (Bet ha Kneset) yaparlar (6) Sinagoglarda rulo halinde el yazması Tevrat tomarlarının saklandığı, Aron ha-Kodes denilen, Kudüs´e yönelik kutsal bir bölme vardır. Sinagoglarda Yedi Kollu Şamdan (Menora) da bulunur. Bundan ayrı olarak Kral Davud´un mührü kabul edilen iki üçgenden meydana gelmiş Magen David denilen altı köşeli bir yıldız da vardır. 

Yahudiler sinagoglarda Tevrat´tan bazı parçaları sesli bir şeklide okurlar. Tevrat rulolarının bohçalardan çıkarılarak haham tarafından okunması, ibadetin en önemli anıdır. Yahudiler sinagog dışında evlerde de ibadet ederler. Nitekim evlerde giriş kapısının arkasında "Mezuza" denilen, rulo haline getirilmiş Tevrat cümlelerinin yazılı olduğu mahfazalar asılıdır. Eve giriş çıkışta Yahudiler bu mahfazaya dokunarak parmaklarını öperler. İbadet, Kudüs´e yönelerek yapılır. Başa takke, sırta cüppe alınır. Kadınlar ibadete katılamaz, ancak başları örtülü olarak ibadeti seyredebilirler. 

Yahudi dininin esasını ilâhiler teşkil eder. İbadet esnasında okudukları bazı klişeleşmiş dua ve ilâhiler vardır. (7) Dua, dindar Yahudinin hayatında önemli bir yer işgal eder. Yahudilikte ibadet günlük ve haftalık olmak üzere ikiye ayrılır. Günlük ibadet sabah, öğle ve akşam yapılır. Haftalık ibadet ise Cumartesi (Sabbat, yevmu´s-sebt) günü havra (sinagog)´da icra edilir. 

Yahudiler sabah ayininde bir dua atkısı (Tallit) alırlar. Sabah ayininde, sol pazu ile alna birer dua kayışı bağlanır. Dualar ayakta, oturarak vücudu sallayarak ve secdeye kapanmak suretiyle okunur. Geleneklerine bağlı Yahudiler bu esnada özel bir elbisede giyerler. Toplu dualar 13 yaşına girmiş en az 10 kişinin iştirakiyle yapılır. 

Cumartesi ibadeti, cuma akşamı güneşin batmasıyla başlar, cumartesi akşamı sona erer. Bu ibadet sinagogta yapılır. Bu maksatla cumartesi günü ateş yakmak, çalışmak, taşıt kullanmak vb. yasaktır. (8) 

Musevîlik´te Yahve ve Elohim adında iki Tanrı´nın varlığından söz edilmekle beraber ağırlık Yahve´dedir (9) Bu bakımdan menşeinde İsrail Dini, tek Allah´a inanmaya değil, tek Allah´a ibadet etmeye dayanıyordu. Yehova Musevîlerinin millî ve hâkim bir Tanrısı´dır. İnsan da O´nun kulu durumundadır. İnançlarına göre Yehova sadece İsrâiloğulların´a şefaat eden, kıskanç bir Tanrı´dır. İsrâiloğulları yabancı bir ülkede de O´nun tarafından korunacaktır. O, İbrahim, İshak ve Yakub´un Tanrısı´dır. 


Yahudi Mezhepleri

Öncelikle Yahudi mezheplerini üç ana-grupta incelemek mümkündür: 

1- Makkabiler devrinde (M.Ö. II. yüzyıl) mevcut olan Hıristiyanlık öncesi mezhepler,
2- İslâm´dan sonraki Yahudi Mezhepleri,
3- Günümüz Yahudi mezhepleri.

Hıristiyanlık öncesi dönemde başlıca üç mezhep vardır : 

1-Ferisiler,
2-Sadukiler, 
3- Esseniler. 

İslâm´dan sonraki Yahudi mezhepleri de üçtür: 1- İshakiyye, 2- Yudganiyye, 3- Karaim. 

Bu bölümde diğer mezheplerden çok, günümüz Yahudi mezhepleri hakkında kısa bilgiler verilecektir. Halen yaşamakta olan Yahudi mezhepleri şunlardır: 

1- Muhafazakâr Yahudiler,
2- Ortadoks Yahudiler,
3- Reformist Yahudiler.
4-Yeniden Yapılanmacılar

Günümüz Mezhepleri


Muhafazakar Yahudilik 


XIX. yüzyılın ortalarında, Alman Yahudileri arasında ortaya çıkan muhafazakâr Yahudiliğin temsilcileri Isaac Bermays (1791-1849) ile Zacharia Franklen (1801-1871)´dir. Sonraki dönemlerde Amerika´da da sempatizan bulmuş olan bu mezhep geleneklerine bağlı lâikleşmeye karşıdır 

Ortodoks Musevilik 

Kudüs´teki Mabed´in yıkılışından günümüze kadar gelen resmî Yahudi inanç ve geleneklerini temsil eden Ortodoks Yahudilik, halen mensubu en fazla olan mezheptir. Bugün İsrail Cumhuriyeti´nde de bu mezhep taraftarları hâkimdir. Musa Kanunları´na sıkı birşekilde bağlı olan Ortodoks Yahudiler sebt (cumartesi) günü hiçbir iş yapmamakla da diğer mezheplerden ayrılırlar. 

Reformist Yahudilik


Daha çok Avrupa´daki Yahudilerce tanınmış bir filozof olan Moses Mendelshon (1727-1786)´un başlattığı Reformist Yahudilik hareketi, Musevîlik´le çağdaş modern anlayışı birleştirmeyi gaye edinmiştir. Böylece bu mezhebe mensup Yahudiler, hem geleneklerine bağlı yaşayabilecek, hem de modern çağa ayak uydurabileceklerdir. Bu hareketin başlamasının bir başka sebebi de Almanya´daki Yahudilerin dinî uygulamayı, genel kültür için bir engel olarak görmeleridir. Böylece onlardan bir kısmı Hıristiyanlaşmış, bir kısmı da geleneklerini değiştirmiştir. 

Din ile dünya işlerini birbirinden ayırma düşünce ve gayreti de ilk defa bu mezhep mensuplarından gelmiştir. Reformist Yahudiler dinde modernleşmeden yanadırlar. Bunu sağlamak için, ibadetin bazı şekillerini değiştirerek, kadın-erkek ayırımına son vermişler, cumartesi çalışma yasağını kaldırarak sinagog ayinlerini azaltmışlar, müziğe çok az yer vererek kadınlarla erkekleri bir arada oturmaya zorlamışlardır. Bir adım daha atarak katı perhiz kaidelerini kaldırmışlar, şifahi Talmud geleneğini inkâr etmişlerdir 

Yeniden Yapılanmacılar (Recostructionist)

Bu sayılan üç mezhep dışında, Mordecai Keptan´ın kurduğu Reconstructionist (Yeniden Yapılanmacı) adında bir başka mezhep daha vardır. Bunlar daha önceleri muhafazakâr Yahudilik içinde yer almışlardır. Zamanla Keptan´ın fikirleri diğer Yahudi mezheplerini etkilemiştir. 

Hareketin kurucusuna göre Yahudiler de diğer milletler gibi bir millettir. "Seçilmişlik" özelliği yoktur. Tanrı Yahudileri değil, Yahudiler Tanrı´yı seçmişlerdir. Bunlar yeniden dirilmeyi ve ahireti reddederler. Tevrat Tanrı vahyi değildir. İsrâiloğulları´nın tarih boyunca meydana getirdikleri bir eserdir. Mesihcilik diye bir kavram yoktur. Sinagoglarda kadın-erkek yanyana ibadet edebilir. Yeniden Yapılanmacı´lara göre kadınlar da haham olabilir. 


Mukaddes Kitapları

Yahudilerin mukaddes kitapları iki ana başlık altında incelenebilir: 

1- Tanah, 
2-Talmud, 

Hristiyanların Eski Ahit adını verdikleri Tanah da üç bölümden oluşur: 

1-Tora, (Tevrat) 2- Neviim, 3- Ketuvim. 

Çoğu zaman Yahudilerin mukaddes kitabının tamamı "Tora" kelimesiyle ifade edilir. İbranice bir kelime olan Tora, Arapça Tevrat´ın karşılığıdır. Bu Konu İle İlgili Ne Yapmak İstiyorsunuz 

Tevrat "Kanun, şeriat, emir, ders, önder" vb. manalara gelir. Beş bölümden oluşan Tevrat, Allah´ın 7704 kelimeyle Musa´ya verdiği dinî esasları ihtiva eden kitap olarak kabul edilir. Tevrat metninin orjinal dili İbrancadır. Bir bakıma "Şeriat" diye de nitelendirilen Tevrat´ı meydana getiren kitapların sayısı, Yahudilerce 24, Hıristiyanlarca 39´dur. Kitapların tertibi konusunda da her iki toplum farklı görüşlere sahiptir. 

Tevrat takriben bin yıl içerisinde meydana gelmiştir. Ancak kitabın sınırlandırması M.S. 90 yılında toplanan Yemnia Konsili´nde yapılmış ve bugünkü yazılar seçilerek tesbit edilmiştir. Eski Ahit yanında hahamların nesilden nesile naklettikleri rivayetler mecmuasına Talmud denir. M.S. 150 yıllarında Yudas adında bir haham, kendilerine kadar rivayetle gelen haberlerin, kaybolmasından korkarak onları Mişna´da toplamıştır. "Tekrar edilen şeriat" anlamına gelen Mişna, Tevrat´ın tekrarı, şeriatın izahı ve tefsiri sayılır. Mişna´nın anlaşılmasını kolaylaştırmak üzere O´na Yahudi alimlerince haşeyeler ve şerhler yazılmıştır Bunlara Gemara denir. İşte Talmud (10) da Mişna ve Gemara adı verilen eserlerin toplamından teşekkül etmiştir. (11) 


Yahudi Kutsal Kitabı konusuna son vermeden Kabala dan da söz etmeliyiz. Kabala, İbranca "gelenek görenek" anlamına gelir. Yahudilerin harfçilik ve sayıcılıkla karışık tasavvufî kâinat öğretisidir. Daha açık bir ifade ile Kabala, Kutsal Kitap metinleri ile sözlü gelenekler üzerine yapılan her tür yorumların genel bir adıdır. Zannedildiği gibi bir kitap veya kitaplar toplamı olmayan Kabala´yı "Kâinatın görünür kargaşasını açıklamaya ve zıtlıklarını kolay anlaşılır bir kalıp haline getirmeğe uğraşan bir doktrin" diye tanımlamak mümkündür. 

İkinci Tapınak Dönemi´nin sonuna (I. yüzyıl) kadar uzanan Kabala, tam anlamıyla Yahudi gizeminin ortaya çıktığı tarih olan XIII. yüzyıldan başlayarak özel bir öğreti biçiminde gelişmiştir. (12) Bazı Dinler Tarihçilerine göre Kabala´nın kökenleri eski gelenekte (Talmud dönemi) aranmalıdır. Kabala´nın öğreti ve uygulamaları ancak bir kılavuzun denetim ve önderliğinde mümkündür. Kabala temelde her zaman sözlü geleneğe dayanmıştır. Allah´ın Musa ve Adem´e indirdiği yazılı olmayan vahyin gizli bilgisini taşıdığı iddiası bakımından da Kabala, geleneklerle özdeşleşmiştir. (13) 

Kabala XV. yüzyıl Avrupa sında son derece yaygınlaşmıştır. Kabala´nın genel doktrinini, kâinatın bir bütün olduğu, belli bir nizama göre hareket ettiği, kâinatta görülen her şeyin Tanrı´nın bir parçası olduğu, insanın da, kâinatın ve dolayısıyla Tanrının bir parçası olmak açısından küçük kâinat sayılması gerektiği vb. özetlemek mümkündür. 


Günümüzde Musevilik


Tüm dünyada sayıları 22.000.000 olmasına rağmen Yahudiler; bir çok ülkede oluşturdukları güçlü lobileri ile dünya ülkelerinin yönetimlerinde ve dünya ekonomisinde büyük söz sahibidirler. 

1948 e kadar dünyada dağınık olarak yaşayan Yahudiler Filistin de İsrail Devleti nin kurulmasıyla kendilerine ait bir devlete aynı zamanda bir toplanma merkezine sahip olmuşlardır. 1933 1945 yıllarında Alman Nazileri tarafından soykırıma uğrayan Museviler, bugün Filistinlilere karşı soykırım uygulamakla suçlanmaktadırlar. İsrail Devleti nin Arap ülkeleriyle girdiği savaşlardan doğan sıkıntılar ve günümüzde Filistinlilerin bağımsızlık hareketleri Yahudilerin çözülemeyen sorunlarının başında gelmektedir. 

Musevilerin en yoğun yaşadığı ülke İsrail dir ( Ülke nüfusunun %84 ü ). İsrail i ikinci sırada A.B.D izlemektedir ( %3,4). Yahudiler bu iki ülkenin dışında Etiyopya, Almanya, Avustralya, Kanada, Brezilya, Meksika başta olmak üzere içlerinde Türkiye nin de bulunduğu dünya nın bir çok ülkesine dağılmış vaziyette yaşamaktadırlar. 


(1) Budizm, Konfüçyanizm, Taoizm vb. Doğu dinleri M.Ö. V. ve Vl.yüzyılda ortaya çıktığına göre Musevîlik bu dinlerden takriben üç yüz yıl daha öncedir. 
(2) A.Abdullah Masdusî, a.g.e.,s.2 
(3) Tevrat Tanrı´nın birliğini, "Dinle ey İsrail! Tanrınız Rab bir Tanrı´dır" (Tesniye, VI, 4) cümlesiyle ifade eder. 
(4) Bir misal olmak üzere Tevrat (İsa´ya, XXVI, 19)´ın şu cümlelerine bakınız; "Senin ölülerin dirilecekler, benimkilerin cesetleri kalkacaktır. Ey sizler, toprak içinde yatanlar, uyanın ve terennüm edin... ve her yer ölülerini dışarı atacak". 
(5) Yargılama sonunda iyiler cennete (Aden) kötüler de cehenneme (Ge ben Hinnom) gideceklerdir. 
(6) Kudüs´teki Mabed´in yıkılmasından sonra Yahudi tapınaklarına sinagog denilmiştir. Aynı anlam karşılığında Türkiye´de "Havra" terimi kullanılır. 
(7) Yahudilik´teki ilâhîlere Beruh´un ilâhisi, dualara da Şema İsrâel Duası en iyi örnekleri teşkil eder. Bu dua ile Yahudiler dinlerine ve imanlarına bağlılıklarını dile getirirler. 
(8) G. Tümer, A. Küçük, a. g. e., s. 133. 
(9) Yahudilik´te bu iki Tann dışında, Adoni, İl ve Baal adında üç Tanrı daha vardır. (Zeki Şenude, el-Yehud, Kahire, 1974, s. 393-396. 
(10) Talmud, Kudüs Talmudu ve Babil Talmudu olmak üzere ikiye ayrılır. 
(11) Ekrem Sarıkçıoğlu , Dinler Tarihi, İst., 1983, s. 188. 
(12) Büyük Larousse, İst., 1985, X, 6134. 
(13) Ana Britannica, İst., 1988, XII, 351. 
kaynak : Yrd.Doç.Dr.Osman CİLACI , Günümüz Dünya Dinleri, Ankara 1995

AKLIMA SENDEN BAŞKA KİMSE GELMİYOR


Kelimeler eskiyor neyi ne zaman söylesem, 
hepsi sensin 
aklıma senden başka birşey gelmiyor, 
desem ki gurbetteyim 
türküler ! uzun, gurbet sensin 
türküler sen, 
desem ki yalnızım dağlarda 
günler bitmiyor, yalnızlık sen, 
dağlar sen, günler sensiz. 
Aklıma senden baska birşey gelmiyor. 
Aklım sende, sen yüreğimde, 
yüreğim temaşada gözlerini, 
gözlerin üzüm bağlarında Temmuz ayında 
bağbozumuna zaman var.


Gözyaşlarımı topluyorum şimdi, 
üzümler toplanırken şaraba katacağım, 
en tatlı şaraba senin adını koyacağım 
ve sarhoş olacagım daha 
içmeden bir yudum. 
Ben böyle bir sevdayı binlerce yıl önce 
bir kitapta okumuştum, 
lakin unutmuştum, 
yaşarken aklıma geldi, 
oysa yaşanılması mümkünsüz bir 
masal demiştim okurken o destanı, 
yaşamayan bilemez bu yaşananı, 
aklıma senden başka bir şey gelmiyor.


Güzellik için sözler arıyorum, 
aklıma senden başka birşey gelmiyor,


konuşacak konular şuradan buradan 
geçmiş ve gelecekten, 
aklıma senden başka birşey gelmiyor. 
şiir yazmak için oturuyorum, 
içimde coşkular taşıyor, 
kagıtlara dökeceğim duygularımı


kalemim hazır yazacağım ne yazacağım, 
aklıma senden başka birşey gelmiyor.


Bayram yaklaşıyor şehir cıvıl cıvıl, 
kalabalıklar sevinçli, 
hediyeler alacağım bu bayram 
sevdalarımı giydirecegim, 
aklımda kalanlara kartlar göndereceğim


aklıma senden başka kimse gelmiyor.
Bir şarkı dinlerken hayal kuruyorum, 
sigaramı çekiyorum derinden, 
gözlerim dalıyor, ufukta gün batıyor, 
biriyle gidip konuşsam diyorum


aklıma senden başka kimse gelmiyor.
Canım sıkıldığında efkar bastığında beni, 
yapayalnız yürümek istemiyorum, 
birini arıyorum yanımda, 
aklıma senden başka kimse gelmiyor. 
Ve yüreğinde papatyalar açan kız 
yaşamamın sebebini arıyorum 
aklıma senden başka birşey gelmiyor.


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...