Balat ve Galata’da Yahudi Kültürü Üzerine Bir Gezi
Şükrü Yarcan
İstanbul Üniversitesi
Giriş
İstanbul, turizm destinasyonu açısından son derece zengin bir potansiyele sahiptir. Fakat bu potansiyel temalı güzergahlar haline getirilemediği için gerekli ilgiyi görememektedir. Işte İstanbul’da çok farklı türden temalı destinasyonlar ve bunlara ilişkin gezi altyapıları oluşturup gezginlerin hizmetine sunmak gerekmektedir. Böylece İstanbul bu açıdan ciddi bir cazibe merkezi haline gelecektir. Yazıda İstanbul’daki iki bölgede Yahudi cemaatine ait bazı yapılara değinilerek anlatılan Yahudi kültürü ülkenin önemli bir kaynağı ve parçasıdır. İstanbul’da Yahudi kültürüne ait yapılar ve geçmişte cemaat üyelerinin yoğun biçimde yaşamış olduğu bölgeler çok daha fazladır. İstanbul, sahip olduğu Yahudi kültürü ile, gerek Museviler gerekse başka ziyaretçiler için önemli bir çekim merkezidir. Bu çalışma sözkonusu bu çekim merkezini temalı bir turizm güzergahına dönüştürmeye katkı amacını taşımaktadır. Türkiye’de Musevi Cemaatler3 İstanbul tüm tarihi boyunca önemli bir metropol olmuştur. 20. yüzyılın başına kadar Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Levantenler ile şehirdeki yerleşik Avrupalılar İstanbul’da birlikte yaşamaktaydılar. Çokkültürlü, çokdilii ve çokdinli İstanbul kentinin sakinleri şehre ve onun kültürüne katkıda bulunmuşlardır. Kültürleri ve varlıkları Türkiye’nin ve İstanbul’un ayrılmaz bir parçası olan kentin eski sakinlerinin sayısı çok az. Azalan sakinler arasında Museviler de var. Türkiye’deki çeşitli Musevi cemaatlerden Orta ve Kuzey Avrupa kökenli Yahudiler genellikle Aşkenazdır. İspanya’dan 1492’de, Portekiz’den 1497’de dinlerinden ve geleneklerinden ayrılmayı kabul etmeyerek terke zorlanan ve Sultan II. Bayezıd’ın davet etmesiyle Osmanlı İmparatorluğu’na göç eden Yahudiler Sefarad’dır.4 Sefarad, İbranice İspanya anlamına gelir. Ülkede Sefaradlar çoğunluktadır. Aşkenazlar ile Sefaradlar kaynaşmış olup birlikte ibadet ederler. Avrupa’daki Aşkenazlar, Almanca ile İbranice’nin yoğrulmuş bir şekli olan Yidiş dilini kullanırlar. Türkiye’de halen Yidiş kullanılmaz. Aşkenazların, cemaatin işleriyle uğraşan bir başkanı vardır. İstanbul’da İtalya kökenli bir Musevi topluluğu ve Galata’da kendilerine ait İtalyan Sinagogu vardır. İstanbul Hahambaşı Türkiye’deki bütün Rabbinik Musevilerin Hahambaşıdır.
Giriş
İstanbul, turizm destinasyonu açısından son derece zengin bir potansiyele sahiptir. Fakat bu potansiyel temalı güzergahlar haline getirilemediği için gerekli ilgiyi görememektedir. Işte İstanbul’da çok farklı türden temalı destinasyonlar ve bunlara ilişkin gezi altyapıları oluşturup gezginlerin hizmetine sunmak gerekmektedir. Böylece İstanbul bu açıdan ciddi bir cazibe merkezi haline gelecektir. Yazıda İstanbul’daki iki bölgede Yahudi cemaatine ait bazı yapılara değinilerek anlatılan Yahudi kültürü ülkenin önemli bir kaynağı ve parçasıdır. İstanbul’da Yahudi kültürüne ait yapılar ve geçmişte cemaat üyelerinin yoğun biçimde yaşamış olduğu bölgeler çok daha fazladır. İstanbul, sahip olduğu Yahudi kültürü ile, gerek Museviler gerekse başka ziyaretçiler için önemli bir çekim merkezidir. Bu çalışma sözkonusu bu çekim merkezini temalı bir turizm güzergahına dönüştürmeye katkı amacını taşımaktadır. Türkiye’de Musevi Cemaatler3 İstanbul tüm tarihi boyunca önemli bir metropol olmuştur. 20. yüzyılın başına kadar Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Levantenler ile şehirdeki yerleşik Avrupalılar İstanbul’da birlikte yaşamaktaydılar. Çokkültürlü, çokdilii ve çokdinli İstanbul kentinin sakinleri şehre ve onun kültürüne katkıda bulunmuşlardır. Kültürleri ve varlıkları Türkiye’nin ve İstanbul’un ayrılmaz bir parçası olan kentin eski sakinlerinin sayısı çok az. Azalan sakinler arasında Museviler de var. Türkiye’deki çeşitli Musevi cemaatlerden Orta ve Kuzey Avrupa kökenli Yahudiler genellikle Aşkenazdır. İspanya’dan 1492’de, Portekiz’den 1497’de dinlerinden ve geleneklerinden ayrılmayı kabul etmeyerek terke zorlanan ve Sultan II. Bayezıd’ın davet etmesiyle Osmanlı İmparatorluğu’na göç eden Yahudiler Sefarad’dır.4 Sefarad, İbranice İspanya anlamına gelir. Ülkede Sefaradlar çoğunluktadır. Aşkenazlar ile Sefaradlar kaynaşmış olup birlikte ibadet ederler. Avrupa’daki Aşkenazlar, Almanca ile İbranice’nin yoğrulmuş bir şekli olan Yidiş dilini kullanırlar. Türkiye’de halen Yidiş kullanılmaz. Aşkenazların, cemaatin işleriyle uğraşan bir başkanı vardır. İstanbul’da İtalya kökenli bir Musevi topluluğu ve Galata’da kendilerine ait İtalyan Sinagogu vardır. İstanbul Hahambaşı Türkiye’deki bütün Rabbinik Musevilerin Hahambaşıdır.
Ayrıca Türkiye Musevi
Cemaati başkanı vardır.
1 Yarcan, Şükrü. 2009. Balat ve Galata’da Yahudi Kültürü Üzerine Bir Gezi. İçinde, Bilgili, Ahmet Emre.
(Derleyen.). İstanbul Kültür – İstanbul Turizm. İstanbul: İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayını, ss.
325 – 340.
2 Balat ve Galata’da Yahudi Kültürü Üzerine Bir Gezi yazısı anılan iki bölgedeki Yahudi kültürüne ait tüm
yapı ve alanları içermemektedir.
3
Yazıyı hazırlama sürecinde bilgisine başvurduğum sayın Naim A. Güleryüz’e ilgisi için teşekkür ederim.
Olası hataların sorumluluğu yalnızca bana aittir.
4
Juhasz, Esther. (Editor). 1990. Sephardi Jews in The Ottoman Empire. The Jerusalem Publishing House.
Jerusalem.
2
Yahudilere yapılan baskıya karşı koymak, Yahudilerin eğitimini ve gelişimini sağlamak için Fransız
Yahudileri tarafından 1860’de Alliance Israelite Universelle örgütü kurulmuştur. Örgüt Osmanlı
İmparatorluğu topraklarında eğitim kurumları açmıştır.5
Dolayısıyla özellikle 19. yüzyılda Fransız
etkisi ve kültürü Türkiye Yahudileri arasında yaygınlaşmıştır. Halen Yahudiler tarafından kullanılan
dil tümüyle Türkçe’dir. Sefaradlar Judeo-Espanyol olarak adlandırılan Musevi İspanyolcası, Ladino
kullanırlardı. Ladino eski İspanyolca ile İbranice’nin yoğrulmasından oluşan bir dildir ve eski nesil
Sefaradlar tarafından konuşulmaktadır. Ladino Türkiye’de kullanılan ve İspanya’dan geldikten sonra
Yahudilerin aile içinde çocuklarına öğrettikleri 15. yüzyıl İspanyolcasıdır. Latin dil grubunun
özelliklerini taşıyan ve yazıldığı gibi okunan Ladino İspanya’daki dil değişikliklerinden
etkilenmemiştir. Gözlem Gazetecilik tarafından çıkarılan haftalık Şalom Gazetesi'nin bir sayfası
Latin alfabesiyle Ladino dilinde basılır. Ladino İtalyanca, Fransızca, Rumca, Arapça ve Türkçe’den
kelime almıştır; örneğin fostan fistan, çarukas çarık demektir.6
Karaim Musevileri çok ilginçtir. Karaim Museviliği 8. yüzyılın sonunda, 9. yüzyılın başında,
Rabbinik Musevilikten ve kurulu düzenden ayrılan bir inanıştır. Karaim anlayışı Babil’de, ortaya
çıktıktan sonra Filistin’e taşınmıştır. Karaimler Kudüs’den, I. Haçlı Seferi (1096-1099) sonucunda,
ayrılmışlardır. Bir bölümü Kırım’a gitmiştir, bir kısmı İstanbul’a gelmiştir ve bir bölümü Mısır'a
yerleşmiştir. Karaimlerin Müslümanlığa çok benzeyen yönleri vardır. Musevilikte ibadet öncesinde
fiziki temizlik yapılır. Sinagogun bahçesinde veya girişinde, elleri yıkamak için küçük bir tekne veya
çeşme bulunur. El yıkamak bir anlamda manevi temizliktir. Tarihi Sart Sinagogu'nun girişindeki
küçük tekne geleneğin eskiliğini gösterir. Karaimler abdest alırlar, kenessete, (Karaim sinagoglarına
verilen ad; toplantı evi) girerken ayakkabılarını çıkarırlar ve ibadet ederken namaz kılınırken yapılan
hereketlere benzer biçimde davranır ve secdeye varırlar. Bu çok şaşırtıcı değildir, koyu Ortodoks
Ermeniler de secde ederler. İstanbul’daki koyu Ortodoks Ermeniler kilisede, ön tarafta giderler ve
başlarını absis yönüne doğru yere koyarlar. Karaimler yalnızca Eski Ahid’in Tevrat (Tora) adı verilen
ilk beş kitabına inanırlar. Karaimler Tevrat’ı olduğu gibi görür ve kelimelerin anlamlarını olduğu gibi
değerlendirirler. Karaimler Tevrat yorumuna, Talmud’a, inanmazlar. Rabbinik Museviler Karaimleri
Musevi kabul etmezler. Karaimler Hahambaşı’nın otoritesini tanımazlar; kendi cemaat liderleri
vardır.
Kanun demek olan Tevrat Hz. Musa’ya inmiştir; dini ve sosyal hayatı örgütleyen bir kitaptır. Zebur
Hz. Davud’a inmiştir. Tevrat ve Zebur’dan başka Rabbinik Musevilerin dini gelenekleri vardır.
Rabbinik Musevilerin onayladığı edebi Tevrat yorumları, açıklamaları ve öğretileri Talmud’u
oluşturur. Tevrat’ın sözlü anlatımı olan Talmud önceleri yazıya geçmemiş, daha sonra derlenmiş ve
yazıya aktarılmıştır. Talmud’un altı bölümü tarım kuralları, medeni hukuk kanunları, ceza kuralları,
evlilik ve boşanma, kutsal günler, kurban ve taharet ile ilgilidir. Bu bölümlerin toplamına Mişna
denir.7
Karaimlerin toplu ibadetlerini cemaatten din bilgisine sahip bir kimse yaptırabilir. Bu yönüyle inanç
uygulamaları İslam ile örtüşür. Karaim bir Musevi ile Rabbinik bir Musevi, evlenme ve boşanma
konusunda farklı dini inanışlara sahiptir. Türkiye’de bir Karaim ile bir Yahudi evlenemez. Evlilikleri
dinen geçerli değildir. Karaimler Bizans ve Osmanlı Dönemleri’nde Judeo-Rumca konuşurlardı.8
İstanbul’da çok küçük bir topluluk olarak yaşamlarını sürdüren Karaimler Bizans Dönemi’nde vardı,
hatta 13. yüzyılda Bizans Dünya Karaizminin merkeziydi. Karaimlerin en bilinen yönü, Karaköy
adının Karai Köy’den dönüşmesinin öne sürülmesidir. Yahudiler ve Karaimler Galata’da liman
5
Altabev, Mary. 2003. Judeo-Spanish in the Turkish Social Context. The Isis Press. Istanbul.
6
Şarhon, Karen Gerson. 2003. Judeo-Espanyol Dil ve Kültürü. TÜSİAD, Türk Sanayicileri ve İşadamları
Derneği, Görüş Dergisi. Türkiye Yahudileri, 500 Yıllık Geçmiş. ss. 24-25. Eylül-Ekim. Özel Sayı: 56.
7
Parry, Aaron. 2005. Talmud nedir? Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş. İstanbul.
8
Yaron, Yosef. (Compiled by). 2003. An Introduction to Karaite Judaism: History, Theology, Practice, and
Custom. Al-Qirqisani Center. New York.
3
bölgesinde yaşıyorlar, ticaretle uğraşıyorlardı. Yeni Cami’nin olduğu bölge ile Karaköy temelde
Yahudi yerleşmeleriydi. Özellikle Doğu Avrupa'da, Litvanya’da ve Rusya'da Karaim vardır.
Karaimler kenesset’lerini Tevrat uyarınca kısmen yer altında inşa ederler. Hasköy’deki Karaim
(Karay) Kenesset’inin bir bölümü yer altında inşa edilmiştir. Türkiye’de, başlarının iki yanından
şakakları boyunca zülüf bırakan, koyu dindar, taassub sahibi Hassid Musevisi yoktur.
Babil Sürgünü sonrasında kuzeye yönelen ve Anadolu’ya gelen Yahudiler Doğu Musevileri olarak
adlandırılan Mizrahistlerdir. Mizrahistler zamanla Sefaradlar tarafından assimile edilmişlerdir. Bir de
Roma Dönemi'nden kalan Bizans Yahudileri, Romaniyotlar vardı. Romaniyotlar İkinci Süleyman
Tapınağı yıkıldıktan sonra ticaret, ziraat ve başka nedenlerle Anadolu’ya göç eden Yahudilerdir.
Uzun süre farklılıklarını koruyan Romaniyotlar zamanla öteki Yahudilerle karışmış, erimişlerdir.
Konstantinopolis Türkler tarafından alındığında Yahudiler hoşnut olmuş, sevinç göstermiştir.
Bizans, Musevileri hoş görmüyor ve onlara haksızlık ediyordu. Bizans Dönemi’nde Yahudi aleyhtarı
yasalar uygulanıyordu.9
Fatih Yahudilere imtiyazlı bir konum sağladı, sinagoglarının tamir
edilmesine izin verdi; Balkanlar’dan ve Anadolu’dan getirdiği Yahudileri İstanbul’a yerleştirdi.
Yerleştirildikleri bölgeler bugün Yeni Cami’nin olduğu bölge ile Balat’tır. Yeni Cami yapıldığında,
Yahudiler bulundukları yerden çıkartıldılar ve Hasköy’e yerleştirildiler. Yeni Cami yakınındaki sur
kapılarından biri Porto Judeca - Yahudi Kapısı olarak adlandırılıyordu.
Balat
Eski bir Yahudi yerleşmesi olan Balat sokaklarındaki ve çarşısındaki binalar, evler çoğu kez iki
katlıdır ve tuğladan inşa edilmişlerdir. Balat’ta bugün yaşayan Yahudi yoktur. Ahrida ve Yanbol
Sinagoglarında Şabat günü ibadet yapılabilmesi için sinagogda bulunması gereken Minyan,
(Rabbinik Musevilikte toplu ibadet için dinen gereken en az on kişilik yetişkin erkek topluluğu),
kentin başka semtlerinden gelenlerce oluşturulmaktadır. 1948 yılında İsrail’in kurulmasıyla Türkiye
Yahudilerinin çoğu, kuruluşunu izleyen birkaç yılda, İsrail’e göç etmiştir. İstanbul’daki ve
Türkiye’deki Yahudilerin büyük kısmı bu göçle,10 temelde azınlıklara uygulanan olağanüstü bir vergi
cezası niteliğindeki Varlık Vergisi uygulaması sonucunda, 1955’de 6-7 Eylül olayları sonrasında,
1971 darbe döneminde, 1970'lerin sonunda ve 1980 darbesi ile başlayan süreçte Türkiye’den
ayrılmışlardır. Günümüzde çoğunluğu İstanbul’da, 2.000’i İzmir’de yaşayan toplam 20.000 ile
22.000 kişi arasında tahmin edilen Türkiye Yahudisi vardır.11 Edirne 1934 Trakya Olayları’na kadar
önemli bir Yahudi merkeziydi.12
Balat’taki yapıların çoğu vaktiyle Yahudi ailelere aitti. Yahudilerin topluca birarada yaşadıkları
mahallelerdeki yanyana sıralı evlere Yahudi evi anlamında Yahudhane denir. Yahudhaneler,
Yahudilerin biraraya gelerek ucuz ev sahibi olmak üzere kurdukları örgütlenmeyle inşa edilmişlerdir.
Evler oda ada kiraya verilir, sokağa bakan ön kısmı dükkan olarak kullanılırdı. Evlerinin türü,
büyüklüğü ve birkaç katlı taş yapı olmaları bakımından Rumların yaşadığı Fener bölgesi Balat’a göre
daha iyi konumdadır. Fanaryot adıyla bilinen Fenerli Rumlar zengindir. Balat mütevazi bir
yerleşmedir. Tarihi Yarımada ile karşılaştırıldığında Haliç kıyısı eskiden, ticari etkinlikler ve liman
olması dışında, önemli bir sivil yerleşim bölgesi değildi. Osmanlı Dönemi’nde Fener’e Rumlar,
9
Sevilla-Sharon, Moshe. 1982. Türkiye Yahudileri, Tarihsel Bakış. Kudüs İbrani Üniversitesi. Jerusalem.
10 Bali, Rıfat. N. 2003. Aliya: Bir Toplu Göçün Öyküsü (1946-1949). İletişim Yayınları. İstanbul.
11 Türkiye Yahudilerinin nüfusu gün geçtikçe azalmaktadır. Türkiye Yahudilerinin yaklaşık 400-500’ü
Aşkenazdır. 130-140 kişi İtalya kökenli Musevi, bir bölümü Doğu Musevisi, kalanı Sefaraddır. Karaimlerin
sayısı 40-50 kişidir. (Kaynak: www.musevicemaati.com yetkilileri.)
Al-Qirqisani Center Türkiye Karaimlerinin sayısını, yaklaşık 1000 kişi olarak vermektedir. (Yaron, Yosef.
(Compiled by). 2003. An Introduction to Karaite Judaism: History, Theology, Practice, and Custom. AlQirqisani
Center. New York.) Ancak İlan Karmi, hiçbir dönemde İstanbul’daki Karaimlerin sayısının 1000
kişiyi aşmadığını belirtmektedir. (Karmi, İlan. 1992. Jewish Sites of Istanbul, A Guide Book. The Isis Press.
Istanbul.)
12 Levi, Avner. 1992. Türkiye Cumhuriyeti’nde Yahudiler. İletişim Yayınları. İstanbul.
4
Balat’a, Hasköy’e Yahudiler ve Karaimler yerleşmiştir. Sarayın bulunduğu yüksek alanlara
gayrimüslimlerin yerleşmeleri uygun bulunmamıştır. Topkapı Sarayı’nın yakın çevresinde
Müslümanlar yer alırdı, sarayın etrafı, Tarihi Yarımada, Süleymaniye bölgesi ve benzeri yüksek
yerler Müslümanlara ve sultan camilerine ayrılmıştı.
Yanbol Sinagogu13
Yanbol Sinagogu'nun Bizans Dönemi’nde var olduğu bilinmektedir. Dış kapısındaki kitabe en son
tamir edildiği tarihi Yahudi yılı ile belirtmektedir. Sinagoga Yanbol adı Bulgaristan'ın Yanbol
kasabasından gelen ve Balat'a yerleşenler tarafından geçmişlerini hatırlatmak üzere verilmiştir.
Yanbol Sinagogu son yıllarda tekrar ibadete açıldı. Daha önceki yıllarda yalnızca Sukot'ta (Çardak
Bayramı) açık bulunuyordu.
Sefaradlar önce, başta Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya ve Kuzey Afrika ülkeleri ve İstanbul gibi
Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli bölgelerine dağılmışlardır. İstanbul dışında yaşayanların bir
bölümü daha sonraki yıllarda, ticari nedenlerle ve daha iyi yaşam koşullarına kavuşmak için,
İstanbul’a göç etmişlerdir. Böylece Balat bölgesinde ve yakınında Yanbol, Ahrida, Kasturiya, İstipol
ve Selanik sinagogları kurulmuştur. Gelenek, Yahudi cemaatinin bir sinagogun etrafında yerleşmesi
ve topluluk olarak yaşamasıdır. Cemaat kümelenmesi sultanlar tarafından yaptırılan selatin
camilerinin etrafında yerleşen Müslümanlar için de geçerlidir; örneğin Süleymaniye Mahallesi,
Sultan Selim Mahallesi, Bayezıt gibi. Bir yapılar topluluğu olan külliyeler, mahallenin, ticari
etkinliğin ve sosyal yaşamın merkezini oluştururlar. Dini yapının etrafında kümeleşme olur,
ekonomik etkinlik artar, cemaat içi kaynaşma gelişir, hayat etkin ve canlı bir şekilde ibadethanenin
etrafında ve yakın çevresinde sürer. Küçük mahallelerde mescit veya cami de aynı işlevi görür. İslam
başkenti İstanbul’da her dini cemaat kendi mahallesinde yaşardı. Ancak ticari etkinliklerin olduğu
bölgelerde, örneğin çarşı, pazar, bedesten gibi mekanlarda değişik dinden kişiler birarada
bulunurlardı.14
Ahrida Sinagogu
Balat’taki Ahrida (Ohrida) Sinagogu Bizans Dönemi’nde varlığı bilinen eski bir ibadethanedir.
Ahrida Balat’taki en büyük ve en görkemli sinagogdur. Ohri (Ohrid) gül demektir. Ahrida adı
Makedonya’da bulunan Ohri adındaki gölden ve kıyısındaki aynı adlı kasabadan (Ohrida)
kaynaklanır. Sefaradlar önce Ohri'ye göç etmiş, daha sonraki bir dönemde de İstanbul’a geldiklerinde
göçedenleri birarada tutmak, kökenlerini ve Ohri’yi hatırlatmak üzere sinagoglarına Ahrida adını
vermişlerdir. İstanbul’da sürekli ibadete ve izin alınmak koşuluyla, ziyarete açık sinagoglardandır.
Sefarad göçlerinin 500. Yıl kutlamaları esnasında, 1992 yılında, sinagog restore edilmiştir.
Sefaradların göçü kolay olmamıştır, servetlerini kaybetmiş, zaman zaman korsanların ellerine
düşmüşlerdir. İspanyol ve Portekiz Yahudileri çok eğitimli, kültürlü, bilgili insanlardır. Osmanlı
topraklarına ve İstanbul’a geldiklerinde ticaret, sanayi, maliye, ateşli silah üretimi, topçuluk,
matbaacılık, tekstilcilik, mücevhercilik, tıp ve diğer bilim alanlarında önemli katkılarda bulunurlar.
İlk basım ve yayın evlerini, henüz 1493’de, İstanbul’da Sefaradlar kurmuştur. Saray baş
mücevheratçıları, sultanın mali danışmanları, hekimbaşıları, sultanların ve sarayın özel hekimleri
Yahudilerden oluşmuştur.
İki sinagogun birleştirilmesinden oluşan Ahrida’nın iç mekanında tavan iki bölümlüdür. Tavanın bir
bölümü dışarıdan belli olmayan küçük bir iç kubbenin bulunduğu alan, diğer bölümü ise kare bir
alandır. Tevrat tomarlarının saklandığı en kutsal bölüm Ehal, Süleyman Tapınağı, Kudüs yönündedir.
13 Sinagogların anlatımında sayın Naim A. Güleryüz’ün kitaplarından ve Dünden Bugüne İstanbul
Ansiklopedisi için yazdığı makalelerden yararlandım. Kitaplarından ve makalelerinden yararlanmam
konusunda gösterdiği anlayış için kendisine teşekkür ederim.
14 İnalcık, Halil. 1998. İstanbul: An Islamic City. İçinde, İnalcık, Halil. Essays in Ottoman History. ss. 250-
271. Eren Yayıncılık Ltd. İstanbul.
5
Müslümanlar da Mekke’den once Kudüs’e yönelerek ibadet ederlerdi. Ehal’e çıkılan üç basamak Hz.
İbrahim’e ve karısı Sara’ya misafir olan üç meleği simgeler. Hz. İbrahim’in iki oğlu vardır. Bir oğlu
cariyesi Hacer’den İsmail, diğer oğlu karısı Sara’dan İshak'tır ki, İshak’ın oğlu Yakub (diğer adıyla
İsrail) İsrailoğullarının atasıdır. Bir gün Hz. İbrahim çadırının önündeyken, yakında üç adam görür.
Sara ve Hz. İbrahim, Tanrı’nın haberci melekleri olduklarını bilmedikleri üç misafiri konuk ederler.
Hz. İbrahim konuklarına ayaklarını yıkaması için su getirir. Sara taze pide ile buzağı etinden oluşan
bir yemekle adamları, gerçekte melekleri, ağırlar. Meleklerin misafir edildiği ikonografik konu
Tevrat’ta yazılıdır (Tekvin: Bap 18). Konu Hz. İbrahim’in Konukseverliği veya Eski Ahid’deki
Kutsal Üçlü adıyla anılır. Melekler, o zamana kadar çocukları olmamasına ve ileri yaşlarına karşın,
Sara’ya ve Hz. İbrahim’e bir oğul, İshak, sahibi olacaklarını müjdelerler. Melekler Hıristiyanlık’ta
somutlaşan Kutsal Üçlü’nün (Teslis: baba, oğul, kutsal ruh) Eski Ahid’deki habercileridir.15
Sinagogun önemli bir mekanı, dua kürsüsü Teva’dır. Bazı sinagoglarda Teva ile Ehal birleşiktir.
Teva’da Eski Ahid’in ilk beş kitabından oluşan ve yenmesi mekruh olmayan hayvan derisine yazılı
Tevrat okunur. Beş kitap bütün yıla dağıtılıp, bitirilecek şekilde Sebt günü Şabat’ta Teva’da parça
parça okunur. Okuma yıl boyunca sürer ve yıl sonunda Tevrat tümüyle okunmuş olur. Her semavi
dinde dinlenmeye ve ibadete ayrılan gün farklıdır. Hıristiyanlıkta Sebt gününün Sun-day / güneş-
günü olması Ortadoğu'daki Mithra anlayışından gelir. Mithra dini, İsa’nın anlayışına yakındır. 25
Aralık Mithra'nın doğum günüdür, ki aynı zamanda 25 Aralık, bazı Hıristiyan inananlara göre,
İsa’nın doğum günüdür. Bazı Hıristiyanlara göre Hz. İsa 6 Ocak’ta doğmuştur.
Sinagogun iç arka duvarındaki bezemeler İber’den göç edenlerden kalmıştır. Ahrida’nın Teva’sı bir
görüşe göre Nuh’un gemisine benzetilir. İkinci görüş İber’den gelenlerin II. Bayezıd’ın gönderdiği
kadırgalarla Osmanlı sınırları içindeki Kuzey Afrika ülkeleri ile Balkanlar’a ve İstanbul’a
getirilmesiyle ilgilidir. Bu görüşe göre, Ahrida'nın Teva’sı Osmanlı kadırgalarının küpeştesini
simgeler. İspanya kralı Aragon’lu Don Ferdinand ve Kastilya kraliçesi Donia İsabelle İberik
Yarımadası’ndan Yahudilerin ayrılmasına neden olan bir ferman çıkarmışlardır. Sultan II. Bayezıd,
'Kral Ferdinand'a akıllı diyorlar, ne var ki kendi ülkesini fakirleştiriyor, benimkini zenginleştiriyor’
demiştir.
Yahudilerin Osmanlı İmparatorluğu'nda yoğun olarak yaşadıkları en önemli iki kent İstanbul ve
Selaniktir. 1920’lere, hatta İkinci Savaş’a kadar Selanik önemli bir Yahudi kenti, kültür ve kabala
merkeziydi. İzmir önemli bir ticaret ve liman kentiydi. Yahudilerin İzmir’e yerleşmeleri 17. ve 18.
yüzyılda gerçekleşir. 17. yüzyılda İzmir’de başlayan Sabetay Sevi hareketi Süleyman Tapınağı’nın
yıkılmasından ve Şimon bar Kohba hareketinden sonraki en önemli Mesihlik hareketidir. Kendisini
Mesih ilan eden Sabetay Sevi İzmirli bir ailenin oğludur. Sabetay, nöbet geçirmesine, transa
girmesine ve psikolojik sorunlarına karşın haham olmak üzere dini eğitim görür, yetenekli bir hatip
olur. Gazzeli Nathan'ın desteğiyle önce İzmir’de bir cemaat ve izleyici kitlesi edinir. Nathan, Sabetay
Sevi’nin beklenen Mesih olduğu inancını yayar. Sevi daha sonra İstanbul’a gelir.16 Bir görüşe göre,
Ahrida Sinagogu’nda bir Cumartesi günü öğleden sonra Musevilere seslenir.17 Bazı Yahudiler
Avrupa'da ve Osmanlı topraklarında Sabetay Sevi’ye inanır ve Mesih kabul ederler. Polonya’dan ve
Doğu Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden Osmanlı ülkesine Mesih'e inanan Yahudiler gelir, Sabetay
Sevi'de kurtuluşu ararlar. Bu gelişmeler önce pek dikkat çekmez, daha doğrusu yöneticiler Yahudi
milleti içindeki anılan harekete önem vermezler. Osmanlı’da azınlık kavramı kullanılmaz. Yahudi
milleti, Ermeni milleti, Rum milleti şeklinde Millet kavramı kullanılır. Osmanlı yönetiminin endişesi
Yahudilerin etkin olduğu ticari yaşamın kesintiye uğramasıdır. Çok sayıda insan Sabetay Sevi’ye
iman edince ve Yahudilerin etkin olduğu ticari yaşam durmaya yüz tutunca Sevi huzura, Edirne
15 Tradigo, Alfredo. 2006. Icons and Saints of the Eastern Orthodox Church. The J. Paul Getty Museum. Los
Angeles.
16 Galante, Abraham. 2000. Sabetay Sevi ve Sabetaycıların Gelenekleri. Zvi-Geyik Yayınları. İstanbul.
17 Karmi, İlan. 1992. Jewish Sites of Istanbul, A Guide Book. The Isis Press. Istanbul.
6
Sarayı’nda Divan önüne, getirilir. Kendisine iki seçenek verilir. Görüşlerinde israr ederse idam
edilecektir. İkinci seçenek Müslüman olmasıdır. Sabetay Sevi ihtida eder, İslam inancını kabul eder.
Sabetay Sevi’yi izleyenler Türkiye’de Sabetaist olarak adlandırılırlar.
Neve Şalom Sinagogu
Eskiden önemli bir Yahudi yerleşmesi olan Galata’da birçok sinagog bulunmaktadır. Halen Galata’da
yaşayan Yahudi yoktur. Galata’nın en önemli sinagogu, Neve Şalom ibadete ve izin alınması
koşuluyla ziyarete açıktır. Şabat sabahları, dini günlerde, düğün, bar mitzva, bat mitzva ve benzeri
törenlerin yapıldığı günlerde açıktır. Brış Vahası anlamındaki Neve Şalom bir Sefarad sinagogudur.
Sinagogun adı Türkiye Yahudilerinin ülkede barış içinde yaşadıklarına ilişkin bilgi verir. 1900’lerin
ortasında bölgedeki sinagogların çevredeki cemaatin ihtiyacına yetmemesi üzerine inşa edilmiştir.
İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu iki Yahudi genç projenin kendilerine verilmesini talep etmiş,
projeleri kabul edilmiş ve kendileri tarafından uygulanarak Galata, Büyük Hendek Caddesi
üzerindeki sinagog ibadete açılmıştır. Sinagogun vitray desenleri Devlet Güzel Sanatlar
Akademisi’nde çizilmiş, camları İngiltere’den ithal edilmiştir. Naim Güleryüz, Neve Şalom’un
bulunduğu yerde daha önce İspanya’dan göç edenlerin kurduğu Aragon Sinagogu’nun bulunduğunun
öne sürüldüğünü yazar.18
İbadet eden Musevi erkeklerin -Şabat ve bayram ibadetleri dışında- sol kollarına ve alınlarına deriden
yapılma Tefillin olarak adlandırılan küçük kutucuklar takılıdır. Tefillin içinde dini metin bulunur.
Museviler Tanrı sözüne uyar (Tesniye: Bap 6) ve Tefillin ile ibadet ederler. Sinagoglarda genellikle
bezeme öğesi olarak altıgen yıldız ve Ehal'in üstünde de, açık bir kitapla simgelenen On Emir
bulunur. Tarihsel olarak, On Emir taş levhalarının saklandığı yer, Süleyman Tapınağı’nın Kutsalların
Kutsalı’na, en iç bölümüne konulan, Ahid Sandığı’dır.19 Tanrı’nın Musa yoluyla İsrailoğulları ile
yaptığı ahid On Emir’i oluşturur. Kudüs’te, Ahid Sandığı’nın, en iç kutsal bölümde saklandığı
Süleyman Tapınağı'ndan kalma, yine kutsal sayılan, Ağlama Duvarı görülebilir. Tapınak milattan
önce 6. yüzyılda Babil kralı Nabukadnezzar tarafından yıkılmış ve değerli eşyaları Babil’e
taşınmıştır. Yahudiler Kudüs’ten çıkarılarak Babil’e diasporaya sürülmüştür. Daha sonra tekrar inşa
edilen İkinci Tapınak Roma İmparatoru Titus tarafından milattan sonra 70 yılında tümüyle
yıkılmıştır. Ağlama Duvarı olarak bilinen duvar, tapınağın batı duvarlarından günümüze kalan
bölümdür.
Süleyman Tapınağı'nın bulunduğu alanda Müslümanlar tarafından kutsal kabul edilen ve Hz.
Muhammed’in gök yolculuğuna başladığı Kubbetü’s Sahra Camisi vardır. Kubbet-üs Sahra Hz.
İbrahim’in oğlu İshak’ı kurban sunmaya getirdiği yer olarak bilindiğinden, Musevilerce kutsal kabul
edilir. Tapınak alanının yanındaki cami Hz. Muhammed’in Mirac’a çıktığı Mescid-i Aksa’dır.
Ağlama Duvarı’nın çevresinin altı eski Kudüs kentidir. Romalılarca yakılan kentin külleri ve yangın
izleri Kudüs’ün altında, günümüze kalan eski kent duvarlarında görülür. Eski Kudüs’ün yollarında
büyük olasılıkla Hz. İsa yürümüştür. Gerçi Aziz Pavlus'un ve öteki havarilerin yürüdüğü yolları
Anadolu'da izlemek olasıdır. Ancak, günlük güneşlik Anadolu’nun açık havasında antik yolların
ruhaniliği kolay hissedilmiyor. Eski Kudüs’te, kutsal alanın altında insanların cennete en yakın
olabileceklerine inandığı ve saygıyla dokunduğu bir taş vardır.
Sinagogların iç bezemesi oldukça sadedir, eğer resim varsa bu pastoral bir bezemedir, canlı
varlıkların resmi yapılmaz. İslam anlayışına benzer biçimde, sinagoglarda insan ve hayvan motifleri
ile resmi bulunmaz ve yine Tevrat gereğince heykel de bulunmaz (Çıkış: Bap 20). Sinagogun içi
altıgen yıldız, Menora (yedi kollu şamdan), On Emir ve lamba ile bezenir. Ahrida Sinagogu’nun arka
iç duvarında olduğu gibi doğa betimlemesi resim bulunabilir. İslamiyet ve Musevilik en fazla
18 Güleryüz, Naim. A. 1992. İstanbul Sinagogları. Ajans Class Reklamcılık, Yayıncılık, Organizasyon ve
Pazarlama. İstanbul.
19 Kaçan, Lütfi. 2004. Kitab-ı Mukaddes ve İslam Geleneğinde Ahid Sandığı. Ataç Yayınları. İstanbul.
7
benzeşen iki semavi dindir. Musevilikteki kaşerut ile –beslenme ilkeleri, nelerin yenilip nelerin
yenilemeyeceği konusundaki dini kurallar- İslam’ın helal gıda anlayışı hemen tümüyle aynıdır. Her
iki dinde de oruç tutulur. Üç büyük tektanrılı dinin ortak atası Hz. İbrahim’dir. Hz. İbrahim’in karısı
Sara’dan İshak, cariyesi Hacer’den İsmail doğmuştur. Hz. İbrahim’in, Tanrı’ya sunmaya yöneldiği
sırada yerine kurbanlık gönderilen oğlu, İslam inancına göre, İsmail, Museviliğe göre, yerine koç
gönderilen oğul, İshak’tır. Musevilik’te sünnet Tanrı ile Hz. İbrahim arasındaki sözleşmenin bir
simgesidir; İslamiyet’e Musevilik’ten, Museviliğe eski Mısır’dan geçmiştir.20
Neve Şalom’un giriş koridorunda eski ve yeni Ketuba (evlilik sözleşmesi) örnekleri asılıdır.
Yahudilik’te evlilik dini törenle yerine getirilen bir antlaşmadır. Ketuba, kadın lehine hazırlanan bir
evlilik sözleşmesidir. Bir tören sinagogu niteliğindeki Neve Şalom’da düğün, Bar Mitzva (erkek
çocukların ergenliğe geçişi ve dini sorumluluklarını yerine getirme yükümlülüğü altında olması), Bat
Mitzva (kız çocukların ergenliğe geçişi), Berit Mila (sünnet), Vijola (kız çocuklara ad takma) gibi
törenler yapılmaktadır.21 Sinagogun kültür merkezi ve cemaat üyesi sanatçıların eserleri için sergi
salonu vardır. Neve Şalom’da Tevila, (Tevila, bir kadının hem bedenen hem de manevi bakımdan
arınması için dinen yıkanmasıdır), uygulaması için bir Mikve salonu ve havuzu bulunmaktadır. Bir
gelin adayı da Tevila uygular. Tevila, din kurallarına uyan kadınlar tarafından Mikve’ye girilerek
yerine getirilir.
Aşkenaz Sinagogu
Yüksekkaldırım’da Aşkenazlar tarafından inşa edilen sinagogun yapımına Avusturya Yahudileri
yardım etmiştir.22 Aşkenaz cemaatinin sayısı Galata’da artınca bölgede bir sinagoglarının olmasını
isterler. İç mimari yapısı Avrupa tarzındadır. Ehal’i ve Teva’sı iç-içe olup, Batı tezyinatını yansıtır.
Ehal’indeki eski Tevrat tomarları başka sinagoglardan getirilmiştir. Kadınlar mahfili Azara’da, dorik
düzeni anımsatan metoplar, dorik tarzda ve diğer biçimlerde sütunlar kullanılmıştır.
Türkiye Yahudileri Ortodokstur, Museviliğe doğru inanç olarak, Tevrat’tan sapma olmaksızın
inanırlar. Ortodoks inanışa bağlı Musevilikte kadınlar ve erkekler ibadet esnasında beraber
bulunmazlar. Kadınlar mahfili sinagogda bir üst kat galerisi şeklinde düzenlenir. Reformist
Musevilikte kadınlar ve erkekler sinagogda beraber otururlar. Kadın-erkek ayrımı her üç semavi
dinde ortaktır ve ibadet sırasında kadın ve erkek aynı anda aynı mekanda birlikte bulunmaz.
Camilerde kadınlar mahfili bulunur, ancak camiye gitmeleri gerekli değildir. Erken Hıristiyanlıkta
kadınlar kilisede ayrı bir mekanda bulunurlardı. Ayasofya’nın üst galerileri (Rumca gynaikon;
kadınlar mahfili) kadınlara ayrılmıştır. Her üç semavi dinde bu ayrımın ortak olması doğaldır;
hepsinin çıkış yeri Ortadoğudur; Arabistan, İsrail, Filistin bölgeleridir. Adlarına kutsal kitap inen
bütün peygamberler erkektir. İlk yaratılan insan Hz. Adem, erkektir. Hz. İsa, yeniden dirilişiyle,
ikinci Adem olarak kabul edilir.
Aşkenaz Sinagogu’nun içten olan kubbesinde küçük yıldızlar, küçük yıldızların ve kubbenin tam
ortasında Hz. Davud Yıldızı vardır. Yıldızlar Tanrı’nın bulunduğu semayı hatırlatır. Dolayısıyla
kubbe semayı, gökyüzünü; sema ise Tanrı’yı simgeler. Hıristiyanlıkta kubbede Tanrı’yı temsil eden
simge Hz. İsa’dır. Altıgen yıldız İbranice Davud okunur. İç-içe geçmiş, biri ters, biri düz iki üçgenin
bir anlamı vardır. Bir kelimenin anlamını gösteren bu tür bir simge, ideogram ya da bir monogram
olabilir. İç-içe iki üçgen aynı zamanda hem gökyüzünü hem de yeryüzünü simgeler. Üçgen toprak, su
20 Freud, Sigmund. 2002. Musa ve Tektanrıcılık: Üç Deneme. İçinde, Freud, Sigmund. Dinin Kökenleri. ss.
225-328. Payel Yayınevi. İstanbul.
21 Metinde kullanılan Musevilik ve Yahudilik ile ilgili kavramlar için bakınız: Alalu, Suzan., Arditi, Klara.,
Asayas, Eda., Basmacı, Teri., Ender, Fani., Haleva, Beki., Maya, Dalya., Pardo, Ninet ve Yanarocak, Sara.
(Hazırlayanlar). 1996. Yahudilikte Kavram ve Değerler. Gözlem Gazetecilik ve Yayın A.Ş. İstanbul.
22 Frayman, Erdal., Grosman, Moşe ve Schild, Robert. 2000. Yüksekkaldırım’da Yüz Yıllık Bir Sinagog:
Aşkenazlar. Tiryaki Yayınları. İstanbul.
8
ve havayı, anne, baba ve çocuk ilişkisini, geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği simgeler. Osmanlı’da
camiler dahil, bezeme öğesi olarak altıgen yıldız kullanılır. Örneğin Gül Camisi’nin iç duvarlarında
altıgen yıldız vardır. Altıgen ve beşgen yıldız simgeleri kiliselerde de kullanılır. Altıgen yıldızın İsrail
bayrağında yer almasının nedeni Hz. Davud’un ilk İsrail devletinin kurucusu olmasıdır. Hz. Davud,
On Emir tabletlerinin ve Tora’nın saklandığı Ahid Sandığı için bir tapınak inşa ettirmeyi
düşünmüştür. Büyük Tapınak kendisinden sonraki ikinci önemli kral, oğlu Hz. Süleyman tarafından
inşa edilmiştir. İslam anlayışında altıgen yıldız Hz. Süleyman’ın Mührü’dür. Yahudi anlayışında Hz.
Süleyman’ın Mührü beşgen yıldızdır. Hz. Süleyman’ın Seba Melikesi Belkıs ile bir ilişkisi vardır.
Habeşistan Prensesi Belkıs beraberindeki hediyelerle, bilgeliğini, şöhretini ve zenginliğini duyduğu
Hz. Süleyman’ı ziyaret eder. Siyahi Musevilerin, ki aslen Habeşlerdir, varlığı Hz. Süleyman ile Seba
Melikesi’ne bağlanır. Öne sürülen bir açıklama, siyahi Musevilerin kökeninin Hz. Süleyman’ın Seba
Melikesi’nden doğan oğluna dayandığıdır. Siyahi Museviler günümüzde Etiyopya’da ve İsrail’de
yaşıyorlar. Ayrıca, belirli bir dönemde Museviliği kabul etmiş Hazar Türkleri vardır. Doğal olarak
Musevilik anneden çocuğuna geçer. Hazar Türkleri Yahudileri oluşturan oniki İsrail kabilesi
dışındaki bir topluluktur. Karay Musevileri uzun süre Kırım’da yaşadıkları için Hazar Türkleriyle eş
tutulurlar. Hazar Türkleri onüçüncü kabile olarak da tanımlanmıştır.23
Sinagogun bemasının bulunduğu alanda, müzik icra edilir, ilahiler ve Mezmurlar okunur. Dini
şarkıları, ilahileri okuyan kantor ya da hazan adıyla bilinen kişi din ve müzik bilgisine sahip din
adamıdır. Hazan toplu ibadeti de yaptırır. Aşkenaz Sinagogu’nun dış ön cephesindeki lotüs yapraklı
sütunlar oryantalist anlayışı yansıtır. Cephe kemerleri, cephenin ortasındaki büyük at nalı şeklindeki
kemer ile yanlarındaki iki küçük at nalı kemerli, üstü sivri biten pencereler oryantalist tarzdadır.
Sinagog Batı’nın Doğu’yu görmek istediği şekilde inşa edilen bir binadır. Binanın dış ön yüzündeki
pencerelerin altındaki üçlü pencereler, soğan biçimli, ucu incelen kemerler Doğu motifleridir ve
oryantalist etkiler taşır.24 Yapının Doğulular tarafından oryantalizmin etkisiyle yapılması ilginçtir. Ön
cephesinde stilize sekizgen yıldız yer alan yapının oryantalist özellikleri ibadethanenin dışından daha
iyi anlaşılır. Aşkenaz Sinagogu içten ve dıştan kubbelidir. Tanzimat Reformu’nun ilanıyla
gayrimüslimlere eşitlik ve kubbeli ibadethane yapma izni tanınmıştır. Yeni yapılan, Bizans
Dönemi'nden olmayan kiliselerin ve sinagogların kubbeli inşa edilmelerine, tüm Osmanlı tebaasının
eşit sayıldığı Tanzimat’a değin, izin verilmemiştir. Sinagogun dıştan kubbeli olması özgün bir
örnektir. Varlığı yaygın bilinen ilk kubbeli gayrimüslim ibadethanelerinden biri Aşkenaz
Sinagogudur. Çok bilinen diğer bir yapı İstiklal Caddesi’nin girişinin solunda, 19. yüzyılın ikinci
yarısında, eski bir kilisenin yerine yapılan, aynı zamanda çan kuleli Aya Triada Rum Ortodoks
Kilisesidir. Osmanlı yönetimi Tanrı’yı simgeleyen kubbe temsilini kendisi için uygun görmüştür.
Sultan camilerinin ana kubbesi Osmanlı İmparatorluğu’nu ve aynı zamanda halife olan sultanını
simgeler. Kubbe Osmanlı’nın hiyerarşik yönetim anlayışını ve düzenini yansıtır. Bu anlayış ve temsil
izni gayrimüslimlere verilmemiştir. Sarayda sultan mekanları da kubbelidir; Arz Odası, Has Oda,
Divan ile harem’de sultana ait odalar vb.
Terziler Sinagogu
Tofre Begadim - Schneider Tempel Sinagogu
Tofre Begadim veya Schneider Tempel, -Terziler Sinagogu- sanat merkezine ve sergi salonuna
dönüştürülmüştür. Salon tüm sanatçılara açıktır. Terziler Sinagogu’nu inşa ettirenler terzi
Yahudilerdir. Ancak terzilik dışında, tekstil ve hazır giyim ithalatı, giyim ürünleri üretimi ve satışı
Yahudiler arasında yaygın mesleklerdir. İstanbul Yahudilerinin bazıları 19. yüzyılın ortalarında
Avusturya'dan gelmiş Aşkenaz tekstilciler ve terzilerdir, ki bir bölümünün mağazaları ve markaları
23 Koestler, Arthur. 1999. Onüçüncü Kabile. Hazar İmparatorluğu ve Mirası. Say Yayınları. İstanbul.
24 Saner, Turgut. 1998. 19. Yüzyıl İstanbul Mimarlığında Oryantalizm. Pera Turizm ve Ticaret A.Ş. İstanbul.
9
oldukça meşhurdur.25 Rusya’dan gelen Yahudiler de terzilikle ilgilenmişlerdir. Giyim mesleğindeki
Yahudiler batılılaşan Osmanlı İmparatorluğu için modern tarzda erkek ve kadın giysisi ile kumaş
ithal ederler. Dericilik de Yahudilerin uğraştığı zor bir iş koludur.
Schneider Tempel 19. yüzyılın geç döneminde inşa edilmiştir. Sinagogların mimari biçimiyle ilgili
yerleşmiş bir kural yoktur. Yahudiler hangi kültür içinde yaşıyorlarsa o kültürün mimari biçimlerini
uyarlamışlardır. Türkiye’deki sinagoglar daha çok bazilikal tiptedir.26 Dış kapının üstündeki On Emir
tabletlerine kiliselerde de rastlanır. Sveti Stefan Kilisesi'nin ikonostasionunun üstündeki kitap gibi.
Tanzimat Fermanı’ndan önce yapılan ve Bizans Dönemi’nden kalan sinagogların ve kiliselerin dış
duvarlarında göze çarpan şekilde dinsel simge görülmez. Gayrimüslim ibadethaneleri için bu tür bir
sınırlama olmakla birlikte, anılan yasak yalnızca yapıların dışı için geçerlidir. Sinagogların veya
kiliselerin iç tezyinatına ve düzenlemesine karışılmamıştır. Dışsal olduğu için, kiliselere çan kulesi
yapılmasına ve çan çalınmasına izin verilmemiştir. Yahudiler içinde yaşadıkları ve parçası oldukları
toplumla kaynaşmaya özen gösterdiklerinden dini varlıklarını ve kimliklerini görünür biçimde
sergilemezler. Benzer şekilde bir sinagogun, evin veya işyerinin giriş kapısının sağ pervazına ayet
parçaları yazılı Mezuza asmak Tevrat emridir (Tesniye: Bap 6). Bu uygulama Türkiye’de,
sinagogların giriş kapıları dışında, yaygın değildir.
Kamondo Merdivenleri
Camondolar Avrupa’da çeşitli kolları bulunan önemli bir Portekiz kökenli ailedir. En önemli bireyi
banker Avraham Salomon de Camondo’dur. Servetleri Rotschildler ile karşılaştırılabilecek
Camondolar Osmanlı’da çok önemli bir banker ailedir. Avraham kardeşiyle birlikte bir finans
kuruluşu, I. Camondo ve Şürekası Bankası'nı kurmuştur. Kırım Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ne borç
vermiştir. Avraham’ın etkisi ve gücü kısmen sahip olduğu mülklerden kaynaklanmaktaydı. Avraham
Salomon de Camondo Hasköy’de Türkçe, Fransızca ve İbranice öğretilen Batı anlamında bir okul
kurmuştur. Camondo ailesi zenginliğini Osmanlı Yahudi cemaatlerini eğitmeye ve korumaya
adamıştır. Kamondo Merdivenleri Bankalar Caddesi’ni - Voyvoda Caddesi- Karaköy’ün üst
kısımlarına bağlar. Merdivenler buraya gelen halkın çabuk ve kolayca yukarıya çıkabilmesi,
Avraham Salomon de Camondo ile aile bireylerinin Schneider Tempel Sinagogu’nun hemen yanı
başındaki malikanelerine çıkmasında kolaylık sağlaması için yaptırılmıştır. Kıvrımlı biçimdeki
merdivenlerin yapısı ilginçtir. Avraham Salomon de Camondo Paris’e göç ettikten birkaç yıl sonra,
1873’de ölmüş, vasiyeti üzerine Hasköy Musevi Mezarlığı’ndaki anıt mezarına gömülmüştür.
Camondo ailesinden günümüzde kimse yoktur. II. Savaş sırasındaki soykırımda ailenin bireyleri
Auschwitz toplama kampında yok edilmişlerdir.27
Zülfaris Sinagogu
500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi
Zülfaris (Zülf-ü Arus) Sinagogu’nun 17. yüzyılda var olduğu biliniyor. Zülüf perçem demektir. Adı
zülüfden gelen ve gelin perçemi anlamındaki Zülfaris Sinagogu’nun bulunduğu sokağın adı Perçemli
25 Bali, Rıfat. N. 2008. Mayer Mağazası ve Georg Mayer. İçinde, Mayer, Georg. Türk Çarşısı, Şark’ta
Ticaretin Püf Noktaları. ss.IX-XXXIX. Kitabevi. İstanbul.
26 Türkiye sinagogları konusunda kaynaklar:
Güleryüz, Naim. A. 1992. İstanbul Sinagogları. Ajans Class Reklamcılık, Yayıncılık, Organizasyon ve
Pazarlama. İstanbul.
Güleryüz, Naim A. ve Keribar, İzzet. 2008. İstanbul Sinagogları. Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş.
İstanbul.
Güleryüz, Naim A. ve Keribar, İzzet. 2008. Trakya ve Anadolu Sinagogları. Gözlem Gazetecilik Basın ve
Yayın A.Ş. İstanbul.
Halperin, Don. A. 1986. The Old Synagogues of Turkey. Wyndham Hall Press, Inc. Indiana.
Karmi, İlan. 1992. Jewish Sites of Istanbul, A Guide Book. The Isis Press. Istanbul
27 Şeni, Nora. 2008. Seni Unutursam İstanbul. (İkinci Ayrım, ss. 91-149). Kitap Yayınevi. İstanbul.
10
Sokak’tır. Sürekli açık tutulamayan sinagog 500. Yıl kutlamaları çerçevesinde müze olarak
yapılandırılmıştır. 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Sefaradların göç serüvenlerini,
Avrupa’daki Türk diplomatların Yahudileri toplama kamplarından ve muhakkak bir ölümden
kurtarmak için gösterdiği çabaları, Yahudilerin ülkeye entelektüel etkilerini, katkılarını, geçmişteki
hayatlarını ve günümüzdeki yaşantılarını yansıtan bir müzedir. Ana salonda Sefaradların göçü, göç
yolları, Osmanlı İmparatorluğu’nda yerleştikleri bölgeler, Türkiye Yahudilerinin dinsel ve kültürel
mirasları, toplumla etkileşimleri, devlet ve kamu hayatındaki rolleri, sosyal ve kültürel hayata
katkıları anlatılmaktadır. Üst katta, fotoğraflarla geçmişten insan ve yaşam görüntüleri yer alırken, alt
kattaki etnografya bölümünde doğum, sünnet, çeyiz, düğün gibi konular ziyaretçilere
sunulmaktadır.28
Galata yoğun bir Musevi ve Yahudi yerleşim bölgesiydi. Galata’nın limana yakınlığı ve Karaköy’ün
limanda olması nedeniyle ticaretle uğraşan İstanbul’da yerleşik Avrupalılar, Hıristiyanlar ve
Yahudiler bu bölgede yoğunlaşmıştı. Her yıl Eylül ayının ilk Pazar günü Yahudi Kültürü Avrupa
Günü’dür. Avrupa’da yaklaşık kırk ülkede aynı günde yapılan kutlamaların amacı Yahudi kültürünün
toplumun geniş bölümünce tanınmasını sağlamaktır. Gün içinde Galata’da müzik ve sanat gösterileri
düzenlenir, törenler yapılır. Galata’daki sinagoglar o gün herkese açıktır.
Kaynakça
Alalu, Suzan., Arditi, Klara., Asayas, Eda., Basmacı, Teri., Ender, Fani., Haleva, Beki., Maya, Dalya., Pardo,
Ninet ve Yanarocak, Sara. (Hazırlayanlar). 1996. Yahudilikte Kavram ve Değerler. Gözlem Gazetecilik ve
Yayın A.Ş. İstanbul.
Altabev, Mary. 2003. Judeo-Spanish in the Turkish Social Context. The Isis Press. Istanbul.
Bali, Rıfat. N. 2003. Aliya: Bir Toplu Göçün Öyküsü (1946-1949). İletişim Yayınları. İstanbul.
Bali, Rıfat. N. 2008. Mayer Mağazası ve Georg Mayer. İçinde, Mayer, Georg. Türk Çarşısı, Şark’ta Ticaretin
Püf Noktaları. ss. IX-XXXIX. Kitabevi. İstanbul.
Frayman, Erdal., Grosman, Moşe ve Schild, Robert. 2000. Yüksekkaldırım’da Yüz Yıllık Bir Sinagog:
Aşkenazlar. Tiryaki Yayınları. İstanbul.
Freud, Sigmund. 2002. Dinin Kökenleri. Payel Yayınevi. İstanbul.
Galante, Abraham. 2000. Sabetay Sevi ve Sabetaycıların Gelenekleri. Zvi-Geyik Yayınları. İstanbul.
Güleryüz, Naim. A. 1992. İstanbul Sinagogları. Ajans Class Reklamcılık, Yayıncılık, Organizasyon ve
Pazarlama. İstanbul.
Güleryüz, Naim. A. (Küratör). 2004. 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi. Gözlem Gazetecilik Basın ve
Yayın A.Ş. İstanbul.
Güleryüz, Naim A. ve Keribar, İzzet. 2008. İstanbul Sinagogları. Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş.
İstanbul.
Güleryüz, Naim A. ve Keribar, İzzet. 2008. Trakya ve Anadolu Sinagogları. Gözlem Gazetecilik Basın ve
Yayın A.Ş. İstanbul.
Halperin, Don. A. 1986. The Old Synagogues of Turkey. Wyndham Hall Press, Inc. Indiana.
İnalcık, Halil. 1998. Essays in Ottoman History. Eren Yayıncılık Ltd. İstanbul.
Juhasz, Esther. (Editor). 1990. Sephardi Jews in The Ottoman Empire. The Jerusalem Publishing House.
Jerusalem.
Kaçan, Lütfi. 2004. Kitab-ı Mukaddes ve İslam Geleneğinde Ahid Sandığı. Ataç Yayınları. İstanbul.
Karmi, İlan. 1992. Jewish Sites of Istanbul, A Guide Book. The Isis Press. Istanbul.
Koestler, Arthur. 1999. Onüçüncü Kabile, Hazar İmparatorluğu ve Mirası. Say Yayınları. İstanbul.
Levi, Avner. 1992. Türkiye Cumhuriyeti’nde Yahudiler. İletişim Yayınları. İstanbul.
28 Güleryüz, Naim. A. (Küratör). 2004. 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi. Gözlem Gazetecilik Basın ve
Yayın A.Ş. İstanbul.
11
Mayer, Georg. 2008. Türk Çarşısı, Şark’ta Ticaretin Püf Noktaları. Kitabevi. İstanbul.
Parry, Aaron. 2005. Talmud nedir? Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş. İstanbul.
Saner, Turgut. 1998. 19. Yüzyıl İstanbul Mimarlığında Oryantalizm. Pera Turizm ve Ticaret A.Ş. İstanbul.
Sevilla-Sharon, Moshe. 1982. Türkiye Yahudileri, Tarihsel Bakış. Kudüs İbrani Üniversitesi. Jerusalem.
Şarhon, Karen Gerson. 2003. Judeo-Espanyol Dil ve Kültürü. TÜSİAD, Türk Sanayicileri ve İşadamları
Derneği, Görüş Dergisi. Türkiye Yahudileri, 500 Yıllık Geçmiş. ss. 24-25. Eylül-Ekim. Özel Sayı: 56.
Şeni, Nora. 2008. Seni Unutursam İstanbul. Kitap Yayınevi. İstanbul.
Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı. 1994/1995. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Kültür
Bakanlığı ve Tarih Vakfı ortak yayını. İstanbul.
Tradigo, Alfredo. 2006. Icons and Saints of the Eastern Orthodox Church. The J. Paul Getty Museum. Los
Angeles.
TÜSİAD, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği, 2003. Görüş Dergisi. Türkiye Yahudileri, 500 Yıllık
Geçmiş. Eylül-Ekim. Özel Sayı: 56.
Yaron, Yosef. (Compiled by). 2003. An Introduction to Karaite Judaism: History, Theology, Practice, and
Custom. Al-Qirqisani