PAVLUS HAKKINDA ON SORU ON CEVAP
Ronald D. WITHERUP∗
Çev.: Süleyman TURAN∗∗
Kültürel açıdan oldukça zengin bir yapıya sahip olan bir coğrafyada
doğup, büyüyen ve dinsel ve kültürel yönden farklılığa sahip
insanlarla temas kuran Pavlus, başlangıçta İsa Mesih taraftarlarına
karşı tehdit soluyan biri iken, MS 34 yılında Şam yolunda geçirdiği
vizyon sonrasında kendisinin, İsa Mesih tarafından “Gentilelere elçi”
olarak görevlendirildiğine kani olmuştur. Vizyonu sonrası yaptığı üç
büyük misyon yolculuğu, bu yolculuklarındaki misyon faaliyetleri ve
sahip olduğu teolojisiyle Pavlus, Yahudiliğin bir mezhebi olarak görü-
len hareketi (Hıristiyanlık) bir dünya dini haline getirmiştir. Bugün
Hıristiyanlıkta mevcut olan, çarmıh ve yeniden dirilme inancı, vaftiz,
imanla aklanma, orijinal günah ve bir kurban aracılığıyla kurtuluş,
ümit, iman ve sevgi değerleri, lütuf doktrini, evlilik, Mesih’in bedeni
olarak kilise, Kutsal Ruh ve Ruh’un armağanları, Mesih’in ikinci geli-
şi ve son yargı gibi önemli teolojik hususları Hıristiyanlık Pavlus’a
borçludur.
Hıristiyanlık için bu denli öneme sahip olan Pavlus ve onun ilk
dönem kiliselere yazdığı mektuplar1 üzerine çok sayıda eser kaleme
alınmıştır. Bunlardan biri de Ronald D. Witherup’un, 101 Questions
& Answers on Paul isimli eseridir. Prof. Witherup eserinde, Pavlus’la
ilgili önemli olduğunu düşündüğü 101 soruya cevap vermeye çalış-
mıştır. Biz bu makalede zikredilen kitaptan kendimizce daha önemli
olduğunu düşündüğümüz on soruyu seçerek çevirmeyi uygun gördük.
[ç.n.]
∗
Kitabı Mukaddes profesörü ve California’daki St Patrick Teoloji Fakültesinin eski
dekanı.
Not: Bu çeviri, Prof. Witherup’un 101 Questions & Answers on Paul (Paulist
Press, Newyork 2003) isimli kitabından derlenerek hazırlanmıştır. ∗∗ Arş Gör., KTÜ Rize İlahiyat Fakültesi
suleyman_turan@hotmail.com 1 Yeni Ahit külliyatı içerisinde yer alan 13 mektup Pavlus’a atfedilmektedir. Uzmanlar
bu mektuplardan 7 tanesinin Pavlus’a aidiyetini kabul etmekte, diğer 6 mektubun
ise ona atfedildiğini ifade etmektedir.
Yazarı belli olmayan İbranilere mektupta ona atfedilmektedir.
Yazarı belli olmayan İbranilere mektupta ona atfedilmektedir.
1. Pavlus Hıristiyanlık için niçin bu kadar önemlidir?
Pavlus, hem tarihi hem de teolojik sebeplerden dolayı Hıristiyanlık
için çok önemlidir. O, Hıristiyan inancının Yeni Ahit’teki en erken
şahidi olduğu için tarihsel açıdan apaçık bir önem taşır. Örneğin;
İsa’nın yeniden dirilişinin2 ve son akşam yemeğinin3 en erken hikâ-
yeleri Pavlus’un mektuplarında geçmektedir. Korint’teki gibi kiliselerine
yazılan mektuplar aynı zamanda böyle inanç cemaatlerinin nasıl
organize edildiği ve nasıl fonksiyon gördüğü hakkındaki en erken delillerin
bir kısmını sağlamaktadır. En azından uzmanlar yeni kanıtlar
ortaya koyuncaya kadar böyledir. Buna ilaveten, Pavlus’un mektuplarının
tabiatı, ilk dönem Hıristiyan edebi türleri hakkında çalışmak
için iyi bir kaynak sağlamaktadır. İletişim, eğitim, ıslah vb amaçlar
için mektupların kullanımı, zamanımızdan uzak olan bu insanların
sıradan hayatları için bize bir bakış açısı sağlar. Ayrıca, Pavlus’un
mektupları retoriğin tarihi formları hakkında çalışmak için de önemli
bir kaynak olarak varlığını sürdürür.
Fakat Pavlus, sadece bu tarihsel sebeplerden dolayı değil, başka
sebepler nedeniyle de önemlidir. O, kaydedilmiş ilk Hıristiyan “teologdur”.
“Teolog” kelimesini tırnak içerisinde kullandığıma dikkat edilmesi
gerekir. Pavlus, teolojisinde sistematik değildir. O elbette, bü-
tünüyle mantığa uygun teolojik bir sistem kurmaya çalışmamıştır.
Yine de onun mektupları, Hıristiyan inancı için temel unsurları ortaya
koyar. Öyle ki hiçbir teolojik sistem onu görmemezlikten gelemez.
Pavlus’un Hıristiyanlık için önemli olarak kaldığı bir diğer teolojik
sebep, tefsir tarihidir. Pavlus’un etkisi çok büyüktür. O, John
Chrysostom (ö. 430), Agustine (ö. 430), Thedore of Mopsuestia ve
Jerome (ö. 420) gibi kilise babalarını çok fazla etkilemiştir. Daha
sonraki Hıristiyan düşünürler de Pavlus’un mirasından faydalanmış-
tır. Pavlus, Martin Luther (ö. 1546), Charles Wesley (ö. 1788) ve Karl
Barth (ö. 1968) gibi önemli düşünürler üzerinde büyük etki yapmış-
tır. Yapılan yorumlar bazen çarpıtılsa ya da abartılsa da Protestan
reformasyonu genel olarak Pavlus’un düşüncesine dayanmaktaydı.
Çağlar boyunca pek çok Kitabı Mukaddes uzmanı Pavlus’un mektupları
üzerine uzun tefsirler yazmışlardır. Bütün bunlar Hıristiyan dü-
şüncesinde Pavlus’un uzun zamandır devam eden etkisini anlamamıza
katkı sağlayabilir.
Belki de Pavlus’un önemini kabul etmek için en belirgin sebep,
Yeni Ahit’in kendisinin şahitliğidir. Ona atfedilen mektuplardan en
azından bazısının, kendisinden sonra, hayranları, yardımcıları ya da
2 I. Korintliler 15:1-11.
3 I. Korintliler 11:23-26.
şakirtleri tarafından ortaya koyulması ihtimali, Pavlus’un mirasının
ilk dönem kilise için bile önemli olduğunu gösterir. En azından bazı
ikinci derece kanonik olan Pavlusçu mektupların mevcudiyeti, Hıristiyan
inancına onun devam eden katkılarını korumak için çabalayan
takipçilerinin olduğunu gösterir. Onlar, fikirlerinin kilise hayatında
muhtemelen Pavlus’un tahmin ettiğinden daha evrensel bir etki için
potansiyele sahip olduğunun farkına varmışlardır. İlk Hıristiyanlar --
mektupları aracılıyla ifade edilen-- Pavlus’un vizyonunun, onun hizmet
ettiği cemaatlerin ötesinde başarıya ulaştığını kabul etmişlerdir.
Onun mektuplarının Yeni Ahit kanonik koleksiyonunun en erken
yazıları olduğu olgusu, bu düşünceye güven sağlamaktadır.
Pavlus’un mektupları, onun zamanında bile, kendi zamanının yanı
sıra, gelecekteki toplumların hayatını şekillendirebilen geniş bir uygulama
alanına sahip olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Pavlus’un mektuplarının
estetik bir değeri vardır. Onlar genellikle şiirsel ve ilham
vericidir. Bu da onlar üzerinde enine boyuna düşünülmesini gerekli
kılmaktadır.
2. Şam yolunda gerçekleşen Pavlus’un vizyonunda aslında
ne oldu?
Pavlus’un kendisi Şam yolunda yaşadığı vizyonda olup biteni detaylıca
tasvir eden hiçbir yazılı kayıt bırakmamıştır. Hıristiyanlar,
geleneksel olarak, Pavlus’un vizyonunu dünyadaki din değiştirmelerin
ilklerinden (archetypical) biri olarak gördüğü için bu şaşırtıcı gö-
zükebilir. Tarih boyunca sanatçılar atından düşen ve parlak bir ışık
tarafından körleştirilen Pavlus’un muhteşem resimlerini yapmışlardır.
Yapılmış olan böyle resimlerin etkisiyle birlikte Pavlus’un kendisi
bu tür bir bilgi ortaya koymamıştır. Bu soruya cevap vermek için
Şam yolunda ne olduğuna işaret eden Pavlus ile Elçilerin İşleri’nin
anlattıkları arasındaki farklılığa bakmamız gerekir.
Pavlus’un Şam’a atıfta bulunduğu sadece iki pasaj onun ihtida
tecrübesine deyinmemektedir. İlki, Arabistan’da bir müddet kaldıktan
sonra Şam’a geri dönüşünden bahseder.4 İkinci pasaj ise,
Pavlus’un bir küfe içinde, surdaki bir pencereden sarkıtılmak suretiyle
düşmanlarından kaçışının hikâyesini anlatır.5 Bu pasajların ikisi
de Pavlus’un vizyon sonrası hayatıyla ilgilidir ve fazla bilgi vermemektedir.
Pavlus, yaşadığı vizyon tecrübesini bir “vahiy”6 ya da göğe yükselen
Rabbin “gözükmesi”7 şeklinde isimlendirir. Bu iki ifade
Pavlus’un yaşadığı tecrübeyi açıklayacak kadar açıktır. O’nun, ne
4 Galatyalılar 1:17. 5 II. Korintliler 11:32-33; Elçilerin İşleri 9:23-25. 6 Galatyalılar 2:2. 7 I. Korintliler 9:1, 15:8.
yaşadığı olayı tasvir etmek için Şam’a atıfta bulunmaması
,(Galatyalılar 1:17’de zikredilmesine rağmen) ne de olayın kesin olarak
olduğu yeri ve zamanını verecek detayları zikretmemesi dikkat
çekicidir. Vahiy (apocalypsis) ve görünüş (ophthe) için Grekçe kelimeler
de sorumuzun araştırdığı tarihsel veriyi bize sağlamamaktadır.
Her ikisi de Pavlus ile insan algısının ötesinde bir tarzda, şahsi temas
kuran göğe yükselen İsa Mesih duygusu taşır. Korintlilere birinci
mektubunda Pavlus, göğe yükselen İsa Mesih’in diğer takipçilerinden
daha az çağrı almadığı hususunda ısrar eder. 8 Diğer bir ifadeyle
Pavlus’un kendi hikâyesi onun vizyonu hakkında daha kesin, tarihsel
bilgi sağlamaz. Ancak, Tanrının, oğlunu ona ifşa ettiğini ve bunun
Pavlus için önemli olan husus olduğunu öne sürer.
Elçilerin İşleri ise farklı bir portre çizer. Elçilerin İşleri 9:1-19’da
geçen ve Şam yolunda Pavlus’a ne olduğunu anlatan hikayeyi 9 herkes
bilir. Hikâye ufak tefek farklı detaylarla ve vurgularla birlikte El-
çilerin İşleri’nde üç kez10 anlatılmasına rağmen, hikâyenin ana hatları
açık ve birbirine yakındır.
Pavlus, Kudüs’teki Yahudi otoritelerinden aldığı izinle İsa’nın takipçilerini
yakalayıp geri getirmek için çıktığı Şam yolundaydı. Parlak
bir ışık sebebiyle kör oldu, yere düştü ve “Saul, Saul bana neden
8 I. Korintliler 15:3-11.
9 Saul ise Rab'bin öğrencilerine karşı hâlâ tehdit ve ölüm soluyordu. Baş kâhine gitti,
Şam'daki havralara verilmek üzere mektuplar yazmasını istedi. Orada İsa'nın yolunda
yürüyen kadın erkek, kimi bulsa tutuklayıp Kudüs'e getirmek niyetindeydi.
Yol alıp Şam'a yaklaştığı sırada, birdenbire gökten gelen bir ışık çevresini aydınlattı.
Yere yıkılan Saul, bir sesin kendisine, «Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?»
dediğini işitti. Saul, «Ey efendim, sen kimsin?» dedi. «Ben, senin zulmettiğin İsa'yım»
diye cevap geldi. «Haydi kalk ve kente gir, ne yapman gerektiği sana bildirilecek.»
Saul'la birlikte yolculuk eden adamların dilleri tutuldu, oldukları yerde kalakaldı-
lar. Sesi duydularsa da, kimseyi göremediler. Saul yerden kalktı, ama gözlerini aç-
tığında hiçbir şey göremiyordu. Sonra kendisini elinden tutup Şam'a götürdüler. Üç
gün boyunca gözleri görmeyen Saul hiçbir şey yiyip içmedi. Şam'da Hananya adında
bir İsa öğrencisi vardı. Bir görümde Rab ona, «Hananya!» diye seslendi.«Buradayım,
Rab» dedi Hananya. Rab ona, «Kalk» dedi, «Doğru Sokak denilen sokağa
git ve Yahuda'nın evinde Saul adında Tarsuslu birini ara. Şu anda orada dua
ediyor. Görümünde yanına Hananya adlı birinin geldiğini ve gözlerini açmak için ellerini
kendisinin üzerine koyduğunu görmüştür.» Hananya şöyle karşılık verdi:
«Rab, birçoklarının bu adam hakkında neler anlattıklarını duydum. Kudüs'te senin
kutsallarına nice kötülük yapmış! Burada da senin adını anan herkesi tutuklamak
için baş kâhinlerden yetki almıştır.» Rab ona, «Git!» dedi. «Bu adam, benim adımı
diğer uluslara, krallara ve İsrail oğullarına duyurmak üzere seçilmiş bir aracımdır.
Benim adım uğruna ne kadar sıkıntı çekmesi gerekeceğini ona göstereceğim.» Bunun
üzerine Hananya gitti, eve girdi ve ellerini Saul'un üzerine koydu. «Saul kardeş»
dedi, «sen buraya gelirken yolda sana görünen Rab, yani İsa, gözlerin açılsın ve
Kutsal Ruh'la dolasın diye beni yolladı.» Hemen o anda Saul'un gözlerinden perde
gibi bir şeyler düştü. Yeniden görmeye başlayan Saul kalktı, vaftiz oldu, sonra yemek
yiyip kuvvet buldu (ç. n.). 10 Elçilerin İşleri 9:1–19, 22:6–16, 26:12–18.
zulmediyorsun?” diye bir ses duydu.11 Ses kendisini şu seslerle tanı-
tır: “Ben zulmettiğin İsa’yım.” Daha sonra Pavlus körlüğünün giderilmesi
ve vaftiz edilmek için Hananya isimli bir İsa inananına gitmesi
için yönlendirilir.
Elçilerin İşleri’nde anlatılan hikâyede önemli sembolik unsurlar
bulunmaktadır. Körlük ile görme, karanlık ile aydınlık ve Gentilelere
elçi olan Pavlus’a verilen farklı öğretiler grubunun anlamı. Bütün
bunlar Elçilerin İşleri’nin yazarı için sembolik değere sahiptir.
Pavlus’un vizyonunun üç kez tekerrürü bile Elçilerin İşleri’nin baş-
tanbaşa planında onun önemini göstermektedir. Bu sebepten dolayı,
bazı uzmanların haklı olarak Pavlus’un tecrübesi için “din değiştirmeden”
daha ziyade “çağrı” ya da “görevlendirme” kavramlarını kullanması
daha iyi bir isimlendirmedir. Onlar diğer peygamberî çağrı
hikâyeleriyle benzerliklere işaret ederler.12 Uygunsuz olduğunu kabul
etmeme rağmen Pavlus’un dramatik bir şekilde biçimini değiştirmiş
hayatı için “ihtida/çağrı” şeklinde ikili ifade tarzını kullanacağım.
Sonuç olarak, Pavlus’un vizyonunun gerçek detaylarını bilmedi-
ğimizi kabul etmemiz gerekir. Pavlus’un kendisi bize bu detaylar
sağlamaz. Elçilerin İşleri tarihsel gerçekleri gölgeleyen teolojik endi-
şelere sahip olabilir. Yine de Elçilerin İşleri’nde kendine has bir şekilde
sunulan hiçbir şey vizyonu hakkında Pavlus’un kendi söyledikleriyle
çatışmaz. Pavlus’un vizyonunun/çağrısının, radikal bir şekilde
din değiştirme olmadığını kabul etmek daha önemlidir. İsa’yı Mesih
olarak kabul eden biri de olsa Pavlus bir Yahudi olarak doğdu, yaşadı
ve öldü. Onun Şam vizyonu, Yahudilikten Hıristiyanlığa bir geçiş
değildi. Aksine, Mesih olarak kabul ettiği göğe yükselen Rab İsa tarafından
bir görevlendirmeydi.
3. Elçilerin İşleri Pavlus’un ölümü hakkında niçin bilgi vermemektedir?
Kitabı Mukaddes’e ait bir kitap bir parça da olsa niçin kesin bilgi
zikretmemektedir? şeklinde spekülasyonlar tehlikelerle doludur. Olaydan
önce yazıldığı için, bir kimse, Elçilerin İşleri’nin Pavlus’un ö-
lümü hakkında bir şey anlatmadığını söyleyebilirdi. Çok sayıda uzman
Elçilerin İşleri’nin, Pavlus’un ölümünden yirmi yıl sonra yazıldı-
ğını kabul ettiği için bu cevap kabul edilemez. Basitçe söyleyecek olursak,
Elçilerin İşleri’nin yazarının Pavlus’un ölümünün farkında
olmaması diğer bir sebep olabilirdi. Bu açıklama da imkân dâhilinde
gözükmemektedir. Çünkü Elçilerin İşleri Pavlus’a öyle bir ilgi duymaktadır
ki, yazarının Pavlus’un hikâyesini sonuna kadar takip etmemiş
olacağını düşünmek imkansızdır. Elbette, Pavlus’un asla öl-
11 Elçilerin İşleri 9:4, 22:7, 26:14. 12 Örneğin bkz. I. Samuel 3:10.
dürülmediğini iddia etmek mümkündür ancak onun öldürüldüğüne
yönelik gelenek hakkında kuşku duymak için de sebep yoktur. Konuyla
ilgili bilgi yokluğu için daha olası bir açıklama yazarın, zihninde
bazı teolojik amaçlara sahip olduğudur. Bu ne olabilir?
Elçilerin İşleri’nin sonunu bir an için ele alalım. Elçilerin İşleri
28:23-31 Pavlus’un hapiste ya da daha doğrusu bir tür tevkif evinde
olduğunu ifade etmektedir. Onun vaazını bazı insanların kabul etmesi,
bazısının da reddetmesi karşısında Pavlus, İşaya’dan13 Yahudi
dinleyicilerine, seçilmiş halkın gerçeği görmeyi veya onlara duyurdu-
ğu şeyi dinlemeyi reddettiğini gösteren sert bir pasajı alıntı yapar.
Pavlus, “şunu bilin ki Tanrı’nın sağladığı bu kurtuluşun haberi öteki
uluslara gönderilmiştir. Ve onlar buna kulak vereceklerdir.”14 ifadesiyle
sözlerini tamamlar. Pavlus’un son sözleri, onun birinci çağrısını
teyit eder. Göğe yükselen İsa Mesih göstermiştir ki Pavlus “ benim
adımı öteki uluslara, krallara ve İsrail oğullarına duyurmak üzere
seçilmiş bir aracıdır. Benim adım uğruna ne kadar sıkıntı çekmesi
gerekeceğini ona göstereceğim.”15 Elçilerin İşleri, Tanrı’nın sözünü
hiçbir engelle karşılaşmadan ve tam bir cesaretle duyurduğuna dair
Pavlus’un görevinin özetlenmesiyle sona erer.
Elçilerin İşleri’nin bu
tarz sona ermesinin Hıristiyan okuyuculara daha fazla ümit vermek
amacıyla olabileceğini iddia ediyorum. O, Pavlus’un öldürülmesine
değil de, her türlü zorluğa rağmen Tanrı’nın sözünü korkusuzca duyurmanın
gerekliliğine dikkati çekmektedir. Aynı zamanda,
Gentilelerin nasıl da müjdeyi dinlediklerini ve eninde sonunda yeni
inanç topluluğuna şekil verdiklerini özetler.
4. On iki havariden biri olmadığı halde Pavlus niçin havari
diye isimlendirilmektedir?
Pavlus’un, kendisini bir “havari” olarak isimlendirdiğine dikkat
edilmesi gerekir. O, İsa’nın hayatta olduğu dönemde Nasıralı İsa ile
şahsi temas kurmamıştır. Yine o, İsa’nın on iki havarisinden biri de
değildi. Sorumuzun kısaca cevabı şudur: Göğe yükselen İsa Pavlus’a
görünmüş ve onu “havari” (Elçi) diye isimlendirmiştir.
Soruya daha
uzun cevap vermek için Yeni Ahit sözlüğüne biraz bakalım.
Yeni Ahit’te “havari/elçi” [apostle] (Grekçe apostolos) kelimesi ve
“çömez/şakirt” [disciple] (Grekçe mathetes) kelimesi ara sıra birbiriyle
değiştirilmiş olarak kullanılmış olabilir. Matta, resmi olarak onları
listelediğinde İsa’nın on iki yakın takipçisini “havari” (apostle) diye
13 İşaya 6:9-10. 14 Elçilerin İşleri 28:28. 15 Elçilerin İşleri 9:15-16. 16 Elçilerin İşleri 28:31. 17 I. Korintliler 1:1; Galatyalılar 1:1.
isimlendirir.
Fakat İncillerin geri kalanı boyunca onlar “şakirtler”
(disciple) diye isimlendirilirler. Bununla beraber, Luka ve Elçilerin
İşleri’nde “havari/elçi” ve “Şakirt” etiketleri arasında bir ayrım mevcuttur.
Luka’ya göre“havari” (apostle) kelimesi sadece on iki havariye
aittir. On iki havarinin sembolik takdimi o kadar önemlidir ki Elçilerin
İşleri hain Yahuda’nın yerini alacak kişinin seçilmesini anlatır.
Pavlus’un, Barnaba ile birlikte bir havari/elçi olarak isimlendirildiği
Elçilerin İşleri 14:14 bir istisnadır. Yoksa Luka kelimeyi on iki havariyle
sınırlandırmaktadır.20
Pavlus’un mektuplarında “şakirt” (disciple) kelimesinin asla kullanmaması
ilginçtir. O, sadece “havari/elçi” ifadesini kullanır.
Pavlus, kavramı İsa’nın ilk takipçileri arasındaki diğer anahtar figürlerin
yanı sıra kendisi için de kullanır. Pavlus, “Havari/elçi” kelimesini
pek çok kez kullanır. Ancak sadece bir kez bir grup olarak on iki
havariyi zikreder.
Pavlus, bu terimi dünyayı evenjelizasyon için İsa
Mesih’in hem çağırdığı hem de bir misyonla gönderdiği her hangi bir
kimseyi ifade etmek için kullanır. Kuşkusuz Pavlus, havarileri/elçileri
Hıristiyan cemaati içerisinde önemli bir konumda görmektedir.
O havarileri İsa Mesih’e inananlar listesinde ilk sıraya yerleştirir.
Pavlus, kendisinden önce gelen önemli elçilerin rollerini kabul
eder ve onları şereflendirir. O sık sık özellikle de otoritesine vurgu
yaptığı belirli konteksler içerisinde bir elçi olarak kendisine atıfta bulunur.
Dahası, Pavlus, terimi özür dileyerek veya bazen de istihza
ile kullanabilir. Petrus’u ve Rabbin kardeşi Yakup’u görmek için Kudüs’e
ilk kısa ziyaretini tasvir ettiğinde, o başka hiçbir elçiyle görüş-
mediğine işaret eder. O, “Gentilelere bir elçi” olarak kendisini “sünnetlilere
(Yahudilere) bir elçi” olan Petrus’la mukayese eder.
Kendisi
ile diğer elçiler arasında küçültücü bir karşılaştırmada, Pavlus, aşa-
ğılanmış hissettiğinde ”Bu sözüm ona üstün elçilerden hiçte aşağı
olduğumu sanmıyorum.” diye haykırabildi.25
Özetleyecek olursak, Pavlus kendisini bir elçi olarak isimlendirmekten
gurur duymaktadır. Çünkü o, İsa Mesih’in onu asıl havarilerden
daha düşük görmeyerek böyle isimlendirmiş olduğuna kesin
bir şekilde inanmaktadır. O, onlardan daha az olmayan, mucizevî
18 Matta 10:2.
19 Elçilerin İşleri 1:21-26. 20 Luka İncil’i ve Elçilerin İşleri’nde kelimenin tekil halinin kullanılmaması dikkate
değerdir. Bu Luka on iki havariyi sembolik olarak İsrail’in on iki kabilesini temsil
eden İsa’nın yapılanması olarak gördüğü için böyle olabilir. 21 I. Korintliler 15:5.
22 I. Korintliler 12:28.
23 Romalılar 1:1; II. Korintliler 1:1; Galatyalılar 1:1. 24 Galatyalılar 2:8. 25 II. Korintliler 11:5, 12:11.
eylemler yapmıştır.26 Pastoral bir perspektiften, bu, kendi sahip olduğumuz
konumumuz için önemli değil midir? Pavlus’un elçilikle
alakalı konumu şu anlama gelir: Biz asıl havarilerden az olmayacak
şekilde kilisenin havarisel misyonunu paylaşabiliriz.
5. Pavlus niçin mektuplar yazdı da bir İncil yazmadı?
İlk önce sorunun ikinci kısmını ele alalım. Hiç kimse Pavlus’un
niçin bir İncil yazmadığını bilmemektedir. Yeni Ahit’te yer alan dört
İncil’in, Pavlus’un ölümünden üç ile otuz beş yıl sonra yazıldığı unutulmamalıdır.
Aşağıdaki tablo Yeni Ahit’teki metinlerin yazılış tarihleriyle
ilgili bir düşünce vermektedir.
Yazılış Tarihi (MS) Yeni Ahit Metni
51–63/6427 Pavlus’un Mektupları
66–70 Markos İncili
80–90 Matta İncili - Luka İncili
90–100 Yuhanna İncili
100–110 Son Yeni Ahit Metinleri (Örneğin; II. Petrus)
İncillerin hiç biri Pavlusçu bir kilisede ortaya çıkmamıştır. Tarih
saptamak için yapılan en iyi araştırmaya göre, İnciller Hıristiyanlıktan
önce mevcut değildi. Antik Yahudi ya da Greko-Romen dünyada
var olan hiçbir yazın türü, kanonik İncillere tam olarak uymaz. İnciller,
açıkça ifade edecek olursak, Nasıralı İsa’nın hayatı, vazifesi, ölü-
mü ve yeniden dirilişi üzerinde odaklanır. Pavlus böyle bir hikâye
sunmaya ve tarihsel İsa anlayışına çok az ilgi gösterir. Pavlus, ölümü
ve yeniden dirilmesinin dışında Nasıralı İsa’nın hikâyesi hakkında
çok az şey söyler. Bunun yerine o mektuplar yazmıştır.
Niçin bir kimse mektup yazar? Mektup bir iletişim vasıtasıdır.
Pavlus, İsa’ya inanan insanlardan oluşan cemaatleri tesis ederek ve
bu cemaatlerin üyeleri arasında bağlantılar kurarak Akdeniz dünyası
boyunca seyahat etmiştir. Pavlus kendi elçiliğini daima yeni bir kasabaya
ya da bölgeye gitmesini gerektirecek seyyah birinin elçiliği
şeklinde gördüğü için arkasında bıraktığı cemaatlerle ilişkiyi sürdürmenin
bir yoluna sahip olmaya ihtiyacı vardı. Mektuplar ona bu
imkânı sağlamıştır. Aslında mektuplar onun havarisel vazifesinin bir
devamı ve uzaması olarak göz önünde bulundurulabilir.
II. Korintliler 12:12; Elçilerin İşleri 19:11-12. 27 Bu tabloda ilk yazılan mektubun tarihi MS 51 olarak ifade edilmiştir. Bu husus
uzmanlar arasında tartışmalıdır. Bazısı ilk yazılan mektubun MS 49 yılında yazılan
Galatyalılara mektup olduğunu söylerken diğer bir grup ilk yazılan mektubun Selaniklilere
yazılan birinci mektup olduğunu ifade etmektedir. Konuyla ilgili daha
fazla bilgi için Bkz. David Brown, The Christian Scriptures, London 1968, 23-24;
Sebastian Bullough, Saint Paul and His Apostolic Writings, London 1950, 51;
Şinasi Gündüz, Pavlus: Hıristiyanlığın Mimarı, Ankara 2001, 25-27; Süleyman
Turan, Pavlus’un Misyon Anlayışı, (KTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din
Bilimleri Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi) Trabzon 2004, 46-47.
Pavlus’un zamanında mektup yazmak, iyi yerleşmiş bir sanattı.
İnsanlar aile üyelerine, arkadaşlarına, hısımlarına, iş ortaklarına vb.
gönderilmek üzere düzenli olarak mektuplar yazdırırdı. Tarihi bir
kaynak Greko-Romen dünyada en azından yirmi bir farklı mektup
biçiminin bilindiğini ortaya koymuştur. Phalerumlu Demetrius (MÖ
355–280), mektupların retorik formlarını arkadaşça, tavsiye verici,
öğüt verici, özür dileyici, teşekkür edici, uyarıcı vb şekillerde kategorize
etmiştir. Sanırım Pavlus oluşturduğu cemaatlerle ve işbirlikçileriyle
teması sürdürmek, tashihte bulunmak, tavsiye ve öğütlerde bulunmak
için mektuplar yazmıştır. Bazen de o kendisini bir cemaate
tanıtmak için mektuplar yazmıştır. Romalılara mektup gibi.
Yeni Ahit’in yirmi yedi kitabının yirmi birinin mektup formunda
olması ilgi çekicidir. İlaveten, formu mektup olmamasına rağmen,
Vahiy kitabı da mektuplar içermektedir.28 Hıristiyan kutsal kitaplarında
mektup diğer edebi türlerden daha hâkim bir konumdadır.
Pavlus, mektubu Hıristiyan anlayışına tanıtan bir kimsedir. Çünkü
onun mektupları Yeni Ahit içerisinde yazılan en eski materyallerdir.
Eski Ahit bazen mektuplara atıfta bulunmakla birlikte
Eski Ahit’in
hiçbir kitabının mektup formunda olmayışı oldukça önemlidir. Benim
görüşüm şudur ki; mektup yazmak, ilk kilise içerisinde kuşkusuz
önemli bir iletişim biçimidir. Pavlus da bunun en iyi örneğidir.
6. Pavlus’a göre Lütuf nedir?
Lütuf, (Grekçe charis), kesin tanımının yapılmasına meydan okuyan
gizemli terimlerden biridir. Kavram, Pavlus’un mektuplarında
yoğun bir şekilde bulunmaktadır. Kelime, Pavlus’a atfedilen on üç
mektupta yaklaşık 100 kez geçmektedir. Romalılara mektup yirmi üç
kez ile kavramın en çok geçtiği mektuptur. Onun önemli bir teolojik
kavram olduğu noktasında çok az şüphe olabilir. Bununla beraber,
kavram çeşitli şekillerde kullanılmıştır.
Kavramın en yaygın kullanımı her bir mektubun selamlama ve
sonuç kısmında geçtiği şekliyledir. İfade sıklıkla dua dolu bir arzudur.
“Babamız Tanrıdan lütuf ve esenlik sizinle olsun…..” ya da
“Rabbimiz İsa Mesih’in lütfu sizinle olsun...”30 Kavram bir arzu ifade
eder. Şöyle ki Tanrı’nın (ve/veya Mesih’in) gücü, kutsaması ve cö-
mertliği Pavlus’un mektuplarının okuyucuları/işiticilerinin üzerine
olsun. Aslında onun temel fikri Tanrı’nın insanoğluna yönelik cömert
olduğudur. Lütuf, Tanrı’nın ve ayrıca onun oğlu İsa Mesih’in bir vasfıdır.
Tanrı’nın insanlara ihsanda bulunduğu bir “gücüdür”. Lütuf,
28 Vahiy 1:4-3:22.
29 II. Samuel 11:14-15; II. Krallar 5:5-7; Ezra 4:7-18.
30 I. Korintliler 1:3; II. Korintliler 1:2; Romalılar 1:7; Filipililer 4:23.
bir kimsenin hayatını değiştirme gücüne sahiptir.
Kavram Tanrı’nın
insanlara yönelik cömertlik ve sadakatini de içine alır. Lütuf aslında
Tanrı’nın insanlığa yönelik iyiliğidir. Lütuf Tanrı’dan gelir aynı zamanda
bizi Tanrı’ya daha da yaklaştırır. Yeryüzünde Tanrı’nın yaşamına
bir iştiraktir. Lütuf insanoğlunun Tanrı’nın iradesine daha
yakinen uymasına olanak sağlayan “gizli bir enerji” gibidir.
Katoliklere göre lütuf, ölçülebilen ve ayrılabilen bir şey iken
Pavlus açısından, Tanrı’nın kurtarış armağanını dünyayla daha geniş
bir şekilde irtibatlandıran bir özelliktir. Lütuf, kurtuluş ve aklanmaya
imkân verir.32 Tanrı’dan karşılıksız bir armağandır33 ve böylelikle
kilisenin üyeleri üzerine ihsan edilen Kutsal Ruh’un çeşitli “arma-
ğanlarıyla” (charismata, aynı Grekçe köktendir.) bağlantılıdır.34 Lütuf
bir dereceye kadar yasanın işlerine35 ve günaha36 karşıdır. Ancak o,
aynı zamanda bir kimsenin uzaklaşabildiği bir şeydir.37 Çünkü
Pavlus’un kendisi bir elçi olarak çağrısının, Tanrı’nın lütfuyle oldu-
ğunu öne sürer.38 Ancak o, lütfun yalnız kendisiyle sınırlandırılan bir
şey olduğunu düşünmez. Aksine onun oluşturduğu cemaatleri bu
lütfu paylaşmaktadır.39
Kısaca ifade etmek gerekirse, lütuf ele alınması zor olan, ilahi
bir kavram olmasına rağmen, çok sık karşılaşılan bir realitedir. Öyle
ki Pavlus onun dünyada ve özellikle İsa Mesih’i takip edenlerin ya-
şamlarında söz konusu olduğuna inanmaktadır. Bu durumda lütuf,
hem muayyendir hem de bizim istemekte ya da diğerlerinin üzerinde
olmasını arzulamada tereddüt etmeyeceğimiz bir şeydir.
7. Pavlus için çarmıh niçin çok önemlidir?
Bir kavramın önemi rakamsal olarak kaç kez zikredildiğine bakılmak
suretiyle göz ününde bulundurulacaksa, Pavlus’taki diğer
kavramlarla mukayese edildiğinde, “çarmıh”, görünüşe göre daha az
önemli olacaktı. Kavram, Pavlus’un yazdığı kesin kabul edilen mektuplarında
sadece altı kez yer almaktadır ve --önemli mektubu-- Romalılara
mektupta ise yoktur. Fakat çarmıha gerilmiş Mesih fikri
Pavlus için büyük öneme sahiptir. Bir uzman, çarmıhı ve onun taşı-
31 Bkz. II. Korintliler 12:9. Pavlus burada lütfu zayıf olmanın güçlülüğe dönüşmesiyle
ilgili görür. 32 Romalılar 3:24, 5:17. 33 Romalılar 5:15, 12:3, 15:15, I. Korintliler 1:4. 34 Romalılar 12:6. 35 Romalılar 6:15, 11:6. 36 Romalılar 5:20-21. 37 Galatyalılar 1:6, 5:4. 38 I. Korintliler 15:10; Galatyalılar 1:15, 2:9. 39 Filipililer 1:7.
dığı anlamları, Pavlus’un manevi yönünün özellikleri olarak ifade edebilir.40
Pavlus, görevinin “Yahudilerin yüzkarası, diğer ulusların da
saçmalık saydığı çarmıha gerilmiş, Mesih’i” duyurmak olduğunun
bilincindedir.41 Pavlus “çarmıha gerilmiş Mesih” hakkında konuşmak
için bir üstünlüğe sahipti.42 Çarmıh, Hıristiyan doktrinindeki en paradoksal
unsurdur. Katı seküler bir bakış açısından, çarmıh kesin
bir yenilgiyi gösterir. Fakat Hıristiyanlar için çarmıh, olabilecek en
büyük zaferi ifade etmektedir. Pavlus bu paradoksun oldukça farkındaydı:
“Çarmıhla ilgili bildiri mahvolanlar için saçmalık, ama kurtulmakta
olan bizler için Tanrı'nın gücüdür.”43 Bölücülükleri için
Korint cemaatiyle uğraştığında, Pavlus büyük endişesinin Mesih’in
çarmıh hadisesinin gerçek anlamını çalmak olmadığını maksatlı bir
şekilde onlara hatırlatır. O, insanlar onun bilgeliğiyle ikna olsun diye
etkili ve güzel konuşmak suretiyle vaaz etme endişesinde değildir.44
Ayrıca o, Müjde’nin mesajını kolay kabul edilir yapma hususunda da
endişe taşımaz. Çünkü aslında o, hem Yahudi hem Gentile için zor
bir mesajdır. Onun bildirebileceği en önemli mesaj Çarmıha gerilmiş
Mesih’tir.45
Pavlus, mühtedilerinin bazısının Mesih’in çarmıhı için zulüm
görmekten korktukları için önceki davranış biçimlerine geri döndüklerini
kabul eder.46 Onun cevabı güçlüdür ve çarmıha sadakatinin
büyüklüğünü gösterir: “Bana gelince, Rabbimiz İsa Mesih'in çarmı-
hından başka bir şeyle asla övünmem. O'nun çarmıhı aracılığıyla
dünya benim için ölüdür, ben de dünya için.”47 Pavlus, Mesih’in
çarmıhtaki manzarasından utanç duymaz. O, gerçeği saklayan veya
ondan uzak duran insanlara müsamaha etmez.48 Aslında, inananlar
yaratılıştan Rab ile birlikte çarmıha gerilmişlerdir.49 Pavlus, “Mesih’le
birlikte çarmıha gerilmiş olduğunu” gurur duyarak öne sürer.50
Pavlus için çarmıh çift yönlü bir mesaja sahiptir. Başlıca mesaj
İsa Mesih’in dünyanın kurtarıcısı olduğu kurban eylemi üzerinde odaklanmaktır.
O, hayat yeniden canlandırılsın diye ölümün acısını
40 Michael J. Gorman, Cruciformity: Paul’s Narrative Spirituality of the Cross,
Grand Rapids, Michigan, Eerdmans, 2001. 41 I. Korintliler 1:23.
42 I. Korintliler 2:2, 8:2; II. Korintliler 13:4; Galatyalılar 3:1. 43 I. Korintliler 1:18.
44 I. Korintliler 1:17.
45 I. Korintliler 2:2.
46 Galatyalılar 6:12. 47 Galatyalılar 6:14.(Revised Standart Version / RSV) 48 Galatyalılar 3:1, 5:11; Filipililer 2:8, 3:18. 49 Romalılar 6:6; Galatyalılar 5:24. 50 Galatyalılar 2:19, 6:14.
çekti. Çarmıhta küçük düşürücü bir ölüm olsa bile..51 Ancak Pavlus
için çarmıh, müjdenin mesajının kalbi olarak Tanrı’nın ve komşunun
mutlak özverisi ve kalpten sevgisini candan kucaklamak için İsa’nın
bütün havarilerinin çağrısını temsil eder. İsa’nın çarmıhta kurban
edilişi benzersizdir52 ve dönemin hâkim gücünün cahilliğinden yapılmıştır.53
Fakat Mesih’in takipçileri inancın yeniliğinde yaşayabilmek
için kendilerinin onunla birlikte çarmıha gerilmesine müsaade
ederler.54 Bir kimsenin inanç uğruna acı çekmesi ve kendini diğer
insanlar için feda etmesi İsa Mesih’in çarmıhını kucaklama eylemidir.
İronik açıdan çarmıha germe yeniden dirilme vasıtasıyla kanıtlanan
gerçek gücün bir eylemidir.55
Bu imaj Pavlusçu gelenekte de yaygındır. Bu gelenekte çarmıh,
barışın dünyaya kendisi aracılığıyla geldiği bir vasıta olarak kabul
edilmektedir.56 Çarmıh, Pavlus’un mesajının merkezinde yer alır.
Çünkü o, Tanrı’nın itaatkâr oğlunun benzeri olmayan eylemidir. Bu
eylem vasıtasıyla o, dünyaya kurtuluş getirmek için kendini feda etmiştir.
Bu yüzden Pavlus çarmıhı, cemaatlerinin önünde öncelikle
hem bir ümit imgesi hem de daha iyisini yapmaya çalışmak için çelişkili
bir işaret olarak kabul eder.
8. Niçin İsa “Yeni Adem”dir? Bu şekilde konuşan tek kişi
Pavlus mudur?
Bu, İsa Mesih’in önemiyle ilgili, Pavlus’un en yaratıcı fikirlerinden
biridir. Bildiğimiz kadarıyla Yeni Ahit’in başka hiçbir metni bu
fikri ortaya koymaz. Pavlus, Adem ve Mesih arasında mukayese
yapmış olan ilk Hıristiyan’dır. Pavlus’un Eski Ahit metinlerini yenilik
yapıcı bir tarzda nasıl da kullandığının mükemmel bir örneği olarak
hizmet eder.
Bu konuyu açık bir şekilde ele alan iki pasaj I. Korintliler ve
Romalılara mektupta bulunmaktadır.57 Pavlus’un kurtuluş tarihi algısında
Adem ve İsa Mesih arasında dramatik bir karşılaştırma yapı-
labilir. Çünkü Tanrı Mesih’te adeta yeni bir yaratılış gerçekleştirmektedir.58
Pavlus’un karşılaştırması şuna benzemekte-dir:
Adem
İlk erkek ve insanoğlu
51 Filipililer 2:8-11; II. Korintliler 13:4.
52 I. Korintliler 1:13.
53 I. Korintliler 2:8.
54 Galatyalılar 2:20. 55 I. Korintliler 1:17-18, 15:43; II. Korintliler 12:9.
56 II. Korintliler 5:17; Efesliler 2:16; Koloseliler 1:20.
57 I. Korintliler 15:22, 45–49; Romalılar 5:12-14. 58 Tekvin 2:7.
Maddi varlık
Dünyevi insanoğlu
Onun dünyevi imajına dayanırız
Dünyaya günah getirmiştir
İtaatsizdi
Dünyaya ölüm getirmiştir
Her şey ölecektir
İsa Mesih
Son Adem
Ruhsal varlık
Göksel insanoğlu
Onun göksel imajına dayanırız
Lütuf vasıtasıyla dünyaya kurtuluş getirmiştir
İtaatkârdı
Dünyaya yeniden hayat getirmiştir
Her şey yaşama kavuşacaktır
Bir kimse bu mukayeseden Pavlus’un dikkatli bir şekilde, Mesih’in
gelişinin teolojik imalarına işaret ettiğini çıkarabilir. O Adem’i,
Mesih’in bir türü (type) (Grekçe typos) olarak görür. Adem, ideal insanoğlunun
olması gereken prototiptir. Ancak o Tanrı’nın yasasını
ihlaliyle başarısızlığa uğradı. Bununla beraber, yeni Adem olarak
Mesih, Adem’in başarısız olduğu hususta başarılı olmuştur. Mesih’in
itaati bütünüyle Adem’in itaatsizliğine karşıt olarak durmaktadır. Bu
nedenle ölüm, Adem’den sonra yaratılan herkes için realite iken,
sonsuz hayat Mesih’in ardından yaratılan herkes için bir ihtimal olur.
Anlayışının taslağını çıkarmak için Pavlus’un tipolojiyi kullanması
dönemin standart bir uygulamasıydı. Dünyayı “tipler” (types)
gibi karşılaştırmalar aracılıyla ele almak kutsal kitap pasajlarını yeni
şartlara adapte etmek için önemli bir yoldu.
Pavlus’un imajı onun teolojisi üzerinde derin bir etkiye sahiptir.
O, Pavlus’un kurtuluş tarihi hakkındaki görüşünün arketip açıklamalarından
biridir. Tanrı, insanlık ailesini meydana getirmek için
Adem’de yaratıcı bir şekilde davranmış iken şimdi yeni bir inanç ailesi
yaşama getirmek için İsa Mesih’in şahsında yaratıcı bir şekilde
davranmaktadır. Bazı yorumcular bu düşüncenin çok meşhur oldu-
ğunu düşünmektedir. Öyle ki Adem’in hiç zikredilmediği Pavlus’un
mektuplarının bölümlerini bile etkilemektedir.
Bu düşüncenin açık bir şekilde kullanıldığı en iyi örnek
Filipililere mektuptaki59 meşhur Mesihçi ilahidir. Buradaki karşılaş-
tırma şu şekildedir.
Adem
Tanrı’nın suretinde (image)
Tanrı'ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saydı.
Kendini övdü.
Kendini efendi yaptı.
Kendini yükseltti.
Tanrı tarafından düşürüldü.
Mesih
Tanrı’nın yapısında (form)
Tanrı'ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı.
Yüceliğinden soyundu.
Kendini köle yaptı.
Kendini alçalttı.
Tanrı tarafından yükseltildi.
Pavlus’un, Filipililere mektuptaki bu ilahinin bu tarzda okunmasını
kastedip kastetmediği kesin değildir. Ancak ima edilen karşı-
laştırma, Pavlus’un Romalılar ve Korintlilere I. Mektubunda açıkça
bulunan Adem-Mesih karşıtlığına benzemektedir. Amaç şudur:
Pavlus, İsa Mesih’in gelişini geniş bir teolojik çatı içerisinde yaratıcı
bir tarzda yorumlamıştır. Yeni Adem olarak Mesih, dünya için kurtuluş
sağlayan büyük bir imajdır.
9. Pavlus özgürlükle neyi kastetmektedir?
Pavlus’un özgürlük anlayışı bizim çağdaş anlayışımızdan olduk-
ça farklıdır. Modern Amerikan toplumu özgürlüğü, geniş bir tarzda,
istediğimiz her şeyi, istediğimiz zamanda ve istediğimiz biçimde yapma
kabiliyeti olarak görme eğilimindedir. Hiç sınır ve kısıtlama olmaksızın
istediğimiz gibi seçim yapmak ve istediğimiz gibi yaşamak
için özgür olmak. Böyle bir anlayış Pavlus’un zamanında Greko-
59 Filipililer 2:6-11.
Romen toplumunda mevcuttu. Fakat Pavlus özgürlüğü bu tarzda
düşünmemiştir.
Pavlus için özgürlük sadece bir şey”den” [from] değil aynı zamanda
bir şey “için” [for] dir. (Örneğin İsa Mesih). Pavlus özgürlüğü
kölelikle karşılaştırır. Pavlus, İsa’nın gelişinden önce Yahudilerin yasaya
köle olduklarını ifade eder. O ayrıca yasaya sahip olmayan
Gentilelerin bazen yasayı yerine getirdiklerini kabul eder. Çünkü yasa
kalplerinde yazılmıştır. Mesih’te şimdi hepsi yasadan özgürdür.
Fakat sevgi içerisinde yaşamak sorumluluğuyla. Galatyalılara mektup
(5. bölüm) bazı detaylarıyla Pavlus’un anlayışını ortaya koymaktadır.
Mektuptan seçilmiş şu iki bölüm amacı gösterecektir.
Mesih bizi özgürlük için özgür kıldı. Bunun için dayanın. Bir
daha kölelik boyunduruğunu takınmayın (Galatyalılar 5:1).
Kardeşler, siz özgür olmaya çağrıldınız. Ancak özgürlüğünüz do-
ğal benliğe fırsat olmasın. Birbirinize sevgiyle hizmet edin. Bütün
Kutsal Yasa tek bir sözde özetlenmiştir: “Komşunu kendin gibi
sev.”(Galatyalılar 5:13-14).
Galatyalılara mektubun kontekstini hatırlayalım. Pavlus, oluş-
turduğu cemaatin yabancı etkiler sayesinde önceki uygulamalarına,
özellikle sünnet uygulamasına geri döneceğinden korktu. Mesih’te
gerçek özgürlüğün ne anlama geldiğini açıklamak için Galatyalılara
mektup yazdı. Onlar yasanın sınırlamalarından özgürdüler. Ancak
onların yeni özgürlüğü sevgi içerisinde yaşama sorumluluğunu gerektirir.
Aslında sadece sevgi, yasanın isteklerini kusursuz bir şekilde
yerine getirebilir.60 Mektubunun ortasında, Pavlus “kölelik” hakkındaki
düşüncesinde bir oyun yapar. Yasaya bağlılık aslında Tanrı’nın
iradesi hakkında çağdışı bir anlayışa köleliktir. Bir kimsenin
kendini İsa Mesih’le ilişkilendirmesi “köleliğin” yeni bir türünü meydana
getirir. Vaftiz aracılığıyla biz “Mesih’in köleleri” oluruz. Bu iki
yönlü özgürlük anlayışını şu şekilde tablo yapabiliriz.
TEVRAT’TAN, SÜNNETTEN= (günaha) KÖLELİK(ten)
ÖZGÜRLÜK→
İSA MESİH İÇİN, SEVGİ YAŞAMI İÇİN= (Mesih’e) KÖLELİK
60 Galatyalılar 5:14.
Pavlus istediği her şeyi yapmak için insanlara izin vermeye niyet
etmemektedir. Hıristiyan özgürlüğü kendine has sorumluluklara sahiptir.
10. Pavlus hakkında “Yeni Perspektif” denilen şey nedir?
Terimi ilk ortaya atan ve bu fenomene uygulayan kişi J. D. G.
Dunn olmasına rağmen, kavram E. P. Sanders’in çığır açan çalışmasından
(Paul and Palestinian Judaism, Philadephia: Fortress Press
1977) kaynaklanır. Aslında, Sanders’in çalışması, katı ve yasaya dayanan
bir din olarak Yahudilik hakkında, şimdiye kadar olan yaygın
nitelendirmeye kat’i bir tashih yapmıştır. Bu, “Yasa’nın işleri--
Doğruluk” ile “Lütuf--Aklanma” vb [yasaya köle olmak ile müjde tarafından
sağlanan özgürlük] arasındaki daha ileri bir karşıtlığa sevk
eder. Yasa ve Müjde arasında mevcut olan çok net zıtlığın Martin
Luther’in zamanından beri var olduğunu ve bu mesele üzerinde
Pavlus hakkındaki anlayışlarının çoğunun özelliği olduğunu söylemek
hiç abartılı olmaz.
Bir kimse, “Yeni Perspektif”i kısa bir şekilde aşağıdaki gibi açıklayabilir.
Yahudilik aslında, bütünüyle legalistik bir din değildi.
Sanders’e göre, Yahudilik “antlaşmaya dayanan kuralcı” (covenantal
nomism) bir din değildi. Bu, seçilmiş halkın üyesi olmanın yasaya
bağlılıkla ulaşılan bir şey olmadığı anlamına gelir. Fakat Anlaşma
aracılığıyla Tanrı’nın halkının üyesi olmak anlamına gelmektedir. Bu
statü Tanrı’nın armağanıdır, kazanılacak bir durum değildir. Bununla
beraber, antlaşmaya gereği gibi bağlı olmak yasanın şartlarına
bağlılığı gerektirmiştir. Bu yüzden, Tanrı’nın yasasına itaat düzenlenmiş
bir meşruluk (legalism) değildir. Aksine, ahit yoluyla bahşedilen
bir hayat sürmesidir.
Bu bakış açısına göre, Pavlus’un kurtuluş elde etmek için bilgiç
bir şekilde yasanın işlerini yapmayı kötüleyen bir kimse olarak anla-
şılmaması gerekir. Bunun yerine, Pavlus’un yasa hakkındaki öğretisi,
antlaşmada öngörülen Tanrı’yla doğru ilişkiyi sürdürmenin pratik
açıdan yaşanmış canlı tecrübesine yöneliktir ve antlaşmanın bir üyesi
olarak etnik kimlikle ilgisi vardır. Sanders, Pavlus’un yasa hakkında
söylediklerinde bütünüyle tutarla olmadığını kabul eder.
Pavlus sistematik bir teolog değildir. O, farklı cevaplar gerektiren çe-
şitli şart ve durumlara hitap eden mektuplar yazmıştır. Bununla beraber,
bu “yeni perspektif” hem Hıristiyanların Yahudiliği nasıl gördüğünü
hem de yasa hakkındaki problemde görünüşte olan
Pavlus’un zıtlıklarını nasıl anlayacağımıza uzun bir tashih sağlar.
Bu bilimsel çalışma geleceğe yönelik bir etkiye sahiptir. Hiçbir
Pavlus uzmanı onun anlamlarını görmezden gelmeyi tercih edemez.
Birinci yüzyıl Yahudiliğini oldukça kompleks ve tek düze (monolithic)
olmadığını gösteren diğer bilimsel bulgular halinde bu yeni bakış açısı Yahudi yasası hakkında önceki görüşlerin zayıflığına işaret eder.
Gerçeği söylemek gerekirse bu tartışmanın bir iyi yan tarafı YahudiHıristiyan
diyalogu için geliştirilmiş bir olanaktır.
Bununla beraber, daha yeni bir perspektifi isteyen uzmanlar
vardır. İsa Mesih’te başarılan dönüşüm bir kimsenin doğru bir ya-
şama nasıl yönlendirileceğine dair bir değişim gerektirse bile, bir
kimsenin yasaya yapışmak için bazı açılardan Pavlus’un çağrısını
ihmal etme seçeneği yoktur.61 Bu bilimsel konuşma, yasa hakkında
Pavlus’un görüşüne kesin bir cevap isteyen bazı kimseleri şaşırtmış
olabilir. Dahası, ben, tekrar vuku bulan bu konu hakkında devam
eden tartışmanın, Pavlus’u, onun döneminden anlamak için mücadele
eden herkese bir iyilik olduğunu düşünmekteyim. Kutsal kitapların
çekiciliği, her neslin onlarla mücadele etmesi ve böylelikle gelecek
nesiller için sadece fark yaratabilen yeni bir anlayış kazandırılmasından
kaynaklanır