07 Haziran 2019

Usulul Bast Fi Sirril Evfak Vel Havas 1 ve 2 nci cilt

Usulul Bast Fi Sirril Evfak Vel Havas 1
=======================
Usulul Bast Fi Sirril Evfak Vel Havas 2

Meded kıl tövbe ettim her günâha yâ Resûlallah

Meded kıl tövbe ettim her günâha yâ Resûlallah ile ilgili görsel sonucu
Meded kıl tövbe ettim her günâha yâ Resûlallah 
İnâyet eyle abd-i rû-siyâha yâ Resûlallah 
Bu gün üryân-ı aşk ü bende-i Âl-i âbâ oldum 
Ki bakmam hırka vü tâc ü külâha yâ Resûlallah 
Gedâyân-ı der-i şevket-medâr-ı dâr-ı irfânın 
Ayağın öptürürler pâdişâha yâ Resûlallah 
Tesellî-i cemâl ü nûr-ı aşkın var iken dilde 
Nazar kılmam felekte mihr ü mâha yâ Resûlallah 
Nigâh-ı iltifâtınla nazar kıl mazhar-ı lütfet 
Gönül âyînesin sırr-ı İlâh’a yâ Resûlallah 
Eriştir menzil-i maksûda Aynî rûz-i şeb düşmüş 
Tarîk-i Mevlevî’de âh ü vâha yâ Resûlallah 
 Aynî kuddise sırruhu’l-azîz 
Yüzün mir’ât-ı ‘ayn-ı Kibriyâ’dır yâ Resûlallah 
Vücûdun mazhar-ı nûr-ı Hudâ’dır yâ Resûlallah 
Kabûl eyle onu aşkından âzâd eyleme bir ân 
Kapında Âdile kemter gedâdır yâ Resûlallah 
Var iken dest-gîrim sen gibi bir şâh-ı zîşânım 
Kime arz eyleyem eyle meded hâl-i perişânım 
Sözün makbûl-ı dergâh-ı Hudâ’dır ulu sultânım 
Kapında Âdile kemter gedâdır yâ Resûlallah 
Esîr ü bî-kesim bu âlem-i mihnetde ey şâhım 
Bu yolda ne meded-kârım ne kaldı bir ümîd-gâhım 
Fedâ olsun reh-i aşkında mâl ü devlet ü câhım 
Kapında Âdile kemter gedâdır yâ Resûlallah 
Sana ümmetliğim iki cihânda emr-i câzimdir 
Bilirsin hâlimi arz u beyân etmek ne lâzımdır 
Nazar kıl lütf ile senden diğer kim çâre-sâzımdır 
Kapında Âdile kemter gedâdır yâ Resûlallah 
Âdile Sultan kuddise sırruhu’l-azîz 

YENİ BİR SEĞİR-NÂME YAZMASI ÜZERİNE

 YENİ BİR SEĞİR-NÂME YAZMASI ÜZERİNE ÖZ Mehmet YASTI 
Seğir-nâme, insan uzuvlarının çeşitli hareket ve titremelerinden y çıkarak o kişinin geleceği ile ilgili yorumlarda bulunan ihtilāc-nâme adı da verilen fal türünde yazılmış eserlerdir. Türklerin ilk yazılı metinlerine kadar uzanan seğir-nâmelerin yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli kütüphanelerde müstakil ya da tabir-nâmeler ve kıyafet-nâmeler içerisinde birçok yazması mevcuttur. Üzerinde çalıştığımız seğirnâme yazması Fransa Bibliotheque National (FBN) 178 numarada kayıtlı mecmuanın sayfaları arasında bulunmaktadır. Yazma, barındırdığı 151 seğirme ile mensur tarzda yazılan seğir-nâmeler içinde en fazla seğirmeye sahip nlardan biridir. Bu çalışmada FBN de bulunan yazmanın seğir-nâme bölümü metin rak ortaya konulmuş, belli başlı imla hususiyetleri hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca seğirme çeşit ve adedi rak diğer seğir-nâmelerle karşılaştırması yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Seğir-nâme, ihtilāc-nâme, seğirme, fal, Fransa Bibliotheque National Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü,
A NEW SEĞIR-NÂME MANUSCRIPT ON ABSTRACT 
Seğir-nâme is fortune type of written works, makes a comment considering a variety of human limb movements and tremors on future of a person, ihtilāc-nâme also called. A lot of manuscripts of the Seğir-nâme are available in domestic and foreign in various libraries private or in the tabir-nâme and the kıyafet-nâme, which reaches up to the first written texts of Turk The manuscript of seğir-nâme that we are working on it located between 296 and 320 pages in magazines (178 numbers) registered at France Bibliotheque Nationale (FBN). This manuscript, which contains 151 twitches is one of which has a maximum twitches in prose written the seğirnâme. In this studies, the Seğir-nâme section of the manuscripts located in FBN as the text has been placed, were given information about certain characteristics of spelling. It also was made a comparison with other seğir-nâme as a twitch type and quantity. Key Words: Twitch-letter, convulsions-letter, fortunes, France Bibliotheque National
Giriş İnsanoğlu var olduğundan beri geleceği özellikle de kendini nasıl bir sonun bekledi gibi konuları hep merak etmiştir. Bu merak unsurundan dyı gayb dan haber veren ilimler gelişmiş, bu alanda ilm-i tefeül de denilen fal türünden çeşitli eserler meydana getirilmiştir. Geçmişten günümüze çeşitli türlerde karşımıza çıkan bu ilimlerin etki ve kullanım alanı genişleyerek zaman içerisinde edebî tür özelliği kazanmış, böylece birçok ilim dalının da ortaya çıkmasına vesile olmuştur. (Sümbüllü 2008:384) Bu ilimlerin başlıcaları: Kuşların çeşitli hareket, titreyiş ve ötüşlerini yorumlayarak bir takım öngörülerde bulunan bilime ilm-i ıyâfe; insanoğlunun simasına bakarak ahlâkını yorumlamayan bilime ilm-i simâ; avuçtaki çizgilere bakarak yorum getiren bilime ilm- kef; alındaki çizgilerin uzunluğu ya da kısalığından hareketle çeşitli çıkarımlarda bulunan bilime ilm-i hutût; vücut organlarının seğirmesinden çeşitli yorumlarda bulunan bilime ilm-i ihtilâc; bir kişinin çehresi ve azasının şekil ve suretinden tabiat ve ahlâk yapısını yorumlayan bilime ilm-i kıyâfet; koyun kemiğine bakılarak yorumda bulunulan bilime kitfe; tabiat ylarını yorumlayan bilime ise melheme adı verilmiştir. (Ertaylan 1951:2) 
Her millette olduğu gibi Türk dünyasında da eskiden beri bu konuya ilgi duyulmuştur. Türklerin daha yazı tarihinin ilk dönemlerinden özellikle Uygur döneminden- itibaren fal türünde eserler verdiği bilinmektedir. (Sertkaya 2011:1533) 9. yüzyılda Göktürk harfleriyle yazılmış Irk Bitig adlı fal kitabı da bu alanda yazılmış Türkçe eserler içinde yer alır 1. Seğir-nâme Fal türünde meydana getirilen ilimler içinde insanın kendisi ile ilgili yapılan yorumlar başta gelir. Tarihî metinlerde segri-, seyirir, tebre- gibi terimler ile de karşılanan seğir- Türkçe Sözlük te Genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak (TS, 2005:1722) anlamında kullanılmıştır. Genel rak seğir- ile Farsça nâme kelimelerinden türetilen seğir-nâme, insanın herhangi bir uzvunun seğirdiği zaman, o kişinin gelecekteki yaşantısına dair çeşitli tahminlerde bulunularak, hükümlerin çıkarıldığı bir edebî türdür. İslam dairesi içindeki Türklerde bedendeki bazı organların oynaması, seğirmesi gibi çeşitli hareketlerine bakılarak yorumlarda bulunma işine ilm-i ihtilâc adı da verilmiştir. Türkler arasında geniş bir ilgi görmesinden dyı Türk edebiyatında seğirmelerle ilgili ihtilâc-nâme, kütüb-i ihtilâc, seğir-nâme, seyirir-nâme, seyirme-nâme adlarında çeşitli mensur ve manzum eserler ile risaleler kaleme alınmıştır.
4 278 Müstakil yazmaların dışında seğir-nâmelere ta bir-nâmeler ile kıyâfetnâmelerin bir bölümü rak da rastlanılır. (Ersoylu 1985: 27) 2. Seğir-nâmeler Üzerine Yapılan Çalışmalar Şimdiye kadar tespit edilen seğir-nâme metinlerinin Uygur ve Arap harfleri ile yazıldığı görülmektedir. Seğir-nâmeler üzerine yapılan çalışmaları Uygur harfli ve Arap harfli seğir-nâme metinleri üzerine yapılan çalışmalar olmak üzere iki alt başlıkta ele alabiliriz Uygur Harfli Seğir-nâme Metinleri Üzerine Yapılan Çalışmalar Türkçe bilinen en eski seğir-nâme metni Uygurlar kalmıştır. Bu seğirnâme eski Uygur harfleri ile yazılmış olup dili Uygur Türkçesidir. Eski Uygur harfli bu yazma 10 seğirmeyi kapsayan 13 satırlık bir metindir. Bu metin üzerine ilk çalışmayı Reşit Rahmeti Arat yapmıştır. Arat, yazmanın transkripsiyon harfli metni ile Almanca çevirisini Turfan Texte in (Türkçe Turfan Metinleri) VII. cildinde 34 metin rak yayımlamıştır. Yazma bugün Berlin Branderburg Bilimler Akademisi U numarada bulunmaktadır. Metinde seğri- yerine tebre- fiili kullanılmıştır. Metin üzerine ikinci çalışmayı ise Türkische Zuckungsbücher adıyla Peter Zieme yapmıştır. Zieme çalışmasında metni tekrar transkribe ederek, Arat ın yanlış ve eksiklerini düzeltmiştir. (Sertkaya 2011:1534) (Sertkaya 2011:1534)
5 Arap Harfli Seğir-nâme Metinleri Üzerine Yapılan Çalışmalar Arap harfli seğir-nâmeler üzerine ise ilk çalışmayı 1967 yılında Yugoslavya da bulunan iki yazma üzerine Wlodzimierz Zajaczkowski yapmıştır. Yazmalardan ilki bugün Saraybosna, Gâzî Husrev Bek Kütüphanesi 3551 numarada kayıtlı (A1); diğeri ise Saraybosna Şarkiyat Enstitüsü Kütüphanesi 733 numarada kayıtlı (A2) bulunmaktadır (Sertkaya 2011:1535) yılında Muammer Kemal Özergin, özel kütüphanesinde Hâzâ kitâb-ı ta bîr-nâme ve Hâzâ kitâb-ı seyirir-nâme adlarıyla bulunan iki seğirnâme metni üzerine çalışmıştır. Özergin, 16 seğirmenin okunuşunu vermiştir (Özergin 1967) yılında Arif Özer, Türkçe İki Seğirnâme Kitabı Üzerine adlı çalışmasında daha önce Zajazczkowski nin yayımladığı iki seğir-nâme metninden seçmeler vermiştir (Özer 1969:48-52) yılında Halil Ersoylu Segir-nâme adlı makalesinde Mevlânâ Müzesi Kütüphanesi 2179 numarada kayıtlı (B1) mecmuanın 126a-127a varakları arasında bulunan mensur seğir-nâmenin traskripsiyon harfli metnini, metnin sözlüğü ile uzuvlar dizini ve tıpkıbasımını vermiş, ayrıca metni imla ve dil özellikleri bakımından incelemiştir (Ersoylu 1985:27-48). Ersoylu Seğir-nâme adlı makalesinde Topkapı Sarayı Kütüphanesi 3157 numarada kayıtlı (B2) yazma üzerine ayrıntılı inceleme yapmıştır. Ersoylu çalışmasında metnin transkript harfli metninin yanında metnin imla, dil ve cümle yapısı, dizinini ile tıpkıbasımını vermiştir. 

Yazma karşılaştırmalı metin yöntemiyle oluşturulmuştur (Ersoylu 1992:99-145). Seğir-nâmeler üzerine detaylı araştırmalardan birini de Ayşe Gül Sertkaya yapmıştır. Sertkaya, Bilinmeyen Bir Seğir-nâme Yazması adlı makalesinde Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yazmalar nu. 24 te kayıtlı bulunan mecmuanın dördüncü metni n seğir-nâmeyi incelemiştir. Sertkaya nın çalıştığı seğir-nâme metni karşılaştırmalı metin şeklinde hazırlanmıştır (Sertkaya 2011: ) yılında Recep Karaatlı, Türkçe Bir Seğir-nâme Üzerine adlı makalesinde Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi Ayşegül Suna nın şahsi kitaplığındaki bir mecmuanın 74b-82b varakları arasında bulunan seğir-nâmenin transkripsiyonlu metnini
6 280 vermiş, metnin dil ve imla özelliklerini irdelemiş, dizin ile tıpkıbasımını yapmıştır. (Karaatlı 1999:89-142) Son dönemde Yusuf Ziya Sümbüllü nün seğir-nâmeler üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. Seğir-nâme ve Seğirmek manaları Üzerine Bir İnceleme adlı makalesinde biri Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Kitaplığı numarada kayıtlı (C1), diğeri numarada kayıtlı (C2) iki müstakil mensur seğir-nâme metninin transkripsiyonlu metinlerini ve sözlüğünü vermiştir (Sümbüllü 2007:53-69). Sümbüllü, Gaybî İlim Şubesi Olarak İhtilâc-nâmeler ve Mevlânâ Sevâdî nin Manzum İhtilâc-nâmesi adlı çalışmasında ise Mevlânâ Sevâdî ye ait Topkapı Sarayı Müzesi Türkçe Yazmaları nu. 269 da kayıtlı nüsha, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Şevket Rado Yazmaları Şr 525 te kayıtlı nüsha ile Bibliotheque Nationale de France Kütüphanesi, Turc 21 de kayıtlı manzum nüshaları incelemiştir. Sümbüllü ayrıca 2010 yılında 17 seğir-nâme metnini karşılaştırdığı Seğirname adlı müstakil çalışmayı da yayımlamıştır (Sümbüllü 2010). Fatih Ramazan Süre, Bir Seğirname Örneği adlı makalesinde Sivas Ziyabey Yazma Eserler Kütüphanesi 3794 numarada kayıtlı mecmuanın sayfaları arasında bulunan mensur seğir-nâme metnini incelemiştir (Süer 2011: ). 3. Yazım Türüne Göre Seğir-nâmeler Manzum ve mensur olmak üzere iki şekilde kaleme alınan seğirnâmelerde şimdiye kadar yapılan çalışmalardan hareketle iki yöntem tespit edilmiştir. Bunlardan birincisi bir uzvun seğirmesi ve buna verilen yorum şeklinde meydana getirilen seğir-nâmelerdir. Başta R. R. Arat ın üzerinde çalıştığı Uygur Türkçesi ile yazılmış seğir-nâme olmak üzere W. Zajaczkowski, Arif Özer, M. K. Özergin, Halil Ersoylu, Recep Karaatlı, Yusuf Ziya Sümbül ve Fatih Ramazan Süer ile üzerinde çalıştığımız FBN yazması bu tarzda oluşturulmuş mensur metinlerdir. İkincisi ise bir uzvun seğirmesine beş tanınmış tabircinin (sıralaması yazmalara göre değişebilmekte) İskender-i Zülkarneyn, Dânyâl, Ca fer-i Sâdık, Selmân-ı Pārs, Süheyl-i Rûmî- yaptığı yorumlar şeklinde meydana getirilen karşılaştırmalı seğir-nâmelerdir. Ayşe Gül Sertkaya ile Halil Ersoylu nın (B2) çalıştığı yazmalar ikinci yöntemle meydana getirilmiş seğir-nâmeye örnek teşkil eder.
7 4. Metinlere Göre Seğirme Sayıları 281 Üzerinde çalışılan metinler incelendiğinde seğirme sayıları, seğiren uzuvlar ile seğiren uzuvların sıralanışında farklılıklar görülmektedir. Berlin Branderburg Bilimler Akademisi no de kayıtlı yazmada yer alan Saraybosna Gâzî Husrev Bek Kütp. no de kayıtlı (A1) yazmada yer alan Saraybosna Şarkiyat Enstitüsü Kütp. no. 733 te kayıtlı (A2) yazmada yer alan Muammer Kemal Özergin in özel kütüphanesinde bulunan yazmada yer alan Mevlânâ Müzesi Kütp. no da kayıtlı (B1) mecmuada yer alan Topkapı Sarayı Kütp. no de kayıtlı (B2) yazmasında yer alan Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yazmalar no. 24 te kayıtlı yazmada yer alan Atatürk Ün. Seyfettin Özege Kitaplığı no da kayıtlı (C1) yazmada yer alan Atatürk Ün. Seyfettin Özege Kitaplığı no de kayıtlı (C2) yazmada yer alan Ayşegül Suna nın şahsi kitaplığındaki bir mecmuada yer alan 116 Sivas Ziyabey Yazma Eserler Kütp. no te kayıtlı yazmada yer alan Fransa Bibliotheque National no. 178 de kayıtlı yazmada yer alan
8 Fransa Bibliotheque National Yazmasının Özellikleri Yazma, Fransa Bibliotheque National 178 numarada kayıtlı mecmuanın sayfaları arasında yer alan üçüncü metindir. 1 Eser adı Hāẕa l-kitāb-ı Segir-nāme İst tir. Ayrıca yazmanın birinci sayfası ( 396) beşinci satırında bilgil ki bu kitābı iḥtilāc-nāme dirler. ifadesi vardır. Eserin müstensihi ve istinsah yeri belli değildir. Mecmuanın H. 967 (M. 1560) tarihinde tamamlandığına dair 320. sayfada tarih düşülmüştür. Dyısıyla bu eserin de aynı tarihte istinsah edildiği düşünülebilir. Segirnâme veya İhtilâc-nâme mensur rak yazılmıştır. Eserin yazısı birçok yerde arka sayfanın mürekkebinin ön sayfaya çıkmasından dyı karışmış, okunamaz hâle gelmiştir. Kitabın cildi ve sayfaları yıpranmış bir hâldedir. Eserin son sayfasında 10, diğer sayfalarında ise 11 satır bulunmaktadır. Siyah çerçeve içerisinde yer alan metinde eser adı ile ammā, eger, eger bir kişinüñ, eger kim, gibi ifadeler kırmızı mürekkeple yazılmıştır. FBN yazmasında 151 seğirme geçmektedir. Ayrıca daha önce yapılan çalışmalardaki seğiren uzuvların sırlamaları ile FBN arasında da farklılıklar olduğu göze çarpmaktadır. Metinde sağ ve sol yanakların seğirmesi ikişer defa geçmiştir. Bunlar seğirme sayısı rak tarafımızca birer sayılmıştır. 303/9 da sağ yanağın seğirmesi ḥasta ise ḥalāṣ ve şāẕ şeklinde yorumlanırken aynı sağ yanağın seğirmesi 304 teki derkenarda sevgülüsi gide rak farklı bir yorumlanmıştır. 6. Fransa Bibliotheque National Yazmasında Geçen Seğirmeler Metinde geçen seğirmeler sırasıyla aşağıdaki gibidir: depesi 297/5 burnuñ ṣol yanı ṣol ḳolṭuġı ṣaġ dizi 314/6 303/4 309/2 başuñ çevresi burnuñ ṣaġ deligi ṣaġ yaġrını ṣol dizi 314/8 297/6 303/5 309/4 başıñ ṣaġ yanı burnuñ ṣol delügi ṣol yaġrını ṣaġ incügi 314/10 297/8 303/7 309/6 başuñ ṣol yanı 297/10 ṣaġ yañaġı 303/8 ṣaġ gögsi 309/8 ṣaġ incügi ṭaşrası 314/11 başuñ öñi 297/11 ṣol yañaġı 303/10, ṣol gögsi 309/10 ṣol incügi 315/1 304/1 başuñ ardı 298/2 aġzuñ ṣaġ yanı 304/4 ṣaġ memesi 309/11 ṣol incügi ṭaşrası 315/2 alnı eger 298/3 aġzuñ ṣol yanı ṣol memesi ṣaġ baldurı 315/4 1 E. Blochet, Bibliotheque National Catalogue Manuscrits Turcs I, Paris Bibliotheque National 58 rue de Richelieu, 1932, 82.
9 /5 310/2 alnınuñ ṣaġ yanı yuḳaru [dudaġı] Pehlū ṣaġ yanı ṣol baldurı 315/7 298/4 304/6 310/3 alnuñ ṣol yanı 298/5 aşaġa dudaġı 304/7 ṣol yanı pehlūluñ 310/4 ṣaġ balduruñ yumşaġı 315/6 eñse 298/6 iki dudaġı 304/9 Pehlūnüñ altı 310/5 ṣol balduruñ yumşaġı 315/7 ḳulaḳ (ṣaġı) 298/7 dili 304/10 arḳasınuñ ṣaġ yanı 310/6 ṣaġ ṭopuġı 315/9 ṣol ḳulaḳ 298/9 eñegi 304/11 arḳasınuñ ṣol yanı ṣol ṭopuġı 315/11 segir[se] 310/9 ṣaġ ḳulaġuñ yumşaġı 298/11 eñegüñ çuḳurı 305/2 arḳasınuñ ortası 310/10 ṭopuġuñ ṣaġ ṭaşra yanı 316/1 ṣol ḳulaġınıñ yumşaġı 299/2 boġazı 305/4 gögsünüñ altı 311/3 ṭopuġuñ ṣol ṭaşra yanı yanı 316/2 ṣaġ ḳulaġınuñ deligi 299/4 boynuñ ṣaġ yanı 305/5 gögsi 311/2 ṭopuġuñ ṣaġı iç ya[nı] 316/3 ṣol ḳulaġınuñ deligi 299/6 boynuñ ṣol yanı 305/6 gögsinüñ ortası 311/4 ṭopuġuñ [sol] iç yanı 316/4 ṣaġ ḳulaġuñ ardı 299/7 külli boynı 305/7 ṣaġ ve ṣol eñegisi 311/7 ṣaġ ayaġuñ arḳası 316/6 ṣol ḳulaġuñ ardı 299/9 ṣaġ omuzuñ 305/10 yüregi 311/9 ṣol ayaġuñ arḳası 316/8 ṣaġ ḳaşuñ 299/11 ṣol omuzı 306/1 ṣaġ bögregi 311/11 ṣaġ ayaġuñ altı ṭabānı 316/11 ṣol ḳaşı 300/1 ṣaġ bāzū 306/2 ṣol bögregi 312/2 ṣol ayaġuñ [altı] seğire 317/2 ṣaġ ḳaşuñ ṣaġ gözi bile 300/3 ṣol bāzu 306/4 ḳarnınuñ ṣaġ yanı 312/4 ṣaġ ayaġuñ pençesi 317/4 ṣol ḳaşuñ ile ṣol gözüñ bile 300/6 ṣaġ direse[g]üñ 306/6 ṣol yanı ḳarnınuñ 312/6 ṣol ayaġuñ pençesi 317/5 ṣaġ gözinüñ içi ṣol diresegi 306/8 göbegi 312/7 ṣaġ ayaġuñ ökçesi 317/6 ṣol gözinüñ içi 300/11 ṣaġ eli ve bilegi 306/9 ṣaġ oturaġı 312/9 ṣol ayaġunuñ ökçesi 317/8 ṣaġ gözüñ yuḳaru ḳapaġı 301/1 ṣol bilegi ve eli 306/10 ṣol oturaġı 312/10 ṣaġ ayaġuñ baş barmaġı 317/11 ṣol [gözüñ] yuḳaru ḳapaġı 301/3 ṣaġ elüñ ayası 307/1 oduraġınuñ iki yañı 312/11 ṣol ayaġuñ baş barmaġı 318/3 ṣaġ gözüñ aşaġa ḳapaġı 301/5 ṣol ayası 307/2 ḳaṣuġı 313/1 ṣaġ ayaġuñ ikinci barmaġı 318/4 ṣol gözüñ aşaġa ḳapaġı 301/7 ṣaġ elüñ başbarmaġı 307/4 ẕekeri 313/3 ṣol ayaġuñ ikinci barmaġı 318/7 gözlerüñ kirpükleri 301/9 şehādet barmaġı 307/5 ẕekerinüñ ucı 313/4 ṣaġ ayaġuñ üçinci barmaġı 318/9 ṣaġ gözüñ çevresi 301/11 orta barmaġı 307/8 ẕekerinüñ dibi 313/5 ṣol ayaġuñ üçinci barmaġı 318/11
10 284 ṣol gözüñ çevre[si] 302/1 dördünci barmaġı 307/10 dübüri 313/7 ṣaġ ayaġuñ dördünci barmaġı 319/2 ṣaġ bebegi 302/3 küçük barmaġı 307/11 ḫayānuñ ṣaġı 313/8 ṣol ayaġuñ dördünci barmaġı 319/4 ṣol bebegi 302/5 ṣol elinüñ baş barmaġı 308/2 ḫayānuñ ṣo[l] yanı 313/9 ṣaġ ayaġuñ beşinci barmaġı 319/6 ṣaġ bıñarı 302/6 ikinci barmaḳ 308/4 ḥayā cümle 313/11 ṣol ayaġuñ beşinci barmaġı 319/8 ṣol gözinüñ bıñarı 302/9 orta barmaġı 308/6 ḥayānuñ yanları 314/1 ṣaġ ayaġuñ cümle barmaḳları bir yirden 319/11 cümle burnı 302/10 dördünci barmaġı 308/7 ṣaġ ve ṣol cümle ḥayā 314/2 ṣol ayaġuñ cümle barmaḳları 320/3 burnuñ ucı 303/1 küçük barmaġı ṣaġ uyluġı 314/5 cümle a ẓāsı 320/6 308/9 burnuñ ṣaġ yanı 303/3 ṣaġ ḳolṭuġı segir[se] 308/11 ṣol uyluġı 314/5 7. Yazmanın Belli Başlı İmla Özellikleri Eski Anadolu Türkçesinin en önemli özelliklerinden biri de imlada özellikle Türkçe kelimelerin yazımında- bir standardın olmamasıdır. Bunda manzum metinlerde kelimeleri vezne uydurma çabası; mensur metinlerde ise yazıldığı dönemin ve çevrenin konuşma dili -ağız- hususiyetlerinin metne yansıtılma gayreti ile müellif ya da müstensihin imlaya hâkim olmaması gibi etkenler sayılabilir. Ancak imladaki bu çeşitlilikler bir yandan dönemin ağız özelliklerini tespit etmede önemli ipuçları sağlarken, diğer taraftan çevriyazıda birlik kurmada güçlük meydana getirdiği gibi Türkçenin tarihî fonetiğinin değişme seyrini tespit etmeyi de zorlaştırmaktadır. FBN yazmasında dikkat çeken belli başlı imla özelliklerini şu şekilde sınıflamamız mümkündür: 7.1. Kelime Tabanlarında Görülen İmla Farklılıkları 301/5-304/7 aşaġa aşaġa 301/6 ا شا غ ه ا ش غ ه 307/1, çoḳ 300/5, 317/10, çok 300/8, 316/9, جو ق ج ق 316/9 320/5 eyliklerin 300/8 eylüg-ile 305/3, 319/3, 320/5 ا یل ک ل ری ن ا یلو كي ل ه ق ال غی ن ک kulaġınıñ 299/2 ق ال ق ḳulaḳ 298/9 قو رتو ل ḳurtula 320/1 قو رت ل ه ḳurtıla 307/3 Kelimelerin yazımında ünsüzlerin kullanımında da ikilikler göze çarpmaktadır:
11 285 او تو را غي 312/9-10 oturaġı او د را غ ن ك oduraġınuñ 312/11 Metinde ek uyumsuzluğuna dair bir örnek vardır. Ekin hem uyumlu hem de uyumsuz şekli mevcuttur: ا ز ج ك azacük 301/7 ا ز چو ق azacuḳ 299/ Çekim Eklerinde Görülen İmla Farklılıkları İstek Eki,(ا ( elif Metinde istek eki A, kalın ve ince sıradan kelimelere üstünlü üstünlü güzel he ( (ه veya sadece üstün ( ) ile gelmiştir. Metinde geçen örnekler: ulu 298/1, 299/3 baylıḳ göresin 300/ Şahıs Eki شا ذ او ل 299/9- şāẕ 298/3, او لو او ل 11 او له 298/2 با یل ق کو ر س ن 2. Teklik şahıs ekinin (س ن ) ve (سي ن ) olmak üzere iki farklı imlada yazıldığı tespit edilmiştir: شا ذ او لس ي ن şāẕ sın 299/11 با یل ق کو ر س ن baylıḳ göresin 300/ İlgi Hâli Eki Ek ünlü ile biten kelimelere nuñ,(نو ك)/(ن ك) -niñ (ن ك) (düz ünlülü bir örnek var); ünsüzle biten kelimelere ise -Uñ ekleri ile bağlanmıştır. Ek metinde genel itibariyle yuvarlak ünlülü kullanılmıştır: alnınuñ 298/4 قو ل غ ك ḳulaguñ 298/11 ا ل نی نو ک ق ال غی ن ک kulaġınıñ 299/2 ا نو ك anuñ 301/1 او ن ک سو زی onun sözi 299/8 ك ش ن ك 297/8-9 kişinüñ 7.3. Eklerin Ayrı Yazımı Metinde kimi çekim eklerinin Uygur imlasında görüldüğü üzere kelime tabanlarından ayrı yazıldığı tespit edilmiştir. Ancak metinde kelime tabanından ayrı yazılma sadece çekim eklerinde değil, yapım eklerinde de vardır. ب ری سی د ر birisidür 297/4, 301/10 ب ل ه س ن ده bilesinde 296/10 ق ال غی ن ک kulaġınıñ 299/2 ا ل نی نو ک alnınuñ 298/4 بو ی ن نه boynına 302/10 خ س ت ل ق د ن ḫastalıḳdan 307/3 ا یل ک ل ری ن eyliklerin 300/8 غ ص ه ل ر د ن ġuṣṣalardan 312/2 saġlıḳ 308/11 س اغ ل ق
12 286 Metinde yukarıdaki imla özelliklerinin dışında göze çarpan bir diğer önemli özellik d (د) harfinin ẕ (ذ) ile yazılmış olmasıdır: و ی احو ذ veyāḫūẕ 316/9 شا ذ او ل şāẕ 298/3, 299/11 یا خو ذ 303/7-11, 304/10 yāḫūẕ شا ذ ل ق şāẕılıḳ 300/11 شا ذ خ ر م şāẕ u ḫurrem 306/5 Metinde dikkat çeken bir başka kullanım ise dirsek 2 kelimesi ile 306/8) د ر س كىى 306/6, د ر س ك) ilgilidir. Kelime geçtiği her iki yerde de diresek şeklinde harekelenmiştir. Eski Anadolu Türkçesi sahasında yazılmış eserlerde kelimenin bu şekline rastlamadık. Ancak kelime bir yerde dirsek şeklinde olsa idi diresek şeklinin yanlış yazılmış olduğu düşünülebilirdi. Kelimenin geçtiği iki yerde de diresek şeklinde harekelenmiş olması, müellifin ya da müstensihin ağız özelliğini metne yansıtmış bileceğini düşündürmektedir. Bunların dışında metinde eklerin yerli yerinde kullanılmamasından kaynaklı anlam düşüklükleri ile anlatım bozuklukları da tespit edilmiştir. Metnin kurgusunda, ek ve kelime eksikliğinden kaynaklı anlam düşüklüklerini [] şeklinde tamamladık. Örneğin: cümle a ẓāsı segirse 7) bir yirden bir kere ibādet eyleye maḳbūl (maḳbūl ibādet eyleye demesi gerekirken) 320/7; başuñ öñi segir[se] 298/1; dilegi yerine [gele] 298/3; alnuñ ṣol ya[nı] segirse 298/5; ṣaġ 11) ḳaşuñ segir[se] 299/11; ṣol gözüñ çevre[si] segirse 302/1; yuḳaru dudaġı [segirse] 304/6; ṣa[ġ] omuzuñ segirse 305/10; eger pehlū segirse ṣaġ yanı 310/3; ṭopuġuñ [ṣol] iç 5) yanı segirse 316/4 8. Metin 3 [296] 1) hāẕa l-kitābı segir-nāme ist 4 2) bismillāhi r-raḥmānirraḥīm 3) elḥamdüli llāhi rabbi l- ālemīn er-rahmāni r-rahīm 4) ve ṣalla llāhu alā seyyidinā Muḥammedin ve ālihi ecma īn 5) ammā bilgil ki bu kiṭābı iḫtilāc-nāme 6) dirler ādemde n a żālar segirmek 7) ḥükmin bildürür Pārsī 5 ḥakīmleri ömürlerin 8) bu nüsḫa i ṣınamaḳ ve tecribe ḳılmaḳ için 9) ḫarc ḳıldılar tā Ẕü lḳarneyn daḫı (as) 10) bu nüsḫa i ḫoş görüp dāyim bilesinde 11) ṭutardı tā Hārūnu r-reşīd daḫı [297] 1) 2 Tuncer Gülensoy kelimenin etimolojisini: OT. tirsgek (DLT) <*ti:r+s+gek şeklinden getirmiştir (Gülensoy 2007:289). Tietze ise;
13 287 bunı ṣınamışdur tecribe ḳılmışdur sen daḫı tecribe 2) ḳılup eylegil kim eylük gelecek alāmete 3) ṭālib olup yaramazlıḳ gelecek yirden 4) ḳaçasın sırr-ı ḫafīnüñ birisidür eger 5) bir kişinüñ depesi segirse devlet ve 6) ululuḳ bula eger bir kişinüñ başuñ 7) çevresi segirse ululuġa ire ve māl bula 8) eger bir kişünüñ başıñ ṣaġ yanı segirse sefere 9) vara tīz girü gele eger bir kişinüñ başuñ 10) ṣol yanı segirse ululuġa ire göñlinde 11) n murādına yetişe eger başuñ öñi [298] 1) segir[se] bir ḳavm üzerine ulu ol ḳavm 2) aña muṭī eger kim başuñ ardı segirse 3) şāẕ alnı 6 eger segir[se] dilegi yerine [gele] 4) māl bula eger alnınuñ ṣaġ yanı segir[se] ḫaber 5) irişe eger alnuñ ṣol ya[nı] segirse 6) murādına ire eger eñse segirse bir 7) sehelce ġuṣṣa çeke eger ḳulaḳ segirse 8) ṣaġı ululardan eyü söz işide eger 9) ṣol ḳulaḳ segirse düşmānuñ helāk- 10)lıġın işide düşmānları yaramazlıġ-ıla añalar 11) eger ṣaġ ḳulaġuñ yumşaġı segirse [299] 1) kişi-y-ile ceng ü ġavġā ide anuñ sözi 2) üstün eger ṣol ḳulaġınıñ 3) yumşaġı segirse dōstlar-ıla eyü eger 4) ṣaġ ḳulaġınuñ delügi segirse dōstından 5) eylük ḫaberin göre ve işite eger ṣol ḳula- 6)ġınuñ delügi segirse azacuḳ ḳayġu çeke 7) eger ṣaġ ḳulaġuñ ardı segirse bir kimesne 8) ile savaşa onuñ sözi üstün 9) eger ṣol ḳulaġuñ ardı segir- 10)se bir dōsta armaġan göndere eger ṣaġ 11) ḳaşuñ segir[se] şāẕ sın ya dōst ucından eyülik göresin [300] 1) eger ṣol ḳaşı segirse bī-niyāzlıḳ 2) ve baylıḳ göresin şāẕ eger ṣaġ ḳaşuñ 3) ṣaġ gözi bile segirse bir dōstuñ mevti 4) ḫaberin işide ammā mīrāẟın yiyüp çoḳ 5) ṣafālar süre ammā ṣol ḳaşuñ ile 6) ṣol gözüñ bile segirse bir ḥasreti ile 7) buluşup gözinden gerçi(?) yaşı aḳa ammā kim 8) çoḳ eyliklerin göre sevine eger ṣaġ 9) gözinüñ içi segirse eyü ḥūydan 10) yavuz ḫūya döne eger ṣol gözinüñ 11) içi segirse murādınca şāẕılıḳ göre [301] 1) eger ṣaġ gözüñ yuḳaru ḳapaġı segirse şāẕ 2) şāẕılıġa irişe eger ṣol yuḳaru ḳapaġı 3) segirse nefsin yeñüp bir zarardan ḳur- 4)tulup feraḥlar ḥāṣıl eger ṣaġ gözüñ 5) aşaġa ḳapaġı segirse bir nesne içün 6) melūl olup aġlaya eger ṣol gözüñ aşaġa 7) ḳapaġı segirse azacük ġam göre girü tīz 8) giçe şāẕ ve rāḥat eger gözlerüñ 9) kirpükleri segirse ulu kişi ucundan 10) nāgāh sevine eger ṣaġ gözüñ çevresi 11) segirse azacuḳ ḫastalıḳ göre eger ṣol gözüñ [302] 1) çevre[si] segirse bir ḫoş nesneden 2) nāgāh sevine şāẕ eger ṣaġ 3) bebegi segirse bir zamān ādemīler diline 4) düşe yaramazlıġ-ıla añalar eger ṣol bebegi 5) segirse ol kimesne Mekke ye varup nūr göre 6) eger ṣaġ bıñarı segirse bir kimse[yi] sevdü- 7)ginden ayırup günāhkār hem kendü 8) aġlaya hem ayurduġı aġlaya eger ṣol 9) gözinüñ bıñarı segirse sevdügünüñ 10) boynına ḳol baġlaya eger cümle burnı segirse 11) şāẕ şāẕılıḳ ve baylıḳ bula eger [303] 1) burnuñ ucı segirse adı çıḳa 2) u[lu]luḳda ve de eger burnuñ ṣaġ yanı 3) segirse ceng ide kimse-y-ile eger burnuñ 4) ṣol yanı segirse ḳayġulu düşe āḫir [yi]ne 5) şāẕ eger burnuñ ṣaġ delügi segirse 6) delīldür şāẕ eger burnuñ ṣol delügi 7) segirse ḳayġuya düşe yāḫūẕ zaḫm dege 8) ya sögmek işide eger ṣaġ yañaġı segirse 9) ḥasta ise ḥalāṣ ve şāẕ 10) eger ṣol yañaġı segirse bir iş işleye 11) kim andan utana yāḫūẕ ġāyib göre sevinesin [304] 1) eger ṣol yañaġı segirse bir iş 2) işleye kim andan utana yāḫūẕ 3) ġāyib göresin sevinesin eger aġzuñ 4) ṣaġ yanı segirse ululuḳ bula eger aġzuñ 5) ṣol 6 Met.
14 288 yanı segirse şāẕ eger 6) yuḳaru dudaġı [segirse] ġāyibden kimsesi gele 7) görüşe eger aşaġa dudaġı segirse düşmānı 8) ẕelīl eyleye ḫacālet-ile ṣıya eger iki dudaġı 9) segirse dōstın göre şāẕ 10) yāḫūẕ bir kimse-y-ile ceng ide eger dili segirse 11) kimesne ile fāḥişe söyleye eger eñegi [305] 1) segirse ceng ide ve düşmānlıḳ belüre 2) iki [dō]stuñ arasında eger eñegüñ çuḳurı 3) segirse kimesne anı eylük-ile aña 4) eger boġazı segirse ḫoş ṭa ām 5) yiye eger boynuñ ṣaġ yanı segirse 6) māl bula eger boynuñ ṣol yanı segirse 7) māl bula renc-ile eger küllī boynı segirse 8) ṣadaḳa vire namāz ḳılmaḳ gerek ve hem Ḥaḳ Ta ālā - 9)ya yalvarmaḳ gerek tā kim belā-yı aẓmi 10) üstüñden gidere eger ṣa[ġ] omuzuñ segir- 11)se bir ulu pād-şāhlıḳ bulup rāḥat [306] 1) eger ṣol omuzı segirse şāẕ olup 2) sevine eger ṣaġ bāzū segirse ni met 3) ve izzet bulup şāẕ eger ṣol bāzū 4) segirse yavu ḳulunmış nesne var-ısa 5) bulup şāẕ u ḫurrem ve dōst cemālin görüp 6) feraḥ ḥāṣıl ide eger ṣaġ diresek segir- 7)se düşmāndan sehel ġam göre eger ṣol 8) diresegi segirse eylükler göre ve şāẕılıḳ 9) bula eger ṣaġ eli ve bilegi segirse çoḳ māl bula 10) ve eger ṣol bilegi ve eli segirse şāẕ 11) ululuġa yetişe ḥürmet bula eger [307] 1) ṣaġ elüñ ayası segirse çoḳ ḥayr 2) işleye eger ṣol ayası segirse yā 3) bir illetden veyā bir ḫastalıḳdan ḳurtıla 4) eger ṣaġ elüñ başbarmaġı segirse 5) ḥāceti revā eger şehādet barmaġı 6) segirse bir ḥaber ucundan ġam-nāk 7) ba żılar dimişler izzet ve kerāmet bula 8) ve eger orta barmaġı segirse ne işlerse 9) anuñ ucından sevine şāẕ 10) eger dördünci barmaġı segirse bir nesne 11) ucundan şāẕ eger küçük barmaġı [308] 1) segirse sehel ġam göre sevine dōst 2) ucından şāẕ eger ṣol elinüñ baş 3) barmaġı segirse düşmānıyla dōst 4) ve bir iş işleye andan şā[ẕ] eger ikinci barmaḳ 5) segirse kimse-y-ile münāza a idüp sözin 6) geçüre eger orta barmaġı segirse düşmānıyla 7) dōst eger dördinci barmaġı segirse 8) bir nesne bula ya bir dōst ucından 9) şāẕ eger küçük barmaġı segirse 10) māl bula girü tīz ḥarc eyleye eger ṣaġ 11) ḳolṭuġı segir[se] bir dōstından saġlıḳ ḫaberin [309] 1) işide andan şāẕılıḳ göre eger 2) ṣol ḳolṭuġı segirse bir dōstdan 3) eylik göre şāẕ sevine eger ṣaġ 4) yaġrını segirse şāẕılıḳ ve baylıḳ bula 5) bir ḳavlde ceng ve ḫışm vāḳi eger 6) ṣol yaġrını segirse şāẕılıḳ 7) bula ulu[lu]ġa yetişe göñlü gözi açıla 8) eger ṣaġ gögsi segirse bir işden 9) ġuṣṣa yiye girü şāẕ eger ṣol 10) gögsi segirse bir ḫaber işidüp 11) sevine şāẕ eger ṣaġ memesi [310] 1) segirse ḫayırlar işleye eger ṣol 2) memesi segirse eylik ve ḫoş göre ve 3) şāẕ eger pehlū segirse ṣaġ 4) yanı ziyān ire eger ṣol yanı pehlūnuñ [segirse] 5) şāẕılıġa irişe eger pehlūnuñ altı segirse 6) evlād şād eger arḳasınuñ ṣaġ 7) yanı segirse rızḳ içün birez endīşe 8) göre ammā yine eylüge döne eger arḳasınuñ 9) ṣol yanı segir[se] cümle belādan emīn 10) eger arḳasınuñ ortası segirse 11) u[lu]luḳ ve dōstlıḳ ve devlet bula eger [311] 1) gögsinüñ altı segirse bir nesne ucından 2) sevine eger gögsi segirse rāḥat eger 3) gögsinüñ altı segirse bir nesne ucından 4) sevine eger gögsinüñ ortası segirse 5) bir kimsesi gide kābinli ve yāḫūẕ bir 6) nesne ucından sevine [ş]āẕ ve eger ṣaġ 7) ve ṣol eñegisi segirse ḥurrem 8) şāẕılıḳ düşe bir sevdügi kimesneye derā- 9)ġūş ve ger yüregi segirse 10) melūl girü sevine şāẕ ve eger 11) ṣaġ bögregi segirse ġuṣṣadan ḳurtıla [312] 1) evvelinden gitmiş māl girü eline gire 2) eger ṣol bögregi segirse ġuṣṣa- 3)lardan emīn ve ḥelāl māl
15 289 eline gire 4) ḳarnınuñ ṣaġ yanı segirse ḫasta 5) ise ḫalāṣ bula eylüg-ile geçe eger ṣol 6) yanı ḳarnınuñ segirse ḫasta girü 7) tīz şifā bula eger göbegi segirse göñlü 8) gözi ṭoḳ eylüg-ile berekāt bula 9) eger ṣaġ oturaġı segirse ġuṣṣa eger 10) ṣol oturaġı segirse şāẕ ve 11) eger oduraġınuñ iki yañı segirse bir kezden [313] 1) ṣaġ eger ḳaṣuġı segirse rāḥat 2) ve ḥürmet bula ve izzet bula ve daḫı 3) murādına ire ve eger ẕekeri segirse 4) oġlı ṭoġa eger ẕekerinüñ ucı segirse 5) cimā ide eger ẕekerinüñ dibi segirse 6) ārzūladuġı kimse ile cimā ide 7) ve daḫı eger kim dübüri segirse dilegin bula 8) eger ḫayānuñ ṣaġı segirse darlıḳdan ḳur- 9)tıla eger ḫayānuñ ṣo[l] yanı segirse göñli şāẕ 10) ve şāẕılıḳlar çoḳ göre rāḥat eger 11) ve ḥayā cümle segirse murādına ire şād [314] 1) ve eger ḥayānuñ yanları segirse birez ġuṣṣalu 2) eger ṣaġ ve ṣol ve cümle ḥayā segirse 3) murādına ire eger ṣaġ uyluġı segirse çoḳ māl 4) bula ve düşmān şerrinden emīn ve seferden kimesne- 5)si gele eger ṣol uyluġı segirse ġāyetle sevine 6) şāẕ [u] ḫandān eger ṣaġ dizi segirse 7) anuñ ḥaḳḳında yavuz söz söylemeyeler pādişāhdan 8) bermurād eger ṣol dizi segirse 9) düşmānı yār olur yā ḥasreti bir ara gelüp 10) şāẕ ṣaġ incügi segirse bühtān ideler bir ḳavlde oġlı ṭoġa eger ṣaġ incügi ṭaşrası 11) segir[se] bühtān ideler yāḫūd seferī [315] 1) eger ṣol incügi segirse sevine 2) düşmānı ḫor eger ṣol incügi ṭaşrası 3) segirse bay ve ḥürmet bula eger ṣaġ 4) baldurı segirse bir yād kişinüñ namāzın ḳıla 5) ṣol baldurı segirse gözleri aydın 6) eger ṣaġ balduruñ yumşaġı segirse 7) baylıḳ göre şāẕ eger ṣol balduruñ yumşaġı 8) segirse birez melūl girü giçe 9) eger ṣaġ ṭopuġı segirse Tañrı yolına 10) mescid yapa yāḫūẕ aña menend bir ṣevāb 11) işleye eger ṣol ṭopuġı segirse nafaḳası dar bir ḳavlde daḫı maḫlūḳ ḳatında sevgülü [316] 1) eger ṭopuġuñ ṣaġ ṭaşra yanı segirse ḫayr ḫaber işide 2) eger ṭopuġuñ ṣol ṭaşra yanı segir[se] maḳṣūdı 3) ḥāṣıl eger ṭopuġuñ iç ya[nı] segirse ṣaġı 4) uzaḳ ṣefer eyleye eger ṭopuġuñ [ṣol] iç 5) yanı segirse maḳṣūd ḥāṣıl murādına 6) irişe eger ṣaġ ayaġuñ arḳası segirse 7) bir dōst ucından sevine eger ṣol 8) ayaġuñ arḳası segirse sefer eyleye 9) çoḳ eylükler göre ve çoḳ māl bula veyā- 10)ḫūẕ bir gökçek avratdan eylik göre 11) ṣaġ ayaġuñ altı segirse ṭabānı segirse [317] 1) sefer ide murādına irer yāḫūẕ bir ḫaber 2) işide eger ṣol ayaġuñ segirse yeñi ayaḳ 3) ḳabı geye yāḫūẕ bir ġāyib kimesne gele 4) eger ṣaġ ayaġuñ pençesi segir[se] ġuṣṣalu 5) eger ṣol ayaġuñ pençesi segirse şāẕı- 6)lıḳ göre eger ṣaġ ayaġuñ ökçesi 7) segirse bir ulu yirden yāḫūẕ bir dōstından 8) ḫayır ḫaber işide eger ṣol ayaġunuñ ökçesi 9) segirse bir ulu yirden eylük göre 10) sefere vara ol seferde çoḳ māl eline gire 11) eger ṣaġ ayaġuñ baş barmaġı segirse [318] 1) ḳul ṣatun ala ya ġāyib māl eline gire ve ḫayr 2) göre ve ḫayr ḫaber işide eger ṣol ayaġuñ 3) baş barmaġı segirse cümle ḥāceti revā 4) eger ṣaġ ayaġuñ ikinci barmaġı segirse 5) ceng ve ġavġā ve ḳayġūya düşe veyāḫūẓ 6) ḫastalıḳ vāḳi eger ṣol ayaġuñ 7) ikinci barmaġı segirse bir iş işleye andan 8) eylik ve fāyide göre eger ṣaġ ayaġuñ 9) üçinci barmaġı segirse gide ceng ide ammā 10) eline māl ve rızḳ gire eger ṣol ayaġuñ 11) üçinci barmaġı segirse bir cāriye ala kim [319] 1) andan sevine ve illā ḫasta girü 2) tīz geçe eger ṣaġ ayaġuñ dördünci barmaġı 3) segirse ṣıḥḥat bula çoḳ ni met bula 4) eger ṣol ayaġuñ dördinci barmaġı segirse 5) ḥasta yāḫūẕ namāza taḳṣīrlıḳ ḳıla 6) eger ṣaġ ayaġuñ beşinci barmaġı segirse 7) her ne
16 290 murādı var-ısa ḥep ḥāṣıl 8) eger ṣol ayaġuñ beşinci barmaġı segirse 9) bir ḳażāya uġraya ammā girü şāẕ 10) ululuḳ ve iḳbāl ü devlet bulmaḳ vardur 11) eger ṣaġ ayaġuñ cümle barmaḳları bir yirden [320] 1) segirse yavuz işlerden ḳurtula göñli 2) ḫoş ve ġāyıbı var-ısa gele 3) eger ṣol ayaġuñ cümle barmaḳları var-ısa 4) segirse bir yirden ḫayır sefer ḳıla ulu 5) mertebe çoḳ menfa at göre eylük bulup şāẕ [u] 6) ḫandān eger kim cümle a ẓāsı segirse 7) bir yirden bir kere ibādet eyleye maḳbūl ḥażret-i 8) inşaallāhu ta ālā vallāhu ā lem bi ṣ-ṣavāb 9) temmetü l-kitāb bi- avni llāhi l-melikü l-vehhāb 10) sene Karşılaştırmalı Tablo FBN, Halil Ersoylu, Recep Karaatlı ve Fatih Ramazan Süer in çalıştıkları yazmalarda geçen seğirmeler tablo hâlinde verilmiştir. Böylece seğirmelere getirilen yorumların kıyaslanması mümkün kılınmıştır. Seğirmeler FBN 1 depesi devlet ve ululuḳ bula 2 başuñ çevresi 3 başıñ ṣaġ yanı 4 başuñ ṣol yanı 5 başuñ öñi ululuġa ire ve māl bula sefere vara tīz girü gele ululuġa ire göñlinde n murādına yetişe bir ḳavm üzerine ulu ol ḳavm aña muṭī 6 başuñ ardı 7 alnı dilegi yerine [gele] māl bula H. Ersoylu (B1) şeref ve devlet bula Recep Karaatlı Ramazan Süer māl ve ululuḳ bula pādişāhlıġa lāyıḳ ise pādişāh ululuk bula mal, ululuk bula bir yād kişinüñ ucundan şād bir ḳavm üzerine ululuḳ eyleye sefere vara gele çoḳ fāide göre sefere vara tīz gele bir bölük halk üzerine ululuk eyleye gine sefere vara mübārek sefer ide girü tez gele bir ḳavmin üzerine ulu şāẕū sevine oġul içün yā bir dost içün şād işi seferse seferi murādınca 8 alnınuñ ṣaġ ḫaber irişe didügin bula oġul ucundan
17 yanı 9 alnuñ ṣol yanı murādına ire sefere gide murādına irişe 10 eñse bir sehelce ġuṣṣa çeke 11 ḳafa sehl ġuṣṣa göre 12 ḳulaḳ (ṣaġı) ululardan eyü söz işide 13 ṣol ḳulaḳ düşmānuñ helaklıġın işide düşmānları yaramazlıġ-ıla añalar 14 ṣaġ kişi-ile ceng ü ḳulaġuñ ġavġā ide anuñ yumşaġı sözi üstün 15 ṣol ḳulaġınıñ yumşaġı 16 ṣaġ ḳulaġınuñ delügi 17 ṣol ḳulaġınuñ delügi 18 ṣaġ ḳulaġuñ ardı 19 ṣol ḳulaġuñ ardı yavuz söz işide anı yaramazlıġa añalar ululuḳ ve pādşāhluḳ bula (baş ) 291 yā bir dost ucundan eyülük göre istedügin bula māl cihetinden biraz ḳayġu göre yavuz söz işide eyü söz işide şād yavuz söz ile yavuzluġına añalar añalar ceng ide bir kimse ile cenk ide kendünüñ eli üstün dōstlarla eyü eylükle añıla ululuk beylik bula dōstından eylük ḫaberin göre ve işite azacuḳ ḳayġu çeke bir kimesne ile savaşa onuñ sözi üstün bir dōsta armaġan göndere bir dost anı kāh kāh eyülük ile aña azacuḳ ḳayġu göre tiz giçe ḫalḳ arasında sözi ġāyetde maḳbūl ḥayr ḫaberler işide bir kimse-ile sözi geçe bir dost tīz şāẕ bir kimse ile söyleşe kendi sözi üstün bir dost anı eyülügile aña 20 ḳaşı bile bir dostuñ didarın göre 21 ṣaġ ḳaşuñ şāẕ sın ya dōst ucından eyülik göresin şāẕīlıḳ göre şāẕlıḳ bula yā erkek oġlı yā bir dost
18 ṣol ḳaşı (20) 23 ṣaġ ḳaşuñ ṣaġ gözi bile 24 ṣol ḳaşuñ ile ṣol gözüñ bile 25 ṣaġ gözinüñ içi 26 ṣol gözinüñ içi 27 ṣaġ gözüñ yuḳaru ḳapaġı 28 ṣol [gözüñ] yuḳaru ḳapaġı 29 ṣaġ gözüñ aşaġa ḳapaġı 30 ṣol gözüñ aşaġa ḳapaġı 31 gözlerüñ kirpükleri 32 ṣaġ gözüñ yuḳarı kirpügi 33 [ṣaġ gözüñ] aşaġa kirpügi bī- niyāzlıḳ ve baylıḳ göresin şāẕ bir dōstuñ mevti ḫaberin işide ammā mīrāẟın yiyüp çoḳ ṣafālar süre bir ḥasreti ile buluşup gözinden gerçi(?) yaşı aḳa ammā kim çoḳ eyliklerin göre sevine eyü ḥūydan yavuz ḫūya döne murādınca şāẕılıḳ göre şāẕ şāẕılıġa irişe nefsin yeñüp bir zarardan ḳurtulup feraḥlar ḥāṣıl bir nesne içün melūl olup aġlaya azacük ġam göre girü tīz giçe şāẕ ve rāḥat ulu kişi ucundan nāgāh sevine dost ḫayr ile aña murādına irişe eylük bula ḳayġuluḳ bir miḳdār ḳayġulu ammā yine tīz sevine rāḥatlıḳ ve baylıḳ bula düşmān ile ceng ide şāẕ ve rāḥat melūl olup aġlaya yolundan yaramazlıġa döne bir nesne ucundan sevine şād ġāyet şādlıġa irişe sevine cenk ide āḳıbet ġālib melūl olup aġlaya şādlıḳ ve rāḥatlıḳ bula ucundan şād raḥatlıḳ baylıḳ bula murādın bula bir pāre ḳayġu göre eyü ḫūydan yavuz ḫūya döne murādı ucundan feraḥnāk feraḥ-nāk sevine şāẕi ve raḥat bir kimesne göre çoḳdan görememiş bir ululuḳ ucından sevine şād çoḳ bir kimse göre çoḳdan görmemiş bir uludan nāgāh şād
19 ṣaġ gözüñ ḳuyruġı 35 ṣol gözüñ ḳuyruġı 36 ṣaġ gözüñ çevresi 37 ṣol gözüñ çevre[si] 38 ṣol gözüñ yuḳarı kirpügi segirse 39 [ṣol gözüñ] aşaġa kirpügi 40 ṣaġ bebegi 41 ṣol bebegi 42 ṣaġ bıñarı 43 ṣol gözinüñ bıñarı 44 ṣaġ gözüñ burnundan yanı 45 ṣol gözüñ burnundan yanı azacuḳ ḫastalıḳ göre bir ḫoş nesneden nāgāh sevine şāẕ pād-şāhdan murādına irişe şāẕ ve rāḥat sehl ḫasta her ne murād var ise ḥāṣıl fāyide göre māl ve dünyālıḳ māl ucundan eline gire sevine ḫāndān şād oġlan ucundan oġulcuġından sevine şād bir miḳdār ḫāstalıḳ göre yine tīz ṣaġ sevine şād sevine murādı ḥāṣıl anı yaramazlıġıla yād ideler bir zamān ādemīler diline düşe yaramazlıġıla añalar ol kimesne mekke ye varup nūr göre bir kimse sevdüginden ayırup günāhkār hem kendü aġlaya hem ayurduġı aġlaya sevdügünüñ boynına ḳol erkek oġlı ṭaġa şāẕ ve ferrūḫ bir illet veya zaḥmet varışa ḫalāṣ şād bir nesne ucundan şād ġamdan āzād kendü yaramazluġıyla añalar ġafletden ḫalaṣ bir zamān ḫalḳ bir zamān diline ḫalḳuñ diline düşeyaramazlıġıla yād ideler düşe sevinüp şād erkek oġlı baġlaya şād ve ḥurrem Ḥaḳ Te ālā bir oġlan vire 46 cümle şāẕ şāẕılıḳ ve şāẕlıḳ ve şādlıḳ ve baylıḳ şāẕlıḳ ve
20 294 burnı baylıḳ bula baylıḳ bula bula baylıḳ bula adı çıḳa u[lu]luḳda ve 47 burnuñ ucı 48 burnuñ içi 49 burnuñ ṣaġ yanı 50 burnuñ ṣol yanı 51 burnuñ ṣaġ delügi 52 burnuñ ṣol delügi 53 ṣaġ yañaġı 54 ṣol yañaġı 55 aġzuñ ṣaġ yanı 56 aġzuñ ṣol yanı 57 yuḳaru dudaġı 58 aşaġa dudaġı 59 iki dudaġı ceng ide kimse-yile ḳayġulu düşe āḫir [yi]ne şāẕ eyü adla añıla ḫamr içe ḳayġulu adı ṣanı çoḳ ve ululuḳ ve izzet bula cenk ide ammā düşmān üzerine ġālib ḳayġulu āḫırına sevine ululuḳ birle adı meşhūr ṣaḳın kim nāgāh cenk ide ḳayġu irişe ammā kim sevine delīldür şāẕ sevine şād şād olup feraḥnāk ḳayġuya düşe ḫasta-ise ṣıḥḥat azacuḳ ḳayġu yāḫūẕ zaḥm dege bula sevine göre ya sögmek işide ḥaste ise ḥalāṣ ve şāẕ bir iş işleye kim andan utana yāḫūẕ ġāyib göre sevinesin ḫasta ise şifā bula ġuṣṣalu ise şāẕ bir işleye kim utana veya ġāyib gele bir iş işleye anda ba żılar dimiş kim ġāyib göre yāḫūd birez zahım irişe yāḫūd söz işide ululuḳ bula ululuḳ bula ululuḳ ve devlet irişe şāẕ şāẕ şādlıḳ ve göñül ḫoşlıġı ire ġāyıbdan kimsesi düşmānına düşmānın zelīl gele görüşe ḳaḫr ide eyleye kār düşmānı ẕelīl eyleye ḫacālet-ile ṣıya dōstın göre şāẕ yāḫūẕ bir kimse-y-ile ceng düşmānı ḥaḳīr eyleye bir ġāyib gele ḳalmaya yine ġālib gele sevine dostın göre ba żılar dimiş ki cenk eyleye ve ḫasta yine ṣıḥḥat bula bir iş ide kim kendünüñ işinden şermsār şāẕlıḳ bula ḫāndān ġayb kimsesi gele düşmāna ḳarşı söyleşe muḥabbet eyleye dostın ḥoşlıḳda göre ba żıları demiş kim
21 ide 60 dili kimesne ile fāḥişe söyleye elbette ceng ide 61 eñegi ceng ide ve düşmānlıḳ belüre iki [dō]stuñ arasında 62 eñegüñ kimesne anı çuḳurı eylük-ile aña 63 boġazı ḫoş ṭa ām yiye ḫoş ṭa ām ekl eyleye 64 boynuñ ṣaġ yanı 65 boynuñ ṣol yanı 66 küllī boynı 67 ṣa[ġ] omuzuñ 68 ṣol omuzı 69 iki omuzı bile māl bula māl bula renc-ile ṣadaḳa vire namāz ḳılmaḳ gerek ve hem ḥaḳ ta ālā ya yalvarmaḳ gerek tā kim belā-yı aẓmi üstüñden gidere bir ulu pād-şāhlıḳ bulup rāḥat şāẕ olup sevine eylükle añıla māl bula çoḳ fā ide göre ḫazīne eline gire ba żılar dimişler ki dostına irişe cenk ide düşmānlar düşmānlıḳ eyleye ḫoş ta ām yiye ba żılar dimişler kim ġam-nāk māl eline gireandan çoḳ menfa at bula māl ve dünyālıḳ eline gire ve ammā incitmeyeler yiye bir ṣadaḳa vire ve namazın ḳıla ta tīl eyleye tā kim allāh te ālā anuñ üzerinden belayı gidere beglik ve şādlıḳ ve eyülük ululuḳ bula bula ġāyet sevine beglik ve rāḥatlıḳ bula ḥużūr bula bir kimsene ile ceng ide bir kimse ile cenk ide cidāl eyleye ġālib 295 kimse ile cenk ide yāḫūd dostıyla öpüşe kimseyle cenk ide ḳatı ḳatı cenk ide ādavet belüre kendü ile dostı arasından kimse anı eylük ile aña māl bula çoḳ menfa atlü māl bula ammā rencle zaḥmetle sadaḳa virmek gerek oruç [tutmak] ve namaz ḳılmaḳ gerek ḫudā ya yalvarmaḳ gerek tā ki belā-yı azīmi üzerinden reddeyleye pādişāh olup raḥat şādān kimseyle arbede ide
22 ṣaġ ṭalusı ululuḳ bula 71 ṣol ṭalusı eyülik şāẕlıḳ bulup eyü fi il ḫāṣıl ide 72 ṣaġ bāzū ni met ve izzet bulup şāẕ 73 ṣol bāzu yavu ḳulunmış nesne var-ısa bulup şāẕ u ḫurrem ve dōst cemālin görüp feraḥ ḥāṣıl ide 74 ṣaġ diresek düşmāndan sehel ġam göre şāẕlıḳ ve devlet bula yavu ḳılınmış nesne bula düşmān belüre sehl ġam göre şādlıḳ ve izzet bula ba żılar dimişler ki ġam ve ġuṣṣa göre ve ba żılar dimişler ki eger er-ise avrat ala eger avrat-ise ḳoca ala żāyi olmış nesnesi varışa bula düşmān belüre sehelce ġam ve ġuṣṣa çeke ve yine şād māl ve dünyālıḳ izzet ni met şāẕlıḳ bula ba żıları dimiş kim sehel ġam göre yavu varmış eline gire ṣıḥḥat ile dīdār-ı yār göre düşmān belüre sehel ġam göre ṣoñra ḥāndān māl bula şād 75 ṣol diresegi eylükler göre ve māl içün şāẕılıḳ bula ġāyet şāẕ eline gire sevine 76 bili nesne bula ġāyibden bir sevine nesne eline gire sefer ide 77 bilünüñ altı şāẕ ve ululuḳ bula 78 belinüñ üstü 79 belinüñ ṣol yanı 80 belinüñ öñi 81 belinüñ ortası bir nesne bula yāḫūd mübārek bir bölük ḳavm üzerine ululuḳ eyleye düşmān n girü dost şāẕlıḳ ḥāṣıl rūz gele sevine şādlıḳ bula düşmān kendüden döne ammā ziyān gelmeye ve
23 297 şādlıḳ bula 82 ṣaġ eli ve çoḳ māl bula bilegi 83 ṣol bilegi şāẕ ululuġa ve eli yetişe ḥürmet bula 84 bilegi segirse 85 ṣaġ eli ḫayr hacet ḳabūl çoḳ māl bula sevine 86 ṣol eli ululuḳ ve devlet māl ululuḳ bula bulup sevine 87 ṣaġ elüñ ayası çoḳ ḥayr işleye her ne murād var çoḳ ḫayrlar eyleye bir lilletden ḫālāṣ 88 ṣol ayası ya bir illetden veyā bir ḫastalıḳdan ḳurtıla 89 ṣaġ elüñ ḥāceti revā başbarmaġı 90 şehādet barmaġı 91 orta barmaġı 92 dördünci barmaġı 93 küçük barmaġı 94 ṣol elinüñ baş barmaġı 95 ikinci barmaḳ bir ḥaber ucından ġam-nāk ba żılar dimişler izzet ve kerāmet bula ne işlerse anuñ ucından sevine şāẕ bir nesne ucından şāẕ sehel ġam göre sevine dōst ucından şāẕ düşmān-ıla dōst ve bir iş işleye andan şā[ẕ] kimse-y-ile münāza a idüp ise ḥāṣıl şāż ve rāḥat bir adāvetden ḳurtula illetden ve zaḥmetden ḳurtula ḥāceti revā bir ḫaber ucundan ġamnāk ve ba żılar izzetden ve keremdendür dirler bir işiñi işler lāşek sevine ḥāceti reva bir ḫaber ucundan ġam göre ammā yine müşkīli āsān her ne iş kim işleye anuñ ucundan şāẕ sevine bir nesne ucundan ḥurrem düşmānla münāza atla söz geçüre bir miḳdār ġamdan ve ġuṣṣa ṣoñra sevine şād düşmanlar ile savaşa ammā ziyān gelmeye ḫayr ḫaber işidüp sevine sehel ġam göre ṣoñra şād düşmānıyla söyleşe dost kimseyle söyleşe
24 orta barmaġı 97 dördinci barmaġı 98 küçük barmaġı 99 ṣaġ ḳolṭuġı segir[se] 100 ṣol ḳolṭuġı 101 ṣaġ yaġrını 102 ṣol yaġrını sözin geçüre düşmānıyla dōst bir nesne bula ya bir dōst ucından şāẕ māl bula girü tīz ḥarc eyleye bir dōstından saġlıḳ ḫaberin işide andan şāẕılıḳ göre bir dōstdan eylik göre şāẕ sevine şāẕılıḳ ve baylıḳ bula bir ḳavlde ceng ve ḫışm vāḳi şāẕılıḳ bula ulu[lu]ġa yetişe göñlü gözi açıla 103 ṣaġ gögsi bir işden ġuṣṣa yiye girü şāẕ bir dostdan şāẕ ḳayġu geçüre bir kimsene ile münāzā a idüp sözin geçüre devlet ve māl bulup sevine māl eline gire ve tīz ḫarc eyleye durmaya azacıḳ ġuṣṣa çeke yine ḫayra döne çoḳ pul bula sevine şād ve ba żılar dimişler ki cenk ide bir kimseden ḳorḳa bir işden ḳorḳu ve ġuṣṣa çeke münāzi eyleye kendü sözüñ geçüre ḫayr işleye şād nesne bula sevine ya bir dost ucundan şād māl bula girü tīzcek geçe azacuḳ ḳayġu göre bir dost ucundan şād dāīmā bir işden ḳorḳa ġuṣṣa yeye bir ḫayr iş ide 104 ṣol gögsi bir ḫaber işidüp sevine [şā]ẕ bir ḫaber işide bir ḫayr ḫaber işide sevine şāẕ 105 gögsinüñ bir nesne ucından.. avrat diliyle altı sevine aña düşmān lar 106 gögsi rāḥat 107 gögsinüñ ortası bir kimsesi gide kābinli veyāḫūẕ bir nesne ucından sevine [ş]āẕ 108 ṣaġ ve ṣol ḥurrem şāẕılıḳ
25 eñegisi 109 ṣaġ memesi 110 ṣol memesi 111 memenüñ altı 112 iki meme bir kezden 299 düşe bir sevdügi kimesneyi derāġūş ḫayırlar işleye ḫayrlar işleye ḥaḳ te ālā ḫayru ir göre eylik ve ḫoş göre eyülük ve eyülük ḫoşluḳ ve şāẕ ḫoşlıḳ bula bula altı kez evlene allāhu ālem altı kez evlene sevine şād eyülükler bula yāḫūd işleye 113 pehlū[nuñ] ziyān ire ṣaġ yanı 114 pehlūnuñ şāẕılıġa irişe ṣol yanı [] 115 pehlūnüñ evlād şād altı 116 arḳasınuñ ṣaġ yanı rızḳ içün birez endīşe göre ammā sevine şād biraz zaḥmet irişe rızḳ 117 arḳasınuñ ṣol yanı segir[se] 118 arḳasınuñ bir yanı 119 arḳasınuñ ortası yine eylüge döne cümle belādan emīn bir zamān cümle belādan emīn ucundan oġlı ṭoġa.. ululuḳ bula u[lu]luḳ ve dōstluḳ ve devlet bula erkek oġlı ṭoġa ululuḳ ve devlet bula beylik ululuḳ bulup raḥat 120 arḳası bir ulu kişiden çoḳ ḫaber işide 121 cümle rızḳ içün şāẕ birez ḳayġulu ḳayġu ḳatılıḳ arḳası ammā ṣoñı irişe ḫayr 122 yüregi melūl girü eylük irişe melūl ve sevine şāẕ yine sevine 123 yüreginüñ melūl ama üsti tīz geçe 124 ṣaġ bögür bir ziyān irişe 125 ṣol bögür bir ḫaber-i beşāret gele
26 ṣaġ bögregi 127 ṣol bögregi 128 ḳarnınuñ ṣaġ yanı ġuṣṣadan ḳurtıla evvelinden gitmiş māl girü eline gire ġuṣṣalardan emīn ve ḥelāl māl eline gire ḫasta ise ḫalāṣ bula eylüg-ile geçe belālardan emīn olup rāḥat ḫasta ise şifā bula iyilüge döne ḫasta yine tīz şifā bula ḫastalıḳdan ḥalāṣ 129 ṣol yanı ḳarnınuñ ḫasta girü tīz şifā bula ḥasta girü tīz geçe 130 ḳarnı göñli ḫoş 131 göbegi gönlü gözi ṭoḳ teni şifā bula bay eyülük eyülükler eylüg-ile berekāt ve bereket bula bereketler bula bula bay 132 ṣaġ yanı ḫayr beşāret 133 ṣaġ oturaġı ġuṣṣa 134 ṣol oturaġı şāẕ 135 oduraġınuñ bir kezden ṣaġ iki yañı 136 ḳaṣuġı rāḥat ve ḥürmet bula ve izzet bula ve daḫı murādına ire ḳız oġlan ala şādlıḳ bula murād bula 137 ḳasıġınuñ ṣaġ yanı 138 ḳasıġınuñ ṣol yanı bir zamān ḫasta ammā yine iyü eylik ve rāḥatlıḳ bula veyāḫud ḫayrlu sefer ide yine ṣaġlıġıla gele 139 ẕekeri oġlı ṭoġa izzet ve ḥürmet bula ḥurmet ve izzet bula sevdügi kimesne ile cima ide ḳız oġlanıyla cimā ide izzet ve mertebe bulup maḥbūbıyla mücāmā eyleye
27 140 ẕekerinüñ cimā ide ucı 141 ẕekerinüñ ārzūladuġı kimse dibi ile cimā ide 142 dübüri dilegin bula bir yirden bir yire gide bir yerden bir yere gide yine tīz gele 143 dübürüñ sa ādet ṣaġ yanı döşegine rāḥat 144 [dübürüñ] ṣol yanı 145 ḫayānuñ ṣaġı 146 ḫayānuñ ṣo[l] yanı ḥayā cümle 147 ḥayānuñ yanları 148 ṣaġ ve ṣol ve cümle ḥayā segirse 149 ṣaġ uyluġı şādlıḳ ve rāḥatlıḳ ve ḫayrlar göre bir yirden bir yire vara sa ādet döşeginde otura 301 şādlıġa irüşüp raḥat darlıḳdan ḳurtıla sevine şād ṭarlıḳdan ḫalāṣ olup şād göñli şāẕ ve birez ḳayġu ḳayġu çeke illā şāẕılıḳlar çoḳ göre çeke ṣoñra şād sa ādete irişe rāḥat murādına ire şād birez ġuṣṣalu ṭarlıġa düşe ama tīz geçe darlıġa düşe ṭarlıġa düşe ammā yine ḫalāṣ murādına ire çoḳ māl bula ve düşmān şerrinden emīn ve seferden kimesnesi gele ġāyetle sevine şāẕ 150 ṣol uyluġı [u] ḫandān 151 ṣaġ dizi anuñ ḥaḳḳında yavuz söz söylemeyeler pādişāhdan bermurād 152 ṣol dizi düşmānı yār olur ya ḥasreti bir ara gelüp şāẕ birez düşe yine ġānī çoḳ şādlıḳ ve eylik göre rdan söz bir sevgülü cān işide ucından sevine pādşāhından şāẕ eylik göre pād-şāhdan bir düşmeni ẕāhir bir kimesne-ile düşmān veyāḫūd azacıḳ ḫastalıḳ vāḳi ġamgīn ba żıları dimiş kim seferde kimsesi var ise gele çoḳ şāẕlıḳ eyülük göre pādişāhdan çoḳ eyülük göre düşmān belüre yā ḫasta
28 ṣaġ incügi 154 ṣaġ incügi ṭaşrası 155 ṣol incügi 156 ṣol incügi ṭaşrası 157 ṣaġ baldurı 158 ṣol baldurı 159 ṣaġ balduruñ yumşaġı 160 ṣol balduruñ yumşaġı 161 ṣaġ ṭopuġı (ṣaġ ṭabanı ) 162 ṣol ṭopuġı 163 ṭopuġuñ ṣaġ ṭaşra yanı 164 ṭopuġuñ ṣol ṭaşra yanı yanı 165 ṭopuġuñ ṣaġ iç ya[nı] 166 ṭopuġuñ [ṣol] iç bühtān ideler bir ḳavlde oġlı ṭoġa bühtān ideler yāḫūd seferī sevine düşmānı ḫor bay ve ḥürmet bula bir yād kişinüñ namāzın ḳıla yine eyü at üzerine gele bay kişinüñ namāzın ḳıla veyāḫūd nāgāh eyluġa ve ḫayra yitişe gözleri aydın şāẕ şād ve ġāyib ucından gözi aydın baylıḳ göre şāẕ birez melūl girü giçe Tañrı yolına mescid yapa yāḫūẕ aña menend bir ṣevāb işleye nafaḳası dar bir ḳavlde daḫı maḫlūḳ ḳatında sevgülü baylıḳ ve şādlıḳ bula bir nesne ucundan gözi aydın melūl ammā tīz geçe baylıḳ bulup şād devlet bula devlet izzet bulup ḥayr işleye yāḫū mescid yapa nafaḳası dar ḫayr ḫaber işide maḳṣūdı ḥāṣıl uzaḳ ṣefer eyleye maḳṣūd ḥāṣıl murādına irişe nafaḳası ṭar
29 303 yanı 167 ṣaġ ayaġuñ arḳası 168 ṣol ayaġuñ arḳası 169 ṣaġ ayaġuñ altı ṭabānı 170 ṣol ayaġuñ [altı] segirse 171 ṣaġ ayaġuñ pençesi 172 ṣol ayaġuñ pençesi 173 ṣaġ ayaġuñ ökçesi 174 ṣol ayaġunuñ ökçesi 175 ṣaġ ayaġınuñ üsti 176 ṣol ayaġınuñ üsti 177 ṣaġ ayaġuñ baş barmaġı bir dōst ucından sevine sefer eyleye çoḳ eylükler göre ve çoḳ māl bula veyāḫūẕ bir gökçek avratdan eylik göre sefer ide murādına irer yāḫūẕ bir ḫaber işide yeñi ayaḳḳabı geye yāḫūẕ bir ġāyib kimesne gele bir ulu ucından veyāḫūd bir devletlüden şād sefer eyleye ve çoḳ māl eline gire bir güzel avratdan fāyide göre bir ulu ucundan ya bir dost ucundan feraḥnāḳ sefere çıḳa māl bula ya bir gökçek yüzlü ḫatun ala eyülük göre mübārek sefere gide sefer ide murādına irüp girü gele ġuṣṣalu şāẕılıḳ göre bir ulu yirden yāḫūẕ bir dōstından ḫayır ḫaber işide bir ulu yirden eylük göre sefere vara ol seferde çoḳ māl eline gire ululuġa dege ḫuṣūmet bir ulu kimse içün şāẕ sefere gide mübārek isim ile gele sefere gide ḳul ṣatun ala ya ġāyib māl eline gire ve ḫayr göre ve ḫayr ḫaber işide ḳul ḳaravaş ḳul ṣatun ala veyāḫūd ġāyib yerden māl eline gire ḳul ṣatun ala
30 ṣol ayaġuñ baş barmaġı 179 ṣaġ ayaġuñ ikinci barmaġı 180 ṣol ayaġuñ ikinci barmaġı 181 ṣaġ ayaġuñ üçinci barmaġı 182 ṣol ayaġuñ üçinci barmaġı 183 ṣaġ ayaġuñ dördünci barmaġı 184 ṣol ayaġuñ dördünci barmaġı 185 ṣaġ ayaġuñ beşinci barmaġı 186 ṣol ayaġuñ beşinci barmaġı 187 ṣaġ ayaġuñ cümle barmaḳları bir yirden 188 ṣol ayaġuñ cümle barmaḳları var-ise cümle ḥāceti revā ceng ve ġavġā ve ḳayġūya düşe veyāḫūẓ ḫastalıḳ vāḳi bir iş işleye andan eylik ve fāyide göre gide ceng ide ammā eline māl ve rızḳ gire bir cāriye ala kim andan sevine ve illā ḫasta girü tīz geçer ṣıḥḥat bula çoḳ ni met bula ḥasta yāḫūẕ namāza taḳṣīrlıḳ ḳıla her ne murādı var-ısa ḥep ḥāṣıl bir ḳażāya uġraya ammā girü şāẕ ululuḳ ve iḳbāl ü devlet bulmaḳ vardur yavuz işlerden ḳurtula göñli ḫoş ve ġāyib varısa gele bir yirden ḥayır sefer ḳıla ulu mertebe çoḳ menfa at göre eylük bulup şāẕ [u] ḫandān mübārekdür cümle ḥāceti revā bir sehel ġam ve ġuṣṣa çeke ve ṣoñra rāḥatlıḳ bula bir iş işleye andan eylik ve fāyide göre cenk ide ḳayġuya düşe ammā ziyān gelmeye ḫasta veyāḫūd namāzda taḳsīratı raḥmet ide ve ni met ziyāde feraḥlar ve şādlıḳlar ḥāṣıl her ne murādı varışa ḥāṣıl bir tasacıḳ gele girü şād olup sevine yavuz işlerden ḳurtula bir yerden bir yere sefer ide menfa at ve eylik bula hāceti revā ḳayġuya irişe vāfir eyülük göre māl ni met bula şād cenk ide ammā girü ni met bula ḫasta ya kāhil ḥaḳ dan dilegi revā cümle ḳayġuları def ḳatılıḳdan ḫalāṣ bir yerden bir yere gide żarar sefer ide ḳayġulu oluna
31 cümle a ẓāsı bir yerden bir kere ibādet eyleye 10. Sonuç FBN no. 178 de bulunan mecmuanın üçüncü metni n seğir-nâme genel itibariyle sade dille yazılmıştır. Eserin müstensihi ve istinsah yeri belli değildir. Eser, H. 967 (M. 1560) tarihinde tamamlanmıştır. 16. yüzyıl Eski Anadolu Türkçesinin bitip Osmanlı Türkçesinin başladığı yüzyıl rak kabul edilir. Eser dil özellikleri bakımından Osmanlı Türkçesi döneminde yazılmış olmakla birlikte büyük ölçüde Eski Anadolu Türkçesi hususiyetlerini taşımaktadır. Gerek kelime tabanında gerekse eklerde EAT döneminde yuvarlak ünlülü kullanılan bir kısım eklerin düz ünlülü şekilleri eserde görülmektedir. Yazma, barındırdığı seğirme sayısıyla (151) şimdiye kadar üzerinde çalışma yapılan mensur seğir-nâmelerin en hacimlilerinden birisidir. Daha önce yapılan seğir-nâme metinleriyle FBN de bulunan Segir-nâme metni arasında, seğirme sayıları ve uzuvların seğirmelerine getirilen yorumlar bakımından farklılıklar vardır. Bu durumun daha iyi anlaşılabilmesi için mensur şekilde meydana getirilmiş n çalışmalardan Halil Ersoylu, Recep Karaatlı ve Ramazan Fatih Süer in çalışmalarında geçen seğirmeler ile FBN yazmasında geçen seğirmelerin karşılıklı tablosunu çalışmaya eklenmiştir. Dört (FBN ile Halil Ersoylu, Recep Karaatlı ve Ramazan Fatih Süer çalışmaları) seğir-nâme metni karşılaştırıldığı zaman 189 seğirmenin olduğu görülmüştür. Bu durum diğer metinlerde yer alan seğirmeler ile yeni seğirnâme metinlerinin bulunup karşılaştırılmasıyla sayının daha da artacağının bir göstergesidir. Seğir-nâme sadece dil özellikleri açısından değil, barındırdığı sözvarlığı ile de (eñek, bögrek, bilesinde, baylık, kimesne, ucından gibi bugün kullanımda olmayan) Türkçeye katkı sağlayacak niteliktedir. Seğir-nâmelerin gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok yazması olduğu anlaşılmaktadır. Manzum ve mensur rak yazılan seğir-nâmeler müstakil eserler hâlinde hazırlandığı gibi, tabir-nâme ve kıyafet-nâme türünde yazılmış eserlerin ya da çeşitli mecmuaların bir bölümünü teşkil eden edebî bir tür şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu da seğir-nâme metinlerinin gözden kaçmasına sebep n unsurlardan biri rak
32 306 gözükmektedir. Tespit edilen yeni seğir-nâme yazmaları üzerine yapılacak çalışmaların bu türde yazılan eserlerin dilinin ve sözvarlığının ortaya çıkarılmasına katkı sağlanacağı aşikârdır.
33 KAYNAKÇA 307 BLOCHET, E. (1932). Bibliotheque National Catalogue Manuscrits Turcs I, Paris Bibliotheque National 58 rue de Richelieu. ERSOYLU, Halil (1989). Seğir-nâme, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı (Belleten) 1985, (Ankara 1989), ; (1992) Seğir-nâme (II), Türk Dili Araştırmaları Yıllığı (Belleten) 1992, (Ankara, 1995), GÜLENSOY, Tuncer (2007), Köken Bilgisi Sözlüğü I, TDK Yay., Ankara. KARAATLI, Recep (1999). Türkçe Bir Seğir-nâme Üzerine, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1999/I-II, KORKMAZ, Zeynep (1997). Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri ve Ek Kalıplaşması Olayları, TDK Yay., Ankara., Zeynep (2007). Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yay., Ankara. ÖLMEZ, Mehmet (2003). Çağataycadaki Eskicil Öğeler Üzerine, Mustafa Canpt Armağanı (Yay. Hzl. A. Ata-M. Ölmez), Ankara, Sanat Kitabevi, ÖZER, Arif (1969). Türkçe İki Seğirnâme Kitabı Üzerine, Türk Kültürü, C.VII, S. 77, Mart 1969, ÖZERGİN, Muammer Kemal (1967). Eski Bir Seyirme-nâme, Türk Folklor Araştırmaları, 10, S. 211, Şubat SERTKAYA, Ayşe Gül (2011). Bilinmeyen bir Seğirnâme yazması, 38. Icana Ankara-Türkiye. Bildiriler: Dil Bilimi, Dil Bilgisi ve Dil Eğitimi. Ankara, 2011, SÜER, Fatih Ramazan (2011). Bir Seğirname Örneği, Turkish Studies-International Periodical Forthe Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/4 Fall 2011, p
34 308 SÜMBÜLLÜ, Yusuf Ziya (2007). Seğir-nâme ve Seğirmek Manaları Üzerine Bir İnceleme, Atatürk Ün. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 32, Erzurum, 2007, 53-69, (2008). İlm-i Tefe ül ve Tefe ül-nâme (Ku rân falı) Üzerine Bir Değerlendirme, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Volume 1, Issue 2 Winter 2008, , (2010). Seğirname, Fenomen Yay., Erzurum. SÜMBÜLLÜ, Yusuf Ziya-GÖZİTOK, Mehmet Akif (2014). Gaybî İlim Şubesi Olarak İhtilâc-nâmeler ve Mevlânâ Sevâdî nin Manzum İhtilâc-nâmesi, Dede Korkut Dergisi, C. 3, S. 6, Ordu, ŞAKAR, Sezer Özyaşamış (2010). Bir Tür Fal Kitabı: İhtilâc-nâme, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, İstanbul, S. 22, TATÇI, Mustafa (1993). Türk Edebiyatında İki Tür Seğirname ve Çınname, Türk Dünyası Araştırmaları, İstanbul, S. 87, TİETZE, Andreas (2002). Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Sözlüğü, C. I, İstanbul. Türkçe Sözlük (2005). TDK Yay., Ankara. VARDAR, Berke (2002). Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Multilingual Yay., İst.
35 309 Tıpkıbasım Örnekleri 296
36 310 Tıpkıbasım Örnekleri 298
37 311 Tıpkıbasım Örnekleri 304
38 312 Tıpkıbasım Örnekleri 308
39 313 Tıpkıbasım Örnekleri 317
40 314 Tıpkıbasım Örnekleri 319
31 305 189 cümle a ẓāsı bir yerden bir kere ibādet eyleye 10. Sonuç FBN no. 178 de bulunan mecmuanın üçüncü metni n seğir-nâme genel itibariyle sade dille yazılmıştır. Eserin müstensihi ve istinsah yeri belli değildir. Eser, H. 967 (M. 1560) tarihinde tamamlanmıştır. 16. yüzyıl Eski Anadolu Türkçesinin bitip Osmanlı Türkçesinin başladığı yüzyıl rak kabul edilir. Eser dil özellikleri bakımından Osmanlı Türkçesi döneminde yazılmış olmakla birlikte büyük ölçüde Eski Anadolu Türkçesi hususiyetlerini taşımaktadır. Gerek kelime tabanında gerekse eklerde EAT döneminde yuvarlak ünlülü kullanılan bir kısım eklerin düz ünlülü şekilleri eserde görülmektedir. Yazma, barındırdığı seğirme sayısıyla (151) şimdiye kadar üzerinde çalışma yapılan mensur seğir-nâmelerin en hacimlilerinden birisidir. Daha önce yapılan seğir-nâme metinleriyle FBN de bulunan Segir-nâme metni arasında, seğirme sayıları ve uzuvların seğirmelerine getirilen yorumlar bakımından farklılıklar vardır. Bu durumun daha iyi anlaşılabilmesi için mensur şekilde meydana getirilmiş n çalışmalardan Halil Ersoylu, Recep Karaatlı ve Ramazan Fatih Süer in çalışmalarında geçen seğirmeler ile FBN yazmasında geçen seğirmelerin karşılıklı tablosunu çalışmaya eklenmiştir. Dört (FBN ile Halil Ersoylu, Recep Karaatlı ve Ramazan Fatih Süer çalışmaları) seğir-nâme metni karşılaştırıldığı zaman 189 seğirmenin olduğu görülmüştür. Bu durum diğer metinlerde yer alan seğirmeler ile yeni seğirnâme metinlerinin bulunup karşılaştırılmasıyla sayının daha da artacağının bir göstergesidir. Seğir-nâme sadece dil özellikleri açısından değil, barındırdığı sözvarlığı ile de (eñek, bögrek, bilesinde, baylık, kimesne, ucından gibi bugün kullanımda olmayan) Türkçeye katkı sağlayacak niteliktedir. Seğir-nâmelerin gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok yazması olduğu anlaşılmaktadır. Manzum ve mensur rak yazılan seğir-nâmeler müstakil eserler hâlinde hazırlandığı gibi, tabir-nâme ve kıyafet-nâme türünde yazılmış eserlerin ya da çeşitli mecmuaların bir bölümünü teşkil eden edebî bir tür şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu da seğir-nâme metinlerinin gözden kaçmasına sebep n unsurlardan biri rak
32 306 gözükmektedir. Tespit edilen yeni seğir-nâme yazmaları üzerine yapılacak çalışmaların bu türde yazılan eserlerin dilinin ve sözvarlığının ortaya çıkarılmasına katkı sağlanacağı aşikârdır.
33 KAYNAKÇA 307 BLOCHET, E. (1932). Bibliotheque National Catalogue Manuscrits Turcs I, Paris Bibliotheque National 58 rue de Richelieu. ERSOYLU, Halil (1989). Seğir-nâme, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı (Belleten) 1985, (Ankara 1989), 27-48. ; (1992) Seğir-nâme (II), Türk Dili Araştırmaları Yıllığı (Belleten) 1992, (Ankara, 1995), 99-145. GÜLENSOY, Tuncer (2007), Köken Bilgisi Sözlüğü I, TDK Yay., Ankara. KARAATLI, Recep (1999). Türkçe Bir Seğir-nâme Üzerine, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1999/I-II, 89-142. KORKMAZ, Zeynep (1997). Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri ve Ek Kalıplaşması Olayları, TDK Yay., Ankara., Zeynep (2007). Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yay., Ankara. ÖLMEZ, Mehmet (2003). Çağataycadaki Eskicil Öğeler Üzerine, Mustafa Canpt Armağanı (Yay. Hzl. A. Ata-M. Ölmez), Ankara, Sanat Kitabevi, 135-142. ÖZER, Arif (1969). Türkçe İki Seğirnâme Kitabı Üzerine, Türk Kültürü, C.VII, S. 77, Mart 1969, 48-52 ÖZERGİN, Muammer Kemal (1967). Eski Bir Seyirme-nâme, Türk Folklor Araştırmaları, 10, S. 211, Şubat 1967. SERTKAYA, Ayşe Gül (2011). Bilinmeyen bir Seğirnâme yazması, 38. Icana 10-15.09.2007. Ankara-Türkiye. Bildiriler: Dil Bilimi, Dil Bilgisi ve Dil Eğitimi. Ankara, 2011, 1533-1560. SÜER, Fatih Ramazan (2011). Bir Seğirname Örneği, Turkish Studies-International Periodical Forthe Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/4 Fall 2011, p. 287-304.
34 308 SÜMBÜLLÜ, Yusuf Ziya (2007). Seğir-nâme ve Seğirmek Manaları Üzerine Bir İnceleme, Atatürk Ün. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 32, Erzurum, 2007, 53-69, (2008). İlm-i Tefe ül ve Tefe ül-nâme (Ku rân falı) Üzerine Bir Değerlendirme, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Volume 1, Issue 2 Winter 2008, 383-391., (2010). Seğirname, Fenomen Yay., Erzurum. SÜMBÜLLÜ, Yusuf Ziya-GÖZİTOK, Mehmet Akif (2014). Gaybî İlim Şubesi Olarak İhtilâc-nâmeler ve Mevlânâ Sevâdî nin Manzum İhtilâc-nâmesi, Dede Korkut Dergisi, C. 3, S. 6, Ordu, 105-131. ŞAKAR, Sezer Özyaşamış (2010). Bir Tür Fal Kitabı: İhtilâc-nâme, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, İstanbul, S. 22, 213-228. TATÇI, Mustafa (1993). Türk Edebiyatında İki Tür Seğirname ve Çınname, Türk Dünyası Araştırmaları, İstanbul, S. 87, 237-242. TİETZE, Andreas (2002). Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Sözlüğü, C. I, İstanbul. Türkçe Sözlük (2005). TDK Yay., Ankara. VARDAR, Berke (2002). Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Multilingual Yay., İst.
35 309 Tıpkıbasım Örnekleri 296
36 310 Tıpkıbasım Örnekleri 298
37 311 Tıpkıbasım Örnekleri 304
38 312 Tıpkıbasım Örnekleri 308
39 313 Tıpkıbasım Örnekleri 317
40 314 Tıpkıbasım Örnekleri 319

ON EMİR


ON EMİR ile ilgili görsel sonucu
ON EMİR 
 الوصايا لعرش ] ريك 
Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ د صالح الجد Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse
 رجة: وقع الا سلا سو ال وجواب تسيق: وقع 
 Islam House.com الله 
ON EMİR 
 Kur an da, İncil deki gibi, on emir benzeri bir şey bulunmakta mıdır? 
 Hamd, yalnızca Allah'adır. 
Kur an-ı Kerim e olan ihtimamın açıkça anlaşıldığı böyle bir soruyu yöneltmiş olman dolayısıyla sana teşekkürler. 
 Sana, sorunun cevabını takdim etmekten memnuniyet duyarız: 
Kur an-ı Kerim de, bazı âlimlerin, Allah tan beşeriyete yönelik, çok önemli on tavsiye ihtiva ettiği için on vasiyet diye adlandırdıkları âyetler vardır. 
 Bu âyetler, Kur an'da iki yerde geçmektedir: 
Birincisi En am suresindeki, Allah Teâlâ'nın şu sözüdür:

 ح س ا ا و لا ع ل ي ت ل ا ي أ ر ش و ا ه ش ي ي ا ا ل و ا ل ي إ و ل ع ا ل و ا أ (( ق ر ه ا و ا ط إ و لا د لا ق ر ز ق ي ا ه و لا ق ر و ا ا ل ف و ا ح ش ا ظ ه و ق ت ل و ا أ ق ل و ر ل ا ق ع ل ي و لا ق ت ل و ا ل ف س ا ع ت ا الله إ لا ا ذ و ص ه ع * و لا ق ر و ا لا ل ف س ط ا ل ي ل ت ي إ ا ع ت أ ح س ب ل غ أ ش د ه و أ و ف و ا ا ل ك ي ل و ا ل ا ا ل ق و و ف س ا إ و س ع ه ا ذ ا ق ل ت ف ا ع د ل و ا و ل و ك ذ ا ق ر ع ه د ا أ ذ ل و ص ا و ف و ا ه و لا ع و ا ل س ب ل ت ف ي ق ه ذ ا ا ط ق ي ا ع و ه ر ك ر و * و أ س ت ف ا ر ر ت ر ل ع ت ق و )) [سورة الا عا: ] ع ر ل و ص ا س ب ي ل ه ذ ل ه " 

 (Ey Muhammed!) De ki: Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: 
O na hiçbir şeyi ortak koşmayın. 
Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. 
Sizi de onları da biz rızıklandırırız. 
(Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. 
Meşru bir hak karşılığı olmadıkça, Allah ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin. 
İşte bunlar, aklınızı kullanasınız diye, size Allah ın emrettikleridir. 
Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde 
ه ه الله yaklaşın. 
Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. 
Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. 
Birisi hakkında konuştuğunuz zaman, yakınınız bile olsa âdil olun. 
Allah a verdiğiniz sözü tutun. 
İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti. 
İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. 
Başka yollara uymayın. 
Yoksa o yollar sizi parça parça edip, O nun yolundan ayırır. 
İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti." (En am Sûresi: ).
İkincisi, İsra Sûresinde, neredeyse birincisinin açıklayıcısı şeklindedir. 
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

 ب أ ح د ه ا أ و ك ع ب د و ا ي ا ه ا ل و ا ل ي ح س ا ا ا ب ل ع د ك ا ع إ إ و و ق ض ك أ إ إ )) ك ه ا ف لا ق ل ل ه ا أ و لا ه ر ه ا و ق ل ل ه ا ق و لا ر ا * و ا خ ف ض ل ه ا ج ا ح ل ك ة ت و و ا ع ل ي ح و ق ل ب ا ح ه ا ك ا ي ا ص غ ا * أ ا ف ف و س إ ا ل ر و لا ب ه ك ل س و ا ف و ر ا * و ء ا ت ذ ا ا ل ق ر ق ه و ا ل س ك و ا ب ي ل ص ا ف ل ه ك و ا خ و ا و ل ش ي ط ا ل ي ك ف و ر ا * ا ي د ب ب ذ ي ر ا * إ ر إ ل ش ي ا ط ر و ا ل ة ع ل ق ك و لا ت ر ج و ه ا ق ل ل ه ق و لا ي س و ر ا * و لا ت ي د ك غ ل و ل ة ل ء ح ك إ ا ب ت غ ا ه ك س و ر ا * إ ك ي ب س ط ل ر ز ق ل ش ا ء و ق د ر إ ت ب س ط ه ا ا ل ب س ط ت ق ع د ل و ا ك ت ل ه ع ب و ا د ه خ ب ا ب ص ا * و لا ق ت ل و ا أ خ ش ي ة إ لا ق ر ز ه ي ا إ و لا د ا الله خ ط ي ا ك ب ا * و لا ق ر و ا ل ز ا إ ه ك ف ا ح ش ة و س ا ء س ب ي لا * و لا ق ت ل و ا ل ف س ا ع ت ي ل ظ ل و ا ق د ج ع ل ا س ل ط ا ا ف لا س ف ه ك ص و ر ا * و لا ق و ف ا ل ق ت ل إ ل و ل ق ت إ ا و ف و ا ا ل ع ه د ك س ي و لا * ب ل غ أ ش د ه أ ح س ب ق ر و ا ا ل ي ل ت ي إ لا ا ع ت و أ ا ل ع ه د إ و لا ق ف ا و لا * ز و ا ك خ و أ ح س ت ا ل ق س ط ا س ا ل س ت ق ي ذ ل ت ا و أ إ و ف و ا ا ل ك ي ل ذ ا ك و ر ض و ل ك ك ه س ي و لا * و لا ش ف ا لا ل ي س ل ك ه ع ل إ ل س ع و ا ص و ا ل ف و ا د أ ر ق ب ل غ ل ب ا ل ط و لا * ك ع د ك ك ر و ه ا * ا لا ر ض و ل ذ ل ك س ي ي ه ج ت ر ح ا إ ك ل ك ع ل ل و ا ج ه ة و لا ح ل ك ت ع ا ل ه ا ء ا خ ر ت ل ق ف إ و ح ل ك ذ ل ك د ا أ إ 3 د ح و ر ا)) [سورة لا رساء: ] "

Rabbin, kendisinden başkasına asla ibâdet etmemenizi, 
Anaya Babaya iyi davranmanızı, kesin olarak emretti. 
Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa, 
sakın onlara öff bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. 
Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! 
Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı. 
Rabbiniz, içinizde olanı en iyi bilendir. 
Eğer siz iyi kimseler olursanız, şunu bilin ki, Allah tövbe edenleri çok bağışlayandır. 
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. 
Şeytan ise Rabbine karşı nankörlük etmiştir. 
Eğer rabbinden umduğun bir rahmeti istemek için onlardan yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak bir söz söyle. 
Eli sıkı olma, büsbütün eli açık (savurgan) da olma. 
Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın. 
Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve (dilediğine) kısar. 
Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir. 
Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. 
Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. 
Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır. 
Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. 
Haklı bir sebep olmadıkça, Allah ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. 
Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir.
 Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. 
Çünkü kendisine yardım edilmiştir. 
Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. 
Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur. 
Ölçtüğünüzde ölçüyü tam yapın, doğru terazi ile tartın. 
Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir. 
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. 
Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi onlardan sorumludur. 
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. 
Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin. 
Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbinin katında sevimsiz şeylerdir. 
Bunlar, Rabbinin sana vahyettiği bazı hikmetlerdir. 
Allah ile birlikte başka ilah edinme. 
 Sonra kınanmış ve Allah ın rahmetinden kovulmuş olarak cehenneme atılırsın." 
(İsra Sûresi: 23-39) 
Ey bu soruyu soran kardeşim, umarım bu âyetleri derinlemesine irdeledikten sonra, Kur an ile ilgili olarak, senin için, eskisine nazaran, çok daha belirgin bir pozisyon alma imkânı oluşacaktır.
bu da, hayatında köklü bir değişimin ve İslâm dînini daha çok benimsemen için şerefli bir yolun başlangıcı olacaktır. 
Sana ömür boyu başarılar dileriz. 
Selâm, hidâyete tâbi olanların üzerine olsun.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...