15 Şubat 2012

İLKER BAŞBUĞUN İDDİANAMESİ


İDDİANEMEDEKİ İLGİNÇ AYRINTI
ESKİ GENEL KURMAY BAŞKANI
İLKER BAŞBUĞ HAKKINDA HAZIRLANAN İDDİANAME
AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYIN VE PDF.sini
OKUYUN İLGİNÇ AYRINTILAR

Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi?


Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi?
Sevgi bir bakış,bir gülüş müydü bazen;

bir akış,bir koşuş muydu? ..

Sevgi gönül kumaşında bir nakış mıydı? ! ..

Hatırlayan var mı sevgi neydi?

Leyla'ların, Şirin'lerin, Aslıların nazı mıydı o; yoksa

Mecnun'ların, Ferhatların, Kerem'lerin niyazı mı?

Hangisinde belirtmişti ilk kıvılcımı sevginin?

Neydi sevgi? ! ..

Açıkken gözbebeğimize yerleşen de,

göz yumduğumuzda gönlümüze sızan da

sevgi değil miydi bir vakitler?

Bir dudağım kıpırdanışından

yanağımıza akseden pembelikler,

utanmalar sevgi değil miydi yoksa?

En son ne zaman kızarmıştı yanağımız

hatırlayanınız var mı?

Uykumuzu en son ne zaman

terk etmiştik sevgiyi düşünmek adına?

En son sevgi şiirini hangi gecede okumuştuk?

Sahi,neydi sevgi?

Bir çuhayı ipek görebilmek miydi;

 toprağı amber niyetine koklamak mı?

Sureti sirete, arazı cevhere,

 bedeni ruha köle eylemek miydi sevgi?

Sevgi bir iyilik miydi,şefkatli bir cümlecik mi?

Neydi sevgi dış mıydı,yoksa iç mi;zahir miydi,

 yoksa batın mı;kalıp mıydı,yoksa can mı?

Var olmak mı,varlıktan geçmek mi?

Dünyaya gülmeye mi gelmiştik, Ağlamaya mı;

ölüyor muyuz,yoksa doğuyor mu?

Sevgi neydi? ! ..

Sevgi bir acıydı herhalde, bir kederdi,

kah hüzünle,kah mutlululkla hatırlanan.

Belki de sabırdı sevgi,affetmekti,

gelecek günler adına.

 Sevgi sınanmaktı adl-i ilahi'de

ve sınavı geçmekti ercesine.

Sevgi bir tevbeydi,nasuh kisvesinde;

bir dirilişti nefsi öldürerek.

Sevgi iyi bir ad bırakmatı fena yurdunda.

Ömür geçer de ad kalır...

Sevgi:İki hece.


Sevgi,sevmek kelimesinden türetilen

bütün öteki kelimelerin en güzeli.

Derin uykulara dalmadan önce ilk soru:

Sevgilerinizi en son ne zaman hatırlamıştınız

ve sevgiyi hak edenleri en son ne zaman? ! ..

Bir soru daha:

Sevgileriniz yalan mıydı yoksa? ! ..

Ve son soru:

Çorak vadilere yönelmişse sevgimiz,

çevremizi kandırmıyorsa sulara,

içimizden akan Nil olsa ne? ! ...

Hep düşünmüşümdür

bu yanıştan kimin karlı çıktığını?

Yanan mı?..Yandıran mı?..

Bu iki kelime zihnimde dolaşıp durur.

Cevap mı?..

İşte onu hala bulamadım!..

Amaaann,hem haberi olsa ne olacaktı ki?

Yangını körüklendirmekten başka

ne yapabilirdi ki?!..diyorsun

Yanan yanmak istemişse yandıranın suçu ne ?
Peki ya yandıranın karşısındakini yaktığının farkında değilse ?
Bence cvp açık !!!
Yanan yandırana yeşil ışık yakmalıki yandıran anlasın

Merhamet… Merhamet…

Merhamet… Merhamet…
Acımak bir derttir çoğu zaman, derdi acıya yığar. Mahlukun acıması dertten doğar da, Halık merhametiyle sevince boğar. Merhamet ok ok yürekler kanatır yaratılanda; merhamet eseri olarak yağmur yağmur sevindirir kulunu Yaratan da. Merhamet bir gözyaşıdır, gözyaşı dökende merhamet sicim sicim; merhametini rahmet rahmet dağıtınca Rahman ve Rahim, elbet annenin yavrusuna merhametinden çok ötedir, hem çok kerîm!.. Kışın mağaralarında barındığı dağlara da, güneşin sessiz vadilerde kavurduğu çağlara da; toprağın yarıldığı kuraklıklara ve yolları yollara bağlayan aklıklara da eşittir merhamet. Güneş ışığını yayar gibi, ay nurunu salar gibidir. Ozanların sözcüklerinde içli mânâlar yüklenir, kanadı kırık kuşun yarasını sardıkça büyüklenir. Dudakları açlıkla kızarmış bebelerin de, şahmaranları cangıllara resmeden perdelerin de sınavı merhametle olur. Toprağı deşerken saban da, garibi büyütürken yaban da merhamet damıtır. Bazan o, yaşayamadan ölenlerin ve ölmek için doğanların uykusuz kirpiklerine sığınmak ister de kapı bulamaz; bazan da zaman saatini geriye almak isteyenlerin bahar şarkısına girmek için yapı bulamaz. Yumurtanın içinden çıkan yavru kuşun ıslak tüylerini kurutmasaydı ve son durak göz mesafesine girince en derin uyku gözleri tutmasaydı nerden bilirdik ki merhameti.

Göç etmeye korkan güvercinleri yuvadan merhamet uçurur, umutlarına yaslanan mahkumların yürekleri gözlerine merhamet vurur. Ve durdukça durur kandil gecelerini aydınlatan karlarla sevgi sevgi uzayan katarlar. Kutlu kaftanlar giyinmiş kaknuslar gibi; bağbozumu avuçlarda gülyağları, lotuslar gibi… Hem aşk olur hem hüzün; aşkı olanın hüznü olur belki, belki hüznü olanın aşkı da kemale erer, olur diye. Güvercin kanatlarında yedi iklime ulaşan muştuların tadıdır bazan; bazan da namluya sürülmüş kurşunların en kızıl yerinden vurduğu zulümlerin adıdır.
Erhamürrahimîn’den bir gizli lûtuftur merhamet. Kara gecede kara çul üzerinde yürüyen karıncanın ayak sesinden daha gizli; ve Hızır ile yola çıkan Musa’nın üç kez sınanışından daha giz’li. Evrenin göğsünden sağılan bir güzelliğin oyasıdır ve çatlamış dudaklara ulu kelimelerle söylenen şarkıların en hasıdır. Akılları tesbih tesbih düğümleyen suya düşmüş bir karanfil kadar mahzun, ve ilk akşamda acısı saplanan açıklamalı geceler kadar uzun. Belki göklerin ufak ve evrenin uzak kaldığı hüzünlerin panzehiri; belki üşüten fırtınaların sürüngen dertlerini bölen ve çarpan sevinçlerin kesiri. Gırtlaklarda düğüm düğüm hecelerin ve yüreklerde boğum boğum gecelerin hem efendisi, hem esiri. Kar vakti yalınayak bir yetimin dizlerinde derman; göyneksiz ninelerin ürkütülmüş sevecenliğinde ferman…
Merhametin adı, şirazesi dağılmış elyazması kitapların sayfalarında yazılı kaldı ve merhamet menkıbelerinin dağıldı meclisleri, babları, fasılları ve yekpare cümleleri. Divanların arasında kurutulmuş narin kelebekler gibi şimdi merhamet, ve kanatlarında ihanete açılan gizli günahlarla desenlenmiş. Zembilde kurutulmuş güllerin ve sergende saklanan sünbüllerin; buhur-ı Meryem kokan ellerin ve hüsn-i Yusuf söyleyen dillerin hasret kokan daüssılası. Aynalı beşiklerde uykuya dalmış ilmek ilmek hıçkırık, yumak yumak ayrılık…
Merhamet, koyu renkler ve karmaşık desenlerin ötesinde görülen yalın bir kent kurmaktır… Surları özveriden örülen bir kent.
Kötülük üşümeye mahkum olur merhametle yanarken damarda kan; ve merhametsiz insanları lanetle anar zaman.

Prof. Dr. İskender Pala

Ey nefsim

Ey nefsim

Benim Nefsim
Ruhuma bir kefen bezi yeter de,
Yetmez aç nefsime sırma ve ipek.
Çare yok, yüzünden düştüğüm derde;
Yesem de "toprakla karışık kepek..."

Güneşle bir tutsam girmez hizaya;
Dar bulur, sığmam der, dipsiz fezaya.
Kuyruk sallar, sonra hırlar ezaya;
Benim nefsim, benim nefsim ne köpek!..

Necip Fazıl Kısakürek


İmam-ı Gazali hazretleri sık sık “Ey nefsim!” der,
 “akıllı olduğunu sanıyorsun, hâlbuki senden
ahmak kim var? Ömrünü eğlenceyle geçiriyorsun. Senin hâlin infaza götürülen
mahkûmun gülüp oynamasına benzer. Bak ecel yaklaşıyor, Cennet ve Cehennem’den biri,
seni bekliyor. Sahi bugün ölmeyeceğin ne mâlum? Hem, bugün olmazsa bir gün
öleceksin. Mutlaka gelecek şeyi, geldi bilmeli değil mi? Hoş, ölüm kimseye vakit tâyin
etmedi. Bakıyorum da günahlara dalmışsın. Allahü teâlâ görmüyor sanıyorsan,
îmânsızsın! Yok eğer gördüğüne inanıyorsan, cür’etkâr ve hayâsızsın. O hâlde, yazıklar
olsun sana ey nefsim!
Emrindekiler sana itâat etmeseler kızarsın! Sen hem isyan ediyor, hem de Allahü teâlânın
gazabından emîn görünüyorsun! Eğer O’nun azâbını hafife alıyorsan, parmağını aleve tut!
Yaptıklarına cezâ vermeyeceğini sanıyorsan, Kur’ân-ı kerîmi ve peygamberleri
(aleyhimüssalevâtü vetteslîmât) yalancılıkla itham ediyorsun demektir. O hâlde, yazıklar
olsun sana ey nefsim!

Yazıklar olsun
Günah işleyince, “O kerîmdir, rahîmdir, beni affeder” diyorsun ama nefsani arzularına
kavuşmak için, her hîleye başvuruyor “Allah kerîmdir, rahîmdir, istediklerimi gönderir”
demiyorsun. Belki inandığını, fakat sıkıntıya gelemediğini söyleyeceksin. İyi ama bugün
dünya zahmetine dayanamazsan, yarın Cehennem azâbına nasıl dayanacaksın? Bak üç
kuruş para kazanmak için ne zahmetler çekiyor, türlü zilletlere katlanıyorsun. Hastalıktan
kurtulmak için bir Yahûdî hekimin bile sözünü dinliyor, şehvetlerinden vazgeçiyorsun.
Gelgelelim cehennem azâbının, hastalıktan acı, âhiretin dünyâdan uzun olduğunu
düşünemiyorsun. Sonra tövbe ederim ve iyi şeyler yaparım diyorsan, ölüm ani gelir,
pişmân olursun. Yarın tövbe etmeyi, bugün etmekten kolay sanıyorsan, aldanıyorsun.
Çünkü tövbe, geciktikçe zorlaşır. Senin hâlin, dersine çalışmayan talebeye benzer,
imtihan günü hepsini öğrenirim sanır ve sınıfta kalır. Neden, ihtiyârlamadan gençliğin,
hastalanmadan sıhhatin, ölmeden hayâtın kıymetini bilmiyorsun? Kış için muhtâç olacağın
şeyleri yazdan hazırlıyorsun da Cehennem’in zemherîrini niye dikkate almıyorsun? Yoksa
hesaptan korkmuyor, ahiret gününe inanmıyor musun? O hâlde, yazıklar olsun sana ey
nefsim!

Ey nefsim!
Ey nefsim! Anladım ki, dünyânın nîmet ve lezzetlerine alışmış, kendini kaptırmışsın!
Cennet’e ve Cehennem’e inanmıyorsan, bâri ölümü inkâr etme! Bu nîmet ve lezzetlerin
hepsini alacak, seni ayrılık ateşi ile yakacaklar! Bunları ne kadar sever ve sarılırsan
ayrılığın o kadar zor olur. Hem, sahi sen dünyâya niye sarılıyorsun? Bütün cihan senin
olsa ve bütün insanlar emrine girse de toprak olmayacak mısın! Kralların, sultanların
hatırlayanı kaldı mı? Hâlbuki sana dünyâdan az bir şey vermişler ki zaten değişip
bozulmaktadır. Bunlar için mi nihayetsiz Cennet nîmetlerini fedâ ediyorsun? Yazıklar
olsun! Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!

Hocamızdan Dualar

Hocamızdan Dualar

Burada Yayınlanan Dualar Prof. Dr. Nihat HATİPOĞLU 'na Aittir.
İstemiş Olduğunuz Dualar Bu Bölümde Yer Alacaktır.
Herhangibir soru, sorun ve şikayetleriniz için
iletişim bölümünü kullanabilirisiniz.
  • Dua No 56
    Salih Mü'minlerin Dualari (1.Dua)
    Okunuşu:

    Anlamı:
  • Dua No 57
    Salih Mü'minlerin Dualari (2.Dua)
    Okunuşu:

    Anlamı:
  • Dua No 58
    Ahlak Güzelligi Için Okunacak Dua
    Okunuşu:

    Anlamı:
  • Dua No 59
    Günahtan Arinmak Için Dua
    Okunuşu:

    Anlamı:
  • Dua No 60
    Ahiret Aleminin Hayirli Olmasi Için
    Okunuşu:

    Anlamı:
  • Dua No 61
    Islerin Düzene Girmesi Için Okunacak Dua
    Okunuşu:

    Anlamı:
  • Dua No 62
    Fitnelerin Serrinden Allah'a Siginmak Için Dua
    Okunuşu:

    Anlamı:
    "Allah'im! Cehennem fitnesinden ve cehennem azabindan sana siginirim. Kabir fitnesinden ve Kabir azabindan sana siginirim. Zenginlik fitnesinin serrinden ve fakirlik fitnesinin serrinden sana siginirim. Deccal Mesih fitnesinden sana siginirim. Allah'im! Hatalarimi kar ve dolu suyu ile yika. Kalbimi hatalardan arit, tipki beyaz çamasiri kirden arittigin gibi. Dogu ile batiyi birbirinden ne kadar uzaklastirmissan, benide günahlardan o kadar uzaklastir. Allah'im! Tembellikten, ihtiyarliktan, günahtan ve borçtan sana siginirim." (Müslim,3/2078)
    (Allahümme feinni euzü bike min fitneti'n-nari ve azabi'n-nari,ve fitneti'l-kabri, ve azabi'l-kabri ve min serri fitneti'l-gina ve min serri fitneti'l- fakri, ve euzü bike min serri fitneti'l-mesihi'd-deccal.Allahümmagsil hatayaye bimai s-selci ve'l beredi, ve nakki kalbi mine'l-hataya kema nekkayte's-sevbe'l- ebyada mine'd-denesi ve baid beyni ve beyne hatayaye kema baette beyne'l- mesriki ve'l-magribi.Allahümme feinni euzü bike mine'l-keseli ve'l-herami ve'l- me'semi ve'l-magrami).

  • Dua No 63
    Herseyin "En Hayirlisini" Isteme Duasi
    Okunuşu:

    Anlamı:
  • Dua No 64
    Hayirli Bir Iman Için Dua
    Okunuşu:

    Anlamı:
  • Dua No 65
    Hz. Muhammed (S.A.V)'in Istedigini Isteme Duasi
    Okunuşu:

    Anlamı:
    "Allah'im! Biz Peygamberin Muhammed (s.a.v.)'in Senden istedigi hayirli seyleri istiyoruz. Yine Peygamberin Muhammed (s.a.v.)'in Sana sigindigi seylerden biz de Sana siginiyoruz. Sen yardim istenilensin, dualar ancak sana ulasir, dualari sen kabul edersin, güç ve kuvvet ancak Allah ile birlikte vardir." (Tirmizi, De'avat, 94)
    "Allahümme inna nes'elüke min Hayri ma se'eleke minhü nebiyyü- ke Muhammedün (s.a.v.) Ve ne'uzü bike min serri meste'aze minhü nebiyyüke Muhammedün (s.a.v.). Ve ente'l-müsteanü ve aleyke'l-belagu ve la havle ve la kuvvete illa billâh."
"Allah'im! Canimi iyilerle beraber al,beni kötülerin içinde birakma ve beni ermisler zümresine ilhak eyle."
(Allahümme teveffeni maa'l-ebrar, vela tuhlifni fi'l-esrar, ve elhikni bi'l-ahyar)
"Allah'im! Senden istenen seylerin hayirlisini, duanin hayirlisini, kurtulusun hayirlisini, islerin hayirlisini, sevabin hayirlisini, hayatin hayirlisini, ölümün hayirlisini istiyorum. Beni dinimde sabit kil, mizanda sevaplarimin agir gelmesini nasip eyle, imanimi gerçek eyle, derecelerimi yükselt, namazimi kabul eyle, günahimi bagisla. (Allah'im!) Senden cennette yüksek dereceler istiyorum. Allah'im! Senden benim için hayirlari açmani, islerimin hayirla sonuçlanmasini, önceki, açigi ve gizlisi ile her türlü hayiri, cennette yüksek dereceler istiyorum. (Allah'im!) Duami kabul eyle. Allah'im! Senden gelecekte olacak seylerin hayirli olanlarini, yaptiklarimin hayirlisini, gizli seylerin hayirlisini, açik olan seylerin hayirlisini ve cennette yüksek dereceler istiyorum. (Allah'im!) Duami kabul eyle. Allah'im! Senden sanimi yükseltmeni, günahlarimi silmeni, islerimi islah etmeni, kalbimi temizlemeni, tenasül uzvumu korumani, kalbimi nurlandirmani, günahimi bagislamani ve cennette yüksek dereceler istiyorum. (Allah'im!) Duami kabul eyle. Allah'im! Senden nefsim, kulagim, gözüm, ruhum, yaratilisim ve ahlakim, ailem, hayatim ve ölümüm ve islerim hakkinda benden razi ol, hayir ve hasenatimi kabul eyle ve cennette yüksek dereceler istiyorum. (Allah'im!) Duami kabul eyle." (Hâkim, De'avat, No: 1911)
"Allahümme inni es'elüke hayra'l-mes'eleti ve hayrad-dü'ai ve hayra'n-necahi ve hayral ameli ve hayres-sevabi ve hayra 1-hayati ve hayral- memati. Ve sebbitni ve sekkil mevazini ve hakkik imani verfe'deracati ve tekabbel salati vegfir hatieti ve es'elüked-deracati'l-'ula mine'l-cenneti. Allahümme inni es'elüke fevatiha'l-hayri ve havatimehü ve cevami'ahu ve evvelehu ve zahirahu ve batinehu ve'd-deracati'l-'ula mine'l-cenneti, âmin. Allahümme inni es'elüke hayra ma ati ve hayra ma ef'alü ve hayra ma a'malü ve hayra ma batane ve hayra ma zahera ved-deracati'l-'ula mine'l-cenneti, amin. Allahümme inni es'elüke en terfe'a zikri ve teda'a vizri ve tusliha emri ve tütahhira kalbi ve tuhsine ferci ve tünevvira li kalbi ve tegfira li zenbi. Ve es'elüked- deracati'l-'ula mine'l-cenneti, amin. Allahümme inni es'elüke en tübarike li fi nefsi ve fi sem'i ve fi besari ve fi ruhi ve fi halki v fi huliki ve fi ehli ve fi mah- yaye ve fi memati ve fi ameli fetekabbel hasenati ve es'elüke'd-deracati'l-ula mine'l-cenneti, amin."
"Allah'im! Bütün islerimin sonucunu güzel eyle, beni dünyada rezil olmaktan ve ahiret azabindan koru." (Ibn Hibban, Ed'iye, No:949; el- Heysemi,Ed'iye,33,No: 17390)
"Allahümme ahsin akibetena fi'l-umuri külliha ve ecirna min hizyi'd-dünya ve azabi'l-ahireti."
"Allah'im! Rahmetinin gereklerini, magfiretinin sürekliligini, her türlü günahtan uzak ve salim olmayi, her türlü iyilik ve nimetleri, cennete girerek felaha ermeyi, yardiminla cehennem atesinden kurtulmayi istiyorum." (Hakim, De'avat, No: 1925)
"Allahümme inna nes'elüke mucibati rahmetike ve azaime megfi- ratike ve's-selamete min külli ismin ve'l-ganimete min külli birrin ve'l-fevze bi'l- cenneti ve'n-necate bi-avnike mine'n-nar."
"Allah'im! Nefsime takvasini ver ve nefsimi (hertürlü kötü seylerden) temizlemen temizleyenlerin en hayirlisisin. Sen nefsimin dostu ve mevlasisin." (Müslim,Dua,73)
"Allahümme ati nefsi takvaha ve zekkiha ente hayru men zekkaha ente veliyyüha ve mevlaha."
"Allahümme cennibni münkerati'l-ahlaki ve'l-ehvai ve ve'l-esvai ve'l-edvai."
"Allah'im! Kötü ahlaktan, nefsani arzulardan, kötü islerden ve ayip seylerden beni uzaklastir."(Ibn Hibban, Ed'iye, No: 960)
"Ey Rabbimiz, eger unuttuk ya da yanildiysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yükledigin gibi agir yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyecegi yükü de yükleme! Bagisla bizi, magfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamiz, kâfir kavimlere karsi yardim et bize." (Bakara, 2/286)
"La yükellifu'llahu nefsen illa vusaha lehe ma kesebet rabbena la tua gizna in'nesina ev egta-na rabbina vela tuhmil aleyna isran kema hameltehu ala'llezine min kablina rabbena vela tuhammilna ma la ta'kate lena bihi v'afuanna ve-gfilena ente mevlana fe'nsurna ala Ikevmi-lkafirin."
"Ey Rabbimizî Bize dünyada iyilik, güzellik ve nimet ver; ahrette de iyilik, güzellik ve nimet ver ve bizi ates azabindan koru!" (Bakara, 2/201)
"Allahumme rabbena atina fi'ddünya haseneten v'fil ahireti hasene- ten v'kina azabennar"

Dua Aleminden dualar.


“Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! Derler.”(Furkan 74)
“Rabbim! Beni, ana-babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helâkini arttır.”(Nuh 28)
“(Onlar şöyle yakarırlar Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin.”(Al-i İmran 8)
“Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: "Rabbim! Bu şehri (Mekke'yi) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut!"(İbrahim 35)
Dua, insanın zayıflığını ve yaratıcısına olan ihtiyacının şuurunu veren önemli bir ibadettir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem; “Dua ibadetin ta kendisidir” buyurmuştur.[1]
Dua sebebiyle nefiste sekine, göğüste genişleme ve sabır kazanılır, başa gelenlere tahammül dua ile kolaylaşır. Bu, duanın kabul çeşitlerinden biridir.
Dua, dilin zikri ve kalbin boyun eğmesi ile olur. Müslüman, duanın kabul edileceği vakitleri araştırarak, bilinen dua edeplerini gözeterek Allah’a dilediği gibi dua eder. Duanın en önemli edeplerinden bazıları; duada ihlâslı olmak, aceleci olmamak, kalbin hazır olması ve helal yemek gibi şeylerdir.
Dua, insanın başına bir bela gelip de Allah’a yakarmasına has bir ibadet değil, aksine her zaman devam etmesi gereken bir ibadettir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; “Kim Allah’ın kendisine şiddet ve musibet anında icabet etmesini isterse, rahatlık anlarında duayı artırsın.”[2]
Müslüman kendisine, anne babasına, aile halkına ve çocuklarına dua etmelidir. Zira insan buna her zaman muhtaçtır. Sonra bu ümmet için, âlimler, davetçiler, gençler ve kadınlar için de dua etmelidir.
Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
özlü duaları tercih eder, diğerlerini bırakırdı."[3]
Peygamberler, kendileri, anne babaları ve zürriyetleri için dua etmişlerdir. Allah Teala buyuruyor ki; “Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! Derler.”(Furkan 74)
“Rabbim! Beni, ana-babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helâkini arttır.”(Nuh 28)
“(Onlar şöyle yakarırlar Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin.”(Al-i İmran 8)
“Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: "Rabbim! Bu şehri (Mekke'yi) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut!"(İbrahim 35)
Bu konudaki pek çok nebevi dualardan bazıları şunlardır; Enes r.a.’den; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in duası genelde şöyle idi; “Allah'ım! Bize dünyada bir iyilik ve ahirette bir iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru.”[4]
İbn Mesud r.a.’den; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle derdi; “Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve zenginlik isterim.”[5]
Tarık Bin Eşyem r.a.’den;
“Bir kimse Müslüman olduğu zaman Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem önce ona namazı öğretir ve şöyle dua etmesini emrederdi; “Allah’ım! Beni bağışla, bana rahmet et, bana hidayet, afiyet ver ve beni rızıklandır.”[6]
Bundan başka da bilinen dualar vardır. Kabule şayan dua çeşitlerinden biri de, müslümanın diğer kardeşinin gıyabında yaptığı duadır. Bu aynı zamanda hayatta da olsalar, ölmüş de olsalar, dinde kardeşlik haklarındandır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
 “Müslüman kişinin kardeşinin gıyabında yaptığı dua kabule şayandır. Başı üzerinde görevli bir melek, o kardeşine hayırlı dua ettikçe;“Âmin, aynısı sana da olsun” der.”[7]
Ey sevgili kardeşim!
Âlimlere ve Allah rızası için çalışanlara da dua etmeyi unutma! Allah’a bu dini galip kılması ve kelimesini yüceltmesi için tazarru et.
Şu büyük sevabı elinden kaçırma:
Ubade Bin Samit r.a.’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle derken işittim;
 “Kim mümin erkek ve mümin kadınlar için bağışlanma dilerse, Allah ona her mümin erkek ve her mümin kadın kadar sevap yazar.”[8]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Ebu Davud ve Tirmizi
[2] Tirmizi ve Hakim sahih kaydıyla.
[3] Ebu Davud ceyyid isnad ile.
[4] Buhari ve Müslim
[5] Müslim
[6] Müslim.
[7] Müslim
[8] Taberani rivayet etmiş, Elbani “hasen” demiştir.

Ey Nefsim!

Ey Nefsim!
Ne kadar da rahatligina düskünsün,
istiyorsunki hersey yolunda gitsin.
Istiyorsunki sana hicbir kötülük dokunmasin.
Istiyorsun ki hicbir cileye maruz kalmayasin..
Kardeslerin,müslüman kardeslerin kafirlerin bitmeyen tükenmeyen zulümlerine sabr ederken,sirf O nun rizasini kazanmak icin, sen otur koltugunda, tv den izle ne olup ne bitiyor dünyada, sanane zaten degilmi, sen cekmiyorsun ya, sen dayanmiyorsun ya onca acilara, sen katlanmiyorsun ya onca iskenceye, neden elinden gelen birtek silahla kafirlere kursun sikasin!

Herkes kendi derdine derman bulsun,bende hayatla mucadele ediyorum, diyorsun. Ne kadar da duyarsizsin sen böyle. Müslüman böyle mi olur? „Modern Müslüman“ olmussun sen, Kuran dan, din kardesliginden, tevhidden bahs ediyorsun ama girtlaktan asagi inmiyor,sözde müslümansin yani ama yasamaya gelince taviz üstüne taviz veriyorsun. Istiyorsun ki kimseden agir bir söz isitme,istiyorsunki davan yüzünden kimse sana yan bakmasin,istiyorsun ki siradisi olmayasin. Birde utanmadan kendini cennetlik saniyorsun! Hayir, hayir bosuna kendini kandirma, „Insanlar imtihandan gecirilmeden, sadece <Iman ettik> demeleriyle birkilivereceklerini mi sandilar“ (Ankebut,2)

Sana agir geliyor, lüks olmayan bir hayata alismak, agir geliyor hergün 3 cesit yemek yememek,mazlumlar dünyanin dört bir yaninda yiyecek bir lokma ekmek, yatacak bir yer bulamazken, sana zor geliyor kuru yerde yatmak. Basina icinden cikamayacagin bir is gelsin hele hemen isyana koyuluyorsun, duymadinmi Rabbin seni nasil uyariyor: „Fakat insan, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulundugunda ve bol nimet verdiginde <Rabbim bana ikram etti> der. Onu imtihan edip de rizkini daralttiginda ise <Rabbim beni önemsemedi> der.“
Resulullah (s.a.v.), Biricik Sevgilini,önderini cok sevdigini söylüyorsun ama bunu ne davranislarinla ne sözlerinle ne hayatinla ispatliyorsun!

Nefsim! Hani söz vermistin, „Evet, Sen benim Rabbimsin“ demistin, hani vefan nerde kaldi?!

Dalmissin bir „oyundan ve eglenceden“ (Muhammed,36)ibaret olan dünya hayatina, sana verileni tepip sanki „Islam öncesi cahiliyyesini ariyorsun“( Maide,50)

Uyan artik,
„Kim Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükafat verecektir.“ (Fetih,10)

Sen „Kur ani düsünmüyormusun,yoksa kalbin kilitlimi?!“ (Muhammed,24). Rabbim seni hem müjdeliyor,hemde korkutuyor, tercih senin elinde. Henüz gec degil, pisman olmadan degistir kendini cünkü SENINDE BIR DAHA KI SANIYEDE NEFES ALIP VERECEGINE ELINDE GARANTI BELGEN YOK! Söyle bir silkinip, yeniden Islami Dirilise deyip, „sadece Rabbini büyük tani“ (Müddesir,3) ve Dua et, Dua et,Dua rahmetin anahtaridir.
Dua et ki yeryüzünde bütün müslümanlar kardes olsun, kalplerindeki kin kalsin,Tevhid bayragi altinda toplansinlar..

Dua et ki Zalimlerin,emperyalist güclerin zulmünde inleyen Mazlumlara, Müslüman kardeslerimize Allah sabir versin, zira sabredenler müjdeleniyor (Bakara,155)

Dua et ki bunca iskenceye dayanamayip „Hayye alel cihad“ diyen yigitlere,mucahid/elere Allah güc,kuvvet ve askiyla kavrulduklari sehadeti nasip etsin..

Dua etki Imana saldirilarin arttigi su zamanda Mucadele Askindan,Cihad ruhundan, yüregindeki Islam gülünden ayrilma ki böylece „yegane barinak olan Cennette nail olasin.“ (Naziat,40/41)

Dua et ki meydanlarda „Din Allahin oluncaya kadar“(Enfal,39) savasamiyorsan, yasantinla cihad edip bunun icin caba sarf et, bilesin ki „Allah katinda rütbe bakimindan daha üstün ve kurtulusa erenlerden“ (Tevbe,20) olacaksin.

UNUTMA, herzaman Allah icin Dua et „yalvara yakara ve gizlice Dua et.“(Araf,55)“Kendi kendine yalvararak ve ürperek yüksek olmayan bir sesle sabah aksam Rabbini an, gafillerden olma.“ (Araf,205)

UNUTMA, „Allaha muhtac olan sensin“ (Fatir,15). O Sameddir, hic birseye muhtac degildir. “El acip yalvarmaya layik olan ancak O`dur.” (Rad,14)

Ve unutma, sabret, yilma, sen müslümansin, sen güclüsün, sen özelsin “Gevseklik gösterip,üzüntüye kapilma. Eger inanmissan üstün gelecek olan sensin”. (Al-i imran,139)


Eyy Nefsim!!!

Ey nefsim!
Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki:
Faniyim, fani olanı istemem.
Acizim, aciz olanı istemem.
Ruhumu Rahmân'a teslim eyledim;

 gayrı istemem

Eyy Nefsim!!!

Allah'ı Yakinen Tanımak İstermisiniz?


  Allah'ı Yakinen Tanımak İstermisiniz?
  Allah - İnsan İlişkisi
  Allah - Vahiy -İnsan İlişkisi
  Allah -İnsan - Kainat İlişkisi
  Niçin Melek Değil de İnsan?
  Rabbimizi Bilmenin ve Tanımanın Yolları
  İnandığımız Allah'ın Vasıfları - Hususiyetleri
  Mü'minlerin Vasıflarına Gelince
  Ayetlerle Müslümanın Kırk Haslette Hüviyeti
  Hadislerle Müslümanın Kırk Haslette Hüviyeti
  Müşrik Bir Toplumun İnanç Esasları
  İnandıkları Halde Niçin Müşrik Kaldılar?
  Bütün Varlıklar Allah'a İbadet Eder
  Vahye Karşı Nasıl Bir Tavır Sergilenmelidir?
  İnandığımız Güvendiğimiz Allah'ımızdan Vahiy
  Allah'ın Vahyini Dinlemeyenler, Başka Vahiyleri Dinlerler
  Müslümanlara Gelince:
  Sıra Geldi Allah'ın Kullarına
  Kısa Surelerin Bizlere Sunduğu Mesaj Nedir?
  Fil Suresi
  Kureyş Suresi
  Mâun Suresi
  Kevser Suresi
  Kâfirûn Suresi
  Nasr Suresi
  Tebbet Suresi
  İhlâs Suresi
  Felâk Suresi
  Nâs Suresi
  On Surenin Mesajının Özeti
  Allah'ın "Gel" Dediğine, Biz "Git" Diyemeyiz
  Allah İle Birlikte Yaşamak
  Allah'ın Verdiği Nimetlere Karşı Kulun Cevabı İbadet
  Varlıkların Hayatı
  Müslümanın Hayatı
  Öyle İse Kulluk Nedir? İbadet Nedir?
  Müslümanlar Allah'a Nasıl Kulluk Etmelidir?
  Niçin Allah'a İbdet Ediyoruz?
  Sıra Geldi Kulluğun Neticelerine
  Rabbimizin Verdiği Nimetlere, İbadetle Cevap Veren Müslümanlar Der Ki
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...