28 Ağustos 2017

UHUD ŞEHİDLERİ

NOT: Bu kitap henüz yayımlanmamıştır
ÖNSÖZ
Bimillahirrahmanirrahim
Şehitlerin makamını yüce kılan, onları cennetin en güzel rızıklarıyla rızıklandıran Allah’a hamd sonsuz olsun. Ashabıyla düşmana karşı savaştığı esnada ben Abdulmuttalib’in oğluyum, gerçek şu ki ben Allahın resulüyüm. Diyerek düşman üzerine hamle yapan yüce peygamberimiz (s.a.v) efendimize, onun şerefli âline ve güzide ashabına salât ve selam olsun.
Uhud, bir bakıma kahramanlığın, sadakatin, samimiyetin, fedakârlığın adıdır. Uhud da büyük kahramanlıklar, büyük fedakârlıklarla dolu hadiseler cereyan etmiştir. Bir umre seferimde Uhud şehitlerini ziyaretim sırasında Uhud şehitlerinin kimler olduğunu ve kahramanlıklarını anlatmak üzere bir kitap yazmayı arzu ettim. Bu konuda müstakil bir kitap yazmaya karar verdim.
Umreden dönünce de işe koyuldum. Tabii önce veri toplamakla başladım. Elimdeki kaynaklarla elde ettiğim bilgiler kısıtlı olmasına rağmen bu çalışmada 70 kişilik Uhud şehitlerini farklı kaynaklarda farklı isimlerle karşılaşarak, Elde ettiğim isimler 86 kişi olduğunu gördüm. Bunlardan aynı kişilere ait olan isim veya künyeler olduğunu tespit ettiklerimi ayıklayarak 79’a düşürdüm. Bu 79’un dördü, şehitleri sırasıyla sayan kaynaklarda olmamasına rağmen birçok kaynakta ilginç hadiselerin kahramanları olarak görmekteyiz. Kalanlarla ilgili açıklama bulduklarımı da eklemek suretiyle siz okurlarla buluşturmayı hedefledim.
Rabbim muvaffak eylesin, bu eserin tesirini üzerimizde halk eylesin ve bizleri şühedanın şefaatine nail eylesin. Amin!..
Gayret bizden tevfîk Allah’tan.
İkrami BERKER
GİRİŞ
Kureyşliler, hezimet ve yenilgilerinden dolayı perişan bir halde Bedir'den Mekke'ye dönmüşlerdi. Ebu Süfyan da korka korka ve başı önüne eğik olarak dönmüştü. O Ebu Cehil, Utbe b. Rabia, Şeybe b. Rabia, Umeyye b. Halef, Ukbe b. Ebu Mu’âyt, Esved b. Abdulesed el-Mahzûni, Velid b. Utbe, Nadr b.Haris b. Said, Tu'ayme b. Adiyy gibi Kureyş efendilerinin ve onlar gibi daha birçok kahramanını savaş alanında bırakmıştı.
Kureyş, bu kötü hezimeti barış içinde hazmedemiyordu.
Ertesi yıl Bedir'de, babalarını, kardeşlerini, oğullarını ve diğer yakınlarını kaybedenler. Mekke reisi Ebu Süfyan'a başvurdular. Dârun'Nedve'de toplanarak, Şam kervanının kazancı ile bir ordu toplayıp Medine'ye yürümeye ve Müslümanlardan öç almaya karar verdiler. Ebu Süfyan Kendisinin, şerefinin ve ölülerinin öcünü almak için hazırlanıyordu.

Kureyş kabilesiyle Ebu Süfyan komutasında diğer anlaşmalı olan Arap kabilelerinin birlikte çıktıkları Uhud savaşı geldi.
Mekkeli müşrikler Medine'ye tamamı silahlı 3000 kişiyle tekrar saldırdılar. Hedefleri önceki yılki mağlubiyetin intikamını almaktı. Resulüllah (s.a.v) 700 kişiyle yola çıkarak Medine'ye birkaç kilometre uzaklıktaki Uhud'da konakladı. Peygamber (s.a.v) Uhud dağındaki geçide hâkim olmak ve düşmanların arkadan yapabilecekleri bir saldırıya karşı koymak üzere elli okçuyu görevlendirdi. Okçulara, zafer veya mağlubiyet, ne ulursa olsun görevlendirildikleri mevkileri kesinlikle terk etmemeleri emr olunmuştu.
Fakat savaş başladıktan sonra düşmanın geri çekilmesiyle, birçok okçu düşmanlarından ganimet topla¬mak için mevkilerini terk ettiler. Geçidi sa¬vunmasız bulan düşman süvarisi Halid b. Velid'in komutasında arkadan saldırıya geçti. Allah'ın Resulünün emrine itaati terk eden bazı adam¬ların ganimet toplama arzusu yüzünden zafer bir anda bozguna dönüştü.
Resulüllah (s.a.v) süren savaşın şiddetiyle yaralandı ve mübarek dişini kaybetti. Sonunda Müslümanlar yetmiş şehid ve kırk yaralı verdiler. Düşmanın kaybı ise sadece otuz kişiydi. Resulüllah (s.a.v)'ın amcası Hz. Hamza da şehidlerin arasındaydı. Kur'an'da bu savaşa şu ifadeyle temas edilmektedir: “And olsun ki, Allah, size verdiği sözde durdu. Onun izniyle kâfirleri kırıp biçiyordunuz, ama Allah size arzuladığınız zaferi gösterdikten sonra savaş içinde (bu hususta) çekiştiniz ve isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi denemek için geri çevirip, bozguna uğrattı...” (Âl-i İmran, 152)
Uhud ta İslam ordusu 70 kahramanını şehit verdi. Resulüllah (s.a.v)’ın mübarek dişi kırıldı. Miğferinin halkaları yüzüne batması suretiyle mübarek yüzü yaralandı. Elde edilmekte olan zafer Halit b. Velid’ emrindeki süvarilerle arkadan saldırması neticesinde bir anda hezimete dönüşüverdi.
HAMZA İBN-İ ABDULMUTTALİB
Allah'ın Arslanı ve Şehidlerin Efendisi… Resulüllah (s.a.s.)'in amcası Hz. Hamza (r.a.), Cübeyr İbni Mütim’in kölesi olan Vahşi tarafından şehid edildi.
Hz. Hamza, İslâm'a girmesinden itibaren bütün afiyetini, gücünü ve hayatını, Allah'a ve Allah’ın dinine adadı. Hatta Peygamber (s.a.v.) ona şu büyük lâkabı verdi:
“Allah'ın aslanı ve onun elçisinin aslanı...”

Bedir harbinde iki topluluğun karşılaştığı gün, Allah'ın ve onun elçisinin aslanı orada hayretamiz şeyler yapıyordu!...
Kureyş'in liderleri bu yeni savaşlarında iki kişiyi hedef almışlardı...
Peygamber (s.a.v.) ve Hamza (r.a.]...
Savaşa çıkmadan önce, Hamza'nın işini bitirecek adamı seçtiler. Bu Habeşli bir köleydi. Bu köle Habeş usulüne göre mızrak atıcılıkta pek usta idi. Onun savaştaki bütün rolü, Hamza'yı avlamak ve mızrağıyla ona öldürücü bir darbe indirmekti. O, savaşın sonu ve gidişi nasıl olursa olsun, bundan başka bir şeyle meşgul olmuyordu.
Çünkü ona pahalı ve büyük bir fiyat va’d ettiler: Hürriyetini... Adı “Vahşî” olan bu adam Cübeyr İbni-i Mütim’in kölesi idi... Cübeyr'in amcası Bedir'de ölmüştü. Cübeyr ona şöyle dedi:
— İnsanlarla birlikte savaşa çık, eğer Hamza'yı öldürürsen, hürsün.
Sonra, daha fazla tahrik etmesi ve istedikleri gayeye sevk etmesi İçin onu Ebu Süfyan'ın karısı Hind bint-i Utbe ye gönderdiler.
Hind Bedir savaşında babasını, amcasını, kardeşini ve oğlunu kaybetmişti. Ona, bunların bazısını bizzat Hamza'nın öldürdüğü, bazılarının ölümlerinde de onun payı olduğu söylenilmişti...
Savaşa çıkmadan önce birkaç gün bekledi. Yegâne işi Vahşî'nin zihnine bütün kinini boşaltmak ve onun aleyhinde yapacağı hareketi tasarlamaktı... Hamza'yı öldürmede başarılı olursa, ona bir kadının eşya ve süs olarak sahip olduğu değerleri vaat etti. Kinli parmaklarıyla kıymetli inciden küpesini ve boğazında dizili altın gerdanlıklarını tutup gözlerini Vahşi’ye çevirerek:
— Eğer Hamza'yı öldürürsen, bunların hepsi senin!!!... dedi.
Vahşî'nin Aklı, özlemle, hürriyetini kazanacağı ve artık köle olmayacağı, Kureyş kadınlarının lideri, Kureyş'in liderinin hanımı ve Kureyş'in efendisinin kızının boynunu süsleyen bu ziynetlere sahip olarak döneceği savaşa gitti...

Uhud ta iki ordu karşılaştı.., Hamza, savaş elbisesini giymiş ve göğsün de, çarpışma anında takmayı adet haline getirdiği deve kuşu tüyü olduğu halde savaş meydanının ortasındadır.
Müslümanların hepsi hücuma geçtiler, kesin zafere yaklaştı ve hatta Kureyş topluluğu korkup geri çekilmeye başladı. Eğer okçular dağın tepesindeki yerlerini terk edip hezimete uğrayan düşmanın ganimetlerini toplamak için savaş alanına inmeselerdi... Eğer onlar yerlerini terk edip Kureyş süvarileri için geniş bir gedik açmasalardı Uhud savaşı bütün Kureyş'e, erkeklerine, kadınlarına hatta atlarına ve develerine bir mezar olacaktı!...
Kureyş süvarileri ansızın Müslümanları gerilerinden çevirdi. Kana susamış çılgın kılıçları Müslümanlar içinde çalışmaya başladı... Müslümanlar yeniden kendilerine gelmeye ve Kureyş ordusunun geri çekildiklerini görünce silahlarını bırakmış olanlar tekrar silâha sarılıyorlardı... Fakat ani karşılaşma acımasız ve çok sert idi.
Hamza olanları gördü ve gücünü, gayretini ve enerjisini bir kat daha artırdı.
O, sağıyla, soluyla, önüyle ve arkasıyla vuruşmaya başladı. Vahşî de bir kayanın ardına gizlenerek onu gözetlemekte, mızrağını ona doğru yöneltmek için hain fırsatını kollamaktaydı.
Tam o sırada Siba' İbni Abduluzza önüne geçti. Hamza ona: Yanıma gel, ey kadın Sünnetçisi olan kadının oğlu! Diye haykırdı. Arkasından O'na bir darbe indirdi. başına isabet ettiremedi ama onu yere yıktı...
O sırada Vahşi mızrağını salladı ve istediği şekilde attı. Mızrak karnına batıp ayaklarının arasından çıkmıştı. Hamza Vahşi’ye doğru iki adım yürüdü, ama düşüp şehid oldu...
Yanına gelip mızrağını aldı, sonra çadırların bulunduğu yere döndü ve bir çadırın içine oturdu. Çünkü Vahşi işini bitirmişti, başka bir isteği yoktu. Onu, kölelikten kurtulmak için Öldürmüştü...

Hint Hz. Hamza’nın ciğerini çıkarıp çiğnedi. Burnunu kulaklarını ve diğer uzuvlarını kesip boynuna kolye kulağına küpe yaptı. Vahşi, daha sonra Müslüman oldu. Bizzat bu kargısıyla Yemame Savaşında Müseylimetü'l-Kezzab'ı öldürdü.
Hz. Hamza İslam’ın zuhurundan iki yıl sonra Müslüman olmuştur ki; İslam’a girişindeki olayı meşhurdur. Kendisi İslam’a girmesiyle İslam dini kuvvet bulmuştur. Bedir de ve Uhud ta büyük kahramanlıklar göstermiş, müşrik ordusuna büyük kayıplar vermiştir.1
___________________________
1 Halid Muhammed Halid, Sahabe Hayatından Tablolar, Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, Martin Lings Hz. Muhammed’in hayatı, Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) bedir mücahitleri, M. Yusuf Kandehlevi Hayatu’s-Sahabe

ABDULLAH İBNİ CAHŞ
İlk defa Emîr’ül-Müminin denilen kimse…
Resulüllah (s.a.v.), İslâm'da ilk askerî hareketi yapmak için as¬habından 8 kişiyi seçti. Bunların içinde Abdullah İbni Cahş ve Sa'd İbni Ebî Vakkas da vardı. Abdullah İbni Cahş'a sancağı verip onu emir yaptı. Böylece Abdullah bir müminler topluluğuna emir tayin edilen ilk kişi oldu.
O, Resulüllah'ın (s.a.v.) halasının oğlu ve kayınbiraderidir; çünkü annesi Ümeyme binti Abdulmuttalib Peygamber'in (s.a.v.) halası, onun kız kardeşi Zeynep binti Cahş, Resulüllah’ın (s.a.v.) hanımı ve müminlerin anne¬lerinden birisiydi.
O, İslâm'da ilk sancak teslim edilen ve bundan sonra da ilk defa “Emîr’ül-Müminin” (Müminlerin başkanı) denilen kişidir. İşte bu şahıs, Abdullah İbni Cahş el-Esedi'dir.
Abdullah İbni Cahş, Hz, Peygamber (s.a.v.), Erkam'ın evine girme¬den önce Müslüman oldu. O, İslâm'a ilk girenlerdendi.
Resulüllah, (s.a.v.) Kureyş'in eziyetlerinden kurtulmaları için as¬habının Medine'ye hicret etmelerine izin verince, Abdullah İbni Cahş muhacirlerin ikincisi olmuştur. Çünkü Ebu Seleme birinci olarak onu geçmiştir.
Bedir Savaşında Abdullah İbni Cahş kahra¬manca bir dövüş çıkardı. Daha sonra Uhud savaşı oldu. Abdullah İbni Cahş ve arkadaşı Sa'd İbni Ebî Vakkas'ın o savaşta da unutulmayan bir hikâyesi vardır.
Sa'd İbni Ebî Vakkas şöyle anlatmaktadır:
“Uhud savaşında Abdullah İbni Cahş'la karşılaştım. Bana dedi ki:

“Allah'a dua etmiyor musun?”
“Evet, edeyim”, dedim.
Bir köşeye çekildik ben şöyle dua ettim:
“Allah'ım! Beni küfründe aşırı gitmiş, kini şiddetli bir kâfir ile karşı karşıya getir; onunla kıyasıya savaşayım ve onu öldüreyim. Onun üzerindeki silah, elbise ve eşyasını (selebini) alayım." de¬dim.

Abdullah İbni Cahş da şöyle dua etti:
“Allah'ım! Beni küfrün¬de aşırı gitmiş, [kini] şiddetli bir kâfir ile karşı karşıya getir; onunla kıyasıya sa¬vaşayım, cihadın hakkını vereyim. Sonra da ben onu değil o beni öldürsün, burnumu ve kulağımı kessin. Yarın sana kavuştuğum da, Sen bana:
“Burnun ve kulağın niçin kesildi?” dediğinde, ben:
“Senin ve Peygamberin için”, diyeyim. Sen de bana:
“Doğru söyledin...” diyesin.

Sa'd İbni Ebî Vakkas anlatmaya devam ederek şöyle demiştir:
Abdullah İbni Cahş'ın duası benim duamdan daha iyi çıktı. Akşama doğru onu şehit edilmiş ve organları kesilmiş bir halde gördüm Burnu ve kulağı ipe dizilmiş gürdüm”.

Allah onun duasını kabul etmişti. Dayısı şehitlerin efendisi, Hamza İbni Abdulmuttalib’e ikram ettiği şehitliği ona da ikram etti.
Peygamberin (s.a.v.) gözyaşları şehitlik kokan topraklarına dökülerek Hamza’yla onu aynı yere defnetti.
Zira Resulüllah (s.a.s.), Müslümanlara mezarları derin kazmalarını, Kur'an'ı en çok bileni öne almak üzere, her iki ya da üç kişiyi bir kabre defnetmelerini emretti.1
____________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, Dr. Sami Enneşşar İslam Şehitleri, Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) bedir mücahitleri, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Salih Uçar Peygamberimizin Hayatı, M. Yusuf Kandehlevi Hayatu’s-Sahabe

MUS'ÂB İBN-İ UMEYR
İslâm Elçilerinin İlki… İbni Kami'a el-Leysi tarafından şehid edildi.
Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ashabından biri daha... O, Kureyş gençlerinin gözdesi, onların en zarifi ve en yakışıklısıydı... Tarihçiler ve raviler onun gençliğini şöyle tarif ediyorlar: “O Mekkelilerin en çok koku sürüneniydi...” O, nimet içinde doğmuş, o nimetle beslenmiş ve onun gölgesinde büyümüştür. Belki, Mekke gençleri arasında Mus'âb b. Umeyr'in elde ettiklerine sahip olan hiç kimse yoktu...
Mus'âb b. Umeyr'in giydiği bu günkü deyimle moda olurdu, Yediğine kimse ulaşamazdı… o cahiliye devrinin sosyetesi idi… geçtiği sokaklarda Mekke’nin genç kızları pencerelere üşüşür onu izlerlerdi…
Bir gün bu delikanlı da, Mekke halkının Hz. Muhammed (s.a.v)'den duyma¬ya başladıkları şeyi duydu... Hz. Muhammed (s.a.v), Allah'ın kendisini, müjdeleyici uyarıcı ve tek olan Allah'a kulluk yapmaya davetçi olarak gönderdiğini söylüyordu. O, Peygamber ve onunla birlikte iman edenlerin Kureyş'in zulüm ve eziyetlerinden uzak olarak Safa’da El-Erkam b. Ebi'l-Erkam'ın evinde toplandıklarını duyunca hiç tereddüt etmeden, aynı akşam el-Erkam'ın evine gitti... Allah'ın elçisi orada ashabıyla buluşup, onlara Kur'an okur ve on¬larla birlikte Allah için namaz kılarlardı. Mus’ab orada Müslüman oldu. Ailesi duyunca onu dininden döndürmeye uğraştılar başaramayınca hapsettiler. Mus’ab Müslümanların Habeşistan’a hicret ettiğini duyunca hapsedildiği yerde başında duran nöbetçiyi atlatarak kaçtı ve Habeşistan’a hicret etti. Daha sonra Habeşistan’dan döndüğünde yine aynı şekilde hapsedilmek istendi. Fakat Mus’ab, “beni hapsederseniz başıma koyduğunuz adamı öldürürüm,” dedi. Böylece hapsetmekten vazgeçtiler. Annesi ona “ya dininden döner Muhammed’e küfredersin ya da seni her şeyden mahrum ederim” diye tehdit etti. Mus’ab dinini terk etmeyince onu bütün o ihtişamlı bol nimetlerden mahrum ederek evinden kovdu. Mus’ab evi terk ederken hazin bir manzara yaşandı. Mus’ab annesini İslam’a davet ediyor, annesi ise onu putlara davet ediyordu. Ama ikisi de birbirine muvaffak olamadı ve Mus’ab bir daha dönmemek üzere o bol nimetlerin ihtişamından ayrıldı. Allah resulünün yanında yerini aldı.
Mus'âb, içinde yaşadığı bol nimetten, zorluk ve yoksulluğa geçti. Artık, daha önce şık giyinen ve kokular sürünen delikanlı şimdi en kaba elbiseleri giyen, bir gün yiyen, günlerce yemeyen birisi olmuş¬tu. Fakat inanç yüceliğiyle nazikleşen ve Allah'ın nuruyla parlayan ruhu, onu, gözleri saygıyla, gönülleri hayretle dolduran başka bir insan haline getirmişti.
Bir gün o, Resulüllah’ın (s.a.v.) yanında oturmakta olan bazı Müslümanların yanına gitti. Onlar, Mus'ab'ı görür görmez, başlarını önle¬rine eğip gözlerini yumdular. Bazılarının da gözlerinden yaşlar bo¬şandı. Çünkü onlar, Mus'ab'ı eski ve yamalı bir elbise giymiş olarak gör-müşlerdi. Bu onlara Mus'ab’ın Müslüman olmadan önceki halini hatır¬latmıştı. Hâlbuki onun, Müslüman olmadan önceki elbiseleri bir bahçenin parlak, zarif ve kokulu çiçekleri gibiydi...
Resulüllah (s.a.v.) onun gelişini, hikmetli, şükür ve sevgi ifade eden bakışlarla seyretti ve gülümseyerek şöyle dedi: “Bir zamanlar Mekke'de anne ve babasının yanında ondan daha rahatı yokken, şim¬di şu Mus'âb'ı görüyorum. Ama o, bunların hepsini Allah'a ve Peygam¬berine olan sevgisinden dolayı terk etti...”
Böylece, Resulüllah (s.a.v.) onu o günün en büyük görevi için seçmişti. O, Peygamberin Medine'deki elçisi olacak, iman edip Akabe' Peygambere biat eden Ensar'ı yetiştirecek, başkalarını da Allah'ın di¬nine sokacak ve Medine'yi büyük hicret gününe hazırlayacaktı. Çünkü 1. Akabe biatında Müslüman olan Medineliler Resulüllah (s.a.v)tan kendilerine İslam’ı öğretecek, namaz kıldıracak ve Medine halkına İslam’ı anlatıp Medinelileri İslam’a davet edecek bir elçi talep etmişlerdi. Allah resulü de bu görevi Mus’ab a vermişti.
Mus'âb, Allah'ın kendisine ihsan ettiği üstün akıl ve güzel huyun neticesi olarak emaneti yüklendi. Zühdü, takvası ve samimiyetiyle Medinelilerin gönüllerini fethetti ve onlar da grup grup Allah’ın dinine girdiler.
Mus'âb, Resulüllah (s.a.v.) tarafından Medine'ye gönderildiğinde, orada daha önce 1. Akabe biatında biat eden 12 kişiden başka Müslüman yok¬tu. Es'âd b. Zürare'nin misafiri olarak, onunla birlikte, halka Rabbi'nin Kitabını okumak ve aralarında büyük bir yumuşaklıkla (la ilahe illallah) “Allah’tan başka ilah yoktur” sözünü fısıldamak üzere kabilelere, evlere ve toplantılara gidiyorlardı...
Bir gün, halka vazederken Medine'deki Abdu'l-Eşhel oğullarının efendisi Üseyd b. Hudayr çıka geldi. Kavmini dininden çıkarmaya, onları tanrılarını terk etmeye davet etmeye, onlara daha önce bilme¬dikleri ve alışık olmadıkları bir tek ilâhtan bahsetmeye gelmiş olan bu adama karşı kızgınlığından titrer bir halde ona mızrağını çekti..
Mus'ab'ın yanında oturan Müslümanlar Üseyd b. Hudayr'ın çok öfkeli ve hiddetli bir şekilde geldiğini görünce korktular, fakat Mus'ab sakin ve kararlı bir şekilde lâ ilahe illallah diyerek ye¬rinde durdu.
Üseyd, Mus'ab'ın önünde durup Esad b. Zürarey'le ona hita¬ben: “Niçin bizim yurdumuza geldiniz ve niçin bizim zayıf kimseleri¬mizle uğraşıyorsunuz? Eğer sağ kalmak istiyorsanız bizi terk ediniz!” dedi..
Sanki onda denizin sakinliği ve gücü vardı. Sanki onda sabah ışığının parlaklığı ve huzuru vardı. Mus'ab’ın yüzü gülümseyip şöyle konuştu.
“Dinlemek için oturmaz mısın? Eğer bizim işimizi beğenirsen onu kabul edersin. Şayet beğenmezsen, biz de sizden vazgeçeriz”.

Üseyd zeki ve akıllı bir adamdı. “Tamam, haklısın” deyip mızrağını yere bıraktı ve dinlemek üzere oturdu. Mus'âb, Kur'an-ı okuyup Abdullah'ın oğlu Muhammed'in getirdiği daveti açıklayınca Üseyd'in suratının asıklığı gitmeye ve neşeli bir hal almaya başladı. Mus'âb, sözünü bitirir bitirmez, Üseyd b. Hudayr ona ve ya¬nındakilere şöyle fısıldadı:
“Bu söz ne kadar güzel ve doğru... Bu dine girmek isteyen kimse ne yapar?”
Ona, yerin göğün sarsıldığı bir “lâ ilâhe illallah” la cevap verdiler, sonra Mus'âb:
“Müslüman olmak isteyen elbisesini ve vücudunu temizler. Al¬lah'tan başka tanrı olmadığına şehadet eder”, dedi.
Üseyd bir süre onların yanından ayrıldı. Daha sonra, başından te¬miz sular damlaya damlaya döndü. Allah'tan başka tanrı olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehadet ettiğini ayakta ilân etti.

Haber adeta yıldırım hızıyla yayıldı. Sa'd b.Muaz gelip Mus’ab'ı dinledi, kalbi kanaat getirdi ve Müslüman oldu. Onu, Sa'd b. Ubâde takip etti. Onun Müslüman oluşuyla iş tamam oldu. Medineliler birbirleriyle : “Üseyd b. Hudayr, Sa'd b. Muaz ve Sa'd b. Ubade Müslüman olmuşlar, biz neden geç kaldık? Haydi, Mus'ab'a, onunla birlikte biz de iman edelim, çünkü diyorlar ki hak, onun dişlerinin arasından çıkıyor”, şeklinde konuşmaya başladılar.
Resulüllah (s.a.v.)’ın elçilerinin ilki benzersiz bir başarı kazan¬mıştı. Hem de Mus'ab'a yaraşan bir başarı.
Günler ve yıllar geçer, Peygamber ve ashabı Medine'ye hicret eder, Kureyş, kin ve öfkesini ortaya koyar. Allah’ın salih kullarına hak¬sız saldırılarına devam etmek için batıl hazırlığını yapar. Bedir savaşı olur, orada, kalan akıllarını başlarından alan bir ders alırlar ve yine intikam peşinde koşarlar. Uhud savaşı olur. Müslümanlar kendilerini harbe hazırlar, Resulüllah [s.a.v.}, sancağı taşıyacak kimseyi seçmek için inanan yüzleri incelemek üzere ayakta durur. Mus'ab'ı çağırır. Mus'ab ilerler ve sancağı alır.
Korkunç çarpışma başlar, savaş kızışır, okçular Resulüllah (s.a.v.) in emrine muhalefet ederler, müşriklerin bozguna uğrayarak çekil¬diklerini görünce dağın tepesindeki mevkilerini terk ederler fakat on¬ların bu hareketi, Müslümanların zaferini hemen bozguna çevirir. Müs-lümanlar ansızın, dağın tepesinden gelen Kureyş süvarileriyle karşı¬laşırlar ve kana susamış deli kılıçlar onların içine işlemeye başlar.
İbni Sa'd, İbrahim b. Muhammed İbni Şurahbil el-Abduri'nin babasının şöyle anlattığını rivayet etmektedir:
“Mus'ab İbni Umeyr Uhud günü, sancağı aldı. Müslümanlar saldırıya geçince, Mus'ab bulunduğu yerden ayrılmadı. İbni Kamia atlı olarak geldi ve Mus'ab'ın sağ eline vurup onu kopardı. Bu arada Mus'ab şöyle diyordu: Muhammed ancak bir peygamberdir, ondan önce de başka peygamberler gelip geçmiştir...
Sancağı sol eliyle tutup üzerine eğildi. Düşman bu defa sol eli¬ne vurup onu da kopardı. Mus'âb sancağın üzerine kapanıp pazılarıyla onu bağrına bastı. Yine şöyle diyordu: Muhammed ancak bir peygamberdir, ondan önce de başka peygamberler gelip geçmiştir...
Düşman bu defa mızrakla saldırıp Mus'ab'a mızrağı sapladı ve mızrak kırıldı. Mus'âb yere düştü ve sancak da düştü...”

Hz. Peygamber ashabıyla birlikte savaş alanını incelemek ve şehidleri gömmek için geldi. Mus'ab'ın cesedine geldiğinde, birçok samimi gözyaşı aktı...
Habbab b. Erett anlatır:
“Resulüllah’la (s.a.v.) birlikte, Allah rızası için hicret ettik. Allah Teâlâ bu yüzden ecir verdi. Bazılarımız göçüp gitti, bu dünya¬da verilen ecirden hiç yiyemedi. Mus'âb b. Umeyr bunlardan¬dır O Uhud'da şehid edildi... Onu kefenlemek için alacalı bir kumaş parçasından başka bir şey bulamamıştık... O kumaşla başını örttüğü¬müzde ayakları açıkta kalıyor, ayaklarını örttüğümüzde başı açıkta kalıyordu. Resulüllah (s.a.v.) bize şöyle buyurmuştu: O kumaşı başını takip eden kısımdan itibaren kefen yapınız, ayaklarını da izhir otuyla örtünüz...” 1
Resulüllah’ın, (s.a.v.) amcası Hamza'nın şehid edilmesi, müşrik¬lerin, onun organlarını koparmalarından dolayı gözyaşlarının boşanıp yüreğini parçalayan derin ve acı üzüntüsüne rağmen... Her biri kendine göre doğruluk, temizlik ve nur âlemi olan sahabe ve dostlarının cesetlerinin savaş alanını doldurmasına rağmen… o, defnetmek ve uğurlamak için ilk elçi¬sinin cesedi başında durmuş, nurlu, şefkatli ve vefalı gözlerle ona bakıp şöyle demişti:

“Müminlerden, Allah'a verdiği ahdi yerine getiren adamlar var¬dır”. (Ahzâb/23)
Sonra, ona kefen yapılan bürdesine hüzünlü bir şekilde bakıp:
“Seni Mekke'de gördüğümde, elbisesi daha şık ve senden daha güzel saçlı kimse yoktu. Ama işte şimdi sen bürdenin içinde saçları dağınık haldesin?!” demişti.

Resulüllah, (s.a.v.) gözleriyle savaş alanında yatan Mus'ab'ın bü¬tün arkadaşlarını süzüp şunu da söylemişti:
“Allah'ın Resulü şehadet eder ki: Siz kıyamet gününde Allah ka¬tında, şehid kimselersiniz”.
Arkasından yanındaki, sağ kalan arkadaşlarına:
“Ey insanlar! Onları ziyaret ediniz, onlara gelip selâm veriniz. Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, kıyamet gününe kadar, birisi onlara selâm verse, onlar o kimsenin selâmını alırlar” demişti.
Selâm sana, ey Mus'âb! Selâm size, ey Şehidler! Es-Selâmu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu...2

_______________________
1 Hoş kokulu bir bitki
2 Halid Muhammed Halid, Sahabe Hayatından Tablolar, Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, Martin Lings hz. Muhammed’in hayatı, Salih Uçar Peygamberimizin Hayatı, M. Yusuf Kandehlevi Hayatu’s-Sahabe

ŞEMMÂS B. OSMAN EL-MAHZÛMÎ.
Muhacirlerden kureyşin beni maz’um kolundandır. Asıl adı babası gibi Osman’dır. Yani Osman b. Osman’dır. Kendisi çok yakışıklı idi. Cahiliye devrinde Mekke de kendisinin güzelliğine hayran olmayan yoktu. Güzelliğinden ötürü ona Şemmas lakabı verilmişti. Bedir de ve Uhud ta bulunmuş ve Uhud ta Ümeyye b. Halef tarafından şehit edilmiştir.
Uhud savaşının en şiddetli anında peygamberimiz (s.a.v)’in yanından hiç ayrılmayan fedailerinden biri de Şemmas b. Osman (r.a)’dır.
Peygamberimiz (s.a.v)’in etrafındaki çember iyice daralınca Şemmas (r.a) kendisini peygamber (s.a.v)’e kalkan yapmıştır.
Rivayet edilir ki Resulüllah (s.a.v) o tehlikeli anda sağına soluna baktıkça Şemmas (r.a)’ı elinde kılıçla düşmana saldırırken görmüştür. Resulüllah (s.a.v)’ın önünde vurulup yere düşünceye kadar savaşmıştır. Öyle ki Resulüllah onu yaşayan bir zırha, canlı bir kalkana benzettiğini söylemiş; “Uhud ta Şemmas’ı kendime kalkan gibi buldum” buyurmuştur.

Şemmas b. Osman (r.a) o sırada vurulup yere düştü. Savaş sonunda ağır yaralı olarak Medine’ye götürüldü. Medine de hiç kimsesi olmadığından Hz. Aişe (r.anha)’nin odasına taşıdılar. Fakat Ümmü Seleme (r.anha) kendi kabilesinden olan Şemmas(r.a)’a bakmanın kendi sorumluluğuna verilmesini istedi ve ona bakmayı üstlendi. Resulüllah (s.a.v) onu vefat ettiğinde Medine’ye defnetmemelerini Uhud a götürüp arkadaşlarının yanına elbisesi ile defnedilmesini emretti.
Şemmas b. Osman şehit düştüğü zaman 34 yaşında idi. Radıyallahu anhu.1

________________
1 Ali Akın Resulüllah’ın Örnek Hayatı (Saadet Yılları), Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan Bedir Mücahitleri, Dr. Sami Enneşşar İslam hehitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

VEHB İBNİ KÂBUS
Müzeyne kabilesinden Vehb İbni Kâbus kardeşinin oğlu Haris İbni Ukbe ile birlikte Müzeyne dağından kalkıp her şeyden habersiz Resulüllah (s.a.v)’ı ziyaret için Medine ye gelmişlerdi. Medine de kimse kalmadığını görünce:
“Medine halkı nerede?” Diye sordular. Çocuklar ve kadınlarda:
“Hepsi Uhud’a savaşmaya gittiler” deyince, Vehb ile yeğeni Haris hemen Uhud’a Resulüllah(s.a.v)’ın yanına gittiler. O sırada Müslümanlar müşrikleri hezimete uğratmış kovalıyorlardı. Onlar da kılıçlarını sıyırıp kovalamaya başladılar.
Sonra Halid b. Velid süvarileri ile arkadan dolaşıp Müslümanlara arkadan saldırarak bozguna uğratınca Vehb ile yeğeni onara karşı şiddetli bir çarpışmaya giriştiler ve Resulüllah(s.a.v)’ı korumak için bazı sahabelerle Resulüllah(s.a.v)’ın yanına gittiler.
Düşman saflarından bir birlik kendilerine doğru süratle geldiğini gören Resulüllah(s.a.v):
“Şu birliği kim karşılayacak” buyurdu. Vehbi İbni Kâbus:
“Ben karşılarım ya Resulellah!”dedi ve onlara öyle ok yağdırmaya başladı ki, düşman birliği ok atanların büyük bir grup olduğunu zannederek geri çekilmeğe mecbur kaldı. Vehb (r.a) de geri gelip Resulüllah(s.a.v)’ın yanına oturdu. Sora başka bir birlik Resulüllah(s.a.v)’a dğru hücum etti. Resulüllah(s.a.v):
“Bunları kim karşılayacak?” buyurdu. Vehb yine:
“Ben ya Resulellah!” dedi. Bu sefer kılıcını çekti. Sanki bir kişi değil de bir ordu imiş gibi onlarla savaştı. Düşman grubu yine geri çekildi. O da Resulüllah(s.a.v)’ın yanına gelip oturdu. Biraz sonra yine düşman saflarından bir birlik onlara doğru yöneldi. Resulüllah(s.a.v):
“Bunlara kim karşı çıkacak?” buyurdu. Vehb (r.a) yine:
“Ben ya Resulellah!” dedi. Resulüllah(s.a.v) da:

“Kalk öyle ise ey Vehb! Sana cenneti müjdelerim” buyurdu. Vehb de:
“Vallahi ben de o cenneti hiç kaçırmak istemem!” diyip kılıcını sallayarak düşman üzerine giderken şöyle diyordu:
“Allah’a Andolsun ki, hiç eman vermeyeceğim ve eman dilemeyeceğim.” Vehb (r.a) düşman içine daldığında peygamber (s.a.v) ve orada bulunan sahabeler de onun cesaret ve kahramanlığını gözlemekten kendilerini alamadılar ve bir süre silahlarını bırakıp onu izlediler. Vehb düşmanı yarıp karşı tarafa geçmişti. Tekrar geri dönüp düşman birliğinin ortasına daldığında, Resulüllah(s.a.v): “Allahım ona merhamet et!” diye dua etti. Vehb düşman tarafından sarıldı. Yaralanıp şehit oluncaya kadar savaştı. Daha sonra şehitler arasında onu bulduklarında vücudunda 20 mızrak yarası vardı. kılıç, ok yaralarından başka bir tek mızrak yarası bile onu öldürmeye yetecek kadar derindi. Onun bu şekilde savaştığını görenler onu hiçbir zaman unutamadılar. Resulüllah(s.a.v) onun naşının başında durdu ve: “Allah Seden razı olsun! Ben senden razıyım” buyurdu. Hz. Ömer sonraki yıllarda şöyle derdi: “Ölümler arasında en çok müzeyneli arkadaşımın ölümü gibi ölmek isterim.”1 Radıyallahu anhum.
____________________
1 Martin Lings Hz. Muhammed’in Hayatı, Ali Akın Saadet Yılları Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Dr. Sami Enneşşar İslam Şehitleri

HARİS İBNİ UKBBE
Müzeyne kabilesinden olan Haris İbni Ukbe (r.a), amcası Vehb İbni Kâbus(r.a)la birlikte olaylardan habersiz sırf Resulüllah(s.a.v)’ı görmek için müzeyne dağından kalkıp Medine’ye gelmişlerdi. Medine de kimse kalmadığını görünce:
“Medine halkı nerede?” diye sordular. Medineli kadınlar ve çocuklar da:
“Hepsi Uhuda savaşmaya gittiler” deyince Haris (r.a) ve amcası Vehb(r.a) hemen Uhuda Resulüllah(s.a.v)’in yanına koştular. Varır varmaz hemen meydana girdiler. Kahramanca savaşmaya başladılar. Hars İbni Ukbe amcasının şehadetinden sonra savaşmaya devam etti ve amcası Vehb (r.a) gibi şehit oluncaya kadar düşmanla kahramanca savaştı. Sonunda O da arzuladığı şehadeti elde etti.1 Radıyallahu anhu.
________________
1 Martin Lings Hz. Muhammed’in Hayatı, Ali Akın Saadet Yılları Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Dr. Sami Enneşşar İslam Şehitleri

SA’D MEVLA HATIB
Hz. Sa’d, Muhacirlerden beni Esed b. Abdüluzza kabilesindendir. Esasen Hatıb b. Ebu Beltea’nın kölesidir. Bedir savaşında ve Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud savaşında şehid olmuştur.1
AMR B. MUÂZ B. NUMÂN
Amr b. Muaz b. Numan Evs kabilesinin beni Abdüleşhel kolundandır. Evs kabilesinin eşrafından olan Sa’d b. Muaz’ın da kardeşidir. Sa’d b. Muazla birlikte bedirde ve Uhud ta bulunmuştur. Amr Uhud ta şehit olmuştur.2
HÂRİS B. ENES B. RÂFİ’
Haris b. Enes (r.a) hazretleri ensardan Evs kabilesinin Abdüleşhel oğulları kolundandır. Bedir savaşında ve Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud savaşında Ebu Süfyan tarafından şehid edilmiştir.3
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

ZİYÂD B. SEKEN.
Evs kabilesinin Beni Abdüleşhel kolundandır. Bedir ve Uhud savaşlarında bulunmuş, Uhud ta şehit olmuştur. Uhud savaşında düşman birlikleri Peygamberimiz (s.a.v)’in bulunduğu alana hücum ettiklerinde Allah resulü:
"Kim bizim için Allah yolunda canını satar, feda eder?" diye sorduğu zaman, Ziyad b. Seken, Ensardan beş kişi ile birlikte ayağa kalktı şehid oluncaya kadar savaştılar ve şehit oldular.
Onların içinde yaralı olarak yere düşen Ziyad b. Seken idi ve ağır bir şekilde yaralanmıştı. Peygamberimiz (s.a.v): "Onu bana yaklaştırınız!" buyurdu.
Yaklaştırdılar. Peygamberimiz (s.a.v) bacağını onun başına yastık yaptı ve son nefesini verene kadar hareketsizce öyle tuttu. İbni Seken, Peygamberimiz (s.a.v)’in mübarek yüzünü seyrederek can verdi.
Peygamberlik makamından sonra şehadet mertebesinin üstünde bir mertebe yoktur. Bununla birlikte Resulüllah (s.a.v)’in kucağında can vermek büyük bir şereftir.1
________________________________________
1 Dr. Sami Enneşşar İslam şehitleri, Martin Lings Hz. Muhammed’in Hayatı, Ali Akın saadet yılları, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Mevlana Şibli Numani Son peygamber

SABİT B. VAKŞ
Sabit b. Vakş Ensar'dan, Evs kabilesinin beni Abduleşhel kolundandır. Sabit b. Vakş’la Hüseyl b. Cabir’in Uhud´a Savaşmaya Gidip Şehit Oluşu şöyle olmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v) müşriklerle savaşmak için Uhud´a gittiği zaman, çok yaşlı olan Hüseyl b. Cabir el Yeman ile Sabit b. Vakş kadınlar ve çocuklarla birlikte yüksek evlerin damına çıktılar. Biri, öbürüne:
"Babasız kalasıca! Muhtaç olmayasıca! Daha ne bekliyorsun?! Vallahi, ikimizin önünden, ancak iki yudum su içimlik, pek az bir zaman kalmıştır! Vallahi, ya bugün, ya da yarın, ölüm kuşu üzerimizde ötecektir! Daha ne diye kılıçlarımızı alıp Resulüllah (s.a.v)’in yanına varmıyoruz?! Belki, ALLAH, Resulüllah (a.s.v)’ın yanında bize şehitlik nasip eder!" dedi.
Hemen kılıçları aldılar, sonra da Uhud´a gittiler. İslâm mücahidlerinin içine girdiler. Kendilerinin orduya katıldıkları bilinmedi. Müşrikler, Sabit b. Vakş´ı şehit ettiler.1
________________________________________
1 Dr. Sami Enneşşar İslam şehitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

SELEME B. SABİT B. VAKŞ
Seleme b. Sabit b. Vakş Ensar'dan, Evs kabilesinin beni Abduleşhel kolundan ve Sabit b. Vakş’ın oğludur. Bedir savaşında ve Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud savaşında şehit olmuştur.1
AMR B. SABİT B. VAKŞ
Amr b. Sabit b. Vakş Ensar'dan, Evs kabilesinin beni Abduleşhel kolundan ve Sabit b. Vakş’ın oğludur. Uhud savaşında şehit olmuştur.2
RİFÂ'A B. VAKŞ
Rifâ’a b. Vakş Ensar'dan, Evs kabilesinin beni Abduleşhel kolundan ve Sabit b. Vakş’ın kardeşidir. Uhud savaşında şehit olmuştur.3
HUSEYL B. CABİR EL-YEMAN.
Hüseyl b. Cabir’in Uhud´a Savaşmaya Gidip Şehit Oluşu şöyle olmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v) müşriklerle savaşmak için Uhud´a gittiği zaman, çok yaşlı olan Hüseyl b. Cabir el Yeman ile Sabit b. Vakş’ı kadınlar ve çocuklarla birlikte yüksek evlerin damına çıktılar. Biri, öbürüne:
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

"Babasız kalasıca! Muhtaç olmayasıca! Daha ne bekliyorsun?! Vallahi, ikimizin önünden, ancak iki yudum su içimlik, pek az bir zaman kalmıştır! Vallahi, ya bugün, ya da yarın, ölüm kuşu üzerimizde ötecektir! Daha ne diye kılıçlarımızı alıp Resulüllah (s.a.v)’in yanına varmıyoruz?! Belki, ALLAH, Resulüllah (a.s.v)’ın yanında bize şehitlik nasip eder!" dedi.
Hemen kılıçları aldılar, sonra da Uhud´a gittiler. Orduya sonradan katıldıkları için Kendilerinin orduya katıldıkları bilinmiyordu. Kendileri de parolayı bilmiyorlardı. Hüseyl b. Cabir´i İslâm mücahitleri, bilmeyerek kılıçtan geçirdiler, yere düşürdüler. Hüzeyfetü´l-Yeman: "Babam! Babam o!" dedi ise de geç kalınmış oldu.
İslâm mücahitleri: "Vallahi, biz onu tanıyamadık!" dediler. Hüzeyfetü´l-Yeman: "ALLAH sizi bağışlasın! O, merhametlilerin en merhametlisidir!" dedi.
Peygamberimiz (s.a.v), Hüseyl b. Cabir´in diyetinin ödenmesini istedi ise de, Hüzeyfetü´l-Yeman almayıp onu Müslümanlara bağışladı.1
________________________________________
1 Dr. Sami Enneşşar İslam Şehitleri, Mevlana Şibli Numani Son peygamber, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

SAYFÎ B. KAYZÎ.
Safi b. Kayzi, Evs kabilesine mensup Abduleşhel Oğulları kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve uhud ta şehid olmuştur.1
HUBÂB B. KAYZÎ.

Hubab b. Kayzi, Evs kabilesine mensup Abduleşhel Oğulları kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve uhud ta şehid olmuştur.2
ABBÂD B. SEHL.
Abbad b. Sehl, Evs kabilesine mensup Abduleşhel Oğulları kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud ta şehid olmuştur.3
HÂRİS B. EVS B. MU'ÂZ,
Haris b. Evs b. Muaz, (r.a) hazretleri Evs kabilesinin Abduleşhel oğulları kolundandır. Hz. Sa'd b. Muaz'ın kardeşinin oğludur. Bedir savaşında ve Uhud savaşında bulunmuş ve Uhud ta şehid olmuştur.4
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar ,İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
4 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

RAFİ’ B. YEZİD
Rafi’ b. Yezid (r.a) hazretleri ensardan Evs kabilesinin Abduleşhel oğulları kolundandır. Bedir savaşında ve Uhud savaşında hazır bulunmuş, Uhud savaşında şehid olmuştur. Bir rivayette hicretin 3. Yılında vefat ettiği söyleniyorsa da Uhud savaşı hicretten 33 ay sonra vuku bulduğu dikkate alınırsa rivayetteki vefat veya şehadet konusunda çelişki olmadığı anlaşılır.1
İYÂS B. EVS B. ATÎK
Evs kabilesinin beni Abduleşhel kolundandır. 2. Akabe biatında, Bedir savaşında ve Uhud savaşında hazır bulunmuştur. Uhud savaşında şehid edilerek rabbin kavuşmuştur.
Resulüllah (S.a.v) Cuma günü ashabıyla istişare ettiği zaman İyas b. Evs şöyle diyordu:
Ya Resulellah! Şehit olarak cennete gitmek ve düşmanlarımızı da cehenneme yollamak için onları öldürmek istiyoruz.
Ya Resulellah! Kureyşlilerin Mekke’ye dönüp, “Muhammed’i Yesrib kalelerinde muhasara altına aldık” demelerini istemiyorum. Bu hal onlar için bir iftihar vesilesi olacak. Hâlbuki onlar topraklarımıza girdi. Biz topraklarımızı müdafaa etmezsek; topraklarımız onlar tarafından tarumar edilir.
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan; Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

Ya Resulellah! Cahiliye devrinde bize hücum eden Arap kabilelerine karşı kılıcımızla çıkıyor ve onları kovuyorduk. Biz bugün bunu daha iyi başarabiliriz. Çünkü Allah bizi sizinle kuvvetlendirdi ve hareket noktamızı tayin etti. Bu nedenle evlerimize kapanmak istemiyoruz.
İyas b. Evs Uhud dun ilk şehitleri arasında cenneti Adn’daki makamına olaştı.1
UBEYD B. TEYYİHÂN.
Evs kabilesinin beni Abduleşhel kolundandır. 2. Akabe biatında, Bedir savaşında ve Uhud savaşında hazır bulunmuştur. Uhud savaşında İkrime b. Ebu cehil tarafından şehid edilerek rabbin kavuşmuştur.2
HABÎB B. ZEYD B. TEYM
Habib b. Zeyd b. Teym Evs kabilesinin beni Abduleşhel kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuştur. Uhud savaşında şehid edilerek rabbin kavuşmuştur.3
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan Bedir Mücahitleri, Dr. Sami Enneşşar İslam şehitleri, Ali Akın saadet yılları,
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren) Mustafa Özcan Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

YEZÎD VEYA ZEYD B. HÂTIB
Yezid veya Zeyd b. Hatib Evs kabilesinin Beni Zafer kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuştur. Uhud savaşında şehid edilerek rabbin kavuşmuştur.1
EBÛ SÜFYÂN B. HÂRİS B. KAYS B. ZEYD.
Ebu Süfyan b. Haris Evs kabilesinin Beni Amr b. Avf kolundandır. Uhud'a giderken Ensar'dan Ebu Süfyan bin Haris'le bir arkadaşı konuşuyorlar.
Arkadaşı, Rabbine dua ediyor:
—Allahım! Bana Resulünün yanında şehitlik nasip et ve evime geri döndürme...
Ebu Süfyan bin Haris'se ta kalpten gelen duygularla şöyle yalvarıyor:
—Allahım! Bana Resulünle birlikte çarpışmak; fakat evime ve yavrularıma sağ-salim dönmek nasip eyle...
Ne var ki Ebu Süfyan bin Haris, şehid olmuş; arkadaşı ise sağ-salim geri gelmişti.
Bu hâl Sevgili Peygamberimize anlatıldığında buyurdular ki:
—Ebu Süfyan iki kişinin en ihlâslısı idi...
Zira Uhud yolunda iken küçük kız çocukları sebebi ile yukarıdaki gibi niyet eden; Ebu Süfyan bin Haris, harp, Müslümanların aleyhine dönüp de düşman hâkim vaziyete geçince bu defa şöyle demişti:
—Allahım! Yavrularım sana emanet. Bana düşman karşısında şehitlik nasip eyle...2
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya

HANZALA BİN EBÛ ÂMİR
Hanzala Evs kabilesinin Beni Amr b. Avf kolundandır. Bedir gazasında bulundu. O zaman henüz bekârdı. Bedir gazasından bir müddet sonra Abdullah bin Übey’in kızı Cemile ile nikâhlandı. Ertesi gün de Uhud’da Kureyş müşrikleriyle çarpışılacaktı.
Hanzala geceyi Medine’de hanımının yanında geçirmek için Resulüllah’tan izin istedi. Peygamberimiz de müsaade buyurdu. Hanımı Cemile ile o gece beraber kaldı. Cumartesi günü sabahleyin Uhud’a yetişmek için, telâştan gusletmeyi unutup çok acele yola çıktı.
Yola çıkacağı sırada, hanımı Cemile, orada bulunan kavminden dört kişiyi çağırdı ve Hanzala ile evlendiklerini söyleyip, onları şahit tuttu. Oradaki dört şahit sordular:
— Buna ne lüzum vardı?
Cemile dedi ki:
— Rüyamda semanın açıldığını ve Hanzala içeri girdikten sonra kapandığını gördüm.
Peygamberimiz Uhud’da harp için safları düzeltirken Hanzala yetişti ve a Ashab-ı kiram arasına karıştı. Hz. Hanzala diğer sahabeler gibi cansiperane müşriklerin üzerine atıldı. Şehitlik mertebesine kavuşmak için durmadan savaştı. Daha sonra müşrikler bozuldular, dağılıp kaçmaya başladılar.
Hz. Hanzala, Ebu Süfyan’ın önünü kesti. Üzerine hücum etti. Ebu Süfyan yere düştü. Korkudan ne yapacağını şaşırmıştı. Tam o sırada Şeddad bin Esved, Hz. Hanzala’ya arkadan yaklaşıp haince, sırtından mızrakladı.
Hanzala mukabele etmek istedi. Fakat imandan nasibi olmayan bu müşrik, ikinci bir darbe daha vurup, Hanzala’yı şehid etti. Hanzala şehid olunca, Peygamberimiz buyurdu ki:
— Ben Hanzala’yı meleklerin gökle yer arasında, gümüş bir tepsi içinde, yağmur suyu ile yıkadıklarını gördüm.
Ebu Üseyd Said diyor ki:
“Gidip Hanzala’ya baktım. Başından yağmur suyu akıyordu. Döndüm, bunu Resulüllah’a haber verdim. Peygamberimiz hanımına haber gönderip bunun sebebini sordu. O da Uhud’a çıktığı zaman Hanzala’nın cünüp olduğunu bildirdi.”
Hz. Hanzala Uhud’a yetişmek için çok acele edip, yetişememek korkusu kendini kapladığından, acele ile gusletmeyi unutmuştu. Bundan sonra Hanzala’nın adı Gasil-ül-Melâike = Melekler tarafından yıkanmış kimse diye anıldı. Medine’de Ashab-ı kiramın Evs kabilesinden olanlar, “Melekler tarafından yıkanan Hanzala bizdendir” diye iftihar ederlerdi.
Hanzala bi’setten yani Peygamber efendimizin davetinden önce de iman sahibi olup, Allahın birliğine inanır, putlara tapmazdı. Hanif dininde idi. Böylece hanımının rüyası hakikat olup, Uhud savaşında Hz. Hanzala şehid oldu. Abdullah isminde bir oğulları oldu. Abdullah bin Hanzala olarak tanınan bu oğlu, Yezid zamanında şehid edildi.1

________________________________________
1 Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, M. Yusuf Kandehlevi Hayatu’s-Sahabe

UNEYS B. KATÂDE
Hz. Üneys b. Katade (r.a) Hazretleri, Evs kabilesinin Beni Ubeyd veya beni Abid kolundandır. Bedir savaşında ve Uhud savaşında bulunmuş ve uhud savasında Ebu Hakem b. Ahsen tarafından şehid edilmiştir.1
HARİS BİN KATADE
Hz. Haris b. Katade (r.a) Hazretleri, Evs kabilesinin Beni Abid kolundandır. Bedir savaşına ve Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.2
EBÛ HABBE B. AMR B. SABİT.
Ebu Habbe b. Amr b. Sabit (r.a) Hazretleri, Beni Salebe kolundandır. Sa'd b. Hayseme'nin ana bir kardeşidir. Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.3
ABDULLAH B. CÜBEYR
Ebü’l-Münzir Abdullah b. Cübeyr b. Numan el-Ensari, (r.a) Hazretleri, Evs kabilesinin Beni Salebe b. Amr kolundandır.
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar

İkinci Akabe biatine, Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı. Uhud Savaşında Hazret-i Peygamber (S.A.V) İslâm ordusuna arkadan gelebilecek saldırıyı engel olmak maksadıyla sol taraftaki Ayneyn tepesine, Abdullah bin Cübeyr (r.a.) kumandasında elli kadar okçu yerleştirdi ve “hiç bir şekilde oradan ayrılmamalarını” emretti. Savaşın başlangıcında Müslümanların galip gelmeye başladığını gören okçuların büyük bir kısmı ganimetten mahrum kalmamak için yerlerinden ayrılmaya başladılar.
Abdullah bin Cübeyr (r.a.) Hazret-i Peygamber (s.a.v.) in;
-“Bizim bozguna uğradığımızı, atlarımızı kuşların kaptığını görseniz bile, ben size haber gönderinceye kadar yerinizden ayrılmayınız.” Buyurduğunu anlatmaya çalıştıysa da, bütün gayret ve ısrarlarına rağmen çözülmeye engel olamadı ve yanında kalan on kişi ile birlikte Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) in kumanda ettiği Mekkeli süvarilerle savaşmak mecburiyetinde kaldı.
Okla savaşa başlayan Abdullah (r.a.), oku bitince mızrağıyla, o da kırılınca kılıcıyla mücadeleye devam etti. Nihayet İkrime bin Ebu Cehil (r.a.) ve arkadaşları tarafından şehid edildi.
Müşrikler O’nu öldürmekle yetinmeyerek vücudunu delik deşik ettiler ve bağırsaklarını dışarı döktüler.
Âli İmran suresinin 152. ayeti, şehid oluncaya kadar Hazret-i Peygamber (s.a.v.) in emrini yerine getirmeye çalışan Abdullah bin Cübeyr ve arkadaşları (r.anhüm) nı övmektedir.1

________________________________________
1 Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri

SA'D B. HAYSEME'NİN BABASI HAYSEME.
Evs kabilesinin Beni Selm kolundandır. Hz. Hayseme, Bedir Muharebesine katılmak için oğlu Sa'd ile kur'a çekmişti. Kur'a, Hz. Sa’d'a çıkmıştı. Bedir Harbine katılan Sa'd ise, arzuladığı şehadet mertebesine ulaşmıştı. İşte, şehid babası Hz. Hayseme de şöyle konuşuyordu:
"Ya Resulallah!.. Kureyşliler, çöl Araplarından ve müttefikleri olan Ahabiş'ten asker topladılar. Develerine ve atlarına binip gelerek meydanlarımıza indiler. Bizi, evlerimizde ve kalelerimizde kuşatacaklar, sonra da dönüp gideceklerdir. Aleyhimizde bir sürü söz söyleyeceklerdir. Bu, onların cesaretlerini artıracaktır. Görüp de karşılaşmazsak ve yurdumuzun ortasından onları kovmayacak olursak, çevremizdeki Araplar da bize göz dikeceklerdir!
"Allah Teâlâ'nın bizi, Kureyş müşriklerine karşı galip getireceği ümit edilir. Eğer ikincisi olursa — ki şehitliktir — Bedir, beni ondan mahrum kıldı. Hâlbuki ben onu öylesine özlemiştim ki! Benim Bedir Muharebesine çıkmayı arzuladığımı duyan oğlum, benimle kur'a çekmişti. Kur'a ona çıktı. Sonunda şehitlik mertebesine o ulaştı. Hâlbuki ben şehid olmayı ne kadar arzu ediyorum! Dün gece oğlumu güzel bir surette gördüm: Cennet meyveleri ve ırmakları arasında dolaşıyor ve bana, 'Cennet'te arkadaşlığa katıl! Ben, Rabbimin bana va'dettiği gerçeği buldum!' diyordu. Vallahi, ya Resulellah!.. Sabah gözlerimi açınca, oğluma Cennet'te arkadaş olmayı candan özlemeye başladım. Yaşım, fazlasıyla ilerledi. Artık Rabbime kavuşmayı özlemekteyim. Ya Resulellah!.. Beni şehitlikle, Cennet'te oğlum Sa'd'ın arkadaşlığıyla nasiplendirmesi için Allah'a dua et!"
Resulü Kibriya Efendimiz, Hz. Hayseme'nin bu arzusunu yerine getirdi. Kendisi için dua etti.

Hz. Hayseme Uhud ta kahramanca savaşıyor ve düşman saflarını yarıyordu. Nihayet kılıç ve mızrak darbelerinden bitab düşüp şehit oldu.1
ABDULLAH B. SELİME
Evs kabilesinin Beni Abid kolundandır. Bedir savaşında ve uhud savaşında bulunmuştur. Uhud savaşında Abdullah b. Zibi’ra tarafından şehitlik edilerek rabbine kavuşmuştur.2
SÜBEY' B. HÂTİB B. HÂRİS
Sübey' b. Hatib b. Haris, (r.a) Hazretleri, Evs kabilesinin Beni Muaviye b. Malik kolundandır. Uhud savaşına katılmış ve Uhud ta şehit olmuştur.3
________________________________________
1 Ali Akın Saadet yılları, Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri ibni Kayyım Zadül Mead, Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler,
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

UMEYR B. ADİYY
Evs kabilesinin Beni Hatme kolundandır. Uhud savaşına katılmış ve Uhud ta şehit olmuştur. O zamana kadar Beni Hatme'den ondan başka Müs¬lüman olan yoktu.1
AMR B. KAYS
Amr b. Kays, Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni sevad kolundandır. Bedir savaşına ve Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.2
KAYS B. AMR B. KAYS
Kays b. Amr b. Kays, Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni sevad kolundandır. Bedir savaşına ve Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.3
SABİT B. AMR B. ZEYD
Sabit b. Amr b. Zeyd, Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni sevad kolundandır. Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.4
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri İbni Hazm Cevamiu’s-Sire,
3 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
4 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

ÂMİR B. MUHALLED
Amr b. muhalled (r.a) Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni sevad kolundandır. Bedir savaşına ve Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.1
SEHL B. KAYS
Shel b. Kays (r.a) Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni sevad kolundandır. Bedir savaşına ve Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.2
EBÛ HÜBEYRE B. HÂRİS B. ALKAME
Ebu Hübeyre B. Haris B. Alkame Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni sevad kolundandır. Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.3
AMR B. MUTARRİF.
Amr B. Mutarrif Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni sevad kolundandır. Uhud savaşına katılmış ve Uhud savaşında şehid olmuştur.4
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
4 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

EVS B. SABİT B. MÜNZİR
Hz. Evs b. Sabit hazretleri Hazreç kabilesinin meğale kolundandır. Kendisi meşhur Hassan b. Sabit’in kardeşidir. (r. Anhüma) ikinci akabe biatinde Bedir savaşında ve uhud savaşında bulunmuştur. Uhud savaşında şehitlik mertebesine olaşarak rabbine kavuşmuştur.1
RİFAA B. AMR
Rifaa b. Amr (r.a) Hazretleri, Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni hubla kolundandır. Künyesi “Ebulvelid” dir. Kendisi bu künye ile meşhurdur. Dedesi Zeyd b. Ebu Amr’in de künyesi “Ebulvelid” idi.
İkinci akabe biatında, Bedir savaşında ve Uhud savaşında bulunmuş ve Uhud savaşında şehid olmuştur.2
ZEYD B. VEDİA
Zeyd b. Vedia (r.a) Hazretleri, Hazreç kabilesinden neccar oğullarının beni hubla kolundandır. Bedir savaşında ve Uhud savaşında bulunmuş bir rivayete göre Uhud savaşında şehid olmuştur.3
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri
3 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri

ENES B. NADR
Kahraman mücahitlerden Enes b. Nadr, (r.a) Hazretleri, Evs kabilesinin Beni Adiyy b. Neccar kolundandır. Bedirde bulunamamıştı. Bu yüzden çok arzuluydu ve şöyle diyordu: “ Resulüllah’ın ilk savaşında bulunamadım. Eğer beni müşriklerle harp meydanında karşılaştırırsa neler yapacağımı Allah herkese gösterecektir” Enes b. Nadr, gerek bozulup dağılan Müslümanların ve gerek Müslümanlar arasındaki münafıkların uygunsuz tutum ve davranışlarından büyük üzüntü duymakta ve: "Ey Müslümanlar! Eğer Muhammed öldürülmüşse, Muhammed'in Rabbi de öldürülmedi ya! Muhammed'in çarpıştığı dava uğrunda siz de çarpışınız! Allah'ım! Şu Müslümanların yapmış oldukları şeylerden dolayı Senden af ve özür dilerim! Şu müşriklerin Resulüllah (s.a.v) karşı işledikleri cinayetlerden beni uzak tutman için de, Sana sığınırım!" diyerek kılıcını sıyırıp çarpışmaya gitti. Giderken, Sa'd b. Muaz'la karşılaştı ve ona:
Enes b. Nadr, Muhacir ve Ensardan bazılarıyla birlikte bulunan Hz. Ömer ve Talha b. Übeydullah’ın da yanına vardı. Baktı ki, ellerini savaştan çekmişlerdi. Onlara: "Sizi böyle oturtan nedir?" diye sordu. "Resulüllah (s.a.v) şehit edilmiş!" dediler. Enes b. Nadr: "Resulüllah (s.a.v) şehit edildiyse, hiç şüphesiz Allah Hayy'dır. Resulüllah (s.a.v)’dan sonra siz sağ kalıp da ne yapacaksınız? Kalkın! Siz de Resulüllah (s.a.v) ‘ın can verdiği dava uğrunda can verin!" dedi. Sonra düşmana doğru yöneldi. Giderken Sa'd b Muaz'a rastlayınca;
"Ey Sa'd! Uhud dağının yanında cennet kokusunu duyuyorum." dedi; sonra öldürülünceye kadar savaştı. Müşriklerle çarpışa çarpışa şehit oldu. Allah ondan razı olsun!
Enes b. Nadr'ın cesedinde seksenden fazla kılıç, mızrak ve ok yarası vardı. Müşrikler onun burnunu, kulaklarını ve sair uzuvlarını keserek cesedinden öç almak istemişler, onu tanınmaz hale getirmişlerdi. Kız kardeşi onu parmağındaki bir yara izinden tanımıştı. Hz. Ömer, Enes b. Nadr hakkında: "Ben Allah'ın Kıyamet günü onu tek başına bir ümmet olarak dirilteceğini umarım" demiştir.1
KAYS B. MUHALLED.
Kays B. Muhalled, Hazreç kabilesinin Beni Mazin en-Neccar' kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud savaşında şehit olup rabbine kavuşmuştur.2
________________________________________
1 Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, Martin Lings hz. Muhammed’in hayatı, Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar
2 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar

KEYSÂN
Hazreç kabilesinin Beni Mazin en-Neccar' kolundan Kays B. Muhalledin kölesidir. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud savaşında şehit olup rabbine kavuşmuştur.1
SA’LEBE BİN HATİB
Sa’lebe b. Hatib (r.a) Hazretleri, Evs kabilesinin beni Ümeyye kolundandır. Hz. Sa’lebe Bedir savaşında ve Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud savaşında şehit olup rabbine kavuşmuştur.2
HARİCE B. ZEYD B. EBÎ ZÜHEYR.
Harice b. Zeyd (r.a) hazretleri Hazreç kabilesinin Beni Haris kolundandır. Bazıları Harice b. Zeyd’i Zeyd b. Harice olarak tensip etmişlerdir. Kendisi ikinci akabe biatinde, Bedir savaşında ve Uhud savaşında bulunmuş, ilerde zikredilecek olan amcasının oğlu Said b. Rebi’ ile birlikte uhud ta şehit olmuştur. (r. Anhüma)
Malik b. Duhşum çalı çırpı üzerine oturup dinlendiği ve on üç yerinden yaralanmış bulunduğu bir sırada Harice b. Zeyd'in yanına varıp:
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

"Muhammed'in öldürüldüğünü bilmiyor musun?" demişti. Harice b. Zeyd:
"Muhammed öldürülmüşse, hiç şüphesiz, Allah, Hayy ve Lâyemut’tur, ölümsüzdür! Muhammed, Rabbinin elçilik vazifesini yerine getirmiştir. Yapılması gereken tebliğleri yapmıştır. Senin dininin uğrunda da çarpışmıştır!" dedi.
Nihayet birçok yerinden mızrak yarası alıp bitap olup yere yıkıldı. Yanından geçen Safvan b. Ümeyye onu tanıdı ve:
Bu şahıs Muhammed’in büyük sahabelerindendir” diyerek onu şehid etti:
İşte bu adam bedirde babama eza verenlerdendir. Şimdi gönlüm rahat oldu. Çünkü Muhammed’in büyük sahabelerinden olan İbni Kavkal’i (yani Abbas b. Ubade’yi) Ebu Züheyr’i (yani harice b. Zeyd’i) İbni İyas’ı (yani İyas b. Evs’i) öldürdüm. Demiştir.1

SA'D B. REBÎ B. AMR B. EBÎ ZÜHEYR
Sa’d b. Rebi’ Hazreç kabilesinin beni haris kolundandır. Kavminin ileri gelenlerinden olup ikinci akabe biatında kavminin nakibi (temsilcisi) olmuştur. Bedir de ve Uhud ta bulunmuş ve uhud ta şehit olmuştur.
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

Resulüllah (s.a.v) Ensarla muhacir arasında kardeşlik tesis ettiği zaman Sa’d b. Rebi’ Abdurrahman b. Avf ile kardeş olmuştu. Ona:
“Benim iki eşim var birini boşayayım sen evlen” demişti. Abdurrahman b. Avf “Hayır, Allah’a yemin ederim ki, böyle bir şey olmaz.” Deyince, Sa’d b. Rebi’:

“Öyle ise haydi bahçemin yarısını sana vereyim” demişti. Abdurrahman b. Avf:
“Allah senin aileni de malını da sana mübarek kılsın sen bana pazarın yolunu göster yeter.” Demiş ve ticareti tercih etmiştir.
Uhud savaşının sonunda Peygamberimiz (s.a.v): "Sa'd b. Rebi'in ne yaptığına, onun canlılar arasında mı, yoksa ölüler arasında mı bulunduğuna, benim için kim gidip bakar? Kim bana ondan bir haber getirir? Çünkü ona bir grup mızrakla saldırdığını gördüm" buyurdu.

Ensardan Muhammed b. Mesleme: "Ya Resulellah! Sa'd'ın ne yaptığına, senin için ben gider bakarım!" dedi ve gitti. Onun ölülerin arasında, yaralı ve ölmek üzere bulunduğunu gördü. Kendisine:
“Resulüllah (s.a.v) senin diriler içinde mi, yoksa ölüler içinde mi bulunduğuna bakıp kendisine haber götürmemi bana emir buyurdu” dedi. Sa'd b.Rebi’: “Ben artık ölüler arasındayım! Resulüllah (s.a.v)’e selamımı ilet ve kendisine: Sa’d b. Rebi’; ‘Allah seni bizden dolayı, ümmetini doğru yola irşad eden bir peygamber olarak en hayırlı, en üstün bir mükâfatla mükâfatlandırsın diyor de. Kavmime (Ensara) de, selamımı ilet Onlara da: Sa’d b. Rebi’, size, ‘Allah! Allah! Siz Akabe gecesinde Resulüllah (s.a.v)’ı korumak üzere muahede yapmadınız mı?! Gözleriniz kımıldarken Peygamberiniz (s.a.v)’e düşmanlar tarafından zarar vermeye yol bulunursa, Allah katında sizin için ileri sürülebilecek hiçbir mazeret bulunmaz!’ diyor, de!” dedi.
Aramaya gidip gelen zat Sa’d b. Rebi’in söyleyeceklerini söyledikten sonra dünyaya gözlerini kapadığını haber verdi.
Zeyd b. Sabit’e göre; Sa’d b. Rebi’, Peygamberimiz (s.a.v)’e: “Ya Resulellah! Ben artık Cennetin kokusunu almaya, başladım!” dediğinin de haber verilmesini istemiştir. Peygamberimiz (s.a.v) kıbleye döndü ve: “Allah’ım! Ondan razı ol!” diye dua etti ve: “Allah Sa’d'a rahmet etsin! O, diri olarak da, ölü olarak da Allah ve Resulü için halka öğüt verici olmuştur” buyurdu.

Malik b. Duhşum Harice b. Zeyd’in yanından ayrıldıktan sonra Sa’d b. Rebi’in yanına vardı. O da, on iki yerinden yaralanmış bulunuyordu. Ona:
“Muhammed'in öldürüldüğünü biliyor musun?” dedi. Sa'd b. Rebi':
"Ben Muhammed'in Rabbi tarafından verilen elçilik ve tebliğ vazifesini yerine getirdiğine ve senin dinin uğrunda da çarpıştığına şehadet ederim. Şayet Muhammed öldürülmüşse, hiç şüphesiz, Allah Hayy ve Lâyemut'tur, ölümsüzdür" dedi.1

________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire, M. Yusuf Kandehlevi Hayatu’s-Sahabe

EVS B. ERKÂM B. ZEYD
Evs B. Erkam B. Zeyd, hazretleri Hazreç kabilesinin Beni Haris kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud savaşında şehit olup rabbine kavuşmuştur.1
MÂLİK B. SİNAN
Malik b. Sinan, Hazreç kabilesinin Beni Hudr boyunun Beni Ebcer kolundandır. Ebu Said el Hudrî'nin babasıdır. Malik b. Sinan hayatın zorluğunu çeken, fakirlik yaşayan fakat hiçbir zaman ümitsiz olmayan zayıflık göstermeyen bir sahabi idi. Hiçbir zaman elini açmadı. Elindeki bütün servetini kaybetmesine rağmen hiç kimseden bir şey istemedi. Hallerini bilmeyen iffet ve istiğnasından dolayı onu zengin kimse sanıyordu. Bazen üç gün yemek bulamadığı olmuştur. Allah Resulü onun bu durumunu biliyor ve mescitte şöyle diyordu: “İffet sahibi bir kimse görmek isteyen Malik b. Sinan’a bakın.”
Resulüllah (s.a.v) ashabıyla istişare ederken, Medine dışına çıkmak isteyenler arasında Malik b. Sinan da vardı ve; "Ya Resulellah!.. İki şeyden biri bizimdir: Ya Allah, bizi onlara galip ve muzaffer kılar — ki istediğimiz budur — ya da Allah, bize şehitlik nasip eder! Vallahi ya Resulellah!.. Bence bu ikisinden hangisi olursa olsun, onda hayır vardır!" dedi.
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

Uhud ta Resulüllah (s.a.s.) yaralanmış, Miğferde bulunan halkalardan ikisi mübarek yüzüne batmıştı; Ebu Übeyde b. Cerrah (r.a.), onları ön dişleriyle çıkardı. Hal¬kaları dişleriyle sıkıca tutup çıkardığı için, iki ön dişi düştü. Resulüllah (s.a.s.)'ın mübarek yüzü kanıyordu. Malik b. Sinan, Resulüllah (s.a.s.)'ın yanına geldiği zaman yarasında bulunan kanını hafif¬çe emdi. Resulüllah (s.a.v) “o kanı tükür” buyurunca da “vallahi tükürmem” diyerek yutmuş ve kılıcını alıp savaş meydanına dönmüştü. Kahramanca savaşarak uhud ta şehit oldu ve rabbine kavuştu.
Malik b. Sinan kabre konmadan önce Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Kanımın kendi kanına karışmış bir kimseyi görmek isteyen varsa Malik b. Sinan’a baksın.” 1

SA'ÎD B. SÜVEYD B. KAYS
Said B. Süveyd B. Kays Hazreç kabilesinin Beni Hudra boyunun Beni el-Ebcer kolundandır. Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.2
UTBE B. RABÎ' B. RAFI'
Utbe B. Rebî' B. Rafı' Hazreç kabilesinin Beni Hudra boyunun Beni el-Ebcer kolundandır. Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.3
________________________________________
1 Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, Martin Lings hz. Muhammed’in hayatı, Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri,
2 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
SA'LEBE B. SA'D B. MÂLİK

Sa'lebe B. Sa'd B. Malik Hazreç kabilesinin Beni Sâide kolundandır. Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.1
SAKF B. FERVE B. EL-BUDN.
Sakf B. Ferve B. El-Budn Hazreç kabilesinin Beni Saide kolundandır. Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.2
ABDULLAH B. AMR B. VEHB
Abdullah B. Amr B. Vehb Sa'd b. Übade'nin kabilesi Beni Tarif'tendir. Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.3
DAMRE B. AMR
Damre bin Amr (r.a) kendisi Cüheyne kabilesinden olup, Beni Tarif’in müttefikidir. Bazı kaynaklar Damre Kays b. Salebe olduğunu kaydeder. Bedir ve Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.4
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
4 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

NEVFEL B. ABDULLAH.
Nevfel b. Abdullah Hazreç kabilesinin, Beni Salim boyu, Beni Malik b. el-Aclan b. Yezid b. Ganim b. Salim kolundandır. Bedir de ve Uhud ta bulunmuş ve Uhud ta şehit olmuştur.1
ABBAS B. UBÂDE B. NADLE
Abbas b. Ubâde b. Nadle Hazreç kabilesinin, Beni Salim boyu, Beni Malik b. Aclan b. Yezid b. Ganm b. Salim kolundandır. Birinci akabe biatinde, ikinci akabe biatinde ve uhud ta bulunmuştur. İkinci akabe biatinde Ensar biat etmek üzere iken Abbas b. Ubade kendilerine hitaben şöyle diyordu: “Ey Hazreçliler! Allah’ın Resulü’ne (s.a.v) hangi esaslar üzere biat ettiğinizi takdir ediyor musunuz? Siz ona, bütün Arap ve acem ile harp etmek üzere biat ediyorsunuz. Şayet bu yüzden mallarınızın mahvolduğunu, eşrafınızın katledildiğini gördüğünüz zaman ondan vazgeçecek ve kendisini teslim edecekseniz, şimdiden bu işi bırakınız. Çünkü öyle yaptığınız taktirde dünyada da ahirette de hüsrana uğrarsınız. Yok, eğer sözünüzde duracağınıza inanıyorsanız, bilin ki, dünyada da ahirette de felah bulur ve hayra nail olursunuz.”
Abbas b. Ubade, Yesrib’e döndükten sonra Resulüllah (s.a.v) ın yanında olmak için Mekke’ye hicret etti. Müslümanların çektiği çile ve zulme o da göğüs geriyordu. Allah resulü Müslümanların Medine’ye hicretini emredince o da Medine’ye hicret etti. Bu yüzden Abbas b. Übade hem muhacir, hem de Ensardan sayılmıştır. ________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

Uhud ta hezimete ğrayıp kaçmaya başlayan Müslümanlara Abbas b. Ubade şöyle sesleniyordu:
“Ey Müslümanlar! Başınıza gelen bu fecaat, Resulüllah’ı dinlememenizin neticesidir. Sabır gösterdiğiniz müddetçe muzaffer olacağınızı vaat etmişlerdi.”
Hz. Abbas yanında bulunan Harice b. Zeyd’e şöyle dedi:
“Eğer göz göre göre Resulüllah’a bir zarar gelecek olursa Allah’a ne cevap vereceğiz?”
Hz. Harice:
Bu durumda Allah katında kabule şayan hiçbir mazeretimiz ve delilimiz olmayacaktır.” Diye cevap verdi.

Abbas b. Ubade Miğferini ve zırhını çıkarıp Harice b. Zeyd’e:
“Miğferimi ve zırhımı istiyor musun?” Diye sordu. Hz. Harice (r.a):

“Hayır istemiyorum. Çünkü senin arzuladığın şehitliği ben de arzuluyorum” dedi.
Hz. Abbas Süfyan b. Abdüşşems es-Süleymi’yi iki yerinden ağır şekilde yaraladıktan sonra o da birkaç yara aldı ve nihayet Süfyan tarafından şehid edildi.1
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar, Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire, M. Yusuf Kandehlevi Hayatu’s-Sahabe

NU'MÂN B. MÂLİK
Numan b. Malik (r.a) Hazreç kabilesinin, Beni Salim boyunun, Beni Malik b. Aclan b. Yezid b. Ganm b. Salim kolundandır.
Peygamberimiz (s.a.v) Uhud savaşına çıkmadan önce ashabıyla istişare ettiğinde Medine’nin dışında düşmanla göğüs göğse savaşmaya ateşi olanlardan biri de Numan b. Malik idi ve cennete susamış sahabi şöyle dedi:
“Ya Resulellah! Ben şehadet ederim ki; rüyada boğazlandığını gördüğün sığırın temsil ettiği ashabından birisi de benim! Beni Cennetten mahrum etme! Kendisinden başka ilah olmayan o Allah'a yemin ederim ki; ben Cennete girsem gerektir!” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v): “Ne ile?” diye sordu. Numan b. Malik:
“Çünkü ben, Allah'tan başka ilah olmadığına ve senin Resulüllah olduğuna şehadet eder, Allah'ı ve Resulünü severim! Düşmanla karşılaştığım gün de, yüz çevirip kaçmam!” dedi. Peygamberimiz (s.a.v): “Doğru söyledin!” buyurdu.1
________________________________________
1 Ali Akın Saadet yılları, , Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

MÜCEZZER B. ZİYÂD EL-BELEVÎ
Mücezzer B. Ziyad El-Belevi Hazreç kabilesinin, Beni Salim boyu, Beni Malik b. el-Aclan b. Yezid b. Ganm b. Salim kolundandır. Bedir ve Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.1
UBADE B. HASHAS

Ubâde B. Hashas Hazreç kabilesinin, Beni Salim boyu, Beni Malik b. el-Aclan b. Yezid b. Ganm b. Salim kolundandır. Bedir ve Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.2
EBÛ CABİR ABDULLAH İBN AMR İBN HARAM
Hazreç kabilesinin Beni Selime kolundandır. Ensar'dan yetmiş kişi ikinci Akabe biatında Resulüllah'a (s.a.v.) biat ettiklerinde Ebu Cabir Abdullah İbni Amr İbni Haram bunlardan birisiydi. Uhud ta Süfyan b. Abdişems tarafından şehid edilmiştir. Uhud’un ilk şehidi bu zattır.
O, Medine'ye dönünce, canını, malını ve ailesini İslâm'ın hizme¬tine vermişti...
Resulüllah (s.a.v.) Medine'ye hicret ettikten sonra, Ebu Cabir bütün saadetini, gece gündüz Resulüllah’la sohbette bulmuştu.
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, Dr. Abdurrahman Re’fet el Başa Sahabe hayatından tablolar

O, Bedir savaşına mücahit olarak katılmış, kahramanlar gibi savaşmış,
Uhud savaşında Müslümanlar savaşa çıkmadan önce, bu savaşta öleceği ona malûm olmuştu.
Onu, hiç dönmeyeceğine dair doğru bir duygu kaplamıştı, Bundan dolayı, kalbi sevinçten neredeyse fırlayıp çıkacaktı.

Oğlu, büyük sahabe Cabir İbni Abdullah'ı çağırıp şöyle dedi:
“Ben bu savaşta mutlaka öldürüleceğimi hissediyorum... Belki de ben, bu savaşta ilk şehit olacak kimselerden olacağım...
Vallahi, ben geride, Resulüllah'tan {s.a.v.) sonra, bana senden da¬ha sevimli hiç kimseyi bırakmıyorum...

Benim bir miktar borcum var borcumu benim namıma sen öde. Kardeş¬lerine iyi şeyleri tavsiye et...”
Ertesi günün sabahında Müslümanlar, emniyet içindeki şehirleri¬ne baskın yapmak üzere kalabalık bir orduyla gelen Kureyş'le karşı¬laşmaya çıktılar.

Korkunç bir savaş oldu. Bu şiddetli savaşta, Abdullah İbni Amr dünyaya veda eden ve şe¬hit olacak bir kişi gibi dövüştü...
Müslümanlar bozguna uğramadan hemen önce Süfyan b. Abdi şems tarafından şehid edildi. Böylece Abdullah b. Amr b. Haram Uhudun ilk şehidi oldu.
Müslümanlar savaş bittikten sonra şehitlerine bakmak üzere git¬tiklerinde, Cabir İbni Abdullah da babasını aramaya gitti... Sonunda onu şehitler arasında buldu. Müşrikler, diğer kahramanlara yaptıkları gibi onun da organlarını kesip parçalamışlardı,
Ebu Cabir’in imanı hayret verici ve son derece sağlamdı.
Onun Allah yolunda ölme sevgisi — hatta aşkı — arzu ve ideal¬lerinin son noktasındaydı...

Resulüllah (s.a.v.) onun şehit olma konusundaki aşkını tasvir eden büyük bir haber vermişti...
Resulüllah (s.a.v.), oğlu Cabir'e Birgen şöyle demişti:
“ Ya Cabir!
Allah Teâlâ, şimdiye kadar herhangi birisiyle ancak perde gerisinden konuşmuştur...

Babanla ise yüz yüze konuşmuştur...
Allah Teâlâ ona: “Ey kulum! Benden iste sana vereyim” dedi
Baban da şöyle dedi: 'Ya Rabbi! Senin yolunda ikinci defa öldü¬rülmem için beni dünyaya tekrar göndermeni istiyorum...'

Allah Teâlâ ona şöyle cevap verdi:
'Ben daha önce böylelerinin dünyaya geri gönderilmeyecekleri¬ni söyledim..
Bunun üzerine baban: “Yarabbi! Benden sonraki kimselere bize verdiğin nimetleri bildir' ” dedi.
Allah Teâlâ da şu ayetleri indirdi:

“Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın, bilâkis Rableri ka¬tında diridirler. Allah'ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar, arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müj¬de etmek isterler”. (Al-i İmran, 169-170).
Uhud'da savaş bittikten sonra Müslümanlar verdikleri şehirleri aradıklarında, Abdullah İbni Amr’in hanımı onun cesedini arayıp buldu, hanı¬mı kocasını ve şehid olan kardeşini devesine koyup onları gömmek için Medine'ye doğru yönelmişti. Diğer Müslümanlardan bazıları da şehitlerini aynı şekilde Medine'ye götürmeye yönelmişlerdi...
Ancak Resulüllah'ın (s.a.v.) sözcüsü yetişip Resulüllah'ın (s.a.v.) şu emrini onlara iletti:
“Şehitleri öldürüldükleri yerde gömünüz”. Her biri şehidini geri götürdü,

Peygamber (s.a.v.), Allah'a verdikleri sözlerine sadık kalan, Al¬lah ve Resulü için kıymetli canlarını kurban eden şehid sahabelerinin gömülüşünü görmek için orada bekledi.
Sıra Abdullah İbni Haram'ın gömülmesine gelince Resulüllah (s.a.v.) şöyle seslendi:
“ Abdullah İbni Amr'la, Amr İbni Cemuh'u aynı kabre gömü¬nüz. Çünkü onlar hayattayken çok samimi dosttular...” 1

________________________________________
1 Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, Salih Uçar Peygamberimizin hayatı,

AMR İBNİ CEMÛH
Amr b. Cemuh Hazreç kabilesinin Beni seleme kulundan, Topal bacağıyla Cennet'e girmeye karar vermiş bir ihtiyar... Amr İbni Cemuh Cahiliyye'de Yesrib ileri gelenlerinden, Seleme oğullarının efendilerinden, Medine cömertlerinden ve karakter sahibi kişilerden biri...
Uhud savaşında Amr, üç oğlunun Allah'ın düşmanlarıyla karşılaşmak için hazırlandıklarını gördü. Onlar aslanlar gibi gidip gelip duruyorlardı. Şehitlik mertebesine kavuşmak ve Allah'ın rızasını kazanmak arzusuyla yerinde duramıyorlardı. Bu durum onu da heyecana getirdi. Onlarla birlikte Resulüllah'ın {s.a.v.) sancağı altında cihada gitmeye karar verdi.
Fakat gençler, babalarını verdiği karardan vazgeçirmek için anlaş¬tılar...
O çok yaşlıydı, ayrıca tamamen topaldı. Azîz ve Celîl olan Allah (c.c.) onu özürlü saymıştı.
Oğulları dedi ki:

“Şüphesiz Allah seni özürlü saymıştır. Niye Allah’ın senden istemediğini kendine yüklüyorsun”.
İhtiyar onların bu konuşmasına çok öfkelendi. Şikâyet etmek üzere Resulüllah'a (s.a.v.) gitti ve şöyle dedi:

“Ey Allah'ın Resulü! Şu benim oğullarım, topal olduğumu baha¬ne ederek, beni bu hayırlı işten alıkoymak istiyorlar. Vallahi, ben bu topallığımla cennete gitmek istiyorum”.
Resulüllah (s.a.v,) oğullarına:
“ Ona engel olmayın. .Herhalde Allah ona şehitlik verecek” dedi.
Çocuklar Resulüllah'ın (s.a.v.) emrine boyun eğerek, ona engel olmaktan vazgeçtiler.

Ordunun hareket vakti yaklaşınca, Amr karısına bir daha hiç dönmeyecek kişi gibi veda etti... Kıbleye yönelip, ellerini semaya kaldırdı ve şöyle dua etti:
“Allah'ım! Bana şehitlik ver. Beni, şehitliği kaybetmiş olarak ailemin yanına döndürme”.
Üç oğlu ve Seleme oğullarından kalabalık bir toplulukla yola ko¬yuldu.
Savaş kızışıp, herkes Resulüllah'ın [s.a.v.) yanından ayrılınca, Amr'in en önde gittiği ve sağlam ayağının üzerinde zıpladığı görüldü. Bu arada şöyle dediği de işitiliyordu:
“Ben cenneti istiyorum, ben cenneti istiyorum...” Oğlu Hallad da arkasındaydı.
İhtiyar ve onun genç oğlu, Resulüllah'ı (s.a.v.) korumak için dö¬vüşüyorlardı. Sonunda, birkaç dakika arayla her ikisi de şehit oldular.

Savaş bitince, Resulüllah (s.a.v.), gömmek için Uhud şehitlerinin yanına gitti. Ashabına dedi ki :
Ben onların şahidi olacağım. Sonra da şöyle buyurdu:
Allah yolunda yaralanan bir Müslüman, Kıyamet günü mutlaka kanı akarak gelir. Kanının rengi safran rengi gibidir. Kokusu da misk kokusu gibidir”.
Resulüllah [s.a.v.) ayrıca buyurmuştur ki:

“Amr İbni Cemuh'u Abdullah İbni Amr'la birlikte gömünüz. Onlar, dünyada birbirlerini seven iki samimi dost idiler”.
Allah, Amr İbni Cemuh ve Uhud'da şehid düşen arkadaşların¬dan hoşnut olsun. Nur içinde yatsınlar1

________________________________________
1- El-İsabe, terceme , Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, M. Yusuf Kandehlevi Hayatu’s-Sahabe

HALLÂD B. AMR B. CEMÛH.
Hallad b. Amr b. Cemuh Hazreç kabilesinin Beni seleme kulundan yukarıda zikredilen Amr b. Cemuh’un oğludur. Babası, kendisi ve kardeşleri ile Bedir de ve Uhud ta bulunmuş, babası, kendisi ve Azatlı Kölesi Ebu Eymen Uhud ta şehit olmuşlardır.1 ( R. Anhum)
EBU EYMEN
Ebu Eymen Hazreç kabilesinin Beni seleme kulundan yukarıda zikredilen Amr b. Cemuh’un Amr B. Cemuh'ün Azatlı Kölesidir. Bedir de ve Uhud ta bulunmuş, Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.2
SÜLEYM B. AMR B. HADÎDE.
Süleym b. Amr (r.a) hazretleri Hazreç kabilesinin beni sevad b. Ganem b. Ka’b kolundandır. İkinci Akabe biatında, Bedir de ve Uhud ta bulunmuş ve Uhud ta şehit olmuşlardır.3
________________________________________
1 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

ANTERE
Hazreç kabilesinin beni Sevad b. Ganem b. Ka’b kolundan Süleym b. Amr (r.a)’ın azatlı kölesidir. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud ta şehit olmuşlardır.1
SEHL B. KAYS B. EBÎ KA'B.
Sehl b. Kays (r.a) Hazreç kabilesinin beni Sevad kolundandır. Bedir ve Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.2
SABİT BİN AMR
Sabit bin Amr (r.a) Hazreç kabilesinin beni sevad kolundandır. Bedir ve Uhud savaşlarında bulunmuş ve Uhud savaşında şehitlik mertebesine ulaşmıştır.3
ZEKVÂN B. ABDİ KAYS
Evs kabilesinin beni Züreyk kolundandır. Esasen Zekvan adında birkaç kişi vardır. İbni İshak’a göre Zekvan b. Übey’dir. Ebu Ömer’e göre ise Zekvan b. Abdi Kays b. Hâlede -veya Hâlid- b. Muhlid b. Âmir b. Zürayk’tir. 1. Ve 2. Akabe biatleri, Hicret, Bedir ve Uhud ta bulunmuş ve Uhud savaşında Ebu'l-Hakem b. Ahnes b. Şerik tarafından şehid edilmiştir.
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri,

Aslen Medineli olduğu halde hicretten önce Mekke ye hicret etmiş hicret esnasında da Mekkeli muhacirlrele birlikte hicret ettiği için kendisine hem muhacir hem de ensardandır denilmiştir.
Peygamber Efendimizin ordusunu teftişi sona erdiği zaman, güneş de batmak üzereydi. Az sonra Bilali Habeşî, akşam ezanını okudu. Resulü Ekrem, mücahitlere namazı kıldırdı. Aynı şekilde yatsı namazı da eda edildi. Peygamber Efendimiz, geceyi burada geçirecekti. Muhammed b. Mesleme kumandasındaki 50 kişilik bir devriye birliğini de, orduyu muhafaza altında bulundurmak ve etrafı kontrol etmekle vazifelendirdi.
Resulü Ekrem Efendimiz, mücahitlere yatsı namazını kıldırdıktan sonra, “Bu gece bizi kim bekleyecek?” diye sordu. Mücahitler arasından bir ses geldi: “Ben, ya Resulellah!..” Peygamber Efendimiz, "Sen kimsin?” diye sordu. Sesin sahibi, “Zekvan b. Abdi Kays'ım, ben...” diye cevap verdi. Resulü Ekrem, ona, “Sen otur!” diye emretti:
Aradan az bir zaman geçtikten sonra Peygamber Efendimiz tekrar, “Bu gece bizi kim bekleyecek?” diye sordu.
Yine mücahitler arasından bir ses yükseldi: “Ben, ya Resulellah!..” Efendimiz, ona, “Sen kimsin?” diye sordu. Sesin sahibi, “Ben, Ebu Seb'im.” diye cevap verdi. Peygamber Efendimiz, ona da, "Sen otur!" dedi.
Bir müddet bekledikten sonra, Peygamber Efendimiz, sorusunu üçüncü sefer tekrarladı: "Bu gece bizi kim bekleyecek?"

Yine Müslümanlar arasından bir ses yükseldi: “Ben beklerim ya Resulellah!” Efendimiz, ona, “Sen kimsin?” diye sordu. “Ben, İbni Kays'ım” diye cevap verdi. Peygamber Efendimiz, ona da, “Sen otur!” dedi.
Aradan bir müddet geçtikten sonra Resulü Ekrem Efendimiz, “Üçünüz de kalkınız.” buyurdu.
Yalnız bir kişi ayağa kalktı. Bu, Zekvan b. Abdi Kays'tı. Resulü Ekrem Efendimiz, “Diğer arkadaşların nerede?” diye sorunca, Zekvan, “Ya Resulellah!.. Üç seferinde de sorunuza cevap veren bendim!" dedi.
Bunun üzerine Resulü Ekrem Efendimiz, ona, “Git, sen bize muhafızlık et! Allah da seni muhafaza etsin!” dedi. Zekvan, hemen zırhını giyindi, kalkanını aldı; bütün gece Peygamber Efendimizin yanında nöbet tuttu.
Bu sahabi, önce kendi ismiyle, sonra oğlunun, sonra da babasının ismiyle kendisini tanıtmıştı!1
________________________________________
1 İbni Hazm Cevamiu’s-Sire, Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri,

UBEYD BİN MU'ALLÂ
Ubeyd Bin Muallâ Hazreç kabilesinin beni Züreyk kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud ta şehit olmuşlardır.1
RAFİ’ BİN MALİK
Rafi’ b. Malik, Hazreç kabilesinin beni Züreyk kolundandır. Musab b. Ukbe kendisini Bedir savaşına katılanlardan saymışsa da İbni İshak’a göre Bedire katılmamıştır. Uhud’a katılmış ve Uhud ta şehit olmuştur.2
MÂLİK B. NÜMEYLE.
Evs kabilesindendir. Muaviye b. Malik oğullarının müttefikidir. Nümeyle annesinin adı olup, Tümeyle veya nemle olarak ta rivayet edilmiştir. Bedir de ve Uhud ta bulunmuş ve Uhud ta şehit olmuştur.3
HÂRİS B. ADİYY B. HARAŞE
Haris B. Adiyy B. Haraşe Evs kabilesinin Beni Hatme (Abdullah) b. Cüşem kolundandır. Uhud savaşında bulunmuş ve Uhud ta şehid düşmüştür.4
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
4 Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

MÂLİK B. İYÂS
Malik B. İyas Hazreç Kabilesinin Beni Sevad Kolundandır. Uhud savaşında bulunmuş ve Uhud ta şehid düşmüştür.1
İYÂS B. ADİYY
İyas b. Addiyy, Hazreç kabilesinin Beni Amr b. Malik en-Neccar' kolundandır. Uhud savaşında hazır bulunmuş ve Uhud ta şehit edilmiştir.2
AMR B. İYÂS.
Hazreç kabilesinin Beni Salim b. Avf kolundandır. Bedir de ve Uhud ta bulunmuş ve Uhud ta şehit edilmiştir.3
AMR B. SABİT B. AKYEŞ (VAKŞ)
Abdüleşheloğullarından Üsayram diye tanınan Amr b. Sabit b. Vakş (Akyeş)'in Cahiliye devrinde halk üzerinde alacağı riba (faiz) paraları vardı. Onları almadıkça Müslüman olmak istemedi. Uhud savaşına çıkıldığı gün, gelip amcalarının oğullarını göremeyince:
“Amcamın oğulları neredeler?” diye sordu.“Uhud'dadır!” dediler.
________________________________________
1 Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
2 Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
3 Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

“Filan kişi nerededir?” diye sordu. “Uhud'dadır!” dediler.
“Filan kişi nerededir?” diye sordu. “Uhud'dadır!” dediler.
Bunun üzerine, Amr b. Sabit, hemen zırhını giyinip atına binerek onlara doğru yöneldi, gitti. Amr, Uhud'da, Peygamberimiz (s.a.v) yanına varıp: “Ya Resulellah! Önce savaşayım mı, yoksa Müslüman mı olayım?” diye sordu.
Peygamberimiz (s.a.v): “Önce Müslüman ol, sonra savaş!” buyurdu. Bunun üzerine, Amr Müslüman oldu. Sonra ağır yara alıp düşünceye kadar savaştı. Hiç kimse durumunu bilmiyor¬du. Savaş durunca, Abdüleşheloğulları kendi ölülerini aramak için ölüler arasında dolaşmaya çıktılar. Ölmek üzere olan Üsayram'ı buldular. “Valla¬hi bu, Üsayram! Onu buraya getiren nedir?.. Biz onu, bu dini inkâr ediyorken bırakmıştık.” dediler. Sonra, “Seni buraya getiren şey nedir? Kavmine acıman mı yoksa İslâm'a rağbetin mi?” diye sordular. “Elbette, İslâm’a rağ¬betim. Allah'a ve Resulü'ne iman ettim. Sonra Allah Resulü'yle (s.a.) birlik¬te görmüş olduğunuz yarayı alıncaya kadar savaştım." dedi ve o anda vefat etti. Durumu Resulüllah'a (s.a.) anlattılar. “O, cennet ehlindendir.” buyur¬du.
Allah'a bir vakit bile namaz kılamadan vefat etti ve Cennete girdi. Peygamberimiz (s.a.v) onun hakkında: “Az amel etti, çok ecre erdi!” buyurmuştur. Ashab dan Ebu Hureyre de, bir gün, çevresindeki kişilere:
“Allah'a bir vakit bile namaz kılmadan, secde etmeden Cennete giren adamı bana haber veriniz?” deyip herkesin sustuğunu görünce:

“O, Abduleşhel oğullarının kardeşi Amr b. Sabit b. Vakş'tır!” dedi. Allah ondan razı olsun!1
________________________________________
1 Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, İbni Hazm Cevamiu’s-Sire

YAHUDİ ÂLİMLERİNDEN MUHAYRIK
Muhayrık; Sa'lebe b. Fityevn oğullarından, Beni Kaynuka veya Beni Nadir Yahudilerini âlimlerindendi.
Peygamberimiz (s.a.v)i Tevrat'taki sıfatlarıyla tanırdı. İlmen bulduğu şeyi, Uhud savaşına çıkılıncaya kadar, kendi dininin tesiri altında kalarak, açıklayamadı.
Peygamberimiz (s.a.v), Uhud savaşına çıktığı zaman, Yahudilere:

“Ey Yahudi topluluğu! Vallahi, siz Muhammed'in peygamber olduğunu, ona yardımın üzerinize düşen bir hak olarak gerektiğini pekâlâ biliyorsunuz!” dedi. Yahudiler:
“Bugün Cumartesi günüdür, hiçbir şeyle uğraşılmaz!” dediler. Muhayrık:
“Sizin için Cumartesi diye bir şey yoktur!” dedi.
Kılıcını ve harçlığını yanına alıp akrabalarından birisine:

“Eğer bugün öldürülürsem, bütün mallarım Muhammed'indir. O, onlar hakkında, Allah'ın kendisine gösterdiği şekilde, dilediğini yapar!” diyerek vasiyette bulundu. Uhud'da savaşmaya gitti ve şehit oldu. Allah ondan razı olsun!
Uhud savaşında şehit olunca, bıraktığı yedi hurma bahçesini Peygamberimiz (s.a.v) teslim alıp vakfetti.
Peygamberimiz (s.a.v) Medine'deki vakıfları genellikle Muhayrık'ın mallarındandır. Peygamberimiz (s.a.v):
“Muhayrık, Yahudilerin hayırlısıdır!” buyurmuştur. 1

Allah’a hamd olsun bu çalışmayı rabbimin yardımıyla tamamladım. Rabbim bu eserden istifade etmeyi bizlere ve sizlere nasip etsin ve şühedanın şefaatine nail eylesin. Âmin!
SON
________________________________________
1 Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler, Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya, Ali Akın Saadet yılları, Martin Lings Hz. Muhammed’in hayatı, Salih Uçar Peygamberimizin Hayatı

KAYNAKÇA
Dr. Sami Enneşşar İslam şehitler,
Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya,
Ali Akın Saadet yılları,
Salih Uçar Peygamberimizin Hayatı
İbni Hazm Cevamiu’s-Sire
Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar
Hafız Ali Rıza (sadeleştiren Mustafa Özcan) Bedir Mücahitleri
Martin Lings Hz. Muhammed’in hayatı,
İrfan Yücel Peygamberimizin Hayatı
Muhammed Hamidullah Peygamberimizin Hayatı
İbni Kayyim Zadül Mead
M. Yusuf Kandehlevi
Mevlana Şibli Numani Son peygamber

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...