14 Eylül 2012

Şemdinli'de karakola saldırı: 24 terörist öldürüldü


Şemdinli'de karakola saldırı: 24 terörist öldürüldü

Şemdinli'de karakola saldırı: 24 terörist öldürüldü

Güzelkonak Jandarma KaŞemdinli'de karakola saldırırakolu'na saldıran teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi.
Şemdinli'de TSK'nın 7 taburla yürüttüğü operasyon sürerken PKK'lı teröristler Güzelkanat Karakolu'na saldırı düzenledi. Saldırıya anında karşılık veren güvenlik güçleri ile PKK'lılar arasında çıkan çatışmada 7'si karakol önünde olmak üzere 24 terörist öldürüldü. Çatışmada 7 asker yaralandı. Saldırı emrini veren Rezzan Kod adlı Reşit Dostum'un telsizden 'Yaralıları öldürün' anonsu yaptığı tespit edildi.
Güzelkonak Jandarma Karakolu'na saldıran teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 24 terörist etkisiz hale getirildi. Şemdinli-Yüksekova karayolunun 20. kilometresindeki Güzelkonak Jandarma Karakol Komutanlığı'nın önüne bir kamyonetle gelen teröristler, karakola saldırıda bulundu. Karakolda görevli askerlerin anında karşılık vermesi üzerine çıkan çatışmada, kamyonetin kasasında bulunan çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği belirtildi. Yoldan geçen araçlar da çatışmanın ortasında kalırken öldürülen terörist sayısının 7'si karakol önünde olmak üzere 24 olduğu belirlendi. Çatışmanın ardından Hakkari ve Yüksekova'daki askeri birliklerden havalanan çok sayıda helikopter de çatışma bölgesine sevk edildi. Güvenlik güçlerince bölgede geniş çaplı hava operasyon başlatıldı.
REŞİT DOSTUM TELSİZDEN YARALI ARKADAŞLARI ÖLDÜRÜN EMRİ VERDİ
Çatışma sürerken bölgedeki birçok sızma girişiminin emrini veren PKK'nın sözde bölge sorumlularından Rezzan Kod adlı Reşit Dostum'un telsizden 'yaralı arkadaşlar düşman eline geçmesin öldürün' diye talimat verdiği belirlendi. PKK'lı teröristlerin kaçarken yaralı olan arkadaşlarını kırsal alanda öldürdüğü bildilirildi.
Levent ALBAYRAK

ASIL OLAN BİLGİLERİ PAYLAŞMAKTIR

Cafrande.org'ta bu hafta





















-- 

VATAN ŞİİRİ

VATAN ŞİİRİ


  keklik serer palazını tenha kayalıklara
 uçurur korkusunu kara diken 

 savurur tohumunu kurtulur korkusundan

 orda bir dağ orda bir taş bir pınar


 dağ ardında taş ardında pınarlı bir kara
  mavzer bıyıkları kartallıda başı 
 yağlıklı durur dimdik bakar dimdik bakar
  barışlı bir güvercin pır pır eder 

 ucunda namlusunun"tutam yar elinden
  tutam çıkam dağlara dağlara!
 koçero hepdurur orda dağlarda ben 
 türkçe anlatamam o kürtçe anlatamaz

 farsça çıkmaz doruklara koçero 
 hep durur ordadağlarda ey elleri 
 mis kokulu sabunlarla kurtulan
  beyler şimdi sizi çebilir misiniz 

 kendi sıcak kanınızı altun taslarda
 geçirebilir misiniz şu yağlı ipi 
 kendi güzel ellerinizle o güzel 
 boynunuza ve şakıyormuşçasına 

 kafeste kanaryanız bakıp bakıp
  zindanlı akşamlara yudumlayabilir misiniz
  soğutulmuş içkinizi?dolaşıyor akşam yelinin
  büyücü parmakları çankayanın 

 genç irisi kavaklarının gümüşlü yapraklarında
 önce yaprak sonra dal sonra dallar
  ipil ipi lküme küme kavakları çankaya
  sırtlarının çalar gibi bir gizli piyanoda

 sonsuzluğun şarkısını ve saksıda 
 soluk alan belkide bir cam güzelibir fesleğen
 bir kaktüs tutuşurken ormanlar 
 oylum oylum savrulurken 

 kül ve kerpiç rüzgarda! ey elleri mis kokulu
  sabunlarla kurtulan beyler almış
  kanlı gömleğini nere gider bu türkü
 sarınmış kıl şalvara nerden gelir bu ağıt?

 yığdım kitapları dağ dağ çağırdım 
 nemrutu karanlığıma bir kucak yeşil 
 yoncayla geldi nemrut öptü ıslak gözlerini
  aç öküzümün gocunmayın güzel beyler

 hanımlar alınıp incinmeyin silah silah çatmayın
  o güzel kaşlarınızı imdatlara saldırmayın
 basmayın düğmelere yürekleri hoplatmayın
 güzel beyler hanımlar zor ve çetin bir ağıttır 

 koçero bir gelin ağlar onu ben ağlıyamam
 bıyıkları çengel çengel bir kardaş ağlar
 acılı bir bacı ağlar bağrı yanık bir ana
 ben ağlıyamam !ince bir ay batar 

 gider karadağın ardında dolanır 
 kerpiç damı ince bir rüzgar irkiltir bir gece
  kuşu osmanlı karakollarının duvarlarını
 bir elinde kanlı mendil bir elinde 

 kara mavzer kimse bilmez 
 nerde nasıl taptaze bir sımsıcak
  bir gencecik bir ölüdür o bir selamdır 
 sımsıcak varamamış dostuna 

 varamamış koçero"leb-i derya" 
 şu saltanat şu konaklar şu saraylar
 şu köşklerbu bereket bu bolluk 
 bu çılgınca hovardalık gocunmayın

 güzel beyler hanımlar alınıp incinmeyin!
 kırk bin köyden birer kişi göcüyor 
 kırk bin kiş ikırk bin köyden 
 onar kişi göçüyor yarım milyon ya

 elli şer yüzer kişi?göçüyor milyon 
 milyon vatanda vatan güzel beyler
 hanımlar kusuyor bütün köyler 
 insanların ıkusuyor kasabalar

 baştan başa bütün ülke kusuyor 
 insanını!bu eziklikbu hırçınlık güzel beyler
 hanımlar bu sınırsız tedirginlik acaba nerede biter?
 nasıl başlar acaba şenlikli günleri bu toprakların?

 bulacak bir gün elbet yatağını bu nehir
 durulup dinginleşecek birgün elbet bu nehir
 ve çocuklar oynaşacak mutlu çocuklar 
 anacan sularında bu mutlu nehrin!

 koçero bir dağ çekirgesinin gecede irkilmesidir
 bir belirsiz karanlıktan bir belirsiz karanlığa
 irkilip uçmasıdır bir dağ çekirgesinin
 bir kurdun kaçmasıdır kendi karaltısından

 yamaçtan bir taşın yuvarlanması 
 bir pınarın durup durup akması bir çift gözün
  karanlığa bakması şimşeklerin uzak uzak çakmasıdır 
 dağlarda bir mavzerin yanlışlıkla patlamasıdır

 bir geyiktir koçero sekerken taştan taşa kırılmış
  bilekleri tırnakları kekik nane ve menekşe 
 kokulu tırnakları rüzgarlı suçsuz bir geyik
 avcılar yakalarsa mezedir eti köpekler kovalarsa

 diş kırasıdır bir okul piyesidir koçero açış konuşmalıdır
  ve halaylı türkülüdür müsamere derler 
 adına oralarda kaymakamlı savcılı ve çavuşludur
 biletlidir ve yoksullar yararınadır festivaldir 

 sosyetede modada son buluşlar 
 en taze ilişkiler gürültülü boşanmalar
 gürültülü birleşmeler hele bir de 
 balesi ve operası"ey vatan" aryası bir de

 saygı değer prensesin saygı değer 
 oynaşının ardından telli sazlarardından
  yaylı sazlarardın dan vurmalılarçekmeliler
  ve üfürmeliler ardından "kuğu gölü" ardından

 fındık kıran hemencecik candarmalar
 ve ardından "haydutlar"ı sillerin köroğlunun narası:
 yine de hey hey! ve ardından çocukları 
 gülmekten kırıp geçiren çağdaş 

 banka reklamları! candarmalar 
 geçirince kelepçeyi zinciri bileklerine 
 karıncanın poz verince bir fukara karınca
 en komprador basın aynalarına 

 aşka gelir kompütürler aşka gelir telefonlar 
 telsizlerve doyum noktasına sosyete nunni!
 o zaman işte çelenk o zaman işte tören
 alkış bando ve rap rap donanır bayraklarla

 bankalar sigortalar ve uygunsuz işyerleri
  bilcümle ve kadehler kadehler ki ses verir
  yıldızlardan! gocunmayın güzel beyler hanımlar
 alınıp incinmeyin! koçero bir oyundur 

 yazılır yazılır bitmez koçero bir oyundur
 oynanır oynanır bitmez vurur onu candarma
 vurur onu candarma durmadan vurur 
 ama o bitmez o hep durur öyle orda 

 bıyıkları kartallıda göğsü çapraz fişeklikli
 gözleri beş yaşında kolları nuh ne biden 
 bir elinde kanlı mendi lbir elinde kara mavzer
 pır pır eder bir güvercin ucunda namlusunun

 o hep öyle durur orda taş ardında rüzgarda!
 muhtara sorarsanız bizim serseri 
 veli marabaya sorarsanız işini bilmemiş 
 deli köylüye sorarsanız ekmeksiz garibin teki

 çocuklara sorarsanız yüce dağlar aslanı 
 aslan koçero kimsesize sorarsanız hükümet bilir
  onu candarmaya sorarsanız devletin 
 dağlarda silah çatması vurguncuya sorarsanız

 yol kesici yağmacı soyguncuya sorarsanız
 devletin acizliği sağcıya sorarsanız siktiret 
 pezevengi solcuya sorarsanız"ferman padişahın
  dağlar bizimdir"istanbullu inanır ki boğazda

 kaşalottur ankaralı sanır kitemele dinamittir
 izmirlinin düşlerinde şaşkın köpek balığı antalyalı
  her gece gergedan görür düşünde 
 erzurumda kol başıdır erzincanda deli daylak

 pir sultan yoldaşıdır sivasta bir "kılıcı kanlı" 
 vanda mardinde bir gözü kanlı kaçakçı ah koçero
 vah koçero koçero eyvah! gocunmayın 
 güzel beyler hanımlar alınıp incinmeyin!

 patron gazetelerinde yüksek tirajdır koçero
 hükümet programlarında bir "nakl-i yekun"
 kapitalist dış basında nobellik bir roman
 politik sürtüşmelerde bir yılan hikayesi

 diplomata sorarsanız turistik bir serüven
 kaymakama sorarsanız"ahval-i adiye"den
 sosyeteye sorarsanız eğlenceli bir briç 
 sorarsanız bezirgan filimciye gişelik bir senaryo

 sorarsanız bürokrata atatürkün gardrobuna 
 tükürmüş bir ihümaniste sorarsanız 
 fransızca bilmeyen montenyiden anlamıyan
 mitologya tragedya hümanizma helenizma

 hiçbirinden çakmayan bir yörüktür koçero!
 ne anlar rönesanstan ne anlar restorasyondan?
 bir bazlama bir uçkur üç telli bir zımbırtıdır koçero!
 sanki sırası mıydı dağlara tırmanmanın 

 demokratik tragedyayı uçuklatmanın sanki sırası mıydı!
 müfrezeler yürümüş dağ dağ ve dere dere
 kesmiş geçitleri korkunun silahları 
 bir tükenmez sermayedir koçero haksız yönetimlere!

 gocunmayın güzel beyler hanımlar alınıp incinmeyin
 silah silah çatmayın o güzel kaşlarınızı
 koşturmayın şifreleri telefonlar ıbasar gibi
  tuz yarama basmayın düğmelere

 yürekleri hoplatmayın güzel beyler hanımlar
 paralar girsin diye dir kalantör kasalara 
 toprak sömürülsün diye dir orta çağlar da
 ışıksız kalsın diyedir bir koca ülke karanlıkta 

 boğazlaşsın diyedir güzel yüzlü insanlar
 fabrikalar işçi yesin para kussun diyedir 
 kıyılar yağmalansın ormanlar çiftlikleşsin
 bankalar yağ bağlasın tekeller et bağlasın

 holdingler palazlansın ortaklıklar göbeklensin
 bu rüzgar böyle essin bu değirmen böyle dönsün
 bu çuvallar böyle dolsun diyedir 
 koçeronun dağlarda medetsiz yalnızlığı!

 gocunmayın güzel beyler hanımlar alınıp incinmeyin
 yeni değil bu hikaye bu oyun eski oyun!
 ah koçero vah koçero koçero eyvah!
 bir akşam birden bire bir can çıkar

 dağlara bin kardaş bin acı bin ana bin kerpçi
 bin harman bin açlık bin yenge bin emmi
  bin dayı bin zulüm bin acı ve bin karanlık
 bir akşam birden bire çıkar dağlara 

 bıyıkları terlememiş bin çocuk bin aşık
  bin deli bin meczup bin ekmeksiz bin işsiz
  bin suçsuz kıl şalvar kurtlu çarık nal döken
  mazı kıran derviş çatlatan it burnu koyak gülü

 ahlat çalıs ıbir akşam birden bire 
 çıkar dağlara çökelekler yoğurtlar 
 arpa bazlamaları yalnayaklar gömleksizler
  dayanaksızlar munzurlar çilolar palandökenler

 dersimler tunceliler bingöller tuncelide mercanlar
  ağrı bereketleri tahtalılar toroslar
  ve bin boğalar bir akşam birden bire 
 çıkar dağlara turistik bir gösteridir

 dağlara çıkmak örneğin ağrılara alplere
  sübhanlara antlara himalaya dağlarına
  derin asyanın klimancaronun tropik karlarına
 turistik bir gösteridir dağlara çıkmak!

 gelgör ki böyle yazmıyor bizim burda kitaplar
 turistik diye göstermiyor dağları 
 turist diye vermiyor dağlara çıkanları
 bir sürekli çıplaklıktır koçero bir sürekli açlıktır

 bir sürekli haksızlıktır koçero bir sürekli itilmişlik
 koçero bir vazgeçiştir koçero bir ilgisizlik
 bin yıllık yoldan gelir üstübaşı kan içinde
 yorgun bir dilekçedir bir arzuhal koçero

 bir tanrı selamıdır alınıp verilmemiş
 görülmemiş bir hacettir koçero çiğnenilip 
 geçilmiş ve sorulmamış upuzun bir eyvahtır
 upuzun bir pişmanlık bir ünlemdir koçero

 sığmaz okul kitaplarına erzurum yaylasından
 erzincan çukuruna ve tecer dağlarından
 harran cenderesine bir uzun masaldır ki
  koçero dağların dağlara yaslandığı 

 yerde anlatılır geçitlerin geçitlere küstüğü
  oyaklarda benek benek anlatılır
  nakış nakış anlatılır bıçak bıçakkurşun kurşun
 ve türkü türkü! göğsü çapraz fişeklikli 

 bıyıkları kan içinde bir kara mavzerdir koçero
 yatar türkülerde upuzun ağıtlarda fidan fidan 
 koçero bildirir hal-u ahvalini dört mevsim

 tanrısına bildirir divanına şaşırtılmaz adaletin:
 arkam sensin kalam sensin dağlar hey!
 gocunmayın güzel beyler hanımlar alınıp incinmeyin!
 koçero bir vatandır yaşanılır boydan boya 

 koçero bir vatansızlık bir dağlaşmış yalnızlıktır
  koçero mavzerleşmiş bir haksızlık yanıtsız bir dilekçe!
 ben türkçe anlatamam o kürtçe anlatamaz
 farsça çıkmaz doruklara!

 gocunmayın güzel beyler hanımlar 
 kan bulaşır ellerime ben anlatamam!
 tanrısına bildirir divanına şaşırtılmaz adaletin:
 arkam sensin kalam sensin dağlar hey!
ALINTIDIR

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...