23 Nisan 2013

SADECE CESUR OLABİLMEKMİŞ

Aslında şimdi anlıyorum ki hasret,
Başka başka yerlerde olmak değilmiş aslında;
Aynı yerde olup ta ulaşamamakmış birbirine.
Gözlerine bakıp ta haykırmakmış, fısıldayıp ta;
Seni Seviyorum diyebilmekmiş...
Kaçamak bakışlar atmakmış birbirine,
Yakınlaşınca saçmalamakmış.
Nefesin daralmasıymış adımlarına inat.
Yutkunamamakmış.
Hayallerinde yaşamakmış O'nu
Hayallerinde olabilmek için dua etmekmiş.
Uzaktan izlemekmiş bazen O'nu hemen oracıktan geçerken,
Ve bazen görmezden gelmekmiş çaresizliğe arkadaş.
Yalnızlığa isyanmış,
Başkaldırış.
Sigarandan derin bir nefes daha çekmekmiş,
O yanmayı hissetmekmiş ciğerlerinde.
Sigaranın dumanının yakmasıymış gözlerini,
Gizlice dökülen birkaç damlacıkmış.
Cesaret etmekmiş ağlamaya;
Ağlayamamakmış,
Bir nefes daha çekmekmiş kendine.
Daha cesur olabilmekmiş rüzgarlar karşısında;
Yıkılmadan ayakta durabilmekmiş.
Islanmakmış Nisan yağmurlarında,
Saçlarından yüzüne damlayan mutlulukmuş.
Parlamasıymış gözlerinin artık saklanmayan Güneş'e
Gökkuşağı olabilmekmiş.
Vazgeçip ağlayamamaktan;
Gülümsemekmiş.
Devam etmekmiş yoluna su birikintilerine basmadan.
Dalgaların sesine eşlik etmekmiş ıslığınla;
Aşk şarkıları bestelemekmiş yalnız O'nun için.
Adını tekrarlamakmış defalarca
Ve birkaç kelime eklemekmiş isminin sonuna.
Fısıldamadan "Seni Seviyorum" diyebilmekmiş
Aslında bu sadece;Cesur olabilmekmiş...



23 NİSAN ÇOÇUK BAYRAMI




















VATANINA GÖZ DİKENİ EZ OĞLUM


Gün gidende ay gelende gel oğlum 
Cihan yanar sen gülende gül oğlum 
Bir yol vardır hakk yoludur bul oğlum 
Yeri bilmek göğü bilmek bil oğlum 

Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlum 
Çakal gezen şu dağlarda gez oğlum 
Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlum 
Çakal gezen şu dağlarda gez oğlum 

Gez oğlum 
Vatanına göz dikeni ez oğlum.! 
Dostun kim düşmanın kim sez oğlum 
Tarihini şerefinle yaz oğlum 
Yaz oğlum.! 

Gez oğlum 
Vatanına göz dikeni ez oğlum.! 
Dostun kim düşmanın kim sez oğlum 
Tarihini şerefinle yaz oğlum 
Yaz oğlum.! 

Senden gider sonsuzluğa yol oğlum 
Dört bir yana salmalısın kol oğlum 
Ekmeğini aç olanla böl oğlum 
Haram yeme, hakk uğruna öl oğlum.! 

Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlum 
Çakal gezen şu dağlarda gez oğlum 
Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlum 
Hain gezen şu dağlarda gez oğlum 

Gez oğlum 
Vatanına göz dikeni ez oğlum.! 
Dostun kim düşmanın kim sez oğlum 
Tarihini şerefinle yaz oğlum 
Yaz oğlum.! 

Gez oğlum 
Vatanına göz dikeni ez oğlum.! 
Dostun kim düşmanın kim sez oğlum 
Tarihini şerefinle yaz oğlum 
Yaz oğlum.! 

Zulum dolu saltanattan in oğlum 
Zalimlere duymalısın kin oğlum 
Nefis kibir mantık yutan dev oğlum 
Mağrur olma insanları sev oğlum 

Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlum 
Çakal gezen şu dağlarda gez oğlum 
Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlum 
Hain gezen şu dağlarda gez oğlum 

Gez oğlum 
Vatanına göz dikeni ez oğlum.! 
Dostun kim düşmanın kim sez oğlum 
Tarihini şerefinle yaz oğlum 
Yaz oğlum.! 

Gez oğlum 
Vatanına göz dikeni ez oğlum.! 
Dostun kim düşmanın kim sez oğlum 
Söz ver bana geç karşıma söz oğlum



SANA VEDA ETMEK SON SAHNE





Sana Veda Etmek son sahne

yüzünde ılık bir rüzgar.
saçında son bir kıpırtı.
sarı bir gök...
gözlerde yaş yok.
sana veda etmek
bir atın yelelerini okşayıp günbatımına gitmek gibi.

ellerinde büyüyen bir özlem denemez
kalbinde küçülen bir benek
sana veda etmek
üşüdükçe giydiğin bir hırkayı sökmek gibi
sana veda etmek
bir ülkeden çık...mak gibi
her şey yavaşlıyor
bir şarkı boyunca yüzünün yere baktığı oluyor
bir susmak boyunca konuşmak istediğin
gözlerini üstüne sermek üşümüş bir bedenin
sana veda etmek
tutulmamışlığını hatırlamak gibi bir elin

kurumuş bir yaprağı kırıyorken sonunda
ellerinin duruşundan söz açmak yersiz artık
yüzünde bir rüyadan arta kalan güzellik
duruşunda güzelliğin gördüğü rüya
gülüşünün o bende yer etmişliği
ağır bir göz kırpışı gibi
giriyor konuşulmayacaklar arasına
sana veda etmek
umudun ölüsünü bırakmak gibi durgun bir suya

kopan herşeyin resmi bize benziyor şimdi
harften bölünmüş bir kelime, kırık bir dal
parçalanmaya hazır gül kurusu
ikiye ayrılan kitap
-ki bir yarısını anlatır hep diğer yarısı-
sana veda etmek
bir yaprağın düşerkenki türküsü

anlatmakla tükenmez bir sen vardı bende..
bir damlanın koptuğu buluttan aldıkları gibi
bir cümleye sığabilirse herşey yine de
içimde birikenleri al şimdi
bildiğim en güzel şiir gözlerindi
sana veda etmek bir şiiri unutmak gibi



BİR DOSTTAN UZUN BİR MEKTUPUZUN...




Dün, bir dosttan uzun bir mektup aldım,
Beni anlatmış sana,
Ve sen ona, ve sen ona,
Unuttum artık onu demişsin,
Hem bu sözü gülerek,
Öbür türlü böbürlenerek söylemişsin,
Unutamazsın nokta noktam,
Unutamam, unutamazsın 
Çünkü; insan unutmak 
için önce unutulmak gerek,
Oysa ki sen,
oysa ki sen bende esen hala o eski kavak yelisin,
Unutamazsın,
Kan değil tüküremezsin,
Ruj değil silemezsin,
Dişi dudaklarına dişimle yazdığım
İki heceli şair adamı unutamazsın..

UNUTAMAZSIN, UNUTAMAZSIN
O MAVİ GÜLÜŞLERİMİZİ NOKTA NOKTAM...
UNUTAMAZSIN, UNUTAMAZSIN
O YEMYEŞİL DÜŞLERİMİZİ NOKTA NOKTAM...
Biz seninle bir kabukta doğmuş,
İki badem içi gibiyiz...
Baharsın kokacaksın,
Güneşsin yakacaksın,
Sabah yatağım kadar rüya dolu,
Sabah yatağım kadar sımsıcaksın,
Unutamazsın nokta noktam...
Unutamam, unutmazsın...
Şimdilik bu kadar,
Gelecek mektupta daha diyeceklerim var.
Üzülme sakın, darılma bana,
İstanbul'un bu sisli ufuklarından,
Binlerce sevgi, binlerce selam sana,
Dedim ya unutamazsın Nokta Noktam...
unutamam, unutmazsın...

UNUTAMAZSIN, UNUTMAZSIN
O MAVİ GÜLÜŞLERİMİZİ NOKTA NOKTAM...
UNUTAMAZSIN, UNUTAMAZSIN
O YEMYEŞİL DÜŞLERİMİZİ NOKTA NOKTAM...
UNUTAMAZSIN, UNUTAMAZSIN
O MUTLU GÜNLERİMİZİ NOKTA NOKTAM...
UNUTAMAZSIN, UNUTAMAZSIN
O ESKİ GÜNLERİMİZİ NOKTA NOKTAM!...
Ahmet Selçuk İlkan

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...