10 Haziran 2019

Yukarıdaki dûa bilâ-şek velâ-şüphe itikat edilerek işyerine bir Yasin-i Şerif okunarak asılır ve hergün bir Yasin-i Şerif okunursa, biiznillah bereketin ve rızkın celbine vesile olur.


Yukarıdaki dûa bilâ-şek velâ-şüphe itikat edilerek işyerine bir Yasin-i Şerif okunarak asılır ve hergün bir Yasin-i Şerif okunursa, biiznillah bereketin ve rızkın celbine vesile olur.

Besmele ve Salatu selamın havassı


SALATU SELAMIN HAVASSI ile ilgili görsel sonucu

‫ﺧﻮاص ﺑﺴﻤﻠﻪ‬ 
 Besmele ve Salatu selamın havassı 
 Hazırlayan www.dergahecan.com Kemal Kemaloğlu 
 destek & iletişim: info@dergahecan.com 

 Besmelenin havassı Besmelen ulviyet ve kudsiyeti hakkında birçok sahih hadisler nakil olunmuştur. 

Birçok evliya ve ulema, ism-i azamın besmele olduğu konusunda görüş belirtmişlerdir. 
Besmelenin vardır. 

Besmelenin havasından dünyevi işler için istifade ve istimdad edecek kimsenin, kıraat manevi ve uhrevi menfaatlerinin yanı sıra birçok dünyevi ve zahiri havas ve menfaatleri de ve kitabet şartlarına tamamıyla uyması gerekir. 

Bu şartlar hulaseten şunlardır: Niyet, itikad ve hulus-ı kalb üzre olmak. Vücudu, elbisesi ve bulunduğu yerin temiz olması, abdestli olması, mümkünse taharet-i kamile üzre bulunması. 

Kıbleye karşı diz çöküp oturması. Her gece uyumadan önce yirmi bir defa besmele okuyan kimse, o gece sabaha kadar Besmeleyi daima zikreden ve her hangi bir şeye teşebbüste besmele okuyan kimse dünya ve ahirette darlık ve müşkülata duçar olmaz. 

 Hayrı celb, şerri def’i, murad ve maksadın gerçekleşmesi için; yedi gün, özellikle imkan ölçüsünde gece yarısından sonra yedi yüz seksen altı defa besmele okunursa biznillahi teala murad ve maksad hasıl olur. zalimi zelil eder ve şerrinden emin olunur. şeytan şerrinden, hırsızlıktan, ani ölümden ve bütün kaza ve afetlerden emin ve mahfuz olur. 

 Karşısına çıkmaya mecbur olduğu bir zalimin zulüm ve eziyetinden korkan kimse, yanına Sevdiği bir kimseden karşılık görmek ve onun muhabbetini celb etmek için, bir bardak giderken elli defa besmele okuyup girer ve gizlice yüzüne doğru üflerse Cenab-ı hakk o Güneş doğarken, güneşe karşı oturulup üç yüz defa besmele ve aynı miktarda salavat okunursa, o kimseye Cenab-ı hakk ümit etmediği yerden rızık gönderir. 

Bir sene buna devam eden kimse, okuduğu besmele ve salatın bereketiyle teşebbüs ettiği her işte başarıya ulaşıp servet sahibi olup o senenin sonuna kadar zengin olur. bulunan haller zail olup hafızası kuvvetlenir. temiz suya yedi yüz seksen altı defa besmele okunup muhabbeti arzu edilen kimseye içirilirse, o kimsenin kalbinde kuvvetli bir muhabbet ve müveddet hasıl olur. 

Zihni kapalı, unutkanlığı çok veya kalilu’l-fehm olan bir kimseye, üzerine yedi yüz seksen altı defa besmele okunmuş sudan, yedi gün sabahleyin güneş doğarken içirilirse, kendisinde için, Perşembe günü oruç tutup zeytin veya hurma ile iftar edip akşam namazını mütakiben Yeme ve içmede riyazet şartlarına uymak şartıyla kırk gün hulus-ı kalble sabah namazından sonra iki bin beş yüz defa besmele okumaya devam eden kimseye gavamiz-i esrar küşade olup, gördüğü acaib ve garaibi kimseye söylememek şartıyla, alemde olup biten her şey rüya aleminde gösterilir. 

kadın her kim olursa olsun bütün halkın gözüne ayın on dördündeki ay gibi parlak ve Hükkam ve ümera nezdinde bitecek bir işi olan, bundan dolayı onların rızasını celb etmek yüz yirmi bir defa besmele okur ve sonra uyuyuncaya kadar adet gözetmeksizin okumaya devam eder, ertesi sabah, sabah namazından sonra yine yüz yirmi bir defa besmele okuyup misk ve zaferanla bir kağıt üzerine aynı adede besmele yazıp ud ve anber ile buhurladıktan münevver gözükür. 

Herkes yanında aziz, mahbub ve heybetli olur, sözü kabul görür. Her sonra bir muşambaya sarıp üzerinde taşırsa, Allah yemin ederim ki bunu taşıyan erkek veya Camdan bir kadehin iç tarafına kırk defa besmele yazılıp zemzem veya menba suyu gören sever ve her arzusu derhal yerine getirilir. 

 Rızkı dar ve kesb u karı az olan kimse için; gül suyunda eritilmiş misk ve zaferanla bir parça ceylan derisi üzerine yüz yirmi bir defa yazılır. Ud ve anber ile buhurlanıp üstte taşınırsa, Cenabı hakk o kimseye rızık kapılarını açar, maşiyetinde azlık ve darlıktan kurtarır. Bir borçlu kimse bunu taşırsa, Cenab-ı hakkın lütf u keremiyle kul borcundan kurtulur. 

 Muharrem ayının ilk günü bir kağıt üzerine yüz otuz defa besmele yazılıp üstte taşınırsa, o konularak hastaya içirilirse, Cenab-ı hak besmelenin bereketiyle o hastaya şifa ihsan eyler. Zor doğum yapan kadına yukarıdaki şekilde hazırlanmış sudan içirilirse, hemen kolay bir Bir kağıt üzerine otuz beş defa besmele yazılıp bir haneye asılırsa, o haneye cin ve şeytan şekilde doğum yapar. Düşman ve hasedcilerin nazarından mahfuz olur. giremez, orada bereket artar. Bu kağıt bir dükkana asılırsa, müşterisi çoğalır alış verişi artar. 

Tarımsal mahsüllerin bereketini artırmak ve semavi ve arzi afetlerden muhafaza etmek kimse ve ailesine herhangi bir kötülük ve bela ulaşmaz. Evladı olmayan veya devamlı surette düşük yapan bir kadın için, aybaşı halinden temizlendikten üç gün sonra, bir kağıt üzerine yüz on defa yazılıp, üzerinde bulunduğu halde eşiyle mukarenetde bulunur ise biznillahi teala hamile kalır. 

Bu nushayı doğuruncaya kadar üzerinde taşıması gerekir. Doğum esnasında da Bir sıkıntı ve zorluk yaşamaz. için yemiz bir kağıt üzerine yüz bir defa besmele yazılıp, tarlanın bi köşesine gömülürse o Evladı yaşamayan bir kimse için altmış bir defa bir kağıt üzerine yazılıp taşınırsa biznillahi teala yaşar. On dört gün mütaakiben, yiyip içtiğinde riyazet şartlarına uyarak oruç tutulup hulus-ı tarlada büyük bir bereket hasıl olup bütün afetlerden korunur. 

Bir kurşun levha üzerine bir demir kalem veya çivi ile besmele yazıp balık ağına asılırsa çok balık tutulur. onun bereketi artar. Bir kağıt üzerine yirmi bir defa besmele yazılıp bir malın veya deponun içine konulursa üzerine üflendikten sonra üstte taşınırsa, her nereye gitse oradaki zulüm ve fenalıklardan emin Bir kağıt üzerine elli kere errahmanirahim yazılır ve yüz elli defa da besmele okunup olur, zarar yerine fayda görür. 

Bir zalimi, haksız yere zulm ve eziyet eden bir düşmanı mahv ve izale veya islahı arzu kalble beş vakit namazdan sonra biner defa besmele okumaya devam edilirse ervah-ı kudsiye ile münasebet peyda olunur. Her istenilen onlardan sorulup cevap alınabilir. 

Besmelenin aşağıdaki vefki yazılıp üstte taşınırsa, o kimse bütün semavi ve arzi afet ve belalardan mahfuz ve korunmuş olur. 

Bütün halk indinde muteber ve heybet sahibi olur. Maşiyet konusunda darlık ve sıkıntıya düşmez. 
Vefk: yazılıp başta taşınırsa, o kimse hayatı boyunca saadet ve refah içinde olur. 

Kendinde, Kamerin balıkta olduğu ve mesud saatde bir zamanda, ceylan derisi üzerine besmele ailesinde ve sevdiklerinde istemediği bir durum ortaya çıkmaz. 
‫ﻓﺎﻧﺰل ﻋﻠﯿﮫ ﺑﻼﺋﻚ و ﺳﺨﻄﻚ و ﻏﻀﺎﺑﻚ و اھﻠﻜﮫ ﯾﺎ ﻗﮭﺎر ﯾﺎ ﻗﺎدر ﯾﺎ ﻣﻘﺘﺪر ﯾﺎ ﷲ‬ 
edildiğinde bir kurşun levha üzerine aşağıdaki besmelenin vefki, o zalimin ismiyle beraber yazılır. Hantit ve kırmızı sarımsakla buhur edildikten sonra devamlı yanan bir ateşin yanına, besmele okunursa, o zalim biznillahi teala o zalim ya zulmünden döner veya hak ettiği cezayı ateş kurşuna değmeyecek şekilde gömülür ve üzerine yedi defa aşağıdaki dua ve yedi yüz bulup helak olur. Müstahak olmayan hakkında uygulamadan sakınmak gerekir. 
Vefk: Dua: 
‫ﻋﻤﺎ ھﻮ ﻓﯿﮫ ﻓﺎھﺪه و وﻓﻘﮫ و ان ﻛﻨﺖ ﺗﻌﻠﻢ اﻧﮫ ﻻ ﯾﺮﺟﻊ‬ ‫اﻟﺤﻰ اﻟﻘﯿﻮم اﻟﺬى ﻋﻨﺖ ﻟﮫ اﻟﻮﺟﻮه و ﺧﺸﻌﺖ ﻟﮫ اﻻﺻﻮات و وﺟﻠﺖ‬ ‫ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ ﺑﺴﻢ ﷲ‬ ّ ‫اﻟﻘﻠﻮب ﻣﻦ ﺧﺸﯿﺘﮫ اﺳﺌﻠﻚ ان ﺗﺼﻠﻰ و ﺗﺴﻠﻢ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ و ﻋﻠﻰ اﻟﮫ و ﺻﺤﺒﮫ و ﺳﻠﻢ و ان ﺗﻘﻀﻰ‬ ّ ‫ﺣﺎﺟﺘﻰ ﻓﻰ ﻛﺬا و ﻛﺬا اﻟﻠﮭﻢ ﺗﻌﻠﻢ اﻧﮫ ﻛﺎن ﯾﺮﺟﻊ‬ 

Aşağıdaki vefk bir kağıt üzerine yazılır ve etrafına da aşağıdaki ayet yazıldıktan sonra ud Herhangi bir hacetin ifası veya zaruretin giderilmesi için; Çarşamba, Perşembe ve Cuma günü oruç tutulur. Cuma olduğunda gusül edilir. Namaza gidilirken az çok kudretince sadaka verilir. Namazdan sonra eller açılıp aşağıdaki dua edilirse, Cenab-ı hak lütf u keremeiyle o kimsenin hacetini yerine getirir. 

Dua: ‫اﻟﻠﮭﻢ اﻧﻰ اﺳﺌﻠﻚ ﺑﺎﺳﻤﻚ اﻟﻌﻈﯿﻢ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ اﻟﺬى ﻻ اﻟﮫ اﻻ ھﻮ ﻋﺎﻟﻢ اﻟﻐﯿﺐ و اﻟﺸﮭﺎدة ھﻮ‬ ‫و ﺻﺤﺒﮫ و ﺳﻠﻢ و ان ﺗﻘﻀﻰ ﺣﺎﺟﺘﻰ ھﻰ ﻛﺬا و ﻛﺬا‬ ‫اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ اﺳﺌﻠﻚ ﺑﺎﺳﻤﻚ اﻟﺬى ﻣﻼء اﻟﺴﻤﻮات واﻻرض و اﺳﺌﻠﻚ ﺑﺎﺳﻤﻚ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ اﻟﺬى‬ ‫ﻋﻨﺖ ﻟﮫ اﻟﻮﺟﻮه و ﺧﺸﻌﺖ ﻟﮫ اﻻﺻﻮات و وﺟﻠﺖ اﻟﻘﻠﻮب ﻣﻦ ﺧﺸﯿﺘﮫ ان ﺗﺼﻠﻰ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ و ﻋﻠﻰ اﻟﮫ‬ 

üstü oturup bin defa besmele okunur. İki rekat namaz kılınıp salat u selamla dua ve niyazda Bir kağıt üzerine hulus-ı kalble besmele yazılıp baştaki ağrının üzerine konulup taşınırsa biznillahi teala zail olur. veya anberle buhurlanıp üstte taşınırsa, o kimse bütün halk yanında hürmet ve ikrama mazhar olup itibar sahibi olur. Onu gören sever, meyli ona akar. 
Biznillahi teala bütün istedikleri gerçekleşir. 

Vefk: Ayet: ّ ‫ﺷﺮ ّ ﻛﻞ ّ ﻣﺎ ﯾﺆذﯾﮫ و‬ ‫ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ اﻟﻠﮭﻢ اﻧﻰ اﺳﺌﻠﻚ ﺑﻔﻀﻞ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ ان ﺗﺤﻔﻆ ﺣﺎﻣﻞ ھﺬا اﻟﻜﺘﺎب ﻣﻦ‬ ّ ‫اﻧﻚ ﻋﻠﻰ ﻛﻞ ّ ﺷﺊ ﻗﺪﯾﺮ واﻻﺟﺎﺑﺔ ﺟﺪﯾﺮ‬ ‫اﻟﻤﻮﻛﻠﻮن ﯾﺨﺪﻣﻮﻧﮫ و ﯾﺤﺮوﺳﻨﮫ ﺑﺎﻟﻠﯿﻞ واﻟﻨﮭﺎر‬ ‫وﻛﻞ ﺑﮫ ﻣﻼﺋﻜﺘﮭﺎ و ﺧﺪاﻣﮭﺎ و اﻋﻮاﻧﮭﺎ‬ ّ 
Heybet ve vakar sahibi olur. O zatı gören herkes hürmet ve tazim eder. Besmele, altı yüz defa bir kağıt üzerine yazılıp üstte taşınırsa, o kimse halk arasında Herhangi bir kaza-yı hacet için abdest alıp temiz ve tenha bir mahalde kıbleye karşı diz Bir kağıt üzerine altı yüz yirmi beş defa yazıp taşınırsa, o kimseye hiçbir fenalık erişmez, her daim emniyet ve muhafazada olur. 

‫ﺑﻌﺰة ﻗﻮة ُﻗﺪره ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ‬ 
bulunulur. Yine 100 defa besmele ve iki rekat namaz şeklinde yukarıdaki ameliye üç defa tekrarlanır ve hitamında hacet zikredilerek dua ve niyazda bulunulursa, hacet her ne olursa Her ne niyetle olursa olsun, yedi gün, günde yedi yüz seksen altı defa besmele okunmaya olsun biznillahi teala gerçekleşir. devam edilirse biznillahi teala o maksad ve meram hasıl olur. selam vermek kaydıyla altı rekat namaz kılınır. 

Her rekatta Fatiha ve on beş defa da Elem Her hangi bir matlub için; yedi yüz seksen altı besmele okunduktan sonra her iki rekatta neşrah leke suresi okunur. 
Namazdan sonra eller kaldırılıp aşağıdaki dua okunur ve niyazda 

‫ﺑﺠﻼل و اﻟﺜﻨﺎء ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ واﺳﺌﻠﻚ ﺑﮭﯿﺒﺔ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ و ﺑﺤﺮﻣﺔ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ‬ 

bulunulursa biznillahi teala o matluba ulaşılır. 
Dua:
 ‫اﻟﻠﮭﻢ اﻧﻰ اﺳﺌﻠﻚ ﺑﻔﻀﻞ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ واﺳﺌﻠﻚ ﺑﻌﻈﻤﺔ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ واﺳﺌﻠﻚ‬ ّ ‫اﻟﺮﺣﯿﻢ و ﺑﺠﺒﺮوت و ﻣﻠﻜﻮت و ﻛﺒﺮﯾﺎء ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ و‬ ْ ‫واﺟﺒﺮ ﻛﺴﺮى و‬ َ 
Salavat okunmaya devam edilirse umulmadık yerlerden mal mülk gelişiyle zengin olunur

 ْ ِ ‫اﻏﻦ ﻓﻘﺮى و‬ ‫اطﻞ ﻋﻤﺮى ﺑﻔﻀﻠﻚ و ﻛﺮﻣﻚ و اﺣﺴﺎﻧﻚ ﯾﺎ ﻣﻦ ھﻮ‬ ‫اﻟﺤﻰ اﻟﻘﯿﻮم اﻟﻌﻠﻰ اﻟﻌﻈﯿﻢ اﻻﻛﺮم ذو اﻟﺠﻼل‬ ُ ْ ‫اﯾﻔﻊْ ﻗﺪرى و ﯾﺴ ّﺮ اﻣﺮى‬ ّ ‫واﻻﻛﺮام و اﺳﺌﻠﻚ ﺑﺠﻼل اﻟﮭﯿﺒﺔ و‬ ‫ﻛﮭﯿﻌﺺ ﺣﻤﻌﺴﻖ اﻟﻢ اﻟﻤﺮ ﺑﺸﺮ ّ اﺳﻢ ﷲ اﻟﻌﻈﯿﻢ ﷲ ﻻ اﻟﮫ ھﻮ‬ ّ ّ ‫ﺑﻌﺰ‬ ‫اﻟﺬﯾﻦ ﻻ ﺧﻮف ﻋﻠﯿﮭﻢ وﻻ ھﻢ ﯾﺤﺰﻧﻮن و اﺳﺌﻠﻚ ﺑﺪوام اﻟﺒﻘﺎء و ﺿﯿﺎء اﻟﻨﻮر ان ﺗﺠﻌﻠﻨﻰ ﻣﻦ اﻟﺼﺎﻟﺤﯿﻦ و‬ ‫اﻟﻌﺰة و اﺳﺌﻠﻚ ﯾﻜﺒﺮﯾﺎء اﻟﻌﻈﻤﺔ و ﺑﺠﺒﺮوت اﻟﻘﺪرة ان ﺗﺠﻌﻠﻨﻰ ﻣﻦ‬ ‫ﷲ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ و ﻋﻠﻰ اﻟﮫ و ﺻﺤﺒﮫ و ﺳﻠﻢ‬ ‫اﺳﺌﻠﻚ ﺑﺤﺴﻦ اﻟﺒﮭﺎء و ﺑﺎﺷﺮاق وھﺒﻚ اﻟﻜﺮﯾﻢ ان ﺗﺪﺧﻠﻨﻰ ﺑﺮﺣﻤﺘﻚ ﻓﻰ ﺟﻨﺎت اﻟﻨﻌﯿﻢ ﯾﺎ رب ّ اﻟﻌﻠﻤﯿﻦ ﺻﻠﻰ‬ 

Yatarken yirmi bir defa okunursa her türlü şerden, hırsızdan, yangından ve ani Herhangi bir murad veya maksad için yedi gün yedi yüz seksen altı defa okunursa istenilene ulaşılır. ölümden emin olunur. kimse ve ailesine ömür boyunca hiçbir musibet isabet etmez. Bir zalimin ya da düşmanın yüzüne elli bir kere okunursa şerrinden emin olunur. Sabahleyin güneş doğarken, güneşe doğru altı yüz kere besmele ve aynı sayıda olunur. 

Bir kimsenin muhabbetini celb için yedi yüz seksen altı kere bir suya üfürülüp nefes edilir. İstenen kimseye içirilirse derhal sevgi ve muhabbet oluşur. Vesveseli bir kimseye bu sudan içirilirse vesveseden kurtulur. Aklı gitmiş bir kimseye içirilirse aklı geri gelir. Hafızası zayıflamış kimseye yedi gün, gün doğarken içirilirse hafızası ve zekası kuvvetlenir. Kırk defa bir kap içerisine yazılır. Üzerine su veya zemzem suyu konulup hangi Sabah namazından sonra iki bin defa okunmaya devam edilirse keşf sahibi olunur. 

Olayları ve olacak şeyler rüyada görülür. hastaya içirilirse şifa bulur. Muharremin ilk günü bir kağıt üzerine yüz otuz defa yazılıp üstte taşınırsa, taşıyan Bir kağıt üzerine otuz beş defa yazılır. Bir eve veya iş yerine asılırsa o yerden her türlü şer uzaklaşır. İnsan ve cin şerrinden muhafazada olur, ticareti çok, bereketi bol olur. besmele okunup üstte taşınırsa istenilen her maksada ulaşılır, her hacet gerçek olur. 

Çocuğu olmayan veya olup da yaşamayan biri için yüz defa bir kağıt üzerine yazılır. Üstte taşınırsa evladı olup ömrü de uzun olur. Bir tarlanın ya da bahçenin mahsulünün bereketli olması için yüz kere yazılıp oraya gömülürse bereketi bol ve mahsulü ziyade olur. 

Bir kağıt üzerine yetmiş kere yazılıp ölünün kefenine konulursa münker ve nekirden Bir kağıt üzerine veya çini bir kap içerisine yirmi bir kere yazılır. Altına da aşağıdaki kolaylık, kabir azabından emn ve muhafazada olunur. Kurşun üzerine yazılıp bir ağa asılırsa o ağda balık çok, avı bereketli olur. Besmele bir aynaya yazılır. Her gün o aynaya kırk defa bakılarak aşağıdaki ayet ayet huruf-ı mukatta’a ile yazılıp su içerisine konulur. Bu sudan zehirlenen bir kimseye içirilirse şifa bulur, iyileşir. 

Ayet: Selamun ala nuh fi’l-alemin okunursa kısa zamanda zengin olunur, darlıktan kurtulunur. ruhaniyetinden istimdad eylerse biznillahi teala içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulur. 
Bir daha Ayet: Kul allahümme ile ahirihi Rahmanu’r-rahim esmaları elli defa bir kağıt üzerine yazılır. Üzerine yüz elli kere de On dört gün oruç tutulup, her namazdan sonra bin kere besmele okunur. On dört gün dolunca ruhanilerle irtibat kurulur ve müşahade olunur. 

Bir kağıt üzre yüz doksan kere yazılır. Üstte taşındığı halde savaşa girilirse o kimseye silah kar eylemez, yorgunluk da duymaz. 

Yedi badem üzerine bakır bir iğneyle rahim esması yazılır. Her badem tanesi üzerine üç yüz otuz bir defa besmele okunup istenilen bir kimseye yedirilirse o kimse de büyük bir muhabbet meydana gelir. taşınırsa herkesin gözüne güzel ve şirin görünür. Her gören sever, ta’zim, hürmet ve Bir daire içine sekiz kere besmele yazılır. Etrafına da aşağıdaki ayet yazılıp üstte muhabbetle karşılar. Salatu selamın havassı

 ّ ‫ﺻﻠﻮا ﻋﻠﯿﮫ و‬ ّ ‫ﯾﺼﻠﻮن ﻋﻠﻰ اﻟﻨﺒﻰ ﯾﺎ اﯾّﮭﺎ اﻟﺬﯾﻦ اﻣﻨﻮا‬ ّ 
herhangi bir sıkıntıya düşmüş kimse, her gün sabah namazından sonra 101 defa ً ‫ﺳﻠﻤﻮا ﺗﺴﻠﯿﻤﺎ‬ ّ ‫ان ﷲ و ﻣﻼﺋﻜﺘﮫ‬ İnnallahe ve melaiketehu yusallune ale’n-nebi ya eyyühellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslimen okuduğum salat u selamı onunla benim aramda bir kale kıl diye dua ederse Allahu tealanın Allahümme salli ala seyyidina Muhammed zikrine devam eder ve Hz. Peygamberin (SAS) da sıkıntıya düşmez. Bir müşküle düşmüş ve kurtulma konusunda şaşırmış bir kimse, hulus-ı kalb ile güneş doğmadan önce kıbleye karşı diz üstü oturup 1001defa Allahümme salli ala seyyidina hürmetine beni içinde bulunduğum şu felaket ve müşkülden halas eyle diye dua ederse, Hkk Muhammedin ve ala alihi ve ashabihi ecmai’in okur. 

Devamla Yarabbi Habib-i erkemin tealanın keremiyle içinde bulunduğu halden lurtulur. ardından yirmi bir defa Allahümme salli ala seyyidina Muhammed zikrine devam edilirse, o Arzu edilen meşru bir menfaati elde edebilmek niyetiyle her gün beş vakit namazın kimse muhakkak o istediği maksada ulaşır. Kuvvetli bir düşmanın şerrinden korkulduğu takdirde, Cuma gecesi, gece yarısından Allahümme salli ala seyyidina Muhammed okunur. Sonra eller havaya kaldırılıp Ya erhame’rrahimin sen beni falan zalimin şerrinden muhafaza buyur. Habib-i erkemin hürmetine ve sonra kalıkılır. Gusül alınıp temiz elbise giyilir, iki rekat namaz kılındıktan sonra 5530 defa yardımıyla korktuğu şeyden ve zulümden emin ve mahfuz olur. 

Muhammed okunur. Sabah nazmı eda edilir ve mütaakiben yirmi bir defa besmele Her gün sabahleyin doksan iki defa Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin kema sallayte ala ibrahime ve ala ali ibrahime inneke hamidun mecid okuyan kimsenin rızkı bol, alış verişi çok olur. Maşiyet hususunda hiçbir zaman sıkıntıya düşmez. tutulur. 
Akşam namazı kılındıktan sonra kıbleye karşı oturulup üç defa Kul hüveallahu ahad Bir kimsenin kalbini teshir ve muhabbetini celb arzu edildiğinde, Perşembe günü oruç okunur. 

Sonra 101 defa Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin kema sallayte ala bir defa Fatiha suresi okunduktan sonra 101 defa ya Allah, 101 defa da ya Rahman ya Rahim namazından sonra yukarıdaki esmalar aynı şekilde zikr edilip 1001 defa yukarıdaki salat u ibrahime ve ala ali ibrahime inneke hamidun mecid okunur. 
Yatsı namazı vakti beklenip yatsı selam okunur. 
Dünya kelamı konuşulmaksızın yatılır. 
Uyunıncaya kadar salat u selam
 ‫اﺑﺎ اﻟﻘﺎﺳﻢ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ و ﻋﻠﻰ اﻟﮫ و ﺻﺤﺒﮫ اﺟﻤﻌﯿﻦ‬ 
 okunmaya devam edilir. 

Sabah namazından evvel kalkılıp iki rekat namaz kılınır. 
Yukarıdaki esmalar aynı adedle okunduktan sonra 5530 defa da Allahümme salli ala seyyidina okunduktan sonra eller havaya kaldırılıp Yarabbi’l arşi’l-azim bu kulun ile falan bin filanenin arasını cem’ et, kalbini musahhar kıl, beni ona sevdir diye dua edilirse, biznillahi teala matlub hasıl olur. Bazı ulema-yı havas bunun üç veya yedi gece tekrarını tavsiye etmişlerdir. Teshir-i icrasının kifayet eylediği defaatla bi’t-tecrübe tahakkuk eylemiştir. 

Ancak şurutunda hata kalb ve celb-i muhabbet için gerekli şartlara uymak ve meşru olması gerekir. Bir defa edilmesiyle ilk defa da tesiri görülmezse tekrar edilmesi gerekir. sonra üstte taşınırsa, o senenin nihayetine kadar semavi ve arzi belalardan mahfuz olur. Muharremin ilk günü sabah namazını mütaakib 101 defa Allahümme salli ala seyyidina Muhammed zikredilip temiz bir kağıt üzerine aşağıdaki dua yazılıp muşambaya sarıldıktan Dua: 

 ‫ﺳﯿﺪﻧاﻟﻤﺼﻄﻔﻰ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ااﻣﺤﻤﻮد اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ اﻟﻤﺤﺒﻮب اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ‬ ‫ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺬى ﻻ ﯾﻀﺮ ّ ﻣﺎ اﺳﻤﮫ ﺷﺊ ﻻ ﻓﻰ اﻻرض وﻻ ﻓﻰ اﻟﺴﻤﺎء وھﻮ اﻟﺴﻤﯿﻊ‬ ‫اﻟﻌﻠﯿﻢ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ اﺣﻤﺪ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ‬ ‫ﺎ‬ 

 İki kişi arasındaki bugz ve düşmanlığı kaldırıp yerine sevgi ve muhabbet getirmek arzu Rebi’ü’l-evvelin on ikinci günü yani Hz. Peygamberin (SAS) doğum günü güneş doğmadan evvel bir kağıt üzerine aşağıdaki salat yazılır. 
Üzerine 1001 defa salatu selam zikr edildikten sonra bir muşambaya sarılır ve ikamet edilen kapının iç tarafına asılırsa, o haneye şeytan ve düşman şerri, fakr u zaruret, kaza ve bela gibi şeyler giremez, bunlardan korunmuş
 ‫ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ و ﻋﻠﻰ اﻟﮫ و ﺻﺤﺒﮫ اﺟﻤﻌﯿﻦ‬ olur. 
Orada oturanların rızkı bol maşiyeti geniş olur. 
Yukarıdaki şekildeki gibi hazırlanan kağıt bir dükkanın veya ticarethanenin kapısı üzerine Temiz bir kase içine misk ve zaferan ile aşağıdaki dua yazılıp hastaya devamlı bu sudan  konulursa orada alış veriş ziyade olur. 
Sahibi ziyana uğramaz, orada bulunan şeyler çalınma ve yanma gibi afetlerden mahfuz olur. içirilirse biznillahi teala şifa bulur. Bu suyun tesirine eğer ecel gelmemiş ise hiçbir hastalık Herhangi bir sihir veya göz değmesi sonucu kısmeti kapanmış bir kadının veya kızın karşı koyamaz. 
Dua: 
‫ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ اﻟﻤﺤﺒﻮب اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ اﻟﻠﮭﻢ‬ ‫ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ اﺣﻤﺪ اﻟﺸﻔﯿﻊ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﻦ ﻓﻰ اﺳﻤﮫ ﺷﻔﺎء اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﻦ ﺑﮫ‬ ‫اﻟﺪواء‬ 

edildiğinde; bu niyet ile Arabi ayın 1, 3, 5, 7, 9, 11, 13 ve 15 inci günlerinden birinde sabah nazmından evvel kalkılıp itina ile abdest alınıp kıbleye karşı oturulur. 

Yarab senin rıza-ı izale buyur diyerek niyet edilir. İftitah tekbiri getirilip Fatihadan sonra üç veya yedi defa şerifin için filan falan kullarının arasındaki bugz ve düşmanlığın izalesini lütf ve kereminle rekat da tarif olunduğu üzre eda edilir. Namazı bitirdikten sonra 1001 defa Allahümme salli  Ve’d-duha suresi okunur. 

Rukuya gidilir rükudaki tesbihten sonra Allahümme ya cami’e’nnase li yevmin la raybe fihi denilir. 
Secde kıraatlerinden sonra da aynı şekilde denilip ikinci ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain okunduktan sonra, eller havaya ّ kaldırılıp on bir defa aşağıdaki dua okunursa, biznillahi teala o iki kişi birbirini son derece büyük bir sevgiyle severler. 
Aralarındaki nefret ve düşmanlıktan hiçbir eser kalmaz. 
Dua: 
‫اﻟﻠﮭﻢ ﯾﺎ ﺟﺎﻣﻊ اﻟﻨﺎس ﻟﯿﻮم ﻻ رﯾﺐ ﻓﯿﮫ اﺟﻤﻊ ﺑﯿﻦ ﻋﺒﯿﺪك ﻓﻼن و ﻓﻼن واﺻﻠﺢ ﻗﻠﺒﮭﻢ ﺣﺘﻰ ﻻ ﯾﺒﻘﻰ ﺑﯿﻨﮭﻢ‬ ‫ﺑﺤﻖ ﺣﺒﯿﺒﻚ ﻣﺤﻤﺪ ﺻﻠﻰ ﷲ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻋﻠﯿﮫ و ﺳﻠﻢ‬ ‫اﻟﻌﺪوة واﻟﺒﻐﻀﺎء‬ ّ ‫ﺻﻤﺪاﻧﯿﺘﻚ ﺣﺎﻣﻞ ھﺬا ﻣﻦ ﻛﻞ ّ ﺳﺤﺮ و اﺻﺎﺑﺔ ﻋﯿﻦ و ﻣﻦ ﺷﺮ ّ ﻛﻞ‬ 

bağlılığını açmak, sihir ve isabeti aynı ortadan kaldırmak arzu edildiğinde; pazartesi veya Perşembe gecesi sabaha karşı kalkılır. Abdest alındıktan sonra temiz ve tenha bir mahalde kıbleye karşı oturulur, ud veya anber gibi güzel kokulu bir buhur yakılır. Sonra 1001 defa Allahümme salli ala seyyidina Muhammedi’l-fatihi’l-ebvab okunduktan sonra aşağıdaki dua ile dua ve niyazda bulunulursa, biznillahi teala sihrin tesiri batıl olup kısmeti açılır. 

‫ﺣﻼل اﻟﻌﻘﻮد و ﯾﺎ ﻛﺎﺷﻒ اﻟﻈﻠﻢ ﯾﺎ ﷲ ﯾﺎ ﷲ ﯾﺎ ﷲ ﯾﺎ ﻛﺮﯾﻢ ﯾﺎ ﻛﺮﯾﻢ ﯾﺎ‬ Dua: ‫اﻟﻠﮭﻢ اﻧﻰ اﺳﺌﻠﻚ ﺑﺮﺳﻮﻟﻚ ﻣﺤﻤﺪ ﺣﺒﯿﺒﻚ و ﺧﻠﯿﻠﻚ ان ﺗﺤﻞ ﻋﻘﺪة ﻓﻼن ﺑﻨﺖ ﻓﻼن ﻋﻦ ﻗﺴﻤﺘﮭﺎ و اﻛﺸﻒ‬ ّ ‫ﻋﻨﮭﺎ ظﻠﻤﺔ اﻟﺴﺤﺮ و ﺗﺄﺛﯿﺮ اﻟﻌﯿﻦ ﯾﺎ‬ ‫ﻛﺮﯾﻢ ﯾﺎ ذاﻟﺠﻼل واﻻﻛﺮام‬ 
el ayak çekildikten sonra abdest alınıp kıbleye karşı diz üstü oturulur. 

Yirmi bir defa besmele, Zevc ve zevce veya iki arkadaş arasını bozmak, birinin işini gücünü bağlamak, rızkını engellemek için yapılan sihri iptal etmek arzu edildiğinde; Salı gecesi herkes yatıp ortalıktan aşağıdaki dua yazılıp muşambaya sarılıp üstte taşınırsa, biznillahi teala sihir tesirsiz olup ibtal 100 defa lafza-ı celal, 100 defa ya malikü’l-mülk ya za’l-celali vel-ikram okunur. Sonra 5530 defa Allahümme salli ala seyyidina Muhammed zikr edildikten sonra temiz bir kağıt üzerine olur. 

Dua: 
‫ﺻﻮن‬ ‫اﻟﻠﮭﻢ اﻧﻰ اﺳﺌﻠﻚ ان ﺗﺼﻮنﻓﻰ‬ ْ َ َ ‫ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﺣﯿﻢ ﺑﺴﻢ ﷲ اﻟﺬى ﻻ ﯾﻀﺮ ّ ﻣﺎ اﺳﻤﮫ ﺷﺊ ﻻ ﻓﻰ اﻻرض وﻻ ﻓﻰ اﻟﺴﻤﺎء وھﻮ اﻟﺴﻤﯿﻊ‬ ‫ﺷﯿﻄﺎن و ﻓﺠﺎر اﺛﯿﻢ ﺑﺤﻖ ﻣﺤﻤﺪ ﺣﺒﯿﺒﻚ و رﺳﻮﻟﻚ اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ّ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ و ﻋﻠﻰ اﻟﮫ و اﺻﺤﺎﺑﮫ و‬ ً‫ﺳﻠﻢ ﺗﺴﻠﯿﻤﺎ ً ﻛﺜﯿﺮا‬ 

şerrinden kurtulmak murad edildikde; 
Salı gecesi sabaha karşı kalkılıp abdest alınır, bu niyetle Bir müstehak zalimi zulmünden döndürmek veya olmadığı halde tedmir ve helak edip rekatta Fatihadan sonra Kul euzu’lar okunur. Namazın bitiminde seccadeyi kaldırılıp diz üstü iki rekat namaz kılınır. 

Birinci rekatta Fatihadan sonra üç defa Tebbet suresi okunur, ikinci okunur. 
Sonra Yarabbi sen adil-i mutlak, kullarına rahim ve eşfaksın. 
Zulme ve udavana razı yere oturulur. 5530 defa Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin şeklinde salatu selam olmazsın, filan kulun bigayr-ı hak kullarına zulm ediyor. 

Sen allamü’l-gayubsun, bilirsin. Ya etmez ise kahhar ism-i şerifinle kahr ve tedmir et diye dua edilirse, o zalim ya islah-ı hal eder rabbi onu ıslah hal ve kalbine adl, zulm ve gadrden feragatı ilham buyur. Eğer islah-ı hal veyahut helak olur. 

Sıtma ve hummaya tutulan birinin elini tutup yavaşça sıkarak üç defa aşağıdaki duayı okur devam edilirse, o kimse hayatı boyunca şiddetli sıkıntıya, maşiyet darlığına, semavi ve arzi ve yirmi bir defa da salat u selam okuyup üflenir ve üç gün tekrar edilirse, hasta biznillahi teala şifa ve sıhhat bulur. 

Dua: ‫اﻟﻌﻠﯿﻢ‬ Meşru bir maksad ve merama ulaşmada müşkülat ve zorlukla karşılaşılır ve o işin başarısı arzu edilirse, şu kadar salat u selam okuyacağım diye nezirde bulunulur ve okumaya başlanır. 

Allahu tealanın lütf u keremiyle o maksad ve merama nail olunur. Ulaşılıncaya kadar okunan Salat-ı necat veya salatu tüncina salat u selamın adedi nezr edilen adedden düşülür ve kalan sayı tamamlanır. 
Bütün hususlarda, darlık ve müşkülatta keskin bir kılıç misali havassı vardır. Bu salatın ُ
 ّ َ ُ ‫ﺗﺮﻓﻌﻨﺎ ﺑﮭﺎ اﻋﻠﻰ اﻟﺪرﺟﺎت و‬ 
ulv-i kadr ve menzili vardır. ْ

 ‫اﻟﻠﮭﻢ ﺻﻞ ﻋﻠﻰ ﺳﯿﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ ﺻﻼة ُﺗﻨﺠﯿﻨﺎ ﺑﮭﺎ ﻣﻦ ﺟﻤﯿﻊ‬ ‫اﻻھﻮال و اﻻﻓﺎت و ﺗﻘﻀﻰ ﻟﻨﺎ ﺑﮭﺎ ﺟﻤﯿﻊ‬ َ ْ ‫اﻟﺤﺎﺟﺎت و‬ ‫ﺗﺒﻠﻐﻨﺎ ﺑﮭﺎ اﻗﺼﺎ اﻟﻐﺎﯾﺎت ﻣﻦ ﺟﻤﯿﻊ‬ 

afat ve takdi lena biha cemie’l-hacat ve tutahhiruna biha min cemi’i’s-seyyi’at ve terfa’una ُ

 َ ْ َ ‫ﺗﻄﮭ ُّﺮﻧﺎ ﺑﮭﺎ ﻣﻦ ﺟﻤﯿﻊ اﻟﺴﯿﺌﺎت و‬ ‫اﻟﺨﯿﺮات ﻓﻰ اﻟﺨﯿﺮات ﻓﻰ اﻟﺤﯿﺎت و ﺑﻌﺪ اﻟﻤﺎﻣﺎت‬ 

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin salatun tuncina biha min cemi’i’l-ahval ve namazdan sonra yedi defa okunmaya devam edilirse, Cenab-ı hakk o sıkıntıdan kurtarır.  biha a’la’d-derecat ve tubelliguna biha aksa’l-gayat min cemi’i’l-hayrat fi’l-hayat ve ba’de’lmemat Her hangi bir dünyevi darlık ve müşkülata düşüldüğünde, hulus-ı kalble beş vakit Sabah namazından sonra yirmi bir besmele ve yirmi bir defa da salatu necat okunmaya rekat namaz kılınır. Kıbleye karşı diz üstü oturularak bin defa aşağıdaki salat u selam afetler duçar olmaz. 

Rızkı bol işi kolay istikbali açık olur. Rütbe ve mevkisinin yükselmesini arzu eden, halk arasında itibar ve nüfuz sahibi olmak isteyen kimse, her gün sabah 101 defa bu salatı okumaya devam ederse hayatında her zaman ilerler. Halk arasında muteber ve nüfuz sahibi ve sözü geçerli olur. Hiçbir zaman hakaret ve zillete duçar olmaz. karşı oturur ve yüz defa ya Allah, yüz defa ya Fettah ve yüz defa ya müferrice’l-kürub okur. 

Haksız yere mahbus olan bir kimse, hulus-ı kalble iki rekat namaz kıldıktan sonra kıbleye hapisten halas eyle diye dua ederse Cenab-ı hak hazretleri acilen ve kariben onu içinde Sonra 1001 bir defa bu salat u selamı okuyup Yarabbi Habib-i erkemin hürmetine beni bu bulunduğu halden halas buyurur. oturup 1001 bu salat u selamı okur. 

Cenab-ı hakdan vatanına dönebilmesi hususunda dua ve Gurbette ailesinden uzakta olup dönmeyi arzu eyleyen ve buna imkan ve fırsat bulamayan bir kimse; Cuma gecesinden başlayarak yedi gün sabah namazından önce, kıbleye karşı okumaya alıştırıp yani vird olarak buna devam eden kimse, düşman ve hasud şerrinden, niyazda bulunursa, biznillahi teala bir sebebe binaen dönmesi gerçekleşir. 

Fırsat buldukça, otururken veya yatarken, müsait zamanlarında dilini salatu tuncina şeytan tasallutundan, bela ve afetlerden, emraz-ı vahimeden vel-hasıl bütün istenmeyen afetlerden de muhafaza buyurur. hallerden emin, mahfuz ve korunmuş olur. 

Bir sıkıntı ve belaya veya müşkülata duçar olunduğunda, gece yarısından sonra kalkılıp iki okunursa, Cenab-ı hak o kimseyi her türlü darlık ve sıkıntıdan kurtarır. Bütün kaza ve okunmaya devam edilirse alem-i manada çok güzel rüyalar müşahade edilir. 
Salatu selam: On gece ara vermeksizin taharet-i kamile ile kıbleye karşı oturulup yüz defa salat u selam

MUAVİYE KİMDİR, NE YAPMIŞTIR?

MUAVİYE KİMDİR, NE YAPMIŞTIR? ile ilgili görsel sonucu

MUAVİYE KİMDİR, NE YAPMIŞTIR?

"Yemin ederim ki ben namaz için savaşmadım sizinle; oruç, zekat veya hacc ibadeti rahatça uygulansın diye de savaşmadım!.. 
Siz bütün bu ibadetleri yerine getiriyordunuz zaten. 
Ben, sadece sizin başınıza geçebilmek için savaştım sizinle!"

 Sinan KANDİL 
 Muaviye Hz. Muhammed’in amcazadelerindendir. Peygamberin büyük dedesi Haşim’in Ümeyye isimli bir kardeşi vardır. Ümeyye Haşim’den büyük olmasına karşın, Haşim halk içinde daha etkili bir şahsiyettir. Bu nedenle de geleneksel olarak Mekke hakimi olan ailede Haşim öne çıkar. Bunu içine sindiremeyen Ümeyye darılarak Şam’a gider. 

Yaklaşık on yıl boyunca, daha sonraları daadeta üsleri haline getirecekleri Şam’da kalır ve orada bir çevre edinir. O tarihten itibaren bu aileye Ben-i Ümeyye ya da Emeviler denmektedir. 

Dolayısıyla Haşimoğulları ile Emeviler arasındaki çekişme çok da gerileregitmez, yaklaşık olarak Hz. Muhammed’den 70 80 yıl önceleri başlamıştır. Muaviye’nin Mekke’de 602 veya 603 yılında dünyaya geldiği söylenmektedir. 

Muaviye Mekke’nin ileri gelenlerinden olan Ebu Süfyan ileHind bin Utbe’nin oğludur. Ebu Süfyan Hz. Muhammed’e karşı yürütülen ve özünde İslam’ın gelişimini engellemeye çalışan, onu boğmak isteyensavaşların planlayıcısı ve yürütücüsüydü. 

Hz. Muhammed’in peygambersel çıkışla eski aristokrasiye karşı giriştiği sınıfsal mücadele nedeniyle hep düşman pozisyonunda kalmıştır. Bu yönüyle İslam’a ve onun peygamberine karşı iktidarını kaybettiğinden dolayı çok güçlü bir kin ve nefret beslediği belirtilebilir. 

Zira İslamiyet onun elinden saygınlığını ve iktidarını almış veonun tüm engelleme çabasına karşın da gelişmeye devam etmiştir. Kendisi Mekke fethedilinceye kadar da bu mücadelesinden vaz geçmemiştir. Muaviye’nin annesi Hind de en az Ebu Süfyan kadar kinlidir. 

İslami literatürde en fazla lanetlenen isimlerden biridir Hind. Hind’in Uhud Savaşı sırasında peygamberin amcası olan Hamza’yı İslam dünyası içinde ki gelişmekte olan etkinliğinden dolayı özel olarak öldürttüğü ve sonrasında ciğerini söküp çiğ çiğ yediği anlatılmaktadır. Bununla da yetinmeyen Hind’in cesedin parmaklarını keserek bir gerdanlık yaptığı belirtilmektedir.

Muhammed’in peygamberliğe giriştiği yıllarda henüz 7 - 8 yaşlarında ola n Muaviye’nın Ebu Süfyan ve Hind’in elinin altında büyüdüğü gözetildiğinde İslam’a dair pek de iyi niyetlerle yetişmeyeceği açıktır. Tümden İslam’adüşman biri olarak yetiştirilmiştir. Zaten aile özünde hiçbir zaman Müslüman olmamıştır. Müslümanlığı Mekke’nin düşmesinden sonra hayatlarını kurtarmak için kabul etmek zorunda kalmışlardır. 

Buna rağmen Mekke düştüğünde Yemen’de olan Muaviye’nin Müslümanlığa geçmiş olan babasına kınama mektubu gönderdiği ve daha sonraları peygamberin amcası olan Abbas yoluyla yaşamını kurtarmak için Müslümanlığı kabulettiği söylenmektedir. Aralarında çok şiddetli bir sınıfsal mücadele bulunan İslam ile Emevilerin bu merkezi ailesi arasında sağlam bir ilişkinin olamayacağı açıktır. 

Zaten bu nedenle Hz. Muhammed’in Ebu Süfyan, Muaviye ve Yezid’i lanetlediği söylenir. Durumu bu olan Emeviler, her zaman Hz. Muhammed’in kabilesi olan Haşimoğulları ile bir güç mücadelesine girdiler. İlkin Hz. Ömer dönemi ile birlikte karşısında çokça mücadele ettikleri İslami devlet içinde bir iktidar odağı olarak yer almaya başladılar. İslam orduları tarafından Şam alındığında oraya ilkin, Ebu Ubeyde diye biri vali olarak atanır. 

Onun ölmesinden sonra yerine Hz. Ömer döneminde Muaviye’nin kardeşi Yezid bin Ebu Süfyan vali olarak atanır. İslam tarihinde Ebu Süfyanoğullarının ilk kez devlette görevlendirilmesi böylelikle başlar. Yezid de öldüğünde onun yerine daha geniş bir alanı da kapsamak üzere Muaviye atanır. Şam böylelikle adeta bir hanedana bırakılmış olur. Hz. Ömer’in kendisinden sonra halife olar ak Hz. Osman’ı seçtirebilmek için her şeyi önceden ayarladığını ve onu işaret ettiğini yukarıda belirtmiştik. 

Hz. Muhammed sonrası iktidar mücadelesinde Hz. Ömer - Hz. Ebubekir ikilisini Haşimilere karşı Emevilerin desteklediği gözetildiğinde, Hz. Ömer tarafından yapılan bu görevlendirmelerin bir iktidar paylaşımı olduğu görülmektedir. 
Hz. Ömer eliyle devlete yerleştirilen Emeviler, o dönemden sonra artık sürekli iktidarda yer alacaklardır. İslam’la yaşadıkları yapısal sorunları ve çelişkileri gözettiğimizde gerçekleşenin özünde İslam’la alakasının olmadığını görürüz. 

Emeviler’le birlikte İslam özünün bir tarafa bırakılıp tamamen egemen üst sınıfların hakim olduğu karşıt İslam kendini hakim kılmıştır. Böylece karşıt İslam’la kültürel İslam arasındaki çelişki tarihi de başlamıştır. Genelde Emevilere özelde de Muaviye’ye bakıldığında çok kurnaz ve ilkesiz bir karakterde oldukları görülür. 

Egemen sınıftan olma özellikleri ile tüccarolmayı çok ustaca harmanladıkları söylenebilir. Tüm egemen sınıflar ve iktidar 
olmaya çalışan kesimler kendilerini toplumun çobanı, toplumuda sürü olarak görürler. Tüm yaşamlarını buna göre geliştiren egemen sınıf mensupları, işleri idare etmede, örgütlemede gelişkin olurlar. 

İşteMuaviye’nin tarihteki performansına bakıldığında adeta dört dörtlük bir egemen sınıf temsili olduğunu görürüz. İslamiyet’in çıkışıyla ve yeni kültürel değerlerle kaybettikleri egemenliği İslam’ın içine yerleşip güç olarak yeniden elde etmişlerdir. Ne zaman harekete geçeceğini çok iyi bilen biri olarak, 
Hz. Osman’ın katillerinin bulunmamasını bahane ederek, Haşimoğullarından Hz. Ali’nin halifeliğini kabul etmez. Hz. Ali’den altından kalkamayacağı şartları yerine getirmesi halinde ancak onun halifeliğini kabul edeceğini söyleyerek işi yokuşa sürer. 

Nihayetinde aralarında 657 yılında İslam’daki çok keskin bölünmelere neden olan Sıffin Savaşı gerçekleşir. Daha da ilginci bu savaştatam da kaybetmek üzereyken Muaviye’nin kutsal kitap olan Kuran’ı bile kendi çıkarları temelinde kullanmaktan geri durmaması olur. Kuran’ın sayfalarını askerlerinin mızraklarının ucuna bağlayarak, Hz. Ali’nin Kuran’a karşı savaşmamasını sağlar. 

En sonunda da tarihe Hakem Olayı diye geçen bir hileyle mevcut halifeyi kandırarak kendisini halife ilan ettirir. Sonraki dönemlerde de kendini hoş göstermeyi, güçlendirmeyi amaçlayan ve aslı astarı olmayan pek çok hadis uyduracaktır. İslam dünyasında neden olduğu parçalanmalar, Hz. Ali’nin öldürülmesine ve kendisine halifelik yolunun açılmasına neden olacaktır. Halife olduktan sonra da ilk iş olar ak Ehl-i Beyt ailesinden peygamberin torunu ve Hz. Ali’nin oğlu olan Hasan’ı zehirletir. 

 Ehl- i Beyt ailesinin tasfiye işini daha sonra oğlu Yezid de Hüseyin’i öldürerek tamamlayacaktır. Tüm bunlarla da yetinmeyen Muaviye, yaklaşık yirmi yıl halifelik yaptıktan sonra yerine Yezid’i halife yapacaktır. Böylelikle halifelik tüm dini içeriğinden, yeterliliğinden arındırılarak babadan oğula geçen bir saltanata dönüşecektir. Gerçekleşen, klasik hanedanlık sistemidir artık. Muaviye’nin başlattığı bu saltanat sistemi Emevilerin yıkıldığı tarih olan 750 yılınakadar sürecektir. 

Bir dönem yöneticiliğini Hz. Muhammed’in yaptığı İslam devletinin şimdilerde yöneticisi peygambere karşı defalarca savaşmış, bir manevrayla Müslüman olmuş ve en sonunda da peygamberin ailesini yok etmiş Emevilerdir. Herhangi bir şeyin, o şeyi yaratanların düşmanlarınca ele geçirilerek kaynağa karşı kullanılmasının en çarpıcı örneklerinden biridir. 

Ali’nin “Bunlar da din elbisesi giyiyorlar, ama ters çevirerek giyiyorlar.”değerlendirmesi, Emeviler gerçeğinin belki de en güzel ifadesidir. Yine Muaviye’nin Kufe şehrini ele geçirdiği gün, bazı tarihçiler tarafından halka hitaben şöyle dediği söylenir: 

"Yemin ederim ki ben namaz için savaşmadım sizinle; oruç, zekat veya hacc ibadeti rahatça uygulansın diye de savaşmadım!.. Siz bütün bu ibadetleri yerine getiriyordunuz zaten. Ben, sadece sizin başınıza geçebilmek için savaştım sizinle!" İslamiyet’i merkezi uygarlığın en üst düzeyde temsili haline getiren Emeviler döneminde İslam devletinin sınırları Doğu’da Seyhun Nehri’ne, Batı’da Atlas Okyanusu’na, Kuzey’de Pirene Dağları’na ve Anadolu içlerinekadar genişler. 

İslamiyet’in manevi kültürden ziyade maddi kültürünün tümden öne çıktığı ve tümden klasik bir devlet haline geldiği dönemdir. Bu dönemde yuka rıda da belirttiğimiz gibi halifelik babadan oğula geçen birsaltanata dönüşmüştür ve bu gelenek halifeliğin Türkiye Cumhuriyeti tarafından 1924 yılında kaldırılmasına kadar devam eder. 

Bu dönemde çok belirgin bir şekilde ve İslam’ın özüne ters olarak koyu bir Arap milliyetçiliğigeliştirilir. Mevalimlere (arap olmayan Müslümanlar) karşı Araplar, Araplar içinde de Emeviler kayırılır. Emeviler içinde de Ebu Süf - yanoğullarıiktidarın gerçek sahibidir. Her egemenlikçi sistem gibi Emeviler de çok yoğun bir direnişlerkarşılaşmıştır. 

 Emevilerin baskısına, sömürüsüne karşı adalet, eşitlik, özgürlük gibi demokratik komünal değerlerin savunusunu yapan pek çok örgütlenme,ayaklanma gerçekleşecektir. Dini ve mezhebi olan ama özünde tümden toplumsal talepli olan bu çıkışlar çok önemli başarılar elde etmenin yanında Emevilerin yıkılmasını da sağlamışlardır. 

Emeviler bu toplumsal karşıdirenişlerden en adı sanı duyulmuş olan Ebu Müslüm Horasani direnişinin ardından 750 yılında yıkılacaktır. Yerine ise Hz. Muhammed’in amcası olan Abbas’ın soyundan gelen Ebu-l Abbas’ın Kufe’de kendisini halife ilan etmesiyle Abbasi İslam Devleti kurulacaktır


Burçlar sahibi göğü; burçların şekillerini ve isimlerini; burçların katlarını ve sabit yıldızları; ayın menzillerini; gök cisimlerinin uzaklıklarını dört madde ile bildirir.



İBRAHİM HAKKI HZ. - MARİFETNAME OKU
10-BÖLÜM:
İKİNCİ BÖLÜM

Burçlar sahibi göğü; burçların şekillerini ve isimlerini; burçların katlarını ve sabit yıldızları; ayın menzillerini; gök cisimlerinin uzaklıklarını dört madde ile bildirir.

Birinci Madde

Sekizinci feleği bildirir. 
Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Feleklerin ve unsurların üç tabakası birbirini kuşatıp, biri birine bir derece teğet ve çakışır olmuştur ki, feleklerde ve unsurlarda zerre kadar boşluk kalmayıp, her tarafı dopdoludur. 
Hepsinin dönüşü başka türlü olup, kuşakları kendilerine kabuk ve zarf olmuştur.
 Şimdi, en dışta olan kuşak, yukarıda anlatıldığı gibi büyük felektir. 
Onun içinde bulunan kuşak, sekizinci felektir ki, burçlar feleği ve sabit yıldızlar feleği namıyle meşhurdur. Büyük felek boşluğunda durması ve sabit olması ile anılmıştır. 

Merkezi, âlemin merkezi olup; kutbu, âlemin kutbundan bir tarafa 23,5 derece eğilimli olup, paralel iki yüzüyle kuşatılmış bir kürevî cisimdir. Yumru sathının üzerinde olan büyük feleğin dip yüzeyine teğettir. Dip yüzeyinde olan boşluğunda, zühal feleğinin yumru yüzeyine teğet olmuştur. Sayısız sabit yıldızlarla işlenmiş ve süslenmiştir. Hayallerde şekillenen on iki burçla nakışlanmış ve renklenmiştir. 

Umumi eksen olan felekler feleği (büyük felek) ile âlemin merkezi çevresinde doğudan batıya hareket eder, bütün uydularıyla yirmi dört saatte bir devresini tamamladığından başka, kendine has hareketiyle âlemin kutbundan başka olan kutbu üzere ve güneşitleyiciden gayri iki tarafa kutbu kadar eğilmiş olan kuşağı üzere, batıdan doğuya yavaş yavaş döner. Aheste hareketiyle altında dikilmiş olan sabit yıldızları toptan o tarafa alıp gider. Yetmiş güneş senesinde kendi kuşağı yörüngesinde ancak bir derece yol alır. O halde ikibinyüz senede bir, bir burcu geçer ve yirmibeşbin ikiyüz senede bir devresini tamam eder. 

Filozoflar: Bu süre tamamında, denizlerin ve karaların yer değiştirmesinden, bütün âlemin işleri, sırları en iyi bilen Allah'ın takdiri ile baştan ayağa değişir, demişlerdir. Bu feleğin dahi altında, küçük felekler varsaymaya hacet kalmayıp, ancak büyük dairelerden burçlar dairesi; bu feleğin çevresinde, iki kutbu arasında farzolunup, oniki burcun şekilleri bu kuşağının bizzat kendinde olarak belirlenmiştir. Altı büyük daire dahi, bu feleğin iki kutbu üzerinde kesişir farzolunup, sekizinci felek, bu altı daire ile kavun ve karpuz üzerindeki çizgiler şeklinde oniki kısım olup; her bir kısmına bir isim ile burç adı verilip: Meselâ, koçburcu, kova burcu vs. denilmiştir.

İkinci Madde

Belirlenmiş yıldızlar ile bulunan şekilleri ve burçlar semasının dört katını bildirir. Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Oniki burcun her birinde, mesela karpuzun her dilimi ortasında yani sekizinci feleğin oniki diliminin her birinin yarısında; belirlenmiş yıldızların toplu görünümü, bir şekle benzer olarak gözetlenip, o burçların isimleri görüntülerine göredir. 

Mesela koç burcu, sekizinci feleğin sahasında bir dilimdir ki, onun dilimlerinde gözlenen yıldızlar, birer çizgi ile birbirlerine bağlansa, ondan koç şekli görünür. Öteki burçlar da böyledir ve görünüşlerine göre isim alırlar. Bu feleğin tamamen boşluğunu dolduran sayısız yıldızlardan, eski filozofların gözlemleri gereğince; binyirmiiki ışıklı yıldızı içeren hayvan ve eşyaya benzer kırksekiz suret hayal edilmiştir. Üçyüzkırkaltı gözetlenmiş yıldızın şekillenmesiyle oniki şekil belirlenmiş ve oniki burç adıyla isimlendirilmiştir. 

Bu suretlerin yirmibiri kuşağın kuzeyinde bulunup, onlarla üçyüzaltmışaltı yıldız zat olunmuştur. Kırk sekiz suretin kalanı olan onbeş suret, kuşağın güneyinde bulunup; gözetlenmiş yıldızlardan üçyüzonaltı yıldız dahi bunların sahasında belirlenip, sayılan binyirmiiki yıldız tamamıyla tesbit edilmiştir. 

Ek: Malûm olsun ki, merhum yazarın (İbrahim Hakkı) saydığı üzere, yıldızlar iki kısma ayrılıp; bir kısmına sabit yıldızlar ve diğerine gezegen adı verilir. Bir kısmına sabit adı verilmesinin sebebi: Birbirlerine olan uzaklığın miktarı daima eşit olup; fazlalaşıp, eksilmediklerine dayanır. Onlar, bu bahiste anlatılan sabit feleklerdir. Öteki kısmına gezegen denilmesinin sebebi: Bunlar başka başka yürüyüp hareket ettikçe, birbirlerine kâh uzak kâh yakın olduklarına binaendir. Bunlar yedi gezegendir ki, her biri bir felekte bulunur. 

Bu gezegenler, bazen bir yerde toplanıp kümelenerek, ufuk dairesinin birbirine karşı derecelerinde karşı karşıya bulunurlar. Sabit yıldızların miktarı, sonraki filozofların sözüne göre; binyüzoniki adet yıldız olup, ışıklı cisimler oldukları belirlenmiştir. Birbirlerinden ayrılmak ve her birine bir isim konulmak imkânsız olmakla: Bilginler toplu görünümlerini altmışa bölüp, her birine bir şekil üzere isimler vermeyi uygun görüp ve her bir şekle, eski filozoflar arasında şöhret yapmış kimselerin isminden, bazı hayvan, bitki, cisim ve âlet isimlerinden birer isim koymuşlardır ki, aşağıya konulan felekler şeklinde görülmektedir. 

Adları geçen seksen şeklin her biri, birkaç yıldızdan bir topluluk olarak düşünülüp, onların onikisi, burçlar kuşağındadır. Bu yıldızlardan ayılan üçyüzkırkaltı yıldızı içine alır. 

Oniki burcun isimleri şunlardır: 

1- Koç, 2- Boğa, 3- İkizler, 4- Yengeç, 5- Aslan, 6- Başak, 7- Terazi, 8- Akrep, 9- Yay, 10- Oğlak, 11- Kova, 12- Balık. 

Burçlar kuşağının kuzeyinde üçyüzaltmış yıldız gözlenmiş olup, yirmi bir surete tatbik edilmiştir. 

İsimleri şunlardır: 

Küçük ayı, büyük ayı, Keykavuş, kuş... 

Güneydeki dörtyüzaltı yıldıza, yirmiyedi surete benzeyip, isimleri böyledir: Kitas, cebbar, tilki, köpek, gemi... 

Bütün bunlar sadece gözetlenebilen yıldızlardır. 
(Bugünkü bulgularla bu sayı seksensekiz olarak tesbit edilmiştir). 
Mesela kehkeşan (samanyolu) da bulunan yıldızların henüz sayıları tesbit edilememiştir. 
Öte yandan yıldızların, yere uzaklığı ve yakınlığından mı küçük veya büyük göründükleri henüz meçhuldür. Doğrusunu ancak Allah Taâlâ bilir. 

Oniki burcun altısı, güneşitleyici dairenin kuzeyinde olmakla, bunlara: Kuzey burçları derler. Altısı dahi güneşleyicinin güneyinde olduğu için, onlara: Güney burçları derler. 

Kuzey burçları: 
Koç, boğa, ikizler, yengeç, arslan ve başaktır. 
Güney burçları: 
Terazi, akrep, yay, oğlak, kova ve balıktır. 
Bu burçların dördüne: 
Değiştiren derler; dördüne: 
Sabit ve dördüne: Karıştıran derler. 
Değiştiren burçlar: 
Koç, yengeç, terazi ve oğlaktır. 
Bunlara değiştiren denmesinin sebebi: 
Güneş unlardayken bir mevsimden bir mevsime geçmiş olur. 
Ama koçta güneş bulunduğunda, zaman kıştan bahara döner. 

Güneşin yengece girmesiyle zaman, bahardan yaza döner. 
Güneş teraziye girdiğinde, zaman, yazdan sonbahara döner. 
Güneş oğlağa girdiğinde, zaman, sonbahardan kışa döner. 
Koç burcunun başlangıcına, ilkbahar noktası; 
yengeç burcunun başlangıcına, yaz dönümü; 
terazi burcunun başlangıcına, sonbahar noktası; 
oğlak burcunun başlangıcına, 
kış dönümü derler. 
Sabit burçlarsa: Boğa, aslan, akrep, kova burçlarıdır. 
Bunlara sabit denmesinin sebebi: Ne değiştirenler gibi değişme noktasında kalır, ne karıştıranlar gibi iki surette belirirler. 
Karıştıranlar: İkizler, başak, yay ve balıktır. 
Bunlara bu ismin verilmesinin sebebi: Güneş bu burçların paralelinde iken, her birinde zaman, bulunduğu durumla diğer durum arasında karışmıştır. 

İkizlerde, zaman, ilkbahardayken, yaza dönüp yazla karışır; 

Başakta zaman, yazdayken sonbaharla karışır; yazdayken, zaman, sonbahardayken kışla karışır. 
İkizlerde, zaman, kıştayken ilkbaharla karışır. 
Sonraki filozoflar, nazarında oniki burçla yedi gezegen, tıpkı dört unsur gibi değişik tabiatlar üzeredirler. 
Onlar, her üç burcu bir tabiatta bulup, burçlar tirigonometresi adını vermişlerdir 
Koç, aslan ve yay burçlarına ateş üçlüsü derler ki,her birinin tabiatı, sıcaklık ve kuruluktur. 
Boğa, başak ve oğlak, toprak üçlüsüdürler ki, her birin tabiatı; soğukluk ve kuruluktur. 
İkizler, terazi ve kova, hava üçlüsüdürler ki, her birinin tabiatı, sıcaklık ve rutubettir. 
Yengeç, akrep ve balık, su üçlüsüdürler ki, her birinin tabiatı, rutubet ve soğukluktur. 

Şimdi sırasıyla bu burçlara: 
Ateşsel burç, 
topraksal burç, 
havaî burç ve susal burç derler. 
Oniki burcu bu minval üzere sayarlar. 
Öte yandan oniki burcun bazısını erkek, bazısını dişi tabiatte bulup, bazılarını gündüze, bazılarını geceye nispet etmişlerdir ki:
 Altı burç erkek, altısı dişidir. 

Erkek Olanlar: 
Koç, ikizler, aslan, terazi, yay ve kova burçlarıdır ki, bunlar tekil burçlardır. 

Dişi Olanlar
Boğa, yengeç, başak, akrep, oğlak ve balıktır ki, bunlar ikildir. 

Şimdi, koç burcundan başlayıp, sırasıyla burçları, 
Bir erkek, Bir dişi sayarlar ve oniki burcun tamamına değin giderler. 

Ateşî ve havaî üçlerde erkek burçlar bulunup; 
Topraksal ve Susal üçlülerin tümü dişi bulunup: 

Gündüzsel erkek ve Gecesel dişi olmuştur. 

Burçlarla ilgili tablolar aşağıdadır. 
Burcun durumları İlkbahar Yaz Sonbahar Kış 
Değiştirenler Koç Yengeç Terazi Oğlak 
Sabitler 
Boğa Aslan Akrep Kova Karıştıranlar İkizler Başak Yay Balık
Üçüncü Madde
Sabit yıldızlardan olan ayın konaklarını isimleri ve şekilleriyle; burçlar feleğinde olan mekanlarıyla ve kırk enlemde doğuş ve batışlarını yerleri ve vakitleriyle bildirir. 

Ey aziz, malum olsun ki, Hak Taala Kelam-ı Kadim'inde: "Ay için de konaklar tayin etmişizdir," (36/39) buyurduğu ayın konakları yirmi sekizdir ki, bu, burçlar feleğinde sabit olan gözlenmiş yıldızlardan burçlar kuşağının yakınında bulunup; ay, kendi feleği kuşağında batıya hareketiyle koç burcunun yarısında güneş ile karşılaştıkça; her gece bir yıldız beraberine geldikçe, o yıldız bir konak itibar olunmuştur. 

Ay, süratli hareketiyle oniki burcu yirmisekiz günde kat edip ve devredip, yine yerine döndüğünden, yirmisekiz konak bulunmuştur. İlk konak şeratin, son konak ise reşa olarak isimlendirilmiştir. 

Her iki konak arası oniki derece elliiki saniye olmakla; oniki burcun her biri yirmisekiz konaktan iki konak ve üçtebir konağı yaklaşık olarak içermiştir. Bu durum, altı sene önce yazılmış olan şu manzumede anlatılmıştır. MANZUME Allah adıyle başlarız haberi Kıldı takdir şems ile kameri Hamd lillah Habibine salavat Şems ve mah eyledikçe hoş harekât Badehü Hakkı der ey ehl-i hitab Ehl-i hey'et ysözüncedir bu kitab Nazm kıldım kitab-ı muteberi Dedim ismin menâzil-i kameri Oldu ebyatı cümle yüz doksan Binyüz altmışbeş idi sâl ey cân Çarh-ı Sâmin ki oniki bölünür Her bölükte otuz sehm bulunur Oniki burcu oniki ay olur Üç bahar olur dahi yay olur Üç harif olur üç dahi kıştır Çâr fasl oniki ay olmuştur Evvel azar ikinci nisandır Ü eyyar râbi hazirandır Hâmis oldu temmuz ve sâdisi âb Oldu eylül sâbii behesab Sâmin ve tâsi oldu teşrineyn Kış dü kânun ve yek şubat ey zeyn Gelmeden gün bürûc âvâiline On gün akdem şuhur-ı rum biline Oniki burca bunlar esmâdır Bir hamel iki sevr ve cevzâdır Seretân ve esedle sünbüledir Burc-u mîzan ve akrabî biledir Kavs ile cedî ve delv ve hût eğilir Yılbaşı ol hamel sayılırÇünkü şeş burc otuz pâyı geçmiştir Bil yıl eyyâmın üçyüz altmışbeş Çarh-ı Sâmindedir bu kısm-ı rüsum Ondadır cümle sâbitan-ı nücum Devr-i şarkî seri' seyrandır Hep tulu ve gurup o devrandır Oniki burc yirmidört saat İçre bir devri hatm eder râhat Çün döner nısf-ı burc bir saat Saat onbeş derecedir âdet Çarh-ı çaremde gün musana'dır Üstünde zemin murassa'dır Ol felek devr eder güneş seyri Onda yok necm ü şemsten gayri Garbdan şarka gün gider her gün Üçyüz altmışbeşinde biri göğün Seyr eder şems günde bir derece Ayda bir burcu kat' eder böylece çün tahavvül eder her ay birine Yıl tamamında hem gelir birine Ruz-u şeb hatt-ı üstüvada sevâ Arzı kırk cüz' olan mekânda ola Ol cedîye gelse gün rahşân Zemherîr ibtidasıdır o zaman Saat-ı şeb o gece onbeş olur Gündüzün saatı dokuzu bulur Pes gece günden altı saat alır Üç gün üç gece bir karara kalır Badehü gün be gün etval olur Ta hamel evvelin bu şems bulur Nakledende gün ol hamele Gece gündüz beraberine gele Gün doğandan bitene dek o zaman Oniki saat ola bî noksan Gün bitenden doğana dek gece hem Oniki saat oa olmaya kem Hem yine gün be gün etval olur Seratan evvelin güneş ki bulur Saat-i ruz o günde onbeş olur Ol şebin saatı dokuzu bulur Pes gündüz şebden altı saat alır Üç gün üç gece ol karara kalır Badehü gün be gün şeb etval olur Ta ki mîzanın evveline gelir Gelse mîzanın ibtidasına gün Ruz ve şeb hem beraber olur o gün Çün hamel evvelile bu birdir Şark ve garb ikisine bir yerdir Pes yine gün be gün şeb etval olur Ta güneş cedînin evveline gelirYılda bir yol bu devr-i dâimdir Arz-ı mimde bu tavrı kâimdir Çarh-ı çaremde şems her nicedir Hem kamer bu felekte öylecedir Çarh-ı evveldedir kamer mirât Ol musaykal-ı kesiftir bizzat Cerm-i şemsir ziyası daimdir Şems ile nur-u mah kaimdir Cerm-i mah muzlem ve müdavverdir Ol güneşten yana münevverdir Câyî çün günle arzın arasıdır Arza doğru muhak karasıdır Ertesi gece çün hilal görünür Nurlu yandan bize hayal görünür Gün be gün ay güneşten olup ırak Arza doğru yüzü olur berrak Çarde menzilin mah eylese seyr Şems ve mah beynine karib ola yer Şems ile mah hoş mukabil olur Görünür nur-u bedr kâmil olur Çünki mir'at-ı şemsdir bu kamer Zulmet-i leyli nur mahz eyler Şemse oldukça mukarreb hem ay Azar azar görüne nursuz cây Çün bulur hem o şems-i tâbânı Bize doğru döner donuk yanı Ayda bir yol bu devr-i daimdir Bu muhak ve bu bedri kaimdir Oniki burcu gün keser bir yıl Kat' eder meh bir ayda cümleyi bil Garbdan şarka hem kaber dolaşır Günde onüç derece yol yer oluşur Şems ile çün kamer muhak bulur ertesi gece ay mukaddem olur Günde oniki cüz'ü o şems geçer Oniki burc bist heşt ölçer Pes menâzil yirmi sekiz olur Her birine nişanı yıldız olur Her nişanın bir ismi resmi var Say müretteb yeriye bil ey yar Şeratin ve betin ve pervin şâ' Debran hak'a hen'a ile zira' Nesre ve tarafa cebhe ve zîre Sarafa ava semak ve pes gafera Hem zebânen ve badehü eklil Kalb ve şol niayimi hoş bil Belde zâbin bel'-ı suud ihya Pes mukaddem muahhar oldu reşa Gökyüzünde menâzil-i kameri Bilmek istersen eyle şeb nazarıGözle hem âfıtab-ı tâbânı Çün bulur ibtida-yı mîzanı Ol gün oldukta şems ufukta ayan Nokta-i maşrık oldur eyle nişan Hem edende o gün ufukta gurub Nokta-i mağrib ol yeri bil hub İki yandan dü nokta evsatı al Kıl nişan nokta-i cenub ve şimal Kıl bu dört nokta evsatın tahmin Heşt nokta ufuktan et tayin Ufku farzet üçyüz altmış ay Pes ul ve gurubu ondan say Kırk derece arzda menâzil ede zuhur Nokta-i maşrıkın şimalinden Hem yirminci cüz'ü hilalinden Şeratin iki necm-i âlidir Bir cenubî biri şimalîdir Bir zirâ ikisi arasını say Bist ve heşt hameldir onlara cây Ol cenubî yanında râsıhtır Bir küçük yıldız ismi bâtıhtır Şeratinden muahhar olan berah Hem betîn ol ikinci menzil-i mah Nokta-i maşrıkın şimaline bak Noktadan doğa kırk derece ırak Üç küçük nemedir müselles var Burc-u sevrin önünde buldu karar Çün iki saat ol şeb ede ubur Ülker üçüncü menzil ede zuhur Nokta-i maşrıkın şimalinden Hem otuz derece kemalinden Hûşe şeklinde altı kevbdir. Sevrin yirmi dördü munsabdir Ol şeb üç saat ve rubu'da heman Doğa dördüncü menzil debran Noktadan on sekiz derece şimal Berk urur necm-i hâmisi fi'l-hal Dal şeklinde penç yıldızdır Burc-u cevzada câyı sekizdir dört Buçuk saat ol şeb etme hücum Menzil-i hâmis ede huka tulu' Nokta-i maşrıkın şimali hemin Cüz-ü sâminde şekl nokta-i şin Re's-i cebbar adı seh necm-i nihan Burc-u cevzada bistemde ayan Beş buçuk saat ol şeb etse mürur Hüna altıncı nokta ede zuhur Nokta-i maşrıkın şimaline bak Noktadan onsekiz derece ırak İki yıldız şimal ve garbı kebirSeretan cüz'-ü hâmisinde münir bekle beş saat ol şeb ile nigâh Göresin tâ zıra'-ı heftem mâh Nokta-i maşrıkın şimaline git Noktadan kırk derece tahmin et İki rûşen sitâredir be akab Garbı şuara-yı Şâmi4dir bel'akab Oldur ol şimali bir yıldız Seretandan beridir on sekiz Olsa saat yedi o şeb-i kâmil Görünür nesre heştem menzil Nokta-i şarkın şimaline gel Her yirmibeşinci cüzünü al Hurde encümden öbür paresidir Çâr necm murabba arasıdır İsmi şura-yı yemanîdir bil Hem eset evvelindedir hasıl çün sekiz saat ol şeb etse güzar Görünür tarafa tâsi ile nazar Nokta-i maşrıkın şimalinden Hem otuzuncu cüzü kemalinden İki yıldız biri eseddendir Esedin onbeşinde rûşendir heşt Ve nîm saat ol şeb etse mürur Aşır-ı mah cebhe ede zuhur Nokta-i maşrıkın şimalini al Ta yirmibeşinci cüzüne gel Bir muavvec hat üzere dört kevkeb Ol cenuhu azim ve ruşen hep Oldu kalb'ül-esed büyük yıldız Hem esedden biri yirmisekiz olsa saat dokuçbuçuk o seher Zîredir onbirinci doğa meğer Nokta-i maşrıkın şimaline var Kıl yirmibeşinci cüzde karar Koşa yıldız cenubîdir ruşen Sünbüle onbeşi ona mesken Çün doğar gün onunla bir doğa Noktadan sarfa kırk şimal iva Sarfa ol necmi ol kadarın On ikinci menazil-i kamerin Horde encüm muhit oldu nişan Sünbüle âhiridir ona mekan Oldu iva beş encüm ruşen Tuttu mizanın onbeşinde vatan Çün menazilden onüçüne heman Maşrıkından o şeb bilindi mekan Bâkisin mağrib ile bil o zaman Mağribe bak o şeb hem eyle nişan Çünkü bir saat ol şeb ede güzarMenzil-i çâr hem ufukta gider Nokta-i mağribe nazar hoş kıl Batar onda ysemak eazli bil ismidir fahz-ı sünbüle ey can Resmidir bîst-i pençem mizan tâ kim Üç saat ol şeb ede duhul Panzed hem gufre ancak ede nüzul Nokta-i mağribin şimalini al Her yirmisekiz derecede kal Bir mukavves hat üzere üç kevkeb Yeridir cüz-ü evvel akreb Hem bir ismi samek ramıh'dır Üstü ramh ve kendi çârıhdır Çâr menzil ala't-tevali ol On beşinden evvel ede nüzul pes Rübue saat olsa ol şeb hub Şânezd hem zebane ede gurub Nokta-i mağribin gurubuna var Ondan ondokuzuncu cüzüde biter İki yıldız mukabil ve berrak İkinin arası bir mızrak Hem bir ismi de pele-i mizan Burc-u akreb önüdür ona mekan Çün iki saat ola ol şeb târ Oldum eklil on yedinci batar Nokta-i mağribin cenubuna bak Noktadan otuz derece ırak Yer var bî hat üzere üç kevkeb Ruşeni oldu cebhe'tül-akreb Akreb oldu bir ismi hem ey yar Burc-u akrebde cây-ı bist çıhar Bekle saat ikibuçuk ola tâ Hejde hem kalb-i akreb onda bata Nokta-i mağribin cenubunu bul Otuzüçüncü cüzü garbını bul Bir mukavves hat üzere üç kevkeb Sâdis burc-u kavs ona matlub Kalb-i akreble bile şöyle varıb Nokta-i mağribin cenubuna bak Noktadan kırk dokuz derece ırak Koca yıldızdır ikisi berrak Buldu kavsin yirmisinde durak Bekle dört saat ol gece oturup Bîstemdir niayim ide gurup Nokta-i mağribin cenubunu bul Otuzüçüncü cüzüdür ona yol Çâr necmi sağar ve çârı kibar Tuttular cedî evailinde karar Dahi beş saat ol şeb uyuma tâ Kim yirmi birinci belde bataNokta-i mağribin cenubunu al Ta yirmisekiz dereceye gel Kıta-i Çarhdir ki sâde olur Encüm etrafına kılade olur her bir adı kıladedir ey can Evsat-ı cedî burcun etti mekan Ger yedi saat olsa şeb-i rayih Bata bist ve düm adı zâbih Nokta-i mağribin cenubunu al Ondan ensekizinci cüzde kal İki yıldız şimalidir a'zam Bir küçük necm anında adı ganem Zâbih anı eder gibi kurban Ol devl üçüne oldu mekan Heft ü nîm saat ol şeb olma melül Bîst ve sevm belidir ede nüzul Nokta-i mağribin cenubunu nice Noktadan say yirmiüç derece iki ruşen sitaredir ki karib Bir küçük yıldız aralıkta garib Ol küçük yıldız ol şimale yakın Delvin ondördüdür mekanı hemin Ger dokuz saat ol şeb etse güzar sit ü çârem suud o demde gider Nokta-i mağribin cenubuhu bul Cüz-ü sâmin ufuktadır ona yol Bir mukavves hat üzere üç yıldız Delv burcunda cây onsekiz Onbuçuk saat ol şebeyle nazar Ahbih ü bist ü pençemine seher Nokta-i mağribe garib ve cenub Çâr kevkeb üçü müselsel olup Râbii sa'd ve hem redif ana nâm Hâmisi burc-u hutu kıldı makam Şarka bak hem o akşam et tevfik İrtifaiyle her birin tahkik Kim mukaddem dahi muahhar hem Doğalar şems batmadan akdem Birbuçuk saat akşama var iken İkisi dahi doğmuş ola maan Nokta-i maşrıkın şimalinden Bist-ü pençem cüz' kelalinden Doğa fer'i mukaddem onda ayan Aslı bir necmdir cenubu heman İkisinin arası bir mızrak Hatdan panzdehem o ferğa durak Nokta-i maşrıkın şimaline git Her otuzbir derece tahmin et Onda doğmuş ola muahhar nur Ferği aslından akdem ede zuhurİki yıldız ki suudu bir mızrak Ferği hut âhirinde hoş burak Şarka bak bul o şeb mahall-i ışa Doğmuş yirmisekizinci raşa Kalmış iken guruba bir saat Şarktan doğmuş ola ol rahat Nokta-i maşrıkın şimalinden Hem otuzuncu cüz kemalinden İki yıldız ki şarkı ve garbı Saf-ı encümledir sefine gibi Şekl-i ehlilcidir ol güya Hem hamel onbeşindedir hâlâ Nıfs-ı burc-u hamelde olsa muhak Meh güneşten bu resme ola ırak Menzil-i ûla olur şeratin Hem bu tertib ile raşaye değin Çün yirmisekiz gün içre kamer Bu menazilden ede cümle güzar Ol yirmisekiz günüyle gece Hem geçer şems ügünde bir derce Çün yirmidokuzbuçuk gün olur Şems ile hem kamer muhakı bulur Ol sebebden bir ay yirmidokuz Gün hesap olunur öbür ay otuz Badehü her ne şeb kılınsa murad Bu menazil tamam olur tâdad Olduğun gece şemse bir derece Kim ne burcun kaçındadı o gece Kıl hesab ibtida-yı mizandan Bil ne miktarı geçti şems ondan Geçe bir burcu iki saat o dem Hep menazil doğup batar akdem Pes her onbeş gecede bir saat İleri sâbitan eder sürat kim güneş her gün iki kursu kadar Seyr edip şarka geç guruba gider Her ne geçse buna kıyas olunur Bu hesab üzere cümlesi bulunur Çün geçer şems evvel ol hamele Emr ber aks olur kolaylı gele Maşrıktan ayan olan kevkeb Mağribiyle bilinmek olur hep Mağribinden beyan olan el'ân Maşrıkından bilinmeli o zaman Nereden doğa karşısında batar Kande batsa mukabilinde doğar Çün menazil bilindi bi't-tayin Oniki burcu bundan et tahmin Ta ki seyyar ve sâbit ola ayan Kim ne kevkeb ne burcu kıldı mekanHoş bilindi kevakib ey Hakkı Seyr et eflâkı fikr kıl Hak'kı. (Haberi, Allah adıyla başlarız. Güneş ile ayı takdir kıldı. Hamd Allah için, salavat Habibine: Güneş ve ay hoş hareketler eyledikçe. Sonra hakkı, ey sözümü dinleyenler, der, bu kitab, astronomlar sözüncedir. Muteber kitabı nazm kıldım. Ay menzillerinin ismini dedim. Bütün beyitleri yüz doksan oldu. Ey can, sene binüçyüz altmışbeş idi. Sekizinci felek ki, oniki bölünüyor. Her bölükte otuz pay bulunuyor. Oniki burcu, oniki ay olur. Üç bahar olur, dahi yay olur. Üçü güz olur, üçü dahi kıştır. Dört mevsim, oniki ay olmuştur. Birinci mart, ikinci nisandır. Üçüncü mayıs, dördüncü hazirandır. Beşinci temmuz, altıncı ağustostur. Eylül yedinci, sekizinci ve dokuzuncu, teşrin-i evvel, teşrin-i sani oldu. Kış iki kanun ve bir de şubat oldu. Burçlar ortasına gün gelmeden, on gün önce rumî aylar biline. Oniki burca isimler bunlardır: Koç, boğa, ikizler, yengeç, aslan, başak, terazi, akrep, yay, oğlak, kova, balık. Koç, yılbaşı sayılır. Çünkü altı burç, otuz payı geçmiştir. Yılın günlerini üçyüz altmışbeş bil. Sekizinci felektedir resimler parçası. Bütün sabit yıldızlar ondadır. Doğuya dönüşü hızlıdır. Hep doğuş ve batış o dönüştür. Oniki burç, yirmidört saat içre bir dönüşü rahat tamamlar. Burcun yarısı yarım saat döner. Saat onbeş derecedir. Dördüncü felekte gün süslenmiştir. Yer üstünde kıymetli taşlardır. O felek, güneş seyrini devreder. Onda yıldız ve güneşten gayri yoktur. Batıdan doğuya gün gider her gün. Göğün, üçyüz altmışbeş derecesinden bir derece güneş günde seyr eder. Böylece ay da bir burcu kat eder. Her ay birine geçer. Yıl tamamında yerine gelir. Eşitlik çizgisinde, gece ile gündüz eşittir. Enlemi kırk olan yerde ola bu. Oğlağa gelse, gün aydındır. O zaman en soğuk günler başlangıcıdır. Gecenin saati o zaman onbeş olur. Gündüzün saati, dokuzu bulur. O zaman gece, günden altı saat alır. Üç gün üç gece bir karara kalır. Sonra gün, yavaş yavaş uzar. Ta koç evvelini bu güneş bulur. Gün koça nakledende, gece gündüz eşitliğine gele. O zaman gün doğandan bitene dek, noksansız oniki saat ola. Gün bitenden doğana dek gece de, oniki saat ola, eksik olmaya. Hem yeni gün gün uzar. Yengeç evvelini güneş ki bulur. Günün saati o günde onbeş olur. Gecenin saati dokuzu bulur. O zaman gündüz, geceden altı saat alır. Üç gün üç gece o kararda kalır. Sonra gün gün gece uzar. Ta ki terazinin evveline gelir. Terazinin başlangıcına gün gelse, gece ve gündüz de beraber olur o gün. Çünkü koç evveliyle bu, birdir. Doğu ve atı, ikisine bir yerdir. O halde yine gün gün gece uzar. Ta güneş oğlağın evveline gelir. Bu yılda bir yol daimi dönüştür. Mim enleminde bu halde durmaktadır. Dördüncü felekte güneş her nicedir? Ay da bu felekte öylecedir. Birinci felekte ay, aynadır. o bizzat parlak ve yoğundur. Güneşin ziyasi süreklidir. Güneş ile ayın nuru kaimdir. Ay, karanlık ve yuvarlaktır. O güneşten yana münevverdir. Yeri çünkü yerle güneşin arasıdır. Yere doğru çakışma, karasıdır. Ertesi gece, hilal görünür. Nurlu yandan bize hayal görünür. Gün gün ay, güneşten ırak olup, yere doğur yüzü berrak olur. Dördüncü menzilini ay seyr eylese, güneş ve ay arasına yakın la yer. Güneş ile ay hoş mukabil olur. Ondördü görünür, olgun olur. Çünkü güneşin aynasıdır bu ay. Gece karanlığını salt nur eder. Ay da güneşe yakın oldukça, azar azar görünür nursuz yer. Parlak güneşi bulduğunda, bize doğru donuk yanı döner. Bu, ayda bir yol sürekli devirdir. Bu çakışma ve bu bedridir. Gün oniki burcu bir yıl keser, ay bir ayda hepsini kateder.Batıdan doğuya ay da dolaşır. Günde oniki derece yer oluşur. Güneş ile ay çakışmayı bulur, ertesi gece ay önce olur. Günde oniki cüzü o güneş geçer. Oniki burç, yirmisekiz ölçer. O halde menziller yirmisekiz olur. Her birine nişanı, yıldız olur. Her nişanın bir ismi ve resmi var. Ey dost, tertiplenmiş say, yeriyle bil. (Burada tali yıldızların adları sayılıyor.) Gökyüzünde ayın menzillerini bilmek istersen, geceye bak. Gözle hem parlak güneşi. Terazinin başlangıcını bulduğunda, güneş ufukta göründüğü gün, doğu noktası odur, nişan eyle. Hem o gün ufukta batanda, batı noktası o yeri bil. İki yandan iki nokta ortasını al, güney ve kuzey noktalarını nişan kıl. Bu dört nokta ortasını tahmin kıl, ufuktan ekiz nokta belirle. Ufku üçyüz altmış ayak farzet. O halde doğu ve batıyı ondan say. Kırkıncı enlemde menziller, o ufuktan bu resme doğru doğa bata. Yarım saat evvel gece geçe, menzillerin başlangıcı ortaya çıka. Doğu noktasının kuzeyinden, hem yirminci cüzü hilalinden, iki parlak yıldız yüksektir; biri güneyde, biri kuzeydedir. İkisi arasını bir zira ay, yirmi sekiz; koştur, onlara yer. O güneydeki sabittir. Bir küçük yıldız, ismi batındır. İki parlak yıldızdan geri ola biraz. Batın da ayın ikinci menzili. Doğu noktasının kuzeyine bak. Noktadan kırk derece ırak doğa. Üç küçük yıldız, üçgen var. Boğa burcunun önünde karar kıldı. Çünkü o gece iki saat geçe, üçüncü menzilde ülker ortaya çıkar. Doğu noktasının kuzeyinden, otuz derece bitiminden huşe şeklinde altı yıldızdır. Boğanın yirmidördü bellidir. O gece üç saat ve çeyrekte heman, dördüncü menzile zebran doğa. Noktadan on sekiz derece kuzey, o durumda beşinci yıldızı doğar. Dal şeklinde beş yıldızdır, ikizlerde yere sekizdir. O gece dört buçuk saat, hücum etme, beşinci menzil huka doğa. Doğu noktanın kuzeyi, sekizinci cüzde, şının noktası şeklidir. Başı cebbar, adı üç gizli yıldız. İkizler burcunda gözle; o gece beş buçuk saat geçse, hüna altıncı nokta zuhur ede. Doğu noktasının kuzeyine bak; noktadan onsekiz derece ırak, kuzey ve batısı büyük iki yıldız, yengecin beşinci cüzünde parlak. Beş saat bekle o gece ile uyanık, yedi arşında ayı göresin. Doğu noktasının kuzeyine git, noktadan kırk derece tahmin et, iki parlak yıldızdır hemen sonra. Batısı, Şam şairlerinin sanıdır. Odur, o kuzeyli bir yıldız. Yengeçten beridir onsekiz, olsa saat yedi o gece tam görünür sekiz seçkin konak. Doğu noktasının kuzeyine gel, her yirmibeşinci cüzünü al, küçük yıldızlardan bulut parçasıdır. Dört yıldız karenin arasıdır. İsmi Yemen şairleridir, bil. Hem aslan evvelindedir hasıl çünkü, sekiz saat o gece geçse, görünür tarafa dokuz kere bak. Doğu noktasının kuzeyinde, hem otuzuncu cüzü bitiminden iki yıldız; biri aslandandır, aslanın onbeşinde parlaktır; sekiz ve yarım saat o gece geçse, ayın onuncu yüzü ortaya çıkar. Doğu noktasının kuzeyini al, ta yirminci cüzüne gel. İniş-çıkışlı bir çizgi üzere dört yıldız, güneyi büyük ve ışıklı hep oldu aslanın yıldızı büyük yıldız. Hem aslandan beri yirmisekiz olsa saat dokuz buçuk o seher, ziredir onbirinci doğa meğer, doğu noktasının kuzeyine var, kıl yirmibeşinci cüzde karar. Koşa yıldız, güneylidir parlak, başak onbeşi ona mesken. Çünkü doğar onunla gün bile. Noktadan şarka kuzeye farkı iva, sarfa o yıldızı, o kadarını ayın onikinci menzili küçük yıldız kuşattı, nişan başak sonudur ona mekan. Oldu iva beş yıldız parlak. Terazinin onbeşinde mekan tuttu. Menzilden onüçüne hemen doğuşundan o gece bulundu mekan. Kalanını batı ile bil o zaman. Batıya bak o gece, hem de nişan eyle. Çünkü o gece geçe, dört menzil de ufukta gider.Batı noktasına iyi bak. Betar onda semak silahsız bil. İsmi başak fahzı ey can. Resmi yirmibeş terazidir ta ki, üç saat o gece gire. Hem gufre onbeşte ancak iner. Batı noktasının kuzeyini al, her yirmisekiz derecede kal. Bir kavisli çizgi üzere üç yıldız, akrepin birinci cüzü yeridir. Bir ismi semek ve bir ismi ramıhdır. Üçtü mızrak ve kendi yaralayıcıdır. Dört menzil, burçlar sırası üzere, onbeşinden evvel ine. İşte zeyrek saat o gece, güneş parlayarak batar. Batı noktasının güneyine var, ondan ondokuzuncu cüzde batar. İki yıldız karşılıklı ve berrak, ikinin arası bir mızrak, bir cüzde batar. İki yıldız karşılıklı ve berrak, ikinin arası bir mızrak, bir ismi de terazi pelesi, akrep burcu önüdür ona mekan. O gece iki saat karanlık olur. Tac oldum, onyedinci batar. Batı noktasının güneyine bak, noktadan otuz derece ırak yer var. Aynı çizgide olmayan üç yıldız, ışıklısı akrebin cephesi oldu. Ey dost, bir ismi de akrep oldu. Akrep burcunda yirmidört yer, bekle saat ikibuçuk ola ta onsekiz, hem akrebin kalbi onda bata. Batı noktasının güneyini bul. Otuzüçüncü cüzünün batısını bul. Kavisli bir çizgi üzere üç yıldız. Altıncı yay burcu ona tâlibtir. Akrebin kalbiyle birlik şöyle varıp, batı noktasının güneyine bak, noktadan kırkdokuz derece ırak koca yıldızdır, ikisi berrak, buldu ayın yirmisinde durak. O gece oturup dört saat bekle. Yirmidir ay durağı bata. Batı notasının güneyini bul, otuzüçüncü cüzüdür ona yol. Dört yıldızı küçük, dördü büyüktür. Oğlak evvelinde karar tuttular. O gece beş saat daha uyuma, ta ki yirmibirinci belde bite. Batı noktasının güneyini al, ta yirmisekiz dereceye gel, felek kuşağıdır ki sâde olur, yıldız etrafına gerdanlık olur. Ey can, herbir adı gerdanlıktır, oğlak burcunun ortasını etti mekan, Şayet gece yedi saat gidici olsa, bata yirmi iki, adı zebayih. Batı noktasının güneyini al. Ondan onsekizinci cüzde kal. Kuzeyde iki yıldız büyüktür. Bir küçük yıldız, adı koyun. Zebayih onu kurban eder gibidir... Kova burcu üçüne mekan oldu. O gece yedibuçuk saattir, üzülme. Yirmiüç inince yutucudur. Batı noktasının güneyini nice noktadan say yirmiüç derece. İki aydınlık yıldızdır ki yakın, bir küçük yıldız aralıkta garip. O küçük yıldız kuzeye yakın, yeri kovanın ondördüdür. Eğer o gece dokuz saat geçse, yirmidördüncü yükseliş o demde gider. Batı noktasının güneyini bul. Sekizinci cüz, ufukta ona yoldur. Kavisli bir çizgi üzre üç yıldız, kova burcunda yer onsekiz. Onbuçuk saat o geceyle bak, ehbib yirmibeşine seher batı noktasına yakın ve güney dört yıldız, üçü üçgen olup, dördüncü saad ve de redif ona isim. Beşincisi balık burcunu kıldı mekan. Doğuya bak hem o akşam tevfik et yükselişiyle her birin incele ki, önceki dahi gecikmiş hem doğalar güneş batmadan önce. Akşama birbuçuk saat varken, ikisi birlikde doğmuş ola. Doğu noktasının kuzeyinden, yirmibeşinci cüzün bitiminden doğa önce bir kolu açıkça. Aslı bir yıldızdır, güneyi hemen ikisinin arası bir mızrak, balıktan panzede hem o şubeye durak. Doğu noktasının kuzeyine git, hem otuzbir derece tahmin et, onda gecikmiş nur doğmuş ola. Kolu aslından önce ortaya çıka. İki yıldız ki uzaklığı bir mızrak. Kolu balık sonunda hoş burak. Doğuya bak, yatsı yerini bul, doğmuş yirmisekizinci serpinti, guruba bir saat kalmış iken. Doğudan doğmuş ola o rahat. Doğu noktasının kuzeyinden, hem otuzuncu cüz bitiminden iki yıldız ki, doğu ve batısı gemiler gibi dizili yıldızlarladır. Şekilleri sanki yumurta biçimindedir. Hâlâ hem koç onbeşindedir. Koç burcunun yarısında çakışsa ay, güneşten bu resme ırak ola. İlk menzil şeratin olur. Bu tertip ile raşaya deği, yirmisekiz ygün içre ay bu menzillerden hep geçe. Oyirmisekiz günüyle geçer güneş de geçer günde bir derece. Çün yirmidokuzbuçuk gün olur, güneş ile ay çakışır. O sebebden bir ay yirmidokuz gün hesap olunur, öbür ay otuz. Sonra her ne gece istense, bu menzilin sayılışı tamam olur. Güneşe bir derece olduğun gece ki, ne burcun kaçındadır o gece, hesap kıl terazinin başlangıcından. Güneş ondan ne miktarı geçti bil. Bir burcu iki saat geçe o dem hep menziller önce doğup batar. Şu halde her onbeş gecede bir saat ileri, sabit yıldızlar hızlanır ki, güneş her gün iki kursu kadar seyredip doğuya, batıya geç gider. Her ne geçse buna kıyas olunur, bu hesap üzere hepsi bulunur. Ne zaman güneş koçun evveline geçer. İş ters olur, kolaylı gelir. Doğudan çıkan yıldız, batısıyla bilinmek olur hep, olur, kolaylı gelir. Doğudan çıkan yıldız, batısıyla bilinmek olur hep, batısından açıklanan el'an doğusundan bilinmeli o zaman. Nereden doğa, karşısında batar. Kande batsa karşısında doğar. Menziller belirlemeyle bilindi. Oniki burcu, bundan tahmin et. Ta ki gezegen ve sâbit ola ayân. ne yıldız, ne burcu mekan kıldı? Yıldızlar hoş bilindi ey Hakkı, felekleri seyret, Hak'kı fikir kıl.)

Dördüncü Madde

Burçlar feleğinin ve onda olan sabit yıldızların uzaklık ve cisimlerini bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, rasatçılar, geometriciler ve matematikçiler; yıldızların ve feleklerin cisim ve uzaklıklarını kesin kanunlar ile hesaplarında görüş birliğine varmışlardır. Büyük feleğin yüzeyinin uzunluğunun mesafesini ki, burçlar feleğinin yüzey yumruluğunun uzaklığıdır, âlemin merkezinden takriben otuzüçbin kere bin ve beşyüzyirmibeşbin sekizyüz seksenbir fersah bulmuşlardır. Her bir fersahı üç mil ve her bir milli üçbin zera ve her bir zeraı, otuziki parmak genişliği kadar farz ve takdir kılmışlardır. Her bir parmağı, altı arpa eni kadar ve her bir arpayı, atın altı kılı miktarı itibar edip; cisimler âleminin uzaklığının hesabını bilmişlerdir. Burçlar feleğinin dip yüzeyinin bu merkezden uzaklığını takriben otuzüç kere bin ve beşyüzonbin dörtyüzelli fersah ve burçlar feleğinin kalınlığını takriben onbeşbin dörtyüzotuzbir fersah bulmuşlardır. Sabit yıldızları altı ayrı kısım bulup; birinci değer, ikinci değer, üçüncü değer, dördüncü değer, beşinci değer ve altıncı değer diye isimlendirmişlerdir. Birinci değerin tabakalarını, burçlar feleğinin kalınlığına mutabık ve eşit onbeşbin dörtyüz otuzbir fersah bulup; yıldızların cisimlerinin miktarını yerküreye oranla açıklamışlardır. Birinci değerin cisimlerini takriben altıbuçuk yer cismi kadar ölçüp ve farzedip; ikinci değerin cisimlerini beşbuçuk yer cismi miktarı; üçüncü değerin cisimlerini dörtbuçuk yer cismi miktarı; dördüncü değerin cisimlerini üçbuçuk yerküre gibi ve beşinci değerin cisimlerini üç buçuk yerküre kadar; altıncı değerin cisimlerini birbuçuk yeryuvarlağı miktarı bulmuşlardır. Bunları geometrik delillerle ispat edip, hesabını almışlardır. Bütün sabit ve gezegenleri, kendi yerlerinde belirli bir hareket ile merkezleri çevresinde hareket eder ve döner görüp: "Feleklerde duran hiçbir şey yoktur," mazmununca işin sırrına ermişlerdir. Yaratıcı, hakîm ve kudretli olan Allah münezzehtir. Büyüklüğünün celaletine ve kudretinin illetine aklın idraki erişemez

En Doğrusunu ALLAH C.C Bilir

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...