16 Mart 2013

"KENDİNE İYİ BAK."


“Kendine iyi bak” bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde... 

"Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“ 

“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni düşünme. Çünkü ben de seni düşünmeyeceğim artık. Arama sakın beni, yazma, çünkü ben yazmayacağım. Sil beni yüreğinden, çünkü ben sileceğim. Fakat, yaşanılan, paylaşılan güzel şeyler hatırına sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.” 

Kendine iyi bak. Aramızda geçen herşeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. Aslında bilmem çok önemli değil, iyi olduğunu varsayacağım ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle başbaşa, yapayalnız bırakıyorum ben. Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum."" "

Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine İyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar… 

Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler. 

Kendine iyi bak derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluğa mahkum edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. Seni senden alıp giderler. 

Daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet. Suçlatmaz kendini. Savaşmadıkları için kızarsın ama suçlayamazsın. Savaşmışlarsa, yenildikleri için kızarsın ama suçlayamazsın. Yenildiğin için kızarsın ama suçlayamazsın… Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni, "kendine iyi bak" derler ve giderler. Elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler. Bir tek anıları bırakırlar geride, bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye 
unutulmayan nağmeler. 

Arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. Herşey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri için, "kendine iyi bak" derler. "Kırıldım ve affedemiyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. "Seni istemiyorum artık, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler. 

Kendine iyi bak bir noktadır çoğu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansın isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı, sen hayatımdaki neşesin. Sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım, sen gönül yoldaşım, sen bir tanesin. "Kendine iyi bak" deme bana. Nokta koyma. 

Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler, keşke affedebilsen beni, keşke ben de affedebilsem… Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Keşke bugünkü aklımızla yaşasak herşeyi baştan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı? Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? Savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden..., gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?………. 

Peki o zaman. Senin istediğn gibi olsn. Öyleyse...Sen de 


"KENDİNE İYİ BAK." 

Kendine Iyi Bak derler, kurşunu kafana sıkıp giderler. 

HÜZÜN NEDİR DOSTLAR BİLİRMİSİNİZ


HÜZÜN NEDİR DOSTLAR BİLİRMİSİNİZ
Hüzün nedir dostlar bilir misiniz? Hüzün, yuvasından,düşen bir kuştur 
Hüzün,bir neşeye ulaşmak için Devamlı çıkılan bitmez yokuştur. 

Hüzün,ayrılıktır,kavuşmamaktır Hüzün,gurbet elde siyah gecedir 
Hüzün,yaslı gönül,konuşmayan dil Suskun dudaklarda,iki hecedir. 

Hüzün,karlı dağdan kopup gelen çığ Hüzün,bakmasını bilmeyen gözdür 
Hüzün,laf söyleyen yobaz hödüğün Dilinden dökülen manasız sözdür. 

Hüzün,yağmalanmış arı kovanı Hüzün,bal yapmayan tembel arıdır 
Hüzün,renk renk açan bir gökkuşağı Mavi,yeşil,erguvan ve sarıdır. 

Hüzün,tek kumrudur ağaç dalında Hüzün,bir buhardır,sistir,dumandır 
Hüzün toplulukta, kalabalıkta Yalnızlık duyduğun bir kısa andır. 

Hüzün, göz yaşıdır gül yanaklarda Hüzün, çisil çisil yağan yağmurdur 
Hüzün,yoktan yere dosta atılan Çıksa izi kalan,balçık,çamurdur. 

Hüzün,sonbaharda yaprak dökümü Hüzün,yollarımı kapayan kıştır 
Hüzün,bir ceylanın zalim avcıya Yolladığı acı,masum bakıştır. 

Hüzün,beş yaşında su satan çocuk Hüzün, parasızlık ve yoksulluktur 
Hüzün,din imanı bir yana atıp Menfaat peşinde kula kulluktur. 

Hüzün,gece gündüz kapıyı çalan Hüzün,istenmeden gelen misafir 
Hüzün,bulduğunu kabul etmeyen Gönüllerde pastır,ellerde kirdir. 

Adresim Hüzün bugün günlerden hüzün yer hüzün ülkesi intiharda bileniyor duygular hüzünlü bir karanlığa 
dolaşıyorum gelişigüzel ayağımın altında dallar eziliyor 
hüzün kırılıyor yalnızca 
hüzün alıp hüzün satıyorum kazancım hüzün kaybım da gül uzatıyor küçük bir kız “al bunlar en güzelleri adları hüzün çiçeği hüzün kokarlar aynen hüzünlü gönlün gibi...” ağaç olsam hüzün dökülüyor yapraklarımdan yağmura koşsam hüzün boşanıyor üstüme bıraksam kendimi kaçsam oradan yok olası hüzün koşuyor ardımdan! ben: hüzün ikametgah: hüzün sokağı adresim bu işte! beni ararsan eğer hüzn'ü sorman yeter bir köpek uluyor sokakta hüzünlü bir ölümdür buralar! 

Hüzün Var Nedense Dinlediğim şarkılarda Hep bir hüzün var nedense 
Geçip giden gençliğimin Ve yıllarımın ardında Hep bir hüzün var nedense 
Dökülen yapraklar hüzün Kuruyan topraklar hüzün Çatlayan dudaklar hüzün 
Hep bir hüzün var nedense 
Bir gün bakakalır insan Gidenlerin arkasından 
Bir haber bekler günlerce Ama bekleyiş nafile Bir hüzün gelir sadece Peşi sıra yalnızlıklar Ve hüzün gelir sadece 
Dökülen yapraklar hüzün Kuruyan topraklar hüzün Çatlayan dudaklar hüzün Hep bir hüzün var nedense Yedi hüzün Doğdum, hüzün Çocukluğum, hüzün Gençliğim, hüzün Hayatım, hüzün Geçti ömrüm hicranla Geride kocaman bir hiç Ölmek bile zor sana Garip zavallı Yedi hüzün Hüzün Hüzün karanlıktır derler Ona tutsak olmamalı Kırar o yaşama sevincini Hüzün, sevgiyi, umudu kırar Hüzün bir çiçektir oysa Beyaz renkte, yeni açmış Tüm diğer çiçekler gibi Kucak açmış yeni güne Hüzün bir çiçektir oysa Sarı renkte, soluk tenli Toprağa döneceğini bilir gibi Eğili boynu kızgın güneşe 

Hüzün bir çiçektir oysa Ala renkte, kuşkulu için için Hep bir şeyler arar gibi 
Bakmakta kıpırtısız gözlere 
Hüzün kimbilir belki de Bir yapraktır bir çiçeğin dalında 
Düşünceleri özümleyen Karakıştan, geceden sonra 
Hüzün karanlıktır derler 
Bak işte ben onun aydınlığındayım Koyverdim kendimi ılıklığına 
Yaprak yaprak her yanım 
Ne olur gel ruhuma hüzün Her seher, her bahar gel Hüzün seninle öğrendim hayatı Hüzün hayat seninle güzel Hüzün Limanlarında sevdalar savruluyor hüzün limanlarında yapraklar kavruluyor hüzün limanlarında içimde ay üşümesi ayazlanır ışıması kolay değil taşıması hüzün limanlarında ozan efe katılır bulut öte atılır bugün düne tutulur hüzün limanlarında Yarımdır besteler güfteler hüzün Yağarken kalbime özlem hicranla 
Yarımdır besteler güfteler hüzün Sensizliğe sürgün gönül hüsranla 
Yarımdır besteler güfteler hüzün. 
Her an hayalimde aklımda yüzün 
Dökülür kirpiğe gözlerden hüzün Gönülde açarken son gülü güzün 
Yarımdır besteler güfteler hüzün 
Yalnızlığa mahkum yüreğim yanar 
Güz ayazı yemiş ellerim kanar Gönül hiç unutmaz ismini anar 
Yarımdır besteler güfteler hüzün 
Hicran ılgıt ılgıt kalbe akarken 
Suskuyla gülümser gözler bakarken Hasreti sinede gizli saklarken 
Yarımdır besteler güfteler hüzün 
Şarkılar hüzzamda bilsen nicedir 
Nihavent aşklarda gündüz gecedir Bütün güftelerim sana hecedir 
Yarımdır besteler güfteler hüzün Bülbül sukutunda gülde hatalar 
Ruhumun yoldaşı kırık notalar Vurgun yemiş gamlı bütün kıtalar 
Yarımdır besteler güfteler hüzün 
Adın Hüzün... Senin adın Hüzün 
Biliyorum, ben koydum adını Senin adın Hüzün Bir şafak vakti düştü gözlerine 
Senin adın Hüzün Göremedim başka bir şey.. 
Vazgeçilmezim. Aylin Akyurek 

BİLMELİSİN Kİ...BİLMELİSİN Kİ

BİLMELİSİN Kİ...BİLMELİSİN Kİ
Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.

Bilmelisin ki …

Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,

anlam yükü o kadar azalır.Bilmelisin ki …
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında

çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

Bilmelisin ki …
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.

Gerçek aşkların da!

Bilmelisin ki …
Tecübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi 
yok,

ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Bilmelisin ki …
Aile hep insanın yanında olmuyor.

Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,sevgi ve güven

öğrenebiliyorsunuz.

Aile her zaman biyolojik değil

Bilmelisin ki …
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da

ara sıra üzebilir. 

Onları affetmek gerekir.

Bilmelisin ki …
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.

Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Bilmelisin ki …
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın 

dünya sizin 
için dönmesini durdurmuyor.

Bilmelisin ki …
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.

Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz

Bilmelisin ki …
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini

sevmedikleri anlamına gelmez. 

Etmemeleri de sevdikleri 
anlamına gelmez.

Bilmelisin ki …
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.

Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Bilmelisin ki …
sevgiyi çabuk kaybediyorsun, 

pişmanlığın uzun yıllar

sürüyor.

Can Yücel

ELVEDA ........HOŞÇAKAL


ELVEDA ........HOŞÇAKAL


Sessiz bir gidiş sardı yüreğimi, kararsızlığım diz boyu ufkum felaketlerle boğuşuyor bu sefer. 
Karanlığa yelken açmış bedenimle gerisi olmayan bir yolda yürüyorum, geri gelmemek adına. Gidişimden korkmayasın olur mu sadece zarar vermemek uğruna, gidiyorum terk ediyorum. Terk etmek dedim de, seni değil yanlış anlama sakın içimdeki duygular işte söz geçiremiyorum kendime! Bensiz nasıl var olduysan buralarda yok olduğumda da güzel günler geçireceğini biliyorum…Göremediğinde beni sakın yaş akmasın gözlerinden, bil ki yüreğimdesin bil ki hep 
kalbimdesin, bil ki hep benimlesin…

Şimdi gidiyorum!Aklım sende ama, neden mi? Ufacık bir veda edemeden gidiyorum ya o yüzdendir belki de…Zaten hep aklımdaydın! Dudaklarmda ismin, içimde aşkın oldukça nasıl aklıma tutmayayım seni, işlemişim seni yüreğime kilit vurmuşsun, beni hayran etmişsin kendine hep ki aklımdaydın sen…Ama şimdi gidiyorum!
Gözlerimdeki yaşlar ile her ne kadar ağlasam da geri dönmemek uğruna bu gidişim…

Gidişim dedim ya hani, şunu da söylemeden geçmiyeceğim. 

Hani bazen insan daralır içine sı-kıntı dalar aniden, işte o zaman elini kalbine, o ter temiz yüreğine koy olur mu ben hissederim o zaman yüreğimle avutmaya çalışırım içindeki sıkıntını, 
hep du larıda olursun zaten ki hepiçimdeydin benim…Sonunda içimdeki aşk’a yenik düştüm, affet beni! Ne olursun affet…

Gücüm kalmadı inan artık, duygularım gittikçe felaketleşmekte en iyisi mi gitmek işte, keşke bir daha görseydim gülümsemeni, ama vedalara dayanamam sen bilirsin zaten beni. O yüzden dedim ya güzelim en iyisi en hayırlısı budur bence!Ve, ve şimdi gidiyorum işte ben!Hakkım sonsuzdur sana, sende helal et hakkını bana …

Elveda Canım, hoşçakal …

UMUTLARIMIN ÖYKÜSÜYDÜ YAŞANANLAR




Sahildeyim, bilirsin her zamanki yerimde. Sen varsın güneşin denize vuran şavkında. Güneşin şavkında sen varsın. Senin gözlerin var, hani o sürekli yaşlı gözlerin, hani mutluluğa hasret gözlerin. Her yakamozda işte diyorum işte, bir sevda daha bitti. Sevdalar oysa bu kadar çabuk bitmez biliyordum, Kerem ile Aslı aşkı hala anlatılmaz mı? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum. Gerçi öyle sevda hala yaşanıyor mu oda bir muamma tabiki.
Bir martı denize durmaksızın dalıp çıkıyor öteler de. Ağzında benim gibi sevdalıların yürekleri var. “Her yakamoz bir ayrılığın gözyaşıdır” derdi nenem. Belki de doğru derdi. Ama nenem ne kadar sevmişti dedemi bilmem. Kar tutmuş yolların açılmasıymış meğer dedeme kavuşabilmek. Meğer dedeme hasret yaşarmış nenem. İşte aynı hasrete denkti sana olan sevdam. Benim sana hasretliğimide yollar zorlaştırıyordu. Ha birde senin korkuların. O uçsuz bucaksız, sonu gelmez korkuların. Belki sende haklıydın. Sütten ağzın yanmıştı bir kere. Üfleyerek yemeliydin yoğurdu. Anlardım, anlıyordum. Ama her giden gemiden mendil sallanmıyorki artık. Her gemi sevda taşımıyorki. Her parmak birbirine benzemiyorki. Her toprakta gül bitmezki.
Martılara bakarken öyle dalgın, bir ara bende martı olsam diye düşündüm kendimce. Bir martı olsam… Belki de uzaklara giderdim, sana gelirdim mesela. Dağları, yollardı aşardım bir çırpıda. Sonra gözlerimden akan birkaç damla yaş ulaştı yanağıma. O ne ağlıyordum. Silmek istedim ama çok geçti artık. Birkaç martı ve deniz görmüştü bir kere beni. Ayın şavkına vuran gözlerin görmüştü. Biraz utangaç, biraz sinirli sigara aradım ceplerimde ama yoktu. Aynı senin gibi. Her ihtiyacım olduğunda olmadığın kadar yoktun. Aklıma geldi sonra son sigaramı denizi taşlarken içtiğim. Seni düşündüm sonra. Ben seni hiç bitirmemiştim ki, hiç yok olmamıştın ki. Ama belkide ben çok yok olmuştum senin hayatından, ama sen beni hiç unutmamıştın değil mi.
İçimin yıpranmaları ve o yıpranmaların gel-git lerinde bu birikmiş yıpranmalardan arınarak, gözlerimdeki buğuyla senin ülkende, senin denizlerinde ve el değmemiş karalarında olmak istiyorum. Kağıttan gemiler gibi yapıp yapıp sulara saldığım şiirlerim, hiç bir zaman özlediğim yere varmayan gemilerim, fırtınalara, dalgalara yenik düşen umutlarımın öyküsüdür sana anlatacağım…

BENİM TARAFIMDAN SEVİLMEK BELKİ DE HAYATINDA ÖNEMSEYECEĞİN EN SON ŞEYDİ…

 

BENİM TARAFIMDAN SEVİLMEK BELKİ DE HAYATINDA ÖNEMSEYECEĞİN EN SON ŞEYDİ…

Sen beni hiç sevmedin!
Ben seni seviyorum dediğimde Seni Seviyordum!
Ben seni özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum!
Ben senin için ölürüm dediğimde 
ben senin özleminden zaten ölüyordum…
Ve şimdi senin hayatından gidiyorum…
Ne zaman aralıkta bir yağmur yağsa,
ben İstiklal de olacağım,
ne zaman bir parfümeriye girsem
hala kokunu arıyor olacağım.
Ben kaybettim…
Sen kazandın!
Artık sesimi duymayacaksın…
Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, 
kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek
 sana sımsıkı sarılmak istiyordum… 
Gelmedin!
Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum…
Ben artık gidiyorum…
Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen,
bana sana geri dönmemem 
ve seni yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile… 

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...