24 Şubat 2015

SİYON LİDERLERİNİN PROTOKOLLERİ (1-24 dahil protokol)

SİYON LİDERLERİNİN PROTOKOLLERİ 
 Bu sayfalar, uzunca bir zamandır hazırlanıyordu. Elimdeki 1970 tarihli kitabın, yani Siyon Liderlerinin Protokolları'nın bizlere verecegi güzel bilgiler ugruna bu dikte islemine uzun süreler devam ettim. En sonunda bitti ve yayınlamak için hazırlamaya basladım. Siyon Liderlerinin Protokolları Dünya tarihininde bıraktıgı ve bırakmaya devam edecegi izler bakımından çok önemlidir. Bu önem hem Yahudi kesimi, hem diger kesim, yani biz yahudi olmayanlar için gayet önemlidir. Çok dikkat çeken bir husus olarak, daha Siyon Liderlerinin Protokolları yayınlanalı 16 sene geçmisken; ünlü dâhi Ford Motor Company'nin sahibi Henry Ford bu protokolları baz alarak kendi sonunu getiren uzun bir yazı dizisi yayınlatmıs ve bunu daha sonra "Beynelmilel Yahudi" adı altında kitap olarak yayımlatmıstır. Bu Amerikan tarihi açısından fevkalede önemli bir durum teskil eder. Hem sonuçları bakımından, hem de olusumu bakımından... Ancak o zaman Henry Ford'un üzerine temas ettigi husular su anın Türkiye'si ve Dünyası içinde geçerli gözüküyor. Henry Ford yaptıgı isi bir çesit "ırkçılık" olarak betimlemiyor. Aksine "Bu protokollarda yazanlar su an içinde yasanıyor, öylese bunlar dogrudur" gibi bir yaklasım içinde olaylara bakıyor ve degerlendiriyor. Biz de su zaman içindeki Dünya'da ki iliskiler ile kendi ülkemizdeki iliskileri degerlendirmemiz açısından degisik bir bakıs açısı olarka bu kitabı okumalıyız. Unutmamalıyız ki memleketin su an içine düstügü ahlak sorunları, ekonomik buhranlar, medya ile iyice ilerletilen sapkınlık ve fikirsel yoksunluk ile, bunların sonucunda manevi degerlerden yoksun olarak yetisen gençler; ancak kendilerine ısık gösterecek, onları akl-ı selim ve manevi degerlere sahip kisiler olarak yetistirebilecek anne ve babalar sayesinde bu bataktan çıkacaklardır. Yoksa durumumuz vahim ve bir o kadar fenâdır. Çünkü cahil kalmıs, okumaya ve ögrenmeye üsenen toplumlar, ya baskalarının kölesi olurlar ya da olmuslardır da farkında degillerdir(!). Baska bir seçenek yoktur! Ve su an gördügünüz sayfalar, Siyon Liderlerinin Protokolları adlı kitabın, 1970 basımlı tam nüshasıdır. Kitabın sahibini bulamadıgım ve yayıncısını da bulamadıgım için haklarını helal etmelerini diliyor, sizlere iyi bir gezindi diliyorum. Muhammed Maliki - New Jersey - 2002 TAKDİM Siyon Liderlerinin Protokollan bir kısım, Yahudi liderleri tarafından, hiçbir zaman gerçeklesmesine imkân olmayan dünya üzerinde Yahudi hâkimiyeti altında tek bir devlet kurmak hayalleri ile hazırlanmıs bir programdır. Bu kitabın ilk defa 1902/1903 kısında bir Moskova gazetesinde tefrika halinde nesredildigi sanılmaktadır. 1903 yılında yine Rusya'da diger bir Rusca gazetede tefrika edilmistir. Her iki tefrika da Rusya dısında meçhul kalmıstır. 1905 yılında Rus papazı profesör Sergyei Nilus tarafından kitap halinde bastırılarak nesredilmistir. Sergyei Nilus bahis konusu kitabın bas tarafındaki yazısında, kitabın kendisine bir arkadası tarafından el yazması halinde verildigini, o arkadasının bunları bir kadından aldıgını, kadının ise Fransadaki bir mason cemiyeti toplantîsı sonunda bunları mason cemiyetinin en nüfuzlu liderlerinden birinden çalmıs oldugunu beyan etmistir. Sergyei Nilus aynı yazısında bunların bir toplantı zabıtnamesi olmayıp toplantıda okunan nutuklar oldugunu ve bu protokollardan bir tanesinin kayıp oldugunun açıkça anlasıldıgını ifade etmektedir. Yukarda bahsedilen Rusca nesriyat komünist ihtilalinden evvel Rusya dısında meçhul kalmıs ise de komünist ihtilâlinden sonra Rusya dısına kaçabilen bîr kısım kimseler tarafından Sergyei Nilus'un nesrettigi kitap Amerika ve Almanya'ya götürülmüstür. Bu arada îngiltere'de British Museum kütüphanesi bunlardan bir nüsha elde etmistir ve halen o kütüphanede 3926.d.5 numarada kayıtlı olarak bulunmaktadır. Sergyei Nilus 1917 senesinde, 1905 senesinde nesrettigi kitabın diger bir baskısını hasırlamıs fakat bu kitap piyasaya çıkmadan Yahudi Kerenski tarafından ihtilal yapılmıs ve iktidara geçen Kerenski bu kitabın bütün nüshalarının toplanarak imha edilmesi için emir vermistir. Daha sonra Sergyei Nilus komünist gizli polis teskilatı tarafından tevkif edilerek kendisine iskence yapılmıs ve Sibirya'ya sürülmüstür. Bilahare Sergyei Nilus orada ölmüs veya öldürülmüstür. Rusya'da komünistler iktidara geçince bu kitaba sadece sahip olmayı dahi Ölüm cezasını gerektiren bir suç saymıslardır. Bu kanun Rusya'da, halen yürürlüktedir. Rusya'da bu kitabın basılması ve satılması yasak oldugu gibi bu kitaptan bir nüshasına sahip olan kimseler de ölüm cezasına çarptırılmaktadırlar. Diger komünist devletlerde de durum aynıdır. Komünist olmayan devletlerde ise Güney Afrika Birliginde bu kitaba sahip olmak kanunla yasaklanmıstır ve bu kitaptan elde eden kimselere ölüm cezası dısında agır cezalar verilmekledir. Siyon Liderlerinin Protokollarıf Rusya'dan kaçan bir kısım göçmenler tarafından Kuzey Amerika ve Almanya'ya götürülmesinden bir müddet sonra meshur olmus ve yirminci yüzyılda siyasî sahadaki kitap satıslarında en çok satılan kitaplardan birisi haline gelmistir. Yalnız Ingilizce nüshası bir milyon adetten fasla satılmıstır. Ingiltere'de Rusça'dan ilk tercüme G. Shanks tarafından yapılmıs ve 1920 yılında basılmıstır. Kitabın fazla satısı sebebiyle aynı yıl dört baskı daha yapılmıstır. Daha sonra 1921 yılında Victor Marsden'in Rusça'dan yaptıgı tercüme nesredilmistir. Amerika Birlesik Devletlerinde ilk Ingilizce tercümeler 1920 yılı sonlarında Boston ve NewYork'da yayınlanmıstır. Almanya ve Fransa'da 1920 yılından sonra müteaddit baskılar piyasaya çıkarılmıstır. 1925 yılında Sam'da Arabça bir tercümesinin nesredildigi ve ayrıca çesitli tarihlerde hemen hemen dünyadaki her lisana çevrildigi muhtelif kitaplarda kaydedilmektedir. Türkiye'de Sami Sabit Karaman 1943 yılında Roger Lambelin'in Fransızca tercümesinden Türkçe'ye yaptıgı tercümeyi nesretmistir. Siyon Liderlerinin Protokoltan'mn Avrupa, Amerika ve diger birçok yerlerde çok miktarlarda basılıp satıldıgım gören Yahudiler büyük bir telasa kapılarak bunların baskı ve satısını önleme çarelerini aramaga baslamıslardır. Komünist devletlerde ve Güney Afrika Birligindeki nesretme ve bulundurma yasagını diger devletlerde tatbik ettiremeyince bu kitabın Yahudi Olmayan bir kısım kimseler tarafından yazıldıgını ve Yahudiler tarafından yazılmıs seklinde gösterildigini iddia etmislerdir. Yahudiler bu îdialarını bir mahkeme kararı ile güya isbat etme çarelerini bulmak yolunu denemisler ve bir dava yoluna müracaat etmislerdir. 26 Haziran 1933 tarihinde, Isviçre Yahudi Cemiyetleri Federasyonu ve Bern Yahudi Cemiyeti, Isviçre Milli Cephesinin bes üyesine karsı dava açarak mahkemeden Siyon Liderlerinin Protokolleri'nin sahte oldugu hususunda karar verilmesini ve nesrinin yasaklanmasını istemislerdir. Mahkemedeki hâkimin muhakeme sırasında tatbik ettigi usûl Isviçre'de uygulanan usûl kanunlarının çok haricine çıkmıs ve onun bu kasdî tutumu Isviçrede büyük hayret ve heyecan uyandırmıstır. Mahkemede durusmayı idare eden hâkim, davacı tarafın sahit listesinde yazılı 16 sahitten hepsini çagırarak dinlemis davalıların sahit listesinde yazılı 40 sahitten ise ancak birinin ifade vermesine müsaade etmistir. Ayrıca mahkemede resmî zabıt kâtibi tarafından zabıt tutulması gerekli iken hâkim davacı tarafa iki hususî kâtip tâyin etme hususunda müsaade ederek sahitlerin dinlenmesi ve muhakeme celselerinde cereyan eden hadiseleri zabıt halinde yazmaları için onlara yetki vermistir. Isviçre muhakeme usulü kanunlarında yeri olmayan bu ve diger bir takım tutumları; hakimin davacı taraf lehinde karar verme temayülünde oldugunu ortaya koymustur. 14. 5. 1935 tarihînde mahkeme Siyon Liderlerinin Protokolleri'nin sahte olduguna dair bir karar vermistir. Bu sırada dikkati çeken bir hadise daha olmus ve mahkeme kararının açıklanması tarihinden evvel Yahudi basını mahkeme kararını nesretmistir. 1 Kasım 1937 tarihinde Isviçre Federal Mahkemesi (Isviçre Yargıtayı) mahkeme kararının tümünü bozmustur. O tarihten sonra Yahudi propagandacılar Isviçre Federal Mahkemesinin mahalli mahkeme kararını bozarak hükümden kaldırdıgı hususuna hiç temas etmeden sadece mahalli mahkeme kararını ileri sürerek Siyon Liderlerinin Protokolları'nın sahte oldugunun mahkeme kararı ile isbat edildigini iddia etmektedirler. Burada, dikkat edilecek bir husus da sudur: Isviçre'de Siyon Liderlerinin Protokoları'nın basılnası, satılması, bulundurulması ve okunması halen kanunen serbesttir. Üçüncü protokolün bas taraflarında sembolik yılandan bahsedilmektedir. Protokolların îngilizce tercümesinde bu mevzuda yazılanlara göre Yahudilerce, yılanın bası Yahudilerin plânlarını tertip eden kimseleri, yılanın gövdesi ise diger Yahudileri temsil ediyormus. Yılanın bası bir yere girince oradaki Yahudi Olmayan güçler ile mücadele ederek onları ezmege çalısırmıs ve yılanın bası Kudüsten hareket ederek birçok yerleri isgal edip tekrar Kudüse dönerek devrini tamamlayacakmıs. Ingilizce tercümede yılanın isgal hedeflerinden Kudüsten evvelki son sehrin istanbul oldugu kaydedilmekte ve su not ilâve edilmektedir: «Bu harita Jön Türk hareketinin yâni Türkiyedeki Yahudi ihtilâlinin vukuundan senelerce önce çizilmistir.» On dördüncü protokolda Yahudilerin "bütün inançların kusurlarını münakasa edeceklerine fakat kendi inançlarının kendilerinden baska kimseler tarafından tam olarak bilinmemesi sebebi ile onları kimsenin münakasa, edemiyecegine" dair bir nazariye yürütülmektedir. Yahudilerin bu nazariyeleri kendi inançlarına kendilerinin de itimadları olmadıgının tam bir tezahürüdür. Ayrıca onların inançlarına dair bilinen kısımlar gerekli seyleri söylemek için yeterlidir. Islâmiyette ise hiçbir kusur mevcut olmadıgına göre, islâmiyet düsmanlarının daima ya iftira yoluna basvurma veya dogru seyleri kusur gibi göstermege çalısma metodu takip ettikleri bilinen hususlardır. Dikkat edilecek bir nokta da Sosyalizm, Anarsizm ve Komünizmin Yahudilerce desteklenip yürütüldügünün üçüncü protokolda açıkça beyan edilmis olmasıdır. Protokollarda rastlanan Yahudi Olmayanlar ibaresinin, yerine göre Yahudi Olmayanların hepsini veya bir kısmını hedef aldıgı anlasılmaktadır. Protokollan okuyanlar bunların üç çeyrek yüzyıl kadar evvel yazılmıs olduklarını hatırda tutmalıdırlar. Siyon liderlerinin Protokollarındaki her fikri ayrı mütalaa etmek ve her biri için ayrı hüküm vermek gerekir. Fakat bir tanıtma yazısının hacmi buna, müsait olmadıgı için bu yazıda bu hususta beyanlara girisecek degiliz. 
ABDULLAH MUSTAFA 
PROTOKOL - 1 
Edebiyat yapmayı bir kenara bırakarak her fikrin mânasını söyleyecegiz. Mukayese ve istidlâl ile çevremizdeki hadiselere ısık tutacagız. Ilerde meydana koyacagım sistemimiz iki görüs noktasından hareket eder: Kendimiz ve Yahudi Olmayanlar. Dikkat etmelidir ki kötü düsünceli insanlar sayıca iyi insanlardan fazladır. Bundan dolayı onları idare etmekte en iyi neticeler akademik müzakerelerle degil, siddet ve yıldırma ile elde edilebilir. Herkes iktidar mevkiinde olmayı arzu eder, her sahıs bir diktatör olmayı ister, yeter ki buna muktedir olsun. Kendi menfaatını temin etmek ugrunda herkesin menfaatını feda etmeye istekli olmayan insanlar gerçekten pek azdır. Insan denilen yırtıcı hayvanları zapteden nedir? Onlara simdiye kadar rehberlik için ne hizmet etmistir? Cemiyet hayatının baslangıcında onlar, kaba ve kör kuvvete tâbi oldular. Sonra ise, aynı mahiyette ve sadece kıyafet degistirmis bir kuvvet olan kanunlara boyun egdiler. Bundan su neticeyi çıkarıyorum: Yaratılısın kanununa göre, hak, kuvvette yatar. Siyasi hürriyet bir fikirdir, fakat bir gerçek degildir. Otorite mevkiinde bulunan bir partiye baskı yapmak gayesi ile halk kitlelerini diger bir partiye çekme lüzumu ortaya çıktıgı zaman, bu fikrin bir yem olarak nasıl kullanılıcagı bilinmelidir. Liberalizm de denilen bu hürriyet fikrine eger hasmın kendisi de kapılmıs ve bu fikrin ugrunda iktidarının bir kısmını teslim etmeye arzulu ise görev daha da kolaylasır. Burada bizim nazariyemizin zaferi kesinlikle meydana çıkıyor. Gevsetilen hükümet dizginleri hayat kanunu geregince derhal yeni bir el tarafından ele geçirilir ve bir araya toplanır. Çünkü milletin kör kuvveti bir gün dahi rehbersiz kalamaz ve yeni otorite, liberalizm ile zayıflatılan eskinin sadece mevkiine yerlesmekten ibaret kalır. Günümüzde libaral idarecilerin iktidarının yerini, "altının iktidarı" almıstır. Bir zamanlar ise imân hükmetmisti. Hürriyet gerçeklesmesi imkansız bir idealdir. Çünkü kimse onun ölçülü olarak nasıl kullanılacagını bilmez. Halka muayyen bir müddet içinde kendi kendisini idare etme yetkisi vermek, onları düzensiz bir güruh haline getirmeye yeter. Ondan sonra orada öldürücü bir didisme ortaya çıkar ve kısa zamanda sınıf mücadelesine dönüsür. Bu durumun içinde devletler yanıp yok olur ve onların degeri bir kül yıgını derecesine iner. Bir devlet kendi sarsıntıları içinde kendini tüketse, dahili anlasmazlıkları onu dıs düsmanlarından zayıf duruma getirse telafi edilmez bir kayba ugramıs sayılır: "O bizim hakimiyetimize girmistir". Tamamı ile bizim ellerimizde olan sermayenin istibdadı, ona bir saman çöpü uzatır. Devlet ister istemez ona sarılır. Eger sarılmazsa dibi boylar. Liberal düsünceli bir kimse, yukarıdaki gibi fikirlere ahlâka aykırı derse su suâlleri sorarım : "Her devletin iki düsmanı olduguna ve harici düsmana karsı onları taarruz ve müdafaa plânlarından habersiz tutmak onlara gece vakti veya üstün sayıda kuvvetlerle hücum etmek gibi mücadelenin her tarz ve maharetini kullanma, ahlâka aykırı mütalaa edilmedigine göre daha kötü bir düsmana karsı, cemiyetin yapısını âmme menfaatını berteraf edenlere karsı aynı vasıtalara, nasıl olur da ahlâka aykırı ve müsaade edilmez denebilir? Saglam mantıklı herhangi bir dimag için akla uygun müsavere ve münakasalar yardımı ile kalabalık güruhları bir yöne sevk etmede herhangi bir basarı ümit etmek mümkün müdür? O zaman akılsızca itiraz ve tekzipler de yapılabilir. Bu gibi itirazlar halk arasında daha çok taraftar bulursa muhakeme kuvveti su yüzüne çıkabilir mi? Avam tabakasından olan ve olmayan insanlara sadece küçük ihtirasları, önemsiz kanaatları, âdetleri, an'aneleri, hıssi nazariyeleri rehberlik ettiginden parti anlasmazlıklarına düserler, hatta tamamiyle uygun müzakere temeline dayanan herhangi bir anlasmaya engel olurlar. Bir kalabalık güruhun her kararı, bir çogunluk ihtimaline veya çogunluga dayanır. Onlar siyasi sırları bilmediklerinden bir kısım gülünç kararlar ortaya koyarlar ki, bunlar idareye bir anarsi tohumu eker. Siyasetin âhlak ile ortak hiçbir yönü yoktur. Âhlaka uygun bir sekilde hüküm süren bir hükümdar mâhir bir politikacı degildir ve bundan dolayı tahtında saglam duramaz. Hükmetmek isteyen kimse hem kurnazlıga hem de yapmacılıga basvurmalıdır. Açık sözlülük, dürüstlük gibi halk arasında meziyet sayılan vasıflar siyasette kusurdurlar. Çünkü bunlar en kuvvetli düsmandan daha tesirli olarak ve daha kesinlikle hükümdarları tahtlarından düsürüler. Bu gibi vasıflar Yahudi Olmayanların krallıklarına ait olmalıdır. Fakat biz hiçbir surette o vasıfları rehber edinmemeliyiz. Bizim hakkımız kuvvette yatar. Mücerret bir düsünce olan "hak" kelimesi hiçbir sey ile ispat edilemez. Bu kelimenin mânası sundan baska birsey degildir : Istedigimi bana ver ki onunla senden kuvvetli olduguma dair delil sahibi olayım. Nerede hak baslar? Nerede sona erer? Merkezi otoritenin zayıf oldugu, liberalizmin durmadan çogalttıgı hakların seli ortasında; kanunların ve hükümdarların sahsiyetlerini kaybetmis oldukları herhangi bir devlette; kuvvetlinin hakkı ile hücum etmek ve mevcut bürün kaide ve düzeni darmadagın etmek, bütün müesseseleri yeniden kurmak, kuvvetlilerin hakkını kendi liberalizmleri içinde gönüllü olarak bırakıp bize terkedenlerin hükümdarı olmak için kendimde hak buluyorum. Her çesit iktidarın sallantı halinde oldugu simdiki zamanda bizim iktidarımız diger herhangibirinden daha yenilmez olacaktır. Çünkü o hiçbir kurnazlıgı artık kendisinin temellerini çürütemeyecegi bir kuvvete sahip oluncaya kadar görünmezkalacaktır. Simdi islemek zorunda bırakıldıgımız geçici kötülükten, sarsılmaz bir çıkacaktır idarenin iyiligi meydana. Bu idare, liberalizmin hiçe indirdigi milli hayat mekanizmasının düzenli isleyisini geri getirecektir. Gaye, vasıtaları haklı kılar. Bu duruma göre plânlarımızda, dikkatlerimizi iyi ve âhlaka uygun olandan ziyade lüzumlu ve faydalıya çevirmeliyiz. Önümüzdeki stratejik bir plandır. Birçok yüzyıllar boyu devam eden çabaların bosa gittigini görmek riskine girmeden bu plandan sapamayız. Faaliyetin memnuniyet verici sekilleri, üzerinde inceden inceye durarak meydana getirmek için avamın seviyesizligini, gevsekligini, sebatsızlıgını, kendi hayat veya refahının sartlarını anlamak ve onlara uymaktaki kabiliyetsizligini dikkat nazarına almak gerekir. Bilinmelidir ki avamın kuvveti kör, hissiz ve akılsızdır. Daima herhangibir taraftan gelen telkinlerin elinde kalır. Bir kör diger bir köre onu uçuruma yuvarlamaksızın rehberlik edemez. Binaenaleyh büyük bir zekâ sahibi olsalar bile avamın fertleri ve halk arasından çıkan sonradan görme kimseler henüz siyasetten anlamadıklarından bütün milleti mahva götürmeksizin kitlenin liderleri olarak ileri çıkamazlar. Ancak çoçuklugundan beri müstakil olarak hükmetmek için egitilmis bir kimse siyaset alfabesi ile tertip edilebilen kelimelerin manâsını anlayabilir. Kendi haline, yani aralarından çıkan sonradan görme kimselere bırakılan halk, iktidar ve itibar elde etmeye çalısmanın tahrik ettigi parti çekismeleri ve bundan dogan karısıklıklarla kendisini mahva götürür. Halk kitlelerinin sûkunetle ve küçük kıskançlıklarla ârî olarak karar vermesi ve sahsi menfaatları ile karıstırmadan memleket isleri ile ugrasabilmesi mümkün müdür? bunlar harici bir düsmandan kendilerini koruyabilirler mi? Bu düsünülemez. Çünkü halk kitlesindeki kafa sayısınca parçalanmıs bir plan bütün birligini kaybederi bu suretle anlasılmaz olur ve tatbiki imkansız hale gelir. Ancak müstebid bir hükümdar ile bu planlar genis ve açık bir sekilde, üzerinde dikkatle durularak hazırlanabilir ve devlet mekanizmasının parçaları arasına uygun bir sekilde dagıtılabilir. Bundan çıkan zaruri sonuç sudur ki, herhangibir memleket için tatmin edici hükümet sekli birdir. O da sorumlu bir sahsın ellerinde toplanmasıdır. Kesin bir istibdad olmaksızın medeniyet mevcut olamaz. Medeniyet, kitleler tarafından degil onların yöneticisi tarafından devam ettirilebilir. Avam vahsidir ve vahsetini her fırsatta gösterir. Avam, hürriyetini ellerine aldıgı an o hürriyet çabucak vahsetin en yüksek derecesi olan anarsiye dönüsür. ***Hürriyetin kendilerine çok miktarda içki kullanma hakkını verdigi, içki ile düsünce kabiliyetini kaybetmis, alkollenmis hayvanlara bakın. Bu bizim için degildir ve bu yol bizim yürüyecegimiz yol degildir. Yahudi olmayan halk, alkollü içkilerle düsünce kabiliyetini kaybetmislerdir. Onların gençligi klasisizm ve ilk çag ahlaksızlıgı ile ve içlerine soktugumuz özel ajanlarımız, ögretmenler, hizmetçiler, zenginlerin evlerinde mürebbiyeler, kâtipler vasıtası ile ve Yahudi Olmayanların sık sık gittikleri sefahet yerlerindeki kadınlarımız vasıtası ile zehirlenerek ahmak bir sekilde yetistirilmislerdir. Bu sonuncular arasında sosyete kadınları denilen, kötü yol ve lüks içindekileri gönüllü olarak takip eden kimseleri de dahil edecegim. Parolamız kuvvet ve yapmacıktır. Siyasette sadece kuvvet, bilhassa devlet adamlarına çok lüzumlu olan kabiliyetler içinde gizlenmis kuvvet galip gelir. Taçlarının bir kısım yeni kuvvetlerin ajanlarının ayakları altına düsmesini istemeyen hükümetler için siddet bir prensip, ve desise ile yapmacık usül olmalıdır. Bu kötülük, sonunda iyiligi elde etmek için tek ve yegâne vasıtadır. Bundan dolayı gâyemizi elde etmeye hizmet edecekleri zaman rüsvetçilik, düzenbazlık ve hıy'anet husularında duraklamamalıyız. Siyaset yolu ile baskalarının mülkünü tereddütsüz olarak nasıl ele geçirecegimizi bilmeliyiz; eger bu yolla baskalarına boyun egdirmeyi ve hükümdarlıgımızı temin edebileceksek. Bizim devletimiz, bu sessiz isgal yolunda ilerlerken körü körüne itaat meydana getirmek için lüzumlu olan dehset havasını sürdürmek hususunda harb korkusunun yerine daha az farkedilebilen fakat daha tatmin edici ölüm cezasını koymak hakkında sahip bulunmaktadır. Âdil fakat merhametsiz siddet, devlet kuvvetinin en büyük âmilidir. Sadece menfaatımız için degil aynı zamanda vazifemiz icabı olarak ve zaferimiz için siddet ve yapmacık programını devam ettirmeliyiz. Hesaba dayanan bu doktrin kesinlikle kullanılan vasıtalar kadar kuvvetlidir. Bundan doalyı o vasıtalar ile oldugu kadar siddet doktrini ile de zafer kazanacagız ve bütün hükümetleri bizim hükümetimizin teb'ası haline getirecegiz. Bütün itaatsizliklerin ortadan kalkması için bizim merhametsiz oldugumuzu bilmek onlara yetecektir. Çok eski zamanlarda "hürriyet, esitlik, kardeslik" kelimelerini halk kitleleri arasında ilk defa biz bagırdık. O günlerden beri her taraftan gelip bu oltaya takılan budala papaganlar tarafından bu kelimeler çok defalar tekrar edildi. Bunlarla, evvelce avamın baskısına karsı çok güzel muhafaza edilen dünyanın refahını ve ferdin hakiki hürriyeti giderildi. Yahudi Olmayanların sözde zeki insanları, ilim sahipleri, bu mücerred kelimelerin hakiki manâlarını anlayamadılar. Bunların manâlarının ve karsılıklı münasebetlerinin çelismesine dikkat etmediler. Görmediler ki mahlukat arasında esitlik yoktur ve hürriyet olamaz. Yaratılıstan akıl, seciye ve kabiliyetler esit degildir. Düsünmediler ki avam tabakası kördür. Onların arasından seçilip yönetimi üzerlerine alan sonradan görmeler de siyaset mevzuunda avam tabakasının kendisi gibi kördürler. Yetismis bir kimse bir budala da olsa yine hükmedebilir. Halbuki yetismemis kimse çok zeki olsa da siyasetten birsey anlamaz. Bütün bu husulara Yahudi Olmayanlar dikkat atfetmedi. Oysa ki her zaman hanedan hükümdarlıkları bu fikre dayanmıstır. Çünkü baba, siyasi islere dair bilgileri ogula naklederdi. Bu suretle bunları hanedan ailesinden baska kimse bilmez ve kimse onları yönetilenlere ifsa etmezdi. Zaman geçtikçe siyasi islerin gerçek pozisyonu olan hanedan içindeki intikal, manasını kaybetti ve bu durum davamızın basarısına yardımcı oldu. Dünyanın her kösesinde "hürriyet, esitlik, kardeslik" kelimeleri suursuz ajanlarımız sayesinde, bizim sancagımızı coskunlukla tasıyan çok sayıda kimseleri saflarımıza soktu. Bu kelimeler daima Yahudi Olmayanların refahını kemiren, her tarafta sulhu, sükûneti, dayanısmayı yok eden, Yahudi Olmayan devletlerin bütün müesseselerini tahrip eden mahvedici kurtçuklar oldular. Ilerde göreceginiz gibi bu durum bize zaferimiz için yardım etmektedir. Bu, diger seyler meyanında en kuvvetli imkânı, yani imtiyazları yıkma, baska bir ifade ile Yahudi Olmayanların aristokrasisinin tüm mevcudiyetini yok etme imkanını elimize geçirmeye bizi muktedir kıldı. Bu sınıf, hakların ve memleketlerin bize karsı sahip oldukları yegâne müdafaa vasıtası idi. Yahudi Olmayanların normal ve soya dayanan aristokrasisinin yıkıntıları üstünde biz para aristokrasisinin önderliginde bizim tahsil görmüs tabakamızın aristokrasisini kurduk. Bize baglı olan serveti ve bizim Siyon Liderlerimizin tertip ettigi tahrik kuvveti olan bilgiyi bu aristokrasinin sartları olarak tesis ettik. Ihtiyacımız olan insanlarla münasebetlerimizde daima beser düsüncesinin en hassas duyguları, para hesabı, tamah ve insanın maddi ihtiyaçları hususundaki açgözlülük üzerinde islemek suretiyle zaferimiz kolaylastırılmıs bulunmaktadır. Bu beseri zafiyetlerin her biri tek basına ele alınınca sahsi tesebbüsü felce ugratmaya yeterlidir. Çünkü insanların temayüllerine göre istedikleri verilerek faaliyetleri satın alınmıstır. Hürriyetin mücerretligi, her memlekette avamı; hükümetlerin, memleketin sahipleri olan halkın kâhyası olmaktan baska bir sey olmadıkları ve kâhyanın ise eskimis bir eldiven gibi degistirilebilecegi fikrine inandırmaya bizi muktedir kıldı. Halk temsilcilerinin bu degistirilme imkânı, onların bizim emrimize tâbi hale getirdi ve böylece bize onları tâyin etme kuvveti verdi. 
PROTOKOL - 2 
Gayelerimize erisebilmek için harplerin mümkün oldugu kadar arazi kazançları ile neticelenmemesi zorunludur. Böylece harpler ekonomik alana kaydırılacaktır. Bu alanda milletler, verdigimiz yardımda üstünlügümüzün kuvvetini sezmekte gecikmeyeceklerdir. Bu durum her iki tarafı beynelmilel ajan kadromuzun merhametine terkedecektir. Bu kadromuz milyonlarca göze sahip olup devamlı olarak gözetleme halindedir ve hiçbir tehdit onları engellememistir. Sonra bizim beynelmilel hukukumuz, milli hukuku ortadan kaldıracak ve devletlerin medeni kanunları, teb'ası arasındaki münasebetleri nasıl idare ediyorsa milletleri öyle idare edecektir. Halkın içinden kabiliyetleri ve kölece itaatlerine göre titiz bir dikkatle seçecegimiz idareciler, idare etme sanatında egitim görmemis kimselerden olacak ve bundan dolayı kendilerinin müsavirleri ve uzmanları olan ve çoçukluklarından beri bütün dünya islerini idare etmek için yetistirilen bilgi ve zeka sahibi kimselerin ellerinde oyuncak olacaklardır. Iyice bildiginiz gibi bizim bu uzmanlarımız idare hususunda ihtiyaç duydukları malûmatı bizim siyasi planlarımızdan, tarih derslerinden ve her an geçen hadiselerin müsahadesinden çıkarmıslardır. Yahudi Olmayanlar pesin hükümsüz tarih müsahadelerinin tatbikatı ile yönetilmezler. Onlar neticelerden tenkidi bir görüs çıkarmayan nazari usule alısıktırlar. Bundan dolayı bizim onları hesaba katmaya ihtiyacımız yoktur. Bırakın onlar vakti gelinceye kadar kendilerini eglendirsinler veya girisken mazilerinin yeni sekillerinin ümidi içinde ve zevklerinin hayalleri ile yasasınlar. Bırakın; bizim onları ilmin emirleri diye kandırdıgımız oyunların bas rolünü oynasınlar. Bu maksatla devamlı olarak basınımız vasıtası ile bu nazariyelere körü körüne itimad uyandırıyoruz. Yahudi Olmayanların bilim adamları bilgileri ile böbürlenecek ve ilimden elde edecegi bütün malûmatı mâkûl bir sekilde dogrulugunu ispat etmeden tatbik mevkiine koyacaktır. Halbuki bizim uzman ajan kadromuz onların kafalarını bizim arzu ettigimiz istikamette egitmek için bunları kurnazlıkla tertip etmislerdir. Bir an bile bu ifadelerimi bos sözler sanmayın. Bizim tertip ettigimiz Darwinizm, Marxism, Nietzcheism'in basarılarını dikkatle düsünün. Biz Yahudiler için bu direktiflerin Yahudi Olmayanların fikirleri üzerinde nasıl bir bölücü etki yaptıgını görmek herhalde zor olmayacaktır. Siyasette ve idari isleri yönetmekte hata yapmaktan kaçınmak için milletlerin düsüncelerini, seciyelerini ve temayüllerini hesaba katmak bizim için zaruridir. Siyasetimizin zaferi ve onun meydana getirdigi mekanizmanın isleyisi, karsılastıgımız halkların mizacına göre degismelidir. Onun tatbikatı simdiki zamanın ısıgında geçmisten alınan derslerin hülasalarına dayanmadıkça temin edilemeyecektir. Bu günün devletlerinin elinde büyük bir kuvvet vardır ki halkın içinde düsünce hareketleri meydana getirir. Bu, basındır. Basının rolü devamlı olarak ihtiyaçları zaruri imis gibi göstermek, halkın sikayetlerini ifade etmek ve hosnutsuzluk meydana getirmektir. Ifade hürriyetinin zaferi basında mücessem hale gelir. Fakat Yahudi Olmayan devletler bu kuvvetin nasıl kullanılacagını bilmediler ve o kuvvet bizim ellerimize geçti. Basın vasıtası ile kendimiz gölgede kalarak tesir yapmak gücünü kazandık. Her ne kadar kan ve gözyası deryaları içinde toplamaya mecbur olmus isek de basın sayesinde altını elimize geçirdik. Gerçi halkımızın içinden birçogunu feda ettik ama altın elimize geçti. Safımızdan feda edilen her sahıs Allah nazarında bin Yahudi Olmayan sahsa bedeldir. 
PROTOKOL - 3 
Bugün size söyleyebilirim ki hedefimiz simdi bize sadece birkaç adım uzaklıktadır. Uzun yolun yürünecek ancak ufak bir kısmı kaldı. Kendisi ile halkımızı temsil ettigimiz sembolik yılanın, önünde yürüdügümüz çemberi kapanacaktır. Bu halka kapanınca bütün Avrupa devletleri kuvvetli bir mengene içinde onun hükümlerine kilitlenecektir. Bu günlerin anayasal terazileri kısa zamanda kırılacaktır. Çünkü üzerinde döndügü ekseni asıncaya kadar durmadan sarsılsın diye biz onu dengesiz kurduk. Yahudi Olmayanlar o eksene yeterli derecede saglam kaynak yaptıklarını zannediyorlar ve o terazilerin dengeye gelecegini umuyorlardı. Fakat eksenler -tahtlarındaki krallar- kontrölsüz ve sorumsuz yetkileri ile saskına dönmüs olan ve budalaca hareket eden temsilcileri tarafından kusatılmıslardı. Bunlar bu yetkileri saraylarda teneffüs edilen dehset havasına borçluydular. Bu sahıslar halkları ile teması kesince tahtlardaki krallar iktidara göz diken kimselere karsı artık halk ile anlasıp kendilerini kuvvetlendirmeye muhtedir olamıyorlardı. Biz, uzak görüslü hükümdar iktidarı ile halkın kör kuvveti arasında her iki tarafta manasını kaybetsin diye bir uçurum meydana getirdik. Bir kör ile degnegi gibi ki, ikisi de birbirinden ayrı olunca kuvvetsizdir. Iktidar pesinde kosanları iktidarı kötüye kullanmaya tahrik etmek için, bütün kuvvetlerin liberal temayüllerini bagımzılıga dogru yönelterek onların hepsini birbirine muhalif hale getirdik. Bu maksatla her çesit tesebbüsü tesvik ettik, bütün partileri silahlandırdık, iktidar mevkiini her ihtiras için hedef haline getirdik. Devletleri karısık bir yayın kalabalıgının çarpıstıgı gladyatör arenaları haline getirdik. Kısa bir zaman sonra karısıklıklar ve iflaslar bütün dünyayı kaplayacaktır. Çok konusan gevezeler parlamento oturumlarını ve yönetimle ilgili toplantıları konusma müsabakası haline çevirmektedirler. Atılgan gazeteciler ve vicdansız yazarlar hergün idareci memurlara saldırıyorlar. Çılgına dönmüs avamın yumrukları altında hersey havada uçusurken iktidarın suiistimali, bütün müesseseleri kendilerini devirmeye hazırlayan son manivela olacaktır. Bütün halk fakirlik sebebi ile agır çalısma mecburiyetine zincirlenmistir. Bu, onların evvelce vuruldugu kölelik ve topraga baglı kölelikten daha kuvvetlidir. Onlar bu zincirlerden kendilerini herhangibir yolla kurtarabilirlerdi. Fakat yoksulluktan asla kurtulamayacaklardır. Biz anayasaya kitleler için hayali ve gerçek dısı gözüken bir kısım haklar dahil ettirdik. Halkın hakları ismi de verilen bu hakların hepsi, yalnız bir fikir halinde mevcud olabilir ve fiili hayatta asla gerçeklestirilemez. Proleterya bizim emrettigimiz yönde ve bizim iktidar mevkiine yerlestirdigimiz ajan kadromuz hizmetinde bulunan kimseler lehine rey kullanmalarının karsılıgı olarak acıyıp soframızdan kendilerine fırlattıgımız ekmek kırıntılarından baska anayasadan bir menfaat elde etmedigine göre, konusmacıların gevezelik yapma hakkı elde etmeleri, gazetecilerin güzel yazıların yanında saçma seyler yazma hakkında sahip olmaları, agır yükünün altında beli ikiye bükülmüs proleter isçi için ne ifade eder? Cumhuriyete ait haklar, fakir bir insan için acı bir istihzadan baska birsey degildir. Çünkü bir taraftan hemen hemen hergün çalısmaya mecbur olması sebebiyle o hakları kullanmaya muhtedir degildir. Diger taraftan o haklar kendisini yoldaslarının grevlerine ve isverenlerin lokavtlarına baglı hale getirdiginden muntazam ve muayyen gelirinin bütün teminatından mahrum etmektedir. Bizim rehberligimiz altında halk, aristokrasiyi yok etti. O aristokrasi ki; kendisinin tek ve yegâne müdafaa vasıtası ve halkın refahına baglı ve ondan ayrılması imkansız menfaatleri sebebiyle de kendilerini besleyen bir anne idi. Simdi aristokrasinin yıkılması sebebiyle halk, para ögüten merhametsiz alçakların pençesine düstü. Bunlar isçilerin boyunlarına acımasız ve zalim bir boyunduruk vurdular. Biz isçileri bu baskıdan kurtaracak kimseler oldugumuzu ileri sürerek sahnede görünecegiz ve bizim savasan kuvvetlerimiz olan sosyalistlerin, anarsistlerin ve koministlerin saflarına girmelerini onlara telkin edecegiz. Bu savasan kuvvetlerimizi biz; sosyal masonlugumuzun sözde bütün beseriyetin dayanısması ve kardesçe idaresi geregince daima destekledik. Isçilerin emeginden kanunen faydalanmakta olan aristokrasi; isçilerin iyi beslenmeleri, sıhhatli ve kuvvetli olmaları ile alâkalanırdı. Biz ise tam aksine Yahudi Olmayanların öldürülerek azalmalarından menfaat bekliyoruz. Bizim kuvvetimiz devamlı yiyecek kıtlıgı ve isçinin beden zayıflıgında gizlidir. Çünkü bütün bunlar onun bizim arzularımızın kölesi olmasına delalet eder. O kendi yetkileri içinde bizim arzularımıza karsı koyma kuvvet ve enerjisini bulamayacaktır. Kralların otoritesinin aristokrasiye verdigi isçiyi idare hakkını, açlık daha saglam bir sekilde bize verir. Biz avam tabakasını açlıgın dogurdugu sıkıntı, hased ve kin ile harekete geçirecek ve yolumuzun üzerinde bizi engelleyen ne varsa onların elleri ile silip yokedecegiz. Bütün dünyaya hükmedecek olan hükümdarımızın tac giyme vakti gelince, aynı eller ona engel olabilecek herseyi ortadan kaldıracaklardır. Yahudi Olmayanlar bizim uzmanlarımızın telkinleri ile harekete geçirilmeksizin düsünme alıskanlıgını kaybetmislerdir. Bundan dolayı bizim krallıgımız kurulunca derhal yapacagımız bir isi yapmanın, acil bir lüzumunu görmüyorlar. Bu is, bilginin basit ve gerçek bir bölümünü ve bütün bilgilerin temeli olan insan hayatının ve onun sosyal varlıgının yapısının gerektirdigi is bölümünü ve netice olarak insanların sınıf ve sartlar içinde ayrılmaları hususundaki bilgileri okullarda ögretmektir. Herkesin bilmesi gerekir ki insanların çalısma mevzularındaki farklılık sebebiyle herhangi bir esitlik mevcud olamaz. Bir kimsenin kendini lekeleyen bir hareketi ile bütün bir sınıf kanun önünde esit olarak sorumlu tutulamaz. O sahısla beraber hiçbir kimsenin degil, yalnız o sahsın kendi serefi lekelenmistir. Sırlar içinde olan ve Yahudi Olmayanların ögrenmesine imkân vermedigimiz cemiyet kurulusunun gerçek ilmi herkese gösterecektir ki mevki ve is, muayyen bir çevre içinde muhafaza edilmelidir. Söyle ki, fertlerin bir egitimden geçmis olmaları sebebiyle kendilerine uygun olmayan bir isi yapmaya davet edilmeleri yüzünden insanların ıztırap kaynagı olmasınlar. Bu ilmin tamamen okunmasından sonra halk gönüllü olarak iktidara itaat edecek ve devlette kendilerine tahsis edilen mevkii kabul edecektir. Bilimin bizim gelistirdigimiz bugünkü durum ve istikametinde halkı yanlıs yola sevk etme kastı ile hareket edilmesi ve halkın kendisinin cehaleti sayesinde onlar basılı seylere körü körüne inanır, bagrına basar. Bir kör kendisinden üstün saydıgı her duruma kin duyar. Çünkü sınıf ve durumun mânalarının idrakine sahip degildir. Ticari mübadeleler üzerindeki muameleleri durduracak ve sanayii felce ugratacak olan ekonomik krizlerin tesiri bu kini daha fazla artıracaktır. Bizce bilinmekte olan bütün gizli yeraltı metodları ile ve tamimile elimizde olan altın'ın yardımı ile bütün Dünyada ekonomik krizler meydana getirecek, bu krizler vasıtasıyla Avrupa'daki bütün memleketlerde bütün isçi güruhunu aynı anda sokaklara fırlatacagız. Bu güruh, mallarına hased ettikleri insanların kanlarını, cehaletlerinin basitligi içinde zevkle dövecekler ve besikte bulundukları günlerden beri hased ettikleri malları o zaman yagma etme imkânı bulacaklardır. Bizimkilere dokunmayacaklardır. Çünkü saldırı anı bizce bilinecek ve biz kendimizinkileri muhafaza etmek için tedbirler alacagız. Göstermis bulunmaktayız ki hadiselerin gelismesi bütün Yahudi Olmayanları idrakin hakimiyetine sokacaktır. Bizim istibdadımız kesin olacaktır. Çünkü o, bütün kargasalıkları tedbirli bir siddetle yatıstırmayı ve bütün müesseselerde liberalizmi yakıp kül etmeyi bilecektir. Halk kendisine hürriyet adı altında her türlü müsaade ve müsamahada bulunuldugunu görünce kendisini hükümdar tehayül ederek yolunun üzerindeki iktidara saldırdı. Fakat tabii diger bütün körler gibi birçok engellere takıldı. Bir klavuz arama telasına kapıldı. Eski durumuna dönme idrakine asla sahip olmadı ve bütün iktidarlarını bizim ayaklarımızın altına attı. Bizim "büyük" ismini verdigimiz Fransız ihtilalini hatırlayın. Onun hazırlanmasındaki sırlar bizce gayet iyi bilinmektedir. Çünkü o tamamen bizim ellerimizin eseridir. O vakitten beri daima Dünya için hazırladıgımız Siyon kanından müstebid kral lehinde, en sonunda bizden bile dönmeleri için halkı bir hareketten digerine sevkediyoruz. Bugün biz enternasyonel bir güç olarak yenilmez durumdayız. Çünkü herhangi bir devletin hücümuna ugrarsak, diger devletler tarafından destekleniriz. Yahudi Olmayan hakların; kuvvet karsısında yaltakçılık ettikleri halde zayıfların karsısında merhametsiz olmak, hatalardan kaçınmaz ve cürümlere karsı müsamahakar, hür sosyal sistemin muhaliflerine tahammül etmeye isteksiz oldukları halde cesur bir istibdadın siddeti altında din ugruna ölen kimse kadar sabırlı olmak gibi hususlarda derin alçaklık içinde bulunmaları bize bagımsızlık için yardım eden vasıflardır.Bugünün basbakan diktatörlerine sabırla katlanan ve onların suiistimallerine tahammül eden Yahudi Olmayan halklar, bunların en az bir kısmı için yirmi kralın kafasını uçururlardı. Halk kitlelerinin bu mantıksız , birbirini tutmaz hali, aynı mahiyette görünen olaylar karsısındaki tutumu nasıl izah edilebilir? Bu, diktatörlerin kendi ajanları vasıtasıyla hakların kulagına bu suiistimaller ile devlete verecekleri zararın halkların refahı, onların hepsinin enternasyonel kardesligi, onların dayanısması ve hakların esitligi gibi yüksek gaye ile oldugunu söylemeleri vakıası ile izah edilebilir. Tabii onlar bu birlesmenin sadece bizim hakimiyetimizdeki idare altında basarılması gerektigini söylemezler. Böylece halk dürüst kimseleri mahkum eder ve suçlu kimseleri suçsuz çıkarır, her ne isterse yapabilecegine gittikçe daha çok inanır. Bu durum sayesinde halk her türlü muvazeneyi yok eder ve her adımda karısıklık meydana getirir. Hürriyet kelimesi insan topluluklarını her kuvvete, her çesit otoriteye, hatta Allah'a ve yaratılıs kanunlarına karsı savasa sevkeder. Bunun içindir ki biz krallıgımızı kurdugumuz zaman, zalim bir prensip ifade eden ve kitleleri kana susamıs hayvanlar haline getiren bu kelimeyi hayat lügatından silmeye mecbur olacagız. Gerçekten bu hayvanlar her zaman kan içip doyduklarında yeniden uykuya dalarlar ve o zamanlarda zincirlerine kolaylıkla vurulabilirler. Fakat onlara kan verilmezse uyumazlar ve mücadeleye devam ederler. 
PROTOKOL -4 
Her cumhuriyet bir takım safhalardan geçer. Bunların birincisi, ortaya atılan kör avamın ilk günlerdeki çılgınca öfkesini ihtiva eder. Ikincisi, demogoji safhasıdır ki bundan anarsi dogar ve bu da kaçınılmaz olarak istibdada götürür. Artık kanuni ve açıktan açıga ve bundan dolayı mes'uliyeti haiz bir istibdad degil fakat görünmeyen ve esrarlı bir sekilde gizlenmis, bununla beraber bir gizli teskilatın ellerinde oldugu hissedilen bir istibdat. Bunun hareketleri bir paravana gerisinde ve herçesit ajanın arkasında çalıstıgı nisbette vicdansızca olur. O ajanları degistirmek sadece zararsız degil fakat devamlı degistirme sayesinde uzun müddetli hizmetlerin mükafatlandırılması için kaynakların harcanmasını önlediginden gizli kuvvete gerçekten yardımcıdır da. Görünmeyen bir kuvveti kim ve ne gibi bir durumda devirebilir? Bizim kuvvetimiz tamamen böyle bir kuvvettir. Yahudi Olmayanların masonlugu, bir paravana olarak bize ve amaçlarımıza körü körüne hizmet eder. Fakat kuvvetimizin hareket planı, hatta onun tam hedefi bütün halk için bilinmeyen bir sır olarak duruyor. Hürriyet de; Allah'a iman ve insanların kardesligi temeline dayansa, yaratılısın insanları, derecelere ayıran kesin kanunları tarafından reddedilen esitlik telakkisine baglanmasa, zararsız olarak ve halkın refahını bozmaksızın devlet ekonomisindeki yerini alabilirdi. Böyle bir imanla bir halk toplumunu dini idare mıntıkalarının vesayeti altında idare edebilir ve Allah'ın yeryüzünde tertip ettigi nizama itaat ederek manevi çobanın rehberlik eden eli altında rahat ve saygılı bir sekilde yürürdü. Bu sebepledir ki bütün imanların el altından mahvına çalısmak, Yahudi Olmayanların kafalarından Allah ve maneviyat düsüncelerini koparmak ve onların yerine aritmetik hesaplar ve maddi ihtiyaçları yerlestirmek bizim için zaruridir. Yahudi Olmayanlara düsünme ve farkına varma hususunda vakit bırakmamak için onların aklını sanayi ve ticarete çevirmelidir. Böylece bütün milletler kar pesinde ve yarısında bütün bütün yutulacaklar ve müsterek düsmanlarını farketmeyeceklerdir. Fakat yine de hürriyetin Yahudi Olmayanların toplumlarını parçalayıp yıkması için sanayiyi spekülatif temele oturtmalıyız. Netice olarak sanayi ile topraktan ne çıkarılmıs ise onların ellerinden kayarak spekülasyona yani bizim sınıflarımıza geçecektir. Üstün gelmek için yapılan siddetli mücadele ve ekonomik hayata yayılacak sarsıntılar hareketi, soguk ve merhametsiz toplumlar meydana getirecektir ve simdiden getirmistir de. Bu toplumlar yüksek siyasete ve dine karsı kuvvetli bir nefret besleyeceklerdir. Onların yegane klavuzu kâr yani altın'dır, onunla elde edecekleri maddi zevklerden dolayı ona tapacaklardır. Sonra vakti gelince Yahudi Olmayanların asagı tabakları, iyiyi elde etmek için degil, hatta server kazanmak için degil, fakat sadece imtiyazlılara karsı kinlerinden dolayı, bizim iktidar rakiplerimiz olan Yahudi Olmayanların alimlerine karsı bizi takip edeceklerdir. 
PROTOKOL - 5 
Bozulmanın her yere girdigi, zenginlerin sadece yarı dolandırıcılık düzenlerinin becerikli süpriz taktikleri ile kazanç sagladıkları, gevsekligin hüküm sürdügü, ahlakın gönüllü olarak kabul edilen prensiplerle degil cezai tedbirler ve sert kanunlarla muhafaza edildigi, iman ve memlekete karsı duyguların kozmopolit inançlarla silindigi toplumlara ne sekilde bir idare tarzı verilebilir? Bu toplumlara biraz sonra anlatacagım istibdaddan baska ne sekilde bir idare verilebilir? Biz cemiyetin bütün güçlerini elimize alabilmek için sıkı bir sekilde merkezilestirilmis bir hükümet meydana getirecegiz. Teb'amızın siyasi hayatının bütün faaliyetlerini yeni kanunlarla mekanik bir tarzda düzenleyecegiz. Bu kanunlar Yahudi Olmayanlar tarafından tanınmıs olan bütün müsamaha ve hürriyetleri birer birer geri alacak ve bizim krallıgımız herhangi bir anda ve her yerde bize söz ile veya fiilen karsı gelecek olan herhangi bir Yahudi Olmayan sahsı yok edecek derecede muhtesem bir istibdad ile temayüz edecektir. Benim söyledigim sekilde bir istibdadın bugünkü gelisme durumu ile bagdasamıyacagı bize söylecektir. Fakat ben size bunun olacagını ispat edecegim. Halk, tahtlarında oturan krallara Allah'ın iradesinin izharı olarak baktıgı zamanlarda kralların müstebid iktidarına mırıldanmadan itaat ederlerdi. Fakat biz onların kafalarına kendi hakları mevzuunda telakkiler ima ettigimiz günden beri tahtların sahiplerini alelade sahıslar gibi görmeye basladılar. Biz onları Allah'a imanlarından da uzaklastırdık. O zaman iktidarın kuvveti halkın sahip oldugu sokaklara fırlatıldı ve bizim tarafımızdan ele geçirildi. Bundan baska kurnazca dalavereler ile ortaya konan teori ve sözler vasıtası ile, genel hayatın düzenleriyle ve her çesit diger desiseler ile kitleleri ve fertleri yönetmek sanatı gibi bizim idareci beynimizin uzmanlarına ait olan husularda Yahudi Olmayanlar birsey anlamazlar. Analiz ve müsahedeler, küçük çıkarlar üzerinde hassasiyetle durma gibi maharetlerde bizim rakibimiz yoktur. Siyasi faaliyet planları çizmede ve dayanısmada bizimkinden fazlası mevcut degildir. Bu hususta yanlız Cizvitler bizimle mukayese edilebilirdi. Fakat biz kendi gizli teskilatlarımızı daima gölgede tutarak, onları açık bir teskilat olmaları sebebiyle düsüncesiz avamın gözünden düsürmek yolunu bulduk. Bununla beraber muhtemelen Dünya için kendi hükümdarı kim olsa aynıdır. Katoliklerin basıda olsa, Siyon kanından müstebidimiz olsa da. Fakat biz seçilmis kavime bunu bir kayıtsızlık mevzuu yapmak çok uzaktır. Bir zaman için Dünyadaki bütün Yahudi Olmayanların bir koalisyonu bizimle belki basarılı bir sekilde mücadele edebilirdi. Fakat onların aralarında mevcud ve kökleri simdi asla koparılıp çıkarılmayacak derecede derine atılmıs olan anlasmazlıklar sebebiyle bu tehlikeye karsı emniyette bulunmaktayız. Biz, Yahudi Olmayanların sahsi ve kavmi hesaplarını, son yirmi yüzyıl boyunca besleyip çok gelistirdigimiz dini ve ırki kinlerini birbirlerinin karsısına çıkardık. Bu sebepledir ki bize karsı kolunu kaldıran herhangi bir yerdeki bir devlet destek görmeyecektir. Onların herbiri hatırlarında tutmalıdır ki, bize karsı herhangi bir anlasma kendisi için faydasız olacaktır. Biz çok kuvvetliyiz. Bizim kuvvetimizden kurtulus yoktur. Içinde bizim esrarlı elimiz bulunmadıkça milletler önemsiz bir hususi anlasma bile yapamazlar. Bizzat Allah tarafından bütün dünyanın idaresi için bizim seçildigimizi peygamberler söylemistir. Allah bizi bu vazifeyi görebilecek bir zeka ile teçhiz etti. Hasım tarafta bir zeka olsaydı bize karsı hâlâ mücadele edebilirdi. Fakat öyle olsa da yeni gelen bir kimse eskiden beri yerlesmis olan bir kimse ile denk olamaz. Bu sebeple aramızdaki mücadele, dünyanın bu güne kadar asla görmedigi sekilde merhametsiz olacaktı. Bütün devlet mekanizmalarının tekerlekleri bir motor kuvveti ile hareket ettirilir ki o bizim ellerimizdedir. Devlet mekanizmalarının bu motoru altındadır. Siyon liderlerimiz tarafından icad edilen politik ekonomi ilmi uzun zamandan beri sermayaye sahane nufüzunu vermis bulunmaktadır. Sermayenin engelsiz olarak isletilmesi için o, sanayi ve ticarette inhisar tesis etmek konusunda hür olmalıdır. Bu, simdiden görünmez bir el tarafından icra safhasına konulmaktadır. Bu hürriyet, sanayi ile mesgul olanlara siyasi bir kuvvet verecek, bu da halka baskı yapmaya yardımcı olacaktır. Bu günlerde halkları silahsızlandırmak, onları harbe sevketmekten, alevler içinde yanan ihtirasları bizim menfaatımıza kullanmak onların atesini söndürmekten ve baskalarının fikirlerini alıp onların mânâlarını bize uygun sekilde degistirmek onları kökünden kazımaktan daha ehemmiyetlidir. Yöneticiligimizin en mühim amacı, su husuları ihtiva eder : Halkın zihnini tenkid ile bozmak, onu mukavemet uyandıran ciddi düsüncelerden uzaklastırmak, zihni kuvvetleri bos nutukların sahte savası ile mesgul etmek. Her çagda dünya halkları da fertler gibi sözleri is seklinde kabul etmislerdir. Çünkü onlar genel araneda ki gösteri ile tatmin olurlar ve va'dleri icraatin takip edip etmedigine nâdiren dikkat ederler. Bundan dolayı biz halka söz ile hitap edilecek müesseseler kuracagız ve bu müesseseler gelismeye olan faydaların belig delilini vereceklerdir. Her yöndeki bütün partilerin serbest dıs görünüslerini zahiren kabullenecegiz ve bu dıs görünüslere nutuklarda ses verecegiz. Nutuk veren kimseler o kadar konusacaklar ki dinleyicilerin sabrını tüketecek ve bu nutka karsı bir nefret hasıl edeceklerdir. Kamuoyunu avucumuzun içine almak gayesiyle her taraftan birbirlerine zıt fikirleri netice çıkmayacak sekilde karsı karsıya getirerek, bu karısıklık içinde Yahudi olmayanların baslarının dönmesini ve her çesit siyasi mevzûlarda hiçbir fikir sahibi olmamamanın en iyi hal oldugu kanaatine varmaları için, yeterli bir zaman boyunca çalısarak onları saskın hale getirmeliyiz. Halkın siyâsi mevzûları anlamaması gerekmektedir. Çünkü o mevzûlar yalnız halkı idare edenler tarafından anlasılır. Iste bu birinci sırdır. Hükümetimizin basarısı için zaruri olan ikinci sır asagıdaki hususları ihtiva eder: milli basarısızlıkları, ihtirasları ve medeni hayat sartlarını çogaltmak. Böylece kesmekes doguran bir durum içinde bir kimsenin nerede bulundugunu bilmesi imkansız olacak ve neticede halk birbirlerini anlamaz duruma gelecektir. Bu tedbir baska bir yoldan da bize hizmet eder. Söyle ki, bütün partilerin arasına anlasmazlık eker, hâlâ bize boyun egmek istemeyen bütün toplu güçleri yerinden çıkarır ve isimize herhangibir derecede engel olabilecek herhangibir sahsi tesebbüsün cesaretini kırar. Bize karsı sahsi tesebbüsten daha tehlikeli birsey yoktur: eger o, arkasında bir dâhiye sahipse böyle bir sahsi tesebbüs aralarına anlasmazlık ektigimiz, milyonlarca kisinin yapabileceginden fazla sey yapar. Biz, Yahudi Olmayan cemiyetlerin egitimini o sekilde yönetmeliyiz ki her ne zaman sahsi tesebbüs isteyen bir mevzu ile karsılassalar meyus bir acz içinde elleri bögürlerinde kalsın. Çalısma hürriyetinin neticesi olan bütün çabalar bir baskasının hürriyeti ile karsılasınca kuvvetleri tüketir. Bu çarpısmadan agır ahlâki sarsıntılar, hareketler ve basarısızlıklar ortaya çıkar. Bütün bu vasıtalarla Yahudi Olmayanların kuvvetini o sekilde azar azar tüketecegiz ki onların bize Dünya'nın enternasyonel iktidarını sunmaya mecbur olacaklardır. Bu durum herhangibir siddet hareketinde bulunmaksızın dünyanın bütün devletlerinin kuvvetlerini tedricen yutmaga ve bir üstün hükümet teskil etmeye bizi muktedir kılacaktır. Bu günün hükümdarları yerine bir hayalet dikecegiz ki ona yüksek hükümet idaresi denilecektir. Onun elleri bir kıskaç gibi her istikamete uzanacak ve onun teskilatı öyle muazzam ölçülerde olacaktır ki, Dünya'nın bütün milletlerine boyun egdirmekte basarısızlık göstermiyecektir. 
PROTOKOL - 6 
Biz yakında büyük paraların hazineleri olacak muazzam inhisarlar kurmaya baslayacagız. Yahudi Olmayanların genis servetleri bile o derece bunlara dayanacaktır ki siyasî mahvolusun ertesi günü devlet kredileri ile birlikte batıp gideceklerdir. Burada hazır bulunan ekonomistler, bu tertibin ehemmiyetini bir kere tasavvur edin!... Bizim yüksek hükümetimizi, bize gönüllü olarak Itaat eden kimseleri koruyan ve onlara iyilik eden bîr durumda göstererek mümkün olan her yol ile onun önemini artırmalıyız. Siyasî bir güç olan Yahudi Olmayanların aristokrasisi öldü. Bizim onu hesaba katmaga ihtiyacımız yoktur. Fakat arazi sahibi olarak kendi kendilerine yeter oldukları müddetçe hâlâ bize zararlı olabilirler. Bundan dolayı her ne bahasına olursa olsun onları topraklarından uzaklastırmak bizim için elzemdir. Arazi vergilerinin artırılması Ile arazilere borç yüklenerek bu amaç en iyi bir sekilde elde edilecektir. Bu tedbirler arazi sahipligini engelleyecek ve arazî sahiplerini âciz ve kayıtsız sartsız itaat etme durumunda tutacaktır. Yahudi Olmayanların aristokratları kendilerini az ile tatmin etmekte irsî olarak kabiliyetsizdirler. Çabucak yanıp bitecek ve söneceklerdir. Ayni zamanda ticaret ve sanayii, fakat en basta vazifesi sanayie mukabil bir kuvvet teskil etmek olan spekülasyonu siddetle himaye etmeliyiz. Spekülatif sanayiin yoklugu özel ellerde sermayeyi çogaltır ve topragı emlâk bankalarına borçluluktan kurtararak ziraatın eski haline gelmesine hizmet eder. Biz sanayiin hem emegi hem de sermayeyi araziden çekip çıkarmasını ve spekülasyon vasıtası ile Dünyanın bütün parasının elimize geçmesini bu suretle bütün Yahudi Olmayanların proleterya saflarına atılmasını arzu ediyoruz. O zaman Yahudi Olmayanlar baska bir sebep için olmasa bile var olma hakkını elde etme için önümüzde egileceklerdir. Yahudi Olmayanların sanayiini tamamen çökertmek Için Yahudi Olmayanların arasında gelistirdigimiz lüksü de spekülasyonun yardımına getirecegiz. Çünkü lüks için hırslı talep, herseyi yutup bitirmektedir. Biz isçi ücretlerini yükseltecegiz, fakat bu isçilere hiçbir menfaat saglamıyacaktır. Çünki biz aynı zamanda hayat için en lüzumlu seylerin fiyatlarında da yükselme meydana getirecegiz ve bunun ziraat ve hayvancılıktaki gerileme sebebiyle oldugunu iddia edecegiz. Ayrıca isçileri anarsiye ve sarhosluga alıstırarak istihsal kaynaklarını kurnazlıkla ve el altından derin bir sekilde mahvetmege çalısacagız. Aynı zamanda bu tedbirlerle yanyana olarak Yahudi Olmayanların egitim görmüs bütün güçlerini ortadan kaldırmak için her tedbiri alacagız. Bu faaliyetlerin gerçek mânalarının vaktinden önce Yahudi Olmayanların gözlerine çarpmaması için bu faaliyetleri «isçi sınıfına hizmet hususunda atesli bir arzu ve politik ekonominin büyük prensipleri» iddiaları ile maskeliyecegiz. Politik ekonomide ise bizim ekonomik nazariyelerimizin enerjik bir propagandası sürdürülmektedir. 
PROTOKOL - 7 
Silahlanmanın hızlandırılması ve polis kuvvetlerinin artırılması yukarda bahsedilen plânların yerine getirilmesi için tamamen elzemdirler. Biz istiyoruz ki Dünyadaki bütün devletlerde bizlerden baska ancak proleterya sürüleri bizim menfaatlarımıza baglı birkaç milyoner, polisler ve askerler bulunsun. Bastanbasa bütün Avrupa'da ve Avrupa ile münasebetleri vasıtası ile diger kıtalarda karısıklıklar, anlasmazlıklar ve düsmanlıklar meydana getirmeliyiz. Bununla biz iki menfaat elde ederiz. Ilk olarak, istedigimiz yerde karısıklıklar meydana getirmek veya sükûneti temin etmek kuvvetine sahip oldugumuzu iyice bilecek olan bütün memleketleri kontrol altında tutabiliriz. Bütün bu memleketler bizde kaçınılmaz bir baskı gücü görmege alısıktırlar, ikinci olarak da siyasî vasıtalarla ekonomik anlasmalarla veya borç yükümlülükleri ile her devletin kabinelerinde ördügümüz bütün iplikleri entrikalarımızla karmakarısık bir hale getirecegiz. Bu hususta basarıya ulasmak için müzakereler ve anlasmalar sırasında büyük kurnazlık ve tesir kullanmalıyız. Fakat «resmî lisan» denilen hususlarda bunun zıddı taktikleri kullanacak, dürüstlük ve uysallık maskesi takınacagız. Dikkatlerine sundugumuz seylerin yalnız dısına bakmaya alıstırdıgımız Yahudi Olmayan millet ve hükümetler bu durumda bizi hâlâ insan soyunun iyilik edici ve kurtarıcıları olarak kabule devam edeceklerdir. Bize karsı muhalefet hareketlerinin hepsine, buna cür'et eden memleketin komsularının Ilân edecegi bîr harb ile cevap verme durumunda olmalıyız. Fakat eger o komsular da bize karsı gelme tehlikesine atılırlarsa o zaman bir Dünya harbi ile mukavemet göstermeliyiz. Siyasette basarının baslıca sebebi tesebbüslerindeki gizliliktir. Diplomatın sözü islerine uymamalıdır. Biz ihmal edilebilecek birkaç Istisnası ile simdiden tamamen ellerimizde olan basın vasıtası ile gizlice suflörlük ettigimiz ve kamu oyu olarak takdim edecegimiz seyle, istedigimiz sonuca simdiden yaklasmakta olan genis bir sekilde tasarlanmıs plânımızın gösterdigi yönde faaliyette bulunmaya Yahudi Olmayan hükümetleri mecbur etmeliyiz. Avrupa'nın Yahudi Olmayan hükümetlerini kontrol altında tutma sistemimiz kısaca söyle özetlenebilir: Onlardan bir tanesine karsı kuvvetimizi yıldırıcı tesebbüslerle gösterecegiz. Hepsine karsı ise; eger bize karsı umumî bîr ayaklanmaya Imkân verirsek, Amerika, Çin ve Japonya topları Ile cevap verecegiz. 
PROTOKOL - 8 
Hasımlarımızın bize karsı kullanabilecekleri bütün silahlar ile kendimizi silahlandırmalıyız. Anormal bir sekilde küstahça ve haksız görünecek hükümler söylemege mecbur kalacagımız haller Içîn kanuni terimler lûgatından en ince ifade gölgelerini ve dügümlü noktaları bulup çıkarmalıyız. Çünki bu kararların kanuni sekle dökülmüs en yüksek ahlâk prensipleri olarak görünecekleri ifadeler Içinde ileri sürülmeleri mühimdir. Bizim yöneticiligimiz, aralarında çalısmaga mecbur olacagı bütün medeniyet kuvvetleri ile kendini ku-satmalıdır. O, kendisini siyasi konuların yazarları, hukuk tatbikatçıları, Idareciler, diplomatlar ve nihayet bizim özel okullarımızda hususi, üstün talim ve terbiye görmüs kimseler ile kusatacaktır. Bu kimseler sosyal yapının bütün sırlarının bilgisine sahip olacaklar, siyasî alfabeler ve sözler île tertip edilecek her .lisanı bilecekler. Insan mizacının üzerinde islemege mecbur olacakları bütün hassas telleri ile beraber bütün derinliklerinden haberdar olacaklardır. Bu teller Yahudi Olmayanların düsünüs sekli, onların temayülleri, kusurları, kötü huyları, meziyetleri, sınıf ve durumlarının hususiyetleridir. Söylemeye lüzum yoktur ki otoritenin yukarda bahsettigim kabiliyetli yardımcıları, kendilerinin idarî islerini, o islerin gayesinin ne oldugunu düsünme zahmeti verilmeksizin ve o islerin ne için lüzumlu oldugunu asla incelemeden yapmaga alıstırılmıs olan Yahudi Olmayan kimseler arasından alınmayacaktır. Yahudi Olmayanların idarecileri kâgıtları okumadan imzalarlar ve onlar ya ücret için veya ihtiras sebebiyle hizmet ederler. Biz hükümetimizi iktisatçıların tüm dünyası ile kusatacagız. Su sebeple kî iktisadî ilimler, Yahudilere verilen ögretimin baslıca mevzuunu teskil ederler. Yine bizim etrafımızda bankerler, sanayiciler, sermayedarlar ve bilhasa milyonerlerin tüm kadrosu bulunacaktır. Çünki esasında hersey rakamlar meselesi ile halledilecektir. Devletimizde sorumlu mevkileri Yahudi kardeslerimize tevdi etmekte herhangi bir tehlike mevcud olmayacagı zamana kadar, bir zaman için bu mevkileri mazisi ve söhreti kendileri ile halk arasında bir uçurum teskil eden sahısların ellerine verecegiz. O sahıslar eger bizim emirlerimize Itaat etmezlerse cezaî sorumluluk ile veya ortadan kaybolma durumu ile karsılasacaklardır. Bunlar o sahısları son nefeslerine kadar bizim menfaatlerimizin müdafii yapmak içindir.
 PROTOKOL - 9 
Prensiplerimizin tatbikinde içinde yasadıgınız ve faaliyet gösterdiginiz1 memleketin halkının karakterine dikkat edin. Bu prensiplerin umumi bir sekilde ve aynen tatbiki halkın bizim modelimizde yeniden egitilmis olacagı zamana kadar basarılı olamaz. Fakat göreceksiniz ki bunların Tatbikine tedbirli bir tarzda yaklasarak on sene geçmeden en sebatkâr karakter degisecek ve halen bize itaat ettirmis olduklarımızın saflarına yeni bir halk toplumu daha eklenecektir. Aslında bizim masonik parolamızın ifadeleri olan liberal kelimeler yâni «hürriyet, esitlik, kardeslik», biz krallıgımızı kurdugumuz zaman bizim tarafımızdan artık bir parola teskil etmeyen ve sadece bir idealizm Ifade eden sözler haline yani «hürriyet hakkı, esitlik vazifesi, kardeslik ideali» sekline çevrilecektir. Böylece o sekle sokulacaktır ki bogayı boynuzlarından yaklamıs olacagız. Biz simdiden kendimizinkinden baska her çesit idareyi, her ne kadar onlardan çogu hukukan mevcud bulunuyorlarsa da, fiilen yok etmis bulunuyoruz. Simdiki zamanda eger herhan-gibir devlet bize karsı bir itirazda bulunursa, bu durum bizim önceden verdigimiz yetki ve bizim emrimiz iledir. Çünkü onların Yahudi düsmanlıgı küçük yastaki kardeslerimizi terbiye etmemiz hususunda bize gereklidir. Daha fazla açıklamaya girmeyecegim, çünki bu mesele aramızda birçok defalar müzakere mevzuu teskil etmistir. Faaliyetlerimizin sahasını sınırlayacak engeller mevcud degildir. Bizim üstün hükümetimiz kabul edilen terminolojide kuvvetli ve tesirli — diktatörlük— kelimesi ile vasıflandırılan kanun dısı sarfları Içinde bulundurur. Size bir vicdan rahatlıgı içinde anlatmak durumundayım ki lider atına binmis olarak ve bütün askerlerimizin bası olarak, biz kanun yapıcılar, hukukî ve cezaî ka -rarlar infaz edecegiz, biz öldürecegiz ve biz affedecegiz. Biz irade kuvveti ile idare edecegiz. Çünki ellerimizde bir zamanlar kuvvetli olan simdi ise tarafımızdan maglub edilmis bulunan bir partinin küçük parçaları var. Elimizdeki silahlar hudutsuz ihtiras, yanan hırs, merhametsiz hınç, kin ve garazdır. Herseyi yutan terör usulleri bizimdir. Hizmetimizde her fikir ve her nazariye mensubu sahıslar, monarsiyi geri getirmek isteyenler, demagoglar, sosyalistler, komünistler ve her çesitten ütopik hayalciler vardır. Biz onların hepsini vazifeye kostuk. Onların her biri kendi hesabına otoritenin son kalıntılarının dayanaklarını yok ediyor ve düzenin bütün kurulu sekillerini devirmege çabalıyorlar. Bu faaliyetler sebebi ile bütün devletler iskence içindedir. Onlar sükûn istiyorlar. Onlar sulh için her seyi feda etmege hazırdırlar. Fakat biz onlara sulh vermeyecegiz; tâ ki onlar bizim enternasyonal üstün hükümetimizi açıkça ve itaatkâr bir sekilde tanıyıncaya kadar. Halk, sosyalizm meselesinin beynelmilel bir anlasma yolu ile halledilmesi lüzumuna dair sesini yükseltti. Ayrı partiler içerisinde bölünme onları bizim ellerimize verdi. Çünki iddialı bir mücadeleyi devam ettirmek Için paraya sahip olmalıdır, ve bütün para bizim ellerimizdedir. Tahtlarında oturan Yahudi Olmayan kralların berrak görüslü kuvveti ile avam kitlelerinin kör kuvveti arasındaki birlikten korkmamız için sebep olabilirdi. Fakat böyle bir ihtimale karsı lüzumlu bütün tedbirleri almıs bulunuyoruz. Biz bu iki kuvvetin arasına karsılıklı terör seklinde bir siper insa ettik. Bu suretle halkın kör kuvveti bizim destegimiz olarak duruyor. Biz, ancak biz, onlara bîr lider tedarik edecegiz ve tabiî onları bizim hedefimize giden yola yöneltecegiz. Kör halk kitlelerinin elinin bizim kılavuzluk eden elimizden ayrılıp kendi basına serbest kalmaması için, bilfiil sahsen olmasa dahi ideolojik sahadaki biraderlerimizin en güvenilir olanlarından bazıları vasıtası ile her vesileyle onlarla yakın bir beraberlik içinde olmalıyız. Biz yegâne otorite olarak tanındıgımız zaman umumi yerlerdeki halk ile sahsen konusacagız ve onlara siyasî meseleler üzerinde, fakat o meseleleri bize uygun istikamete çevirmek suretîle ders verecegiz. Köy okullarında ne ögretildigini kim tahkik edecek? Fakat bîr hükümet elçîsî veya bizzat tah-tındaki kral bir sey söyleyecek olsa derhal bütün devletin bundan haberdar olmaması imkânsızdır. Çünki bu, halkın agzı ile dısarıya yayılır. Yahudi Olmayanların müesseselerini vaktinden evvel yıkmamak için ona hünerle ve hassasiyetle dokunduk ve onların mekanizmasını hareket ettiren zembereklerin uçlarını ele geçirdik. Bu zemberekler düzenin sıkı fakat tam hassas yerinde bulunurlar. Biz onların yerine, liberalizmin karısıklıga verdigi ruhsatı yerlestirdik. Biz kanunların icrasına, seçim islerinin yürütülmesine, basına, sahsın hürriyetine ve bilhassa hur olarak mevcud olusun köse taslar, olan terbiye ve egitime ellerimizi sokmus bulunuyoruz. Yanlıs oldukları bizce bilinen, bununla beraber tarafımızdan telkin edilen prensip ve teoriler içinde yetistirmek suretile Yahudi Olmayanların gençligini aldattık, sasırttık ve bozduk. Mevcud kanunlar üzerinde esaslı degisiklik yapmaksızın ve sadece onlara birbirine zıd yorumlar içinde yanlıs mâna vererek neticeler alınması yolunda bazı büyük hamleler yaptık. O neticeler evvelâ bu yorumların kanunları maskelemesi sonra da karısık kanunlar agını anlamayı imkânsız hale getirmesinden dolayı onlan hükümetlerin gözünden tamamile gizlemesi gerçeginde ifadesini bulur. Meseleleri hakem kararı ile halletme nazariyesinin mensei iste budur. Yahudi Olmayanlar eger zamanı gelmeden neler cereyan ettigini tahmin ederlerse onların bize karsı silahla ayaklanacaklarını söyleyebilirsiniz. Fakat biz Batıda buna karsı öyle korkutucu bir terör manevrası hazırladık ki en cesur kalpler bile ürker. Metrolar, yeraltı geçitleri o zamandan evvel bütün bassehirlerin altına kazılmıs olacak, oralardan bu bassehirler bütün teskilâtları ve arsivleri ile birlikte havaya uçurulacaklardır. 
PROTOKOL - 10 
Bu gün evvelce söyledigim bir sözü tekrarlamakla konusmaya baslayacagım ve hükümet ile halkların, siyasette dıs görünüs ile yetindiklerini aklınızda tutmanızı rica edecegim. Gerçekten temsilcileri, enerjilerinin çogunu zevkleri için harcarken Yahudi Olmayanlar, hadiselerin altında yatan mânayı nasıl farkedebilir? Bunun ayrıntılarına dikkat etmek hareket hattımız için en mühim hususlardandır. Yetkilerin taksimi, konusma, basınç din (îmân) hürriyetleri, cemiyetler kanunu, kanun önünde esitlik, mülkiyet ve mesken dokunulmazlıkları, vergilendirme (gizlenmis vergiler), kanunların makabline sümulü mevzuları üzerinde duracagımız vakit bunun bize yardımı olacaktır. Bütün bunlar halkın önünde dogrudan dogruya ve açıkça temas edilmemesi gereken meselelerdir. Bunlara temas etmenin zaruri oldugu hallerde sınıf sınıf sayılmamalı sadece muasır hukuk prensiplerinin tarafımızdan kabul edildigi ayrıntılı açıklamalara girmeden ilân edilmelidir. Bu hususta sükût etmenin sebebi bir prensibin ismini zîkretmemekle dikkati çekmeden onlardan herhangibîrini bırakmak için kendimize hareket serbestligi kazandırmaktır. Eger onların hepsi sınıf sınıf sayılsaydı onların hepsi o zaman verilmis gibi görüneceklerdi. Avam, siyasî güçte istidat sahibi kimseler için hususî bir sevgi ve saygı besler ve onların bütün siddet hareketlerini hayranlıkla karsılar, «asagılık bir is fakat zekice hazırlanmıs ..., bir oyun fakat nasıl kurnazca oynanmıs, ne muhtesem bir sekilde tatbik edilmis, ne büyük cüret...» Bütün milletleri, projesi bizim tarafımızdan çizilen yeni aslî yapının insa edilmesi vazifesine çekecegimize güveniyoruz. Bu sebeple ilk önce kendimizi silâhlandırmamız ve kendimizde kesinlikle pervasız bir cürret ve yolumuzdaki bütün engelleri yıkacak olan faal isçilerimizin sahsında dayanılmaz ruh kuvveti toplamamız bizim için zaruridir. Hükümet darbemizi basardıgımız zaman çesitli halklara söyle diyecegiz : «Her sey çok kötü bir sekilde idi, herkes ızdırab ile ezildi. Biz size eziyet veren sebepleri, milliyetler, hudutlar, tedavüldeki paraların farklılıkları ortadan kaldırıyoruz. Tabiî bize itaat sözü verip vermemekte serbestsiniz, fakat bizim size ne sundugumuz hususunda siz herhangibir deneme yapmadan onun sizce teyid edilmesinin dogru bir hareket olması mümkün müdür? O zaman avam bizi övecek ve bizi ümid ve intizarın hep birlikte yapılan zafer alayında ellerinin üzerinde tasıyacaklardır. Insan nev'i mensuplarının en ufak ünitelerine bile grup toplantıları ve anlasmaları ile rey vermegi ögreterek bizi Dünya tahtına oturtacak, âlet yaptıgımız seçim ,o zaman amaçlarına hizmet etmis olacak ve bizi mahkûm etmeden evvel son defa olarak bizi yakından tanımak hususundaki müsterek bir arzunun açıklanmasında rolünü oynayacaktır. Bunu saglamak, kesin bir çogunluk tesis edebilmek için sınıf ve vasıf farkı gözetmeden herkese rey verdirmeliyiz. Çünki kesin çogunluk, egitim görmüs servet sahibi sınıfların reyleri ile elde edilemez. Bu hususta herkese kendine fazla önem verme hissi telkin ederek Yahudi Olmayanlar arasında ailenin ve tahsil ve terbiye ile ilgili degerlerinin önemini yok edecegiz ve ferdî düsüncelerin ayrılması imkânını ortadan kaldıracagız. Tarafımızdan idare edilen avamın öne geçmesine müsaade etmeyecegiz, hattâ onları dinlemiyecegiz. Onlar bize itaat ve teveccühün karsılıgı olarak kendilerine ödedigimiz sey olan yalnızca bizim sözlerimizi dinlemeye alısıktırlar. Böylece biz kör ve büyük bir kuvvet meydana getirecegiz ki bu kuvvet avamın liderleri olarak onların basına geçirdigimiz ajanlarımızın yol göstermesi olmadan asla hiçbir yöne hareket etme durumunda olmayacaktır. Halk bu rejime boyun egecektir. Çünki kendi kazançları, zevkleri ve her çesit menfaatlarının reçetesinin bu liderlere dayanacagını bileceklerdir. Bir hükümetin plânını yalnız bîr beyin hazırlamalıdır. Çünki eger birçok kimsenin zihninde bölünüp parçalanmasına müsaade edilirse asla saglam bir sekilde perçinlenemez. Bundan dolayı bizim hareket plânını bilmemize izin verilebilir fakat ondaki mahareti, onu meydana getiren parçaların birbirine baglılıgını, cümlelerin gizli mânasının tatbiki kuvvetini altüst etmeyelim diye onu müzakere etmemize müsaade edilemez. Bu çesit bir iste çok sayıda reyler vasıtası ile müzakere ve degisiklikler yapmak onun üzerine her anlayısın ve her yanlıs anlayısın damgasını basar ki bunlar onun derinligine nüfuz edemez ve gizli entrikalarına uzanamaz. Biz plânlarımızın tesirli ve uygun bir sekilde tertip edilmesini istiyoruz. Bundan dolayı rehberimizin zekâsının eserini avamın zehirli dislerine veya hattâ seçilmis bir gruba fırlatmamalıyız. Bu plânlar mevcud müesseseleri hemen simdi basasagı etmeyecektir. Bunlar onların yalnız ekonomilerinde ve bunun neticesi olarak da gelismelerinin bütün toplu hareketlerinde degisiklik yapacaktır ki böylece bizim plânımızda çizilen yollar istikametine yönelmis olacaklardır. Bütün memleketlerde çesitli isimler altında mevcud bulunan seyler hemen hemen bir ve aynı seylerdir. Temsil etme ve edilme, Bakanlık, Senato, Devlet Sûrası, Yasama ve Yürütme heyetleri. Size bu müesseselerin birbirleri ile münasebetinin isleyisini izah etmege lüzum görmüyorum. Çünki siz bunların hepsine vâkıfsınız. Yalnız su hususa dikkat edin ki yukarda isimleri söylenen müesseseler devletin birkaç mühim vazifesini karsılar. Üzerinde durmanızı rica edecegim ki «mühim» kelimesini ben müesseseler için degil vazife için kullandım. Netice olarak mühim olan müesseseler degil fakat onların vazifeleridir. Bu müesseseler kendi aralarında bütün idarî, tesriî, icraî yönetim vazifelerini taksim etmislerdir. Bundan dolayı insan vücudundaki organların isledigi gibi islerler. Eger biz devlet makinelerinde bir parçayı bozarsak devlet bir insan vücudu gibi hastalanacak ve ölecektir. Liberalizm zehirini devlet organizmasına soktugumuz zaman onun bütün siyasî görünüsü degisiklige ugradı. Devletler öldürücü bir hastalıga yakalanmıslardır — kan zehirlenmesi. Geri kalan bütün is onların can çekismelerinin sonunu beklemektir. Liberalizm anayasal devletleri meydana çıkardı. Bunlar Yahudi Olmayanların yegâne koruyucusunun yâni istibdadın yerini aldı; ve bir anayasa ise gayet iyi bildiginiz gibi bir anlasmazlık, yanlıs anlama, çekismeler, uyusmazlıklar, semeresiz parti kıskırtmaları, parti kaprislerinin okulu olmaktan baska bir sey degildir. Kısaca devlet islerinin sahsiyetini yıkmaga hizmet eden her seyin okulu. Konusmacıların kürsüsü de basından daha az tesirli degildir. Idarecileri hareketsizlige ve güçsüzlüge mahkûm etmis ve bu suretle onları faydasız ve lüzumsuz kılmıstır. Gerçekten bîr çok memlekette idareciler bu sebepten dolayı mevkilerinden indirilmislerdir. O zaman cumhuriyetler devri bir imkân dahiline girdi ve gerçeklestirilebildi ve sonra biz hükümdarın yerine bir yönetim karikatürü, bizim kuklalarımız, kölelerimiz olan mahlûklar arasından, avamdan alınan bir baskan geçirdik. Bu bîr mayın döseme idi ki biz Yahudi Olmayan halkın altına dösedik. Hattâ Yahudi Olmayan bütün halkların altına demegi tercih ederim. Yakın bir gelecekte biz baskanların sorumlulugunu tesis edecegiz. O vakit bizim sahsiyetsiz kuklamız sorumlu olacagı için biz ehemmiyet verilmeyen kimseler durumunda olarak isleri sonuçlandıracagız, iktidara gelmege çabalayanların safları zayıflarsa, baskanların bulunması zorlugundan, neticede memleketi altüst edecek bir çıkmaza girilirse bundan bize ne? Plânımızın bu neticeyi hasıl etmesi için biz seçimleri öyle baskanlar lehine tertip edecegiz ki mazisinde meselâ Panama meselesi ve sair meseleler gibi karanlık ve meydana çıkarılmamıs leke bulunsun. O zaman onlar bir taraftan açıga vurulmanın korkusu içinde olarak, diger taraftan da iktidar arzularını elde eden herkesin baskanlık imtiyazlarına, menfaatlarına ve serefine sahip olma hevesi içinde bulunarak bizim plânlarımızın basarısı için güvenilir ajanlar olacaklardır. Meb'uslar meclisi, baskanları kendi içinden seçecektir. Fakat biz onlardan yeni kanunlar teklif etme veya mevcud kanunlarda degisiklikler yapma yetkisini alacagız. Çünki bu hak bizim tarafımızdan ellerimizde bir kukla olan sorumlu baskana verilecektir. Tabiî baskanın otoritesi bundan sonra imkân dahilinde her çesit hücum için bir hedef olacaktır. Fakat onu halka yâni halkın temsilcileri vasıtası ile verecegi kararlara, diger bir ifade ile kendisi de bizim körükörüne kölemiz olan avamın çogunluguna müracaat seklinde kendini müdafaa vasıtası ile teçhiz edecegiz. Bizi baskana kendi basına harp hali ilân etme yetkisi de verecegiz. Bu son yetki için baskanın bütün memleketin ordusunun baskumandanı olarak ona kumanda etmege muktedir olabilmesi gerektigi, yeni cumhuriyet anayasasının müdafaası için bunun lüzumlu oldugu seklinde bir mazeret gösterecegiz. Böylece bu anayasanın sorumlu temsilcisi olarak onu müdafaa etme yetkisi kendisine ait olacaktır. Kolaylıkla anlasılabilir ki bu sartlarda kilidin anahtarı bizim elimizde bulunacak ve bizden baska kimse artık yasama gücünü yönetemiyecektir. Bunun yanında yeni cumhuriyet anayasasının önsözü ile siyasî gizliligin muhafazası bahanesi ile meclisten hükümet tedbirlerine dair gensoru açmak yetkisini alacagız ve ayrıca biz yeni anayasa ile temsilcilerin sayısını asgariye indirecegiz. Bununla mütenasip olarak siyasî ihtirasları ve siyasete duyulan hevesi azaltacagız. Eger bununla beraber küçük bir ihtimalle, bu asgari miktar içinde dahi ihtiras atesi ile tutusurlarsa bütün halkın çogunluguna müracaat ve havale etme yolunu harekete geçirerek onları hükümsüz kılacagız. Meclis ve Senato baskanlarının ve baskan yardımcılarının tâyinleri baskana ait olacaktır. Parlamentoların devamlı toplantıları yerine onların oturumlarını birkaç aya indirecegiz. Bundan baska baskanlar icra kuvvetinin bası olarak parlamentoyu toplantıya çagırmak ve feshetmek yetkilerine ve bu son halde yeni parlamento seçimlerini geciktirme yetkisine sahip olacaktır. Fakat esasında kanuna aykırı olan bütün bu fiillerin neticesinde baskanın, plânlarımızda tasarlanan vakitten evvel tarafımızdan tesis edilmis olan sorumluluga düsmemesi için baskanın etrafındaki yüksek idare mevkilerinde bulunan bakanların ve diger memurların bizzat kendileri islemlerde bulunmak suretiyle onu bu düzenlerin sorumlulugundan sıyırmalarını tesvik edecegiz. Onlar böyle yaparak baskanın yerine kendileri sorumlulugu yükleneceklerdir. Biz bu rolü oynama görevinin yalnız bir resmî memura verilmeyip senato, devlet sûrası veya bakanlar kuruluna verilmesini bilhassa tavsiye ederiz. Baskan, çesitli sekillerde yorumlanmaya müsait mevcud kanunların mânasını bizim istegimize göre yorumlayacak, ayrıca biz lüzum gösterdigimiz zaman onları iptal edecektir. Bunun yanında geçici kanunlar teklif etmek ve hattâ hükümetin anayasal görevlerinden bir kısmının geri alınması yetkisine sahip olacaktır. Bu iki yetki de devletin yüksek, menfaati icabı oldukları bahanesi ile verilecektir. Bu tedbirler ile biz, yetkileri ele geçirecegimiz vaktin baslangıcında devletin anayasasına sokmaga zorlanacagımız her seyi azar azar, adım adım ortadan kaldırma kuvvetini elde edecek, her çesit anayasanın hîssolunmaz bir sekilde ilgasına geçisi hazırlayacagız. Sonra vakti gelince her çesit hükümeti bizim istibdadımıza devredecegiz. Müstebid kralımızın tanınması, anayasanın ortadan kaldırılmasından evvel de olabilir. Bu tanıma anı gelince, idarecilerinin bizim tertip ettigimiz düzensizlik ve beceriksizliklerinden tamamen bıkmıs olan halk gürültü ile bagıracaktır kîr «Onları yok edin ve bize bütün Dünya üzerinde bizi birlestirecek ve anlasmazlık sebeplerini — hudutlar, milliyetler, dinler, devlet borçları — ortadan kaldıracak, bize idarecilerimizin ve mümessillerimizin idareleri altında bulamadıgımız sulh ve sükûnu verecek bir kral verin.» Fakat siz mükemmelen ve çok iyi bilirsiniz ki bütün milletler tarafından böyle isteklerin ifade edilmesi imkânını hasıl etmek için; her memlekette halkın hükümetleri ile münasebetlerinde tamamen beseriyeti tüketecek derecede çekismeler, kin, mücadele, hased ile ve hattâ iskence kullanarak, siddetli açlık ile, hastalık asılayarak ve yokluk ile karısıklıklar meydana getirmek zaruridir. Söyle ki Yahudi Olmayanlar paraca ve her konuda bizim tam hâkimiyetimiz içinde sıgınak bulmaktan baska kendilerine açık bir yol olmadıgını görsünler. Fakat eger biz dünya milletlerine nefes alacak bir mahal bırakırsak özledigimiz an belki de hiç gelmeyecektîr. 
PROTOKOL - 11 
Evvelce de oldugu gibi hükümdarın otoritesinin kesin ifadesi halinde bulunan Devlet Sûrası; yasama heyetinin bîr teshir organı gibi olacak. Öyle ki; ona hükümdarın kanun ve kararlarının yayın komitesi denilebilecektir. O zamanın yeni anayasa programı sudur: 1. Yasama heyetlerine tekliflerde bulunma görünüsü içinde, 2. Genel kaideler, Senato emirleri ve Bakanlık emirleri seklindeki Devlet Sûrası kararları görünümü altında baskanın kararnameleri île, 3. ve uygun bîr fırsatın ortaya çıkması halinde devlette bîr inkılap seklinde kanunları, yetkileri ve adaleti biz yapacagız. Faaliyet tarzını takribî bir sekilde tesbîf etmis olarak simdi devlet makinesinin gösterilen istikamette gidisi içinde tamamlamaya hâlâ mecbur bulundugumuz inkılap kombinezonlarının teferruatı ile mesgul olacagız. Bu kombinezonlar ile basın hürriyeti, cemiyet kurma yetkisi, vicdan hürriyetî, seçim prensibi ve insan hafızasından ebediyen kaybolması gereken diger bîr çok hususları ve yeni anayasanın ilân edilmesinin ferdasında ugrayacagı kökten degisikligi kastediyorum. Bu degisiklik önceden bizim bütün teskilâtımıza bildirebilecegimîz bir anda yapılmalıdır. Çünki ondan sonra göze çarpar sekilde her degisiklik tehlikeli olur. Su sebeple ki: eger bu degisiklik hasin bir sertlikle ve bir siddet anlayısı ve kayıtlamalar içinde getirilirse aynı istikâmette yeni degisikliklerin de yapılacagı korkusu sebebiyle bir ümitsizlik hissine götürebilir. Diger taraftan eger o degisiklikler fazla müsamaha anlayısı içinde getirilirse bizim kendi yanlıs isimizi kabul etmis oldugumuz söylenir ve bizim otoritemizin yanılmazlık söhreti kaybolur, veya bizim korktugumuz ve yumusaklık göstermege zorlandıgımız söylenir. Bundan dolayı da hiçbir minnet duygusu kazanamayız. Çünki bunun mecburi oldugu zannedilecektir. Bunların birincisi de ikincisi de yeni anayasanın nüfuzuna zararlı olur. Biz arzu ediyoruz ki onun ilân edildigi ilk andan itibaren dünya halkları inkılap olayının basarılmıs olması ile sersemlemis, henüz dehset ve kararsızlık durumunda iken, hepsi derhal kabul etsinler ki biz çok kuvvetliyiz, zaptolunamaz bir durumdayız, kuvvet ile dopdoluyuz, söyle ki hiçbir halde onları hesaba katmayacagız ve simdiye kadar onların düsüncelerine ve arzularına hiç dikkat etmis degiliz, herhangibir anda ve herhangibir yerde ortaya çıkacak ifade veya gösteriyi ezmege hazır ve muktediriz. Istedigimiz her seye derhal el koymus bulunuyoruz ve hiçbir halde kuvvetimizi onlarla bölüsmeyecegiz. Bundan sonra korku içinde ve titreyerek gözlerini herseye kapatacaklar ve bütün bunların sonunda ne olacagını beklemege razı olacaklardır. Yahudi Olmayanlar bir koyun" sürüsüdür ve biz onların kurtlarıyız ve sizler biliyorsunuz ki kurtlar koyun sürüsüne daldıkları zaman neler olur? Onların gözlerini kapatmaları için bir baska sebep daha vardır. Biz onlardan geri aldıgımız bütün hürriyetleri sulh düsmanlarını bastırıp bütün partileri uysallastırdıgımız anda tekrar kendilerine verecegimiz seklinde onları bir ümid içinde bulunduracagız. Hürriyetlerinin geri verilmesi için onların beklemege ne kadar devam edeceklerini müzakere etmege degmez. Netice olarak biz hangi maksat için bütün bu tedbirleri icad ettik ve bunların altındaki mânaları yoklamaları için onlara hiçbir fırsat vermeden bunları Yahudi Olmayanların kafalarına yerlestirdik? Gerçekten ne için, eger dagılmıs kabilemizin düz yol ile erisemiyecegini dolambaçlı yol ile elde etmek için degilse? Iste bu bizim gizli masonluk teskilatımızın temeli olarak vazife görmüstür ki bunları, arkadaslarının gözlerine kum serpmek için mason localarının göstermelik ordusuna aldıgımız Yahudi Olmayan sıgırlar bilmezler ve onlar hattâ bu teskilatın gayelerinden bile süphe duymazlar. Allah bize, biz seçilmis kavime, dagılma ihsan etti ve bütün gözlere bizim zayıflıgımız seklinde görünen bu dagılma içinde bizim bütün kuvvetimizi meydana çıkardı, bizi simdi bütün Dünya üzerindeki hükümdarlıgımızın esigine getirdi. Atmıs oldugumuz temel üzerinde bina kurmamız için su anda pek fazla is kalmıs degildir. 
PROTOKOL - 12 
Hürriyet, kanunun müsaade ettigini yapma hakkıdır. Kelimenin bu sekilde mânalandırılmasının uygun bir zamanda bize hizmeti olacaktır. Çünki kanunlar yukarda bahsi geçen programa göre yalnız bizim arzumuza göre ilga edilecek veya yapılacak olduklarından bütün hürriyet böylece bizim ellerimizde olacaktır. Biz basınla asagıdaki tarzda ugrasacagız: Bugünün basını tarafından oynanan rol nedir? O bizim gayemiz için lüzumlu olan hisleri kamçılar ve alevlendirir veya partilerin egoistçe amaçlarına hîzmet eder. O çok defa tatsız, haksız ve yalancıdır ve halkın çogunlugu basının gerçekte hangi gayelere hizmet ettigine dair en ufak bir fikir sahibi degildir. Biz ona eyer vuracagız ve sıkı bîr dizginle dizginleyecegiz. Aynı isi matbaaların bütün istihsali için de yapacagız. Çünki biz eger brosürler ve kitaplar için hedef olarak kalırsak basının hücumlarını durdurma hususundaki düsünce nerede kalırdı? Simdiki zamanda sansür yüzünden agır bir masraf kaynagı olan yayın istihsalini biz devletimiz için çok kârlı bîr gelir kaynagı durumuna çevirecegiz. Biz ona özel bir damga vergisi yükleyecegiz ve herhangibir basın organı veya matbaa kurulmasına müsaade etmeden evvel teminat yatırmalarını isteyecegiz. Bunlar o zaman basının yapacagı herhangibir çesit hücuma karsı bizim hükümetimizi garantili bir duruma getirecektir. Eger o zaman hâlâ böyle seyler mümkün olup da bize karsı hücum için herhangibir tesebbüste bulunursa biz onları merhametsiz bîr sekilde para cezalarına çarptıracagız. Damga vergisi, teminat yatırılması ve bu yatırılan paralar ile emniyet altına alınan para cezalan hükümete, muazzam bir gelir kazandıracaktır. Parti organlarının yayın ugrunda para esirgemedikleri dogrudur. Fakat biz bunları bize karsı ikinci hücumlarında kapatacagız. Kimse cezadan muaf olarak hükümetimizin yanılmazlıgı hâlesine gölge düsüremiyecektir. Herhangibir yayını durdurmak için bahane olarak halkın düsüncesini karıstırdıgı iddia edilecektir. Dikkat etmenizi rica ederim ki bize hücum edenler arasında bizim tarafımızdan tesis edilmis organlar da olacaktır. Fakat onlar sadece bizim degistirmeyi önceden kararlastırdıgımız noktalara hücum edeceklerdir. Bizim kontrolümüz olmadan bîr tek teblig bile halka ulasmayacaktır. Hattâ bütün haberlerin, bürolarında Dünyanın her tarafından haber toplanan birkaç ajans tarafından alınması sebebiyle simdi bile bu neticeyi zaten elde etmis bulunmaktayız. Bu ajanslar bilahare tamamen bizim olacak ve sadece bizim kendilerine dikte ettiklerimizi yayacaklardır. Eger simdiden biz Yahudi Olmayanların hepsinin Dünya olaylarına burunlarının üstüne yerlestirdigimiz gözlüklerin renkli camlarından bakacakları derecede onların cemiyetlerinin kafasının sahibi yapma yolunu bulmussak, eger simdiden Yahudi Olmayanların budalalıgının devlet sırları dedigi seylere bizim girmemize engellerin mevcut oldugu bir tek devlet bile yoksa, bütün dünyada hüküm sürecek kralımızın sahsında dünyanın hükümdarları olara kabul edilecegimiz zamanki durumumuz nasıl olacaktır? Tekrar matbaaların gelecegine dönelim. Yayınevi sahibi, kitabevi sahibi veya matbaacı olmak isteyen herkes kendisine bu isler için tesis edilmis bir diploma tedarik etmege mecbur tutulacaklar ve herhangibir hata halinde derhal tevkif edileceklerdir. Bu gibi tedbirler ile düsünce âleti bizim hükümetimizin ellerinde bir terbiye vasıtası olacak ve artık millet kitlesinin ilerleme iddiası ile karanlık yollara ve tuhaf fikirlere saptırılmasına müsaade edilmeyecektir. Aramızda bu hayalî ilerleme iddialarının ahmakça tasavvurlara giden kestirme yollar oldugunu bilmeyen var mıdır? Bu ahmakça tasavvurlar hem insanların kendi aralarında ve hem de otoriteye karsı anarsik münasebetler dogurur. Çünkü ilerleme, daha dogrusu ilerleme fikri her çesit serbestlik telakkisini ortaya çıkarmıs fakat bunların hudutlarını tayin etmege muvaffak olamamıstır. Liberal denilen herkes, fiilen olmasa bile fikren muhakkak anarsisttir. Onların her biri hürriyet hayaletinin pesini takip ediyor ve münhasıran düzene riayetsizlik yâni protesto etmis olmak için protesto etme anarsisine düsüyorlar. Periyodik basına dönelim. Her basılı maddeye oldugu gibi bunlara da sayfa basına damga vergisi ve teminat yatırma mecburiyeti yükleyecegiz. Otuz yapraktan az kitaplar için iki misli alınacaktır. Bir taraftan basılı zehirlerin en kötü sekli olan mecmuaların sayısını azaltmak için diger taraftan da yazarları, az okunacak ve özellikle pahalıya mal olacak uzun eserler yazmaga zorlaması için bu çesit kitapları brosür sayacagız. Aynı zamanda zihnî gelismeye bizim menfaatimiz bakımından tesbit edilen yönde tesir etmek için biz kendimiz, ucuz olacak ve doyulmaz bir sekilde okunacak yayınlar yapacagız. Vergiler, tatsız yazarlık heveslerini sınırlayacak ve ceza sorumlulugu yazarları bize baglı yapacaktır. Eger bize karsı yazı yazmaga istekli kimseler bulunacak olsa bunlar eserlerini basmaya hevesli hiçbir sahıs bulamıyacaklardır. Yayınevi sahibi veya matbaacı herhangibir eseri basılı olarak yayınlamak için kabul etmeden evvel bu isi yapmak için müsaade almak üzere yetkili makamlara basvurmaya mecbur olacaklardır. Böylece bize karsı hazırlanan bütün düzenlen önceden bilecegiz ve onlardan evvel davranarak bahsedilen mevzu üzerinde izahatta bulunarak onları tesirsiz bırakacagız. Kitap yayını ve gazetecilik en önemli egitim güçlerinden ikisidir ve bundan dolayı bizim hükümetimiz gazetelerin çogunun sahibi olacaktır. Bu durum hususi mülkiyetteki basının zararlı tesirini yok edecek ve bizi halkın düsüncesi üzerinde çok büyük bir tesir elde etme durumuna getirecektir. Eger biz on gazete için ruhsat verirsek bizzat kendimiz otuz tane kuracagız ve diger yayınlar için de aynı nisbette muhafaza edecegiz. Bununla beraber hiçbir surette bundan halk süphelenrnemelidir. Bu sebepten dolayı nesredecegimiz gazeteler en karsı temayül ve fikirler içinde görüneceklerdir. Bununla bîze karsı güven hasıl ederek bundan hiç süphelenmiyen hasımlarımız aramıza çekilecek ve böylece onlar tuzagımıza düserek zararsız hale getirileceklerdir. Ön sırada resmî mahiyette olan organlar bulunacaktır. Bunlar daima menfaatlerimizin üzerinde koruyucu olacaklar ve bundan dolayı da tesirleri nisbeten önemsiz olacaktır. Ikinci sırada yarı resmî organlar bulunacaktır. Onların rolü mülayim ve lâkayıt olan kimseleri çekmek olacaktır. Üçüncü sırada biz kendi muhalefetimizi kuracagız ki tamamen dıs görünüs olarak organlarından en az birinde bize çok aykırı görünen tezler ileri sürecektir. Bizim hakiki muhaliflerimiz bu taklit muhalefeti kendilerinin olarak kalpten kabul edecek ve bize bütün sırlarını açıklayacaklardır. Bütün gazetelerimiz mümkün olan her görünüste aristokratik, cumhuriyetçi, devrimci, hattâ anarsist olacaklardır. Tabiî anayasa mevcut oldugu müddetçe. Onların yüzü, eli olacak ve kamu oyunun geregi olan her bir sektör için bir parmagı bulunacaktır. Ne zaman bir heyecan uyansa bu eller, düsünceyi bizim gayelerimiz istikametine sevk edecektir. Çünkü heyecanlanan bir hasta bütün muhakeme kuvvetini kaybeder ve telkinlere kolaylıkla kapılır. Kendi kamplarından olan bir gazetenin fikirlerini tekrar ettiklerini sanan budalalar bizim fikirlerimizi veya bizim için makbul görünen herhangibir fikri tekrar etmis olacaklardır. Kendi partilerinin organını takip ettiklerinin bos inancı içinde onlar, gerçekte bizim kendileri için açmıs oldugumuz bayragı takip edeceklerdir. Bizim gazetelerden tesekkül eden milis ordumuzu bu anlayıs içinde idare etmek için bu düzeni teskilâtlandırmakta özel ve ihtimamlı bir dikkat göstermeliyiz. Merkez basın dairesi unvanı altında basınla ilgili toplantılar tertip edecegiz. O toplantılarda bizim ajanlarımız dikkati çekmeden günün emirlerini ve parolalarını vereceklerdir. Bizim organlarımız resmî tebliglerdekinden daha dolgun bir sekilde ifadede bulunabilmemiz gayesile münakasa ve tekzipler ile fakat daima sathî olarak ve meselenin özüne temas etmeksizin resmî mahiyette gazetelere karsı yapmacık bir mücaledenin yaylım atesini devam ettireceklerdir. Tabiî bu durum her ne zaman bizim menfaatımıza olacak ise. Bize yapılacak olan bu hücumlar ayrıca bir baska gayeye de hizmet edecektir. Yâni teb'amız tam bir söz hürriyetinin varlıgına inandırılacaklar ve bu suretle ajanlarımıza bize muhalif olan bütün organların bizîm emirlerimize karsı herhangibir esaslı itiraz bulamadıklarından, bos seyler saçmalayan kimseler olduklarını iddia etmek için fırsat verecektir. Bu sekilde tertip metodları, halk tarafından farkedilemezler fakat, halkın teveccüh ve itimadını bizim hükümetimiz tarafına çekmede basarı kazanmak için en iyi bir sekilde hesaplanmıs ve kesinlikle güvenilir metodlardır. Üzerine basacagımız topragı daima çok ihtiyatlı bir sekilde yoklayarak böyle metodlar sayesinde zaman zaman icap eden sekilde vakıaları veya onların tekziplerini iyi veya kötü karsılanacaklarına göre kâh gerçek kâh yalan olarak nesrederek siyasî meseleler üzerinde halkın zihnini heyecanlandıracak veya sakinlestirecek, ikna edecek veya karıstıracak bir durumda olacagız. Biz muhaliflerimiz üzerinde kesin bir zafer kazanacagız. Çünkü yukarda bahsedilen basınla ugrasma metodlan sebebiyle onlar temayüllerinin görüslerini tam ve kesin olarak ifade edecekleri basın organlarına sahip olmayacaklardır. Hattâ bizim onları sathî istisnalar dısında tekzip etmege bile ihtiyacımız olmayacaktır. Basınımızın üçüncü sınıfı içinde tarafımızdan ateslenen bu gibi tecrübe atıslarını ihtiyaç halinde yarı resmî organlarımızda enerjik bir sekilde tekzip edecegiz. Simdiki zamanda bile, sadece Fransız basınını ele alın, parola ile isleyen masonik dayanısmayı açıga vuran haller vardır. Bütün basın organları meslekî gizlilik içinde birbirlerine baglıdırlar. Onlardan hiçbirisi kendi malûmat kaynaklarının sırrını bunların bildirilmesi kararlastırılmadıkça dısarıya vermezler. Gazetecilerden hiç birisi kendi tüm mazisi içinde yüz kızartıcı bazı yaralar ve buna benzeyen seyler bulunmadıkça basın meslegine kabul edilmeyecegi için onlardan birisi bile bu sırrı ifsa etmek tehlikesine girmeyecektir. Çünkü bu yaralar derhal açıklanır. Bu sırlar birkaç kisi arasında kaldıgı müddetçe gazetecinin söhreti memleket çogunlugunu çeker, avam onu sevkle takip eder. Bizim hesaplarımız, bilhassa tasra vilayetlerini sümulüne alır. Oralarda bizim herhangibir anda baskente saldırabilmemize vesile olacak ve baskentlere tasra vilayetlerinin kendi istek ve hissiyatı olarak gösterecegimiz istek ve hisler alevlendirmek bizim için zaruridir. Tabiî bunların kaynagı daima bir ve aynı olacaktır: biz. Iktidarı tam ele geçirecegimiz zamana kadar baskentlerin, kendilerini tasra halkının yâni bizim ajan kadromuz tarafından hazırlanan bir çogunlugun fikirleri ile bogulmus bulmalarını arzu ediyoruz. Amacımız için elzemdir ki en uygun anda meydana getirdigimiz bir emrivakiyi baskentler baska bir sebep için olmasa da basit bir sebep için yâni tasra vilayetlerîndeki çogunlugun bunu kabul etmis oldugu düsüncesi içinde olarak artık müzakere yapma durumuna girmesinler. Bizim tam hükümdarlıgımızı elde etmemize geçisten önceki yeni rejim döneminde bulundugumuz sırada, halk arasındaki dürüst olmayan hareketlerin hiçbir çesitinin basın tarafından herhangibir sekilde açıklanmasına müsaade etmemeliyiz. Yeni rejimin suç islenmesini bile ortadan kaldıracak bir derecede herkesi memnun ettigi düsüncesini vermek için bu lüzumludur. Suç Islenmesi hallerini ancak o suçlara mâruz kalanlarla tesadüfen sahit olanlar bileceklerdir. 
PROTOKOL - 13 
Günlük ekmek ihtiyacı, Yahudi Olmayanları sakin kalmaya zorlar ve onları bizim âciz hizmetkârlarımız yapar. Yahudi Olmayanlar arasından bizim basınımızda ise alınan ajanlar bizim emrimizle dogrudan dogruya resmî belgelerde yayınlanması bize uygun olmayan seylerin münakasasını yapacaklardır. Biz bu sırada bu münakasaların çok yükselen gürültüsü arasında sessizce istedigimiz tedbirleri alacagız ve sonuçlandıracagız. O zaman onları halka bir emrivaki gibi gösterecegiz. Hepsi birer ilerleme gibi gösterilmis olacagı için bir kere kararlastırılmıs olan bir meselenin ilga edilmesini istemege kimse cesaret edemiyecek ve basın derhal halkın düsünce akısını yeni meselelere çevirecektir. Halkı daima yeni seyler aramaga alıstırmadık mı? Münakasasını üzerlerine aldıkları meselelere dair en ufak fikir sahibi olmadıklarını bile anlamaya muktedir olmayan beyinsiz servet dagıtıcıları bu münakasaların içine kendilerini atacaklardır. Siyasal meseleler, onları yüzyıllardır meydana çıkaran ve yönetenlerin haricindeki kimselerin idraklerinin dısındadır. Bütün bunlardan görüyorsunuz ki avamın düsüncesini temin etmekle biz sadece kendi mekanizmamızın çalısmasını kolaylastırıyoruz. Dikkat etmissinizdir ki bunlar faaliyetlerimiz için degil fakat herhangibir meselede tasvib arıyor göründügümüz sözlerimiz içindir. Biz bütün islerimizde kanaatlanmıza baglı bir ümitle âmmenin refahı için çalıstıgımıza dair devamlı olarak beyanlarda bulunmaktayız. Bize çok huzursuzluk verebilecek kimseleri siyasî meselelerin münakasalarından baska tarafa çevirmek için simdi siyasette yeni meseleleri yâni sanayi meselelerini ileri sürüyoruz. Bırakın bu sahada kendi kendilerine budalaca münakasalar yapsınlar. Kitleler siyasî faaliyet zannettikleri islere karısmaya razıdırlar (ki bu faaliyet sahasında biz onları Yahudi Olmayan hükümetlere karsı savas vasıtaları olarak kullanmak için hazırlamıs bulunuyoruz). Ancak su sartla ki çalısacak yeni isler bulsunlar. Bu islerde biz onları aynı siyasî mevzulara benzeyen seylerle ugrastırıyoruz. Kitleler kendi bulundukları durumları anlamasınlar diye biz onları ayrıca zevkler, oyunlar, eglenceler, tutkular, halka mahsus eglence yerleri ile de baska yönlere çekecegiz. Pek yakında her çesit sanat ve spor müsabakaları yapılmasını basın vasıtası ile teklif edecegiz. Bu alâkalar nihayet onların zihinlerini bizim onlarla mücadeleye mecbur kalacagımız meselelerden baska tarafa çekecektir. Halkın bizzat kendi düsüncelerini teskil etmege ve aksettirmege alısık olmayısları gittikçe büyüyecek ve bizimle dayanısma halinde bulundugu hususunda süphe çekmeyecek kimseler vasıtası ile halka yalnız biz yeni düsünce istikametleri arzetmemiz sebebiyle onlar bizim ile aynı tonda konusmaga baslayacaklardır. Liberallerin ve ütopik hayalcilerin rolü bizim hükümetimiz tanındıgı zaman nihayet bitmis olacaktır. O zamana kadar onlar bize faydalı hizmette bulunmaga devam edeceklerdir. Bundan dolayı onların zihinlerini her çesit yeni ve güya ilerici bos telakkiler ve tuhaf nazariyeler ile yönetmege devam edecegiz. Biz bütün basarımızı, ilerleme kelimesi ile Yahudi Olmayanların beyinsiz kafalarını döndürerek kazanmadık mı? Yahudi Olmayanlar arasında bu kelimenin altında yatan ve içinde maddî icadlara ait bir mesele bulunmayan, hakikattan her hali ile ayrı olan mânayı, hakikatin bîr oldugunu ve hakikatin içinde ilerleme için yer olmadıgını fark edecek bir dimag bile yoktur, ilerleme, Allah'ın seçtigi kavim olan bizlerden baskası bilmesin dîye hakikati gizlemege hizmet eden aldatıcı bîr fikirdir. Beseriyeti lütüfkâr idaremiz altına almak gayesile onu altüst etmis bulunan büyük meseleleri, krallıgımızı kurdugumuz zaman konusmacılarımız açıklayacaklardır. Bütün bu halkları yüzyıllar boyunca kimsenin kesfedemedigi bir siyasî plâna göre bizim kademe kademe aldattıgımızdan o zaman kim süphe edebilir? 
PROTOKOL - 14 
Kaderimizin baglı oldugu ve kendisi vasıtası ile bizim kaderimiz ile dünyanın kaderleri birlestirilmis olan bir olan Allah'a ait dînimizden baska mevcut diger dinler, krallıgımızı kurunca bizim için istenilmez olacaktır. Bundan dolayı biz diger bütün inanç sekillerini ortadan kaldırmalıyız. Eger bu durum Allah'a inanmayan kimselerin ortaya çıkmasına sebebiyet verirse ki onları bu gün de görüyoruz, bu durum sadece bizim görüslerimizle karısık bir geçis merhalesi olarak kalmayacak fakat o nesillere bir ikaz olarak hizmet edecek ve onlar bizim Musa dînine ait va'zlarımıza kulak vereceklerdir. Onun saglam ve tamamen ayrıntılı bir sekilde hazırlanmıs sistemi ile bütün dünya halkları bizim teb'amız haline getirilecektir. Biz onun mistik tarafına agırlık verecegiz, ilerde de söyleyecegimiz gibi onun bütün terbiyevî kuvveti buna dayanır. Sonra mümkün olan her fırsatta makaleler nesredecek ve makalelerde bizim lütufkâr idaremiz ile geçmis çaglar arasında mukayeseler yapacagız. Her ne kadar yüzyıllarca süren kaynasma sonucu zorla elde edilmis ise de sükûnet, bizim menfaatlarımızı arzu ettigimiz yüksek ferahlıga ulastıracaktır. Yahudi Olmayan hükümetlerin hatalarını en parlak renkler içinde tasvir edecegiz. Biz onlara karsı öyle bir nefret asılayacagız ki halklar kölelik durumu içindeki sükûneti övülen hürriyetin beseriyete iskence eden ve insan yasayısının tüm kaynaklarını ne yaptıgını bilmeyen alçak maceracılar güruhuna sömürten haklarına tercih edeceklerdir. Yahudi Olmayanların devlet yapılarının el altından mahvına çalıstıgımız zaman onları kıskırtarak yaptırdıgımız hükümet sekillerinin faydasız degismeleri halkları o kadar bıktıracaktır ki o vakit onlar idaremiz altında her seye katlanmayı, yasamıs oldukları bütün dalgalanma ve sefaletlere tekrar tahammül etmek riskine girmege tercih edeceklerdir. Aynı zamanda takip ettikleri hayalî sosyal fayda plânlarında, bu plânların beser hayatının temeli olan dünya çapında münasebetlerde asla daha iyi bir durum meydana getirmeyip daha kötü bir durum meydana getirmege devam ettigine dikkat etmeden beseriyete gerçek faydası olan herseyi anlamaktaki eksiklikleri sebebiyle yüzyıllar boyunca beseriyete eza veren Yahudi Olmayan hükümetlerin tarihi hataları üzerinde ısrarla durmagı ihmal etmeyecegiz. Prensiplerimizin ve metodlarımızın bütün gücü bizim onları sosyal hayattaki ölü ve bozulmus eski düzen seylerin parlak bir tezadı gibi göstermemiz ve o sekilde yorumlamamız keyfiyetinde yatar. Filozoflarımız Yahudi Olmayanların çesitli inançlarının kusurlarını münakasa edeceklerdir. Fakat bizim inancımız bizden baska kimse tarafından tamamile ögrenilemiyeceginden bizden hiç kimse de onun sırlarını ifsa etmege cesaret edemiyeceginden kimse bizim inancımızın bakıs açısını hiçbir zaman münakasa mevzuu yapamıyacaktır. Ilerici ve aydınlanmıs olarak tanınan memleketlerde mânâsız, igrenç, menfur bir edebiyat meydana getirdik. Üst makamlarımızdan yayınlanacak olan parti programının lisanı ile arasındaki farkın tesirli bir sekilde gösterilmesine yardımcı olsun diye bizim iktidara geçisimizden sonra da bir müddet için bu edebiyatın varlıgını tesvik etmege devam edecegiz. Yahudi Olmayanların Önderleri olmak için yetistirilmis olan Siyon Liderlerimiz, nutuklar, projeler, hatıralar, makaleler tertip edecekler ve bunlar bizce Yahudi Olmayanların zihinlerine tesir etmek ve onların bizim tarafımızdan kararlastırılan ilim anlayıs ve sekillerine dogru sevkedilmeleri için kullanılacaklardır. 
PROTOKOL - 15
 Mevcut bütün hükümet sekillerinin degersizligi kesin olarak kabul edildikten sonra her yerde bîr ve aynı günde yapılması hazırlanan hükümet darbelerinin yardımı ile nihayet kesinlikle krallıgımızı kurdugumuz zaman (ki bunların vukuundan evvel az bir zaman degil belki de hattâ tam bir yüzyıl geçecektir) bize karsı plan olabilecek seylerin artık mevcut olmadıgını görmegi kendimize vazife edinecegiz. Bu amaç ile bizim krallıgımızı kurmamıza silahla karsı koyanların hepsini merhametsizce öldürecegiz. Gizli bir cemiyete benzeyen her çesit yeni müesesenin kurulması da ölümle cezalandırılacaktır. Onlardan halen mevcut bulunanları, ki bizce bilinmektedirler, bize hizmet etmekte ve etmis olanları dagıtacagız ve üyelerini Avrupa'dan çok uzak olan kıtalara sürgüne gönderecegiz. Çok seyleri bilen Yahudi Olmayan masonlar için de aynı tarzda muameleyi takip edecegiz. Bazı sebeplerle sürgüne göndermekten istisna edeceklerimizi de devamlı sürgün korkusu içinde tutacagız. Gizli cemiyetlerin bütün eski üyelerini bizim idare merkezimiz olan Avrupa'dan sürgün edilmege tâbi tutan bir kanun yürürlüge koyacagız. Bizim hükümetimizin kararları nihaî olacak ve bunlara karsı müracaat yolları bulunmayacaktır. Aralarına derin bir sekilde anlasmazlık ve itimatsızlık ekip köklestirdigimiz Yahudi Olmayan cemiyetlerde düzeni idare etmek için mümkün olan tek yol otoritenin kuvvetini açıkça isbat eden merhametsiz tedbirler almaktır: Magdur duruma düsenler dikkat nazarına alınmamalıdır, onlar bu duruma istikbaldeki refah için katlanacaklardır. Bu refahın elde edilmesi fedakârlıklar bahasına da olsa her çesit hükümetin vazifesidir. Hükümetlerin mevcudiyeti yalnız imtiyazları sebebiyle degil, aynı zamanda yükümlülükleri sebebiyle tanınır. Idarenin saglamlıgının baslıca teminatı iktidar hâlesinin kuvvetlendirilmesi ve bu hâlenin sadece mistik sebeplerden - Allah'ın seçmesinden - gelen yüzündeki dokunulmazlık alâmetlerinin o muhtesem ve sarsılmaz kudretten alınmıs olmasıdır. Son zamanlara kadar Rusya otokrasisi böyleydi ve Papalıgı saymazsak dünyada tek ve yegâne önemli düsmanımız o idi. Halk kendisini cesaret ve fikir kuvveti ile ipnotize edene dokunmaz. Krallıgımızı kuracagımız zamana kadar geçecek müddet zarfında biz aksi istikâmette bir yolda hareket edecegiz: dünyadaki her memlekette serbest mason localarını kuracagız ve çogaltacagız. Onlara kamu faaliyetlerinde söhretli olan veya olabilecek herkesi çekecegiz. Çünkü biz baslıca haber alma büromuzu ve tesir vasıtalarımızı bu localarda bulacagız. Bütün bu locaları yalnız bizce bilinen ve baska kimse tarafından kat'î surette bilinmeyen, Siyon liderlerimizden mütesekkil bir merkezî idare altında toplayacagız. Bu locaların kendilerinin mümessilleri bulunacak ve onlar yukarda bahsedilen masonluk idaresini, gizlemege hizmet edecekler ve onlardan alacagı parola ve programı tevzi edeceklerdir. Bu localarda bütün devrimci ve liberal unsurları birbirine rapteden dügümü baglayacagız. Onlar cemiyetin her tabakasından bir araya getirilmis olacaklardır. En gizli siyasî plânlar bizim tarafımızdan bilinecek ve bu plânlar henüz onların düsünüldükleri günde bizim rehberlik edici ellerimize düsecektir. Enternasyonal ve millî polis teskilâtının hemen hemen bütün ajanları bu locaların üyeleri arasında bulunacaklardır. Onların bu hususta bize hizmetlerinin yeri doldurulamaz. Çünkü polis teskilâtı yalnız itaatsizlere karsı kendi özel tedbirlerini kullanma durumunda olmayıp aynı zamanda bizim faaliyetlerimizi gizler ve hosnutsuzluklar için bahaneler saglar, vesaire. En istekli sekilde gizli cemiyetlere giren halk sınıfı; agıkgözlülükle geçimlerini saglayanlar, meslegi bakımından ilerlemege meraklı olanlar ve bütün halk içerisinde en kararsız olan kimselerdir. Bizim onlarla is yapmakta ve tarafımızdan icat edilen makinenin mekanizmasını kurmak için onları kullanmakta müskülatımız olmayacaktır. Eger dünyada karısıklıklar büyüyorsa bunun mânası sudur ki onun büyük dayanısmasını parçalamak için bunları biz tahrik etmisizdir. Bunların arasından bir entrika ortaya çıkarsa o zaman bu entrikanın bası bizim en güvenilir hizmetkârlarımızın birisinden baskası olmayacaktır. Tabiîdir ki masonik faaliyetlere rehberlik etmesi gerekenler baskaları degil bizleriz. Çünkü nereden idare edildigimizi biz biliriz. Her çesit faaliyette nihaî gayenin ne oldugunu biz biliriz. Halbuki Yahudi Olmayanlar hiçbir bilgiye sahip degildirler. Hattâ faaliyetin derhal olan tesirini dahi bilemezler. Onlar çok kere düsüncelerinin icra edilip tamamlanmasında kendi görüslerinden tatmin olmanın bir anlık hesabını göz önünde tutarlar ve hattâ dikkat etmezler ki bu muayyen fikir asla onların kendi sahsi tesebbüslerine ait degildir, fakat biz onların düsüncelerini harekete geçirmisîzdir. Yahudi Olmayanlar mason localarına ya merak saiki ile veya halka mahsus çörekten kemirebilmek ümidi ile girerler. Onlardan bazıları da kendilerinin tatbik kabiliyeti olmayan temelsiz ve tuhaf fikirlerine halk önünde dinleyici bulabilmek için girerler. Bunlar söhret heyecanına ve alkısa susamıslardır ki bu hususlarda biz dikkate deger derecede eli açık bulunmaktayız, Onlara bu söhreti vermemizin sebebi onlarda doguracagı kibirlilikten istifade etmek içindir. Çünkü bu anlayıssızlık; onları, bizim telkinlerimize karsı uyanık bulunmadan ve bu telkinlerin kendi düsüncelerini ifade ettigine ve bunları baskalarından almıs olmanın imkânsız olduguna dair tam bir yanılmazlık duygusu içinde, bizim telkinlerimize uygun hale getirir. Yahudi Olmayanların en tedbirlisinin bile kibirlilikleri yüzünden ne derece saflık durumuna getirilebilecegini ve aynı zamanda en önemsiz bir söhret noksanlıgı ile, her ne kadar bu durum onların hoslandıgı alkısların kesilmesinden baska bir sey degilse de onların kalplerini yerinden çıkarmanın ne kadar kolay oldugunu ve kendilerini bir söhret kazanma ugrunda kölece boyun egme durumuna indirdigini tasavvur edemezsiniz. Onların bu maddiyatçı psikolojisi bizim onları gerekli gördügümüz istikâmete yöneltmek vazifemizi kolaylastırıyor. Görünüste kaplan olan bu kimseler koyun ruhuna sahiptirler. Herkes onların basları arasından serbestçe geçer. Biz onları kollektivizmin sembolik birligi tarafından ferdiyetin yok edilmesi hususundaki bîr fikrin oyuncak atına bindirdik. Onlar simdiye kadar düsünme dirayetine sahip olamadılar ve ileride de olamıyacaklar ki bu oyuncak at en mühim yaratılıs kanununa açık bir aykırılık göstermektedir. Söyle ki dünyadaki her mahlûk digerine benzemeyen bir ferttir, ve bu durum kesinlikle ferdiyetin tesisi amacına matuftur. Eger biz onları böyle budalaca bir körlük çukuruna düsürmege muktedir olduysak bu isbat etmez mi hem de hayret edilecek derecede açık olarak isbat etmez mi ki Yahudi Olmayanların kafası bîzim kafamıza kıyasla o derece gelismis degildir? Iste asıl bu bizim basarımızı garantiler. Siyon Liderlerimiz eski zamanlarda, önemli bir netice elde etmek için herhangibir vasıta önün de duraklamamamız ve netice ugrunda feda edilen kimseleri hesaba katmamamız gerektigini söylerken ne derece uzak görüslü idiler. Yahudi Olmayan sıgırların zürriyetinden olan kimselerden feda edilenleri hesaba katmıs degiliz. Her ne kadar biz de kendi aramızdan birçoklarını feda etmis isek de bu sebeple bizi simdiden onlar dünya üzerinde öyle bir duruma getirdiler ki onlar bunu hayal dahi edemezlerdi, Nîsbeten az sayıda olan bizim feda ettigimiz kimseler bizim milletimizi yok olmaktan kurtardı. Ölüm herkes için kaçınılmaz bîr sonuçtur, islerimize engel olanları bu sonuca yaklastırmak, bu isleri tesis eden bizleri yaklastırmaktan iyidir. Biz, masonları o derece tedbirli bir sekilde öldürüyoruz ki biraderlerimizden baska kimsenin hattâ kendilerinin bile bizim ölüm hükmümüzden bir süpheleri mevcut olamaz. Onların hepsi gerektigi zaman sanki normal sekilde bir hastalık sebebiyle imis gibi ölürler. Bunu bildikleri için o localardaki biraderler dahi bize karsı itiraza cesaret edemezler. Bu metodlarla biz masonlugun içinden bizim tertiplerimize karsı her türlü itiraz tohumlarını söküp attık. Biz bir taraftan Yahudi Olmayanlar liberalizm telkin ederken diger taraftan kendi halkımızı ve ajanlarımızı münakasa götürmez bir itaat durumunda tutuyoruz. Bizim tesirimiz ile Yahudi Olmayanların kanunlarının tatbikî asgari hadde indirilmistir. Kanun tesiri bu, sahada yapılan liberal yorumlamalar ile giderilmistir. En mühim ve temel is ve meselelerde hâkimler bizim kendilerine dikte ettigimiz sekilde karar verirler, ve Yahudi Olmayanların idaresi hususunda mevzuları bizim tuttugumuz ısık altında görürler. Tabiî bizim oyuncagımız olan fakat kendileri ile is gördügümüz harice göstermedigimiz sahısları, gazete görüslerini ve diger vasıtaları kullanırız. Hattâ senatörler ve yüksek idare makamlarındakiler bile bizim nasihatlarımızı kabul ederler. Yahudi Olmayanların safi hayvan kafası, analız ve müsahedeye ve bundan baska muayyen bir tarzda sorulan bir sualin neyi hedef aldıgını önceden görmege kabiliyetli degildir. Yahudi Olmayanlar île bizim aramızdaki bu düsünce kapasitesi farkından, Yahudi Olmayanların hayvan kafasına karsılık bizim seçilmis kavim olarak durumumuzun ve yüksek kaliteli insanlıgımızın mührü açıkça farkedilebilir. Onların gözleri açıktır. Fakat kendilerinden baska bir sey görmez ve onlar icatta bulunamaz (ancak- belki maddî seyler icat edebilirler). Bundan açıkça anlasılır ki, yaratılıstan dünyanın sevk ve idaresi bize verilmistir. Bizim hükmetmege açıktan açıga baslayacagımız ve o idarenin lütuflarını gösterecegimiz vakit gelince bütün kanunları yeniden yapacagız. Herhangibir kimsenin onları tam olarak bilecek durumda olması için bizim bütün kanunlarımız kısa, sade, daimî olacak ve içlerinde hiçbir çesit yorumlamalar bulunmayacaktır. Müstereken sahip olacakları baslıca özellik düzene itaat ettirecek ve bu prensibi yüksek bir seviyeye getirecek olmalarıdır. En asagıdaki ferde kadar herkes iktidar temsilcisinin yüksek otoritesi karsısında sorumlu tutulacagından her suî istimal o zaman kaybolacaktır. Ikinci derecedeki memurların yetki sui istimalinin son bulması için o kadar merhametsizce cezalandırılacaklardır ki kimse kendi yetkileri île bunu deneme hevesi bulamıyacaktır. Devlet mekanizmasının pürüzsüz islemesinin baglı oldugu idarenin her hareketini titizlikle takip edecegiz. Çünkü bundaki gevseklik heryerde gevseklik dogurur. Bir tek kanuna aykırılık veya yetki sui istimali hali bile ibret teskil eden bir sekilde cezalandırmanın dısında tutulmayacaktır. Suçu gizleme, idare hizmetlerinde bulunanların suça göz yummaları - bütün bu çesit kötülükler siddetle cezalandırmanın daha ilk misallerinin akabinde görünmez olacaktır. Iktidarımızın hâlesi kendisinin üstün nüfuzunu kazanma ugruna en küçük bîr karsı gelme için uygun bir cezayı yâni zâlim bir cezayı gerektirir. Buna mâruz kalan kimse hernekadar ugradıgı ceza kusurunu asmıs olsa da idarî muharebe sahasında otorite, prensip ve kanun ugrunda ölmüs bir asker sayılacaktır. Bunlar umuma ait arabanın dizginlerini ellerinde tutanların umumi yoldan kendi hususi patikalarına sapmalarına müsaade etmez. Meselâ bizim hâkimlerimiz bileceklerdir ki her ne zaman kendileri budalaca müsamaha duygusuna sahip oldukları intibaını bırakırlarsa, o zaman kendileri adlî kanunu ihlal ediyorlardır. O kanunlar ki kusurlardan dolayı verilen cezaların insanları islah edici birer ibret teskil etmeleri için tesis edilmislerdir, hâkimlerin ruhsal niteliklerini göstermeleri için degil. Bu gibi nitelikler beser hayatının terbiyevi temeli olan umumi bir meydanda degil hususi hayatta gösterilmege uygundurlar. Bizim adliye personelimiz 55 yastan sonra hizmet etmeyeceklerdir. Bunun ilk sebebi yaslı adamlar önceden edindikleri fikirleri daha büyük bir mukavemetle devam ettirirler ve yeni emirlere itaat etmege daha az kabiliyetlidirler. Ikinci sebebi ise bu tedbirleri takiben biz personelin degistirilmesinde daha büyük bir esneklikten istifade edecegiz ki böylece bizim baskımız altında daha kolaylıkla egileceklerdir. Mevkiini muhafaza etmek isteyen kimse ona lâyık olmak için kör bir iaat göstermege mecbur olacaktır. Genellikle hâkimlerimiz bizim tarafımızdan ve oynamaga mecbur oldukları rolün cezalandırmak ve kanunları tatbik etmek oldugunu ve Yahudi Olmayanların bu günlerde hayal ettigi gibi devletin terbiyevî plânı zararına olarak liberalizm göstermek hülyasına kapılmak olmadıgını tamamen anlayan kimseler arasından seçilecektir. Personeli degistirme hususundaki bu metod aynı memuriyeti yapanların toplu dayanısmasını yok etmege ve onların hepsini akıbetlerinin dayalı olacagı hükümet menfaatlarına baglamaga da hizmet edecektir. Hâkimlerin genç nesli teb'amızın kendi aralarında tesis edilen düzeni karıstırabilecek herhangibir sui istimalin kabul olunmazlıgı hususunda kesin bir görüs içinde yetistirileceklerdir. Bu günlerde Yahudi Olmayanların hâkimleri memuriyetlerinin tam bir anlayısına sahip olmayarak, her çesit cürüme karsı müsamaha gösteriyorlar. Çünkü simdiki çagın idarecileri, hâkimleri vazifeye tâyin ederken onlara kendilerinden istenen bir vazife duygusu ve mevzua vukuf asılamaga dikkat etmezler. Av aramak için yavrusunu koyveren vahsî bir hayvan gibi Yahudi Olmayanlar da kendi teb'asına kazançlı mevkiler verir ve bu gibi memuriyetlerin hangi gaye ile meydana getirildigini onlara asılamayı düsünmezler. Onların hükümetlerinin, kendi idarelerinin davranısı sebebiyle bizzat kendi kuvvetleri tarafından mahvedilmelerinin sebebi budur. Bu hareketlerin neticelerine dair misalden bizim hükümetimiz için diger bir ders daha çıkaralım. Devlet yapımız için, ikinci derecede memurların yetistirilmelerine mesned olan idarî teskilâtımızın bütün önemli stratejik mevkilerinden liberalizmi söküp çıkaracagız. Bu gibi mevkiler, münhasıran idarede hükmetmek için yetistirdigimiz kimselere düsecektir. Eski memurların emekliye ayrılmalarının hazineye agır yük olacagı seklindeki muhtemel bîr itiraza su cevaplan veririm: Evvelâ onlara kaybettikleri mevki yerine bazı hususi vazifeler bulunacaktır. Ikinci olarak söylemege mecburum ki dünyadaki bütün para bizim ellerimizde toplanacaktır. Bundan dolayı bizim hükümetimiz masraftan korkmaya mecbur degildir. Bizim istibdadımız her seyde bir kademe halinde bulunacak ve bundan dolayı onun herbir kararı içinde üstünlügümüz saygı görecek ve bu kararlar muhakkak surete yerine getirilecektir. Istibdadımız hiçbir homurdanma ve hiçbir hosnutsuzluga önem vermeyecek ve ibret verici mahiyette cezalandırma hareketi ile onların her çesit tezahürünün kökünü yok edecektir. Biz mahkeme kararlarının nakzedilmesi yetkisini kaldıracagız. O yetki münhasıran bizim tasarrufumuza, bizim hükümdarımızın yefki sahasına geçirilecektir. Çünkü bizim ise baslattıgımız hâkimlerin kararlarının dogru olmayabilecegine dair halk arasında bîr fikrin dogmasına müsaade etmemeliyiz. Eger bununla beraber buna benzer bîr sey vuku bulursa kararı biz nakzedecegiz fakat aynı zamanda vazifesini ve kendi tâyin edilisinin gayelerini anlamadaki noksanlıgı sebebiyle bu gibi hallerin tekerrürünü önleyecek sekilde o hâkimi ibret verici bir sekilde cezalandıracagız. Tekrar ediyorum, hatırda tutmalıdır ki idaremizin her adımında onun sadece halkın bizden memnuniyetini yakından göstermege ihtiyacı oldugunu bilecegiz. Çünkü halkın iyi bir hükümetten iyi bir memur istemege yetkisi vardır. Hükümetimiz, hükümdarımızın vazifesi üzerinde bir babanın koruyucu görünüsüne sahip olacaktır. Kendi kavimimîz ve teb'amız onun sahsında kendilerinin her ihtiyaciyle, her isiyle ve hükümdar ile olan münasebetleriyle oldugu kadar onların teb'a olarak birbirleri ile olan münasebetlerî ile de alâkadar olan bir baba farkedeceklerdîr. Onlar çocuklarını vazife ve itaat hisleri içinde tutmak isteyen tedbirli ana babalar gibi onların hayatlarında her seyi düzenledigimizden memnun olacaklardır. Çünkü dünya halkları, devletimizin sırları hususunda daima rüsde ermemis çocuklar durumunda bulunacaklardır, tamamen kendi hükümetlerinin durumu gibi. Gördügünüz gibi istibdadımızı hak ve vazife üzerine kuruyorum: vazife yapmaya zorlama yetkisi, teb'asını bîr baba gibi gözeten bîr hükümetin dogrudan dogruya borcudur. O, kuvvetlinin hakkına sahiptir ki o hakkı beseriyeti yaratılıstan tâyin edilen nizam istikametine yâni itaata sevketime yararına kullanmalıdır. Dünyada her sey bîr itaat durumundadır, insana degilse sartlara veya kendi iç karakterine, her durumda daha kuvvetli olana. Bu sebepten iyilik ugruna kuvvetli olacagız. Kurulu düzeni ihlâl edici bir fiilde bulunan fertleri tereddütsüz olarak feda etmege mecburuz. Çünkü kötülügün ibret verîcî sekilde cezalandırılmasında büyük bir terbîyevî mesele yatar. Israil kralı Avrupanın kendisine sundugu tacı kutsal basına giydigi zaman dünyanın atası olacaktır. Uygun görmesi sebebiyle onun zaruri olarak feda edecegi kimselerin sayısı Yahudi Olmayan hükümetlerin azamet düskünlügü yüzünden yüzyıllar boyunca aralarındaki rekabet sebebiyle feda edilenlerin sayısına asla ulasmayacaktır. Bizim kralımız, kürsüsünden halklara söhreti aynı saatta bütün dünyaya yayılacak olan nutuklar söyleyerek onlar ile devamlı birlik içinde olacaktır. 
PROTOKOL - 16 
Bizimkilerin dısında bütün toplu kuvvetlerin yıkılmasına tesir etmek için toplu hareketlerin ilk merhalesi olan üniversiteleri yeni bir istikamette yeniden egiterek kuvvetten düsürecegiz. Onların görevleri ve profesörleri en az bir sekilde dahi ayrılmaya yetkili olmayacakları gizli ve teferruatlı faaliyet programı ile vazifeleri için hazırlanmıs olacaklardır. Onlar hususi bîr ihtiyatla ve tamamile hükümete tâbi olarak vazifelerine tâyin edileceklerdir. Siyasî meselelerle alâkalı dersleri oldugu gibi devlet hukukunu da ders programının haricinde tutacagız. Bu mevzular yeni baslayan talebeler arasından üstün kabiliyetlerinden dolayı seçilen birkaç düzine sahsa ögretilecektir. Üniversiteler, artık sınıflarından babalarının dahi asla düsünce kuvvetine sahip olmadıgı siyasî meselelerle ugrasarak anayasa için bir komedi veya bir trajedi seklinde uygunsuz plânlar hazırlayan zayıf tabiatlı adamlar salıvermemelidir. Çok sayıda kimselerin devlet meselelerine dair yanlıs malûmatı, Yahudi Olmayanların bu istikamette bütün dünyadaki egitiminin misalinden siz kendiniz de bizzat görebileceginiz gibi ütopik hayal kuranlar ve kötü teb'a meydana getirir. Kendilerinin düzenini çok parlak bir sekilde bozan bütün prensipleri onların egitimine sokmak geregini duyduk. Fakat biz iktidarda oldugumuz zaman egitim programından her çesit karıstırıcı mevzuu kaldıracagız ve gençlikten otoriteye itaatli, idare mevkiindeki sahsı kendilerine bir dayanak olarak seven, sulh ve sükûn bekleyen kimseler meydana getirecegiz. Içinde iyiden ziyade kötü misaller bulunan klâsikcilik ve herhangibir çesit ilk çag tarih tahsili yerine gelecege ait programların tahsilini koyacagız. Biz insanların hafızalarından evvelki yüzyılların hosumuza gitmeyen bütün olaylarını silecegiz ve sadece Yahudi Olmayan hükümetlerin bütün hatalarını tasvir edenleri bırakacagız. Ameli hayata, düzenin gerektirdigi yükümlülüklere, halkın birbirleri ile olan münasebetlerine, kötülügü yayan ve bulastıran kötü ve egoistçe örnek olmaktan kaçınmaya dair dersler ve terbiye dünyasının benzer meseleleri ögretim programının ön sırasında yer alacaktır. Ögretimi hiç bir surette genellestirmeden bunlar hayattaki her ihtiyaç ve meslege göre ayrı bir plânda hazırlanacaktır. Meselenin bu sekilde ele alınısı özellikle mühimdir. Her sosyal sınıf, hayattaki hedefi ve vazifesine uygun sert sınırlar içinde yetistirilmelidir. Ara sıra görülen istidatlı kimseler hayatta diger sosyal sınıflara geçme imkânı bulmuslardır ve daima bulacaklardır. Fakat bu nâdir istidatlı kimseler ugruna kabiliyetsiz kimselerin kendilerine yabancı olan saflara geçmelerine ve o saflara dogustan veya vazife ile sahip olan kimselerin yerlerini talan etmelerine müsade etmek tam bir budalalık olur. Bu açık manasızlıga müsaade eden Yahudi Olmayanlar için bütün bunların ne netice dogurdugunu siz kendiniz bilirsiniz. Hüküm süren kimsenin teb'asının kalplerinde ve kafalarında saglamca yerlesmesi için, onun faaliyeti müddetince bütün millete okullarda ve umumi yerlerde maksat ve isleri ve bütün lütûfkâr tesebbüslerine dair bilgi vermesi gereklidir. Biz her çesit ders verme hürriyetini kaldıracagız. Her yastaki talebeler ana babaları ile birlikte bir dernekte oldugu gibi egitim müesseselerinde toplanma hakkına sahip olacaklardır. Tatil günlerinde ögretmenler bu toplantılarda beserî ibret verici kanunlar, suursuzca münasebetlerden dogan sınırlamalar ve nihayet henüz dünyaya ilân edilmemis yenî nazariyeler meseleleri üzerinde serbest konferanslar vereceklerdir. Bu nazariyeleri bizim inancımıza bir geçis merhalesi olarak meydana getirecegiz. Simdiki zamandaki ve gelecek zamandaki faaliyetimizin programının açıklanması tamamlanınca ben size bu nazariyelerin esaslarını okuyacagım. Kısaca: halkın fikirlerle yasayıp idare edildikleri ve bu fikirleri yalnız her yastakiler için, tabiî degisik metodlar ile olmak üzere aynı basarıyı saglıyan egitim vasıtası ile ögrendiklerini birçok yüzyılların tecrübesi ile bilerek düsünce bagımsızlıgının son parıltısını da bütün bütün elimize geçirecek ve kendi menfaatimiz için kullanmak üzere zaptedecegiz. Esasen biz uzun zamandan beri mevzu ve fikirlere kendi menfaatımıza göre yön veriyoruz. Düsünceye gem vurma sistemi simdiden görerek ögrenim denen sistem ile uygulamaya konmustur. Bunun amacı Yahudi Olmayanları, kendilerinde bir fikir tesekkülü için gözlerinin önüne bir seyler getirilmesini bekleyen uysal hayvanlar haline getirmektir. Fransada en iyi ajanlarımızdan bîri olan burjuvazi simdiden yeni bir «görerek ögrenim» programını yapmıs bulunmaktadır. 
PROTOKOL - 17 
Avukatlık mesleginin icrası; soguk, zâlim, inatçı, karaktersiz insanlar meydana getirir. Bunlar her meseleyi sahsa baglı olmayan sırf hukukî görüs noktasından ele alırlar. Onların köklesmis alıskanlıgı her seyde o isin neticelerinin kamuya faydasına degil, onun maddî mahiyetinin müdafaa yönünden degerine bakmaktır. Onlar çogunlukla herhangi bir seyin müdafaasını üzerlerine almayı reddetmezler, hukuk ilminin en ufak bir meselesi üzerinde münakasalar yaparak her ne bahasına olursa olsun bir beraat kararı almaga ugrasırlar, ve bu suretle adaleti bozarlar. Bu sebepten dolayı biz bu meslegi dar bir çerçeveye sokacagız ve onu umumi icra hizmeti sahası içinde tutacagız. Avukatlar aynen hâkimler gibi davada taraf olan sahıslarla haberlesme yetkisinden mahrum edileceklerdir. Onlar isi sadece mahkemeden alacaklar ve o isi rapor ve belge notları ile tetkik edecekler ve müvekkillerini meydana çıkan hadiselere dair mahkemede sorguya çekilmelerinden sonra müdafaa edeceklerdir. Onlar müdafaanın mahiyetine bakılmaksızın bir ücret atacaklardır. Bu durum takibat yararına raportör olacak savcıya karsı onları yalnız adalet yararına hukuk meslegi icra eden raportörler durumuna getirecektir. Bunlar mahkemelerde isleri kısaltacaktır. Bu yol ile sahsî menfaattan degil, kanaat getirmek suretile yürütülen dürüst, tarafsız bir müdafaa uygulaması tesîs edilecektir. Bu aynı zamanda sadece en fazla para veren tarafı kazandırmak hususunda anlasmak için avukatlar arasındaki bozuk pazarlık alıskanlıgını da ortadan kaldıracaktır. Uzun zamandan beri Yahudi Olmayanların papaz sınıfını itibarden düsürmek ve bu suretle onların dünya üzerindeki faaliyetlerini yıkmaga dikkat ediyoruz. Onlar bize bu günlerde hâlâ büyük bir engel olabilirler. Günden güne onların dünya halkları üzerindeki tesiri azalıyor. Vicdan hürriyeti her yerde ilân edilmistir. Bu sebeple simdi bizi Hıristiyan dîninin tamamen yıkılması ânından ayıran müddet; sadece seneler ile ifade edilecek kadar kalmıstır. Diger dinler için de böyledir. Bununla beraber onlarla ugrasmada daha az müskülâtımız olacaktır. Fakat bundan simdi bahsetmek mevsimsizdir. Biz siyasette kilisenin nüfuzunu ve kilisenin siyasette yer almasını müdafaa edenleri, eski gelismelerine nisbeten geriye götüren dar çerçevelere koyacagız. Papalık sarayını yıkma zamanı nihayet gelince görünmez bîr elin parmagı milletleri bu saraya karsı sevk edecektir. Bununla beraber milletler onun üzerine atıldıgı zaman biz sanki fazla kan dökülmesini önlemek istiyormusuz gibi onun müdafileri kisvesinde ileri çıkacagız. Bu oyalama ile biz onun bütün iç kısımlarına girecegiz ve emin olun kî bu mevkiin bütün kuvvetini kemirinceye kadar asla bir daha dısarı çıkmayacagız. Yahudilerin kralı dünyanın gerçek papa'sı, enternasyonal kilisenin atası olacaktır. Fakat biz, gençligi yeni geleneksel dinler için ve müteakiben bizim dinimiz için yeni bastan egitirken aradaki zaman zarfında mevcut kiliselere açıktan açıga dokunmayacagız. Fakat biz onlara karsı, ayrılık meydana getirecek sekilde plânlanmıs tenkitçilik yolu ile savasacagız. Umumiyetle bizim çagdas basınımız; o zaman devamlı olarak ancak bizim hünerli kabilemizin istidatlı kimseleri tarafından yapılabilecek tarzda her vasıta ile onların nüfuzunu azaltmak için en karaktersiz ifadeler kullanarak devlet islerini, dinleri, Yahudi Olmayanların kabiliyetsizliklerini tenkid etmege devam edecektir. Biz herseyi resmî polis teskilatının yardımı olmaksızın görecegiz. Bu teskilât, Yahudi Olmayanların kullanması için bizim dikkatle hazırladıgımız yetki genisligi içinde hükümetlerin görüsünü engellemektedir. Bizim programımızda devlete gönüllü olarak hizmet etme prensibi ile teb'amızın üçte biri digerlerini bir vazife anlayısı ile gözetleme altında tutacaktır. O zaman bir casus ve gammaz olmak bir ayıp olmayacak bîr meziyet olacaktır. Bununla beraber asılsız ithamlar merhametsizce cezalandırılacaktır kî bu yetkinin sui istimali çogalmasın. Ajanlarımız; cemiyetin hem alt tabakalarından hem de üst tabakalarından, vakitlerini eglence ile geçiren idareci sınıftan, yazarlardan, matbaacılardan ve yayınevi sahiplerinden, kitabevi sahiplerinden, kâtiplerden ve satıcılardan, isçilerden, arabacılardan, hademelerden vesaireden alınacaktır. Bu topluluk hiçbir yetkiye sahip olmayacak ve kendi hesabına hiçbir faaliyette bulunmasına izin verilmeyecektir. Bunun neticesi olarak hiçbir kuvveti olmayan bir polis teskilâtı olarak sadece sahit olacak ve ihbar edecektir. Onların ihbarlarının tahkiki ve tevkif kararı verme yetkisi sorumlu bir gruba ait olacak ve onlar polis islerini kontrol edeceklerdir. Bununla beraber tevkif kararının fiilen infazı jandarma ve belediye polis teskilâtı tarafından yapılacaktır. Devlet meseleleri ile alâkalı herhangibir seyi görüp veya duyup da haber vermeyen sahısların gizleme cürmünü isledigi isbat edilecek olursa bununla itham edilip sorumlu tutulacaklardır. Tam bu günlerde bizzat kendi aile veya üyelerinin KABAL'a aykırı herhangibir sey yaptıklarını farkeden biraderlerimizin onların kabal'dan çıktıklarını ihbar etme tehlikesine girmege mecbur tutuldukları gibi, bütün dünya üzerindeki krallıgımızda da bütün teb'arruz için devlete bu yönde hizmet vazifesi yapmak mecburi olacaktır. Böyle bîr teskilât yetki ve kuvvet sui istimallerini, rüsvetçiligi, telkinlerimiz vasıtası ile insanların üstün hakları seklindeki nazariyelerimiz île Yahudi Olmayanların âdetleri arasına soktugumuz her seyi tamamen ortadan kaldıracaktır. Fakat biz baska türlü nasıl onların idaresi ortasında karısıklık sebeplerini önceden hazırlayarak artırabilirdik? Bu metodlar arasında en önemlilerinden bîri düzeni yenileme Için kullanılan ajanların inatçı bir sekilde kendini begenmislik, yetkinin sorumsuzca kullanılması ve en basta rüsvetçilik gibi kötü temayüllerinin gelisme ve ortaya çıkmasını engellemek için elverisli durum bulacak sekilde tâyin edilmeleridir. 
PROTOKOL - 18 
Otoritenin Itibarı için en öldürücü zehir olan gizli polis teskilâtının sıkı tedbirlerini daha kuvvetlendirmek bizim için zarurî hale geldigi zaman biz, taklit karısıklıklar düzenliyecegiz veya güzel konusan konusmacıların isbirliginde ifadesini bulan bazı hosnutsuzluk gösterilerinde bulunacagız. Bu konusmacıların etrafında onların sözlerine yakınlık duyan herkes toplanacaktır. Bu durum Yahudi Olmayanların polis teskilatı arasında bulunan hizmetkârlarımız vasıtası ile bize evlerde arama yapma ve gözaltında tutma bahaneleri verecektir. Konusmacıların çogu eglence sevgisi ve konusma ugruna hareket ettiklerinden açıktan açıga bir davranısları olmadıkça onlara dokunmayacagız. Sadece onların arasına gözetleyici elemanlar sokacagız. Hatırlanmalıdır ki eger kendisine karsı sık sık suikastler meydana çıkarırsa o otoritenin itibarı azalır. Bu durum onun zaafiyeti ve daha kötüsü adaletsizligi fikrini hatıra getirir. Biliyorsunuz ki bizim koyun sürümüzün kör koyunları olan ajanlarımız vasıtası ile Yahudi Olmayan kralların hayatlarına karsı sık sık suikastlar yaparak onların nüfuzunu kırdık. O ajanlar ki birkaç liberal cümle onları kolayca cürüm Islemege sevkeder. Yeter ki o cümleler politik renklerle boyanmıs olsun. Biz hükümdarları gizli polis teskilatının tedbirlerini açıkça ilân etmekle zaafiyetlerini kabule icbar etmekteyiz ve bu suretle de otoriteyi yıkıma sürükleyecegiz. Bizim hükümdarımız sadece ufak bir muhafız birligi tarafından gizlice korunacaktır. Çünki biz kendisinin mücadele etmege kuvvetinin yetmeyecegi veya saklanmaga mecbur kalacagı sekilde kendisine karsı bir ayaklanma olabilecegi düsüncesini kabul etmeyecegiz. Yahudi Olmayanların yaptıgı ve yapmakta oldugu gibi eger biz de bu düsünceyi kabul edersek hükümdarımız için olmasa bile uzak olmayan bir tarihte onun hanedanı için bu sebepten dolayı bir ölüm hükmü imza etmis olurduk. Bizim hükümdarımız titizlikle uygulanan dıs görünüsüne göre iktidarını sadece milletin menfaatına kullanacak, kendisinin ve hanedanının çıkarını düsünmeyecektir. Bundan dolayı bu durumun müsahadesi ile onun otoritesi bizzat teb'ası tarafından hürmet görecek ve korunacaktır. Bu sekilde bir açıktan açıga koruma onun kuvvetinin teskilatlanmasındaki zaafiyeîi isbat eder. Hükümdarımız daima halk arasında zahiren meraklı görünen erkek ve kadınlardan tesekkül eden bir kitle tarafından kusatılacaktır. Bunlar onun etrafında görünüste bir tesadüf neticesi imis gibi ön safları isgal edecekler ve saygısız bir sekilde olan diger safları geride tutarak iyi bir düzen içinde gibi göstereceklerdir. Bu durum diger saflar içinde de intizamlı durma numunesi olacaktır. Eger bir dilekçe sahibi halk arasında görünüp saflar arasından yol açmaga çalısarak dilekçesini hükümdarın eline vermek isterse ön saftakiler bu dilekçeyi alarak dilekçe sahibinin gözlerinin önünde ona vermelidirler ki herkes verilen seyin yerine ulastıgını ve bunun neticesi olarak da bizzat hükümdarın kontrola tâbi oldugunu bilsin. Iktidar hâlesinin mevcudiyeti halkın «kral bundan haberdar olsaydı» veya «kral bunu isitecek» diyebilmesini gerekli kılar. Resmî gizli polis teskilâtının kurulması ile otoritenin mistik itibarı kaybolur, muayyen bir cür'et meydana gelir ve herkes kendini onun efendisi sayar. Hükümete karsı serkeslik satan kimseler otoritenin kuvvetinin farkındadırlar ve ne zaman bir fırsat çıkarsa otoriteye karsı suikast yapacakları anı gözlerler. Biz Yahudi Olmayanlara baska seyler telkin ettik. Fakat her hadise gizli polis teskilâtının onları nerelere götürdügünü görmemizi mümkün kıldı. Bize karsı suç isleyenler ciddî bir temele istinad etsin veya etmesin ilk süpheler ürerine evkif edileceklerdir. Siyasî bir kabahat veya cürüm islediginden süphelenilen bir sahsa muhtemel bir hata yapma korkusu ile kaçma fırsatı verilmesine müsaade edilemez, Çünki bu mevzularda biz tam mânası ile merhametsiz olacagız. Eger müsamaha göstererek basit cürümlerde suçun saik ve sebepleri üzerinde durmayı kabul etmek mümkün olsa bile hükümetten baska kimsenin bir sey anlamayacagı meselelerle mesgul olan kimseler için affedilme imkânı yoktur ve hiçbir hükümet de gerçek siyaseti anlayamamıstır. 
PROTOKOL - 19 
Politikada bagımsız olarak ferden çalısmaya müsaade etmiyorsak da diger taraftan haikın durumunu düzeltmek hususunda her çesit projeleri gözden geçirmek için hükümetlere teklifleri ihtiva eden her türlü haber ve dilekçe verilmesini tesvik edecegiz. Bu durum bize teb'amızın kusurlarını ve sair hayallerini açıklayacaktır. Biz ya o isi yaparak veya yanlıs hükme varan kimsenin kısa görüslülügünü Isbat ederek tedbirli bir sekilde onları cevaplandıracagız. Hükümete karsı serkeslik satma, bir fil karsısında bir fino köpeginin kesik kesik havlamalarından baska bir sey degildir. Saglam teskilatlanmıs bir hükümet için, polis bakıs açısında degil fakat halk bakıs açısında, fino köpegi fil karsısında kendi kuvvet ve ehemmiyetinin ne oldugunun tam bir bilmezligi içinde havlar, ikisinin ehemmiyet nisbetini gösterecek. Ibret almaktan baska bîr seye onun ihtiyacı yoktur ve file gözleri ilistigi an fino köpekleri havlamayı kesip kuyruk sallayacaklardır. Politik cürümler ile kahramanlık yapmanın itibarını kırmak için biz onları durusmaya hırsızlık, cinayet ve her çesit kötü ve ahlâksızca cürümleri isleyenlerle aynı kategoride gönderecegiz. Kamuoyu o zaman kendi telakkileri içinde bu cürüm kategorisini digerleri ile aynı utanç vericilik ile baglayacak ve onu da aynı ayıp ile damgalayacaktır. Yahudi Olmayanları isyan ile mücadele etmede bu vasıtaları kabul etmekten engellemek için elimizden geleni yaptık ve umarım ki basarı kazandık. Bu sebeple îdi ki basın vasıtası ile ve dolaylı olarak tarihe dair zekice derlenmis okul kitaplarındaki ifadeler ile isyan çıkardıkları iddia ve kabul edilen kimseleri âmme menfaatına mazlumlar olarak ilân ettik. Bu ilânlar liberal kimseler grubunu artırdı ve Yahudi Olmayanlardan binlercesini bizim sıgır sürümüzün arasına kattı. 
PROTOKOL - 20 
Bugün mâlî programa temas edecegiz ki onu plânlarımızın en zor, tamamlayıcı ve kesin noktası olarak sözlerimin sonuna bıraktım. Bu bahse girmeden evvel topyekûn faaliyetimizin rakamlar meselesine dayandıgını îmâ yolu ile zaten söylemis bulundugumu size hatırlatmak isterim. Krallıgımızı kurunca otokratik hükümetimiz kendisinin bir baba ve koruyucu rolü oynadıgını hatırlayarak kendini koruma prensibi içinde halk kitlelerine budalaca vergiler yüklemekten kaçınacaktır. Fakat devlet teskilâtı pahalı isler. Bu yüzden ihtiyacı olan parayı elde etmek zarurîdir. Bundan dolayı bu mevzuda muvazene meselesi üzerinde hususi bir ihtiyatla durulacaktır. Hükümdarlıgımızda kral, devletindeki her seyin kendisine ait oldugu hukuki faraziyesinden istifade edecektir (kî bu faraziye kolaylıkla gerçeklestirilebilir). Kral, devlet içindeki tedavüllerini düzenlemek için her çesit meblagın tümünü kanunen müsadere etme yoluna basvurma yetkisine sahip olacaktır. Bundan su sonuç çıkar ki vergilendirme; mallar üzerine matrah arttıkça nisbeti de artan bir vergi olarak konulacaktır. Bu tarzda ödenmesi gereken kısım kimseyi zorlamadan ve perisan etmeden mal yekûnunun bir yüzdeki seklinde ödenecektir. Zenginler bilmelidirler ki fazla mallarının bir kısmını devletin tasarrufuna bırakmak kendilerinin vazifesidir. Çünki devlet onların mallarının kalan kısmının mal emniyetini ve dürüst kazanç hakkını garanti eder. Dürüst diyorum çünki mal üzerindeki kontrol kanunî temele dayalı soygunculugu ortadan kaldıracaktır. Bu sosyal reform yukardan gelmelidir. Çünki bunun zamanı gelmistir. Bu bir sulh taahhüdü olarak zarurîdir. Fakirler üzerine vergi bir ihtilâl tohumudur ve ufagın pesine düsmek suretile büyügü kaybederek devletin zararına isler. Bundan tamamile ayrı olarak sermayedarlar üzerine bir vergi yüklenmesi bizim bu günlerde Yahudi Olmayan hükümetlerin kuvvetine yâni onların devlet mâliyelerine karsı muvazene olarak serveti topladıgımız hususi ellerde servet artmasını azaltır. Sermayeye göre bir yüzde nisbetî içinde artan bir vergi, simdiki ferde baglı vergi veya emlâk vergisinden daha fazla bir gelir getirecektir. Bu, simdi bize yalnız bir sebepten faydalıdır ki Yahudi Olmayanlar arasında rahatsızlık ve host nutsuzluk uyandırır. Kralımızın dayanacagı kuvvet, muvazene ve sulh garantisini içinde bulundurur. Çünki bu seyler ugruna devlet makinesinin isleyisini saglamak için sermayedarların gelirlerinden bir kısmını ödemeleri zarurîdir. Devlet ihtiyaçları yük hissetmeyen ve ondan yeteri kadar faydalanan kimseler tarafından karsılanmalıdır. Böyle bir tedbir fakirlerin zenginlere karsı kinini yok edecektir. Çünki fakir onda devlet için lüzumlu mâlî bir destek, sulh ve refah teskil eden bir durum görecektir. Çünki o bu seyleri elde etmek için lüzumlu vasıtaları zenginlerin ödedigini müsahade edecektir. Egitim görmüs sınıflardan olan vergi mükelleflerinin yeni ödemeler üzerine kendilerini çok fazla üzmemeleri için bu ödemelerin tahsis edildigi yerlerin tüm hesapları, hükümdar makamının ve idarî müesseselerin ihtiyaçları için tahsis edilecek olanlar gibi meblaglar hariç olmak üzere, kendilerine verilecektir. Hükümdarlık eden kimse kendisine ait hiçbir mala sahip olmayacaktır. Çünki devletteki her sey onun mal varlıgını temsil eder. Baska türlü olsaydı birbirine zıt iki durum olurdu. Hususi servete sahip olma durumu, herkesin umumi malındaki kendisinin mülkiyet hakkını yok ederdi. Hükümdarlık eden sahsın akrabaları devlet imkânları, kaynakları, mâlî vasıtaları ile bakılacak olan mirasçıları hariç olmak üzere devlet memurları saflarına girmeli veya mülkiyet hakkı elde etmek için çalısmalıdırlar. Kraliyet kanından olma imtiyazı hazîneyi soymaya hizmet etmemelidir. Satın alma, para makbuzu, veya miras alma, matrah yükseldikçe nisbet yükselen bir pul vergisine tâbi olacaktır. Ismen titiz bir sekilde kaydedilecek olan bu verginin ödendigi isbat edilmeden nakit veya gayrınakit bir mal devredilmesi halinde maltn eski sahibi bu transfer ânından devir isleminin bildirilmesinden kaçınmanın ortaya çıkarılmasına kadar geçen müddet için vergi üzerine faiz ödemekle yükümlü tutulacaktır. Devir islemine dair vesikalar her hafta isim, soyadı ve malın eski ve yeni sahiplerinin daimi ikametgâhlarına dair kayıtlarla mahalli hazine dairesine sunulmalıdır. Bu devir isleminin ismen kaydedilmesi lüzumlu seylerin alım satımının mûtad masraflarını geçen muayyen bir meblagdan baslamalıdır. Bu masraflar ise sadece birimin muayyen bir yüzdesi seklinde bir damga vergisine tâbi olacaktır. Simdi bu gibi vergilerin Yahudi Olmayan devletlerin gelirlerinin kaç misli olacagını siz tahmin edin. Devlet mâliyesi muayyen bir miktar ihtiyat meblagı bulundurmaya mecbur olacak ve toplanan vergilerden bu miktarı asan kısmı tedavüle sokulacaktır. Bu meblaglar ile umuma ait isler düzenlenecektir. Bu çesit islerde tesebbüs, devlet kaynaklarından meydana gelecek ve çalısan sınıfı devlet menfaatlarına ve hükümdarlık eden kimselere kuvvetle baglayacaktır. Aynı meblaglardan bir kısmı da icad ve verimlilik için mükâfat olarak ayrılacaktır. Hiçbir suretle yukardaki muayyen ve serbestçe hesaplanan meblagların bir tek bîrimi dahî devlet hazinesinde alıkonulmayacaktır. Çünki paranın mevcudiyeti tedavül etmek içindir ve herhangîbir çesit para durgunlugu devlet makinesinin isleyisine yıkıcı bir tesir yapar. Çünki o yaglama yagıdır. Yaglamadaki durgunluk mekanizmanın muntazam isleyisini durdurabilir. Mübadelenin bir kısmı yerine faizli senetlerin ikame edilmesi kesinlikle bu durgunlugu meydana getirmektedir. Bu halin neticesi zaten kâfi derecede görülebilmektedir. Biz bir de hesap mahkemesi kuracagız. Orada hükümdar henüz hesabı tamamlanmamıs olan câri ayın hesabı ve henüz tevdi edilmemis olan evvelki ayın hesabı müstesna olmak üzere devlet gelir ve giderlerinin tüm hesabını her ân bulacaktır. Devleti soymada menfaati olmayacak tek ve yegâne sahıs onun sahibi olan kimsedir; yâni hükümdar. Bu sebepledir ki onun sahsî kontrolü sızıntı ve israf imkânlarını ortadan kaldıracaktır. Hükümdarın kontrol ve tetkike zaman bulabilmesi için çok kıymetli vaktini alan âdabı muaseret ugruna kabul merasimierindeki temsilî görevi kaldırılacaktır. O zaman onun iktidarı tantana ve ihtisam kazanmak için tahtı kusatan ve devletin umumi menfaatlarını gözetmeyip yalnız kendi menfaatlarını gözeten her devrin adamı olan gözde kimseler arasında parçalanıp bölüstürülmeyecektir. Yahudi Olmayanlar için meydana getirmekte oldugumuz ekonomik krizler parayı tedavülden çekmekten baska vasıtalarla meydana getirilmis degildir. Devletlerden parayı çekerek muazzam sermayeleri hareketsiz hale getirdik. O devletler ki borç almak için daima o durgun sermayelere müracaat etmege mecbur oluyorlardı. Bu borçlanmalar faiz ödemeleri ile birlikte devletlerin mâliyelerine yüklendi ve onları bu sermayelere baglı köleler yaptı. Sanayiin küçük sermaye sahiplerinin elinden çıkarak büyük sermayedarların elinde toplanması, halkların ve onlarla beraber devletlerin de bütün enerjisini tüketti. Simdiki durumda paranın tedavüle çıkarılması umumiyetle fert basına ihtiyaçlara uygun bir sekilde degildir ve bundan dolayı isçilerin bütün ihtiyaçlarını karsılamaz. Paranın tedavüle çıkarılması nüfusun artısına uygun olmalıdır ve bu suretle çocuklar da mutlaka dogdukları günden itibaren para istihlâk eden kimseler olarak addedilmelidirler. Tedavülün düzeltilmesi bütün dünya için mühim bir meseledir. Biliyorsunuz ki altının ölçü birimi olması, onu kabul eden devletlerin mahvına sebep olmustur. Çünki o, para için talepleri karsılamaya muktedir bulunmamaktadır. Ayrıca bu talepleri karsılayamasın diye biz altını tedavülden mümkün oldugu kadar kaldırmaktayız. Bizim ölçü birimimiz olarak çalısan insan gücünün fiyatı ortaya konmalıdır, bu birim kâgıt ile de hesaplansa odun ile de. Biz para tedavülünü her dogumu miktara ekleyerek ve her ölümü o miktardan çıkararak teb'adan her bir kimsenin normal ihtiyaçlarına uygun bir sekilde yapacagız. Hesaplar büyük veya küçük idare merkezlerinin her biri tarafından idare edilecektir. Devlet ihtiyaçları için para ödemelerinde gecikmeler olmasın diye bu gibi ödemelerin tutan ve sartları hükümdarın karan ile tesbit edilecektir. Bu durum bîr bakanlık tarafından bir müessesenin digerlerinin zararına korunmasını ortadan kaldıracaktır. Gelir ve gider bütçeleri yan yana icra edileceklerdir ki uzak olarak birbirlerine karanlık hale gelmesinler. Yahudi Olmayanların mâli müessese ve prensiplerinde öne sürecegimiz reformları, kimseyi korkutmayacak sekillerde kisvelere sokacagız. Yahudi Olmayanların karısıklıkları ile mâli islere soktukları düzensiz karanlıgın neticesinde reformların lüzumuna isaret edecegiz. Bu karısıklıkların birincisi ilerde gösterecegimiz gibi onların tek bir bütçe hazırlayarak baslamalarıdır ki bu bütçe asagıdaki sebep yüzünden seneden seneye artar: bu bütçe senenin yarısına kadar sürüklenir, sonra onlar isleri düzeltecek bîr bütçe talep ederler ve bunu üç ayda harcarlar, bundan sonra ek bir bütçe isterler ve bütün bunlar bir tasfiye bütçesi ile sona erer. Fakat müteakip yılın bütçesi bütün ilâvelerin yekûnuna göre hazırlandıgından normalden senelik ayrılma bîr yıl içinde yüzde elliye kadar ulasır, ve böylece yıllık bütçe on yılda üç misli olur. Yahudi Olmayan devletlerin dikkatsizlik ile müsaade ettikleri bu gibi metodlar yüzünden onların hazineleri bostur. Borçların dönemleri birbirini takip etmekte ve bunlar kalanı bitirmekte ve Yahudi Olmayan bütün devletleri iflâsa götürmektedir. Tam olarak anlıyorsunuz ki Yahudi Olmayanlara telkin ettigimiz bu çesit ekonomik tertipleri biz tatbik edecek degiliz. Her çesit borç alma, devletin zayıflıgını ve devlet yetkilerinin anlasılmasının eksikligini isbat eder. Ödünç alma durumları teb'alarından geçici bir vergi alma yerine el açarak bankerlerimize gelip dilenen hükümdarların baslarının üzerinde bir Demokles'in kılıcı gibi asılıdır. Haricî borçlanmalar öyle sülüklerdir ki kendi kendilerine düsmedikçe veya devlet onları fırlatıp atmadıkça devletin vücudundan kaldırılmalarına imkân yoktur. Fakat Yahudi Olmayan devletler onları koparmaz, kanlarını akıtıp kurutarak kaçınılmaz bir sekilde yok olmaları Için gönüllü olarak kendi üzerlerine onlardan daha fazla koymakta israr ederler. Gerçekten esasında bir borçlanma ve bilhassa bir dıs borçlanma nedir? Bir borçlanma borç alınan sermaye meblagı üzerine bir yüzde nisbetinde faiz ihtiva eden tahvil çıkarılmasıdır. Eger borçlanma yüzde bes nisbetinde bir yükümlülük tasırsa bu halde yirmi sene içinde devlet borç alınana esit bir meblagı bos yere faiz olarak öder. Bu durum kırk sene içinde iki misli, altmıs senede üç misli meblag ödemesine varır ve bunlarla beraber borç ödenmemis bir borç olarak kalır. Bu hesaptan açıkça anlasılır kî herhangîbir çesit fert basına vergilendirme ile devlet, vergi ödeyen fakirlerin son kuruslarını kendi ihtiyaçları için faizsiz olarak toplayacagı yerde borç para aldıgı zengin yabancılar ile hesaplasmak için ceplerinden almaktadır. Borçlanmalar dahilî kaldıgı müddetçe Yahudi Olmayanlar sadece paralarını fakirlerin ceplerinden zenginlerin ceplerine aktardılar. Fakat biz borçlanmaları haricî sahaya devretmek için gerekli bütün sahısları satın aldıgımız zaman devletlerin bütün serveti bizim kasalarımıza aktı ve Yahudi Olmayan herkes bize teb'a vergisi ödemege basladı. Eger tahtlarında oturan Yahudi Olmayan kralların devlet isleri hususunda sathî olmaları ve bakanların rüsvet almaları veya hükmetme mevkiindeki diger sahısların malî mevzular üzerindeki anlayıs noksanlıgı onların memleketlerini bizim hazînelerimize ödenmesi tamamen imkânsız miktarlarda borçlu yapmıs ise bu durum bizim büyük zahmetlerimiz ve para masraflarımız olmaksızın basarılmıs degildir. Biz para durgunluguna müsaade etmeyecegiz ve bundan dolayı devletin bütün kuvvetini emip bitiren sülüklere faiz ödemesi olmasın diye yüzde bîr faizli dizi hariç olmak üzere faizli devlet tahvili olmayacaktır. Faizli senet tedavüle çıkarma yetkisi, münhasıran sanayi sirketlerine verilecektir ki bunlar kârlarından ödeme yapmada müskülat çekmezler, halbuki devlet bu sirketler gibi borç alınan para üzerine kâr yapamaz. Çünki devlet harcamak için borç alır iste kullanmak Için degil. Sanayi senetleri hükümet tarafından da satın alınacaktır ki böylece o simdiki borçlanma islemleri ile faiz Ödeyici olmak durumundan faiz karsılıgı para borç veren durumuna geçecektir. Bu tedbir para durgunlugunu, asalak kârları ve tembelligi önleyecektir. Yahudi Olmayanların bagımsız oldukları müddetçe onların arasında bunların hepsi bizim için faydalı idi. Fakat bunlar bizim hükümdarlıgımız altında arzu edilen seyler degildirler. Yahudi Olmayanların bizden faizli olarak borç almaları ve bu paraların hepsinin bizimle hesap görmek için aynen ve üstelik faiz de eklenerek kendi devletlerinin cebinden alınması gerekecegini hiç düsünmemeleri vakıasında belli oldugu gibi onların safi vahsi hayvan beyinlerinin düsünce kuvvetinin gelismemis oldugu ne kadar açıktır. Ihtiyaçları olan parayı, bizzat kendi halklarından almalarından daha basit ne olabilirdi? Fakat bizim onlara, borçlanma mevzuunu hattâ bunda kendileri için bir menfaat görecekleri bir ısık içinde sunmak yolunu bulmus olmamız, bizim seçilmis dimagımızın zekâsının isbatıdır. Yahudi Olmayan devletler üzerinde yaptıgımız denemeler ile kazandıgımız yüzyılların tecrübeleri ısıgında vakti gelince ortaya çıkaracagımız hesaplarımız açıklık ve kesinlikle ayırdedîlecek ve bir bakısta herkese icatlarımızın faydalarını gösterecektir. Bunlar bizim Yahudi Olmayanlar üzerindeki hâkimiyetimizi borçlu oldugumuz fakat bizim krallıgımızda müsaade edilemez olan bu kötü islere bir son verecektir. Muhasebe sistemimizin etrafını öyle manialarla çevirecegiz ki ne hükümdar ne de en önemsiz devlet memuru meydana çıkarılmaksızın en ufak bir meblagı bile tahsis edildigi yerden saptırmak veya muayyen faaliyet plânında bir kere tesbit edilmis olandan baska bir tarafa çevirmek durumunda olmayacaktır. Muayyen bir plân olmaksızın hüküm sürmek imkânsızdır. Bir vakitler devlet islerinden baska tarafa çekmek için kendilerine temsilî kabul merasimleri, âdabı muaseret kaidelerine riayet etme ve eglenceler tavsiye ettigimiz Yahudi Olmayan hükümdarlar sadece bizim hâkimiyetimizin paravanaları idiler. Hükümdarların gözüne giren kimselerin ajanlarımızın kendileri için çizdigi faaliyet sahasındaki beyanları o hükümdarların yerine geçerek her zaman istikbalin ekonomileri ve ileriye ait gelisme hususunda va'dler ile kısa görüslü kafalara memnunluk vermislerdir. Ne ile ekonomi? Yeni vergiler ile mî? Bunlar sorulabilirdi. Fakat bizim beyanatımızı ve tasarılarımızı okuyanlar bunları sormadılar. Bu dikkatsizligin onları nereye götürdügünü, halkların hayret verici çalısmalarına ragmen onların nasıl bir mâlî düzensizlik zirvesine vardıklarını biliyorsunuz, 
PROTOKOL - 21 
Son toplantıda bahsettigim dahilî borçlanmaların simdi teferruatlı bir izahını ilâve edecegim. Haricî borçlanmalar bizi Yahudi Olmayanların millî paraları ile beslemekte olduklarından onlara dair daha fazla bir sey söylemeyecegim, Fakat bizim devletimiz için yabancılar yâni haricî hiçbir sey olmayacaktır. Yahudi Olmayan hükümetlere hepsi o devletlerin ihtiyacı olmayan borç paralar vererek o paraları iki misli, üç misli ve daha fazla olarak geri almak hususunda, idarecilerin rüsvet almalarından ve hükümdarların gevsekliklerinden istifade ettik. Kimse bize böyle bir sey yapabilir miydi? Bundan dolayı ben sadece dahilî borçlanmaların teferruatından bahsedecegim. Devletler böyle bir borçlanma yapılacagını ilân eder ve tahvilleri yâni faizli senetleri için istirak taahhüdü açarlar. Herkes alabilsin diye fiyatlar yüzden bine kadar tâyin edilir ve ilk istirak taahhüdünde bulunanlar içîn iskonto yapılır. Ertesi gün herkesin onları satın almak içîn acele ettigi iddia edilerek sunî vasıtalarla onların fiyatları yükseltilir. Birkaç gün içinde hazine kasalarının doldugu ve kullanabileceklerinden fazla para mevcut oldugu söylenir. (ondan sonra neden alınsın). Istirak taahhütlerinin tedavüle çıkarılacak borç senetlerini birkaç kat geçtigi iddia edilir. Bu yalanlar içinde bütün merhaleler sonuçlandırılır. Onlar derler ki baksana hükümetin tahvillerine ne kadar güven gösterildi. Fakat komedi oynanırken gerçek ortaya çıkar ki bir zimmet, hem de gayet agır bir zimmet meydana getirilmistir. Faîz ödemeleri için yeni borçlanmalara bas vurma zarurî olur ki bunlar da ana borcu ortadan kaldırmaz sadece ona eklenirler. Bu kredi tükenince borcun degil yalnız faizin dahî karsılanması için yeni vergiler zarurî olur. Bu vergiler de bîr zimmeti kapamakta kullanılan bir zimmettirler. Sonra tahvillerin degistirilmesi zamanı gelir fakat bunlar borcu karsılamaksızın faiz ödemesini azaltır ve bunun yanında borç verenlerin müsaadesi olmadan yapılamazlar. Degistirme ilânı üzerine bir teklif yapılır ki tahvillerini degistirmek istemiyenlerin paraları iade edilecektir. Eger herkes Isteksizliklerini beyan edip paralarını geri isteseydi hükümet kendi kazdıgı çukura düsecek, iflâs durumuna gelecek ve teklif ettigi paralan ödemege muktedir olamıyacaktı. Yahudi Olmayan hükümetler, teb'alannın malî islere dair hiçbir sey bilmemeleri ve onların degistirmeden hasıl olacak kaybı ve faiz azalmasını paralarının baska yatırımlar için tehlikeye atılmasına tercîh etmeleri sayesinde birçok vakitler omuzlarından birkaç milyonluk yükü atmaya muktedir olmuslardır. Bu günlerde haricî borçlanmalar için Yahudi Olmayanlar bu oyunları oynıyamıyorlar. Çünki biliyorlar ki biz paramızın tamamını geri isteyecegiz. Bu suretle kabul edilen bir iflâs birçok memleketler için halkların menfaatları ile onlara hükmeden kimseler arasında herhangibir vasıta bulunmadıgının en saglam isbatı olacaktır. Su ve müteakip nokta üzerine hususi bir dikkat toplamanızı rica edecegim : Bu günlerde bütün dahili borçlanmalar dalgalı borçlar adı altında birlestirilmistir. Yâni ödeme vâdeleri çok veya az yakın olanlar gibi. Bu borçlar tasarruf bankalarına yatırılan paralardan ve ihtiyat fonlarından meydana gelir. Eger bunlar uzun müddet için bir hükümetin idaresine bırakılırsa dıs borçların faiz ödemeleri olarak uçup gider ve bunların yerini esit meblagda îrad depozitoları alır. Yahudi Olmayanların devlet hazinelerindeki bütün delikleri yamayan iste bu sonunculardır. Biz dünya tahtına çıktıgımız zaman bütün bu mâlî ve benzeri desiseler bizim menfaatlarımız ile uygun olmadıklarından süpürülüp giderilecektir. Böylece bir iz bırakmadan bütün para borsaları da ortadan kaldırılacaktır. Çünki biz degerlerimiz üzerinde fiyatların degismesi ile iktidarımızın itibarının sarsılmasına müsaade etmeyecegiz ve onların tam degerlerini gösteren fiyatı alçalma ve yükselme imkânı olmaksızın kanun ile ilân edecegiz. (Yükselme, alçalma için bahane teskil eder. Gerçekten biz Yahudi Olmayanların degerleri üzerinde alçaltma yapmak için evvela yükseltme ile ise basladık.) Biz para borsalarının yerine hükümetin muhtesem kredi müesseselerini geçirecegiz. Bunların gayesi, hükümet görümlerine göre sanayi degerlerinin fiyatlarını sabit tutmak olacaktır. Bu müesseseler piyasaya bir günde bes yüz milyon sanayi senedi sürecek veya aynı miktarın tümünü satın alacak bir durumda olacaktır. Bu suretle bütün sanayi tesebbüsleri bize baglı hale gelecektir. Onunla kendimiz için ne muazzam bir kuvvet temin edecegimizi kendiniz tasavvur edebilirsiniz. 
PROTOKOL - 22 
Simdiye kadar ben size söyledigim her seyde istikbal için simdiden ortaya çıkmaya baslayan büyük hadiselerin seline dalarak, gelmekte olanın ve geçmisin ve halen cereyan eden seylerin sırlarını, Yahudi Olmayanlar ile münasebetlerimizin ve mâlî muamelelerin sırlarını dikkatle tasvir etmege çalıstım. Bu mevzuda ilâve edecegim hâlâ az bir kısım seyler kalmıstır. Günümüzün en büyük kuvveti altın, ellerimizdedir. Iki gün içinde depolarımızdan istedigimiz miktarda tedarik edebiliriz. Elbette bizim hükümdarlıgımızın Allah tarafından önceden mukadder kılındıgına baska delil aramaga lüzum yoktur. Elbette böyle bir servetle çok yüzyıllar boyunca icra etmege mecbur oldugumuz kötülüklerin nihayet gerçek refahı dogurdugunu yâni her seyi düzene getirdigini isbat etmekte basarısızlık göstermeyecegiz. Her ne kadar bazı siddet hareketleri ile de olsa yine de hepsi aynen tesis edilecektir. Biz yarılmıs ve parçalanmıs dünyaya gerçek iyiligi ve aynı zamanda sahıs hürriyetini, iade etmis oldugumuzu ve bununla tesis ettigimiz kanunları sıkı bir sekilde tatbik ederek uygun derecede iliskiler ile sulh ve sükûndan istifade etmesini mümkün kıldıgımızı isbat etme yolunu bulacagız. Biz bununla açıklayacagız kî hürriyet, sefaheti ve gem vurulmamıs düzene riayetsizlik yetkisini içinde bulundurmaz ve bundan baska bir kimsenin mevki ve kuvveti, vicdan hürriyeti, esitlik ve benzeri seyler içinde herkes için yıkıcı prensipler nesretme yetkisini içinde bulundurmaz. Sahıs hürriyeti, hiçbir surette düzensiz kitleler önünde menfur nutuklar ile kendisini ve baskalarını tahrik etme yetkisini içinde bulundurmaz. Çünki gerçek hürriyet, birlikte hayatın bütün kanunlarına ve insanın serefine saygı ile ve sıkıca riayet eden ve yetkilerin mevcut olusları gibi mevcut olmayıslarının da suuruna sıkıca sarılmıs olan, tamamen ve yalnızca kendi sahsının mevzuu etrafında tuhaf tahayyüllerde bulunmayan sahsın dokunulmazlıgını ifade eder. Bizim otoritemiz parlak olacaktır. Çünki o çok kuvvetli olacak, hükmedecek, yönetecek ve büyük prensipler diye isimlendirdikleri, gerçekte ütopik konusmalardan baska bir sey olmayan mânâsız sözler ile boguk sesle bagıran liderlerin ve konusmacıların arkasında karısıklıga düsmeyecektir. Otoritemiz düzenin tacı olacak ve insanın bütün refahını ihtiva edecektir. Bu otoritenin hâlesi bütün insanlar için önünde mistik diz bükme ve saygılı korku telkin edecektir. 
PROTOKOL - 23 
Herkes itaatli olsunlar diye tevazu dersleri asılamak ve bundan dolayı lüks maddelerin istihsalini azaltmak lüzumludur. Bununla biz lüks sahasındaki rekabet ile alçaltılmıs olan ahlâkı düzeltecegiz. Küçük sermaye sahiplerinin istihsalde bulunmalarını yeniden tesis edecegiz ki bu imalatçıların özel sermayesinin altına bir mayın koyma demek olacaktır. Bu, su sebep için de zaruridir ki büyük mikyasta imâlat yapan imalatçılar her zaman suurlu olarak olmasa da sık sık kitlelerin düsüncelerini hükümete karsı çevirirler. Küçük sermaye sahiplerinin adamları issizlik nedir bilmezler ve bu durum onları mevcut düzene ve bunun neticesinde otoritenin saglamlıgına sıkıca baglar. Issizlik bîr hükümet için en tehlikeli seydir. Bizim için onun rolü otoritenin bizim ellerimize geçtigi an bitmis olacaktır. Sarhosluk da kanun ile yasak edilecek ve alkol tesiri altında vahsî bîr hayvana dönen sahsın insan olma vasfına karsı islenmis bir cürüm olarak cezalandırılacaktır. Bir defa daha tekrar ediyorum ki teb'a sadece kendilerinden kesinlikle bagımsız olan kuvvetli ele körü körüne itaat gösterirler, Çünki onlar o elin içinde: bir müdafaa kılıcı ve sosyal felâketlere karsı dayanak hissederler. Bir kralda bir melek ruhu olmasına ne ihtiyaçları var? Onda görmeleri gereken sey kuvvet ve iktidarın tecessüm ettirilmesidir. Bütün mevcut idarecilerin yerini alacak olan hükümdarımız, varlıgını bizim ahlâksızlastırdıgımız cemiyetlerin arasında sürdürecektir. O cemiyetler ki Allah'ın otoritesini bile inkâr etmislerdir. Onların arasından her tarafa anarsi atesi sıçrar. Bu hükümdarın ilk isi bu herseyi yutan atesi söndürmek olmalıdır. Bundan dolayı her ne kadar onları kendi kanları ile ıslatacaksa da onları devletin bünyesini kaplayacak her çesit acılara karsı suurlu olarak savasan düzenli bir sekilde teskilâtlandırılmıs ordular seklinde yeniden meydana çıkarsın diye bu mevcut cemiyetleri kılıçtan geçirmege mecbur olacaktır. Allah'ın seçtigi bu kimse, düsünce ile degil hisleri ile ve insanlıkla degil hayvanlıkla hareket eden suursuz kuvvetleri yıkmak için yüce yerden seçilmistir. Bu kuvvetler simdi hürriyet ve hukuk prensipleri maskesi altında soygunculuk ve her çesit zorbalık tezahürleri içinde zafer senligi yapıyorlar. Onlar, harabeleri ürerinde Yahudilerin tahtını kurmak için her çesit sosyal düzeni devirmis bulunuyorlar. Fakat o, krallıgının basına geçtigi anda onların rolü nihayete erecektir. O zaman onları, yolunun üzerinden süpürüp atmak gerekecektir. O yolun üzerine, ne dügüm ne de kıymık bırakılmamalıdır. O zaman bizim dünya halklarına söyle söylememiz mümkün olacaktır: Allah'a sükredin ve bizzat Allah'ın kendisine yıldızını rehber ettigi, alnında insan kaderinin mührünü tasıyan kimsenin önünde diz bükün kî ondan baska kimse bizi yukarda bahsedilen bütün kuvvetler ve kötülüklerden kurtaramazdı. 
PROTOKOL - 24 
Simdi kral Davud'un hanedanına ait köklerin dünyanın son tabakaları için geçerli bir hale konulması metodlarına geçiyorum. Bu geçerli hale koyma en basta bütün beseriyetin düsüncesinin egitimine yön verilmesi içinde, dünyanın bütün islerinin idaresinin bu güne kadar dayandıgı Siyon Liderlerimizin muhafazakâr gücünde dahil bulunmaktadır. Davud zürriyetinin muayyen mensupları kralları ve onların veliahdlarına miras hakkına göre degil onların göze batar kabiliyetlerine göre seçerek, siyasetin en gizli sırları içinde, hükümet plânları içinde vazife vererek fakat daima kimsenin bu sırları ögrenmemesini sart kosarak onları hazırlıyacaklardır. Bu tarz faaliyetin gayesi, sanatının gizli mevkilerinde vazife görmemis kimselere hükümetin tevdi edilemîyecegini herkes bilsin diyedir. Bu sahıslara sadece birçok yüzyılların tecrübelerinin mukayeseleri ile yukarda bahsedilen plânların pratik tatbikatı, siyasî ve iktisadî hareketler ve sosyal bilimler üzerinde bütün müsahedeler, kısaca beseriyetin münasebetlerinin tanzimi için yaratılıstan sarsılmaz bîr sekilde tesis edilen bütün kanunların ruhu ögretilecektir. Babadan ogula intikal etmek suretile veliahd olanlar eger egitim zamanlarında hafifmesreplik, yumusaklık ve otoritenin yıkımı olan, kendilerini idare için kabiliyetsiz ve kendi içlerinde krallık vazifesi için tehlikeli yapan diger vasıflar görülürse tahta çıkmaktan sık sık men edileceklerdir. Sadece kayıtsız sartsız sert kabiliyetli hattâ zâlim bir sekilde hükmedecek kimseler iktidar dizginlerini bizim Siyon Liderlerimizden alacaklardır. Irade zayıflıgı veya diger bîr çesit kabiliyetsizlik ile hasta olma hallerinde krallar kanunen hükümdarlık dizginlerini yeni ve kabiliyetli ellere devretmelidirler. Kralların câri an için ve bundan baska istikbal için bütün faaliyet plânlan onun en yakın müsavirlerince bile bilinmemelidir. Yalnız kral ve onu korumak için yanında duran üç kisi ne yapılacagını bilecektir. Azimli iradesi ile kendisinin ve beseriyetin efendisi olan kralın sahsında herkes esrarlı yolları ile beraber beseriyetin akıbetini sezecektir. Hiç kimse kralın tertipleri ile neye vasıl olmak istedigini bilmeyecek ve bundan dolayı hiç kimse meçhul bir yolun üzerinde durmaya cesaret edemiyecektir. Anlasılıyor ki kralın beyin haznesi ihtiva etmege mecbur oldugu hükümet plânına uygun olmalıdır. Bu sebepledir ki o ancak yukarda bahsedilen Siyon Liderleri tarafından kafası yoklandıktan sonra tahta çıkacaktır. Halkın krallarını bilmesi ve sevmesi için onun halk ile çarsı pazarda konusması zaruridir. Bu durum bu iki kuvvetin lüzumlu perçinlenmelerini temin eder ki bunlar simdi terör ile bizim tarafımızdan birbirlerinden ayrılmıslardır. Bu terör her iki kuvvetin ayrı ayrı bizim nüfuzumuza düsecekleri zamanın gelmesine kadar zarurî idî. Yahudilerin kralı, ihtiraslarının ve bilhassa sehvetinin elinde kalmıs olmamalıdır. O, karakterinin hiçbir tarafına kafasının üstünde hayvanı his gücü vermemelidir. Sehvet, düsünceleri en kötü ve beser faaliyetinin en hayvanî tarafına çevirdiginden zihin kapasitelerini ve görüs açıklıgını diger hepsinden kötü olarak karıstırır. Davud'un kutsal zürriyetinden olan bütün dünyanın hükümdarının sahsında beseriyetin destegi, halkına bütün sahsî temayüllerini feda etmelidir. Bizim hükümdarımız kusursuzluk örnegi olmalıdır. Siyonun 33, dereceden temsilcileri tarafından imzalanmıstır.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...