18 Nisan 2013

BAK BU GÜNDE AKŞAM OLDU


Ne güzel şeydir seni hatırlamak, 
Kulak ver bana gün yüzlüm 
Gözlerime, gözlerime bak 
Bazen düşünürüm de neler neler çektik. 
Deryaları uykuda, 
Yıldızları suda kaybettik. 
Alınlarımızda ter 
Gözbebeklerimiz?de ümit 
Ömrümüzün yarısını hayal kurmakla geçirdik 
Olmasaydı keşke bu göğsümüzdeki darlık 
Önümüz karanlık, ardımız karanlık 
Ağlama gün yüzlüm, ağlama 
Biz ağlamaya alışmadık.

Nasıl kanlı güller açtı bir sabaha karşı 
Nasıl herşey birden değişti, 
Ayrılık nutukları atıldı her adım başı 
Oysa biz, oysa biz 
Mutluluk için tutmuştuk ellerimizi, 
Sonuna kadar diye etmiştik yeminlerimizi 
Hep güzel günler düşündük. 
Kimler boğduki bizim gençliğimizi, 
Kurşun serptiler sanki göklere 
Yağmur olup yağdı menekşelerimizin üstüne 
Halbuki azmı cefa çektik azmı savaştık 
Neden böyle oldu, hangi rüzgara karıştık. 
Kalbimizde bir avuç su bir dilim ekmek 
Uzak bir hatıra oldu artık bize gülmek 
Üzülme gün yüzlüm üzülme, 
Yolcu yolunda gerek.

İliklerimize kadar çamurla sıvandık. 
Anlaşılmaz nedenlerle kesildi yolumuz 
Nerede o kış geceleri, nerede o Mutlu,yoksulluğumuz. 
Şarkıları nerede, aşkı nerede yaşadık. 
Nerede söndü ışığımız 
Hani nerede o mütevazi soframız. 
Annenizin bize verdiği, 
Çocuk resimli temiz masa örtüleri 
Limonlu bol biberli çorbamız. 
Yemeğimizi bile yarım bıraktık 
Peki şimdi nerede evimiz, 
Nerede saadetimiz. 
Hani nerede her akşamki öksürüğü komşumuzun, 
O riyakar o kirli yüzü müşterek dostumuzun 
Ya sen nerdesin gün yüzlüm. 
Nerdesin. 
Kimbilir Hangi mehtabın pençesinde 
Hangi aydınlığın içindesin 
Üstünde o beyaz elbisen 
Tıpkı hayalimde bıraktığım gibisin 
Kulağında eski bir şarkı sesi, 
Sanki beni duymak için hafifçe eğilmişsin 
Ben gibi hüzünlü, ben gibi düşüncelisin. 
O kısa saçların, 
Ojesiz parmaklarınla 
Mektepli bir kıza benzemişsin. 
Doğrusu hem çok sevmiş, hem de çok sevilmişsin. 
Bana yakın dur gün yüzlüm, bana yakın dur. 
Gözlerinden belli 
Sende beni özlemişsin.

BÜTÜN ACILARA RAĞMEN GÜLEBİLMELİYİZ

4360286_0_7f845_46495901_XL (700x652, 69Kb)

Bazen gülebilmeliyiz acılara, hatta ölüme bile gülebilmeliyiz. 
Çünkü hayatı biz kahrediyoruz kendi boğucu düşüncelerimizle...

Halbuki; hayat ne kadar güzel her şeye rağmen. 
Çevirin başınızı bir bakın dünyaya, daldaki kuşa böceğe çiçeğe…

Ne kadar güzeller değil mi?
 Nasılda cıvıldaşıyorlar sevgiyle; hele o çiçeklerin açışına bir dikkat edin ne olur! 
Nasılda katmer katmer açıyorlar renk renk demet demet ve buram buram kokuyorlar. 
Hissedin kokularını bir çekin içinize doyasıya.

Nasıl mutlu olmaz ki insan böyle etrafımızda güzellikler varken. 
Bırakın hayatın sıkıntılarını koyuverin gitsin. 
Biz sıkılmak için değil, ağlamak için değil kendimizi yıpratmak içinde gelmedik ki dünyaya.

Ne olur çevirin gözünüzü bir bakın etrafınıza mutlaka göreceksiniz bir güzellik, bir tazelik, bir neşe kaynağı ve lütfen hemen şimdi haykırın içinizdeki sevgiyi. Siz sakladıkça sevginizi kimse göremez içinizdeki mücevherleri. Gerekiyorsa avazınız çıktığınca bağırın, yeter ki duysun insanlar sevginizi. Siz paylaşırsanız muhabbetiniz artar, dostluklarınız daha da büyür hızla. Gizlerseniz o sevginizin katili olursunuz hayâsızca. ”Sevgimi söylemezsem bu sevgi beni boğar” diyen Yunus gibi sevgimiz bizi boğmadan haykıralım içimizdekileri. İnsanlar sevgilerini söylemedikleri için ölüyorlar, öldürüyorlar. Hala görmüyor muyuz bu dehşet dolu tablonun yarattıklarını? İnsanlar tek tek ölüyor sevgisizlikten. Bombasız ölüm bu oluyor ve alıyor her masum canı zamansızca. Bizim göremediğimiz bir şiddetle patlıyor içimizde, yüreklerimizde.

O sevgileri gizli bombalara çevirmeyin. Lütfen cimri olmayalım sevgimizi sunarken. Kalpler Rahmanın evidir ne olur kırmayalım. Hiçbir kalp üzülmeyi ve sevgiden mahrum kalmayı hak etmiyor. Temiz, yumuşak bir sesle seslenelim birbirimize. Kalbinin tüm kapılarını böyle bir sese açmak için can atıyor insanlar. Sevgisiz kalan bir kalp emin olunki bütün karanlıklardan daha beter. Unutmayalım ki; bu kâinatı sarıp sarmalayan biri var onun sevgisi var. Sevgiyle yaratılan bizler neden sevgimizi esirgiyoruz birbirimizden?

Sevilmek için değil sevmek için gayret gösterelim. Her birimizi zaten seven yüceler yücesi var o hep bizim yanımızda. Onun sevgisi olmasa doğar mı sanıyorsunuz şu gökteki güneş, parıldar mı o güzelim yıldızlar(?) Kâinatın hamurunda demek ki sevgi var bizde seveceğiz. Üzmeyelim birbirimizi, gelin el ele sevgiyle dostlukla birleşsin kalplerimiz.

Yüzünüzden gülücükler, yüreklerinizden sevgi eksilmesin...

Sevgi ve muhabbetle kalınız.
HOŞCAKALIN..

DELİRMİŞCESİNE AHLAR ÇEKMEK...


Seni sevmek nasıl birşey biliyor musun?
Ölmek gibi sürüne sürüne, yeğlemek gibi şerefsizce anılmayı
Ya da yıkılmak boylu boyunca, bin kere, milyon kere,
Ah seni sevmek nasıl birşey bilir misin?
Her gün günde en az iki kere düşmek demek, delicesine,
Delirmişçesine ahlar çekmek demek,
Kalpten çıkmaz bir hançeri taşımak demek yıllarca,
Belki bir gün yerinden çıkar o hançer ama yarası asla kapanmaz demek,
İşte böyle seni sevmek, delice delirmişçesine haykırmak,
Sürüne sürüne yalvarmak demek, alaycı kahkahaların arasında ölmek demek,
Ah seni sevmek, seni sevmek var ya, ölüm demek, yaşarken ölmek,
Ama seni sevmek yine de ben de sevdim diyebilmek demek,
Asla bir daha aptalca sevmemek demek, asla birini incitmemek demek,
Ya da incitmekten ölmek kadar korkmak demek,
İşte bu seni sevmek, ilk ve en derince bir yara almak ve
İkincisinden korkmak korkusundan bin kez ölmek demek,
Sevememek bir daha asla eskisi gibi ve gülememek demek,
Ah işte seni sevmek bu demek,
Bitmiş bir sayfanın tıkırdayan sesleri arasından
Ahlı vahlı ağlayan bir genci duymak demek,
Gecenin bir yarısı, sen de nerden çıktın demek,
Ya da en güzel anında bir ah gibi içine oturmak demek,
Tıkalı kalmış hevesler, neşeler, hayaller bu gece bitsin;
eskisi gibi ışıltılı güzel günlere başlayalım ne olur demek,
içinden yine de her şeye rağmen
Doğru olanın bu olduğunu, ayrılmak olduğunu bilmek,
Yürürken sokakta yüzümü saklamam demek herkeslerden,
Bir daha isteyememek demek sevilmeyi ve sevmeyi,
Kahrolası zindanlara ıslah olmuş halde geri dönmek demek,
Kimseye öfkelenememek ve duygulanamamak demek, delirmek kısaca
Ya da bitmek bir son gibi filmde ama hayır asla bitememek,
Seni sevmek, ah işte seni sevmek bu karanlıkta,
Ağlar halde üşümek bu odada ya da dişlerini sıkıp ölmeyeceğim demek,
Ama bunu derken yaklaşan ölümü hissetmek demek,
Of... Oflayınca geçiyor acısı, geçer mi? hep oflasam diner mi acısı?
Diye medet ummak demek, ya da sevgisini ateş haldeyken
Etten yüreğine canlı canlı bastırmak demek,
Bir süre sonra acımaz, kış soğutur diye düşünmek demek,
Mümkün olsa yeniden, bin kez, yüzbin kez katlanmak demek bu acılara,
Onca acıların arasından sanki cımbızla güzel anları toplamak demek,
Güzel anları abartıp da bin kez yaşamak demek,
İşte cennetim bu anlarda gizlidir,
İşte bana verdiğin sadece budur aslında diye düşünmek demek,
Seni sevmek, ah delice, delirmişçesine asla demek, asla!
Ve yeniden başlamak her şeye ve her şeye rağmen!
Yıkılmadan yoluna devam etmek demek, harabe bir evde yaşamak demek artık
Kalbim evimdir! evimse bir harabe artık, işte o artık bir garip misafirhane,
Herkese açıktır kapım ne de olsa örtemem her yanımı,
Yıkık yanlarınla ortalığa dimdik çıkabilmek demek, ey sevgili sakın yıkılma,
İşte seni sevmek yıkıntılarla da olsa ayakta kalabilmek demek,
Bir gün mutlaka! diye dişlerini sıkmak, sabırla beklemek güzel günleri,
Belki de hiç gelmeyecek baharı, kelebekleri, hoş kokulu bulut evimizi
Beklemek, yapayalnız göklerde uçmak demek, hep aynı bulutun etrafında
Acaba... acaba... demek, yıllarca buraya, yani aynı hayallere tutsak kalmak,
Kalacağını bilmek ve ayrılamamak demek, avuç içindeki kelebeğe bakarken,
Hiç kıpırdayamamak ya da bitivermek o güzelliğin içinde,
Bitmeyi istemek isterken de öldüğünü bilmemek demek,
İşte seni sevmek bitmeyen bir kötü sonda, hep o son anı yaşamak demek,
İşte o son ve kötü anlarda bile kıpır kıpır bir yaşam pınarı hissetmek,
Onu da saçma sapan şiirlere vurabilmek demek, sonunda yine bitmek...
En ucunda hep kalabilmeyi istemek ölümün,
Çaresiz kalmak demek, bir tuzakta
Ya da mıhlanmak bi koleksiyona kelebek gibi...
Yıllar geçerken, yaşamak gözlerde ama çoktan ölmüş olmak demek,
Bir ah çekmek ve herkesler duysun istemek,
Ya da kimseler duymasın da üzülmesin istemek,
İşte seni sevmek, tertemiz defterken daha, yakılmak demek,
Küllerin arasında bir tek şiir olarak kalmak böylece,
Ve sonrasını yaşamak demek bir ömür boyu,
Mezara girip de kurtulmayı ummak demek,
Ama asla ölmemek, ölememek
Bitmiyor acısı, dinmiyor işte, dinmeyecek derken,
Bir amaç bulmak ve bunla yaşamak demek,
Ömür boyu mutluluklar dilemek herkese,
Asla eskisi kadar mutlu olamayacağını bile bile,
Abartmak her şeyi, sevgisini, sevilmeyi, işte ben buyum demek,
Eksik, hatalı, kusurlu bir yaşamda, mükemmel işleyen bir zihne rağmen,
Hata vermek sonuçlarda, kalpte düzelmez bir yara demek seni sevmek
Kelimeleri bulamamak, yazamamak şiirleri eskisi gibi,
Ve bitirmek düşleri o düşlerle bitmek demek burada..!!!




OLUR YA GELİRSEN......





OLUR YA GELİRSEN......


Olur ya gelirsen kapım kilitli değil ama açabilirmisin bilmem...

ben sana yettim sen bana artık yetebilirmisin bilmem...istemsiz yaşanmışlıklarımın içinde istemesem bile olmam gereken yerdeyim,bilyorum her tercih bir terk ediş ve bir yaklayıştır ve her tercihte bir kaybediş ve bir menzilden çıkış....
niyesini bile geri çevirmeye gücün yetmezken 
sen kendini hala güçlü mü sanıyorsun? 
güçlü değilsin ve en önemlisi benden daha fazla değilsin.dedin 
yaa sen bu kadarmışsın diye ne yazık sen bu kadar bile değilmişsin..
ben bu kadarım ama tekrar ve tekrar yinelenen yansıma aynamda görüntümde kendi gözlerimin içine bakabilmenin haklı gururu var yüzümdeki tebessümde. 
sahi aynaya bakabiliyomusun? ...
sen bakabilyorsan bile bence aynalar sana çoktan küs.....
Yaşamak zaten zor neden bu daha da zorlamak bazı şeyleri
Neden aynı hataların tekerrürü?
neden bazı şeyleri düzeltmeme çabası inatla?
yalanlar görüyorum çevremde ki yazık aşklar bile yalan.....
midem bulanıyor...
yalan söylemiyor değilim bazen benimde dilim dolanır hayali hikayeler ama hiç birini yansıtmam gerçeğe..... 
neden bu dil ucuyla söylenen sevgi sözleri..

Erteledim bazı şeyleri ve bazen mecburi hatırlatışlarım var kendime gerçekleri 

 GÜN GEÇTİKÇE KENDİME DAHA ÇOK BENZİYORUM 
artık bazı şeyleri başkalarına göre yapmak zorunda olmadığımı anladım 
ARTIK GÖZLERİM DAHA BİR BEN BAKIYOR,ARTIK SAÇLARIM DAHA BİR BEN DALGALANIYOR)),
ARTIK CÜMLELERİM DAHA BİR BEN KOKUYOR..

Olurya gelirsen kapım kilitli değil ama açabilirmisin bilmem...


Ben bana yettim sen bana artık yetebilir misin bilmem..

NASIL HASRETİM SANA HEMDE NASIL....

Nasıl hasretim sana, hem de nasıl. 
Gözlerim, hep sen çıkacakmışsın gibi karşıma, 
öyle panik, öyle sevinçli ki anlatamam. 
Susarım. 
Seni ilk gördüğüm gündeyim şimdi. 
Yanaklarımdan yastığıma düşün damlada diyemediklerim. 
Ne kadar yalnızım, ne kadar sensiz,
 yastığım nemli, yanaklarım gibi,
 şimdi beklerim seni bir pencere kenarından…
Bilmesem sıcaklığını, 
hissedemezdim bunca yoğun yaşamazdım,
 seninle tüm yaşadıklarımızı. 
İyi ki varsın dediğim, 
en önemlisi kalbimi ve bakışlarımı sende bıraktığım, 
olmazsa olmazlarımın en önemlisi, 
sevdiğim en büyük aşkım sen.
 Bak! bir gün daha sensiz ve yalnız geçmiş…
Ne zaman düşlesem bizi. 
Ki her sabah uyandığımda yokluğunda, ıslanmış gözlerle uyanıyorum. 
İçimde bir ses, bize yaptığın haksızlıklar için hesap sormakta durmaksızın.
Bilirim, ne zaman yağsa yağmurlar, 
içinde sen ve bizden damlalar olacak. 
Kaç gündür, göğüs kafesimin dışında çarpıyordu kalbim.
Gecenin bilmem kaçı ve yüreğimdeki alevin yalnızlığımla coşmakta, 
daha bir yakmakta şimdilerde. 
Birinci dereceden vurgunum
 ve bir o kadar yanık, dört duvar arasında kendimleyim, say ki yaşamak bu.
 Şafak kaç. Kavuşacağımız gün yakın mı.
 Yoksa ben, biz hayâl miyiz. 
Sen, son baharım ol. 
Bu son durağım. 
Seni sevmek sevmek istiyorum,
 tüm dünya kıskanmalı ya da şimdi bir mermi,
 şah damarımdan vurmalı.
Bir yanım ezik….
Şimdi yatağa yapışmış yatıyorum, 
yorgunluktan ve soğuk yemiş bedenimle daha bir ağırım şimdi. 
Bu gece, bir ömür kadar uzun olsa ve hiç uyanmasam. 
Kısaca yorgunum işte.
 Gögsünde dinlenmek istiyorum,
 yaralı bir aşk gibi sarılmak istiyorum sana.
 öyle işte….,


YAŞAM HÜCRELERİMİ YOK SAYIP..


Yaşam hücrelerimi yok sayıp bir karar 

vermemi istiyor cellat benden.


İçimden geçeni söylesem yapmaz biliyorum.


 Ama yine de denemeden bilemeyiz değil mi:


"Hey aşktan bir haber,sana sesleniyorum:

Kes ipimi!"


O kadar kolay değil diyor, 


bir güçsüz gibi kaçacak mısın?

Yaşamdan hücrelerimden vazgeçmemi bekleyen, 


aşktan bir haber cellat!

"Aşk bu, ölüme eştir!"
Bilmem kaçıncı karabasan gecenin sabahı uyandığım.


Yine kan ter içinde kalmışım yatağımda. 


Elime sol yanıma koyuyorum, 


hala çarpıyor kalbim. 


Varlığın bir nebze olsun eksilmemiş ya, en mesut benim. 


Ya yarın diyorum sonra.


Geceler karabasanlara emanet, 


sabahlar korkulara…


Sana her zamankinden daha çok 


ihtiyacım olduğunu haykırıyorum. 


Feryadım kulaklarımı çınlatıyor,


 bildiğim tüm insanlar sağır.


Yine de vazgeçmeyeceğim!


Eğer gitmekse, senden değil herkesten olmalı diye, 


bir bilet alasım geliyor yabancı bir şehre. 


Arada uğrar mısın, bilmiyorum. 


Korkulara yer yoktu yanıbaşımızda.


Şimdi kime sığınmalı bilmiyorum.


Yok yok… 


Gideceğim…


Yeniden başlamalı, hem sensiz, hem kimsesiz. 


Ardımda birkaç satır bırakmalıyım filmlerden öğrendiğim gibi. 


Pabucumun tekini ardımda bırakmaksızın gitmeliyim.


Sevgili,

Ben aşkı anlatmaya çalıştım.


Beceremedim.


Yaşamak istedim,


Beceremedim.


En çok senden vazgeçmemi istediler,


Nasıl kıyardım bildiğim tüm heveslere.

Bu bir ceza ise herkes yaşasın istedim. 


Çünkü ben en saf halimle,


 bir tek seni sevdim

Terkedilmişliğin Hüznü


Yalnızlığın Hazin Yüzü


İçimde Burukluğu Var Güzün


Gözlerim Dalgın


Hüznüm Yorgun

Düşlerim Solgun


Sesimi Duyan Yok

Bu Çığlıklar Boşa


Kimse Duymuyor Haykırışlarımı


Kelimelerim Suskun

Benim Neyime Ki Çığlıklar


Bana Suskunluklar Gerek…



ÖYLE ÇOK CANIM YANIYOR Kİ...........


Yüreğinden ne zaman tutmaya kalksam hep canımı yakıyor...
Öyle cok canım yanıyorki
her bir kelimende öldürüyorsun beni..
Neden hiç anlamıyorsun?
Neden görmeyi denemiyosun bazı şeyleri,
Sen çok uzaktaydın sana göre,
Yollar dağlar hatta denizler vardı aramızda,
Gel birde benim sana olan yakınlıgımı sor bana..
Seni bütün ömrüm boyunca hiç görmemiş olsam bile
sanki hep seninleydim
Heran beraberdik.. umudum oluyodu..
Arıyordu birisi evet o arayan sendin,
aşkım canım diyende sendin!
Ama o güzel kelimeleri söyledigin ben degildim...
Bunları başkasına söylüyordun benim duymama rağmen,
Bu nee acıdır bilirmisin sen hiç 
ne acıdır bu sevgiden insanın kendini mahrum etmesi...
İşte yine erteledim seni..
Unuttuğun yerlere lanetler okuyorum..
Sen beni ' O ' diye anarken, ben seni sayıklamaktayım..
Ne kadarda safımm...
Ne ellerimden süzülen klavyenin tuşları 
nede gözlerimden dökülen hüzünlerim anlatamazlar seni..
Bendeki yerini bir ziyaret etsen saniyelikte olsa ,
görsen oradaki acıyı...
Bir kerede olsa baksan yüz ifademe...
Gülmek için kendimi zorladıgım zamanlarıma..
Gelde bir bak seni unutmamak için yaptıklarıma...
Unutmak için inan bana hiç bir şey yapmadımm... 
Yapamazdımda,
Ben seni ne kadar çok sevdiysem
sen benden o kadar çok sevgini esirgedin...
Ben seni unutmamak için seni ne kadar iyi anımsarsam
sen o iyi anlarımda mahfettin herşeyi...
Sana karşı nefret beslememek için safları oynadım...
Olumlu düşünüp olumlu hareket ettim..
Görmek istemedim belkide gerçekleri
çünkü çok acıydılar onlar...
Her aklıma gelişinde dört yanım dört duvar oluverir... 
Düşüncelerim dolaşır durur odalarda..
Gözlerim yerlere gökyüzüne,
pencereden geçen mavi gözlü insanlara takılır..
Denizlere bakarım saatlerce sanki sana bakıyor gözlerimm..
Seviniyordum bir an Sonra yine o acı..
Gerçek degilsin,
İnan çok uğraştım seni sevmekten vazgeçmemek için..
Bunu diyebiliyorum çünkü cesurum
bunları sana anlatabiliyorum çünkü aşıktım..
Çok denemiştim inan...
Sen zorladın her an!
Sevemiyorum işte artık seni ,
Denizlere bakarak avunamamm..




BAHARIN YAĞMURLA GETİRDİĞİ ....


Sen baharın yağmurla getirdiği özlemdin içimdeki, sen çiğ tanesi kadar saf ve ne olduğunu asla anlayamadığım yanımdın benim ve denize düşüp de ıslanmaktan korkutan bir savaştın yüreğimde...

Özlemini her gece koynumda hissettiğim ve hiçbir zaman seni sevmekten vazgeçmediğim için özeldin. Sonra gözlerle yüzüme baktığında ya da her kavga edişimizde fırtınalar kopardı yüreğimde, sen hiç bilmezdin. Benim susuşum senin kaçışını desteklerdi belki de. Belki de gerçekten söyleyemediğim sözlerle doldu kalbim ve sen her seferinde gün batışını anımsattın bana, onun kadar güzel onun kadar huzur verici. Aslında hem onun kadar uzaktın bana hem de yakınımda hissettim seni, uzanıp tutacak kadar yakınımda.


Uzaktan sevmeyi hiç sevmiyordum ama uzaktan sevmek zorundayım. Kimse bilmemeliydi seni sevdiğimi , sonra kopup giderdin benden, arkadaş bile kalmazdın bilirdim. Bir sevdiğin vardı konuşurlarken duymuştum. Sonrada sen anlattın bana sevgilini. Hiç görmediğim birinden nefret ettim onu sevdiğin için. Ve sonra dayanamaz oldu gönlüm bu ağırlığa. Seni görmekten acımaya kanamaya başladı. Tükeniş başladı benim için ömrümün baharında.


Çok tatlıydın o gülen koskoca gözlerinle rüyalarımda gördüm seni. Kumsalda dolaştığımızı, ay ışığında dans ettiğimizi gördüm ve her gerçeğe dönüşümde hayaller biraz daha uzaklaşmaya başladı benden. Artık biliyordum seni benden ayıracak hiçbir şey kalmamıştı. Yüreğimden seni söküp atacak hiçbir güç bulamadım.


Bir sonbahardı hatırlıyorum. Sararmış yapraklar caddelerde telaşlı insanlarla doluydu ve ben ilk kez hatırlıyordum yaşamanın ne demek olduğunu. Kuşların öttüğünü fark ettim ve denizin mavi olduğunu ve dünyanın senin etrafın altında dönmediğini. Hala seni seviyorum, hala seni görüşümde yüreğim kanatlanıp uçacakmış gibi hissediyorum. Ama artık biliyorum aşk tek kişilikte yaşanabilir ve zaten sen bunu anladığım günden beri daha yakınsın bana. Belki de beklediğim buydu güvenmemdi kendime. Şimdi her şeyi fark ederek yaşıyorum ve her şeyin tadına varıyorum ama hala bir yerim eksik biliyorsun. Ama bende biliyorum ki hiçbir şey eksik kalamaz. Elmanın bile iki ayrısı vardır ve benim eksik tarafım sensin.


UMUDUN TÜRKÜSÜNÜ SÖYLÜYORUM...


Soğuk bir sonbahar akşamıydı. Hava kararmış, yağmur başlamıştı. Düşlerimize yağmur yağıyordu ellerimizi. Gözlerin donuk bedenin halsizdi.


Gizli bir el kalkış hazırlanan otobüse binmek için seni sürükler gibiydi. Sanki kalmak istiyordun. “baharda dönerim” demiştin hatırlıyor musun ?” Sakin beni unutma bekle.”


Ben seni unutmadım sevgili, ben seni unutmadım. Bütün kış baharda döneceğin günün hayaliyle ısındım. Minik öpücüklerle uyandırıp güneşin doğuşunu gösterecektim sana. Çiçeklerin, denizin, kumasalın, güneşin tadına birlikte varacak , gün batımlarında denizle birleşen ufuk çizgisini birlikte seyredecek, ay ışığında mutluluk şarkımızı söyleyecektik.


Yalan değil kaçamak sevdalara takıldım yokluğunda bir süre. Sana benzeyen her şeyi sevdim ben. Sevdiği her şeyde senden izler vardı. Aradığımı buldum sandım ama yanıldım , bulduğum sen değildin. Olmadık zamanlarda aklıma düştün, zamansız yaralandım. Her sabah seni bulmak için yolara düşmek geldi içimden ama gidemedim .


Yalnızlığın acısıyla gurur satın alır oldum her gece. “Gelir” dedim kendi kendime, “Söz verdi gelmesi gerek.” Bekledim.Kendimi param parça hissetim ama yine de sana kızamadım.Unuttum kötü sözlerini Unuttum kapında bekletildiğimi.Unuttum telefonlarıma cevap vermediğini, kavgalarımızı unuttum.


Bir tek seni unutmadım sevgili, bir tek seni unutamadım. Hep dönmeni bekledim. Zamanla alıştım acılara , ölüm ilanlarında kendiliğinden siline adreslere. Alıştım sevdiklerimin yokluğuna. Ama yalnızlığa alışamadım, hasrete alışamadım, sensizliğe alışamadım. Hep dönmeni bekledim.


Olamadı gülüm bir araya gelemedik. Oysa daha yolun başındaydık, tomurcuktuk daha çatlamaya hazır. Bahar gelmeden ayrıldık. Şimdi artan yalnızlığım , büyüyen yokluğu var . duvarlarda gözlerinin izi , kapı kollarında parmak izlerin saklı. Sen neredesin sevgili, varlığın nerede ?. bir mevsim döndü , sen dönmedin .


Düşlerim böyle dağınık değildi eskiden. Kara bulutlar gibi kümelenip bir yere, acılarım yüreğimde çöreklenmişti gece yarılarında. Özlemlerim hiç bu kadar olmamıştı gün ışığına. Hasret bu kadar büyümemişti. Şimdi göçebe olmuş yüreğimle her sabah yeni yolculuklara çıkıyorum. Umudun türküsünü söylüyorum öksüz bakışlarımla.....

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...