Yaşam hücrelerimi yok sayıp bir karar
vermemi istiyor cellat benden.
İçimden geçeni söylesem yapmaz biliyorum.
Ama yine de denemeden bilemeyiz değil mi:
"Hey aşktan bir haber,sana sesleniyorum:
O kadar kolay değil diyor,
bir güçsüz gibi kaçacak mısın?
Yaşamdan hücrelerimden vazgeçmemi bekleyen,
aşktan bir haber cellat!
Bilmem kaçıncı karabasan gecenin sabahı uyandığım.
Yine kan ter içinde kalmışım yatağımda.
Elime sol yanıma koyuyorum,
hala çarpıyor kalbim.
Varlığın bir nebze olsun eksilmemiş ya, en mesut benim.
Ya yarın diyorum sonra.
Geceler karabasanlara emanet,
sabahlar korkulara…
Sana her zamankinden daha çok
ihtiyacım olduğunu haykırıyorum.
Feryadım kulaklarımı çınlatıyor,
bildiğim tüm insanlar sağır.
Eğer gitmekse, senden değil herkesten olmalı diye,
bir bilet alasım geliyor yabancı bir şehre.
Arada uğrar mısın, bilmiyorum.
Korkulara yer yoktu yanıbaşımızda.
Şimdi kime sığınmalı bilmiyorum.
Yeniden başlamalı, hem sensiz, hem kimsesiz.
Ardımda birkaç satır bırakmalıyım filmlerden öğrendiğim gibi.
Pabucumun tekini ardımda bırakmaksızın gitmeliyim.
Ben aşkı anlatmaya çalıştım.
En çok senden vazgeçmemi istediler,
Nasıl kıyardım bildiğim tüm heveslere.
Bu bir ceza ise herkes yaşasın istedim.
Çünkü ben en saf halimle,
bir tek seni sevdim
İçimde Burukluğu Var Güzün
Kimse Duymuyor Haykırışlarımı
Benim Neyime Ki Çığlıklar