SİYON LİDERLERİNİN PROTOKOLLERİ
Bu sayfalar, uzunca bir zamandır hazırlanıyordu. Elimdeki 1970 tarihli kitabın, yani Siyon Liderlerinin Protokolları'nın bizlere vereceği güzel bilgiler uğruna bu dikte işlemine uzun süreler devam ettim. En sonunda bitti ve yayınlamak için hazırlamaya başladım. Siyon Liderlerinin Protokolları Dünya tarihininde bıraktığı ve bırakmaya devam edeceği izler bakımından çok önemlidir. Bu önem hem Yahudi kesimi, hem diğer kesim, yani biz yahudi olmayanlar için gayet önemlidir. Çok dikkat çeken bir husus olarak, daha Siyon Liderlerinin Protokolları yayınlanalı 16 sene geçmişken; ünlü dâhi Ford Motor Company'nin sahibi Henry Ford bu protokolları baz alarak kendi sonunu getiren uzun bir yazı dizisi yayınlatmış ve bunu daha sonra "Beynelmilel Yahudi" adı altında kitap olarak yayımlatmıştır. Bu Amerikan tarihi açısından fevkalede önemli bir durum teşkil eder. Hem sonuçları bakımından, hem de oluşumu bakımından... Ancak o zaman Henry Ford'un üzerine temas ettiği husular şu anın Türkiye'si ve Dünyası içinde geçerli gözüküyor. Henry Ford yaptığı işi bir çeşit "ırkçılık" olarak betimlemiyor. Aksine "Bu protokollarda yazanlar şu an içinde yaşanıyor, öylese bunlar doğrudur" gibi bir yaklaşım içinde olaylara bakıyor ve değerlendiriyor. Biz de şu zaman içindeki Dünya'da ki ilişkiler ile kendi ülkemizdeki ilişkileri değerlendirmemiz açısından değişik bir bakış açısı olarka bu kitabı okumalıyız. Unutmamalıyız ki memleketin şu an içine düştüğü ahlak sorunları, ekonomik buhranlar, medya ile iyice ilerletilen sapkınlık ve fikirsel yoksunluk ile, bunların sonucunda manevi değerlerden yoksun olarak yetişen gençler; ancak kendilerine ışık gösterecek, onları akl-ı selim ve manevi değerlere sahip kişiler olarak yetiştirebilecek anne ve babalar sayesinde bu bataktan çıkacaklardır. Yoksa durumumuz vahim ve bir o kadar fenâdır. Çünkü cahil kalmış, okumaya ve öğrenmeye üşenen toplumlar, ya başkalarının kölesi olurlar ya da olmuşlardır da farkında değillerdir(!). Başka bir seçenek yoktur! Ve şu an gördüğünüz sayfalar, Siyon Liderlerinin Protokolları adlı kitabın, 1970 basımlı tam nüshasıdır. Kitabın sahibini bulamadığım ve yayıncısını da bulamadığım için haklarını helal etmelerini diliyor, sizlere iyi bir gezindi diliyorum. Muhammed Maliki - New Jersey - 2002
TAKDİM
Siyon Liderlerinin Protokollan bir kısım, Yahudi liderleri tarafından, hiçbir zaman gerçekleşmesine imkân olmayan dünya üzerinde Yahudi hâkimiyeti altında tek bir devlet kurmak hayalleri ile hazırlanmış bir programdır. Bu kitabın ilk defa 1902/1903 kışında bir Moskova gazetesinde tefrika halinde neşredildiği sanılmaktadır. 1903 yılında yine Rusya'da diğer bir Rusca gazetede tefrika edilmiştir. Her iki tefrika da Rusya dışında meçhul kalmıştır. 1905 yılında Rus papazı profesör Sergyei Nilus tarafından kitap halinde bastırılarak neşredilmiştir. Sergyei Nilus bahis konusu kitabın baş tarafındaki yazısında, kitabın kendisine bir arkadaşı tarafından el yazması halinde verildiğini, o arkadaşının bunları bir kadından aldığını, kadının ise Fransadaki bir mason cemiyeti toplantîsı sonunda bunları mason cemiyetinin en nüfuzlu liderlerinden birinden çalmış olduğunu beyan etmiştir. Sergyei Nilus aynı yazısında bunların bir toplantı zabıtnamesi olmayıp toplantıda okunan nutuklar olduğunu ve bu protokollardan bir tanesinin kayıp olduğunun açıkça anlaşıldığını ifade etmektedir. Yukarda bahsedilen Rusca neşriyat komünist ihtilalinden evvel Rusya dışında meçhul kalmış ise de komünist ihtilâlinden sonra Rusya dışına kaçabilen bîr kısım kimseler tarafından Sergyei Nilus'un neşrettiği kitap Amerika ve Almanya'ya götürülmüştür. Bu arada îngiltere'de British Museum kütüphanesi bunlardan bir nüsha elde etmiştir ve halen o kütüphanede 3926.d.5 numarada kayıtlı olarak bulunmaktadır. Sergyei Nilus 1917 senesinde, 1905 senesinde neşrettiği kitabın diğer bir baskısını hasırlamış fakat bu kitap piyasaya çıkmadan Yahudi Kerenski tarafından ihtilal yapılmış ve iktidara geçen Kerenski bu kitabın bütün nüshalarının toplanarak imha edilmesi için emir vermiştir. Daha sonra Sergyei Nilus komünist gizli polis teşkilatı tarafından tevkif edilerek kendisine işkence yapılmış ve Sibirya'ya sürülmüştür. Bilahare Sergyei Nilus orada ölmüş veya öldürülmüştür. Rusya'da komünistler iktidara geçince bu kitaba sadece sahip olmayı dahi Ölüm cezasını gerektiren bir suç saymışlardır. Bu kanun Rusya'da, halen yürürlüktedir. Rusya'da bu kitabın basılması ve satılması yasak olduğu gibi bu kitaptan bir nüshasına sahip olan kimseler de ölüm cezasına çarptırılmaktadırlar. Diğer komünist devletlerde de durum aynıdır. Komünist olmayan devletlerde ise Güney Afrika Birliğinde bu kitaba sahip olmak kanunla yasaklanmıştır ve bu kitaptan elde eden kimselere ölüm cezası dışında ağır cezalar verilmekledir. Siyon Liderlerinin Protokollarıf Rusya'dan kaçan bir kısım göçmenler tarafından Kuzey Amerika ve Almanya'ya götürülmesinden bir müddet sonra meşhur olmuş ve yirminci yüzyılda siyasî sahadaki kitap satışlarında en çok satılan kitaplardan birisi haline gelmiştir. Yalnız İngilizce nüshası bir milyon adetten fasla satılmıştır. İngiltere'de Rusça'dan ilk tercüme G. Shanks tarafından yapılmış ve 1920 yılında basılmıştır. Kitabın fazla satışı sebebiyle aynı yıl dört baskı daha yapılmıştır. Daha sonra 1921 yılında Victor Marsden'in Rusça'dan yaptığı tercüme neşredilmiştir. Amerika Birleşik Devletlerinde ilk İngilizce tercümeler 1920 yılı sonlarında Boston ve NewYork'da yayınlanmıştır. Almanya ve Fransa'da 1920 yılından sonra müteaddit baskılar piyasaya çıkarılmıştır. 1925 yılında Şam'da Arabça bir tercümesinin neşredildiği ve ayrıca çeşitli tarihlerde hemen hemen dünyadaki her lisana çevrildiği muhtelif kitaplarda kaydedilmektedir. Türkiye'de Sami Sabit Karaman 1943 yılında Roger Lambelin'in Fransızca tercümesinden Türkçe'ye yaptığı tercümeyi neşretmiştir. Siyon Liderlerinin Protokoltan'mn Avrupa, Amerika ve diğer birçok yerlerde çok miktarlarda basılıp satıldığım gören Yahudiler büyük bir telaşa kapılarak bunların baskı ve satışını önleme çarelerini aramağa başlamışlardır. Komünist devletlerde ve Güney Afrika Birliğindeki neşretme ve bulundurma yasağını diğer devletlerde tatbik ettiremeyince bu kitabın Yahudi Olmayan bir kısım kimseler tarafından yazıldığını ve Yahudiler tarafından yazılmış şeklinde gösterildiğini iddia etmişlerdir. Yahudiler bu îdialarını bir mahkeme kararı ile güya isbat etme çarelerini bulmak yolunu denemişler ve bir dava yoluna müracaat etmişlerdir. 26 Haziran 1933 tarihinde, İsviçre Yahudi Cemiyetleri Federasyonu ve Bern Yahudi Cemiyeti, İsviçre Milli Cephesinin beş üyesine karşı dava açarak mahkemeden Siyon Liderlerinin Protokolleri'nin sahte olduğu hususunda karar verilmesini ve neşrinin yasaklanmasını istemişlerdir. Mahkemedeki hâkimin muhakeme sırasında tatbik ettiği usûl İsviçre'de uygulanan usûl kanunlarının çok haricine çıkmış ve onun bu kasdî tutumu İsviçrede büyük hayret ve heyecan uyandırmıştır. Mahkemede duruşmayı idare eden hâkim, davacı tarafın şahit listesinde yazılı 16 şahitten hepsini çağırarak dinlemiş davalıların şahit listesinde yazılı 40 şahitten ise ancak birinin ifade vermesine müsaade etmiştir. Ayrıca mahkemede resmî zabıt kâtibi tarafından zabıt tutulması gerekli iken hâkim davacı tarafa iki hususî kâtip tâyin etme hususunda müsaade ederek şahitlerin dinlenmesi ve muhakeme celselerinde cereyan eden hadiseleri zabıt halinde yazmaları için onlara yetki vermiştir. İsviçre muhakeme usulü kanunlarında yeri olmayan bu ve diğer bir takım tutumları; hakimin davacı taraf lehinde karar verme temayülünde olduğunu ortaya koymuştur. 14. 5. 1935 tarihînde mahkeme Siyon Liderlerinin Protokolleri'nin sahte olduğuna dair bir karar vermiştir. Bu sırada dikkati çeken bir hadise daha olmuş ve mahkeme kararının açıklanması tarihinden evvel Yahudi basını mahkeme kararını neşretmiştir. 1 Kasım 1937 tarihinde İsviçre Federal Mahkemesi (İsviçre Yargıtayı) mahkeme kararının tümünü bozmuştur. O tarihten sonra Yahudi propagandacılar İsviçre Federal Mahkemesinin mahalli mahkeme kararını bozarak hükümden kaldırdığı hususuna hiç temas etmeden sadece mahalli mahkeme kararını ileri sürerek Siyon Liderlerinin Protokolları'nın sahte olduğunun mahkeme kararı ile isbat edildiğini iddia etmektedirler. Burada, dikkat edilecek bir husus da şudur: Isviçre'de Siyon Liderlerinin Protokoları'nın basılnası, satılması, bulundurulması ve okunması halen kanunen serbesttir. Üçüncü protokolün baş taraflarında sembolik yılandan bahsedilmektedir. Protokolların îngilizce tercümesinde bu mevzuda yazılanlara göre Yahudilerce, yılanın başı Yahudilerin plânlarını tertip eden kimseleri, yılanın gövdesi ise diğer Yahudileri temsil ediyormuş. Yılanın başı bir yere girince oradaki Yahudi Olmayan güçler ile mücadele ederek onları ezmeğe çalışırmış ve yılanın başı Kudüsten hareket ederek birçok yerleri işgal edip tekrar Kudüse dönerek devrini tamamlayacakmış. İngilizce tercümede yılanın işgal hedeflerinden Kudüsten evvelki son şehrin istanbul olduğu kaydedilmekte ve şu not ilâve edilmektedir: «Bu harita Jön Türk hareketinin yâni Türkiyedeki Yahudi ihtilâlinin vukuundan senelerce önce çizilmiştir.» On dördüncü protokolda Yahudilerin "bütün inançların kusurlarını münakaşa edeceklerine fakat kendi inançlarının kendilerinden başka kimseler tarafından tam olarak bilinmemesi sebebi ile onları kimsenin münakaşa, edemiyeceğine" dair bir nazariye yürütülmektedir. Yahudilerin bu nazariyeleri kendi inançlarına kendilerinin de itimadları olmadığının tam bir tezahürüdür. Ayrıca onların inançlarına dair bilinen kısımlar gerekli şeyleri söylemek için yeterlidir. İslâmiyette ise hiçbir kusur mevcut olmadığına göre, islâmiyet düşmanlarının daima ya iftira yoluna başvurma veya doğru şeyleri kusur gibi göstermeğe çalışma metodu takip ettikleri bilinen hususlardır. Dikkat edilecek bir nokta da Sosyalizm, Anarşizm ve Komünizmin Yahudilerce desteklenip yürütüldüğünün üçüncü protokolda açıkça beyan edilmiş olmasıdır. Protokollarda rastlanan Yahudi Olmayanlar ibaresinin, yerine göre Yahudi Olmayanların hepsini veya bir kısmını hedef aldığı anlaşılmaktadır. Protokollan okuyanlar bunların üç çeyrek yüzyıl kadar evvel yazılmış olduklarını hatırda tutmalıdırlar. Siyon liderlerinin Protokollarındaki her fikri ayrı mütalaa etmek ve her biri için ayrı hüküm vermek gerekir. Fakat bir tanıtma yazısının hacmi buna, müsait olmadığı için bu yazıda bu hususta beyanlara girişecek değiliz.
ABDULLAH MUSTAFA
PROTOKOL 1
Edebiyat yapmayı bir kenara bırakarak her fikrin mânasını söyleyeceğiz.Mukayese ve istidlâl ile çevremizdeki hadiselere ışık tutacağız.İlerde meydana koyacağım sistemimiz iki görüş noktasından hareketeder: Kendimiz ve Yahudi Olmayanlar.Dikkat etmelidir ki kötü düşünceli insanlar sayıca iyi insanlardan fazladır.Bundan dolayı onları idare etmekte en iyi neticeler akademikmüzakerelerle değil, şiddet ve yıldırma ile elde edilebilir. Herkes iktidarmevkiinde olmayı arzu eder, her şahıs bir diktatör olmayı ister, yeter kibuna muktedir olsun. Kendi menfaatını temin etmek uğrunda herkesinmenfaatını feda etmeye istekli olmayan insanlar gerçekten pek azdır.İnsan denilen yırtıcı hayvanları zapteden nedir? Onlara şimdiye kadarrehberlik için ne hizmet etmiştir?Cemiyet hayatının başlangıcında onlar, kaba ve kör kuvvete tâbi oldular.Sonra ise, aynı mahiyette ve sadece kıyafet değiştirmiş bir kuvvet olankanunlara boyun eğdiler. Bundan şu neticeyi çıkarıyorum: Yaratılışınkanununa göre, hak, kuvvette yatar.Siyasi hürriyet bir fikirdir, fakat bir gerçek değildir. Otorite mevkiindebulunan bir partiye baskı yapmak gayesi ile halk kitlelerini diğer birpartiye çekme lüzumu ortaya çıktığı zaman, bu fikrin bir yem olarak nasılkullanılıcağı bilinmelidir. Liberalizm de denilen bu hürriyet fikrine eğerhasmın kendisi de kapılmış ve bu fikrin uğrunda iktidarının bir kısmınıteslim etmeye arzulu ise görev daha da kolaylaşır. Burada bizimnazariyemizin zaferi kesinlikle meydana çıkıyor. Gevşetilen hükümetdizginleri hayat kanunu gereğince derhal yeni bir el tarafından elegeçirilir ve bir araya toplanır. Çünkü milletin kör kuvveti bir gün dahirehbersiz kalamaz ve yeni otorite, liberalizm ile zayıflatılan eskininsadece mevkiine yerleşmekten ibaret kalır.Günümüzde libaral idarecilerin iktidarının yerini, "altının iktidarı" almıştır.Bir zamanlar ise imân hükmetmişti. Hürriyet gerçekleşmesi imkansız biridealdir. Çünkü kimse onun ölçülü olarak nasıl kullanılacağını bilmez.Halka muayyen bir müddet içinde kendi kendisini idare etme yetkisivermek, onları düzensiz bir güruh haline getirmeye yeter. Ondan sonraorada öldürücü bir didişme ortaya çıkar ve kısa zamanda sınıfmücadelesine dönüşür. Bu durumun içinde devletler yanıp yok olur veonların değeri bir kül yığını derecesine iner.Bir devlet kendi sarsıntıları içinde kendini tüketse, dahili anlaşmazlıklarıonu dış düşmanlarından zayıf duruma getirse telafi edilmez bir kaybauğramış sayılır: "O bizim hakimiyetimize girmiştir". Tamamı ile bizimellerimizde olan sermayenin istibdadı, ona bir saman çöpü uzatır. Devletister istemez ona sarılır. Eğer sarılmazsa dibi boylar.
Liberal düşünceli bir kimse, yukarıdaki gibi fikirlere ahlâka aykırı derseşu suâlleri sorarım : "Her devletin iki düşmanı olduğuna ve haricidüşmana karşı onları taarruz ve müdafaa plânlarından habersiz tutmakonlara gece vakti veya üstün sayıda kuvvetlerle hücum etmek gibimücadelenin her tarz ve maharetini kullanma, ahlâka aykırı mütalaaedilmediğine göre daha kötü bir düşmana karşı, cemiyetin yapısını âmmemenfaatını berteraf edenlere karşı aynı vasıtalara, nasıl olur da ahlâkaaykırı ve müsaade edilmez denebilir?Sağlam mantıklı herhangi bir dimağ için akla uygun müşavere vemünakaşalar yardımı ile kalabalık güruhları bir yöne sevk etmedeherhangi bir başarı ümit etmek mümkün müdür? O zaman akılsızca itirazve tekzipler de yapılabilir. Bu gibi itirazlar halk arasında daha çoktaraftar bulursa muhakeme kuvveti su yüzüne çıkabilir mi? Avamtabakasından olan ve olmayan insanlara sadece küçük ihtirasları,önemsiz kanaatları, âdetleri, an'aneleri, hıssi nazariyeleri rehberlikettiğinden parti anlaşmazlıklarına düşerler, hatta tamamiyle uygunmüzakere temeline dayanan herhangi bir anlaşmaya engel olurlar. Birkalabalık güruhun her kararı, bir çoğunluk ihtimaline veya çoğunluğadayanır. Onlar siyasi sırları bilmediklerinden bir kısım gülünç kararlarortaya koyarlar ki, bunlar idareye bir anarşi tohumu eker.Siyasetin âhlak ile ortak hiçbir yönü yoktur. Âhlaka uygun bir şekildehüküm süren bir hükümdar mâhir bir politikacı değildir ve bundan dolayıtahtında sağlam duramaz. Hükmetmek isteyen kimse hem kurnazlığahem de yapmacılığa başvurmalıdır. Açık sözlülük, dürüstlük gibi halkarasında meziyet sayılan vasıflar siyasette kusurdurlar. Çünkü bunlar enkuvvetli düşmandan daha tesirli olarak ve daha kesinlikle hükümdarlarıtahtlarından düşürüler. Bu gibi vasıflar Yahudi Olmayanların krallıklarınaait olmalıdır. Fakat biz hiçbir surette o vasıfları rehber edinmemeliyiz.Bizim hakkımız kuvvette yatar. Mücerret bir düşünce olan "hak" kelimesihiçbir şey ile ispat edilemez. Bu kelimenin mânası şundan başka birşeydeğildir : İstediğimi bana ver ki onunla senden kuvvetli olduğuma dairdelil sahibi olayım.
Nerede hak başlar? Nerede sona erer?Merkezi otoritenin zayıf olduğu, liberalizmin durmadan çoğalttığı haklarınseli ortasında; kanunların ve hükümdarların şahsiyetlerini kaybetmişoldukları herhangi bir devlette; kuvvetlinin hakkı ile hücum etmek vemevcut bürün kaide ve düzeni darmadağın etmek, bütün müesseseleriyeniden kurmak, kuvvetlilerin hakkını kendi liberalizmleri içinde gönüllüolarak bırakıp bize terkedenlerin hükümdarı olmak için kendimde hakbuluyorum.Her çeşit iktidarın sallantı halinde olduğu şimdiki zamanda bizimiktidarımız diğer herhangibirinden daha yenilmez olacaktır. Çünkü ohiçbir kurnazlığı artık kendisinin temellerini çürütemeyeceği bir kuvvetesahip oluncaya kadar görünmez kalacaktır.
Şimdi işlemek zorunda bırakıldığımız geçici kötülükten, sarsılmaz birçıkacaktır idarenin iyiliği meydana. Bu idare, liberalizmin hiçe indirdiğimilli hayat mekanizmasının düzenli işleyişini geri getirecektir. Gaye,vasıtaları haklı kılar. Bu duruma göre plânlarımızda, dikkatlerimizi iyi veâhlaka uygun olandan ziyade lüzumlu ve faydalıya çevirmeliyiz.Önümüzdeki stratejik bir plandır. Birçok yüzyıllar boyu devam edençabaların boşa gittiğini görmek riskine girmeden bu plandan sapamayız.Faaliyetin memnuniyet verici şekilleri, üzerinde inceden inceye durarakmeydana getirmek için avamın seviyesizliğini, gevşekliğini, sebatsızlığını,kendi hayat veya refahının şartlarını anlamak ve onlara uymaktakikabiliyetsizliğini dikkat nazarına almak gerekir. Bilinmelidir ki avamınkuvveti kör, hissiz ve akılsızdır. Daima herhangibir taraftan gelentelkinlerin elinde kalır. Bir kör diğer bir köre onu uçurumayuvarlamaksızın rehberlik edemez. Binaenaleyh büyük bir zekâ sahibiolsalar bile avamın fertleri ve halk arasından çıkan sonradan görmekimseler henüz siyasetten anlamadıklarından bütün milleti mahvagötürmeksizin kitlenin liderleri olarak ileri çıkamazlar.Ancak çoçukluğundan beri müstakil olarak hükmetmek için eğitilmiş birkimse siyaset alfabesi ile tertip edilebilen kelimelerin manâsınıanlayabilir.Kendi haline, yani aralarından çıkan sonradan görme kimselere bırakılanhalk, iktidar ve itibar elde etmeye çalışmanın tahrik ettiği partiçekişmeleri ve bundan doğan karışıklıklarla kendisini mahva götürür.Halk kitlelerinin sûkunetle ve küçük kıskançlıklarla ârî olarak kararvermesi ve şahsi menfaatları ile karıştırmadan memleket işleri ileuğraşabilmesi mümkün müdür? bunlar harici bir düşmandan kendilerinikoruyabilirler mi? Bu düşünülemez. Çünkü halk kitlesindeki kafasayısınca parçalanmış bir plan bütün birliğini kaybederi bu suretleanlaşılmaz olur ve tatbiki imkansız hale gelir.Ancak müstebid bir hükümdar ile bu planlar geniş ve açık bir şekilde,üzerinde dikkatle durularak hazırlanabilir ve devlet mekanizmasınınparçaları arasına uygun bir şekilde dağıtılabilir. Bundan çıkan zarurisonuç şudur ki, herhangibir memleket için tatmin edici hükümet şeklibirdir. O da sorumlu bir şahsın ellerinde toplanmasıdır. Kesin bir istibdadolmaksızın medeniyet mevcut olamaz. Medeniyet, kitleler tarafındandeğil onların yöneticisi tarafından devam ettirilebilir. Avam vahşidir vevahşetini her fırsatta gösterir. Avam, hürriyetini ellerine aldığı an ohürriyet çabucak vahşetin en yüksek derecesi olan anarşiye dönüşür.***Hürriyetin kendilerine çok miktarda içki kullanma hakkını verdiği, içkiile düşünce kabiliyetini kaybetmiş, alkollenmiş hayvanlara bakın. Bubizim için değildir ve bu yol bizim yürüyeceğimiz yol değildir. Yahudiolmayan halk, alkollü içkilerle düşünce kabiliyetini kaybetmişlerdir.Onların gençliği klasisizm ve ilk çağ ahlaksızlığı ile ve içlerinesoktuğumuz özel ajanlarımız, öğretmenler, hizmetçiler, zenginlerin
evlerinde mürebbiyeler, kâtipler vasıtası ile ve Yahudi Olmayanların sıksık gittikleri sefahet yerlerindeki kadınlarımız vasıtası ile zehirlenerekahmak bir şekilde yetiştirilmişlerdir. Bu sonuncular arasında sosyetekadınları denilen, kötü yol ve lüks içindekileri gönüllü olarak takip edenkimseleri de dahil edeceğim.Parolamız kuvvet ve yapmacıktır. Siyasette sadece kuvvet, bilhassadevlet adamlarına çok lüzumlu olan kabiliyetler içinde gizlenmiş kuvvetgalip gelir. Taçlarının bir kısım yeni kuvvetlerin ajanlarının ayakları altınadüşmesini istemeyen hükümetler için şiddet bir prensip, ve desise ileyapmacık usül olmalıdır. Bu kötülük, sonunda iyiliği elde etmek için tekve yegâne vasıtadır. Bundan dolayı gâyemizi elde etmeye hizmetedecekleri zaman rüşvetçilik, düzenbazlık ve hıy'anet husularındaduraklamamalıyız. Siyaset yolu ile başkalarının mülkünü tereddütsüzolarak nasıl ele geçireceğimizi bilmeliyiz; eğer bu yolla başkalarına boyuneğdirmeyi ve hükümdarlığımızı temin edebileceksek.Bizim devletimiz, bu sessiz işgal yolunda ilerlerken körü körüne itaatmeydana getirmek için lüzumlu olan dehşet havasını sürdürmekhususunda harb korkusunun yerine daha az farkedilebilen fakat dahatatmin edici ölüm cezasını koymak hakkında sahip bulunmaktadır. Âdilfakat merhametsiz şiddet, devlet kuvvetinin en büyük âmilidir. Sadecemenfaatımız için değil aynı zamanda vazifemiz icabı olarak ve zaferimiziçin şiddet ve yapmacık programını devam ettirmeliyiz. Hesaba dayananbu doktrin kesinlikle kullanılan vasıtalar kadar kuvvetlidir. Bundan doalyıo vasıtalar ile olduğu kadar şiddet doktrini ile de zafer kazanacağız vebütün hükümetleri bizim hükümetimizin teb'ası haline getireceğiz. Bütünitaatsizliklerin ortadan kalkması için bizim merhametsiz olduğumuzubilmek
onlara yetecektir. Çok eski zamanlarda "hürriyet, eşitlik, kardeşlik" kelimelerini halkkitleleri arasında ilk defa biz bağırdık. O günlerden beri her taraftan gelipbu oltaya takılan budala papağanlar tarafından bu kelimeler çok defalartekrar edildi. Bunlarla, evvelce avamın baskısına karşı çok güzelmuhafaza edilen dünyanın refahını ve ferdin hakiki hürriyeti giderildi.Yahudi Olmayanların sözde zeki insanları, ilim sahipleri, bu mücerredkelimelerin hakiki manâlarını anlayamadılar. Bunların manâlarının vekarşılıklı münasebetlerinin çelişmesine dikkat etmediler. Görmediler kimahlukat arasında eşitlik yoktur ve hürriyet olamaz. Yaratılıştan akıl,seciye ve kabiliyetler eşit değildir. Düşünmediler ki avam tabakasıkördür. Onların arasından seçilip yönetimi üzerlerine alan sonradangörmeler de siyaset mevzuunda avam tabakasının kendisi gibi kördürler.Yetişmiş bir kimse bir budala da olsa yine hükmedebilir. Halbukiyetişmemiş kimse çok zeki olsa da siyasetten birşey anlamaz. Bütün buhusulara Yahudi Olmayanlar dikkat atfetmedi. Oysa ki her zamanhanedan hükümdarlıkları bu fikre dayanmıştır. Çünkü baba, siyasi işleredair bilgileri oğula naklederdi. Bu suretle bunları hanedan ailesindenbaşka kimse bilmez ve kimse onları yönetilenlere ifşa etmezdi. Zamangeçtikçe siyasi işlerin gerçek pozisyonu olan hanedan içindeki intikal,manasını kaybetti ve bu durum davamızın başarısına yardımcı oldu.
Dünyanın her köşesinde "hürriyet, eşitlik, kardeşlik" kelimeleri şuursuzajanlarımız sayesinde, bizim sancağımızı coşkunlukla taşıyan çok sayıdakimseleri saflarımıza soktu. Bu kelimeler daima Yahudi Olmayanlarınrefahını kemiren, her tarafta sulhu, sükûneti, dayanışmayı yok eden,Yahudi Olmayan devletlerin bütün müesseselerini tahrip eden mahvedicikurtçuklar oldular. İlerde göreceğiniz gibi bu durum bize zaferimiz içinyardım etmektedir. Bu, diğer şeyler meyanında en kuvvetli imkânı, yaniimtiyazları yıkma, başka bir ifade ile Yahudi Olmayanların aristokrasisinintüm mevcudiyetini yok etme imkanını elimize geçirmeye bizi muktedirkıldı. Bu sınıf, hakların ve memleketlerin bize karşı sahip olduklarıyegâne müdafaa vasıtası idi. Yahudi Olmayanların normal ve soyadayanan aristokrasisinin yıkıntıları üstünde biz para aristokrasisininönderliğinde bizim tahsil görmüş tabakamızın aristokrasisini kurduk. Bizebağlı olan serveti ve bizim Siyon Liderlerimizin tertip ettiği tahrik kuvvetiolan bilgiyi bu aristokrasinin şartları olarak tesis ettik.İhtiyacımız olan insanlarla münasebetlerimizde daima beşerdüşüncesinin en hassas duyguları, para hesabı, tamah ve insanın maddiihtiyaçları hususundaki açgözlülük üzerinde işlemek suretiyle zaferimizkolaylaştırılmış bulunmaktadır. Bu beşeri zafiyetlerin her biri tek başınaele alınınca şahsi teşebbüsü felce uğratmaya yeterlidir. Çünkü insanlarıntemayüllerine göre istedikleri verilerek faaliyetleri satın alınmıştır.Hürriyetin mücerretliği, her memlekette avamı; hükümetlerin,memleketin sahipleri olan halkın kâhyası olmaktan başka bir şeyolmadıkları ve kâhyanın ise eskimiş bir eldiven gibi değiştirilebileceğifikrine inandırmaya bizi muktedir kıldı.Halk temsilcilerinin bu değiştirilme imkânı, onların bizim emrimize tâbihale getirdi ve böylece bize onları tâyin etme kuvveti verdi.
PROTOKOL - 2
Gayelerimize erişebilmek için harplerin mümkün olduğu kadar arazikazançları ile neticelenmemesi zorunludur. Böylece harpler ekonomikalana kaydırılacaktır. Bu alanda milletler, verdiğimiz yardımdaüstünlüğümüzün kuvvetini sezmekte gecikmeyeceklerdir. Bu durum heriki tarafı beynelmilel ajan kadromuzun merhametine terkedecektir. Bukadromuz milyonlarca göze sahip olup devamlı olarak gözetlemehalindedir ve hiçbir tehdit onları engellememiştir. Sonra bizimbeynelmilel hukukumuz, milli hukuku ortadan kaldıracak ve devletlerinmedeni kanunları, teb'ası arasındaki münasebetleri nasıl idare ediyorsamilletleri öyle idare edecektir.Halkın içinden kabiliyetleri ve kölece itaatlerine göre titiz bir dikkatleseçeceğimiz idareciler, idare etme sanatında eğitim görmemişkimselerden olacak ve bundan dolayı kendilerinin müşavirleri veuzmanları olan ve çoçukluklarından beri bütün dünya işlerini idare etmekiçin yetiştirilen bilgi ve zeka sahibi kimselerin ellerinde oyuncakolacaklardır. İyice bildiğiniz gibi bizim bu uzmanlarımız idare hususunda ihtiyaç duydukları malûmatı bizim siyasi planlarımızdan, tarihderslerinden ve her an geçen hadiselerin müşahadesinden çıkarmışlardır.Yahudi Olmayanlar peşin hükümsüz tarih müşahadelerinin tatbikatı ileyönetilmezler. Onlar neticelerden tenkidi bir görüş çıkarmayan nazariusule alışıktırlar. Bundan dolayı bizim onları hesaba katmaya ihtiyacımızyoktur. Bırakın onlar vakti gelinceye kadar kendilerini eğlendirsinler veyagirişken mazilerinin yeni şekillerinin ümidi içinde ve zevklerinin hayalleriile yaşasınlar. Bırakın; bizim onları ilmin emirleri diye kandırdığımızoyunların baş rolünü oynasınlar. Bu maksatla devamlı olarak basınımızvasıtası ile bu nazariyelere körü körüne itimad uyandırıyoruz. YahudiOlmayanların bilim adamları bilgileri ile böbürlenecek ve ilimden eldeedeceği bütün malûmatı mâkûl bir şekilde doğruluğunu ispat etmedentatbik mevkiine koyacaktır. Halbuki bizim uzman ajan kadromuz onlarınkafalarını bizim arzu ettiğimiz istikamette eğitmek için bunları kurnazlıklatertip etmişlerdir.
Bir an bile bu ifadelerimi boş sözler sanmayın. Bizim tertip ettiğimizDarwinizm, Marxism, Nietzcheism'in başarılarını dikkatle düşünün. BizYahudiler için bu direktiflerin Yahudi Olmayanların fikirleri üzerinde nasılbir bölücü etki yaptığını görmek herhalde zor olmayacaktır.Siyasette ve idari işleri yönetmekte hata yapmaktan kaçınmak içinmilletlerin düşüncelerini, seciyelerini ve temayüllerini hesaba katmakbizim için zaruridir. Siyasetimizin zaferi ve onun meydana getirdiğimekanizmanın işleyişi, karşılaştığımız halkların mizacına göredeğişmelidir. Onun tatbikatı şimdiki zamanın ışığında geçmişten alınanderslerin hülasalarına dayanmadıkça temin edilemeyecektir.Bu günün devletlerinin elinde büyük bir kuvvet vardır ki halkın içindedüşünce hareketleri meydana getirir. Bu, basındır. Basının rolü devamlıolarak ihtiyaçları zaruri imiş gibi göstermek, halkın şikayetlerini ifadeetmek ve hoşnutsuzluk meydana getirmektir. İfade hürriyetinin zaferibasında mücessem hale gelir. Fakat Yahudi Olmayan devletler bukuvvetin nasıl kullanılacağını bilmediler ve o kuvvet bizim ellerimizegeçti. Basın vasıtası ile kendimiz gölgede kalarak tesir yapmak gücünükazandık. Her ne kadar kan ve gözyaşı deryaları içinde toplamayamecbur olmuş isek de basın sayesinde altını elimize geçirdik. Gerçihalkımızın içinden birçoğunu feda ettik ama altın elimize geçti.Safımızdan feda edilen her şahıs Allah nazarında bin Yahudi Olmayanşahsa bedeldir.
PROTOKOL - 3
Bugün size söyleyebilirim ki hedefimiz şimdi bize sadece birkaç adımuzaklıktadır. Uzun yolun yürünecek ancak ufak bir kısmı kaldı. Kendisi ilehalkımızı temsil ettiğimiz sembolik yılanın, önünde yürüdüğümüzçemberi kapanacaktır. Bu halka kapanınca bütün Avrupa devletlerikuvvetli bir mengene içinde onun hükümlerine kilitlenecektir. Bu günlerin anayasal terazileri kısa zamanda kırılacaktır. Çünkü üzerindedöndüğü ekseni aşıncaya kadar durmadan sarsılsın diye biz onu dengesizkurduk. Yahudi Olmayanlar o eksene yeterli derecede sağlam kaynakyaptıklarını zannediyorlar ve o terazilerin dengeye geleceğiniumuyorlardı. Fakat eksenler -tahtlarındaki krallar- kontrölsüz vesorumsuz yetkileri ile şaşkına dönmüş olan ve budalaca hareket edentemsilcileri tarafından kuşatılmışlardı. Bunlar bu yetkileri saraylardateneffüs edilen dehşet havasına borçluydular. Bu şahıslar halkları ileteması kesince tahtlardaki krallar iktidara göz diken kimselere karşı artıkhalk ile anlaşıp kendilerini kuvvetlendirmeye muhtedir olamıyorlardı. Biz,uzak görüşlü hükümdar iktidarı ile halkın kör kuvveti arasında her ikitarafta manasını kaybetsin diye bir uçurum meydana getirdik. Bir kör iledeğneği gibi ki, ikisi de birbirinden ayrı olunca kuvvetsizdir.İktidar peşinde koşanları iktidarı kötüye kullanmaya tahrik etmek için,bütün kuvvetlerin liberal temayüllerini bağımzılığa doğru yönelterekonların hepsini birbirine muhalif hale getirdik. Bu maksatla her çeşitteşebbüsü teşvik ettik, bütün partileri silahlandırdık, iktidar mevkiini herihtiras için hedef haline getirdik. Devletleri karışık bir yayın kalabalığınınçarpıştığı gladyatör arenaları haline getirdik. Kısa bir zaman sonrakarışıklıklar ve iflaslar bütün dünyayı kaplayacaktır.Çok konuşan gevezeler parlamento oturumlarını ve yönetimle ilgilitoplantıları konuşma müsabakası haline çevirmektedirler. Atılgangazeteciler ve vicdansız yazarlar hergün idareci memurlara saldırıyorlar.Çılgına dönmüş avamın yumrukları altında herşey havada uçuşurkeniktidarın suiistimali, bütün müesseseleri kendilerini devirmeye hazırlayanson
manivela olacaktır. Bütün halk fakirlik sebebi ile ağır çalışma mecburiyetine zincirlenmiştir.Bu, onların evvelce vurulduğu kölelik ve toprağa bağlı kölelikten dahakuvvetlidir. Onlar bu zincirlerden kendilerini herhangibir yollakurtarabilirlerdi. Fakat yoksulluktan asla kurtulamayacaklardır. Bizanayasaya kitleler için hayali ve gerçek dışı gözüken bir kısım haklardahil ettirdik. Halkın hakları ismi de verilen bu hakların hepsi, yalnız birfikir halinde mevcud olabilir ve fiili hayatta asla gerçekleştirilemez.Proleterya bizim emrettiğimiz yönde ve bizim iktidar mevkiineyerleştirdiğimiz ajan kadromuz hizmetinde bulunan kimseler lehine reykullanmalarının karşılığı olarak acıyıp soframızdan kendilerine fırlattığımızekmek kırıntılarından başka anayasadan bir menfaat elde etmediğinegöre, konuşmacıların gevezelik yapma hakkı elde etmeleri, gazetecileringüzel yazıların yanında saçma şeyler yazma hakkında sahip olmaları,ağır yükünün altında beli ikiye bükülmüş proleter işçi için ne ifade eder?Cumhuriyete ait haklar, fakir bir insan için acı bir istihzadan başka birşeydeğildir. Çünkü bir taraftan hemen hemen hergün çalışmaya mecburolması sebebiyle o hakları kullanmaya muhtedir değildir. Diğer taraftan ohaklar kendisini yoldaşlarının grevlerine ve işverenlerin lokavtlarına bağlıhale getirdiğinden muntazam ve muayyen gelirinin bütün teminatındanmahrum
etmektedir. Bizim rehberliğimiz altında halk, aristokrasiyi yok etti. O aristokrasi ki;kendisinin tek ve yegâne müdafaa vasıtası ve halkın refahına bağlı veondan ayrılması imkansız menfaatleri sebebiyle de kendilerini besleyenbir anne idi. Şimdi aristokrasinin yıkılması sebebiyle halk, para öğütenmerhametsiz alçakların pençesine düştü. Bunlar işçilerin boyunlarınaacımasız ve zalim bir boyunduruk vurdular.Biz işçileri bu baskıdan kurtaracak kimseler olduğumuzu ileri sürereksahnede görüneceğiz ve bizim savaşan kuvvetlerimiz olan sosyalistlerin,anarşistlerin ve koministlerin saflarına girmelerini onlara telkin edeceğiz.Bu savaşan kuvvetlerimizi biz; sosyal masonluğumuzun sözde bütünbeşeriyetin dayanışması ve kardeşçe idaresi gereğince daimadestekledik. İşçilerin emeğinden kanunen faydalanmakta olanaristokrasi; işçilerin iyi beslenmeleri, sıhhatli ve kuvvetli olmaları ilealâkalanırdı. Biz ise tam aksine Yahudi Olmayanların öldürülerekazalmalarından menfaat bekliyoruz. Bizim kuvvetimiz devamlı yiyecekkıtlığı ve işçinin beden zayıflığında gizlidir. Çünkü bütün bunlar onunbizim arzularımızın kölesi olmasına delalet eder. O kendi yetkileri içindebizim arzularımıza karşı koyma kuvvet ve enerjisini bulamayacaktır.Kralların otoritesinin aristokrasiye verdiği işçiyi idare hakkını, açlık dahasağlam bir şekilde bize verir.Biz avam tabakasını açlığın doğurduğu sıkıntı, hased ve kin ile hareketegeçirecek ve yolumuzun üzerinde bizi engelleyen ne varsa onların elleri ile
silip yokedeceğiz. Bütün dünyaya hükmedecek olan hükümdarımızın tac giyme vaktigelince, aynı eller ona engel olabilecek herşeyi ortadan kaldıracaklardır.Yahudi Olmayanlar bizim uzmanlarımızın telkinleri ile hareketegeçirilmeksizin düşünme alışkanlığını kaybetmişlerdir. Bundan dolayıbizim krallığımız kurulunca derhal yapacağımız bir işi yapmanın, acil birlüzumunu görmüyorlar. Bu iş, bilginin basit ve gerçek bir bölümünü vebütün bilgilerin temeli olan insan hayatının ve onun sosyal varlığınınyapısının gerektirdiği iş bölümünü ve netice olarak insanların sınıf veşartlar içinde ayrılmaları hususundaki bilgileri okullarda öğretmektir.Herkesin bilmesi gerekir ki insanların çalışma mevzularındaki farklılıksebebiyle herhangi bir eşitlik mevcud olamaz. Bir kimsenin kendinilekeleyen bir hareketi ile bütün bir sınıf kanun önünde eşit olaraksorumlu tutulamaz. O şahısla beraber hiçbir kimsenin değil, yalnız oşahsın kendi şerefi lekelenmiştir. Sırlar içinde olan ve YahudiOlmayanların öğrenmesine imkân vermediğimiz cemiyet kuruluşunungerçek ilmi herkese gösterecektir ki mevki ve iş, muayyen bir çevreiçinde muhafaza edilmelidir. Şöyle ki, fertlerin bir eğitimden geçmişolmaları sebebiyle kendilerine uygun olmayan bir işi yapmaya davetedilmeleri yüzünden insanların ıztırap kaynağı olmasınlar. Bu ilmintamamen okunmasından sonra halk gönüllü olarak iktidara itaat edecekve devlette kendilerine tahsis edilen mevkii kabul edecektir. Bilimin bizimgeliştirdiğimiz bugünkü durum ve istikametinde halkı yanlış yola sevketme kastı ile hareket edilmesi ve halkın kendisinin cehaleti sayesindeonlar basılı şeylere körü körüne inanır, bağrına basar. Bir kör kendisinden üstün saydığı her duruma kin duyar. Çünkü sınıf vedurumun mânalarının idrakine sahip değildir.Ticari mübadeleler üzerindeki muameleleri durduracak ve sanayii felceuğratacak olan ekonomik krizlerin tesiri bu kini daha fazla artıracaktır.Bizce bilinmekte olan bütün gizli yeraltı metodları ile ve tamimileelimizde olan altın'ın yardımı ile bütün Dünyada ekonomik krizlermeydana getirecek, bu krizler vasıtasıyla Avrupa'daki bütünmemleketlerde bütün işçi güruhunu aynı anda sokaklara fırlatacağız. Bugüruh, mallarına hased ettikleri insanların kanlarını, cehaletlerininbasitliği içinde zevkle dövecekler ve beşikte bulundukları günlerden berihased ettikleri malları o zaman yağma etme imkânı bulacaklardır.Bizimkilere dokunmayacaklardır. Çünkü saldırı anı bizce bilinecek ve bizkendimizinkileri muhafaza etmek için tedbirler alacağız.Göstermiş bulunmaktayız ki hadiselerin gelişmesi bütün YahudiOlmayanları idrakin hakimiyetine sokacaktır. Bizim istibdadımız kesinolacaktır. Çünkü o, bütün kargaşalıkları tedbirli bir şiddetle yatıştırmayıve bütün müesseselerde liberalizmi yakıp kül etmeyi bilecektir.Halk kendisine hürriyet adı altında her türlü müsaade ve müsamahadabulunulduğunu görünce kendisini hükümdar tehayül ederek yolununüzerindeki iktidara saldırdı. Fakat tabii diğer bütün körler gibi birçokengellere takıldı. Bir klavuz arama telaşına kapıldı. Eski durumunadönme idrakine asla sahip olmadı ve bütün iktidarlarını bizimayaklarımızın altına attı. Bizim "büyük" ismini verdiğimiz Fransız ihtilalinihatırlayın. Onun hazırlanmasındaki sırlar bizce gayet iyi bilinmektedir.Çünkü o tamamen bizim ellerimizin eseridir.O vakitten beri daima Dünya için hazırladığımız Siyon kanından müstebidkral lehinde, en sonunda bizden bile dönmeleri için halkı bir harekettendiğerine sevkediyoruz. Bugün biz enternasyonel bir güç olarak yenilmez durumdayız. Çünküherhangi bir devletin hücümuna uğrarsak, diğer devletler tarafındandestekleniriz. Yahudi Olmayan hakların; kuvvet karşısında yaltakçılıkettikleri halde zayıfların karşısında merhametsiz olmak, hatalardankaçınmaz ve cürümlere karşı müsamahakar, hür sosyal sisteminmuhaliflerine tahammül etmeye isteksiz oldukları halde cesur biristibdadın şiddeti altında din uğruna ölen kimse kadar sabırlı olmak gibihususlarda derin alçaklık içinde bulunmaları bize bağımsızlık için yardımeden vasıflardır.Bugünün başbakan diktatörlerine sabırla katlanan veonların suiistimallerine tahammül eden Yahudi Olmayan halklar, bunlarınen az bir kısmı için yirmi kralın kafasını uçururlardı.Halk kitlelerinin bu mantıksız , birbirini tutmaz hali, aynı mahiyettegörünen olaylar karşısındaki tutumu nasıl izah edilebilir?Bu, diktatörlerin kendi ajanları vasıtasıyla hakların kulağına busuiistimaller ile devlete verecekleri zararın halkların refahı, onların hepsinin enternasyonel kardeşliği, onların dayanışması ve haklarıneşitliği gibi yüksek gaye ile olduğunu söylemeleri vakıası ile izahedilebilir. Tabii onlar bu birleşmenin sadece bizim hakimiyetimizdekiidare altında başarılması gerektiğini söylemezler.Böylece halk dürüst kimseleri mahkum eder ve suçlu kimseleri suçsuzçıkarır, her ne isterse yapabileceğine gittikçe daha çok inanır. Bu durumsayesinde halk her türlü muvazeneyi yok eder ve her adımda karışıklıkmeydana getirir. Hürriyet kelimesi insan topluluklarını her kuvvete, her çeşit otoriteye,hatta Allah'a ve yaratılış kanunlarına karşı savaşa sevkeder. Bununiçindir ki biz krallığımızı kurduğumuz zaman, zalim bir prensip ifade edenve kitleleri kana susamış hayvanlar haline getiren bu kelimeyi hayatlügatından silmeye mecbur olacağız.Gerçekten bu hayvanlar her zaman kan içip doyduklarında yenidenuykuya dalarlar ve o zamanlarda zincirlerine kolaylıkla vurulabilirler.Fakat onlara kan verilmezse uyumazlar ve mücadeleye devam ederler.
PROTOKOL -4
Her cumhuriyet bir takım safhalardan geçer. Bunların birincisi, ortaya atılan kör avamın ilkgünlerdeki çılgınca öfkesini ihtiva eder. İkincisi, demogoji safhasıdır ki bundan anarşi doğar ve buda kaçınılmaz olarak istibdada götürür. Artık kanuni ve açıktan açığa ve bundan dolayı mes'uliyetihaiz bir istibdad değil fakat görünmeyen ve esrarlı bir şekilde gizlenmiş, bununla beraber bir gizliteşkilatın ellerinde olduğu hissedilen bir istibdat. Bunun hareketleri bir paravana gerisinde veherçeşit ajanın arkasında çalıştığı nisbette vicdansızca olur. O ajanları değiştirmek sadece zararsızdeğil fakat devamlı değiştirme sayesinde uzun müddetli hizmetlerin mükafatlandırılması içinkaynakların harcanmasını önlediğinden gizli kuvvete gerçekten yardımcıdır da.Görünmeyen bir kuvveti kim ve ne gibi bir durumda devirebilir? Bizim kuvvetimiz tamamen böylebir kuvvettir. Yahudi Olmayanların masonluğu, bir paravana olarak bize ve amaçlarımıza körükörüne hizmet eder. Fakat kuvvetimizin hareket planı, hatta onun tam hedefi bütün halk içinbilinmeyen bir sır olarak duruyor.Hürriyet de; Allah'a iman ve insanların kardeşliği temeline dayansa, yaratılışın insanları, derecelereayıran kesin kanunları tarafından reddedilen eşitlik telakkisine bağlanmasa, zararsız olarak vehalkın refahını bozmaksızın devlet ekonomisindeki yerini alabilirdi. Böyle bir imanla bir halktoplumunu dini idare mıntıkalarının vesayeti altında idare edebilir ve Allah'ın yeryüzünde tertipettiği nizama itaat ederek manevi çobanın rehberlik eden eli altında rahat ve saygılı bir şekildeyürürdü. Bu sebepledir ki bütün imanların el altından mahvına çalışmak, Yahudi Olmayanlarınkafalarından Allah ve maneviyat düşüncelerini koparmak ve onların yerine aritmetik hesaplar vemaddi ihtiyaçları yerleştirmek bizim için zaruridir.Yahudi Olmayanlara düşünme ve farkına varma hususunda vakit bırakmamak için onların aklınısanayi ve ticarete çevirmelidir. Böylece bütün milletler kar peşinde ve yarışında bütün bütünyutulacaklar ve müşterek düşmanlarını farketmeyeceklerdir. Fakat yine de hürriyetin YahudiOlmayanların toplumlarını parçalayıp yıkması için sanayiyi spekülatif temele oturtmalıyız. Neticeolarak sanayi ile topraktan ne çıkarılmış ise onların ellerinden kayarak spekülasyona yani bizim sınıflarımıza geçecektir.Üstün gelmek için yapılan şiddetli mücadele ve ekonomik hayata yayılacak sarsıntılar hareketi,soğuk ve merhametsiz toplumlar meydana getirecektir ve şimdiden getirmiştir de. Bu toplumlaryüksek siyasete ve dine karşı kuvvetli bir nefret besleyeceklerdir. Onların yegane klavuzu kâr yanialtın'dır, onunla elde edecekleri maddi zevklerden dolayı ona tapacaklardır. Sonra vakti gelinceYahudi Olmayanların aşağı tabakları, iyiyi elde etmek için değil, hatta server kazanmak için değil,fakat sadece imtiyazlılara karşı kinlerinden dolayı, bizim iktidar rakiplerimiz olan YahudiOlmayanların alimlerine karşı bizi takip edeceklerdir.
PROTOKOL - 5
Bozulmanın her yere girdiği, zenginlerin sadece yarı dolandırıcılıkdüzenlerinin becerikli süpriz taktikleri ile kazanç sağladıkları, gevşekliğinhüküm sürdüğü, ahlakın gönüllü olarak kabul edilen prensiplerle değilcezai tedbirler ve sert kanunlarla muhafaza edildiği, iman ve memleketekarşı duyguların kozmopolit inançlarla silindiği toplumlara ne şekilde biridare tarzı verilebilir? Bu toplumlara biraz sonra anlatacağım istibdaddanbaşka ne şekilde bir idare verilebilir? Biz cemiyetin bütün güçlerinielimize alabilmek için sıkı bir şekilde merkezileştirilmiş bir hükümetmeydana getireceğiz. Teb'amızın siyasi hayatının bütün faaliyetlerini yenikanunlarla mekanik bir tarzda düzenleyeceğiz. Bu kanunlar YahudiOlmayanlar tarafından tanınmış olan bütün müsamaha ve hürriyetleribirer birer geri alacak ve bizim krallığımız herhangi bir anda ve her yerdebize söz ile veya fiilen karşı gelecek olan herhangi bir Yahudi Olmayanşahsı yok edecek derecede muhteşem bir istibdad ile temayüz edecektir.Benim söylediğim şekilde bir istibdadın bugünkü gelişme durumu ilebağdaşamıyacağı bize söylecektir. Fakat ben size bunun olacağını ispatedeceğim.Halk, tahtlarında oturan krallara Allah'ın iradesinin izharı olarak baktığızamanlarda kralların müstebid iktidarına mırıldanmadan itaat ederlerdi.Fakat biz onların kafalarına kendi hakları mevzuunda telakkiler imaettiğimiz günden beri tahtların sahiplerini alelade şahıslar gibi görmeyebaşladılar. Biz onları Allah'a imanlarından da uzaklaştırdık. O zamaniktidarın kuvveti halkın sahip olduğu sokaklara fırlatıldı ve bizimtarafımızdan
ele geçirildi. Bundan başka kurnazca dalavereler ile ortaya konan teori ve sözlervasıtası ile, genel hayatın düzenleriyle ve her çeşit diğer desiseler ilekitleleri ve fertleri yönetmek sanatı gibi bizim idareci beynimizinuzmanlarına ait olan husularda Yahudi Olmayanlar birşey anlamazlar.Analiz ve müşahedeler, küçük çıkarlar üzerinde hassasiyetle durma gibimaharetlerde bizim rakibimiz yoktur. Siyasi faaliyet planları çizmede vedayanışmada bizimkinden fazlası mevcut değildir. Bu hususta yanlızCizvitler bizimle mukayese edilebilirdi. Fakat biz kendi gizliteşkilatlarımızı daima gölgede tutarak, onları açık bir teşkilat olmalarısebebiyle düşüncesiz avamın gözünden düşürmek yolunu bulduk.Bununla beraber muhtemelen Dünya için kendi hükümdarı kim olsa aynıdır. Katoliklerin başıda olsa, Siyon kanından müstebidimiz olsa da.Fakat biz seçilmiş kavime bunu bir kayıtsızlık mevzuu yapmak çokuzaktır.Bir zaman için Dünyadaki bütün Yahudi Olmayanların bir koalisyonubizimle belki başarılı bir şekilde mücadele edebilirdi. Fakat onlarınaralarında mevcud ve kökleri şimdi asla koparılıp çıkarılmayacakderecede derine atılmış olan anlaşmazlıklar sebebiyle bu tehlikeye karşıemniyette bulunmaktayız. Biz, Yahudi Olmayanların şahsi ve kavmihesaplarını, son yirmi yüzyıl boyunca besleyip çok geliştirdiğimiz dini veırki kinlerini birbirlerinin karşısına çıkardık. Bu sebepledir ki bize karşıkolunu kaldıran herhangi bir yerdeki bir devlet destek görmeyecektir.Onların herbiri hatırlarında tutmalıdır ki, bize karşı herhangi bir anlaşmakendisi için faydasız olacaktır. Biz çok kuvvetliyiz. Bizim kuvvetimizdenkurtuluş yoktur. İçinde bizim esrarlı elimiz bulunmadıkça milletlerönemsiz bir hususi anlaşma bile yapamazlar.Bizzat Allah tarafından bütün dünyanın idaresi için bizim seçildiğimizipeygamberler söylemiştir. Allah bizi bu vazifeyi görebilecek bir zeka ileteçhiz etti. Hasım tarafta bir zeka olsaydı bize karşı hâlâ mücadeleedebilirdi. Fakat öyle olsa da yeni gelen bir kimse eskiden beri yerleşmişolan bir kimse ile denk olamaz. Bu sebeple aramızdaki mücadele,dünyanın bu güne kadar asla görmediği şekilde merhametsiz olacaktı.Bütün devlet mekanizmalarının tekerlekleri bir motor kuvveti ile hareketettirilir ki o bizim ellerimizdedir. Devlet mekanizmalarının bu motorualtındadır. Siyon liderlerimiz tarafından icad edilen politik ekonomi ilmiuzun zamandan beri sermayaye şahane nufüzunu vermiş bulunmaktadır.Sermayenin engelsiz olarak işletilmesi için o, sanayi ve ticarette inhisartesis etmek konusunda hür olmalıdır. Bu, şimdiden görünmez bir eltarafından icra safhasına konulmaktadır. Bu hürriyet, sanayi ile meşgulolanlara siyasi bir kuvvet verecek, bu da halka baskı yapmaya yardımcıolacaktır. Bu günlerde halkları silahsızlandırmak, onları harbesevketmekten, alevler içinde yanan ihtirasları bizim menfaatımızakullanmak onların ateşini söndürmekten ve başkalarının fikirlerini alıponların mânâlarını bize uygun şekilde değiştirmek onları kökündenkazımaktan daha ehemmiyetlidir.Yöneticiliğimizin en mühim amacı, şu husuları ihtiva eder : Halkın zihninitenkid ile bozmak, onu mukavemet uyandıran ciddi düşüncelerdenuzaklaştırmak, zihni kuvvetleri boş nutukların sahte savaşı ile meşguletmek.Her çağda dünya halkları da fertler gibi sözleri iş şeklinde kabuletmişlerdir. Çünkü onlar genel araneda ki gösteri ile tatmin olurlar veva'dleri icraatin takip edip etmediğine nâdiren dikkat ederler. Bundandolayı biz halka söz ile hitap edilecek müesseseler kuracağız ve bumüesseseler gelişmeye olan faydaların beliğ delilini vereceklerdir.Her yöndeki bütün partilerin serbest dış görünüşlerini zahirenkabulleneceğiz ve bu dış görünüşlere nutuklarda ses vereceğiz. Nutuk
veren kimseler o kadar konuşacaklar ki dinleyicilerin sabrını tüketecek vebu nutka karşı bir nefret hasıl edeceklerdir.Kamuoyunu avucumuzun içine almak gayesiyle her taraftan birbirlerinezıt fikirleri netice çıkmayacak şekilde karşı karşıya getirerek, bu karışıklıkiçinde Yahudi olmayanların başlarının dönmesini ve her çeşit siyasimevzûlarda hiçbir fikir sahibi olmamamanın en iyi hal olduğu kanaatinevarmaları için, yeterli bir zaman boyunca çalışarak onları şaşkın halegetirmeliyiz. Halkın siyâsi mevzûları anlamaması gerekmektedir. Çünkü omevzûlar yalnız halkı idare edenler tarafından anlaşılır. İşte bu birincisırdır.Hükümetimizin başarısı için zaruri olan ikinci sır aşağıdaki hususlarıihtiva eder: milli başarısızlıkları, ihtirasları ve medeni hayat şartlarınıçoğaltmak. Böylece keşmekeş doğuran bir durum içinde bir kimseninnerede bulunduğunu bilmesi imkansız olacak ve neticede halk birbirlerinianlamaz duruma gelecektir. Bu tedbir başka bir yoldan da bize hizmeteder. Şöyle ki, bütün partilerin arasına anlaşmazlık eker, hâlâ bize boyuneğmek istemeyen bütün toplu güçleri yerinden çıkarır ve işimizeherhangibir derecede engel olabilecek herhangibir şahsi teşebbüsüncesaretini kırar. Bize karşı şahsi teşebbüsten daha tehlikeli birşey yoktur:eğer o, arkasında bir dâhiye sahipse böyle bir şahsi teşebbüs aralarınaanlaşmazlık ektiğimiz, milyonlarca kişinin yapabileceğinden fazla şeyyapar. Biz, Yahudi Olmayan cemiyetlerin eğitimini o şekilde yönetmeliyizki her ne zaman şahsi teşebbüs isteyen bir mevzu ile karşılaşsalar meyusbir acz içinde elleri böğürlerinde kalsın. Çalışma hürriyetinin neticesi olanbütün çabalar bir başkasının hürriyeti ile karşılaşınca kuvvetleri tüketir.Bu çarpışmadan ağır ahlâki sarsıntılar, hareketler ve başarısızlıklarortaya çıkar. Bütün bu vasıtalarla Yahudi Olmayanların kuvvetini oşekilde azar azar tüketeceğiz ki onların bize Dünya'nın enternasyoneliktidarını sunmaya mecbur olacaklardır. Bu durum herhangibir şiddethareketinde bulunmaksızın dünyanın bütün devletlerinin kuvvetlerinitedricen yutmağa ve bir üstün hükümet teşkil etmeye bizi muktedirkılacaktır. Bu günün hükümdarları yerine bir hayalet dikeceğiz ki onayüksek hükümet idaresi denilecektir. Onun elleri bir kıskaç gibi heristikamete uzanacak ve onun teşkilatı öyle muazzam ölçülerde olacaktırki, Dünya'nın bütün milletlerine boyun eğdirmekte başarısızlıkgöstermiyecektir.
PROTOKOL - 6
Biz yakında büyük paraların hazineleri olacak muazzam inhisarlarkurmaya başlayacağız. Yahudi Olmayanların geniş servetleri bile oderece bunlara dayanacaktır ki siyasî mahvoluşun ertesi günü devletkredileri ile birlikte batıp gideceklerdir.Burada hazır bulunan ekonomistler, bu tertibin ehemmiyetini bir keretasavvur edin!... Bizim yüksek hükümetimizi, bize gönüllü olarak İtaat eden kimselerikoruyan ve onlara iyilik eden bîr durumda göstererek mümkün olan heryol ile onun önemini artırmalıyız.Siyasî bir güç olan Yahudi Olmayanların aristokrasisi öldü. Bizim onuhesaba katmağa ihtiyacımız yoktur. Fakat arazi sahibi olarak kendikendilerine yeter oldukları müddetçe hâlâ bize zararlı olabilirler. Bundandolayı her ne bahasına olursa olsun onları topraklarından uzaklaştırmakbizim için elzemdir. Arazi vergilerinin artırılması İle arazilere borçyüklenerek bu amaç en iyi bir şekilde elde edilecektir. Bu tedbirler arazisahipliğini engelleyecek ve arazî sahiplerini âciz ve kayıtsız şartsız itaatetme durumunda tutacaktır.Yahudi Olmayanların aristokratları kendilerini az ile tatmin etmekte irsîolarak kabiliyetsizdirler. Çabucak yanıp bitecek ve söneceklerdir.Ayni zamanda ticaret ve sanayii, fakat en başta vazifesi sanayie mukabilbir kuvvet teşkil etmek olan spekülasyonu şiddetle himaye etmeliyiz.Spekülatif sanayiin yokluğu özel ellerde sermayeyi çoğaltır ve toprağıemlâk bankalarına borçluluktan kurtararak ziraatın eski haline gelmesinehizmet eder. Biz sanayiin hem emeği hem de sermayeyi araziden çekipçıkarmasını ve spekülasyon vasıtası ile Dünyanın bütün parasının elimizegeçmesini bu suretle bütün Yahudi Olmayanların proleterya saflarınaatılmasını arzu ediyoruz. O zaman Yahudi Olmayanlar başka bir sebepiçin olmasa bile var olma hakkını elde etme için önümüzde eğileceklerdir.Yahudi Olmayanların sanayiini tamamen çökertmek İçin YahudiOlmayanların arasında geliştirdiğimiz lüksü de spekülasyonun yardımınagetireceğiz. Çünkü lüks için hırslı talep, herşeyi yutup bitirmektedir. Bizişçi ücretlerini yükselteceğiz, fakat bu işçilere hiçbir menfaat sağlamı-yacaktır. Çünki biz aynı zamanda hayat için en lüzumlu şeylerinfiyatlarında da yükselme meydana getireceğiz ve bunun ziraat vehayvancılıktaki gerileme sebebiyle olduğunu iddia edeceğiz. Ayrıca işçilerianarşiye ve sarhoşluğa alıştırarak istihsal kaynaklarını kurnazlıkla ve elaltından derin bir şekilde mahvetmeğe çalışacağız. Aynı zamanda butedbirlerle yanyana olarak Yahudi Olmayanların eğitim görmüş bütüngüçlerini ortadan kaldırmak için her tedbiri alacağız.Bu faaliyetlerin gerçek mânalarının vaktinden önce Yahudi Olmayanlarıngözlerine çarpmaması için bu faaliyetleri «isçi sınıfına hizmet hususundaateşli bir arzu ve politik ekonominin büyük prensipleri» iddiaları ilemaskeliyeceğiz. Politik ekonomide ise bizim ekonomik nazariyelerimizinenerjik bir propagandası sürdürülmektedir.
PROTOKOL - 7
Silahlanmanın hızlandırılması ve polis kuvvetlerinin artırılması yukarda
bahsedilen plânların yerine getirilmesi için tamamen elzemdirler. Bizistiyoruz ki Dünyadaki bütün devletlerde bizlerden başka ancakproleterya sürüleri bizim menfaatlarımıza bağlı birkaç milyoner, polislerve askerler bulunsun. Baştanbaşa bütün Avrupa'da ve Avrupa ile münasebetleri vasıtası ilediğer kıtalarda karışıklıklar, anlaşmazlıklar ve düşmanlıklar meydanagetirmeliyiz. Bununla biz iki menfaat elde ederiz. İlk olarak, istediğimizyerde karışıklıklar meydana getirmek veya sükûneti temin etmekkuvvetine sahip olduğumuzu iyice bilecek olan bütün memleketlerikontrol altında tutabiliriz. Bütün bu memleketler bizde kaçınılmaz birbaskı gücü görmeğe alışıktırlar, ikinci olarak da siyasî vasıtalarlaekonomik anlaşmalarla veya borç yükümlülükleri ile her devletinkabinelerinde ördüğümüz bütün iplikleri entrikalarımızla karmakarışık birhale getireceğiz. Bu hususta başarıya ulaşmak için müzakereler veanlaşmalar sırasında büyük kurnazlık ve tesir kullanmalıyız. Fakat «resmîlisan» denilen hususlarda bunun zıddı taktikleri kullanacak, dürüstlük veuysallık maskesi takınacağız. Dikkatlerine sunduğumuz şeylerin yalnızdışına bakmaya alıştırdığımız Yahudi Olmayan millet ve hükümetler budurumda bizi hâlâ insan soyunun iyilik edici ve kurtarıcıları olarak kabuledevam
edeceklerdir.
Bize karşı muhalefet hareketlerinin hepsine, buna cür'et edenmemleketin komşularının İlân edeceği bîr harb ile cevap vermedurumunda olmalıyız. Fakat eğer o komşular da bize karşı gelmetehlikesine atılırlarsa o zaman bir Dünya harbi ile mukavemetgöstermeliyiz.Siyasette başarının başlıca sebebi teşebbüslerindeki gizliliktir. Diplomatınsözü işlerine uymamalıdır.
Biz ihmal edilebilecek birkaç İstisnası ile şimdiden tamamen ellerimizdeolan basın vasıtası ile gizlice suflörlük ettiğimiz ve kamu oyu olaraktakdim edeceğimiz şeyle, istediğimiz sonuca şimdiden yaklaşmakta olangeniş bir şekilde tasarlanmış plânımızın gösterdiği yönde faaliyettebulunmaya Yahudi Olmayan hükümetleri mecbur etmeliyiz.Avrupa'nın Yahudi Olmayan hükümetlerini kontrol altında tutmasistemimiz kısaca şöyle özetlenebilir: Onlardan bir tanesine karşıkuvvetimizi yıldırıcı teşebbüslerle göstereceğiz. Hepsine karşı ise; eğerbize karşı umumî bîr ayaklanmaya İmkân verirsek, Amerika, Çin veJaponya topları İle cevap vereceğiz.
PROTOKOL - 8
Hasımlarımızın bize karşı kullanabilecekleri bütün silahlar ile kendimizi silahlandırmalıyız. Anormalbir şekilde küstahça ve haksız görünecek hükümler söylemeğe mecbur kalacağımız haller İçînkanuni terimler lûgatından en ince ifade gölgelerini ve düğümlü noktaları bulup çıkarmalıyız. Çünki bu kararların kanuni şekle dökülmüş en yüksek ahlâk prensipleri olarak görünecekleri ifadelerİçinde ileri sürülmeleri mühimdir. Bizim yöneticiliğimiz, aralarında çalışmağa mecbur olacağı bütünmedeniyet kuvvetleri ile kendini ku-şatmalıdır. O, kendisini siyasi konuların yazarları, hukuktatbikatçıları, İdareciler, diplomatlar ve nihayet bizim özel okullarımızda hususi, üstün talim veterbiye görmüş kimseler ile kuşatacaktır. Bu kimseler sosyal yapının bütün sırlarının bilgisine sahipolacaklar, siyasî alfabeler ve sözler île tertip edilecek her .lisanı bilecekler. İnsan mizacının üzerindeişlemeğe mecbur olacakları bütün hassas telleri ile beraber bütün derinliklerinden haberdarolacaklardır. Bu teller Yahudi Olmayanların düşünüş şekli, onların temayülleri, kusurları, kötühuyları, meziyetleri, sınıf ve durumlarının hususiyetleridir. Söylemeye lüzum yoktur ki otoriteninyukarda bahsettiğim kabiliyetli yardımcıları, kendilerinin idarî işlerini, o işlerin gayesinin neolduğunu düşünme zahmeti verilmeksizin ve o işlerin ne için lüzumlu olduğunu asla incelemedenyapmağa alıştırılmış olan Yahudi Olmayan kimseler arasından alınmayacaktır. Yahudi Olmayanlarınidarecileri kâğıtları okumadan imzalarlar ve onlar ya ücret için veya ihtiras sebebiyle hizmetederler.Biz hükümetimizi iktisatçıların tüm dünyası ile kuşatacağız. Şu sebeple kî iktisadî ilimler, Yahudilereverilen öğretimin başlıca mevzuunu teşkil ederler. Yine bizim etrafımızda bankerler, sanayiciler,sermayedarlar ve bilhasa milyonerlerin tüm kadrosu bulunacaktır. Çünki esasında herşey rakamlarmeselesi ile halledilecektir.Devletimizde sorumlu mevkileri Yahudi kardeşlerimize tevdi etmekte herhangi bir tehlike mevcudolmayacağı zamana kadar, bir zaman için bu mevkileri mazisi ve şöhreti kendileri ile halk arasındabir uçurum teşkil eden şahısların ellerine vereceğiz. O şahıslar eğer bizim emirlerimize İtaatetmezlerse cezaî sorumluluk ile veya ortadan kaybolma durumu ile karşılaşacaklardır. Bunlar oşahısları son nefeslerine kadar bizim menfaatlerimizin müdafii yapmak içindir.
PROTOKOL - 9
Prensiplerimizin tatbikinde içinde yaşadığınız ve faaliyet gösterdiğiniz1memleketin halkının karakterine dikkat edin. Bu prensiplerin umumi birşekilde ve aynen tatbiki halkın bizim modelimizde yeniden eğitilmişolacağı zamana kadar başarılı olamaz. Fakat göreceksiniz ki bunlarınTatbikine tedbirli bir tarzda yaklaşarak on sene geçmeden en sebatkârkarakter değişecek ve halen bize itaat ettirmiş olduklarımızın saflarınayeni bir halk toplumu daha eklenecektir.Aslında bizim masonik parolamızın ifadeleri olan liberal kelimeler yâni«hürriyet, eşitlik, kardeşlik», biz krallığımızı kurduğumuz zaman bizimtarafımızdan artık bir parola teşkil etmeyen ve sadece bir idealizm İfadeeden sözler haline yani «hürriyet hakkı, eşitlik vazifesi, kardeşlik ideali»şekline çevrilecektir. Böylece o şekle sokulacaktır ki boğayıboynuzlarından yaklamış olacağız. Biz şimdiden kendimizinkinden başkaher çeşit idareyi, her ne kadar onlardan çoğu hukukan mevcudbulunuyorlarsa da, fiilen yok etmiş bulunuyoruz. Şimdiki zamanda eğerherhan-gibir devlet bize karşı bir itirazda bulunursa, bu durum bizimönceden verdiğimiz yetki ve bizim emrimiz iledir. Çünkü onların Yahudidüşmanlığı küçük yastaki kardeşlerimizi terbiye etmemiz hususunda bizegereklidir. Daha fazla açıklamaya girmeyeceğim, çünki bu meselearamızda birçok defalar müzakere mevzuu teşkil etmiştir.Faaliyetlerimizin sahasını sınırlayacak engeller mevcud değildir. Bizim üstün hükümetimiz kabul edilen terminolojide kuvvetli ve tesirli —diktatörlük— kelimesi ile vasıflandırılan kanun dışı sarfları İçindebulundurur. Size bir vicdan rahatlığı içinde anlatmak durumundayım kilider atına binmiş olarak ve bütün askerlerimizin başı olarak, biz kanunyapıcılar, hukukî ve cezaî ka -rarlar infaz edeceğiz, biz öldüreceğiz ve bizaffedeceğiz. Biz irade kuvveti ile idare edeceğiz. Çünki ellerimizde birzamanlar kuvvetli olan şimdi ise tarafımızdan mağlub edilmiş bulunan birpartinin küçük parçaları var. Elimizdeki silahlar hudutsuz ihtiras, yananhırs, merhametsiz hınç, kin ve garazdır.Herşeyi yutan terör usulleri bizimdir. Hizmetimizde her fikir ve hernazariye mensubu şahıslar, monarşiyi geri getirmek isteyenler,demagoglar, sosyalistler, komünistler ve her çeşitten ütopik hayalcilervardır. Biz onların hepsini vazifeye koştuk. Onların her biri kendihesabına otoritenin son kalıntılarının dayanaklarını yok ediyor ve düzeninbütün kurulu şekillerini devirmeğe çabalıyorlar. Bu faaliyetler sebebi ilebütün devletler işkence içindedir. Onlar sükûn istiyorlar. Onlar sulh içinher şeyi feda etmeğe hazırdırlar. Fakat biz onlara sulh vermeyeceğiz; tâki onlar bizim enternasyonal üstün hükümetimizi açıkça ve itaatkâr birşekilde tanıyıncaya kadar. Halk, sosyalizm meselesinin beynelmilel bir anlaşma yolu ile halledilmesilüzumuna dair sesini yükseltti. Ayrı partiler içerisinde bölünme onlarıbizim ellerimize verdi. Çünki iddialı bir mücadeleyi devam ettirmek İçinparaya sahip olmalıdır, ve bütün para bizim ellerimizdedir.Tahtlarında oturan Yahudi Olmayan kralların berrak görüşlü kuvveti ileavam kitlelerinin kör kuvveti arasındaki birlikten korkmamız için sebepolabilirdi. Fakat böyle bir ihtimale karşı lüzumlu bütün tedbirleri almışbulunuyoruz. Biz bu iki kuvvetin arasına karşılıklı terör şeklinde bir siperinşa ettik. Bu suretle halkın kör kuvveti bizim desteğimiz olarak duruyor.Biz, ancak biz, onlara bîr lider tedarik edeceğiz ve tabiî onları bizimhedefimize giden yola yönelteceğiz.Kör halk kitlelerinin elinin bizim kılavuzluk eden elimizden ayrılıp kendibaşına serbest kalmaması için, bilfiil şahsen olmasa dahi ideolojiksahadaki biraderlerimizin en güvenilir olanlarından bazıları vasıtası ile hervesileyle onlarla yakın bir beraberlik içinde olmalıyız. Biz yegâne otoriteolarak tanındığımız zaman umumi yerlerdeki halk ile şahsen konuşacağızve onlara siyasî meseleler üzerinde, fakat o meseleleri bize uygunistikamete çevirmek suretîle ders vereceğiz.Köy okullarında ne öğretildiğini kim tahkik edecek? Fakat bîr hükümetelçîsî veya bizzat tah-tındaki kral bir şey söyleyecek olsa derhal bütündevletin bundan haberdar olmaması imkânsızdır. Çünki bu, halkın ağzı iledışarıya
yayılır. Yahudi Olmayanların müesseselerini vaktinden evvel yıkmamak için onahünerle ve hassasiyetle dokunduk ve onların mekanizmasını hareketettiren zembereklerin uçlarını ele geçirdik. Bu zemberekler düzenin sıkıfakat tam hassas yerinde bulunurlar. Biz onların yerine, liberalizmin karışıklığa verdiği ruhsatı yerleştirdik. Biz kanunların icrasına, seçimislerinin yürütülmesine, basına, şahsın hürriyetine ve bilhassa hur olarakmevcud oluşun köşe taşlar, olan terbiye ve eğitime ellerimizi sokmuşbulunuyoruz.Yanlış oldukları bizce bilinen, bununla beraber tarafımızdan telkin edilenprensip ve teoriler içinde yetiştirmek suretile Yahudi Olmayanlarıngençliğini aldattık, şaşırttık ve bozduk.Mevcud kanunlar üzerinde esaslı değişiklik yapmaksızın ve sadece onlarabirbirine zıd yorumlar içinde yanlış mâna vererek neticeler alınmasıyolunda bazı büyük hamleler yaptık. O neticeler evvelâ bu yorumlarınkanunları maskelemesi sonra da karışık kanunlar ağını anlamayıimkânsız hale getirmesinden dolayı onlan hükümetlerin gözündentamamile gizlemesi gerçeğinde ifadesini bulur.Meseleleri hakem kararı ile halletme nazariyesinin menşei işte budur.Yahudi Olmayanlar eğer zamanı gelmeden neler cereyan ettiğini tahminederlerse onların bize karşı silahla ayaklanacaklarını söyleyebilirsiniz.Fakat biz Batıda buna karşı öyle korkutucu bir terör manevrası hazırladıkki en cesur kalpler bile ürker. Metrolar, yeraltı geçitleri o zamandan evvelbütün başşehirlerin altına kazılmış olacak, oralardan bu başşehirler bütünteşkilâtları ve arşivleri ile birlikte havaya uçurulacaklardır.
PROTOKOL - 10
Bu gün evvelce söylediğim bir sözü tekrarlamakla konuşmaya başlayacağım ve hükümet ilehalkların, siyasette dış görünüş ile yetindiklerini aklınızda tutmanızı rica edeceğim. Gerçektentemsilcileri, enerjilerinin çoğunu zevkleri için harcarken Yahudi Olmayanlar, hadiselerin altındayatan mânayı nasıl farkedebilir? Bunun ayrıntılarına dikkat etmek hareket hattımız için en mühimhususlardandır. Yetkilerin taksimi, konuşma, basınç din (îmân) hürriyetleri, cemiyetler kanunu,kanun önünde eşitlik, mülkiyet ve mesken dokunulmazlıkları, vergilendirme (gizlenmiş vergiler),kanunların makabline şümulü mevzuları üzerinde duracağımız vakit bunun bize yardımı olacaktır.Bütün bunlar halkın önünde doğrudan doğruya ve açıkça temas edilmemesi gereken meselelerdir.Bunlara temas etmenin zaruri olduğu hallerde sınıf sınıf sayılmamalı sadece muasır hukukprensiplerinin tarafımızdan kabul edildiği ayrıntılı açıklamalara girmeden ilân edilmelidir. Bu husustasükût etmenin sebebi bir prensibin ismini zîkretmemekle dikkati çekmeden onlardan herhangibîrinibırakmak için kendimize hareket serbestliği kazandırmaktır. Eğer onların hepsi sınıf sınıf sayılsaydıonların hepsi o zaman verilmiş gibi görüneceklerdi.Avam, siyasî güçte istidat sahibi kimseler için hususî bir sevgi ve saygı besler ve onların bütünşiddet hareketlerini hayranlıkla karşılar, «aşağılık bir iş fakat zekice hazırlanmış ..., bir oyun fakatnasıl kurnazca oynanmış, ne muhteşem bir şekilde tatbik edilmiş, ne büyük cüret...»Bütün milletleri, projesi bizim tarafımızdan çizilen yeni aslî yapının inşa edilmesi vazifesineçekeceğimize güveniyoruz. Bu sebeple ilk önce kendimizi silâhlandırmamız ve kendimizde kesinliklepervasız bir cürret ve yolumuzdaki bütün engelleri yıkacak olan faal işçilerimizin şahsındadayanılmaz ruh kuvveti toplamamız bizim için zaruridir.Hükümet darbemizi başardığımız zaman çeşitli halklara şöyle diyeceğiz : «Her şey çok kötü bir
şekilde idi, herkes ızdırab ile ezildi. Biz size eziyet veren sebepleri, milliyetler, hudutlar, tedavüldekiparaların farklılıkları ortadan kaldırıyoruz. Tabiî bize itaat sözü verip vermemekte serbestsiniz, fakatbizim size ne sunduğumuz hususunda siz herhangibir deneme yapmadan onun sizce teyidedilmesinin doğru bir hareket olması mümkün müdür? O zaman avam bizi övecek ve bizi ümid veintizarın hep birlikte yapılan zafer alayında ellerinin üzerinde taşıyacaklardır. İnsan nev'imensuplarının en ufak ünitelerine bile grup toplantıları ve anlaşmaları ile rey vermeği öğreterek biziDünya tahtına oturtacak, âlet yaptığımız seçim ,o zaman amaçlarına hizmet etmiş olacak ve bizimahkûm etmeden evvel son defa olarak bizi yakından tanımak hususundaki müşterek bir arzununaçıklanmasında rolünü oynayacaktır.Bunu sağlamak, kesin bir çoğunluk tesis edebilmek için sınıf ve vasıf farkı gözetmeden herkese reyverdirmeliyiz. Çünki kesin çoğunluk, eğitim görmüş servet sahibi sınıfların reyleri ile elde edilemez.Bu hususta herkese kendine fazla önem verme hissi telkin ederek Yahudi Olmayanlar arasındaailenin ve tahsil ve terbiye ile ilgili değerlerinin önemini yok edeceğiz ve ferdî düşüncelerin ayrılmasıimkânını ortadan kaldıracağız. Tarafımızdan idare edilen avamın öne geçmesine müsaadeetmeyeceğiz, hattâ onları dinlemiyeceğiz. Onlar bize itaat ve teveccühün karşılığı olarak kendilerineödediğimiz şey olan yalnızca bizim sözlerimizi dinlemeye alışıktırlar. Böylece biz kör ve büyük birkuvvet meydana getireceğiz ki bu kuvvet avamın liderleri olarak onların başına geçirdiğimizajanlarımızın yol göstermesi olmadan asla hiçbir yöne hareket etme durumunda olmayacaktır. Halkbu rejime boyun eğecektir. Çünki kendi kazançları, zevkleri ve her çeşit menfaatlarının reçetesininbu liderlere dayanacağını bileceklerdir.Bir hükümetin plânını yalnız bîr beyin hazırlamalıdır. Çünki eğer birçok kimsenin zihninde bölünüpparçalanmasına müsaade edilirse asla sağlam bir şekilde perçinlenemez. Bundan dolayı bizimhareket plânını bilmemize izin verilebilir fakat ondaki mahareti, onu meydana getiren parçalarınbirbirine bağlılığını, cümlelerin gizli mânasının tatbiki kuvvetini altüst etmeyelim diye onu müzakereetmemize müsaade edilemez. Bu çeşit bir işte çok sayıda reyler vasıtası ile müzakere vedeğişiklikler yapmak onun üzerine her anlayışın ve her yanlış anlayışın damgasını basar ki bunlaronun derinliğine nüfuz edemez ve gizli entrikalarına uzanamaz. Biz plânlarımızın tesirli ve uygun birşekilde tertip edilmesini istiyoruz. Bundan dolayı rehberimizin zekâsının eserini avamın zehirlidişlerine veya hattâ seçilmiş bir gruba fırlatmamalıyız.Bu plânlar mevcud müesseseleri hemen şimdi başaşağı etmeyecektir. Bunlar onların yalnızekonomilerinde ve bunun neticesi olarak da gelişmelerinin bütün toplu hareketlerinde değişiklikyapacaktır ki böylece bizim plânımızda çizilen yollar istikametine yönelmiş olacaklardır.Bütün memleketlerde çeşitli isimler altında mevcud bulunan şeyler hemen hemen bir ve aynışeylerdir. Temsil etme ve edilme, Bakanlık, Senato, Devlet Şûrası, Yasama ve Yürütme heyetleri.Size bu müesseselerin birbirleri ile münasebetinin işleyişini izah etmeğe lüzum görmüyorum. Çünkisiz bunların hepsine vâkıfsınız. Yalnız şu hususa dikkat edin ki yukarda isimleri söylenenmüesseseler devletin birkaç mühim vazifesini karşılar. Üzerinde durmanızı rica edeceğim ki«mühim» kelimesini ben müesseseler için değil vazife için kullandım. Netice olarak mühim olanmüesseseler değil fakat onların vazifeleridir. Bu müesseseler kendi aralarında bütün idarî, teşriî,icraî yönetim vazifelerini taksim etmişlerdir. Bundan dolayı insan vücudundaki organların işlediğigibi işlerler. Eğer biz devlet makinelerinde bir parçayı bozarsak devlet bir insan vücudu gibihastalanacak ve ölecektir.Liberalizm zehirini devlet organizmasına soktuğumuz zaman onun bütün siyasî görünüşü değişikliğeuğradı. Devletler öldürücü bir hastalığa yakalanmışlardır — kan zehirlenmesi. Geri kalan bütün işonların can çekişmelerinin sonunu beklemektir.Liberalizm anayasal devletleri meydana çıkardı. Bunlar Yahudi Olmayanların yegâne koruyucusununyâni istibdadın yerini aldı; ve bir anayasa ise gayet iyi bildiğiniz gibi bir anlaşmazlık, yanlış anlama,çekişmeler, uyuşmazlıklar, semeresiz parti kışkırtmaları, parti kaprislerinin okulu olmaktan başkabir şey değildir. Kısaca devlet işlerinin şahsiyetini yıkmağa hizmet eden her şeyin okulu. Konuşmacıların kürsüsü de basından daha az tesirli değildir. İdarecileri hareketsizliğe ve güçsüzlüğemahkûm etmiş ve bu suretle onları faydasız ve lüzumsuz kılmıştır. Gerçekten bîr çok memleketteidareciler bu sebepten dolayı mevkilerinden indirilmişlerdir. O zaman cumhuriyetler devri bir imkândahiline girdi ve gerçekleştirilebildi ve sonra biz hükümdarın yerine bir yönetim karikatürü, bizimkuklalarımız, kölelerimiz olan mahlûklar arasından, avamdan alınan bir başkan geçirdik. Bu bîrmayın döşeme idi ki biz Yahudi Olmayan halkın altına döşedik. Hattâ Yahudi Olmayan bütünhalkların altına demeği tercih ederim.Yakın bir gelecekte biz başkanların sorumluluğunu tesis edeceğiz.O vakit bizim şahsiyetsiz kuklamız sorumlu olacağı için biz ehemmiyet verilmeyen kimselerdurumunda olarak işleri sonuçlandıracağız, iktidara gelmeğe çabalayanların safları zayıflarsa,başkanların bulunması zorluğundan, neticede memleketi altüst edecek bir çıkmaza girilirse bundanbize ne?Plânımızın bu neticeyi hasıl etmesi için biz seçimleri öyle başkanlar lehine tertip edeceğiz kimazisinde meselâ Panama meselesi ve sair meseleler gibi karanlık ve meydana çıkarılmamış lekebulunsun. O zaman onlar bir taraftan açığa vurulmanın korkusu içinde olarak, diğer taraftan daiktidar arzularını elde eden herkesin başkanlık imtiyazlarına, menfaatlarına ve şerefine sahip olmahevesi içinde bulunarak bizim plânlarımızın başarısı için güvenilir ajanlar olacaklardır. Meb'uslarmeclisi, başkanları kendi içinden seçecektir. Fakat biz onlardan yeni kanunlar teklif etme veyamevcud kanunlarda değişiklikler yapma yetkisini alacağız. Çünki bu hak bizim tarafımızdanellerimizde bir kukla olan sorumlu başkana verilecektir. Tabiî başkanın otoritesi bundan sonraimkân dahilinde her çeşit hücum için bir hedef olacaktır. Fakat onu halka yâni halkın temsilcilerivasıtası ile vereceği kararlara, diğer bir ifade ile kendisi de bizim körükörüne kölemiz olan avamınçoğunluğuna müracaat şeklinde kendini müdafaa vasıtası ile teçhiz edeceğiz. Bizi başkana kendibaşına harp hali ilân etme yetkisi de vereceğiz. Bu son yetki için başkanın bütün memleketinordusunun başkumandanı olarak ona kumanda etmeğe muktedir olabilmesi gerektiği, yenicumhuriyet anayasasının müdafaası için bunun lüzumlu olduğu şeklinde bir mazeret göstereceğiz.Böylece bu anayasanın sorumlu temsilcisi olarak onu müdafaa etme yetkisi kendisine ait olacaktır.Kolaylıkla anlaşılabilir ki bu şartlarda kilidin anahtarı bizim elimizde bulunacak ve bizden başkakimse artık yasama gücünü yönetemiyecektir.Bunun yanında yeni cumhuriyet anayasasının önsözü ile siyasî gizliliğin muhafazası bahanesi ilemeclisten hükümet tedbirlerine dair gensoru açmak yetkisini alacağız ve ayrıca biz yeni anayasa iletemsilcilerin sayısını asgariye indireceğiz. Bununla mütenasip olarak siyasî ihtirasları ve siyaseteduyulan hevesi azaltacağız. Eğer bununla beraber küçük bir ihtimalle, bu asgari miktar içinde dahiihtiras ateşi ile tutuşurlarsa bütün halkın çoğunluğuna müracaat ve havale etme yolunu hareketegeçirerek onları hükümsüz kılacağız. Meclis ve Senato başkanlarının ve başkan yardımcılarınıntâyinleri başkana ait olacaktır. Parlamentoların devamlı toplantıları yerine onların oturumlarınıbirkaç aya indireceğiz. Bundan başka başkanlar icra kuvvetinin başı olarak parlamentoyu toplantıyaçağırmak ve feshetmek yetkilerine ve bu son halde yeni parlamento seçimlerini geciktirme yetkisinesahip olacaktır. Fakat esasında kanuna aykırı olan bütün bu fiillerin neticesinde başkanın,plânlarımızda tasarlanan vakitten evvel tarafımızdan tesis edilmiş olan sorumluluğa düşmemesi içinbaşkanın etrafındaki yüksek idare mevkilerinde bulunan bakanların ve diğer memurların bizzatkendileri işlemlerde bulunmak suretiyle onu bu düzenlerin sorumluluğundan sıyırmalarını teşvikedeceğiz. Onlar böyle yaparak başkanın yerine kendileri sorumluluğu yükleneceklerdir. Biz bu rolüoynama görevinin yalnız bir resmî memura verilmeyip senato, devlet şûrası veya bakanlar kurulunaverilmesini bilhassa tavsiye ederiz.Başkan, çeşitli şekillerde yorumlanmaya müsait mevcud kanunların mânasını bizim isteğimize göreyorumlayacak, ayrıca biz lüzum gösterdiğimiz zaman onları iptal edecektir. Bunun yanında geçicikanunlar teklif etmek ve hattâ hükümetin anayasal görevlerinden bir kısmının geri alınmasıyetkisine sahip olacaktır. Bu iki yetki de devletin yüksek, menfaati icabı oldukları bahanesi ile
verilecektir.Bu tedbirler ile biz, yetkileri ele geçireceğimiz vaktin başlangıcında devletin anayasasına sokmağazorlanacağımız her şeyi azar azar, adım adım ortadan kaldırma kuvvetini elde edecek, her çeşitanayasanın hîssolunmaz bir şekilde ilgasına geçişi hazırlayacağız. Sonra vakti gelince her çeşithükümeti bizim istibdadımıza devredeceğiz.Müstebid kralımızın tanınması, anayasanın ortadan kaldırılmasından evvel de olabilir. Bu tanıma anıgelince, idarecilerinin bizim tertip ettiğimiz düzensizlik ve beceriksizliklerinden tamamen bıkmışolan halk gürültü ile bağıracaktır kîr «Onları yok edin ve bize bütün Dünya üzerinde bizibirleştirecek ve anlaşmazlık sebeplerini — hudutlar, milliyetler, dinler, devlet borçları — ortadankaldıracak, bize idarecilerimizin ve mümessillerimizin idareleri altında bulamadığımız sulh vesükûnu verecek bir kral verin.»Fakat siz mükemmelen ve çok iyi bilirsiniz ki bütün milletler tarafından böyle isteklerin ifadeedilmesi imkânını hasıl etmek için; her memlekette halkın hükümetleri ile münasebetlerindetamamen beşeriyeti tüketecek derecede çekişmeler, kin, mücadele, hased ile ve hattâ işkencekullanarak, şiddetli açlık ile, hastalık aşılayarak ve yokluk ile karışıklıklar meydana getirmekzaruridir. Şöyle ki Yahudi Olmayanlar paraca ve her konuda bizim tam hâkimiyetimiz içinde sığınakbulmaktan başka kendilerine açık bir yol olmadığını görsünler.Fakat eğer biz dünya milletlerine nefes alacak bir mahal bırakırsak özlediğimiz an belki de hiç
gelmeyecektîr.