|
Bu Kadar İÇimdesin İşte... öyle içimdesin ki...yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların... küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belkide herzamankinden daha çok yanımdasın... yani öylesine, o kadar bendesin ki.. ahh nasıl anlatsam...
Kelimeler eksik, kelimeler yaralı... Kelimeler cılız.. Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de...
Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan.. Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken.. Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mi asırlarca.. Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep ayni heyecanla açar mi.. Dedim ya, başka bir şey bu.. NE KADAR YALNIZSAM, O KADAR SENİNLEYİM ŞU GÜNLERDE.. Belki de en basta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum.. Bana sakladım.. Derine, hep daha derine... Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım!.. Paylaşamadım Yanlış yaptım!.. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim. Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum... Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum.. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaslanıyorum.. Yalnızlıklar peşimde.. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Yapış yapış, vıcık vıcık bir yalnızlık bu. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum. Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ahhh onun ne olduğunu biliyorum. Sonu, sana geliyor her cümlenin.. Her şeyin başında, içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor.. ÖYLE İÇİMDESİN Kİ.. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün, çok mutluydum... Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım. Yine zamansız yağmurlar dedim, Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları dedim, Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin dedim.. Çok uzun bir mektup oldu.. Başından sonuna kadar okudum da. Neler yazmışım diye merakımdan. Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, Adını yazdım, Büyük harflerle.. YALNIZCA ADINI.. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum.. Mektup cebimde.. Cebim yüreğime yakın.. Yüreğim sende!.. Sen, yüreğime yakın.. Öyleyse mektup sende.. BU KADAR İÇİMDESİN İŞTE!.. |
|
|
|