D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI
D vitamini miktarına göre değişir.
öğünde uskumru yesek de, böbrekler her
VİTAMİN BİYOKİMYASI D VİTAMİNİ BU BÖLÜMDE ANLATILACAK KONULAR
Tarihsel Bakış D vitamininin kimyasal ve biyolojik fonksiyonları Besin kaynakları Hazırlayan: V. Murat BOSTANCI Toksisite
1 2 TARİHSEL BAKI 1990 lı yılların ortasına kadar aktif D vitamini ihtiyacımızın tamamının böbrekler tarafından sağlandığı düşünülüyordu. Böbrekler bu miktarı kanda bulunan 25- D vitamininden üretir (25- Hidroksi vitamin D, ya da 25 [OH]D3 ).
Bu daha sonra karaciğerde; güneşte kaldıktan sonra ciltte oluşan ve D vitamini bulunan besinlerden elde ettiğimiz az miktarda D vitamininden sentezlenir.
3 Böbrekler sadece çok az miktarda aktif D vitamini üretir. Bu miktar kanda bulunan 25-D vitamini miktarına göre değişir. Başka bir deyişle; Bütün yaz boyunca güneşte yatsak da, litrelerce süt içip her öğünde uskumru yesek de, böbrekler her zaman aynı aktif D vitamini miktarını üretir.
4 Amerikalı uzman Doktor Michael F. Holick ve meslektaşları çok önemli bir şey keşfettiler: Boston Üniversitesi Tıp Merkezi nde D vitamini, cilt ve kemik araştırma laboratuarında yaptıkları araştırmalar sonucunda, insanın tüm vücutta aktif D vitamini ürettiğini buldular.
Eskiden sadece böbreklerimizin aktif D vitamini ürettiğini sanıyorduk, fakat bu araştırmalardan sonra göğüs, prostat, bağırsak, beyin ve deri hücrelerinin yanı sıra birçok farklı doku ve hücrenin bu özelliğe sahip olduğu anlaşıldı.
5 D vitamini, bilindiği gibi yağda eriyen, kemik oluşması ve büyümesi için gerekli olan bir vitamindir. Raşitizm adı verilen kemik hastalığına karşı koruyucu olduğundan bu vitamine antiraşitik vitamin de denir.
D vitamini etkinliği gösteren on kadar bileşik varsa da bunlardan en önemlileri D2 ve D3 vitaminleridir. Bunların ikisinin de provitaminleri ültraviyole ışınlarının etkisiyle etkin D vitaminlerine çevrilirler. 6 1
2 1. D2 Vitamini (Ergokalsiferol = Kalsiferol): D2 vitamini, bazı maya ve mantarlarda da bulunan ergosterol e ültraviyole ışınlarının etkisiyle oluşur. Ergosterol yalnız ültraviyole ışınlarıyla etkin duruma gelebilir. D2 vitamini, elde edildiği kaynaklarda ve bazı balıkların karaciğer yağında bulunur.
2. D3 Vitamini (Kolekalsiferol): D3 vitamini yalnız hayvansal kaynaklarda bulunur. İnsan ve memeli hayvanların derialtında 7- dehidrokolesterol adı verilen provitamin, ültraviyole ışınlarının doğrudan etkisiyle D3 vitaminine dönüşür.
7 8 D VİTAMİNİNİN METABOLİZMADA KULLANILMASI
Emilimi ve Fonksiyonları: Vitamin D nin organizmadaki miktarı mevsime veya güneş ışığına bağlı olarak değişebilmektedir.
Vitamin D, eğer yağ emiliminde yani safra asitleri, pankreatik salgılar ve intestinal mukozada bir aksaklık yoksa gastrointestinal kanaldan emilir. Vitamin emildikten sonra direkt olarak şilomikronlara bağlanır ve lenf yoluyla taşınır.
Deride teşekkül eden yada besinlerle vücuda alınan vitamin D3 karaciğere taşınarak enzimatik etki ile 25- hidroksikolekalsiferole dönüşür. Vitamin D ilk olarak karaciğerde hidroksile edilerek 25 hidroksi D haline gelir ve a-globuline bağlanarak plazmada dolaşır
Daha sonra böbreklerde ikinci hidroksilasyon gerçekleşir ve 1,25- dihidroksikolekalsiferol haline geçer. Böbrek hidroksilazı parathormon ve kalsitonin ile kontrol edilen kalsiyum/fosfor oranı vitamin D tarafından düzenlenir.
KANDAKİ Ca MİKTARININ AYARLANMASI
3 Bunun dışında; Vitamin D nin aktif formu kemik metobolizmasında, kemik yapısında, sellüler ve nöral fonksiyonlarda gerekeli olan kalsiyum iyonlarının hücre membranından geçmesinde esas görev alır. Vitamin D Ca44 un bağırsaklardan emilmesinde ve kemiklerden mobilizasyonunda aracılık eder.
Bunu; kalsiyumu bağlayarak taşıyan bir proteinin sentezinde aracılık yapan bir enzimi uyararak yaptığı sanılmaktadır.
Bağırsak mukoza hücrelerinde, aktif olan dihidroksivitamin D nükleusa girip kromatin reseptör ile birleşmeden önce stozolik reseptör proteine bağlanır
Bu vitaminin mide salgısını uyarıcı ve ph ı düşürücü etkisi olduğu ve bu yolla da kalsiyumla fosforun emilimini kolaylaştırdığı sanılmaktadır D vitamininin böbreklerde fosfatların geri emilimini kolaylaştırdığı, kanda fosfor ve kalsiyum düzeyinin normal sınırlarda kalmasına yardımcı ve tetaniyi iyileştirici etkisi olduğu sanılmaktadır.
Depolanması: D vitamini; karaciğer, akciğer ve böbrek gibi organlarda ve önemli miktarda yağ dokusunda depolanır.
Ayrıca, kan, beyin, deri ve kemiklerde de az miktarda D vitamini bulunur.
D3 vitamininin ön maddesi derialtında depolanır.
Karaciğer ve kemiklerin vitamin D depolama kapasitesi sınırlıdır.
Bir defada verilen IU lik miktarın ancak %15 i depo edilir
VİTAMİN D KAYNAKLARI
Dışarı Atılması: Vücuttan normal atım yolu bilinmemektedir. Atımında başlıca yol safradır. Safrayla dışkı yoluyla dışarı atılır. Anne sütüne de D vitamini geçer.
Damardan verilen D vitamininin ancak %3 kadarı saat sonra idrarda görülmüştür. Vitamin D tabii yiyeceklerde az ve değişik miktarlarda bulunur. En çok bulundugu yiyecekler hayvansal gıdalardır
4 Balıklarda özellikle tuzlu su balıklarında, balık karaciğer yağında, biftek, yumurta, süt, krema ve tereyağında değişik oranlarda vitamin D bulunmaktadır.
Gençlerde günlük olarak 2,5 mcg vitamin D ye ihtiyaç vardır.
Ancak kalsiyumun daha iyi emilebilmesi ve optimal büyümenin saglanabilmesi için günlük olarak 10 mcg kadar alınabilir.
VİTAMİN D HİPERVİTAMİNOZU
D vitamininin bir kez çok miktarda alınmasıyla yada uzun süre ihtiyacın 2-3 katı alınması sonucu oluşabilir.
Fazla vitaminin zararlı etkisi yavaş ilerlediğinden kolayca anlaşılmaz Zehirli etki gösterecek miktarda D vitamini yanlışlıkla, bilmeden balıkyağının veya vitaminli ilacın fazla miktarda kullanılmasıyla olur.
D vitamininin fazlasının yararı yoktur. Yalnız raşitizm belirtileri olan çocuklara doktor önerisine göre gereksinim üzerinde D vitamini verilebilir.
TOKSİSİTE Aşırı derecede alınan vitamin de hiperkalsemi ve fosfatemi gibi tipik bozukluklar oluşturur. Yumuşak dokularda görülen mineralizasyon en önemli bozukluktur.
Bu bozukluklar bilhassa kalp,deri altı ve de akciğerlerde görülmektedir Böbreklerde oluşan kireçlenmeden dolayı böbrek fonksiyonlarını tam olarak yapamaz.
Bunun dışında kalp damarlarında da kireçlenmeler görülebilr. Ayrıca kilo kaybı, iştahsızlık, verim düşüklüğü gibi klinik belirtiler ortaya çıkar. Vitaminler Ramazan Mammadov
KAYNAKLAR
5 GRATIAS 25 5