06 Eylül 2017

KUTSAL KİTAP ÜÇÜNCÜ BÖLÜM



 KUTSAL KİTAP ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İshak ile Rebeka
24İbrahim kocamış, iyice yaşlanmıştı. RAB onu her yönden kutsamıştı.
2 İbrahim, evindeki en yaşlı ve her şeyden sorumlu hizmetkârına, "Elini uyluğumun altına koy[i]" dedi,
 "Yerin göğün Tanrısı RAB'bin adıyla ant içmeni istiyorum. Aralarında yaşadığım Kenanlılar'dan oğluma kız almayacaksın.
  4 Oğlum İshak'a kız almak için benim ülkeme, akrabalarımın yanına gideceksin."
  Hizmetkâr, "Ya kız benimle bu ülkeye gelmek istemezse?" diye sordu, "O zaman oğlunu geldiğin ülkeye götüreyim mi?"
 6 İbrahim, "Sakın oğlumu oraya götürme!" dedi,
  7 "Beni baba ocağından, doğduğum ülkeden getiren, 'Bu toprakları senin soyuna vereceğim' diyerek ant içen göklerin Tanrısı RAB senin önünden meleğini gönderecek. Böylece oradan oğluma bir kız alabileceksin.
 8 Eğer kız seninle gelmek istemezse, içtiğin ant seni bağlamaz. Yalnız, oğlumu oraya götürme."
  9 Bunun üzerine hizmetkâr elini efendisi İbrahim'in uyluğu altına koyarak bu konuda ant içti.
  10 Sonra efendisinden on deve alarak en iyi eşyalarla birlikte yola çıktı; Aram-Naharayim'e, Nahor'un yaşadığı kente gitti.
  11 Develerini kentin dışındaki kuyunun yanına çöktürdü. Akşam üzeriydi, kadınların su almak için dışarı çıkacakları zamandı.
  12 Hizmetkâr, "Ya RAB, efendim İbrahim'in Tanrısı, yalvarırım bugün beni başarılı kıl" diye dua etti, "Efendim İbrahim'e iyilik yap.
  13 İşte, pınarın başında bekliyorum. Kentin kızları su almaya geliyorlar.
  14 Birine, 'Lütfen testini indir, biraz su içeyim' diyeceğim. O da, 'Sen iç, ben de develerine içireyim' derse, bileceğim ki, o kız kulun İshak için seçtiğin kızdır. Böylece efendime iyilik yaptığını anlayacağım."
  15 O duasını bitirmeden, İbrahim'in kardeşi Nahor'la karısı Milka'nın oğlu Betuel'in kızı Rebeka, omzunda su testisiyle dışarı çıktı.
  16 Çok güzel bir genç kızdı. Ona erkek eli değmemişti. Pınara gitti, testisini doldurup geri döndü.
  17 Hizmetkâr onu karşılamaya koştu ve, "Lütfen, testinden biraz su ver, içeyim" dedi.
  18 Rebeka, "İç, efendim" dedi. Hemen testisini indirdi, içmesi için ona uzattı.
  19 Ona su verdikten sonra, "Develerin için de su çekeyim" dedi, "Kanıncaya kadar içsinler."
  20 Çabucak suyu hayvanların teknesine boşalttı, yine su çekmek için kuyuya koştu. Adamın bütün develeri için su çekti.
  21 Adam RAB'bin yolunu açıp açmadığını anlamak için sessizce genç kızı süzüyordu.
  22 Develer su içtikten sonra, adam bir beka[ii] ağırlığında altın bir burun halkasıyla on şekel[iii] ağırlığında iki altın bilezik çıkardı.
  23 "Lütfen söyle, kimin kızısın sen?" diye sordu, "Babanın evinde geceyi geçirebileceğimiz bir yer var mı?"
  24 Kız, "Milka'yla Nahor'un oğlu Betuel'in kızıyım" diye karşılık verdi,
  25 "Bizde saman ve yem bol, geceyi geçirebileceğiniz yer de var."
  26 Adam yere eğilip RAB'be tapındı.
  27 "Efendim İbrahim'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun" dedi, "İyiliğini, bağlılığını efendimden esirgemedi. Efendimin akrabalarının evine giden yolu bana gösterdi."
  28 Kız annesinin evine koşup olanları anlattı.
  29 Rebeka'nın Lavan adında bir kardeşi vardı. Lavan pınarın başındaki adama doğru koştu.
  30 Kızkardeşinin burnundaki halkayı, kollarındaki bilezikleri gördü. Rebeka adamın kendisine söylediklerini de anlatınca, Lavan adamın yanına gitti. Adam pınarın başında, develerinin yanında duruyordu.
  31 Lavan, "Eve buyur, ey RAB'bin kutsadığı adam" dedi, "Niçin dışarıda bekliyorsun? Senin için oda, develerin için yer hazırladım."
  32 Böylece adam eve girdi. Lavan develerin kolanlarını çözdü, onlara saman ve yem verdi. Adamla yanındakilere ayaklarını yıkamaları için su getirdi.
  33 Önüne yemek konulunca, adam, "Niçin geldiğimi anlatmadan yemek yemeyeceğim" dedi. Lavan, "Öyleyse anlat" diye karşılık verdi.
  34 Adam, "Ben İbrahim'in hizmetkârıyım" dedi,
  35 "RAB efendimi alabildiğine kutsadı. Onu zengin etti. Ona davar, sığır, altın, gümüş, köleler, cariyeler, develer, eşekler verdi.
  36 Karısı Sara ileri yaşta efendime bir oğul doğurdu. Efendim sahip olduğu her şeyi oğluna verdi.
  37-38 'Ülkelerinde yaşadığım Kenanlılar'dan oğluma kız almayacaksın. Oğluma kız almak için benim ülkeme, akrabalarımın yanına gideceksin' diyerek bana ant içirdi.
  39 "Efendime, 'Ya kız benimle gelmezse?' diye sordum.
  40 "Efendim, 'Yolunda yürüdüğüm RAB meleğini seninle gönderecek' dedi, 'Yolunu açacak. Akrabalarımdan, babamın ocağından oğluma bir kız getireceksin.
  41 İçtiğin anttan ancak akrabalarımın yanına vardığında sana kızı vermezlerse, evet, ancak o zaman özgür olabilirsin.'
  42 "Bugün pınarın başına geldiğimde şöyle dua ettim: 'Ya RAB, efendim İbrahim'in Tanrısı, yalvarırım yolumu aç.
  43 İşte pınarın başında bekliyorum. Su almaya gelen kızlardan birine, lütfen testinden bana biraz su ver, içeyim, diyeceğim.
  44 O da, sen iç, develerin için de su çekeyim derse, bileceğim ki, efendimin oğlu için RAB'bin seçtiği kız odur.'
  45 "Ben içimden dua ederken, Rebeka omzunda su testisiyle dışarı çıktı. Pınar başına gidip su aldı. Ona, 'Lütfen, biraz su ver, içeyim' dedim.
  46 "Rebeka hemen testisini omzundan indirdi, 'İç efendim' dedi, 'Ben de develerine içireyim.' Ben içtim. Develere de su verdi.
  47 "Ona, 'Kimin kızısın sen?' diye sordum. "'Milka'yla Nahor'un oğlu Betuel'in kızıyım' dedi. "Bunun üzerine burnuna halka, kollarına bilezik taktım.
  48 Eğilip RAB'be tapındım. Efendimin oğluna kardeşinin torununu almak için bana doğru yolu gösteren efendim İbrahim'in Tanrısı RAB'be övgüler sundum.
  49 Şimdi efendime iyilik ve bağlılık mı göstereceksiniz, yoksa olmaz mı diyeceksiniz, bana bildirin. Öyle ki, ben de ne yapacağıma karar vereyim."
  50 Lavan'la Betuel, "Bu RAB'bin işi" diye karşılık verdiler, "Biz sana ne iyi, ne kötü diyebiliriz.
  51 İşte Rebeka burada. Al götür. RAB'bin buyurduğu gibi efendinin oğluna karı olsun."
  52 İbrahim'in hizmetkârı bu sözleri duyunca, yere kapanarak RAB'be tapındı.
  53 Rebeka'ya altın ve gümüş takımlar, giysiler, kardeşiyle annesine de değerli eşyalar çıkarıp verdi.
  54 Sonra yanındakilerle birlikte yedi, içti. Geceyi de orada geçirdiler. Sabah kalkınca İbrahim'in hizmetkârı, "Beni yolcu edin, efendime döneyim" dedi.
  55 Rebeka'nın kardeşiyle annesi, "Bırak kız on gün kadar bizimle kalsın, sonra gidersin" diye karşılık verdiler.
  56 Adam, "Madem RAB yolumu açtı, beni geciktirmeyin" dedi, "İzin verin, efendime döneyim."
  57 "Kızı çağırıp ona soralım" dediler.
  58 Rebeka'yı çağırıp, "Bu adamla gitmek istiyor musun?" diye sordular. Rebeka, "İstiyorum" dedi.
  59 Böylece Rebeka'yı, dadısını, İbrahim'in hizmetkârıyla adamlarını uğurlamaya çıktılar.
  60 Rebeka'yı şöyle kutsadılar:
"Ey kızkardeşimiz,
Binlerce, on binlerce kişiye analık et;
Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinsin."
  61 Rebeka'yla genç hizmetçileri hazırlanıp develere binerek İbrahim'in hizmetkârını izlediler. Hizmetkâr Rebeka'yı alıp oradan ayrıldı.
  62 İshak Beer-Lahay-Roi'den gelmişti. Çünkü Negev bölgesinde yaşıyordu.
  63 Akşam üzeri düşünmek için tarlaya gitti. Başını kaldırdığında develerin yaklaştığını gördü.
  64 Rebeka İshak'ı görünce deveden indi,
  65 İbrahim'in hizmetkârına, "Tarladan bizi karşılamaya gelen şu adam kim?" diye sordu. Hizmetkâr, "Efendimdir" diye karşılık verdi. Rebeka peçesini alıp yüzünü örttü.
  66 Hizmetkâr bütün yaptıklarını İshak'a anlattı.
  67 İshak Rebeka'yı annesi Sara'nın yaşamış olduğu çadıra götürüp onunla evlendi. Böylece Rebeka İshak'ın karısı oldu. İshak onu sevdi. Annesinin ölümünden sonra onunla avunç buldu.

[i] 24:2. Bu hareket bir andın kesinlikle yerine getirileceğini gösteriyor
[ii] 24:22. "Bir beka": Yaklaşık 6 gr
[iii] 24:22. "On şekel": Yaklaşık 110 gr

İbrahim'in Ölümü
25
İbrahim bir kadınla daha evlendi. Kadının adı Ketura'ydı.
2 Ondan Zimran, Yokşan, Medan, Midyan, İşbak, Şuah adlı çocukları oldu.
  3 Yokşan'dan da Şeva, Dedan oldu. Dedan soyundan Aşurlular, Letuşlular, Leumlular doğdu.
  Midyan'ın Efa, Efer, Hanok, Avida, Eldaa adlı oğulları oldu. Bunların hepsi Ketura'nın soyundandı.
  5 İbrahim sahip olduğu her şeyi İshak'a bıraktı.
  6 Cariyelerinin oğullarına da armağanlar verdi. Kendisi sağken bu çocukları oğlu İshak'tan uzaklaştırıp doğuya gönderdi.
  7 İbrahim yüz yetmiş beş yıl yaşadı. Ömrü bu kadardı.
  8 Kocamış, yaşama doymuş, iyice yaşlanmış olarak son soluğunu verdi. Ölüp halkına kavuştu.
  9 Oğulları İshak'la İsmail onu Hititli Sohar oğlu Efron'un tarlasında Mamre'ye yakın Makpela Mağarası'na gömdüler.
  10 İbrahim o tarlayı Hititler'den satın almıştı. Böylece İbrahim'le karısı Sara oraya gömüldüler.
  11 Tanrı İbrahim'in ölümünden sonra oğlu İshak'ı kutsadı. İshak Beer-Lahay-Roi'de yaşıyordu.
İsmailoğulları
  12 Sara'nın cariyesi Mısırlı Hacer'in İbrahim'e doğurduğu İsmail'in öyküsü:
  13 Doğum sırasına göre İsmail'in oğullarının adları şunlardır: İlk oğlu Nevayot. Sonra Kedar, Adbeel, Mivsam,
  14 Mişma, Duma, Massa,
  15 Hadat, Tema, Yetur, Nafiş, Kedema.
  16 İsmail'in oğulları olan bu on iki bey oymakların atalarıydı. Köylerine ve obalarına da bu adları verdiler.
  17 İsmail yüz otuz yedi yıl yaşadıktan sonra son soluğunu verdi. Ölüp halkına kavuştu.
  18 İsmailoğulları Aşur'a doğru giderken Mısır sınırı yakınında, Havila ile Şur arasındaki bölgeye yerleştiler. Kardeşlerinin yaşadığı yerin doğusuna yerleşmişlerdi.
Yakup'la Esav
  19 İbrahim'in oğlu İshak'ın öyküsü:
  20 İshak Aramlı Lavan'ın kızkardeşi, Paddan-Aramlı Betuel'in kızı Rebeka'yla evlendiğinde kırk yaşındaydı.
  21 İshak karısı için RAB'be yakardı, çünkü karısı kısırdı. RAB İshak'ın yakarışını yanıtladı, Rebeka hamile kaldı.
  22 Çocuklar karnında itişiyordu. Rebeka, "Nedir bu başıma gelen?" diyerek RAB'be danışmaya gitti.
  23 RAB onu şöyle yanıtladı:
"Rahminde iki ulus var,
Senden iki ayrı halk doğacak,
Biri öbüründen güçlü olacak,
Büyüğü küçüğüne hizmet edecek."
  24 Doğum vakti gelince, Rebeka'nın ikiz oğulları oldu.
  25 İlk doğan oğlu kıpkırmızı ve tüylüydü; kırmızı bir cüppeyi andırıyordu. Adını Esav[i] koydular.
  26 Sonra kardeşi doğdu. Eliyle Esav'ın topuğunu tutuyordu. Bu yüzden İshak ona Yakup[ii] adını verdi. Rebeka doğum yaptığında İshak altmış yaşındaydı.
  27 Çocuklar büyüdü. Esav kırları seven usta bir avcı oldu. Yakup'sa hep çadırda oturan sakin bir adamdı.
  28 İshak Esav'ı daha çok severdi, çünkü onun getirdiği av etlerini yerdi. Rebeka ise Yakup'u severdi.
  29 Bir gün Yakup çorba pişirirken Esav avdan geldi. Aç ve bitkindi.
  30 Yakup'a, "Lütfen şu kızıl çorbadan biraz ver de içeyim. Aç ve bitkinim" dedi. Bu nedenle ona Edom[iii] adı da verildi.
  31 Yakup, "Önce sen ilk oğulluk hakkını bana ver" diye karşılık verdi.
  32 Esav, "Baksana, açlıktan ölmek üzereyim" dedi, "İlk oğulluk hakkının bana ne yararı var?"
  33 Yakup, "Önce ant iç" dedi. Esav ant içerek ilk oğulluk hakkını Yakup'a sattı.
  34 Yakup Esav'a ekmek ve mercimek çorbası verdi. Esav yiyip içtikten sonra kalkıp gitti. Böylece Esav ilk oğulluk hakkını küçümsedi.

[i] 25:25. "Esav": "Tüylü" anlamına gelir
[ii] 25:26. "Yakup": "Topuk tutar" ya da "Hilekâr" anlamına gelir
[iii] 25:30. "Edom": "Kızıl" anlamına gelir
İshak ile Avimelek
26
İbrahim'in yaşadığı dönemdeki kıtlıktan başka ülkede bir kıtlık daha oldu. İshak Gerar'a, Filist Kralı Avimelek'in yanına gitti.
  2 RAB İshak'a görünerek, "Mısır'a gitme" dedi, "Sana söyleyeceğim ülkeye yerleş.
 Orada bir süre kal. Ben seninle olacak, seni kutsayacağım: Bütün bu toprakları sana ve soyuna vereceğim. Baban İbrahim'e ant içerek verdiğim sözü yerine getireceğim.
  4 Soyunu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Bu ülkelerin tümünü onlara vereceğim. Yeryüzündeki ulusların hepsi senin soyun aracılığıyla kutsanacak.
  5 Çünkü İbrahim sözümü dinledi. Uyarılarıma, buyruklarıma, kurallarıma, yasalarıma bağlı kaldı."
  6 Böylece İshak Gerar'da kaldı.
  7 Yöre halkı karısıyla ilgili soru sorunca, "Kızkardeşimdir" diyordu. Çünkü "Karımdır" demekten korkuyordu. Rebeka yüzünden yöre halkı beni öldürebilir diye düşünüyordu. Çünkü Rebeka güzeldi.
  8 İshak orada uzun bir zaman kaldı. Bir gün Filist Kralı Avimelek, pencereden dışarı bakarken, İshak'ın karısı Rebeka'yı okşadığını gördü.
  İshak'ı çağırtarak, "Bu kadın gerçekte senin karın!" dedi, "Neden kızkardeşin olduğunu söyledin?" İshak, "Çünkü onun yüzünden canımdan olurum diye düşündüm" dedi.
  10 Avimelek, "Nedir bize bu yaptığın?" dedi, "Az kaldı halktan biri karınla yatacaktı. Bize suç işletecektin."
  11 Sonra bütün halka, "Kim bu adama veya karısına dokunursa, kesinlikle öldürülecektir" diye buyruk verdi.
  12 İshak o ülkede ekin ekti ve o yıl ektiğinin yüz katını biçti. RAB onu kutsamıştı.
  13 İshak bolluğa kavuştu. Varlığı gittikçe büyüyordu. Çok zengin oldu.
  14 Sürülerle davar, sığır ve birçok uşak sahibi oldu. Filistliler onu kıskanmaya başladılar.
  15 Babası İbrahim'in yaşadığı yıllarda onun kölelerinin kazmış olduğu bütün kuyuları toprakla doldurup kapadılar.
  16 Avimelek İshak'a, "Ülkemizden git" dedi, "Çünkü gücün bizim gücümüzü aştı."
  17 İshak oradan ayrıldı. Gerar Vadisi'nde çadır kurup oraya yerleşti.
  18 Babası İbrahim'in yaşadığı yıllarda kazılmış olan kuyuları yeniden açtırdı. Çünkü Filistliler İbrahim'in ölümünden sonra o kuyuları kapamışlardı. Kuyulara aynı adları, babasının vermiş olduğu adları verdi.
  19 İshak'ın köleleri vadide kuyu kazarken bir kaynak buldular.
  20 Gerar'ın çobanları, "Su bizimdir" diyerek İshak'ın çobanlarıyla kavgaya tutuştular. İshak kendisiyle çekiştikleri için kuyuya Esek[i] adını verdi.
  21 İshak'ın köleleri başka bir kuyu kazdılar. Bu kuyu yüzünden de kavga çıktı ve İshak kuyuya Sitna[ii] adını verdi.
  22 Oradan ayrılıp başka bir yerde kuyu kazdırdı. Bu kuyu yüzünden kavga çıkmadı. Bu nedenle İshak ona Rehovot[iii] adını verdi. "RAB en sonunda bize rahatlık verdi" dedi, "Bu ülkede verimli olacağız."
  23 İshak oradan Beer-Şeva'ya gitti.
  24 O gece RAB kendisine görünerek, "Ben baban İbrahim'in Tanrısı'yım, korkma" dedi, "Seninle birlikteyim. Seni kutsayacağım ve kulum İbrahim'in hatırı için soyunu çoğaltacağım."
  25 İshak orada bir sunak yaparak RAB'be yakardı. Çadırını oraya kurdu. Köleleri de orada bir kuyu kazdı.
  26 Avimelek, danışmanı Ahuzzat ve ordusunun komutanı Fikol ile birlikte, Gerar'dan İshak'ın yanına gitti.
  27 İshak onlara, "Niçin yanıma geldiniz?" dedi, "Benden nefret ediyorsunuz. Üstelik beni ülkenizden kovdunuz."
  28-29 "Açıkça gördük ki, RAB seninle" diye yanıt verdiler, "Onun için aramızda ant olsun. Biz nasıl sana dokunmadıksa, hep iyi davranarak seni esenlik içinde gönderdikse, sen de bize kötülük etme. Bu konuda seninle anlaşalım. Sen şimdi RAB'bin kutsadığı bir adamsın."
  30 İshak onlara bir şölen verdi, yiyip içtiler.
  31 Sabah erkenden kalkıp karşılıklı ant içtiler. Sonra İshak onları yolcu etti. Esenlik içinde oradan ayrıldılar.
  32 Aynı gün İshak'ın köleleri gelip kazdıkları kuyu hakkında kendisine bilgi verdiler. "Su bulduk" dediler.
  33 İshak kuyuya Şiva[iv] adını verdi. Bu yüzden kent bugüne kadar Beer-Şeva[v] diye anılır.
  34 Esav kırk yaşında Hititli Beeri'nin kızı Yudit ve Hititli Elon'un kızı Basemat'la evlendi.
  35 Bu kadınlar İshak'la Rebeka'nın başına dert oldular.

[i] 26:20. "Esek": "Çekişme" anlamına gelir
[ii] 26:21. "Sitna": "Düşmanlık" anlamına gelir
[iii] 26:22. "Rehovot": "Rahatlık, genişlik" anlamına gelir
[iv] 26:33. "Şiva": "Ant" anlamına gelir
[v] 26:33. "Beer-Şeva": "Ant Kuyusu" anlamına gelir
İshak Yakup'u Kutsuyor
27
İshak yaşlanmış, gözleri görmez olmuştu. Büyük oğlu Esav'ı çağırıp, "Oğlum!" dedi. Esav, "Efendim!" diye yanıt verdi.
  2 İshak, "Artık yaşlandım" dedi, "Ne zaman öleceğimi bilmiyorum.
  3 Silahlarını - ok kılıfını, yayını - al, kırlara çıkıp benim için bir hayvan avla.
  4 Sevdiğim lezzetli bir yemek yap, bana getir yiyeyim. Ölmeden önce seni kutsayayım."
  5 İshak oğlu Esav'la konuşurken Rebeka onları dinliyordu. Esav avlanmak için kıra çıkınca,
  Rebeka oğlu Yakup'a şöyle dedi: "Dinle, babanın ağabeyin Esav'a söylediklerini duydum.
 7 Baban ona, 'Bana bir hayvan avla getir' dedi, 'Lezzetli bir yemek yap, yiyeyim. Ölmeden önce seni RAB'bin huzurunda kutsayayım.'
 8 Bak oğlum, sana söyleyeceklerimi iyi dinle:
  9 Git süründen bana iki seçme oğlak getir. Onlarla babanın sevdiği lezzetli bir yemek yapayım.
  10 Yemesi için onu babana sen götüreceksin. Öyle ki, ölmeden önce seni kutsasın."
  11 Yakup annesi Rebeka'ya, "Ama kardeşim Esav'ın bedeni kıllı, benimkiyse kılsız" dedi,
  12 "Ya babam bana dokunursa? O zaman kendisini aldattığımı anlar. Kutsama yerine üzerime lanet getirmiş olurum."
  13 Annesi, "Sana gelecek lanet bana gelsin, oğlum" dedi, "Sen beni dinle, git oğlakları getir."
  14 Yakup gidip oğlakları annesine getirdi. Annesi babasının sevdiği lezzetli bir yemek yaptı.
  15 Büyük oğlu Esav'ın en güzel giysileri o anda evdeydi. Rebeka onları küçük oğlu Yakup'a giydirdi.
  16 Ellerinin üstünü, ensesinin kılsız yerini oğlak derisiyle kapladı.
  17 Yaptığı güzel yemekle ekmeği Yakup'un eline verdi.
  18 Yakup babasının yanına varıp, "Baba!" diye seslendi. Babası, "Evet, kimsin sen?" dedi.
  19 Yakup, "Ben ilk oğlun Esav'ım" diye karşılık verdi, "Söylediğini yaptım. Lütfen kalkıp otur, getirdiğim av etini ye. Öyle ki, beni kutsayabilesin."
  20 İshak, "Nasıl böyle çabucak buldun, oğlum?" dedi. Yakup, "Tanrın RAB bana yardım etti" diye yanıtladı.
  21 İshak, "Yaklaş, oğlum" dedi, "Sana dokunayım, gerçekten oğlum Esav mısın, değil misin anlayayım."
  22 Yakup babasına yaklaştı. Babası ona dokunarak, "Ses Yakup'un sesi, ama eller Esav'ın elleri" dedi.
  23 Onu tanıyamadı. Çünkü Yakup'un elleri ağabeyi Esav'ın elleri gibi kıllıydı. İshak onu kutsamak üzereyken,
  24 bir daha sordu: "Sen gerçekten oğlum Esav mısın?" Yakup, "Evet!" diye yanıtladı.
  25 İshak, "Oğlum, av etini getir yiyeyim de seni kutsayayım" dedi. Yakup önce yemeği, sonra şarabı getirdi. İshak yedi, içti.
  26 "Yaklaş da beni öp, oğlum" dedi.
  27 Yakup yaklaşıp babasını öptü. Babası da onun giysilerini kokladı ve kendisini kutsayarak şöyle dedi:
"İşte oğlumun kokusu Sanki RAB'bin kutsadığı kırların kokusu.
  28 Tanrı sana göklerin çiyinden Ve yerin verimli topraklarından Bol buğday ve yeni şarap versin.
  29 Halklar sana kulluk etsin, Uluslar boyun eğsin, Kardeşlerine egemen ol, Kardeşlerin sana boyun eğsin; Sana lanet edenlere lanet olsun,
Seni kutsayanlar kutsansın."
İshak Esav'ı Kutsuyor
  30 İshak Yakup'u kutsadıktan sonra, Yakup babasının yanından ayrıldı. O gider gitmez kardeşi Esav da avdan döndü.
  31 Esav da lezzetli bir yemek yaparak babasına götürdü. Ona, "Baba, kalk, getirdiğim av etini ye" dedi, "Öyle ki, beni kutsayabilesin."
  32 Babası, "Sen kimsin?" diye sordu. Esav, "Ben ilk oğlun Esav'ım" diye karşılık verdi.
  33 İshak'ı bir titremedir sardı. Tir tir titreyerek, "Öyleyse daha önce avlanıp bana yemek getiren kimdi?" diye sordu, "Sen gelmeden önce yemeğimi yiyip onu kutsadım. Artık o kutsanmış oldu."
  34 Esav babasının anlattıklarını duyunca, acı acı haykırdı. Babasına, "Beni de kutsa, baba, beni de!" dedi.
  35 İshak, "Kardeşin gelip beni kandırdı" diye karşılık verdi, "Senin yerine o kutsandı."
  36 Esav, "Ona boşuna mı Yakup diyorlar?" dedi, "İki kezdir beni aldatıyor. Önce ilk oğulluk hakkımı aldı. Şimdi de benim yerime o kutsandı." Sonra, "Kutsamak için bana bir hak ayırmadın mı?" diye sordu.
  37 İshak, "Onu sana egemen kıldım" diye yanıtladı, "Bütün kardeşlerini onun hizmetine verdim. Onu buğday ve yeni şarapla besledim. Senin için ne yapabilirim ki, oğlum?"
  38 Esav, "Sen yalnız bir kişiyi mi kutsayabilirsin baba?" dedi, "Beni de kutsa, baba, beni de!" Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
  39 Babası İshak onu şöyle yanıtladı:
"Göklerin çiyinden, Zengin topraklardan Uzak yaşayacaksın.
  40 Kılıcınla yaşayacak, Kardeşine hizmet edeceksin.
Ama özgür olmak isteyince, Onun boyunduruğunu kırıp atacaksın."
Yakup Lavan'ın Yanına Kaçıyor
  41 Babası Yakup'u kutsadığı için Esav kardeşi Yakup'a kin bağladı. "Nasıl olsa babamın ölümü yaklaştı" diye düşünüyordu, "O zaman kardeşim Yakup'u öldürürüm."
  42 Büyük oğlu Esav'ın ne düşündüğü Rebeka'ya bildirildi. Rebeka küçük oğlu Yakup'u çağırttı. Ona, "Bak, ağabeyin Esav seni öldürmeyi düşünerek kendini avutuyor" dedi,
  43 "Beni dinle, oğlum. Hemen Harran'a, kardeşim Lavan'ın yanına kaç.
  44-45 Ağabeyinin öfkesi dininceye, sana kızgınlığı geçinceye, ona yaptığını unutuncaya kadar orada kal. Birini gönderir, seni getirtirim. Niçin bir günde ikinizden de yoksun kalayım?"
  46 Sonra İshak'a, "Bu Hititli kadınlar yüzünden canımdan bezdim" dedi, "Eğer Yakup da bu ülke kızlarıyla, Hitit kızlarıyla evlenirse, nasıl yaşarım ?"

28
İshak Yakup'u çağırdı, onu kutsayarak, "Kenanlı kızlarla evlenme" diye buyurdu,
2 "Hemen Paddan-Aram'a, annenin babası Betuel'in evine git. Orada dayın Lavan'ın kızlarından biriyle evlen.
  3 Her Şeye Gücü Yeten Tanrı seni kutsasın, verimli kılsın, soyunu çoğaltsın; soyundan halklar türesin.
  4 İbrahim'i kutsadığı gibi seni ve soyunu da kutsasın. Öyle ki, Tanrı'nın İbrahim'e verdiği topraklara - üzerinde yabancı olarak yaşadığın bu topraklara - sahip olasın."
  5 İshak Yakup'u böyle uğurladı. Yakup Paddan-Aram'a, kendisinin ve Esav'ın annesi Rebeka'nın kardeşi Aramlı Betuel oğlu Lavan'ın yanına gitmek üzere yola çıktı.
  6-Esav İshak'ın Yakup'u kutsadığını ve evlenmek üzere Paddan-Aram'a gönderdiğini öğrendi. Ayrıca Yakup'u kutsarken, babasının, "Kenanlı kızlarla evlenme" diye buyurduğunu, Yakup'un da annesiyle babasını dinleyip Paddan-Aram'a gittiğini öğrendi.
 8 Böylece babasının Kenanlı kızlardan hoşlanmadığını anladı.
  9 İsmail'in yanına gitti. İbrahim oğlu İsmail'in kızı, Nevayot'un kızkardeşi Mahalat'la evlenerek onu karılarının üzerine getirdi.
Yakup'un Düşü
  10 Yakup Beer-Şeva'dan ayrılarak Harran'a doğru yola çıktı.
  11 Bir yere varıp orada geceledi, çünkü güneş batmıştı. Oradaki taşlardan birini alıp başının altına koyarak yattı.
  12 Düşte yeryüzüne bir merdiven dikildiğini, başının göklere eriştiğini gördü. Tanrı'nın melekleri merdivenden inip çıkıyorlardı.
  13 RAB yanıbaşında durup, "Atan İbrahim'in, İshak'ın Tanrısı RAB benim" dedi, "Üzerinde yattığın toprakları sana ve soyuna vereceğim.
  14 Yeryüzünün tozu kadar sayısız bir soya sahip olacaksın. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye doğru yayılacaksınız. Yeryüzündeki bütün halklar senin ve soyunun aracılığıyla kutsanacak.
  15 Seninle birlikteyim. Gideceğin her yerde seni koruyacak ve bu topraklara geri getireceğim. Verdiğim sözü yerine getirinceye kadar senden ayrılmayacağım."
  16 Yakup uyanınca, "RAB burada, ama ben farkına varamadım" diye düşündü.
  17 Korktu ve, "Ne korkunç bir yer!" dedi, "Bu, Tanrı'nın evinden başka bir yer olamaz. Burası göklerin kapısı."
  18 Ertesi sabah erkenden kalkıp başının altına koyduğu taşı anıt olarak dikti, üzerine zeytinyağı döktü.
  19 Oraya Beyt-El[i] adını verdi. Kentin önceki adı Luz'du.
  20 Sonra bir adak adayarak şöyle dedi: "Tanrı benimle olur, gittiğim yolda beni korur, bana yiyecek ve giyecek sağlarsa,
  21 esenlik içinde babamın evine dönersem, RAB benim Tanrım olacak.
  22 Anıt olarak diktiğim bu taş Tanrı'nın evi olacak. Bana vereceğin her şeyin ondalığını sana vereceğim."

[i] 28:19. "Beyt-El": "Tanrı'nın Evi" anlamına gelir
Yakup Paddan-Aram'a Varıyor
29
Yakup yoluna devam ederek doğu halklarının ülkesine vardı.
2 Kırda bir kuyu gördü. Kuyunun yanıbaşında üç davar sürüsü yatıyordu. Sürülere o kuyudan su verilirdi. Kuyunun ağzında büyük bir taş vardı.
  3 Bütün sürüler oraya toplanınca, çobanlar kuyunun ağzındaki taşı yuvarlar, davarlarını suvardıktan sonra taşı yine yerine, kuyunun ağzına koyarlardı.
  4 Yakup çobanlara, "Kardeşler, nerelisiniz?" diye sordu. Çobanlar, "Harranlı'yız" diye yanıt verdiler.
  5 Yakup, "Nahor'un torunu Lavan'ı tanıyor musunuz?" diye sordu. "Tanıyoruz" dediler.
  Yakup, "İyi midir?" diye sordu. "İyidir. İşte kızı Rahel davarlarla birlikte geliyor."
  7 Yakup, "Akşama daha çok var" dedi, "Sürülerin toplanma vakti değil. Davarlarınızı suvarın, götürüp otlatın."
  8 Çobanlar, "Bütün sürüler toplanmadan, kuyunun ağzındaki taşı yuvarlamadan olmaz" dediler, "Ancak o zaman davarları suvarabiliriz."
  Yakup onlarla konuşurken Rahel babasının davarlarını getirdi. Rahel çobanlık yapıyordu.
  10 Yakup dayısı Lavan'ın kızı Rahel'i ve davarları görünce, gidip kuyunun ağzındaki taşı yuvarladı, dayısının davarlarını suvardı.
  11 Rahel'i öperek hıçkıra hıçkıra ağladı.
  12 Rahel'e baba tarafından akraba olduklarını, Rebeka'nın oğlu olduğunu anlattı. Rahel koşup babasına haber verdi.
  13 Lavan, yeğeni Yakup'un geldiğini duyunca, onu karşılamaya koştu. Ona sarılıp öptü, evine getirdi. Yakup bütün olanları Lavan'a anlattı.
  14 Lavan, "Sen benim kanım, canımsın" dedi.
Yakup Rahel ve Lea'yla Evleniyor
Yakup Lavan'ın yanında bir ay kaldıktan sonra,
  15 Lavan, "Akrabamsın diye benim için bedava mı çalışacaksın?" dedi, "Söyle, ne kadar ücret istiyorsun?"
  16 Lavan'ın iki kızı vardı. Büyüğünün adı Lea, küçüğünün adı Rahel'di.
  17 Lea'nın gözleri alımlıydı[i], Rahel ise boyu bosu yerinde, güzel bir kızdı.
  18 Yakup Rahel'e aşıktı. Lavan'a, "Küçük kızın Rahel için sana yedi yıl hizmet ederim" dedi.
  19 Lavan, "Onu sana vermek başkasına vermekten daha iyidir" dedi, "Yanımda kal."
  20 Yakup Rahel için yedi yıl çalıştı. Rahel'i sevdiği için, yedi yıl ona birkaç gün gibi geldi.
  21 Lavan'a, "Zaman doldu, kızını ver, evleneyim" dedi.
  22 Lavan bütün yöre halkını toplayıp bir şölen verdi.
  23 Gece kızı Lea'yı Yakup'a götürdü. Yakup onunla yattı.
  24 Lavan cariyesi Zilpa'yı kızı Lea'nın hizmetine verdi.
  25 Sabah olunca, Yakup bir de baktı ki, yanındaki Lea! Lavan'a, "Nedir bana bu yaptığın?" dedi, "Ben Rahel için yanında çalışmadım mı? Niçin beni aldattın?"
  26 Lavan, "Bizim buralarda adettir. Büyük kız dururken küçük kız evlendirilmez" dedi,
  27 "Bu bir haftayı tamamla, Rahel'i de sana veririz. Yalnız ona karşılık yedi yıl daha yanımda çalışacaksın."
  28 Yakup kabul etti. Lea'yla bir hafta geçirdi. Sonra Lavan kızı Rahel'i de ona verdi.
  29 Cariyesi Bilha'yı Rahel'in hizmetine verdi.
  30 Yakup Rahel'le de yattı. Onu Lea'dan çok sevdi. Lavan'a yedi yıl daha hizmet etti.
Yakup'un Çocukları
  31 RAB Lea'nın sevilmediğini görünce, çocuk sahibi olmasını sağladı. Oysa Rahel kısırdı.
  32 Lea hamile kalıp bir oğlan doğurdu. Adını Ruben[ii] koydu. "Çünkü RAB mutsuzluğumu gördü" dedi, "Kuşkusuz artık kocam beni sever."
  33 Yine hamile kaldı ve bir oğlan daha doğurdu. "RAB sevilmediğimi duyduğu için bana bu çocuğu verdi" diyerek adını Şimon[iii] koydu.
  34 Üçüncü kez hamile kalıp bir daha oğlan doğurdu. "Artık kocam bana bağlanacak" dedi, "Çünkü ona üç oğlan doğurdum." Onun için çocuğa Levi[iv] adı verildi.
  35 Dördüncü kez hamile kaldı ve bir oğlan daha doğurdu. "Bu kez RAB'be övgüler sunacağım" dedi. Onun için çocuğa Yahuda[v] adını verdi. Bir süre doğum yapmadı.

[i] 29:17. "Alımlıydı" ya da "Zayıftı"
[ii] 29:32. "Ruben": "Bak, oğlan!" anlamına gelir
[iii] 29:33. "Şimon": "Duyar" anlamına gelir
[iv] 29:34. "Levi": "Bağlılık" anlamına gelir
[v] 29:35. "Yahuda": "Övgü" anlamına gelir
30
Rahel, Yakup'a çocuk doğuramayınca, kızkardeşini kıskanmaya başladı. Yakup'a, "Bana çocuk ver, yoksa öleceğim" dedi.
  2 Yakup Rahel'e öfkelendi. "Çocuk sahibi olmanı Tanrı engelliyor. Ben Tanrı değilim ki!" diye karşılık verdi.
  3 Rahel, "İşte cariyem Bilha" dedi, "Onunla yat, benim için çocuk doğursun, ben de aile kurayım."
  4 Rahel cariyesi Bilha'yı eş olarak kocasına verdi. Yakup onunla yattı.
  5 Bilha hamile kalıp Yakup'a bir oğlan doğurdu.
  6 Rahel, "Tanrı beni haklı çıkardı" dedi, "Yakarışımı duyup bana bir oğul verdi." Bu yüzden çocuğa Dan[i] adını verdi.
  Rahel'in cariyesi Bilha yine hamile kaldı ve Yakup'a ikinci bir oğul doğurdu.
  Rahel, "Kızkardeşime karşı büyük savaşım verdim ve onu yendim" diyerek çocuğa Naftali[ii] adını verdi.
  9 Lea artık doğum yapamadığını görünce, cariyesi Zilpa'yı Yakup'a eş olarak verdi.
  10 Zilpa Yakup'a bir oğlan doğurdu.
  11 Lea, "Uğurum!" diyerek çocuğa Gad[iii] adını verdi.
  12 Lea'nın cariyesi Zilpa Yakup'a ikinci bir oğul doğurdu.
  13 Lea, "Mutluyum!" dedi, "Kadınlar bana 'mutlu' diyecek." Ve çocuğa Aşer[iv] adını verdi.
  14 Ruben hasat mevsimi tarlaya gitti. Orada adamotu bulup annesi Lea'ya getirdi. Rahel Lea'ya, "Lütfen oğlunun getirdiği adamotundan bana da ver" dedi.
  15 Lea, "Kocamı aldığın yetmez mi? Bir de oğlumun adamotunu mu istiyorsun?" diye karşılık verdi. Rahel, "Öyle olsun" dedi, "Oğlunun adamotuna karşılık kocam bu gece seninle yatsın."
  16 Akşamleyin Yakup tarladan dönerken Lea onu karşılamaya gitti. Yakup'a, "Benimle yatacaksın" dedi, "Oğlumun adamotuna karşılık bu gece benimsin." Yakup o gece onunla yattı.
  17 Tanrı Lea'nın duasını işitti. Lea hamile kalıp Yakup'a beşinci oğlunu doğurdu.
  18 "Cariyemi kocama verdiğim için Tanrı beni ödüllendirdi" diyerek çocuğa İssakar[v] adını verdi.
  19 Lea yine hamile kaldı ve Yakup'a altıncı oğlunu doğurdu.
  20 "Tanrı bana iyi bir armağan verdi" dedi, "Artık kocam bana değer verir. Çünkü ona altı oğlan doğurdum." Ve çocuğa Zevulun[vi] adını verdi.
  21 Bir süre sonra Lea bir kız doğurdu ve adını Dina koydu.
  22 Tanrı Rahel'i anımsadı, onun duasını işiterek çocuk sahibi olmasını sağladı.
  23-24 Rahel hamile kaldı ve bir oğlan doğurdu. "Tanrı utancımı kaldırdı. RAB bana bir oğul daha versin!" diyerek çocuğa Yusuf[vii] adını verdi.
Yakup'un Sürüleri Artıyor
  25 Rahel Yusuf'u doğurduktan sonra Yakup Lavan'a, "Beni gönder, evime, topraklarıma gideyim" dedi,
  26 "Hizmetime karşılık karılarımı, çocuklarımı ver de gideyim. Sana nasıl hizmet ettiğimi biliyorsun."
  27 Lavan, "Eğer benden hoşnutsan, burada kal" dedi, "Çünkü fala bakarak anladım ki, RAB senin sayende beni kutsadı.
  28 Alacağın neyse söyle, ödeyeyim."
  29 Yakup, "Sana nasıl hizmet ettiğimi, sürülerine nasıl baktığımı biliyorsun" diye karşılık verdi,
  30 "Ben gelmeden önce malın azdı. Benim sayemde RAB seni kutsadı. Malın gitgide arttı. Ya kendi evim için ne zaman çalışacağım?"
  31 Lavan, "Sana ne vereyim?" diye sordu. Yakup, "Bana bir şey verme" diye yanıtladı, "Eğer şu önerimi kabul edersen, yine sürünü güder, hayvanlarına bakarım:
  32 Bugün bütün sürülerini yoklayıp noktalı veya benekli koyunları, kara kuzuları, benekli veya noktalı keçileri ayırayım. Ücretim bu olsun.
  33 İleride bana verdiklerini denetlemeye geldiğinde, dürüst olup olmadığımı kolayca anlayabilirsin. Noktalı ve benekli olmayan keçilerim, kara olmayan kuzularım varsa, onları çalmışım demektir."
  34 Lavan, "Kabul, söylediğin gibi olsun" dedi.
  35 Ama o gün çizgili ve benekli tekeleri, noktalı ve benekli keçileri, beyaz keçilerin hepsini, bütün kara kuzuları ayırıp oğullarına teslim etti.
  36 Sonra Yakup'tan üç günlük yol kadar uzaklaştı. Yakup Lavan'ın kalan sürüsünü gütmeye devam etti.
  37 Yakup kavak, badem ve çınar ağaçlarından taze dallar kesti. Dalları soyarak beyaz çentikler açtı.
  38 Soyduğu çubukları koyunların önüne, su içtikleri yalaklara koydu. Koyunlar su içmeye gelince çiftleşiyorlardı.
  39 Çubukların önünde çiftleşince çizgili, noktalı, benekli yavrular doğuruyorlardı.
  40 Yakup kuzuları ayırıp sürülerinin yüzünü Lavan'ın çizgili, kara hayvanlarına döndürüyordu. Kendi sürülerini ayrı tutuyor, Lavan'ınkilerle karıştırmıyordu.
  41 Sürüdeki güçlü hayvanlar kızışınca, Yakup çubukları onların gözü önüne, yalaklara koyuyordu ki, çubukların yanında çiftleşsinler.
  42 Sürünün zayıf hayvanlarının önüneyse çubuk koymuyordu. Böylece zayıf hayvanları Lavan, güçlüleri Yakup aldı.
  43 Yakup alabildiğine zenginleşti. Çok sayıda sürü, cariye, köle, deve, eşek sahibi oldu.

[i] 30:6. "Dan": "Haklı" anlamına gelir
[ii] 30:8. "Naftali": "Benim savaşım" anlamına gelir
[iii] 30:11. "Gad": "Uğur" anlamına gelir
[iv] 30:13. "Aşer": "Mutlu" anlamına gelir
[v] 30:18. "İssakar": "Ödül" anlamına gelir
[vi] 30:20. "Zevulun": "Değer" anlamına gelir
[vii] 30:24. "Yusuf": "Daha çok versin" anlamına gelir

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...