VEYA
KUR'AN'DA İSLÂM'I YAŞAMANIN YOLLARI
YAHUT
MERAKLISINA İSLÂMÎ İKTİSAD DERSLERİ - 7
YÜCE ALLAH DİYOR Kİ:
-"ANDOLSUN Kİ, ZİKİR’DEN (TEVRAT'TAN) SONRA ZEBUR'DA DA
'ARZ'A MUTLAKA SÂLİH KULLARIM VÂRİS OLACAK,'
DİYE YAZMIŞTIK!" (ENBİYÂ SÛRESİ , 105. ÂYET)
BU NE MUHTEŞEM BİR ÂYETTİR!.. YÜCE ALLAH AND İÇİYOR!.. DÜNYÂYA ENİNDE SONUNDA İYİ KULLAR, SÂLİH KULLAR VÂRİS OLACAK!.. ZÂLİMLER, KÂFİRLER, MÜNÂFIKLAR, HÂİNLER, KÖTÜLER REZİL-RÜSVAY OLACAK!..
İSLÂM'IN İKTİSAD İLMİ İLE İLGİLİ ESASLARINI ANLATIYORUZ... HEMEN TEKRAR BELİRTELİM Kİ, İSLÂM'IN DÜNYA HAYÂTI UYGULAMASI; PUTPEREST KÖKENLİ, ÇARPIK HIRİSTİYAN ZİHNİYETLİ BATI'YA HİÇ UYMAZ!.. NE HUKUK, NE SİYÂSET, NE ASKERLİK, NE DE İKTİSAD BATI KIRİTERLERİNE GÖRE GÖTÜRÜLEMEZ!.. GÖTÜRÜLEMEYECEĞİNİN EN BÜYÜK DELİLİ, ÇÖKMEKTE OLAN HIRİSTİYAN BATI MEDENİYETİDİR!.. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ, İSRAİL VE AVRUPA BİRLİĞİ BATIYOR!.. İSLÂM TEK KURTULUŞ YOLU!..
- "ŞÜPHE YOK Kİ, ALLAH İNDİNDE HAK DİN,
İSLÂM DİNİDİR!"
(ÂL-İ İMRAN , 19. ÂYET)
- "O, ELÇİSİNİ HİDÂYET VE HAK DİNLE GÖNDERDİ Kİ,
MÜŞRİKLER HOŞLANMASA DAHİ, O HAK DİNİ
BÜTÜN DİNLERE ÜSTÜN GETİRSİN!"
(SAF SÛRESİ , 9. ÂYET)
İSLÂM ANLAYIŞI İLE HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ZİHNİYETİ ARASINDA KORKUNÇ BİR UÇURUM VARDIR. HER KONUDA!.. İKTİSAD MESELESİNE GELİNCE, BATI ZİHNİYETİ KÂR ÜZERİNDE YOĞUNLAŞIR!.. HER ŞEY KÂR ETMEK İÇİN, DAHA FAZLA KAZANMAK İÇİNDİR. KÂR İÇİN HER TÜRLÜ SUİSTİMAL YAPILIR, RAKİPLER BERTARAF EDİLİR, TABİAT VE İNSANLAR SÖMÜRÜLÜR, HATTA CANLILAR, İNSANLAR ÖLDÜRÜLÜR!.. BU KONUDA SÖZDE MEDENÎ BATILILAR, VAHŞİ SAYDIKLARI AFRİKALILAR'DAN DAHA ZÂLİMDİRLER. MESELÂ BİR AFRİKALI KARNINI DOYURMAK İÇİN OKLA VURDUĞU CEYLÂNIN BAŞINDA OTURUR, NEREDEYSE GÖZYAŞI DÖKER. "BEN SENİ AVLAMAYA MECBURDUM, ÇÜNKÜ KARNIM AÇ, NE OLUR BENİ AFFET," DİYE YALVARIR... BUFFALO BILL GİBİ BATILILAR İSE, SIRF DERİSİNİ ALMAK İÇİN YÜZBİNLERCE BUFALOYU ÖLDÜRÜP, ETLERİNİ ÇAYIRLARDA ÇÜRÜMEYE BIRAKIRLAR!.. ÖYLE Kİ, KOKUDAN AKBABALAR BİLE ORALARA YANAŞAMAZ. HALBUKİ O MANDA GÖRÜNÜMLÜ HAYVANLAR AMERİKA'NIN HAS YERLİSİ KIZILDERİLİLER'İN TEK BESİN KAYNAĞI İDİ. AYRICA DERİSİNDEN, KEMİĞİNDEN, BOYNUZUNDAN, BAĞIRSAKLARINDAN, KISACASI HER ŞEYİNDEN YARARLANIR, KIYÂFETLERİNİ, ÇADIRLARINI, EŞYALARINI YAPARLARDI... BÖYLECE NESLİ TÜKENEN BUFALOLAR YÜZÜNDEN KIZILDERİLİLER DE AÇLIKTAN, SEFÂLETTEN ÖLDÜLER!..
HALBUKİ İSLÂM, İKTİSAD İLMİNDE HİZMET VE RIZIK KONULARINI ÖNE ÇIKARIR... HERKES RIZKINI ÇIKARMAK İÇİN ÇALIŞMAK ZORUNDADIR, VE BUNU DA BAŞKALARINA HİZMET EDEREK, ONLARIN İHTİYAÇLARINI SAĞLAYARAK YAPAR. RIZKINI ÇIKARMAK, GEÇİMİNİ SAĞLAMAK SÖZ KONUSU OLDUĞU İÇİN DE, YOKEDİCİ REKAABETİN YERİ YOKTUR İSLÂM'DA. O YÜZDENDİR Kİ, ÂHİLER ÇARŞISINDA BİR DÜKKÂN SÂHİBİNİN:
- "BEN BUGÜNKÜ RIZKIMI ÇIKARDIM. KOMŞUM DAHA SİFTAH ETMEDİ.
İSTEDİĞİNİZ MAL ONDA DA VAR. ONDAN ALIN,"
DİYEREK MÜŞTERİSİNİ YAN DÜKKÂNA GÖNDERDİĞİNE DAİR KISSALAR DİNLEMİŞİZDİR. YAPILMASI GEREKEN DE ODUR!.. HAYAT, CAN MUKADDESTİR. AV MUBAHTIR, YİYECEK İÇİNSE!.. AMA SPOR DİYE, KUŞLARI KURTLARI VURMAK GÜNAHTIR. YİNE YEMEK İÇİN TAVUK, KOYUN, İNEK BESLERSİN. AMA YAVRUNUN DA HAYAT HAKKI VARDIR. BİR PİLİCİ, BİR KUZUYU ANASI-BABASI KADAR SESİ KALINLAŞMADIKÇA, ONLARIN BOYUNA GELMEDİKÇE KESEMEZSİN!.. ÖYLE ESKİNİN YUNANLI ARMATÖRÜ ONASSİS GİBİ "CANIM İSTEDİ" DİYE ANA KARNINDAKİ KUZUYU ÇIKARTIP KEBAP YAPTIRAMAZSIN!..
MÜSLÜMANLAR HEP "İYİ KUL OLMAK, SÂLİH AMEL İŞLEMEK"TEN SÖZ EDERLER... İKTİSAD İLMİNİN DEVREYE GİRMESİ, İYİ BİR KUL OLMAK, SÂLİH AMEL İŞLEMEKTEN VAZGEÇMEYİ GEREKTİRMEZ. TAM TERSİNE; İSLÂM İKTİSÂDİYÂTI İYİ KULLAR VE SÂLİH AMELLER ÜZERİNE KURUMUŞTUR... İYİ KUL OLMANIN ŞARTI NEDİR?.. ALLAH'IN EMİRLERİNE UYMAK!.. SÂLİH AMEL NEDİR? İYİ OLMAK, İYİLİK YAPMAK!..
ŞİMDİ VERECEĞİMİZ ÂYETLER, İYİ BİR MÜSLÜMAN OLMANIN ŞARTLARINI İÇERİYOR. MUTLAKA UYULMASI GEREKEN, DİN KİTAPLARININ EN BAŞINDA YERALMASI, CÂMİLERDE HER VAAZDA, HER HUTBEDE TEKRARLANMASI, HER TELEVİZYON SOHBETİNDE DİLE GELMESİ GEREKEN HUSUSLAR BUNLARDIR :
- "SİZ İNSANLAR, (YARADILMIŞLAR ARASINDAN) ÇIKARILMIŞ,
(SEÇİLMİŞ) HAYIRLI BİR ÜMMETSİNİZ.
MA'RUFLA EMİR, MÜNKERDEN NEHYEDERSİNİZ!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 110-111. ÂYETLER)
MA'RUF: RUHUN HOŞLANDIĞI GÜZEL ŞEYDİR... MÜNKER; İSE NEFSİN MEYLETTİĞİ, RUHUN ÇİRKİN GÖRDÜĞÜ ŞEYDİR. YÂNİ, BU ÜMMETİN HAYIRLILARI İYİLİĞİ, GÜZELİ, DOĞRUYU EMREDER; KÖTÜLÜKTEN, ÇİRKİNLİKTEN, YANLIŞTAN İNSANLARI MENEDER, UZAK TUTMAYA ÇALIŞIR.
PEKİ, NEDİR İYİLİKLER?.. ALLAH ONLARI TEK TEK AÇIKLAMIŞ:
- "RAHMAN'IN (İYİ ) KULLARI ÖYLE KİMSELERDİR Kİ,
ONLAR YERYÜZÜNDE MÜTEVAZI OLARAK YÜRÜRLER.
CÂHİLLER KENDİLERİNE LÂF ATARSA,
'SELÂM' DERLER, (GEÇERLER).
GECELERİ RABLERİNE SECDE EDEREK,
DİVÂNINDA DURARAK GEÇİRİRLER.
VE HARCADIKLARI ZAMAN NE İSRAF EDERLER,
NE DE CİMRİLİK EDERLER.
HARCAMALARI DENGELİ OLUR.
ALLAH'LA BERÂBER BAŞKA TANRIYA YALVARMAZLAR.
ALLAH'IN HARAM ETTİĞİ CANI
HAKSIZ YERE ÖLDÜRMEZLER.
VE ZİNÂ ETMEZLER!...
KİM BUNLARI YAPARSA, CEZÂSINI BULUR!
ONLAR YALAN VE BOŞ SÖZÜN YANINDA BULUNMAZLAR.
BOŞ SÖZE RASTLADIKLARI VAKİT,
VEKAR İLE GEÇİP GİDERLER.
RABLERİNİN ÂYETLERİ HATIRLATILDIĞI ZAMAN,
SAĞIR VE KÖR GİBİ DAVRANMAZLAR!
'RABBİMİZ, BİZE GÖZLER SEVİNCİ EŞLER
VE ÇOCUKLAR LÛTFEYLE!
BİZİ KORUNANLARA ÖNDER YAP,' DERLER."
(FURKAN SÛRESİ, 63-74. ÂYETLER)
İSLAM'IN TEMEL PİRENSİPLERİ İŞTE BUNLAR!.. BUNLAR OLMADAN İSLÂM'DAN SÖZ EDİLMEZ!.. AYNI TARZ BİLGİ BAKARA SÛRESİ , 83-84. ÂYETLER VE 177. ÂYET / NİSÂ SÛRESİ, 36-39 ÂYETLER, VE 135. ÂYET / EN'AM SÛRESİ , 151-158. ÂYETLER / ÂRAF SÛRESİ, 33. ÂYET / RÂD SÛRESİ , 20-22. ÂYETLER / NAHL SÛRESİ , 90. ÂYET / İSRÂ SÛRESİ , 22-39. ÂYETLER / MÜMİNÛN SÛRESİ , 1-9. ÂYETLER / KASAS SÛRESİ , 52-55. ÂYETLER / LOKMAN SÛRESİ , 13-19. ÂYETLER / SECDE SÛRESİ , 15-16. ÂYETLER / ŞÛRA SÛRESİ , 36-39. ÂYETLER / AHKAF SÛRESİ , 15. ÂYET / HUCÛRAT SÛRESİ , 10-12. ÂYETLER , 14. VE, 17. ÂYETLER / ZÂRİYAT SÛRESİ , 16-19. ÂYETLER / MEARİC SÛRESİ , 19-35. ÂYETLER / MÜMTEHİNE SÛRESİ , 12. ÂYETTE DE VARDIR... BİZ Mİ VERELİM, SİZ Mİ BAKARSINIZ?..
HADİ, BİR TÂNE DAHA VERELİM DE GERİSİNE SİZ BAKIN:
- "RABBİNİZİN SİZE HARAM KILDIĞINI OKUYAYIM:
O'NA HİÇ BİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYIN!..
ANA-BABAYA İYİLİK EDİN, KÖTÜLÜK YAPMAYIN!
ÇOCUKLARINIZI (GEÇİM KORKUSUYLA) ÖLDÜRMEYİN!
FUHUŞLARIN AÇIĞINA DA KAPALISINA DA YAKLAŞMAYIN!
VE HAKSIZ YERE .. CANA KIYMAYIN!..
YETİMİN MALINA YAKLAŞMAYIN, YEMEYİN!
ÖLÇÜ VE TARTIDA ADÂLETTEN ŞAŞMAYIN!
(SUÇLU) AKRABANIZ DA OLSA
(DÂVÂLARDA) ADÂLETTEN ŞAŞMAYIN!
ALLAH'A VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTUN, DÖNMEYİN!
İŞTE BENİM DOĞRU YOLUM BUDUR!.."
(EN'AM SÛRESİ , 151-158. ÂYETLER)
YAAA!.. GÖRDÜNÜZ MÜ?.. ÖYLE "DOMUZ ETİ YEMİYORUM, BAŞIMI ÖRTÜYORUM," DİYE KASIM KASIM KASILIP MÜSLÜMANLIK TASLAMAK YETMEZ!.. ALLAH'A VERDİĞİN SÖZÜ, ETTİĞİN YEMİNİ TUTUYOR MUSUN?.. GİZLİ-AÇIK KÖTÜ İŞLERDEN KAÇIYOR MUSUN?.. ÖLÇÜYE, TARTIYA HİLE KATMADAN TİCÂRET, MALINA HİLE KATMADAN ÜRETİM YAPIYOR MUSUN?.. HAKSIZ YERE DEĞİL İNSAN CANI; BİR BÖCEĞİN BİLE CANINA KIYMAKTAN KAÇINIYOR MUSUN?.. MAHKEMELERDE, ŞAHİTLİKTE HAKİKATİ SÖYLÜYOR MUSUN, ÂDİL DAVRANIYOR MUSUN?.. İKTİSATTA, TİCÂRETTE, İŞ HAYÂTINDA, GÜNLÜK HAYATTA İSLÂMÎ ESASLARA UYUYOR MUSUN?.. BOŞ LÂF ETMEK BİR YANA, TIRAFİKTE SANA LÂF ATANLARA, LEVYEYİ KAPIP SALDIRMAK YERİNE, "SELÂM" DİYEREK GEÇİP GİDEBİLİYOR MUSUN?.. İŞTE ANCAK O ZAMAN SEN İYİ BİR MÜSLÜMANSIN!..
YENİ BİR KAVRAMLA DEVAM EDİYORUZ:
- “O ALLAH Kİ SİZİ YERYÜZÜNÜN HALİFELERİ YAPTI.
VE VERDİĞİ ŞEYLERLE SİZİ DENEMEK İÇİN
BİR KISMINIZI MUHTELİF DERECELERLE
BİR KISMINIZDAN ÜSTÜN KILDI!"
(EN'AM SÛRESİ, 165. ÂYET)
- "ONLARIN KİMİNİ KİMİNDEN ÜSTÜN KILDIK."
(İSRÂ SÛRESİ , 21. ÂYET)
DEMEK Kİ, ZÂLİM BATILILAR'IN ORTAYA ATTIĞI, FIRANSIZ İHTİLÂLİ'NDEN BU YANA DİLLERDEN DÜŞMEYEN MASONİK "EŞİTLİK" UYDURMA BİR KAVRAM!.. İNSANLAR ARASI TAM BİR EŞİTLİK İDDİASINI ANCAK APTALLAR GÜDER!.. MAALESEF MÜSLÜMAN "AYDIN"LAR DA SON 200 YILDIR BU MASONİK "EŞİTLİK" KAVRAMINA SAPLANIP KALMIŞLAR, İSLÂM'DA BUNA BİR KULP BULMAYA ÇALIŞMIŞLARDIR. BULDUKLARI KULP, YÜCE PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.):
SÖZÜDÜR. BU SÖZE DİKKAT, ""GİBİDİR" DİYOR, "EŞİTTİR" DEMİYOR!.. "EŞİDİR" DİYOR, "EŞİTTİR" DEMİYOR!.. GERÇEKTEN DE BİR IRAKLI, BİR MISIRLI, BİR TÜRK, BİR KÜRT İNSAN OLARAK TA, MÜSLÜMAN OLARAK TA, VATANDAŞ OLARAK TA BİRBİRİYLE AYNIDIR. HATTÂ BİR AMERİKALI İLE BİR TÜRK TE İNSAN OLARAK BİRBİRİYLE AYNI DEĞERDEDİR. ARALARINDAKİ TEK FARK TAKVÂDA, YÂNİ YÜCE ALLAH'TAN ÇEKİNEREK KÖTÜLÜKTEN KAÇINMA, İYİ İŞLER YAPMA KONUSUNDADIR:
ANCAK TANRI'DAN ÇEKİNMEKLE ÜSTÜNLÜK ELDE EDİLEBİLİR." HADİS
İŞİ HAZRET-İ ÂDEM'E GÖTÜRÜRSEK, KULLUĞA BAĞLARSAK, SÂDECE MÜSLÜMANLAR DEĞİL; BÜTÜN İNSANLAR KARDEŞTİR. BİRBİRİNİN EŞİ, KARI-KOCA GİBİ TAMAMLAYICISIDIR. ANCAK DÜNYÂ HAYÂTINDA MAL-MÜLK, MEVKİ-MERTEBE, GÜÇ-KUVVET, SAĞLIK-SIHHAT, GÜZELLİK-ÇİRKİNLİK BAKIMINDAN İNSANLAR BİRBİRİNDEN FARKLI, BÂZILARI DİĞERLERİNDEN ÜSTÜNDÜR. AMA UNUTMAYALIM Kİ, BUNLAR GEÇİCİDİR. GERÇEK ÜSTÜNLÜK TE ALLAH'IN EMİRLERİNE UYMAK, İYİ İNSAN OLMAKTA YATAR.
KISACASI, MASONİK "EŞİTLİK" YOKTUR!.. "DOĞUŞTAN EŞİT"LİK YOKTUR!..
NE VAR Kİ, BU SANAL "EŞİTLİK" SAPLANTISI YÜZÜNDEN KAPİTALİST DÜNYÂDA FAKİRİN, ZENGİNDEN BİR TALEBİ KALMAZ. ZÂTEN "EŞİT"TİR!.. BÖYLECE "EŞİTLİK" BİR ALDATMACA HÂLİNİ ALIR... HALBUKİ EŞİTLİĞİN OLMADIĞINI KABUL EDERSEK, DAHA İYİ DURUMDA OLANLARIN DAHA KÖTÜ DURUMDA OLANLARA YARDIM EDEREK RIZIKTA, İMKÂNDA EŞİTLİĞİ SAĞLAMASINI İSTEMEK HAK OLUR, KAÇINILMAZ OLUR! ÇÜNKÜ ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR. (HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET / ZÂRİYAT SÛRESİ , 19. ÂYET / MEÂRİC SÛRESİ, 24. ÂYET / EN'AM SÛRESİ , 141. ÂYET / RUM SÛRESİ , 38. ÂYET / İSRÂ SÛRESİ , 26. ÂYET)
YÜCE ALLAH, MASONİK "EŞİTLİK" BUDALALIĞI İLE SÖZÜMONA İNSANLAR ARASINDA HER KONUDA BİR EŞİTLİK VARSAYMAK İSTEYENLERİ UYARIYOR:
- "RABBİN RAHMETİNİ ONLAR MI PAYLAŞTIRIYORLAR?..
DÜNYÂ HAYÂTINDA MAİŞETLERİNİ BİLE
ARALARINDA BİZ TAKSİM ETTİK.
KİMİLERİNİ DERECE DERECE
KİMİLERİNİN ÜSTÜNE ÇIKARDIK Kİ,
BİR KISMINI İŞ ADAMI EDİNSİN."
(ZUHRUF SÛRESİ , 32. ÂYET)
SON CÜMLEYİ "BİRİ DİĞERİNE İŞ GÖRDÜREBİLSİN," DİYE TERCÜME EDENLER DE VAR.
DEDİĞİMİZ GİBİ, İSLÂMİYET'TE HAYÂLİ BİR EŞİTLİK YOKTUR. DOĞUŞTAN İTİBÂREN YOKTUR. HAYATTA DA EŞİTLİK YOKTUR. KİMİ ÇÖLLERDE, KİMİ KUTUPLARDA, KİMİ DE CENNET-İ ÂLÂ GİBİ DİYARLARDA YAŞAR. ALLAH KULLARINA FARKLI İMKÂNLAR VERMİŞ, ONLARI VERDİĞİ BOLLUK VEYÂ DARLIKLA İMTİHAN ETMEK İSTEMİŞTİR... BU ÂYETTE "İNSANLARIN GEÇİM ŞARTLARINI DÜZENLERKEN KİMİLERİNE FAZLA VERDİĞİNİ, BUNLARIN ÖTEKİLERE İŞ SAHASI AÇIP ÇALIŞMALARINA, GEÇİMLERİNİ ALIN TERİYLE KAZANMALARINA FIRSAT YARATMALARINI İSTEDİĞİNİ" BELİRTMEKTEDİR Kİ, BU BİZİ "İNSANLAR İKTİSÂDÎ AÇIDAN İKİ TÜRLÜDÜR. İŞVERENLER VE İŞÇİLER," ŞEKLİNDE DÜŞÜNMEYE SEVKEDER. (SERBEST ÇALIŞAN, KENDİ İŞİNDE KENDİNE ÇALIŞANI DA "İŞÇİ" GRUBUNA KOYUYORUZ)... HERKES BEY OLSA, İŞ GÖRDÜRECEK ADAM BULAMAZSINIZ. HERKES PAŞA OLSA, EMİR VERECEK ER BULAMAZSINIZ. CEMİYET HAYÂTINDA LÂĞIMCIYA DA İHTİYAÇ VARDIR, ÇÖPÇÜYE DE, HİZMETÇİYE DE!.. BİZİM İRFAN SÂHİBİ HALKIMIZ BU HAKİKATİ ŞÖYLE İFÂDE ETMİŞTİR:
BU İNEĞİ KİM SAĞA?"
YANLIŞ ANLAŞILMASIN, BURADA "İŞVERENLER İSÇİLERE TEPEDEN BAKAR, KASINTILIK YAPAR," DEMEK İSTEMİYORUZ.
- "YERYÜZÜNDE KABARA KABARA, KİBİR VE FODULLUKLA YÜRÜME!..
ZİRÂ YERİ YARATAMAZSIN. BOYCA DAĞLARA DA ERİŞEMEZSİN...
BÜTÜN BU KÖTÜ OLAN ŞEYLER ALLAH İNDİNDE MEKRUHTUR."
(İSRÂ SÛRESİ , 37-38. ÂYETLER)
- "RAHMAN'IN (İYİ) KULLARI ÖYLE KİMSELERDİR Kİ,
ONLAR YERYÜZÜNDE MÜTEVAZI OLARAK YÜRÜRLER.
(FURKAN SÛRESİ , 63-64. ÂYETLER)
BU İFÂDELER BÜTÜN PATRONLARA, MÜDÜRLERE, KOMUTANLARA BİRER İKAZDIR!
ASLINDA HERKES BİRBİRİNİN HİZMETÇİSİDİR... BUNA BİR DİŞÇİ MUAYENEHÂNESİNDE ŞÂHİT OLDUĞUM OLAY ÇOK İYİ MİSÂLDİR... ORTALIĞI TEMİZLEYEN GÖRMÜŞ GEÇİRMİŞ BİR KADIN, "HİZMETÇİ OLDUĞUMU AMAN KİMSEYE SÖYLEMEYİN," DEYİNCE RAHMETLİ DİŞÇİ, "HERKES HERKESİN HİZMETÇİSİDİR. SEN YERLERİ TEMİZLİYORSUN, BEN DE SENİN AĞZININ SALYASINI, İLTİHABINI TEMİZLİYORUM," DEMİŞTİ!.. YİNE RAHMETLİ MÜSLÜMAN ATATÜRK'ÜN "BİZ MİLLETİN HADİMİYİZ," İFÂDESİ, BÜTÜN DEVLET DÂİRELERİNE, BÜTÜN İŞYERLERİNE ASILACAK BİR VECİZEDİR!.. (HADİM-HADEME AYNI KÖKTENDİR, HİZMET GÖREN DEMEKTİR.) İNCİL'DE "İNSANOĞLU KENDİSİNE HİZMET EDİLMEYE DEĞİL; ANCAK HİZMET ETMEYE, VE (GEREKİRSE) BİRÇOKLARI (BAŞKALARI) İÇİN CANINI FİDYE VERMEK İÇİN (DÜNYÂYA) GELDİ," ŞEKLİNDE BİR İFÂDE VARDIR. (MARKOS İNCİLİ, 10. BÂB, 45. ÂYET..."ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.) BÜTÜN İŞVERENLER ÇALIŞTIRDIKLARI KİŞİLERİN GEÇİMİYLE, SAĞLIĞIYLA SORUMLUDURLAR!.. AMA BEŞERÎ ZAAFLAR MESELENİN BU YÖNÜNÜN İHMAL EDİLMESİNE YOL AÇAR. ZENGİN İŞVEREN SANKİ HER ŞEYİ KENDİ YAPMIŞ, HER ŞEYİN GERÇEK SÂHİBİ İMİŞ GİBİ BURNU KAF DAĞINDA GEZER, KASILIR, ZAVALLI İŞÇİSİ SÜRÜNÜR... İŞVEREN ÂHİRETTE VERECEĞİ HESÂBI DÜŞÜNMEZ! ÇOĞU YAPTIĞININ NE KADAR YANLIŞ, NE BÜYÜK GÜNAH OLDUĞUNUN FARKINDA BİLE DEĞİLDİR!..
-"ALLAH KENDİNİ BEĞENİP ÖĞÜNEN İNSANLARI SEVMEZ!
ONLAR CİMRİLİK EDİP İNSANLARA DA CİMRİLİK EMREDERLER.
KİM YÜZ ÇEVİRİRSE (BİLSİN Kİ) ALLAH (ONDAN ÇOK DAHA) ZENGİNDİR!.."
(HADİD SÛRESİ, 23-24. ÂYETLER)
ÖYLEYSE ALLAH'IN "DERECE DERECE ÜSTE ÇIKARDIKLARI", YÂNİ İŞVERENLER, PATRONLAR, KOMUTANLAR, ÂMİRLER, MÜDÜRLER, ŞEFLER, USTABAŞLARINA DÜŞEN BELİRLİ VAZİFELER VE MÜKELLEFİYETLER VARDIR.
İNSANLARA YANAĞINI (DUDAĞINI) BÜKME!
YERYÜZÜNDE BÖBÜRLENEREK YÜRÜME!
ZİRÂ ALLAH KENDİNİ BEĞENİP, ÖVÜNEN KİMSEYİ SEVMEZ!..
YÜRÜYÜŞÜNDE TUTUMLU OL!
SESİNİ DE KIS!..
ÇÜNKÜ SESLERİN EN ÇİRKİNİ, EŞEKLERİN SESİDİR."
(LOKMAN SÛRESİ , 17-19. ÂYETLER)
YÂNİ İSLÂM'DA İŞVERENLER, PATRONLAR, KOMUTANLAR, ÂMİRLER, MÜDÜRLER, ŞEFLER, USTABAŞLARI EMİRLERİNDE ÇALIŞANLARA TEPEDEN BAKAMAZ, DUDAK KIVIRAMAZ, BAĞIRIP ÇAĞIRAMAZ. KASILA KASILA, KABARA KABARA YÜRÜMEZ, BÖBÜRLENEK DOLAŞMAZ, NE KADAR BÜYÜK OLURSA OLSUN, TEVÂZU İÇİNDE OLUR... ÖYLE BOŞ BOŞ, MİSKİN MİSKİN KOLTUĞUNDA OTURURKEN, KENDİSİYLE GÖRÜŞMEYE GELENLERE "TOPLANTISI VAR" DEDİRTMEZ!.. BÖYLE YALAN SÖYLETEREK HEM KENDİNİ, HEM SEKRETERİNİ GÜNÂHA SOKMAZ!.. SEN KİMSİN Kİ, İNSANLARI KÜÇÜMSEYİP GÖRÜŞMEKTEN KAÇINIYORSUN??? "ALLAH ZENGİNDİR, SİZ FAKİRSİNİZ," DİYEN ALLAH BİLE ELLERİNİ HER AÇIŞINDA SENİ DİNLİYOR, DUANI İŞİTİYOR. SEN NASIL OLUR DA BİR BAŞKASINA KAPINI KAPATIR, KULAKLARINI TIKARSIN?
- "MALLARINIZI ARANIZDA HAKSIZ SEBEPLERLE YEMEYİN!
KENDİNİZ BİLİP DURURKEN,
BAŞKALARININ MALLARINDAN (HAKLARINDAN) BİR KISMINI,
YALAN YEMİN VE ŞAHADET İLE YEMENİZ İÇİN,
O MALLARI HÂKİMLERE (YÖNETİCİLERE) EL ALTINDAN VERMEYİN!"
(BAKARA SÛRESİ , 188. ÂYET)
MÜSLÜMAN İŞVEREN İŞÇİSİNİN, HİZMETÇİSİNİN, ELEMANININ HAKKINI YEMEZ!.. KAZANCINI KENDİNE HARCAMADAN ÖNCE, İŞÇİSİNİN ÜCRETİNİ AYIRIR... VERDİĞİ ÜCRET, ÇALIŞANLARININ BİLGİSİNE, TECRÜBESİNE, TAHSİLİNE VE MEVKİİNE DENK OLUR. ONLARA ÇALIŞMALARININ KARŞILIĞINI TAM VE ZAMANINDA ÖDER...
MAALESEF ÇALIŞAN İŞÇİNİN . ÇALIŞTIĞINA KARŞILIK ALDIĞI ÜCRET, ÇOĞU ZAMAN EMEĞİNİN KARŞILIĞI OLMUYOR!....
BİZ DERİZ Kİ, HİÇ BİR GÜNDELİK EMEK, GÜNDELİK İHTİYAÇLARI KARŞILAYACAK ÜCRETTEN DAHA AŞAĞISI İLE ÖDENEMEZ!.. YANİ, MAKÛL ÖLÇÜLER İÇERİSİNDE GÜNDE 8 SAAT DÜZENLİ ÇALIŞAN BİR İŞÇİ, EN AZ KENDİSİNİN O GÜNKÜ İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK (BUNA BARINMA, ISINMA, GİYİNME, SAĞLIK, DİNLENME DÂHİL) BİR ÜCRET ALMALIDIR. BUNA EK OLARAK ÇALIŞMASIYLA PATRONA KAZANDIRDIĞINDAN DA (ARTI DEĞER) BİR PAY ALMALIDIR Kİ, YUVA KURABİLSİN, ÂİLESİNİ GEÇİNDİREBİLSİN, ÇOCUKLARINI OKUTABİLSİN, İLERDE ÇALIŞAMADIĞI GÜNLERDE EMEKLİLİK MAAŞI ALABİLSİN!..
AYRICA BÜYÜK EMEKLE ELDE EDİLMİŞ USTALIKLAR, BECERİLER, MESLEKLER İÇİN BU GÜNDELİK ÜCRET, DURUMA GÖRE, YAPILAN İŞİN EHEMMİYETİNE GÖRE ARTMALIDIR... YÂNİ, BİR BEYİN CERRAHININ MESLEĞİNDE SARFETTİĞİ 8 SAAT İLE, BİR ÇÖPÇÜNÜN 8 SAATİ AYNI DEĞERDE OLMAZ ELBETTE, İKİSİNİN DE TOPLUM İÇİN GEREKLİ OLMASINA RAĞMEN!.. ÜCRETLER O İŞİ YAPMAYI CÂZİP HÂLE GETİRMELİDİR Kİ, TOPLUM İÇİNDE BÜTÜN İŞLER GÖRÜLSÜN, BÜTÜN ÇALIŞANLAR ARASINDA HUZURLU VE ÂHENGLİ BİR BERÂBERLİK SAĞLANABİLSİN... AYRICA ÇIRAK (1-5 YILLIK ACEMİ İŞÇİ), KALFA (5-15 YILLIK İŞÇİ), USTA (15-30 YILLIK İŞÇİ) VE ÜSTAT (30 YILDAN FAZLA TECRÜBESİ OLAN İŞÇİ) ÜCRETİ İLE, AYNI ŞEKİLDE 5 YILLIK, 15 YILLIK, 30 YILLIK ÖĞRETMEN, MÜHENDİS, DOKTOR, HÂKİM, ASKERİN MAAŞI AYNI OLMAMALIDIR. TECRÜBEYE, KIDEME İTİBAR EDİLMELİDİR... RAHMETLİ ATATÜRK, BUNLARI İSLÂMİYETE SON DERECE UYGUN BİR ŞEKİLDE ŞÖYLE İFÂDE ETMİŞTİR:
- "BİZİM HALKIMIZ, MENFAATLERİ BİRBİRİNDEN AYRILIR SINIFLAR HÂLİNDE DEĞİL,
AKSİNE, VARLIKLARI VE ÇALIŞMALARININ SONUCU BİRBİRİNE LÂZIM OLAN SINIFLARDAN
İBARETTİR!.. BU DAKİKADA DİNLEYİCİLERİM ÇİFTÇİLERDİR, SANATKÂRLARDIR,
TÜCCARLARDIR, VE İŞÇİLERDİR... BUNLARIN HANGİSİ BİR DİĞERİNE KARŞI OLABİLİR?..
ÇİFTÇİNİN SANATKÂRA, SANATKÂRIN ÇİFTÇİYE , ÇİFTÇİNİN TÜCCAR, VE BUNLARIN
HEPSİNİN BİRBİRİNE VE İŞÇİYE (MEMUR VE DİĞER MESLEK ERBÂBINA) MUHTAÇ
OLDUĞUNU KİM İNKÂR EDEBİLİR?.. (ÖYLEYSE) BÜTÜN BU SAYDIĞIMIZ SINIFLAR
(HEP BİRLİKTE) VE AYNI ZAMANDA ZENGİN (OLAMASA DA REFAH İÇİNDE) OLMALIDIR
VE HAYATIN GERÇEK TADINI TADABİLMELİDİR Kİ, ÇALIŞMAK İÇİN KUDRET VE KUVVET
BULABİLSİN!"
MESELEYE BÖYLE BAKILMADIĞI GİBİ, DÜŞÜK OLAN ÜCRETLER BİLE GÜNÜNDE ÖDENMEZ, ÖDENDİĞİNDE DE TAM OLARAK ÖDENMEZ!.. BUNU YAPANLAR SÂDECE KADINLARI FUHUŞA ZORLAYAN MAFYA MENSUPLARI, KONSUMATRİSLERE, ŞARKICILARA, GARSONLARA ÜCRETİNİ ÖDEMEYEN BAR-PAVYON SÂHİPLERİ SANILMASIN!.. HEMEN BÜTÜN PATRONLAR, İŞ SÂHİPLERİ ÇALIŞANININ ÜCRETİNİ KESMEYİ, GEÇ ÖDEMEYİ, VEYÂ HİÇ ÖDEMEMEYİ MÂRİFET SAYAR!.. KENDİNİ KURNAZ SANAN BÂZI PATRONLAR, İŞÇİSİNİN ÜCRETİNİ BANKADA FÂİZE YATIRIR, İŞÇİ KİRÂSINI, FATURALARINI, TAKSİTLERİNİ NASIL ÖDEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜP KIVRANIRKEN, O KEYİF ÇATAR!.. HALBUKİ, İŞÇİNİN HAKETTİĞİ ÜCRET, PATRONA "EMÂNET" SAYILIR, EMÂNETE HIYÂNET İSE, ÇOK BÜYÜK BİR GÜNAHTIR. KİŞİ ALLAH'A VE PEYGAMBERE İHÂNET ETMİŞ SAYILIR!
- "KİM Kİ (EMÂNETE) HİYÂNET EDERSE, KIYÂMET GÜNÜ
BOĞAZINDA O HIYÂNET ZİNCİRİ İLE GETİRİLİR. SONRA
HAYIR VEYÂ ŞER NE KAZANDIYSA, EKSİKSİZ ÖDENİR."
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ, 161. ÂYET)
- "EY MÜMİNLER!
BİLE BİLE EMÂNETLERİNİZE HİYÂNET ETMEK SÛRETİYLE,
ALLAH'A VE ELÇİSİNE HIYÂNET ETMEYİN!"
(ENFÂL SÛRESİ, 27. ÂYET)
KALDI Kİ, PATRONA ÇALIŞMASA DAHİ, YOKSULUN O PATRONUN MALINDA, SERVETİNDE HAKKI VARDIR. (HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET ; EN'ÂM SÛRESİ , 141. ÂYET ; ZÂRİYAT SÛRESİ , 19. ÂYET)... VARIN SİZ, BİR DE ÇALIŞMIŞ OLAN YOKSULUN PATRONUN SERVETİNDEKİ HAKKINI DÜŞÜNÜN!.. ALLAH BÖYLE BİR KUL HAKKI BORÇLUSU DURUMUNA DÜŞMEKTEN BİZLERİ KORUSUN!
PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) ŞU İKİ SÖZÜYLE KONUYU ÇOK GÜZEL BAĞLAMIŞTIR:
BUNLARDAN BİRİ, İŞÇİSİNİ ÇALIŞTIRDIKTAN SONRA, ÜCRETİNİ TAM OLARAK VERMEYENDİR."
MÜSLÜMAN İŞVEREN ÜCRETLERİ TAM VE ZAMANINDA ÖDEMEKLE YETİNMEZ; ÇALIŞANINI KORUR, GÖZETİR. ÇALIŞMA ORTAMINI SAĞLIĞA UYGUN, HUZURLU BİR YER YAPAR. ELEMANINI ASLA SAĞLIKSIZ YERDE ÇALIŞTIRMAZ!..
BUNUNLA SÂDECE MERDİVEN ALTINDA KOT PANTALON TAŞLAMASINDA KAÇAK İŞÇİLERİN KULLANILMASINI KASTETMİYORUZ... SON DERECE MODERN "PLAZA"LARDA, İŞHANLARINDA GAVURLARIN AÇTIĞI MAĞAZALARDA, VEYÂ ONLARA ÖZENEN SÖZDE MÜSLÜMAN İŞVERENLERİN İŞYERLERİNDE 10-12 SAAT AYAKTA ÇALIŞTIRILAN GENÇ KIZLARDAN, İNSANLARDAN BAHSEDİYORUZ... MÜŞTERİYE HOŞ GÖRÜNSÜN DİYE BİR TABURE BİLE KONMAYAN, ASLA OTURMALARINA İZİN VERİLMEYEN TEZGÂHTARLARDAN SÖZ EDİYORUZ... DOĞRU-DÜRÜST YEMEK MOLASI VERİLMEYEN, İŞÇİLERİN RAHAT BİR SU BİLE İÇEMEDİKLERİ İŞYERLERİNİ KASTEDİYORUZ!..
GERÇEK MÜSLÜMAN BİR İŞVEREN HİÇ BİR ZAMAN BÖYLE YAPMAZ!.. ELEMANINI ZORA SOKMAZ. ONLARIN RAHAT BİR ORTAMDA ÇALIŞMASINI, GEREKTİĞİNDE DİNLENMESİNİ SAĞLAR!.. İŞ YÜKÜNÜ MÂKÛL SEVİYEDE, ÇALIŞMA SAATLERİNİ YİNE ELEMANINA DİNLENECEK VE ÂİLESİYLE GEÇİRECEK VAKİT AYIRACAK ŞEKİLDE DÜZENLER.
BİZİM DEĞERLENDİRMEMİZ ŞÖYLEDİR: BÜYÜK ŞEHİRLERDE, ULAŞIMIN ZOR OLDUĞU YERLERDE ÇALIŞMA EN FAZLA 8 SAAT, DAHA UYGUNU 6 SAAT OLMALI, İŞÇİNİN İŞYERİNE GİDİP GELME SÜRESİ DE GÖZÖNÜNDE BULUNDURULMALIDIR... KENDİNE ZAMAN AYIRAMAYAN, ÂİLESİYLE VAKİT GEÇİREMEYEN İŞÇİ MUTSUZ OLUR. BUNUN VEBÂLİ DE İŞVERENE ÂİTTİR. KALDI Kİ, MUTSUZ İŞÇİNİN VERİMİ DÜŞER, İŞYERİNDE HUZURSUZLUK ARTAR. İŞVEREN DAHİ SİTRES DOLU BİR ORTAMDA YAŞAR.
DAHA ÖNCE UZUN UZUN ANLATTIĞIMIZ "AZALAN VERİM EĞRİSİ"NDEN İŞVERENLERİN, PATRONLARIN, MÜDÜRLERİN MUTLAKA HABERİ OLMASI LÂZIMDIR... ÜRETİM ARTSIN, KÂR ARTSIN DİYE FAZLA ÇALIŞMAYA ZORLANAN İNSANLAR MUTSUZ, MORALİ BOZUK BİR HÂLE GELİRLER!.. DOLAYISİYLE, İHTİYAÇLARINI KARŞILAYIP İNSANLARI MUTLU ETMEYİ AMAÇLIYAN İKTİSAD İLMİ, GÂYESİNDEN TAMÂMEN UZAKLAŞTIĞI GİBİ, İŞVEREN DE ÜRETİMDEN BEKLEDİĞİ KAZANCI SAĞLAYAMAZ!
MÜSLÜMAN İŞVEREN HASTALANAN, KAZA GEÇİREN İŞÇİSİYLE İLGİLENİR, SİGORTASINI MUTLAKA YAPTIRMIŞTIR. YİNE DE GEREKEN MASRAFINI KARŞILAR. EZKAZA ÖLEN ELEMANININ ÂİLESİYLE İLGİLENİR, SIKINTISINI GİDERİR...
- "ALLAH RIZIK HUSUSUNDA
BİRİNİZİ DİĞERİNİZE ÜSTÜN KILDI.
O ÜSTÜN KILINANLAR RIZIKLARINI,
ELLERİNİN ALTINDAKİLERE
KENDİLERİYLE MÜSÂVÎ OLARAK
VERİCİ DEĞİLDİRLER.
O HALDE BUNLAR, ALLAH'IN NİMETİNİ
BİLEREK Mİ İNKÂR EDİYORLAR?"
(NAHL SÛRESİ , 71. ÂYET)
YİNE MUHTEŞEM, İBRET VERİCİ BİR ÂYET... YÜCE ALLAH DİYOR Kİ, "BEN SİZİN BÂZINIZA DİĞERLERİNDEN DAHA ÇOK NİMET, RIZIK VERDİM. VE BU ÇOK VERDİĞİM KİŞİLERİ BU NİMETLERİ HİZMETKÂRLARIYLA, İŞÇİLERİYLE EŞİT VE DENK BİR ŞEKİLDE PAYLAŞMAKLA MÜKELLEF KILDIM! DİĞERLERİNİN HAKKINI VERME GÖREVİ, RIZIKTA ÜSTÜN OLANLARA ÂİTTİR. SAKIN OLA Kİ İHMAL ETMEYELER!"
DAHA ÖNCE SÖYLEDİK, DOĞUŞTAN EŞİT"LİK YOK!.. EŞİTLİĞİ SAĞLAMAYA ÇALIŞMAK ZENGİNİN, İŞVERENİN, PATRONUN, AĞANIN, EN TEPEDE DE DEVLETİN GÖREVİ!..
ASLINDA MÜSLÜMAN İŞVERENLE İŞÇİLERİ BİR ÂİLE GİBİDİR. ÇOĞU MÜSLÜMAN İŞVEREN İŞÇİSİYLE, HİZMETÇİSİYLE AYNI YEMEĞİ YER.
YEMEĞİN KOKUSU GETİRENİN GÖNLÜNÜ ÇEKMİŞTİR.
YEMEĞE BERÂBER OTURUNUZ.
ŞÂYET OTURMAZSANIZ, BÂRİ BİR-İKİ LOKMA VERİN!" HADİS
ÇOĞU MÜSLÜMAN BU ÖĞÜDE UYAR. SOKAKTA BAŞKASININ YANINDA BİR ŞEYLER YEMEZ. YEDİĞİ ZAMAN DA, YANINDAKİNE BİR-İKİ LOKMA VERİR. ÇOĞU ANADOLU KASABASINDA LOKANTALAR PENCERELERİNİ PERDELER İLE ÖRTER, YEMEKLERİNİ SERGİLEMEZLER. GÖRENİN CANI ÇEKER, ALAMAZSA ÜZÜLÜR DİYE!.. NE YAZIK Kİ, BATI TAKLİTÇİSİ MEDYA BUNUN TAM TERSİNİ YAPAR, YİYECEK REKLÂMLARINI BALLANDIRA BALLANDIRA ANLATMASI BİR YANA, KONU MANKENLERİNE AĞZINI ŞAPARDATA ŞAPIRDATA YEDİRİR. BÂZEN DE LOKMA KAVGASI YAPTIRIR, MANKENLER BİRBİRİNDEN YİYECEK SAKLARLAR1.. HİÇ MÜSLÜMAN YAKIŞMAYAN DAVRANIŞLAR!..
BU NOKTADA ÖRNEK SAYDIĞIMIZ BİR KİŞİDEN SÖZ ETMEK İSTERİZ... ŞÖYLEDİR, BÖYLEDİR AMA, İBRAHİM TATLISES İKİ DAVRANIŞIYLA BÜTÜN KUSURLARINI BİZE UNUTTURMUŞTUR... BİRİNCİSİ,
DEMESİDİR... DEMEK Kİ ELİNİN ALTINDAKİLERİ KENDİSİYLE DENK YEDİRİP İÇİRİYORMUŞ. PEK ÇOK ZENGİNİN, PATRONUN, İŞVERENİN YAPMADIĞINI YAPIYORMUŞ...YEDİĞİ DE, İÇTİĞİ DE HELÂL OLSUN!.. İKİNCİSİ, KÜRT BÖLÜCÜLERİN KENDİSİNE SÂHİP ÇIKMAYA ÇALIŞMASINA RAĞMEN, KONSER VERMEYE GİTTİĞİ KUZEY IRAK KÜRT BÖLGESİNDE, OTELİNE TÜRK BAYRAĞI ÇEKTİRİP,
DEMESİDİR... ÇOĞU MİLLİYETÇİ GEÇİNENDEN DAHA ÇOK, TÜRKLÜK TE ONA HELÂL!..
BÖYLE YEDİRİP-İÇİRME KAPİTALİST SÖMÜRÜCÜ HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSINDA HİÇ GÖRÜLMEZ!
MÜSLÜMAN FÂİZDEN, FÂİZLE İŞ GÖRMEKTEN UZAK DURUR. (BAKARA SÛRESİ , 275-278. ÂYETLER) BORSA OYUNLARINA, TÂLİH OYUNLARINA, KUMARA KAPILMAZ. İŞİYLE KUMAR OYNAMAZ, (MÂİDE SÛRESİ , 90-91. ÂYETLER) SÂDECE BAŞARI İHTİMÂLİ YÜKSEK GİRİŞİMLERDE RİSK ALIR.
MÜSLÜMAN, ANCAK ÇALIŞARAK KAZANIR. ÇALIŞMADAN KAZANILAN YA FÂİZDİR, YA KUMAR, YA DA HARAÇ!.. FÂİZİN VE KUMARIN KÖTÜLÜĞÜNÜ AŞAĞIDA BELİRTİRİZ. HARAÇ, BAŞKASININ KAZANCINI ZORLA ELİNDEN ALMAKTIR Kİ, BİZCE YOL KESİP EŞKİYALIK YAPMAYA, HATTA KAPKAÇ YAPMAYA DENKTİR. HA ŞEHİRDE ÖNÜNÜ KESİP PARA İSTEMİŞSİN, HA DAĞ BAŞINDA, FARKETMEZ!.. BU TARZ EYLEMLERE KALKIŞAN KİŞİLER, TEK VEYÂ ÇETE HÂLİNDE HAREKET EDERLER, VE SÖZÜMONA ÇALIŞIR, RIZKINI ÇIKARIR, HATTA EV GEÇİNDİRİR GÖRÜNÜRLER. LÂKİN HARAÇ ALMA, YOL KESME, KAPKAÇ YAPMA ÇALIŞMADAN SAYILMAZ!.. BİZ BUNLARIN ÜÇÜNÜ DE "YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARMA, TERÖR YARATMA" OLARAK GÖRÜYORUZ... KUR'AN BU VE BENZERİ EYLEMLERİN ŞİDDETLE CEZÂLANDIRILMASINI İSTER.
-"MUHAKKAK Kİ, ALLAH'A VE RESÛLÜNE SAVAŞ AÇANLARIN,
YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARMAYA ÇALIŞANLARIN CEZÂSI,
ÖLDÜRÜLMELERİ, VEYÂ ASILMALARI,
VEYA EL VE AYAKLARININ ÇAPRAZLAMA KESİLMESİ,
VEYÂ YERLERİNDEN SÜRÜLMELERİDİR.
İŞTE BU, DÜNYÂDA ONLAR İÇİN BİR AŞAĞILAMADIR.
ÂHİRETTE İSE ONLAR İÇİN BÜYÜK BİR AZAB VARDIR."
(MÂİDE SÛRESİ , 33. ÂYET)
İSLÂM ÂLİMLERİNE GÖRE BU ÂYET, DAR-ÜL İSLÂM'DA, YÂNİ İSLÂM'IN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ DİYARLARDA, YOL KESME CEZÂSIYLA İLGİLİDİR. . İŞİN ENTERESÂNI, MÜŞRİK VE MÜRTEDLER, YÂNİ GAVURLAR, YAKALANMADAN , HATTA YAKALANDIKTAN SONRA TÖVBE EDERLERSE, TÖVBELERİ KABUL OLUNUR. FAKAT BİR MÜSLÜMAN BU SUÇU İŞLERSE, YAKALANDIKTAN SONRAKİ TÖVBESİ KABUL OLUNMAZ, İŞLEDİĞİ SUÇUNU AĞIRLIĞINA GÖRE, SÜRÜLÜR, VEYÂ ELİ, AYAĞI KESİLİR, VEYÂ ASILARAK, VEYA KAFASI KESİLEREK ÖLDÜRÜLÜR... HAPİS CEZÂSI İSLÂM'DA YAYGIN DEĞİLDİR, PEK YARAR SAĞLADIĞI DA SÖYLENEMEZ.
İSYAN, AYAKLANMA, DEVLETE KARŞI GELME, TOPLUM İÇİNDE KARIŞIKLIK YARATMA DA BU ÂYETİN KAPSAMINA GİRER... BİZ SÂDECE İKTİSÂDÎ AÇIDAN, GEÇİMİNİ SAĞLIYORMUŞ, ÇALIŞIYORMUŞ GİBİ GÖRÜNEN HIRSIZ, UĞURSUZ, YOLSUZLARIN DURUMUNU BELİRTMEK İÇİN ELE ALDIK... MÂLÛMDUR, KUR'AN HIRSIZLIĞI DA ÇOK BÜYÜK BİR SUÇ OLARAK GÖRÜR VE HIRSIZIN ELİNİN KESİLMESİNİ EMREDER:
- "HIRSIZLIK EDEN ERKEK VE KADININ, YAPTIKLARINA KARŞILIK
ALLAH'TAN BİR CEZÂ OLARAK ELLERİNİ KESİN!
ALLAH ÜSTÜNDÜR, HÜKÜM VE HİKMET SÂHİBİDİR!
(ANCAK) KİM YAPTIĞI HAKSIZLIKTAN SONRA TÖVBE EDER, USLANIRSA,
KUŞKUSUZ ALLAH ONUN TÖVBESİNİ KABUL EDER.
ÇÜNKÜ ALLAH BAĞIŞLAYAN, ACIYANDIR.
(EY HIRSIZ! VE HIRSIZI GÖRENLER!)
GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜNÜN ALLAH'A ÂİT OLDUĞUNU BİLMEDİN Mİ?
O DİLEDİĞİNE AZÂB EDER, DİLEDİĞİNİ BAĞIŞLAR.
ALLAH HER ŞEYE KAADİRDİR.!
(MÂİDE SÛRESİ , 38-40. ÂYETLER)
HEMEN BELİRTELİM Kİ, EL KESMENİN ŞARTLARI VARDIR... ÇALINAN MALIN İÂDESİ, DİYET ÖDENMESİ, TÖVBE EDİLMESİ DURUMLARINDA EL KESİLMEZ... CEZÂNIN ETKİLİ OLDUĞU, SUUDİ ADABİSTAN GİBİ ÜLKELERDE HEMEN HİÇ HIRSIZLIK OLMAMASI İLE KENDİNİ GÖSTERMEKTEDİR.
BİZ YETKİSİNİ KULLANARAK "ZİMMETİNE PARA GEÇİRME", "BANKALARI HORTUMLAMA" , "DEVLET MALINI ÇALMA" GİBİ SUÇLARI İŞLEYEN MEMUR VE BÜROKRATLARI DA "HIRSIZ" SAYIYORUZ... ONLARIN MUTLAKA ÇALDIKLARI MALI İÂDE ETMELERİNİ VE DİYET ÖDEMELERİNİ, ELLERİNİ KURTARMALARI AÇISINDAN ŞART GÖRÜYORUZ.
"NEREDEN ÇIKARIYORSUN BU HÜKÜMLERİ?" DİYENLERE "PEYGAMBERİMİZ HAZRET-İ MUHAMMED'İN (S.A.V.) KUR'AN-I KERİM'E VE AKLA UYGUN BİR HADİS RİVÂYETİNDEN," CEVÂBINI VERİRİZ... PEYGAMBERİMİZ,
AĞAÇTAKİ MEYVADAN YERSE, BİR ŞEY (CEZÂ) GEREKMEZ!
AMA BİR MİKTAR GÖTÜRÜRSE, GÖTÜRDÜĞÜNÜN İKİ KATINI ÖDER, CEZÂ DA GEREKİR.
FAKAT CERİNDEKİNİ (TOPLANMIŞ HURMA KURUTMA YERİNDEKİNİ) ÇALARSA,
(BU HIRSIZLIK OLUR) ÇALDIĞI MEYVA KALKAN DEĞERİNDE (ÜÇ DİRHEM) İSE ELİ KESİLİR.
BUNDAN AZINI ÇALAN İKİ KATINI ÖDER, BİR DE UKUBET VERİLİR.
(YÂNİ DÖVÜLÜR, HAKAARET EDİLİR.)"
DEMİŞTİR... HAZRET-İ ÖMER, AÇ KALANA DOMUZ ETİ YEMESİNE İZİN VERİLDİĞİ NOKTASINDAN HAREKETLE, KITLIK ZAMANLARINDA DİYET ÖDEMESELER DE, HIRSİZLERIN ELİNİ KESMEMİŞTİR. ÇÜNKÜ AÇLIK HER ŞEYİ YAPTIRIR. RAHMETLİ KEMÂL TÂHİR'İN İFÂDESİYLE "AÇLIĞIN NÂMUSU OLMAZ". O YÜZDEN, BİZ DERİZ Kİ, BİR TOPLUMDA HIRSIZ VARSA, ONU GÖRENDİR. GÖRÜP TE BİR ŞEYLER YAPMAYANDIR. İNSANLARI AÇLIKTAN, YOKSULLUKTAN HIRSIZLIĞA VE FUHŞA SAPMALARINI ÖNLEMEYENLERDİR... SEN İSLÂM İKTİSÂDİYÂTININ GEREKLERİNİ YERİNE GETİR, HIRSIZLIĞA YOL AÇAN ŞARTLARI ORTADAN KALDIR, ONDAN SONRA GENE HIRSIZLIK EDEN OLURSA, İŞTE ONUN SAĞ ELİNİ, BİR DAHA ÇALARSA SOL BACAĞINI KES!.. YOKSA AÇ İNSANI ÇALMAKLA SUÇLAMAK KOLAY... HAYATINDA BAKLAVA YEMEMİŞ ÇOCUĞU BAKLAVA ÇALDI DİYE 7 YIL HAPSE ATMAK KOLAY!.. KENDİLERİ YİYİP TE, ONA HİÇ BAKLAVA YEDİRMEYENLERİN CEZÂSI NE, PEKİ???
GELELİM FÂİZE... TEFECİ FÂİZİ DEMEK OLAN RİBÂ, YUVALAR YIKAR... BUNU KIREDİ KARTI BORÇLARINDA GÖRÜYORUZ. İNTERNETİ TARARSANIZ, SIRF YÜKSEK FÂİZLİ KIREDİ KARTI BORCUNU ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN KARISINI VE ÇOCUKLARINI ÖLDÜREN, SONRA DA İNTİHAR EDEN PEK ÇOK İNSANIN DIRAMINA RASTLARSINIZ. O YÜZDENDİR Kİ, MÜSLÜMAN İŞADAMI İSTER BANKA SÂHİBİ OLSUN, İSTER TÜCCAR, İSTER MÜTEAHHİT, FÂİZLE İŞ GÖRMEZ. FÂİZLE İŞ YAPMA YOLUNU SEÇMEZ...
ZÂTEN BİR İŞADAMININ İŞİ NE ZAMAN FÂİZE DÜŞER?.. KENDİ SERMÂYESİNDEN BÜYÜK İŞ YAPMAYA KALKTIĞI ZAMAN1.. YÂNİ BOYUNDAN BÜYÜK İŞE KALKIŞTIĞI ZAMAN!.. DEMEK Kİ, HİÇ BİR İŞADAMI BORÇLA İŞ KURMAYA, BORÇLA TAAHHÜD İŞİ YAPMAYA KALKIŞMAMALIDIR!.. YÂNİ, BURADA DA İKTİSAD ŞART!.. AYAĞINI YORGANA GÖRE UZATMAK, SERMÂYEN NEYE YETİYORSA, OBOYUTTA BİR İŞE RÂZI OLMAN ŞART!
FÂİZ SÂDECE FERTLERİ BATIRMAZ, MÜESSESELERİ, ŞİRKETLERİ, HATTÂ ÜLKELERİ MAHVEDER!.. OSMANLI DEVLETİ'Nİ FÂİZ BATIRMIŞTIR. GÜNEY AMERİKA ÜLKELERİ GİBİ TÜRKİYE DE YILLARCA FÂİZİN PENÇESİNDE KIVRANMIŞ DURMUŞ, BORCU BORÇLA ÖDEMEYE ÇALIŞTIĞI İÇİN, ÖYLE BİR NOKTAYA GELMİŞTİR Kİ, YILLARCA ANCAK BORCUNUN FÂİZİNİ ÖDEYEBİLMİŞTİR... ZÂTEN TÜRKİYE'DE MENDERES, DEMİREL, ÖZAL VE ERDOĞAN DÖNEMLERİNDE "KALKINMA" ZANNEDİLEN DURUMLAR, HEP ALINAN DIŞ BORCUN SAĞLADIĞI GEÇİCİ VE SAHTE RAHATLIKTIR... YUNANİSTAN 2011'DE YÜKSEK FÂİZLİ BORÇLARI YÜZÜNDEN BATTI, İTALYA, İSPANYA, İZLANDA, İRLANDA, FRANSA VE ŞAŞILACAK BİR ŞEKİLDE AMERİKA BORÇLAR ALTINDA KIVRANMAKTA, "HA YIKILDI, HA YIKILACAK" DENEN BİR DURUMDA VARLIĞINI SÜRDÜRMEKTEDİR... TÜRKİYE İSE 300 YİLYAR DOLAR İÇ VE DIŞ BORÇ ALTINDADIR. YILLARDIR BU BORCA MİLYARLARCA DOLAR FÂİZ ÖDEMEKTE, O YÜZDEN BİR TÜRLÜ GERÇEK ANLAMDA BELİNİ DOĞRULTAMAMAKTADIR. BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN "IMF'YE BORCUMUZ 7 MİLYAR KALDI, GELECEK SENE BİTİRİYORUZ, BU SENE DE 5 MİLYAR DOLAR BORÇ VERİYORUZ," DİYE ÖĞÜNMESİ (2012) PALAVRADAN İBÂRETTİR!.. BORÇ SÂDECE IMF'YE DEĞİL Kİ!.. UÇAN KUŞA BİLE BORÇLUSUN!.. O BORÇ TA ÖDENİP TÜKENECEĞİNE, DURMADAN ARTIYOR!.. KÂFİR VE ZÂLİM BATILILAR BORCUNDAN DOLAYI SANA İSTEDİKLERİ BASKIYI YAPIYOR, İSTEDİKLERİ KAANUNLARI ÇIKARTIYORLAR!.. ÜLKE TOPRAĞININ % 10'UNU GAVURLARA SATMAYA KALKMAN BİLE BU ÖDENEMİYEN BORÇ YÜZÜNDEN!.. YARIN DA SULARI SATACAKSIN!..
BORÇ BİR BELÂDIR!.. HELE ALACAKLI BİLEĞİNE GÜÇLÜ BİRİSİ İSE!.. İNSANA KARISINI KIZINI BİLE SATTIRIR!
FÂİZ BU YÜZDEN HARAMDIR, İNSANI ÇALIŞMAYA DEĞİL; HAVADAN PARA KAZANMAYA, BORÇLA YAŞAMAYA, YAN GELİP YATMAYA ÖZENDİRDİĞİ GİBİ, KARŞILIĞI EMEK VEYÂ MAL OLMADIĞI İÇİN HARAMDIR... BİR ALIŞ-VERİŞ ARACI OLAN PARAYI, BÂZILARININ İDDİA ETTİĞİ GİBİ, MAL SAYIP "BU BİR ALIŞVERİŞTİR" DEMEK İSLÂM'A AYKIRIDIR!
İLGİLİ ÂYETLER:
- "RİBÂ YİYENLER, (KABİRLERİNDEN)
ANCAK ŞEYTANIN ÇARPTIĞI KİMSENİN
KALKTIĞI GİBİ, AYAĞA KALKARLAR.
BU, ONLARIN ASLINDA
'RİBÂ DA BİR ALIŞVERİŞTİR,'
DEMELERİNDEN DOLAYIDIR.
ALLAH ALIŞVERİŞİ HELÂL,
RİBÂYI HARAM KILDI!"
(BAKARA SÛRESİ, 275-276. ÂYETLER)
- "EY MÜMİNLER!.. ALLAH'TAN SAKININ!
İNANMIŞSANIZ, FÂİZİN ARTA KALAN
HESÂBINDAN VAZGEÇİN!
EĞER VAZGEÇMEZSENİZ,
ALLAH VE PEYGAMBERİNE KARŞI
HARP İLÂN ETMİŞ OLURSUNUZ!"
(BAKARA SÛRESİ , 278-280. ÂYETLER)
- "EĞER BORÇLU DARDA İSE,
KOLAYINA GELENE KADAR BEKLEYİN!
(HELE DAHA ÖNCE KAT KAT FÂİZ ALDIYSANIZ)
BORCU BAĞIŞLAMANIZ SİZİN İÇİN DAHA İYİDİR.
BUNU BİR BİLSENİZ!"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 130. ÂYET)
- "İNSANLARIN MALLARI İÇİNDE
ARTSIN DİYE FÂİZE VERDİĞİNİZ HERHANGİ BİR ŞEY,
ALLAH KATINDA ARTMAZ!
ALLAH'IN RIZÂSINI DİLEYEREK
VERDİĞİNİZ HERHANGİ BİR ZEKÂT BÖYLE DEĞİLDİR.
BUNLAR (ZEKÂT VERENLER)
MALLARINI KAT KAT ARTIRANLARDIR."
(RUM SÛRESİ , 39. ÂYET)
HAZRET-İ ÖMER'İN BUGÜN SÜRMEKTE OLAN FÂİZ TARTIŞMASININ SEBEBİNİ ŞÖYLE AÇIKLADIĞI RİVÂYET EDİLİR:
ALLAH'IN ELÇİSİ FÂİZİN NE OLDUĞUNU BİZE ANLATAMADAN ÖLMÜŞTÜR.
O YÜZDEN, SENİ (FÂİZ Mİ, DEĞİL Mİ, DİYE) ŞÜPHEDE BIRAKANI TERKET, BIRAKMAYANI AL!"
SÖZÜN KISASI, İSLÂMDA RİBÂ, YÂNİ FÂİZ DE YOKTUR. YÂNİ PARADAN PARA KAZANILMAZ!..
BU NOKTADA ÜÇ KELİMEYİ AÇIKLAMAMIZ GEREKİYOR, ÇÜNKÜ ALLAHSIZ, DİNSİZ-İMANSIZ BATILILAR YANLIŞ KULLANDIĞI İÇİN, BİZE DE YANLIŞLIĞI BULAŞTI.
İSLÂMDA VE TÜRK TÖRESİNDE YARDIM KARŞILIKSIZ OLUR!.. YÂNİ BİRİNE YARDIM İÇİN YİYECEK VERİRSENİZ, PARA ALMAZSINIZ. PARA VERİRSENİZ, HİBE ETMİŞ OLURSUNUZ, GERİ İSTEMEZSİNİZ. HALBUKİ BATILILAR HEP GERİ KALMIŞ ÜLKELERE "YARDIM" DİYE YÜKSEK FÂİZLİ KIREDİLER VERMİŞLER, ONLARIN DAHA DA DİBE BATMASINA YOL AÇMIŞLARDIR. HELE O NAMUSSUZ AMERİKALILAR!.. ANKARA'YA 1948 YILINDA "AGENCY FOR INTERNATIONAL DEVELOPMENT" ADLI KURULUŞLA GELİP ÇÖREKLENMİŞ, BİZE HEP YÜKSEK FÂİZLİ KIREDİ KAKALAMIŞ, ÜSTELİK BU KIREDİ İLE HANGİ AMERİKAN ŞİRKETİNDEN HANGİ TAPON MALI NE KADAR PAHALIYA ALACAĞIMIZI DİKTE ETMİŞLERDİ!.. BU KURULUŞUN KISALTILMIŞ ADI "A.I.D." İDİ, YÂNİ "YARDIM"!.. DEMEK Kİ "AID", YÂNİ İNGİLİZCE'DEKİ "YARDIM"; HİÇBİR ZAMAN TÜRKÇE'DEKİ "YARDIM" DEĞİLDİR!. AVRUPALILAR VE AMERİKALILAR DEPREM, SEL, HARP, VS. İÇİN BİR ÜLKEYE "YARDIM"A KOŞUYORSA, ALLAH KORUSUN, O ÜLKE DAHA DA BATACAK DEMEKTİR. HEM SÖZ VERDİKLERİ MİKTARDA PARA VE MALZEME GÖNDERMEZLER, HEM DE VERDİKLERİ PARAYI KAT KAT FÂİZİ İLE, YÂNİ RİBÂYLA GERİ ALIRLAR!.. ÜSTELİK HAİTİ DEPREMİNDE OLDUĞU GİBİ (2010) ÇOLUK-ÇOCUK, KADIN-KIZ, ORGAN KAÇIRIRLAR!..
İKİNCİ KELİME "BORÇ"TUR... İSLÂMDA VE TÜRK TÖRESİNDE BİRİNE BORÇ VERDİN Mİ, GERİ ALIRSIN AMA, FÂİZ ALMAZSIN!.. SİZ HİÇ ARKADAŞINDAN BORÇ ALAN BİRİNİN ONA BORCUNU FÂİZİYLE ÖDEDİĞİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?.. İNGİLİZCE'DE BU "LOAN"DUR, AMA HİÇ BİR "LOAN" FÂİZSİZ DEĞİLDİR!..
ÜÇÜNCÜ KELİME "KIREDİ"DİR Kİ, BİZE BATI'DAN GEÇMİŞTİR, İŞTE BU KELİME "FÂİZLİ BORÇ" DEMEKTİR. BANKA KIREDİSİ GİBİ!..
İKTİSÂDÎ SİSTEME BANKA GİRİNCE, ORTAYA KIREDİ SORUNU ÇIKAR. YÂNİ BANKA FÂİZ ALACAK-VERECEK Mİ, ALMAYACAK-VERMEYECEK Mİ?..
BİR DE ENFİLÂSYON MESELESİ VAR. BİRİSİNE BORÇ VERDİN, BİR YIL SONRA PARANI GERİ ALDIN, AMA O YIL PARA DEĞERİNDEN % 10 KAYBETTİ!.. BU DURUMDA BORÇ VEREN ZARARLI, BORÇ ALAN KÂRLI ÇIKTI!.. NE OLACAK???
BİR DEFA, ENFİLÂSYON ÖZAL DÖNEMİNDEN BERİ GERÇEK DEĞERİYLE HESAP EDİLMEMEKTEDİR. ÇALI SÜPÜRGESİ, HAVYAR, PİNPON TOPU GİBİ ÇOĞU KİMSENİN KULLANMADIĞI MALLAR HESABA KATILMAKTA, GÜNLÜK HAYÂTIN EN ÖNEMLİ MAL VE EŞYALARININ ENFİLÂSYONU KÜÇÜK GÖSTERİLMEKTEDİR. AYRICA TOPRAK VE EMLÂK SİPEKÜLÂSYONU SEBEBİYLE EV FİYATLARI, GERÇEK ENFİLÂSYONUN ÜZERİNDE SEYREDEBİLMEKTEDİR.
O YÜZDEN, BANKANIN FÂİZ ALMA-VERME KONUSUNU DA İNCELEYEBİLMEK İÇİN ÖNCE BU ENFİLÂSYON MESELESİNİ ÇÖZMEMİZ LÂZIM...
İLK EVVELÂ ENFİLÂSYONUN HALK ARASINDAKİ KARŞILIĞI, "HAYAT PAHALILIĞI"DIR!.. BUNU BİLELİM!.. HİÇ "HAYAT UCUZLUĞU" YOKTUR, HAYAT GİTTİKÇE PAHALANIR. ÇÂRESİ PAHALILIĞA UYGUN ŞEKİLDE GELİRLERİ ARTTIRMAKTIR!.. NE VAR Kİ, BAŞIMIZDAKİ POLİTİKACILAR İLE TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU'NA ÇÖREKLENMİŞ OLAN BÜROKRATLAR VE ONLARIN AĞZINA BAKAN BASIN-YAYIN ORGANLARI ZAMAN ZAMAN "ENFİLÂSYON DÜŞTÜ," DERLER!.. BU, "HAYAT UCUZLADI," ANLAMINA GELİR Kİ, ASLA DOĞRU DEĞİLDİR! KASTEDİLEN "ENFİLÂSYONDAKİ ARTIŞ HIZI DÜŞTÜ"DÜR. YÂNİ BİR ÖNCEKİ AY % 1,5 İSE, BU AY % 1 OLDU, HAYAT DAHA AZ PAHALANDI, DEMEK İSTERLER.
BU ARADA BELİRTELİM, EMPERYALİST, KAPİTALİST, ZÂLİM VE SAHTEKÂR HIRİSTİYAN-YAHUDİ ZİHNİYETLİ BATI ÜLKELERİ KENDİ HALKLARINI OLDUĞU GİBİ DÜNYÂYI DA İKTİSÂDÎ TERİM VE KAVRAMLARI ÇARPITARAK BİR KERE DAHA ALDATMAKTADIRLAR. YUKARIDA ENFİLÂSYON HESÂBINA PİNPON TOPU, HAVYAR, EPİLÂSYON, ÇALI SÜPÜRGESİ GİBİ OLMADIK MAL VE HİZMETLERİ KATTIKLARINI, PEYNİR, ZEYTİN, ET, KİRA, ELEKTİRİK, GAZ, KÖMÜR GİBİ HER EVİN KULLANDIĞI TEMEL İHTİYAÇ MADDELERİNİ KOYMADIKLARINI, VEYÂ KOYDUKLARI LÜZUMSUZ EŞYA İLE ONLARIN AĞIRLIĞINI DÜŞÜRDÜKLERİNİ BELİRTMİŞTİK... BİR DE YILLIK ENFİLÂSYON HESÂBI YAPACAKLARINA, AYLIK ENFİLÂSYON HESÂBI KULLANIRLAR!.. BU DA İNSANLARI BİR KERE DAHA ALDATIR.
ŞİMDİ BAKIN, ÇOK BASİT BİR HESAP YAPACAĞIZ:
DİYELİM Kİ ENFİLÂSYON ONLARIN HESÂBINA GÖRE HER AY, BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE % 1 ARTIYOR.... BU NE OLUR:
DEĞİL Mİ?... HALBUKİ GERÇEK HESAP, EĞER BAŞTAKİ DEĞERİ 100 OLARAK ALIRSANIZ,
OCAK 101 , ŞUBAT (101 +101 X 0,01) , MART (102,01 + 102,01 X 0,01) , NİSAN (103,03 + 103,03 X 0,01), MAYIS (104,06 + 104,06 X 0,01) , HAZİRAN (105,10 + 105,10 X 0,01) , TEMMUZ (106,15 + 106,15 X 0,01) , AĞUSTOS (107,21 + 107,21 X 0,01) , EYLÛL (108,28 + 108,28 X 0,01) , EKİM (109,36 + 109,36 X 0,01) , KASIM (110,46) + (110,46 X 0,01) ARALIK (111, 56 + 111,56 X 0,01 = 112,68 )
NE OLDU?.. BAŞTA 100 OLAN TABAN DEĞER, YIL SONUNDA 12,68'E ÇIKTI, YÂNİ % 13'E YAKLAŞTI! BİR PUAN DA BURADAN KAYTARIYORLAR!..
ESKİLER HAYAT PAHALILIĞINI REŞAT VEYÂ CUMHURİYET ALTINININ FİYATI İLE ÖLÇERLERDİ. ŞİMDİLERDE ORTALIKTA REŞAT ALTINI KALMADI, ANTİKA OLDU. AMA CUMHURİYET ALTINI VAR, BİZCE MERKEZ BANKASINCA BOL BOL BASILMALI VE KULLANILMALIDIR... ESKİ TÜRKLER ALTINA "KIZIL" DERLERDİ, "KIZIL ELMA" ALTIN ELMA DEMEKTİR, ALTIN BİR TOPA, DÜNYÂYA İŞÂRETTİR. ORTA ASYA TÜRKLERİ HÂLÂ BU KELİMEYİ KULLANIYOR... BİZCE OSMANLI DÖNEMİNDE DİLİMİZE İTALYANCA'DAN GİRMİŞ OLAN "LİRA" KELİMESİ UYGUN DEĞİLDİR, TÜRK PARASI YA ALTINA DAYALI "KIZIL" OLARAK ADLANDIRILMALI, YA DA ESKİ GÜMÜŞ PARALARDAN DOLAYI KULLANDIĞIMIZ "AKÇA" KELİMESİ TEKRAR DEVREYE SOKULMALIDIR... BİR AN ÖNCE DE AŞAĞILIK DUYGUSUYLA GİREMEDİĞİMİZ AVRUPA BİRLİĞİ'NİN AVROSUNA BENZETİLMİŞ KÂĞIT VE MÂDENÎ PARALAR, BİZE HAS BİR HÂLE GETİRİLMELİDİR! VE YİNE AVRUPA BİRLİĞİ'NE ÖZENEREK, ÇİFT ÇİZGİLİ, ERMENİ PARA BİRİMİNİN TERSİ İŞÂRET KULLANILMAMALIDIR! AYIPTIR!.. AŞAĞILIK DUYGUSUNUN, TAKLİKÇİLİĞİN, MAYMUN RUHLU POLİTİKACILARIN SEMBOLÜDÜR! BEN BU SİMGEYİ TASARLAYANIN DA, KABUL EDENLERİN DE TÜRKLÜĞÜNDEN ŞÜPHE EDERİM!
İSLÂMDA BAĞIMSIZ BİR DEVLETİN ÜÇ SEMBOLÜ VARDIR: SANCAĞI VEYÂ BAYRAĞI, O DEVLETİN KENDİNE HAS PARASI, VE CÂMİLERDE DEVLET REİSİ ADINA OKUTULAN HUTBE!.. BUNLARA SÂHİP OLMAYAN DEVLET, NE BAĞIMSIZDIR, NE DE İSLÂM DEVLETİ!
PARADAN VE ENFİLÂSYONDAN BAHSEDİYORDUK... ENFİLÂSYONUN EN AÇIK VE KESİN BELİRTİSİ ALTIN FİYATLARIDIR... MESELÂ BİR ONS ALTIN DÜNYÂ PİYASALARINDA 250-280 DOLARKEN (2000'LERİN BAŞI), PETROL 18-20 DOLARDI. ŞİMDİ BİR ONS ALTIN 1.600 DOLAR OLDU, PETROL 100-120 DOLAR!.. (2010) YÂNİ PETROL KENDİ PAHALANMADI, ALTIN BEŞ KAT DEĞER KAZANDI, PETROL DE ALTINA KARŞI DEĞERİNİ KORUDU, DÖRT-BEŞ KAT FİYATI ARTTI. ASLINDA ALTIN OLARAK BAKARSAK, AŞAĞI YUKARI AYNI DEĞERDE!..
ÖYLEYSE TÜRKİYE'DE GERÇEK TÜRK PARASI CUMHURİYET ALTINI OLMALIDIR!.. ONA BAĞLI VE DENK OLARAK GÜMÜŞ PARALAR BASILMALIDIR. O ALTIN VE GÜMÜŞ PARALARIN KARŞILIĞINDA BANKINOTLAR BASILMALIDIR. MESELÂ BİR CUMHURİYET ALTINI YÜZ GÜMÜŞ AKÇA, EN KÜÇÜK BANKINOT TA BİR AKÇANIN DÖRTTE BİRİ OLARAK BASILMALI, O PARANIN 5, 10, 50, 100, 500, 1.000 KATLARINDA BANKINOTLAR BASILMALIDIR. ZAMANLA BANKINOTLAR DEĞER KAYBEDECEKTİR, AMA NEYİ NEYE GÖRE HESAP EDECEĞİMİZ ŞAŞMAZ BİR BİÇİMDE BİLİNECEKTİR.
BÖYLECE BİR YILLIK ENFİLÂSYON, HESAPLAMA SİSTEMİYLE SÜREKLİ OYNANAN İSTATİSTİK KURUMU'NUN UÇUK RAKAMLARI İLE DEĞİL, CUMHURİYET ALTINININ DEĞERİ İLE ÖLÇÜLMELİDİR.
BU DURUMDA ALACAKLI KAÇ ALTIN KARŞILIĞI BORÇ VERDİYSE, O KADARINI GERİ ALIR. NE KENDİ KAYBEDER, NE DE BORÇLU HAKSIZ YERE KAZANÇLI ÇIKAR! BANKALAR FÂİZ HADLERİNİ ENFİLÂSYONA GÖRE DÜZENLERLER. YÂNİ PARA YATIRANLARA EN AZ ENFİLÂSYON KARŞILIĞI FÂİZ VERİRLER... HAA, DERSENİZ Kİ, BANKA BORÇ VERİRKEN NE YAPACAK?...ELBETTE Kİ, ENFİLÂSYON KARŞILIĞINI ALACAK. BİR DE İŞLETME MASRAFLARI VAR. ONU DA "MASRAF" DİYE ALACAK, AMA İNSAFLI ŞEKİLDE. HER BANKANIN KIREDİ VERDİĞİ KİTLE FARKLI OLACAK. MESELÂ ZIRAAT BANKASI SÂDECE ÇİFTÇİYE, VE MUHTAÇ ÇİFTÇİYE KIREDİ VERECEK!.. ÇİFTÇİDEN DE KAZANCINA KATKISI KADAR FÂİZ (ENFİLÂSYON + MASRAF + ÜRÜN KAZANCINDAN PAY) ALACAK!.. BU DA HER YIL DEVLET TARAFINDAN TESPİT EDİLECEK, % 1 GİBİ DÜŞÜK BİR RAKAM OLACAK... HALK BANKASI ESNAFA TİCARET KIREDİSİ, DENİZCİLİK BANKASI DENİZCİLERE VE BALIKÇILARA KIREDİ VERECEK!.. ZENGİN KIREDİ ALAMAYACAK, HTİYACI OLAN İŞLETME SERMÂYESİ KIT KİŞİLER KIREDİ ALACAK!.. ZENGİN KENDİ ÜRETİME YATIRIM YAPMIYORSA, PARASINI BANKAYA YATIRACAK, BANKA YATIRIM YAPACAK!.. ASLA TEFECİ, RİBÂCI OLMAYACAK!.. BANKALAR DEVLETİN OLDUĞU İÇİN, ALINAN FÂİZ DE GELİRE, KAZANCA BAĞLI HESAP EDİLECEĞİ İÇİN BİR NEVİ VERGİ OLACAK!
ARAP ÜLKELERİNİN, ZÂLİM BATI DEVLETLERİNDEN ÖĞRENDİKLERİ HİLELERLE "KÂR PAYI" FALAN DİYE ALDIKLARI VEYÂ VERDİKLERİ FÂİZ, HİÇ BİR ŞEKİLDE İSLÂMÎ DEĞİLDİR!.. NEYİN KÂRI??? YA ZARAR VARSA?.. ÜSTELİK BU "KÂR PAYLARI" NEDENSE HEP FÂİZCİ BANKALARIN FÂİZLERİNE EŞİT OLUYOR!..
- "EY İYMAN EDENLER!... RİBÂYI KAT KAT YEMEYİN!
ALLAH'TAN KORKUN Kİ, FELÂH BULASINIZ!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 130. ÂYET)
- "ALLAH RİBÂYI KALDIRIR, SADAKALARI ARTTIRIR!"
(BAKARA SÛRESİ , 276. ÂYET)
- "EY İYMAN EDENLER!.. RİBÂDAN KALANI BIRAKIN!
ŞÂYET BÖYLE YAPMAZSANIZ, İYİ BİLİN Kİ,
ALLAH VE PEYGAMBERİ İLE HARB HÂLİNDESİNİZ!
(BAKARA SÛRESİ , 278-279. ÂYETLER)
RİBÂYLA, FÂİZ ALARAK VEYÂ VEREREK KURTULMUŞ BİR TOPLULUK, BİR ÜLKE VAR MI?.. HEMEN "YAHUDİLER, İSRÂİL" DİYECEKSİNİZ!.. EVET, DÜNYÂNIN EN ZENGİN ADAMLARI YAHUDİLERDİR. YAHUDİLER YAŞADIKLARI HER ÜLKEDE ZENGİNLER ARASINA GİRMİŞLERDİR. TEVRAT'TA HARAM OLMASINA RAĞMEN FÂİZ YEDİKLERİ, BANKERLİK, TEFECİLİK YAPTIKLARI İÇİN!.. VE RİBÂDAN KAZANDIKLARI İLE SAĞA SOLA RÜŞVET VEREREK İSRÂİL DEVLETİNİ KURMUŞLARDIR. AMA BAŞLARINA DÂİMA FELÂKETLER GELMİŞTİR. YİNE DE GELECEKTİR. ÇÜNKÜ ALLAH ONLARI KENDİSİYLE HARB HÂLİNDE İLÂN EDİYOR!.. YAHUDİLER KENDİLERİNİ ARAPLAR'LA MÜSLÜMANLAR'LA SAVAŞIYOR SANIYOR. GAAFİLLER!.. YENİLMEZ ALLAH İLE HARB HÂLİNDELER, FARKINDA DEĞİLLER!
AYNI ŞEKİLDE RİBÂYLA ZENGİNLEŞMİŞ AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ VE İSVİÇRE!.. VE DİĞERLERİ!... ONLAR DA ALLAH İLE HARB HÂLİNDELER!.. MUTLAKA FÂİZİN, VE ONUN KADAR KÖTÜ OLAN SİPEKÜLÂSYONUN SALLADIĞI EKONOMİK SİSTEM BAŞLARINA YIKILACAKITR!..
SİPEKÜLÂSYON NEDİR?.. ALAVERE-DALAVERE İLE BİR MALI VEYÂ MÜLKÜ UCUZA KAPATIP PAHALI SATMAKTIR!.. BORSA VE ARSA BUNA EN İYİ ÖRNEKLERDİR.
BİLİYOR MUSUNUZ, EN ÇOK NEYE ŞAŞIYORUM?.. TÜRKİYE'DE YÜKSEK FÂİZİ, RİBÂYI, HEP KENDİNİ MÜSLÜMAN TANITAN TURGUT ÖZAL, TAYYİP ERDOĞAN GİBİ FÂSIKLAR YAYGINLAŞTIRMIŞLARDIR!.. HELE O ÖZAL!.. BANKER FÂCİASI, VE RİBÂ GİBİ HARAM OLAN TEK KOLLU KUMAR MAKİNALARI İLE NİCE ÂİLENİN DAĞILMASINA SEBEP OLMUŞTU!.. İŞTE O YÜZDEN BİZ, BÖYLE MÜSLÜMAN GÖRÜNÜP TE, HIRİSTİYAN VE YAHUDİ ZİHNİYETİYLE HAREKET EDENLERİ HEP "MÜNÂFIK" DİYE NİTELENDİRDİK!.. ASLA ONLARA İNANMADIK, PEŞLERİNDEN GİTMEDİK!
BİZİM FÂİZ KONUSUNDAKİ DEĞERLENDİRMEMİZ ŞUDUR: BORÇ ALTIN KARŞILIĞI ALINIP VERİLMELİDİR... ÇÜNKÜ ALTIN GERÇEK PARADIR. BANKINOT (KÂĞIT PARA) KÂĞITTAN İBÂRETTİR, YIRTIN MI, YAKTIN MI, YOK OLUR GİDER! GERÇEK HİÇ BİR DEĞERİ YOKTUR, SANAL BİR DEĞER YÜKLENİR. ONUN İÇİNDİR Kİ, KIRİZ ANLARINDA HERKES ALTINA, GÜMÜŞE, KIYMETLİ MADEN VE TAŞLARA HÜCUM EDER, ELİNDEKİ KÂĞIT PARALARDAN KURTULMAYA ÇALIŞIR.
DÜNYÂDA HEMEN HİÇ BİR KONUDA GÜVENİLİR RAKAMLARA ULAŞAMAZSINIZ,.. DÜNYÂDAKİ TOPLAM ALTIN MİKTÂRI DA BUNLARDAN BİRİDİR. 120.000 TON İLE 160.000 TON ARASINDA DEĞİŞEN RAKAMLAR VERİLİR. BU MİKTARIN ÜÇTE BİRİNİN MERKEZ BANKALARININ KASASINDA, KALANIN DA HALKIN ELİNDE OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR. KALKINMIŞ ÜLKELERİN ALTIN SUTOKLARI İLE GERİ KALMIŞ ÜLKELERİN ALTIN VARLIĞI ARASINDAKİ UÇURUM DA ALTININ DEĞERİ KONUSUNDA BELİRGİN BİR GÖSTERGEDİR. BUNA GÖRE,
ALMANYA ...... 3.747,9 TON
İTALYA ......... 2.701,9 TON
FRANSA ............ 2.683,8 TON
ÇİN ................... 1.161,6 TON
İSVİÇRE ................. 1.146,2 TON
RUSYA .............. 928,9 TON
JAPONYA .............. 843,3 TON
HOLLANDA .............. 674,9 TON
HİNDİSTAN ............... 614,6 TON
TAYVAN ............... 466,8 TONTÜRKİYE ................206 TON
AFRİKA VE ASYA ÜLKELERİNİN ALTIN REZERVLERİ ÇOK DAHA DÜŞÜKTÜR... TÜRKİYE, HATTA ALMANYA GİBİ BÂZI ÜLKELERİN ALTIN REZERVLERİNİN ÖNEMLİ BİR KISMI DA, HERHALDE "REHİN" AMACIYLA OLACAK, AMERİKA'DA FORT KNOX'TA SAKLANMAKTADIR... BURADA BİZİ RAHATLATACAK BİR HUSUS, DEVLET REZERVİ 120-200 TON İKEN, HALKIMIZIN KOLUNDA, BOYNUNDA, SANDIĞINDA 6.000 TON ALTIN OLDUĞU TAHMİN EDİLMESİDİR.
SON ZAMANLARDA AKLIEVVEL HÜKÛMETİN ÇIKARDIĞI "ALTIN HESÂBI" BİR ALDATMACADAN İBÂRETTİR!.. İSTENEN HALKIN ELİNDEKİ ALTINI YOK PAHÂSINA BOZDURUP BANKALARA YATIRMASI, BÖYLECE SÖZÜMONA EKONOMİYE PARA GİRİŞİ OLMASIDIR. BUNU 1990'LI YILLARDA ALTIN BORSASINI AÇAN ÇİLLER DE DENEMİŞ İDİ! BİZCE EKZONOMİNİN BOZUK OLDUĞU DÖNEMLERDE HALKIN ELİNDE ALTIN BULUNMASI SON DERECE ÖNEMLİDİR. İNSANLARA GÜVEN SAĞLAR, PANİĞİ ÖNLER!
A.B. MERKEZ BANKASI ..... 553,3 TON
ALTININ GERÇEK DEĞER OLDUĞUNU ŞURADAN DA ANLAYABİLİRİZ: 1973'E KADAR UZUN YILLAR ALTININ ONSU 35 DOLAR OLARAK DÜNYÂDA İŞLEM GÖRDÜ. ÇÜNKÜ 2. DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA A.B.D. ALTIN SUTOKLARINI TÜKETMİŞ OLAN AVRUPA ÜLKELERİNE "DOLARI REZERV OLARAK KABUL EDİN. BEN DE SİZE HER 35 DOLAR KARŞILIĞINDA BİR ONS ALTIN VERMEYİ TAAHHÜT EDEYİM," DEMİŞTİ. BU 1973 YILINA KADAR AKSAMADAN SÜRDÜ. O YIL PETROL KIRİZİ DOLAYISİYLE A.B.D. İLK DEFA DIŞ TİCÂRET AÇIĞI VERİNCE, BAŞKAN NIXON ÜLKESİNİN VERDİĞİ SÖZDEN DÖNDÜ, VE ARTIK DOLAR KARŞILIĞI ALTIN ÖDEMİYECEĞİNİ İLÂN ETTİ!.. KALLEŞ AMERİKA!.. HEP BÖYLE VERDİĞİ SÖZDEN DÖNMÜŞTÜR. BİLHASSA AMERİKA'NIN ESAS YERLİSİ KIZILDERİLİLERE VERDİĞİ SÖZLERDEN!...
HER NEYSE... KÂĞIT DOLAR, BEŞ PARA ETMEZ KÂĞIT PARÇASI OLDUĞU İÇİN, BİR ONS ALTININ DEĞERİ BİRDEN 400 DOLARA FIRLADI!.. İNDİ, ÇIKTI, 5 YIL ÖNCE 580 $ İDİ, BUGÜN (2012) 1600 DOLAR!.. BU NE DEMEKTİR BİLİYOR MUSUNUZ? SON BEŞ YILDA ABD DOLARI % 300, SON KIRK YILDA TAM 45 KAT (% 4500) DEĞER KAYBETTİ!.. GEÇEN YIL AVRUPA BİRLİĞİ VE AMERİKA'DAKİ KIRİZ DOLAYISİYLE 1900 DOLARA KADAR ÇIKMIŞTI, SUN'İ OLARAK ALAVERE-DALAVERE İLE 1600'E İNDİRDİLER, ORADA TUTMAYA ÇALIŞIYORLAR.
SÖZÜN KISASI, GERÇEK PARA ALTIN VE GÜMÜŞTÜR, BÜTÜN İŞLEMLER BU İKİSİ ESAS ALINARAK YAPILMALIDIR.
FÂİZE DÖNERSEK, BORÇ CUMHURİYET ALTINI KARŞILIĞI ALINIP VERİLMELİ, YİNE AYNI MİKTARDA CUMHURİYET ALTINI KARŞILIĞI OLARAK GERİ ÖDENMELİDİR... MAALESEF, ENFİLÂSYON HESAPLARI, HÜKÛMET BAŞARILI GÖRÜLSÜN DİYE HİLELİ YAPILIR. SIK SIK SİSTEM DEĞİŞİR. HALK HAYAT PAHALILIĞINI HİSSEDER, AMA NE KADAR ARTTIĞINI ANLAYAMAZ. BİZİM ENFİLÂSYON HESABIMIZ DA ALTIN DEĞERİ ÜZERİNEDİR. HERNEKADAR ALTIN FİYATI DIŞ PİYASALAR TARAFINDAN, (BÂZEN DE SİPEKÜLÂSYONLA) DOLAR OLARAK BELİRLENİYORSA DA, İTHALÂT VE İHRACATIMIZ, İÇ ÜRETİM VE TÜKETİMİMİZ GENELDE DOLARA DAYANDIĞI İÇİN, DOĞRU HESAP YAPILAMAMAKTA, EN DOĞRU ENFİLÂSYON HESÂBI GENE ALTIN İLE OLMAKTADIR... BUNA DAYANARAK TASARRUF VEYÂ GÜVENLİK AÇISINDAN BANKAYA YATIRILAN PARAYA VERİLEN FÂİZ, ALTININ DEĞER ARTIŞI ORANINA DENK İSE, KABUL EDİLEBİLİR. ÇÜNKÜ PARA DEĞERİNİ KAYBETMEMİŞ, ANCAK FÂİZDEN PARA DA KAZANILMAMIŞ OLUR... FÂİZ DÜŞÜKSE, KİŞİ ZARAR EDER, AMA YİNE FÂİZ YEMEMİŞ OLUR. FÂİZ, ALTININ DEĞER ARTIŞI ORANINDAN YÜKSEK İSE, ARADAKİ FARKI YEMEMEK, BİR HAYIR İŞİNDE KULLANMAK DOĞRU OLUR. FÂİZLE HAYIR YAPILIR MI?.. SEVÂBI OLUP OLMADIĞINI ALLAH BİLİR, AMA SİZ FÂİZ YEMEMİŞ OLURSUNUZ.
YANLIŞIMIZ VAR İSE, ALLAH AFFETSİN!
ÖTE YANDAN YAŞAR NURİ ÖZTÜRK, RİBÂNIN "MAL VE PARADA HER TÜRLÜ HAKSIZ ARTIŞ" ANLAMINA GELDİĞİNİ SÖYLEMEKTEDİR Kİ, BİZ DE KATILIRIZ.
MÜSLÜMAN İŞVERENİN ÖZELLİKLERİNDEN BAHSETTİK TE, BİR KİŞİYİ "İŞVEREN" YAPAN "SERMÂYE"DEN BAHSETMEDİK... ŞİMDİ EDELİM.
EFENDİM, BİR İNSAN NASIL İŞVEREN OLUR?.. YA TARLASI VARDIR, ÇİFTÇİLİK YAPAR, YANINDA ADAM ÇALIŞIR. YA DA DUKKÂNI, MAĞAZASI, FABRİKASI VARDIR, ORALARDA İŞÇİ ÇALIŞTIRIR... BİR DE PARASI VARDIR, YATIRIM YAPAR. YENİ BİR İŞ SAHÂSI AÇAR.
"LAF LÂFI AÇAR," DERLER YA, MEDYADA YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLAR YÜZÜNDEN BİR KONUYU ANLATMAYA KALKINCA BİR BAKIYORUZ Kİ, AÇIKLAMA YAPMASAK, MERÂMIZI KİMSE ANLAMAYACAK... İKTİSÂDÎ ANLAMDA "YATIRIM" BANKAYA, DÖVİZE, BONOYA YATIRILAN PARA DEĞİLDİR. ONLAR OLSA OLSA "TASARRUF"TUR. GERÇEK YATIRIM, "ÜRETİM" YAPAN FAALİYETTİR. BİR FABRİKA KURARSANIZ, BU YATIRIMDIR. HEM İŞ SAHÂSI AÇILMIŞ OLUR, HEM DE BİR MAL ÜRETİLİR. YOL, KÖPRÜ, KANALİZASYON, OKUL, EV GİBİ İNŞAATA PARA AYIRMA DA YATIRIMDIR, AMA DAHA ÇOK "ÖLÜ YATIRIM" DİYE KABUL EDİLİR, ÇÜNKÜ BİR ŞEY ÜRETİP GELİR GETİRMEYE BAŞLAMAZ. EN AZINDAN KISA VÂDEDE BAŞLAMAZ, HİZMET AMACIYLA İNŞA EDİLİRLER. HOŞ, GÜNÜMÜZDE YOLLAR, KÖPRÜLER, VE DE EĞİTİM İLE SAĞLIK PARALI HÂLE GETİRİLDİĞİ İÇİN ONU DA YATIRIM SAYMAK MÜMKÜNDÜR. AMA TEKRAR SÖYLEYELİM, BANKAYA, ALTINA, BONOYA YATIRILAN PARA, GELİR DE GETİRSE, "YATIRIM" SAYILMAZ, O "BİRİKTİRME"DİR.
BURADAN "SERMÂYE"YE GEÇEBİLİRİZ. SERMÂYE, "KİŞİNİN HARCADIKLARINDAN ARTIRDIĞI, VEYÂ BİRİKTİRDİĞİ VE ÜRETİME YATIRMAK İSTEDİĞİ"DİR. MEŞHUR FORMÜLDÜR :
İŞTE KİŞİNİN ZENGİNLEŞMESİ, HATTA BİR ÜLKENİN KALKINMASI DAHİ BU FORMÜLE BAĞLIDIR. YATIRIM ANCAK TASARRUF İLE OLUR. TASARRUF YATIRIMA GİDERSE, KALKINMA GERÇEKLEŞİR. TASARRUFUN ARTMASI DA YA GELİRİN ARTMASI İLE, YA DA GİDERİN KISILMASI İLE OLUR. NE VAR Kİ, GELİRİ NE KADAR ÇOK ARTIRIRSANIZ ARTIRIN, SARFİYÂTINIZI MÂKÛL ÖLÇÜDE TUTMADIKÇA TASARRUF OLMAZ!.. BİZİM İRFAN SÂHİBİ HALKIMIZ,
SÖZÜYLE BU GERÇEĞE İŞÂRET EDER. İŞTEN (ÇALIŞMADAN) GELİR ARTAR, AMA KAZANCI TÜMDEN YERSENİZ, BİRİKİM OLMAZ!
BİZİM İNANCIMIZ ODUR Kİ, BORÇLA YATIRIM YAPILMAZ!.. ÇÜNKÜ GÜNÜMÜZDE BORÇ, "YÜKSEK FÂİZLİ KIREDİ" DEMEKTİR. KİŞİ RİSKLİ YATIRIMA, TİCÂRETE KENDİ SERMÂYESİ İLE GİRMELİDİR. ÜÇ-BEŞ KURUŞ EKSİĞİNİ, KAZANACAĞINDAN EMİN İSE, BORÇLA KAPATABİLİR. AMA NE İDÜĞÜ BELİRSİZ BİR İŞE BANKA KIREDİSİ İLE, SAĞDAN SOLDAN, TEFECİDEN BORÇ ALARAK GİRMEK FELÂKET GETİRİR. TÜM İFLÂSLAR, YIKILAN YUVALAR, ÖDENMEYEN BORÇLAR, ALACAK CİNÂYETLERİ HEP BU HESAPSIZ-KİTAPSIZ "GİRİŞİM" (TEŞEBBÜS) VE " YATIRIM"LARDAN DOLAYIDIR. HELE BORSAYA GİRMEYİ "YATIRIM" SAYMAK, BİR DE KUMAR OYNAMAK DEMEKTİR Kİ, ASLA CEVAZ YOKTUR!
YATIRIM YAPARAK GELİRİNİ ARTTIRMAK İSTEYEN HEVESLİ KİŞİ, ORTAYA BİRİKMİŞ PARASINI, ALTININI KOYACAK, EKSİĞİNİ (EVİ HÂRİÇ) TAŞINMAZ MÜLKÜNÜ SATARAK KAPATACAK, SONRA TOPLUMDA İHTİYAÇ DUYULAN BİR MALIN ÜRETİMİNE YATIRIM YAPACAKTIR... 1960'LI YILLARDA HENÜZ GENÇ BİR İKTİSAD ÖĞRENCİSİ İKEN, BAŞBAKAN OLAN SÜLEYMAN DEMİREL'İN "KALKINIYORUZ" DİYE JİKLET-GOFLET FABRİKALARI AÇTIĞINI DUYDUKÇA HAYRETE DÜŞERDİK... JİKLETLE GOFLETLE KALKINMA OLMAZ! EVET, BUNLARIN ÜRETİMİNE PARA YATIRARAK KAZANÇ ELDE EDEBİLİRSİNİZ, BİR KAÇ KİŞİYE İŞ BULABİLİRSİNİZ, AMA JİKLET-GOFLET ÜRETEREK TE, SAKIZ ÇİĞNEYİP GOFLET YİYEREK TE (TÜKETİM) KALKINMA OLMAZ. NE JİKLET, NE GOFLET İHTİYAÇTIR! İHTİYAÇ OLMAYANA YATIRIM İSRAFTIR. O YÜZDEN, BAŞKA ÂCİL İHTİYAÇLAR DURURKEN BÖYLE BİR "YATIRIM", PEK TE İSLÂMÎ BİR YATIRIM OLMAZ!
"HARCAYABİLECEĞİNDEN FAZLA VEYÂ BİRİKMİŞ PARASI OLUP TA, KENDİSİ YATIRIM YAPACAK KADAR BECERİKLİ, VEYÂ RİSK ALMAYA HAZIR BULMAYAN BİR KİŞİ NE YAPACAK?" DERSENİZ, CEVÂBIMIZ, "PARASINI DEVLET BANKASINA YATIRACAK," OLUR... ESKİDEN SÜMERBANK VARDI, HALKA KUMAŞ ÜRETİRDİ. ETİBANK VARDI, MADENLERİMİZİ İŞLETİRDİ. HALK BANKASI VARDI, İHTİYAÇ İÇİNDEKİ ESNAFA DÜŞÜK FÂİZLE KIREDİ VERİRDİ. ZIRAAT BANKASI VARDI, KÜÇÜK ÇİFTÇİNİN DAR ZAMANINDA HIZIR GİBİ YETİŞİRDİ (ÇOK ŞÜKÜR, HÂLÂ DURUYOR). İLLER BANKASI VARDI, BELEDİYELERE DÜŞÜK FÂİZLE KIREDİ VERİR, ŞEHİRLERİN İMÂRINA HİZMET EDERDİ. EMLÂK KIREDİ BANKASI VARDI, HALKA DÜŞÜK FÂİZLE EV KIREDİSİ VERİRDİ. DENİZCİLİK BANKASI VARDI, DENİZCİLİĞİ, BALIKÇILIĞI TEŞVİK EDERDİ. VAKIFLAR BANKASI VARDI, VAKIF VE TÂRİHİ ESERLERİ RESTORE EDER, KULLANILIR HÂLE GETİRİRDİ (ÇOK ŞÜKÜR, HÂLÂ DURUYOR)... BU BANKALARIN ÇOĞU GİTTİ, AMA MUTLAKA GERİ GELMELERİ GEREKİR. VATANDAŞ KÜÇÜK-BÜYÜK TASARRUFUNU BU BANKALARA YATIRIP MEMLEKETE HİZMET EDİLMESİNİ, YATIRIM YAPILMASINI SAĞLAMALIDIR. KALKINMANIN BAŞKA YOLU YOKTUR. HELE YABANCI BANKA İLE HİÇ OLMAZ! ÇÜNKÜ HER ÖZEL ŞİRKET GİBİ ÖZEL VE YABANCI BANKALAR KÂR İÇİN ÇALIŞTIKLARINDAN, HATTA MUDİLERDEN OLUR OLMAZ MASRAF GÖSTEREREK PARA KESTİKLERİNDEN, KÂRLARINI ALIP YURT DIŞINA GÖTÜRDÜKLERİNDEN, HELE BİR DE İFLÂS ETTİKLERİNDE BORÇLARINI TÜRK DEVLETİ'NE YIKTIKLARINDAN ASLA ÜLKE KALKINMASINA HİZMET ETMEZLER! ONLAR ASALAKTIRLAR!.. BANKA MEVDUATI İLE KALKINMA, ANCAK DEVLET BANKALARI İLE OLUR!
İŞVERENİ ANLATTIK, SERMÂYEYİ ANLATTIK, YATIRIMI DA ANLATTIK... GELELİM İŞÇİYE... BİZ "İŞVEREN" DERKEN ÖZEL SEKTÖR PATRONLARININ YANI SIRA DEVLET YETKİSİ KULLANAN BAKANLARI, MÜDÜRLERİ, KOMUTANLARI DA KASTETMİŞTİK. ŞİMDİ İŞÇİ DERKEN, ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞANLARIN YANISIRA DEVLET'E ÇALIŞAN MEMURLARI DA KASTEDİYORUZ... MÜSLÜMAN İŞVERENE OLDUĞU GİBİ, İŞÇİYE DE DÜŞEN VAZİFELER VARDIR. MÜSLÜMAN İŞÇİ BİLİR Kİ, "İNSAN İÇİN ÇALIŞMASINDAN BAŞKA BİR ŞEY, BAŞKA BİR DEĞER YOKTUR". (NECM SÛRESİ , 39. ÂYET) İŞİNİ SEVER, EN İYİ ŞEKİLDE, İTİNÂ İLE YAPAR. İŞİNİ SONUNA KADAR YAPAR. YAPARKEN HATÂ EDİP ETMEDİĞİ KONTROL EDER. DÜZENLİ ÇALIŞIR, KAYTARMAZ. HAM MADDEYİ, ÂLET-EDEVÂTI, MALZEMELERİ DİKKATLİCE İSRAF ETMEDEN, ZARAR VERMEDEN KULLANIR. MAKİNALARIN, TECHİZATIN BAKIMINI DÜZENLİ YAPAR. KENDİSİNİN VE ÇEVRESİNDEKİLERİN GÜVENLİĞİNİ KORUR, SAĞLIĞINA DİKKAT EDER.
VE İŞVERENE SAYGI İLE BAKAN İŞÇİNİN ELDE ETTİĞİ KAZANÇTIR." HADİS
"ÇOLUK-ÇOCUĞUNUN GEÇİMİNİ TEMİN İÇİN ÇALIŞAN ALLAH YOLUNDADIR.
İHTİYAR ANA-BABASININ GEÇİMİ İÇİN ÇALIŞAN YİNE ALLAH YOLUNDADIN" HADİS
MÜSLÜMAN TEMİZDİR, O ZAMAN MÜSLÜMAN İŞÇİ DE TEMİZDİR. KİR-PAS İÇİNDE ÇALIŞSA DA, İŞİ BİTTİKTEN SONRA İYİCE TEMİZLENİR, YUVASINA, İNSANLAR ARASINA TERTEMİZ OLARAK DÖNER... MÜSLÜMAN İŞÇİ, MÜSLÜMAN MEMUR GEÇİMLİDİR, KİMSEYLE SÜRTÜŞMEZ. SALDIRIYA KARŞI KENDİNİ KORUMAKTAN ÖTE KAVGA ETMEZ, OLAY ÇIKARMAZ. İŞİNİN ZORLUĞUNDAN ŞİKÂYET ETMEZ. "MİHNETE SABIR, NİMETE ŞÜKÜR" GEREKTİĞİNİ, BUNUN RABBİN BİZE BİR İMTİHANI OLDUĞUNU BİLİR. (BAKARA SÛRESİ , 155. ÂYET)
İŞÇİNİN RAHAT GEÇİNEBİLECEĞİ BİR EMEKLİLİK MAAŞI, BÜTÜN ÇALIŞANLARIN HAKKIDIR, DEVLETÇE TOPLANAN PİRİMLER İLE KARŞILANMALIDIR... ASLINDA DEVLET, İŞÇİ ÇALIŞIRKEN DE HAKLARININ KORUNMASINDAN, İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİLERİNİN DENGELİ OLMASINDAN SORUMLUDUR. AMA MAALESEF KAPİTALİST SÖMÜRÜCÜ HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DEVLETLERİ BUNA HİÇ ÖNEM VERMEZ. VERMEDİĞİ İÇİN DEVREYE SENDİKALAR GİRER. ASLINDA SENDİKA "İŞÇİ BİRLİĞİ" DEMEKTİR, İŞÇİNİN HAKLARINI KORUMASI GEREKİR. AMA HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI'DA BİLE BU OLMAZ! SENDİKACILAR KENDİLERİNİ DÜŞÜNMEKTEN İŞÇİYİ PEK AKILLARINA GETİRMEZLER. VEYÂ ÇEŞİTLİ LOBİLERE ÂLET OLUP YAPTIKLARI GREVLER İLE BÂZI FİRMALARIN, HATTA SEKTÖRLERİN ÇÖKMESİNE SEBEP OLURLAR. SENDİKALAR ZAMANLA MAFYALAŞIRLAR. O YÜZDENDİR Kİ, "SYNDICATE" KELİMESİ BUGÜN "MAFYA" ANLAMINDA KULLANILIR.
SENDİKACILIKTA DÖNEN DÜMENLERE PEK ÇOK MİSÂL VERİLEBİLİR. BİZ SÂDECE İKİSİNİ DİLE GETİRECEĞİZ. MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI BAŞKANI ADINI BİLE DEĞİŞTİRMİŞ OLAN ŞEMSİ DENİZER, KÖMÜR İŞÇİLERİNİ ANKARA'YA YÜRÜTÜRKEN, KENDİSİ JAGUAR ARABASIYLA YOLA KOYULMUŞTU. OTOMOBİLİNİ ELEŞTİREN GAZETECİLERE DE UTANMADAN, "İŞVERENLERİN JAGUAR'I VAR, NİYE İŞÇİNİN OLMASIN?" DEMİŞTİ!.. AHLÂKSIZ HERİF, YÜRÜYEN İŞÇİLERDEN HİÇ BİRİNİN OTOMOBİLİ OLMADIĞINI, KENDİSİN DE O OTOMOBİLE İŞÇİNİN PARASINI HORTUMLAYARAK SAHİP OLDUĞUNU UNUTMUŞTU!.. TÜRK-İŞ GENEL BAŞKANI BAYRAM MERAL DE MİLLETVEKİLİ SEÇİLİNCE, EBLEH OĞLUNU TÜRK-İŞ'E "DANIŞMAN" DİYE SOKMUŞ, O ZAMANIN PARASIYLA DA 5 MİLYAR LİRA MAAŞ BAĞLATMIŞTI! BUNU TESBİT EDİP DİLE GETİREN GAZETECİLERE DE, SIRITARAK " "HAA, ÖYLE. AYRILIRKEN, VEDÂ HEDİYESİ ALMADIM, ONUN YERİNE OĞLAN İŞE GİRDİ," DEMEKTEN UTANMAMIŞTI!.. LÂFIN KISASI, BİZİM BİLDİĞİMİZ ODUR Kİ, SENDİKACI, İŞÇİYİ İŞVERENDEN DAHA FAZLA SÖMÜRÜR!
İSLÂM İKTİSÂDİYÂTINDA SENDİKA YOKTUR. ÇÜNKÜ İŞÇİNİN HAKKINI ÖNCE MÜSLÜMAN İŞVEREN, SONRA DEVLET KORUR. İŞÇİLERİN ÖYLE BİR ARAYA GELİP, AYAKLANIP, GREV YAPMASINA, İŞYERİNİ TAHRİP ETMESİNE, İNSANLARIN GREVDEN ETKİLENİP ZARAR GÖRMESİNE GEREK KALMAZ. İSLÂMÎ ESASLAR ZÂTEN UYGUN ÇALIŞMA ŞARTLARINI BELİRLER. DEVLET İŞÇİSİNİ EZEN İŞVERENİ DE, İŞVERENE ZARAR VEREN İŞÇİYİ DE TAKİP VE TEDİP EDER... İŞÇİLERİN YARDIMLAŞMALARINI, DİNLENMELERİNİ, BİR ARADA VAKİT GEÇİRMELERİNİ, HATTA EĞİTİMLERİNİ SAĞLAYAN DERNEKLERİ OLABİLİR, AMA O DERNEKLERE GİRMEK MECBURÎ OLMADIĞI GİBİ, BU DERNEKLER İŞÇİDEN YARARLANMAZ, İŞÇİYE YARARI DOKUNUR.
DERNEK-CEMİYET DEYİNCE, AKLIMIZA "ŞOFÖRLER CEMİYETİ" GELDİ, ORADAN DA "MESLEK ODALARI"NI HATIRLADIK!.. BUNLARIN HEPSİ, KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSINA ÂİT KURULUŞLARDIR. ASLA BİZİM ESKİ ÂHİLİĞE VE LONCALARIMIZA BENZEMEZLER!.. HEPSİ, İSTİSNÂSIZ, KENDİ MENSUPLARINI SÖMÜRÜR, HİÇ BİR İŞE DE YARAMAZLAR! ÜSTELİK SON ZAMANLARIN "TABİBLER ODASI" GİBİ İYİCE SİYÂSÎLEŞMİŞ OLANLARI KÜRTÇÜLÜK VE BÖLÜCÜLÜK YAPARLAR, TÜRK DEVLETİ İLE MÜCÂDELEYE GİRER, YAPTIKLARI YÜRÜYÜŞ VE GÖSTERİLERDE MENSUPLARININ BAŞINI DERDE SOKARLAR!.. HİÇ UNUTMAM, 2001 YILINDA HAPİSHÂNELER MEHMET MOĞOLTAY'IN ADÂLET BAKANI İKEN DOLDURDUĞU PKK'LI GARDİYANLAR İLE MAHKÛMLARIN İŞBİRLİĞİ YÜZÜNDEN GİRİLMEZ HÂLE GELDİĞİNDE, VE İÇERDE CAYLAK MİLİTANLARA ZORLA "AÇLIK GREVİ" YAPTIRILDIĞINDA, DEVLET MÜDAHALE ETMİŞ, O MAHKÛMLARI KURTARMIŞ VE AÇLIK GREVİNE SON VERMİŞTİ. "TABİBLER ODASI"NIN BAŞKANI O ZAMAN NE DEMİŞTİ BİLİYOR MUSUNUZ? "DEVLETİN BÖYLE BİR HAKKI YOKTUR. KİŞİYE MÜDAHALE EDEMEZ!" ... YÂNİ, O MAHKÛMLAR AÇLIKTAN ÖLSE, İNSAN KURTARMAYA YEMİN ETMİŞ O "TABİB"LER MUTLU OLACAKLARDI!..
SON OLARAK, MÜSLÜMAN ÜRETİCİLER HAKKINDA BİR KAÇ ŞEY BELİRTELİM... İSTER İŞVEREN OLSUN, İSTER KENDİ TARLASINI İŞLER, KENDİ İNEĞİNİ SAĞIP YAĞ, PEYNİR ÜRETİR OLSUN; İSTER BİR TEZGÂHTA, BİR FABRİKADA MAL ÜRETİR OLSUN, MÜSLÜMAN ÜRETİCİ RIZKININ HELÂL YOLLA KAZANILMASI GEREKTİĞİNİ BİLİR... ONUN İÇİN ÜRETTİĞİ MALIN MALZEMESİNDEN ÇALMAZ. İÇİNE OLMADIK ŞEYLER KATMAZ. HİLELİ MAL ÜRETMEZ. BAŞTANSAVMA ÜRETİM YAPMAZ. SİPEKÜLÂSYONDAN, SUTOKÇULUKTAN, VURGUNCULUKTAN, TEKELCİ UYGULAMADAN, YIKICI REKAABETTEN, RÜŞVET VE ZORBALIKTAN KAÇINIR. BAŞKASININ HELÂL YOLDAN ÜRETTİĞİNE DE MÂNİ OLMAZ!.. YOLDAN ÇIKAN ÜRETİCİLERİ, ÜRETTİĞİ MALA HİLE KATANLARI DEVLET TÂKİP VE TESBİT EDER, EN AĞIR ŞEKİLDE CEZÂLANDIRIR!.. ÖYLE "ÜÇ GÜN DÜKKÂN KAPATMA" FALAN DEĞİL; HAYÂTI BOYUNCA ÜRETİM SEKTÖRÜNE GİRMEKTEN MENETME, O TÂRİHE KADAR HİLELİ ÜRETİP HAKSIZ KAZANDIKLARINA MUKAABİL MALİNA, MÜLKÜNE EL KOYMA, TÜKETİCİLERE TAZMİNAT ÖDEME YEKLİNDE CEZÂLAR VERİR!.. BİLİYORSUNUZ, NÂMUSLU KADINLARA ZİNÂ İSNAT EDİP İSPAT EDEMEYENLERE HEM80 DEĞNEK VURULUR, HEM DE ÖMÜR BOYU ŞÂHİTLİKLERİ KABUL EDİLMEZ YA (NİSÂ SÛRESİ , 4. ÂYET), İŞTE AYNI ŞEKİLDE ÜRETİME HİLE KATANLARA DA HEM AĞIR PARA CEZÂSI, HEM DE ÖMÜR BOYU ÜRETİMDEN MEN CEZÂSI VERİLMELİDİR.
BİZİM MÜSLÜMAN HALKIMIZ HARAM OLARAK İÇKİYİ, DOMUZ ETİNİ, KANI, ALLAH'TAN BAŞKASININ ADINA KESİLENİ FALAN GÖRÜR. GERİ KALANI İÇİ RAHAT OLARAK YER.
YALNIZ BURADA BİLİNMESİ GEREKEN HUSUS ŞUDUR Kİ, (BİLHASSA "HELÂL ET" , "HELÂL GIDA" PALAVRALARININ YAYGINLAŞTIĞI GÜNÜMÜZDE) BİR KUZUNUN BESMELE İLE KESİLMESİ, KANININ TÜMDEN AKITILMASI BİZCE ONU HELÂL YAPMAYA YETMEZ!.. O KUZUNUN İSLÂMÎ BİR ŞEKİLDE BESLENİP YETİŞTİRİLMESİ, BİR YAŞINI GEÇMİŞ OLMASI GEREKİR... AYNI ŞEKİLDE, TAVUKLARI AYAKKABI KUTUSU KADAR YERLERE KAPATARAK, GECELEYİN IŞIKLARI YAKIP "GÜNDÜZ GELDİ" DİYE ZAVALLILARI KANDIRIP ONLARI GÜNDE İKİ KERE YUMURTLATARAK, SONRA HORMONLU YEMLERLE BESLEYEREK, HASTALANMADAN ANTİBİYOTİK DAYAYIP METABOLİZMALARINI BOZARAK, HATTÂ GENLERİ İLE OYNAYARAK, VE GÜNÜ GELMEDEN KESEREK "HELÂL GIDA" OLUŞTURULAMAZ!..
HACDA, UMREDE, İHRAMDA İKEN BİR BÖCEĞİ BİLE ÖLDÜREMEZSİNİZ, BİR YAPRAĞI DAHİ KOPARAMAZSINIZ!.. BUNDAN ALINACAK VE GÜNLÜK HAYÂTA YANSITALCAK BÜYÜK BİR İBRET DERSİ VARDIR.
YÜCE ALLAH HAYVANLARI, BİTKİLERİ İNSANLARIN HİZMETİNE VERMİŞTİR, AMA ONLARA DA BELİRLİ BİR ÖMÜR VE DÜZENLİ BİR HAYAT SAĞLAMAMIZI DA ŞART KOŞMUŞTUR. BİR EŞEĞE BİLE TAŞIYAMIYACAĞI YÜKÜ YÜKLEYEMEZSİNİZ!.. BİR KUZUYU ANASI BOYUNA GELMEDEN VEYA BABASI KOÇ GİBİ MELEMEDEN KESEMEZSİNİZ. HELE HAYVANLARIN KULAĞINI BİLE YARMAK KUR'AN-I KERİM'DE YASAKLANMIŞ İKEN, KOÇLARI, ÖKÜZLERİ, ATLARI KIZGIN DEMİRLE DAĞLAYAMAZSINIZ, İĞDİŞ EDEMEZSİNİZ!.. YAPARSANIZ, ALLAH'A DEĞİL, ŞEYTAN'A TAPMIŞ OLURSUNUZ!
- "ONLAR ALLAH'I BIRAKIRLAR DA,
YANLIZ DİŞİLERE (LÂT, UZZA, MENAT'A) TAPARLAR.
ANCAK (BÖYLECE) O ÇOK İNATÇI ŞEYTANA TAPMIŞ OLURLAR!
Kİ ALLAH ONU RAHMETİNDEN TARDETTİ.
O DA, 'CELÂLİN HAKKI İÇÜN,
KULLARINDAN MUAYYEN BİR NASİP EDİNECEĞİM,' DEDİ.
'ONLARI YOLDAN ÇIKARACAĞIM.
VE OLMAYACAK KURUNTULARA BOĞACAĞIM.
VE ONLARA EMREDECEĞİM,
HAYVANLARIN KULAKLARINI YARACAKLAR!
VE GENE EMREDECEĞİM,
ALLAH'IN YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER!'
KİM ALLAH'I BIRAKIR DA, ŞEYTANI DOST EDİNİRSE,
MUHAKKAK O AÇIKTAN AÇIĞA HÜSRANA DÜŞMÜŞTÜR.
ŞEYTAN ONLARA (OLMAYACAK ŞEYLER) VAADEDER.
OLMAYACAK EMELLERE, ÜMİTLERE DÜŞÜRÜR.
ŞEYTANIN BÜTÜN VAADETTİKLERİ
ALDATMADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR."
(NİSÂ SÛRESİ , 117-120. SÛRELER)
DEMEK Kİ, KEDİLERİ, KÖPEKLERİ KISIRLAŞTIRARAK "HAYVANSEVER"LİK TASLAYAMAZSINIZ!.. KALDI Kİ, KISIRLAŞTIRMA SÂDECE SOKAK HAYVANLARININ ÇOĞALMALARINI ÖNLER. ONLARIN İNSANLARI ISIRMASINI, HATTA KUDUZ BULAŞTIRMASINI ÖNLEMEZ! HALKIN SOKAK HAYVANLARINDAN ŞİKÂYETİ, ONLARIN ÇOĞALMALARI DEĞİLDİR Kİ!.. İNSANLARA SALDIRMALARIDIR. YÂNİ, KISIRLAŞTIRMA DA BİR ALDATMACADIR, VE BİR "SAKATLAMA" OLDUĞU İÇİN DE ÂYETE AYKIRIDIR.
İSLÂM ÂLİMLERİ BU KONUDA O KADAR İLERİ GİTMİŞLERDİR Kİ, BIRAKIN SAKATLAMAYI; HÜRRİYETİNİ KISITLIYOR DİYE KAFESTE KUŞ BESLEMEYİ, İSTEDİĞİ GİBİ BÜYÜYEMEZ DİYE SAKSIDA ÇİÇEK YETİŞTİRMEYİ BİLE CÂİZ GÖRMEYENLER VARDIR!
ÂYETLERİ OLDUKÇA UZUN VERDİK Kİ, HAYVANLARIN KULAKLARINI YARMA, HIRİSTİYAN BATILILAR'IN ACIMADAN YAPTIĞI GİBİ KIZGIN DEMİRLE DAMGALAMA, İĞDİŞ ETME, HAYVAN VE BİTKİLERİN GENLERİYLE OYNAMANIN ŞEYTANIN EMRİ OLDUĞUNU GÖRÜN... HAYVANLARA, BİTKİLERE YAPILANLARIN BİLİM UĞRUNA, VEYÂ HAYIRLI, HELÂL KAZANÇ İÇİN YAPILDIĞINI DÜŞÜNMENİN BİR ALDATMACA OLDUĞUNUN FARKINA VARIN, DİYE!.. İŞTE ÖRNEKLER:
- GDO'DAN, HORMONDAN, ANTİBİYOTİKTEN NESLİMİZ YOK OLUYOR!.. Neden bu kadar çok tüp bebek merkezi
- SULARI KİRLETİYORUZ, KURUTUYORUZ, KENDİMİZİ VE DÜNYÂYI SUSUZLUĞA MAHKÛM EDİYORUZ... SU SIKINTISI VE SU SAVAŞLARI
BURADAN ŞU ANLAŞILMASIN: "YARIK DUDAKLA DOĞMUŞ BİR İNSANI ESTETİK AMELİYATLA DÜZGÜN HÂLE GETİRMEK, KOLU KOPMUŞ BİR İNSANA PUROTEZ TAKMAK, HATTÂ KOL NAKLİ YAPMAK YANLIŞTIR," DEMİYORUZ!.. SIRF DAHA FAZLA KÂR ETMEK İÇİN HAYVANLARA EZİYETTEN VE GENLERLE OYNAMAKTAN SÖZ EDİYORUZ... KESEYE DEĞİL, İNSANLIĞA HİZMET HER ZAMAN MAKBÛLDÜR.
"YARATILMIŞI DEĞİŞTİRMEK" SÂDECE GENLERLE OYNAMAK, VEYÂ HORMON, KİMYEVÎ İLÂÇLAR KULLANMAK ŞEKLİNDE OLMUYOR!.. MESELÂ SÜTÜ PASTORİZE ETMEKLE İÇİNDEKİ BÜTÜN YARARLI MADDELERİ YOK EDİYORUZ, KALSİYUM DIŞINDA... KAYNATACAĞIZ, AMA AŞIRIYA GİTMİYECEĞİZ. SONRA HER HAYVANIN SÜTÜNÜN ENZİMLERİ FARKLIDIR. SÜTLERİ BİRBİRİNE KARIŞTIRARAK YAPISINI BOZMIYACAĞIZ. GÜNÜMÜZDE DÜKKÂNLARDA SATILAN SÜTLER İNEK-KOYUN-KEÇİ-MANDA SÜTLERİNİN BİR KARIŞIMIDIR. BUNLARIN HER BİRİNİN AYRI İÇİLMESİ GEREKİR. HATTÂ ESKİLERE GÖRE "SARI İNEĞİN SÜTÜ BAŞKA, KARA İNEĞİN SÜTÜ BAŞKADIR".
NEDEN SÜT BU KADAR ÖNEMLİ?.. ÇÜNKÜ KUR'AN SÜT ANNEYİ ANNE, SÜT KARDEŞİ KARDEŞ BİLMİŞ, ONLARLA EVLENMEYİ YASAKLAMIŞTIR. DEMEK Kİ, SÜTÜN GENLERE KADAR YANSIYAN BİR ETKİSİ VAR!
AYNI ŞEKİLDE YAĞLARI DA, UNLARI DA BİRBİRİNE KARIŞTIRMAMAK GEREKİR. HATTÂ HANGİ BUĞDAY ÖĞÜTÜLÜYORSA, ONUN KEPEĞİ YARARLIDIR. "KEPEKLİ EKMEK" DİYE BAŞKA TAHILLARIN KEPEĞİNİ UNA KATMAK BİR YARAR SAĞLAMAZ. BU UYGULAMAK HEP "YARATILMIŞI DEĞİŞTİRMEK" KAPSAMINA GİRER, YAPANLARA HAKSIZ PARA KAZANDIRMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAZ!
ANLAMADIĞIMIZ HUSUS NEDİR, BİLİYOR MUSUNUZ?.. TABİİ OLMAK, TABİİ DAVRANMAK BU KADAR KOLAY İKEN, NİYE İŞİMİZİ ZORLAŞTIRIYORUZ?.. BUĞDAYI KEPEĞİ İLE ÖĞÜTÜP EKMEK YAPMAK, HEM PIRATİK HEM YARARLI İKEN; NEDEN ÖNCE KEPEĞİNİ AYIRIP BEYAZ UN ELDE EDİYOR, SONRA DA ONA KEPEK EKLİYORUZ?.. DAHA ZAHMETLİ DEĞİL Mİ?
İNEKLERE BOYUNA HORMON İĞNESİ YAPIP SÜTÜNÜ ARTIRIRSANIZ, O SÜT "HELÂL GIDA" OLMAZ!.. ÇÜNKÜ HAYVANA ZARAR VERDİĞİ GİBİ, SÜTÜ İÇENİN DE HORMON DENGESİNİ BOZAR, ERKEKLERİN MEMELERİ BÜYÜR, HOMOSEKSÜELLİK ARTAR. ZİRÂ İNEĞE VERİLEN HORMON, DİŞİLİK HORMONUDUR. BÜLENT ERSOY'UN GÖĞSÜNÜ ŞİŞİRMEK İÇİN ALDIĞI HORMONDAN FARKI YOKTUR!.. BUNLARI YAPTIĞINIZ HAYVANLARI BESMELE İLE DE KESSENİZ, "HELÂL GIDA" OLMAZ!.. HARAMI SİZE ÂİT OLUR!
AYNI ŞEKİLDE KİLO YAPSIN DİYE SIĞIRLARA HORMON İĞNESİ VURMAK, TERÂZİ KEFESİNE TAŞ KOYUP HİLE YAPMAK GİBİDİR. HARAMDIR!.. HAYVAN YEMLERİNE KAN, KEMİK UNU, BALIK KARIŞTIRMAK TA HARAMDIR!.. ÇÜNKÜ OT YİYEN HAYVANLARI ET YİYEN HALİNE GETİRİRSİNİZ!.. HIRİSTİYAN BATILILAR SAKATAT YEMEDİKLERİ İÇİN, BUNLARI ÖĞÜTÜP SIĞIR YEMİNE KATTILAR. SONRA NE OLDU BİLİYOR MUSUNUZ?.. "DELİ DANA" HASTALIĞI ORTAYA ÇIKTI!.. ÇÜNKÜ İNEKLERİ YAMYAM YAPMIŞ, KENDİ HEMCİNSLERİNİN ETİNİ YEDİRMİŞLERDİ!.. GAVURA UYMAK HEP BÖYLE HATÂ YAPMAKLA SONUÇLANIR. ASLA ÖLÇÜYÜ KAÇIRMAMAK GEREK!..
BALIKTA DA DURUM AYRIDIR. BÜYÜK BALIK KÜÇÜK BALIĞI YER, BU YAMYAMLIK SAYILMAZ. BALIĞI KESİP KANINI AKITMAYA DA İHTİYAÇ YOKTUR. SOĞUK KANLI HAYVANDIR. TEK ÖNEMLİ HUSUS, SUDAN CANLI ÇIKMASI VE KARADA ÖLMESİDİR. DENİZDEKİ ÖLÜ BALIK YENMEZ!.. BALIK ÇİFTLİKLERİNDEKİ UYGULAMALARA DİKKAT ETMEK, ONLARA EZİYET ETMEMEK, KEMİK UNU VEYA KAN İHTİVA EDEN YEMLER YEDİRMEMEK, VE MÂKÛL BİR SÜRE HAYATTA KALMALARINA İZİN VERMEK GEREKİR... HATTA BALIK ÇİFTLİKLERİ İLE BILDIRCIN, KEKLİK ÇİFTLİKLERİ ÜRETTİKLERİ HAYVANLARIN % 5'İNİ TABİATA SALIVERMEKLE YÜKÜMLÜ OLMALIDIRLAR. UYGULAMA HAYVANLARIN NESLİNİ DEVAM ETTİRMEYE, RIZKINI ÇIKARMAYA MÂTUF OLMALIDIR. KÂR HIRSI GÖZLERİ KARARTMAMALIDIR.
KOYUNDA, İNEKTE, TAVUKTA, BALIKTA DİKKATLİ OLMAK GEREK TE; DOMATESTE, BİBERDE, BUĞDAYDA, MISIRDA FARKLI MI?.. ONLARIN GENLERİYLE RASTGELE OYNAMAK, HORMONLA ŞİŞİRMEK, SUN'İ GÜBRE İLE ÜRÜNÜ ÇOĞALTMAK HEP İNSAN SAĞLIĞINA ZARAR VERİR. İNSAN SAĞLIĞINI BOZAN GIDA, HİÇ "HELÂL GIDA" OLUR MU?.. TEK HELÂL GIDA, DOĞAL GIDADIR!.. NE KADAR TABİATA UYGUN ÜRETİRSEN, YETİŞTİRİRSEN, O KADAR "HELÂL" OLUR!
1950'Lİ YILLARDAN İTİBÂREN "FENNİ TARIM" DİYE BİZE SUN'İ GÜBREYİ, GEREKSİZ TARIM ARAÇLARINI VE USÜLLERİNİ, BİR DE RADYASYONLU TOHUMLARI (MEKSİKA BUĞDAYI, PAKİSTAN PİRİNCİ) KAKALADILAR... SONRA 1970'Lİ YILLARDA HORMONLAR, ZEHİRLİ TARIM İLAÇLARI GELDİ. ÖNCE DİPLOMATİK ÇANTALARLA GETİRDİKLERİ HASTALIKLARI BULAŞTIRDILAR (TÜTÜNDE MAVİ KÜF, PAMUKTA BEYAZ SİNEK) SONRA BİZE BUNLARIN PAHALI İLAÇLARINI SATTILAR... ARKASINDAN GENLERİYLE OYNANMIŞ ÜRÜNLER GELDİ. (G.D.O.LU), "HER DERDE DEVA" DİYE PUROPOGANDASI YAPILAN SOYA FASÜLYESİ, MISIR, DOMATES, BİBER, MEYVALAR, VS... BUNLARIN NE KADAR ZARARLI OLDUĞU FARKEDİLİNCE ORTAYA NEYİ ATTILAR, BİLİYOR MUSUNUZ?.. "ORGANİK TARIM"I!.. BU DA "FENNİ TARIM" KADAR PALAVRA VE KANDIRMACADIR!.. ÇÜNKÜ NE KADAR GİZLESELER DE, ÜRETİCİLER İNORGANİK GÜBRE (HAYVAN GÜBRESİ, BİTKİ ARTIĞI) DEĞİL, ORGANİK (KİMYEVÎ GÜBRE) KULLANIRLAR. HORMON VE KİMYEVÎ İLÂÇLARI KALDIRDIKLARINI İDDİA ETSELER DE, HÂLÂ KULLANILDIĞINA DÂİR ŞÜPHELERİMİZ SONSUZDUR. EN ÖNEMLİSİ GENLERİYLE OYNANMIŞ TOHUMLAR KULLANILIP KULLANILMADIĞINI AÇIKLAMAZLAR!.. HANGİ ÜRÜN FABRİKADAN ÇIKMIŞ GİBİ BİRBİRİNE BENZİYORSA (DOMATESLERDE OLDUĞU GİBİ) O ÜRÜN TABİİ DEĞİLDİR, GENLERİ İLE OYNANMIŞTIR.
BURADA BELİRTMEMİZ GEREKİR Kİ, KENDİSİNDEN TOHUM ALINAMAYAN HER ÜRÜNÜN GENLERİ İLE OYNANMIŞTIR!.. DOMATES, ELMA GİBİ SEBZE VE MEYVALARDA BİRBİRİNE TIPATIK BENZEYEN ÜRÜNLERİN GENLERİ İLE OYNANMIŞTIR!.. ÖYLE TELEVİZYONA ÇIKIP, “TÜRKİYE’DE HİÇ BİR G.D.O.’LU ÜRÜN YETİŞTİRİLMEZ,” DEMEKLE ZEVÂHİRİ KURTARMAK DAHİ MÜMKÜN DEĞİLDİR!.. İSRÂİLDEN ALINAN VE BİR GRAM TOHUMU BİR GRAM ALTINDAN BİLE PAHÂLI OLAN DOMATES, BİBER, SALATALIK TOHUMLARI G.D.O'NUN DİK ALÂSI, BAŞ BELÂSIDIR!.. ÜSTELİK, PUROPOGANDASI YAPILDIĞI GİBİ, G MİLYAR İNSANIN AÇLIĞINI GİDERMEK İÇİN DEĞİL; ULUSLARARASI DEV ŞİRKETLERE DÖNÜŞMÜŞ TARIM İŞLETMELERİNİN, TARIM İLÂÇI FİRMALARININ KÂRLARINI ARTTIRMAK, FAKİR ÜLKELERİ TÜMDEN DENETİME ALMAK AMACINA YÖNELİKTİRLER!
ÖYLEYSE BİZE "ORGANİK TARIM" DEĞİL; "DOĞAL TARIM" GEREKLİDİR!.. YÂNİ, DÖRT ŞEY OLMAYACAK: SUN'İ GÜBRE, HORMON, TARIM İLÂCI, VE GENLERLE OYNAMA!.. BUNLARDAN BİR TÂNESİ BİLE VARSA, O ÜRETİM TABİİ-DOĞAL DEĞİLDİR!.. BİZCE SERÂ ÜRETİMİ DAHİ MAKBÛL DEĞİLDİR YA, NEYSE!
BUNLARIN OLMAMASI MÂLİYETİ DE DÜŞÜRÜR, ÇİFTÇİNİN KÂRINI ARTIRIR, PARAMIZIN YURT DIŞINA GİTMESİNİ ÖNLER. KALİTENİN YÜKSELMESİ, SAĞLIĞA UYGUN OLMASI DA EN ÖNEMLİ YARARLARIDIR.
TARIM MAKİNELERİ SATAN FİRMALARIN REKLÂMINA KANARAK, KÜÇÜK-BÜYÜK BÜTÜN ÇİFTÇİLERİMİZ TIRAKTÖR BENZERİ ARAÇLAR ALMIŞLARDIR... HALBUKİ BİR KÖYE BÂZEN 3, BÂZEN 5 TIRAKTÖR YETER. HELE KÜÇÜK TARLALARIN TIRAKTÖR İLE SÜRÜLMESİNE BİLE GEREK YOKTUR, ÇOK DAHA TABİİ ÜRÜN ALINABİLİR, ÇÜNKÜ TIRAKTÖR TEKERLEKLERİNİN TOPRAK ALTINI HAVALANDIRAN BÖCEK VE SOLUCANLARI EZMESİ ÖNLENİR. BOL OLAN İNSAN VE HAYVAN GÜCÜNÜN KULLANILMASI, GENE MÂLİYETİ DÜŞÜRÜR, KALİTEYİ YÜKSELTİR.
- “HEM BİNESİNİZ DİYE, HEM DE SÜS OLARAK
ATLARI, KATIRLARI VE MERKEPLERİ DE YARATTI.
BİLEMİYECEĞİNİZ DAHA NİCE ŞEYLERİ DE YARATIR."
(NAHL SÛRESİ , 8. ÂYET)
BİLİYORSUNUZ; KATIR, MERKEP İLE ATIN VEYA İNEĞİN BİRLEŞMESİNDEN DÜNYÂYA GELİR... BUNDAN ANLIYORUZ Kİ, TABİAT İÇİNDE CİNSLER ARASI BİRLEŞMELER MUBAH GÖRÜLMÜŞ... TABİİ İNSAN IRKLARININ KENDİ ARALARINDA BİRLEŞMELERİ DE!.. AYNI ŞEKİLDE TABİİ OLARAK BİTKİLER ARASINDA DA AŞI YOLUYLA (BÂZI FAKİHLER UYGUN GÖRMESE DE) BİRLEŞME YAPILABİLİR. ÇÜNKÜ AŞI BİR DALI ETKİLER. UYGUN OLMAZSA, VAZGEÇİLİR. AMA GENLERLE OYNAMAK ÖYLE DEĞİLDİR. NE SONUÇ VERECEĞİ BİLİNMEDİĞİ GİBİ KÂR AMACI İLE YAPILDIĞI İÇİN ZARARLARI DA GİZLENMEKTEDİR.
PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) HAYVANLARI HEDEF YAPANLARI LÂNETLEMİŞTİR... YÂNİ YEMEK, DERİSİNDEN, KÜRKÜNDEN YARARLANMAK İÇİN AŞIRIYA GİTMEDEN AVLANMAK HELÂL, AMA AVI BİR SPOR VE EĞLENCE SAYMAK YANLIŞ, GÜNAH VE HARAMDIR!.. HEM KULLANDIĞIMIZ HAYVANLARI, HEM DE ÇEVREMİZDEKİLERİ AÇ VE SUSUZ BIRAKMAK, ÇALIŞMIYOR DİYE DÖVMEK, VEYÂ ORTALIĞI KİRLETTİ DİYE AŞIRI CEZÂLANDIRMAK TA DOĞRU DEĞİLDİR. AKSİNE AÇ HAYVANLARI DOYURMAK, SU VERMEK, BARINDIRMAK, BİTKİ VE AĞAÇLARI KURU BIRAKMAMAK, SULAMAK GEREKİR... BU HUSUSTA ÇOK İBRET VERİCİ BİR HADİS VARDIR: BİR GÜN PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) HAYÂTINI KÖTÜ YOLDA, FÂHİŞELİKLE GEÇİREN BİR KADININ, SICAK BİR GÜNDE SUSAMIŞ BİR KÖPEĞE KUYUDAN SU ÇEKEREK VE PABUCUNA DOLDURARAK SU VERDİĞİNİ GÖRMÜŞ. "BU KADIN ALLAH TARAFINDAN BAĞIŞLANMIŞTIR, CENNETLİKTİR," DEMİŞTİR.
MÜSLÜMAN İŞVEREN DE, İŞÇİ DE KUMARDAN MEDET UMMAZ!.. FAL İLE İŞİ OLMAZ.
- "“EY İNANANLAR! ŞARAP, KUMAR, PUTLAR
VE FAL OKLARI ŞEYTAN İŞİDİR. BUNLAR PİSTİR!
BUNLARDAN KAÇININIZ Kİ, MUTLULUĞA ERESİNİZ."
(MÂİDE SÛRESİ , 90. ÂYET)
- "ŞEYTAN HİLEYLE, ŞARAP VE KUMAR YOLUYLA
ARANIZA NİFAK VE DÜŞMANLIK SOKMAK İSTER.
SİZİ ALLAH'I ANMAKTAN, NAMAZ KILMAKTAN
VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞIR.
ARTIK BUNLARI BIRAKIYORSUNUZ, DEĞİL Mİ?"
(MÂİDE SÛRESİ , 91. ÂYET)
KAZANÇ İÇİN OYNANAN HER TÜRLÜ OYUN KUMARDIR... BUNA KÂĞIT OYUNLARI, AT YARIŞLARI, FUTBOL MAÇI TAHMİNLERİ GİRDİĞİ GİBİ, MİLLİ PİYANGODAN TUTUN, BÜTÜN LOTOLAR KUMARDIR. HEPSİNDEN ÖNEMLİSİ, BORSA KUMARDIR!.. ÇÜNKÜ BORSAYA PARA YATIRAN HİÇ BİR İŞ YAPMIYOR. BİR GECEDE KAZANIYOR VEYÂ KAYBEDİYOR!
İŞTE KUMARIN KÖTÜ YANI BUDUR!.. İNSAN BİR GECEDE BÜTÜN VARLIĞINI KAYBEDEBİLİR. "KUMAR BORCU NÂMUS BORCUDUR," SÖZÜNÜN ANLAMI DA "KUMARDA KAYBEDEN NÂMUSLU ADAMDIR, BORCUNU MUTLAKA ÖDER," FALAN DEĞİLDİR. "BORCUNU ÖDEMEZSEN, NÂMUSUN GİDER, KARINI, KIZINI, BACINI ALIR, RANDEVUEVİNE SATARIZ," DEMEKTİR!.. ONUN İÇİN MÜSLÜMAN KUMARDAN UZAK DURACAK, BİR... UYUSTURUCUDAN UZAK DURACAK, İKİ!.. ŞARAP, İÇKİ GİBİ İNSANI KENDİNDEN GEÇİREN MÂYİLER HARAM OLUR DA, UYUŞTURUCU OLMAZ MI?.. ÜSTELİK UYUŞTURUCU DA KUMAR GİBİ İNSANI MAHVEDER. ALIŞKANLIĞI O KADAR KÖTÜDÜR Kİ, ERKEKLERİ HIRSIZ, KAATİL YAPAR, KADINLARI SOKAĞA DÜŞÜRÜR!
FALCILIKLA İŞ GÖRMEK, BÜYÜDEN MEDET UMMAK TA YOKTUR İSLÂM'DA!.. SON ZAMANLARDA DUYUYORUZ, BÜYÜK İŞADAMLARI BİLE YATIRIMLARINI ASTROLOJİ (YILDIZ FALI) İLE YAPIYOR, ELEMANLARINI BURÇLARINA GÖRE SEÇİYORMUŞ!.. BUNLARIN HEPSİ BÂTILDIR. HELE CİNCİYE, ÜFÜRÜKÇÜYE, BÜYÜCÜYE GİTMEK GERÇEK BİR MÜSLÜMANA YAKIŞMAZ! BİR FUTBOLCUYA BİLE YAKIŞMAZ!.. BUNLAR TEVRAT'TA DA YASAKLANMIŞTIR : "CİNCİLERE, BAKICILARA DÖNMEYİN! MURDAR OLMAK İÇİN ONLARI ARAMAYIN!" (LEVİLİLER , 19. BÂB , 31. ÂYET) "AFSUNCU KADINI YAŞATMIYACAKSIN!" (ÇIKIŞ , 22/18)
- "...RABBİNİZİN SİZE HARAM KILDIĞINI OKUYAYIM:
O'NA HİÇ BİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYIN.
ANA-BABAYA İYİLİK EDİN.
ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN.
FUHUŞLARIN AÇIĞINA KAPALISINA YAKLAŞMAYIN.
VE HAKSIZ YERE CANA KIYMAYIN.
YETİMİN MALINA YAKLAŞMAYIN...
ÖLÇÜ VE TARTIYI TAM ADÂLETLE YAPIN.
AKRABANIZ DA OLSA, ADÂLET YAPIN.
ALLAH'A VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTUN.
İŞTE BENİM DOĞRU YOLUM BUDUR."
(EN'AM SÛRESİ , 151-158. ÂYETLER)
ÂYETLERİ BİR ARADA VERDİK Kİ, ALLAH'IN HARAM KILDIĞI ŞEYLERİ TAM OLARAK BİLELİM. ALLAH'A ORTAK KOŞMAK İLE TERÂZİYE HİLE KATMAK BİR ARADA, BUNU HİÇ UNUTMAYIN!.. BU, TİCÂRETE HİLE KATMAK DEMEKTİR! TİCÂRET İKTİSÂDÎ HAYATTA SON DERECE ÖNEMLİDİR. . PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) ANCAK BÜYÜK BİR İKTİSATÇININ SÖYLEYEBİLECEĞİ SÖZÜ SÖYLEMİŞ:
BUNUNLA BERÂBER, ALIŞ-VERİŞ (TİCÂRET) MUBÂREKTİR.""RIZKIN ONDA DOKUZU TİCÂRETTEDİR."
BUNUN NE KADAR DOĞRU OLDUĞUNU, BUGÜN YENİ PAZARLAR BULMAK, PAZAR KAPMAK, TİCÂRET YOLLARINI KONTROL ETMEK İÇİN EMPERYALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ÜLKELERİNİN GİRDİĞİ SAVAŞLARDA GÖRÜYORUZ. ÇÜNKÜ BİR MALI ÜRETİRSİNİZ, MESELÂ BUĞDAYI, KENDİ KARNINIZI DOYURURSUNUZ, BU ONDA BİRE GİRER. AMA KALANINI SATAMAZSANIZ, ZİYÂN OLUR GİDER. İHTİYAÇTAN FAZLA ÜRETİLMİŞ OLAN MALIN MUTLAKA İHTİYAÇ SÂHİPLERİNE ULAŞMASI GEREKİR Kİ, BU DA KALAN ONDA DOKUZU TEŞKİL EDER. ÜRETİCİLER, TOPLAYICILAR, AMBALAJCILAR, TAŞIMACILAR, TOPTANCILAR, PERÂKENDECİLER, SOKAK SATICILARINA KADAR HEP O ONDA DOKUZDAN EKMEK YİYENLERDİR. BU ZİNCİRİN HİÇ BİR SAFHASINDA HİLE OLMAMASI GEREKİR.
HİLE SÂDECE TERÂZİDE EKSİK TARTMAK, ENDÂZEDE EKSİK ÖLÇMEK DEĞİLDİR!.. ZÂTEN SON SATICI OLAN DÜKKÂN SÂHİBİNİN YAPABİLECEĞİ HİLE BU KADARDIR. BELKİ BİR DE BAYAT MALI TÂZE DİYE SATMAYA KALKABİLİR... ESAS HİLELER MALI ÜRETİRKEN OLUR... MÜSLÜMAN ÜRETİCİ-SATICI MALINA HİLE KATMAZ! PAZARA SATMAK İÇİN SÜT GETİREN KÖYLÜ, SÜTE SU, YOĞURDA KİREÇ KATMAZ!. ZEYTİNYAĞINI ÇİÇEKYAĞI İLE KARIŞTIRIP SATMAZ!.. MAKİNA YAĞINI "SIZMA ZEYTİNYAĞI" DİYE YUTTURMAYA KALKMAZ!.. MÜTEAHHİD İNŞA EDİP SATTIĞI BİNADA ÇİMENTODAN, DEMİRDEN ÇALMAZ, EKSİK KOYMAZ. KUMU YIKAMADAN KULLANMAZ, YOKSA BİNÂ ÇÖKER... ELEKTRİK KABLOSUNUN KALİTESİNDEN ÇALMAZ, YOKSA YANGIN ÇIKAR... OTOMOBİL ÜRETİCİSİ SATTIĞI OTOMOBİLLERDEN ŞASİYİ KALDIRSA, OTOMOBİLLER BİRA KUTUSU GİBİ EZİLİR, KAZALARDA ÖLÜM ARTAR... OT YİYEN İNEĞİN YEMİNE İNEK SAKATATI, YÂNİ ET KATILIRSA, DELİ DANA HASTALIĞI ORTAYA ÇIKAR!.. ÜRETİMDEN PAZARLAMAYA TİCÂRETTE HİLENİN HURDANIN SONU YOK!...
ÇOK BASİT BİR ÖRNEK VERELİM: BİR SEFERİNDE BİR PASTANEYE GİRİP ACIBÂDEM KURÂBİYESİ İSTEDİK. TEZGÂHTAR, "BUGÜN CEVİZ GELMEDİ, YAPAMADIK," DEDİ. CEVİZLE ACIBÂDEM KURÂBİYESİNİN NE İLİŞKİSİ OLDUĞUNU SORUNCA, "BÂDEM PAHALI, ONUN İÇİN CEVİZLE YAPIYORUZ," DEDİ. ŞİMDİLERDE DE FINDIKLA YAPILIYORMUŞ. EĞER SATICI BUNU SÖYLEMESEYDİ, HİLESİ ALDATMAYA DÖNMÜŞ OLURDU. AMA SÖYLEDİĞİ İÇİN, BİZ DE BİLEREK ALDIĞIMIZ İÇİN BİR ALDATMA YOK... AMA YİNE DE YAPILABİLECEK DAHA İYİ BİR ŞEY VAR. AYNI DÜKKÂNDA BİR BÂDEMLE (HEM DE BİR KISMI ACIBÂDEM OLMAK ÜZERE) ACIBÂDEM KURÂBİYESİ YAPILIR, PAHÂLI SATILIR, BİR DE FINDIKLA, CEVİZLE YAPILIR, MUHTEVÂSI SÖYLENEREK DAHA UCUZA SATILIR. BÖYLECE KURÂBİYENİN DE HİLESİZİ ÜRETİLMİŞ OLUR... BİZ O MALZEMENİN YERİNE BU MALZEMEYİ KULLANARAK PEK ÇOK YİYECEĞİMİZİN, GİYECEĞİMİZİN, ÜRÜNÜMÜZÜN ASLINI UNUTTUK GİTTİ!.. BÜYÜK KAYIPTIR! ASIRLARIN, NESİLLERİN BİRİKİMİ BİR TEK NESİL İÇİNDE KAYBOLUP GİTMEMELİ!
BİR İSLÂM ÜLKESİ OLAN TÜRKİYE'DE ... (ŞİMDİ BÂZILARI İTİRÂZ EDECEKTİR, "TÜRKİYE İSLÂM ÜLKESİ DEĞİL, LÂİK BİR ÜLKE" DİYE... BU İDDİA PALAVRADAN İBÂRETTİR. DÜNYÂDA HİÇ BİR ÜLKE GERÇEK ANLAMDA NE LÂİKTİR, NE DE SEKÜLER!.. HER BİRİ KENDİ DİNİNİN ESASLARINI YA DEVLET OLARAK UYGULAR, YA DA CEMİYET!.. ASLIMIZI İNKÂRDAN VAZGEÇELİM ARTIK!) NE DİYORDUK?.. HA, BİR İSLÂM ÜLKESİ OLAN TÜRKİYE'DE DEVLET, ELİNİN ALTINDA BUNCA KURULUŞ VAR (TİCÂRET BAKANLIĞI, TARIM BAKANLIĞI, SAĞLIK BAKANLIĞI, HIFSISIHHA ENSTİTÜSÜ, BELEDİYELER), HER MALIN MUHTEVÂSINI, İÇERDİĞİ MADDELERİN MÂLİYETİNİ TESBİT ETMELİ, VE BUNLARLA İLGİLİ YILLIK FİYAT LİSTESİ YAYINLAMALIDIR... MESELÂ KEMİKLİ DANA ETİ ORTALAMA 25 LİRA İKEN, SUCUK ANCAK 30 LİRA OLABİLİR. BUNDAN UCUZUNDA BAŞKA MADDELER VARDIR. VATANDAŞ BUNU ANLAYABİLMELİDİR. O MADDELERİN KATILMASI SAĞLIĞA AYKIRI DEĞİL İSE (MESELÂ SOSİSTE TAVUK ETİ), ETİKETİNDE BELİRTİLEREK DAHA UCUZ MAL OLARAK SATILMASINA İTİRÂZIMIZ YOK. MÜMKÜNDÜR, OLABİLİR, AMA BU DEDİĞİMİZ YAPILMAZSA, HİLEYE SAPILIRSA, MÜSEBBİPLERİ DERHAL ÜRETİMDEN MENEDİLMELİ, ŞİDDETLE CEZÂLANDIRILMALI, GEREKİRSE MALINA MÜLKÜNE EL KONULARAK HAKSIZ EDİNDİĞİ KAZANÇ ELİNDEN ALINMALIDIR.
ZÂTEN O YÜZDEN YÜCE ALLAH:
- "EY İMÂN EDENLER!
BİRBİRİNİZİN MALLARINI (VEYÂ PARASINI)
BÂTIL YOLLARLA YEMEYİN!
MEĞER Kİ O BİRBİRİNİZDEN (KARŞILIKLI)
HOŞNUTLUĞA DAYANAN TİCÂRET MALI OLSUN."
(NİSÂ SÛRESİ , 29. ÂYET)
BUYURARAK MÜSLÜMANLARI UYARMIŞ!.. BÂTIL, HAK OLMAYAN DEMEKTİR. "ŞER'AN HELÂL OLMAYAN YOLLARLA YEMEYİN," DİYOR ALLAH... YÂNİ İÇİNE HİLE KARIŞMAYACAK, RİBÂ-FÂİZ GİRMEYECEK... İĞTİŞAŞ (ÜRÜNE BİRŞEYLER KATMAK) OLMAYACAK... KUMAR, GASP, SİRKAT (HIRSIZLIK), MALZEMEDEN ÇALMA OLMAYACAK... AHDE VEFÂSIZLIK, SÖZ TUTMAMAK OLMAYACAK... NE OLACAK?.. ALANDA DA, SATANDA DA GÖNÜL HOŞNUTLUĞU OLACAK. ALICI EVE GİDİP PAKETİ BOŞALTTIĞINDA ALTTA ÇÜRÜKLERİ GÖRÜP KÜFÜRÜ BASMAYACAK!.. VEYÂ SATICI PARAYI BANKAYA GÖTÜRDÜĞÜNDE SAHTE OLDUĞUNU ÖĞRENMEYECEK!..
NE ENTERESANDIR Kİ, BU ÂYETİN DEVÂMINDA "KENDİNİZİ ÖLDÜRMEYİN, ÖLDÜRTMEYİN" ÂYETİ GELMEKTE!.. YÂNİ ÜRETİMDE VE TİCÂRETTE HİLE YAPMAK, İNTİHAR ETMEKLE BİR ARADA VERİLMİŞ!.. "YAPTIĞINIZ HİLE İLE HAYÂTINIZI TEHLİKEYE ATMAYIN," DENMİŞ.
- "ARANIZDA MALLARINIZI BÂTILLA YEMEYİN!
İNSANLARIN BİR KISIM MALLARINI (VEYÂ PARASINI)
BİLE BİLE GÜNÂHI MUCİP OLACAK ŞEYLERLE (YEMEYİN!)
(VEYÂ) YEMEK İÇİN HÂKİMLERE KOŞMAYIN!"
(BAKARA SÛRESİ , 188. ÂYET)
PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) DİYOR Kİ:
VARLIĞIMI KUDRETİNDE TUTAN ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ,
KUL, KURSAĞINA BİR LOKMACIK HARAM İNDİRİNCE,
İBÂDETİ KIRK GÜN KABUL EDİLMEZ!"
"ETİ HARAMLA BESLENMİŞ BİR İNSANA EN YAKIŞAN ÖDÜL, CEHENNEM ATEŞİDİR!"
BU NOKTADA HÂLİS BİR HIRİSTİYANDAN DİNLEDİĞİMİZİ NAKLEDELİM. DEDİ Kİ:
(HAZRET-İ) İSÂ'YI AĞLATIR."
BİZE NEYİ HATIRLATTI BİLİYOR MUSUNUZ, "EMÂNETE HİYANET EDEN, ALLAH'A VE PEYGAMBERE HİYÂNET ETMİŞ OLUR," ÂYETİNİ!.. YALANLA, DOLANLA, HİLEYLE İNSANLARI ALDATMAK, KANDIRMAK TA AYNI!..
NE YAZIK Kİ, MÜSLÜMAN TÜRKİYE'DE, MÜSLÜMAN OLMAKLA ÖĞÜNEN TÜRK MİLLETİ'NİN SATIN ALDIĞI, YEDİĞİ, İÇTİĞİ ŞEYLERİN $ 90'I HİLELİDİR!.. BUNHLARI ÜRETENLERİN, SATANLARIN % 90'I DA MÜSLÜMANDIR!.. YÂNİ, MÜSLÜMAN MÜSLÜMANI KAZIKLAR, MÜSLÜMAN EVİNE HARAM KAZANÇ GÖTÜRÜR, MÜSLÜMAN ÇOCUKLARINA HARAM YEDİRİR!.. NETİCEDE O ÇOCUKLAR DA BABALARINA BENZER, DİĞER MÜSLÜMANLARI KAZIKLAYAN ÜRETİCİLER, İŞADAMLARI HÂLİNE DÖNÜŞÜR!.. İŞTE "ÜLKE NİYE KÖTÜ DURUMDA?.. NİYE BATIYORUZ?" SORUSUNUN CEVÂBI SURADA GİZLİ!.. HARAM KAZANIP, HARAM YİYENİN YAKIŞIĞI DÜNYÂDA VE ÂHİRETTE CEHENNEM ATEŞİ, CENNEM AZÂBIDIR!
- "YAZIKLAR VE AZAPLAR OLSUN
EKSİK VE HİLELİ ÖLÇÜP TARTANLARA!
(HİLELİ MAL ÜRETENLERE!)
VAY ONLARIN HÂLİNE!
ONLAR İNSANLARDAN BİR ŞEY ALDIKLARI ZAMAN
TAM ÖLÇERLER (TAM İSTERLER),
KENDİLERİ BİR ŞEY SATTIKLARINDA
EKSİK ÖLÇER VEYÂ TARTARLAR!
(VEYÂ ÜRETTİKLERİNE HİLE KATARLAR!)
ONLAR DİRİLTİLECEKLERİNİ SANMIYORLAR MI?
BÜYÜK BİR GÜN İÇİN OLACAKTIR BU!
O GÜN İNSANLAR ÂLEMLERİN RABBİNİN
DİVÂNINDA DURURLAR (HESAP VERİRLER)!"
(MÜTAFFİFİN SÛRESİ , 1-6. ÂYETLER)
- "EY İYMAN EDENLER!..
BİRBİRİNİZİN MALLARINI BÂTIL SEBEPLERLE YEMEYİN!..
MEĞER Kİ, O ARANIZDA KARŞILIKLI RIZÂDAN DOĞAN
TİCÂRET MALI OLSUN!"
(BAKARA SÛRESİ , 92. ÂYET)
İSLÂM AÇISINDAN TİCÂRETTE RIZA ŞARTTIR!... ALICI RÂZI İSE, PAHALI OLDUĞUNU BİLE BİLE ALIYORSA, MALIN FİYATININ YÜKSEK OLMASI MÜHİM DEĞİLDİR... ANCAK KİŞİ ALDATILIYORSA, ALDATILDIĞININ FARKINA VARIRSA, SONRADAN ALDIĞI MALDAN MEMNUN KALMAZ İSE; VEYÂ SATICI ALDATILDIĞINI SANIRSA; RIZÂ GERÇEKLEŞMEMİŞ OLUR!
YAPILAN SATIŞI BOZAN ZÂTIN (ALICI VEYÂ SATICININ)
(BU ALIŞ-VERİŞTEKİ) HATÂSI VE GÜNÂHI DOLAYISİYLE
ÜZERİNE DÜŞEN CEZÂLARINI, CENÂB-I HAK KIYÂMET GÜNÜNDE AFFEDER!" HADİS
ÖTE YANDAN SATILACAK MAL ALLANIP PULLANIP OLDUĞUNDAN FARKLI GÖSTERİLEMEZ. NE İSE ODUR, ÖYLE SATILIR.
DÂİMA İLÂHÎ GAZAPTA, VE MELEKLERİN LÂNETİNDE KALIR!" HADİS
HAZRET-İ MUHAMMED (S.A.V.) PAZARDAKİ SATICIYA,
- "NİYE HURMANIN YAŞ KISIMINI ÜSTE KOYMADIN Kİ, HERKES GÖRSÜN?..
ALDATAN KİMSE BİZDEN DEĞİLDİR,"
DEMİŞTİR!.. BÜTÜN PAZARCILARA VE PAZARLAMACILARA, VE DAHİ REKLÂMCILARA HATIRLATILIR!.. ÇÜNKÜ ARTIK ÂDETÂ MAL SATMANIN İLK ŞARTI HÂLİNE GELMİŞTİR, İYİLERİ ÜSTE, ÇÜRÜKLERİ ALTA KOYMAK!.. REKLÂMLARDA YİYECEKLERİ BOYAYIP, MALLARI OLDUĞUNDAN DAHA NİTELİKLİ GÖSTERMEK!.. BU DA YETMEZMİŞ GİBİ, MESELÂ OTOMOBİL SATARKEN YANIBAŞINA MİNİ ETEKLİ GÜZEL BİR KIZ DİKİP, NEREDEYSE "ARABAYI ALIRSAN, BU KIZI DA GÖTÜRÜRSÜN," DEMEK!.. BUNLAR HEP ALICIYI ALDATMADIR. 200 YILDIR TAKLİDE ÇALIŞTIĞIMIZ EMPERYALİST, KAPİTALİST, ZÂLİM VE SAHTEKÂR HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSINDAN BİZE GEÇEN KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDIR!.. İSLÂM'DA ASLA YERİ YOKTUR!
ÖYLEYSE MALLARI TANITACAĞIZ, AMA "REKLÂM" ETMEYECEĞİZ, YÂNİ OLDUĞUNDAN DAHA GÜZEL GÖSTERMEYECEĞİZ. YİYECEKLERİ BOYAMIYACAĞIZ. AŞIRI KÂR AMACIYLA İÇİNE OLUR-OLMAZ MADDELER KATMAYACAĞIMIZ GİBİ, KATTIKLARIMIZI DA PAKETİNDE BELİRTECEĞİZ. ÖZÜRLÜ VEYÂ BEĞENİLMEYEN MALI MUTLAKA GERİ ALACAK, MÜŞTERİNİN KENDİNİ ALDATILMIŞ HİSSETMESİNİ ÖNLEYECEĞİZ.
BÂZI FAKİHLER BU "ALDATMA" KONUSUNUN HAYVANLAR İÇİN DAHİ SAKINCALI OLDUĞUNU BELİRTİR, VE ÖKSEYLE, TUZAKLA, KAPANLA, ZEHİRLE, DÜDÜKLE KUŞ, BALIK, HAYVAN AVLAMAYI DOĞRU BULMAZLAR. HATTÂ YEMLE BALIK AVLAMAYI DAHİ CÂİZ GÖRMEZLER, ÇÜNKÜ YEM VERİYOR GİBİ YAPIP, ALDATIP OLTAYA TAKIYORSUN... YAVRULARA KAÇMA FIRSATI VERMEYEN AĞLA AVLANMA, VEYÂ YUVALARI TAHRİP EDEN TROL DE, GIRGIR DA HARAMDIR... HAYVANA KAÇMA FIRSATI VEREN TUTMA, YAKALAMA VEYÂ VURMA ŞEKLİNDE AVLANMA YAPILMASINI DOĞRU BULURLAR.
BU ANLATILANLARDAN SONRA, EVDE HAYVAN BESLEMEK İÇİN NE YAPILMASI GEREKİR?.. BİR DEFA HANEFİ MEZHEBİNE GÖRE EVDE KÖPEK BESLEMEK MEKRUHTUR. KALDI Kİ, GÜNÜMÜZ APARTMANLARINDA KEDİ BESLEMEK DAHİ ZORDUR. BU TİP HAYVANLAR ANCAK BAHÇELİ EVLERDE BESLENEBİLİR... İNSANLAR ASLA BESLEYEMEYECEKLERİ HAYVANLARI EVLERİNE ALIP, SONRA SOKAĞA ATMAMALIDIRLAR!.. SOKAK KÖPEKLERİNİN ÇOĞALMASI, İŞTE BU MAYMUN İŞTAHLI "HAYVANSEVER"LERDEN, ONLARIN HEVESLERİNİN GEÇMESİDEN DOLAYIDIR... AYRICA KOMŞU HAKKI AÇISINDAN BAKILDIĞINDA, APARTMANDA YAŞAYANLARIN KOMŞULARI RAHATSIZ EDEN, HAVLAYAN, KAPILARINA PİSLEYEN BİR KÖPEĞİ BESLEMESİ, İSLÂMÎ AÇIDAN DOĞRU DEĞİLDİR, HATTA GÜNAHTIR. KOMŞUNUN HAKKI, KÖPEĞİN HAKKINDAN ÜSTÜNDÜR.
ÖTE YANDAN KOMŞULARINI RÂZI ETMİŞ BİR KÖPEK SÂHİBİ, KÖPEĞİNİ SOKAĞA ASLA TASMASIZ VE AĞIZLIKSIZ ÇIKARMAMALIDIR. HAYVANIN BAKIMI VE BÜTÜN AŞILARI TAM OLARAK YAPILMALI, KÖPEĞİN EZKAZA HERHANGİ BİRİNİ ISIRMASI HÂLİNDE, O KİŞİNİN BÜTÜN TEDÂVİ MASRAFI KARŞILANMALI, GÖNLÜ ALINMADAN YANINDAN AYRILMAMALIDIR... BUNLARI YAPAMAYACAK KİŞİNİN DEĞİL KEDİ-KÖPEK, KUŞ BİLE BESLEMESİ DOĞRU DEĞİLDİR. ZÂTEN SÖYLEDİK, KAFESTE KUŞ, AKVARYUMDA BALIK BESLEMEK, BÂZI FAKİHLERE GÖRE, KUŞUN VE BALIĞIN HÜRRİYETİNİ KISITLADIĞI İÇİN MEKRUHTUR.
- "BİLE BİLE HAKKI BÂTILLA KARIŞTIRMAYIN!..
HAKKI KETMETMEYİN! (GİZLEMEYİN!)"
(BAKARA SÛRESİ , 42. ÂYET)
UYANIN EY MÜSLÜMANLAR!.. SİZİ ŞARAP İÇMEKTEN, DOMUZ ETİ YEMEKTEN, BAŞI AÇIK GEZMEKTEN KORKUTARAK; ESAS BÜYÜK GÜNAHLARI GÖZLERDEN SAKLIYORLAR!.. SONRA DA KENDİLERİ OTURUP, YETİM MALI YİYORLAR!.. AKRABALARINA DEVLET İMKÂNLARINI PEŞKEŞ ÇEKİYORLAR!.. TARTIDA, ÖLÇÜDE, ÜRETİMDE, TİCÂRETTE, MAAŞTA, ÜCRETTE, MAHKEMEDE, İHÂLEDE HEP HİLE YAPIYORLAR!.. SİZİ HEP KANDIRIYORLAR!..
İSLÂM'DA ORTAKLIK MUBAHTIR, BAKBÛLDÜR.
BEN, İKİ ORTAĞIN ÜÇÜNCÜSÜYÜM. (DOLAYISIYLA KAZANMAMALARI MÜMKÜN DEĞİL!)
BİRİ DİĞERİNE HÂİNLİK ETTİĞİ ZAMAN, BEN ARADAN ÇEKİLİRİM, (BATARLAR)." HADİS
MÜSLÜMAN İŞADAMLARI BİRBİRLERİNE ORTAK OLDUKLARI ZAMAN, BU HADİSİ HATIRLARLAR. KISA VE GEÇİCİ KAZANÇLAR UĞRUNA BİRBİRLERİNE İHÂNET ETMEZLER. AMA İŞ ORADA BİTMEZ!.. ASLINA BAKARSANIZ, İŞVERENLE İŞÇİ DE BİRBİRİNE ORTAKTIR. BİRLİKTE ÇALIŞMALARI SÂYESİNDE İŞYERİ AYAKTA KALIR VE KAZANÇ GETİRİR. BU YÜZDEN İŞVEREN İŞÇİYE, İŞÇİ DE İŞVERENİNE, EKMEK YEDİĞİ YERE İHÂNET ETMEZ!.. TÜCCAR VE HİZMET ERBÂBI İLE MÜŞTERİ DE BİRBİRİNE ORTAKTIR. "MÜŞTERİ VELÎNİMETİMDİR," İFÂDESİNİN DİLE GETİRDİĞİ GERÇEK, TÜCCARIN RIZKINI TEMİN ETMESİ, VEYÂ BİR LOKANTA SÂHİBİNİN AYAKTA KALMASI MÜŞTERİSİNİN MEMNUNİYETİNE BAĞLI OLMASIDIR. ONUN İÇİN MÜŞTERİYE İHÂNET ETMEZLER. MÜŞTERİ DE ONLARA BORCUNU ÖDEMEKTEN KAÇINMAZ. İSLÂM'DA HER İŞ KARŞILIKLI SAYGI VE RIZA İLE YÜRÜR. YAPTIĞI ALIŞ-VERİŞTEN İÇİ RAHAT OLARAK AYRILMAYAN KİŞİNİN ANLAŞMAYI BOZMAK İSTEMESİ DAHİ BU YÜZDEN MUBAH GÖRÜMÜŞTÜR.
ORTAKLIK İYİ DE, KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSINDAN BİZE İNTİKAL EDEN ORTAKLIK TÜRLERİ, VE BUNLARLA İLGİLİ HİLEYE CEVAZ VEREN YASALAR MAKBUL DEĞİLDİR!.. HİÇ BİRİ İSLÂM'A UYMAZ. EN UYMAYAN YÖNÜ NEDİR, BİLİYOR MUSUNUZ? ŞİRKETLERİN HÜKMÎ ŞAHSİYETLERİ!.. BİR ŞİRKETİ CANLI BİR VARLIK GİBİ GÖRÜP, SUÇU ONA YIKMAK İLE, ŞİRKETİN ASIL SÂHİPLERİ, ASIL SUÇLULARI CEZÂDAN KUTARMAK, BİR HUKUK REZÂLETİDİR!.. ONUN İÇİN BİZ, SÂHİBİNİN VEYÂ ORTAĞININ MES'UL OLMADIĞI BİR ŞİRKET YAPISINI İSLÂM'A UYGUN BULMAYIZ!
BİZİM ANLAYIŞIMIZA GÖRE İŞYERLERİ ŞU ŞEKİLDE TASNİF EDİLİR:
TEK KİŞİLİK İŞLETMELER
ÂİLE İŞLETMELERİ
SÂHİPLİ İŞLETMELER
FİİLİ ORTAKLI İŞLETMELER
TEK KİŞİLİK İŞLETMELERE EN İYİ ÖRNEK AYAKKABI BOYACILIĞIDIR... TEK KİŞİ ÇALIŞIR, ÂİLESİNİ GEÇİNDİRİR... BUNLARIN DA KAYITLI OLMASI, EMEKLİ LİK PİRİMİ ÖDEMESİ VE YAŞLANINCA EMEKLİ OLABİLMESİ GEREKİR. İSLÂM DEVLETİNDE HİÇ BİR VATANDAŞ "KENDİ BAŞININ ÇÂRESİNE BAKSIN" ZİHNİYETİYLE KARŞILAŞMAZ!..
ÂİLE İŞLETMELERİNE ÖRNEK OLARAK BÜFECİLİK, HELÂ BAKICILIĞI, TAKSİCİLİK VERİLEBİLİR... BİZ, ZENGİN BİRİNİN İHÂLEYE GİRİP BELEDİYEDEN ON TÂNE BÜFE İŞLETME HAKKI ALMASINI, SONRA KENDİSİ EVDE OTURUP, BÜFELERİ ASGARÎ ÜCRETLE BİRİLERİNE İŞLETMESİNİ UYGUN BULMAYIZ. HERKES ANCAK BİR BÜFE İŞLETMESİNİ ÜSTLENEBİLİR... ÂİLESİNDEKİ ÇALIŞABİLECEK YAŞTAKİ KİŞİLERİ KAYDETTİRİP BUNU BİR "ÂİLE İŞLETMESİ" HÂLİNE GETİRİR, BÖYLECE 8 SAAT DEĞİL, GEREKİRSE VARDİYE USÛLÜ İLE 16 SAAT AÇIK KALARAK, VE ÂİLE REİSİNİN YANISIRA ÂİLENİN DİĞER FERTLERİ DE ÇALIŞARAK ÂİLENİN GEÇİMİNİ SAĞLARLAR... GEREKİRSE, BU ÂİLEYE BÜFEYİ AÇMASI İÇİN KIREDİ VERİLİR. ÂİLE REİSİ BORCUNU BÜFENİN KAZANCINDAN AĞIR AĞIR ÖDER... AYNI ŞEKİLDE, TERMİNALLERDE, CÂMİLERDE, UMUMÎ YERLERDEKİ HELÂLARIN İŞLETMESİ DE BİR ZENGİN TARAFINDAN İHÂLE İLE ALINIP , SONRA İŞÇİ ÇALIŞTIRILARAK HEM DEVLET, HEM İŞÇİLER SÖMÜRÜLMEMELİDİR... BELEDİYELER BU GİBİ YERLERDEN GÜNLÜK BELİRLİ BİR TAHSİLÂT ALARAK ÂİLE İŞLETMESİ HÂLİNDE ÇALIŞMASINI SAĞLAYABİLİR... YİNE, BİR ZENGİNİN 20 TÂNE TAKSİSİ (VE TAKSİ PİLÂKASI) OLMASI KADAR TUHAF BİR ŞEY YOKTUR. O KADAR ZENGİN BİRİ TAKSİ İŞLETMEKTEN DAHA BÜYÜK YATIRIMLARA GİRMELİDİR. TAKSİCİLİK BİR ÂİLE İŞLETMESİDİR, ÂİLEDEKİ EHLİYET SÂHİBİ KİŞİLERİN ÇALIŞMASIYLA 8-24 SAAT FAALİYET GÖSTEREBİLİR. BÖYLECE ÂİLE BELEDİYEDEN KIREDİ İLE ALDIĞI TAKSİNİN (VEYÂ TAKSİ PİLÂKASININ) BORCUNU DA ÖDER.
- "TÂ Kİ, SERVET, İÇİNİZDE ZENGİNLER ELİNDE BİRİKEN
VE ZENGİNLER ARASINDA DOLAŞAN
VE ZENGİNLER ARASINDA PAYLAŞILAN
BİR SULTA ARACI OLMASIN!"
(HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET)
BU UYGULAMANIN GÂYESİ VE HEDEFİ ÂDİL GELİR DAĞILIMIDIR. SERVETİN BELİRLİ ELLERDE TOPLANMASINI ÖNLEMEKTİR.. 20 TAKSİNİN GELİRİNİN BİR TEK KİŞİYE GİTMESİ YERİNE, 20 ÂİLEYE GİTMESİ İSLÂM'A SON DERECE UYGUN BİR İKTİSÂDÎ UYGULAMADIR... DAHA PEK ÇOK SAHADA TEK KİŞİLİK VE ÂİLE İŞLETMELERİ MÜMKÜNDÜR. BİR TÂNESİ DE PAZARCILIKTIR... ŞİMDİKİ HÂLDE BELEDİYELERİN PAZAR YERLERİNDEKİ SATIŞ REYONLARI MAFİOSİ TİPLİ KİŞİLER TARAFINDAN KAPATILIR, SONRA ORALARDA PAZARCI İŞÇİLER ÇALIŞTIRILIR. HALBUKİ PAZARCILIK TA TEK KİŞİLİK İŞLETME, VEYÂ ÂİLE İŞLETMESİDİR. BİR KİŞİYE ANCAK BİR TEK SATIŞ REYONU TAHSİS EDİLMELİDİR!.. PANSİYONCULUK TA BİR ÂİLE İŞLETMESİDİR. BELKİ ŞU ANDA EN BÂRİZ ÖRNEĞİ ODUR.
SÂHİPLİ İŞLETMELERDEN KASTIMIZ, VE BUNLARIN ÂİLE İŞLETMESİNDEN FARKI ŞUDUR Kİ, BU İŞYERLERİNİN SÂHİBİ YANINDA İŞÇİ ÇALIŞTIRIR... YÂNİ BİR LOKANTA SÂDECE ÂİLE FERTLERİNİN ÇALIŞMASIYLA FAALİYET GÖSTERİYORSA, ÂİLE İŞLETMESİDİR; DAHA BÜYÜK OLUP TA AŞÇI, GARSON ÇALIŞTIRIYORSA, SÂHİPLİ İŞLETMEDİR. O ZAMAN BİR LOKANTADAN BİR KAÇ ÂİLE GEÇİMİNİ TEMİN ETMİŞ OLUR Kİ, ELBETTE ÇOK MAKBÛL BİR YATIRIMDIR... TABİİ İŞÇİNİN EMEĞİNİN KARŞILIĞINI DAHA ÖNCE ANLATTIĞIMIZ ŞEKİLDE TAM VE GECİKMEDEN ÖDENMESİ HALİNDE!
KAPİTALİST, ARTNİYETLİ, ZÂLİM HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ÂLEMİNDE BU BELİRTTİKLERİMİZİ DÜZENLEYEN KURALLAR YOKTUR. ONLAR ORTAKLIKLARI KOMANDİT ORTAKLIK, ANONİM ORTAKLIK, LİMİTED ORTAKLIR, KOLLEKTİF ORTAKLIK GİBİ TÂBİRLER İLE SINIFLANDIRIP AKIL KARIŞTIRIRLAR... ORTAKLARIN SORUMLULUKLARI HER BİRİNDE AYRIDIR. MESELÂ LİMİTED ORTAKLIKTA, ŞİRKET NE KADAR BÜYÜK İŞ YAPARSA YAPSIN, NE KADAR BÜYÜK PARA BATIRIRSA BATIRSIN, BAŞKALARINI NE KADAR BÜYÜK ZARARA SOKARSA SOKSUN; ORTAKLAR ANCAK TAAHHÜT ETTİKLERİ SERMÂYE KADAR SORUMLUDURLAR!.. HİÇ İSLÂM'DA ÖYLE ŞEY OLUR MU?.. YA SERMÂYEN KADAR İŞ YAPACAKSIN, BATACAKSA O BATACAK.. YA DA NE KADAR BÜYÜK İŞE KALKTIN İSE ONUN CEREMESİNİ ÇEKECERSİN, YATINI KATINI SATACAK, BORCUNU ÖDEYECEKSİN!..
ANONİM ORTAKLIK İSE PARA BABALARININ, BÜYÜK İŞLETME SÂHİPLERİNİN BİR ALDATMACASIDIR. SÖZÜMONA HALKA HİSSE SATARLAR. ASLINDA ONLARDAN TOPLADIKLARI PARA İLE İŞLERİNİ BÜYÜTÜR, SERVETLERİNE SERVET KATARLAR. SONRA DA ŞİRKET ORTAĞI(!), ADINI SANINI BİLMEDİKLERİ HİSSE SÂHİPLERİNE, MUHASEBE OYUNLARI, VE YÖNETİM KURULU KARARLARI İLE AZALTA KÜÇÜLTE UFACIK BİR KÂR PAYI VERİRLER... O DA TABİİ ŞİRKETİ ZARARDA GÖSTERMEDİLERSE!.. BU TARZ ORTAKLIK HELE BİR DE BORSAYA GİRMİŞSE,KUMAR ARACI OLUR. ŞİRKETTE HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEDİĞİ HALDE, HİSSELERİ BİR İNER, BİR ÇIKAR. ZAVALLI KÜÇÜK TASARRUF SÂHİPLERİ, ŞİRKETİN GELİP GEÇİCİ ORTAKLARI ESAS BÜYÜK SÂHİPLERİN OYUNLARI İLE BİRİKİMLERİNİ KAYBEDERLER, "KERİZ SİLKELEMESİ" TÂBİR EDİLEN OYUN İLE (YÂNİ ÖNCE HİSSELERİN DEĞERİ ARTIYOR GÖSTERİP ONLARIN HİSSE ALMASINI SAĞLARLAR, SONRA BİRDEN DEĞERİNİ DÜŞÜRÜP ZAVALLILARI SATMAK MECBURİYETİNDE BIRAKARAK) PERİŞÂN EDERLER!
BİR KÜÇÜK ORTAĞIN HİÇ BİR SÖZ SÂHİBİ OLMADIĞI, TAMÂMEN BÜYÜK ORTAKLARIN VEYÂ ŞİRKETİN TEK SÂHİBİNİN İNSÂFINA BIRAKILDIĞI BU TARZ İŞLETMELERİ, İSLÂM'A AYKIRI BULURUZ. ORTAK HEM SÖZ SÂHİBİ OLMALIDIR, HEM DE SORUMLU OLMALIDIR. BU İKİSİNİN OLMADIĞI BİR ORTAKLIK DÜŞÜNÜLEMEZ!
BİZ AŞIRI ZENGİNLİK GİBİ, AŞIRI BÜYÜK ŞİRKETLERİ, HOLDİNGLERİ DE DOĞRU VE İSLÂMÎ BULMAYIZ. ÇÜNKÜ BÖYLE İŞLETMELERİN SÂHİPLERİ DEVLET'TEN GÜÇLÜ HÂLE GELİRLER. SÂDECE KÜÇÜK MEMURLARI DEĞİL; GENEL MÜDÜRLERİ, BAKANLARI, HATTÂ BAŞBAKANI SATIN ALIRLAR! ONLARI İDÂRE EDER, HALK İÇİN OLAN DEVLETİ KENDİ MENFAATLERİ İÇİN KULLANIRLAR... HİÇ UNUTMAM, 1990'LARDA REFAHYOL HÜKÛMETİNİN YIKILMASINDAN SONRA BAŞBAKANLIĞA GETİRİLEN PONTUSLU MESUT YILMAZ, DAHA KENDİ PARTİSİ İLE GÖRÜŞMEDEN YELLİM YEPELEK KOŞUP MEDYA PATRONU AYDIN DOĞAN'A BAĞLILIĞINI BİLDİRMİŞTİ!.. ONUN BAŞBAKANLIĞI DÖNEMİNDE PEK ÇOK ENERJİ VE HAVAALANI İHÂLESİ İLGİSİZ KİŞİLERE VERİLDİ, MEMLEKET BÜYÜK ZARARLARA, BORÇLARA SOKULDU!.. ALLAH VERENİ DE ALANI DA BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN!
İKTİSADDAN BAHSEDİYORUZ... YÂNİ KAYNAKLARI ZİYAN ETMEMEKTEN, TASARRUF ETMEKTEN BAHSEDİYORUZ... ÖYLEYSE, DEVLET KURUMLARINDA ÖZEL SEKTÖR ŞİRKETİ GİBİ BİR YAPILANMA OLAMAZ... ÖZEL SEKTÖRDE ŞİRKET SÂHİBİ ORTAKLAR OLDUĞU İÇİN ŞİRKET YÖNETİMİ BİR YÖNETİM KURULU ELİYLE YÜRÜTÜLÜR, HER ORTAĞIN HİSSESİ KADAR SÖZ HAKKI VE YETKİSİ VARDIR. AMA BİR DEVLET KURUMUNUN TEK SÂHİBİ DEVLETTİR. BAŞINDA HEM BİR GENEL MÜDÜR, HEM DE YÖNETİM KURUL OLMASI KADAR SAÇMA BİR ŞEY OLAMAZ!.. RAHMETLİ NECMETTİN ERBAKAN BU YÖNETİM KURULLARINI KALDIRMAYI 1970'LERİN BAŞINDA VAADETMİŞTİ AMA 1996'DA BAŞBAKAN OLDUĞU ZAMAN GERÇEKLEŞTİREMEDİ. ÇÜNKÜ YAPI ÖYLE KÖKLEŞMİŞ, YİYİCİLER ÖYLE ALIŞMIŞTI Kİ!.. HER YÖNETİM KURULU ÜYESİNİN BİR ODASI, SEKRETERİ, OTOMOBİLİ, ŞOFÖRÜ VARDIR. YÜKSEK MAAŞLARI, KATILDIKLARI GEREKSİZ TOPLANTILARDAN ALDIKLARI "HUZUR HAKKI" VARDIR. BUNLARIN HEPSİ İSRAFTIR!.. KURUM NE KADAR BÜYÜK OLURSA OLSUN, GENEL MÜDÜR İDÂRE EDER. ONUN DA ZÂTEN DANIŞABİLECEĞİ YARDIMCILARI, MÜŞÂVİRLERİ VARDIR, İŞLER AKSAMADAN YÜRÜR.
DEVLET KURUMLARININ VAKIFLARI OLAMAZ!.. ÇÜNKÜ VAKIF PARASI OLAN BİR KİŞİNİN KENDİ PARASI İLE, KENDİNDEN SONRA HİZMET VERMESİ İÇİN OLUŞTURDUĞU BİR MÜESSESEDİR. HALBUKİ ORDU YARDIMLAŞMA KURUMU DAHİL, BÜTÜN DEVLET KURULUŞLARINDAKİ VAKIFLAR, KOMUTANIN VEYÂ GENEL MÜDÜRÜN CEBİNDEN BEŞ PARA KOYMADAN OLUŞTURDUĞU, EMEKLİ OLDUĞUNDA BAŞINA GEÇTİĞİ, BÜNYESİNE AKRABALARINI, YAKINLARINI DOLDURDUĞU BİR SÖMÜRÜ ÇİFTLİĞİ HÂLİNDE FAALİYET GÖSTERİR... İSLÂM'A TAMÂMEN AYKIRIDIR.., BÜTÜN BU VAKIFLAR DERHAL O KURUMUN BÜNYESİNE BİR "DÂİRE BAŞKANLIĞI" OLARAK ALINMALI, VAKIF ÇALIŞANLARI O KURUMUN USÛLLERE UYGUN SEÇİLMİŞ ELEMANLARINDAN OLUŞMALI, MAAŞLARI KURUMUN DİĞER ELEMANLARINA DENK OLMALIDIR... VATANDAŞLARIN YAPTIKLARI BAĞIŞLAR BU DÂİRE BAŞKANLIĞI ARACILIĞIYLA VÂRİDAT OLARAK KAYDEDİLMELİ, GEREKİRSE KURUM DIŞARIYA GENE BU DÂİRE BAŞKANLIĞI ARACILIĞI İLE AKÇALI İŞ YAPABİLMELİDİR... ANCAK BÜTÜN GELİR VE GİDERLER KURUM İÇİNDE DENETİME TÂBİ OLARAK KAYDEDİLMELİDİR.
BİZ İL İDÂRE MECLİSLERİNİN, BELEDİYE MECLİSLERİNİN DE GEREKSİZ VE BATI TAKLİDİ KURUMLAR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜRÜZ!.. HER SEÇİMDE TANIMADIĞIMIZ İNSANLARA OY VERİRİZ, ONLARDA ŞEHRİ KENDİ ARALARINDA PAYLAŞIRLAR, KÖŞE BAŞINDAKİ SİMİTÇİDEN BİLE HARAÇ ALIRLAR!.. YOKSA ADAMCAĞIZ SİMİT SATAMAZ. VEYÂ O KÖŞEYE KENDİ YAKININI OTURTURLAR... BU UYDURUK MECLİSLERİN ÜYELERİ GEREKSİZ YERE MAAŞ ALIRLAR. KALDIRILMASI DURUMUNDA, İNANIN, HİÇ BİR EKSİKLİĞİ DUYULMAZ, İŞLER YİNE TIKIR TIKIR YÜRÜR!..
BU NOKTADA TANZİM EDİLMESİ, GERİŞTİRİLMESİ GEREKEN KÖY MUHTARLIKLARI VE İHTİYAR HEYETLERİDİR... NE DEMEK İSTEDİĞİMİZİ ANLATMADAN ÖNCE ÖZBEKİSTAN'DA, YÂNİ TÜRKLER'İN ANAYURDUNDA, ŞÂHİT OLDUĞUMUZ UYGULAMAYI NAKLEDELİM : TAŞKENT ŞEHRİNDE ÖĞRENCİ VE ÜNİVERSİTE SEMTİNDE BİR PUROFESÖR MUHTAR İLE SOHBET ETTİK. bİZE DEDİ Kİ:
- "BENİM SEMTİMDE 400 HÂNE VAR. YAKLAŞIK 4.000 KİŞİ YAŞAR
HER BİRİNİ TEK TEK TANIRIM... AKSAKALLAR HEYETİNDE BU ARKADAŞ
ASKERDEN DÖNEN GENCLERİN İŞ BULMASI İLE İLGİLENİR. TAŞKINLIK
YAPAN DELİKANLILARIN KULAĞINI BÜKER...
ŞU ARKADAŞ MAHALLEDEKİ NİŞAN VE DÜĞÜN İŞLERİ İLE İLGİLENİR,
MADDÎ YARDIMA İHTİYÂCI OLANLARA TAKVİYE YAPILMASINI SAĞLAR...
BU ARKADAŞ MAHALLEDEKİ ÖLÜMLER İLE İLGİLENİR, CENÂZE İŞLERİNDE
ÂİLELERE YARDIMCI OLUR, HABER ULAŞTIRILMASINI SAĞLAR... ŞU ARKADAŞ
TA OKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARIN HAYLAZLIK YAPMASINI, OKULDAN
KAÇIP SOKAKLARDA DOLAŞMASINI ÖNLER... AYRICA MUNTAZAM ARALIKLARLA
MUHTARLIK ODASINDA ÂİLE REİSLERİ İLE TOPLANIR, DERTLEŞİR,
SOHBET EDER, MESELELERİMİZİ BİRLİKTE ÇÖZERİZ."
İŞTE BİZİM HAYÂLİMİZDEKİ MUHTARLIK VE İHTİYAR HEYETİ OLUŞUMU... ÖYLE "İHTİYAR HEYETİ" DEYİP GEÇİLMEMELİ, TIPKI BEKTÂŞÎ DERGÂHLARINDAKİ 12 HİZMET GİBİ, GÖRÜLECEK HİZMETLER TESPİT EDİLMELİ, VE SEÇİM O HİZMETLER İÇİN YAPILMALI. HER MUHTARLIK NAHİYET MÜDÜRÜ, KAYMAKAM TARAFINDAN SIK SIK DENETLENİP BU HİZMETLERİN GEREĞİ GİBİ YÜRÜTÜLÜP YÜRÜTÜLMEDİĞİNE BAKILMALIDIR!.. BENZER BİR UYGULAMA İLÇELERDE, İLLERDEKİ MAHALLE MUHTARLIKLARI İÇİN DE DÜŞÜNÜLMELİDİR.
HEMEN EKLEYELİM : MUHTAR EFENDİ BİZE SONRA SEMTİNE GEZDİRDİ... SOKAKTA YÜRÜRKEN BÜTÜN YETİŞKİNLERLE SELÂMLAŞTIĞI GİBİ, ÇOCUKLAR DA OYUNU BIRAKIP, HAZIROLA GEÇİP, "ESSELAMÜN ALEYKÜM MUHTAR EKE" DİYE ÖYLE BİR SAYGI GÖSTERDİLER Kİ, BİZİM BAŞBAKAN SOKAKLARDA DOLAŞIRKEN KARGAŞADA EZİLİR DE, ÖYLESİNE MAZHAR OLAMAZ!
AYNI ŞEKİLDE ŞEHİRLERİN BÜYÜK ŞEHİR VE İLÇE BELEDİYE BAŞKANLIKLARINA AYRILMALARI, HER BİRİ İÇİN SEÇİM YAPILMASI, AYRI BELEDİYE MECLİSİ OLMASI, BUNLARIN MAAŞLARINI KENDİLERİNİN TAKDİR ETMELERİ KADAR ZIPIRLIK OLMAZ!.. BİR ŞEHİRDE BİR TEK BELEDİYE BAŞKANI OLUR, İLÇELERDE ONUN TÂYİN ETTİĞİ ŞUBE BAŞKANLARI OLUR. BÖYLECE İL BELEDİYE BAŞKANI İLE İLÇE BELEDİYE BAŞKANININ (ANKARA'DAKİ GİBİ) SÜRTÜŞMELERİ, BİRBİRİNİ ENGELLEMELERİ ÖNLENİR.
BELEDİYELERİN ŞİRKETİ OLMAZ!.. ÇÜNKÜ BÖYLE ŞİRKETLERİN MÜDÜRÜ, YÖNETİM KURULU OLUR, BELEDİYE BAŞKANI DA HER YÖNETİM KURULUNUN BAŞKANI OLDUĞU İÇİN 8-10 YERDEN MAAŞ ALIR, TAYYİP ERDOĞAN, MELİH GÖKÇEK GİBİ KISA ZAMANDA MİLLET KESESİNDEN ZENGİNLEŞİR... BELEDİYELERİN YÜRÜTTÜĞÜ BÜTÜN İŞLER BİR DÂİRE BAŞKANLIĞI TARAFINDAN VE KENDİ ELEMANLARI İLE YAPILMALIDIR. GEREKSİZ YERE AKRABAYA, TANIDIĞA İHÂLE AÇILIP İŞ VERİLMEMELİDİR. ÖYLE YAPILIRSA, KALDIRIMLAR İKİDE BİR YENİDEN SÖKÜLÜR, YAPILIR. PARALAR İSRAF OLUR GİDER!..
BELEDİYELERLE İLGİLİ BİR BAŞKA HUSUS, BELEDİYENİN DE VALİLİĞE BAĞLI OLMASIDIR. BİR İLDE İKİ BAŞLILIK OLMAZ!.. MUTLAKA TEK LİDER, TEK ÂMİR OLMALIDIR!.. YÜCE ALLAH KUR'AN-I KERİM'DE DÜNYÂDAN ÖRNEK VEREREK, BİRBİRİYLE ÇEKİŞEN İKİ EFENDİSİ OLAN BİRİNİN ÇOK SIKINTI ÇEKECEĞİNİ ANLATIR. (ZÜMER SÛRESİ , 29 ÂYET)... BELEDİYE BAŞKANLARIN MAAŞI İLLERDE VÂLİ KADAR, İLÇELERDE KAYMAKAM KADAR OLMALI, ONLARI GEÇMEMELİDİR!.. HER İKİSİ DE DEVLET TARAFINDAN TESPİT EDİLMEDİR!
BİZ DEVLET KURUMLARINDA DA, BELEDİYELERDE DE TAŞARON FİRMA, TAŞARON İŞÇİ ÇALIŞTIRILMASININ DOĞRU VE İSLÂMÎ OLDUĞUNA İNANMIYORUZ!.. ÇÜNKÜ BAŞTA BİR ARTNİYET VAR!.. İŞİ UCUZA GETİRMEK!.. ÇALIŞANA HAKKINI DEĞİL; MÜMKÜN OLDUĞU KADAR AZINI ÖDEMEK!.. PEKİ, İŞE BÖYLE BAŞLAYINCA NE OLUYOR?.. TAŞARON FİRMA İHÂLEDE MÜMKÜN OLDUĞU KADAR FİYAT KIRIYOR, SONRA DA ZARARINI MALZEMEDEN ÇALARAK, ÇALIŞTIRDIĞI İŞÇİNİN YEVMİYESİNDEN KISARAK KARŞILAMAYA ÇALIŞIYOR!.. BUNUN NETİCESİNDE NE OLUYOR?.. İŞLER HEP, AMA HEP KÖTÜ YAPILIYOR!.. ÇÜNKÜ DÜŞÜK ÜCRETE TECRÜBELİ, EHİL ELEMAN DEĞİL; TECRÜBESİZ, KİMSENİN BEĞENMEDİĞİ KİŞİLER TÂLİP OLUYOR!.. BÖYLECE HEM MALZEMEDEN ÇALARAK, HEM DE NÂEHİL İŞÇİ KULLANARAK YAPILAN İŞTEN HAYIR MI GELİR?.. BİR DE BUNUN HAVAGAZI, ELEKTİRİK TESİSATI DÖŞEMESİ, YOL, SU, KANALİZASYON İNŞAATI İÇİN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜN!.. HELE MİNİKLERİN GİTTİĞİ OKULLARA, DEVLET KURUMLARINA, ASKERÎ BİRLİKLERE YEMEK GÖTÜREN ŞİRKETLER!.. SIK SIK DUYDUĞUMUZ TOPLU ZEHİRLENMELER İŞTE HEP BU "UCUZ ETİN YAHNİSİ" DURUMUNDANDIR. TAŞARONLA İŞİMİZ HEPTEN ALLAH'A KALMIŞTIR!
BİZ TECRÜBEYE, EHLİYETE ÖNEM VEREN BİR İSTİHDAMDAN YANAYIZ. DEVLET KURUMLARININ KENDİ ELEMANLARI OLMALI, HEPSİ İŞİNİ BİLMELİ, GELECEĞİNDEN EMİN OLMALI, DEVLETTEN HİZMET ALAN DA GÜVEN DUYMALI! AKSAKLIK OLDUĞU ZAMAN NEREYE ŞİKÂYET EDECEĞİNİ VATANDAŞ BİLMELİ!.. TAŞARONLU İŞTE KİMİ KİME ŞİKÂYET EDECEKSİN???
MÜSLÜMAN İŞVEREN DE OLSA, İŞÇİ DE OLSA, EVSÂHİBİ, MÜLK SÂHİBİ DE OLSA, BORÇ-ALACAK ANLAŞMALARINI YAZILI YAPAR, HER TÜRLÜ MUKAVELEYİ YAZIYA DÖKER.
ÇOĞU KİMSE "SÖZÜM SENETTİR" DER, KENDİSİNE GÜVENİLMESİNİ İSTER. AMA BİR GÜN ANSIZIN ÖLÜVERİRSE, ONUN VERDİĞİ SÖZÜ KİM BİLECEK ALACAKLIDAN BAŞKA?.. BÖYLE BİR DURUMUN MAHKEME NAZARINDA BİR DEĞERİ VAR MI?.. YOK!.. ÖYLEYSE, MESELEYİ "SÖZE GÜVEN" NOKTASINA GETİRMEDEN, HEM ALACAKLI, HEM DE VERECEKLİ AÇISINDAN GÜVENLİ OLAN YAZILI BİR ANLAŞMAYA DÖKMEK, EN DOĞRUSUDUR. ÇÜNKÜ SÂDECE ALACAKLI DEĞİL, BORÇLU DA GÜÇ DURUMA DÜŞEBİLİR. YA ADAM KALKAR DA, "SENİN BANA BORCUN 500 DEĞİL, 5000 LİRA İDİ," DERSE, BORÇLU NE YAPABİLİR? HELE Kİ, ALACAKLI BELÂLI BİRİ İSE!.. O YÜZDEN YAZILI BELGE EN İYİSİDİR.
İLGİLİ ÂYET:
- "EY İYMAN EDENLER!.. MUAYYEN BİR VÂDE İLE
BİRBİRİNİZE BORÇLANDIĞINIZ ZAMAN, ONU YAZIN!
VE BUNU ARANIZDA BİR KÂTİP ADL İLE,
ALLAH'IN ÖĞRETTİĞİ GİBİ,
YAZMAKTAN ÇEKİNMEKSİZİN YAZSIN!
RABBİ ALLAH'TAN KORKSUN DA,
O HAKTAN HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMASIN!
EĞER ÜZERİNDE HAK OLAN (ALACAKLI)
BİR SEFİH VEYÂ ZAYIF OLUR,
YÂHUT HERHANGİ BİR SEBEPLE
YAZDIRMAYA GÜCÜ YETMEZSE,
BUNU ONUN YERİNE VELİSİ,
DOĞRU OLARAK YAZDIRSIN.
İKİ ERKEĞİ DE ŞÂHİT TUTUN.
EĞER İKİ ERKEK BULUNMAZSA,
BU TAKDİRDE, DOĞRULUĞUNA
EMİN VE RÂZI OLDUĞUNUZ
BİR ERKEK, İKİ KADIN (DA) YETER.
KADINLARDAN BİRİ UNUTURSA,
DİĞERİ HATIRLATIR.
ŞÂHİTLER, DÂVET EDİLDİKLERİ ZAMAN
ŞAHÂDETTEN KAÇINMASINLAR!
KÜÇÜK-BÜYÜK, HAK NE İSE,
ONU VÂDESİYLE BİRLİKTE
YAZMAYA ÜŞENMEYİN!
BU ŞEKİLDE HAREKET,
ALLAH İNDİNDE ADÂLETE DAHA UYGUN,
ŞAHÂDET İÇİN DAHA SAĞLAM,
ŞÜPHEYE DÜŞMEMENİZ İÇİN
(HAKİKATE) DAHA YAKINDIR.
MEĞER Kİ, ARANIZDA HEMEN DEVREDECEĞİNİZ
BİR TİCÂRET OLSUN!
BU TAKDİRDE YAZMAMAKTA BİR BEİS YOKTUR.
ALIŞVERİŞ EDERKEN DE ŞÂHİT TUTUN!
BİR DE NE KÂTİP, NE ŞÂHİT
HİÇ BİR VEÇHİLE İZRAR EDİLMESİN!
EĞER ONLARA ZARAR VERİR,
NEHYOLUNDUĞUNUZ ŞEYİ YAPARSANIZ,
BU SİZE DOKUNACAK BİR FISK OLUR.
ALLAH'TAN SAKININ!
ALLAH SİZE ÖĞRETİYOR1
ALLAH HER ŞEYİ BİLİR!"
(BAKARA SÛRESİ , 282. ÂYET)
YÜCE ALLAH NE KADAR UZUN VE TEFERRUATLI ANLATMIŞ, DEĞİL Mİ?..
YAZILI ANLAŞMA YAPMAK, SÂDECE BORÇ İÇİN DEĞİL, VÂDELİ ALIŞVERİŞLERDE DE GEREKLİDİR. ÖZELLİKLE MÜTEAHHİTLERLE YAPILMASI ŞARTTIR. ÇÜNKÜ GÖRMEDEN EV SATIN ALIYOR, VEYÂ EV, DÜKKÂN VS. YAPTIRIYORSUNUZ. MÜTEAHHİDİN NE TÜR MALZEME KULLANACAĞI, İŞİ NE ZAMAN BİTİRECEĞİ (VÂDE), ÖDEMELERİN NASIL YAPILACAĞI ANLAŞMAYA GİRMELİ VE HER İKİ TARAFÇA DA UYULMALIDIR. BİLHASSA DEVLET İLE MÜTEAHHİTLER ARASINDAKİ ANLAŞMALAR SON DERECE ÖNEMLİDİR. AYRICA HER TÜRLÜ NİKÂH AKTİ, İSTER RESMÎ, İSTER DİNÎ NİKÂH OLSUN, YAZILI YAPILMALIDIR!
YALNIZ BURADA ÜZERİNDE MUTLAKA DURULMASI GEREKEN BİR HUSUS VAR: MAALESEF KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI HUKUKU UYGULADIĞIMIZ İÇİN, BÜTÜN KAANUNLAR GİBİ, SÖZLEŞMELER DE GÜÇLÜDEN YANA YAPILMAKTA!.. BANKALAR KIREDİ KARTI VERİRKEN BİLE ÖNÜNÜZE SAYFALAR DOLUSU MADDE İLE BİR SÖZLEŞME METNİ KOYAR. SÂDECE BANKANIN MENFAATİNİ GÖZETEN BİR SÖZLEŞMEDİR BU!.. SİZİN HİÇ BİR HAKKINIZ YOKTUR. MESELÂ KARTTAN ÜCRET ALINMAYACAĞINI BELİRTEN BİR MADDE EKLETEMEZSİNİZ.
HALBUKİ İSLÂM'DA EVLENME DAHİL BÜTÜN ANLAŞMALAR İKİ TARAFLI BİR SÖZLEŞME İLE YAPILIR. TARAFLAR KENDİ TALEPLERİNİ BELİRTİRLER, MÜKELLEFİYETLERİNİ DE ÜSTLENİRLER.
KISACASI, TEK TARAFLI SÖZLEŞME OLMAZ!
BURADA BİR ERKEK YERİNE İKİ KADIN İSTENMESİ, SANKİ KADINLARI KÜÇÜK GÖRÜYORMUŞ GİBİ YORUMLANIR, KENDİNİ AYDIN-MEDENÎ SANAN ZIPIRLAR TARAFINDAN!.. HALBUKİ, HEPİMİZ BİLİRİZ Kİ, PEK ÇOK KADIN PARA MESELELERİNDE UNUTKANDIR, MÜSRİFTİR, ALIŞVERİŞ HASTASIDIR. KENDİ BORCUNU BİLE UNUTUR. TABİİ, HEPSİ DEĞİL!.. ONUN İÇİNDİR Kİ, ÂYET "BİRİ UNUTURSA, ÖTEKİ HATIRLAR," DİYOR... BU BİR MİZAÇ MESELESİDİR. ÇOĞU ERKEĞİN MAÇO OLMASI GİBİ!..
HEP KAPİTALİST SİSTEMİN ZÂLİMLİĞİNDEN, AÇGÖZLÜLÜĞÜNDEN BAHSETTİK... BATILI FİKİR ADAMLARININ KAPİTALİZME KARŞI BULDUKLARI ÇÂRE SOSYALİZMDİR... SOSYALİST SİSTEM, ALLAH'IN "DERECE DERECE ÜSTE ÇIKARDIKLARI", (YÂNİ İŞVERENLER, PATRONLAR, KAPİTALİSTLER, TOPRAK AĞALARI, ZENGİNLER) SERVETLERİNDEN FAKİRLERİ DE YARARLANDIRMALARINI GEREKTİĞİ BU KURALINI UYMADIKLARI İÇİN, TOPRAĞI VE BÜTÜN ÜRETİM ARAÇLARINI (KAPİTAL) DEVLETLEŞTİRİR, YÂNİ FERTLERİN DEĞİL, TOPLUMUN MALI YAPAR... BÖYLECE FABRİKALAR, HASTANELER, OKULLAR, MÜZELER, ORMANLAR, PARKLAR, SAHİLLER TOPLUMA ÂİT OLUR, , PARASI OLANA DEĞİL, BÜTÜN İNSANLARA HİZMET EDER.
DAHA ÖNCE BELİRTTİĞİMİZ GİBİ, HAZRET-İ ÖMER'İN İSLÂM DEVLETİ'NE GETİRDİĞİ, SELÇUKLU VE OSMANLI DEVLETLERİ TARAFINDAN DA BENİMSENEN İKTA (TİMAR) SİSTEMİ, SOSYALİSTLERDEN ÇOK ÖNCE "SOSYALİST" YÂNİ TOPLUMCU, HALKÇI BİR UYGULAMADIR... OSMANLI'DA SÂDECE TOPRAK DEĞİL, BÜYÜK SANAYİ DE (FABRİKALAR) DEVLETE ÂİTTİ... TAPU VE FERDÎ MÜLKİYET ANLAYIŞI, ÇOK SONRADAN TANZİMÂT (1839), HATTÂ ISLÂHAT FERMANI (1856) İLE, YÂNİ KAPİTALİST BATI AVRUPA ÜLKELERİNİN BASTIRMASIYLA GELMİŞTİR. TOPRAK VE FABRİKALAR ÖZELLEŞSİN Kİ, YABANCILAR DA ONLAR KOLAYCA VE GÜZELCE ELE GEÇİRSİN, DİYE!.. ÖYLE OLMADI MI?.. ŞU ANDA (2012) YENİ ÇIKAN KAANUNLA HER İLÇENİN % 10'U YABANCILARA SATILABİLİYOR!.. BU NE DEMEKTİR?.. TÜRKİYE'NİN % 10'U AÇIKTAN YABANCIYA SATILIK!.. ALLAH İSLÂM TOPRAĞINI GAVURA SATANLARIN CEHENNEMİN EN DERİN ÇUKURLARINA ATSIN!
İSLÂM; SOSYALİZMDEN DE, BUGÜNKÜ DEMOKRASİ ANLAYIŞINDAN DA ESKİDİR!.. ONUN İÇİN SOSYALİSTLER İSLÂM'DA KENDİLERİNİ BULABİLİRLER, DEMOKRATLAR ÖZLEM DUYDUKLARI PİRENSİPLERİ İSLÂM'DA GÖREBİLİRLER, AMA İSLÂM SOSYALİZMİ OLMAZ!.. DEMOKRATİK İSLÂM OLMAZ!.. BATI'DAN GELEN SOSYALİZM DE, KAPİTALİZM DE, LÂİKLİK TE, DEMOKRASİ DE İSLÂM'A YAMANDI MI, İSLÂM'I VE TOPLUMU BOZAR!.. MESELÂ, İSLÂM'DAKİ ŞÛRA UYGULAMASI, DEMOKRASİDEKİ PARLAMENTODAN DAHA ETKİLİ VE DAHA MAKBULDÜR. ÇÜNKÜ ŞÛRADA YETKİN VE SEÇKİN KİŞİLER BULUNUR. İŞİNİN EHLİ, SÖZÜ DİNLENİR ZATLARDIR BUNLAR!.. HALBUKİ PARLAMENTOLARDA ÇOĞU ZAMAN ÜÇKÂĞITÇILAR, DOLANDIRICILAR, MADRABAZLAR, HOKKABAZLAR, HATTA ŞARKICILAR (ZÜLFÜ LİVÂNELİ), ARTİSTLER (EDİZ HUN) BULUNUR. İTALYA'DA, BİLDİĞİNİZ GİBİ, BİR PORNO YILDIZI FAHİŞE PARLAMENTOYA GİRMİŞTİ.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE PEK ÇOK BÜYÜK HATÂ YAPILMASINA RAĞMEN, RAHMETLİ MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK'ÜN KURDUĞU DEVLETİN YAPISI VE İKTİSAD KONUSUNDAKİ TEŞHİSLERİ DOĞRUDUR VE ŞAŞILACAK ŞEKİLDE İSLÂM'A UYGUNDUR... ŞÖYLE BAŞLAR:
ADÂLET... MEŞVERET... ULULEMRE İTAAT!..
Bizim HÜKÛMETİMİZ tamâmen BU ESASLARI İHTİVA EDİYOR!" (16.1.1923 , T.B.M.M.)
ATATÜRK'ÜN DEVLETİN ADÂLET VE MEŞVERET, YÂNİ ŞÛRA, YÂNİ BİLENLERE DANIŞARAK İDÂRE EDİLMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMESİ, KURULANIN BİR İSLÂMÎ DEVLET OLDUĞUNUN EN BÜYÜK DELİLİDİR!.. DAHA SONRA ZÂLİM VE SALDIRGAN HIRİSTİYAN BATILILAR'I FİRENLEMEK İÇİN ORTAYA LÂİKLİĞİN ATILMASI DAHİ BUNU DEĞİŞTİRMEZ!
BİR EKONOMİ MESELESİNDEN BAŞKA BİR ŞEY OLMADIĞI ANLAŞILIR!" (8.2.1923)
BU ŞEKİLDE TÜRKİYE'NİN YÜKSELME VE ALÇALMA DÖNEMLERİ İLE İKTİSAD ARASINDA PARALELLİK KURMASI; HALKIN YİYECEĞİ, GİYECEĞİ, EĞİTİMİ, SAĞLIĞI, SAVUNMASI OLDUĞU VEYA OLMADIĞI DÖNEMLERİN TESPİTİ ANLAMINA GELİR... KENDİSİ DE İLK ÖNCE BU İHTİYAÇLARI KARŞILAMAYA YÖNELMİŞTİR!... DEVLETÇİLİK BU ANLAYIŞTAN DOĞMUŞTUR!.. TÂRİHTE, DEVLETÇİ OLMAYAN HİÇ BİR TÜRK DEVLETİ, VEYA GERÇEK BİR İSLÂM DEVLETİ VAR OLMAMIŞTIR!..
TÜRKİYE'DE UZUN YILLAR EKMEK, GAZ, BEZ, TUZ FİYATLARI EKONOMİNİN GÖSTERGESİ, HALKIN YOKSULLUKTAN KORUNMASININ BELİRTİSİ SAYILMIŞTIR. BORSA, FÂİZ, VEYÂ DOLARIN DEĞERİ DEĞİL!..
YANİ ATATÜRK, ATTİLA GİBİ, SELÇUKLULAR, OSMANLILAR GİBİ, OĞUZ TÖRESİ'Nİ UYGULAMIŞ, İSTİKLÂL SAVAŞI'NDAN HEMEN SONRA İZMİR İKTİSAT KONGRESİ'Nİ TOPLAMIŞ; YARALARI NASIL SARACAĞINI, AÇLARI NASIL DOYURUP, ÇIPLAKLARI NASIL GİYDİRECEĞİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜR... KURULAN İLK FABRİKALAR BUNA YÖNELİKTİR...
ATATÜRK, OĞUZ TÖRESİNE UYUP, MALLARINI DA DAĞITMIŞTIR!.. 1935'DE BÜTÜN MALINI, HALKIN TEMSİLCİSİ SAYDIĞI CHP İLE DEVLET KURUMLARINA BIRAKMIŞ, ÖLÜMÜNDEN HEMEN ÖNCE, TEKRAR BİRİKMİŞ OLAN MALLARINI BİR KERE DAHA DAĞITMIŞTIR!..
O, HER ŞEYİ İLE GERÇEK BİR OĞUZ TÜRKÜ'DÜR!.. KENDİNDEN SONRA GELENLERİN HİÇBİRİNDE, BU ÖZELLİĞİ GÖREMEZSİNİZ.
ATATÜRK'E GÖRE İSTİKLÂL-İ TAM İÇİN İKTİSÂDÎ BAĞIMSIZLIK ŞARTTI!.. MİLLET'İN YABANCILARA MUHTAÇ OLMADAN VARLIĞISÜRDÜRMESİ GEREKİYORDU!.. BU DA TÜRKİYE'NİN TEMEL İHTİYAÇLARINI KENDİSİNİN KARŞILAYABİLECEK SEVİYEYE GELMESİYDİ... SERBEST TİCARET, SERBEST PAZAR UĞRUNA YABANCILARIN TÜRK EKONOMİSİNİ YIKMALARINA ASLA İZİN VERİLEMEZDİ!.. DEVLET BUNA ENGEL OLACAK İKTİSÂDÎ TEDBİRLERİ ALMAKLA YÜKÜMLÜYDÜ!.. KAYNAKLARIN İSRAF EDİLMEMESİ; ÖLÇÜ, DENGE VE ADÂLET İÇİNDE BÜTÜN HALKIN HİZMETİNE SUNULMASI EN BÜYÜK HEDEFTİ!
ŞÖYLE DER:
(O YÜZDEN) SERBEST REKAABET'İN İÇTİMAÎ MAHZURLARI VARDIR!""DİĞER BÂZI DEVLETLERİN İKİNCİ DERECEDE GÖREBİLECEĞİ
VE FERTLERİN TEŞEBBÜSLERİNE BIRAKILMASINDA BEİS OLMAYAN İŞLERDEN BİR ÇOĞU,
BİZİM İÇİN HAYÂTÎDİR
VE BİRİNCİ DERECEDE MÜHİM DEVLET VAZİFESİ ARASINDA SAYILMALIDIR!"
"MEMLEKETTE HER ÇEŞİT ÜRETİMİN ARTMASI İÇİN,
FERDİ TEŞEBBÜS'ÜN DEVLET'ÇE ELZEM OLDUĞUNU ÖNEMLE KAYDETTİKTEN SONRA,
BEYAN ETMELİYİZ Kİ, DEVLET VE FERT BİRBİRİNE KARŞI DEĞİL;
BİRBİRİNİN TAMAMLAYICISIDIR!"
"BİZİM TÂKİBİNİ UYGUN GÖRDÜĞÜMÜZ DEVLETÇİLİK PİRENSİBİ,
BÜTÜN ÜRETİM VE DAĞITIM ARAÇLARINI FERTLERDEN ALARAK
MİLLETİ BÜSBÜTÜN BAŞKA ESASLAR DÂHİLİNDE TANZİM ETMEK GÂYESİNİ TÂKİP EDEN
VE HUSUSÎ VE FERDÎ İKTİSÂDÎ TEŞEBBÜS VE FAALİYETE MEYDAN BIRAKMAYAN
SOSYALİZM PİRENSİBİNE DAYALI KOLLEKTİVİZM, KOMÜNİZM GİBİ BİR SİSTEM DEĞİLDİR!"
"BİZİM TÂKİP ETTİĞİMİZ DEVLETÇİLİK,
FERDİ ÇALIŞMA VE FAALİYETİ ESAS TUTMAKLA BERABER,
MÜMKÜN OLDUĞU KADAR AZ ZAMAN İÇİNDE MİLLETİ REFAHA
VE MEMLEKETİ BAYINDIRLIĞA ERİŞTİRMEK İÇİN
MİLLETİN GENEL VE YÜKSEK MENFAATLERİNİN GEREKTİRDİĞİ İŞLERDE,
ÖZELLİKLE İKTİSÂDÎ SAHADA DEVLET'İ FİİLEN İLGİLİ KILMAKTIR!.."
"MAKSAT; MİLLET EVLÂTLARINDAN BİR KISMININ, HALK SINIFLARINDAN BÂZILARININ,
DİĞER EVLÂT VE SINIFLARIN ZARARINA OLARAK MENFAATLERİNİ SAĞLAMAK DEĞİLDİR!
BELKİ BİRBİRİNDEN AYRI VE HÂRİÇ OLMAYIP,
HALK ADI ALTINDA BULUNAN (ZENGİN-FAKİR) BÜTÜN MİLLETİ,
ORTAK VE BİRLEŞMİŞ ŞEKİLDE,
ORTAK VE GENEL OLAN GERÇEK REFAH'A ULAŞMAK İÇİN
FAALİYETE GEÇİRMEKTİR!" (16.1.1923)
"BİZ, MEMLEKET HALKI FERTLERİNİN ÇEŞİTLİ SINIF MENSUPLARININ
BİRBİRLERİNE YARDIMLARINI, AYNI KIYMEK VE MAHİYETTE GÖRÜRÜZ.
HEPSİNİN MENFAATLERİNİN AYNI DERECEDE
VE AYNI EŞİTLİKÇİLİK DUYGUSUYLA TEMİNİNE ÇALIŞMAK İSTERİZ."
"BU TARZIN, MİLLET'İN GENEL REFÂHINA,
DEVLET BÜNYESİNİN KUVVETLENMESİ İÇİN DAHA UYGUN OLDUĞU KANAATİNDEYİZ.
BİZİM GÖRÜŞÜMÜZ; ÇOBAN, ÇİFTÇİ, İŞÇİ, SANATKÂR (ZENAATKÂR), DOKTOR,
KISACASI HERHANGİ BİR SOSYAL MÜESSESEDE ÇALIŞAN BİR VATANDAŞIN
HAK, MENFAAT VE HÜRRİYETİ EŞİTTİR!"
"HÜKÜMETİN VARLIK SEBEBİ, MEMLEKETİN ASAYİŞİNİ,
MİLLETİN HUZUR VE RAHATINI TEMİN EYLEMEKTİR!.
BÜTÜN MEMLEKETTE GERÇEK BİR ASAYİŞ HÂKİM OLMALIDIR!
MİLLET BÜYÜK HUZUR VE EMNİYET İÇİNDE MÜSTERİH BULUNMALIDIR!
MEMLEKETİMİZİN HERHANGİ BİR KÖŞESİNDEKİ HALKIN EMNİYETİNİ,
DEVLET'İN BÜTÜNLÜK VE ASAYİŞİNİ BOZMAYA KALKIŞANLAR,
DEVLET'İN BÜTÜN KUVVETLERİNİ KARŞILARINDA BULMALIDIRLAR!"
"BAŞKA MEMLEKETLERDE MÜTEŞEKKİL FIRKALARIN PROGRAMLARINI GÖZDEN GEÇİRMİŞ İSEM DE,
BUNLARIN TAMAMİYLE MEMLEKET VE MİLLETİMİZİ HAKİKİ İHTİYAÇLARINI TATMİNE KÂFİ BULMADIM!"
(6.12.1922)
"BENCE BİZİM MİLLETİMİZ, BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI MENFAATLERİ TAKİP EDEN,
BU İTİBARLA BİRBİRİ İLE MÜCADELE HALİNDE BULUNAGELEN
ÇEŞİTLİ SINIFLARA SÂHİP DEĞİLDİR!.. MEVCUT SINIFLAR
BİRBİRİNE İHTİYAÇ DUYAN VE KENDİLERİNE İHTİYAÇ DUYULAN MAHİYETTEDİR!"
"DİĞER MEMLEKETLERDE PARTİLER
MUTLAKA EKONOMİK HEDEFLER ÜZERİNE KURULMUŞ VE KURULMAKTADIR.
ÇÜNKÜ O MEMLEKETLERDE ÇEŞİTLİ SINIFLAR VARDIR.
BİR SINIFIN MENFAATİNİ KORUMAK İÇİN KURULAN SİYÂSÎ BİR PARTİYE KARŞILIK,
DİĞER BİR SINIFIN MENFATİNİ KORUMA AMACIYLA PARTİ TEŞKİL EDER!..
BU (ONLAR İÇİN) PEK TABİİDİR."
"GÜYA BİZİM MEMLEKETİMİZDE DE AYRI AYRI SINIFLAR VARMIŞ GİBİ,
KURULAN SİYÂSÎ PARTİLER YÜZÜNDEN ŞAHİT OLDUĞUMUZ NETİCELER MÂLÛMDUR!..
(7.2.1923)
İŞTE ATATÜRK'ÜN DEVLETÇİLİK İLKESİ BUDUR!.. GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ İSLÂM'A SON DERECE UYGUNDUR... YALNIZ SON KISIMDAKİ "PARTİCİLİK" İFÂDELERİNİ AÇIKLAMAK GEREKİR... BATI'DAN TAKLİT VE KOPYA ETTİĞİMİZ DEMOKRATİK SİSTEM PARTİLERE, PARTİLER DE SINIFLARA DAYANIR. BATI'DA ARALARINDA AŞILMAZ DUVARLAR OLAN İŞÇİ VE BURJUVA SINIFLARI VARDIR. BUNLAR TÜRKİYE'DE YOKTUR. BU YÜZDEN SANKİ SINIF VARMIŞ GİBİ, TÜRKİYE'DE KURULAN PARTİLER, SAĞ PARTİ - SOL PARTİ DİYE YAPILAN AYIRIMLAR HİÇ BİR ŞEY İFÂDE ETMEZ!.. BU AYIRIMLAR ÜZERİNDE ISRAR, GEÇMİŞTE DE GÜNÜMÜZDE DE BÜYÜK SORUNLARA, SÜRTÜŞMELERE YOL AÇMIŞTIR!.. HEM DE SINIF SÜRTÜŞMESİ OLARAK DEĞİL; UYDURUK PARTİ VE ŞAHIS MENFAATİ SÜRTÜŞMESİ!.. ONUN İÇİN BİZ DİYORUZ Kİ, TÜRKİYE'DE PARTİCİLİK YÜRÜMEZ. ZÂTEN BÜTÜN PARTİLER "SINIF" DEĞİL, "ŞAHIS" PARTİLERİDİR. MENDERES GİDİNCE DEMOKRAT PARTİ BATAR. DEMİREL GİDİNCE DOĞRU YOL PARTİSİ BATAR. ÖZAL GİDİNCE ANAP BATAR... ECEVİT GİDİNCE DE DSP BATAR. ERDOĞAN GİDİNCE DE A-K-P BATACAK... BUNDAN ŞU SONUÇ ÇIKAR, ASLINDA PARTİ YOK, ŞAHIS VAR!.. BU DA BİZİ PARTİSİZ "BİLENLER"DEN, "ETKİLİ VE YETKİLİLER"DEN OLUŞAN ŞÛRA SİSTEMİNE GÖTÜRÜR!
ATATÜRK'ÜN SÂY MİSÂK-I MİLLÎSİ BİR KERE DAHA DİKKATLE OKUNMALIDIR... DEVLETÇİLİK İLKESİ İŞTE BUDUR!.. NE SOSYALİZME, NE KOMÜNİZME BENZER!.. NE DE VAHŞİ KAPİTALİZMİN MAHZURLARI İLE MÂLÛLDÜR.
ÖYLEYSE "DEVLET, EKONOMİ'DEN ELİNİ ÇEKSİN" DİYENLERİN ÜLKEYİ İKTİSÂDEN YABANCILARA MAHKÛM ETMEK İSTEDİKLERİ AÇIKTIR!.. HİÇ BİR KALKINMIŞ ÜLKEDE ÖZEL SEKTÖR, DEVLET KADAR GÜÇLÜ DEĞİLDİR!.. ABD'DE BİLE DEVLET, ÜLKE EKONOMİSİNİ KORUMA SORUMLULUĞUNDAN VAZGEÇMEMİŞTİR... ONUN İÇİNDİR Kİ, TÜRKİYE'DEN ATLET-DON İTHÂLİNE BİLE KOTA KOYAR!..
ZENGİN ÜLKELER İLE FAKİR ÜLKELER ARASINDAKİ MÜCÂDELE ARTIK, "DÜNYA TİCÂRET ÖRGÜTÜ" TOPLANTILARINA DAHİ YANSIMIŞTIR. SEATTLE'DA, MEKSİKA'DA YAPILAN TOPLANTILARDA BİNLERCE İNSAN "ARTIK YETER SÖMÜRDÜĞÜNÜZ!" DİYE SOKAKLARA DÖKÜLMÜŞTÜR. FAKİR ÜLKELER, ZENGİN ÜLKELERDEN KENDİ TARIM ÜRÜNLERİNE UYGULADIĞI SÜBVANSİYONLARI KALDIRMASINI, VE FAKİR ÜLKELERDEN ALDIĞI MALLARA DA KOTA KOYMAMASINI İSTEMİŞLER AMA İSTEDİKLERİNİ ELDE ETEMEMİŞLERDİR!.. KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSI ZÂLİM POLİTİKALARINDAN VAZGEÇMEMEKTE DİRENMEKTEDİR. "SERBEST PİYASA" DEYİP, BİZLERİ "AÇIK PAZAR" HÂLİNE GETİRİYORLAR, ANCAK KENDİLERİ "KAPALI PAZAR" KALMAKTA DEVÂM EDİYORLAR!
FAKİR ÜLKELERİN DELEGELERİ ARTIK AÇIK AÇIK ŞÖYLE DİYORLAR:
- "SERBEST PAZAR,SERBEST PAZAR DEDİNİZ, CANIMIZA OKUDUNUZ..
ARTIK ÖYLE YAĞMA YOK. EĞER SERBEST PAZAR İSTİYORSANIZ,
ÖNCE SİZ PAZARLARINIZI BİZE AÇIN!..
SONRA, DEVLET DESTEĞİ REKAABETE AYKIRI DEDİNİZ,
BİZE BÜTÜN DESTEKLERİ KALDIRTTINIZ,
AMA KENDİNİZ GİTTİKÇE ARTAN ORANDA KENDİ TARIM ÜRÜNLERİNİZİ DESTEKLİYOR,
ÇİFTÇİNİZE, HAYVAN YETİŞTİRİCİNİZE AÇIKTAN MİLYARLARCA DOLAR AKITIYORSUNUZ!..
ONLARI DA KALDIRIN BAKALIM!"
"DEVLETÇİLİK 1930'LARDA KALDI," DİYENLER, SON DERECE YANILMAKTADIR!.. ARTNİYETLİ HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATILILAR SENİ DEVLETÇİLİKTEN VAZGEÇİRİR, AMA KENDİSİ GEÇMEZ!.. SADECE BİR FİKİR VERMEK AMACIYLA NAKLEDERSEK, EN "LİBERAL" ÜLKELERDE DEVLET HARCAMALARININ GAYRISÂFÎ HÂSILAYA ORANLARI ŞÖYLEDİR:
ALMANYA... % 31.59.... % 33.43
FRANSA.... % 45.06.... % 43.98
İNGİLTERE.. % 41.64.... % 36.50
İTALYA..... % 47.72.... % 50.15
HOLLANDA % 59.99.... % 53.33
İSRAİL..... % 72.39.... % 52.46
YUNANİSTAN % 43.97.... % 60.60
YİNE GÖRÜYORUZ Kİ, 1960 İLE 1990 ARASINDA A.B.D. EYÂLET VE BELEDİYE PERSONEL SAYISI 6.4 MİLYONDAN 15.2 MİLYONA, FEDERAL HÜKÛMETİN PERSONEL SAYISI DA 2.4 MİLYONDAN 3 MİLYONA ÇIKMIŞTIR!.. (KAYNAK: OUTLINE OF US ECONOMY, US INFORMATION AGENCY, 1991)... 1992'DE FEDERAL HÜKÛMETİN İŞ DÜNYÂSI İLE İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEYEN MEMUR SAYISI 122.000 İDİ, YÂNİ 1980'DE OLDUĞUNDAN DAHA FAZLA!.. BU DA BATI ÜLKELERİNİN "DEVLETÇİ" YÖNÜNÜN HİÇ DE KÜÇÜMSENMEYECEK OLDUĞUNU GÖSTERİR.
BU RAKAMLAR SON YILLAR İÇİNDE BELKİ BİRAZ DEĞİŞMİŞTİR... AMA TEMÂYÜL DE SON 3-5 YILDA DEĞİŞTİ... İNGİLTERE'DEKİ TİREN KAZALARI, AMERİKA'DAKİ ELEKTİRİK ÂRIZALARI HEP ÖZELLEŞTİRMENİN GETİRDİĞİ KÂR HIRSINA BAĞLANIYOR, VE GERİ DÖNÜŞÜN YOLLARI ARANIYOR PEK ÇOK ÜLKEDE!..
DÜNYÂNIN EN MEŞHUR İKTİSATÇILARINDAN LIPSEY VE STEINER'İN "ECONOMICS" ADLI DERS KİTABI, 1991 BASKISINDA DAHİ, BATI EKONOMİLERİNİ "KARMA KAPİTALİZM" DİYE ADLANDIRIR... YÂNİ DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR'ÜN MÜŞTEREK FAALİYET GÖSTERDİĞİ, DEVLET'İN DE SERMÂYE KOYDUĞUNU AÇIKÇA İFÂDE EDER!.. HALBUKİ EKONOMİ'Yİ KIVIRAMAYACAĞINI ANLAYIP, CUMHURBAŞKANLIĞINA KAÇAN DEMİREL, 1995 YILINDA ATTIĞI BİR NUTUKTA "ŞU KARMA EKONOMİ'NİN BELİNİ BİR TÜRLÜ KIRAMADIK," DİYE HAYIFLANIYORDU!..
ATATÜRK'ÜN YUKARDA NAKLETTİĞİMİZ SÖZLERİ, İNANIN, TURGUT ÖZAL'DAN DA, NECMETTİN ERBAKAN HOCA'DAN DA, TAYYİP ERDOĞAN'DAN DA DAHA İSLÂMÎDİR... ZÂTEN ONUN İÇİN VERDİK.
İSLÂM İKTİSÂDİYÂTINDAN BAHSEDİYORUZ... YÂNİ BİR MÜSLÜMANIN HAYAT ANLAYIŞINDAKİ İKTİSÂDIN YERİNDEN... DEMEK Kİ, ÖNCE İYİ BİR MÜSLÜMAN OLMAK GEREK!
- "RABBİNİZİN SİZE HARAM KILDIĞINI OKUYAYIM:
O'NA HİÇ BİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYIN.
ANA-BABAYA İYİLİK EDİN... ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN...
FUHUŞLARIN AÇIĞINA KAPALISINA YAKLAŞMAYIN.
VE HAKSIZ YERE CANA KIYMAYIN...
YETİMİN MALINA YAKLAŞMAYIN...
ÖLÇÜ VE TARTIYI TAM ADÂLETLE YAPIN...
AKRABANIZ DA OLSA, ADÂLET YAPIN.
ALLAH'A VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTUN...
İŞTE BENİM DOĞRU YOLUM BUDUR.."
(EN'AM SÛRESİ , 151-158. ÂYETLER)
- "FAKİRLİK KORKUSUYLA,
ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN!
ONLARI DA, SİZİ DE BİZ BESLİYORUZ."
(İSRÂ SÛRESİ , 31. ÂYET)
- "YETİM MALINA YAKLAŞMAYIN!
ANCAK (ONLAR) ERGİNLİK ÇAĞINA ERİŞİNCEYE KADAR
(VASİLİK VEYÂ VEKÂYET EDİYORSANIZ)
GÜZEL BİR TARZDA OLSUN!" (İSRÂ SÛRESİ , 34. ÂYET)
- "NAMAZI DOSDOĞRU KILIN, ZEKÂT VERİN.
BİRBİRİNİZİN KANINI DÖKMEYİN.
BİRBİRİNİZİ YURTLARINDAN ÇIKARTMAYIN!"
(BAKARA SÛRESİ , 84. ÂYET)
ALLAH'IN ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE HARAM KILDIĞI HUSUSLARI GÖRDÜNÜZ MÜ?.. ALLAH'I BİRLEMEKTEN HEMEN SONRA ANA VE BABAYA İYİLİK YAPMAK, ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEMEK, CANA KIYMAMAK, YETİM MALI YEMEMEK, TARTIDA ÖLÇÜDE, TİCÂRETTE HİLE YAPMAMAK, AKRABA-TANIDIK KAYIRMAMAK GELİYOR!..
BİZ BURAYA PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.) HADİSİNE UYARAK YETİMİN YANINA DUL KADINLARI RAHAT BIRAKMAYI DA EKLEDİK. HERNEKADAR ÂYETLERDE DULLARLA İLGİLİ BİR MADDE YOK GİBİ GÖRÜNÜRSE DE, İLERDE VERECEĞİMİZ "EVLENİN, EVLENDİRİN" EMRİNDEN VE PEYGAMBERİMİZİN HADİSLERİNDEN İSLÂM'IN DUL KADINLARIN KORUNMASINA BÜYÜK ÖNEM VERDİĞİNİ ANLIYORUZ. YÜCE PEYGAMBERİMİZ DİYOR Kİ:
ALLAH YOLUNDA SÜREKLİ CİHAD EDEN, HİÇ DURMADAN NAMAZ KILAN,
HER GÜN ORUÇ TUTAN BİRİ GİBİ ALLAH'A YÜKSELİR."
MAALESEF TOPLUMUMUZDA DUL KADINLAR, AZGIN ERKEKLER İÇİN BİR AV GİBİ GÖRÜLÜR, RAHAT BIRAKILMAZ, TEK BAŞINA YAŞAMALARI ZORLAŞTIRILIR. BÖYLE KİŞİLERİN İSLÂM'LA İLGİSİ YOKTUR!
BİLDİĞİNİZ GİBİ BİZ BU "YETİM MALI YEME" KISMINA, DEVLET MALI YEME"Yİ DE EKLİYORUZ. ÇÜNKÜ DEVLET MALININ İÇİNDE POLİTİKACILARIN SIK SIK DİLE GETİRİP TE GÖZETMEDİKLERİ "TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKI" VARDIR.
"KİM HÂİNLİKLE BİR KAMU MAL VE HAKKINA ELKOYARSA,
KIYÂMET GÜNÜ O ELKOYDUĞU ŞEYİ ORTAYA GETİRECEKTİR."
(ÂL-İ İMRÂN , 161. ÂYET)
YÜCE PEYGAMBERİMİZE (S.A.V.) ÂİT O KISSAYI HATIRLAYALIM: HAYBER DÖNÜŞÜNDE, PUSU KURMUŞ OLAN PUTPERESTLERDEN BİRİNİN ATTIĞI OKLA HAZRET-İ PEYGAMBERİN HİZMETİNDE OLAN BİR "SAHÂBE" ÖLÜR. ORADAKİLER HEMEN "ŞEHİTLİĞİ MÜBÂREK OLSUN," DERLER. BUNU DUYAN HAZRET-İ MUHAMMED (S.A.V.) ŞÖYLE BUYURUR:
- "ASLA ŞEHİT OLMADI! ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ, HAYBER GÜNÜ GANİMETLERDEN AYIRIP ZİMMETİNE GEÇİRDİĞİ KAMU MALINA ÂİT GÖMLEK, ATEŞTEN BİR ÇARŞAF GİBİ ONU SARMAKTADIR!"
ADAMIN ÇALDIĞI ALT TARAFI BİR GÖMLEK, HEM DE GANİMET MALINDAN!.. AMA İNSANI ŞEHİT SAYILMAKTAN BİLE ALIKOYABİLİYOR!.. O YÜZDENDİR Kİ, PEYGAMBERİMİZ KAMU MALI ÇALMIŞ KİŞİLERİN CENÂZE NAMAZINI KILMAZDI, ASHAPTAN OLSA DAHİ!.
PEKİ, TERSİNİ YAPARSA, YETİMİN MALINI YERSE, VEYÂ DEVLETİN KAYNAKLARINDAN YETİMLERİN HAKKINI YERSE NE OLUR?.. ALLAH KIYÂMET GÜNÜ O ZÂLİMİN EL KOYDUĞU ŞEYİ ORTAYA GETİRECEKTİR, AMA İŞ ORADA BİTMEYECEKTİR.
- "ZULÛMLE YETİM MALI YİYENLER,
KARINLARI DOLUSU ATEŞ YEMİŞ OLURLAR!
ONLAR YAKINDA ALEVLİ BİR ATEŞE GİRECEKLERDİR!"
(NİSÂ SÛRESİ , 10. ÂYET)
DEDİK Kİ, İYİ MÜSLÜMAN OLMANIN ŞARTI İYİ İŞLER YAPMAK!.. AMA HER ŞEYDEN ÖNCE YERDE GÖKTE NE VARSA, HEPSİNİN ALLAH'IN MÜLKÜNÜN OLDUĞUNU BİLMEK, RIZKI VE MÜLKÜ ANCAK ALLAH'IN VERDİĞİNİ KABUL ETMEK GEREK!.. GENE O NOKTAYA DÖNELİM... YÜCE ALLAH DİYOR Kİ..
- "DE Kİ:: EY MÜLKÜN SÂHİBİ ALLAH'IM!..
SEN MÜLKÜ DİLEDİĞİNE VERİRSİN,
DİLEDİĞİNDEN ALIRSIN!..
HAYIR ANCAK SENİN ELİNDEDİR!"
(MÂİDE SÛRESİ , 26. ÂYET))
- “DİLEDİĞİNE HESAPSIZ RIZIK VERİRSİN!"
(MÂİDE SÛRESİ , 27. ÂYET)
- "ŞÜPHE YOK Kİ,
ALLAH DİLEDİĞİNİ HESAPSIZ RIZIKLANDIRIR."
(MÂİDE SÛRESİ , 37. ÂYET)
- "MÜLK YALNIZCA O'NUNDUR."
(TEĞABUN SÛRESİ , 1. ÂYET)
YÜCE ALLAH HER ŞEYE RAĞMEN "RIZIK KONUSUNDA ENDİŞEYE DÜŞMEYİN" DE DEMİŞ:
- “NİCE CANLILAR VARDIR Kİ, RIZIKLARINI TAŞIMAZLAR.
(YİYECEK BİRİKTİRMEZLER.)
ONLARI DA, SİZİ DE ALLAH RIZIKLANDIRIR.
(ANKEBUT SÛRESİ , 60. ÂYET)
BU SON ÂYET SON DERECE ÖNEMLİ!.. GERÇEKTEN DE HAYVANLARIN, KUŞLARIN, BÖCEKLERİN, BALIKLARIN PEK ÇOĞU RIZIKLARINI, YÂNİ YİYECEKLERİNİ BİRİKTİRMEZ... BİRİKTİRENLER VARDIR. KÖPEKLER, KEMİK GÖMER. SİNCAPLAR KOZALAKLARI BİRİKTİRİR. KARINCALAR YUVALARINA YİYECEK YIĞARLAR. AMA GEYİKLER, KEDİLER, SERÇELER BÖYLE YAPMAZ... ALLAH DİYOR Kİ, "BEN NASIL ONLARI HER DÂİM BESLİYORSAM, SİZİ DE RIZIKSIZ KOYMAM!.. ONUN İÇİN GELECEK ENDİŞESİ İLE MAL BİRİKTİRİP DURMAYIN! CİMRİ OLMAYIN!"
- “DE Kİ: 'SİZE GÖKLERDEN
VE YERDEN KİM RIZIK VERİR?'
'ALLAH' DE!"
(SEBE SÛRESİ , 24. ÂYET)
- “EY İNSANLAR!
ALLAH'IN SİZE OLAN NİMETİNİ HATIRLAYIN.
ALLAHTAN BAŞKA SİZE,
GÖKLERDEN VE YERDEN RIZIK VEREN
BİR YARATICI VAR MI?"
(FÂTIR SÛRESİ , 3. ÂYET)
- “O, SİZE ÂYETLERİNİ GÖSTEREN,
SİZİN İÇİN GÖKTEN BİR RIZIK İNDİRENDİR.
ANCAK O'NA YÖNELEN DÜŞÜNÜP İBRET ALIR!"
(MÜMİN SÛRESİ , 12. ÂYET)
BİZE VERİLEN AZ İSE; ALLAH'IN BAŞKASINA VERDİĞİNE GÖZ DİKMEMEK, HASET ETMEMEK, BUNU İLÂHÎ BİR HAKSIZLIK OLARAK GÖRMEMEK GEREKİR:
- "ALLAH (BÜTÜN) KULLARINA RIZKI BOLLAŞTIRSAYDI,
YERYÜZÜNDE AZARLARDI.
FAKAT O RIZKI DİLEDİĞİ ÖLÇÜDE İNDİRİR.
ŞÜPHESİZ O, KULLARINDAN HAKKIYLA HABERDÂRDIR.
VE ONLARI HAKKIYLA GÖRENDİR."
(ŞÛRA SÛRESİ , 27. ÂYET)
- "ONLARDAN BÂZI ZÜMRELERE,
KENDİLERİNİ DENEMEK İÇİN VERDİĞİMİZ
DÜNYÂ HAYÂTININ SÜSLERİNE GÖZLERİNİ DİKME!..
RABBİNİN RIZKI DAHA HAYIRLI
VE DAHA SÜREKLİDİR."
(TAHA SÛRESİ , 131. ÂYET)
DİKKAT EDİYOR MUSUNUZ, YÜCE ALLAH MALI-MÜLKÜ ÇOK OLANLARA, KISA ZAMANDA ZENGİN OLANLARA VERDİĞİ DÜNYA SÜSLERİ VE MALLARININ ONLAR İÇİN İMTİHAN OLDUĞUNU BELİRTİYOR!.. BİR KİŞİNİN MALI-MÜLKÜ HAKLI VEYÂ HAKSIZ YOLLARDAN KAZANMIŞ OLMASI; ONUN İMTİHANININ FAKİRİN İMTİHANINDAN FARKLI OLDUĞUNU GÖSTERİYOR!.. ONUN İMTİHANI BU MAL İLE ŞIMARMAMAKTIR. "ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR," (HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET) ESASINI UNUTURSA, MALINDAN MÜLKÜNDEN BAŞKALARINI DA YARARLANDIRMAZSA, HELE BİR DE MALIN MÜLKÜN ESAS SÂHİBİNİN ALLAH OLDUĞUNU UNUTUP, BÖBÜRLENİR, KASILIRSA... ELBETTE GÜNÜ GELİR, ALLAH'A HESÂBINI VERİR. BELKİ DE SONU, HERKESİ SOYUP SOĞANA ÇEVİREN BANKER KASTELLİ GİBİ İNTİHAR OLUR! VEYÂ BANKER YALÇIN, PARSADAN GİBİ ÖLDÜRÜLÜR!.. ALLAH İŞİNİ BİLİR!..
BURADA DEVLET'İN GÖREVİ, O KİŞİNİN SERVETİNDEN (GELİRİNDEN DEĞİL!) FAKİRİN HAKKINI ALMAK VE FAKİRLER İÇİN HARCAMAKTIR!.. BÖYLE BİR UYGULAMA, FAKİRLERİN DE ZENGİNLERE HASET ETMESİNİ, SOYMAYA KALKMASINI ÖNLER!
BU DA BİZİ FAKİRİN İLK İMTİHANINA GETİRİR... BİZE VERİLEN AZ İSE, BUNA RIZA GÖSTERMEK GEREKİR!.. RABBİN UYGUN GÖRDÜĞÜ RIZIK, FAZLA MALDAN DAHA HAYIRLIDIR. İSYAN ETMEMEK, BAŞKALARINA VERİLMİŞ OLAN MALA-MÜLKE, DÜNYA SÜSLERİNE GÖZ DİKMEMEK, DAHA FAZLA ÇALIŞIP DAHA FAZLASINI HAK ETMEYE UĞRAŞMAK, AMA MUTLAKA ELİMİZDEKİNE ŞÜKRETMEK GEREKİR... EĞER BİZE VERİLEN ÇOĞALIRSA İSE, O ZAMAN GEÇMİŞİ UNUTMAMAK, BUNDAN BAŞKALARINI DA YARARLANDIRMAK, DOYURMAK, BARINDIRMAK, "ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR," ESASINI UNUTMAMAK GEREKİR!..
- "KIYÂMET GÜNÜ HER NEFİS
İYİLİK VE KÖTÜLÜK (HER NE İSE),
İŞLEDİĞİNİ (KARŞISINDA) HAZIR BULUR."
(MÂİDE SÛRESİ , 30. ÂYET)
-"KENDİ İYİLİĞİNİZE OLARAK SADAKA VERİN!...
KİM NEFSİNİN CİMRİLİĞİNDEN KORUNURSA,
İŞTE ONLAR BAŞARIYA ERENLERDİR!"
(TEĞÂBUN SÛRESİ , 16. ÂYET)
MALINDAN MÜLKÜNDEN BAŞKALARINI YARARLANDIRANLARIN BAŞKALARINA İYİLİK YAPTIKLARINI SANMALARI DAHİ DOĞRU DEĞİLDİR. ALLAH DİYOR Kİ, "SADAKA VERMENİZ, MALINIZDAN YEDİRİP İÇİRMENİZ, ASLINDA SİZİN İYİLİĞİNİZEDİR. NEFSİNİZİ CİMRİLİKTEN KURTARMANIZ, GERÇEK BAŞARIYA ULAŞMANIZ İÇİNDİR." ... YOKSA, BAŞARI, BÂZI İŞADAMLARININ SANDIĞI GİBİ DAHA ÇOK PARA KAZANMAK DEĞİLDİR!..
YÜCE ALLAH, BU "ZENGİNİN MALINDAN FAKİRLERİ DE YARARLANDIRMASI", "SADAKA VERİLMESİ", "CİMRİLİKTEN KAÇINILMASI" HUSUSLARINDA NEFİS BİR KISSA ANLATIYOR, KUR'AN-I KERİM'DE:
- “ŞÜPHESİZ BİZ, VAKTİYLE ‘BAHÇE SÂHİPLERİ’NE BELÂ VERDİĞİMİZ GİBİ,
ONLARA (MEKKELİ İNKÂRCILARA, CİMRİLERE) DA BELÂ VERDİK.
HANİ O BAHÇE SÂHİPLERİ, SABAH ERKENDEN (FAKİRLER GELMEDEN)
BAHÇENİN ÜRÜNLERİNİ DEVŞİRMEYE YEMİN ETMİŞLERDİ (YA),
BUNU TASARLARKEN İSTİSNÂ DA YAPMIYORLARDI...
NİHÂYET, ONLAR UYKUDA İKEN, RABBİNDEN BİR ÂFET BAHÇEYİ SARDI.
BÖYLECE BAHÇE (ANIZI) YAKILMIŞ TOPRAĞA DÖNDÜ!..
DERKEN, SABAHLEYİN BİRBİRLERİNE,
'HAYDİ, EĞER ÜRÜNÜNÜZÜ DEVŞİRECEKSENİZ, ERKENDEN GELİN,'
DİYE SESLENDİLER. (SONRA) BUNUN ÜZERİNE,
'SAKIN, BUGÜN HİÇBİR YOKSUL YANINIZA SOKULMASIN,'
DİYE FISILDAŞARAK YOLA KOYULDULAR.
MADDÎ DURUMLARI MÜSÂİT OLDUĞU HALDE,
(BÖYLE SÖYLEŞEREK) ERKENDEN YOLA ÇIKTILAR.
FAKAT BAHÇEYİ O HALDE GÖRDÜKLERİNDE,
'BİZ MUTLAKA YOLUMUZU ŞAŞIRMIŞ OLMALIYIZ,' DEDİLER..
(GERÇEĞİ ANLAYINCA DA) 'HAYIR, (DOĞRU YERDEYMİŞİZ,)
MEĞER BİZ MAHRUM BIRAKILMIŞIZ,' DEDİLER.
ONLARIN EN AKL-I SELİM SÂHİBİ OLANI,
'BEN SİZE >RABBİNİZİ TESBİH ETSEYDİNİZ, YA!< DEMEMİŞ MİYDİM?' DEDİ.
ONLAR, 'RABBİMİZİ TESBİH EDERİZ.
(O, HER TÜRLÜ KUSURDAN, NOKSANDAN ÂRİDİR.)
ŞÜPHESİZ BİZ ZÂLİM KİMSELER İMİŞİZ,' DEDİLER.
BUNUN ÜZERİNE BİRBİRLERİNİ KINAMAYA BAŞLADILAR.
ŞÖYLE DEDİLER: 'YAZIKLAR OLSUN BİZE! GERÇEKTEN AZGIN KİŞİLERMİŞİZ.
UMULUR Kİ, RABBİMİZ BİZE BUNUN YERİNE DAHA İYİSİNİ VERİR.
ÇÜNKÜ BİZ ARTIK RABBİMİZİ ARZULAYANLARIZ.'
İŞTE BÖYLEDİR AZÂP!.. ÂHIRET AZÂBI ELBETTE DAHA BÜYÜKTÜR!
AH, BİR BİLSELERDİ! "
(KALEM SÛRESİ , 17-33. ÂYETLER)
DEMEK Kİ NEYMİŞ?... YOKSULLAR GÖRMESİN DİYE, ERKENDEN ÜRÜN TOPLAMAYA GİTMEK BİLE UYGUN DEĞİLMİŞ!.. ÇÜNKÜ O ÜRÜNÜ SANA ALLAH BAHŞETTİ VE ONDA FAKİRLERİN DE HAKKI VAR. ZÂTEN İSLÂM'DA BAHÇEDE OLAN MEYVA AĞAÇLARINDAN YERLERE DÖKÜLENLER, KURDUN (KURTÇUĞUN) KUŞUN NASİBİ SAYILIR. BAHÇE DUVARINDAN TAŞAN DALLARDAKİ MEYVALAR (BİR İLÂHÎ İŞÂRETTİR O) GELEN GEÇENİN GÖZ HAKKI SAYILIR, HER İKİSİ DE TOPLANMAZ... NE GÜZEL ÂDETTİR!.. ÖTE YANDAN ÜRÜN TOPLARKEN GELİP GEÇENLERE DE TATTIRMAK, BİRER-İKİŞER HEDİYE ETMEK TE BİR BAŞKA GÜZEL ÂYETİMİZDİR. HALKIMIZ PİŞİRDİĞİ AŞTAN "KOKTU" DİYE ETRAFTAKİLERE DE TATTIRIR. "İMRENİR" DİYE SOKAKTA, ORTALIK YERDE YEMEK YEMEZ!.. SİNSİ TELEVİZYON YAYINLARI VE FİLİMLER DAHİ PEK AZ KİMSEYİ ETKİLEYEBİLMİŞ, BU GÜZEL ÂDETİ HÂLÂ UNUTTURAMAMIŞTIR!.. KALDI Kİ, BU UYGULAMA BİR UYARI ŞEKLİNDE TEVRAT'TA DA VARDIR: "DİYÂRINIZIN EKİNİNİ BİÇTİĞİNİZ ZAMAN, TARLANIN KÖŞELERİNİ BÜSBÜTÜN BİÇMİYECEKSİN! VE EKİNDEN DÜŞEN BAŞAKLARI DEVŞİRMİYECEKSİN!.. VE BAĞBOZUMUNU BÜSBÜTÜN DEVŞİRMİYECEKSİN! VE BAĞININ YERE DÜŞEN MEYVALARINI DEVŞİRMİYECERSİN!.. ONLARI FAKİR VE GARİP OLANLAR İÇİN BIRAKACAKSIN!.. BEN (BU NİMETLERİ SİZE VEREN) ALLAH'INIZ RABB'IM!" (LEVİLİLER , 19. BÂB, 9-10.ÂYETLER... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
- "SADAKA VEREN ERKEKLER VE SADAKA VEREN KADINLAR
VE ALLAH'A GÜZEL BORÇ VERENLER,
İŞTE ONLARA KAT KAT YAPILIR
VE ONLAR İÇİN DEĞERLİ BİR ÖDÜL DE VARDIR."
(HADİD SÛRESİ , 18. ÂYET)
BAŞKA YERLERDE DE GEÇEN BU İFÂDE İLE FAKİRLERE, MUHTAÇLARA YAPILACAK YARDIM "ALLAH'A BORÇ VERMEK" OLARAK VASIFLANDIRILIYOR. YÂNİ, "KARŞINDAKİNİ ALLAH'IN TECELLİSİ OLARAK GÖR," DENİYOR. BU YARDIMIN KARŞILIĞI KAT KAT ÖDENDİĞİ GİBİ, BİR DE AYRICA MÜKÂFATI VAR!..
-“HERHANGİ BİRİNİZE ÖLÜM GELİP TE, ‘EY RABBİMİZ!
BENİ YAKIN BİR ZAMANA KADAR GECİKTİRSEN DE,
SADAKA VERİP İYİLERDEN OLSAM!' DEMEDEN ÖNCE,
SİZE RIZIK OLARAK VERDİKLERİMİZ ŞEYLERDEN
ALLAH YOLUNDA HARCAYIN!
ALLAH, ECELİ GELDİĞİNDE HİÇ BİR KİMSEYİ ASLA ERTELEMEZ!
ALLAH BÜTÜN YAPTIKLARINIZDAN HABERDÂRDIR."
(CUMÂ SÛRESİ , 10-11. ÂYETLER)
BU ÂYET BANA SÂKIP SABANCI'NIN HASTALANIP AMERİKA'YA GİTMESİ, UZUN BİR TEDÂVİ GÖRMESİ VE SONUNDA TÜRKİYE'YE DÖNDÜĞÜNDE HASTANE YAPTIRMAYA KARAR VERMESİNİ HATIRLATIR HEP... ÖLÜMÜ HİSSEDİNCE BÜTÜN O BİRİKTİRDİKLERİNİN BOŞ OLDUĞUNU, KEFENİN CEBİNİN OLMADIĞINI GÖRMÜŞ, VE HAYIR YAPMAYA KARAR VERMİŞTİ. KEŞKE O HAYIR FAKİRLERİN ÜCRETSİZ BAKILACAĞI BİR NOKTAYA UZANABİLSEYDİ!
-"O (CİMRİ), AZAMET SÂHİBİ ALLAH'A İYMAN ETMİYORDU!
YOKSULU DOYURMAYA ÖNAYAK OLMUYORDU. .
(HAKKA SÛRESİ , 34. ÂYET)
- "NEDEN SİZ ALLAH YOLUNDA HARCAMIYASINIZ Kİ?..
GÖKLERİN VE YERİN MİRÂSI ZÂTEN ALLAH'INDIR!
(HADİD SÛRESİ , 10. ÂYET)
- "ELBETTE İÇİNİZDEN FETİHTEN ÖNCE HARCAYAN
VE SAVAŞAN BİR OLMAZ!
ONLARIN DERECESİ, SONRADAN HARCAYAN
VE SAVAŞANLARDAN DAHA BÜYÜKTÜR!"
(HADİD SÛRESİ , 10. ÂYET)
- "KİMDİR O ALLAH'A GÜZEL BİR BORÇ VERECEK OLAN Kİ,
ALLAH DA ONUN VERDİĞİNİ KAT KAT ARTTIRSIN."
(HADİD SÛRESİ , 11. ÂYET)
- “ŞÜPHESİZ O, (SENİ) BAŞKALARINA MUHTAÇ OLMAKTAN KURTARDI,
VE VARLIK SÂHİBİ KILDI." (NECM SÛRESİ, 48. ÂYET)
ALLAH YÜCE PEYGAMBERİMİZİ BAŞKALARINA MUHTAÇ OLMAKTAN KURTARDI İSE, BİZLERİ DE KURTARACAĞINA İNANMALIYIZ.
- "EY MÜMİNLER!.. SİZ PEYGAMBER İLE GİZLİ KONUŞACAĞINIZ ZAMAN,
BU KONUŞMADAN ÖNCE BİR SADAKA VERİN!
BU, SİZİN İÇİN DAHA HAYIRLI VE DAHA TEMİZDİR.
ŞÂYET (SADAKA VERECEK BİR ŞEY) BULAMAZSANIZ,
BİLİN Kİ, ALLAH ÇOK BAĞIŞLAYICIDIR.
ÇOK MERHAMET EDENDİR."
(MÜCADELE SÛREZİ , 12. ÂYET)
PEYGAMBERLE GİZLİ GÖRÜŞMEK İSTEYENİN MUTLAKA HALLETMEK İSTEDİĞİ BİR MESELESİ VARDIR. ALLAH, "BUNUN HALLOLMASINI İSTEMEDEN ÖNCE, SEN BAŞKA BİRİNİN DERDİNE DEVÂ OL," DİYOR.
ASLINDA BU KURAL DEVLET BAŞKANI İLE GÖRÜŞMEK İSTEYENLER İÇİN DE GEÇERLİDİR. ÇÜNKÜ KİŞİ BİR DERDİNE ÇÂRE BULUNMASINI İSTEYECEKTİR. İSTEĞİN MUHÂTABI ASLINDA O ZAT DEĞİL, YÜCE ALLAH OLMALIDIR. HEM BU HUSUS HATIRDA TUTULMALI, HEM DE GENE BİR BAŞKASININ DERDİNE DEVÂ OLARAK İŞE BAŞLANMALIDIR.
- “BAŞBAŞA KONUŞMANIZDAN ÖNCE SADAKALAR VERMEKTEN ÇEKİNDİNİZ Mİ?
BUNU YAPMADIĞINIZA VE ALLAH DA SİZİ AFFETTİĞİNE GÖRE,
ARTIK NAMAZ KILIN, ZEKÂTI VERİN!"
(MÜCADELE SÛRESİ , 13. ÂYET)
- “ONLARIN MALLARI DA, EVLÂTLARI DA, ALLAH'A KARŞI
KENDİLERİNE BİR YARAR SAĞLAMAYACAKTIR!
ONLAR, CEHENNEMLİKDİRLER.
ONLAR ORADA EBEDÎ KALACAKLARDDIR.”
( MÜCADELE SÛRESİ , 17. ÂYET)
- "BİZİ ANMAKTAN ÖTEYE DÖNEN
VE DÜNYA HAYÂTINDAN BAŞKA BİR ŞEY İSTEMEYEN
KİMSEDEN YÜZ ÇEVİR!" (NECM SÛRESİ , 29. ÂYET)
ALLAH, NAMAZ VAKİTLERİNDE, GÜNDE BEŞ DEFA, AKLIMIZI, ZİHNİMİZİ, BENLİĞİMİZİ DÜNYA GAAİLELERİNDEN ALIP ALLAH'A YÖNELMEMİZİ İSTER! SONRA TEKRAR DÜNYA HAYÂTINA DÖNERİZ. AMA O ALLAH'IN ZİKRİYLE MEŞGUL OLDUĞUMUZ 5-10 DAKİKA VAR YA, BİZİ NEFSİMİZİN KÖTÜ TELKİNLERİNDEN KORUR. MÜŞTERİMİZİ KAZIKLAMAKTAN, TERÂZİYE HİLE KATMAKTAN, TEZGÂHIN ALTINDAN ÇÜRÜK MEYVA SATMAKTAN CAYDIRIR! HİÇ ALLAH'I BİRAZ ÖNCE ANMIŞ KİŞİ, ŞEYTANIN İĞVASINA UYAR MI?.. UYMAMASI GEREKİR! EĞER UYUYORSA, O NAMAZI KILMAMIŞ DEMEKTİR!
İSLÂM'DA TİCÂRET MUBAH; KUMAR, FÂİZ, SUTOKÇULUK VE SİPEKÜLÂSYON HARAMDIR!.. TÂTİL DİYE BİR ŞEY YOKTUR, DİNLENME VARDIR. ONUN İÇİN BİZ HAFTADA İKİ GÜN DEVLET MEMURLARINA VE OKULLARA TÂTİL OLMASINI DOĞRU BULMAYIZ. YAHUDİLERE UYUP CUMARTESİ, VE HIRİSTİYANLARA UYUP PAZAR GÜNÜNÜ TÂTİL YAPMAK TA DOĞRU DEĞİLDİR. MÜSLÜMANLARI ŞAHSİYETSİZ KILAR!..
YAHUDİLER'E CUMARTESİ GÜNÜ ÇALIŞMAMALARININ EMREDİLMESİNİN BİR HİKMETİ VARDIR... YAHUDİ MİZAÇ İTİBÂRİYLE KÂRINA, KAZANCINA DÜŞKÜN OLDUĞU İÇİN, HEP KENDİNİ DÜŞÜNÜR. HİÇ DEĞİLSE HAFTADA BİR GÜN PARA KAZANMAK İÇİN ÇALIŞMAYI BIRAKMASI VE ALLAH'A YÖNELMESİ İSTENMİŞTİR. ANCAK BU, YANLIŞ ANLAŞILMIŞ, AŞIRIYA GÖTÜRÜLMÜŞTÜR. ÖYLE Kİ, CUMARTESİ GÜNÜ YAHUDİ HİÇ BİR EV İŞİ YAPMAZ, OTOMOBİLE BİNMEZ, DÜĞMESİNİ BİLE DİKMEZ OLMUŞTUR!
HIRİSTİYANLAR'A GELİNCE, HAZRET-İ İSÂ'NIN DİNİ YAHUDİLİKTEN AYRI OLMADIĞI İÇİN CUMARTESİ YASAĞININ SÜRMESİ GEREKİRDİ. ANCAK ROMA İMPARATORU KONSTANTİN 325 YILINDA TOPLADIĞI İZNİK KONSÜLÜ'NDE PUTPEREST ROMA İNANÇLARINI HIRİSTİYANLIĞA KATARAK BİR DİN OLUŞTURDUĞU İÇİN, GÜNEŞE TAPMA GÜNÜ OLAN PAZAR (SUN-DAY) TÂTİL GÜNÜ OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR.
TEKRAR EDİYORUZ: MÜSLÜMANLAR DA HAFTADA BİR GÜNÜ DİNLENMEYE AYIRABİLİRLER. HATTA BÖYLE BİR UYGULAMA, HIZLI ŞEHİR HAYÂTI İÇİN ELZEM HÂLE GELMİŞTİR. GÜNÜ ÜÇE BÖLMEK, 8 SAAT ÇALIŞIP, 8 SAAT UYUMAK, VE KALAN 8 SAATİ KENDİNE, İBÂDETİNE, ÂİLESİNE AYIRMANIN YANISIRA, HAFTADA BİR GÜN İŞTEN GÜÇTEN UZAKLAŞIP DİNLENMENİN FAYDASI BÜYÜKTÜR. ANCAK BİZİM İNANCIMIZ ODUR Kİ, BU GÜN CUMA GÜNÜ İSE, ALLAH, "NAMAZ KILINDIKTAN SONRA YERYÜZÜNE DAĞILIN, VE ALLAH'IN LÛTFUNDAN NASİBİNİZİ ARAYIN," BUYURMUŞ!.. OLSA OLSA, ÖĞLENE KADAR BİR DİNLENME YAPILABİLİR! ANCAK KUR'AN ÂYETİNE AYKIRI DAVRANMAMAK KAYDIYLA:
- "EY MÜMİNLER (İNANANLAR)!
CUM'A GÜNÜ NAMAZ İÇİN ÇAĞRILDIĞINIZ ZAMAN,
ALLAH'I ANMAYA KOŞUN! ALIŞVERİŞİ BIRAKIN!
EĞER BİLİRSENİZ, BU SİZİN İÇİN DAHA HAYIRLIDIR
NAMAZ KILINDIKTAN SONRA YERYÜZÜNE DAĞILIN,
VE ALLAH'IN LÛTFUNDAN NASİBİNİZİ ARAYIN!"
(CUM'A SÛRESİ , 9-10. ÂYETLER)
ÇOK AÇIK, DEĞİL Mİ? CUM'A GÜNÜ ÖĞLE NANMAZI VAKTİ İŞİ-GÜCÜ, ALIŞ-VERİŞİ BIRAKIP TOPLU HALDE ALLAH'I ANMAYA KOŞMAK GEREK!.. DEVLET REİSİ ADINA YAPILAN HUTBEYİ DİNLEYİP, ÜLKE İŞLERİNDEN HABERDÂR OLMAK, BİR VATANDAŞ OLARAK KENDİNDEN BEKLENENİ ÖĞRENMEK GEREK!.. CUM'A NAMAZININ MUTLAKA CEMAATLE KILINMASINDAN MAKSAT, AYNI YERDE YAŞAYAN MÜSLÜMANLARIN ORTAK MESELELERİNİN GÖRÜŞÜLMESİ, DEVLET REİSİNİN HALKTAN BEKLEDİKLERİNİ ONLARA İLETMESİDİR. O YÜZDEN HALİFE VEYÂ DEVLET REİSİ ADINA HUTBE OKUTULUR!.. TAMÂMEN SOSYAL (İÇTİMÂÎ) BİR FAALİYETTİR... DEVLET REİSİ ADINA OKUNMAYAN, VE GÜNÜN İHTİYACINA YÖNELİK OLMAYAN HUTBENİN BİR ANLAMI YOKTUR!.. HELE BİR DİN ÂLİMİMİZİN "BEN CUM'A NAMAZINI EVDE KILIYORUM," DEMESİ KADAR YANLIŞ BİR ŞEY OLAMAZ! O NAMAZIN ÖZÜNÜ, MAKSADINI KAVRAMADIĞINA İŞÂRETTİR!
HUTBEDEN SONRA CUM'A NAMAZINI KILMAK, SONRA DA GÖNLÜNDE ALLAH'IN ZİKRİ OLARAK, HER TÜRLÜ KÖTÜ DUYGULARDAN ARINMIŞ OLARAK NASİBİNİ ARAMAK ÜZERE HALKIN ARASINA KARIŞMAK GEREK!.. YÜCE ALLAH "YERYÜZÜNE DAĞILIN" İFÂDESİ İLE ÇOK GENİŞ BİR ALANI KASTETMİŞ!.. BU; DÜNYÂYI TANIMAK, İNSANLARI TANIMAK, YENİ ŞEYLERİ GÖRMEK VE ÖĞRENMEK DEMEKTİR!.. ÖYLE YAN DEVRİLİP YATMAK YOK!
RİVÂYET ODUR Kİ, İLK ZAMANLARDA NAMAZ ÖNCE KILINIR, HUTBE SONRA OKUNURMUŞ... SONRA BAKMIŞLAR Kİ, CEMAAT NAMAZI KILDIKTAN SONRA KAYTARIYOR, HUTBEYİ BEKLEMEDEN KAÇIYOR; HUTBEYİ ÖNE, NAMAZI ARDA ALMIŞLAR! BENCE DOĞRU YAPMIŞLAR! BÖYLECE CEMAATİN DE KENDİNİ "NAMAZ KILDIM" DİYE ALDATMASININ ÖNÜNE GEÇMİŞLER. ÇÜNKÜ ÖĞLE NAMAZI FARZI 4 REKAT OLDUĞU HALDE, ÖĞLE NAMAZI YERİNE GEÇEN CUM'A NAMAZI 2 REKATTIR. ÖTEKİ 2 REKAT NE OLDU?.. İŞTE HUTBE DİNLEMEK, ÜLKE MESELELERİNDEN HABERDAR OLMAK, DEVLET REİSİNİN KENDİSİNDEN NE BEKLEDİĞİNİ ÖĞRENMEK, KONU-KOMŞUNUN DERDİYLE İLGİLENMEK, YÂNİ TOPLUMUN BİR FERDİ OLDUĞUNU FARKETMEK "2 REKAT NAMAZ" YERİNE GEÇER!.. CUM'A GÜNÜ HUTBE DİNLEMEYENİN NAMAZI EKSİK OLUR. TABİİ HUTBE, HUTBE İSE!.. BU ARADA BELİRTELİM, CEM-CUM'A-CÂMİ- CEMİYET-CEMAAT-İÇTİMA HEP TOPLUM-TOPLANMA İLE İLGİLİ KELİMELERDİR.
CUM'A NAMAZINDAN SONRA BİR DE VAKİT NAMAZI, YÂNİ ÖĞLE NAMAZI KILINMASI, SONRADAN UYDURMADIR. HİÇ BİR ANLAMI YOKTUR, NÂFİLE NAMAZ OLMASININ DIŞINDA! SEBEBİ, "CUM'A NAMAZI KABUL OLMAZSA, BÂRİ ÖĞLE NAMAZIMIZ KABUL OLSUN," DİYE GÖSTERİLİR... BEŞ DAKİKA ÖNCE KILINAN NAMAZIN KABUL OLMADIĞI YERDE, ÖTEKİ NİYE KABUL OLSUN Kİ?.. NE VAR Kİ, VAKİT NAMAZI KILANLARDAN BÂZILARI, "TÜRKİYE'DE GÜNÜMÜZDE CUM'A NAMAZININ ŞARTLARININ VÂROLMADIĞINI" ÖNE SÜRÜYORLAR. İDDİALARINI DEVLETİN TAM BİR İSLÂM DEVLETİ OLMADIĞINA, DEVLET REİSİNİN TAM BİR MÜSLÜMAN GİBİ DAVRANMADIĞINA, ÜLKENİN DAR-ÜL İSLÂM DEĞİL, DAR-ÜL HARB OLDUĞUNA, YÂNİ HENÜZ KÜFÜRLE, İNKÂRLA MÜCÂDELENİN BİTMEDİĞİNE, ÜLKEDE İSLÂM'IN DEĞİL; KÜFRÜN HÂKİM OLDUĞUNA DAYANDIRIYORLAR... İNŞALLAH HAKLI DEĞİLLERDİR!..
CÂMİDEN KAÇANLAR SÂDECE HUTBE DİNLEMEYENLER DEĞİL!.. BAKIN, PEYGAMBER DÖNEMİNDE, YÂNİ ASR-I SAADETTE BİLE, "ASHAB" DEDİĞİMİZ ZATLAR DAHİ NE YAPMIŞLAR DA, ALLAH'IN İKAZINA MÂRUZ KALMIŞLAR:
- ”ONLAR BİR TİCÂRET
VEYA BİR OYUN-EĞLENCE GÖRDÜKLERİ ZAMAN,
HEMEN DAĞILIP ONA KOŞTULAR!
VE SENİ AYAKTA BIRAKTILAR!
DE Kİ: ALLAH'IN YANINDA BULUNAN (NİMETLER)
EĞLENCE VE TİCÂRETTEN DAHA HAYIRLIDIR!
ALLAH, RIZIK VERENLERİN EN HAYIRLISIDIR."
(CUMA SÛRESİ , 11. ÂYET)
RİVÂYETE GÖRE BİR GÜN PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) CÂMİDE HUTBE İRÂD EDERKEN, VEYÂ NAMAZ KILDIRIRKEN, BİRİSİ KERVAN GELDİĞİNİ HABER VERMİŞ. CEMAAT TE NAMAZI, HUTBEYİ BIRAKIP ALIŞVERİŞE KOŞMUŞ!. BU OLAY BİR KAÇ KEZ TEKRARLANINCA, ÂYET İNMİŞ... EH, ŞİMDİKİLERDEN FARKLI DEĞİLMİŞLER!.. ÇOĞUNUN ELİ NAMAZDA, AKLI DÜKKÂNDA!.
NEFİS, İNSANA HER ŞEYE SÂHİPLENMEYİ, HER ŞEYİ KENDİNDEN BİLMEYİ ÖĞÜTLER. HALBUKİ HER ŞEY ALLAH'TANDIR. BİZİ O YARATMIŞ, HATTÂ ÇOK ÖĞÜNDÜĞÜMÜZ, BİZİ HAYVANDAN AYIRAN ÖZELLİĞİMİZ KONUŞMAYI BİLE O ÖĞRETMİŞTİR:
- "RAHMAN İNSANI YARATTI, ONA BEYÂNI ÖĞRETTİ."
(RAHMAN SÛRESİ , 1-4. ÂYETLER)
SONRA GÖKTE, YERDE VARETTİĞİ HER ŞEY İLE BİZE HEM NİMETLER BAHŞETTİĞİNİ, HEM DE DOĞRUYU, İYİYİ, GÜZELİ GÖSTERDİĞİNİ ANLATIR... O, GÖKLERİ VE GÖKTE YILDIZLARI, GEZEGENLERİ, GALAKSİLERİ, KEHKEŞANLARI YAPATMIŞTIR. HEPSİNİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR Kİ, FEZADAKİ HAREKETLERİ MİLİM ŞAŞMAZ!
ALLAH BUNU BELİRTTİKTEN SONRA, "EY İNSANOĞLU, ÖYLEYSE SEN DE TARTIYA, TERÂZİYE, METREYE, ARŞINA, LİTREYE HİLE SOKMA!.. EKSİK TARTMA! EKSİK ÖLÇME! SÜTE SU, YOĞURDA KİREÇ, PİRİNCE TAŞ, ETE SOYA, YİYECEĞE BOYA KATMA! ALLAH'IN SİZE BAHŞETTİĞİ BUNCA NİMETTEN SONRA ŞÜKRETMEYİ BIRAKIP, NANKÖR OLMA," DER... İNANMAZSANIZ, OKUYUN:
- "O, GÖĞÜ YÜKSELTTİ VE MİZÂNI KOYDU.
TAŞKINLIK EDİP DENGEDE, TARTIDA YANLIŞLIK YAPMAYIN DİYE!
TERÂZİYİ DOĞRU TUTUN! EKSİK TARTMAYIN!"
(RAHMAN SÛRESİ , 8-9. ÂYETLER)
BİZ BU ÂYETİN SANAYİ VE TİCÂRET BAKANLIKLARI TARAFINDAN BASTIRILIP BÜTÜN DÜKKÂNLARA VERGİ LEVHASI GİBİ ASILMASINDAN YANAYIZ!.. "BÖBÜRLENME, KASILARAK YÜRÜME" (İSRÂ SÛRESİ, 37-38. ÂYETLER) İFÂDEBİNİN DE BÜTÜN PATRONLARIN, MÜDÜRLERİN, KOMUTANLARIN ODASINA ASILMASI ÇOK YARARLI OLUR!.. DEVLET-İ ALİYYE'DE KOSKOCA CİHAN İMPARATORU PÂDİŞÂHA, CÜLÛS MERÂSİMİNDE (TAHTA ÇIKIŞINDA) "MAĞRUR OLMA PÂDİŞÂHIM! SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR!" DİYE BAĞIRIRDI TOPLANMIŞ OLAN HALK!.. ŞİMDİKİLER DAHA MI KIYMETLİ???
- “ALLAH YERİ YARATIKLAR İÇİN VÂRETTİ.
ORADA MEYVE(LER) VE SALKIMLI HURMA AĞAÇLARI VARDIR.
YAPRAKLI TÂNELER, HOŞ KOKULU BİTKİLER VARDIR.
O HALDE RABBİNİZİN HANGİ NİMETLERİNİ YALANLIYORSUNUZ?"
(RAHMAN SÛRESİ , 10-13. ÂYETLER)
- "İKİ DOĞUNUN, İKİ BATININ RABBİDİR."
(RAHMAN SÛRESİ , 17. ÂYETLER)
- "İKİ DENİZİ SALIVERDİ, BİRBİRİNE KAVUŞUYORLAR (AMA)
ARALARINDA BERZAH VARDIR. BİRBİRİNE GEÇİP KARIŞMIYORLAR."
(RAHMAN SÛRESİ , 19-20. ÂYETLER)
- “O DENİZLERİN HER İKİSİNDEN DE İNCİ VE MERCAN ÇIKAR.
O HALDE RABBİNİZİN HANGİ NİMETLERİNİ YALANLIYORSUNUZ?"
(RAHMAN SÛRESİ , 22-23. ÂYETLER)
- “DENİZDE AKIP GİDEN DAĞLAR GİBİ YÜKSEK GEMİLER DE O'NUNDUR.
O HALDE RABBİNİZİN HANGİ NİMETLERİNİ YALANLIYORSUNUZ?"
(RAHMAN SÛRESİ , 24-25. ÂYETLER)
YAA!... "BU YAT BENİM, BU KAT BENİM, BU OTOMOBİL BENİM, BU VİLLA BENİM, BU TARLALAR BENİM!" DİYE KASILMANIN NE BÜYÜK BİR SAÇMALIK OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ BU ÂYETLERDE!.. TİTANİK GİBİ KOSKOCA TIRANSATLANTİĞİN BİLE OLSA, ESAS SÂHİBİ ALLAH!.. O SANA EMÂNET!.. O YÜZDEN BÖBÜRLENMEYİ BIRAK, ONU KENDİNİN OLDUĞU GİBİ HALKIN YARARINA DA KULLAN!.. NEFSİN HEVESLERİNE UYUP, HIRSA KAPILMA! DAHA FAZLASINI BİRİKTİRMEYE KALKMA! SERVETİNLE, MALINLA MÜLKÜNLE İNSANLARI EZME! ESAS MAL SÂHİBİ, MÜLK SÂHİBİ ALLAH'TAN KORK!
-"KİM Kİ RABBİNİN DİVÂNINDA DURMAKTAN KORKMUŞ,
VE NEFSİ KÖTÜ HEVESLERİNDEN MEN ETMİŞSE,
ONUN BARINAĞI CENNETTİR."
(NAZİÂT SÛRESİ , 40-41. ÂYETLER)
-"ALLAH KENDİNİ BEĞENİP ÖĞÜNEN İNSANLARI SEVMEZ!
ONLAR CİMRİLİK EDİP İNSANLARA DA CİMRİLİK EMREDERLER.
KİM YÜZ ÇEVİRİRSE (BİLSİN Kİ) ALLAH ZENGİNDİR!.."
(HADİD SÛRESİ, 23-24. ÂYETLER)
- "KİTAP VE MİZÂNI İNDİRDİK Kİ,
İNSANLAR ADÂLETİ İKAAME ETSİNLER."
(HADİD SÛRESİ , 25. ÂYET)
- "KİM AZGINLIK EDER,
VE DÜNYÂ HAYATINI TERCİH EDERSE,
ŞÜPHESİZ, CEHENNEM ONUN SIĞINAĞIDIR.”
(NAZİAT SÛRESİ , 37-39. ÂYETLER )
- “(ÇÜNKÜ) ÂHIRET DE, DÜNYÂ DA ALLAH'INDIR!"
( NECM SÛRESİ 25. ÂYET)
YÜCE ALLAH İYİCE ANLAŞILSIN DİYE BİR KERE DAHA TEKRARLIYOR:
- "BİLİN Kİ, DÜNYA HAYÂTI BİR OYUN, EĞLENCE, SÜS
KENDİ ARANIZDA ÖĞÜNNME; MAL VE EVLÂT ÇOĞALTMA YARIŞIDIR!.
TIPKI BİR YAĞMURA BENZER Kİ,
BİTİRDİĞİ OT EKİCİLERİN HOŞUNA GİDER.
SONRA KURUR. ONU SAPSARI GÖRÜRSÜN. SONRA ÇER-ÇÖP OLUR.
DÜNYÂ HAYÂTI ALDATICI BİR ZEVKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR!"
(HADİD SÛRESİ, 20. ÂYET)
- "NE YERDE, NE DE KENDİ CANLARINIZDA MEYDANA GELEN
HİÇ BİR MUSİBET YOKTUR Kİ,
BİZ ONU YARATMADAN ÖNCE BİR KİTAB'DA OLMASIN!
(BUNU SÖYLÜYORUZ) Kİ, ELİNİZDEN ÇIKANA ÜZÜLMEYESİNİZ,
VE (O'NUN) SİZE VERDİĞİYLE SEVİNİP ŞIMARMAYASINIZ."
(HADİD SÛRESİ , 22-23. ÂYETLER)
- “KENDİSİNDE MÜTHİŞ BİR GÜÇ
VE İNSANLAR İÇİN BİR ÇOK FAYDALAR BULUNAN
DEMİRİ YARATTIK..”
(HADİD SÛRESİ , 25. ÂYET)
BU ÂYETİN “O'NUN SİZİ HÂKİM KILDIĞI, SİZİN İDÂRENİZE VERDİĞİ ŞEYLERDEN HAYREDİN," ŞEKLİNDE TERCÜMESİ DE VAR.
BURADA BİR HUSUSA DERİNDEN TEMAS ETMEK İSTİYORUZ... BATI KAYNAKLI BİLİMLE YETİŞMİŞ, AMA HAKİKİ "İLİM"DEN BÎHABER "BİLİM" ADAMLARI, ALLAH'I İNKÂR EDERCESİNE O'NU DEVREDEN ÇIKARIRLAR. HATTÂ İNANANLARLA ALAY EDERLER. "ESKİDEN İNSANLAR 'ALLAH YAĞMUR YAĞDIRDI,' DERLERDİ. AMA ŞİMDİ BİZ BİLİYORUZ Kİ, YAĞMURU BULUTLAR YAĞDIRIYOR," GİBİ SAÇMA SAPAN LÂFLAR EDERLER!.. DARWIN'İN "HER ŞEY TESÂDÜFEN OLUŞTU" İDDİASINA DAYANAN EVRİM TEORİSİNİ DE SÖZDE "MODERN" BİLİMİN TEMELİNE BUNUN İÇ İN OTURTURLAR. DARWIN'İ KABUL EDERSEN, TESADÜFLERDEN OLUŞAN BİR KÂİNAT, ETMEZSEN ALLAH'IN YARATTIĞI KÂİNAT İKİLEMİNİ ÖNE SÜRÜP OKULLARDA BİRİNCİSİNİN ÖĞRETİLMESİNİ İSTERLER.
- ”ALLAH, RÜZGÂRLARI GÖNDERENDİR.
ONLAR DA BULUTLARI HAREKET ETTİRİR.
BİZ DE BULUTLARI ÖLÜ TOPRAĞA SÜRER,
VE ONUNLA ÖLÜMÜNDEN SONRA YERYÜZÜNÜ DİRİLTİRİZ."
(FÂTIR SÛRESİ , 9. ÂYET)
BEHEY GAAFİL!.. SULARIN BUHARLAŞIP GÖĞE YÜKSELMESİ, BULUTLARIN BİR ARAYA TOPLANMASI, SONRA SOĞUYUNCA BUHARIN TEKRAR SUYA DÖNÜŞÜP YAĞMUR HÂLİNDE YERYÜZÜNE İNMESİNİ HANGİ KAANUNLARA TÂBİ?.. "TABİAT KAANUNLARINA" DESEN DAHİ, TABİATI YARATAN KİM?.. ALLAH!.. O ZAMAN ONLAR İLÂHÎ KAANUNLAR OLMUYOR MU?.. ALLAH SÂDECE YAĞMUR YAĞDIRAN DEĞİL; KÂİNATTA HER İŞİ YAPANDIR!
- “TÂNELER, BİTKİLER, SARMAŞ-DOLAŞ BAHÇELER ÇIKARALIM DİYE
YAĞMUR YÜKLÜ YOĞUH BULUTLARDAN ŞARIL ŞARIL YAĞMUR YAĞDIRDIK!"
(NEBE' SÛRESİ , 14-16 ÂYETLER)
- "ALLAH GÖKTEN BİR SU İNDİRDİ.
ONUNLA YERİ ÖLÜMÜNDEN SONRA DİRİLTTİ.
ŞÜPHESİZ BUNDAN İŞİTEN BİR MİLLET İÇİN İBRET VARDIR."
(NAHL SÛRESİ , 65. ÂYET)
- "ALLAH Kİ, SİZİN İÇİN GÖKTEN SU İNDİRİR.
İÇERSİNİZ.
VE ONUNLA OTLAR BİTER.
HAYVANLARINIZI OTLATIRSINIZ.
ALLAH O SU İLE SİZİN İÇİN EKİNLER,
ZEYTİNLER, HURMA AĞAÇLARI, ÜZÜMLER,
VE ÇEŞİT ÇEŞİT MEYVALAR BİTİRİR.
ŞÜPHE YOK Kİ BUNLARDA DÜŞÜNEN BİR KAVİM İÇİN İBRET VARDIR."
(NAHL SÛRESİ , 10-11. ÂYETLER)
- "GECEYİ, GÜNDÜZÜ, GÜNEŞİ, AYI
YILDIZLARI SİZE O TESHİR ETTİ.
BUNDA DÜŞÜNEN BİR KAVİM İÇİN
NİCE NİCE İBRETLER VARDIR."
(NAHL SÛRESİ , 12. ÂYET)
- "KEZÂ YERYÜZÜNDE MUHTELİF RENKTE
YARATTIĞI ŞEYLERİ DE SİZE MUSAHHAR KILDI.
BUNLARDA ÖĞÜT KABUL EDECEK BİR KAVİM İÇİN
ELBETTE BİRER İBRET VARDIR."
(NAHL SÛRESİ , 13. ÂYET)
- "O ALLAH Kİ, FAYDALANMANIZ İÇİN
SİZE DENİZİ TESHİR ETTİ.
TÂ Kİ ONDAN TÂZE YİYESİNİZ.
ZİYNET ÇIKARASINIZ.
GEMİLERİN DENİZDE
SUYU YARARAK GİTTİKLERİNİ GÖRÜRSÜN,
Kİ BU ALLAH'IN FAZLINDAN
ARAMANIZ VE ŞÜKRETMENİZ İÇİNDİR."
(NAHL SÛRESİ , 14. ÂYET)
- "ALLAH YERYÜZÜNDE SALLANIRSINIZ DİYE
(ÖNLEMEK İÇİN) SÂBİT MUHKEM DAĞLAR,
MAKSATLARINIZA ULAŞASINIZ DİYE DE
IRMAKLAR, YOLLAR YARATMIŞTIR.
VE DAHA NİCE YOL GÖSTERİCİ ALÂMETLER!
YILDIZLARLA DA GECELEYİN
İNSANLAR YOLLARINI DOĞRULTURLAR.
ALLAH'IN NİMETLERİNİ SAYMAK İSTERSENİZ,
KAABİL DEĞİL, SAYMAYA GÜCÜNÜZ YETMEZ!"
(NAHL SÛRESİ , 15-16. ÂYETLER)
- "ALLAH GÖKTEN YAĞMUR İNDİRDİ DE,
ONUNLA ÖLÜMÜNDEN SONRA YERYÜZÜNÜ İHYA ETTİ.
ŞÜPHE YOK Kİ BUNDA
İŞİTEN BİR KAVİM İÇİN BİR ÂYET VARDIR."
(NAHL SÛRESİ , 65. ÂYET)
- “ALLAH'IN GÖKTEN YAĞMUR İNDİRDİĞİNİ,
BÖYLECE YERYÜZÜNÜN YEMYEŞİL OLDUĞUNU
GÖRMEDİN Mİ?" (HAC SÛRESİ , 63. ÂYET)
- "EKTİĞİNİZ TOHUMA NE DERSİNİZ?
ONU SİZ Mİ BİTİRİYORSUNUZ,
YOKSA BİTİREN BİZ MİYİZ?
DİLESEYDİK, ONU KURU BİR ÇÖP YAPARDIK TA,
ŞAŞKINLIK İÇİN DE ŞÖYLE GEVELER DURURDUNUZ:
'MUHAKKAK BİZ ÇOK ZİYANDAYIZ!
DAHA DOĞRUSU BÜSBÜTÜN MAHRUMUZ!'
İÇTİĞİNİZ SUYA NE DERSİNİZ?
SİZ Mİ ONU BULUTTAN İNDİRDİNİZ,
YOKSA İNDİREN BİZ MİYİZ?
DİLESEYDİK, ONU ACI BİR SU YAPARDIK!
O HALDE ŞÜKRETSENİZ YA!
TUTUŞTURDUĞUNUZ ATEŞE NE DERSİNİZ?
ONUN AĞACINI SİZ Mİ YARATTINIZ,
YOKSA YARATAN BİZ MİYİZ?
BİZ ONU BİR İBRET
VE ISSIZ YERLERDE YAŞAYANLARA
BİR YARAR KAYNAĞI KILDIK."
(VÂKI'A SÛRESİ, 63-73. ÂYETLER)
- “BİZ GÖKTEN BELLİ BİR ÖLÇÜDE SU İNDİRDİK DE,
(FAYDALANMANIZ İÇİN) ONU YERYÜZÜNDE TUTTUK.
BİZİM ONU TAMÂMEN GİDERMEYE DE MUHAKKAK GÜCÜMÜZ YETER.
ONUNLA SİZİN İÇİN BAHÇELERİ
HURMA AĞAÇLARI MEYDANA GETİRDİK.
BU BAĞ VE BAHÇELERDE
SİZİN İÇİN PEK ÇOK MEYVELER VARDIR,
VE SİZ ONLARDAN YİYORSUNUZ.
YİNE O SU İLE SİNÂ DAĞINDA BİTEN
BİR AĞAÇ (ZEYTİN AĞACI) YARATTIK Kİ,
HEM YAĞ, HEM DE YİYENLERE KATIK VERİR.
HAYVANLARDA SİZİN İÇİN ELBETTE BİR İBRET VARDIR.
ONLARIN İÇLERİNDEKİ SÜTTEN SİZE İÇİRİRİZ.
ONLARDA SİZİN İÇİN DAHA BİR ÇOK FAYDALAR DA VARDIR.
VE ONLARDAN YERSİNİZ DE!
ONLARIN ÜZERİNDE VE GEMİLERDE TAŞINIRSINIZ."
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 18-22. ÂYETLER)
- "HERŞEYDEN ÖNCE İNSAN YEDİĞİ YEMEĞİNE BİR BAKSIN.
GERÇEKTEN BİZ YAĞMURU BOL BOL YAĞDIRDIK.
SONRA TOPRAĞI İYİDEN İYİYE YARDIK.
BÖYLECE SİZİN VE HAYVANLARINIZIN YARARLANMASI İÇİN
ORADA TÂNELER, ÜZÜMLER, YONCALAR, ZEYTİNLER,
HURMALAR, SIK AĞAÇLI BAHÇELER, MEYVELER
VE OTLAR ORTAYA ÇIKARDIK."
(ABESE SÛRESİ , 24-32. ÂYETLER)
- “GÖRMÜYOR MUSUN Kİ,
ALLAH BÜTÜN YERDEKİLERİ,
VE EMRİ UYARINCA
DENİZDE AKIP GİTMEKTE OLAN GEMİLERİ
SİZİN HİZMETİNİZE VERMİŞTİR."
(HAC SÛRESİ , 65. ÂYET)
- “O, GÖKLERDEN SİZİN İÇİN SU İNDİRENDİR.
İÇİLECEK SU ONDANDIR.
HAYVANLARINIZI OTLATTIĞINIZ BİTKİLER DE
ONUNLA MEYDANA GELİR.
ALLAH O SU İLE SİZE EKİN, ZEYTİN, HURMA AĞAÇLARI,
ÜZÜMLER VE HER TÜRLÜ MEYVELERDEN BİTİRİR.
ELBETTE BUNDA DÜŞÜNEN BİR KAVİM İÇİN
BİR İBRET VARDIR."
(İBRÂHİM SÛRESİ , 10-11. ÂYETLER)
- (HZ. NUH) DEDİ Kİ:
‘RABBİNİZDEN BAĞIŞLAMA DİLEYİN.
ÇÜNKÜ O ÇOK BAĞIŞLAYICIDIR.
ÜZERİNİZE GÖKTEN BOL BOL YAĞMUR İNDİRSİN.
SİZİ MALLARLA, OĞULLARLA DESTEKLESİN
VE SİZİN İÇİN BAHÇELER VÂRETSİN,
IRMAKLAR VÂRETSİN,' (DEDİ NUH)."
(NUH SÛRESİ , 10-12. ÂYETLER)
- “YERYÜZÜNE DE, SİZİ SARSMASINLAR DİYE,
SÂBİT DAĞLAR YERLEŞTİRDİ.
VE ORADA HER TÜRLÜ CANLIYI YAYDI.
GÖKTEN DE YAĞMUR İNDİRİP
ORADA HER TÜRDEN GÜZEL VE FAYDALI
NEBAT BİTİRDİK."
(LOKMAN SÛRESİ , 10. ÂYET)
- “GÖRMÜYOR MUSUN Kİ,
ALLAH GÖKTEN BİR SU İNDİRDİ.
BİZ ONUNLA TÜRLÜ TÜRLÜ ÜRÜNLER ÇIKARDIK.
DAĞLARDA DA BEYAZ, KIRMIZI,
ÇEŞİTLİ RENKLERDE YOLLAR (KATMANLAR) VAR.
SİMSİYAH TAŞLAR DA (KÖMÜR) VAR.
İNSANLARDAN, HAREKET EDEN CANLILARDAN,
VE HAYVANLARDAN YİNE BÖYLE
ÇEŞİTLİ RENKLERDE OLANLAR VARDIR.
ALLAH'A KARŞI ANCAK,
KULLARI İÇİNDEN
(BUNU FARKEDECEK DERECEDE) ÂLİM OLANLAR
SAYGI DUYARLAR.
ŞÜPHESİZ ALLAH MUTLAK GÜÇ SÂHİBİDİR.'
(FÂTIR SÛRESİ , 27-28. ÂYETLER)
- “ANDOLSUN Kİ, EĞER ONLARA,
'GÖKTEN YAĞMURU KİM İNDİRİP TE
ONUNLA YERYÜZÜNÜ ÖLÜMÜNDEN SONRA DİRİLTTİ?'
DİYE SORACAK OLSAN,
MUTLAKA 'ALLAH' DİYECEKLERDİR."
(ANKEBUT SÛRESİ , 63. ÂYET)
- “ALLAH RÜZGÂRLARI GÖNDERENDİR.
ONLAR DA BULUTLARI HAREKETE GEÇİRİR.
ALLAH ONLARI DİLEDİĞİ GİBİ,
(BÂZEN) YAYAR VE (BÂZEN) YOĞUNLAŞTIRIR.
NİHÂYET YAĞMURUN
ONLARIN ARASINDAN ÇIKTIĞINI GÖRÜRSÜN.
ALLAH'IN RAHMETİNİN ESERLERİNE BAK!
YERYÜZÜNÜ ÖLÜMÜNDEN SONRA NASIL DİRİLTİYOR!
ŞÜPHE YOK Kİ, O ÖLÜLERİ DE ELBETTE DİRİLTECEKTİR.
O HER ŞEYE HAKKIYLA GÜCÜ YETENDİR."
(RUM SÛRESİ , 48-50. ÂYETLER)
- "GÖKTEN BEREKETLİ BİR SU İNDİRDİK.
ONUNLA BAHÇELER VE BİÇİLECEK DÂNELER BİTİRDİK.
BİRBİRİNE GİRMİŞ KAT KAT TOMURCUKLARI OLAN
YÜKSEK HURMA AĞAÇLARI YETİŞTİRDİK...
VE SU İLE ÖLÜ BİR ÜLKEYE CAN VERDİK.
İŞTE (KABİRLERDEN) ÇIKIŞ TA BÖYLEDİR."
(KAF SÛRESİ , 9-11. ÂYETLER)
- "ARANIZDA ÖLÜMÜ TAKDİR EDEN BİZİZ
Kİ, SİZİN YERİNİZE BENZERLERİNİZİ GETİRELİM DE,
SİZİ BİLMEDİĞİNİZ BİR BİÇİMDE
(YENİDEN) İNŞÂ EDELİM."
(VAKI'A SÛRESİ , 60-61. ÂYETLER)
- "O'DUR Kİ, KULLARI ÜMİTLERİNİ KESTİKTEN SONRA
YAĞMURU İNDİRİR, RAHMETİNİ YAYAR."
(ŞÛRA SÛRESİ , 28. ÂYET)
- "ÖLÜ TOPRAK ONLAR İÇİN BİR ÂYETTİR.
BİZ ONU DİRİLTTİK.
ONDAN DÂNE ÇIKARDIK DA, ONDAN YİYORLAR.
ONDAN HURMA VE ÜZÜM BAHÇELERİ YARATTIK.
VE ORADA ÇEŞMELER FIŞKIRTTIK.
BUNLARI ONLARIN ELLERİ YAPMIŞ DEĞİLDİR.
(KENDİLİĞİNDEN DE OLMUŞ DEĞİLDİR.)
HÂLÂ ŞÜKRETMEYECEKLER Mİ?
YERİN BİTİRDİĞİ ŞEYLERDEN,
İNSANLARIN KENDİLERİNDEN
VE (DAHA) BİLEMEDİKLERİ (NİCE) ŞEYLERDEN,
BÜTÜN ÇİFTLERİ YARATANIN ŞÂNI YÜCEDİR."
(YÂSİN SÛRESİ , 33-36. ÂYETLER)
- “GÖRMEDİLER Mİ Kİ, BİZ ONLAR İÇİN
ELLERİMİZİN (KUDRETİMİZİN) ESERİ OLAN
HAYVANLAR YARATTIK DA,
ONLAR BU HAYVANLARA SÂHİP OLUYORLAR.
BİZ O HAYVANLARI KENDİLERİNE BOYUN EĞDİRDİK.
ONLARDAN BİR KISMI BİNEKLERİDİR.
BİR KISMINI DA YERLER.
ONLAR İÇİN BU HAYVANLARDA
(DAHA PEK ÇOK) YARARLAR VE İÇECEKLER VARDIR.
HÂLÂ ŞÜKRETMEYECEKLER Mİ?"
(YÂSİN SÛRESİ , 71-73. ÂYETLER)
- “ALLAH, BİR KISMINA BİNESİNİZ,
BİR KISMINI DA YİYESİNİZ DİYE
SİZİN İÇİN HAYVANLAR YARATANDIR.
ONLARDA SİZİN İÇİN
DAHA BİR ÇOK FAYDALAR DA VARDIR.
GÖNÜLLERİNİZDEKİ İHTİYAÇLARA
KENDİLERİ ÜZERİNDEN ULAŞASINIZ DİYE
ONLARI YARATMIŞTIR.
ONLARLA VE GEMİLERLE TAŞINIRSINIZ."
(MÜMİN SÛRESİ , 79-80. ÂYETLER)
- "O'DUR Kİ, SİZİN İÇİN O KULAĞI,
O GÜZLERİ VE GÖNÜLLERİ İNŞÂ ETTİ.
NE KADAR AZ ŞÜKREDİYORSUNUZ!"
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 78. ÂYET)
- "GÖRMEDİN Mİ, ALLAH GÖKTEN BİR SU İNDİRDİ.
ONU YERİN İÇİNDEKİ KAYNAKLARA GEÇİRDİ.
SONRA ONUNLA ÇEŞİTLİ RENKLERDE EKİNLER ÇIKARIYOR.
SONRA EKİN KURUR, ONU SARARMIŞ GÖRÜRSÜN.
SONRA ALLAH ONU BİR ÇÖP HÂLİNE GETİRİR.
KUŞKUSUZ BUNDA SAĞDUYU SÂHİPLER İÇİN
BİR İBRET VARDIR." (ZÜMER SÛRESİ , 21. ÂYET)
- "ALLAH, İÇİNDE GEMİLERİN EMRİYLE AKIP GİTMESİ,
O'NUN LÛTFUNU ARAMANIZ VE ŞÜKRETMENİZ İÇİN,
DENİZİ SİZİN HİZMETİNİZE VERENDİR!"
(CÂSİYE SÛRESİ , 12. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE BULUNAN ŞEYLERİ
KENDİSİNDEN BİR LÛTUF OLARAK,
SİZE BOYUN EĞDİRDİ.
KUŞKUSUZ BUNDA DÜŞÜNEN BİR TOPLUM İÇİN
İBRETLER VARDIR!"
(CÂSİYE SÛRESİ , 13. ÂYET)
YA DÜŞÜNMEYEN TOPLUMLAR, İNSANLAR İÇİN NE VARDIR???
DEMEK Kİ, BULUTLARI GÖNDEREN DE, YAĞMURU YAĞDIRAN DA, IRMAKLARI VAREDEN DE, BAĞLARI BAHÇELERİ YARATAN DA, TÂNELERİ, MEYVELERİ ÇIKARAN DA, HAYVANLARI YARATAN, GEMİLERİ YÜRÜTEN DE, MALI-MÜLKÜ VEREN DE ALLAH!.. SENİN YAPTIĞIN ŞEY, İLÂHÎ KAANUNLARIN İŞLEYİŞİNİ FARKETMEK VE ONLARDAN YARARLANMAKTAN ÖTEYE GEÇEBİLİYOR MU?!.. SUN'İ BİR MADDE OLAN PİLÂSTİĞİ BİLE SEN YAPMIYORSUN Kİ!.. O MOLEKÜLLERİN O ŞEKİLDE BİR ARAYA GELMESİ, GENE SENDEN ÖNCE MEVCUT OLAN BİR İLÂHÎ KAANUNA TÂBİ!.. SEN "OLAN"I "KEŞF" EDİYORSUN, "OLAN"I "İCÂT" EDİYORSUN!.. "OLMAYAN"I DEĞİL!..
ÖTE YANDAN "HER ŞEY TABİAT KAANUNLARINA TÂBİ," DESEN, ASLINDA TABİATI BİR NEVİ TANRI YERİNE KOYMUŞ OLMUYOR MUSUN?.. "HER ŞEY BİR TESÂDÜF SONUCU OLUŞTU," DESEN, TESÂDÜFLER ZİNCİRİNİ TANRILAŞTIRMIŞ OLMUYOR MUSUN?.. HER İKİ DURUMDA DA GÜÇ YETİREMEDİĞİN, AÇIKLAMA GETİREMEDİĞİN BİR DURUMDAN SÖZ ETMİŞ OLMUYOR MUSUN?.. PEKİ, EVELEYİP GEVELEYİP DURUYORSUN DA, HER ŞEYİ ALLAH'A BAĞLAMAKTAN NE DİYE BU KADAR ÇEKİNİYORSUN?.. DARWIN'İ ANLAT, ÖĞRET... ÖĞRET TE, ALLAH'TAN KAÇMAK NİYE???
NEYSE... DEVÂM EDELİM... KUR'AN-I KERİM'DE BİR KISSA,BİR DE UYARI VAR:
- “ONLARA ŞU İKİ ADAMI ÖRNEK VER:
ONLARDAN BİRİNE İKİ ÜZÜM BAĞI VERMİŞ,
BAĞLARIN ÇEVRESİNİ HURMALARLA DONATMIŞ,
İKİSİNİN ARASINA DA BİR EKİNLİK KOYMUŞTUK
HER İKİ BAĞ DA MEYVELERİNİ VERMİŞ,
VE ÜRÜNLERİNDEN HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMAMIŞTIK.
BU İKİ BAĞIN ARASINDAN BİR DE NEHİR FIŞKIRTMIŞTIK.
DERKEN, ONUN BÜYÜK BİR SERVETİ OLDU.
ARKADAŞIYLA KONUŞURKEN ONA DEDİ Kİ:
'BENİM MALIM SENİNKİNDEN DAHA ÇOK.
ADAMLARDAN YANA DA SENDEN ÜSTÜNÜM.'
DERKEN, KENDİNE ZÛLMEDEREK BAĞINA GİRDİ.
ŞÖYLE DEDİ:
'BUNUN SONSUZA DEĞİN YOK OLACAĞINI SANMIYORUM.
KIYÂMETİN KOPACAĞINI DA SANMIYORUM.
RABBİME DÖNDÜRÜLSEM BİLE,
ANDOLSUN, BUNDAN DAHA İYİ BİR SONUÇ BULURUM.'
ARKADAŞI ONA CEVAP VEREREK DEDİ Kİ:
‘SENİ TOPRAKTAN, SONRA BİR DÖL SUYUNDAN YARATAN,
SONRA DA SENİ BİR İNSAN ŞEKLİNDE DÜZENLEYEN ALLAH'I,
İNKÂR MI EDİYORSUN?
FAKAT O ALLAH, BENİM RABBİMDİR.
BEN RABBİME HİÇ KİMSEYİ ORTAK KOŞMAM.
BAĞINA GİRDİĞİNDE >MAŞAALLAH
(KUVVET YALNIZ ALLAH'INDIR)< DESEYDİN YA!
EĞER BENİM MALIMI VE ÇOCUKLARIMI
KENDİLERİNKİNDEN DAHA AZ GÖRÜYORSAN,
BELKİ RABBİM BANA,
SENİN BAĞINDAN DAHA İYİSİNİ VERİR.
SENİNKİNİN ÜZERİNE DE GÖKTEN BİR ÂFET İNDİRİR,
BAĞ KUPKURU VE YALÇIN BİR TOPRAK HALİNE GELİVERİR DE,
(BIRAK BİR DAHA BULMAYI) ONU ARAYAMAZSIN BİLE!'
DERKEN, (O NANKÖRÜN) BÜTÜN SERVETİ HELÂK EDİLDİ.
ÇARDAKLARI ÜZERİNE ÇÖKMÜŞ HALDEKİ BAĞINA
YAPMIŞ OLDUĞU HARCAMALAR KARŞISINDA
ELLERİNİ OĞUŞTURUYOR VE ŞÖYLE DİYORDU:
'KEŞKE RABBİME HİÇ KİMSEYİ (NEFSİMİ) ORTAK KOŞMASAYDIM!'
(BİLSEYDİ Kİ,) ONUN, ALLAH'TAN BAŞKA
KENDİSİNE YARDIM EDEBİLECEK KİMSELERİ YOKTU.
KENDİ KENDİNİ KURTARACAK GÜÇTE DE DEĞİLDİ.
İŞTE BU DURUMDA VELÂYET (HİMÂYE VE KORUYUCULUK)
YALNIZCA HAK OLAN ALLAH'A MAHSUSTUR.
ONUN (ARKADAŞINA) MÜKÂFATI DA DAHA HAYIRLIDIR,
VERECEĞİ SONUÇ DA DAHA HAYIRLIDIR.”
(KEHF SÛRESİ , 32-44. ÂYETLER)
- “ONLARA DÜNYÂ HAYÂTININ ÖRNEĞİNİ VER:
(DÜNYÂ HAYÂTI) GÖKTEN İNDİRDİĞİMİZ YAĞMUR GİBİDİR Kİ,
ONUN SEBEBİYLE YERYÜZÜNÜN BİTKİLERİ BOY VERİP
BİRBİRLERİNE KARIŞIRLAR.
FAKAT BÜTÜN BU CANLILIK SONUNDA
RÜZGÂRIN SAVURDUĞU KURU ÇER ÇÖPE DÖNER.
ALLAH, HER ŞEY ÜZERİNDE KUDRET SÂHİBİDİR.
MAL VE OĞULLAR DÜNYA ZİYNETİ, SÜSÜDÜR.
KALICI OLAN GÜZEL İŞLER İSE,
RABBİNİN KATINDA DAHA HAYIRLIDIR.
DAĞLARI YÜRÜTECEĞİMİZ
VE SENİN YERYÜZÜNÜ ÇIRILÇIPLAK GÖRECEĞİN
GÜNÜ BİR HATIRLA!
BİZ ONLARI MAHŞERDE TOPLARIZ DA,
İÇLERİNDE HİÇ BİRİNİ BIRAKMAYIZ."
(KEHF SÛRESİ , 45-47. ÂYETLER)
BU İKİ BÖLÜM EMPERYALİSTLERE, KAPİTALİSTLERE, ZENGİNLERE, AĞALARA, PATRONLARA, RÜŞVET YİYEN DEVLET MEMURLARINA, SUBAYLARA SÜREKLİ HATIRLATILMALI!.. OKULLARDA OKUTULMALI!.. HİZMETİÇİ EĞİTİMLERDE TEKRARLANMALI!.. MAŞALLAH (KUVVET VE KUDRET YALNIZ ALLAH'INDIR) VE İNŞALLAH (ANCAK ALLAH DİLERSE) KELİMELERİNİN MÂNÂLARI ÇOK İYİ ÖĞRETİLMELİ!.. İNSAN OLAYLARI KENDİSİNİN YARATTIĞINI, VEYÂ OLAYLARIN KENDİLİĞİNDEN OLDUĞU GİBİ BİR ZİHNİYETE KAPILMAMALI!.. DİLE GETİRMESE DE ÖLÜMÜN DE, DİRİMİN DE, ÜRETİMİN DE YÜCE ALLAH'IN KOYDUĞU İLÂHÎ KURALLAR SONUCUNDA OLDUĞUNU BİLMELİ!
DÖNELİM HADİD SÛRESİ , 22-23. ÂYETLERE... HER ŞEY ALLAH'TAN!... ONUN İÇİN KAYBETTİĞİN BİR MAL İÇİN ÜZÜLME, ELDE ETTİĞİN İÇİN BİR BAŞARI İÇİN DE SEVİNİP ŞIMARMA!.. DEMİRİN İÇİNE GÜCÜ, KIZDIRILIP SUYA BATIRILINCA ÇELİK OLMA ÖZELLİĞİNİ SEN KOYMADIN. HEPSİ SENDEN ÖNCE BİR KİTAB'TA YAZILI!.. SEN ONLARI "KEŞF" ETTİKÇE, VEYÂ "İCÂT" ETTİKÇE SÂDECE KİTAPTAKİLERİ "OKUMUŞ" OLUYORSUN, A AVANAK!.. FARKINDA DEĞİL MİSİN?
- "SİZ CANLARINIZA KÖTÜLÜK ETTİNİZ!
KURUNTULAR SİZİ ALDATTI.
O ÇOK ALDATICI (ŞEYTAN)
SİZİ ALLAH İLE ALDATTI."
(HADİD SÛRESİ , 14. ÂYET)
- "ONLAR SÂDECE ZANNA
VE NEFİSLERİNİN HEVESİNE UYUYORLAR."
( NECM SÛRESİ , 23. ÂYET)
- "ONLAR ŞEYTAN'IN HİZBİDİR.
MUHAKKAK Kİ ŞEYTANIN PARTİSİ KAYBEDECEKTİR."
(MÜCADELE SÛRESİ , 19. ÂYET)
DEMEK Kİ, SIRF ALLAH ADINI "BİLİM"E SOKMAYALIM DİYE BİN TÜRLÜ DÜMEN ÇEVİREN BÖZDE BİLİM ADAMLARI, BU KURUNTULARI VE ZANLARI İLE NEFİSLERİNE VE ŞEYTANA UYMAKTA İMİŞ!..
ŞİMDİ BAŞKA BİR KONUYA GEÇELİM:
- "HERHANGİ BİR HURMA AĞACINI KESMENİZ,
VEYÂ ONU KÖKLERİ ÜZERİNDE BIRAKMANIZ,
HEP ALLAH'IN İZNİYLE
VE YOLDAN ÇIKANLARIN CEZÂLANDIRILMASI İÇİN OLMUŞTUR."
(HAŞR SÛRESİ , 5. ÂYET)
PEYGAMBERİMİZ NÂDİR OĞULLARI YAHUDİLERİ'NİN ÜZERİNE YÜRÜDÜĞÜNDE, KORKUTMAK İÇİN ONLARIN HURMALIĞINI KESTİRDİ VE YAKTIRDI. BİLİYORDU Kİ, BİR YAHUDİNİN CANINI EN ÇOK YAKAN ŞEY, MALINA DOKUNULMASIDIR. YAHUDİLER ONU BOZGUNCULUKLA SUÇLADILAR. ÂYET BUNUN ÜZERİNE İNDİ.
BİZ DE AYNI FİKİRDEYİZ... BİR UYUŞTURUCU BARONUNU, BİR İHÂLEYE HİLE KATANI, MAFYA BABASINI, HAZİNE HORTUMCUSUNU, GECEKONDU SİMSARCISINI, FUHUŞ YAPTIRANI, HATTÂ SAHTE DİLENCİYİ EN ÇOK FERYAT ETTİRECEK CEZÂ, ONU YILLARCA HAPSE ATMAK DEĞİLDİR! ONUN MALINA MÜLKÜNE EL KOYUP CASCAVLAK BIRAKIRSANIZ, KAZANDIĞININ İKİ KATINI, ÜÇ KATINI ELİNDEN ALIP MAĞDURLARA VERİR VEYÂ HAZİNEYE ALIRSANIZ, PERİŞÂN OLUR!
TECÂVÜZE UĞRAMIŞ BİR KIZ, BİR EVLİ KADIN DÜŞÜNÜN!.. DEVLET SUÇLUYU (ATMIYOR YA!) 15 YIL HAPSE ATSA, NE YARARI VAR MAĞDURA?.. ÜSTELİK DEVLETE DE 15 YIL O NAMUSSUZU BESLEME MASRAFI, BAKIM MASRAFI, HAPİSHÂNE İNŞAAT MASRAFI, GARDİYAN MASRAFI, HATTÂ HERİFİN HASTAHÂNE MASRAFI ÇIKIYOR!.. HERİFİN MALINA MÜLKÜNE EL KOYUP, MAĞDURA 100.000-150.000 LİRA TAZMİNAT ÖDENSE, TOPLUMDAN DIŞLANAN GENÇ KIZ, MUHTEMELEN KOCASININ BOŞAYACAĞI KADIN KENDİNE YENİ BİR HAYAT KURSA, DAHA DOĞRU OLMAZ MI?.. EV SOYANLAR, TIRAFİKTE İNSANLARI SAKAT BIRAKANLAR, HATTÂ ÖLDÜRENLER, DOLANDIRICILAR, MADRABAZLAR HEP BU ŞEKİLDE CEZÂLANDIRILIP MAL VARLIĞINDAN MAHRÛM EDİLSELER, SUÇ ORANI O KADAR AZALIRDI Kİ!.. ÖRNEK Mİ İSTERSİNİZ?.. SUUDÎ ARABİSTAN'DA "CAN BEDELİ" ÇOK YÜKSEK OLDUĞU İÇİN, ÇARPILMIŞ OTOMOBİL ÇOK GÖRÜRSÜNÜZ DE, TIRAFİK KAZASINDAN SAKAT KALMIŞ İNSANA HEMEN HİÇ RASTLAMAZSINIZ. İNSANA ÇARPMAKTAN ÖDLERİ KOPAR!.. HEMEN DURURLAR!..
HAA, DERSENİZ Kİ, "YA PARASI, MALI YOKSA???" İŞTE O ZAMAN HAPSE ATAR, HERİFİ SÜRÜNDÜRÜRSÜNÜZ!.. BÖYLELERİ İÇİN DE HAPİSHÂNELER ŞİMDİKİ GİBİ 5 YILDIZLI OTEL MİSÂLİ DEĞİL; GÜNDE İKİ ÖĞÜN KURU EKMEK TAYINI VERİLEN, HER TÜRLÜ HAKKIN KISITLI OLDUĞU, AĞIR İŞTE ÇALIŞMANIN ŞART OLDUĞU BİR "CEZÂ EVİ" OLMALIDIR! SUÇLU MAHKÛM, SERBEST FAKİRDEN DAHA İYİ YAŞARSA, O ÇEKTİĞİNE "CEZÂ" DENİR Mİ?..
NEREDEN GELDİK BURAYA?.. HAA, SUÇLULARI VE DÜŞMANI MALINDAN DA MAHRÛM EDEREK CEZÂLANDIRMAK ANLAYIŞINDAN, VE BUNUN İSLÂM TÂRİHİNDEKİ ÖRNEĞİNDEN, KUR'AN-I KERİM'DE MUBAH GÖRÜLMESİNDEN... DEMEK Kİ BÂZEN DIŞTAN ZULÛM VE HAKSIZLIK, HATTÂ GÜNÂH GİBİ GÖRÜNSE DE, BU TARZ DAVRANIŞLAR GEREKLİ OLABİLİYOR.
ANCAK ÇOK GEREKMEDİKÇE, DÜŞMANIN DAHİ OLSA, MEYVALI AĞACI KESMEK, TARLASINI YAKMAK, HAYVANINI ÖLDÜRMEK, SULARI ZEHİRLEMEK DOĞRU DEĞİLDİR. HAZRET-İ EBUBEKİR, ŞAM'A GÖNDERDİĞİ ORDUYA "MEYVELİ AĞACI KESMEMELERİ" EMRİNİ VERMİŞTİ! DEĞİL MEYVELİ, MEYVESİZ OLANI DA KESMEK İÇİN ÇOK TEREDDÜT ETMEK GEREKİR. BAŞTA NE DEDİK?.. DÜNYÂDA BULUNUŞUMUZUN SEBEBİ, YÂNİ GÖREVİMİZ, DÜNYÂYI İMÂR ETMEK!.. TAHRİP ETMEK DEĞİL! KIT KAYNAKLARI KORUMAK TA, İKTİSAD İLMİNİN BİR PARÇASI.
-- "ALLAH'IN ELÇİSİNE VERDİĞİ FEY'E GELİNCE,
SİZ ONUN ÜZERİNE NE AT, NE DE DEVE SÜRMEDİNİZ.
ALLAH'IN PEYGAMBERLERİNE VERDİĞİ MALLAR
ARTIK ALLAH'INDIR VE PEYGAMBERİN VE
(ONUN) YAKINLARININ VE YETİMLERİN VE
YOKSULLARIN VE YOLDA KALMIŞLARINDIR.
BU DA SERVETİN MÜNHASIRAN ZENGİNLERİN
ELİNDE DÖNÜP DURMAMASI İÇİNDİR."
(HAŞR SÛRESİ , 6-7. ÂYETLER)
GANİMET VE FEY PAYLAŞIMI BUGÜNLERDE HİÇ UYGULANMIYOR.... "GANİMET" DÜŞMANDAN SAVAŞ SONUCU ALINAN, "FEY" DE DÜŞMANDAN HARB ETMEDEN ALINAN MAL, EŞYA, PARA BİNÂ VE ARÂZİDİR. KIBRIS HARBİNDE DE UYGULANMAMIŞTI. KIBRIS'A 1974 YILINDA ÇIKTIĞIMIZDA, BÂZI GENERALLERİN KAÇAN YUNAN VE İNGİLİZLER'İN YATLARINI BİR DENİZCİ ERİNE VERİP ANADOLU'YA GÖNDERİP, ZİMMETİLERİNE GEÇİRDİKLERİNİ DUYMUŞTUK... YANLIŞTIR!.. SAVAŞ HAYÂTIN BİR GERÇEĞİ OLDUĞU GİBİ, DÜŞMAN MALININ DA GANİMET SAYILIP, HAYÂTINI ALLAH YOLUNDA, VATAN UĞRUNA TEHLİKEYE ATANLAR ARASINDA PAYLAŞTIRILMASI DA İSLÂM'IN HÜKMÜ, İKTİSAD İLMİNİN DE BİR GEREĞİDİR.
BU GANİMETTEN VE FEYDEN "BEŞTE BİR" PAY, PEYGAMBER HİSSESİ OLARAK KABUL EDİLİR, VE ÂYETTE BELİRTİLDİĞİ GİBİ EHL-İ BEYT İÇİN, YOKSULLAR, YETİMLER, DULLAR, YOLDA KALMIŞLAR İÇİN HARCANIR... KİM TARAFINDAN?.. PEYGAMBERİN VEKİLİ, HALİFESİ OLAN DEVLET REİSİ TARAFINDAN!.. BÖYLE YAPILMASI DA MALIN BİR KAÇ KİŞİNİN ELİNDE BİRİKİP DOLAŞMAMASI İÇİNDİR. GANİMETİN VE FEYİN GERİ KALANI SAVAŞTA YARARLIK GÖSTEREN ARASINDA, YARARLILIK NİSBETİNE GÖRE, (HADİ BİR DE BUNA RÜTBE PAYI EKLEYELİM) TAKSİM EDİLİR. ŞEHİTLERİN ÂİLELERİ, DUL VE YETİMLERİ DE UNUTULMAZ. TOPRAK VE BİNALAR, HER TÜRLÜ TAŞINMAZ MAL VE FABRİKA LEVÂZIMI DEVLETE KALIR. DAĞITILAN GANİMET VE FEYE DAHİL DEĞİLDİR.
- "PEYGAMBER SİZE NEYİ VERDİYSE ALIN.
SİZE NEYİ YASAKLADIYSA, ONDAN SAKININ."
(HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET)
BU ÂYETTEN PEYGAMBERİMİZİN YASAĞININ "HARAM", İZİN VERDİĞİNİNİN "HELÂL" OLDUĞU GİBİ BİR SONUÇ ÇIKIYOR... DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. TABİİ BU İFÂDELERİN GEÇTİĞİ HADİS RİVÂYETLERİNİN KUR'AN-I KERİM'LE ÇELİŞMEMESİ ŞARTTIR!
KONUYA DÖNERSEK, ÂYETTE PEYGAMBERE VERİLEN "BEŞTE BİR"E "FEY" DENMİŞ Kİ, ASLINDA ALLAH'A VERİLMİŞ OLARAK KABUL EDİLMEKTEDİR... YÂNİ PEYGAMBER, HÂŞÂ, SEFERLERDEN HARAÇ ALIYOR DEĞİLDİR!
BİTMEDİ!
-"O MALLAR ŞU MUHACİR FAKİRLERE MAHSUSTUR Kİ,
ONLAR YURTLARINDAN VE MALLARINDAN ÇIKARTILMIŞLARDIR."
(HAŞR SÛRESİ , 8. ÂYET)
- "ONLARDAN (MUHACİRLERDEN) ÖNCE O YURDA (MEDİNE’YE) YERLEŞMİŞ
VE İMÂNI DA GÖNÜLLERİNE YERLEŞTİRMİŞ OLANLAR,
HİCRET EDENLERİ SEVERLER.
ONLARA VERİLENLERDEN DOLAYI İÇLERİNDE BİR RAHATSIZLIK DUYMAZLAR!
KENDİLERİ SON DERECE İHTİYAÇ İÇİNDE BULUNSALAR BİLE,
ONLARI KENDİLERİNE TERCİH EDERLER.
KİM NEFSİNİN CİMRİLİĞİNDEN, HIRSINDAN KURTULURSA,
İŞTE ONLAR KURTULUŞA ERENLERİN TA KENDİSİDİR.”
(HAŞR SÛRESİ , 9. ÂYET)
BU MUHTEŞEM ÂYET MALINI, MÜLKÜNÜ, HATTÂ ÂİLESİNİ BIRAKARAK MEKKE'DEN GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN MUHACİRLER İLE, ONLARI EVLERİNE ALARAK KIT İMKÂNLARI İLE AĞIRLAYAN, BİR KAP YEMEĞİNİ ONLARLA PAYLAŞAN ENSAR (MEDİNE HALKI) HAKKINDADIR.
ANLADIĞIMIZ KADARIYLA HARB GANİMETLERİNDEN HİÇ BİR ŞEYİ OLMAYAN MUHACİRLERE DAHA FAZLA PAY VERİLMİŞ. BUNDAN ENSARDAN KENDİSİ İHTİYAÇ İÇİNDE OLANLAR DAHİ BİR RAHATSIZLIK DUYMAMIŞ, MUHACİRLERİ KENDİLERİNE TERCİH ETMİŞLER.
YÜCE ALLAH BU ÂYET İLE GÜNÜMÜZE IŞIK TUTUYOR... BUGÜN DÜNYÂNIN PEK ÇOK YERİNDE EMPERYALİST KAPİTALİST ZÂLİM HIRİSTİYAN BATI DÜNYASI VE İNSAFSIZ YAHUDİLER TARAFINDAN ÇIKARILAN SAVAŞ, KARGAŞA VE KITLIK SONUCU, YERİNDEN YURDUNDAN HİCRET ETMEK ZORUNDA KALAN MİLYONLARCA İNSAN VAR... ONLARIN GÖÇ ETTİKLERİ ÜLKE VE BÖLGE HALKLARI ENSAR GİBİ DAVRANMALI... HER ŞEYİ ZÂLİM HIRISTİYAN BATILILARIN VE İNSAFSIZ YAHUDİLERİN HÂKİM OLDUĞU BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TEŞKİLÂTI'NDAN BEKLEMEMELİ... DEVLETTEN DE FAZLA BİR ŞEY BEKLEMEMELİ!.. HER NEKADAR TÜRK DEVLETİ, KIZILAY GİBİ SOSYAL YARDIM DERNEKLERİ HAREKETE GEÇMEK ZORUNDA İSE DE, ÖZELLİKLE İHMAL EDİLEN MÜSLÜMANLAR İÇİN HALKIMIZ DA SESSİZ VE HAREKETSİZ KALMAMALI. AÇLAR DOYURULMALI, AÇIKTA OLANLAR BARINDIRILMALI, ÇIPLAKLAR GİYDİRİLMELİ, HASTALAR TEDAVİ EDİLMELİ. 1400 YIL ÖNCE NASIL MUHACİRLER ENSAR TABAĞINDAN YEDİYSE, BUGÜN DE GÖÇMENLER BİZDEN GEÇİNMELİ.
KUR'AN ÂYETLERİNİ OKUYUP EZBERLEMEK YETMEZ!.. UYGULAMAK GEREK!.. "İSLÂM'I YAŞAMAK" SÂDECE NAMAZ KILMAK, ORUÇ TUTMAK, BAŞINI ÖTMEK DEMEK DEĞİLDİR. MUHACİRSEN SABRETMEK, ENSARSAN MUHACİRİ BAĞRINA BASMAK GEREK! ÇÜNKÜ "ENSAR" KELİMESİ, "NÂSIR-NUSRET" İLE BAĞLANTILIDIR, "YARDIMCILAR, KORUYUCULAR" DEMEKTİR. SÂDECE 1400 YIL ÖNCEKİ MEDİNE HALKI MI "YARDIMCI" VE "KORUYUCU"?.. SEN NECİSİN???
ANLATMADIĞIMIZ NE KALDI GERİYE?.. VERGİLERDEN SÖZ ETTİK. GÜÇLÜDEN GÜCÜ YETTİĞİ KADAR, GÜÇSÜZDEN AZ... BANKACILIĞI ANLATTIK. YATIRIM YAPMAYAN ZENGİNİN YATIRDIĞI PARAYLA YATIRIM YAPACAK DEVLET BANKALARI!..
DIŞ TİCÂRETE DEĞİNDİK. SÂDECE KENDİ ÜRETEMEDİĞİMİZİ ALACAĞIZ. ÜRETTİĞİMİZİN FAZLASINI SATACAĞIZ... ÖNCE KENDİ HALKIMIZ İÇİN ÜRETECEĞİZ. "İHRACATA YÖNELİK ÜRETİM" ASLINDA KENDİ HALKINI UNUTUP BAŞKASINA UŞAKLIK ETMEKTİR!.. TİCÂRETTE KOMŞULARA ÖNCELİK VERECEK, SINIR TİCÂRETİNİ TEŞVİK EDECEK, TAKAS YOLUNU SEÇECEĞİZ. BÖYLECE YABANCI PARA, BİLHASSA ZÂLİM KAPİTALİST HIRİSTİYAN BATI'NIN DOLAR EV AVROSUNA MUHTAÇ OLMADAN MÜMKÜN MERTEBE İHTİYÂCIMIZI KARŞILAYACAK, DIŞ TİCÂRET AÇIĞINDAN (YÂNİ İTHÂLAT GİDERİNİN İHRACAT GELİRİNDEN FAZLA OLMASI) VE ÖDEMELER DENGESİ AÇIĞINDAN (DIŞ BORÇLARIN DIŞ ALACAKLARDAN FAZLA OLMASI) KAÇINACAĞIZ... HAM MADDELERİMİZİ (BOR, PETROL, KROM, VS.) İŞLEMEDEN SATMAMAYA GAYRET EDECEĞİZ. ÇÜNKÜ ŞİMDİKİ DURUMDA HAM OLARAK 1'E SATIYOR, İŞLENMİŞ OLARAK 100'E GERİYE ALIYORUZ... BU TARZ TİCÂRETTEN BİR AN ÖNCE KURTULMAMIZ LÂZIM. BUNUN İÇİN DE DIŞ TİCÂRET DEVLET TARAFINDAN DÜZENLENECEK, NE ALINIP NE SATILACAĞINI DEVLET TESPİT EDECEK, GEREKİRSE ALIM VE SATIM İŞLERİNİ DE KENDİ KURULUŞLARI İLE YAPACAKTIR.
TURİZMDEN SÖZ ETMEDİK, ŞİMDİ EDİYORUZ... BİZCE TURİZM, YABANCIYA UŞAKLIK SEKTÖRÜDÜR... BİZ TÜRK OLARAK, ŞARKLI OLARAK MİSÂFİRİ ÇOK SEVERİZ. TANIMADIĞIMIZ İNSANLAR BİLE KAPIMIZI ÇALIP "TANRI MİSÂFİRİ" DEDİĞİNDE İÇERİ ALIR, AĞIRLARIZ... ORTAASYA'DA "MİHMAN ATADAN ÖTE" DEYİŞİ VARDIR... ANCAK PARA KAZANMAK İÇİN YURT DIŞINDAN BALMUMUYLA MİSÂFİR DÂVET ETMEK BİZE YAKIŞMAZ!.. PARA KAZANACAĞIZ DİYE CÂNIM SÂHİLLERİ BETON BİNÂLAR İLE DOLDURMAK, GENCECİK İNSANLARIMIZI "ANİMATÖR" DİYE SOPTARI KILIĞINA SOKUP, İZZET-İ NEFİSLERİYLE OYNAMAK BİZE YAKIŞMAZ!.. BİZİM İNSANIMIZ ELBETTE YURDU GEZİP DOLAŞACAK, TANIYACAK... DÜNYÂYI DA DOLAŞACAK... YABANCILAR DA BİZİM YURDUMUZA GELECEK, DOLAŞACAK... AMA ÖYLE KENDİ İNSANIMIZDAN DAHA FARKLI, DAHA ÜSTÜN BİR MUAMELE GÖRMEYECEK. NEREDE YER BULURSA ORADA KALACAK. SIRF TURİST GELECEK DİYE ÖYLE ONLARCA, YÜZLERCE OTEL YAPILIP KIŞIN 8-9 AY BOŞ KALMAYACAK!.. BU KAYNAK İSRAFIDIR. ZÂTEN DÜNYÂDA TURİZM İLE KURTULMUŞ BİR TEK ÜLKE YOKTUR. İŞTE İSPANYA ORTADA, YUNANİSTAN BATTI!.. HAWAI DESENİZ, EN MUTENÂ YERLERİ YABANCI OTEL VE TESİSLER İLE KAPANMIŞ, YERLİ HALK SÂDECE GARSON, HİZMETÇİ, DANSÖZ OLARAK ÇALIŞIR HÂLE GELMİŞ, KENDİ YURDUNDA YABANCI DURUMUNA DÜŞMÜŞTÜR. TURİZM YERLİ İNSANI MALINDAN MÜLKÜNDEN EDER, YABANCIYA UŞAK EDER!.. ZÂTEN ONUN İÇİN TURİZM ZÂLİM KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ÜLKELERİ TARAFINDAN GERİ KALMIŞ ÜLKELERE "BACASIZ FABRİKA" DİYE YUTTURULMUŞTUR. HİÇ BİR KALKINMIŞ BATI ÜLKESİNDE TURİZM YATIRIMI GÖREMEZSİNİZ. WASHINGTON'A HER YIL MİLYONLARCA TURİST GİDER, HEP YIKIK DÖKÜK OTELLERDE PAHALIYA KALIRLAR. ÇÜNKÜ ZENGİN AMERİKALI TURİZME YATIRIM YAPMAZ! YAPTIĞI HEP KENDİ HALKINADIR! İSVİÇRE DE, BELÇİKA DA ÖYLE!.. EN ACISI DA, BENLİĞİ VE ŞEREFİNİ KAYBETMİŞ SÖZDE MÜSLÜMAN OTEL-TESİS SÂHİPLERİNİN PARASIYLA OLMASINA RAĞMEN TÜRKLER'İ ALMAYIP, YABANCI TURİSTLERE HİZMET VERMESİDİR. BİRAZ DAHA AZ NÂMUSSUZLARI GAVURLARA UCUZ, TÜRKLER'E PAHALI ODA VERİRLER!.. ALLAH BUNLARI BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN!.. HAA, BİR DE TURİZMLE BİRLİKTE GELEN FUHUŞ VE CİNSÎ HASTALIKLAR, AIDS VAR, ONU DA UNUTMAMAK GEREK!
HİZMET ŞÖYLE DURSUN; BİZİM BATILILAR'A VERECEĞİMİZ DEĞİL, ALACAĞIMIZ VAR!..
EMPERYALİST, KAPİTALİST, ZÂLİM HIRİSTİYAN BATI DÜNYASI ASLINDA HEM BİZE HEM DE BÜTÜN MAZLÛM MİLLETLERE GIRTLAĞINA KADAR BORÇLU!.. 500 YILDIR MALINI, KANINI, CANINI SÖMÜRDÜKLERİ ÜLKELERE ARTIK BORÇLARINI ÖDEME ZAMANI GELDİ!.. ÖZELLİKLE SON 200 YILDIR SÜREN REFAHLARININ ZEKÂTINI VERMELERİ, GÜNAHLARININ KEFFÂRETİNİ ÖDEMELERİ ZAMANI GELDİ DE, GEÇİYOR BİLE!..
BİLİYORSUNUZ, İSLÂM'DA ZEKÂT, KEYFE TÂBİ DEĞİLDİR. HZ. EBUBEKİR, PEYGAMBERİMİZİN VEFATI ÜZERİNE ZEKÂT ÖDEMEKTEN VAZGEÇTİKLERİNİ BİLDİREN KABİLELER ÜZERİNE HARP İLÂN ETMİŞTİ!..
ASLINDA MÜSLÜMANDAN ZEKÂT, KÂFİRDEN DAHA FAZLA OLAN CİZYE ALINIR!.. YÂNİ AMAÇ KAZANANIN, SERVET BİRİKTİRENİN ELİNDEKİNDEN DAHA FAKİR OLANLAR İÇİN BİR PAY ALINMASIDIR... KUR'AN, "ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR," DEMİYOR MU?.. (HAŞR SÛRESİ 7. ÂYET)
HIRİSTİYAN BATILILAR, BU HAKKI 500 YILDIR ÖDEMİYORLAR!.. O YÜZDENDİR Kİ, HER 15-20 YILDA BİR BİRBİRLERİNİN GIRTLAĞINA SARILIYORLAR! ÖDEMEDİKLERİNİN KAT KAT FAZLASINI, BİRBİRLERİNİ SEFÂLETE SÜRÜKLEYECEK SİLÂHLAR İÇİN HARCIYORLAR. EĞER AKILLANMAZLARSA, BİR DAHAKİ SAVAŞTA KENDİLERİNİ YOK EDECEKLER!
AKILLANACAKLARI DA YOK!.. YÜZYILLARDIR YEDİKLERİ YETMİYORMUŞ GİBİ, "GLOBÂLLEŞME, SERBEST PİYASA, DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI" PALAVRASININ ARKASINA SIĞINARAK, BİR SERMÂYE DİKTATORYASI KURMAK İSTİYORLAR!.. ÜSTELİK SÂDECE GERİ KALMIŞ ÜLKELERDE DEĞİL, KENDİ ÜLKELERİNDE DE!.. YILLIK DÜNYA GELİRİNİN % 40'INI İÇ EDEN 400 ZENGİN ÂİLENİN İDÂRESİNDE, TEK BİR DÜNYA DEVLETİ!..
ASLINDA DEFALARCA ANLATTIK, HIRİSTİYAN BATILILAR "İNSAN HAKLARI" DEYİNCE NE KASTEDİYOR... DEMOKRASİ DEYİNCE NE KASTEDİYOR... İNSAN HAKLARI, ONLAR İÇİN SUÇLU HAKLARI, GÜÇLÜ HAKLARIDIR!.. HAPSE BİLE GİRSELER, 5 YILDIZLI OTELDE GİBİ YAŞARLAR!.. DEMOKRASİ İSE, ASLINDA ZENGİN DİKTATORYASIDIR... HALK GİDER OY ATAR, BİRİLERİNİ SEÇER, KENDİNE HİZMET ETSİN DİYE... AMA O KİŞİLER ÇOKTAN ZENGİNLER TARAFINDAN MAAŞA BAĞLANMIŞTIR!.. HALKA DEĞİL, MAAŞINI ÖDEYEN ZENGİNE ÇALIŞIRLAR!.. DEMOKRASİ ASLINDA BU UYUTMA DÜZENİNİN BOZULMADAN GİTMESİ DEMEKTİR... SAKSAFONCU CLINTON'UN, ARDINDAN KARA KAFALI SİYAH YÜREKLİ OBAMA'NIN TÜRKİYE'YE GELDİKLERİNDE "DEMOKRASİNİZİ GELİŞTİRİN" TAVSİYESİ, ASLINDA "BİZİM ZENGİNLER SİZİN ÜLKEDE HENÜZ TAM MÂNÂSIYLA AT OYNATAMIYOR, BU ZEMİNİ HAZIRLAYIN" DEMEKTİ!..
GULOBÂLLEŞME, BU SİSTEMİN BÜTÜN DÜNYAYI AHTAPOT GİBİ SARIP SARMALAMASI DEMEKTİR... SERBEST PİYASA, "BEN TAPON MALLARIMI SENİN ÜLKENDE İSTEDİĞİMİZ GİBİ SATAYIM, SEN TİŞÖRTLERİNİ NAH SATARSIN!" DEMEKTİR!
AMA EN CANALICI NOKTA REKAABET KONUSUDUR... İDDİAYA GÖRE, GULOBÂLLEŞME VE SERBEST PİYASA REKAABET GETİRECEK, REKAABET TE KALİTELİ VE UCUZ MAL GETİRECEKTİR... NETİCEDE HALKA REFAH GELECEKTİR...
ÖYLE OLMADIĞINI GÖRDÜK... KALİTESİZ ÇİKİTA MUZ BELKİ UCUZA GELDİ AMA, BİZİM KALİTELİ ANAMUR MUZUNU PİYASADAN SİLDİ... NETİCEDE MUZ ÜRETİCİLERİ PERİŞÂN OLDU, HALK TA SAMAN MİSÂLİ MUZLARA KALDI. O MUZLARIN ÜRETİLDİĞİ ÜLKELERDE BÜYÜK BAHÇE SÂHİPLERİNE BOĞAZ TOKLUĞUNA ÇALIŞAN İŞÇİLERİN HÂLİ DE CABASI!..
KAPİTALİST SİSTEMDEKİ YOKEDİCİ REKAABET ASLA KALİTE GETİRMEZ... GETİRSE DE FARKEDEMEZSİNİZ...
ÖRNEK Mİ İSTERSİNİZ?.. SÖYLEYİN BAKALIM, HANGİ MARKA MAKARNA EN İYİSİ?.. YÂNİ HEM EN UCUZ, HEM EN KALİTELİ, HEM EN LEZZETLİ, HEM DE VİTAMİN VS. BAKIMINDAN EN FAYDALI?.. BUNU KİMSE BİLEMEZ...
PEKİ HANGİ MARGARİN EN İYİSİ? EN UCUZ, EN LEZZETLİ?..… MİDENİN, KALBİN VE KESENİN DOSTU HANGİSİ?.. YOK, BİLİNMEZ!..
EN İYİ DETERJAN HANGİSİ?.. ŞÖYLE HEM BULAŞIKLARI, ÇAMAŞIRLARI GÜZELCE YIKAYIP TEMİZLEYECEK, AMA ELLERE, YERLERE, SULARA, BİTKİLERE, CANLILARA ZARAR VERMEYECEK HANGİSİ?... ASLA TÜKETİCİ OLARAK BİLEMEZSİNİZ!
ÖTE YANDAN PAZARDA MÜCÂDELE KIZIŞIP TA, RAKİPLERİN BİRBİRİNİN HAKKINDAN GELEMİYECEĞİ ANLAŞILDI MI, HEMEN ARALARINDAKİ SAVAŞA SON VERİRLER... VE FİYAT VE BÖLGE ANLAŞMASI YAPARLAR... TIPKI MAFYA ÇETELERİ GİBİ!..
OTOBÜS İŞLETMELERİNİN FİYATLARI BÂZEN DÜŞER... FİRMALAR MÜŞTERİ KAPMAK İÇİN UCUZA, HATTÂ ZARÂRINA ADAM TAŞIRLAR... AMA BİR BAKARSINIZ BİR GÜN, HEPSİ ANLAŞMIŞ, ÜSTELİK ZARÂRI KAPATMAK İÇİN FİYATLARI YÜKSEK TUTMUŞLAR!..
BAKIN BİR BATILI İKTİSATÇI "PAZAR EKONOMİSİ-SERBEST PİYASA" PALAVRASI İÇİN NE DİYOR?.. ÖNCE ASLINI VERELİM Kİ, YANLIŞ TERCÜME ETTİĞİMİZİ ÖNE SÜRMESİNLER:
- PROBLEMS OF THE MARKET ECONOMY NOT EVEN SOLVED IN USA:
- PRICE LEADERSHIP: THE DOMINANT FIRM ACTS AS A PRICE LEADER, AND THE OTHERS FOLLOW. THE RESULT IS AN ABSENCE OF PRICE COMPETITION.
- PRICE AGREEMENTS: IT IS ILLEGAL TO CONSPIRE BY MEANS OF PRICE-FIXING AGREEMENT, BUT CASES ARE CONSTANTLY BEING UNEARTHED.
- PATENT CONTROL : THESE LEGAL GRANTS (IN THE U.S. THEY ARE FOR 17 YEARS) HAVE BEEN USED TO ESTABLISH AND MAINTAIN A MONOPOLISTIC POSITION.
- MARKET SHARING : DOMINANT FIRMS IN AN INDUSTRY OFTEN AGREE NOT TO COMPETE IN ONE ANOTHER'S MARKETS.
- IN GENERAL, "BIG BUSINESS" IS NOW SO WELL ENTRENCHED THAT THE INVENTIONS AND INNOVATIONS OF A VIGOROUS PRIVATE ENTERPRISE SYSTEM ARE LIKELY TO RESULT IN A CONSTANT STREAM OF MONOPOLISTIC DEVELOPMENTS... THE SOLUTION LIES IN THE DIRECTION OF GOVERNMENT OWNERSHIP OF MONOPOLISTIC INDUSTRIAL ENTERPRISES OF VITAL INTEREST TO THE PUBLIC. (PG.260-267) ( L. JAMES CLIFFORD, PRINCIPLES OF ECONOMICS)
YAZAR HIRSLI KAPİTALİST FİRMALARIN PAZARI KONTROL ALTINDA TUTMAK, REKAABETTEN KAÇINMAK İÇİN, YA EN GÜÇLÜ FİRMANIN FİYAT POLİTİKASINI TAKİP ETTİKLERİNİ, YA FİYAT ANLAŞMALARI YAPTIKLARINI, YA YENİ İCATLARI PATENTLERİ SATIN ALARAK ÜRETİME SOKMADIKLARINI, YAHUT PAZAR BÖLÜŞÜMÜNE GİDEREK FİYATIN DÜŞMESİNİ ÖNLEDİKLERİNİ SÖYLÜYOR!.. BÜTÜN BUNLARIN REKAABET DEĞİL; MONOPOL, YÂNİ FİRMA TEKELİNE GİTTİĞİNİ, TEK ÇÂRENİN DE DEVLETİN EKONOMİYE GİRİP TEKELCİ ÜRETİMLERİ KENDİ KONTROLÜNE ALMASI OLDUĞUNU BELİRTİYOR!.. BÜTÜN BUNLARI HANGİ BAŞLIK ALTINDA ANLATIYOR, BİLİYOR MUSUNUZ?.. SERBEST PİYASA EKONOMİSİNİN CENNETİ "AMERİKA'DA DAHİ ÇÖZÜLEMEYEN PİYASA (PAZAR) EKONOMİSİ SORUNLARI" BAŞLIĞI ALTINDA!..
AŞAĞIDAKİ SATIRLAR DA 1993 BASIMI "ECONOMICS" DERS KİTABINDAN.. DÖRT MEŞHUR YAZARI VAR: LIPSEY, COURANT, PURERS, VE STEINER!.. AMERİKA'DA OKUTULAN BİR DERS KİTABI, HAA!.. YABANA ATMAYIN!..
- TO FORM THE FREE-MARKET ECONOMY, ECONOMISTS ASSUME MANY PRECONDITIONS:
- 1 - HOUSEHOLDS MAKE CONSISTENT DECISIONS AS IF THEY WERE AN INDIVIDUAL. (THUS FAMILY CONFLICTS, MORE AND LEGAL PROBLEMS AND THE MENTALITY OF THE INDIVIDUALS WHO HAVE CONTROL ON DECISIONS ARE IGNORED.) A HOUSEHOLD SEEKS MAXIMUM SATISFACTION OR UTILITY. IT IS ASSUMED TO BE RATIONAL AND AWARE OF ALL THE QUALITIES AND PRICE RATES IN THE MARKET.
2 - FIRMS MAKE CONSISTENT DECISIONS AS IF THEY WERE SINGLE INDIVIDUALS. THEIR ONLY GOAL IS TO MAXIMIZE PROFITS. IT IS ASSUMED THAT THEY TRY TO DO THIS WITHOUT LOWERING THE QUALITY, BRIBERY, CHEATING, ETC.
3 - GOVERNMENT INCLUDES ALL PUBLIC OFFICES AND AGENCIES. MOST GOVERNMENT OFFICIALS ARE ELECTED AND THEY WANT TO KEEP THEIR POSTS. SO ESSENTIAL MEASURES WITH HIGH COSTS AND LITTLE SHORT-RUN BENEFITS ARE UNLIKELY TO FIND FAVOR.
4 - INCOME, TASTE, POPULATION, PRICES OF OTHER COMMODITIES ARE ASSUMED TO REMAIN CONSTANT WHEN WE CONSIDER DEMAND AND SUPPLY OF A CERTAIN COMMODITY.
5 - IF A COMMODITY IS TRADED THROUGHOUT THE WORLD, THE EXTENT OF ONE COUNTRY'S INFLUENCE ON THE PRICE WILL DEPEND ON HOW IMPORTANT ITS DEMAND AND SUPPLY IN THE WORLDWIDE TOTALS.
YAZAR PAZAR EKONOMİSİ'NİN PEK ÇOK GERÇEKÇİ OLMAYAN VARSAYIMA DAYANDIĞINI İMÂ ETTİKTEN SONRA, ONLARI ŞÖYLE SIRALIYOR:
1 - TÜKETİCİNİN TUTARLI VE MANTIKLI TERCİHLER YAPTIĞI, BENZER MALLARIN BÜTÜN ÖZELLİKLERİNİ, KALİTELERİNİ VE FİYATLARINI BİLDİĞİ VARSAYILIR... (BUNLARIN HİÇ GERÇEKÇİ OLMADIĞI, BÜTÜN İKTİSATÇI VE SOSYOLOGLAR TARAFINDAN KABUL EDİLEN BİR VÂKIADIR.)
2- FİRMALARIN SADECE KÂR DÜŞÜNDÜĞÜ BİR GERÇEKTİR, ANCAK BUNU KALİTEYİ DÜŞÜRMEDEN, RÜŞVET, ALDATMA, DOLANDIRMA, HİLE YAPMADAN SAĞLAMAYA ÇALIŞTIKLARI VARSAYILIR. (BU İSE İSE TAM BİR PALAVRADIR. BIRAKIN ŞİMDİKİ "SERBEST PAZAR"I, 1400 YIL ÖNCE BİLE KUR'AN, TERAZİYE HİLE KATANLARI UYARMIŞTI!.. PİYASADAKİ BU KÂR ÇILGINLIĞI VE HİLE FURYASI ANCAK DEVLET KONTROLÜ İLE ÖNLENEBİLİR.)
3 - POLİTİKACILAR VE BÜROKRATLAR MEVKİLERİNİ KORUMAK İSTEDİKLERİ İÇİN, PAHÂLI VE UZUN VÂDELİ ÇÖZÜMLERİ TERCİH ETMEZLER. BU YÜZDEN DEMOKRASİ İLE BİRLİKTE GELİŞTİĞİ SÖYLENEN "SERBEST PİYASA EKONOMİSİ"NİN TOPLUM İHTİYAÇLARINI İHMAL EDEN "SEÇİM EKONOMİSİ"NE DÖNÜŞTÜĞÜ BİR GERÇEKTİR. (BUNU, BİZ BİLİRİZ, AMA DİLE GETİRMEYİZ; ANCAK AKILLI BATILILAR İTİRAF ETMEKTEN KAÇINMIYORLAR.)
4 - PAZAR EKONOMİSİNDE ARZ VE TALEP HESAPLARI YAPILIRKEN DİĞER MALLAR VE ALICI İLE SATICININ DURUMUNDAKİ DİĞER DEĞİŞİKLİKLER HESABA KATILMAZ... (YÂNİ BU HUSUS TA SÂDECE BİR VARSAYIMDAN ÖTEYE GEÇMEZ. ONUN İÇİNDİR Kİ, DÜNYADAKİ HİÇ BİR MALIN ARZI DA, TALEBİ DE ÖNCEDEN TAM OLARAK TESBİT EDİLEMEZ..)
5 - BİR ÜLKENİN DÜNYA PİYASALARINDAKİ BİR MALIN FİYATI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ, ONUN TALEBİ VE ARZI İLE ORANTILIDIR. (YAZAR BURADA SATIR ARASINDA DEMEK İSTİYOR Kİ, BÜTÜN "SERBEST PİYASA" PALAVRALARINA RAĞMEN, DÜNYA PİYASASINDA GÜÇLÜ ÜLKELER TALEP VE ARZ NE OLURSA OLSUN, FİYATLARI KENDİ KONTROLLERİNDE TUTARLAR. HEMEN ÖRNEK VERELİM: TÜRKİYE DÜNYA FINDIK ÜRETİMİNİN %75'İNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR. DÜNYA PİYASASINDA FINDIK FİYATLARINI ETKİLİYEBİLİYOR MU?.. İPEK, SANAYİ ÜRÜNÜ OLMASINA RAĞMEN -PARAŞÜT VS. İÇİN ÇOK ÖNEMLİ- KOZA FİYATLARI DÜŞÜYOR. NEDEN?.. İPEK ÜRETİMİ Mİ ARTTI, TALEP Mİ DÜŞTÜ?.. HAYIR!..SADECE DÜNYA BORSALARI ZENGİN DEVLETLERİN ELİNDE!) SÖYLESENİZE ALLAH AŞKINA, "PAZAR EKONOMİSİ"NDEN GERİYE NE KALDI?.. HİÇ!
ŞİMDİ SIKI DURUN, ÇÜNKÜ EN ÖNEMLİ KISIM GELİYOR:
- "IF A PRODUCER OR SELLER HOLDS 33 % OF THE MARKET, IT IS CONSIDERED A MONOPOLY!.." YÂNİ BİR MALIN ÜRETİMİ VEYA TÜKETİMİNİN ÜÇTE BİRİ TEK BİR DEVLETİN ELİNDEYSE, ASLINDA O DEVLET O MAL ÜZERİNDE TEKEL KURMUŞ DEMEKTİR!..
DAHA DA KÖTÜSÜ BU CÜMLE ASLINDA ŞU MÂNÂYA GELİR: DÜNYA ÜRETİM VE TÜKETİMİNİN YARISINDAN FAZLASI ZENGİN DEVLETLERİN ELİNDEDİR... ZENGİN DEVLETLER, ASLINDA HER MAL İÇİN BİR TEKEL OLUŞTURMUŞLARDIR!..
BU ÜLKELER 7'LER DİYE BİLİNEN ABD, JAPONYA, ALMANYA, İNGİLTERE, FRANSA, KANADA VE İTALYA'DIR. BENELÜKS'ÜN -BELÇİKA, HOLLANDA, LÜKSEMBURG- EKLENMESİ İLE BU SAYI 10'A ÇIKAR. İSVİÇRE'NİNSE HER TÜRLÜ KAÇAKÇILIKTA VE YOLSUZLUKTA PAYI VARDIR. YANİ "SERBEST PAZAR EKONOMİSİ", BÜTÜN MAZLÛM ÜLKELERİN HAMMADDE KAYNAKLARINI UCUZA KAPATMAK, TOPRAKLARINA KONMAK, EMEĞİNİ SÖMÜRMEK İÇİN UYDURULMUŞ BİR KUYRUKLU YALANDAN İBÂRETTİR!..
ÜSTELİK BU ZENGİN ÜLKELER DÜNYA TİCÂRETİNİ TAM KONTROLLERİ ALTINDA TUTMAK İÇİN ÖNCE GATT ÖRGÜTÜNÜ, SONRA DA W.T.O.'NÜ (DÜNYA TİCÂRET ÖRGÜTÜ) KURMUŞ, BİZİM GİBİ ÜLKELERİ BİNBİR NAZ İLE ARALARINA ALMIŞLARDIR. ORADA BELİRLENMİŞ KURALLAR DIŞINDA BİR KUTU KİBRİT BİLE SATTIRMAMAYA ÇALIŞIRLAR! M.A.I. VE TAHKİM İLE SİZİN ÜLKENİZDE YAPILAN İŞLERİ BİLE DENETİM ALTINA ALMAK İSTERLER.
M.A.I. NEDİR Mİ?.. MAİ ASLINDA "MULTILATERAL AGREEMENT FOR INVESTMENT" DEMEK!.. YANİ ÇOKULUSLU YATIRIM ANLAŞMASI... ADINA BAKARSANIZ OLDUKÇA MASUM GÖRÜNÜŞLÜ BİR MÂYİ!.. AMA SAF ZEHİR!.. İNSAN İÇİNCE, ANINDA ÖTEKİ DÜNYAYI BOYLUYOR!..
EFENDİM, BU ULUSLARARASI ANLAŞMA, ASLINDA DÜNYANIN EN ZENGİN 225 KİŞİSİNİN VE EN ZENGİN 450 AİLESİNİN DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA "RAHAT" YATIRIM YAPMASINA YÖNELİK!..
BU LÂNET OLASI MAİ ANLAŞMASININ ÖNGÖRDÜĞÜ HÜKÜMLER ŞÖYLE:
1 - DEVLET, HÜKÜMET VE TOPLUMLARIN, YABANCI YATIRIMCI ŞİRKETLERE KARŞI KENDİ MAHKEMELERİNDE DÂVA AÇMA HAKKI KALKACAK!..
YANİ TÜRKİYE'DE NE DEVLET, NE HERHANGİ BİR BAKANLIK, VALİLİK, BELEDİYE, SENDİKA VEYA VATANDAŞ, BİR YABANCI FİRMANIN UYGULAMASINDAN, VEYA ÜRÜNÜNDEN ZARAR GÖRÜRSE; TÜRK MAHKEMELERİNDE DÂVA AÇAMIYACAK!.. ASLINDA HİÇ BİR YERDE DÂVA AÇAMIYACAK!..
AMA YABANCI FİRMA VEYA KİŞİLER; DEVLET, HÜKÜMET, VALİLİK, BELEDİYE VEYA KİŞİLER HAKKINDA DÂVA AÇABİLECEKLER!.. HEM TÜRK MAHKEMELERİNDE, HEM DE ULUSLARARASI MAHKEME VEYA KURULLARDA!..
2 - YABANCI YATIRIMCIDAN TEKNOLOJİ TRANSFERİ İSTENMİYECEK!..
YÂNİ, SÖZDE ÜLKEMİZİ KALKINDIRMAK İÇİN GELEN GAVUR, BİZE ESKİ TEKNOLOJİ İLE ÜRETTİĞİ TAPON MALLARI SATACAK... BU KÖHNE TEKNOLOJİNİN YARATACAĞI ÇEVRE KİRLİLİĞİ KONUSUNDA HİÇ BİR TEDBİR ALMAYACAK. BUNA ZORLANAMIYACAK!..
3 - YABANCI YATIRIMCIYA AİT İŞLETMELER, TESİSLER, ARAZİLER, BİNALAR, VE ARAÇLAR DEVLET TARAFINDAN HİÇ BİR ŞEKİLDE KAMULAŞTIRILAMIYACAK!.. KAMULAŞTIRMAYA BENZER SONUÇLAR VEREBİLECEK HİÇ BİR İŞLEM YAPILAMIYACAK!..
BU İKİNCİSİ SON DERECE AÇIK KAPILI BİR İFADE... ÖNCE YOL BİLE GEÇİRİLECEK OLSA, GAVURUN NE ARAZİSİNİ, NE BİNASINI İSTİMLÂK EDEMİYECEKSİN!... ETRAFINDAN DOLAŞMAK ZORUNDA KALACAKSIN!.. SONRA HERİF "ÇİKOLATA SATIYORUM," DİYE GELSE, ESRAR SATMAYA BAŞLASA, TESİSİNİ, İŞLETMESİNİ KAPATAMIYACAKSIN!.. ÜÇÜNCÜSÜ MESELÂ "YALE" ÜNİVERSİTESİ GELMEYE KALKSA, "GELME!" DİYEMİYECEKSİN!.. GELİP TÜRKİYE'DE BİR KAÇ FAKÜLTE AÇSA, ÖĞRENCİ BAŞINA YILLIK 50.000 DOLAR İSTESE, "NİYE BÖYLE YÜKSEK ÜCRET?" DİYE SORAMIYACAKSIN!.. ÜSTÜNE ÜSTLÜK, HERİF KALKIP SENDEN AYNI ŞEHİRDEKİ, HATTA BELKİ BÜTÜN TÜRKİYE'DEKİ DÜŞÜK HARÇLI ÜNİVERSİTELERİ KAPATMANI İSTEYEBİLECEK, "BENİMLE HAKSIZ REKAABET EDİYOR!.. SEN DEVLET OLARAK BENİM ÖĞRENCİMİ HAKSIZ KAMULAŞTIRMA İLE ÇALIYORSUN!" DİYEREK!.. BÖYLE BİR DAVAYA TÜRK MAHKEMELERİ BAKAMIYACAK!.. ULUSLARARASI TAHKİM KURULU BAKACAK...
ORADA DA HÂKİM DEĞİL, SERMAYEDARLARIN TEMSİLCİLERİ VAR... ONLAR DA TÜRKİYE'Yİ MUTLAKA TAZMİNATA MAHKÛM EDECEK, ÇÜNKÜ KURALLAR ÖYLE DİYOR!.. HUKUK DEVLETİ DİYE BİR ŞEY KALMIYACAK!
4 - ANLAŞMA TARİHİNDEKİ VERGİ YASALARI YABANCILAR ALEYHİNE DEĞİŞTİRİLEMİYECEK!..
YANİ TÜRKİYE DARDA KALINCA KENDİ VATANDAŞINA ALABİLDİĞİNE KEMER SIKTIRACAK, İSTEDİĞİ KADAR YÜKSEK VERGİ KOYACAK... AMA ANLAŞMA GEREĞİNCE AYNI HÜKÜMLERİ GAVURLARA UYGULAYAMIYACAK!.. MESELÂ KURUMLAR VERGİSİ YÜKSELTİLDİ, DİYELİM... TÜRK FİRMALAR (EĞER ANLAŞMADAN SONRA ÖZÜ TÜRK FİRMA KALIRSA) DAHA FAZLA VERGİ ÖDERKEN, YABANCILAR ESKİ MİKTARDAN ÖDEYECEK!.. VE BU TÜRK FİRMALARI ALEYHİNE "HAKSIZ REKAABET" OLARAK KABUL EDİLMEYECEK!.. TAM TERSİNE EĞER GAVURUNKİNİ DE AYNI NİSBETTE YÜKSELTİRSENİZ, O "HAKSIZ REKABET VE KAMULAŞTIRMA" SAYILACAK!.. HAYDİİ!.. GENE TÜRKİYE TAHKİM KURULUNA ŞİKÂYET EDİLECEK, VE ORADA TAZMİNAT ÖDEMEYE MAHKÛM EDİLECEK!..
İŞİN EN "BALLI" YANI NE BİLİYOR MUSUNUZ?.. BU YASALAR YATIRIMCI LEHİNE DÜZELTİLİRSE, GAVUR FİRMALARI DA BUNDAN YARARLANACAK!..
HANİ NEREDE O "BEN KÂRA ORTAĞIM, ZARARA ORTAK DEĞİLİM, DİYEMEZSİNİZ," DİYEN DEMİREL EFENDİ??? BU M.A.I. İLE HEP ZARARA ORTAK OLDUĞUMUZU, KÂRI DA GAVURLARIN YEDİĞİNİ GÖRMÜYOR MU?.. ÜSTELİK GİDERAYAK SON HİYÂNETİNİ YAPIP, TAHKİM YASASINI SAVUNMA KAMPANYASINA KALKIŞMADI MI?..
5 - SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA DA ANLAŞMA TARİHİNDEKİ ŞARTLARDA BİR DEĞİŞİKLİK YAPILIRSA, ALEYHTE İSE GAVURLARA UYGULANMIYACAK, LEHTE İSE İLK ÖNCE ONLARA UYGULANACAK!..
MESELÂ, SİGORTALININ İŞVEREN TARAFINDAN ÖDENEN PRİMİ YÜKSELTİLDİ!... TÜRK FİRMALAR (EĞER ANLAŞMADAN SONRA ÖZÜ TÜRK FİRMA KALDIYSA) PRİM YÜKSELTME ZORUNDA KALACAK. AMA GAVURLAR, İŞÇİLER İÇİN DÜŞÜK PRİM ÖDEMEYE DEVAM EDECEKLER!.. EĞER PRİM DÜŞÜRÜLÜRSE, GAVURLAR HEMEN BUNDAN YARARLANACAK.
"KALDIYSA" DİYORUZ, ÇÜNKÜ GAVUR FİRMALARINA BÖYLE AVANTAJLAR TANINCA, TÜRK FİRMALAR EZİLECEK, YOK OLACAK!... ONLAR DA YOK OLMAMAK İÇİN KENDİLERİNE BİRER YABANCI ORTAK BULMAYA ÇALIŞACAK! YABANCI YATIRIM SAYILABİLMEK İÇİN FİRMANIN % 50'DEN FAZLASININ GAVURA ÂİT OLMASI GEREK... BÖYLECE TÜRKLER KENDİ FİRMALARINDA GAVURA KÖLE GİBİ ÇALIŞACAK... İŞİN HAMALLIĞINI TÜRKLER YAPACAK, KAYMAĞINI GAVUR YİYECEK!..
6 - SERMAYE TRANSFERİ, KULLANILMASI, VE SAHİPLENİLMESİ ÖNÜNDEKİ BÜTÜN ENGELLER KALDIRILACAK!..
7 - YABANCI YATIRIMCI EN AZ YERLİ YATIRIMCININ HAKLARINA SAHİP OLACAK!..
YANİ YERLİ FİRMA TEŞVİK ALIYORSA, ÜLKEMİZE SÖZDE KALKINMAMIZ İÇİN YABANCI SERMAYE GETİRMEKTE OLAN BU ZENGİN GAVURLAR, FAKİR MUAMELESİ GÖRECEK, ONLAR DA TEŞVİK ALACAKLAR!.. HER HALÛKÂRDA GETİRDİKLERİNİN KAT KAT FAZLASINI GÖTÜRECEKLER!.. NETİCEDE ÜLKE HARAP OLACAK, İNSANLARIMIZ FAKİRLEŞECEK, YA KÖLE OLACAK, YA DA CÂRİYE!.. HEM DE GAVURLARA!..
8 - ÜLKEMİZDE YATIRIM YAPAN GAVURLAR, KENDİ İŞLETMELERİ İÇİN İSTEDİKLERİ ZAMAN İSTEDİKLERİ SAYIDA YABANCI PERSONEL GETİREBİLECEKLER!.. BU GELEN PERSONEL VE ÂİLELERİ GELDİKLERİ ANDAN İTİBAREN "TÜRK VATANDAŞI"NIN SAHİP OLDUĞU BÜTÜN HAKLARA SAHİP OLACAKLAR!.. AYRICA TÜRKİYE, BU GELEN PERSONEL VE ÂİLESİNİN EV BULMA, ÇALIŞMA VE EĞİTİMİ İÇİN BÜTÜN İMKÂNLARINI SEFERBER EDECEK!..
YANİ BİZ, "YABANCILAR GELSİN, YATIRIM,YAPSIN DA VATANDAŞLARIMIZA İŞ İMKÂNI AÇILSIN," DİYORUZ YA!.. NERDEE??? HERİF İSTEDİĞİ ÜLKEDEN, İSTEDİĞİ KİŞİLERİ GETİRİP, İSTEDİĞİ ŞEHİRLERE YERLEŞTİRECEK!.. ÜSTELİK ONLARIN İSKÂNI, BAKIMI VE ÇOCUKLARININ EĞİTİMİNDEN TÜRK DEVLETİ SORUMLU OLACAK!.. EĞER BUNLARI SAĞLAMAZSA, GAVUR HEMEN TAHKİM KURULUNA GİDİP TÜRKİYE'Yİ BİR KERE DAHA TAZMİNAT ÖDEMEYE MAHKÛM ETTİRECEK!..
9 - YABANCI İŞLETME TOPLU SÖZLEŞME, SENDİKA, GREV GİBİ UYGULAMALARIN DIŞINDA OLACAK!..
YANİ GAVUR PATRON, ENFİLASYON NE OLURSA OLSUN, İŞÇİYE AYNI ÜCRETİ ÖDEMEYE DEVAM EDEBİLECEK!.. İŞLETMESİNDE KURULMUŞ OLAN SENDİKAYI TANIMAYABİLECEK... İŞÇİLER ÜCRETLERİNİ ALAMADIKLARI İÇİN GREV YAPAMIYACAKLAR!..
10 - YABANCI YATIRIMCIYA TÜRKİYE'NİN MİLLİ GELİRİNİ ARTTIRMAK, İSTİHDAM YARATMAK, İHRACAT YAPMAK, ÇEVREYİ KORUMAK, KAZANCINDAN TEKRAR TÜRKİYE'DE YATIRIM YAPMAK GİBİ HİÇ BİR ŞART KOŞULAMIYACAK!.. O İSTEDİĞİ GİBİ GELECEK, İSTEDİĞİNİ İSTEDİĞİ ŞEKİLDE ÜRETECEK, İSTEDİĞİNE İSTEDİĞİ FİYATA SATACAK, ÜSTELİK ÇERİNİ ÇÖPÜNÜ BİZİM ÜLKEMİZDE BIRAKIP, KÂRINI ALIP GÖTÜRECEK!..
BİTMEDİ!!..
11 - BU ANLAŞMA İMZALANDIKTAN SONRA, HERHANGİ BİR YABANCI FİRMA, YABANCI ÜRÜN, VEYA YABANCI PERSONEL HAKKINDA, HİÇ BİR TOPLU EYLEM YAPILAMIYACAK!..
YANİ GAVUR PATRON, İŞÇİLERİN HEPSİNİ SOKAĞA ATSA, COCACOLA ŞİŞESİNDEN FARE PİSLİĞİ ÇIKSA, VEYA GAVUR PATRONUN GAVUR ŞOFÖRÜ BİR TÜRK KIZINA ZORLA TECÂVÜZ ETSE; İŞÇİLER VEYA HALK TOPLANIP FİRMAYI, MALI VEYA O KİŞİYİ PROTESTO EDEMİYECEK!.. ÇÜNKÜ BU EYLEM DOLAYLI OLARAK FİRMA ALEYHİNE "KAMULAŞTIRMA", YANİ "SERBEST EKONOMİK FAALİYETTEN MEN" SAYILACAK VE TÜRKİYE YİNE ULUSLARARASI TAHKİM KURULUNA SEVKEDİLECEK, VE TABİİ TAZMİNAT ÖDEMEYE MAHKÛM OLACAK!..
PEKİ, ULUSLARARASI TAHKİM NEDİR?.. ASLINDA MAİ'NİN İKİZ KARDEŞİ... MAİ ANLAŞMASININ KILIFI... TÜRKİYE'NİN ANLAŞMAYA UYUP UYMADIĞINI BELİRLEYEN KURUL!..
EĞER DEVLET VEYA KİŞİLER, GAVURLAR ALEYHİNDE EN UFAK BİR FAALİYETTE BULUNURLARSA, ULUSLARARASI TAHKİM KURULU'NA BİZİ ŞİKÂYET EDECEKLER... BU KURULUN RESMÎ ADI ICSID (ULUSLARARASI YATIRIM UZLAŞMALARI ÇÖZÜM MERKEZİ)... BU MERKEZDE DÂVÂLARA HUKUK BİLGİSİ OLAN HÂKİMLER BAKMIYACAK. ELLERİNDE BİR "UZMANLAR" LİSTESİ VAR. BUNLAR DÜNYA BANKASI YATIRIM VE TİCARET UZMANLARI... BU LİSTEDEN ÜÇ KİŞİ SEÇİLECEK VE "DÂVÂ"YA ONLAR BAKACAK...
BU ÜÇ KİŞİLİK HUKUK DIŞI "UZMAN" HEYETİN, UYMASI GEREKEN HERHANGİ BİR ULUSLARARASI HUKUK KURALLARI MANZUMESİ DE YOK ELLERİNDE!.. SADECE MAİ ANLAŞMASINA GÖRE YATIRIMCININ O SONSUZ HAKLARININ ÇİĞNENİP ÇİĞNENMEDİĞİNE BAKACAKLAR, VE TABİİ Kİ ÇİĞNENDİĞİNE KARAR VERECEKLER... NETİCEDE ÇİĞNEYEN KİŞİ DE OLSA, TAZMİNATI TÜRK DEVLETİ ÖDEYECEK!..
BİR OLAY VARDIR, BİLİR MİSİNİZ?.. TANZİMAT'IN İLÂNINDAN HEMEN SONRA WILLIAM CHURCHILL ADINDAKİ BİR İNGİLİZ AVLANIRKEN, (BİZCE KASTEN, ZEVKİNE) BİR ÇOCUĞU ÖLDÜRMÜŞ, ADAM TUTUKLANMIŞ, MAHKEMEYE VERİLMİŞ... ANCAK İNGİLİZ ELÇİLİĞİ "OSMANLI DEVLETİ'NİN TANZİMAT FERMANI'NA GÖRE GAVURLARI YARGILAMA HAKKI OLMADIĞINI" BELİRTEREK ADAMI KURTARMIŞ!..
ARKASINDAN O YÜZSÜZ HERİF BİR DE "HAKLARIM GASPEDİLDİ" DİYE FERYÂDA BAŞLAMIŞ, KENDİSİNDEN ÖZÜR DİLENMESİNE RAĞMEN VAZGEÇMEMİŞ, ANCAK TÜRKİYE'DE BİR GAZETE ÇIKARMA İMTİYÂZI VERİLEREK SUSTURULABİLMİŞTİ!..
TEVEKKELİ DEĞİL, TANZİMAT FERMANI'N HALK "GAVURA GAVUR DEMEK YASAK" FERMANI DİYE ADLANDIRIR!..
GELELİM BUGÜNE!.. SİZ SÖYLEYİN!.. BU M.A.İ ANLAŞMASI, VE MECLİS'TEN ECEVİT HÜKÛMETİNİN OLAĞANÜSTÜ GAYRETİ İLE ÇIKARILMIŞ OLAN "ULUSLARARASI TAHKİM ANLAŞMASI", TANZİMAT FERMANI'NDAN BETER Mİ, DEĞİL Mİ?
BU TARZ ANLAŞMALARI "MÂSUM" GÖSTERİP MECLİS'TEN GEÇİREN DEMİREL, ECEVİT, ÇİLLER, YILMAZ, ERDOĞAN VE ONLARIN DALKAVUKLARI, İŞADAMLARI, BÜROKRATLAR!.. ONLARI ACABA NE YAPMALI?.. HEYKELİNİ DİKMELİ, MEZARINA MI TÜKÜRMELİ?
ATATÜRK'ÜN DEVLETİ, EKONOMİYİ BU GAVURLARDAN KORUYACAK ŞEKİLDE DEVREYE SOKMASININ ÖNEMİ, ŞİMDİ DAHA KOLAY ANLAŞILIYOR, DEĞİL Mİ?
MAKSADIMIZ, DÜNYÂYI IZDIRAP VE SEFÂLETE BOĞAN, SÜREKLİ HARP ÇIKARTAN, ZENGİNİ DAHA ZENGİN, FAKİRİ DAHA FAKİR YAPAN BATI MATERYALİZMİNİN EKONOMİ ANLAYIŞINI YERDEN YERE VURMAK!..
ÖNCE ŞUNU TEKRAR BELİRTELİM Kİ, İKTİSAD BİLMEDEN FERTLERİ, TOPLUMLARI REFAHA, DEVLETİ SELÂMETE ULAŞTIRMANIN YOLU YOKTUR!.. BÜTÜN BAŞARILI HÜKÜMDARLAR (İSKENDER, ATİLLA, CENGİZ, FATİH, ATATÜRK) HEM İYİ BİR KOMUTAN, HEM DE İYİ BİR İKTİSATÇI İDİLER... ÇÜNKÜ İKTİSAD, KIT KAYNAKLARIN SONSUZ İSTEKLERİ KARŞILAMAK İÇİN, EN İYİ ŞEKİLDE KULLANILMASI SAN'ATIDIR...HERKES BECEREMEZ!... HER KİTÂBÎ UYGULAMA DOĞRU SONUÇ VERMEZ!.. SÂDECE MÂLÎ TEDBİRLERLE, MONETER BİR POLİTİKAYLA BİR YERE VARILAMAZ!.. BU YOLU TÂKİP EDERSENİZ, ORTAYA REEL (GERÇEK) SEKTÖR, VE (SÖZÜ EDİLMEYEN, AMA HÜKMÜNÜ SÜRDÜREN) HAYÂLÎ SEKTÖR AYIRIMI ÇIKAR!
GÜNÜMÜZDE BÜTÜN DÜNYÂYA, ÖZELLİKLE GERİ KALMIŞ ÜLKELERE, "SERBEST PAZAR" DİYE, "PİLÂNSIZ BAŞIBOZUK EKONOMİ" , "SINIR TANIMAYAN TÜKETİM" VE "İHRACATA YÖNELİK ÜRETİM" YUTTURULMAK İSTENMEKTEDİR!.. ÜLKEMİZDE DE "PİLÂN YAPMANIN VE KAYNAKLARIN DEVLET TARAFINDAN YÖNLENDİRİLMESİNİN, SOSYALİSTLİK OLDUĞUNU, DEVLETÇİLİĞİN MODASININ GEÇTİĞİNİ" ÖNE SÜREN BİR ANLAYIŞ, HEMEN HER PARTİYİ ETKİSİNE ALMIŞTIR!.
AMAÇ BELLİDİR... "SİZ PİLÂN YAPMAYIN, KAYNAKLARINIZI ÖZENLE, İHTİYATLA DEĞİL DE; MİRASYEDİCE GOFRETE, GAZOZA, ÇİKLETE, PAHALI GİYECEKLERE, UYDURUK YİYECEKLERE, GEREKSİZ ARAÇLARA,YABANCI SİGARA VE İÇKİYE HARCAYIN," DİYOR BATILILAR!... BİZİM SÖZDE "İKTİSATÇI"LARIMIZ, DÜNYÂDAN BÎHABER POLİTİKACILARIMIZ DA BUNU YUTUYOR!.. BORÇ BİNİ AŞMIŞ, DEVLET İFLÂS NOKTASINA GELMİŞ, ALDIRAN YOK!.. ÇULSUZLAR BİLE KENTUCY TAVUK-MAGNUM DONDURMA YEMEYE, MALBORO-VİSKİ SIK SIK CEP TELEFONU DEĞİŞTİRMEYE ÖZENDİRİLİYOR!..
SORMAK İSTERİZ: BU TAVIR, İKTİSAD İLMİNİN, EKONOMİ BİLİMİNİN HANGİ ESÂSINA UYAR?..
KAYNAKLARIN KIT OLDUĞU BİR DÜNYÂDA, ELBETTE Kİ ELDEKİ İMKÂNLARIN HESÂBI YAPILACAKTIR!.. ELBETTE Kİ YATIRIMLAR ÖNCELİK SIRASINA GÖRE UYGULANACAKTIR!.. ELBETTE Kİ TÜKETİM KISILACAKTIR!.. ELBETTE Kİ GÜMRÜK KAPILARI GEREKSİZ İTHÂLATA, KAHREDİCİ REKAABETE KAPANACAKTIR. BÜTÜN BUNLAR VAR OLMA MÜCÂDELESİNİN GEREĞİDİR!
BİR DEVLETİN İKTİSÂDÎ AÇIDAN GÜÇLÜ OLABİLMESİ İÇİN, ÖNCE İNSANLARINI DOYURABİLMESİ, GİYDİREBİLMESİ, BİR ÇATI ALTINDA BARINDIRABİLMESİ, SAĞLIĞINI KORUYABİLMESİ, EĞİTEBİLMESİ VE ÜLKEYİ SAVUNABİLMESİ ŞARTTIR!.. AÇ BİR ÜLKENİN İNSANLARI, SUÇA, AHLÂKSIZLIĞA YÖNELİRLER, BAŞKALARINA KOLAYCA YEM OLURLAR.
ESKİ DOĞU BULOĞU ÜLKELERİNİN 1990'DAN SONRAKİ DURUMU, BU SÖYLEDİĞİMİZİN DELİLİDİR... ÜLKEMİZİ SARAN ROMEN, RUS KADINLARI AÇLIĞIN KURBANIDIR... YİNE BU ÜLKELERİN SANAT ESERLERİNİ ÇALIP SATANLAR, URANYUM GİBİ ÇOK DEĞERLİ NÜKLEER SİLÂH HAM MADDESİNİN YABANCILARIN ELİNE GEÇMESİNE GÖZ YUMANLAR, HEP AÇLIĞIN GETİRDİĞİ AHLÂKSIZLIĞIN VE ONUNLA BESLENEN CANAVAR MAFYANIN KURBANLARIDIR... ESKİ DOĞU ULOĞU'NDA "SERBEST PİYASA" DİYE BAŞIBOZUKLUK HÂKİM OLMUŞ, DEVLET OTORİTESİ KALMAMIŞ, HERKES KENDİ DERDİNE DÜŞMÜŞTÜR!..
İŞTE BURADA KARŞIMIZA, TÜRKLER'İN NEDEN BİNLERCE YILDIR HİÇ DEVLET'SİZ KALMAMIŞ OLMALARININ SEBEBİ ÇIKAR... BUNU SAĞLAYAN OĞUZ TÖRESİ'DİR!..
NEDİR OĞUZ TÖRESİ?.. BUNU TÂRİHÇİLER, MİLLİYETÇİLER ARASINDA DAHİ BİLEN AZDIR.... ÇOĞU, OĞUZ TÖRESİ'Nİ "YENİ HAKANI KEÇE ÜSTÜNE OTURTUP ZIPLATMAK"TAN İBARET SANIR!..
BİZ, BU KISA YAZIMIZIN AMACI İKTİSAT OLDUĞU İÇİN, FAZLA DERİNİNE GİREMEYECEĞİZ, AMA BURADA OĞUZ TÖRESİ'YLE İLGİLİ 3 HUSUSU BELİRTELİM:
BİRİNCİSİ, OĞUZ HAN BÂZILARININ İDDİA ETTİĞİ GİBİ M.S.600'LERDE YAŞAMIŞ METE HAN DEĞİLDİR... ÇOK DAHA ESKİDİR!.. BÂZI BELGELERE GÖRE M.Ö. 600'LERE GİDER. BİZCE OĞUZ HAN DAHA DA ESKİDİR, M.Ö. 1900'LERDE ARANMALIDIR... OĞUZ TÖRESİ DE TIPKI NUH TUFANI, İLÂHÎ KISAS KAANUNU GİBİ, NESİLDEN NESİLE MİLÂTTAN SONRALARA TAŞINMIŞTIR.
İKİNCİSİ, OĞUZ TÖRESİ'NİN EN ÖNEMLİ PRENSİBİDİR: DEVLET REİSİ HALKINI DOYURMAKLA, GİYDİRMEKLE, BARINDIRMAKLA, KORUMAKLA VE REFAH İÇİNDE YAŞATMAKLA GÖREVLİDİR!.. ONUN İÇİN ORHUN KİTÂBELERİNDE "AÇLARI DOYURDUM, ÇIPLAKLARI GİYDİRDİM, MİLLETİN AZINI ÇOK ETTİM" DİYE YAZAR!..
ÜÇÜNCÜSÜ GENE OĞUZ TÖRESİ'NİN ÖNEMLİ BİR PRENSİBİDİR: DEVLET REİSİ HALKINDAN FAZLA ZENGİN OLAMAZ!.. BUNU SAĞLAMAK İÇİN HER FIRSATTA TOYLAR (ZİYÂFETLER) VERİR, YOKSULLARA MALLARINI DAĞITIR... AYRICA DEVLET RİCÂLİNİN, EŞRÂFIN AŞIRI ZENGİNLEŞMESİNE, HALKI EZMESİNE İZİN VERMEZ!
TÜRKLER, BÖYLE HALKINI DOYURMAYAN, MALINI DAĞITMAYAN HAKANLARINI PARÇALARLAR, ÖLDÜRÜRLERDİ!.. OSMANLILAR NE HÜKÜMDÂR HÂNEDÂNININ, NE DE EŞRÂFIN HALKI EZECEK BİR ZENGİNLİĞE ULAŞMASINA İZİN VERMEZLERDİ!.. PEK ÇOK PÂDİŞÂHIN VE VEZİRİN KAFASI BU YÜZDEN GİTMİŞTİR.
KISACASI TÜRK İNSANI, AŞIRI ZENGİNLİĞİN KİŞİYİ SAPITTIRDIĞINI, GELİR DAĞILIMINI BOZDUĞUNU BİNLERCE YILDAN BERİ BİLİR!... VE TÜREDİ ZENGİNE HİÇ BİR ZAMAN SAYGI DUYMAZ!.. TÜRK DEVLETLERİ BUNU UNUTMADIĞI SÜRECE VARLIĞINI SÜRDÜRMÜŞTÜR.
OĞUZ TÖRESİ AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR Kİ, DEVLET'İN VARLIĞI İLE İKTİSAD ARASINDA KOPMAZ BİR BAĞ VARDIR!... SÖZÜN ÖZÜ, DEVLET'İ EKONOMİ'DEN UZAKLAŞTIRMAK, HÜSRANLA SONUÇLANIR!..
BU İSLÂM'DA DA BÖYLEDİR... BÜTÜN O FETİHLERE RAĞMEN, NE PEYGAMBERİMİZ'İN, NE DE İLK HALİFELERİN KAYDA DEĞER SERVETLERİ YOKTU!... HELE HZ. ÖMER İLE HZ. ALİ'NİN MALLARINI SIK SIK DAĞITMALARI MEŞHURDUR!..
İSLÂM'DAN VE OĞUZ TÖRESİNDEN ÇIKAN SONUCU, VE BÜTÜN BU YAZDIKLARIMIZI ÖZETLEMEK GEREKİRSE;HER ŞEYDE OLDUĞU GİBİ MÜLKİYET İÇİN DE OPTİMUM TERCİHİ YAPMAK GEREKİR... HER ÜRETİM ARACININ, HER MALIN DEVLET'E AİT OLMASI NASIL YANLIŞ İSE; YİNE HER TÜRLÜ DÜNYA MALININ KAPANIN ELİNDE KALMASI DA YANLIŞTIR!..
DÜNYA MALI İNSANA EMÂNETTİR... YANİ ÖLÜRKEN YANINDA ALIP GÖTÜREMEZ... HALK DİLİNDE BU GERÇEK "KEFENİN CEBİ YOK" DİYE İFÂDE EDİLİR... ASLINDA YERDE, GÖKTE NE VARSA, HEPSİ ALLAH'INDIR. (BAKARA, 255. ÂYET)
ALLAH "MALI DİLEDİĞİNE VERDİĞİNİ" BELİRTMİŞ; ANCAK İNSANLAR İÇİN İKİ PRENSİP KOYMUŞTUR:
1) ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR. (HAŞR, 7. ÂYET; ZÂRİYAT, 19. ÂYET)
2) MAL ÜZERİNDE SÖZ SÂHİBİ OLANLAR, ONU ANCAK EHLİNE, AKILLI KULLANACAK OLANA, VE EMÂNETE İHÂNET ETMEYECEK KİŞİYE VEREBİLİR...(NİSÂ, 5. ÂYET)