08 Haziran 2015

UYDURUK LÂİSİZM YERİNE ATATÜRKÇÜ DİN ANLAYIŞI BÖLÜM 1



UYDURUK LÂİSİZM YERİNE ATATÜRKÇÜ DİN ANLAYIŞI
BÖLÜM 1
BİR SÜREDİR OKURLARIMIZDAN ATATÜRK'ÜN DİNî İNANCI VE UYGULAMALARI ÜZERİNE MEKTUPLAR ALIYORUZ... BUNLARDAN BÂZILARI ONUN DİNSİZ-İMANSIZ BİRİ OLDUĞU, VE İSLÂMİYETE BÜYÜK ZARAR VERDİĞİ YÖNÜNDE VE DİNDAR KİŞİLERDEN ŞİKÂYET OLARAK GELMİŞ!.. BİR KISMI DA AYNI İDDİÂLARI ÖNE SÜRÜYOR AMA, BUNDAN MEMNUN… BUNLAR DA KENDİLERİNİ LÂİK-İLERİCİ; MÜSLÜMANLIĞA SARILANLARI DA GERİCİ SANANLAR!..
ANLAŞILIYOR Kİ, BİRİLERİ BİZE ATATÜRK'Ü OLDUĞU GİBİ TANITMAMIŞ!.. TÂRİH KİTAPLARI, DEVRİM TÂRİHİ DERSLERİ BİZE ONUN SÖZLERİNİ VE UYGULAMALARINI DOĞRU OLARAK YANSITMAMIŞ!.. ORTALIĞI HEM YOBAZLARIN, HEM DE MASON LÂİKLERİN HÜRÂFELERİ SARMIŞ!..
MAALESEF BU MASON-LÂİK ANLAYIŞTAN TÜRKİYE'DEKİ EN İLERİCİ KESİM OLAN ORDU DA ETKİLENMİŞ!.. BİZCE 28 ŞUBAT 1997'DEN BERİ HEM HÜKÛMET TARAFINDAN TÂKİP EDİLEN POLİTİKA, HEM DE MEDYA TARAFINDAN POMPALANAN ZİHNİYET ATATÜRK'ÜN DİN ANLAYIŞI DEĞİL; TAMÂMEN YOZLAŞMIŞ, BATI'DAN ALINMASINA RAĞMEN BATIDAKİ İLE ALÂKASIZ BİR LÂİSİZM!..
BİR KAÇ MİSÂL VERELİM DE, NE DEMEK İSTEDİĞİMİZ ANLAŞILSIN:
BİZİM SÖZDE LÂİKLERİN LÂİKLİĞİ; HIRİSTİYANLARA, MÛSEVÎLERE, DİNSİZLERE KARŞI DEĞİLDİR. SÂDECE MÜSLÜMANLARA KARŞIDIR!..
YÂNİ DİNSİZLİK PROPOGANDASI YAPILMASINA SES ÇIKARMAZLAR DA, BİR YERDE İSLÂMİYETLE İLGİLİ BİR KONUŞMA VEYÂ İFÂDE GÖRDÜLER Mİ, ÜZERİNE YÜRÜRLER!.. MESELÂ RECEP TAYYİP ERDOĞAN, FETHULLAH HOCA, ŞEVKİ YILMAZ GİBİ!..
YANLIŞ ANLAŞILMASIN!.. BİZ BU ADAMLARI, HELE KONUŞMA TARZLARINI TASVİP EDİYOR, DEĞİLİZ... HELE ŞEVKİ YILMAZ'IN CIRTLAK KARI SESİYLE BAĞIRA BAĞIRA KONUŞMASINI, FETULLAH'IN CÂMİDE KENDİNE YERDEN YERE ATMASINI İĞRENÇ BULUYORUZ... HELE TAYYİP ERDOĞAN'IN SIK SIK AMERİKA'YA GİDİP BİR ŞEYLER İÇİN İCÂZET ALMASINI HAYRA YORMUYORUZ, İSLÂMİYET'E YAKIŞTIRAMIYORUZ... AMA İSLÂMÎ SÖYLEMLERİNİN "FİKİR HÜRRİYETİ"Nİ SAVUNUR GÖRÜNENLER TARAFINDAN ÇARPITILARAK, "ÜLKE İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE" GÖSTERİLMESİNE KARŞIYIZ!..
ONLARDAN ÇOK DAHA TEHLİKELİ BEYÂNLARDA BULUNAN MEL'UN FENER BAŞPAPAZI BARTOLAMEOS, BU KİŞİLER TARAFINDAN ÂDETA ALKIŞLANIYOR!
GENE BU KİŞİLER HEYBELİADA PAPAZ OKULU'NUN TEKRAR AÇILMASINI SAVUNURLAR DA, İMAM HATİP OKULLARININ AÇIK KALMASINA TAHAMMÜL EDEMEZLER. BUNLAR BİRER MİSYONER OKULU OLAN "SEN JOSEF" (AZİZ JOSEF) GİBİ YABANCI OKULLARI GÖKLERE ÇIKARIRLAR... AMA SİZ BİR "AZİZ MAHMUD HÜDAÎ" LİSESİ AÇMAYA KALKSANIZ, KIYAMETİ KOPARIRLAR!.. BUNLARIN İNDİNDE EVLİYÂLIK BİLE GAVURA MÛBAH; TÜRK'E, MÜSLÜMANA YASAK!..
YİNE BU KİŞİLER CÂMİ YAPIMI İÇİN KIYÂMET KOPARIRLAR.. PARALARIN BOŞA GİTTİĞİNDEN ŞİKÂYET EDERLER... AMA ANKARA'DA SON YILLARDA İNŞÂ EDİLEN 4 KİLİSE İÇİN SES ÇIKARMAZLAR, DAHASI BUNU İLERİCİLİK VE HOŞGÖRÜNÜN BİR GEREĞİ SAYARLAR... YA MÜSLÜMANLARA HOŞGÖRÜ?.. YOKTUR ÖYLE BİR ŞEY!..
SON GÜNLERİN EN BÜYÜK DÜMENİ, MARMARİS'E BİR KİLİSE İNŞÂ EDİLMESİDİR. NEYMİŞ?.. GELEN TURİSTLER İBÂDET EDECEK YER BULAMIYORLARMIŞ!.. SİZ HİÇ DÜNYADA JAPON TURİSTLER İÇİN BUDİST TAPINAĞI, MÜSLÜMAN TURİSTLER İÇİN CÂMİ İNŞÂ EDİLEN BİR BATI ÜLKESİ DUYDUNUZ MU?..
HALBUKİ BAKIN, MUSTAFA KEMÂL HİLÂFETİ KALDIRIRKEN NE DEMİŞ:

- "HİLÂFET'LE BİRLİKTE TÜRKİYE'DE MEVCUT OLAN ORTODOKS VE ERMENİ KİLİSELERİ, PATRİKHÂNELERİ İLE, MÛSEVÎ HAHAMHÂNELERİ'NİN ORTADAN KALDIRILMASI LÂZIMDIR! "(4.5.1924) (NEW YORK HERALD MUHÂBİRİNE VERDİĞİ DEMEÇ) (ATATÜRK'ÜN SÖYLEV VE DEMEÇLERİ V, ANKARA, 1972, SF. 104)
YAA!.. GÖRDÜNÜZ MÜ?.. ATATÜRK'ÜN HİLÂFETİ KALDIRMASINI, "LÂİKLİK" UYGULAMASININ BAŞLANGICI SAYANLAR, EĞER LÂİKLİĞİ GÖNÜLDEN İSTİYORLARSA, BÜTÜN PATRİKHÂNELERİ KALDIRMALIDIRLAR!.. ÇÜNKÜ ATATÜRK'E GÖRE, UYGULAMA YARIM KALMIŞTIR!..
EĞER İMAM-HATİP OKULLARININ KAPATILMASI LÂİKLİĞİN GEREĞİ İSE, GENE YARIM KALMIŞTIR. ÇÜNKÜ MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK YABANCI DİNÎ OKULLAR İÇİN ŞÖYLE DER:

- "TÜRKİYE'DE YERLEŞMİŞ OLAN HER CEMAAT KENDİ MEKTEPLERİNE MÂLİKTİ. FAKAT BU MEKTEPLER İHÂNET PROJELERİNE HİZMET ETTİLER. ERMENİLER AÇIKÇA MÜSTÂKİL BİR KRÂLİYET LEHİNDE ÇALIŞIYORLARDI. DİĞER MİLLETLERLE DE AYNI HÂL VÂKİ OLDU. TÜRKİYE'DE MEKTEPLER VE KİLİSELER TAHRİKÂTIN OCAĞI İDİ. BÖYLE BİR VAZİYETE İNGİLTERE, FRANSA, AMERİKA VEYÂ HER HANGİ BİR MİLLETİN NE KADAR ZAMAN TAHAMMÜL EDEBİLECEĞİNİ SORARIZ!" (AYNI ESER, SF.106)
YAA!.. GÖRDÜNÜZ MÜ PAPAZ OKULU AÇMAK İSTEYEN, KİLİSE YAPIMINA GÖZ YUMAN İHÂNET KUMKUMALARI!.. NASIL, ATATÜRK'ÜN "LÂİKLİK" DİYE YUTTURULAN DİN ANLAYIŞI VE UYGULAMALARI, SİZİN MASONİK LÂİSİZM ZİHNİYETİNDEN FARKLIDIR DERKEN, HAKSIZ MIYMIŞIZ?
BİTMEDİ!.. BİZ DAHA ÖNCE ATATÜRK'ÜN İÇİNDE "LÂİKLİK" KELİMESİ GEÇEN SÂDECE BEŞ YERDE DOKUZ CÜMLESİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİK... BUNLAR HEP 1930'DAN SONRADIR... YANİ 1918 İLE 1926 ARASINDA YÜZLERCE İSLÂMİYETİ VE DİNİ SAVUNAN İFÂDESİ BULUNMASINA RAĞMEN BİR TEK LÂİKLİK İLE İLGİLİ SÖZÜ YOKTUR. 1926'DAN SONRA DA SÂDECE ÜÇ YERDE BU KELİMEYİ KULLANMIŞTIR.
ÖTE YANDAN LÂİKLİK KAVRAMI, C.H.P.'NİN TÜZÜĞÜNE 1930 YILINDA SERBEST FIRKA TECRÜBESİNDEN SONRA, İSMET İNÖNÜ TARAFINDAN SOKULMUŞTUR. İNÖNÜ BU OLAYDA, BAZI SERBEST FIRKA TARAFTARLARININ YOBAZLIK GÖSTERİLERİNE MÜSAMAHA ETMESİNİ, FIRSAT BİLMİŞTİR.
MADDE AYNEN ŞÖYLEDİR:
- "FIRKA (PARTİ) DEVLET İDARESİNDE BÜTÜN KÂNUNLARIN, NİZAMLARIN VE USÛLLERİN İLİM VE FENLER'İN MUÂSIR MEDENİYET'E TEMİN ETTİĞİ ESAS VE ŞEKİLLERE VE DÜNYA İHTİYAÇLARI'NA GÖRE YAPILMASINI VE TATBİK EDİLMESİNİ PRENSİP KABUL ETMİŞTİR."
- "DİN TELÂKKİSİ VİCDANİ OLDUĞUNDAN; FIRKA, DİN FİKİRLERİNİ DEVLET VE DÜNYA İŞLERİ'NDEN VE SİYÂSET'TEN AYRI TUTMAYI, MİLLETİMİZİN MUÂSIR TELÂKKİSİNDE BAŞLICA MUVAFFAKİYET ÂMİLİ GÖRÜR."
DİKKAT EDİLİRSE, LÂİKLİĞİN TÂRİFİ YAPILMIYOR... LÂİK-LÂİKLİK İFÂDELERİ METİNDE YER ALMIYOR!.. PEKİ, NE DENİYOR?.. ÂADECE İKİ ŞEY!..
ÜLKEYİ TEK PARTİ OLARAK YÖNETMEKTE OLAN C.H.P., BÜTÜN KÂNUNLARIN VE UYGULAMANIN İLİM VE TEKNOLOJİDEN YARARLANARAK DÜNYA İHTİYAÇLARINA GÖRE YAPILMASINI PRENSİP EDİNMİŞTİR.
YÂNİ BİZİM PARTİMİZ ÖYLE EDİNMİŞ... İLERDE BAŞKA PARTİ KURULURSA, NASIL YAPAR, BİZ BİLEMEYİZ VE KARIŞMAYIZ!..
İKİNCİSİ, YİNE TEK PARTİ OLARAK İKTİDARI ELİNDE TUTAN C.H.P., DİN TELÂKKİSİNİ, DÜNYA İŞLERİNDEN VE SİYÂSETTEN AYRI TUTMAYI, BAŞARIYA ULAŞMANIN GEREĞİ OLARAK GÖRÜR!..
YANİ BİR MECBURİYET YOK!.. BİZ BAŞARIMIZI BUNA BAĞLIYORUZ, DİYOR... BAŞKASI NE YAPAR, BİLEMEYİZ VE KARIŞMAYIZ!..
HEMEN BELİRTELİM Kİ, BURADAKİ "DİNÎ TELÂKKİLER" İFÂDESİ SON DERECE ÖNEMLİ!.. İSLÂM'I DEVRE DIŞI BIRAKMA GİBİ BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL!.. ÇÜNKÜ "TELÂKKİ" KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞEN YORUM VE İNANÇTIR.
YÂNİ, BİZ FERTLERİN BİRBİRLERİNDEN FARKLI YORUM VE ANLAYIŞLARININ. (DAHA AÇIK BİR İFÂDE İLE TARİKAT-MEZHEP FARKLILIKLARININ), DEVLET İŞLERİNE VE SİYÂSETE YANSIMASINI; KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNDEKİ GELİŞMEYİ, BAŞARIYI ENGELLİYEN BİR UNSUR OLARAK GÖRÜYORUZ, DENİYOR!.. TABİİ BUNA YOBAZLIĞI DA KATMAK GEREKİR!..
ŞU HALDE 1930'LARA KADAR HEMEN BÜTÜN İSYANLARDA "DİN ELDEN GİDİYOR" DENMESİNE RAĞMEN, HİÇ BİR HUKUKÎ DÜZENLEME YAPILMAMIŞTIR... SUÇLULAR "DEVLETE İSYAN" ETTİKLERİNDEN, HALKI KIŞKIRTTIKLARINDAN DOLAYI YARGILANMIŞLAR, HÜKÜM GİYMİŞLERDİR. LÂİKLİK HİÇ BİR RESMİ BELGEDE YER ALMAMIŞTIR!
1930'DA C.H.P.'NİN TÜZÜĞÜNE (Kİ BİR RESMÎ BELGEDİR AMA, KÂNUN DEĞİLDİR, SÂDECE C.H.P.'LİLERİ BAĞLAR) YUKARDAKİ ŞEKİLDE GİRMESİNE RAĞMEN, 1937 YILINA KADAR YİNE DEVLET YAZIŞMALARINDA, MAHKEME KARARLARINDA LÂİK-LÂİKLİK İFÂDESİ GEÇMEZ!..
LÂİKLİK 1937'DE ANAYASA'YA C.H.P'NİN ALTI OK'UNDAN BİRİ OLARAK GİRMİŞTİR... AMA TÜZÜKTEKİ İFADEYE ATIFLA!.. YÂNİ KÂNUNLAR, UYGULAMALAR BİLİM VE TEKNOLOJİDEN YARARLANARAK DÜNYA İHTİYAÇLARINA GÖRE YAPILACAKTIR. DİNÎ TELÂKKİLERİN (MEZHEP-TARİKAT AYIRIMLARININ, YOBAZLIĞIN, FARKLI ANLAYIŞ VE YORUMLARIN) DEVLET İŞLERİNE KARIŞTIRILMASI, SİYÂSETE ÂLET EDİLMESİ MİLLETİN FERDÎ ANLAYIŞINDAKİ İLERLEMENİN, FİKRÎ BAŞARISININ GEREĞİDİR!
BURADAKİ TEK BİR DEĞİŞİKLİK VARDIR. ARTIK BU ANLAYIŞ SÂDECE C.H.P.'NİN GÖRÜŞÜ OLMAKTAN ÇIKMIŞ, KURULACAK BÜTÜN PARTİLERİN DE KABUL ETMESİ GEREKEN BİR HUSUS HÂLİNE GELMİŞTİR!.
HEMEN EKLİYELİM Kİ, ATATÜRK BUNU TEZGÂHLIYAN BAŞBAKAN İNÖNÜ'YÜ DERHAL BAŞBAKANLIKTAN ALMIŞ, YERİNE CELÂL BAYAR'I GETİRMİŞTİR.
BÜTÜN BUNLARDAN GÖRÜYORUZ Kİ, ATATÜRK DÖNEMİNDE "LÂİKLİK" İFÂDELERİ SON DERECE NÂDİR OLMALARININ YANISIRA, SON DERECE YUMUŞAK VE ASLA BİR BASKI TAŞIMIYOR!.. BASKI SÂDECE DİNİ BAHÂNE EDEREK İSYÂN EDERLERE!..
İSMET İNÖNÜ 1938'DEN İTİBÂREN "GAYRIMİLLÎ ŞEF" OLARAK DEVLET'İN BAŞINA ÇÖREKLENİNCE; C.H.P.'NİN AÇIK TÜZÜK MADDESİNE, AÇIK ANAYASA HÜKMÜNE RAĞMEN, KENDİ DİNSİZ TELÂKKİSİNİ MİLLETE ATATÜRK'ÜN GÖRÜŞÜ İMİŞ GİBİ LÂNSE ETMİŞTİR. 1941 YILINDA TÜRKÇE EZANI MECBURÎ HÂLE GETİRMİŞ, İMAM-HATİP-HÂFIZ YETİŞTİREN BÜTÜN KURUMLARI KAPATMIŞ, KIŞLALARDAKİ DİNî EĞİTİMİ, OKULLARDAKİ DİN DERSLERİNİ KALDIRMIŞ, 1948'DE, HEM DE CHP KURULTAYINDA, İSLÂMİYET'İN YERİNE "KEMÂLİZM DİNİ"Nİ TEKLİF EDECEK BİR ZÜMRE YARATMIŞTIR!.. TIPKI KOMÜNİST ÜLKELERDE DİN KURUMLARININ KAPATILIP, ATEİZM'İN RESMî İNANÇ HâLİNE GETİRİLMESİ GİBİ!
BU NE BATI HIRİSTİYAN ÜLKELERİNDEKİ LÂİSİZM-SEKÜLARİZM İDİ, NE DE ATATÜRK'ÜN DİN ANLAYIŞI!.. HATTÂ SOVYETLER BİRLİĞİ VE ARNAVUTLUK'TAKİ ATEİZM'DEN BETER BİR ŞEYDİ!..
MENDERES'TEN İTİBÂREN İNÖNÜ ATEİZMİ'NDEN GERİ DÖNÜLDÜ. AMA BU SEFER HEMEN BÜTÜN PARTİLER SÂDECE DİNÎ TELÂKKİLERİ DEĞİL; İSLÂMİYET'İN TÜMÜNÜ SİYÂSETE ÂLET ETMEYE BAŞLADILAR... GENE ATATÜRK'ÜN DİN VE İSLÂM ANLAYIŞI UNUTULDU. NE VAR Kİ, 1980 ANAYASASINA KADAR "LÂİKLİK", KAVRAM OLARAK HİÇ BİR ZAMAN MİLLETİN BAŞINA BELÂ OLMADI. HATTÂ 1960'LARDA MASON DEMİREL'İN BİR SLOGANI DA "HERKES BU ÜLKEDE GÖĞSÜNÜ GERE GERE BEN MÜSLÜMANIM, DİYEBİLMELİDİR!" İDİ...
1995'DEN SONRA İSE ERBAKAN'IN İKTİDÂRA GELMESİ, BÜTÜN İNÖNÜ ATEİZMİ'NİN SAVUNUCULARINI KORKUTTU... ONLARIN KIŞKIRTMASI İLE ORDU İŞE EL KOYDU.
NE VAR Kİ, ATATÜRK'TEN SONRA KIŞLALARDA DİN EĞİTİMİ YAPILMADIĞINDAN, VE SUBAYLARIN ÇOĞU AŞAĞIDA NAKLEDECEĞİMİZ ATATÜRK'ÜN İSLÂMİYET VE DİN ANLAYIŞINDAN HABERSİZ YETİŞTİKLERİNDEN, MESELE BAŞÖRTÜSÜNE GELDİ, DÜĞÜMLENDİ.
BAŞINI AÇAN AYDIN-İLERİCİ, BAŞINI ÖRTEN MÜSLÜMAN-GERİCİ SAYILDI… TARİKAT VE MEZHEP BÖLÜNMELERİ, ÇEKİŞMELERİ İLE UĞRAŞILMADI. CEMEVLERİ AÇIP ALEVÎLERİ KIŞKIRTMAK, İNÖNÜ'NÜN SALAK OĞLU ERDAL'DAN ÇİLLER'E KADAR HERKES TARAFINDAN "OY" OLTASI SANILDI... NE VAR Kİ, SÜLEYMANCILARIN, NURCULARIN, FETULLAHÇILARIN, ALEVÎLERİN, KÜRTLERİN OYLARI BUNLARI SÖMÜRENLERE DEĞİL, BU KONULARDAN HİÇ BAHSETMEYENLERE GİTTİ.
BİZ DİYORUZ Kİ, BU KARMAŞADAN ÇIKMANIN TEK YOLU, DİNÎ TELÂKKİLERDEN SIYRILIP, MESELEYE ATATÜRK'ÜN O ŞAŞMAZ TESBİTLERİ İLE BAKMAKTIR!..
HEMEN ŞUNU BELİRTELİM Kİ, ATATÜRK DİNİ, ERBAKAN'DAN, FETULLAH HOCA'DAN İYİ BİLİRDİ!.. VE ATATÜRK YENİ DEVLETİ, ŞİMDİ TAMÂMEN UNUTULAN İSLÂMî ESASLAR ÜZERİNE KURMUŞTU!..
ŞAŞIRDINIZ DEĞİL Mİ?.. AMA GERÇEK!.. BİRAZ İLERDE AÇIKLIYACAĞIZ... "LÂİKLİK" MESELESİNİ DE BAŞKA BİR YAZIDA ELE ALACAĞIZ. İKİSİNDE DE KÜÇÜK DİLİNİZİ YUTACAKSINIZ...
YANİ ERBAKAN, SÖZÜMONA İSLÂMÎ DEVLET PEŞİNDE YA, HERİF BAZI ARAP ÜLKELERİNİ, İRAN'I FİLÂN "İSLÂMÎ" ZANNEDİYORDU!.. BENZER BİR YAPIYI İMAM-HATİP OKULU AÇARAK, KÖŞKE UYDURUK TARİKAT ŞEYHLERİNİ DÂVET EDEREK, ORDUYA ÇATARAK TÜRKİYE'DE KURACAĞINI SANIYORDU!.. YÜZÜNE GÖZÜNE BULAŞTIRDI!.. ONUN DA BİLMEDİĞİ; ATATÜRK'ÜN ZÂTEN SAĞLAM BİR İSLÂMÎ DEVLET TEMELİNİ ATTIĞI İDİ!.. ONU CANLANDIRSAYDI, HEM KENDİ BAŞI DERDE GİRMEZDİ, HEM DE ŞİMDİKİNDEN DAHA TUTARLI HÜKÛMET VE KAYNAŞMIŞ BİR MİLLET MEYDANA GELİRDİ!..
BAKIN MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK HİLÂFET MESELESİNİ, TA BAŞTAN ALARAK GÜNÜMÜZE NASIL GETİRMİŞ!.. VE BUNU YENİ KURULAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE NASIL BAĞLAMIŞ!.. HEM TÂRİH, HEM DİN BİLGİSİ AÇISINDAN İNANILMAZ DERİNLİKTE VE SON DERECE AÇIK!.. DİKKATLE, AĞIR AĞIR, YÜKSEK SESLE VE TEKRAR TEKRAR OKUYUN!
TÂRİH 17 EKİM 1922... YER MECLİS KÜRSÜSÜ!..
- "HZ. ÂDEM ALEYHİSSELÂM'DAN İTİBÂREN BİLİNEN VE BİLİNMEYEN SAYISIZ DENECEK KADAR NEBİLER, PEYGAMBERLER VE ELÇİLER GÖNDERİLMİŞTİR... TÜRK MİLLETİ'NİN ATA'SI, NUH ALEYHİSSELAM'IN OĞLU YAFES'İN OĞLU OLAN KİŞİDİR."
- "FAKAT ALLAH, PEYGAMBERİMİZ VASITASIYLE EN SON DİNİ, MEDENİ HAKİKATLERİ VERDİKTEN SONRA, ARTIK İNSANLIKLA ARACIYLA TEMASTA BULUNMAYA LÜZUM GÖRMEMİŞTİR... İNSANLIĞIN İDRAK DERECESİ, AYDINLANMA VE OLGUNLAŞMASI, HER KULUN DOĞRUDAN DOĞRUYA İLAHİ İLHAMLAR'LA TEMAS KABİLİYETİNE ERİŞTİĞİNİ KABUL BUYURMUŞTUR..."
- "VE BU SEBEPLEDİR Kİ, CENAB-I PEYGAMBER HATEM-ÜL ENBİYA OLMUŞTUR. VE KİTAB'I, KİTAB-I EKMEL'DİR!.." (SON PEYGAMBER VE EN MÜKEMMEL KİTAP)
- "PEYGAMBERİN HİLÂFET MESELESİ ÇOK TARTIŞMALARA, GÖRÜŞMELERE VE ÇOK ESASLI MUHALEFETE SEBEP OLDU..."
- "ÜÇ GÖRÜŞ BELİRDİ... BUNLARDAN BİRİSİ HİLÂFET MAKAMINA İSTİHKAK, ÜMMET İŞLERİ'Nİ GÖREBİLMEK İÇİN LÂZIM OLAN KUDRET VE KİFAYET'İN KAİDE OLARAK İTTİHAZIYDI. BUNA NAZARAN HİLÂFET MAKAMI EN KUVVETLİ, EN YETKİLİ KAVİM'İN OLACAKTI... BU GÖRÜŞ CUMHUR-U SAHABE'NİNDİ." (YANİ HALİFELİK EN GÜÇLÜ MİLLETİN ELİNDE OLMALI... PEYGAMBERİN ÇEVRESİNDEKİLERİN ÇOĞU BÖYLE DÜŞÜNÜYORDU.)
- "İKİNCİ GÖRÜŞ O GÜNE KADAR İSLAM'IN YÜKSELMESİNE HİZMET EDEN KAVMİN HİLÂFET'E GETİRİLMESİ GÖRÜŞÜYDÜ."
- "ÜÇÜNCÜ FİKİR İSE KUVVET-İ KARABET'İ İLTİZAMDI... BU DA HAŞİMİLER'İN (KUREYŞ KABİLESİNDEN OLAN PEYGAMBER'İN BOYU) GÖRÜŞÜYDÜ." (YANİ AKRABALIK ÖNEMLİ SAYILIYORDU. ALEVİLER VE ŞİİLER BÖYLE DÜŞÜNÜR.)
- "BU ÜÇ GÖRÜŞTEN OYBİRLİĞİ İLE BİRİNİ TERCİH ETMEK MÜMKÜN OLMADI... EN NİHAYET TEŞETTÜT VE FETRETİN DERHAL ÖNÜNE GEÇMEK LÜZUMUNA KANİ OLAN HAZRET-İ ÖMER'İN TESİRİYLE HAZRET-İ EBUBEKİR 'E BİAT OLUNDU." (BİAT ETMEK, "SENİN LİDERLİĞİNİ KABUL EDİYORUM, SANA İTAAT EDECEĞİM" DEMEKTİR!.. BİR NEVİ OY KULLANMADIR!)
- "EFENDİLER!.. BU MUHALEFET VE TARTIŞMALARIN YERSİZ OLDUĞUNU ZANNETMEYELİM."
- "HAKİKATEN HİLÂFET, İSLAM MİLLETİNCE EN BÜYÜK BİR MASLAHATTIR!.. (YANİ MÜSLÜMANLARIN DEVLET İDARESİNDE EN ÖNEMLİ VASITADIR) ÇÜNKÜ HİLÂFET-İ NEBEVİYYE, MÜSLÜMANLAR ARASINDA RABITA OLAN BİR EMARET'TİR...( YANİ PEYGAMBERDEN SONRA İSLAM DEVLETİNİN REİSLİĞİNİ ALMAK, MÜSLÜMANLAR ARASINDA BİR BAĞ KURMAK, VE HEPSİNE LİDER OLMMAK DEMEKTİR) VE İSLAM EHLİ'NİN VAHDET KELİMESİ ÜZERE TOPLANMALARINI TEMİN BİR EMANET'TİR!.. YANİ MÜSLÜMANLARIN BİRLİĞİNİ SAĞLIYACAK İLÂHÎ BİR EMANETTİR!)
- "EMANET, İŞTE CENAB-I HAKK'IN BİR SIR VE HİKMET'İDİR Kİ, KURULMASI DAİMA VE SALDIRMA VE KUVVETLE GÖRÜLÜR... ANDAN ASIL MAKSAT DA 'FESADIN GİDERİLMESİ, ASAYİŞİN KORUNMASI, MEMLEKET VE SAVAŞ İŞLERİNİN DÜZEN'İYLE, HALKIN İŞLERİNİ İYİ İDARE'DEN İBARETTİR!.." (YANİ HALİFENİN GÖREVİ ÜLKEDE DÜZENİ SAĞLAMAK, KÖTÜLÜKLE MÜCADELE ETMEK, SAVAŞTA ÜLKEYİ KORUMAK, BARIŞTA İMAR ETMEKTİR)
- "BU DAHİ, ANCAK KUVVET'E BAĞLIDIR." (NE DEDİK, OSMANLI DEVLET NİZAMINI ANLATIRKEN?... DEVLET REİSİNİN GÜÇLÜ OLMASI GEREKİR. PARA VE SİLAH ONUN EMRİNDE OLMALIDIR!.. PARA ZENGİNDE, SİLAH MAFYADA OLURSA, DEVLET-MİLLET ZARAR GÖRÜR)
- "YUKARDA İZAH ETTİĞİM ÜÇ MUHTELİF GÖRÜŞTEN BİRİNCİSİNİN, Kİ KUVVETİ VE NÜFUZU OLAN KAVMİN, MİLLETİN HİLÂFETE VARİS OLMASI NOKTASIYDI, DİĞER GÖRÜŞLERE TERCİH EDİLMESİ VE ÜSTÜN OLMASI TABİİDİR."
- "İŞTE BU SURETLE ASR-I SAADET'TEN SONRA HİLÂFET UNVANIYLA BİR İSLAM EMARETİ (EMİRLİĞİ, DEVLETİ) TEŞEKKÜL ETTİ."
- "PEYGAMBER'İN VEFATIYLA DERHAL HER TARAFTA İRTİDAT (DİN'DEN DÖNMEK), İRTİCA, İSYAN BAŞLADI... HAZRET-İ EBUBEKİR BUNLARI BERTARAF ETTİ, VAZİYETE HÂKİM OLDU. BİR TARAFTAN DA HUDUTLARI GENİŞLETMEYE VE İSLÂM EMARETİNE BAŞLADI... "
- "EBUBEKİR SON DEMLERİNE YAKLAŞINCA HAZRET-İ ÖMER'I VASİYETNAME İLE BİZZAT SEÇTİ." (ONA DA BİAT EDİLDİ, YANİ O DA SEÇİLMİŞ OLDU!)
- "HAZRET-İ ÖMER'İN HİLÂFETİ ZAMANINDA İSLÂM MEMLEKETLERİ FEVKALÂDE GENİŞLEDİ, SERVET ÇOĞALDI...HALBUKİ BİR MİLLET İÇİNDE SERVET TOPLANMASI, HALK ARASINDA DÜNYA GAREZLERİNİN ÇIKMASINA, BU DA İHTİLÂL VE FİTNE'NİN ZUHURUNU BAİS OLMAK; BU FESAT DÜNYASI'NIN GERÇEKLERİNDENDİR." (ATATÜRK'ÜN DÜNYAYI VE DÜNYADAKİ KARIŞIKLIKLARI NASIL İSLÂMÎ BİR ANLAYIŞLA DEĞERLENDİRDİĞİNE DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ.)
- "BİR DE HAZRET-İ ÖMER HATIRLIYORDU Kİ, RESUL-Ü EKREM SIRDAŞI OLAN ASHABINA DEMİŞTİ Kİ:

-- "ÜMMETİM DÜŞMANLARINA ÜSTÜN GELECEK...MEKKE, YEMEN, KUDÜS VE ŞAM'I FETHEDECEK. KİSRA (İRAN ŞAHI) VE KAYSER'İN (DOĞU ROMA, YANİ BİZANS İMPARATORU) HAZİNELERİNİ TAKSİM EYLEYECEK... FAKAT ONDAN SONRA ARALARINDA FİTNE, İHTİLÂL VE GİZLİ DÜŞMANLIKLAR ÇIKACAK, ONLAR DA GEÇMİŞ MÜLÜKLER (HÜKÜMDAR) MESLEĞİNE GİDECEKLERDİR."
- "HAZRET-İ ÖMER BİR GÜN HUZEYFE BİN YEMAN (RADIYELLAHUANH) HAZRETLERİ'NE (AYNEN ALINMIŞTIR) 'DENİZ GİBİ KABARAN FİTNE'Yİ SORDUĞU ZAMAN, ŞU CEVABI ALDI:

--"SENİN İÇİN ANDAN BEİS YOK. SENİN ZAMANINLA ONUN ARASINDA KAPALI BİR KAPI VARDIR."
"HAZRET-İ ÖMER SORDU:

-- " BU KAPI KIRILACAK MI, YOKSA AÇILACAK MI?"-- " KIRILACAK."
-- " ÖYLEYSE ARTIK KAPANMAZ!"
DEDİ VE TEESSÜF ETTİ."
- "HAKİKATEN BU FİTNE KAPISININ KIRILMASI MUKADDERDİ!... ÇÜNKÜ İSLÂM MEMLEKETLERİ GENİŞLEMİŞTİ, İŞ ÇOĞALMIŞTI... BU EMARET VE İDÂRE ŞEKLİYLE HER YERDE ADÂLET İCRÂSI MÜŞGÜL OLMUŞTU."
- "ÖMER BİR GÜN AĞLARKEN SEBEBİ SORULDU... CEVAP VERDİ:

-- "NASIL AĞLAMAYAYIM Kİ, FIRAT KENARINDA BİR OĞLAK KAYBOLSA, KORKARIM Kİ (HESABI) ÖMER'DEN SORULUR!"
- "EVET.. HAZRET-İ ÖMER (RADIYELLAHUANH) ARTIK (SADECE) HİLÂFET UNVANI ALTINDAKİ EMÂRET TARZININ BİR DEVLET İDARESİNE KÂFİ OLMADIĞINI; BİR ZATIN KENDİ FAZİLETİNDE, KENDİ KUDRETİNDE, HATTA KENDİ MAHARETİNDE OLSA DAHİ, BİR DEVLET İDARESİNE YİNE KÂFİ OLMADIĞINI BÜTÜN ŞAMİL MÂNÂSIYLA İDRAK ETMİŞTİ."

- "HATTA BU ENDİŞE İLEDİR Kİ, ÖMER KENDİNDEN SONRA ARTIK BİR HALİFE DÜŞÜNEMEZ OLDU... KENDİSİNE OĞLUNU TAVSİYE ETTİKLERİ ZAMAN:

-- "BİR HANEDANA BİR KURBAN YETİŞİR,"
DEDİ. ABDURRAHMAN BİN AVF'I ÇAĞIRDI:

-- "BEN SENİ VELİAHT EYLEMEK İSTİYORUM,"
DEDİ... O DA:

-- "BANA, KABUL ET, DİYE REY VE NASİHAT EYLER MİSİN?"
DEDİĞİNDE, ÖMER:

-- "EDEMEM, YA AVF!"
DEDİ... ABDURRAHMAN DA:

-- "VALLAHİ BEN DE EBEDİYYEN BU İŞE GİREMEM!.."
DEDİ..."
- "EN NİHAYET ÖMER, EN MAKÛL NOKTAYA TEMAS ETTİ... EMARET, DEVLET VE MİLLET İŞİNİ MEŞVERETE HAVALE ETTİ!.." (MEŞVERET: BİR KONUNUN İYİ UZMANLAR HEYETİNE DANIŞILARAK KARARA BAĞLANMASI)
- "ÖMER'DEN SONRA ASHAP VE BÜTÜN HALK MESCİDİ AĞZINA KADAR DOLDURDU... ORADA BAZI DİKKATE ŞAYAN VAZİYETLERLE (YANİ KARIŞIKLIKLARDAN SONRA) ÜMMETİN İDARESİNİ SEÇTİKLERİ BİR HALİFEYE VERDİLER."
- "BÖYLECE HAZRET-İ OSMAN HALİFE OLDU... FAKAT KIRILMAYA MAHKÛM OLAN KAPI (FİTNE KAPISI) ARTIK KIRILMIŞTI... İSLAM MEMLEKETLERİNİN HER TARAFINDA DEDİKODULAR VE HOŞNUTSUZLUKLAR BAŞLADI... ZAVALLI OSMAN ÂCİZ VAZİYETE DÜŞTÜ!. O KADAR Kİ, ŞAM VALİSİ MUAVİYE, ONUN HAYATINI KORUMAK İÇİN YANINA ÇAĞIRDI!.."
- "HER TARAFTA İSYAN EDEN MUHTELİF MINTIKALAR HALKI MEDİNE'DE, EVİNİN İÇİNDE
HAZRET-İ OSMAN'I KUŞATTI, VE MUHTEREM ZEVCELERİNİN YANINDA ŞEHİT ETTİ." (ATATÜRK'ÜN DİN ULUSU ŞAHISLARDAN SÖZ EDERKEN KULLANDIĞI İFADELERE DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ!.. VE BÖYLE BİR ÜSLUP KULLANAN ZATIN NASIL DİNSİZ-İMANSIZ SAYILDIĞINA HAYRET EDERİZ.)
- "BİR ÇOK GÜRÜLTÜLÜ VE KANLI VAK'ALARDAN SONRA HAZRET-İ ALİ (KEREMULLAHİVECH), HİLÂFET MAKAMINA GETİRİLDİ..." (AYNEN ALINMIŞTIR)
- "TEKRAR EDELİM Kİ, KAPI (FİTNE KAPISI) KIRILMIŞTI... MUAVİYE, HAZRET-İ ALİ'NİN (KEREMULLAHIVECH) HİLÂFETİNİ TANIMIYORDU!.. VAZİFESİ İSLÂM ÂLEMİNDE KUR'AN HÜKÜMLERİNİ TATBİK ETMEKTEN İBARET OLAN HALİFE, MIZRAKLARINA KUR'AN'LAR GEÇİRİLMİŞ EMEVİYE ORDUSU KARŞISINDA, SAVAŞI KESMEYE MECBUR OLDU... İSTER İSTEMEZ İKİ TARAF HAKEMLERİNİN VERECEĞİ KARARA UYMAYA SÖZ VERDİ."
- "İKİ TARAF DELEGELERİNİN BİRBİRİNE KARŞI KULLANDIĞI ÂDİ HİLE, HERKESÇE BİLİNMEKTEDİR... AMR İBN-İ LÂS, MUAVİYE'YE HALİFELİĞİNİ MÜJDELEDİ... DİĞER TARAFTAN HAZRET-İ ALİ DE EVVELCE SÖZ VERDİĞİ HALDE, CAYARAK O DA HİLAFET'E DEVAM ETTİ."
- "BU SURETLE İSLÂM EMARETİ, YİNE HİLÂFET UNVANI ALTINDA 'SALTANAT-I İSLÂMİYE'YE ÇEVRİLDİ..."
- "EMEVİ SALTANATI ANCAK 90 SENEYİ DOLDURABİLMİŞ, VE HİCRET'İN 132. SENESİNDE ARAP MİLLETİ EMEVİ SULTANLARINI BAŞLARINDAN ATMIŞ, VE YERİNE BAŞKA İSİMDE BİR DEVLET KURMUŞTUR... BU DEVLETE ABBASÎ DEVLETİ, BAŞINDAKİLERE DE HALİFE DERLERDİ."
- "FAALİYET MERKEZİ IRAK'TA BULUNAN ABBASÎ HİLÂFETİNİN VARLIĞINA RAĞMEN, ENDÜLÜS'TE DAHİ HALİFE-İ RESULULLAH VE EMİR-ÜL MÜMİNİN ADIYLA ASIRLARCA SALTANAT SÜRMÜŞ HÜKÜMDARLAR VARDI!" (HATTA BİR ARA BÖLÜNMÜŞ İSLÂM DÜNYASINDA ÜÇ AYRI HALİFE AYNI ANDA HÜKÜM SÜRMÜŞTÜR. BÖYLECE HALİFENİN BİRLEYİCİ ÖZELLİĞİ ORTADAN KALKMIŞTIR.)
- "HİCRET'TEN İKİ BUÇUK ASIR EVVEL ORTA ASYA'DA BÜYÜK BİR TÜRK DEVLETİ VARDI... ABBASÎ HALİFELERİ ZAMANINDA BU YİĞİT, SOYLU VE YÜREKLİ TÜRKLER, ASKER OLARAK SURİYE'YE, IRAK'A KADAR GELDİLER... ABBASÎ HALİFELERİNİN YÖNETİMİ ALTINDA EN YÜKSEK MAKAMLARA YÜKSELDİLER."
- "HİCRET'İN 4. YÜZYILINDA İDİ Kİ, SELÇUK NÂMI ALTINDA BÜYÜK BİR TÜRK DEVLETİ KURULDU... KAFKASYA'YA, İRAN, IRAK, SURİYE VE ANADOLU'YA YAYILDILAR... BAĞDAT'TA OTURAN ABBASÎ HALİFELERİ, BU BÜYÜK TÜRK DEVLETİ'NİN NÜFUZ YÖNETİMİNE GİRMİŞTİ... BAĞDAT'TA, AYNI MERKEZDE MELİKŞAH İLE HALİFE NÂMINI TAŞIYAN MÜTEDİYÜLBİLLAH, YANYANA OTURDULAR VE AKRABA OLDULAR." (KIZ ALIP, KIZ VERDİLER... TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ OSMANLI'DAN VE SELÇUKLU'DAN KOPARTMAK İSTEYENLERE BU İFADEYİ HATIRLATIRIZ)
- "HAZRET-İ SELİM'İN TAKRİBEN 5 ASIR SONRA YAPTIĞINI, EĞER İSTESEYDİ, MELİKŞAH, DAHA O ZAMAN BAĞDAT'TA YAPMIŞ OLURDU!.." (BİR BEKTAŞİ OLAN MUSTAFA KEMAL'İN ALEVİLERİN PEK KINADIĞI YAVUZ SULTAN SELİM'İ, HAZRET-İ SELİM DİYE ANMASINA DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ!)
- "İSLÂM DEVLETLERİ FAALİYET GÖSTERİRKEN, CENGİZ HAN ADINDAKİ CİHANGİR KARAKURUM'DAN ÇIKARAK HUDUTLARINI ÇİN DENİZİ'NE, BALTIK DENİZİ'NE, KARADENİZ'E, KADAR GENİŞLETİYOR... CENGİZ TORUNU HÜLÂGU DA 656 HİCRİ SENESİNDE (1253) BAĞDAT'I ZAPTEDEREK ABBASİ HALİFESİ MU'TESİM'İ İDAM EDİYOR... VE BU SURETLE DÜNYA YÜZÜNDE HİLÂFETE FİİLEN SON VERİYOR!.." (ATATÜRK BU TARİHTEN SONRA MISIR KÖLEMENLERİNE SIĞINAN EMEVİLERİ, DEVLET-MİLLET İŞLERİNDEN SORUMLU OLMADIKLARI İÇİN, GERÇEK HALİFE SAYMIYOR!)
BUNDAN SONRASINI DİKKATLİ, AMA ÇOK DİKKATLİ OKUYUN:
- "ŞİMDİ EFENDİLER!.. HİLÂFET MAKAMI MAHFUZ OLARAK, ONUN YERİNDE HÂKİMİYET VE SALTANAT-I MİLLİYE MAKAMI (Kİ, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'DİR) ELBETTE YANYANA DURUR!.."
- "VE ELBETTE MELİKŞAH'IN MAKAMI KARŞISINDA, BECERİKSİZ VE ÖNEMSİZ BİR MAKAM SAHİBİ OLMAKTAN DAHA YÜCE BİR TARZDA BULUNUR!.."
- "ÇÜNKÜ BUGÜNKÜ TÜRKİYE DEVLETİ'Nİ TEMSİL EDEN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'DİR!.. ÇÜNKÜ BÜTÜN TÜRKİYE HALKI, BÜTÜN KUVVETİYLE O HİLÂFET MAKAMININ DAYANAĞI OLMAYI, DOĞRUDAN DOĞRUYA YALNIZ VİCDANÎ VE DİNÎ BİR VAZİFE OLARAK TAAHHÜT VE TEKELLÜF EDİYOR!.."
BURADA BİRAZ DURALIM VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ZATEN ÇOK AÇIK OLAN SÖZLERİNİ, İZ'ANSIZLAR İÇİN BİR KERE DAHA AÇIKLIYALIM.
ATATÜRK DİYOR Kİ:
- "BİZ HİLÂFETİ KALDIRMADIK!.. HALİFEYİ GÖREVDEN ALDIK!.. HİLÂFET SORUMLULUĞUNU DA; TÜRKİYE'Yİ SAVAŞTA VE BARIŞTA YÖNETMEKLE GÖREVLİ OLAN, MÜSLÜMAN DEVLETLER İLE İLİŞKİLERİ DÜZENLİYEN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NE VERDİK!.. TÜRK MİLLETİ, MECLİS'İN OMUZLARINA YÜKLENMİŞ OLAN HALİFELİĞİ KORUMAYI, GEREĞİNİ YAPMAYI HEM ÜSTLENMİŞ BULUNUYOR, HEM DE GARANTİ EDİYOR!.."
- "HİLÂFETİN BUGÜNKÜ KONUMU, HEM MELİKŞAH'IN YANINDAKİ, HEM DE MISIR KÖLEMENLERİNİN YANINDAKİ ÂCİZ ABBASÎ HALİFELERİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜDÜR VE YÜCEDİR! GEREKTİĞİNDE MECLİS BU GÜCÜ, YAVUZ SULTAN SELİM HAN, VEYA SULTAN 2. ABDÜLHAMİD HAN GİBİ YETKİ VE BECERİYLE KULLANIR. BU, TÜRK MİLLETİNİN BÜTÜN DÜNYA MÜSLÜMANLARINA BİR TAAHHÜDÜDÜR!"
YAA!.. GÖRDÜNÜZ MÜ?.. BUNLARI BİZ UYDURMADIK!.. BUNLAR MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK'ÜN MECLİS KÜRSÜSÜNDEN YAPTIĞI KONUŞMADAN AYNEN ALINMIŞTIR!.. PEK ÇOK YERDE, VE BİLHASSA SADİ BORAK'IN "ATATÜRK VE DİN" ADLI ESERİNDE YAYINLANMIŞTIR! AMA YOBAZLARIN DA, LÂİK BESLEMELERİN DE İŞİNE GELMEZ!..
DURUN!.. DAHA BİTİRMEDİK!.. YENİ BAŞLADIK!..

*****
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 16 OCAK 1923 TARİHİNDE YİNE T.B.M.M.'DE ŞÖYLE DİYOR:
- "HİLÂFET VE SALTANAT YEKDİĞERİNDEN AYRILDIKTAN SONRA, BAZI HOCALARI BÜYÜK BİR TEESSÜR KAPLADI... KENDİ DİNLERİNDEN İMANLARINDAN ŞÜPHE ETMEYE BAŞLADILAR... 'HALİFE BÖYLE OLMAZ!.. HALİFEYE KUVVET, KUDRET LÂZIMDIR, SELÂHİYET LÂZIMDIR,' DEMEYE BAŞLADILAR."
- " DİYORLARDI Kİ, "BU TARZ HÜKÜMETE, MECLİS'İN MAHİYETİNE MU'TERİZ DEĞİLİZ. SELÂHİYETLERİ HÂİZ OLAN ZAT, MAKAM-I RİYASETTE KİM İSE, O OLACAKTIR. EN MÜNASİP ŞEKİL, RİYASETTE HALİFENİN BULUNMASIDIR... ORASI ÖYLE BİR MAKAM OLUR Kİ, ORAYA HERKES GÖZÜNÜ DİKMEZ. BÜYÜK MİLLET MECLİSİ İLE MECLİS'İN İNTİHAB ETTİĞİ HALİFE-İ MÜSLİMİN ARASINDA HİÇ BİR AYRILIK VE GAYRILIK YOKTUR... HALİFENİN KUVVET VE ŞEVKET SAHİBİ OLMASI, EN BÜYÜK ESAS-I ŞER'İDİR." (YANİ DEVLET BAŞKANI İLE HALİFE AYRI OLMASIN... MECLİS BAŞKANI OLARAK SEN HALİFE OL, BİZ BUNA İTİRAZ ETMEYİZ!)
- "YA ONLARIN İDDİASI DOĞRUDUR, YA BİZİM YAPTIKLARIMIZ!.. YAPTIĞIMIZ VE İDAME ETMEK İSTEDİĞİMİZ ŞEYLERİN SİYASETEN, FENNEN, İLMEN, DİNEN BU MEMLEKET VE MİLLETİN HAYAT, REFAH VE SAADETİ NOKTA-I NAZARINDAN, DOĞRU OLUP OLMADIĞINI TETKİK EDELİM!"
- "HİLÂFET, BÜTÜN ÂLEM-İ İSLÂM'A ŞÂMİL BİR İDARE NOKTASI DEMEK İSE, TARİHTE BU HİÇ BİR VAKİT VÂKİ OLMAMIŞTIR!.. (İLK 25 YIL HARİÇ) HAKİKATTE, ŞER'AN VE DİNEN HİLÂFET DENİLEN ŞEY YOKTUR... PEYGAMBERİMİZ DEMİŞ Kİ: "BENDEN 30 SENE SONRA HİLÂFET YOKTUR!.."(HADİS-İ ŞERİF... TÜMÜ ŞÖYLE: BENDEN SONRA HİLÂFET 30 YILDIR. ONDAN SONRA ISIRICI SALTANATA DÖNER! )
SIKI DURUN, EN ÖNEMLİ KISIM ŞİMDİ GELİYOR... YANİ ATATÜRK'ÜN KURDUĞU İSLÂM DEVLETİ'NİN ESASLARI!..
ATATÜRK AYNI GÜN, AYNI MECLİS KÜRSÜSÜNDEN AŞAĞIDAKİ AÇIKLAMAYI YAPMIŞTIR... VE BUNU DEĞİŞTİREN, BUNUNLA ÇELİŞEN, HİÇ BİR BEYANI OLMAMIŞ, BUNUN ALEYHİNE HİÇ BİR HÜKÜM NE ANAYASADA, NE KANUNLARDA YER ALMAMIŞTIR. DİKKATLE, TANE TANE, VE TEKRAR TEKRAR OKUYUN. HEM DE YÜKSEK SESLE!..
- "HİLÂFET, HÜKÜMET DEMEKTİR... BÖYLE OLUNCA, HÜKÛMETİN NASIL OLMASI MEVZUUBAHİS OLABİLİR... "
- "DİNİN ESASLARI'NDA, SADECE İDARENİN NE GİBİ NOKTALARI İHTİVA ETMESİ LAZIM GELECEĞİ MUSARRAHTIR:

- ADALET...("EY İMAN EDENLER!.. ADALETİ AYAKTA TUTANLAR VE ALLAH İÇİN ŞAHADET EDENLER OLUN!. İSTERSE KENDİ ALEYHİNİZE, VEYA ANA-BABANIZIN, YAKIN HISIMLARINIZIN ALEYHİNE OLSUN!.. İSTERSE ONLAR ZENGİN VEYA FAKİR OLSUN -ADALETTEN VAZGEÇMEYİN, HAKKI GİZLEMEYİN!.. HAK'TAN DÖNEREK NEFSİNİZE UYMAYIN!.." NİSA SÛRESİ, 135.ÂYET)
- MEŞVERET...
("SEN ONLARA YUMUŞAK DAVRANDIN. EĞER KABA, KATI YÜREKLİ OLSAYDIN, ÇEVRENDEN DAĞILIR GİDERLERDİ!.. ÖYLEYSE ONLARIN KUSURLARINDAN VAZGEÇ!.. İŞ HAKKINDA ONLARA DANIŞ... BİR KERE KARAR VERİP AZMETTİN Mİ, ALLAH'A MÜTEVEKKİL OL, GERİSİNİ O'NA BIRAK!.." ÂL-İ İMRAN SÛRESİ, 159. ÂYET)
- ULULEMRE İTAAT!..
("EY İMAN EDENLER!.. ALLAH'A, RESÜLÜNE VE İÇİNİZDEN EMİR SAHİPLERİNE İTAAT EDİN!.. BİR ŞEY HAKKINDA İTİLAFA DÜŞTÜĞÜNÜZDE HEMEN ALLAH'A VE ONUN RESÜLÜNE MÜRACAAT EDİN!.. BU HAYIRLI VE SONU DA DAHA GÜZELDİR!.." NİSA SÛRESİ, 59 ÂYET)
- "BİZİM HÜKÜMETİMİZ TAMAMEN BU ESASLARI İHTİVA EDİYOR!.. BİNAENALEYH, BAŞKACA HALİFE MEVZUUBAHİS OLAMAZ!.."
YAA!.. İŞTE HAKİKAT BÖYLE!.. SORUN BAKALIM TAKKELİ-TAKUNYALI ERBAKAN'A... İSLÂM DEVLETİ'NİN BU ÜÇ ESASINI BİLMEZ!.. HELE ATATÜRK'ÜN, ONLARI ESAS ALARAK KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ, HİÇ BİLMEZ!..
ŞİMDİ ANLAŞILDI MI NEDEN ATATÜRK HİÇ AMA HİÇ "LÂİK DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ" TEKERLEMESİNİ KULLANMAMIŞTIR?.. KULLANAMAZDI!.. ÇÜNKÜ O, SAMİMİYETLE YENİ TÜRK DEVLETİ'Nİ ASLINDA OSMANLI'NIN DA ESAS ALDIĞI BU ÜÇ DİREK ÜZERİNE BİNA ETMİŞTİ!.. BU, BATI’DAKİ DEVLET YAPILARININ BİR TAKLİDİ OLMADIĞI GİBİ, İLERDE ONLARA DAHİ ÖRNEK OLACAK ÜSTÜN NİTELİKLİYDİ… ATATÜRK NE DEDİĞİNİ, NE İSTEDİĞİNİ ÇOK İYİ BİLİYORDU!..
ATATÜRK BU HUSUSU 1926 YILINDA BÜYÜK NUTKU'NDA BİR KERE DAHA TEKRARLAMIŞTIR:
- " DÜNYADA HÜKÜMET İÇİN MEŞRÛ (YANİ ŞER'İ, HAKKA-HUKUKA, DİNE UYGUN) YALNIZ VE TEK BİR ESAS VARDIR: O DA MEŞVERETTEN İBARETTİR!.."
YANİ HÜKÜMET, GERÇEK UZMANLARA DANIŞMADAN, BİR MESELEYİ EN İYİ ŞEKİLDE İNCELETMEDEN KARAR ALAMAZ... ALIRSA BU MEŞRÛ OLMAZ!.. MEŞRÛ OLMAYINCA, HAKKA-HUKUKA UYMAZ, ÂDİL OLMAZ!.. ÂDİL OLMAYINCA, HALKIN O KARARA UYMASI BEKLENEMEZ!.. DEVLET BÜYÜKLERİNE, ÂMİRE SAYGI KALMAZ, TOPLUMUN DÜZENİ BOZULUR!..
ŞİMDİ ANLADINIZ MI BUGÜN DEVLET KURUMLARINDA, SOKAKLARDA YAŞANAN KARGAŞANIN SEBEBİNİ?.. ATATÜRK'ÜN KURDUĞU YENİ TÜRK DEVLETİNİN, TAMAMEN İSLÂMÎ OLAN ESASLARI YOK EDİLMİŞ DE, ONDAN!
DAHASI VAR…BUGÜN BAZILARI ATATÜRK'Ü BAYATLAMIŞ GÖRÜYOR DA, "DEVİR DEĞİŞTİ, ŞİMDİ AVRUPA'DAN, AMERİKA'DAN YENİ ESASLAR ALMAK LÂZIM," DİYORLAR YA!... BİR DE ŞUNU DİNLEYİN... TABİİ YİNE MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK'TEN!..

- "BİZİM İDAREMİZ; HÂKİMİYETİ, KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN ELİNE VEREN BİR İDAREDİR, DEDİM... GERÇEKTEN DÜNYA YÜZÜNDE MİLLET HAKİMİYETİNİ BU KADAR KESİN SAĞLAYIP, BÖYLE AÇIK BELİRTEN BAŞKA HİÇ BİR İDARE YOKTUR! "- " BAŞKA İDARELER NE KADAR İLERLEMİŞ, GELİŞMİŞ OLURSA OLSUN, EKSİKLERİ VE BOŞLUKLARI O KADAR ÇOKTUR Kİ; GÜNÜN BİRİNDE BİZİMKİNE BENZER BİR İDAREYE ULAŞABİLMEK İÇİN, YENİ VE ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER YAPMAK ZORUNDA KALACAKLARDIR!.. "
- "KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLET HÂKİMİYETİNİ MİLLETİN ELİNDE TUTMAK DEMEK, BU HÂKİMİYETİN EN KÜÇÜK PARÇASINI BİLE ADI SANI VE DURUMU NE OLURSA OLSUN, HİÇ BİR YERE, HİÇ BİR KİMSEYE VERMEMEK, VERDİRMEMEK DEMEKTİR!.." (27.1.1923)
YİNE ÇOK AÇIK AMA, SULANMIŞ BEYİNLER GENE BUNDAN TAM BİR ANLAM ÇIKARAMIYABİLİR... ONLAR İÇİN BİRAZ DAHA AÇIKLIYALIM.
ATATÜRK DİYOR Kİ:
- " BİZ İSLÂMÎ ESASLARA DAYANAN TAM BAĞIMSIZ ÖYLE BİR DEVLET KURDUK Kİ, BUNUN DÜNYADA EŞİ BENZERİ YOKTUR. BUNU, KİMSEYİ TAKLİT ETMEDEN BAŞARDIK. ÇÜNKÜ ÖNÜMÜZDE ÖRNEK GİBİ DURAN BATILI ÜLKELERİN ÖYLE KUSURLARI, ÖYLE HAKSIZ YANLARI, EKSİKLİKLERİ VARDI Kİ, ONLARA BENZİYEMEZDİK. "
- " TAM TERSİNE, GÜNÜN BİRİNDE ONLAR BİZİM BU YÜCE DEVLET ANLAYIŞIMIZI GÖRECEK, VE KENDİ EKSİKLİKLERİNİ GİDERMEK İÇİN, BİZE BENZEMEK İSTİYECEKLERDİR. "
- "İŞTE ONUN İÇİN BU ÖZELLİKLERİMİZİ, TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI MİLLET HÂKİMİYETİ ELİNDE TUTMA ESASINI, CANIMIZ PAHASINA KORUMAMIZ LÂZIM. BUNLARIN HİÇ BİRİNDEN BİR KIRINTI BİLE TAVİZ VERMEMEMİZ LÂZIM. KİM OLURSA OLSUN, NE KADAR GÜÇLÜ VE ZENGİN OLURSA OLSUN, HİÇ BİR DEVLETİN, ŞİRKETİN, ŞAHSIN ALDATMASINA GELMEMEK LÂZIM!"
NERDEE!... ÇOĞUNU VERDİK, AZI KALDI... ONU DA PİMPİRİK ECEVİT İLE KURDU İTE DÖNÜŞTÜRMEK ÜZERE OLAN DEVLET BAHÇELİ YAKINDA VERECEKLER!.. TAHKİM-MAİ KAPİTÜLASYONLARI GELİYOR!..
BİRAZ DAHA DEVAM EDELİM VE YARIDA BIRAKTIĞIMIZ ŞU HİLÂFET MESELESİNE NOKTAYI KOYALIM. YİNE 16.1.23 TARİHLİ MECLİS KONUŞMASINDAN:

- "BÖYLE OLDUĞU HALDE T.B.M.M. NASIL BİR HALİFE İNTİHAB ETTİ?.. BU HAL ŞÖYLE İZAH OLUNABİLİR: BÜTÜN İSLÂM ÂLEMİ, ESARET ALTINDADIR... ŞAYAN-I ARZUDUR Kİ, BUNLAR AYRI ÇALIŞSINLAR, KENDİ HÂKİMİYET-İ MİLLİYELERİNİ İSTİHSAL ETSİNLER..."- "İŞTE BUNLARA BU HUSUSTA MEDAR-I TESLİYET OLMAK ÜZERE BİR NOKTA-İ İRTİBAT GÖSTERMEK ARZU EDİLİYOR."
- "FAKAT ONLAR TAMAMEN ESARETTEN KURTULDUKTAN SONRA, MÜSTAKİL OLDUKTAN SONRA BİRLEŞİK BİR MAKAMIN İDARESİNE GİRMEK İSTEYECEKLERİNİ DÜŞÜNMEK CÂİZ MİDİR?.. BU DA AYRI BİR MESELE!.."
- "DEMEK İSTİYORUZ Kİ, ONLARIN KURTULMASI İÇİN MÜŞTEREK BİR NOKTA-I RABITA GÖSTERMEK SURETİYLE TARİHÎ, VİCDANÎ VE YAHUT DİNÎ BİR VAZİFE YAPIYORUZ."
KISA BİR AÇIKLAMA GETİRİP SÖZÜ BAĞLIYALIM... 
ATATÜRK DİYOR Kİ,
- "MADEMKİ MECLİS HÜKÜMETİN ÇIKTIĞI YERDİR, O ZAMAN SALTANATI KALDIRIPTA HALİFEYİ NİYE YERİNDE BIRAKTIN, DİYE SORANLAR OLACAKTIR... BİZ TÜRKİYE DIŞINDA BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU BATILI EMPERYALİSTLERİN ESARETİ ALTINDA OLAN MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZİ KURTARMAK İÇİN VİCDANÎ BİR VAZİFE YAPIYORUZ. ONLARI BİR ARAYA GETİRECEK VE BİR ARADA TUTACAK BİR MERKEZ OLUŞTURMAK İÇİN HALİFE SEÇTİK. (AMA SEÇTİĞİMİZ HALİFE BAŞINA BUYRUK HAREKET ETMEYE KALKINCA, O GÖREVİ ONDAN ALDIK.) "
- "ANCAK MÜSLÜMAN ÜLKELER BAĞIMSIZLIĞA KAVUŞTUKTAN SONRA BÖYLE BİR MERKEZİN İDARESİNE GİRMEK İSTERLER Mİ, BİLİNMEZ. İSTERLERSE, ONUN DA GEREĞİNİ DÜŞÜNÜRÜZ!..(YANİ ŞARTLAR GEREKTİRİRSE, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ UHDESİNDE OLAN BAŞKOMUTANLIĞI NASIL BİR KİŞİYE VERMİŞSE, YİNE UHDESİNDE OLAN HALİFELİK MAKAMINA BİR ŞAHSI GETİREBİLİR!)"
ATATÜRK BÖYLE ÜSTÜN BİR ŞAHSİYETTİ!.. HER İHTİMALİ DÜŞÜNÜR, HER OLAYIN GEÇMİŞİNİ ÇOK İYİ BİLİR, GELECEĞİNİ DE ÇOK İYİ PLANLARDI!..
HİÇ MASON DEMİREL'E BENZEMEZDİ!

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...