08 Haziran 2015

İYİ MÜSLÜMAN OLMANIN KURALLARI KUR'AN'DAN İSLÂM'I YAŞAMANIN YOLLARI BÖLÜM 4



İYİ MÜSLÜMAN OLMANIN KURALLARI VEYA
KUR'AN'DA İSLÂM'I YAŞAMANIN YOLLARI
YAHUT MERAKLISINA İSLÂMÎ İKTİSAD DERSLERİ
BU BÖLÜMDE İSLÂM'IN DÜNYA HAYÂTINA, ÇALIŞMA HAYÂTINA, İKTİSÂDÎ HAYÂTA BAKIŞINI ELE ALACAĞIZ.
DÜNYÂ HAYATI KONUSU, İLK ÇAĞLARDAN BERİ İNSANLARI MEŞGUL ETMİŞ, FEYLEZOFLAR BU KONUDA ÇEŞİTLİ GÖRÜŞLER ÖNE SÜRMÜŞLERDİR. BİZ DOĞRUDAN İSLÂMÎ BAKIŞ AÇISINDAN OLAYI ELE ALACAĞIZ.
İSLÂM NE DEMEKTİR?.. İSLÂM, ALLAH'IN İNSANLARI HUZURA VE SELÂMETE ULAŞTIRMAK İÇİN İNDİRDİĞİ DİN, BU DİNE ÂİT KUR'AN-I KERİM'DE YER ALAN HÜKÜMLER, VE BU HÜKÜMLER ÜZERİNE PEYGAMBERİMİZİN HADİSLERİ İLE GETİRDİĞİ AÇIKLAMALARDIR. İSLÂM DİN ADAMLARI BU KONULAR ÜZERİNDE UZUN UZADIYA DURMUŞLAR, YÜZYILLAR BOYU ÇALIŞMIŞLAR VE ORTAYA BİR "İSLÂM HUKUKU" ÇIKARMIŞLARDIR. NİHÂYET, BU İSLÂM HUKUKU RAHMETLİ CEVDET PAŞA'NIN BAŞKANLIĞINDAKİ HEYET ELİYLE "MECELLE"YE DÖNÜŞMÜŞ, EN MÜKEMMEL HÂLİNİ ALMIŞTIR. AMA YİNE DE ZAMAN VE ZEMİNE GÖRE YENİ DEĞERLENDİRMELER YAPMAK GEREKİR.
ŞUNU İYİ BİLELİM Kİ, BÜTÜN DİNLERİN OLDUĞU GİBİ, İSLÂM DİNİ DE ÂHİRET İÇİN DEĞİL; DÜNYÂ İÇİNDİR!.. BİR HAYAT FELSEFESİ VERİR, BİR HAYAT TARZIDIR. DÜNYÂ HAYÂTINDAKİ UYGULAMALARINIZLA, ÂHİRETTEKİ MERTEBENİZİ HAZIRLARSINIZ. DİNİN, ÂHİRETLE BAĞLANTISI BUNDAN İBÂRETTİR.
O YÜZDEN KUR'AN İÇİNDE İBÂDET KURALLARINDAN DAHA ÇOK TOPLUM İÇİNDE YAŞAMA KURALLARI VARDIR. KADIN-ERKEK İLİŞKİLERİ, İNSAN-TABİAT İLİŞKİLERİ, ÂİLE HAYATI, CEMİYET HAYÂTI, İKTİSÂDÎ HAYAT, SAVAŞ HÂLİ, HUKUK HEP DÜNYA İLE İLGİLİDİR... VE BUNLAR ÇOK ÖNEMLİ BİR YER TUTAR... AMA NE CÂMİ VAAZLARINDA YETERİNCE GEÇER, NE TELEVİZYON SOHBETLERİNDE!.. NE HOCALAR DİLE GETİRİR, NE "MÜSLÜMANIM" DİYEN SAF HALKIMIZ BİLİR!..
"NİYE İSLÂM DA, BAŞKA BİR DİN VEYÂ FELSEFE DEĞİL?" DERSENİZ; CEVÂBI ALLAH VERMİŞ:
- "BABANIZ İBRÂHİM'İN DİNİ!
O BUNDAN ÖNCE DE, BUNDA DA
SİZE MÜSLÜMANLAR ADINI VERDİ Kİ,
PEYGAMBER SİZE ŞÂHİT (VE ÖRNET) OLSUN.
SİZ DE İNSANLARA ŞÂHİT (VE ÖRNEK) OLASINIZ."
(HAC SÛRESİ , 78. ÂYET)
- "ŞÜPHE YOK Kİ, ALLAH İNDİNDE HAK DİN, İSLÂM DİNİDİR!"
(ÂL-İ İMRAN , 19. ÂYET)
"O, ELÇİSİNİ HİDÂYET VE HAK DİNLE GÖNDERDİ Kİ,
MÜŞRİKLER HOŞLANMASA DAHİ, O HAK DİNİ
BÜTÜN DİNLERE ÜSTÜN GETİRSİN!"
(SAF SÛRESİ , 9. ÂYET)
- "BUGÜN SİZİN İÇİN DİNİNİZİ OLGUNLAŞTIRDIM (TAMAMLADIM)
VE SİZE DİN OLARAK İSLÂM'A RÂZI OLDUM."
(MÂİDE SÛRESİ , 3. ÂYET)
- "BU HÜKÜMLER İLK SAHİFELERDE DE VARDIR.
İBRÂHİM'İN VE MUSÂ'NIN SAHİFELERİNDE."
(A'LÂ SÛRESİ , 18-19. ÂYETLER)
- "O, SİZE DİNDEN NUH'A TAVSİYE ETTİĞİNİ,
SANA VAHYETTİĞİMİZİ,
İBRÂHİM'E, MUSÂ'YA,
VE İSÂ'YA TAVSİYE ETTİĞİMİZİ
ŞERİAT YAPTI.
DİNİ DOĞRU TUTUN.
ONDA AYRILIĞA DÜŞMEYİN!"
(ŞÛRA SÛRESİ , 13. ÂYET)
BURADAKİ "ŞERİAT" İFÂDESİ, GENELDE "HUKUK KURALLARI" DİYE ALINIYOR. HALBUKİ ŞERİAT, İSLÂMÎ ESASLARDIR, HAYÂTA YÖNELİK "TEMEL KURALLAR"DIR. BUNLARIN İÇİNE HUKUK GİRER, İKTİSAD GİRER, ÂİLE HAYÂTI GİRER, CEMİYET HÂYATI GİRER, SAVAŞ VE BARIŞ KURALLARI GİRER, VELHÂSIL HİÇ BİR ŞEY EKSİK KALMAZ.
- "BİZ KİTAP'TA HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMAMIŞIZDIR."
(EN'AM SÛRESİ , 38. ÂYET)
İKİNCİ HUSUS, BU ESASLAR TÂ HAZRET-İ NUH'TAN BERİ, HATTÂ HAZRET-İ ÂDEM'DEN BERİ BÜTÜN PEYGAMBERLERE VAHYEDİLMİŞ, ÜMMETLERİNE YÖNELİK TAVSİYELERDİR. TEMELDE, ESASTA HEPSİNİN ÖZÜ BİRDİR, AMA İSLÂMİYET'TE KEMÂLE ULAŞMIŞ, OLGUNLAŞMIŞ, TAMAMLANMIŞTIR.
ALLAH'IN OLGUNLAŞTIRDIĞI VE MAKBUL SAYDIĞI, HİÇ EKSİĞİ OLMAYAN TEK DİNDEN DAHA BÜYÜK DİN, DAHA BÜYÜK FELSEFE OLUR MU?..
BÜTÜN DİĞER DİNLER, ÂİT OLDUĞU CEMİYETİN DÜNYA HAYÂTINA, DEVLET İŞLEYİŞİNE KURALLAR OLARAK YANSIMIŞTIR. ZÂTEN BUNDAN BAŞKASI DÜŞÜNÜLEMEZ. HEM BİR DİNE MENSUP OLACAKSIN, HEM DE O DİN SENİN DÜNYA HAYÂTINI, İÇİNDE BULUNDUĞUN, AYNI DİNİ PAYLAŞTIĞIN CEMİYETİN KURUMLARINI ETKİLEMİYECEK... BU MÜMKÜN MÜ?..
- "TAHKİK, O (KUR(AN), AYIRD EDEN BİR SÖZDÜR.
BİR EFSÂNE DEĞİLDİR."
(TÂRIK SÛRESİ , 13-14. ÂYETLER)
NEYİ AYIRD EDEN?... HAK İLE BÂTILI... DOĞRU İLE YANLIŞI... İYİ İLE KÖTÜYÜ... GÜZEL İLE ÇİRKİNİ... HAKLI İLE HAKSIZI... ZÂLİM İLE MAZLUMU... SUÇLU İLE MÂSUMU... GÜNAHKÂR İLE SEVAPKÂRI.. MÜMİN İLE KÂFİRİ.. BUNLAR AYIRD EDİLMEDEN DÜNYÂDA HUZUR İÇİNDE YAŞANAMAZ Kİ!.. ORTALIK SAPIKLAR, KAATİLLER, HIRSIZLAR İLE DOLAR. BUNU ANCAK "AYIRD EDEN" KUR'AN ÖNLER!..
CEMİYETLER SIRF MADDÎ YAPIYI KOLLAYARAK GELİŞEMEZ!.. 1492'DE ENDÜLÜS'ÜN TAMÂMEN HIRİSTİYAN BATI'NIN ELİNE GEÇMESİ VE AMERİKA KIT'ASININ KEŞFİ İLE BAŞLAYAN ALABİLDİĞİNE SÖMÜRÜ VE KÖLECİLİK DÜZENİ, BATI AVRUPA ÜLKELERİNİ ZENGİNLEŞTİRMİŞ, ANCAK MÂNEVÎ DEĞERLERDEN UZAKLAŞTIRMIŞTIR. 19. ASIRDA İSE MATERYALİZM, EMPERYALİZM VE KAPİTALİZM ÜÇLÜSÜ, DENGELERİ İYİCE BOZMUŞ, ZENGİN ÜLKELERİN HALKLARI BİLE SEFÂLET İÇİNDE YAŞAR HÂLE GELMİŞ, BÜYÜK BİR MÂNEVÎ ÇÖKÜNTÜ OLMUŞTUR. VICTOR HUGO'NUN "SEFİLLER"İ FRANSA'YI, CHARLES DICKENS'IN "DAVID COPPERFIELD" VE "İKİ ŞEHRİN HİKÂYESİ" ADLI ESERLERİ İNGİLTERE'DEKİ İÇLER ACISI DURUMU ANLATIR. BİR DE SÖMÜRGELEŞEN ÜLKELERDEKİ HALKIN DURUMUNU DÜŞÜNÜN!..
HIRİSTİYAN BATI DÜNYÂSI ÖZEL MÜLKİYET, FERDÎ TEŞEBBÜS, KÂR, RANT, FÂİZ, YOKEDİCİ REKAABET, ZORLA TİCÂRET VE MÎRAS SİSTEMİ ÜZERİNE KURULAN KAPİTALİZM, KÖLELİK VE SÖMÜRÜYÜ DERİNLEŞTİRİRKEN; KARŞISINA ÇÖZÜM OLARAK ÖZEL MÜLKİYETİ, KÂR, RANT, FÂİZ VE MÎRASI KALDIRAN, TOPLUMCU VE TAM İSTİHDAMCI KOMÜNİZM VE SOSYALİZM DİKİLMİŞTİR... BUNLARIN HER İKİSİ DE BATI KAYNAKLIDIR VE İSLÂMLA BAĞDAŞMAZ.
MAALESEF, CUMHURİYET DÖNEMİNDE HIRİSTİYAN BATI DÜNYÂSINDAN, HATTÂ SÂDECE FRANSA'DAN ALINAN LÂİKLİĞİN YANLIŞ ANLAŞILMASI, VE TERS UYGULANMASI YÜZÜNDEN, TÜRKİYE'DE İSLÂMÎ KAVRAMLAR VE ESASLAR DEVRE DIŞI BIRAKILMIŞTIR. KUR'AN-I KERİM'İN HAK İLE BÂTILI, DOĞRU İLE YANLIŞI AYIRD EDEN ÖZELLİĞİ UNUTULMUŞ, "DİN VE DEVLET İŞLERİNİ AYIRMAK", HATTÂ "DİN VE DÜNYA İŞLERİNİ AYIRMAK" GİBİ SAÇMA İFÂDELERLE ORTAYA BİR UCÛBE ÇIKMIŞTIR... HALBUKİ BATILILAR LÂİKLİĞİ HİÇ BİR ZAMAN ÖYLE ANLAYIP UYGULAMAZLAR... HİÇ DİNLE DÜNYA BİRBİRİNDEN AYRILIR MI?.. DİN ELBETTE Kİ DÜNYA İÇİNDİR. DİN; DÜNYA HAYÂTINA, CEMİYETE UYGULANINCA, HİÇ DİN DEVLETTEN AYRILIR MI?.. O YÜZDENDİR Kİ, HIRİSTİYAN DEVLETLERİN BÜTÜN KURUMLARI DİNÎ ESASLARA DAYANIR. MAHKEMEDE ŞÂHİTLER İNCİL ÜZERİNE YEMİN EDER, OKULLARDA PAPAZLAR, RAHİBELER DERS VERİR. CUMHURBAŞKANLARI YİNE İNCİL ÜZERİNE YEMİN EDEREK GÖREVE BAŞLAR. BU, "BEN ANAYASA'DAN ÖNCE İNCİL'E UYACAĞIM," DEMEKTİR!.. HIRİSTİYAN BATI'DA "KİLİSE İLE DEVLET AYRI"DIR, O DA OLABİLDİĞİ KADAR!.. ÇÜNKÜ ORALARDA "KİLİSE", MADDÎ-MÂLÎ GÜCÜ VE SİYÂSÎ OTORİTESİ OLAN BİR MÜESSESEDİR. DÜNYÂNIN DÖRT BİR YANINA YAYILMIŞ, EN BÜYÜK ŞİRKETTİR. TÜRKİYE'DE CÂMİ BİR MÜESSESE DEĞİL Kİ, LÂİKLİK İŞLESİN!.. "DİN İLE DEVLET"İ AYIRMAYA KALKARSAN, HELE "DİN İLE DÜNYÂ"YI AYIRMAYA KALKARSAN, ORTAYA BUGÜNKÜ KARGAŞA ÇIKAR!
TÜRKİYE'DE MAALESEF TANZİMATTAN BERİ HER DÖNEM İKTİDÂRA HÂKİM OLAN MASON-DÖNME-BATICI EKİBİN GELİŞTİRDİĞİ ÇARPIK LÂİKLİK ANLAYIŞI VE UYGULAMASI, TEMELİNDE PUTPERESTLİK VE HIRİSTİYANLIK OLAN BATI AVRUPA ZİHNİYETİNİN KAANUNLARIMIZA, KURUMLARIMIZA YANSIMASINA YOL AÇMIŞ; BU DA , TEPKİ OLARAK YOBAZLIĞI GETİRMİŞ, BU SÜRTÜŞMENİN CEZÂSINI DA SÂDE MÜSLÜMANLAR ÇEKER OLMUŞTUR.
BATI'DAN GELEN NEDİR?.. DEMOKRASİ!... İSLÂM ASLA DEMOKRASİ İLE BAĞDAŞMAZ!.. ÇÜNKÜ "İNSANLARIN EKSERİSİ AKLETMEZ" " ÂYETİ VARDIR. ()ANKEBUT SÛRESİ , 63. ÂYET)... BURADAN HAREKETLE "İNSANLARIN EKSERİSİ FAZLA DÜŞÜNMEZ," (FURKAN SÛRESİ, 50. ÂYET) VE "İNSANLARIN EKSERİSİ BİLMEZ" (RUM SÛRESİ , 6. ÂYET / SEB'E sÛRESİ , 28. ÂYET / NAHL SÛRESİ , 38. ÂYET) SONUCUNU ÇIKARABİLİRİZ. ZÂTEN "HİÇ BİLENLE BİLMİYEN BİR OLUR MU?" ÂYETİ DE VARDIR Kİ, KİMSE BUNUN DOĞRULUĞUNA İTİRÂZ EDEMEZ!.. ÖYLEYSE, AKLINI KULLANMAYAN, DÜŞÜNMEYEN, BİLMEYEN ÇOĞUNLUĞUN TERCİHİNE, OYLARINA DAYANAN BİR SİSTEM, İSLÂM'LA BAĞDAŞAMAZ!.. İSLÂM; DÜŞÜNENLERİN, AKLINI KULLANANLARIN VE BİLENLERİN ÜSTÜN SAYILDIĞI, HÂKİM OLDUĞU BİR SİYÂSÎ YAPI İSTER!..
- "KÖR İLE GÖREN BİR OLMAZ!
KARANLIKLAR İLE NUR BİR OLMAZ!
GÖLGE İLE SICAKLIK (GÜNEŞALTI) BİR OLMAZ!
DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ!
(FÂTIR SÛRESİ , 19-20. ÂYETLER)
- "KÖR İLE GÖREN,
İMÂN EDİP SÂLİH AMELLER İŞLEYENLER İLE
KÖTÜLÜK YAPAN(LAR)
BİR DEĞİLDİR!"
(MÜ'MİN SÛRESİ , 58. ÂYET)
(SECDE SÛRESİ , 18. ÂYET)
- "HİÇ MÜMİN İLE FÂSIK BİR OLUR MU?"
(SECDE SÛRESİ , 18. ÂYET)
- "(HİÇ) YARADAN İLE YARATMAYAN BİR MİDİR?"
(NAHL SÛRESİ , 17. ÂYET)
- "HİÇ BİLENLERLE BİLMEYENLER
BİR OLUR MU?"
(ZÜMER SÛRESİ , 9. ÂYET)
AYIRD EDEN KUR'AN'IN "HİÇ BİLENLE BİLMEYEN BİR OLUR MU?" ÂYETİ, "BİLENLE BİLMEYENLER EŞİT DEĞİLDİR" ANLAMINDADIR Kİ, BU DA DOĞRUDUR. “SİZİ DENEMEK İÇİN KİMİNİZİ KİMİNİZDEN DERECELERLE ÜSTÜN KILAN O'DUR!" (EN'AM SÛRESİ, 165. ÂYET) ... ZÂTEN ÇEVREYE ŞÖYLE BİR BAKMAKLA BU GERÇEĞİ KOLAYCA GÖRÜRSÜNÜZ... ÖYLEYSE, HER KONUDA BİLENLE BİLMEYENE AYNI SÖZ HAKKINI TANIYAMAZSINIZ!.. BİLMEYENLERİN SEÇTİĞİ , KENDİLERİNİN BİLE TANIMADIĞI İNSANLARIN ÜLKEYİ İDÂRE ETMESİ KADAR SAÇMA BİR ŞEY OLAMAZ!.. KALDI Kİ, O SEÇİLENLER ÜLKENİN EN GÜZİDE İNSANLARI DEĞİL; AĞZI LÂF YAPAN, ÜÇKÂĞITÇI, DALAVERECİ KİŞİLERDİR. ESKİ TÜRK TÖRESİNDEKİ KURULTAY SİSTEMİ İLE, İSLÂM'DAKİ KUDRETLİ VE İLİM SÂHİBİ KİŞİLERDEN OLUŞAN DANIŞMA MECLİSİ ŞÛRA, BATI'NIN UYDURUK PARLAMENTER SİSTEMİNDEN BİN KAT DAHA ÜSTÜNDÜR. BIRAKIN ONLARI, VAHŞİ (!) AFRİKALILAR'IN KABİLE MECLİSLERİ İLE KIZILDERİLİLER'İN REİSLER MECLİSİ DAHİ, BATI'NIN PARLAMENTO UYGULAMASINDAN DAHA BAŞARILIDIR.
BATI'NIN HUKUKU BİR REZÂLETTİR!.. AVUKAT SİSTEMİNE DAYANIR. YÂNİ MAHKEMEDE HAKLI OLAN DEĞİL; AĞZI LÂF YAPAN KAZANIR. AĞZI LÂF YAPAN AVUKATI DA TUTMAK ANCAK ZENGİNİN İŞİDİR. ÜSTELİK DEVLET SUÇLUYU KORUR. MESELÂ ELLERİ KANLI BIÇAKLI BİR ADAM MAKTÛLÜN BAŞUCUNDA BIÇAĞI SAPLARKEN YAKALANSA, POLİS HEMEN ONA ŞU TEKERLEMEYİ SÖYLER: "FAZLA KONUŞUP SUÇUNU İTİRAF ETME. KAATİL OLDUĞUNU SÖYLERSEN, BU SENİN ALEYHİNE DELİL OLARAK KULLANILACAKTIR. SENİ CEZÂDAN KURTARACAK AVUKAT TUTMA HAKKIN VAR, AMA PARAN YOKSA YİNE TASALANMA, DEVLET SENİN KAATİL OLMADIĞINI İSPATA ÇALIŞACAK BİR AVUKAT TUTACAKTIR SANA! HADİ YİNE İYİSİN!.. MAKTÛL MÜ? ONU BOŞVER, CANIM!.. AKRABALARININ PARASI VARSA, AVUKAT TUTARLAR, TUTAMAZLARSA, YİNE YIRTTIN!" ... KAATİLİN TABANCASI EVİNDE BULUNSA DAHİ, ARAMA İZNİ OLMADAN EVE GİRİLMİŞSE, DELİL SAYILMAZ. ZANLIYI POLİS TUTUKLAR, SAVCI SERBEST BIRAKIR. SAVCI TUTUKLASA, HÂKİM BIRAKIR. POLİSİN ELİ KOLU BAĞLIDIR. 50 YAŞINDAKİ 30 YILLIK BİR EMNİYET ÂMİRİ, 25 YAŞINDAKİ ACEMİ SAVCININ, O DA YİNE 25 YAŞINDAKİ ZIRCÂHİL HÂKİMİN EMRİNDEDİR. İT İTE BUYURUR, İT TE KUYRUĞUNA!.. BÖYLECE FAKİR, HAKLI DA OLSA, DÂİMA KAYBETMEYE MAHKÛMDUR. BU DA İSLÂM'A UYMAZ!.. İSLAM HUKUKU FAKİR-ZENGİN DİYE BAKMAZ; HAKLIYI TESBİTE, VE MAĞDURUN ZARARINI GİDERMEYE, TARAFLARI UZLAŞTIRMAYA ÇALIŞIR. ÖYLE HAPİSHÂNELERİ DOLDURMAZ. HELE "ÜÇ KERE MÜEBBED HAPİS, 3240 YIL HAPİS" GİBİ ÇOCUKLARI BİLE GÜLDÜREN UYGULANAMAZ CEZÂLAR VERMEZ!
BATI'NIN ASKERLİĞİ BİR VAHŞETTİR!.. DÜŞMANINI BOMBALARKEN BOMBANIN ÜZERİNE "HEDİYE" YAZAR, YÂNİ DALGA GEÇERLER. OYUNCAKLARIN İÇİNE PATLAYICI KOYAR, ÇOCUKLARIN ÖLÜMÜNE SEBEP OLURLAR. TOP, TÜFEK, FÜZE ATIP TA HEDEFİ VURDUĞU, İNSANLARI ÖLDÜRDÜĞÜ ZAMAN, "YİHHUU!" DİYE BAĞIRIR, KAHKAHALAR ATAR!.. HALBUKİ MÜSLÜMAN ÖLENİN DE BİR İNSAN OLDUĞUNU HİÇ BİR ZAMAN UNUTMAZ, "ATTIĞIN OKU SEN ATMADIN, ALLAH ATTI," ÂYETİNİ HATIRLAR VE "ALLAHU EKBER" DER. DÜŞMANA SALDIRIRKEN "ALLAH ALLAH" DEDİĞİ GİBİ... ESKİDEN OK VE TÜFEK ATARKEN ASKERLERİMİZ "YA HAK!" DİYE BAĞIRIRLARDI. ŞİMDİ DE ÖYLE YAPMALARI GEREKİR!
BATI'NIN POLİTİKA ANLAYIŞI (SİYÂSET DEĞİL; POLİTİKA) ÇOCUKLARA BİLE KOMİK GELECEK BİR KARAGÖZ-HACİVAT OYUNU GİBİDİR!.. BİR İKTİDAR VARDIR, DEMOKRASİ (HALK İDÂRESİ) İDDİALARINA RAĞMEN, HALKIN DEĞİL; MASONİK VE MAFİOSİ LOBİLERİN OYUNCAĞIDIR. BİR DE MUHALEFET VARDIR Kİ, İKTİDÂRIN HER "AK" DEDİĞİNE MUTLAKA "KARA" DİYE İTİRÂZ ETMEYE MECBUR SAYAR KENDİNİ!.. SÖYLENEN GERÇEKTEN "AK" OLSA BİLE!.. HALBUKİ İSLÂM'DA İKTİDAR SÂHİBİNE YARDIMCI BİR ŞÛRA VARDIR, YOL GÖSTERİR. YANLIŞI İHTAR EDER, DOĞRUYU DESTEKLER.
BATI, İNSANA HİÇ DEĞER VERMEZ!... MİLYONLARCASINI SİLAHLA ÖLDÜRDÜĞÜ BİR YANA, ÖNCE AŞISINI YAPIP, SONRA HASTALIĞINI YAYARAK PARA KAZANMAYA ÇALIŞIR, BU ARADA YİNE YÜZBİNLERCE İNSANI ÖLDÜRÜR... KUŞ GIRİBİ, DOMUZ GIRİBİ GİBİ HASTALIKLARIN İLÂÇ FİRMALARINCA LABORATUVARDA ÜRETİLDİĞİ, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TEŞKİLÂTI'NA BAĞLI DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ'NÜN BİLE BU ZÂLİMLİK İÇİN ARACILIK ETTİĞİ, 2009-2010 YILLARINDA AÇIKÇA GÖRÜLMÜŞTÜR. KANDIRMACA ORTAYA ÇIKINCA, KUŞ GIRİBİ DE, DOMUZ GIRİBİ DE BİRDEN YOK OLMUŞTUR.
BATI, ALLAH'IN YARATTIĞINI "KEŞF"EDER, HEMEN PATENTE VEYÂ LİSANSA BAĞLAR, BİLGİYİ PARAYLA SATAR. KÂRINA ENGEL OLACAK BİLGİYİ DE GİZLİ TUTAR. BÖYLECE FAKİR ÜLKELERİN DAHA DA FAKİRLEŞMESİNE YOL AÇAR... HALBUKİ İSLÂM "İLİM, MÜMİNİN YİTİK MALIDIR. NEREDE BULURSA, ALIR," (HADİS) PİRENSİBİYLE HAREKET EDER. AYRICA "BİLGİNİN ZEKÂTI ÖĞRETMEKTİR," (HADİS) ANLAYIŞIYLA HER DÖNEMDE İLMİNİ DÜNYÂYA YAYMIŞTIR.
ZÂLİM, VAHŞİ HIRİSTİYAN BATI, DÜNYÂNIN EN GENÇ PUROFESÖRÜ (27 YAŞINDA) VE BİZCE EN DEĞERLİ PUROFESÖRÜ OKTAY SİNANOĞLU'NUN, İÇLERİNDE YAŞAYIP GÖRDÜĞÜ VE KİTAPLARINDA YAZDIĞI ŞEKLİYLE, MAHVOLMAYA MAHKÛM BİR ACÛZEDİR. PEŞİNDEN GİDİLMEZ!.. KARŞINA ÇIKSA, YOLUNU DEĞİŞTİRMEK GEREKİR!..
BİZ DERİZ Kİ, TÜRK DEVLET YAPISI, EN KISA ZAMANDA BATI HEGEMONYASINDAN KURTULMALIDIR!.. İSLÂMÎ ESASLAR, İSLÂM HUKUKU, VE MERHUM CEVDET PAŞA'NIN RİYÂSETİNDEKİ HEYETİN BAŞLAYIP TA BİTİREMEDİĞİ MECELLE GÖZDEN GEÇİRİLMELİ; TÜRK'ÜN OĞUZ TÖRESİYLE UYUMU SAĞLANIP, DEVLETİN BÜTÜN KURUMLARINA YANSITILMALIDIR!..
200 YILDIR BATI ZİHNİYETİNİ BENİMSEMEYE ÇALIŞIYORUZ. 50 YILDIR AVRUPA BİRLİĞİ NORMLARINA, STANDARTLARINA, KIRİTERLERİNE, DAHA BİLMEM NELERİNE UYMAYA ÇALIŞIYORUZ... HİÇ BİRİ ÜZERİMİZE OTURMUYOR!.. SİRK PALYAÇOSUNA DÖNDÜK. DÜŞMANLAR HÂLİMİZE GÜLÜYOR!.. DOSTLAR BİZİM OSMANLI GİBİ TÜRK VE MÜSLÜMAN OLMAMIZI İSTİYOR!.. İNANIR MISINIZ, ASLINDA ATATÜRK TE BÖYLE DÜŞÜNÜRDÜ!.. RAHMETLİ ATATÜRK'ÜN BÜTÜN HAYATI BOYUNCA LÂİKLİK KELİMESİNİ KULLANDIĞI CÜMLELELERİN SAYISI, 7-8 KADARDIR. AMA İSLÂM'I METHEDEN İFÂDELERİ NECMEDDİN ERBAKAN HOCA'DAN DA, TAYYİP ERDOĞAN'DAN DA DAHA FAZLADIR!.. ÇARPITMA, ONUN DÖNEMİNDE DE, ONDAN SONRA DA MASON VE MANDACI İSMET İLE BAŞLAMIŞTIR!
KISACASI, CUMHURİYET'İN ÜÇ ESAS ÜZERİNE KURULDUĞU DOĞRUDUR DA, BUNLARDAN "BİRİSİNİN LÂİKLİK OLDUĞU" PALAVRADAN İBÂRETTİR!.. PEKİ, NEDİR O ÜÇ ESAS?.. BİZZAT ATATÜRK'ÜN AĞZINDAN "ADÂLET, MEŞVERET, ULULEMRE İTAAT"TİR (16.1.1923 T.B.M.M. KONUŞMASI) Kİ, İSLÂMÎ DEVLET YAPISININ TEMELİNİ TEŞKİL EDER.
BİZ BATI'YI TAKLİT ETMEYE ÇALIŞTIKÇA, İNSANLIĞIMIZDAN ÇIKIP, MAYMUNA, HATTÂ DOMUZA DÖNÜYORUZ!... ARTIK BUNDAN VAZGEÇMELİYİZ!.. BATI, SÂDECE PARA VE TEKNOLOJİDİR... PARASI ONUN OLSUN!.. TEKNOLOJİSİNİ ALIR, İYİ AMAÇLARDA KULLANIRIZ. GERİ KALANI DA ONUN OLSUN!..
İŞTE ONUN İÇİN BİZ DE İKTİSAT KONUSUNU İSLÂMÎ AÇIDAN ELE ALDIK. İMKÂN OLSA DA, DEVLET İDÂRESİ, HUKUK, İNSAN İLİŞKİLERİ, İNSAN-TABİAT İLİŞKİLERİ, SAVAŞ-BARIŞ KONULARINI DA ALABİLSEK!.. ÇÜNKÜ DAHA İYİSİ YOK!.. ÇÜNKÜ KARŞIMIZA KONANLAR, HEP ÇARPITILMIŞ PUTPEREST VE HIRİSTİYAN ZİHNİYETİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL!.. KALDI Kİ, ALLAH BAŞKA BİR DİN, BAŞKA BİR YOL, BAŞKA BİR HAYAT TARZI ARAMAYI DA YASAKLIYOR:
- "ONLAR ALLAH'IN DİNİNDEN GAYRI BİR DİN Mİ ARAŞTIRIYORLAR?..
HALBUKİ GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA,
HEPSİ ALLAH'A İSTER İSTEMEZ TESLİM OLDULAR!
VE CÜMLESİ O'NA RÜCÛ EDECEKLER!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 83. ÂYET)
- "KİM İSLÂM'DAN GAYRI BİR DİN ARARSA,
BU DİN ONDAN ASLA KABUL OLUNMAZ!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 85. ÂYET)
O YÜZDEN İSLÂM'IN DÜNYÂ HAYÂTINA BAKIŞI, BİZCE EN ÜSTÜN, EN MAKBUL OLANIDIR.
ANCAK BURADA BİR HUSUSU DAHA EKLEMEK GEREKİYOR... 2000'Lİ YILLARIN BAŞINDA TÜRKİYE BİR "DİYALOG VE-HOŞGÖRÜ" SALDIRISINA UĞRADI. ORTALIĞI, BAŞINI FETHULLAH HOCA'NIN ÇEKTİĞİ "İBRÂHİMÎ DİNLER" TERÂNESİ SARDI!.. TÂRİHLERİNDE HİÇ HOŞGÖRÜ EMÂRESİ BULUNMAYAN HIRİSTİYAN BATILILAR, ARAMIZDAKİ DÖNMELERİ, DİNSİZLERİ VE DİNDAR GEÇİNEN FETHULLAHÇILAR'I KULLANARAK BİZİ OYUNA GETİRMEK İSTEDİLER. LÂNET OLASI PAPA 2. JEAN PAUL'UN "BİRİNCİ BİNDE AVRUPA HIRİSTİYAN OLDU. İKİNCİ BİNDE AFRİKA VE AMERİKA KITALARI HIRİSTİYAN OLDU. ÜÇÜNCÜ BİNDE GÖREVİMİZ ASYA'YI HIRİSTİYAN YAPMAKTIR," DEMECİYLE HAREKETE GEÇEN MİSYONERLER, SATILMIŞ MEDYAYI VE POLİTİKACILARI DA KULLANARAK BİR TAKIM KARARLAR ALDIRDILAR, BİR TAKIM DENSİZ İŞLER YAPTIRDILAR. MESELÂ DİN DERSİ KİTAPLARINDAN "İSLÂM'IN TEK HAK DİN OLDUĞU" HUSUSUNUN ÇIKARILMASINI İSTEDİLER VE YAPTIRDILAR... "İSLÂM'IN EN ÜSTÜN DİN OLDUĞU" HUSUSUNUN ÇIKARILMASINI İSTEDİLER VE YAPTIRDILAR... "HAZRET-İ MUHAMMED'İN (S.A.V.) SON PEYGAMBER OLDUĞU" HUSUSUNUN ÇIKARILMASINI İSTEDİLER VE YAPTIRDILAR... ÜÇLÜ MÂBED (KİLİSE-HAVRA-CÂMİ) YAPTIRDILAR... BİR İMÂMA SÖZDE MÜSLÜMAN BİR KIZ İLE BİR HIRİSTİYAN HERİFİN NİKÂHINI KIYDIRDILAR... HAYÂTINDA BİR REKÂT NAMAZ BİLE KILMAMIŞ KARILAR, CENÂZE NAMAZINDA ÖN SAFA GİRİP SÖZDE NAMAZ KILDI... BÂZI CÂMİLERDE KADIN-ERKEK KARIŞIK, BAŞI AÇIK NAMAZ KILANLAR OLDU!.. GENE HAYÂTINDA BİR KERE BİLE CÂMİYE GİTMEMİŞ KİŞİLER, SÖZÜMONA SAKAT VE YAŞLILARIN KOLAY NAMAZ KILMASI İÇİN CÂMİLERE SIRA SIRA DİZDİKLERİ SANDALYE "BAĞIŞ"INDA BULUNUP, CÂMİLERİMİZİ KİLİSEYE BENZETTİLER!.. ECDÂDIMIZIN İNŞÂ ETTİKLERİ CÂMİLERİ HARÂBE HALDE BIRAKIP; KİLİSELERİ, MANASTIRLARI RESTORE ETTİRDİLER, İBÂDETE AÇTIRDILAR, ÂYİNLER YAPTIRDILAR... MESELÂ SÜMELA MANASTIRI'NDAKİ ÂYİN, FATİH SULTAN MEHMED'İN TRABZON'U FETHETTİĞİ 14 AĞUSTOS GÜNÜ, SIRTLARINDA PONTUS HARİTASI OLAN RUMLAR'IN KATILIMI İLE YAPILDI. BU SURETLE, "BİZ TRABZON'U SİZDEN GERİ ALDIK," DEMEK İSTEDİLER!..
HIRİSTİYANLAR, SÂDECE VE SÂDECE KENDİ İNANÇLARININ KABUL EDİLMESİNİ İSTERLER, "DİYALOG"DAN KASITLARI BUDUR. YOKSA, "GELİN, GÖRÜŞELİM," FALAN DEMEZLER!.. . ÖNCE İSLÂM'IN TEK HAK DİN OLDUĞUNU İNKÂR EDECEKSİN, SONRA MUHAMMED'İN SON PEYGAMBER OLDUĞUNU... SONRA "BÜTÜN DİNLER EŞİTTİR, ÇÜNKÜ İBRÂHİM'DEN GELMEKTEDİR," DİYECEKSİN. SONRA DA "AMA HIRİSTİYANLIK DAHA İYİYMİŞ, DAHA MEDENÎ İMİŞ, YERE YÜZ SÜRMÜYOR, SIRALARDA OTURUP İBÂDET EDİYORMUŞSUN," DİYECEKSİN, İSÂ'YI , HÂŞÂ, ALLAH TANIYACAKSIN!.. İSTENEN BUDUR!.
AMA YAĞMA YOK!.. ÖYLEYSE BİR KERE DAHA TEKRAR EDELİM:
- "ŞÜPHE YOK Kİ, ALLAH İNDİNDE HAK DİN, İSLÂM DİNİDİR!"
(ÂL-İ İMRAN , 19. ÂYET)
"O, ELÇİSİNİ HİDÂYET VE HAK DİNLE GÖNDERDİ Kİ,
MÜŞRİKLER HOŞLANMASA DAHİ, O HAK DİNİ
BÜTÜN DİNLERE ÜSTÜN GETİRSİN!"
(SAF SÛRESİ , 9. ÂYET)
GELELİM KONUMUZ İKTİSAD İLMİNE... EFENDİM, İKTİSAD İLMİNİ, " KIT KAYNAKLARI, SONSUZ İSTEKLER KARŞISINDA PİLÂNLI BİR ŞEKİLDE KULLANMA" İLMİ OLARAK TÂRİF EDERLER. KELİME OLARAK TA İKTİSAD, "KASD" KÖKÜNDEN GELİR, "AŞIRIYA GİTMEME, TUTUMLU OLMA, GEREKSİZ HARCAMA YAPMAMA, BİRİKTİRME" ANLAMINA GELİR. İNGİLİZCE KARŞILIĞI OLAN "ECONOMY" KELİMESİNİN BİR ANLAMI DA "TUTUMLU OLMAK"TIR, "ECONOMIZE" DA BENZER ANLAMA GELİR. KUR'AN'DA İKTİSAD, - "YEYİN, İÇİN, FAKAT İSRÂF ETMEYİN" (ÂRAF SÛRESİ , 31. ÂYET)... İFÂDESİYLE VURGULANIR.

"HER ŞEYDE İKTİSAD YOLUNU SEÇİNİZ.
İFRAT VE TEFRİTTEN KAÇININIZ." HADİS
"İFRAT", ÇOKLUKTA AŞIRIYA GİTMEK; "TEFRİT" AZLIKTA AŞIRIYA GİTMEKTİR.
İKTİSAD İLMİ, SINIRLI KAYNAKLARIN İNSAN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAK ÜZERE PİLÂNLI, DÜZENLİ VE VERİMLİ KULLANILMASINA YÖNELİK ESASLARI, UYGULAMALARI İHTİVA EDER. ANCAK PEK AZ KİŞİ "KAYNAKLARIN KIT OLMASI" VE "TASARRUF" ÜZERİNDE DURUR, HATTA İKTİSATÇILARIN ÇOĞU BİLE BUNLARI UNUTUP BAŞKA ŞEYLER ANLATIR.
KIT KAYNAKLAR İNSANLARI, AİLELERİ, KURUMLARI VE TABİİ DEVLETLERİ ÖLÇÜLÜ HAREKET ETMEYE SEVKEDER!.. İSTEKLER DEĞİL, İHTİYAÇLAR ÖN PİLÂNA ÇIKAR... BU RASYONEL OLDUĞU GİBİ, DİNİMİZİN DE EMRİDİR!.. İSLÂM, ORTA YOL DİNİDİR! (BAKARA SÛRESİ , 143. ÂYET)... İSRAF DA, CİMRİLİK DE HARAMDIR! (A'RAF SÛRESİ , 31. ÂYET)... HER ŞEYDE ÖLÇÜ VE ADÂLET ŞARTTIR! (HADİD SÛRESİ , 25. ÂYET)... REKAABET, ANCAK İYİDE, İYİLİKTE YARIŞMAKTIR!.. (MÂİDE SÛRESİ , 48. ÂYET)
İŞTE BİZİM YOLUMUZ, BATI TARZI EKONOMİK ZİHNİYETTEN BURADA AYRILIR... BATI, TÜKETİM TOPLUMUDUR... NE KADAR ÇOK MALA SÂHİP OLURSA, NE KADAR ÇOK PARA SARFEDERSE, O KADAR MUTLU OLACAĞINA İNANIR!.. KISITLI İMKÂNLARI OLANLAR, ÖLÇÜLÜ HAREKET EDENLER AYIPLANIR.
HALBUKİ ÖLÇÜLÜ HAREKET ETMEK, HEM MASRAFLARINI HEM DE GELİRLERİNİ HESAPLAMAK, GELECEK İÇİN PİLÂN YAPMAK DEMEKTİR... KISACASI, PİLÂNSIZ EKONOMİ OLMAZ!..
ATATÜRK DAHA İSTİKLÂL SAVAŞI BİTMEDEN İZMİR İKTİSAT KONGRESİ'Nİ TOPLADIĞI GİBİ, DÜNYÂDA 5 YILLIK PİLÂN UYGULAMASINI DA RUSLAR'DAN HEMEN SONRA BAŞLATAN İNSANDIR.(1933) BU YOLLA, TÜRKİYE'NİN DÜNYÂYI SARSAN 1929-1930 KIRİZİNDEN ETKİLENMESİ ÖNLENMİŞTİR.
ATATÜRK, HAKLI OLARAK TÜKETİM DEĞİL, ÜRETİM TOPLUMU OLMAMIZI İSTİYORDU!... BUNUN İÇİN EĞİTİM İLE İLKOKULDAN İTİBÂREN İNSANIMIZA BU NOSYONUN VERİLMESİNİ, PİLÂNLI ÜRETİM, ÖLÇÜLÜ TÜKETİMİ SAĞLAYACAK MESLEK EĞİTİMİNİN AĞIRLIKLI OLMASINI HEDEFLEMİŞTİ... ÇÜNKÜ FAKİR ÜLKELERİN ÜRETTİĞİNDEN FAZLASINI TÜKETEREK KALKINMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR!..
HALBUKİ MENDERES'LE BİRLİKTE, ÜLKEDE BİR TÜKETİM ÇILGINLIĞI BAŞLADI... ÖZAL'LA BİRLİKTE TAHRİP EDİCİ BİR NOKTAYA ULAŞTI... DEMİREL İSE, 1970'LERDE BİLE "MİLLET PİLÂN DEĞİL, PİLÂV İSTİYOR" DİYEBİLİYORDU!..
NETİCEDE 300 MİLYAR DOLAR BORCU OLAN BİR ÜLKE HÂLİNE GELDİK... BIRAKIN KALKINMAYI, AYAKTA DURMAK EN BÜYÜK SORUNUMUZ OLDU...BORÇ ÖDEMEK NE KELİME, HÜKÛMET "BORCUNU ÇEVİREBİLDİĞİNİ", YÂNİ ALİ'DEN BORÇ ALIP VELİ'YE ÖDEMEYİ MÂRİFET SAYDIĞINI İFTİHARLA İLÂN EDER OLDU!.. HEPSİ KIT KAYNAKLARIMIZI ÖLÇÜLÜ KULLANMAMAKTAN!
HER NEKADAR BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ BAŞKANI HAYDAR BAŞ, ORTAYA ATTIĞI MİLLÎ EKONOMİ TEORİSİNDE "KAYNAKLAR DA SINIRSIZDIR," DİYOR İSE DE, BU ANCAK NAZARÎ OLARAK DOĞRUDUR. YÂNİ MADDEDEKİ ATOMDA SONSUZ ENERJİ. KÂİNATTA PEK ÇOK GEZEGEN VARDIR, DÜNYÂDAKİ ATOM ENERJİSİ VE ONUN SAĞLAYACAĞI YARARLAR BİTMEZ, BİTSE DE UZAYDAN ALARIZ, DİYE DÜŞÜNEBİLİRİZ... ANCAK, İKTİSAT İLMİNDEKİ "SINIRLI KAYNAKLAR" ŞU AN ELİNDE BULUNAN VE KISA ZAMANDA FAZLA ARTTIRAMAYACAĞIN KAYNAKLARDIR VE ONLAR ELBETTE Kİ SINIRLIDIR. TIPKI BİR DUL VE YAŞLI BİR KADININ KOCADAN KALMA EMEKLİ MAAŞI GİBİ!.. ARTTIR ARTTIRABİLİRSEN!..
DEVLETLERİN İDÂRE BİÇİMLERİNİ DE İKTİSAD TESBİT EDER... SOSYALİST DEVLETLER, KAPİTALİST DEVLETLER GİBİ... HERNEKADAR DEVLETLERİ İKTİDÂRA GELEN PARTİLER YÖNETMİYOR, ARKALARINDAKİLER YÖNETİYOR OLSA DA, BU PARTİLER İKTİSÂDÎ TEMÂYÜLLERİ İLE DEĞERLENDİRİLİRLER... CUMHURİYET HALK FIRKASI (AH, NEREDE O ESKİ HALK PARTİSİ!!) DEVLETÇİ, HALKÇI BİR PARTİYDİ, SERBEST FIRKA İSE, ADI ÜSTÜNDE "LİBERAL" YÂNİ "SERBEST PAZAR"CI, "ÖZEL SEKTÖR"CÜ BİR PARTİ İDİ!.
KISACASI İKTİSAD, SİYÂSETTEN AYRILMAZ!.. ÇÜNKÜ SİYÂSA ("SEYİS" TE AYNI KÖKTENDİR.) "VAHŞÎ AT TERBİYE ETME" ANLAMINA GELİR Kİ, DEVLET İDÂRE ETMEYİ BUNDAN DAHA İYİ TÂRİF EDEN BİR KELİME BULUNMAZ. EKONOMİYE HÂKİM OLMADAN DA NE DEVLET İDÂRE EDİLİR, NE MİLLET!.. ONUN İÇİN BÂZI AKLIEVVELLERİN "SİYÂSETİ EKONOMİDEN ÇEKME" PALAVRASINA ANCAK KARGALAR GÜLER!.. BU İFÂDEDEN KASIT, "DEVLET BİZE KARIŞMASIN, BİZ MİLLETİ İSTEDİĞİMİZ GİBİ SOYALIM" İSE, ARTNİYETLİ VE BOZUK TÜRKÇE BİR ANLAYIŞIN ÜRÜNÜ KABUL EDİLMELİDİR... YOK, "POLİTİKACILAR ELLERİNDE BULUNAN İKTİSÂDÎ KONULARDAKİ YETKİYİ KENDİ MENFAATİNE KULLANMASIN" İSE, İYİ NİYETLİ AMA YİNE YANLIŞ TÜRKÇE BİR CÜMLEDİR!.. ÇÜNKÜ İKTİSAT OLMADAN SİYASET OLMAZ, YÂNİ DEVLET İDÂRE EDİLEMEZ, SİYÂSET OLMADAN DA İKTİSAT YÜRÜMEZ, MİLLET BAŞIBOZUKLUĞA TESLİM OLUR... IRAK'TA, SADDAM'IN GİTMESİYLE BİRLİKTE ORTAYA ÇIKAN DURUM, EN İYİ MİSÂLDİR!.. SADDAM'A ZÂLİM DE DENSE, İNSANI AÇ DEĞİLDİ!
DİKKAT EDİN, YUKARDA "İNSAN İHTİYAÇLARI" DEDİK... ÇÜNKÜ İNSANLARIN İSTEKLERİ SONSUZDUR AMA, İHTİYAÇLARI BELİRLİDİR... İKTİSAD İLMİNİN TEMELDEKİ AMACI, ELDEKİ KISITLI KAYNAK VE İMKÂNLARI ÖNCE ÂCİL VE MÜBREM İHTİYAÇLARIN KARŞILANMASINA YÖNELİK MAL VE HİZMET ÜRETMEKTE KULLANMAKTIR. TÜKETİMİ DE BUNA GÖRE PİLÂNLAMAK DEMEKTİR... İSTEKLER, KAPRİSLER SONRA GELİR.
O YÜZDENDİR Kİ, İNSANIMIZIN HİÇ BİR MÜBREM İHTİYACINA YÖNELİK OLMAYAN, HİÇ BİR DERDİNE ÇÂRE BULMAYAN BONO, SENET, FÂİZ, DÖVİZ VE BORSA FAALİYETİ; "ÜÇ KÂĞIT EKONOMİSİ, KUMARHÂNE EKONOMİSİ"NDEN ÖTEYE GİTMEZ!..
İKTİSAD İLMİ, SINIRLI KAYNAKLARIN İNSAN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAK ÜZERE PİLÂNLI, DÜZENLİ VE VERİMLİ KULLANILMASINA YÖNELİK ESASLARI, UYGULAMALARI İHTİVA EDER. KIT KAYNAKLAR İNSANLARI, ÂİLELERİ, KURUMLARI VE TABİİ DEVLETLERİ ÖLÇÜLÜ HAREKET ETMEYE SEVKEDER!.. İSTEKLER DEĞİL, İHTİYAÇLAR ÖNE ÇIKAR... PİLÂNLI PUROGRAMLI HAREKET ETMEK, GEREKSİZ SARFİYATTAN KAÇINMAK ŞART OLUR!..
NE DEMEKTİR, KAYNAKLARI İHTİYAÇLARIN KARŞILANMASI İÇİN VERİMLİ KULLANMAK?..
BASİT OLARAK SÖYLEMEK GEREKİRSE, BİR ÇOCUĞUN KARNI AÇSA (İHTİYAÇ), VE CEBİNDE SÂDECE 1 LİRA VARSA (KISITLI KAYNAK), BU ÇOCUK İÇİN YAPILACAK EN DOĞRU ŞEY (2012 FİYATLARI İLE) YARIM SOMUN EKMEK (35 KURUŞ), VE BİR PARÇA PEYNİR (65 KURUŞLUK) SATIN ALMAKTIR... TABİİ PEYNİR YERİNE, DOMATES, SOĞAN, ZEYTİN GİBİ EKMEĞE KATIK EDECEK, KARIN DOYURACAK NİSBETEN UCUZ GIDA MADDELERİ DE (MAL) ALABİLİR...
AMA BU ÇOCUK SAĞDAN SOLDAN DUYDUĞUNA, VİTRİNLERDE GÖRDÜĞÜNE, REKLÂMLARA, VE DE KÖTÜ ARKADAŞLARA KAPILIR DA; BU ÖNÜ ARKASI OLMAYAN 1 LİRALIK SERVETİ İLE GAZOZ, JİKLET, ÇİKOLATA, DONDURMA (LÜKS TÜKETİM) ALMAYA KALKARSA, KARNI DOYMAZ, AÇ KALIR!.. HELE BİR DE ONUNLA TOMBALA ÇEKMEYE KALKARSA (KUMAR) TÜMDEN KAYBEDER, AÇLIKTAN NEFESİ KOKAR!
ASLINDA HERHANGİ BİR KİŞİNİN, BİR ÂİLENİN, BİR ŞİRKETİN, HATTÂ BİR ÜLKENİN İKTİSÂDÎ DURUMU; BU ÖRNEK VERDİĞİMİZ ÇOCUĞUN HÂLİNDEN FARKLI DEĞİLDİR... KİM OLURSA OLSUN; HER AN DİKKATLİ OLMAYA, GERÇEK İHTİYAÇLARI KAPRİSLİ İSTEKLERDEN AYIRMAYA, VE DOĞRU KARAR VERMEYE MECBURDUR. BİR ANLIK GAFLET, ONU DÖVİZ KIREDİSİYLE EV ALMIŞ MEMURA, VEYÂ KIREDİ KARTINI RASTGELE KULLANMIŞ EMEKLİYE ÇEVİRİR!.. HESAPTA OLMAYAN BİNLERCE LİRALIK BORÇ ÇIKAR KARŞISINA.. EVİNİ, MALINI MÜLKÜNÜ, HER ŞEYİNİ KAYBEDEBİLİR... HATTÂ BÂZISI ÜMİTSİZLİĞE DÜŞÜP İNTİHAR BİLE EDER.
GAZETELERDE OKUYUP, TELEVİZYONDA DUYDUĞUMUZ İNTİHAR VAK'ALARIN TEMELİNDE GEÇİM DERDİ, ÖDENEMİYEN BORÇLAR, İFLÂS YATIYORSA; İKTİSAD İLMİ ÇOK ÖNEMLİ DEMEKTİR!... DİN GİBİ, DİL GİBİ, TARİH GİBİ, SAĞLIK GİBİ MUTLAKA ÖĞRENİLMESİ, OKULLARDA HERKESE OKUTULMASI GEREKEN BİR DERS OLARAK GÖRÜLMELİDİR... HALBUKİ ŞİMDİ MÜFREDATTA NE VAR?.. EMPERYALİST BATI'NIN ESASLARINI TESBİT ETTİĞİ İNSAN HAKLARI (O DA İKTİSÂDÎ AMAÇLA UYDURULMUŞ BİR KAVRAM), DEMOKRASİ (O DA İKTİSÂDÎ), TURİZM (O DA İKTİSÂDÎ)!.. AMA HEPSİ İKTİSAD İLMİNİN ESASLARINI BİLMEYELİM DİYE, ZİHNİMİZE DOLDURULAN ÇARPITILMIŞ KAVRAMLAR!.. HEPSİ FASAFİSO!..
YUKARDA BELİRTTİĞİMİZ 1. ESAS (SINIRLI KAYNAKLARIN, SINIRSIZ İSTEKLERİ DEĞİL, MÜBREM İHTİYAÇLARI KARŞILAMAK İÇİN PİLÂNLI, DÜZENLİ VE VERİMLİ KULLANILMASI) VE PEYGAMBERİMİZİN

"HER ŞEYDE İKTİSAD YOLUNU SEÇİNİZ.
İFRAT VE TEFRİTTEN KAÇININIZ." HADİS
HADİSİ, İKTİSAD İLMİNİN AMENTÜSÜDÜR!.. GÜNDE EN AZ BİR KERE TEKRARLANMASI GEREKİR... HER ORTAMDA, HER KADEMEDE, HER KARAR ARİFESİNDE DİLE GELMELİ, DAVRANIŞLARIN BU ANLAYIŞA, BU İMÂNA UYGUN OLUP OLMADIĞINA MUTLAKA BAKILMALIDIR!..
HEMEN BELİRTELİM Kİ, 1950'LERDEN BERİ ÜLKEMİZDE İSTER DEVLET SEKTÖRÜNDE OLSUN, İSTER ÖZEL SEKTÖRDE OLSUN, KARARLARIN HİÇ BİRİ BU YÖNDE ALINMIŞ, ADIMLAR BU PİRENSİBE UYGUN ALINMIŞ DEĞİLDİR, AYAKLAR HİÇ BİR ZAMAN YORGANA GÖRE UZATILMAMIŞTIR!.. UZATILSAYDI, HİÇ 300 MİLYAR DOLAR BORCUMUZ OLUR MUYDU???
MESELEYE BÖYLE BAKINCA, BİZE AMERİKA'DAN YANSIYAN VE TURGUT ÖZAL İLE BİRLİKTE YERLEŞEN "SÜREKLİ TÜKETİM" VE "HARCAMA" ALIŞKANLIĞI, İKTİSAD İLMİNİN RUHUNA AYKIRIDIR. TÜKETİME VE İSRAFA DAYANAN BİR EKONOMİ, ÇÖKMEYE MAHKÛMDUR. İŞTE O YÜZDEN İSLÂM'DA İSRAF HARAMDIR!.. PİLÂNLI PUROGRAMLI HAREKET ETMEK, GEREKSİZ SARFİYATTAN KAÇINMAK ŞARTTIR!..
BU RASYONEL OLDUĞU GİBİ, DİNİMİZİN DE EMRİDİR!.. İSLÂM, ORTA YOL DİNİDİR!
- "İŞTE BÖYLECE SİZİ VASAT BİR ÜMMET KILDIK.
TÂ Kİ, BÜTÜN İNSANLARA
HAKKANİYETİN ŞÂHİTLERİ OLASINIZ."
(BAKARA SÛRESİ , 143. ÂYET)
DER ALLAH!.. İSRAF DA, CİMRİLİK DE HARAMDIR!
- "ONLAR HARCADIKLARINDA
NE İSRAF EDERLER,
NE DE CİMRİLİK EDENLERDİR.
ONLARIN HARCAMALARI,
BU İKİSİ ARASI,
DENGELİ BİR HARCAMADIR."
(FURKAN SÛRESİ , 67. ÂYET)
- "YEYİN, İÇİN, FAKAT İSRÂF ETMEYİN!
ALLAH İSRAF EDENLERİ SEVMEZ!"
(ÂRAF SÛRESİ , 31. ÂYET)...
DER ALLAH!.. HER ŞEYDE ÖLÇÜ VE ADÂLET ŞARTTIR!
- "İNSAN İÇİN ANCAK
ÇALIŞTIĞINA HAKKI VARDIR.
ONUN ÇALIŞMASI ŞÜPHESİZ GÖRÜLECEKTİR."
(NEML SÛRESİ , 39-40. ÂYETLER)
DER ALLAH!.. HER ŞEYİN BAŞI ÇALIŞMAK, ÜRETMEK!.. ÇALIŞMADAN, ÜRETMEDEN KAZANMAK, ZENGİN OLMAK YOK!.. BUNUN AÇIKLAMASINI İLERDE YAPACAĞIZ. ŞU KADARINI SÖYLEYELİM Kİ, İSLÂMİYETTE GELİR YA EMEK KARŞILIĞI, YA DA TİCÂRET VEYA YATIRIMDA RİSK ALMA KARŞILIĞIDIR... FÂİZ, SİPEKÜLÂSYON, STOKÇULUK, KARABORSA, KUMAR, BORSA OYUNLARI, TÂLİH OYUNLARI, HARAÇ İSLÂM'A UYGUN DEĞİLDİR. TABİİ Kİ, UYUŞTURUCU VE KADIN TİCÂRETİ DE İSLÂM'A AYKIRIDIR. KOLAY KAZANÇ, BAŞKASINA ZARAR VEREN TİCÂRET İSLÂM'DA YOKTUR.
DEMEK Kİ, İKTİSAD İLMİNİN ESASI, ÇALIŞARAK ÜRETMEK, ELDEKİ KAYNAKLARI AŞIRIYA GİTMEDEN TUTUMLU KULLANARAK GEÇİMİNİ SAĞLAMAK, HAYÂTINI İDÂME ETTİRMEKTİR... İSTEKLERİ DEĞİL; İHTİYAÇLARI KARŞILAMAKTIR!.. ÖYLE HER GÜN TELEVİZYONDA SEYRETTİĞİMİZ DOLARIN FİYATI, BORSA ENDEKSİ, FÂİZ ORANI FALAN İKTİSAD İLMİNİN ESÂSI DEĞİLDİR... HALKI, İNSANI ESAS ALMAYAN İKTİSAD, EKONOMİ OLMAZ!
ÇALIŞTIKÇA, ÜRETTİKÇE ELİNDE MAL-MÜLK, PARA BİRİKECEK... PEKİ, ONLARI NASIL KULLANACAKSIN?.. HAR VURUP HARMAN SAVURMAYACAKSIN, İKTİSAD EDECEKSİN.

- "İKTİSAD EDEN FAKİRLİK GÖRMEZ." HADİS
İSLÂM, İKTİSAD İLMİNE ÇALIŞMANIN, ÜRETMENİN, KIZKINI KAZANIP KENDİNİ GEÇİNDİRMENİN YANISIRA, BAŞKALARINI GEÇİNDİRMEYİ DE EKLER... BU GEÇİNDİRME İKİ YOLLA OLUR. BİRİNCİSİ, İKTİSAD EDİP BİRİKTİRDİĞİNİ (TASARRUF) YATIRIM YAPARAK BAŞKALARINA İŞ SAHÂSI AÇARSIN... İKİNCİSİ, KAZANDIĞINDAN KAZANAMIYANLARA, FAKİRLERE VERİRSİN... BÖYLE BİR HUSUS HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI'NIN EKONOMİ ANLAYIŞINDA YOKTUR!
-"İHTİYAÇLARINIZDAN ARTANI İNFAK EDİN!..."
(NİSÂ SÛRESİ , 10. ÂYET / İSRÂ SÛRESİ , 34. ÂYET)
İNFAK, "NAFAKALANDIRMA, BESLEME, GEÇİNDİRME" DEMEKTİR. ÖYLEYSE, ÜRETTİĞİNDEN, KAZANDIĞINDAN KENDİ İHTİYACINI KARŞILAYACAK, FAZLASIYLA BAŞKALARINI DA BESLEYECEK, GEÇİNDİRECEKSİN... DOMATES, PASTA SAVAŞI YAPIP NİMETİ ZİYÂN ETMEYECEKSİN!.. FAZLA DOMATES ÜRETİNCE, "SATAMADIM," DİYE TAŞKINLIK YAPIP SOKAKLARA DÖKMEYECEKSİN! O DOMATESİ, ALIP TA YİYEMİYENLERE DAĞITACAKSIN... BÖYLECE HEM İSRAF ETMEMİŞ, HEM DE İNFAK ETMİŞ OLURSUN Kİ, ALLAH'IN İKİ EMRİNİ BİR DAVRANIŞLA YERİNE GETİRİR, SEVÂBA GİRERSİN.
- "O Kİ, MAL YIĞDI, ONU SAYDI, DURDU.
MALI KENDİSİNİ ÖLÜMSÜZ KILACAK SANIR!"
(HÜMEZE SÛRESİ , 2-3. ÂYETLER)
NE KADAR MAL-MÜLK EDİNİRSEN EDİN, HİÇ BİR ZAMAN GERÇEKTEN SENİN OLMAZ. ÖLDÜĞÜNDE HEPSİNİ ARKANDA BIRAKIRSIN... ONUN İÇİN ÇALIŞACAKSIN, ÜRETECEKSİN, KAZANACAKSIN. İSRAF ETMEDEN TÜKETECEKSİN. ARTANI BİRİKTİRECEKSİN, AMA YIĞMAYACAKSIN, İSTİFLEMİYECEKSİN!.. BİRİKTİRDİĞİNİ YATIRIMA YÖNLENDİRECEK, İŞ SAHASI AÇIP BAŞKALARINI DA GEÇİNDİRECEKSİN... BİR KISMINI DA İNFAK EDİP BAŞKALARINI BESLEYECEKSİN.
GÖRDÜNÜZ MÜ, İSLÂM'DA İKTİSÂDÎ SİSTEM NASIL BİR KAÇ CÜMLE İLE BELİRLENİYOR?.. SONRA DA KUR'AN VE HADİSLERDE DAHA DERİNLERE İNİLEREK İNCELİKLERİ ANLATILIYOR... HEPSİNİ VERMEYE ÇALIŞACAĞIZ... AMA ÖNCE İKTİSAD İLMİNİN GELİŞMESİNE BİR GÖZ ATALIM.
NEREDE İNSAN VARSA, ORADA ÜRETİM VE TÜKETİM VARDIR. VE İNSANIN OLDUĞU HER YERDE İKTİSAD İLMİ HÜKMÜNÜ İCRÂ EDER!.. İNSANIN TOPLAMACILIKTAN AVCILIĞA, AVCILIKTAN ÇİFTÇİLİĞE, GÖÇEBELİKTEN YERLEŞİK HAYATA GEÇMESİ, TİCÂRETİN BAŞLAMASI, ŞEHİRLER VE DEVLETLERİN KURULMASI, YOLLAR,SINIRLAR, SAVAŞLAR, VELHÂSIL HER ŞEY İKTİSAD TEMELİNDE CEREYAN EDER!.. HER ŞEY ÜRETİM VE TÜKETİM İÇİNDİR.
UÇSUZ BUCAKSIZ KÂİNATTA KÜÇÜCÜK BİR GÜNEŞ SİSTEMİ... O SİSTEMİN İÇİNDE DE NOKTA KADAR BİR DÜNYA... BU DÜNYÂNIN ÜZERİNDE BİNBİR TÜRLÜ BİTKİ, BİNBİR ÇEŞİT HAYVAN... DERKEN NASIL OLDUYSA, BU DÜNYÂDA CENNETTEN KOVULAN ÂDEM İLE HAVVA ADLI İKİ İNSAN, VE ONLARIN SOYU ÇIKIVERMİŞ ORTAYA...
İNSANLA BİRLİKTE DÜNYÂNIN DÜZENİ DEĞİŞMİŞ… ÂDEMOĞULLARI ÇOĞALMIŞLAR... ÖNCE AĞAÇLARDAN BİTKİLERDEN MEYVALARI TOPLIYARAK KENDİLERİNİ BESLEMİŞLER... SONRA DA ÂLET VE SİLAHLAR YAPARAK AVLANMAYA BAŞLAMIŞLAR... AĞAÇ ALTLARINDA, KUYTU KÖŞELERDE, MAĞARALARDA BARINARAK TOPLU HALDE YAŞAMAYA BAŞLAMIŞLAR... ATEŞİ BULUNCA İYİCE KEYİFLENMİŞLER... ERKEKLER AVLANIRKEN KADINLAR ÇOCUKLARA BAKAR, YEMEK PİŞİRİR, DERİLERDEN ELBİSE YAPARLARMIŞ.
DAHA SONRALARI BU ÂDEMOĞULLARI HAYVANLARI EVCİLLEŞTİRMİŞLER, BULDUKLARI TOHUMLARI EKİP BİÇMEYİ ÖĞRENMİŞLER, ÇİFTÇİLİĞE HAYVANCILIĞA BAŞLAMIŞLAR... KENDİLERİNE KULÜBELER YAPMIŞLAR, BÖYLECE YERLEŞİK HAYATA GEÇMİŞLER…
"GEÇMİŞLER" DEDİKSE, HEPSİ BİRDEN AYNI SEVİYEYE GELDİ SANILMAYA!.. SON ZAMANLARA KADAR BİLE TOPLAMAYLA, AVLANMAYLA GEÇİNEN KABİLELER VARDI!.. HÂLÂ GÖÇEBE KABİLELER YAYGINDIR…
SOSYOLOGLARIN VE AYDIN BOZUNTULARININ YAPTIĞI EN BÜYÜK HATÂLARDAN BİRİ DE, BÜTÜN İNSANLARIN AYNI ANDA ÇAĞ ATLADIĞINI, AYNI SEVİYEDE YAŞADIĞINI SANMALARIDIR. BU YÜZDEN "EVRENSEL" REÇETELER DÂİMA HÜSRANLA SONUÇLANIR.. DÜNYÂNIN HİÇ BİR KÖŞESİNDEKİ HAYAT, BİR BAŞKA KÖŞEDEKİNE BENZEMEZ!..
SOSYALİST EKOLÜN İDDİÂSINA GÖRE TOPLAMA VE AVLANMA DÖNEMİNDEKİ KOMÜN HAYÂTI, EŞİTLİK, KADININ ÜSTÜNLÜĞÜ, ÇİFTÇİLİK VE YERLEŞİK HAYÂTA GEÇİNCE BOZULMUŞ… FEODALİZM BAŞLAMIŞ... YÂNİ, BİLEĞİ GÜÇLÜ OLANLARIN ÜRETİM FAZLASI ELDE ETMESİ, BAŞKALARININ ÜRETİM FAZLASINA EL KOYMASI, ONLARI SÖMÜRMESİ GİBİ BİR DURUM, İŞTE BU YERLEŞİK DÜZENE GEÇMEYLE BAŞLAMIŞ... KAPİTALİZMİN GAYRIMEŞRU BABASI FEODALİZM, BURADAN KAYNAKLANMIŞ...
SONRA, BU İNSANLAR ESKİDEN ANCAK KENDİLERİNE YETECEK KADAR ÜRETİRKEN (VEYA TOPLAYIP AVLANIRKEN), VE KENDİ İHTİYAÇLARINI KENDİLERİ GÖRÜRKEN, BU YENİ DÜZENDE ÜRETİM FAZLASI ELDE ETMEYE BAŞLAMIŞLAR.
E, NE YAPSINLAR O ÜRETİM FAZLASINI?… SERBEST PAZAR EKONOMİSİNE GEÇMİŞLER… BİRBİRLERİYLE DEĞİŞ-TOKUŞA BAŞLAMIŞLAR… BİRİ DERMİŞ Kİ,
- "BEN DE FAZLADAN BİR KEÇİ VAR… SENDE DE FAZLA TAVUK VAR… BEN SANA KEÇİYİ VEREYİM, SEN DE BANA 5 TAVUK VER… OLUR MU?… "
- "OLUR."
BÖYLECE TAKAS BAŞLAMIŞ... ANCAK BİR SÜRE SONRA ZORLANMIŞLAR. ADAMIN BİRİ PAZARA KOCAMAN BİR İNEK GÖTÜRÜRMÜŞ, DERİ ELBİSE ALMAK İSTERMİŞ... ANCAK BİR İNEK 5 DERİ ELBİSE DEĞERİNDE… E NE YAPACAK?.. İNEĞİN BİR BUDUNU KESİP VERECEK DEĞİL YA, BİR TEK ELBİSE ALMAK İÇİN... NİHÂYET AKILLI BİR ADAM ÇIKMIŞ, SÖYLENDİĞİNE GÖRE FENİKE DİYÂRINDA, BİR TAKIM TAŞLARI, MADEN PARÇALARINI, TUZ KALIPLARINI "DEĞİŞ-TOKUŞ İÇİN KULLANALIM," DEMİŞ, "İNEĞİN BEDELİ 5 TUZ KALIBI, DERİ ELBİSENİN BEDELİ BİR TUZ KALIBI OLSUN."
- "OLSUN!"
BÖYLECE PARA İCAT OLMUŞ, MERTLİK BOZULMUŞ!.. BAZILARI SAPITIP, PARAYA TAPMAYA BAŞLAMIŞ!..
BİRİLERİ DE KALKMIŞ, DEMİŞ Kİ, "BEN ŞU TAVUKLARI, İNEKLERİ YETİŞTİRİRKEN, BİR DE AYAKKABI YAPIP SATAYIM. BENİM YAPTIĞIM ÇARIKLAR PEK GÜZEL OLUR!" ÖTEKİ DE DEMİŞ Kİ, "YAHU, BEN DE İYİ AĞAÇ İŞLERİM. BEN DE MARANGOZLUKLA PARA KAZANAYIM."
- "TAMAM, KEYFİN BİLİR."
BÖYLECE "İŞ BÖLÜMÜ" BAŞLAMIŞ... YÂNİ BÂZI İŞİ İYİ YAPANLAR, BUNU MESLEK HÂLİNE GETİRMİŞ, ÖTEKİLER DE KENDİLERİNE ÇARIK YAPMAYI BIRAKIP, SATTIKLARI ÜRÜNÜN PARASIYLA ÇARIKÇIDAN ALMAYA; MARANGOZA SANDIK, DOLAP YAPTIRMAYA BAŞLAMIŞ!..
BU ARADA BÂZI AÇIKGÖZLER ÇIKIP BİLEK GÜCÜNE DAYANARAK, SAVAŞLARDAN YARARLANARAK, DİĞERLERİNİ KÖLE YAPIP ÇALIŞTIRMAYA, KENDİLERİ YAN GELİP YATMAYA BAŞLAMIŞ... NEDENSE, BU UYGULAMA YAHUDİLER'DE, GREKLER'DE, ROMALILAR'DA SİSTEM HÂLİNE GELMİŞ. DİĞER KAVİMLER DE SAVAŞTA KÖLE-CÂRİYE ALIRLARMIŞ AMA, BUNU ZÂLİMÂNE BİR SÖMÜRÜYE DÖNÜŞTÜRMEMİŞLER. KÖLELİK DAHA SONRA AVRUPA KAVİMLERİNE ASİLLER-SERFLER SINIFI ŞEKLİNDE YANSIMIŞ... YÂNİ, BUNLAR, KENDİ HALKINA DA KÖLE DİYE BAKMAYA BAŞLAMIŞ... ÖYLE AŞIRIYA GİTMİŞLER Kİ, BİR KÖYÜN LORDU, YÂNİ AĞASI, O KÖYDE HANGİ KIZ EVLENİRSE, İLK GECESİNİ KOCASIYLA DEĞİL; KENDİSİYLE GEÇİRMEYE ZORLARMIŞ... BUNU KANUN HÂLİNE GETİRMİŞLER... BU DA YETMEMİŞ, SERFLER, LORDUN MALI SAYILMIŞ... HİÇ BİR SERF KÖYDEN İZİNSİZ AYRILAMAZMIŞ!.. İZİNSİZ KAÇARSA, BİR GÜZEL BENZETİLİR, ISRAR EDERSE, BALDIRINDAKİ SİNİR KESİLİP TOPAL HÂLE GETİRİLİRMİŞ Kİ, LORDA HİZMETTEN AYRILAMIYACAĞINI BİLSİN, BİR DAHA KAÇAMASIN!
İŞTE BUNA FEODALİZM DENMİŞ!..
SANIRSINIZ, BU DÜZEN DÜNYANIN HER YANINDA GEÇERLİ!.. SOSYOLOGLAR, AYDIN BOZUNTULARI ÖYLE DİYOR!.. AMA GEL GÖR Kİ, BU ALLAHSIZ DÜZEN, HİÇ BİR PEYGAMBERİN UĞRAMADIĞI BATI DÜNYASINDAN BAŞKA YERDE GÖRÜLMEMİŞ!.. BÂZI YERLERDE AĞALAR, DEREBEYLERİ OLURMUŞ AMA, ONLAR HİÇ ÖYLE BAŞKASININ TAZE GELİNİNE FALAN SARKMAZLARMIŞ!.. HELE BİZİM GİBİ ÜLKELERDE "AĞALIK VERMEYLE," DER, GEÇERLERMİŞ!
BATI'NIN FEODALİZMİ; NE DİNE, NE DE İMANA UYARMIŞ!.. ONDAN KAYNAKLANAN EMPERYALİZM, KOLONİYALİZM VE KAPİTALİZM UYAR MI, UYMAZ MI, SİZ SÖYLEYİN!..
SONRA, LORDLAR ŞATOLARINDA HİÇ ÇALIŞMAZ YAN GELİP BÂZEN DE KOYUNLARINA ZAVALLI SERFLERİN TÂZE GELİNLERİNİ ALIP YATARKEN, SERFLER ARASINDA BÂZILARI SİVRİLMİŞ... KİMİ İYİ MARANGOZLUK, KİMİ İYİ TAŞÇILIK, KİMİ DE İYİ DUVARCILIK FALAN YAPMAYA BAŞLAMIŞ... HANİ "İŞ BÖLÜMÜ" VAR YA, BÂZILARI BÂZI İŞLERDE KENDİLERİNİ İYİCE GELİŞTİRMİŞ... LORDLARIN ŞATOLARINDA, BAĞLARINDA BAHÇELERİNDE ÇALIŞARAK ONLARIN GÖZÜNE GİRMİŞ...
BÂZEN BİR LORD BİR BAŞKA LORDA, "YAHU, BİZİM ŞATONUN SAĞ TARAFINDAKİ DUVAR YIKILMAK ÜZERE, BİR TÜRLÜ YAPTIRAMIYORUM," DERMİŞ, DİNLEYEN LORD DA, "LÂFI MI OLUR?.. BENİM ÇOK İYİ BİR DUVARCI USTAM VAR, SANA GÖNDEREYİM, HEMEN YAPSIN," DİYE HAVASINI ATARMIŞ... ANCAAAK, SERFLERİN BAĞLI BULUNDUKLARI, KÖLESİ OLDUKLARI LORDUN TOPRAKLARINI TERKETMELERİ YASAK!.. ONA DA ÇÂRE BULUNMUŞ... BU USTALARIN ELİNE "SERBESTÇE FALANCA YERDEN FİLÂNCA YERE GİDEBİLİR," DİYE BİR KÂĞIT VERMİŞ LORD, BÖYLECE YOLLARI DENETLEYEN ASKERLER ONLARI ENGELLEMEZ OLMUŞLAR.
BU ÂDET ZAMANLA İYİCE YAYILMIŞ. EN ÇOK TA DUVARCI USTALARI KULLANDIĞI İÇİN, VE ONLARA GAVUR DİLİNDE "MASON" DENDİĞİ İÇİN "FREE-MASON / FARMASON" YÂNİ "SERBEST DOLAŞAN DUVARCI" DİYE ANILMAYA BAŞLAMIŞLAR!..
BU SERFLER ARASINDA BİLEĞİNİN GÜCÜYLE ÇALIŞMAYAN, BÂZISI TEMBEL, BÂZISI SANATKÂR TİPLER DE VARMIŞ... BUNLAR ÇALGI ÇALAR, ŞARKI SÖYLER, ŞİİR YAZAR, HİKÂYE ANLATIRLARMIŞ... ZAMANLA LORDLAR ONLARI DA BİRBİRLERİNE GÖNDERMEYE BAŞLAMIŞLAR. AMA KÂĞIDA "BU ŞARKICI, BU ZURNACI SERBESTÇE DOLAŞSIN" DİYE YAZAMADIKLARINDAN, BUNLAR DA O "FARMASON" YÂNİ TAŞÇI BELGESİNDEN YARARLANMIŞ...
GEL ZAMAN, GİT ZAMAN BUNLAR KASABALARA ŞEHİRLERE YERLEŞMİŞLER. BİR KISMI OKUMUŞ, AVUKAT, DOKTOR, ÖĞRETMEN, YAZAR, FEYLEZOF OLMUŞ. AMA BİR TÜRLÜ SINIF ATLAYAMIYORLAR, ASİLLERLE AYNI KEFEYE KONAMİYORLARMIŞ. BUNLARA BİR SÜRE SONRA "BURJUVA" YÂNİ "ŞEHİRLİ" DENMEYE BAŞLAMIŞ, BÖYLECE KÖYLÜ SERFLERDEN AYRILMIŞLAR. BİRBİRLERİNE DESTEK OLMAK İÇİN DE MESLEK ERBÂBININ LONCALARINA KATILMIŞLAR. YÂNİ ADAMLAR ŞARKICI, ŞÂİR, AVUKAT FALAN İKEN; TAŞÇI, DUVARCI LONCALARINA GİRMİŞLER. TABİİ KAFALARI ÇALIŞTIĞI İÇİN BİR SÜRE SONRA BU LONCALARI ELE GEÇİRMİŞLER, LOCA YAPMIŞLAR. SONRA DA KENDİLERİNE GÖRE KURALLAR KOYMUŞLAR.
ARTIK BURJUVA TAKIMI SAYISI GİTTİKÇE ARTAN MASON LOCALARINDA TOPLANIP "HÜRRİYET, EŞİTLİK, KARDEŞLİK" DİYE NÂRALAR ATIYORLARMIŞ. KASTETTİKLERİ BÜTÜN SERFLERE, HATTÂ BÜTÜN İNSANLARA EŞİTLİK, HÜRRİYET FALAN DEĞİL; KENDİLERİNİN ASİLLERLE LORDLARLA EŞİT OLMASI, KENDİLERİNE KARDEŞ GİBİ BAKILMASI, AYNI İMKÂNLARIN SAĞLANMASI İMİŞ!.. BİR DE BU "KARDEŞLER" ARALARINA KÜÇÜK GÖRDÜKLERİ KADINLARI ALMADIKLARI, EŞİTLİKTEN BAHSEDİP EN ÇOK KADINLARI HOR GÖRDÜKLERİ İÇİN "KARDEŞ" DERKEN SÂDECE "BİRÂDER"LERİ KASTEDERLERMİŞ!..
O DÖNEMDE ENGİZİSYON MEZÂLİMİNİ YAŞAMIŞ, YOBAZ HIRİSTİYAN AVRUPA'DA EN ÇOK EZİLEN, HOR GÖRÜLEN KİM?.. YAHUDİLER!.. 1492'DE ENDÜLÜS'TEN (İBERYA YARIMADASI) SÜRÜLEN, DAHA SONRA TÜM AVRUPA'DA EZİLEN YAHUDİLER, HAYATTA KALABİLMEK İÇİN, TOPRAK SÂHİBİ OLAMADIKLARINDAN, İLME SARILAN YAHUDİLER ALLEM EDİP KALLEM EDİP BU LOCALARA SIZMIŞLAR... ONLAR DA HABİRE "HÜRRİYET, EŞİTLİK, KARDEŞLİK" DİYE BAĞIRIYORLARMIŞ!.. BİR DE KENDİLERİNİ BÖYLE ZELİL DURUMA DÜŞÜREN KİLİSEYE "BEN BİLİRİM SANA YAPACAĞIMI," DİYORLARMIŞ. ZAMANLA BU KİLİSE VE PAPA DÜŞMANLIĞINI BÜTÜN "FRMASON"LARA AŞILAMIŞLAR! FARMASON LOCALARINI YAHUDİ SEMBOLLERİYLE DONATMIŞLAR, HATTÂ ONLARIN FELSEFESİNİ HIRİSTİYANLIKLA HARMANLAYIP "MASONLUK" DİYE YUTTURMUŞLAR!
NİHÂYET MASONLAR İLE YAHUDİLER ELELE VERİP FRANSA'DA İHTİLÂL YAPMIŞLAR... KIRALI TAHTINDAN İDİRMİŞLER, ASİLLERİN MALLARİNE EL KOYMUŞLAR, PAPAZLARI ÖLDÜRÜP KİLİSELERİ YAĞMALAMIŞLAR... SONUNDA "MAJESTE, LORDUM" LÂFLARI KALKMIŞ, HERKES BİRBİRİNE "VATANDAŞ" DEMEYE BAŞLAMIŞ!..
BAŞLAMIŞ TA, O BEKLENEN HÜRRİYET, EŞİTLİK, KARDEŞLİK BİR TÜRLÜ FAKİRLERE, SERFLERE, BAŞKA ÜLKELERİN VATANDAŞLARINA, HELE HELE ZENCİLERE, KIZILDERİLİLERE, ÇİNLİLERE BİR TÜRLÜ GELMEMİŞ!.. TAM TERSİNE, FRANSA'DAN SONRA BÜTÜN AVRUPA ÜLKELERİNİN MASON KIRALLARI, HÜKÜMDARLARI, KOMUTANLARI; AFRİKA'YI, KUZEY-GÜNEY AMERİKA'YI, GÜNEY ASYA'YI, PASİFİK ADALARINI, KOSKOCA AVUSTRALYA KIT'ASINI İŞGÂL ETMİŞLER, ORALARIN AHÂLİSİNİ KÖLE-CÂRİYE YAPMIŞLAR. MİLYONLARCA ZENCİYİ AMERİKA'YA TAŞIYIP PAMUK TARLALARINDA, MADENLERDE ÇALIŞTIRMIŞLAR. ONLAR İÇİN ÖZEL KAANUNLAR ÇIKARMIŞLAR. MESELÂ GÜNEY AFRİKA'DA BİR ZENCİNİN BİR BEYAZA DOKUNMASI, VEYÂ GÖZLERİNİN İÇİNE BAKMASI ÖLESİYE DAYAK YEMESİ VEYÂ ZİNDANA ATILMASI İÇİN YETERLİ SEBEPMİŞ. "BAĞIMSIZLIK BİLDİRİSİ" YAYINLAYARAK İNSAN HAKLARINA SAYGILI YENİ BİR DEVLET KURDUKLARINI İLAN EDEN GEORGE WASHINGTON'UN AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NDE BİR ZENCİNİN OKUMA-YAZMA ÖĞRENMESİ, ELLERİNİN KESİLMESİ DEMEKMİŞ!.. KARA KİTAPTA BU KURALIN YERİ VARMIŞ!
"MIŞ-MİŞ"Lİ ANLATTIK DİYE MASAL SANILMAYA!.. GERÇEKTEN DE FRANSIZ İHTİLÂLİ'Nİ MASONLAR YAPMIŞLAR, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'Nİ MASONLAR KURMUŞLARDIR. BUNUN İSPATI "1" DOLAR ÜZERİNE KOYDUKLARI MASONİK İŞÂRET VE İBÂRELERDİR... O TÂRİHTEN BERİ HEMEN BÜTÜN HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSININ LİDERLERİ ŞU VEYÂ BU MASON TEŞKİLÂTINA ÜYEDİRLER, ANCAK O SÂYEDE BAŞA GEÇEBİLİRLER. SON DÖNEMLERDE DE CFR, TRİLATERAL VE BİLDERBERG GİBİ ÖRGÜTLER İLE GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRİP DÜNYÂNIN TAMAMINA HÜKMETMEYİ BAŞARMIŞLARDIR. HER YERE SIZMIŞLARDIR. EN UNUTULMAYACAK ÖRNEĞİ, 1990'LI YILLARDA MAFYA, MASON P-2 LOCASI VE PAPALIK ARASINDAKİ KİRLİ İLİŞKİLER İDİ.
BİZDE TANZİMAT, İSLÂHAT VE MEŞRUTİYET'İ İLÂN EDENLER, YENİ OSMANLILAR, JÖN TÜRKLER, İTTİHAT VE TERAKKİ MENSUPLARININ HEMEN TÜMÜ MASON İDİ. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NA BİZİ MASON BAĞLANTILARI SOKTU. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NA GİRMEKTEN KURTULUŞUMUZ DA, RAHMETLİ ATATÜRK'ÜN 1935 YILINDA MASON DERNEKLERİNİ KAPATMASI SÂYESİNDEDİR!..
MASONLUĞUN NE MAHZURU VAR, DİYEBİLİRSİNİZ... BİRİNCİSİ DIŞA BAĞIMLIDIRLAR. BU YÜZDEN HEP OYUNA GELİRLER. İKİNCİSİ MENFAAT DÜŞKÜNÜDÜRLER. SÂDECE KENDİLERİNİ VE BİRBİRLERİNİ KORURLAR, "BİRÂDERLİK" ONUN İÇİN ÖNEMLİDİR. BAŞKALARINI KÜÇÜK VE AŞAĞILIK İNSANLAR OLARAK GÖRÜRLER. "EŞİTLİK" DERLER AMA, AYIRIMIN DİK ALÂSINI YAPARLAR! ÜÇÜNCÜSÜ MASANIN ÜSTÜNE ÜÇ KİTAP KOYARLAR AMA, DİNDEN HAZZETMEZLER! BÜTÜN DİNLERE, ÖZELLİKLE İSLÂMİYET'E KARŞIDIRLAR!.. 28 ŞUBAT MÜDÂHELESİ SIRASINDA (1997 SONRASI) KUR'AN KURSLARININ KAPATILMASI, DİN DERSLERİNİN DEJENERE EDİLMESİ, "HOŞGÖRÜ" VE "DİNLERARASI DİYALOG" FAALİYETLERİNDE BULUNMUŞLAR, İSLÂM'A FESAT KATMIŞLARDIR.
İŞTE O YÜZDENDİR Kİ, FRANSIZ İHTİLÂLİ'NDEN BU YANA (1789), YÂNİ O GÜNDÜR BUGÜNDÜR, EMPERYALİST KAPİTALİST HIRİSTİYAN AVRUPA VE AMERİKA, AVUSTRALYA VE YENİ ZELANDA, VE DE ZIPÇIKTI YAHUDİ DEVLETİ İSRAİL HER ZAMAN "HÜRRİYET, EŞİTLİK, İNSAN HAKLARI, DEMOKRASİ" LÂFLARINI KULLANIR; ANCAK HİÇ BİR ZAMAN BAŞKA ÜLKELERE TAM İSTİKLÂL, O ÜLKELERİN HALKLARINA DA HÜRRİYET VE EŞİTLİK SAĞLAMAYA YANAŞMAZLAR! SİZ O TALEPLERDE BULUNSANIZ, TÜYLERİ DİKEN DİKEN OLUR, DERHAL SİZİ TERÖRİST İLÂN EDİP SAVAŞ AÇARLAR!
FRANSIZ İHTİLÂLİ VE AMERİKA'NIN BAĞIMSIZLIĞI NASIL SÖMÜRGECİLİĞE VE KÖLELİĞİN ARTMASINA HİZMET ETMİŞ İSE, MASON ÖRGÜTLERİNİN GÜNÜMÜZDEKİ UYGULAMASI DA DÜNYA EKONOMİSİNİN BOZULMASINA, ERKEKLERİN KÖLE, KADINLARIN FAHİŞE SEVİYESİNE İNDİRİLMESİNE SEBEP OLMUŞ, DÜNYÂ NÜFUSUNUN % 70'İNİN BÜYÜK BİR SEFÂLET İÇİNDE YAŞAMASINA YOL AÇMIŞTIR.
BU NOKTADA HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSININ EKONOMİ BİLİMİNE NASIL BAKTIĞINI KISACA GÖZDEN GEÇİRMEK UYGUN OLUR.
EFENDİM, EKONOMİ; BATI ANLAYIŞI İLE MÜSBET, YÂNİ SÂBİT-DEĞİŞMEZ BİR BİLİM OLARAK GÖSTERİLMEK İSTENİR.
EĞER ÖYLE OLSA, İKİ İKTİSATÇININ ÜZERİNDE ANLAŞTIĞI BİR DİZİ KAANUNU OLURDU... YOK BÖYLE BİR ŞEY!.. İKTİSÂDÎ DÜŞÜNCELER İNSAN AÇISINDAN BAKINCA HEP BİRER FELSEFE ÜRÜNÜDÜR... BU AÇIDAN EKONOMİ BİR FELSEFE; İYİ BİR EKONOMİST OLABİLMEK DE BİR SANATTIR!... İYİ SANATÇILAR GİBİ, ÖYLE KOLAY BULUNMAZ!
BİZ İSLÂMÎ AÇIDAN BAKTIĞIMIZ, VE İLÂHÎ ESASLARA DAYANDIRDIĞIMIZ İÇİN İKTİSAD İLMİ DİYORUZ... BİR MÜSLÜMAN İÇİN İFÂDE ETTİKLERİMİZİN AKSİNİ SÖYLEMEK, DİNÎ YÖNDEN MÜMKÜN DEĞİLDİR. HER DEDİĞİMİZ KUR'AN-I KERİM'E VE HADİSLERE UYGUNDUR.
HALBUKİ KAPİTALİST EKONOMİ GÖRÜŞÜ DE, SOSYALİST EKONOMİ ANLAYIŞI DA HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSINDAN KAYNAKLANAN MATERYALİST FELSEFE'YE DAYANIR, VE MÜLKİYET İLE KARAR MEKANİZMASI ÜZERİNDE YOĞUNLAŞIR... ARALARINDAKİ FARK BİRİNİN FERDE, DİĞERİNİN TOPLUMIA ÖNEM VERMESİ, BU İKİ GÜCÜ KENDİ TERCİHİNE GÖRE TAHSİS ETMESİNDEN DOLAYIDIR... BU YÜZDENDİR Kİ, YILLARIN İKTİSATÇILARI LIPSEY VE STEINER, KİTAPLARININ SON BASKISINA FELSEFÎ AÇIKLAMALAR İLE GİRİŞ YAPMAK ZORUNDA KALMIŞLARDIR.
SEBEP AÇIKTIR... İKTİSAT, DÜNYA HAYATINDAN SOYUTLANAMAZ... İNSANLARIN DÜNYA HAYATI, HAYATIN MAKSADI GİBİ KONULARDAKİ DÜŞÜNCELERİ GİBİ, DİNİ İNANÇLARI DA UYGULADIKLARI İKTİSÂDÎ SİSTEMLER ÜZERİNDE ETKİLİ OLUR... BU HUSUSU AŞAĞIDA DERİNLEMESİNE AÇIKLIYACAĞIZ.
BATI'DA MÜLKİYET, ASIRLARCA KİLİSE KONTROLÜNDE KALMIŞ, GÜNAH SAYILMIŞ, ÖNCE ASİLLERE BİR HAK OLARAK TANINMIŞ, ANCAK SONRA BUNA TEPKİ OLARAK SINIRSIZ FERDİ MÜLKİYET ANLAYIŞI ORTAYA ÇIKMIŞTIR... MERKANTALİZM, KAPİTALİZM, SOSYALİZM, PAZAR EKONOMİSİ (SERBEST PİYASA EKOMONİSİ, VEYA LİBERAL EKONOMİ) HEP ÇARPITILMIŞ HIRİSTİYAN İNANÇLARINA, VE BATI TARZI HAYAT ANLAYIŞINA UYGUN, BİRBİRİNİN YARATTIĞI SORUNLARA ÇÖZÜM ARAYAN SİSTEMLERDİR.
BATILILAR'IN BU KENDİLERİNE ÖZGÜ İKTİSÂDÎ ZİHNİYETİ AFRİKA'DA, ASYA'DA, GÜNEY AMERİKA'DAKİ ESKİ SÖMÜRGELERİNE DE DAYATMALARI; BU ÜLKELERİN BÜYÜK YAPISAL SIKINTILARA GİRMELERİNE, TOPLUM DÜZENLERİNİN BOZULMASINA, VE SEFÂLETE SÜRÜKLENMELERİNE YOL AÇMIŞTIR.
HALBUKİ DÜNYANIN PEK ÇOK YÖRESİNDE FARKLI İKLİMLER, FARKLI COĞRAFÎ ÖZELLİKLER OLDUĞU GİBİ; FARKLI EKONOMİK ŞARTLAR VE TOPLUMSAL UYGULAMALAR VARDIR... BU YÜZDENDİR Kİ MARX, "ASYA TİPİ ÜRETİM TARZI" GÖRÜŞÜNÜ ORTAYA ATMIŞ, OSMANLI DEVLETİ HAKKINDA 18 AYRI MAKALE YAZMIŞ, RUSYA'DA KOMÜNİZM UYGULANAMAYACAĞINI İDDİA ETMİŞTİ!..
ŞU HALDE NASIL BÜTÜN İNSANLARA TEK TİP, TEK ÖLÇÜ ELBİSE GİYDİRİLEMEZSE; BİR KERE DAHA TEKRARLIYORUZ, BÜTÜN TOPLUMLARA DA AYNI EKONOMİK SİSTEM UYGULANAMAZ!..
BİZİM İKTİSAT ANLAYIŞIMIZ DA, ÖYLE "EVRENSEL, GLOBAL" FİLÂN DEĞİL; İSLÂMÎ ESASLARA VE TÜRK TÖRESİNE UYGUN OLMAK ZORUNDADIR!.. ÇÜNKÜ BATI'NINKİ, AVRUPA İNSANININ KÖLECİ VE SÖMÜRGECİ ZİHNİYETİNE DAYANAN, HIRİSTİYAN UNSURLAR TAŞIYAN BİR EKONOMİ ANLAYIŞIDIR.
TEKRAR EDELİM Kİ, KAPİTALİST VE SOSYALİST EKONOMİK SİSTEMLER ARASINDAKİ FARK, İKİ NOKTADA YOĞUNLAŞIR: BİRİNCİSİ MÜLKİYET, İKİNCİSİ DE KARAR MEKANİZMASIDIR!.
ŞİMDİLERDE "MERKEZÎ KARAR EKONOMİSİ" DENİLEN SOSYALİST SİSTEMLERDE MÜLKİYET DE, EKONOMİK KARARLARI VERME YETKİSİ DE DEVLET'İNDİR... "PAZAR EKONOMİSİ-SERBEST PİYASA" MODA DEYİMİ İLE YUTTURULAN KAPİTALİST SİSTEMDE İSE, HER İKİSİ DE FERTLERE ÂİTTİR... DEĞİLSE BİLE, OLMASI HEDEFLENMİŞTİR.
ANCAK BÜTÜN İKTİSATÇILAR BELİRTMEKTEDİR Kİ, DÜNYADAKİ BÜTÜN EKONOMİK SİSTEMLER, MERKEZÎ KARAR (SOSYALİST) VE PAZAR EKONOMİSİ (KAPİTALİST) SİSTEMLERİNİN BİR KARMASIDIR!.. FARKLILIK SADECE ORANLARDADIR... NE GEÇMİŞTE, NE DE ŞİMDİ %100 SOSYALİST, VEYA %100 KAPİTALİST BİR ÜLKE YOKTUR!.. BUNU ŞÖYLE GÖSTEREBİLİRİZ:

% 100 SOSYALİZM I----I % 100 KAPİTALİZM
HİÇ BİR ÜLKE % 100 SOSYALİZM VEYÂ % 100 KAPİTALİZM NOKTASINDA DEĞİLDİR, HANGİ NOKTAYA UZAK İSE, ONA GÖRE ANILIR... MESELÂ BİZCE ABD % 70 KAPİTALİST BİR ÜLKEDİR. RUSYA (ESKİ SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ) İSE % 80 SOSYALİST BİR ÜLKE İDİ.
YİNE ÇOĞU İKTİSATÇIYA GÖRE ABD'DE DEVLET "ASGARİ ÜCRETE, ÇEVRE KORUMA KURALLARINA, TARIM ÜRÜNLERİNE KONAN KOTALARA VE TEKSTİL, AYAKKABI VE ŞEKER İTHALİNE GETİRİLEN KISITLAMALARA" KARAR VERDİĞİ GİBİ;
"OKULLARA, MAHALLİ ULAŞIM SİSTEMLERİNE, ELEKTRİK SANTRALLERİNE, ORMANLARA, BOŞ ARAZİYE, MESKEN YAPAN KURULUŞLARA" DA SAHİPTİR!..
İLK SAYDIKLARIMIZ "DEVLET'İN EKONOMİ'YE DOĞRUDAN MÜDAHALE'Sİ"; İKİNCİ SAYDIKLARIMIZ İSE, "DEVLET'İN EKONOMİ'DEN VE MÜLK'TEN EL ÇEKMEDİĞİ"NİN GÖSTERGELERİDİR.
ANCAK BU YAZARLARIN UNUTTUĞU PEK ÇOK HUSUS VARDIR... ABD YÖNETİMİ; SAVUNMA HARCAMALARINA, DIŞ KREDİLERE, "STAR WARS" (UZAYDAN İDâRE EDİLEN SAVAŞ) GİBİ YATIRIMLARA DA KARAR VERİR... ORDU PERSONELİNİ ARTTIRARAK VEYA AZALTARAK İSTİHDÂMI, FÂİZ HADLERİNİ BELİRLEYEREK PİYASADAKİ PARA MİKTARINI ETKİLER.
GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ BATI'NIN "HIZLI" KAPİTALİST ÜLKELERİNDE DAHİ, DEVLET'İN EKONOMİDEKİ PAYI, "ÖZELLEŞTİRME" FURYASINA RAĞMEN, FAZLA AZALMAMIŞTIR... HELE DEVLET HARCAMALARI, Kİ DEVLET'İN "PAZAR" ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ GÖSTERİR, HİÇ BİRİNDE % 30'DAN AZ DEĞİLDİR. YARISI DA % 50'NİN ÜZERİNDEDİR.
TÜRKİYE'DE BU ORANIN SADECE % 27 OLDUĞUNU, SON ON YILDA % 37'DEN BU RAKAMA DÜŞTÜĞÜNÜ SÖYLEMEK, ÇOĞU İNSANA ŞAŞIRTICI GELEBİLİR... AMA GERÇEKTİR... YANİ TÜRKİYE PEK ÇOK BATI ÜLKESİNDEN DAHA FAZLA ÖZEL SEKTÖRE DAYANIR, MİLLİ GELİR KONUSUNDA!.. (BAŞLICA EKONOMİK GÖSTERGELER, HDTM, MART 1994, VE SONRASI)
BURADA TÜRKİYE'NİN YAPMASI GEREKEN TERCİH, DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR PAYLARININ YÜZDESİ İLE İLGİLİDİR... MÜLKİYETİN HANGİ SÂHÂLARDA VE NE ORANDA DEVLET'E ÂİT OLACAĞI; EKONOMİK KARARLARIN HANGİLERİNİN DEVLET TARAFINDAN VERİLİP, HANGİLERİNİN ŞAHISLARA BIRAKILACAĞI HUSUSUDUR.
BU ORANLARIN HER ÜLKE İÇİN FARKLI BİR OPTİMUM-EN UYGUN DEĞERİ VARDIR... MESELE, TÜRKİYE İÇİN HANGİSİNİN OPTİMUM OLDUĞUNU BULMAKTIR!..
BUNA DA İLERDE TEMAS EDECEĞİZ, ALLAH İZİN VERİRSE...
ÜRETİM VE TÜKETİMDE ÖLÇÜLÜ HAREKET ETMEKTEN SÖZ EDİYORDUK... İŞTE BU DA BİZİ İKİ BÜYÜK İKTİSÂDÎ GÖRÜŞÜN TARTIŞMASINA GETİRİR. SOSYALİST SİSTEMİN PİLÂNLI EKONOMİSİ Mİ, KAPİTALİST SİSTEMİN SERBEST PİYASA EKONOMİSİ Mİ?..
KAPİTALİST SİSTEM ÜRETİM İLE TÜKETİMİ "PAZAR"IN İNSÂFINA BIRAKIR, BUNA "SERBEST PİYASA EKONOMİSİ" DENİR... SOSYALİST SİSTEM ÜRETİM VE TÜKETİMİ DEVLET ELİYLE DÜZENLEMEYE ÇALIŞIR, BUNA DA "PİLÂNLI EKONOMİ" DENİR... HER İKİSİNİN DE ÇIKIŞ NOKTASI ALLAH'IN EMİRLERİ OLMADIĞI İÇİN, BİZE UYMAZ...
BİZ İKTİSAD İLMİNİ KUR'AN-I KERİM'E GÖRE, ALLAH'IN GÖSTERDİĞİ YOLDAN AÇIKLAMAYA ÇALIŞIYORUZ... İKTİSAD, DÜNYÂ HAYÂTI İLE İLGİLİ OLDUĞU İÇİN, İŞE ORADAN BAŞLAMAK GEREKİR... NİÇİN YARATILDIK?.. NİÇİN DÜNYÂYA GELDİK?.. DÜNYA NİÇİN YARATILDI?... ALLAH BİZDEN NE İSTİYOR?.. BUNLARI ANLAMADAN İKTİSAD İLMİNİ OLUŞTURAMAZSINIZ.
YÜCE ALLAH, KONULARI, EMİRLERİ, PEYGAMBER KISSALARINI KUR'AN-I KERİM'İN MUHTELİF ÂYETLERİNE SERPİŞTİRMİŞTİR... ONLARI CIMBIZLA TEK TEK SEÇİP BİR ARAYA GETİRİNCE, ORTAYA MUAZZAM BİR KÜLLİYÂT ÇIKAR. DERLEYİP TOPARLAMAK ZOR AMA, İŞTE BAŞLADIK, DEVAM EDELİM... ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN!
ACABA BU KOSKOCA KÂİNAT NİÇİN YARATILDI?..
EFENDİM, YÜCE ALLAH DİYOR Kİ:
- "BİZ GÖĞÜ, YERİ VE BUNLARIN ARASINDAKİLERİ
EĞLENCE İÇİN YARATMADIK."
(ENBİYÂ SÛRESİ 16. ÂYET)
- "BİZ GÖĞÜ, YERİ VE İKİSİ ARASINDA BULUNANLARI
BOŞ YERE YARATMADIK." (SÂD SÛRESİ , 27. ÂYET)
KÂİNATI BOŞ YERE YARATMAMIŞ... BİR SEBEBİ VAR AMA, BİZ BİLEMİYORUZ... TASAVVUF EHLİ BUNA BİR KUDSÎ HADİS İLE CEVAP VERİR:

"BİR GİZLİ HAZİNE İDİM.
BİLİNMEYİ MURÂD ETTİM.
BİLİNEYİM SEVİLEYİM DİYE
(KÂİNAT'I) MAHLÛKATI YARATTIM."
PEKİ, BİZİ NİYE YARATTI?
- "O ALLAH Kİ, SİZİ YERYÜZÜNDE
(İŞLERİNİ GÖRESİNİZ DİYE) HALİFE KILDI.
(EN'ÂM SÛRESİ , 165. ÂYET)
- "SİZİ YERYÜZÜNDE YARATMIŞ,
VE ORAYI İMÂR ETMENİZİ DİLEMEKTEDİR.
VAZİFENİZİ YERİNE GETİRMEDİĞİNİZ ZAMAN,
ONDAN AF DİLEYİNİZ."
(HUD SÛRESİ , 61. ÂYET)
GÖRDÜNÜZ MÜ DÜNYÂYA GELMEMİZİN AMACINI, HEDEFİNİ?.. ALLAH İNSANI YERYÜZÜNDE KENDİSİNİN HALİFESİ, VEKİLİ, İŞGÖRENİ OLARAK YARATMIŞ... O'NUN İŞİNİ GÖRMEK, İSTEDİKLERİNİ YAPMAK İÇİN DÜNYÂYA GELMİŞİZ... PEKİ, O'NUN İSTEDİĞİ NE?.. DÜNYÂYI İMÂR ETMEK!.. İNSANOĞLU DÜNYÂYI OLDUĞUNDAN DAHA GÜZEL, DAHA MÂMUR YAPMAKLA MÜKELLEF!.. SIKINTILARI GİDERMEK, AKSAKLIKLARI ORTADAN KALDIRMAK, HASTALIKLARA ÇÂRE BULMAK, DERTLİYE DEVÂ OLMAK!.. İŞTE BUNLAR İÇİN BU DÜNYÂDAYIZ!
İŞTE ZÂLİM VE EMPERYALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ DÜNYÂSI BATI İLE, İSLÂM DEVLETLERİ (EMEVİLER, ABBASİLER, SELÇUKLULAR, OSMANLILAR, VE DİĞERLERİ) ARASINDAKİ EN ÖNEMLİ FARK BU NOKTADA ORTAYA ÇIKIYOR!.. İNGİLTERE, FRANSA, ALMANYA, İTALYA, BELÇİKE, HOLLANDA, JAPONYA VE TABİİ A.B.D. İŞGÂL ETTİKLERİ, İSTİLÂ ETTİKLERİ ÜLKELERİN İNSANLARINI TÜMDEN KÖLELEŞTİRİRKEN, HAYVANLARINI ÖLDÜRÜP ORMANLARINI, TOPRAKLARINI, SU KAYNAKLARINI TAHRİP EDERKEN; İSLÂM DEVLETLERİ FETHETİKLERİ DİYARLARI HEP İMÂR ETMİŞ, YÖRE İNSANLARINA ESKİSİNDEN DAHA RAHAT BİR HAYAT SAĞLAMIŞLARDIR. BİLHASSA OSMANLI DEVLETİ FETHETTİĞİ TOPRAKLARA ÖYLE HİZMETLER GÖTÜRMÜŞTÜR Kİ, KENDİSİNDEN KOPAN BÜTÜN DEVLETLER, GERİYE KALAN TÜRKİYE'DEN DAHA ZENGİN VE MÂMUR OLARAK BAĞIMSIZLAŞMIŞTIR... HOŞ, ÇOĞU HEMEN DERHAL KENDİLERİNİ KOPARAN HIRİSTİYAN BATI DEVLETLERİNE UŞAK OLMUŞTUR YA, O DA AYRI BİR MESELE!
- "YERYÜZÜNDE NE VARSA,
HEPSİNİ SİZİN İÇİN HALK EDEN O'DUR."
(BAKARA SÛRESİ , 9. VE 29. ÂYET)
- "O ALLAH Kİ, YERYÜZÜNÜ SİZİN İÇİN DÖŞEDİ.
VE GÖKTEN BİR SU İNDİREREK,
ONUNLA SİZE RIZIK İÇİN
ÇEŞİT ÇEŞİT, RENK RENK MEYVA VE NEBATLAR
MEYDANA GETİRDİ." (BAKARA SÛRESİ , 22 ÂYET)
- "HER ŞEYİ O YARATMIŞ,
ONA ÖLÇÜ, BİÇİM VE DÜZEN VERMİŞTİR."
(FURKAN SÛRESİ , 2. ÂYET)
- "ALLAH GÖKLERİ VE YERİ
HAK İLE YARATTI."
(ANKEBUT SÛRESİ , 44. ÂYET)
- "BİZ GÖKLERİ, YERİ, VE İKİSİ ARASINDA BULUNANLARI
HAK İLE, VE BELLİ BİR SÜREYE GÖRE YARATTIK."
(AHKÂF SÛRESİ , 3. ÂYET)
- "BİZİM SİZİ BOŞ YERE,
BİR OYUN VE EĞLENCE OLARAK YARATTIĞIMIZI,
VE BİZE DÖNDÜRÜLMEYECEĞİNİZİ Mİ SANDINIZ?"
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 115. ÂYET)
- "HANGİNİZİN DAHA İYİ İŞLEDİĞİNİ BELİRLEMEK İÇİN
ÖLÜM VE DİRİMİ YARATAN, O'DUR."
(MÜLK SÛRESİ , 2. ÂYET )
- "KIYÂMET GÜNÜ HER NEFİS, İYİLİK VEYÂ KÖTÜLÜK,
İŞLEDİĞİNİ HAZIR BULUR."
ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 30. ÂYET)
- "ALLAH, GÖKLERİ VE YERİ,
HAK VE HİKMETE UYGUN OLARAK,
HERKESE KAZANDIĞININ KARŞILIĞI VERİLSİN DİYE YARATMIŞTIR.
ONLARA ZULÛM EDİLMEZ.
(YÂNİ HER CAN HAKETTİĞİ İLE CEZÂLANDIRILIR.)"
(CÂSİYE SÛRESİ, 22. ÂYET)
- "ONLARIN AMELLERİNDEN HİÇ BİR ŞEY EKSİLTMEYİZ.
HERKES KAZANDIĞI KARŞILIĞINDA REHİNDİR.
(HERKES KENDİ KAZANDIĞINA BAĞLIDIR.)
(TÛR SÛRESİ , 21. ÂYET)
- "BİZ SİZİ SINAMAK İÇİN
ŞERRE DE, HAYRA DA MÜPTELÂ KILIYORUZ.
SONUNDA BİZE DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ."
(ENBİYA SÛRESİ , 35. ÂYET)
- “O GÜN (DİN GÜNÜNDE, SİZE VERİLEN) NİMETLERDEN
MUTLAKA HESÂBA ÇEKİLECEKSİNİZ."
(TEKÂSÜR SÛRESİ , 8. ÂYET)
O HALDE DÜNYÂ, (BİR KERE DAHA TEKRARLIYALIM) ALLAH'IN İNSANOĞLU'NU KENDİ İŞLERİNİ GÖRDÜRMEK İÇİN KENDİ ADINA BİR VEKİL, BİR HALİFE OLARAK YARATTIĞI YERDİR... ALLAH'IN BİZDEN BEKLEDİĞİ GÖREV DE DÜNYÂYI İMÂR ETMEKTİR!.. BUNUN İÇİN DE BİZE HER TÜRLÜ İMKÂNI TANIMIŞ, DÜNYÂDAKİ HER ŞEYİ BİZİM GÖREVİMİZİ YAPABİLMEMİZ İÇİN YARATMIŞ, BİZE TAHSİS ETMİŞTİR... ALLAH, KİMİN DAHA İYİ İŞLER YAPTIĞINI GÖRMEK İSTEMEKTEDİR. BU İMKÂNLARI KÖTÜYE KULLANANLAR, GÖREVİNİ YAPMAYANLAR İSE SORGUYA, HESÂBA ÇEKİLECEKTİR... (HADİ, FUTBOLA MERAKLI HALKIMIZA FUTBOLCU AĞZIYLA DA VERELİM) DÜNYA, YARATICI'NIN KİMİN ORTADA DAHA İYİ TOP KOŞTURACAĞINI GÖRMEK İSTEDİĞİ SÂHADIR!.. MAÇA ÇIKARSIN, 90 DAKİKA OYNARSIN, SONRA HAKEM (AZRÂİL) DÜDÜĞÜ ÇALAR, MAÇ SONA ERER, DÜNYÂ HAYÂTI BİTER. SAHADA YAPTIĞIN HİLELER, ATTIĞIN TEKMELER, ÇAKTIRMADAN ELLE OYNAMALAR HEP DEFTERE YAZILMIŞTIR, SAHADA KIRMIZI KART GÖREBİLECEĞİN GİBİ, DAHA SONRA HAKEM KURULU SANA AĞIR CEZÂLAR VEREBİLİR... İŞTE KUR'AN HÜKÜMLERİ, BU 90 DAKİKALIK MAÇA BENZETTİĞİMİZ DÜNYÂ HAYATININ KURALLARINI KOYMAKTADIR.
- "EY İNSANLAR!
BİZ SİZİ BİR ERKEK VE KADINDAN YARATTIK.
VE BİRBİRİNİZİ TANIMANIZ İÇİN
SİZİ MİLLETLERE VE KABİLELERE AYIRDIK.
KUŞKUSUZ ALLAH İNDİNDE EN ÜSTÜN OLANINIZ,
(GÜNAHTAN) EN ÇOK KORUNANINIZDIR."
(HUCÛRAT SÛRESİ , 13. ÂYET)
ARAPÇA'DA ŞA'B, "ANA KABİLE" DEMEKTİR. "ŞUBE" BU KELİMEDEN TÜREMİŞTİR. SONRA KABİLE GELİR. ONUN ŞUBELERİNE "AMARE", ONUN DALLARINA "BUTÜN", ONUN DALLARINA "FAHZ", FAHZIN DALLARINA "FASİLE" VE "AŞİRET" DENİR. SONRA "ÜSRE", YÂNİ ÂİLE GELİR.
TÜRKÇE'DE İSE "UY (ÂİLE), BOY, SOY, İL, BUDUN DİYE GİDER.
ÂYET-İ KERİMEDEN ÇIKARDIĞIMIZ SONUÇ, İNSANLAR BİR ÇİFTTEN ÇOĞALARAK DEĞİŞİK YERLERDE, DEĞİŞİK ÂİLE, BOY, SOY, IRK OLARAK AYRILMIŞLARDIR. BUNA RAĞMEN YÜCE ALLAH DİYOR Kİ, "BEN İNSANLARIN RENKLERİNE, IRKLARINA, KABİLELERİNE, CİNSLERİNE BAKMAM. BENDEN NE KADAR SAKINARAK İYİ İŞLER YAPTIKLARINA BAKAR, ÖYLE DEĞER VERİRİRİM."
YİNE YUKARIDA ALLAH, "YERİ, GÖĞÜ VE ARASINDAKİLERİ KENDİSİNİN YARATTIĞINI" BELİRTİYOR!.. DEMEK Kİ, BÜTÜN YARATILANLAR KENDİSİNE ÂİT!..
- "...GÖKLERDE, YERDE NE VARSA HEPSİ O'NUNDUR.
O'NUN MÜLKÜDÜR." (BAKARA SÛRESİ , 255. ÂYET)
HALK EDEN O İSE, TEK SÂHİBİ DE O'DUR!.. ÖYLEYSE İKTİSAD İLMİNİN TEMEL KAVRAMLARINDAN BİRİ OLAN "MÜLKİYET"İ, BU ESAS ÜZERİNE BİNÂ ETMEK GEREKİR!.. İNSAN GERÇEKTE HİÇ BİR ŞEYİN HAKİKİ SÂHİBİ OLAMAZ, ÇÜNKÜ HER ŞEY ALLAH'INDIR!.. BU HUSUS KUR'AN-I KERİM'DE PEK ÇOK ÂYETTE TEKRARLANIR VE HIRSLI İNSANOĞLUNA DEFÂLARCA HATIRLATILIR. HER BİR ÂYETİN ÖZÜ AYNI, İFÂDESİ FARKLIDIR:
- "GÖKLERDEKİLERİN VE YERDEKİLERİN
HEPSİ ALLAH'INDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 284. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA,
HEPSİ ALLAH'IN HALK VE MÜLKÜDÜR."
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 129. ÂYET)
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 189. ÂYET)
-"GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA,
HEPSİ ALLAH'IN MÜLKÜDÜR."
(NİSÂ SÛRESİ , 126. ÂYET)
- "...ŞÜPHE YOK Kİ, GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA,
HEPSİ ALLAH'INDIR." (NİSÂ SÛRESİ , 131. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA, HEPSİ ALLAH'INDIR.
BİR VEKİL OLARAK DA ALLAH YETER."
(NİSÂ SÛRESİ , 132. ÂYET)
- GÖKLERDE VE YERDE, VE İKİSİNİN ARASINDA
BULUNAN HER ŞEY O'NUNDUR."
(MÂİDE SÛRESİ , 17. ÂYET)
- "GÖKLERİN, YERİN VE İKİSİ ARASINDA
BULUNAN HER ŞEYİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR."
(MÂİDE SÛRESİ , 18. ÂYET)
- GÖKLERDE VE YERDE, VE İKİSİNİN ARASINDA
BULUNAN HER ŞEY O'NUNDUR."
(MÂİDE SÛRESİ , 27. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE OLANLAR KİMİNDİR?..
ALLAH'INDIR, DE!" (EN'AM SÛRESİ , 12. ÂYET)
- "GECE VE GÜNDÜZDE BARINAN HER ŞEY O'NUNDUR!"
(EN'AM SÛRESİ , 13. ÂYET)
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR!"
(TEVBE SÛRESİ , 116. ÂYET,)
-"İYİ BİL Kİ, GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA,
HEPSİ ALLAH'INDIR." (YUNUS SÛRESİ , 55. ÂYET)
- "O ZENGİNDİR. GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA,
HEPSİ O'NUN MÜLKÜDÜR." (YUNUS SÛRESİ , 68. ÂYET)
-"... GÖKLERDE VE YERDE OLANLARIN HEPSİ O'NUNDUR."
(İBRÂHİM SÛRESİ , 2. ÂYET)
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR."
(NÛR SÛRESİ , 42. ÂYET)
-"İYİ BİL Kİ, GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA,
HEPSİ ALLAH'INDIR." (NÛR SÛRESİ , 94. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE BULUNAN HER ŞEY O'NUNDUR."
(ŞÛRA SÛRESİ , 4. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDEN BULUNAN HER ŞEY ALLAH'INDIR."
(NECM SÛRESİ , 31. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE EN YÜCE DURUM O'NUNDUR."
(RUM SÛRESİ , 28. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA HEPSİ ALLAH'INDIR."
(LOKMAN SÛRESİ , 26. ÂYET)
- "MÜLK O'NUNDUR.
O'NDAN BAŞKA YALVARDIĞINIZ ŞEYLER,
BİR ÇEKİRDEK ZARINA BİLE SÂHİP DEĞİLLERDİR."
(FÂTIR SÛRESİ , 13. ÂYET)
- "MÜLK O'NUNDUR." (ZÜMER SÛRESİ , 6. ÂYET)
- "MÜLK YALNIZCA O'NUNDUR."
(TEĞABUN SÛRESİ , 1. ÂYET)
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR!"
(CÂSİYE SÛRESİ , 27. ÂYET)
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ O'NUNDUR."
(ZÜMER SÛRESİ , 44. ÂYET)
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ O'NUNDUR.
MÜLKÜNDE ORTAĞI YOKTUR!"
(FURKAN SÛRESİ , 2. ÂYET)
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR."
(ŞÛRA SÛRESİ , 49. ÂYET)
-"GÖKLERİN VE YERİN ASKERLERİ ALLAH'INDIR."
(FETİH SÛRESİ, 7. ÂYET)
-“GÖKLERİN VE YERİN HÜKÜMRÂNLIĞI (MÜLKÜ) ALLAH'INDIR.”
(FETİH SÛRESİ, 14. ÂYET)
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ O'NUNDUR!"
(HADİD SÛRESİ , 2. VE 5. ÂYETLER)
- "GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA,
HEPSİ O'NUNDUR."
(NAHL SÛRESİ , 52. ÂYET)
YERDE, GÖKTE VE ARALARINDA NE VARSA, BİLİNENİ, BİLİNMEYENİ ALLAH'A ÂİT İSE, BUNA İNSANLAR DA DÂHİL, SEN DE ONUN MALISIN!.. O, SANA DA SÂHİP!.. AMA İNSANOĞLU CÂHİL OLDUĞU İÇİN, BUNUN FARKINDA DEĞİL!.. ONUN İÇİN ALLAH AYRI BİR ÂYET TE "KİM VARSA" DİYE HATIRLATMIŞ:
- "İYİ BİL Kİ, GÖKLERDE VE YERDE KİM VARSA,
HEPSİ ALLAH'INDIR." (YUNUS SÛRESİ , 66. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE KİM VARSA, HEPSİ O'NUNDUR."
(ENBİYÂ SÛRESİ , 19. ÂYET)
- "ALLAH'A SARILIN, O SİZİN SÂHİBİNİZDİR.
O NE GÜZEL SÂHİP, NE GÜZEL YARDIMCIDIR.!"
(HAC SÛRESİ , 78. ÂYET)
BİR İNSANA BİR BAŞKASI SÂHİP İSE, O İNSANA NE DENİR?.. KÖLE, DEĞİL Mİ?.. AMA BİZLER, YÜCE ALLAH'IN BİZİM SÂHİBİMİZ OLMASINDAN RÂZI OLDUĞUMUZ İÇİN, GÖNÜLLÜ OLDUĞUMUZ İÇİN, BİZE "KUL" DENİR: "ALLAH'IN KÖLESİ" DENMEZ!.. BU, KILDAN İNCE, KILIÇTAN KESKİN BİR FARKTIR. ÇOK ÖNEMLİDİR.
-"GÖKLERDE VE YERDE BULUNAN KİMSELER, HEP O'NUNDUR.
HEPSİ O'NA İTAAT ETMEKTEDİR." (RUM SÛRESİ , 26. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE BULUNAN HERKES,
ALLAH'A KUL OLARAK GELECEKTİR."
(MERYEM SÛRESİ , 94. ÂYET)
BU İKİNCİ ÂYET HAZRET-İ İSÂ'YI, HÂŞÂ, ALLAH'IN OĞLU, HATTÂ ALLAH SAYAN HIRİSTİYANLAR'A CEVAP OLARAK İNMİŞTİR.
ALLAH BİZ İNSANLARIN DA SÂHİBİ İSE, BİZ ONUN KULU İSEK, DİLEDİĞİNİ YAPAR:
- "GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜNÜN
ALLAH'A ÂİT OLDUĞUNU BİLMEDİN Mİ?..
DİLEDİĞİNE AZÂBEDER, DİLEDİĞİNİ BAĞIŞLAR!"
(MÂİDE SÛRESİ , 40. ÂYET)
İŞTE ONUN İÇİN "GÜNAHLARIMIZI BAĞIŞLA," DİYE YALVARIRIZ. O DA DİLEDİĞİNİNKİNİ BAĞIŞLAR, DİLEDİĞİNE DE CEZÂSINI VERİR!
- "GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA HEP O'NUNDUR.
ALLAH, İŞTE ZENGİN O'DUR."
(HAC SÛRESİ , 64. ÂYET)
- "GÖKLERDE, YERDE, İKİSİNİN ARASINDA
VE TOPRAĞIN ALTINDA BULUNANLAR HEP O'NUNDUR."
(TAHA SÛRESİ , 6. ÂYET)
BU ÂYETTE BİR DE YERALTINDAKİ MÂDEN VE KAYNAKLARI LİSTEYE EKLEMİŞ...
EĞER HER ŞEY ALLAH'IN İSE; DÜNYA MALI ANCAK İNSANA EMÂNET OLABİLİR... YANİ ÖLÜRKEN YANINDA ALIP GÖTÜREMEZ... HALK DİLİNDE BU GERÇEK, "KEFENİN CEBİ YOK" DİYE İFÂDE EDİLİR... YÂNİ, YERİN ÜSTÜNDEKİLER DE, ALTINDAKİLER DE BİR İNSANIN, VEYÂ BİR ŞİRKETİN, HATTÂ BİR DEVLETİN MALI OLAMAZ; HEPSİ EMÂNETTİR, VE ESAS SÂHİBİNİN ARZUSUNA GÖRE KULLANILMALIDIR! "MÜLKİYET" KAVRAMI BUNA GÖRE DÜZENLENMELİDİR... MALIN MÜLKÜN ESAS SÂHİBİ ALLAH, ONLARI NASIL KULLANMAMIZI İSTİYOR, İLERDE VERECEĞİZ.
YUKARIDA DEDİK Kİ, "ZÂLİM, EMPERYALİST BATI'NIN DÜNYA GÖRÜŞÜ, MATERYALİZME DAYANIR"... ANCAK HIRİSTİYANLIK TA "YERYÜZÜNDE NE VARSA, ALLAH'A ÂİT" İNANCIYLA İŞE BAŞLAMIŞTIR... MESELÂ, AZİZ AUGUSTINUS, "MUTLAK MÜLKİYET HAKKININ YALNIZ ALLAH'A ÂİT OLDUĞU" GÖRÜŞÜNDEDİR... AUKINOLU AZİZ THOMAS DA, "HER ŞEYİN YARATICISI ALLAH, HER ŞEYİN HAKİKİ MAL SÂHİBİ YİNE ALLAH'TIR," DER!.. ONA GÖRE ALLAH, SÂHİBİ OLDUĞU HER ŞEYİN KULLANMA HAKKINI İNSANLARA EMÂNETEN VERMİŞTİR.
HIRİSTİYANLIĞIN KÖKENİNDE BU ESAS OLMASINA RAĞMEN, SONRADAN PAPALAR ALLAH'IN BÜTÜN MALI-MÜLKÜ KİLİSEYE VERDİĞİNİ İDDİA ETMİŞLERDİR. PAPALIK TA BU MALI-MÜLKÜ KIRALLARA, ASİLLERE TAHSİS ETMİŞTİR!.. MALA-MÜLKE SÂHİP OLANLAR SALDIRIYA UĞRAMASIN DİYE DE, "MÜLKİYET HAKKI KUTSALDIR," ŞEKLİNDE, NEREDEYSE BİR ÂYET UYDURMUŞLARDIR!.. YÂNİ, O TÂRİHTEN BU YANA HIRİSTİYANLAR, "BU MALI-MÜLKÜ BİZE ALLAH VERDİ, ONUN İÇİN KUTSALDIR, SAKIN BAŞKASI DOKUNMAYA!" DEMEK İSTERLER!.. 1960'LI YILLARDA BAŞBAKAN OLAN SÜLEYMAN DEMİREL, MÜSLÜMAN GÖRÜNTÜSÜNE RAĞMEN, BU AKIMA KAPILMIŞ VE SIK SIK "MÜLKİYET HAKKI KUTSALDIR," İFÂDESİNİ KULLANARAK ÂDETÂ HIRİSTİYANLIK PUROPOGANDASI YAPMIŞTI!.. ALLAH'IN ŞAŞKINI!..
HIRİSTİYAN BATI'DA MAL-MÜLK KİLİSEYLE ASİLLERİN... PEKİ, YA GERİ KALAN İNSANLAR??? ONLAR, SERF-KÖLE SİTATÜSÜNDE SAYILMIŞ, NEREDEYSE BİR LOKMA EKMEK, BİR HIRKA İLE YAŞAMAYA MAHKÛM EDİLMİŞLERDİR!.. KÖLELİK HIRİSTİYAN BATI DÜNYÂSININ TEMEL KAVRAMI OLDUĞU İÇİN İKİDE BİRDE "HÜRRİYET, ÖZGÜRLÜK" KELİMELERİNİ KULLANIRLAR... YİNE 1960 YILLARDA DEMİREL, BATI'DAN ALARAK "VİCDAN HÜRRİYETİ, TEŞEBBÜS (GİRİŞİM) HÜRRİYETİ, SEYYAHAT HÜRRİYETİ" DERDİ DE, ŞAŞIRIRDIK... "ALLAH ALLAH, BU MEMLEKETTE VİCDAN HÜRRİYETİ YOK MU? İSTEYEN İSTEDİĞİ DİNE İNANMIYOR MU?.. İSTEYEN DÜKKÂN AÇIP, FABRİKA KURAMIYOR MU? YAHU, NEREDEYSE ESRAR VE KADIN SATMAK BİLE SERBEST!.. İSTANBUL'DAN ANKARA'YA, ANKARA'DAN ADANA'YA GİTMEK YASAK TA, DEMİREL EFENDİ BU YASAK KALDIRILSIN DİYE Mİ UĞRAŞIYOR?" DİYE DÜŞÜNÜR DURURDUK!.. BATI TAKLİTÇİLİĞİ İNSANI İŞTE BÖYLE ACINACAK ZAVALLI HALLERE DÜŞÜRÜR!..
HALBUKİ ARTNİYETLİ ZÂLİM BATILILAR BU KAVRAMLARI DİĞER ÜLKELERİ ELE GEÇİRMEK İÇİN ORTAYA ATMIŞLARDI. "BEN SENİN ÜLKENE GELİP HALKINI HIRİSTİYAN YAPAYIM, SEN KARIŞMA! BU VİCDAN HÜRRİYETİDİR... SENİN ÜLKENDE İSTEDİĞİM İŞİ KURAYIM, SAKIN KISITLAMA, BU TEŞEBBÜS HÜRRİYETİDİR... SENİN ÜLKENE İSTEDİĞİM GİBİ GİRİP ÇIKAYIM, VİZE FALAN KOYMA, BU DA SEYYAHAT HÜRRİYETİDİR," DEMEK İSTİYORLARDI... 1990'LI YILLARDA DA "SINIRLAR KALKIYOR, DÜNYÂ ARTIK BÜYÜK BİR KÖY... BAĞIMSIZLIK DİYE BİR ŞEY YOK, HERKES BİRBİRİNE BAĞIMLI," PALAVRALARI İLE TÜRKİYE DÂHİL PEK ÇOK ÜLKENİN SINIRLARINI AÇMIŞLAR, (AMA KENDİ SINIRLARINI DAHA DA SIKI KAPATMIŞLAR), BİZİ KENDİLERİNE DAHA BAĞIMLI HÂLE GETİRMİŞLERDİ YA, AYNI OYUN 2. DÜNYA SAVAŞI'NIN SONUNDAN BERİ OYNANMAKTA!..
DEVAM EDERSEK, PAPALARIN MÜLKİYETİ KİLİSEYE MÂLETMELERİNDEN SONRA, 1500'LÜ YILLARDA LUTER VE KALVİN ARACILIĞIYLA, PROTESTANLIKTA FÂİZ MUBAH SAYILMIŞ, HIRİSTİYANLIĞIN DÜNYA İKTİSÂDİYÂTINA BAKIŞI TAMÂMEN BOZULMUŞTUR... ZATEN AYNI YILLARDA SÖZÜMONA KEŞİFLER, AMA ASLINDA SÖMÜRGECİLİK BAŞLAMIŞ, AFRİKA, KUZEY-GÜNEY AMERİKA, AVUSTRALYA, PASİFİK ADALARI, ÇİN VE GÜNEY ASYA BİRER BİRER BATILI ÜLKELERİN SÖMÜRGESİ OLMUŞTUR. ÖYLE Kİ, KÜÇÜCÜK DANİMARKA KOSKOCA GRONLAND ADASINI, KÜÇÜCÜK HOLLANDA ENDONEZYA VE MALEZYA'YI, KÜÇÜCÜK BELÇİKA KOSKOCA KONGO'YU ELE GEÇİRMİŞ, HALKINI KÖLELEŞTİRMİŞTİ. HIRİSTİYAN BATILI ASİLLER SADECE BU ÜLKELERİ DEĞİL; KENDİ HALKLARINI DA SÖMÜRDÜKLERİ İÇİN KORKUNÇ BİR SEFÂLET BU ÜLKELERİ DE SARMIŞTI.
SONUNDA MASONLAR VE JAKOBENLER FRANSIZ İHTİLÂLİ (1789) İLE KIRALLARIN, PİRENSLERİN, ASİLLERİN ELİNDEN HÂKİMİYETİ ALMIŞLAR, BURJUVA SINIFINA VERMİŞLER, BUNA "DEMOKRASİ" DEMİŞLER... MALI MÜLKÜ DE KİLİSENİN ELİNDEN ALIP, YİNE BURJUVA SINIFINA VERMİŞLER, KİLİSEYİ DEVLET İDÂRESİ SİSTEMİNDEN ÇIKARMIŞLAR, BUNA DA "LÂİKLİK" DEMİŞLERDİR... BATI'DA "KİLİSE" DEVLET İŞİNE KARIŞMAZ; "DİN" DEĞİL!.. ÇÜNKÜ KİLİSE BİR KURUMDUR. BİR İŞLETMEDİR, ŞİRKET GİBİ ÇALIŞIR!.. CÂMİ BİR KURUM MU?.. DEĞİL!.. İŞTE, O YÜZDEN "LÂİKLİK" CÜBBESİNİ BİR TÜRLÜ GİYEMİYORUZ!.. TÜRKİYE'DE ASİL SINIF VAR MI? YOK!.. İŞTE, O YÜZDEN BATI DEMOKRASİSİ BİR TÜRLÜ GELEMİYOR!.. GELMESİN DE!
ZAMANLA BATI'DA İŞÇİ SINIFI İLE BURJUVA BİRBİRİNE GİRMİŞ, MAL VE MÜLK KAPANIN ELİNDE KALMIŞTIR!.. BUGÜN HIRİSTİYAN BATI'DA "YERDE, GÖKTE NE VARSA HEPSİ ALLAH'INDIR" DİYE DÜŞÜNEN BİR TEK KİŞİ YOKTUR!.. "DÜNYA MALI EMÂNET" ANLAYIŞI HİÇ YOKTUR!.. ONUN İÇİN TOPRAĞI, DENİZİ, SULARI, HAVAYI, HAYVANLARI, HATTÂ İNSANLARI ALABİLDİĞİNE SÖMÜRÜRLER!.. MÜLKİYET KAVRAMI ÇOK GÜÇLÜDÜR!.. DÜNYA HAYÂTININ BİR İMTİHAN OLDUĞUNU HİÇ DÜŞÜNMEDEN HER ŞEYE SÂHİP OLMAYA ÇALIŞIRLAR!.. PAYLAŞMA DUYGULARI SON DERECE ZAYIFTIR!.. KÂR AMACI DÂİMA HİZMETTEN ÖNCEDİR ONLAR İÇİN!.. SİLÂH GÜCÜYLE BU ANLAYIŞI BÜTÜN DÜNYÂYA YAYDIKLARINDAN; BUGÜN 250 ÂİLE, TOPLAM DÜNYÂ SERVETİNİN YARISINA SÂHİPTİR!.. KALAN YARISI DA 7 MİLYAR İNSAN TARAFINDAN HİÇ TE ÂDİL OLMAYAN ŞEKİLDE PAYLAŞILIR. ÖYLE Kİ, 3 MİLYAR İNSAN AÇLIK TEHLİKES İÇİNDE YAŞAR, TEMİZ İÇME SUYU BİLE YOKTUR. BİR 3 MİLYAR DAHA GEÇİM SIKINTISI ÇEKER!.. 1950 YILINDAN BERİ HAYRÂN OLDUĞUMUZ, ÖRNEK ALDIĞIMIZ AMERİKA VAR YA, ORADA DAHİ 400 KİŞİ (YAZI İLE SÂDECE DÖRT YÜZ KİŞİ) YILLIK GELİRİN YARISINI GÖTÜRÜR, KALANINI BÜTÜN AMERİKALILAR (300 MİLİYON) GAYRİ ÂDİL BİR ŞEKİLDE PAYLAŞIR!.. ONUN İÇİN SOKAKLARA DÖKÜLDÜLER, "BIRAKIN IRAK'I, AFGANİSTAN'I! WALL STREET'İ İŞGÂL EDİN!" DİYE SILOGAN ATTILAR. WALL STREET ULUSLARASI SÖMÜRÜCÜ ŞİRKETLERİN MERKEZİDİR... "SİZ % 1'SİNİZ, BİZ % 99!" DEMEYE BAŞLADILAR, ZENGİNLERİN UYKUSU KAÇTI! (2012)
KISACASI, HIRİSTİYAN BATI'YLA BİZİM VE İSLÂM'IN BİR TEK ORTAK NOKTASI YOKTUR!.. BATI'YA UYMAYA ÇALIŞTIKÇA HEM MÂNEVÎ YÖNDEN, HEM DE İKTİSÂDÎ YÖNDEN BATARIZ!.. BUNU SON 200 YILDIR YAŞADIK, YAŞIYORUZ; AMA BİR TÜRLÜ ÖĞRENEMEDİK!
- "HAK PÂDİŞAH OLAN ALLAH PEK YÜCEDİR.
O, KERİM OLAN ARŞ'IN SÂHİBİDİR."
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 116. ÂYET )
- “HÜKÜMRANLIK ELİNDE OLAN ALLAH, YÜCEDİR!..
O, HER ŞEYE HAKKIYLA GÜCÜ YETENDİR!"
(MÜLK SÛRESİ , 1. ÂYET )
KUR'AN-I KERİM'DE GEÇEN "MÜLK" KELİMESİ AYNI ZAMANDA "HÜKÜMRANLIK" ANLAMINA GELİR. ALLAH'IN BÜTÜN KÂİNATIN GERÇEK HÂKİMİ OLDUĞUNU GÖSTERİR. "MELİK" TE AYNI KÖKTENDİR. BU KELİME HIRİSTİYANLIĞA "KIRALLIK" OLARAK YANSIMIŞTIR. "TANRI'NIN KIRALLIĞI" DERLER, HAZRET-İ İSÂ'YI DA KIRAL SAYARLAR. ANCAK ÇOK YANLIŞ BİR ŞEKİLDE "İLERDE HAZRET-İ İSÂ'NIN YERYÜZÜNE İNECEĞİNE, TANRI'NIN KIRALLIĞINI KURACAĞI"NA İNANIRLAR!.. BU NE DEMEKTİR, BİLİYOR MUSUNUZ?.. ŞU ANDA ALLAH, HÂŞÂ, DÜNYÂYA HÂKİM DEĞİL, ANLAMINA GELİR!.. ZATEN SATANİZM TARİKATI DA BU İNANÇTAN DOĞMUŞTUR. ALLAH KIRALLIĞINI KURUNCAYA KADAR DÜNYÂYA ŞEYTAN HÂKİMDİR, ÖYLEYSE YARDIM ALLAH'TAN DEĞİL, ŞEYTANDAN İİSTENİR, DİYE DÜŞÜNÜRLER!.. ALLAH AKIL-FİKİR VERSİN!
- "GÖKLERİN VE YERİN GAYBI ALLAH'A ÂİTTİR."
(NAHL SÛRESİ , 77. ÂYET)
- “ŞÜPHESİZ YERDE VE GÖKTE
ALLAH'A HİÇ BİR ŞEY GİZLİ KALMAZ!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 5. ÂYET)
- “BUGÜN MÜLK (HÜKÜMRANLIK) KİMİNDİR?
TEK OLAN,
HER ŞEYİ KUDRET VE HÂKİMİYETİ ALTINDA TUTAN
ALLAH'INDIR!"
(MÜMİN SÛRESİ , 16. ÂYET)
- "DE Kİ, 'DÜNYA VE İÇİNDEKİLER KİMİNDİR?'
"ALLAH'INDIR,' DİYECEKLER.
'HER ŞEYİN YÖNETİMİ ALLAH'INDIR,' DİYECEKLER.
'ÖYLE İSE SİZ HİÇ DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALMAZ MISINIZ?' DE!"
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 84-85. ÂYETLER)
- “DE Kİ, 'YEDİ KAT GÖKLERİN RABBİ,
BÜYÜK ARŞ'IN RABBİ KİMDİR?'
'ALLAH'TIR,' DİYECEKLER. ‘ÖYLE İSE.
O'NA KARŞI GELMEKTEN SAKINMAZ MISINIZ?' DE!"
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 86-87. ÂYETLER)
- “DE Kİ, 'EĞER BİLİYORSANIZ, SÖYLEYİN.
HER ŞEYİN HÜKÜMRANLIĞI ELİNDE OLAN,
KENDİSİ KORUYAN,
KENDİSİNE KARŞI KORUNULAMAZ OLAN KİMDİR?'
'ALLAH'TIR,' DİYECEKLER.
ÖYLE İSE, NASIL ALDANIYORSUNUZ?' DE!"
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 88-89. ÂYETLER)
- "GÖKLERİN VE YERİN
VE İKİSİ ARASINDA BULUNAN HER ŞEYİN MÜLKÜ
KENDİSİNE ÂİT OLAN (ALLAH) NE YÜCEDİR!
KİYÂMETİN BİLGİSİ DE YALNIZ O'NUN KATINDADIR,
VE YALNIZCA O'NA DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ."
(ZUHRUF SÛRESİ , 85. ÂYET)
- "GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA, HEPSİ ALLAH'INDIR...
VE BÜTÜN İŞLER O'NA RÜCÛ EDER!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 109. ÂYET)
SÂDECE MEVCÛDAT, MAHLÛKAT VE İNSANLAR DEĞİL; AMELLER DE ALLAH'IN, ÇÜNKÜ O'NA RÜCÛ EDİYOR!.. HİÇ BİR ŞEY ALLLAH'TAN GİZLİ KALMIYOR!.. ÖYLE ZÂLİM, EMPERYALİST BATILILAR GİBİ "SANA NE? KEYFİM DEĞİL Mİ? İSTEDİĞİMİ YAPARIM," DİYEMEZSİN! YAPTIĞINDAN SORUMLUSUN!
- "İNSAN, KENDİSİNİN BOŞ BIRAKILACAĞINI MI SANIYOR?"
(KIYÂMET SÛRESİ , 36. AYET)
- "BİZİM SİZİ BOŞ YERE,
BİR OYUN VE EĞLENCE OLARAK YARATTIĞIMIZI,
VE BİZE DÖNDÜRÜLMİYECEĞİNİZİ Mİ SANDINIZ?"
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 115. ÂYET)
- "BİZ YERYÜZÜNDEKİ ŞEYLERİ ... YARATTIK Kİ,
ONLARIN HANGİSİNİN DAHA GÜZEL İŞ YAPTIĞINI
DENEYELİM." (KEHF SÛRESİ , 7. ÂYET)
-"HANGİNİZİN DAHA İYİ İŞ YAPTIĞINI BELİRLEMEK İÇİN
ÖLÜM VE DİRİMİ YARATAN O'DUR!"
(MÜLK SÛRESİ , 2. ÂYET)
- “BİZ GÖKLERİ, YERİ VE BUNLARIN ARASINDA BULUNANLARI
EĞLENMEK İÇİN YARATMADIK.
BİZ ONLARI ANCAK HAK VE HİKMETE UYGUN OLARAK YARATTIK.
AMA ONLARIN ÇOĞU BİLMİYORLAR."
(DUHAN SÛRESİ , 38-39. ÂYETLER)
- "YOKSA SİZ, KENDİNİZDEN ÖNCEKİLERİN MESEL OLMUŞ HALLERİ
BAŞINIZA GELMEDEN, CENNETE GİRİVERECEĞİNİZİ Mİ SANDINIZ?..
ONLAR ÖYLE YOKSULLUK,
ÖYLE MİHNET VE MUSİBETLERE UĞRADILAR Kİ!??"
(BAKARA SÛRESİ , 214. ÂYET)
- "SİZİ BİRAZ KORKU, BİRAZ AÇLIK, BİRAZ DA MAL, CAN,
MAHSUL EKSİKLİĞİ İLE İMTİHAN EDECEĞİZ."
(BAKARA SÛRESİ , 155. ÂYET)
- "ALLAH HAKKI İÇİN, SİZ MALLARINIZDA, CANLARINIZDA
TECRÜBE OLUNACAKSINIZ." (ÂL-İ İMRAN , 186. ÂYET)
ÇOK AÇIK, DEĞİL Mİ?.. DÜNYÂ HAYÂTI BİR İMTİHAN... BU İMTİHANDA ZORLUKLAR, YOKSULLUKLAR, SIKINTILAR VAR... BU SIKINTILARDAN PEYGAMBERLER BİLE KURTULAMAMIŞ!.. MESELÂ EYÜP ALEYHİSSELÂM'I HATIRLAYIN. KUR'AN-I KERİM'DE GEÇER (ENBİYÂ SÛRESİ , 83-84. ÂYETLER, VE SÂD SÛRESİ , 41-44. ÂYETLER) AMA, ESAS HİKÂYESİ ESKİ AHİT'TE YER ALIR:
(EYÜB - BAB I)1 Uts ülkesinde Eyüp adında bir adam yaşardı. Kusursuz, doğru bir adamdı. Tanrı'dan korkar, kötülükten kaçınırdı.
2 Yedi oğlu, üç kızı vardı.
3 Yedi bin koyuna, üç bin deveye, beş yüz çift öküze, beş yüz çift eşeğe ve pek çok köleye sahipti. Doğudaki insanların en zengini oydu.
5 Sabah erkenden kalkar, "Çocuklarım günah işlemiş, içlerinden Tanrı'ya sövmüş olabilirler," diyerek her biri için yakmalık sunu sunardı. Eyüp hep böyle yapardı.
6 Bir gün ilâhî varlıklar RABB'in huzuruna çıkmak için geldiklerinde, Şeytan da onlarla geldi.
7 RAB Şeytan'a, "Nereden geliyorsun?" dedi. Şeytan, "Dünyada gezip dolaşmaktan," diye yanıt verdi.
8 RAB, "Kulum Eyüp'e bakıp da düşündün mü?" dedi, "Çünkü dünyâda onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı'dan korkar, kötülükten kaçınır."
9 Şeytan, "Eyüp Tanrı'dan boşuna mı korkuyor?" diye yanıtladı.
10 "Onu, ev halkını, sâhip olduğu her şeyi sen çitle çevirip korumadın mı? Elleriyle yaptığı her şeyi bereketli kıldın. Sürüleri bütün ülkeye yayıldı."
11 "Ama elini uzatır da sahip olduğu her şeyi yok edersen, yüzüne karşı sövecektir."
12 RAB Şeytan'a, "Peki" dedi, "Sâhip olduğu her şeyi senin eline bırakıyorum, yalnız kendisine dokunma." Böylece Şeytan RABB'in huzurundan ayrıldı.
13 Bir gün Eyüp'ün oğullarıyla kızları ağabeylerinin evinde yemek yiyip şarap içerken,
14 bir ulak gelip Eyüp'e şöyle dedi: "Öküzler çift sürüyor, eşekler onların yanında otluyordu."
15 "Sabalılar baskın yaptı, hepsini alıp götürdü. Uşakları kılıçtan geçirdiler. Yalnız ben kaçıp kurtuldum, sana durumu bildirmek için."
16 O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip, "Tanrı ateş yağdırdı" dedi, "Koyunlarla uşakları yakıp küle çevirdi. Yalnızca ben kaçıp kurtuldum, durumu sana bildirmek için."
17 O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip, "Kildaniler üç bölük halinde develere saldırdı," dedi, "Hepsini alıp götürdüler, uşakları kılıçtan geçirdiler. Yalnızca ben kurtuldum, durumu sana bildirmek için."
18 O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip, "Oğullarınla kızların ağabeylerinin evinde yemek yiyip şarap içerken,
19 ansızın çölden şiddetli bir rüzgar esti," dedi, "Evin dört köşesine çarptı; ev gençlerin üzerine yıkıldı, hepsi öldü. Yalnız ben kurtuldum, durumu sana bildirmek için."
20 Bunun üzerine Eyüp kalktı, kaftanını yırtıp, saçını sakalını kesti, yere kapanıp tapındı.
21 Dedi ki:

"Bu dünyaya çıplak geldim, çıplak gideceğim.
RAB verdi, RAB aldı,
RABB'in adına övgüler olsun!"
22 Bütün bu olaylara karşın Eyüp günah işlemedi ve Tanrı'yı suçlamadı.
2/1 Başka bir gün ilâhî varlıklar RABB'in huzuruna çıkmak için geldiklerinde, Şeytan da RABB'in huzuruna çıkmak için onlarla gelmişti.
2 RAB Şeytan'a, "Nereden geliyorsun?" dedi. Şeytan, "Dünyada gezip dolaşmaktan," diye yanıt verdi.
3 RAB, "Kulum Eyüp'e bakıp da düşündün mü?" dedi, "Çünkü dünyâda onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı'dan korkar, kötülükten kaçınır. Onu boş yere yok etmek için Beni kışkırttın, ama o doğruluğunu hâlâ sürdürüyor."
4 "Cana can!" diye yanıtladı Şeytan, "İnsan canı için her şeyini verir."
5 "Elini uzat da, onun etine, kemiğine dokun, yüzüne karşı sövecektir."
6 RAB, "Peki" dedi, "Onu senin eline bırakıyorum. Yalnız canına dokunma."
7 Böylece Şeytan RABB'in huzurundan ayrıldı. Eyüp'ün bedeninde tepeden tırnağa kadar kötü çıbanlar çıkardı.
8 Eyüp çıbanlarını kaşımak için bir çömlek parçası aldı. Kül içinde oturuyordu.
9 Karısı, "Hâlâ doğruluğunu sürdürüyor musun?" dedi, "Tanrı'ya söv de, öl bari!"
10 Eyüp, "Aptal kadınlar gibi konuşuyorsun," diye karşılık verdi, "Nasıl olur? Tanrı'dan gelen iyiliği kabul edelim de, kötülüğü kabul etmeyelim mi?" Bütün bu olaylara karşın Eyüp'ün ağzından günah sayılabilecek bir söz çıkmadı.
BU ARA KISMI KUR'AN-I KERİM'DEN VERELİM:
- "EYYUB'Ü DE (YÂDET)!..
HANİ O, 'BANA HASTALIK VE MİHNET DOKUNDU.
SEN ESİRGEYİCİLERİN ESİRGEYİCİSİN,'
DİYE RABBİNE NİYÂZ ETMİŞTİ."
(ENBİYÂ SÛRESİ 83. ÂYET / SÂD SÛRESİ 41. ÂYET)
- "AYAĞINLA YERE VUR, DEDİK. İŞTE YIKANILACAK
VE İÇİLECEK SERİN BİR SU!" (SÂD SÛRESİ 42. ÂYET)
- "BİZ DE DUASINI KABUL ETTİK.
VE ÜZERİNDEKİ ÇIBANLARI VE ELEMİ GİDERDİK.
TARAFIMIZDAN BİR RAHMET,
VE ÂBİTLER İÇİN DE BİR MEV'IZA OLMAK ÜZERE,
ONA EHİL VE EVLÂDINI BİR MİSLİ İLE BERÂBER VERDİK."
(ENBİYÂ SÛRESİ 84. ÂYET / SÂD SÛRESİ 43. ÂYET)
- "BİZ ONU GERÇEKTEN SABREDİCİ BULDUK.
O NE GÜZEL KULDU!
DÂİM DERGÂHIMIZA RÜCÛ EDİCİ İDİ."
(SÂD SÛRESİ 44. ÂYET)
ESKİ AHİT'TEN DEVÂM EDELİM... AMA ÖNCE KISA BİR AÇIKLAMA YAPALIM.
BÂZILARI DİYOR Kİ, "HEM TEK DİN İSLÂM" DİYORSUN, HEM DE TEVRAT'TAN, ZEBUR'DAN, İNCİL VERSİYONLARINDAN ALINTILAR YAPIYORSUN. BU NE İŞTİR?..
EFENDİM, İSLÂM DİNİ, KUR'AN HÜKMÜ, ALLAH'IN EMRİ GEREĞİ OLMAK ÜZERE: BİZ BÜTÜN PEYGAMBERLERE, BÜTÜN KİTAPLARA İYMAN ETMEZ MİYİZ?.. EĞER ALLAH'IN ÂYETLERİ TÜMDEN TAHRİF EDİLMİŞ OLSA, BİZ NİYE O KİTAPLARA İYMAN EDELİM Kİ? TÜMDEN TAHRİF EDİLMİŞ BİR KİTABA, VEYÂ ORTADA OLMAYAN BİR KİTÂBA İNANMANIN NE YARARI OLABİLİR Kİ?.. YUKARIDA GÖRÜLDÜĞÜ, AŞAĞIDA GÖRÜLECEĞİ GİBİ, KUR'AN ÂYETLERİ İLE ESKİ AHİT'TE ANLATILANLAR BİRBİRİNİ TUTUYOR. TUTTUĞU İÇİN NAKLETTİK. TUTMAYANLARI HEP REDDETTİK. HAZRET-İ İSÂ'NIN, HÂŞÂ, ALLAH'IN OĞLU OLDUĞU İDDİASI GİBİ...
ASLINDA KUR'AN KENDİNDEN ÖNCEKİ KİTAPLARA ŞÖYLE YAKLAŞIR: BÂZI KISIMLARINI TASDİK EDER, YUKARIDAKİ VE AŞAĞIDAKİ EYÜB KISSASI GİBİ... BÂZILARINI TÜMDEN REDDEDER, MERYEM OĞLU İSÂ'NIN ALLAH'IN OĞLU OLDUĞU İDDİASI GİBİ... BÂZILARININ EKSİĞİNİ TAMAMLAR. (MESELÂ BURADA EYÜB ALEYHİSSELÂM'IN NASIL İYİLEŞTİĞİNİ KUR'AN ANLATMIŞ)... BÂZILARINDAN DA HİÇ SÖZ ETMEZ... SÖZ ETMEDİKLERİNİ, "DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR" DEYİP, DEĞERLENRDİRİRSİNİZ.
GELELİM, KISSANIN DEVÂMINA:
42/10 ... RAB onu eski durumuna kavuşturup, ona önceki varlığının iki katını verdi.
11 Bütün erkek ve kız kardeşleri, eski tanıdıklarının hepsi Eyüp'ün yanına gelip evinde onunla birlikte yemek yediler. Acısını paylaşıp RABB'in başına getirmiş olduğu felâketlerden ötürü onu avuttular. Her biri ona bir parça gümüş, bir de altın halka verdi.
12 RAB Eyüp'ün sonunu başından bereketli kıldı. On dört bin koyuna, altı bin deveye, bin çift öküze, bin eşeğe sahip oldu.
13 Yedi oğlu, üç kızı oldu.
14 İlk kızının adını Yemima, ikincisinin Kesia, üçüncüsünün Keren-Happuk koydu.
15 Ülkenin hiçbir yerinde Eyüp'ün kızları kadar güzel kızlar yoktu. Babaları, kardeşlerinin yanısıra onlara da miras verdi.
16 Bundan sonra Eyüp yüz kırk yıl daha yaşadı, oğullarını, dört göbek torunlarını gördü.
17 Kocayıp yaşama doyarak öldü.
KUR'AN-I KERİM "BİR MİSLİ İLE VERDİ" ÂYETİ İLE ESKİ AHİT ANLATIMINI TASDİK EDİYOR... AMA KIZLARININ ADI, EYÜB ALEYHİSSELÂM'IN 140 YIL DAHA YAŞADIĞI HUSUSUNDAN SÖZ ETMEMİŞ. "DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR," DEYİP BIRAKIYORUZ.
- "BİZ SİZİ SINAMAK İÇİN
ŞERRE DE, HAYRA DA MÜPTELÂ KILIYORUZ.
SONUNDA BİZE DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ."
(ENBİYA , 35. ÂYET)
ŞER, YÂNİ KÖTÜ OLAYLARLA, VE HAYIR, YÂNİ İYİ OLAYLARLA DA MUHATAP OLACAĞIZ. TIPKI EYÜB ALEYHİSSELÂM GİBİ... AMA YÜCE ALLAH BİZİ UYARIYOR:
- "İNSAN, HAYIR ((MAL, MÜLK, FERAHLIK, SAĞLIK) İSTEMEKTEN USANMAZ.
FAKAT BAŞINA BİR ŞER GELİNCE, UMUTSUZLUĞA DÜŞER, YIKILIR."
(FUSSİLET SÛRESİ , 49. ÂYET)
- "BÂZEN HOŞLANMADIĞINIZ BİR ŞEY SİZE HAYIR,
BÂZEN HOŞLANDIĞINIZ BİR ŞEY DE ŞER OLABİLİR."
(BAKARA SÛRESİ , 216. ÂYET)
BÖYLE BİR DURUMLA HEMEN HERKES KARŞILAŞMIŞTIR AMA BELKİ DERHAL AKLINIZA BİR OLAY GELMEYEBİLİR DİYE, BİR MİSÂL VERMEK İSTİYORUZ:
FARZEDİN Kİ, ANKARA'DASINIZ... İZMİR'DE BÜYÜK BİR ŞİRKETTE, YÖNETİCİLİK GÖREVİ İÇİN MÜLÂKATA KATILACAKSINIZ. KABUL EDİLİRSENİZ, HAYÂTINIZ DEĞİŞECEK, YÜKSEK BİR ÜCRETİNİZ, PİRESTİJLİ BİR İŞİNİZ OLACAK... ANCAK TIRAFİKTE SIKIŞIP UÇAĞI KAÇIRIYORSUNUZ!.. MÜLÂKATA KATILMA, İŞE GİRME İHTİMÂLİNİZ KALMIYOR!.. "ALLAH KAHRETSİN! BUNDAN BÜYÜK ŞER OLUR MU?" DEYİP DÖVÜNMEYE BAŞLIYORSUNUZ... AMA ÖĞLENE DOĞRU ÖĞRENİYORSUNUZ Kİ, UÇAK DÜŞMÜŞ, BÜTÜN YOLCULAR ÖLMÜŞ!.. NE OLDU? SİZİN "ŞER" SANDIĞINIZ "UÇAĞI KAÇIRMA" OLAYI ASLINDA SİZİN İÇİN "HAYIR" DEĞİL MİYMİŞ? İŞİ KAYBETTİNİZ AMA HAYÂTINIZI KAZANDINIZ!
BİR KERE DAHA TEKRARLIYALIM: YUKARIDA PEŞPEŞE SIRALADIĞIMIZ ÂYETLERDEN ANLIYORUZ Kİ, BÜTÜN BU KÂİNAT, BU UÇSUZ BUCAKSIZ MÜKEVVENAT SÂDECE YÜCE ALLAH'IN BİLDİĞİ ULVÎ BİR GÂYE İÇİN YARATILMIŞTIR. YALNIZ YERLER, GÖKLER VE ARASINDAKİLER DEĞİL; İNSAN DA BELLİ BİR AMAÇ İÇİN HALKEDİLMİŞTİR. O AMAÇ HÜR İRÂDESİYLE İYİYİ, DOĞRUYU, GÜZELİ SEÇME İMTİHANIDIR. HER İMTİHANIN OLDUĞU GİBİ HAYAT İMTİHANININ DA ZORLUKLARI VARDIR. YÜCE ALLAH BİR ÖMÜR BOYU SÜREN BU TATBİKÎ İMTİHANDA SÂDECE HAYIRLI OLAYLARLA DEĞİL; ŞER OLANLARLA DA KARŞILAŞACAĞIMIZI BELİRTMEKTE, VE EN SONUNDA KENDİSİNE DÖNDÜRÜLECEĞİMİZİ İFÂDE ETMEKTEDİR. YÂNİ ÖLÜP GİTMEKLE YOK OLMUYORUZ!.. İMTİHANI BİTİRİP HESAP VERMEYE, NOT ALMAYA GİDİYORUZ!..
SONRA ALLAH BU İMTİHAN İÇİN NASIL BİR UYGULAMA SEÇTİĞİNİ ANLATMIŞ:
- "HERKESİN YÖNELDİĞİ BİR CİHET VARDIR.
HAYIRLI İŞLERDE BİRBİRİNİZLE YARIŞIN.
(SONUNDA) NEREDE OLURSANIZ OLUN,
ALLAH SİZİ BİR ARAYA TOPLAR."
(BAKARA SÛRESİ , 148. ÂYET)
- "SİZDEN HER BİRİNİZ İÇİN
BİR ŞERİAT VE YOL BELİRLEMİŞİZDİR.
ALLAH İSTESEYDİ, HEPİNİZİ TEK BİR ÜMMET YAPARDI.
FAKAT SİZE VERDİĞİ (KURALLAR) İÇİNDE SINAMAK İSTEDİ.
ÖYLE İSE HAYIR İŞLERİNE KOŞUN."
(MÂİDE SÛRESİ , 48. ÂYET)
- "ALLAH'A VE PEYGAMBERE İYMAN EDENLER İÇİN HAZIRLANAN
GÖK VE YER KADAR GENİŞ CENNETE KOŞUN, YARIŞIN!"
(HADİD SÛRESİ , 21. ÂYET)
- "SONRA O KİTABI KULLARIMIZDAN SEÇTİKLERİMİZE MİRÂS KILDIK.
İÇLERİNDEN BİR KISMI (UYMAYIP) NEFİSLERİNE ZÛLMEDİCİLERDİR.
BİR KISMI MÛTEDİLLERDİR. (ORTA YOLCU)
BİR KISMI DA ALLAH'IN İZNİYLE (YARIŞIP) İLERİ GİDENLERDİR.
İŞTE BU (ÖNDE OLMAK) BÜYÜK BİR FAZİLETTİR."
(FÂTIR SÛRESİ , 32. ÂYET)
- "GERÇEKTEN RABLERİNİN HAŞYETİNDEN TİTREYENLER,
RABLERİNİN ÂYETLERİNE İMÂN EDENLER,
RABLERİNE ORTAK KOŞMAYANLAR,
(SONUNDA) RABLERİNE DÖNECEKLERİNDEN
VERECEKLERİNİ KALPLERİ TİTREYEREK VERENLER,
İŞTE BU SIFATLA BEZENMİŞ OLANLAR,
HAYIR İŞLERİNDE YARIŞANLAR,
ÖNDE GİDERLER!"
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 57-61 ÂYETLER)
ŞER'İAT "SUYA VARILAN YOL" DEMEKTİR. KELİMENİN KÖKÜ "DAR, PATİKA GİBİ DOLAMBAÇLI YOL" ANLAMINA GELİR. ALLAH'IN İNDİRDİĞİ HUKUK SİSTEMİNE "ŞER'İAT" DENİR... MİNHAC DA "KOLAY YOL" DEMEKTİR. ÂYETTE İKİSİ DE KULLANILMIŞTIR. BİR DE "TARİK" VARDIR Kİ, "GENİŞ, CADDE GİBİ ŞERİTLİ YOL" ANLAMINDADIR. . TARİKAT İSE "YOLLAR" ANLAMINA GELİR. ŞER'İATTAN FARKI SUYUN KAYNAĞINA GÖTÜRMESİDİR. BU YÜZDEN HUKUK KAİDELERİNDEN DAHA ÇOK İLÂHİ ESASLARI HEDEF ALIR. HERKESE GÖRE DEĞİLDİR. BU YOLDA İLERLEMEK İSTEYENLERİN HEPSİNE UYAN BİR TEK YOL DA YOKTUR. ŞER'İAT, İSLAM'IN DIŞ KABUĞU; TARİKAT İSE İÇİ, MEYVESİ'DİR... BİZ BURADA ŞER'İ HÜKÜMLERİ VERİYORUZ, İÇE GİRMEDİK.
BU ÂYET SON DERECE MÜHİMDİR. BİR DEFÂ YOLU ALLAH'IN BELİRLEDİĞİNİ SÖYLÜYOR!.. İKİNCİSİ HER TOPLULUĞA AYRI BİR YOL OLDUĞUNU VURGULUYOR!
- "ALLAH, SİZE VERDİĞİ ŞEYLERDE SİZİ DENEMEKTEDİR.
O HALDE İYİLİKLER YAPMAKTA YARIŞIN!"
(MÂİDE SÛRESİ , 48. ÂYET)
YÜCE ALLAH AYRI YOLLARDAN AMACIN İMTİHAN OLDUĞUNU, İNSANLARIN İYİLİKTE YARIŞMASINI İSTEDİĞİNİ SÖYLÜYOR... BU YARIŞ BİR REKAABETTİR, ANCAK BU, BATI TARZI PİYÂSA REKAABETİNE BENZEMEZ!.. HAYIR İŞLERİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPMA YARIŞI VE REKAABETİDİR. RAKİBİ YOK ETME, EKARTE ETME, ALDATMA YOKTUR. HERKES KENDİ KULVARINDA EN İYİYE, EN HIZLI ŞEKİLDE KOŞMAYA ÇALIŞIR!..
KISACASI, HIRİSTİYAN BATI'NIN YOLUNA GİRİP, ONUN ZÂLİM, YOKEDİCİ REKAABET ANLAYIŞINI BENİMSEMEYECEĞİZ!.. ONUN AÇGÖZLÜLÜĞÜNÜ, MADDEYE DÜŞKÜNLÜĞÜNÜ, CİNSÎ SAPIKLIĞINI, HOMOSEKSÜELLİĞİ HOŞGÖREN ZİHNİYETİNİ KABUL ETMEYECEĞİZ. YİNE BATI'NIN SUÇLUYU VE GÜÇLÜYÜ TUTAN TAVRINA AYAK UYDURMAYACAĞIZ! İDÂM CEZÂSINI KALDIRMAK TA O ZİHNİYETİN BİR PARÇASIDIR!.. O OYUNA GELMEYECEĞİZ!..
İŞTE ONUN İÇİN, HEM MÜSLÜMAN GÖRÜNÜP, HEM DE MÜNÂFIK TAVIRLARLA "HOŞGÖRÜ" VE "MEDENİYET" KİSVESİ ALTINDA HIRİSTİYAN BAZI ZİHNİYETİNİ ÖN PİLÂNA ÇIKARAN TURGUT ÖZAL, TAYYİP ERDOĞAN VE FETHULLAH GİBİLERİ İLE UĞRAŞIYORUZ!..
BÜTÜN DÜNYÂYI, SÖZDE EVRENSEL "EMPERYALİST KAPİTALİST HIRİSTİYAN BATI KÜLTÜRÜ" ALTINDA TOPLAMA, SÖZDE EVRENSEL "EMPERYALİST, KAPİTALİST, HIRİSTİYAN BATI DEĞERLERİ"Nİ BÜTÜN İNSANLARA KABUL ETTİRME ÇABASI YANLIŞTIR!.. BAŞARISIZLIĞA MAHKÛMDUR!.. TÜRKLER'İ, MÜSLÜMANLARI PUTPEREST ÂDETLİ ÇARPIK HIRİSTİYAN İNANÇLI BATI'NIN KAANUNLARINA, KURALLARINA, SİSTEMİNE UYDURMAYA ÇALIŞMAK HEM İHÂNETTİR, HEM DE İSLÂM'A AYKIRIDIR!.. ALLAH BİLE BÖYLE BİR UYGULAMAYA KALKMAMIŞ!.. ONUN İÇİNDİR Kİ, BİZİ BATILI HIRİSTİYANLAR, YAHUDİLER, VE BÜTÜN DİNSİZ-İMANSIZ KÂFİRLER KONUSUNDA UYARIYOR:
- "EY İYMAN EDENLER! MÜMİNLERİ BIRAKIP TA,
KÂFİRLERİ DOST EDİNMEYİN!"
(NİSÂ SÛRESİ , 144. ÂYET)
- "MÜMİNLER, MÜMİNLERDEN GAYRI,
KÂFİRLERİ DOST EDİNMESİNLER!..
KİM KÂFİRLERİ DOST EDİNİRSE,
ALLAH'TAN (YANA) BİR ŞEYDE DEĞİLDİR.
MEĞER Kİ, ONLARDAN GELMESİ MUHTEMEL
VE SAKINILMASI GEREKEN
BİR ZARARDAN KORUNMUŞ OLSUN!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 28. ÂYET)
- "EY MÜMİNLER!..
YAHUDİLER'İ VE HIRİSTİYANLAR'I DOST EDİNMEYİN!..
ONLAR (SİZİN DEĞİL) BİRBİRLERİNİN DOSTUDURLAR!..
SİZDEN KİM ONLARI DOST TUTARSA, O ONLARDANDIR!
ALLAH (ÖYLE) ZÂLİM BİR TOPLUMU DOĞRU YOLA İLETMEZ!"
(MÂİDE SÛRESİ , 51. ÂYET)
ALLAH BU KADARLA DA YETİNMİYOR!.. EĞER BU GAVURLARLA İLİŞKİ İÇİNDE OLURSAK, BİZİ KENDİLERİNE BENZETMEDEN BIRAKMAYACAKLARINI SÖYLÜYOR:
- "SEN ONLARIN DİNLERİNE UYMADIKÇA,
NE YAHUDİLER, NE DE HIRİSTİYANLAR
SENDEN RÂZI OLMAZLAR."
(BAKARA SÛRESİ, 120. ÂYET)
İŞTE O YÜZDEN, 3. SELİM ZAMANINDAN BERİ (FRANSIZ İHTİLÂLİ DÖNEMİ) BATI'YA DUYULAN HAYRANLIK, TANZİMAT-MEŞRUTİYET-CUMHURİYET DÖNEMLERİNDEKİ TAKLİTÇİLİK YETMEDİ, YETMİYOR!.. HEP "DAHA FAZLA REFORM(!), DAHA FAZLA DEĞİŞİKLİK" İSTEYİP DURUYORLAR!.. TÂ Kİ BİZİ KENDİ MEL'UN KİSVELERİNE SOKUNCAYA KADAR!..
- "ALLAH SİZİ ANCAK (SÂDECE) DİN HAKKINDA SİZİNLE SAVAŞAN,
SİZİ (MÜSLÜMANLARI) YURTLARINIZDAN ÇIKARAN,
VE ÇIKARILMANIZA YARDIM EDEN KİMSELERLE
DOST OLMAKTAN MENEDER!.. KİM ONLARLA DOST OLURSA,
İŞTE ZÂLİMLER ONLARDIR!..
(MÜMTEHİNE SÛRESİ , 9. ÂYET)
DEMEK Kİ, FİLİSTİNLİ ARAPLAR, IRAKLILAR, AFGANLAR, PAKİSTANLILAR, SOMALİLİLER, SUDANLILAR, LİBYALILAR, SURİYELİLER, MISIRLILAR İLE SAVAŞAN VE MİLYONLARCASINI YERİNDEN YURDUNDAN EDEN, YİNE MİLYONLARCASINI KATLEDEN YAHUDİLER VE HIRİSTİYANLAR'LA DOST OLMAKTAN ŞİDDETLE MEN EDİLMİŞİZ!.. DOST OLANLAR ZÂLİMLERDİR!.. BİZİ İŞTE O ZÂLİMLER İDÂRE EDİYOR!..
- "EY İYMAN EDENLER!..
ŞÂYET SİZ O KENDİLERİNE KİTAP VERİLENLERDEN
HERHANGİ BİR ZÜMREYE İTAAT EDECEK OLURSANIZ,
SİZİ İYMÂNINIZDAN SONRA ÇEVİRİR,
TEKRAR KÂFİR EDERLER!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 100. ÂYET)
E, ETMEDİLER Mİ?.. KOSKOCA BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN'A "KATOLİK NİKÂHI KIYALIM," DEDİRTMEDİLER Mİ?.. KOSKOCA CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL'E PROTESTAN PAPAZLARININ CÜBBESİNİ GİYDİRİP, SÖZÜMONA "FAHRÎ DOKTORA" VERMEDİLER Mİ?.. TÜRK DÜŞMANI PAPA INNOCENT'IN (AMA NE INNOCENT, NE INNOCENT!!!.. INNOCENT = MÂSUM) TAHAKKÜM EDİCİ HEYKELİNİN ALTINDA, HEM DE 29 EKİM GÜNÜ CUMHURİYETİMİZİ HİÇE SAYACAK ŞEKİLDE, AVRUPA BİRLİĞİ SÖZLEŞMESİ İMZALATMADILAR MI?.. KAANUNLARIMIZI GAVUR ZİHNİYETİNE UYDURMADILAR MI?.. HALKIMIZA GAVURUN SÖMÜRÜCÜ, KAN EMİCİ İKTİSAD ANLAYIŞINI AŞILAMADILAR MI?.. GARİBAN ERKEKLERİMİZİ, KADINLARIMIZI HER KÖŞE BUCAĞI SARAN GAVUR ŞİRKETLERİNDE KÖLE-CÂRİYE SITATÜSÜNDE ÇALIŞIR HÂLE GETİRMEDİLER Mİ?.. AMA YETMEZ!.. BİZ ONLARIN HIRİSTİYAN KÖLESİ OLMADIKÇA BİZİ ARALARINA ALMAZLAR!.. AVRUPA BİRLİĞİ FALAN HAYÂL!..
ASLINDA ALLAH ÖNCE HIRİSTİYANLAR'I VE YAHUDİLER'İ PEYGAMBERİMİZE AZARLATIR, SONRA MÜSLÜMANLAR'A YUKARDAKİ ÎKAZI (100. ÂYET) YAPAR:

- "DE Kİ: EY KİTAP EHLİ!
HAK DİNİN İSLÂM OLDUĞUNU BİLİRKEN,
NİÇİN İYMAN EDENLERİ ALLAH YOLUNDAN DÖNDÜRMEK,
İSTİKAMETTEN MEYLETMEK İSTİYORSUNUZ?"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 99. ÂYET)

- "ALLAH'A GÖRE, CANLILARIN EN KÖTÜSÜ KÂFİRLERDİR!
... HİÇ ÇEKİNMEDEN,
HER DEFÂSINDA ANTLAŞMALARINI BOZARLAR!"
(ENFÂL SÛRESİ , 55-56. ÂYETLER)
BUNU BİZDEN DAHA İYİ KİMSE BİLEMEZ!.. BU GAVURLAR SULTAN 2. MURAD'IN TAHTI OĞLU MEHMET'E BIRAKIP ÇEKİLMESİ ÜZERİNE, "HIRISTİYANDAN BAŞKASINA VERİLEN SÖZÜ TUTMAYA GEREK YOKTUR," FETVASIYLA HAREKET EDİP, ARADAKİ ANTLAŞMAYI BOZUP, HAÇLI SEFERİ DÜZENLEMİŞLERDİ!.. O TÂRİHTEN BERİ BİRBİRLERİNE VERDİKLERİ SÖZDE DAHİ DURMAMIŞLAR, ANTLAŞMALARI BOZMUŞLARDIR! MİSÂL Mİ İSTERSİNİZ?.. HİTLER'İN ANSIZIN ANTLAŞMALI OLDUĞU RUSYA'YA SALDIRMASI!..
AMA ENDİŞE ETMEYİN!.. ALLAH, BAŞTA MÜSLÜMANLAR OLMAK ÜZERE, İNSANLARI YERİNDEN YURDUNDAN EDEN, AÇLIK SUSUZLUK ÇEKTİREN, MİLYONLARCASINI ÖLDÜREN ZÂLİMLERİN SONUNU DA BİLDİRMİŞ:

- “(EY MUHAMMED!) SENİ (YURDUNDAN) ÇIKARAN
KENDİ MEMLEKET HALKINDAN DAHA GÜÇLÜ
NİCE MEMLEKET HALKLARI VARDI Kİ,
BİZ ONLARI HELÂK ETTİK!
ONLARIN HİÇ BİR YARDIMCISI DA OLMADI!."
(MUHAMMED SÛRESİ , 13. ÂYET)
KÂFİRE, GAVURA, YAHUDİ'YE, HIRİSTİYAN'A HİÇ GÜVENİLMEZ!.. AMA YETMEZ!.. BİR DE ERDOĞAN VE GÜL GİBİ MÜSLÜMAN GÖRÜNÜP, MÜNÂFIK OLANLAR VAR!..

- "ONLAR, MÜMİNLERİ BIRAKIP,
KÂFİRLERİ DOST EDİNEN KİMSELERDİR!
ONLARIN YANINDA İZZET VE ŞEREF Mİ ARIYORSUN?
HALBUKİ BÜTÜN İZZET VE ŞEREF ALLAH'A ÂİTTİR!"
(NİSÂ SÛRESİ , 138-139. ÂYETLER)

- "O MÜNÂFIKLAR SİZDEN OLDUKLARINA DÂİR
ALLAH'A YEMİN EDERLER!
HALBUKİ SİZDEN DEĞİLDİRLER!..
MÜŞRİKLERE YAPTIĞINIZI,
KENDİLERİNE DE YAPACAĞINIZDAN KORKARAK
SÛRETÂ MÜSLÜMAN GÖRÜNÜRLER."
(TEVBE SÛRESİ , 56. ÂYET)

- "GÜYÂ ALLAH'I VE MÜMİNLERİ ALDATIRLAR!..
HALBUKİ ANCAK KENDİLERİNİ ALDATIRLAR DA,
FARKINDA OLMAZLAR!" (BAKARA SÛRESİ , 9. ÂYET)

- "MÜNÂFIKLARA, KENDİLERİ İÇİN
ELEM DOLU BİR AZÂP OLDUĞUNU MÜJDELE!.."
(NİSÂ SÛRESİ, 138. ÂYET)
BUGÜNKÜ MÜSLÜMAN KİSVELİ, SARIKLI CÜBBELİ, BAŞÖRTÜLÜ, TAKKELİ, TAKUNYALI, DEVLET DÂİRESİNDE PAÇALARI SIVAYIP GÖSTERİŞLE ABDEST ALAN, AMA AVRUPA VE AMERİKA'YA HAYRAN OLAN, LÜBNAN'DA MÜSLÜMANLARLA ÇARPIŞAN HIRİSTİYANLARA GİZLİCE SİLÂH GÖNDEREN, KATOLİK NİKÂH KIYAN POLİTİKACILARI; HIRİSTİYANLARLA "DİNLER ARASI DİYALOG" BAŞLATIP, PAPA'YLA ELELE TUTUŞAN, MEL'UN PATRİK BARTOLAMEOS'UN GÖBEĞİNİ OKŞAYAN, SONRA KORKUP KAÇIP AMERİKA'DA YAŞAYAN ŞEYHLERİ, ŞIHLARI, FETHULLAH HOCALARI TÂRİF EDİYOR, DEĞİL Mİ?..
HER TÜRLÜ YAHUDİ-RUM-ERMENİ DÖNMESİ DE BU MÜNÂFIK GRUBUNDANDIR!
DÖNMEDEN KASTIMIZI BİR KERE DAHA AÇIKLAYALIM: KENDİSİ YAHUDİ, RUM, ERMENİ OLUP TA TÜRK ADI TAŞIYAN, MÜSLÜMAN GÖRÜNEN; AMA ASLINDA YAHUDİ VE HIRİSTİYAN DİNİNE İNANCINI SÜRDÜRENLER, VEYÂ TÜMDEN DİNSİZ OLANLAR!... HIRİSTİYAN VEYÂ YAHUDİ İKEN GÖNÜLDEN MÜSLÜMAN OLAN MUHTEDİLERE İSE ASLA SÖZÜMÜZ YOK!..
İŞTE BU DÖNMELER VE ASLINDA MÜSLÜMAN DOĞUP TA, GAVUR SİSTEMİNE DAHA ÇOK İNANANLAR, MÜSLÜMANLARI VE TÜRKLER'İ GAVURLAR KARŞISINDA KÖTÜ DURUMA DÜŞÜRENLER, ZARARA SOKANLAR, KUR'AN TANIMINA GÖRE "MÜNÂFIK"TIR!.. TEVBE SÛRESİ ÂDETÂ BAŞTAN SONA MÜŞRİKLER, KÂFİRLER VE MÜNÂFIKLAR HAKKINDA İNMİŞ GİBİDİR...
ALLAH MÜNÂFIKLARI, KÂFİRLER KADAR TEHLİKELİ BULUYOR, İKİSİNİ AYNI KEFEYE KOYUYOR:

- "(YÂ MUHAMMED!) SENİ, MÜNÂFIKLARIN MALLARI
VE EVLÂTLARI HAYRETE DÜŞÜRMESİN!..
ALLAH BUNLAR YÜZÜNDEN DÜNYÂ HAYÂTINDA
ONLARA AZÂBETMEYİ,
VE CANLARININ KÂFİR OLARAK GÜÇLÜKLE ÇIKMASINI İSTER."
(TEVBE SÛRESİ , 55. ÂYET)

- "MÜNÂFIK ERKEKLER VE NÜNÂFIK KADINLAR BİRBİRİNEDİR.
KÖTÜLÜĞÜ EMREDERLER, İYİLİKTEN MENEDERLER,
VE ELLERİNİ SIKI TUTARLAR (CİMRİDİRLER).
ONLAR ALLAH'IN TAATINI TERKETTİLER!
ALLAH TA ONLARI FAZL VE HİDÂYETİNDEN MAHRUM ETTİ.
MUHAKKAK Kİ MÜNÂFIKLAR FÂSIKTIRLAR!"
(TEVBE SÛRESİ , 67. ÂYET)

- "ALLAH MÜNÂFIK VE KÂFİRLERİN
ERKEĞİNE (VE) KADININA CEHENNEM ATEŞİNİ
DÂİMİ OLARAK VAAD ETTİ! BU CEZÂ ONLARA KÂFİDİR.
ALLAH ONLARI RAHMETİNDEN KOVDU!
ONLARA EBEDÎ AZÂP VARDIR!
... ONLARIN (MÜNÂFIKLARIN) DÜNYÂDA
VE ÂHIRETTE BÜTÜN AMELLERİ BOŞA GİTTİ!"
(TEVBE SÛRESİ , 68-69. ÂYETLER)

- "EY PEYGAMBER!
KÂFİRLERLE VE MÜNÂFIKLARLA CİHAT ET!
ONLARA SERT DAVRAN!"
(TEVBE SÛRESİ , 73. ÂYET)

- "ONLARDAN ÖLEN BİRİNİN ÜZERİNE ASLA NAMAZ KILMA!
ONUN KABRİNİN BAŞINDA DA DURMA!
ÇÜNKÜ ONLAR... YOLDAN ÇIKMIŞ OLARAK ÖLDÜLER!.."
(TEVBE SÛRESİ , 84. ÂYET)
ALLAH, MÜNÂFIKLARIN GÖRÜNÜŞÜNE BAKIP, ONLARI GERÇEK MÜSLÜMAN SAYAN, "AMA BAK, TESBİH ÇEKİYOR, NAMAZ KILIYOR, KARISI BAŞINI ÖRTÜYOR," DİYE ONLARI SAVUNMAYA KALKAN SAF MÜSLÜMANLARI DA UYARIYOR:

- "SİZE NE OLUYOR Kİ,
MÜNÂFIKLAR HAKKINDA İKİ FIRKAYA AYRILDINIZ?..
ALLAH'IN DALÂLETTE BIRAKTIĞINI,
SİZ Mİ İRŞAT ETMEK İSTİYORSUNUZ?"

- “ONLAR ... ALLAH YOLUNDA HİCRET EDİNCEYE KADAR
İÇLERİNDEN DOST EDİNMEYİN!..
ŞÂYET YÜZ ÇEVİRİRLERSE,
ONLARI NEREDE BULURSANIZ, TUTUN, ÖLDÜRÜN!"
(NİSA SÛRESİ , 88-89. ÂYETLER)
BU VERDİĞİMİZ ÂYETLER TÜRKLER'E, MÜSLÜMANLAR'A, VE ASLINDA BÜTÜN DOĞU HALKLARI'NA, MAZLUM MİLLETLERE BİR ÖĞÜTTÜR!.. VE HER ZAMAN İÇİN GEÇERLİ, HÜKMÜ DEĞİŞMEZ BİR ÖĞÜTTÜR. O DÖNEMDE MÜSLÜMANLARIN KÂFİRLERE KARŞI UYGULADIĞI SİYÂSET HİCRET İDİ, BUNA UYMAYANI ALLAH MÜNÂFIK SAYMIŞ!.. BUGÜN İSLÂM SİYÂSETİ GAVUR EMPERYALİZMİNE DİRENMEK, MAZLUMLARI SAVUNMAK, İSLÂMÎ ESASLARI KORUMAKTIR!.. BUNA UYMAYIP; ZÂLİM, EMPERYALİST, KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI'NIN KURALLARINI BENİMSEMEK MÜNÂFIKLIKTIR!.. TÜRK DEVLETİ, VEYÂ HANGİSİ OLURSA OLSUN, BİR MÜSLÜMAN DEVLET ASLA HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI'NIN ANLAYIŞINA UYAMAZ. HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ÜLKELERİ İLE DOST OLAMAZ!.. DOĞRUDAN DÜŞMANLIK GÜTMEZ, AMA ONLARIN DOSTLUĞUNA ASLA GÜVENMEZ!.. KENDİ İÇİNDEKİ MÜNÂFIKLARA FIRSAT TANIMAZ. ONLARI GÖRDÜĞÜ, TUTTUĞU YERDE EZER, REZİL-RÜSVÂ EDER!..
İŞTE TÜRKİYE'NİN, TÜRK DEVLETLERİNİN VE MÜSLÜMAN DEVLETLERİN BUGÜN İÇİNDE BULUNDUĞU ACIKLI DURUMUN BİR SEBEBİ DE, BU İSLÂMÎ ESASA UYMAMALARI, BU KURALI HİÇE SAYMALARIDIR!.. BİZ DE PEYGAMBERİMİZ GİBİ, BİZİ YOLUMUZDAN DÖNDÜRMEK İSTEYEN, BİZE KENDİ İNANÇ VE KURALLARINI KAKALAMAK İSTEYEN HER HIRİSTİYAN VE YAHUDİ'Yİ, ONLARA UYAN MUNÂFIKLAR'I AYNI ŞEKİLDE AZARLAMALI, CEZÂLANDIRMALIYDIK!.. GEÇMİŞTE YAPAMADIK, BÂRİ BUNDAN SONRA YAPALIM!
YUKARIDA GEÇEN "FÂSIK" KELİMESİNE DE YİNE KUR'AN AÇIKLIK GETİRİYOR:

- "KİM Kİ, ALLAH’IN İNZÂL ETTİĞİ İLE HÜKMETMEZSE,
İŞTE ONLAR FÂSIKLARDIR!" (MÂİDE SÛRESİ , 47. ÂYET)
KUR'AN'IN YASAKLARINA UYMAMAK FISKTIR. İNSANI YOLDAN ÇIKARAN DAVRANIŞLAR FISKTIR. ALLAH'IN EMRETTİĞİ ŞEKİLDE DAVRANMAMAK FISKTIR.
DEMEK Kİ HERKESİN KENDİSİNE EN UYGUN OLAN YOLU BULMASI, DAHA DOĞRUSU ALLAH'IN KENDİSİNE HANGİ YOLU GÖSTERDİĞİNİ ANLAMAYA ÇALIŞMASI ŞARTTIR!
"BÜTÜN BUNLARIN İKTİSAD İLE, EKONOMİ İLE NE ALÂKASI VAR?" DEMEYİN!.. İKTİSAD İLMİNDE DE BİR "HAK" OLAN VAR, BİR DE "BÂTIL" OLANLAR VAR!.. HAK İLE BÂTILI, DOĞRU İLE YANLIŞI AYIRMAK İÇİN, AYIRD EDİCİ KUR'AN-I KERİM'E UYMAK GEREK!.. İSLÂMIN ÖNÜMÜZE KOYDUĞU İLE, HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI'NIN KURUMLARINI, KURALLARINI AYIRMAK GEREK!.. YÜCE ALLAH, "DÜNYÂ HAYÂTINDAKİ AMACIN İMTİHAN OLDUĞUNU, İNSANLARIN BİRBİRİYLE, AYRI YOLLARDAN GİDEREK YARIŞMASINI; SUYA, YÂNİ KENDİSİNE VARMAYA ÇALIŞMASINI İSTEDİĞİNİ," SÖYLÜYOR!.. BİZE GÖSTERİLEN YOLDAN AYRILIP BAŞKALARININ YOLUNA SAPMANIN, BAŞKALARINA UYMANIN YANLIŞLIĞINI ANLATIYOR!.. ONUN İÇİN MÜNKİR VE MÜNÂFIKLARI ANLATTIK... AMAÇ BİRLİKTE KOŞMAK DEĞİL!.. HERKESİN KENDİ KULVARINDA KOŞTUĞU BİR YARIŞ BU!..
BU YARIŞ BİR REKAABET'TİR! ANCAK EMPERYALİST BATI KÜLTÜRÜNDEKİ PİYASA REKAABETİNE BENZEMEZ!.. HAYIR İŞLERİNİ "EN İYİ YAPMA" YARIŞIDIR BU!.. RAKİBİ YOK ETME, EKARTE ETME, ALDATMA YOKTUR!.. HERKES KENDİ KULVARINDA EN İYİYE DOĞRU, EN HIZLI ŞEKİLDE KOŞMAYA ÇALIŞIR!.. İŞTE İSLÂM'IN VAHŞİ KAPİTALİZME ÜSTÜNLÜĞÜ BURADADIR. MÜSLÜMANLAR'IN İKTİSÂDÎ HAYATTA UYGULAYACAĞI REKAABET TE ANCAK BÖYLE OLABİLİR!
ŞU HALDE NASIL BÜTÜN İNSANLARA TEK TİP, TEK ÖLÇÜ ELBİSE GİYDİRİLEMEZSE; BÜTÜN TOPLUMLARA DA AYNI EKONOMİK SİSTEM UYGULANAMAZ!..
BİZİM İKTİSAD ANLAYIŞIMIZ DA, ÖYLE "EVRENSEL, GLOBAL" FALAN DEĞİL; İSLÂMÎ ESASLARA, TÜRK TÖRESİNE UYGUN OLMAK ZORUNDADIR!.. ÇÜNKÜ BATI'NINKİ, AVRUPA İNSANININ KÖLECİ VE SÖMÜRGECİ ZİHNİYETİNE DAYANAN, HIRİSTİYAN UNSURLAR TAŞIYAN BİR EKONOMİ ANLAYIŞIDIR. İKİSİNİ AYIRMAK GEREKİR.
BİZ DE ÖYLE YAPTIK... HEM TÜRKİYE'NİN, HEM DE DÜNYÂNIN İKTİSÂDÎ MESELELERİNE, KENDİ AÇIMIZDAN BAKTIK... AŞAĞIDAKİ GÖRÜŞLERİMİZ İÇİNDE DE İSLÂM'A UYGUN, TÜRK'E HAS ESASLARI BULACAKSINIZ.
EFENDİM, YUKARDA BELİRTTİK; İKTİSAD, KIT KAYNAKLARIN İHTİYAÇLARIMIZIN KARŞILANMASINDA VERİMLİ KULLANILMASIDIR... İHTİYAÇ DUYULAN BİR MALIN ÜRETİLEBİLMESİ İÇİN 4 TEMEL KAYNAK VARDIR: TOPRAK, EMEK, KAPİTAL VE GİRİŞİMCİLİK RUHU...
KAPİTALİST EKOLDE, ADI ÜSTÜNDE, KAPİTAL (SERMÂYE) DİĞER ÜÇÜNDEN DEĞERLİDİR. PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR... TOPRAĞI DA, ONU İŞLEYECEK, MAKİNAYI KULLANACAK İNSANI DA, KAFASI ÇALIŞIP GİRİŞİM YAPACAK OLANI DA SATIN ALIR... ONUN İÇİN BU SİSTEMİ BENİMSEYENLERİN DİNİ-İMANI PARADIR...AMERİKAN DOLARIN ÜSTÜNDE "WE TRUST IN GOD - TANRI'YA İNANIYOR VE GÜVENİYORUZ" YAZAR AMA BU "TANRI", O İFÂDENİN YAZILI OLDUĞU "PARA"DAN BAŞKASI DEĞİLDİR!.. ASLINDA SOSYALİST EKOL "DİNSİZ-TANRISIZ" DİYE BİLİNİR AMA, KAPİTALİZM ONDAN DAHA DİNSİZ-İMANSIZ, ALLAHSIZ-KİTAPSIZ, ARSIZ-AHLÂKSIZ, İNSAFSIZ-VİCDANSIZDIR!..
SİSTEM TÜMÜYLE PARASI OLANA, DAHA DOĞRUSU PARAYA HİZMET EDER... "PARAN YOKSA ÖL" ZİNHİYETİ İŞTE BURADAN DOĞAR. PARASI OLAN OKULA GİDER, PARASI OLAN TEDÂVİ OLUR, PARASI OLAN SAYGI GÖRÜR... TABİİ PARASI OLDUĞU SÜRECE!..

YİNE HEMEN BELİRTELİM Kİ, "PAZAR EKONOMİSİ" DİYE YUTTURULAN KAPİTALİST EKOL, NEREDEYSE BU "SINIRLI KAYNAKLAR" VE "SINIRSIZ İSTEKLER" VE DE "MÜPREM İHTİYAÇLAR" MESELESİNİ TAMÂMEN KAYITLARDAN VE DE HÂFIZALARDAN SİLMİŞTİR... BİZİM GİBİ ÜLKELERİ ÖNCE SÜREKLİ BORÇLANMAYA ALIŞTIRMIŞ, SONRA DA (EVDEKİ
EVLÂD-Ü ÂYÂLİ UNUTTURUP) KUMAR MASASINA (BORSA, LOTO, TOTO) OTURTMUŞ, KAYBETTİKÇE DAHA FAZLA PARA BASTIRMAYA, ENİNDE SONUNDA KAZANACAĞIMIZA İNANDIRMAYA ÇALIŞMIŞTIR!.. NE YAZIK Kİ, HÂLÂ BU OYUNA GELİYOR, SÜREKLİ ÜTÜLÜP DURUYORUZ!...
GELELİM SOSYALİST EKOLE... DÜNYÂDA HİÇ BİR ZAMAN GERÇEK BİR KOMÜNİST İDÂRE KURULMADI, BUNUN İÇİN ADI "KOMÜNİST" OLSA DA, BU KESİM "SOSYALİST" OLARAK BİLİNİR.
SOSYALİST EKOL EMEĞE ÖNEM VERİR... "TOPRAĞI İŞLEYEN DE, MAKİNAYI ÇALIŞTIRAN DA, PARAYI ÜRETEN VE ONA DEĞERİNİ VEREN DE İNSANDIR" DİYEREK MESELEYE BAKAR, VE KAPİTAL VE GİRİŞİMCİLİĞİ ARKA PİLÂNA ATAR... HATTA BUNDA ÖYLE İLERİ GİDİLMİŞTİR Kİ, "ALLAH'I DA UYDURAN (HÂŞÂ!), DİNİ DE İCÂDEDEN İNSANDIR" DEYİP, HER İKİSİNİ DE İNKÂRA KALKIŞMIŞLARDIR!.. TABİİ TUTMADI!.
SOSYALİST SİSTEM, BUNUN İÇİN TOPRAĞI VE BÜTÜN ÜRETİM ARAÇLARINI (KAPİTAL) DEVLETLEŞTİRİR, YÂNİ FERTLERİN DEĞİL, TOPLUMUN MALI YAPAR... BÖYLECE FABRİKALAR, HASTANELER, OKULLAR TOPLUMA ÂİT OLDUĞU İÇİN, SÂDECE PARASI OLANA DEĞİL, BÜTÜN İNSANLARA HİZMET EDER...
BU AÇIDAN BAKILIRSA, HZ. ÖMER'İN İSLÂM DEVLETİ'NE GETİRDİĞİ, SELÇUKLU VE OSMANLI DEVLETLERİ TARAFINDAN DA BENİMSENEN İKTA (TİMAR) SİSTEMİ, SOSYALİSTLERDEN ÇOK ÖNCE "SOSYALİST" YÂNİ TOPLUMCU, HALKÇI BİR UYGULAMADIR... OSMANLI'DA SÂDECE TOPRAK DEĞİL, BÜYÜK SANAYİ DE (FABRİKALAR) DEVLETE ÂİTTİ... MARX VE ENGELS AMERİKA'DAKİ KIZILDERİLİLER'DE MÜLKİYET KAVRAMININ OLMAMASINDAN VE OSMANLI'DAKİ "ASYA TİPİ ÜRETİM TARZI" DEDİKLERİ UYGULAMADAN ETKİLENEREK "SOSYALİZM"İN ESASLARINI BELİRLEMİŞLERDİR... OSMANLI'YA TAPU VE FERDÎ MÜLKİYET ANLAYIŞI, ÇOK SONRADAN TANZİMÂT İLE (1839), YÂNİ KAPİTALİST BATI AVRUPA ÜLKELERİNİN BASTIRMASIYLA GELMİŞTİR. TOPRAK VE FABRİKALAR ÖZELLEŞSİN Kİ, YABANCILAR DA ONLAR KOLAYCA VE GÜZELCE ELE GEÇİRSİN DİYE!..
TABİİ SOSYALİZMİN DE, BU KADAR ŞİRİN GÖRÜNMESİNE RAĞMEN, AKSAYAN TARAFLARI VARDIR... OLMASAYDI, GORBAÇOV GİBİ BİR HÂİNE, 2. JEAN PAUL GİBİ POLİTİKACI BİR PAPA'YA RAĞMEN, O KADAR ÇABUK ÇÖKMEZDİ... OSMANLI'DAKİ DEVLETÇİ SİSTEM 625 YIL DAYANDI, SOVYETLER BİRLİĞİ'NDE SOSYALİZM 70 YIL DAYANAMADI!.
AKSAYAN TARAFIN EN ÖNEMLİSİ ŞUDUR Kİ, HIRİSTİYAN BATI KAYNAKLI SOSYALİST EKOL "GİRİŞİM"CİLİĞE ÖNEM VERMEZ... ONU EMEĞİN BİR PARÇASI SAYAR... HALBUKİ KAZIN AYAĞI ÖYLE DEĞİLDİR.
BİR ÖRNEK VERMEK GEREKİRSE, BU DÖRT TEMEL KAYNAK ŞUNA BENZER: HANİ DERLER YA; ORTADA UN (TOPRAK) VAR, ŞEKER (EMEK DİYELİM) VAR, YAĞ (KAPİTAL) VAR, AMA HELVA YAPACAK ADAM (GİRİŞİMCİ) YOK!...
BURADA AŞÇI HEM İŞİ BİLEN, HEM DE HELVA YAPMAYA (YAKMA, TUTTURAMAMA, VEYA BEĞENDİREMEME BAHÂSINA) CESÂRET EDEN VE BU KONUDA KENDİNİ YETİŞTİREN KİŞİDİR... HERHANGİ BİLMEYEN BİRİ (EMEK SÂHİBİ) ÇIKIP HELVA YAPMAYA KALKSA, OLMAZ!.. ÜSTELİK, UNU DA, ŞEKERİ DE, YAĞI DA ZİYÂN EDER!..
İŞTE SOSYALİST EKOLÜN ANLAYIŞINDAKİ BU "GİRİŞİMCİLİK" EKSİKLİĞİ, HER İNSANIN ÇALIŞSA DA, ÇALIŞMASA DA DİĞERİNE EŞİT SAYILMASINA YOL AÇMIŞ, ÇOĞUNUN ŞEVKİNİ KIRMIŞ, ÇOĞU ZAMAN DA PARTİ ÜYELİĞİ, EHLİYET VE KAABİLİYETTEN ÜSTÜN TUTULMUŞTUR...TIPKI KAPİTALİST SİSTEMDE PARA SÂHİBİNİN ÖNCELİĞİ OLMASI GİBİ...
İKİNCİ ÖNEMLİ AKSAKLIK, HER NE KADAR SOSYALİST EKOL İNSANA ÖNEM VERİYOR, KAPİTALE (MAKİNAYA) ÖNEM VERMİYOR GÖRÜNSE DE, UYGULAMA DA KİŞİLER DUYGUSUZ, İNANÇSIZ BİRER MAKİNA GİBİ GÖRÜLMEYE BAŞLAMIŞTIR. TOPLUM ÖNE ÇIKARKEN, FERDİN KENDİNE HAS ÖZELLİKLERİ GÖZ ARDI EDİLMİŞ, HATTÂ ZAMAN ZAMAN HİÇE SAYILMIŞTIR.
ÜÇÜNCÜ ÖNEMLİ YANLIŞ, SOSYALİSTLERİN, İNSAN VE TOPLUM HAYATINDAN DİN KAVRAMINI ÇIKARTMAYA KALKMALARI İDİ... BUNDA HİÇ BİR ZAMAN BAŞARILI OLAMADILAR...
YİNE DE İTİRAF ETMEK GEREKİR Kİ, (HER İKİ KESİMİ DE GÖRDÜĞÜMÜZ İÇİN RAHATLIKLA SÖYLÜYORUZ) SOSYALİST BULOK, 1991 ÖNCESİNDE KENDİ İNSANI İÇİN MESKEN, SAĞLIK, EĞİTİM, ULAŞIM PUROBLEMLERİNİ BÜYÜK ÖLÇÜDE ÇÖZMÜŞTÜ... O ÜLKELERDE AÇ İNSAN, SOKAKTA YATAN TİNERCİ ÇOCUK, KARNINI DOYURMAK İÇİN KENDİNİ SATAN KADIN YOKTU.... AMA İSTEKLER FİRENLENEMEDİĞİ, ÖZENTİLER ORTADAN KALDIRILAMADIĞI İÇİN, BİR ÇİFT NAYLON ÇORAP UĞRUNA YATAĞINIZA GİRMEK İSTEYECEK KADINLAR VARDI!... UYUŞTURUCU, RUHÎ BUNALIM, YÜKSEK SUÇ ORANI GİBİ BİR DERTLERİ YOKTU... AMA ALKOLİZM YAYGINDI... ANCAK RUSYA'DAKİ ALKOLİZMİN TEMELİNDE, SOĞUK İKLİMİN BÜYÜK ETKİSİ OLDUĞUNU DA GÖZARDI ETMEMEK GEREK!.
BÖYLECE İKTİSAD İLMİNİN İLK İKİ ESASINI VERMİŞ OLDUK. BİRİNCİSİ KAYNAKLARIN KIT, İSTEKLERİN SONSUZ OLUŞU VE ÜRETİM İLE TÜKETİMİN ONA GÖRE AYARLANMASI.. İKİNCİSİ İSE ÜRETİM ARAÇLARI... MÜLKİYET KAVRAMINDAN DA SÖZ ETTİK, AMA ONA İLERDE DEVAM EDECEĞİZ.
MAKRO PİLANLAMA DEVLET TARAFINDAN YAPILDIĞINDAN, PİLANLI EKONOMİ DAHA ÇOK "SOSYALİST SİSTEM" OLARAK BİLİNİR. SERBEST PİYASA EKONOMİSİ DE, "(SERBEST) BIRAKINIZ YAPSINLAR, BIRAKINIZ (BAŞA) GEÇSİNLER" DİYE TÂRİF EDİLEN ANLAYIŞTIR. HER İKİ SİSTEM DE EMPERYALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI'DAN KAYNAKLANMIŞTIR.
DOĞRU OLAN PİLÂNLAMADIR. "YEYİN, İÇİN, FAKAT İSRÂF ETMEYİN! " (ÂRAF SÛRESİ , 31. ÂYET)... PİRENSİBİNE UYACAKSAK PİLÂNLAMA ŞARTTIR. ÇÜNKÜ 4 KİŞİLİK BİR ÂİLE BÜTÇESİ BİLE PİLÂNLAMA OLMADAN İSRÂFI, BÜTÇE AÇIĞINI, BORÇLANMAYI ÖNLEYEMEZ. HİÇ BİR FİRMA, ŞİRKET, KURUM PİLÂNLAMA OLMADAN İŞLERİNİ DÜZGÜN YÜRÜTEMEZ. ÖYLEYSE DEVLET İÇİN DE HEM KISA VÂDELİ, HEM DE UZUN VÂDELİ PİLÂNLAMAYA MUTLAK İHTİYAÇ VARDIR.
BUNUN KARŞITI "BIRAKINIZ, NE HALT EDERLERSE ETSİNLER" ŞEKLİNDEKİ SERBEST, DAHA DOĞRUSU BAŞIBOZUK PİYASA EKONOMİSİDİR... "BAŞIBOZUK" DİYORUZ, ÇÜNKÜ BU SİSTEMİ SAVUNANLAR "PİYASA"NIN, BİR BAŞKA DEYİMLE "PAZAR"IN CANLI VE AKILLI BİR VARLIK GİBİ KENDİLİĞİNDEN ÜRETİM VE TÜKETİMİ DENGELEYİP, HER MAL İÇİN EN UYGUN FİYATI BULACAĞINI, NETİCEDE DE BÜTÜN HALKIN MUTLU OLACAĞINI" İDDİA EDERLER!.. NE DİYELİM, ALLAH AKIL FİKİR VERSİN! HİÇ YÜCE ALLAH'IN HALİFESİ İNSANIN ELİ DEĞMEDEN, İNSAN İRÂDESİ GİRMEDEN İNSANLAR ARASINDAKİ ALIŞ-VERİŞ İLİŞKİLERİ KENDİLİĞİNDEN DÜZENLİ GİDER Mİ?..
KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSI BU "SERBEST" PİYASA SİSTEMİNE BAĞLIDIR, ÇÜNKÜ BU ŞEKİLDE HER ŞEYİN "KENDİLİĞİNDEN" YOLUNDA GİDECEĞİNİ ÖNE SÜREREK DÜNYÂYI SÖMÜRME İMKÂNI BULUR. MAALESEF, 1991'DEN İTİBÂREN KARŞISINDAKİ SOSYALİST (PİLÂNLI) SİSTEM DE BAŞKA SEBEPLERDEN ÇÖKTÜĞÜ İÇİN, BU BAŞIBOZUK SİSTEMİ BÜTÜN DÜNYÂYA KABUL ETTİRMİŞ BULUNMAKTADIR. NE VAR Kİ, 2007'DEN İTİBÂREN BAŞLAYAN A.B.D VE A.B. EKONOMİK KIRİZİ, HER ŞEYİN PEK ÖYLE "KENDİLİĞİNDEN" İYİ GİTMEDİĞİNİ BÜTÜN İNSANLIĞA GÖSTERMİŞ BULUNMAKTADIR.
PİLANLAMA DEYİNCE DEVREYE ARZ VE TALEP KAANUNU GİRER... ARZ PİYASA SÜRÜLEN MAL MİKTARINI, TALEP İSE SATIN ALINMAK İSTENEN MİKTARI GÖSTERİR. GIRAFİKTEN DE GÖRÜLECEĞİ GİBİ, ARZ (SUPPLY) TALEPTEN (DEMAND) FAZLA İSE, SATILAMAYAN BİR MİKTAR OLUŞUR, MAL ELDE KALIR, TÜKETİLSİN DİYE FİYAT DÜŞER... TALEP ARZDAN YÜKSEK İSE, HERKES O MALI KAPMAK İSTER, FİYAT YÜKSELİR... MALIN GERÇEK FİYATI İSE İKİ EĞRİNİN KESİŞTİĞİ NOKTADIR.
İŞTE KAPİTALİST SİSTEM, BU İLİŞKİNİN BİR "KAANUN" NİTELİĞİNDE OLMASINDAN HAREKETLE "BIRAKALIM, MESELEYİ PAZAR HALLETSİN," DER, SERBEST PİYASA EKONOMİSİNİ SAVUNUR... ANCAK GERÇEK DURUM O KADAR BASİT DEĞİLDİR. BU KAANUNUN İŞLEYİŞ TARZINI BİLEN AÇIKGÖZLER, MALI ÖNCEDEN ALIR, İSTİFLER, PAZARA SÜRMEZ, BÖYLECE FİYATIN SUN'İ OLARAK YÜKSELMESİNİ SAĞLARLAR!.. MAL PAZARA FAZLA GELMİŞ İSE, UCUZ FİYATTAN MALI ÇEKER, BÖYLECE FİYATIN TEKRAR YÜKSELMESİNİ SAĞLAR, SONRA İSTİFLEDİĞİ MALI AZAR AZAR PAZARA SÜREREK CEPLERİNİ DOLDURURLAR... YÂNİ, KAPİTALİST EKOLÜN BÜTÜN İDDİALARINA RAĞMEN PAZAR KENDİ BAŞINA HAREKET EDEN AKILLI BİR MEKANİZMA DEĞİLDİR. İNSANOĞLUNUN MANİPULÂSYONLARINA DÂİMA AÇIKTIR!.. ZÂTEN O YÜZDEN KAPİTALİST ÜLKELER GİTTİKÇE DAHA ZENGİN OLURLAR! HİLEYLE, HURDAYLA!
SOSYALİST EKOL, TÜKETİM İHTİYACINI TESBİT ETSE DE, GENELDE ÜRETİM PİLÂNLAMASINI TAM YAPAMADIĞINDAN, HALK MAL SIKINTISI ÇEKER. SOSYALİST ÜLKELERDE ESKİDEN GÖRÜLEN KUYRUKLARIN SEBEBİ ARZIN DÜŞÜK OLMASINDAN DOLAYI İDİ... ANCAK KONTROL DEVLETTE OLDUĞU İÇİN FİYAT ARTIŞI VEYA DÜŞÜŞÜ GÖRÜLMEZ. SÂDECE ÜLKE İÇİNDE ÜRETİLMEYEN YABANCI MALLARA KARŞI AŞIRI İSTEK VARDIR.
BİZDE İSE ATATÜRK'ÜN "PİLÂNLI DEVLETÇİLİK" SİSTEMİ VARDI... İSMET PAŞA İLE İHMAL EDİLMİŞ, MENDERES, DEMİREL, ÖZAL, ERDOĞAN TARAFINDAN TAMÂMEN YIKILMIŞTIR. HELE DEMİREL'İN 1960'LI YILLARDA "MİLLET PİLÂN DEĞİL, PİLÂV İSTİYOR" SÖZÜ ZİHİNLERE YER ETMİŞTİR.
BİZİM İNANCIMIZ ODUR Kİ, İSLÂM'IN "ORTA YOL" ESASINA UYMAK, İSRAFTAN KAÇINMAK İÇİN, MUTLAKA PİLÂNLI PUROGRAMLI HEREKET EDİLMESİ ŞARTTIR. ARZ (ÜRETİM) VE TALEBİN (TÜKETİM) PİYASAYA BIRAKILMASI, BİR YIL PATATESİN BOL OLUP TARLADA ÇÜRÜMESİNE, ERTESİ YIL EKİLMEDİĞİ İÇİN KITLIĞINA YOL AÇMAKTADIR. HEMEN HER ÜRÜN İÇİN DURUM BÖYLEDİR.
SÂDECE ÜRÜNLER DEĞİL; İKTİSAD İLMİNİN TEMEL UNSURU İNSAN NÜFUSU, YERLEŞİMİ, EĞİTİMİ, SAĞLIĞI, İŞ İMKÂNLARI, KARAYOLU-DEMİRYOLU-DENİZYOLU-HAVAYOLU ULAŞIMI, DIŞ TİCÂRET İMKÂNLARI HESAPLANIP, PUROGRAMLANIP UYGULAMAYA KONMALIDIR.
BİR MİSÂL VERMEK GEREKİRSE, 30 YIL ÖNCE KONUŞTUĞUMUZ BİR "SÜMEROLOJİ BÖLÜMÜ" ÖĞRENCİSİ, ŞÖYLE DEMİŞTİ:

- "DÜNYÂNIN YILLIK SÜMEROLOG İHTİYÂCI 40 KİŞİ...
HALBUKİ BİZİM BÖLÜM HER YIL 40 MEZUN VERİYOR!"
ONDAN SONRA DA KALKIP DİYORUZ Kİ, "ÜNİVERSİTE MEZUNLARI BİLE İŞSİZ!"... TABİİ İŞSİZ KALIRLAR, HANGİ İŞE NE KADAR ADAM GEREKLİ, BU İHTİYAÇ YILLAR İÇİNDE NASIL ARTACAK, BU HESAPLANMADAN, ONA GÖRE FAKÜLTE-BÖLÜM AÇILMADAN, ONA UYGUN SAYIDA ÖĞRENCİ YETİŞTİRİLMEDEN BU İŞSİZLİK SORUNU ÇÖZÜLEMEZ Kİ!.. BU SAHÂDA İŞSİZLİK ARTAR, ÖTEKİ SAHÂDA İSE MUMLA ARASAN İŞE ALACAK ADAM BULAMAZSAN!. DEMEK Kİ HER ŞEYİN BAŞI PİLÂNLAMA!
PİLÂNLAMAYA DEVAM ETMEDEN ÖNCE BELİRTELİM; İKTİSAD İLMİNDE "KAYNAKLARIN KIT, İSTEKLERİN SONSUZ OLMASI" VE "ARZ VE TALEP KAANUNU"NDAN SONRA, "AZALAN VERİM" KAANUNU GELİR!...
BASİT OLARAK ANLATALIM : İSTER TOPRAK OLSUN, İSTER İNSAN, İSTER MAKİNA OLSUN; BİR NOKTADAN SONRA HİÇ BİRİNDEN ZORLAMAKLA DAHA FAZLA VERİM ALAMAZSINIZ... EĞER SUSUZ BİR ARAZİDEN BİRE BEŞ VERİM ALIYORSANIZ; SULADIKÇA BU ARTAR... AMA ÖYLE BİR NOKTAYA GELİR Kİ, ARTIK NE KADAR SU VERSENİZ, VERİM DAHA FAZLA ARTMAZ. ÜSTELİK, ÜRÜN ÇÜRÜMEYE, AZALMAYA BAŞLAR. HATTÂ BÜTÜN MAHSÜL ÇÜRÜYÜP GİDEBİLİR...
BUNUN EN YAKIN MİSÂLİ, DAHA ÜZERİNDEN ON YIL BİLE GEÇMEDEN G.A.P. BÖLGESİNİN ÇÖLLEŞMEYE BAŞLAMASIDIR... KURAK TARIMA ALIŞMIŞ KÖYLÜYE SUYU, EĞİTMEDEN,ÖĞRETMEDEN VERİRSENİZ, O DA BOLCA KULLANIR, TOPRAĞI YALAMA EDER!..
YİNE BİR TARLAYA 10 KİLO GÜBRE ATARSANIZ, VERİM ARTAR. 20 KİLO GÜBRE ATARSANIZ, BİRAZ DAHA ARTAR. AMA 30 KİLO ATINCA, VERİMİN ARTIK HİÇ ARTMADIĞINI GÖRÜRSÜNÜZ. 40 KİLO ATARSANIZ, ÜRÜN Bİ TUHAFLAŞIR. 50 KİLO ATARSANIZ, ÇÜRÜYEBİLİR DAHİ!..
İNSANIN ÇALIŞMA SAATLERİ DE BÖYLEDİR. 8 SAAT ÇALIŞAN İNSAN, 16 SAAT ÇALIŞANDAN DAHA FAZLA VE DAHA DÜZGÜN ÜRETİR. DAHA AZ HATA YAPAR... BİR BOYACI SAATTE 10 AYAKKABIYI DÜZGÜN ŞEKİLDE PARLATIP BOYAYABİLİYORSA, BU BÂZEN 15'E ÇIKABİLİR... AMA 5-6 SAAT SÜREKLİ ÇALIŞTIKTAN SONRA 10 AYAKKABIYI BİLE TUTTURAMAZ... 7. , 8. SAATTE VERİMİ DÜŞER... HELE 10 SAAT, 12 SAAT ÇALIŞMAYA KALKARSA; DÜZ MATEMATİKLE 120-140 TEMİZ AYAKKABI BEKLERKEN 60-70 KÖTÜ BOYANMIŞ AYAKKABI İLE KARŞILAŞABİLİRSİNİZ... ÇÜNKÜ UZUN ÇALIŞMA SIKINTIYA DÖNÜŞÜR, ADAMIN MORALİ BOZULUR, RANDIMANI, PERFORMANSI DÜŞER...
O YÜZDENDİR Kİ, HER ŞEY DE OLDUĞU GİBİ, VERİMDE DE BİR MİNİMUM (EN DÜŞÜK), BİR MAKSİMUM (EN YÜKSEK), BİR DE OPTİMUM (EN UYGUN, EN SAĞLIKLI) NOKTA VARDIR.
İŞTE SINIRLI KAYNAKLARIN (SINIRSIZ İSTEKLER İÇİN DEĞİL!) MÜBREM İHTİYAÇLAR İÇİN PİLÂNLI VE DÜZENLİ KULLANILMASINDA, BU "OPTİMUM" NOKTAYI TESBİT ETMEK ÇOK ÖNEMLİDİR... YOKSA KAYNAKLAR İSRAF OLUR, GİDER.
BUNUN ÖRNEĞİNİ Mİ İSTERSİNİZ?.. "BALKANLAR'IN, ORTADOĞU'NUN, HATTÂ DÜNYÂNIN EN BÜYÜĞÜ" DİYE İNŞÂ EDİLEN BARAJLAR, FABRİKALAR, HEYKELLER, ANITLAR, HATTÂ ÜRETİLEN DEVÂSÂ SEBZELER, MEYVELER HİÇ BİR ZAMAN "OPTİMUM" DEĞİLDİR. ONUN İÇİNDİR Kİ, BÂZI ENERJİ SANTRALLARI KAPATILMAKTA, HATTÂ İZMİT YAKINLARINDAKİ BARAJIN BOŞA YAPILDIĞI, NE SUYUNA, NE ELEKTİRİĞİNE İHTİYAÇ OLMADIĞI ORTAYA ÇIKMIŞ BULUNMAKTA!.. ZÂTEN BU BİLE TOPLAYAMAMAKTADIR!
ZİBİDİ BELEDİYE BAŞKANININ BİRİ, TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK NİKÂH SALONUNU İNŞÂ ETTİRMİŞ!.. ETTİRDİĞİ YER DE BİR BÜYÜK ŞEHRİN İLÇESİ!.. ACABA ORASI AYAKTA KALDIĞI SÜREDE HİÇ BİR NİKÂH İÇİN TAM OLARAK DOLACAK MI?.. BUNU HİÇ DÜŞÜNMEMİŞ!..
AYNI ŞEKİLDE ANTALYA, İZMİR GİBİ "TURİSTİK" ŞEHİRLERİMİZDE PEŞPEŞE 5 YILDIZLI OTELLER YAPILMAKTA!.. HER BİRİNE KONFERANS SALONLARI KONMAKTA!... TABİİ SONRA BU KADAR LÜKS OTELDE KALACAK ZENGİN VE ENÂYİ "TURİST" OLMADIĞI İÇİN HEPSİ 3 YILDIZ FİYATINA ÇALIŞMAKTA!.. HELE O KONFERANS SALONLARI!.. O İLDE SENEDE 5-10 TOPLANTI OLURUKEN, BİR TEK KONFERANS SALONU BİLE YETERLİ İKEN, 15-20 OTELDEKİ MODERN TESİSATLI KONFERANS SALONLARI BOŞ DURMAKTA!.. HEP PİLÂNSIZLIKTAN, HESAP-KİTAP BİLMEMEKTEN!..
BAŞBAKAN ERDOĞAN "İSTANBUL'A İKİ BÜYÜK YENİ ŞEHİR EKLENECEĞİNİ" AÇIKLADI!.. İSTANBUL'UN NÜFUSU OLMUŞ 15 MİLYON!.. TÜRKİYE NÜFUSUNUN BEŞTE BİRİ, O KÜÇÜCÜK ALANA YAĞILMIŞ... BU DA YETMİYORMUŞ GİBİ, ANKARA-İZMİR-ADANA-BURSA-GAZİANTEP GİBİ ŞEHİRLERE BİR 15 MİLYON DAHA YIĞILMIŞ!.. TÜRKİYE'NİN GERİ KALANI DA BOŞALMIŞ!.. ŞİMDİ KALKMIŞ BAŞBAKAN, İSTANBUL YÖRESİNE BİR 15 MİLYON DAHA YERLEŞTİRMEK İSTİYOR!..
HALBUKİ, 330 MİLYONLUK A.B.D.'DE BİLE NÜFUSU BİR MİLYONDAN FAZLA ŞEHİRLERİN SAYISI 10 KADARDIR!.. İSTER İNAN, İSTER İNANMA, BAŞKENTİ WASHINGTON'UN NÜFUSU BİR MİLYONDAN AZ, 750.000 KADARDIR...
BİR MİLYONDAN DAHA BÜYÜK ŞEHİRLER, KANSERLEŞMEYE YÜZTUTMUŞ YERLEŞİM MERKEZLERİDİR!.. SORUNLARI ASLA ÇÖZÜLMEZ, SALDIRI, TECÂVÜZ, KAZÂ YÖNÜNDEN HAYÂTÎ TEHLİKE CANGILLARDAN (BALTA GİRMEMİŞ ORMAN) DAHA BÜYÜKTÜR. İŞSİZLİK, SEFÂLET, SUÇ ORANI AFRİKA KÖYLERİNDEN DAHA YÜKSEKTİR... ONUN İÇİN BAHSETTİĞİMİZ ŞEHİRLERİ BÜYÜTMEK, ANCAK BAKIRKÖY AKIL HASTÂNESİ'NDEN KAÇMIŞ DELİLERİN DÜŞÜNECEĞİ BİR "ÇILGIN PUROJE" OLABİLİR!.. YAPILMASI GEREKEN, O ŞEHİRLERDE BİRBİRİ ÜZERİNE YIĞILMIŞ SANAYİ TESİSLERİNİ, FABRİKALARI PİLÂNLI BİR ŞEKİLDE YURDUN DİĞER KÖŞELERİNE YAYMAK, MEMLEKETİN TÜMÜNÜ İMÂR, HALKINI DA MÜREFFEH (REFAH SÂHİBİ) KILMAK GEREKİR!
BİR PİLÂNLAMA TEŞKİLÂTI HER ÜLKEYE, HATTÂ HER EVE BİR PİLÂNLAMACI LÂZIMDIR. AMA GERÇEK BİR PİLÂNLAMA İÇİN!... ÖYLE BİZİM DEVLET PİLÂNLAMA TEŞKİLÂTI GİBİ GELECEĞİ KESTİRMEDEN; SINIRLI KAYNAKLARI, MÜBREM İHTİYAÇLARI TAM OLARAK TESBİT ETMEDEN; "OPTİMUM" NOKTALARI BULMAK İÇİN UZUN ARAŞTIRMALAR YAPMADAN HAZIRLANAN PİLÂNLAR, BİR İŞE YARAMAZ!.. ÜSTELİK HAZIRLANAN PİLÂNLARI, UYDURUK KIYTIRIK HÜKÛMETLER HİÇ TAKMIYOR DA BİLDİĞİNİ OKUYORSA, O ZAMAN O TEŞKİLÂTI KAPATMAK ÇOK DAHA VERİMLİ OLUR.
TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINA YAPILAN VE UZUN SÜRE HİÇ KULLANILMAYAN HAVAALANLARI; TEMELİ ATILIP TA DUVARI YÜKSELMEYEN, ÇATISI KAPATILIP TA HİÇ AÇILMAYAN FABRİKALAR!.. BUNLAR D.P.T.'DEN GEÇTİYSE, NASIL GEÇTİ?.. GEÇMEDİYSE, D.P.T.'YE NE İHTİYAÇ VAR???
SÂDECE O MU?.. "OPTİMUM" VERİM İÇİN TÜRKİYE'DEKİ DANIŞTAY'I, SAYIŞTAY'I, HATTÂ PARLAMENTOSU DÂHİL, BÜTÜN ÜST KURULLARINI KAPATMAK, RTÜK, BBDK, YÖK GİBİ KURUMLARIN KAPISINA KİLİT ASMAK GEREKİR. BU ÜLKE ONLAR OLMADAN ÇOK DAHA KOLAY VE GÜZEL İDÂRE EDİLİR!.. VALLÂHİ, ŞU PARLAMENTOYU BİR YIL KAPATIN, KAANUN MAANUN YAPMASIN, BAKIN GÖRÜN MEMLEKET NASIL GÜLLÜK-GÜLİSTANLIK OLUYOR!.. NİTEKİM 1960'DAN VE 1980'DEN SONRA UZUN SÜRE T.B.M.M. KAPALI KALMIŞTI, KIYÂMET KOPMADI1 İŞLER TIKIR TIKIR YÜRÜDÜ... ŞAKA BİR YANA, HER ŞEYDEN ÖNCE VERİMLİ ÇALIŞMASI, LÜZÜMSUZ ELEMAN BARINDIRMAMASI, LÜZUMSUZ İŞLER İLE UĞRAŞMAMASI GEREKEN İLK KURUMLAR T.B.M.M., BAKANLIKLAR VE GENEL KURMAY'DIR... HİÇ ANLAMAM, ASKERÎ BİR KURULUŞ OLAN SİLÂHLI KUVVETLER'DE NASIL OLUR DA, 40.000 SİVİL MEMUR ÇALIŞIR?.. BUNLAR ŞU VEYA BU GENERALİN KIZI, KIZANI, AKRABASI, HEMŞEHRİSİ MİDİR?..
NEDEN SÖZ EDİYORDUK?.. HAA, AZALAN DEĞERLERDEN!.. DEVLET KURUMLARINDA ELEMAN SAYISI ARTTIKÇA VERİM DÜŞTÜĞÜ GİBİ; ÜRETİM ARTSIN, KÂR ARTSIN DİYE FAZLA ÇALIŞMAYA ZORLANAN İNSANLAR MUTSUZ, MORALİ BOZUK BİR HÂLE GELİRLER, ONLARIN DA VERİMLERİ DÜŞER!.. DOLAYISİYLE, İHTİYAÇLARINI KARŞILAYIP İNSANLARI MUTLU ETMEYİ AMAÇLIYAN İKTİSAD İLMİ, GÂYESİNDEN TAMÂMEN UZAKLAŞTIĞI GİBİ, İŞVEREN DE ÜRETİMDEN BEKLEDİĞİ KAZANCI SAĞLAYAMAZ!
BURADA KISACA BELİRTELİM, İLERDE GEREKİRSE ÜZERİNDE UZUN UZUN DURURUZ... ANKARA, İSTANBUL, İZMİR GİBİ ŞEHİRLERDE İNSANLARIN YOLDA GEÇEN ZAMANLARI DA, İŞİN BİR PARÇASI SAYILMALIDIR... ONUN İÇİN MESAİ 6 SAATE İNDİRİLMELİ, YOLDA GEÇEN 1.5-2 SAAT İLE HER ÇALIŞANIN 8 SAATİ DOLDURDUĞU DÜŞÜNÜLMELİDİR. ASLA BU İNSANLAR FAZLA MESAİ İÇİN ZORLANMAMALI, UZUN ÇALIŞMASI GEREKEN İŞYERLERİ 6'ŞAR VEYA 4'ER SAATLİK VARDİYELER HALİNDE ÇALIŞMALIDIR. BU SURETLE O İNSANLARIN KENDİLERİNE VE AİLELERİNE ZAMAN AYIRMASI SAĞLANMIŞ OLACAK, İŞE DAHA İSTEKLİ VE MUTLU GELECEKLER VE VERİMLERİ ARTACAĞI İÇİN DE ÜRETİMDE BİR DÜŞME OLMAYACAKTIR.
BÖYLE BİR UYGULAMA BELKİ İSTANBUL, İZMİR, ADANA, BURSA ÇEVRESİNE YIĞILMIŞ OLAN SANAYİ TESİSLERİNİN, DİĞER ANADOLU İL VE İLÇELERİNE DAĞILMALARINA BİLE YOL AÇABİLİR.
İNSANLARIN İŞYERİNDE, BÜROSUNDA 10 SAAT, 12 SAAT, HATTÂ 16 SAAT OTURMASI ÇOK İŞ YAPTIKLARINI GÖSTERMEZ... AYNI İŞİ 6 VEYA 8 SAATTE ÇOK DAHA İYİ YAPABİLİRLER... AMA İYİ PİLÂNLAMAK, İYİ YÖNLENDİRMEK ŞARTIYLA!..
NE DEDİK???.. İKTİSAD, KIT KAYNAKLARIN PİLÂNLI, DÜZENLİ VE VERİMLİ KULLANILMASI İLMİDİR!.. HAMMALİYE DEĞİL!.
ASLINDA KAPİTALİST, "SERBEST PİYASA"CI EKONOMİ YAZARLARI BİLE BU KONUYA DEĞİNMEDEN EDEMEZLER... HEMEN BÜTÜN İKTİSAD KİTAPLARININ BAŞINDA

- NE ÜRETİLECEK?
- NASIL ÜRETİLECEK?
- KİMİN İÇİN ÜRETİLECEK?
SORULARINI KOYARLAR Kİ, BU DAHİ PİLÂNLAMAYA İŞÂRET EDER, VE NEREDE OLURSA OLSUN, CEVAPLANIDIRILMASI GEREKEN SORULARDIR
İSLÂM'I GÖRE CEVAP BELLİDİR: ÜRETİM İNSAN İÇİN YAPILACAK!.. İNSANIN İHTİYÂCI NE İSE, O ÜRETİLECEK!.. ÜLKENİN TOPRAĞI VE SUYU HANGİ ÜRÜNLERİN YETİŞMESİNE İMKÂN SAĞLIYORSA, O ÜRETİLECEK!.. ÇEVREYE ZARAR VERMEDEN, İHTİYAÇ KADAR ÜRETİLECEK!.. EKSİKLER DİĞER ÜLKELERDEN DIŞ TİCÂRET İLE SAĞLANACAK!.. BUNUN İÇİN DİĞER ÜLKELERİN İHTİYAÇ DUYDUĞU MALLARI ÜRETME İMKÂNIMIZ VARSA, ONLAR ÜRETİLİP SATILACAK; İTHÂLÂT, İHRACAT İLE KARŞILANACAK!.. ÜRETİM, ULAŞIM VE TİCÂRET DÜZGÜN GİTMESİ İÇİN MÂLÎ KAYNAKLAR DÜZENLİ BİR ŞEKİLDE TAHSİS VE TAKSİM EDİLECEK!.. BÜTÜN BU ÜRETİM VE TİCÂRET İÇİN GEREKLİ ELEMANLAR (ZIRAATÇILAR, MÜHENDİSLER, MİMARLAR, DOKTORLAR, NAKLİYECİLER, MÂLİYECİLER, TÜCCARLAR, ÖĞRETMENLER, AŞÇILAR, İŞÇİLER VE DİĞERLERİ) GEREKEN SAYIDA YETİŞTİRİLECEK!..
BÜTÜN BU İŞLEMLERİN PİLÂNLAMA OLMADAN YAPILMASI MÜMKÜN MÜ? .. ELBETTE Kİ HAYIR!.. HER ŞEYDE ÖLÇÜ VE ADÂLET PİLÂNLAMANIN TEMELİ!..

- "BİZ ELÇİLERİMİZİ AÇIK HÜCCETLERLE GÖNDERDİK.
VE ONLARLA BİRLİKTE KİTAP VE MİZÂNI DA İNDİRDİK Kİ,
İNSANLAR ADÂLETİ AYAKTA TUTSUNLAR!"
(HADİD SÛRESİ , 25. ÂYET)
DER ALLAH!.. HAKKANİYET, ADÂLET HER BEŞERÎ MÜNÂSEBETTE OLDUĞU GİBİ, İKTİSÂDÎ İLİŞKİLERDE DE ŞARTTIR!..
ŞİMDİ BİRİLERİ ÇIKIP DİYECEK Kİ, "KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSI DA İNSAN İÇİN ÜRETİYOR." ... DOĞRUDUR, AMA ONLAR "KÂR"I ESAS ALARAK ÜRETİYOR. DAHA ÇOK KÂR GETİRECEK MADDELERİ TERCİH EDİYOR, TEMEL İHTİYAÇ MADDELERİNİ DEĞİL!.. HATTÂ SON DERECE LÜZUMSUZ, LÜKS MADDELER ÜRETİYOR, SONRA DA REKLÂMLA BUNLARI "İHTİYAÇ" GİBİ GÖSTERİYOR! CEP TELEFONLARININ, TELEVİZYON CİHAZLARININ, OTOMOBİLLERİN SIK SIK MODEL DEĞİŞTİRMESİ, İNSANLARIN ELLEERİNDE KULLANILABİLİR HALDE OLAN MALI ATIP YENİSİNİ ALMAYA TEŞVİK ETTİĞİNİ HER GÜN GÖRÜYOR, YAŞIYORUZ. BU UYGULAMA, İSRAFTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR, İSLÂM'A AYKIRIDIR.
HALBUKİ TÜRK DEVLETİ, UZUN YILLAR EKMEĞE NARH KOYMUŞTU. NİYE?.. UCUZ OLSUN DA, FAKİR HALKIN TEMEL GIDASI SOFRASINDAN UZAK OLMASIN DİYE!.. TA 1960'LARA KADAR "GAZ, TUZ, BEZ" DENİRDİ, ÜLKENİN HER YERİNDE VE UCUZA TEMİN EDİLİRDİ. NİYE?.. GAZ, ELEKTRİK OLMAYAN YERLERDE AYDINLATMA İÇİN KULLANILAN GAZ LÂMBALARI İÇİN BÜYÜK İHTİYAÇTI. HER YERDE TUZ YATAĞI BULUNMADIĞINDAN DEVLET TUZU ÜRETİR, YURDUN EN ÜCRÂ KÖŞELERİNE BİLE ULAŞTIRIRDI, MİLLETİN AĞZININ TADI YERİNDE OLSUN DİYE... BEZ İSE, SÜMERBANK'IN ÜRETTİĞİ "AMERİKAN" VEYA "PATİSKA" DİYE BİLİNEN BEYAZ KUMAŞLARDI Kİ. MİLLET DONUNU, GÖMLEĞİNİ, ÇARŞAFINI, ÖRTÜSÜNÜ YAPABİLSİN, ÇIPLAK KALMASIN DİYE!.. ATATÜRK'ÜN BAŞLATTIĞI BU UYGULAMA, GERÇEKTEN İSLÂM'IN ÖZÜNE SON DERECE UYGUN İKTİSÂDÎ BİR TEDBİR İDİ. VAZGEÇİLMEMESİ, TEMEL İHTİYAÇ LİSTESİNE YENİ MADDELER EKLENMESİ, VE ONLARIN HALKIN İHTİYACINI KARŞILAYACAK ŞEKİLDE ÜRETİLMESİ GEREKİRDİ.
HOŞ, HAKKINI YEMEYELİM, A.B.D. DE BUNA BENZER BİR UYGULAMA VARDIR, VE HÂLÂ SÜRER. AMERİKAN DEVLETİ SÜTÜ, ETİ, MUZU VE BENZİNİ SON DERECE UCUZ TUTAR, HALKA DÜŞÜK FİYATLA ULAŞMASINI SAĞLAR. SÜT, ET VE MUZ BESLENMEYİ, BENZİN DE ULAŞIMI VE AMERİKALI'NIN VAZGEÇEMEDİĞİ OTOMOBİL MERÂKINI TATMİN EDER. NE VAR Kİ, AMERİKA DEVLETİ BUNU, HALK ZENGİN-FAKİR UÇURUMUNDAN RAHATSIZ OLUP İSYAN ETMESİN DİYE YAPAR, YOKSA İNSANA DEĞER VERDİĞİ İÇİN DEĞİL!.. BENZİNİN FİYATI ARTMASIN DİYE SAVAŞ DAHİ ÇIKARIR, PETROL ÜRETEN ÜLKELERE SALDIRIP, YÜZBİNLERCE İNSANI ÖLDÜRÜR!
ÖTE YANDAN, KAPİTALİST ZİHNİYETLE YAPILAN ÜRETİM, ÇEVREYE, İNSANLARA, HAYVANLARA VERDİĞİ ZARARA ALDIRIŞ ETMEZ!.. BİR ŞEYİ YAPARKEN PEK ÇOK ŞEYİ YIKAR... BUNUN ÖRNEKLERİNİ ÜLKEMİZDE DAHİ GÖREBİLİRİZ. İZMİT KÖRFEZİ, SAKARYA NEHRİ, KIZILIRMAK NEHRİ ARTIK BİRER ZEHİR VE MİKROP YUVASI HÂLİNE GELMİŞTİR, FABRİKA ATIKLARINDAN, ŞEHİR LÂĞIMLARINDAN DOLAYI!
"NE ÜRETİLECEK?" SORUSUNA DAHA KAPSAMLI CEVAP VERMEK GEREKİRSE: TEMİZ SU, YİYECEK (EKMEK, ET, SEBZE, MEYVA, SÜT ÜRÜNLERİ, ŞEKER, ÇAY, VS.), BARINAK (HER ÂİLEYE EV), ENERJİ (ELEKTRİK, KÖMÜR, ODUN, GAZ, BENZİN, MAZOT GİBİ YAKITLAR), ULAŞIM (OTOBÜS, TİREN, UÇAK, GEMİ, KAMYON, TIR, KÜÇÜK ARAÇ, VS.) SAĞLIK, (HASTANELER, İLAÇ, TIBBÎ ARAÇ VE ÂLETLER), EĞİTİM (OKULLAR, SIRALAR, KİTAPLAR, ARAÇ, GEREÇ, VS.), SAVUNMA (TESİSLER, GEMİLER, UÇAKLAR, ÇEŞİTLİ SİLAHLAR, FÜZELER, RADARLAR, VS.) VE BÜTÜN BU İHTİYAÇLARI KARŞILAYACAK ÇİFTLİKLER, MANDIRALAR, ATÖLYELER, FABRİKALAR, DÜKKÂNLAR... KENDİ ÜRETEMEDİĞİMİZİ BAŞKA ÜLKELERDEN SATIN ALABİLMEK İÇİN ONLARIN İHTİYAÇLARINA YÖNELİK YERLİ İMKÂNLARLA ÜRETİM... HEPSİNİN NE KADAR ÇOK PİLÂNLAMAYA İHTİYAÇ DUYDUĞU ORTADA DEĞİL Mİ?.. BUNLARIN HİÇBİRİNİ BAŞIBOZUK PİYASANIN DALGALANMASINA BIRAKMAK AKIL KÂRI OLMAZ! TERCİH ŞARTTIR. ÜLKENİN KISITLI İMKÂN VE KAYNAKLARINI EN ÂCİL İHTİYAÇIN ÜRETİMİNE TAHSİSLE BAŞLAYARAK, DİĞER MALLARIN ÜRETİMİNE GEÇMELİ, ASLA LÜKS MADDE ÜRETİMİ TEŞVİK EDİLMEMELİ, ONA KAYNAK TAHSİSİ YAPILMAMALIDIR.
BURADA BELİRTİLMESİ GEREKEN HUSUS ŞUDUR Kİ, ZÂLİM KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSI HER ŞEYİ BİR KÂR-KAZANÇ ARACI OLARAK GÖRDÜĞÜ İÇİN, SUYA BİLE EL ATMIŞTIR. GERİ KALMIŞ ÜLKELERİN YÖNETİCİLERİNİ KANDIRARAK SU KAYNAKLARINI NEREDEYSE YOK FİYATINA SATIN ALMIŞ, AKLI DURGUNLUK VERECEK ANLAŞMALAR YAPMIŞ, SONRA O ÜLKENİN SUYUNU O ÜLKENİN HALKINA FAHİŞ FİYATLA SATMAYA BAŞLAMIŞTIR. BU UYGULAMA GÜNEY AMERİKA ÜLKELERİNDE İNSAFSIZ BİR İŞKENCE BOYUTUNA VARMIŞ, DEREDEN HAYVANINI SULAYAN KÖYLÜLER ÜCRET ÖDEMEDİKLERİ İÇİN CEZAYA ÇARPTIRILMIŞLARDIR... EN İNANILMAZI DA, YÜKSEK SU BEDELLERİNİ ÖDEMEK İSTEMEYEN İNSANLARIN BAHÇELERİNE, DAMLARINA SU BİDONLARI KOYARAK YAĞMUR SUYU TOPLAMALARI DAHİ, BU ZÂLİM FİRMALAR TARAFINDAN "ANLAŞMAYA AYKIRI, BU ÜLKENİN TOPRAĞINDAKİ HER DAMLA SU BİZE ÂİTTİR," BAHÂNESİYLE ÖNLENMEYE ÇALIŞILMASIDIR!.. ALLAHTAN, PEK ÇOK ÜLKE BU TARZ ANLAŞMALARI İPTAL ETMEYE BAŞLAMIŞTIR.
AMA DURUN, "BİZDE VAZİYET NEDİR?" DERSENİZ, HIRİSTİYAN BATI YANLISI MEDYA GİZLEDİĞİ İÇİN, BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN AĞZINDAN BİR LÂF KAÇMASAYDI, HABERİMİZ OLMAYACAKTI. (2012)... RECEP TAYYİB ERDOĞAN BİR TÖRENDE, "BİZE FIRAT'I SATTINIZ, DİYORLAR. BİZ FIRAT'I SATMADIK. SÂDECE SUYUN KULLANMA HAKKINI SATTIK," DİYEREK, AYNI OYUNA GELDİĞİNİ İSTEMEDEN AÇIKLAMIŞTIR!.. NE YAZIK Kİ, BU SAVUNMANIN, KARISINI PAZARLAYAN MUHABBET TELLÂLININ, "BEN KARIMI SATMIYORUM. ONUN KULLANMA HAKKINI SATIYORUM," DEMESİNDEN FARKI YOKTUR!..
"NASIL ÜRETİLECEK?" SORUSUNA GELİNCE, İLK ÖNCE "NEREDE ÜRETİLECEK?" SUALİNİ CEVAPLANDIRMAK GEREKİR... ÜLKEDEKİ HER BÖLGENİN, HER ŞEHRİN, HER İLÇENİN, HATTA HER KÖYÜN İHTİYAÇ, İMKÂN VE KAYNAKLARI GÖZÖNÜNDE TUTULARAK BİR PİLÂNLAMA YAPILMALI, ÜRETİM ONA GÖRE AYARLANMALIDIR... YÂNİ, PATATES ÜRETMEYE MÜSAİT TOPRAKLARDA DOMATES ÜRETİMİ YAPILAMAYACAĞI GİBİ, HER ŞEHRİN KENDİ İHTİYACINI KENDİ ÇEVRESİNDEN KARŞILAMA İMKÂNI VARKEN, BAŞKA YERDEN GELEN MALLARA BEL BAĞLAMASINI ÖNLEYECEK ŞEKİLDE BİR ÜRETİM PİLÂNLAMASINA GİDİLMELİDİR... EVET, EN İYİ DOMATES ANKARA'DA YETİŞMEZ DENEBİLİR, ANCAK ANKARA'NIN DOMATES İHTİYACINI ANKARA ÇEVRESİNDEKİ ARÂZİDEN KARŞILAMAYA ÇALIŞMAK, HEM YÖRE HALKININ GEÇİMİNİ SAĞLAYACAK, HEM DE TÂ ADANA'DAN ANKARA'YA LÜZUMSUZ ULAŞIM MASRAFLARI ÇIKARMAYACAKTIR... ÖTE YANDAN HER BÖLGEDE O BÖLGENİN İKTİSÂDIYATINI DÜZENE KOYACAK, HALKININ GEÇİMİNİ SAĞLAYACAK TARZDA ÜRETİM TESİSLERİ KURULMASI GEREKİR... BU KONUDA ATATÜRK BİR İKTİSAD DEHÂSIDIR. BİR KÖY OLAN KIRIKKALE'YE SİLÂH FABRİKASI KURARAK BUGÜN İL OLMASINI SAĞLAMIŞTIR... AYNİ ŞEKİLDE ALPULLU'YA VE TURHAL'A ŞEKER FABRİKASI, NAZİLLİ'YE BEZ FABRİKASI, KARADENİZ BÖLGESİNE ÇAY, TÜTÜN, FINDIK ÜRETİMİ, EGE'YE ÇUKUROVA'YA PAMUK ÜRETİMİ İLE BU BÖLGELERİN KALKINMASINI SAĞLAMIŞTIR. ONDAN SONRA GELENLER NE YAPMIŞTIR?.. HEM İPEKÇİLİK, DOKUMACILIK, HEM DE ÇİLEK, ŞEFTALİ, KESTÂNE ÜRETİMİYLE ZÂTEN GEÇİMİNİ SAĞLAMIŞ OLAN BURSA YÖRESİNE BÜTÜN OTOMOBİL FABRİKALARINI YIĞMIŞLAR, GERİ KALMIŞ YOZGAT, ÇORUM, TUNCELİ, GÜMÜŞHÂNE GİBİ BÖLGE HALKLARININ YİNE İŞSİZ KALMASINA YOL AÇTIKLARI GİBİ; BURSA, İZMİT, İSTANBUL, İZMİR, ADANA GİBİ SANAYİE DOYMUŞ BÖLGELERİ FABRİKALARLA, TİCÂRETHÂNELERLE DOLDURARAK AŞIRI NÜFUS YÜKLEMESİYLE BU BÖLGELERİN SUÇ VE DÜZENSİZLİK ORTAMI OLMASINA ÇANAK TUTMUŞLARDIR... HELE SÜLEYMAN DEMİREL'İN CUMHURBAŞKANI İKEN "PATATES TARLASINDA OTOMOBİL YETİŞECEK" DİYE EKİM ALANINI FORD ŞİRKETİNE GÖNÜLDEN TAHSİS ETMESİ, UNUTULACAK ŞEY DEĞİLDİR!.. DÜNYÂNIN HİÇ BİR KALKINMIŞ ÜLKESİNDE TARIM SAHÂSINA FABRİKA KURULMAZ!
"NASIL ÜRETİLECEK?" SORUSU "NEYLE ÜRETİLECEK?" ANLAMINA DA GELİR. MAKİNAYLA MI, EN ÜSTÜN TEKNOLOJİ İLE Mİ, YOKSA İNSAN GÜCÜNE AĞIRLIK VEREN BİR SİSTEMLE Mİ?.. ELBETTE Kİ HALKIN İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN, MESELÂ KUMAŞLAR FABRİKADA ÜRETİLMELİ... ANCAK ŞİLE BEZİ, BODRUM PAMUKLUSU GİBİ EL DOKUMASI KUMAŞLARIN DA YOK OLMASINA İZİN VERİLMEMELİ, TEŞVİK EDİLMELİDİR. BU HEM BİR KÜLTÜR HİZMETİ, HEM DE İŞ SAHÂSI AÇILMASI BAKIMINDAN ÖNEMLİDİR... ÜRETİMDE MUTLAKA ÜLKE İMKÂNLARI GÖZÖNÜNE ALINMALI, GEREKİRSE, DIŞ REKAABET İLE MİLLÎ SANAYİİN ÇÖKMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN, KOTA VE İTHALAT VERGİSİ UYGULANMALIDIR... HİÇ UNUTULMAMALIDIR Kİ, UCUZ ETİN YAHNİSİ KÖTÜ OLUR... YÂNİ, UCUZ DİYE TURGUL ÖZAL'IN 1980'LERDE YAPTIĞI GİBİ YABANCI MAL (TEREYAĞ, PEYNİR, ET, SİGARA... ŞİMDİ HER ŞEY) İTHÂLİNE GİDİLİRSE, YERLİ SANAYİ DALLARI (TEKSTİL, ÇAY, SİGARA, VS.) VE HAYVANCILIK ÇÖKER, ZIRAAT ÇÖKER, İŞSİZLİK ARTAR, MAKRO EKONOMİ AÇISINDAN ASTARI YÜZÜNDEN PAHÂLIYA GELİR!..
İSLÂM İKTİSÂDİYÂTINDA ÜZERİNDE ÖNEMLE DURULMASI GEREKEN MAKRO EKONOMİ ŞÖYLE İŞLER, BİR MİSÂL İLE AÇIKLAYALIM: 1970'LI YILLARIN MEŞHUR BİR ANKARA BELEDİYE BAŞKANI VARDI. RAHMETLİ VEDAT DALOKAY... O ŞÖYLE DEMİŞTİ: "BEN BELEDİYE'YE ÇOK SAYIDA OTOBÜS GETİRECEĞİM, HALKI BEDAVA TAŞIYACAĞIM..." ADAMA "DELİ" DEDİLER... HALBUKİ, DALOKAY, PUROJESİNİN HAKLI GEREKÇESİNİ ŞÖYLE AÇIKLAMIŞTI: "OTOBÜSLER BEDAVA OLUNCA, HALK İŞE, ÇARŞIYA OTOMOBİLİ İLE GİTMEYECEK. BÖYLECE İTHAL BENZİN SARFIYÂTI AZALACAK. İTHAL OTOMOBİL PARÇALARI, LÂSTİKLER ESKİMEYECEK. YOLLAR ESKİMEYECEK, YENİDEN ASFALTLANMASI GEREKMEYECEK. TIRAFİK SIKIŞIKLIĞI OLMAYACAK. TIRAFİK KAZÂLARI AZALACAK. ÖLÜMLER, YARALANMALAR AZALACAK. HEM OTOMOBİL TÂMİRATINDAN, HEM HASTÂNE VE İLÂÇ MASRAFINDAN, KARAKOL, MAHKEME İŞLEMLERİNDEN TASARRUF EDİLECEK. HERKES İŞİNE, EVİNE GECİKMEDEN GİDECEĞİ İÇİN SİTRES VE GERGİNLİK AZALACAK, KAVGALAR AZALACAK, İNSANLAR DAHA HUZURLU YAŞAYACAK..." BU PUROJENİN OTOBÜS MÂLİYETİ (MİKRO EKONOMİ), ELBETTE Kİ TASARRUF ETTİKLERİNDEN (MAKRO EKONOMİ) DAHA AZ OLACAKTI!.. İŞTE HER MESELEYE BÖYLE MAKRO EKONOMİ AÇISINDAN BAKMAK GEREKİR.
"NASIL ÜRETİLECEK?" SORUSUNUN SON BÖLÜMÜ DE "KATKISIZ, TABİİ VE SAĞLIKLI ŞEKİLDE ÜRETİLECEK" ŞEKLİNDEDİR. YÂNİ, TARIM ÜRÜNLERİ, MÂMÛL YİYECEKLER (SUCUK, SOSİS, EKMEK, PASTA, VS.) GÜZEL GÖRÜNSÜN DİYE KİMYEVÎ BOYA VE MADDELERLE, UZUN DAYANSIN DİYE YİNE KİMYEVÎ MADDELERLE DOLDURULMAYACAK. ELBİSELER, OYUNCAKLAR, EV EŞYÂSI, OTOMOBİL AKSÂMI ASBEST GİBİ, CİVA, ARSENİK, VEYÂ KANSER YAPICI DİĞER KİMYEVÎ VE SUN'İ MADDELER İLE ÜRETİLMEYECEK!.. TAKLİT MAL ÜRETİLEBİLİR, ANCAK TAKLİDİ ASLINDAN DAHA SAĞLAM, DAHA SAĞLIKLI OLACAK!.. ÇÜNKÜ İNSAN SAĞLIĞI KÂRDAN DA, TİCÂRETTEN DE ÖNCE GELİR.
BİR SORU DAHA AKLA GELEBİLİR, "NE KADAR ÜRETİLECEK?" BUNUN CEVÂBINI AŞAĞIDAKİ "REKAABET" BAHSİNİN HEMEN ALTINDA VERECEĞİZ.
SERBEST, DAHA DOĞRUSU BAŞIBOZUK PİYASA EKONOMİSİNİN BİR BAŞKA YANLIŞI DA YOKEDİCİ REKAABETTİR!.. BİLHASSA SANAYİ DEVRİMİNDEN SONRA (1800'LER) BU REKAABET ANLAYIŞI KORKUNÇ BOYUTLARA ULAŞMIŞTIR. MESELÂ ZÂLİM VE İNSAFSIZ İNGİLİZLER MAKİNELEŞTİRDİKLERİ DOKUMA TEZGÂHLARINDA HIZLI VE BOL ÜRETTİKLERİ TEKSİL MALZEMELERİ DÜNYÂYA SATABİLMEK İÇİN, RAKİP OLARAK GÖRDÜKLERİ HİNDİSTAN'DAKİ DOKUMA EL TEZGÂHLARINDA ÇALIŞAN BİNLERCE İŞÇİNİN BAŞPARMAĞINI KESEREK TEZGÂHLARI DURDURMUŞLARDIR. SIRF "O SATMASIN, BEN SATAYIM," ZİHNİYETİ İLE!.. YİNE ZÂLİM, İNSAFSIZ, ALLAHSIZ İNGİLİZLER, UYANIP TA ÇALIŞMASINLAR, KENDİLERİNE RAKİP OLMASINLAR DİYE, ÜLKESİNDE AFYON İÇMEYİ YASAKLAYAN ÇİN İMPARATORUNA SAVAŞ AÇMIŞLARDIR, Kİ "AFYON SAVAŞLARI" DİYE BİLİNİR!.. ŞİMDİLERDE DE UCUZ ENERJİ (SOĞUK FİZYON GİBİ) TÜRLERİ, KANSERİ BİLE İYİ EDECEK İLAÇLAR BULUNDUĞU, ANCAK BUNLARIN PİYASAYA ÇIKMASINI PETROL VE İLAÇ FİRMALARININ ÖNLEDİĞİ, HATTA BÂZI BİLİM ADAMLARINI REKAABET YARATMASIN DİYE ÖLDÜRDÜĞÜ SÖYLENMEKTEDİR... KÂR VE PARADAN BAŞKA BİR ŞEYE DEĞER VERMEYEN KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI'NIN YAPMAYACAĞI YOKTUR, İNANIRIZ!.. HALBUKİ İSLÂMDA REKAABET, ANCAK İYİDE, İYİLİKTE YARIŞMAKTIR!.. DAHA ÖNCE DE SÖYLEDİĞİMİZ GİBİ, ÖYLE RAKİBİ YOK ETME, MALINI, TARLASINI, FABRİKASINI YAKIP YIKMA YOKTUR!.. O YÜZDEN, "BEN BURADA BAŞKASINA TEZGÂH AÇTIRMAM!" DİYE İNSANLARIN İŞ YAPMASINI ENGELLEMEK, ONLARI TEHDİT ETMEK, HATTÂ ÖLDÜRMEK ÇOK BÜYÜK GÜNAHTIR! MÜSLÜMAN BÖYLE YAPACAĞINA, KENDİ İŞİNİ DAHA İYİ YAPIP TERCİH EDİLMEYİ AMAÇLAMALIDIR. MÜSLÜMANIN GAYRIMÜSLİMLE BİLE REKAABETİ BÖYLEDİR.
ASLINDA BATI TARZI REKAABET, ÜRETİM FAZLALIĞINDAN DOĞAR!.. HER ŞEY BAŞIBOZUK PİYASA EKONOMİSİNE GÖRE YÜRÜTÜLDÜĞÜ İÇİN, KİMİN NE KADAR ÜRETECEĞİ (BÜTÜN "PAZAR" ARAŞTIRMALARINA RAĞMEN) FİRMALARCA TAM OLARAK TESBİT EDİLEMEZ. VEYÂ FİRMA ÇOK BÜYÜK KAPASİTELİ BİR FABRİKA KURMUŞTUR, FAZLA MALI NEREYE SATACAĞINI BİLEMEZ, DİĞER FİRMALAR İLE REKAABETE GİRER.
HALBUKİ, PİLÂNLI İSLÂM EKONOMİSİNDE, HER MAL ÜLKE İHTİYACI KADAR, VEYÂ BUNA EK OLARAK İHRACAT KADAR ÜRETİLİR. ÜÇ-BEŞ FAZLA YA DA EKSİK FARKETMEZ. ÜRETİM BÖYLE OLUNCA DA BATI TARZI REKAABET OLMAZ... BUNA ÖRNEK OLARAK EKMEK ÜRETİMİNİ VEREBİLİRİZ. FIRINLAR SERBEST ÇALIŞMALARINA RAĞMEN, HER GÜN ÜRETİM YAPTIKLARI İÇİN, GÜNDE KAÇ EKMEK SATACAKLARINI BİLİRLER VE ONA GÖRE ÜRETİM YAPARLAR. BU YÜZDEN BİRBİRLERİ İLE REKAABETE GİRMEZLER.
BU YAZDIKLARIMIZI YETERSİZ BULUNLARA ŞUNU USÖYLEMEK İSTERİZ: BİZ BURADA SÂDECE İSLÂM EKONOMİSİNİN TEMEL PİRENSİPLERİNİ ANLATIYORUZ. ÖZÜNÜ VERİYORUZ... TEFERRUATI, DETAYLANDIRILMASI HERHANGİ BİR İKTİSAT KİTABINDAKİ BİLGİLER İLE SAĞLANABİLİR. AKLINIZ NEYE TAKILIYORSA, ONU İNTERNETTEN, KÜTÜPHÂNELERDEN ARAYIP DERİNLEŞTİRİN.
YUKARDA "GÖKTE, YERDE VE ARALARINDA NE VARSA, ALLAH'INDIR," DEMİŞ, BUNU ÂYETLER İLE DESTEKLEMİŞ, HIRİSTİYAN-YAHUDİ ÂLEMİNİN "MÜLKİYET" KAVRAMINA NASIL BAKTIĞINI ANLATMIŞTIK... DEVÂM EDİYORUZ.

- "DE Kİ: EY MÜLKÜN SÂHİBİ ALLAHIM!..
SEN MÜLKÜ DİLEDİĞİNE VERİRSİN!.
DİLEDİĞİNDEN ALIRSIN!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 26. ÂYET)
ALLAH "MALI-MÜLKÜ DİLEDİĞİNE VERDİĞİNİ" BELİRTMİŞ... ÂDİL BİR DÜZEN İÇİN DE MÜLKİYET VE GELİR DAĞILIMI KAVRAMLARININ İYİ İŞLENMESİ GEREKİR.
MÜLKİYET, "MAL SÂHİBİ, MÜLK SÂHİBİ OLMA" DEMEKTİR. İNSAN NELERE, NASIL SÂHİP OLUR?.. MESELÂ ÇOĞU TOPLUMLARDA "TOPRAĞA SÂHİP OLMAK" GİBİ BİR DÜŞÜNCE GELİŞMEMİŞTİR. AFRİKA HALKLARINDA, ASYA'DA, AMERİKAN YERLİLERİNDE BÖYLE BİR DÜŞÜNCE YOKTUR. ESKİ TÜRKLER "AT, AVRAT, PUSAT" DERKEN SÂHİP OLDUKLARINI DİLE GETİRMİŞLERDİR. BUNLAR DIŞINDAKİ HEMEN HER ŞEY ORTAK KULLANILIRDI... ESKİ TÜRK HAKANLARI MAL BİRİKTİRMEZLER, HER YIL BİR TOY (ZİYÂFET) DÜZENLEYİP, BİRİKMİŞ MALLARINI HALKA DAĞITIRLARDI. BU ÖYLESİNE ÖNEMLİ BİR ÂDETTİ Kİ, TÜRK BOYLARI MALINI DAĞITMAYAN HAKANI ÖLDÜRÜR, YENİSİNİ SEÇERLERDİ!

"MAL TOPLAYARAK,
MALI KENDİSİNİ ÖLÜMSÜZ KILACAK SANIR!"
(HÜMESE SÛRESİ , 1-4. ÂYETLER)
İSLÂM'DA MÜLKİYET VARDIR, AMA MAL BİRİKTİRME MAKBUL SAYILMAZ... TOPRAK, İLK BAŞLARDA GANİMET MALI GİBİ DAĞITILMIŞ İSE DE, HAZRET-İ ÖMER FETİHLER ARTTIKÇA BUNUN YARATACAĞI SORUNLARI GÖREREK İKTA SİSTEMİNİ KURMUŞTUR... YÂNİ TOPRAK DEVLETİNDİR, İŞLEYENE KULLANMA HAKKI VERİLIR.
BU SİSTEM HEMEN BÜTÜN İSLÂM DEVLETLERİNDE, SELÇUKLU VE OSMANLI'DA UYGULANMIŞTIR, "TİMAR" DİYE BİLİNİR. OSMANLI DEVLETİ'NİN BİRLİĞİNİ, HALKIN DİRLİĞİNİ SAĞLAYAN "TİMAR" SİSTEMİ, AÇGÖZLÜ HIRİSTİYAN BATILILAR'IN OSMANLI TOPRAKLARINI DA SÖMÜRGELEŞTİRME HIRSI İLE YAPTIĞI BASKILAR SONUCU, 1858'DE ÇIKAN "ARÂZİ KAANUNNÂMESİ" İLE TAMÂMEN ORTADAN KALKMIŞ, İLK KEZ "TAPU" KAVRAMI ORTAYA ÇIKMIŞTIR. BU TÂRİHTEN ÖNCE KİŞİLERE VERİLEN BELGELER, İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ TAPU DEĞİL; KİŞİYE GEÇİCİ OLARAK TAHSİS EDİLEN TOPRAĞIN "VERGİ BİLDİRİMİ"DİR.
BÖYLECE TOPRAK YAVAŞ YAVAŞ DEVLET'İN ELİNDEN ÇIKMIŞ, TÜRK HALKI MÜLKİYET KAVRAMI YÖNÜNDEN HIRSLI OLMADIĞI İÇİN, BATILILAR İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE OLAN HIRİSTİYAN TEBAA, YÂNİ ERMENİLER VE RUMLAR TOPRAĞI ÜZERLERİNE TAPULATMAYA BAŞLAMIŞLARDIR. ZÂTEN TANZİMAT'IN GETİRDİĞİ MÜSLİM-GAYRIMÜSLİM YURTTAŞ EŞİTLİĞİ BUNUN İÇİNDİ... KİŞİLERİN ELİNE GEÇEN TOPRAĞI, SONRADAN ÇIKARTILAN KAANUNLAR İLE YABANCI ÜLKE VATANDAŞLARINA, ŞİRKETLERİNE MÂLETMEK TE ZOR OLMAMIŞTIR... DAHA DÜN (2012) DE AKP İKTİDARININ ÇIKARDIĞI BİR KAANUN İLE "İLÇE TOPRAKLARININ % 10'U YABANCILARA SATILABİLECEK"TİR... BU NE DEMEKTİR?.. TÜRKİYE'NİN % 10'U YABANCILARA SATILACAKTIR!.. BU KAANUNU ÇIKARTANLAR, ÇIKMASI İÇİN PARMAK KALDIRANLAR, HÂİN DEĞİL DE, NEDİR?.. ALLAH HEPSİNİ CEHENNEMİNE GARKETSİN!
BU İFÂDELERLE OSMANLI'YI MİSÂL GÖSTEREREK, TOPRAK MÜLKİYETİNİN ŞAHISLARA GEÇMESİNİN, ZAMAN İÇİNDE İŞSİZLİĞE, SÖMÜRÜYE, HATTÂ KÖLELİĞE VE YABANCI İŞGÂLİNE YOL AÇTIĞINI, MEMLEKET İKTİSÂDİYÂTINA VE İNSANLIĞA ZARAR VERDİĞİNİ ANLATMAYA ÇALIŞIYORUZ... EVET, İSLÂM ZENGİNLİĞE MÜSAADE EDER, MAL VE MÜLK SÂHİBİ OLMAYA İMKÂN TANIR. HATTÂ TOPRAK MÜLKİYETİNİ BİLE ENGELLEYEN BİR YÖNÜ YOKTUR... AMA ÖZÜNE İNİLDİĞİNDE, TOPRAĞIN DEVLETE ÂİT OLMASI VE İŞLEYENLERE BELİRLİ ÖLÇÜLERDE TAHSİS EDİLEREK ÜRÜNÜNDEN VERGİ ALINMASI DAHA UYGUNDUR. İSLÂM'IN ÂDİL HALİFESİ HAZRET-İ ÖMER'İN TESBİTİ BUDUR!
ŞU HALDE ÖMRÜ İNSANDAN UZUN MAL VE MÜLKLERİN KİŞİLERE TAHSİSİ, TAPULANMASI DOĞRU OLMAZ!.. BUNLAR HAVA, DENİZ-IRMAK-GÖL SULARI; DAĞLAR, ORMANLAR, MÂDENLER, TAŞ OCAKLARI; YOLLAR, KÖPRÜLER, BARAJLAR... VE TOPRAK'TIR... YÂNİ HER TÜRLÜ ŞEHİR, SÂHİL VE TARIM ARÂZİSİ'DİR... İŞLEYENLER, KULLANANLAR VERGİSİNİ ÖDER, AMA SÂHİPLENEMEZ.
AYRICA TÂRİHÎ ESERLER DE, MÜZELİK EŞYÂLAR DA ŞAHISLARIN OLAMAZ!.. BUNLAR MİRAS YOLU İLE DE DEVREDİLEMEZ!.. ONLAR MİLLETİN VE GELECEK NESİLLERİN MALIDIR!..
ÖMRÜ İNSANDAN FAZLA OLDUĞU İÇİN BİR NESLİN GEÇİCİ FERTLERİNE DEĞİL DE, TÜM MİLLET'E VE GELECEK NESİLLERE AİT OLAN MÜLK, DEVLET TARAFINDAN ANCAK KİRÂYA VERİLEBİLİR... MÂDENLERİN İŞLETMESİ, ORMAN ÜRÜNLERİNİN KULLANILMASI, DENİZLERDE AVLANMA, SULAMA, SÂHİLLERDEN YARARLANMA VE TOPRAĞI EKİP-BİÇME, MESKEN ARÂZİSİ OLARAK KULLANMA, HATTÂ TÂTİL SİTESİ KURMA HAKKI 10-30-50 YILLIK SÜRELER İLE KİRÂ KARŞILIĞI VERİLEBİLİR... BU HAK BİR NESİLDEN DİĞER NESLE İNTİKAL EDEBİLİR.
AMA BUNLARIN MÜLKİYETİ ASLA DEVREDİLEMEZ!.. BUNA KİMSENİN HAKKI YOKTUR!.. ÇÜNKÜ O MÜLK TEK BİR FERDE DEĞİL; TÜM MİLLET'E ÂİT BİR DEĞERDİR!.. TOPKAPI SARAYI, YEŞİLIRMAK, MARMARA DENİZİ SÂHİLİ, TOROS DAĞLARI, ÇAMLICA TEPESİ VEYA KÜTAHYA KÖMÜR MÂDENLERİ GİBİ...
KİRALARKEN DE KİME, VE HANGİ ŞARTLAR İLE VERİLDİĞİNE DİKKAT EDİLMELİDİR.
ÇÜNKÜ BUNLARDAN BİR KISMI SADECE MİLLETİN DEĞİL, BÜTÜN İNSANLIĞINDIR!.. BİR ÜLKENİN KENDİ SINIRLARI DÂHİLİNDE OLAN IRMAKLARI, DENİZLERİ DİLEDİĞİ GİBİ KULLANMASI, O IRMAK VE DENİZLE BAĞLANTISI OLAN DİĞER ÜLKELERİ DE ETKİLEMEKTEDİR... TUNA VE AKDENİZ'İN KİRLENMESİ BUNA EN İYİ ÖRNEKTİR. BREZİLYA'NIN ORMANLARINI RASTGELE KESMESİ, BÜTÜN DÜNYÂNIN İKLİMİNİ DEĞİŞTİRMEKTEDİR... ABD'DEKİ FABRİKALARIN DUMANI KANADA'YA, ALMANYA'DAKİLERİNKİ POLONYA'YA ASİT YAĞMURU OLARAK İNMEKTE VE ORMANLARINI ÖLDÜRMEKTE, HAVASINI ZEHİRLEMEKTEDİR.
ÖYLEYSE BU MÜLKLER FERTLERE AİT OLAMAYACAĞI GİBİ, MİLLET VE DEVLETLERE DAHİ EMÂNETTİR, BAŞKALARININ DA HAKKI VARDIR!.. EHLİNE, AKILLI KULLANACAK OLANA VE EMÂNETE İHÂNET ETMEYİP, MÜLKÜ VE ÇEVRESİNİ KİRLETMEYECEK OLANA VERİLMELİDİR.
BU KURAL, BÂZI ŞAHSÎ MALLAR İÇİN DAHİ SÖZ KONUSUDUR... ABD'DEKİ BİR BAYANIN KULLANDIĞI SİPREY, GÜNEY KUTBU'NDAKİ OZON TABAKASINI DELEREK, ARJANTİN'DEKİ İNSANIN KANSERDEN ÖLMESİNE YOL AÇABİLMEKTEDİR... ŞU HALDE SÂDECE TÜKETİM MALLARININ MÜLKİYETİNE SÂHİP OLANLAR DEĞİL; HAM MADDELERİ ÜRETİMDE KULLANANLAR DA EHİL, AKILLI VE BAŞKALARININ HAKKINA SAYGILI KİŞİLER OLMALIDIR!..
İŞTE DÜNYÂ EKONOMİSİNİ İÇİNDE BULUNDUĞU BUNALIMDAN, İNSANLARI SEFÂLETTEN, VE GELECEĞİMİZİ FELÂKETTEN KURTARACAK OLAN NİZAM BUDUR!.. MÜLKİYETİN, KARAR MEKANİZMASININ, DENETİMİN BÖYLE DÜŞÜNECEK DEVLETLERDE OLMASI, İSTİKBÂLİMİZ İÇİN ELZEMDİR!..
EN ÖNEMLİ HUSUS, TOPRAĞIN DEVLETE ÂİT OLMASIDIR... MİLLET'İN İHTİYÂCINA GÖRE HANGİ YÖREDE NE KADAR TOPRAK TARIM İÇİN, NE KADAR TOPRAK MER'A İÇİN, NE KADAR TOPRAK MESKEN İNŞAATI İÇİN AYRILACAK; BU TESPİTİN DEVLET'ÇE YAPILIP UYGULANMASIDIR.
TEKRAR BELİRTELİM Kİ, BU SÖZÜNÜ ETTİĞİMİZ KOMÜNİST VEYÂ SOSYALİSTLERDEN ÇALINMIŞ BİR UYGULAMA DEĞİLDİR!.. BU, HAZRET-İ ÖMER'DEN SONRAKİ GÜÇLÜ İSLÂM DEVLETLERİ VE BÜTÜN TÂRİHÎ BOYUNCA, SELÇUKLU VE OSMANLI DÂHİL, TÜRK DEVLETLERİ TARAFINDAN YAPILAN VE İKTA-TİMAR DİYE BİLİNEN UYGULAMADIR!.. ZÂTEN BUNUN BAŞARISINI GÖRDÜĞÜ İÇİN KARL MARX OSMANLI DEVLETİ'Nİ İNCELEMİŞ VE TAM 18 MAKAALE YAZMIŞTIR!.. MARKS'I OSMANLI KADAR ETKİLEYEN BİR BAŞKA GRUP KİMDİR, BİLİYOR MUSUNUZ?.. AT, AVRAT, SİLAH VE ÇADIRDAN BAŞKA ŞAHSÎ MÜLKİYET TANIMIYAN TÜRK ASILLI KIZILDERİLİLER!..
OSMANLI TİMAR SİSTEMİ ÖYLEYDİ!... BU YÜZDEN DEVLET 300 YIL HİÇ SORUNSUZ YAŞADI... ONDAN SONRAKİ 300 YILLIK SORUNLU DÖNEMİN MÜSEBBİBİNİ İSE, PEK AZ KİMSE BİLİR... BU KİŞİ "MUHTEŞEM" VEYA "KANUNÎ" DİYE BİLİNEN SULTAN SÜLEYMAN'DIR!.. 1527'DE VİYANA KAPILARINDAN ELİ BOŞ DÖNMESİ BİR İKAZDI, ANLAMADI... SONRA BİR RUS KARISINI "SULTAN" YAPIP TEPESİNE ÇIKARTTI, ONUN KIŞKIRTMASI İLE EN DEĞERLİ OĞLU MUSTAFA'YI ÖLDÜRTTÜ, BU SEBEPLE TAHTIN SARHOŞ SELİM'E KALMASINA YOL AÇMASININ YANISIRA; BAŞTA DAMADI RÜSTEM PAŞA OLMAK ÜZERE, ÖNÜNE GELENE BÜYÜK ARÂZİLER BAĞIŞLAYARAK TİMAR SİSTEMİNİ BOZDU.
NETİCEDE TAŞRA TEŞKİLATI DEJENERE OLMUŞ, GEÇİM İMKÂNI KALMAYAN SİLÂHLI SİPÂHİLER EŞKIYÂLIĞA BAŞLAMIŞ, İSYANLAR ÇIKMIŞ; HALK YERİNİ YURDUNU TERKETMEK ZORUNDA KALMIŞ, FAKİRLEŞMİŞ, VE SONUNDA DEVLET ÇÖKMÜŞTÜR.
AMA YİNE DE HİÇ BİR ŞEY, TANZİMAT VE ONUN ARDINDAN GELEN "TAPU" KADAR YIKICI OLMAMIŞTIR!.. OSMANLI'DA 1850'LERE KADAR TAPU YOKTU... EVET, BÂZI PÂDİŞÂHLÂR FERMÂN İLE TOPRAK BAĞIŞLAMIŞLARDIR AMA, BİR PÂDİŞÂHIN VERDİĞİNİ BİR BAŞKASI ÇEKİP ALABİLİRDİ!. HEM DE GEREKİRSE BOYNUNU VURURAK!.. "TAPU" DİYE GÖSTERİLEN ÇOĞU BELGELER DE TAHSİS EDİLEN TOPRAĞIN VERGİ BİLDİRİMİDİR.
O YÜZDENDİR Kİ, GAVURLARIN HAZIRLAYIP, MASON MUSTAFA REŞİT PAŞA'NIN 17 YAŞINDAKİ SULTAN ABDÜLMECİD'E ÜMÜĞÜNÜ SIKARAK, İMZÂLATTIĞI TANZİMAT FERMÂNI, HEM PÂDİŞÂHLARIN KELLE ALMA HAKKINI, HEM DE MAL MÜSÂDERE ETME HAKKINI ELİNDEN ALIYOR, ÜSTELİK TEB'ASINA GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN TAPU YOLUNU AÇIYORDU!..
NE KADAR ŞİMDİYE BENZİYOR, DEĞİL Mİ?.. E, SÖYLEDİK, İKTİSAD SİYÂSETTEN AYRILMAZ!.. YALNIZ ŞİMDİKİLER, GAVURLARA GERİ ALINMASI ÇOK ZOR TAPULARLA VATAN TOPRAĞINI SATIYOR!..
BUGÜN DE BÜYÜK ŞEHİRLERİN KÖYLEŞMESİNDEN ŞİKÂYET EDENLER, BUNUN SEBEBİNİN "GECEKONDULARA TAPU VERMEK" OLDUĞU ÜZERİNDE HİÇ DURMAZLAR!..
DAĞDAN GELİP BAĞA YERLEŞEN, BİR ANDA EV SÂHİBİ OLANA TAPU VERİRSENİZ; HEM ÇAMLICA, SARIYER, BOĞAZLAR GİBİ MÛTENÂ YERLERİ MAHVEDERSİNİZ, HEM BU GASPÇININ 10 YIL SONRA ARSASINI MÜTEAHHİDE KAT KARŞILIĞI DEVREDİP, ZENGİN OLMASINA SEBEP OLURSUNUZ!... SONUÇ "TALAN DÜZENİ"DİR!...
BÖYLE HAVADAN EV, APARTMAN VE PARA SÂHİBİ OLMA FIRSATINI KİM KAÇIRIR?.. ANCAK NÂMUSLU VE DEVLET'İNE SAYGILI VATANDAŞLAR!.
HALBUKİ ALMANYA GİBİ "LİBERAL" KAPİTALİST ÜLKELERDE BİLE, ŞEHİRLERDEKİ ARÂZİLER BELEDİYE'YE ÂİTTİR!.. TOPRAK, BİNÂ YAPMAK İSTEYENLERE "KİRÂ"LANIR... BÖYLECE İKİ NESİL SONRA ARSALARIN SONSUZ KÜÇÜK HİSSELERE BÖLÜNMESİ, İSTİMLÂK MASRAFI, ARSA SİPEKÜLÂSYONU, ÇARPIK ŞEHİRLEŞME ÖNLENMİŞ OLUR...
HOLLANDA'DA SÂDECE TOPRAK DEĞİL; BİNÂLAR DA DEVLET'E ÂİTTİR!.. BİR ADA OLAN İNGİLTERE'DE SÂHİLLERİN DÖRTTE ÜÇÜ KRALİÇE'YE ÂİTTİR. SÂHİBİ GÖRÜNÜR AMA SATAMAZ, DEVREDEMEZ!.. YÂNİ BİZİM OSMANLI SİSTEMİNİN KÖTÜ BİR TAKLİDİ!
GÖRDÜNÜZ MÜ?.. AVRUPALILAR BİZİM 150 YIL ÖNCE TERKETTİĞİMİZ "DEVLET MÜLKÜ" SİSTEMİYLE VATANINI KORUYOR; BİZİM HİÇ BİR YÖNETİCİMİZ, AYDINIMIZ, ŞEHİRCİMİZ BU GERÇEĞİ DİLE GETİRMİYOR!.. HALKTAN SAKLIYOR!.. BİR DUYULURSA, ARSA İŞGÂLİ, SÂHİL YAĞMASI YAPAMAZLAR DİYE ÖDLERİ PATLIYOR!... DEMİREL DE, HÂLÂ "MÜLKİYET HAKKI KUTSALDIR," DİYE PALAVRA SIKIYOR!.. ÖNCE "KUR'AN VE ALLAH'IN SÜNNETİ KUTSALDIR," DEYİP VE ONLARIN NELER VAZETTİĞİNİ ANLAMAYA ÇALIŞSA YA!..
İŞTE ÇARPIK MÜLKİYET ZİHNİYETİ, VE İŞTE TA YUKARDAN BERİ İZÂHA ÇALIŞTIĞIMIZ BİZİM GERÇEKÇİ MÜLKİYET ANLAYIŞIMIZ!..
HEMEN EKLEYELİM Kİ, GECEKONDU İÇİN ANLATTIĞIMIZ BU TALAN, "ÖZELLEŞTİRME" ADI ALTINDA TÜM KİT'LERE, ORMANLARA, VE HAZİNE ARAZİSİNE YAYGINLAŞTIRILMAK İSTENMEKTEDİR!..
DEVLET'İN MALI, ASLINDA MİLLET'İN MALIDIR!.. BİZ BUNA MÜLK DİYORUZ... YÂNİ DEVLET NE KADAR ZENGİN İSE, MİLLET DE O KADAR ZENGİNDİR VE BU ORTAK MÜLKTEN YARARLANIR.
AMA BU MÜLK BİR KERE FERTLERİN ELİNE GEÇTİ Mİ, ARTIK ONDAN KENDİSİNDEN BAŞKA KİMSE YARARLANAMAZ!.. SİZ BUGÜN DOLMABAHÇE SARAYI'NA, RESİM-HEYKEL MÜZESİ'NE GİREBİLİRSİNİZ. ORADAKİ EN MEŞHUR SANATKÂRLARIN ESERLERİNİ ZEVKLE SEYREDEBİLİRSİNİZ...AMA RAHMİ KOÇ'UN KÖŞKÜNE, SABANCI'NIN RESİM KOLLEKSİYONUNUN OLDUĞU SALONA GİREMEZ, "ÖZEL MÜLKİYET" KAPSAMINA GİRMİŞ BU ZENGİNLİKLERDEN YARARLANAMAZSINIZ!... ÇÜNKÜ O MALLAR MİLLET'İN DEĞİL; ARTIK RAHMİ'NİNDİR, SAKIP'INDIR.
İŞTE DEVLET'İN ELİNDEKİ HER GÜZELLİK İÇİN BU İMKÂN BÜTÜN FERTLERE TANINMIŞKEN; "ÖZELLEŞEN"LER, BELİRLİ VE AZ SAYIDA KİŞİYİ AŞIRI ZENGİN YAPMAKTAN BAŞKA İŞE YARAMAZ!..
BURADA ÇOK BÜYÜK BİR TEHLİKE DAHA VARDIR. O DA YABANCILARIN BİZLERDEN DAHA ZENGİN OLDUĞU HUSUSUDUR!.. EĞER DEVLET'İN DEĞERLİ MÜLKÜ FERTLERİN ELİNE GEÇERSE; KISA ZAMANDA DAHA ZENGİN OLANLARIN ELİNE KAYAR!.. BU DA MİLLET'İN MALININ, YABANCILARIN ELİNE GEÇMESİNE YOL AÇAR. E, ÖYLE OLMADI MI? KUŞADASI, FETHİYE İNGİLİZLER'İN, ALANYA RUSLAR'IN, SİDE ALMANLAR'IN, G.A.P. BÖLGESİ YAHUDİLER'İN, TRAKYA YUNANLAR'IN ELİNE GEÇTİ Mİ. GEÇMEDİ Mİ?
KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATILILAR'IN 1991'DEKİ ÇÖZÜLMEDEN SONRA, İŞLERİNİ GÜÇLERİNİ BIRAKIP, TÜRKİYE'YE, ORTA ASYA'YA, ESKİ DOĞU BULOĞU ÜLKELERİNE AKIN EDİP, YÖNETİCİLERİ BİR AN ÖNCE "ÖZEL MÜLKİYET KAANUNLARI" ÇIKARTMAYA ZORLAMALARININ AMACI BU İDİ!.. BUNUN İÇİN MAFYA METOTLARI KULLANMAKTAN KAÇINMADILAR!... KANADALILAR 1991 YILINDA, ALTIN MÂDENLERİNİ KENDİLERİNE AÇMAYA YANAŞMAYAN KIRGIZİSTAN BAŞBAKANINI, ACIMADAN ÖLDÜRMÜŞLER, OLAYA KAZA SÜSÜ VERMİŞLERDİR!..
GELELİM BUGÜNE!.. ZALİM A.B.D. İMPARATORLUĞU, BİR TÜRLÜ KONTROLE ALAMADIĞI IRAK'TA, KUKLA BİR HÜKÛMET KURMUŞ, SONRA DA O HÜKÛMETE IRAK'IN KAMU KURUMLARINI, TOPRAĞINI YABANCI ŞİRKETLERE SATTIRMAK İÇİN YASA ÇIKARTTIRMADI MI?.. İNGİLİZ, AMERİKAN GAZETELERİ BİLE, BUNU "İŞGÂLCİLERİN YENİ BİR SÖMÜRGECİLİK GİRİŞİMİ" OLARAK NİTELENDİRDİLER!..
BUNU BİZDE DE KENDİ MECLİSİMİZ YAPTI, AVRUPA BİRLİĞİ'NE UYUM YASALARI" ADI ALTINDA!.. DEMEK Kİ, TÜRKİYE BUGÜNE KADAR HEM A.B.D.'NİN, HEM DE A.B.'NİN İŞGÂLİ ALTINDA İMİŞ!.. DEMEK Kİ, TÜRKİYE'DE DE BİR SÖMÜRGECİ ZİHNİYET HÂKİMMİŞ!.. ÖYLE OLMASA SON 20 YILIN HÜKÛMETLERİ, BEDHAH PARLİAMENTERLERİ, İŞADAMLARI, SÖZDE AYDINLARI, SATILMIŞ MEDYATÖRLER, KENDİ ŞAHSÎ MENFAATLERİNİ MÜSTEVLİLERİN EMELLERİ İLE BİRLEŞTİRİP, BÜTÜN O ÖZELLEŞTİRMELERİ, GÜLE OYNAYA "REFORM" DİYE BİZE YUTTURMAZLARDI!
İŞTE BİZ, BU SEBEPLERDEN DOLAYI UZUN ÖMÜRLÜ MAL VE MÜLKLERİN DEVLET MÜLKİYETİNDEN ÇIKMASINI İHÂNET SAYARIZ. BUNU YAPANLARI YAĞMACI, HIRSIZ, HÂİN GÖRÜRÜZ.
AYRICA MÂDENLER, SULAR, TABİİ KAYNAKLAR DEVLET'E ÂİT OLUNCA, DEVLET BUNLARIN İŞLETMESİNİ KİRÂYA VEREREK, VEYA KENDİ İŞLETEREK KULLANIR... AYRICA KAMU İKTİSÂDÎ İŞLETMELERİ (KİT'LER) İLE DE HALKIN İHTİYÂCINI ÜRETİP SATAR, GELİR ELDE EDER... BÖYLECE HALKIN ÜZERİNDEKİ VERGİ YÜKÜ DE AZALMIŞ OLUR... EĞER BU ZENGİNLİKLER. BU TESİSLER FERTLERE KAPTIRILIRSA; DEVLET'İN GELİR KAYNAKLARI ORTADAN KALKAR. ÜLKEDE GELİR UÇURUMLARI OLUŞUR... HEM İŞSİZLİK, FAKİRLİK ARTAR, HEM DE DAHA FAZLA VERGİ ALINMASI MECBURİYETİ DOĞAR... ÖTE YANDAN MÜLKÜN YABANCILARIN ELİNE GEÇMESİ ÖNLENEMEZ... NETİCEDE SEFÂLET VE ESÂRET KAÇINILMAZ OLUR.
BÜTÜN BU ANLATTIKLARIMIZ, 1980'DEN BERİ ÜLKEMİZDE CEREYAN EDENLERE TIPATIP UYUYOR, DEĞİL Mİ?.. NE KADAR ÇOK ÖZELLEŞTİRME YAPILDIYSA, O KADAR FAKİRLEŞTİK... NE KADAR FAKİRLEŞTİYSEK, HALKIN ÜZERİNDEKİ VERGİLER O KADAR ARTTI... HATTÂ VERGİDEN VERGİ ALAN "ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ" GELDİ!..
MÜLK DEVLET'İN, MAL FERDİN DEDİK... ASLINDA İKİSİ DE EMÂNET, HİÇ UNUTULMAYA!.. YÜCE ALLAH KIZDI MI, ÇEKER ALIR!.. BİR DE SANAT VE BİLİM KONUSU VAR... BİRİNCİSİ TELİF, İKİNCİSİ PATENT, LİSANS HAKLARI İLE ŞAHISLARA MAL EDİLMEK İSTENEN HAKLARDIR.
ELBETTE Kİ BİR SANAT ESERİ MEYDANA GETİREN SANATKÂR İLE, İNSANLIK YARARINA BİR ŞEY KEŞFEDEN BİLİM ADAMI, BU BAŞARISININ MÜKÂFATINI GÖRMELİDİR.
AMA HİÇ KİMSE BİR ROMAN YAZIP, BİR İLÂÇ KEŞFEDİP, SONRA ÖMÜR BOYU SIRT ÜSTÜ YATACAK KADAR PARA KAZANAMAZ!.. ÇÜNKÜ "YERDE, GÖKTE, VE ARALARINDA NE VARSA, ALLAH'INDIR," (MÂİDE SÛRESİ , 18. ÂYET) HÜKMÜ GEREĞİ, SANAT TA, BİLİM DE ALLAH'TANDIR, FERDİN GÖRÜNÜR AM ASLINDA İNSANLIĞA ÂİTTİR!.. BU YÜZDEN KİŞİLERİN ESERLERİNDEN VE KEŞİFLERİNDEN TOPLUMUN YARARLANMA HAKKI, TELİF VE PATENT İLE TAHDİT EDİLEMEZ. TELİF VE PATENT, LİSANS HAKLARI 3-5 YIL, EN FAZLA 10 YIL GELİR GETİRMELİ; SONRA O DEĞERLER MİLLETE VE İNSANLIĞA MAL OLMALIDIR... İSTEYEN BİR KİTABI, ŞİİRİ, BESTEYİ ÇOĞALTABİLMELİ, BASABİLMELİ; BİR MOTORU, DİŞLİYİ, İLÂCI ÜRETEBİLMELİDİR... ABD'DE BİLE TELİF, PATENT HAKLARI EN FAZLA 17 YIL İÇİNDİR!.. BİZDE ÇOK DAHA KISA OLMASI GEREKİR. HALBUKİ ŞU ANDA YAZILI ESER İÇİN SÜRE TAM 70 YILDIR!.. REFİK HÂLİT KARAY RAHMETLİNİN ESERLERİNDEN TORUNU HÂLÂ YARARLANMAKTA, OTURDUĞU YERDEN PARA KAZANMAKTADIR!.. TELİF HAKKI SÜRESİ MUTLAKA AMERİKA'DAN BİLE KISA OLMALIDIR. ÇÜNKÜ BİZ FAKİRİ BOL BİR ÜLKEYİZ... FAKİRİN PARASI İLE ZENGİN TARKAN'I, ÇETİN ALTAN'I ÖMRÜ BİLLÂH BESLİYEMEYİZ!.
HELE Kİ, BİR YAZARIN ESERİNİN TELİF HAKKININ ONUN ÇOCUKLARINA, TORUNLARINA GEÇMESİ; BU KİŞİLERİN HİÇ BİR ŞEY ÜRETMEDEN ATALARININ HATIRALARI İLE BESLENMELERİ KABUL EDİLEMEZ!.. SİZ HİÇ ITRÎ'NİN TORUNLARININ HER TEKBİR GETİRENDEN PARA TOPLADIĞINI TAHAYYÜL EDEBİLİYOR MUSUNUZ?.. HER AMPUL YAKANIN EDİSON'UN TORUNLARINA, VEYA O PATENTİ SATIN ALMIŞ FİRMAYA PARA ÖDEMESİNİ AKILLA, BİLİMLE, İNSANLIKLA BAĞDAŞTIRABİLİYOR MUSUNUZ?.. PASTEUR'UN VÂRİSLERİNE FÂHİŞ BEDELLER ÖDEMEDİĞİ İÇİN KUDURARAK ÖLEN BİR İNSANI, İÇİNİZE SİNDİREBİLİYOR MUSUNUZ?.. BUNA ANCAK MEZAR SOYGUNCULARI RIZA GÖSTEREBİLİR, ÇÜNKÜ SÂDECE ONLAR ÖLÜLERİN SIRTINDAN GEÇİNİRLER!..
ÇOĞU KİMSE BİLİR BİLMEZ KORSAN KASET, KİTAP VS. SATIŞINA KIZIYOR!.. HAKSIZ KIZIYOR!..
EĞER SEN BUNLARI SIRF TELİF ÜCRETİ, VE ARACI, DAĞITICI, SATICI PAYI YÜZÜNDEN PAHÂLI YAPARSAN, GELİRİ KIT VATANDAŞ TA KENDİSİNE UCUZUNU ARAR. "GİRİŞİMCİ" BİR KİŞİDE ÇIKAR, ONLARI DÖRTTE BİR FİYÂTINA PİYASAYA SÜRER!.. BUNDA KIZACAK NE VAR?.. "SERBEST PİYASA EKONOMİSİ" DEĞİL Mİ SAVUNDUĞUNUZ?.. SERBEST EKONOMİ, BAŞIBOZUK EKONOMİ DEMEKTİR!.. KORSAN SATIŞ, BU DÜZENİN ÜRÜNÜDÜR. VATANDAŞIN KABAHATİ DEĞİL!
BİLHASSA YABANCI MALLAR İÇİN PATENT VE TELİF HAKKI HİÇ OLMAMALIDIR. ÇÜNKÜ ÇOĞU, ZENGİN ÜLKELERİN MALLARIDIR... ZENGİN ÜLKELER DE YÜZYILLARCA SÖMÜRDÜKLERİ FAKİR ÜLKELERE, EN AZINDAN TELİF VE PATENT HAKLARINDAN VAZGEÇEREK "ZEKÂT" VERMELİDİRLER!.. KALKINMA, ÖZELLİKLE GERİ KALMIŞ ÜLKELERİN KALKINMASI, ANCAK BÖYLE SAĞLANABİLİR.
İŞTE DEVLET BU YÜZDEN MAL, MÜLK, SANAT ESERİ, İCAT VE KEŞİFLERİN EN UYGUN ŞEKİLDE MİLLET YARARINA KULLANILMASINDAN SORUMLUDUR... SÂDECE BUGÜNÜ DEĞİL; GELECEĞİ DE DÜŞÜNMEK ZORUNDADIR. MÜLKİYET, KARAR MEKANİZMASINDAN AYRILAMAZ!..
KARAR MEKANİZMASI DEYİNCE, HEMEN TABİİ SON DÖNEMDE PITRAK GİBİ ÜREYEN "BAĞIMSIZ" ÜST KURULLAR GELİYOR AKLA!..
ELİNİZİ VİCDÂNINIZA KOYUN, AKLINIZA SORUN : BİR ÜLKEDE HİÇ SİYÂSETTEN VE DEVLET'TEN BAĞIMSIZ DEVLET KURUMU OLUR MU?.. SİYÂSET "ÜLKE İDÂRE ETMEK" DEMEK!.. DEVLET, "MİLLETİN ORGANİZE OLUP, KENDİNİ İDÂRE ETMESİ" DEMEK!.. PEKİ, BUNLAR NE OLUYOR?..
BUNLAR GERÇEKTEN VELED-İ ZİNÂ!.. ÇÜNKÜ BABALARI TÜRK DEVLETİ DEĞİL!.. İ.M.F, AVRUPA BİRLİĞİ, A.B.D., DÜNYA BANKASI FALAN... BÂZEN TEK TEK, BÂZEN DE HEP BİRLİKTE İKTİDÂRDAKİ PARTİLERDEN PEYDÂHLADIKLARI UCÛBELER!.. TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN BAĞIMSIZ MERKEZ BANKASI... YÂNİ HEM DEVLET'İN, HEM DEĞİL!.. RTÜK, YÖK, BBDK... VE DİĞERLERİ DE ÖYLE!
DEVLETSİZ İKTİSÂDÎ DÜZEN; EKONOMİSİZ DEVLET DÜZENİ OLMAZ!.. DEVLET, MÜLKİYET HAKKINDAN, KARAR YETKİSİNDEN ASLA MAHRUM EDİLEMEZ!.. ATATÜRK'ÜN DEVLETÇİLİK ANLAYIŞI, BU AÇIDAN HAYÂTÎ ÖNEM TAŞIR. ASLA "DEVLET'İ KÜÇÜLTME, EKONOMİDEN EL ÇEKTİRİP, SÖZDE FERDİN HİZMETİNE SOKMA, FERDİ DEVLET'İN ÜZERİNE ÇIKARMA" KAVRAMLARI İLE BAĞDAŞMAZ! DEVLET'TEN BAĞIMSIZ DEVLET KURULUŞU OLMAZ!.. OLURSA, O KURUM MUTLAKA DIŞARDAN BİRİLERİNE BAĞIMLIDIR!
MAL SÂHİBİ, MÜLK SÂHİBİ
HANİ BUNUN İLK SÂHİBİ?
TOPRAĞI, SÂHİLİ FERDE VERMEDİK... AMELLER BİLE ALLAH'TAN OLDUĞU İÇİN (ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 109. ÂYET) SANAT ÜRÜNLERİNİ, İLMÎ KEŞİFLERİ DE TÜMDEN FERTLERE BIRAKMADIK... PEKİ, O ZAMAN İNSAN, YUKARDAKİ SORUYU HEP AKLINDA TUTARAK, NELERE SÂHİP OLABİLİR?..
BİZCE İSLÂM'IN ÖZÜNE EN UYGUN KURAL ŞUDUR: İNSAN ÖMRÜ 80-90 SENE İLE KISITLI OLDUĞUNA GÖRE, KISITLI ÖMRÜ OLAN MALLARA SÂHİP OLABİLİR... TELEVİZYON, RADYO, ÇAMAŞIR MAKİNESİ, BUZ DOLABI, BİLGİSAYAR, KİTAP, OTOMOBİL, KAMYON, YAT, GİYECEK, YİYECEK, PARA, HAYVAN SÜRÜLERİ GİBİ HER TÜRLÜ MAL VE MÜLK ŞAHISLARIN OLABİLİR. ONLAR ARASINDA SATIŞ VE MİRAS YOLUYLA EL DEĞİŞTİREBİLİR... ARSASI DEVLETE AİT EV, ATÖLYE, FABRİKAYA DA SÂHİP OLABİLİR. BUNLARI MİRÂS BIRAKABİLİR... EVİNİN BAHÇESİ, TARLASI DA OLABİLİR AMA, BUNLAR TAHSİSLİDİR. YÂNİ EKER, BİÇER, YETİŞTİRİR. MEYVASINDAN, SEBZESİNDEN YER, ÜRÜNÜNÜ SATAR, AMA VERGİSİNİ DE VERİR... BUNLAR MİRASÇILARINA DA DEVROLABİLİR, AMA KİŞİ BAŞKASINA SATAMAZ. TAHRİP EDEMEZ. ARSA SİPEKÜLÂSYONU YAPAMAZ. DEVLET EVİNİN YERİNE BAŞKA BİR İNŞAAT YAPMAYA KALKTIĞINDA, EV BEDELİNDEN FAZLASINA ALAMAZ!.. ÖYLE DAĞDAN İNİP ŞEHİRE, HAZİNE ARÂZİSİNE GECEKONDU YAPIP, SONRA ÖZAL GİBİ BİR POLİTİKACIDAN TAPU ALIP, SONRA ERDOĞAN GİBİ BİR BAŞKA POLİTİKACI DÖNEMİNDE İNŞAAT İZNİ ALIP, MÜTEAHHİDE VERİP, YERİNE ON KATLI BİNA DİKEREK 8-10 DÂİRE SÂHİBİ OLMAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR İSLÂM'DA!
MAALESEF ÜLKEMİZDE TOPRAKLAR VE BİNALAR, 1858'DEN SONRA RUM VE ERMENİLER'İN ELİNE GEÇMİŞ, ONLARIN 1915-1924 YILLARI ARASINDA YURDU TERKETMELERİ ÜZERİNE KAPANIN ELİNDE KALMIŞ. AÇIKGÖZLER, BÂZI YÖNETİCİLER VE BÜROKRATLAR İKİ YALANCI ŞÂHİT İLE BİNLERCE DÖNÜM ARÂZİYİ ÜZERLERİNE TAPULATMIŞ, İSTANBUL BEYOĞLU'NDAKİ GBİ SÂHİPSİZ BİNÂLARA BİLEĞİ GÜÇLÜ MAFYA TİPLİ İNSANLAR SÂHİPLENMİŞTİR... VELHÂSIL, 1858 SONRASINDA, VE CUMHURİYET'TE OSMANLI GİBİ TUTARLI BİR MÜLKİYET ANLAYIŞI OLMADIĞI İÇİN, ÜLKEMİZDEKİ TAŞINMAZ MALLARIN, MÜLKLERİN ÇOĞU ZÂLİMLER TARAFINDAN YAĞMALANMIŞ, PEK ÇOK ZENGİN VE AĞA TÜREMİŞTİR. MESELÂ "ARÂZİ KAANUNNÂMESİ"SİNİN ÇIKMASINDAN BİR SÜRE SONRA AÇIKGÖZ BİR VALİ PAŞA, VERİMLİ ÇUKUROVA BÖLGESİNİ "SİMÂLEN CEBEL-İ TOROS, CENÛBEN BAHR-İ SAFİD, ŞARKEN CEYHAN NEHRİ, GARBEN TARSUS ÇAYI" ŞEKLİNDE ÇOK AFÂKÎ BİR "TAPU" ÇIKARTARAK SÂHİPLENEBİLMİŞTİR.
DOÇ. DR. SUAT AKSOY'UN "TÜRKİYE'DE TOPRAK MESELESİ" ADLI KİTABINDA BELİRTTİĞİNE GÖRE, 1928 İLE 1947 YILLARI ARASINDA YAĞMALANAN, KAPANIN ELİNDE KALAN TOPRAK MİKTARI 79.610.000 DÖNÜMDÜR!.. O TÂRİHTEN BU YANA YAĞMALANAN TOPRAK VE BİNÂLARIN HESÂBI BELLİ DEĞİLDİR. YAĞMA ELBETTE CUMHURİYET ÖNCESİ DE VARDIR... MESELÂ ALİ ADINDA BİR KÖYLÜ ORTA ANADOLU'DAN KALKIP TİRE DOLAYLARINA GELMİŞ, BİR ÇİFTLİĞE ÖNCE MARABA, SONRA KÂHYA OLMUŞTUR. SONRA ÇİFTLİĞİN SÂHİBİ DUL KADINLA EVLENİP "ALİ AĞA" OLMUŞ, CEVREDEKİ TOPRAKLARI ÜZERİNE GEÇİRMEYE BAŞLAMIŞ, BİR SÜRE SONRA ADININ BAŞINA "HACI" SIFATINI EKLEMİŞTİR. GERÇEKTEN HACCA GİDİP GİTMEDİĞİ BELLİ DEĞİLDİR. SONRA NASIL YAPTIYSA, SULTAN 2. ABDÜLHAMİD'DEN BİR DE SİVİL PAŞALIK KOPARMIŞ, "TİRELİ HACI ALİ PAŞA" OLMUŞTUR!.. PAŞA ÜNVANINI DA KULLANARAK YÖREDEKİ RUM KÖYLÜLERİN TOPRAĞINA ZORLA KONMUŞ, NİHÂYETİNDE BALKAN HARBİ SIRASINDA RUM EŞKİYA TARAFINDAN İNTİKAM AMACIYLA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR... İŞTE BU, BÜYÜK MENDERES İLE KÜÇÜK MENDERES NEHİRLERİ ARASINDA KALAN 50-60.000 DÖNÜMLÜK ARÂZİNİN SÂHİBİ, TOPRAK AĞASI, BABA TARAFINDAN SABETAYİST ADNAN MENDERES'İN ANNE TARAFINDAN DEDESİNİN HİKÂYESİDİR!.. (ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR, "MENDERES'İN DRAMI")
"TEŞBİHTE HATÂ OLMAZ," DERLER, "MİSÂL"DE DE OLMAZ... GÜNÜMÜZDE NASIL İLGİSİZLİKTEN BU MÜLK YAĞMALAMASININ SÜRDÜĞÜNE DÂİR ÇARPICI BİR ÖRNEK VERELİM: MATİLD MANUKYAN ADLI ERMENİ ASILLI VATANDAŞIMIZIN KOCASINDAN KALMA GENELEVLERİ VARDI... KADIN ÖLÜNCE BU GENELEVLER ZÂTEN ORALARA ÇÖREKLENMİŞ OLAN MAFYANIN ELİNDE KALDI... HALBUKİ O EVLER, MANUKYAN'I "YILIN VERGİ REKORTMENİ" YAPACAK KADAR GELİR GETİREN DEĞERLİ MÜLKLER İDİ... ŞİMDİ NE YAPILMASI GEREKİRDİ?.. DEVLET, MALİYE BAKANLIĞI'NA BAĞLI "MİLLÎ EMLÂK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ" ELİYLE O EVLERE EL KOYMALI, YA KAPATMALI, YA DA DEĞERİNE UYGUN BİR FİYATA SATIP AYNI VERGİYİ TOPLAYABİLMELİ İDİ... BÖYLE NE KADAR MAL-MÜLK MİRÂSÇISI OLMADIĞI İÇİN KAPANIN ELİNDE KALIYOR, BİR BİLSENİZ!..
ALLAH TOPRAK AĞALARINA, ARÂZİ MAFYASINA İNSAF VERSİN!.. DEVLET BÜYÜKLERİNE DE TOPRAK MÜLKİYETİ MESELESİNİ ÇÖZECEK AKLI, İMANI VERSİN! (TOPRAK MESELESİ İÇİN BİR KAYNAK: DEMİRTAŞ CEYHUN, TÜRK EDEBİYATINDA ANADOLU, SF. 63-102)
HER NE OLURSA OLSUN, İŞİN ASLI, MÜLK ALLAH'INDIR!.. DİLEDİĞİNE MAL DA VERİR, MÜLK TE!.. KİMİNE AZ VERİR, KİMİNE ÇOK!.. İSTER Kİ, ÇOK VERDİĞİ, AZ VERDİĞİNİ DE NASİPLENDİRSİN. GELİR VE SERVET DAĞILIMINDAKİ FARKLAR AZALSIN!..
ALLAH MAL GİBİ, MÜLK GİBİ RIZKI DA "KENDİSİNİN VERDİĞİNİ, DİLEDİĞİNİN RIZKINI ARTTIRDIĞINI, DİLEDİĞİNİNKİNİ KISTIĞINI" BELİRTMİŞ... HİKMETİNDEN SUAL OLUNMAZ, SEBEBİNİ BİZİM BİLMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL.
-"RABBİN DİLEDİĞİNE RIZKI AÇAR, (DİLEDİĞİNE) KISAR."
(İSRÂ SÛRESİ , 30. ÂYET)
- "ŞÜPHESİZ Kİ, ALLAH DİLEDİĞİNİ HESAPSIZ IZIKLANDIRIR."
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 37. ÂYET)
- “PEKİ, ALLAH RIZKINI KESERSE,
KİMDİR SİZE RIZIK VERECEK OLAN?
(MÜLK SÛRESİ , 21. ÂYET )
RIZKI ELBET ALLAH VERİYOR. AMA YAN GELİP AĞACIN ALTINA YATARAK RIZIK BEKLEMEK, MEYVANIN AĞZINA DÜŞMESİNİ İSTEMEK TE KASTEDİLMİYOR...
- "İNSAN İÇİN ANCAK
ÇALIŞTIĞINA HAKKI VARDIR.
ONUN ÇALIŞMASI ŞÜPHESİZ GÖRÜLECEKTİR."
(NEML SÛRESİ , 39-40. ÂYETLER)
SEN RIZKINI KAZANMAK İÇİN GEREKİRSE GECE-GÜNDÜZ ÇALIŞACAKSIN, O DA İSTER AZ, İSTER ÇOK VERECEK. KİMİNE KAŞIKLA, KİMİNE KAZANLA VERECEK.
- "ALLAH RIZIKTA KİMİNİZİ KİMİNİZDEN ÜSTÜN KILDI.
ÜSTÜN KILINANLAR ELLERİNİN ALTINDA BULUNANLARA
KENDİ RIZIKLARINDAN VERİP,
HEPSİ (BİRLİKTE) RIZIKTA EŞİT OLMUYORLAR.
(YOKSA) ALLAH'IN NİMETİNİ Mİ İNKÂR EDİYORLAR?"
(NAHL SÛRESİ , 71. ÂYET)
- “DE Kİ: 'ŞÜPHESİZ RABBİM
RIZKI KULLARINDAN DİLEDİĞİNE BOL BOL VERİR,
VE (DİLEDİĞİNE) KISAR.'
ALLAH YOLUNDA HER NE HARCARSANIZ,
ALLAH ONUN YERİNE BAŞKASINI VERİR.
O RIZIK VERENLERİN EN HAYIRLISIDIR."
(SEB'E SÛRESİ , 39. ÂYET)
- ”ONLARA, ‘ALLAH'IN SİZİ RIZIKLANDIRDIĞI ŞEYLERDEN
ALLAH YOLUNDA HARCAYIN,' DENİLDİĞİ ZAMAN,
İNKÂR EDENLER, İMÂN EDENLERE,
'ALLAH'IN DİLEMİŞ OLSA KENDİLERİNİ DOYURABİLECEĞİ
KİMSELERE Mİ YEDİRECEĞİZ?
SİZ ANCAK APAÇIK BİR SAPIKLIK İÇİNDESİNİZ,' DERLER.
(ASLINDA KENDİLERİ APAÇIK BİR SAPIKLIK İÇİNDEDİRLER,
BİLMEZLER.)" (YÂSİN SÛRESİ , 47. ÂYET)
BU ÂYETLER İNSANLAR ARASINDA EŞİTLİĞİN OLMADIĞINA BİR DELİL... DOĞUŞTAN GELEN BİR EŞİTLİK YOK!.. İNSANLARI RIZIKTA, MADDÎ İMKÂNLARDA EŞİTLİĞE ULAŞTIRMAYA ÇALIŞMAK, DAHA İYİ DURUMDA OLANLARIN, BOL RIZIK VERİLENLERİN GÖREVİ!.. HER YÖNDEN ARADAKİ FARKLARI AZALTMAYA GAYRET ETMELERİ GEREKİYOR!.. NE VAR Kİ, ALLAH, BOL NİMET VERDİĞİ PEK ÇOK İNSANIN DA NANKÖR OLDUĞUNU, BIRAKIN O NİMETİ BAŞKALARIYLA PAYLAŞMAYI, NİMETE ŞÜKRETMEYİ BİLE UNUTTUKLARINI BELİRTİYOR.
- "MUHAKKAK Kİ ALLAH,
İNSANLARA LÛTUF VE İHSAN SÂHİBİDİR.
NE VAR Kİ, İNSANLARIN ÇOĞU ŞÜKRETMEZLER."
(MÜMİN SÛRESİ , 61. ÂYET)
EFENDİM, İMANIN KARŞITI KÜFÜRDÜR Kİ, ASLINDA ANLAMI "NİMETİ İNKÂR EDİP ÜSTÜNÜ ÖRTMEK"TİR. "KÜFRÂN-I NİMET" TÂBİRİ "NİMETE NANKÖRLÜK ETMEK" DEMEKTİR... ELBETTE İNSANA SONSUZ NİMETLER VERİLMİŞTİR. (LOKMAN SÛRESİ , 20. ÂYET)... SAYMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR. (İBRâHİM SÛRESİ , 34. ÂYET, NAHL SÛRESİ , 18. ÂYET)... BUNLARA KARŞI ŞÜKRAN DUYMAMAK OLMAZ. NANKÖRLÜK, İŞTE BU KADİRBİLMEZLİK, ŞÜKÜRETMEZLİKTİR.
HOŞ BİR TESÂDÜF SONUCU NAN-KÖR İFÂDESİ FARSÇA-TÜRKÇE YORUMLANIRSA, "EKMEĞİ, YÂNİ NİMETİ GÖRMEYEN" ANLAMI VERİR.
- "ŞÂYET BİR İNSANA
TARAFIMIZDAN BİR RAHMET VERİP TE,
SONRA ONU GERİ ALIVERSEK,
(VERDİĞİMİZİ UNUTUR)
PEK MEYUS OLUR, NANKÖR OLUR.
ŞÂYET ONA BİR ZARAR DOKUNDURDUKTAN SONRA,
NİMETİ TATTIRSAK,
'BENDEN MUSİBETLER UZAKLAŞIP GİTTİ,'DİYEREK,
(KENDİNE PAY ÇIKARIR) GURURLANIR, ÖĞÜNÜR!"
(HUD SÛRESİ , 9-10. ÂYETLER)
- "GERÇEKTEN İNSAN NANKÖRDÜR."
(İSRÂ SÛRESİ , 67. ÂYET)
- "KAHROLASI İNSAN, NE KADAR DA NANKÖRDÜR."
(ABESE SÛRESİ , 17. ÂYET)
- "ASRA ANDOLSUN Kİ,
(NANKÖR) İNSAN ZİYANDADIR.
ANCAK İNANIP TA İYİ İŞLER YAPANLAR,
BİRBİRLERİNE HAKKI VE SABRI TAVSİYE EDENLER
ZİYANDA DEĞİLLERDİR."
(ASR SÛRESİ , 1-3. ÂYETLER)
ASR, "ÇAĞ, UZUN ZAMAN, İKİNDİ VAKTİ" ANLAMLARINA GELİR. YÜCE ALLAH ZAMANA YEMİN EDİYOR!..
- "ALLAH HİÇ BİR HÂİNİ, (HİÇ BİR) NANKÖRÜ SEVMEZ."
(HAC SÛRESİ , 38. ÂYET)
- "İNSANLARIN ÇÖĞU NANKÖRLÜKTE DİRENMEKTEDİR."
(NUR SÛRESİ , 50. ÂYET)
- "ANDOLSUN Kİ ... İNSAN RABBİNE KARŞI NANKÖRDÜR...
HİÇ ŞÜPHESİZ O, MAL SEVGİSİ SEBEBİYLE ÇOK KATIDIR."
(ADİYAT SÛRESİ , 6-8. ÂYETLER)
- "İNSANLARIN EKSERİSİ ŞÜKRETMEZ"
(YUSUF SÛRESİ , 38. ÂYET)
DEMEK Kİ BÖYLE BİR İÇGÜDÜDEN SIYRILMAK LÂZIM. ALLAH'IN BAHŞETTİĞİ NİMETE, RIZKA BOL BOL, GECE GÜNDÜZ ŞÜKRETMEK LÂZIM.
- "EĞER ŞÜKREDERSİNİZ, HİÇ KUŞKUSUZ,
ÜZERİNİZDEKİ NİMETLERİ ARTTIRIRIM."
İBRÂHİM SÛRESİ , 7. ÂYET)
- "EĞER KÜFREDERSENİZ, BİLESİNİZ Kİ,
AZÂBIM ÇOK ŞİDDETLİDİR."
İBRÂHİM SÛRESİ , 7. ÂYET)
ALLAH ÖNCE RIZKI, MALI VE MÜLKÜ KENDİSİNİN VERDİĞİNİ, BUNUN İÇİN KİŞİNİN KENDİSİNE BİR PAY ÇIKARMAMASI, AYRICA NANKÖRLÜK ETMEMESİ GEREKTİĞİNİ HATIRLATMIŞ, SONRA BOL MAL VE RIZIK VERDİĞİ İNSANLAR İÇİN DE İKİ VAZGEÇİLMEZ PİRENSİP KOYMUŞ:
BİRİNCİ PİRENSİP: ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR.
- "İÇİNİZDE ZENGİNLER ARASINDA ELDEN ELE DOLAŞAN
BİR DEVLET (BİR ZENGİNLİK) OLMASIN!"
(HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET)
DER ALLAH!.. İYİ ANLAŞILMAMIŞTIR DİYE TEKRARLAR:
- "ONLARIN MALLARINDA DİLENENLERİN
VE YOKSULLARIN NASİP VE KISMETİ VARDI."
(ZÂRİYAT SÛRESİ , 19. ÂYET)
- "GERÇEKTEN İNSAN PEK HARİS YARATILMIŞTIR...
DİLENEN, VE MUHTAÇ OLUP TA DİLENMEYEN FAKİRLER İÇİN
MALLARINDA BELLİ BİR HAK, BİR HİSSE TANIYANLAR MÜSTESNA!"
(ME'ÂRİC SÛRESİ , 19-25. ÂYETLER)
- "(MEYVALAR) DEVŞİRİLDİĞİ, (EKİNLER) BİÇİLDİĞİ GÜN,
(FAKİRİN) HAKKINI VERİN!"
(EN'ÂM SÛRESİ ,. 141. ÂYET)
- "(SERVETİNDEN) AKRABAYA, YOKSULA, YOLCUYA HAKLARINI VER!
BU ALLAH'A YAKIN OLMAK,
VE O'NU HOŞNUT ETMEK İSTEYENLER İÇİN HAYIRLIDIR."
(RUM SÛRESİ , 38. ÂYET)
- "(SERVETİNDEN) AKRABAYA, YOKSULLARA,
YOLDA KALMIŞLARA HAKLARINI VER!
(İSRÂ SÛRESİ , 26. ÂYET)
İLK VERDİĞİMİZ ÂYETİN BİR KAÇ TERCÜMESİ VAR, HEPSİ AYNI YÖNDE:
- "TÂ Kİ, O MALLAR, İÇİNİZDE
YALNIZ ZENGİN OLANLAR ARASINDA DOLAŞAN
BİR META' OLMASIN!"
(HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET)
- "TÂ Kİ, İÇİNİZDE ZENGİNLER ARASINDA
ELDEN ELE DOLAŞAN BİR DEVLET (SERVET) OLMASIN!"
(HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET)
- "TÂ Kİ, SERVET, İÇİNİZDE ZENGİNLER ELİNDE BİRİKEN
VE ZENGİNLER ARASINDA PAYLAŞILAN
BİR SULTA ARACI OLMASIN!"
(HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET)
BU ÂYET SON DERECE ÖNEMLİ, O YÜZDEN FARKLI TERCÜMELER VERDİK. DEVLET İMKÂNLARI, SERVET, MAL, MÜLK, PARA SÂDECE ZENGİNLER ARASINDA ELDEN ELE DOLAŞIR BİR HÂLE GELMESİN!.. ÜLKEDE BİR YANDA AŞIRI ZENGİNLER, ÖBÜR YANDA SÜRÜNENLER, AÇLIKTAN ÖLENLER OLMASIN!.. PARA BAŞKALARINI EZMEK, HAKSIZLIĞI VE ZULMÜ YAYMAK İÇİN ARAÇ OLMASIN!
PEKİ, BIRAKIN TÜRKİYE'Yİ, DÜNYÂDAKİ DURUM NEDİR?.. BİRLEŞMİŞ TEŞKİLÂTI VE IMF RAKAMLARINA GÖRE, DÜNYÂDAKİ 210 ÜLKE İÇİNDE, EN TEPEDEKİ 25 ÜLKENİN NÜFUS ORANI % 15 İKEN, GSYH TOPLAMI 48,371 TRİLYON $ (TOPLAM DÜNYA GELİRİNİN % 84'Ü) , DİĞER 185 ÜLKENİN NÜFUS ORANI % 85 İKEN, DÜNYÂ GELİRLERİNDEN ALDIKLARI PAY SÂDECE %16'DIR. A.B.D. TEK BAŞINA DÜNYÂ TOPLAM GELİRİNİN % 25’İNİ GÖTÜRMEKTEDİR!..
NE VAR Kİ, GELİR DAĞILIMI VE SERVET UÇURUMU RAKAMLARI GÖRÜNDÜĞÜNDEN DAHA DA KORKUNÇTUR!.. DÜNYÂNIN EN ZENGİN HIRİSTİYAN-YAHUDİ 3 KİŞİSİNİN SERVETİ, EN FAKİR 48 ÜLKENİN TOPLAM GELİRİNDEN DAHA FAZLADIR!.. BU ÜÇ KİŞİNİN KISACIK ÖMÜRLERİ İÇİNDE O PARAYI YİYİP BİTİRMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR!.. SÂHİP OLDUKLARI TÜM MALLARI KULLANMALARI DA MÜMKÜN DEĞİLDİR!.. ÖYLEYSE NEDİR BU MAL-MÜLK BİRİKTİRME HIRSI???
YİNE EMPERYALİST, KAPİTALİST, ZÂLİM, KÖLECİ, HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSI'NDAN VE ONLARLA İŞBİRLİĞİ YAPANLARDAN 475 DOLAR MİLYARDERİNİN SERVETİ, DÜNYA NÜFUSUNUN EN FAKİR YARISININ TOPLAM ZENGİNLİĞİNE EŞİT!.. EN ZENGİN HIRİSTİYAN-YAHUDİ 200 KİŞİNİN TOPLAM YILLIK GELİRİ 1 TRİLYON DOLAR!.. BUNA MUKABİL, EN YOKSUL 43 ÜLKEDE YAŞAYAN ZAVALLI YARIM MİLYAR İNSANIN TOPLAM GELİRİ İSE SÂDECE 146 MİLYAR DOLAR!.. YÂNİ BU 200 ALLAHSIZ, İNSAFSIZ KİŞİNİN TOPLAM GELİRİNİN YEDİDE BİRİ İLE 500.000 KİŞİ GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR!..
"EMPERYALİST, KAPİTALİST, ZÂLİM, KÖLECİ, HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATILI" DERKEN KASTIMIZ, BATI AVRUPA, A.B.D., KANADA, AVUSTURALYA, YENİ ZELANDA, JAPONYA VE İSRÂİL'DİR. ÇÜNKÜ BU ÜLKELER EMPERYALİST VE KÖLECİ ZİHNİYETLE HAREKET EDERLER... İSTER HIRİSTİYAN, İSTER YAHUDİ, İSTER ŞİNTOİST, İSTERSE ATEİST, HATTÂ MÜSLÜMAN OLSUN, DİĞER ÜLKELERİ YÖNETENLER DE AYNI EMPERYALİST VE KÖLECİ ZİHNİYETLE HAREKET EDERLER. DİĞER ÜLKELERİN ZENGİNLERİ DE (MESELÂ DÜNYANIN EN ZENGİNİ MEKSİKALI CARLOS SLIM İLE BIREZİLYALI ELKA BATİSTA) YİNE EMPERYALİST KÖLECİ BATI ZİHNİYETİYLE HEM BAŞKA HALKLARI, HEM DE KENDİ HALKLARINI SÖMÜRÜRLER! HIRİSTİYAN AVRUPA VE AMERİKA'NIN EN ZENGİNLERİ İSE YAHUDİLERDİR. BÖYLECE HEMEN BÜTÜN DÜNYA "EMPERYALİST, KAPİTALİST, ZÂLİM, KÖLECİ, HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ZİHNİYETİ"NİN HÜKMÜ VE HEGEMONYASI ALTINA GİRMİŞ DURUMDADIR!
"KÖLECİ" DİYORUZ, AŞAĞIDA AÇIKLIYACAĞIZ, BATILILAR'IN DÜNYÂYA EMPOZE ETTİKLERİ SİSTEM İÇİNDE FAKİR ÜLKELERİN ERKEKLERİ KÖLEYE, KADINLARI CÂRİYEYE DÖNÜŞMÜŞTÜR, VE 500 YIL ÖNCEKİ OSMANLI DEVLETİ'NDEKİ KÖLE VE CÂRİYELERDEN, 1000 YIL ÖNCEKİ İSLÂM DEVLETLERİNDEKİ KÖLE VE CÂRİYELERDEN DAHA BETER ŞARTLARDA HAYATLARINI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞMAKTADIRLAR! BÂZILARIN HAYAT ŞARTLARI ÇİFTLİK HAYVANLARININKİNDEN BİLE KÖTÜDÜR!
DÜNYA NÜFUSUNUN SÂDECE % 15'İNİ OLUŞTURAN EMPERYALİST, KAPİTALİST, ZÂLİM, KÖLECİ, HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ÜLKELERİ, DÜNYA TOPLAM GELİRİNİN % 84'ÜNÜ KONTROL EDERKEN; DÜNYA NÜFUSUNUN YARISI DEMEK OLAN 3,5 MİLYAR İNSANIN YAŞADIĞI YOKSUL ÜLKELER İSE, DÜNYA TOPLAM GELİRİNİN ANCAK % 5'İNİ ELDE EDEBİLİYOR!.. ALIŞILMIŞ İKTİSÂDÎ UYGULAMA İLE, DÜNYA NÜFUSU 5'E AYRILSA,

BİRİNCİ % 20'LİK GRUP DÜNYA GELİRİNİN % 82,7'SİNİ,
İKİNCİ % 20'LİK GRUP DÜNYA GELİRİNİN % 11,7'SİNİ,
ÜÇÜNCÜ % 20'LİK GRUP DÜNYA GELİRİNİN % 2,3'ÜNÜ,
DÖRDÜNCÜ % 20'LİK GRUP DÜNYA GELİRİNİN % 1,9'UNU,
BEŞİNCİ % 20'LİK GRUP DÜNYA GELİRİNİN % 1,4'ÜNÜ
ALIYOR!.. AMA BU YANILTICI OLMASIN!.. İLK % 20'LİK GRUP 1.200.000.000 KİŞİ!... SANILMASIN Kİ BUNLARIN HEPSİ AYNI GELİR SEVİYESİNDE!.. BU GRUPTAN DA 1250 KİŞİ PASTANIN BÜYÜK KISMINI GÖTÜRÜYOR, GERİ KALANLAR DİĞER GRUPLARA GÖRE ZENGİN AMA, BU 1250 KİŞİYE GÖRE DE EL AÇIP DİLENECEK KADAR FAKİR (!)....
DÜNYA NÜFUSUNUN EN ZENGİN % 20'Sİ İLE, EN YOKSUL % 20'Sİ ARASINDAKİ GELİR FARKI, 1970'DE 1'E 30 İKEN; GÜNÜMÜZDE 1'E 60'A ÇIKMIŞTIR!.. ARADAKİ UÇURUM DERİNLEŞMİŞTİR.
ÖRNEK OLSUN DİYE VERİYORUZ, KİŞİ BAŞINA GÜNLÜK GELİRİ 2 DOLARIN ALTINDA OLANLARIN TÜM NÜFUSA ORANI :
RUSYA_____% 7.5
TÜRKİYE____% 10.3
ROMANYA___% 14.0
ARJANTİN____% 14.3
BULGARİSTAN__% 16.2
BREZİLYA____% 22.4
MEKSİKA____% 26.3
ÇİN________% 46.7
HİNDİSTAN___% 79.9
GELİR DAĞILIMINDAKİ BU BOZUKLUK, YÂNİ KUR'AN HÜKMÜNE AYKIRI OLARAK SERVETİN BİR KAÇ KİŞİNİN ELİNDE TOPLANMASI, VE ONLARIN ARASINDA DOLANIP DURMASI, BÜYÜK BİR SEFÂLETE YOL AÇIYOR!.. DÜNYA DÜFUSUNUN ALTIDA BİRİ (1,150 MİLYAR İNSAN) İÇECEK SU, DOYACAK KADAR YİYECEK BULAMIYOR!.. BARINMA, SAĞLIK, EĞİTİM HİZMETLERİNDEN VAZGEÇTİK; AÇLIKTAN ÖLÜYOR, KİRLİ SU İÇMEKTEN HASTALANIP GENE ÖLÜYOR!.. HER GÜN YETERİNCE BESLENEMEDİĞİ İÇİN 26.000 ÇOCUK ÖLÜYOR!..
DÜNYÂDA 120 MİLYON İNSAN İŞ BULMAK İÇİN YERİNDEN YURDUNDAN GÖÇ ETMİŞ DURUMDA!.. EN AZ BİR O KADAR KADIN VE ÇOCUK TA FUHŞA SÜRÜKLENMİŞ BULUNUYOR!.. BUNA, İŞİNİ KAYBETMEMEK İÇİN PATRONUN, MÜDÜRÜN, USTABAŞININ SARKINTILIKLARINA, HATTÂ TECÂVÜZÜNE KATLANMAK ZORUNDA OLUN KADINLAR, KIZLAR DÂHİL DEĞİL!.. ÜCRET DÜŞÜKLÜĞÜNDEN, ÇALIŞMA VE BARINMA ŞARTLARININ KÖTÜLÜĞÜNDEN, PATRONLARIN ZÂLİMLİĞİNDEN, 1 MİLYAR İNSAN 1.400 YIL ÖNCE KÖLELERİN YAŞADIĞINDAN DAHA BETER ŞARTLARDA ÇALIŞTIRILIYOR!.. 30 MİLYON İNSAN DA YİNE EMPERYALİST, KAPİTALİST, ZÂLİM, KÖLECİ HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATININ ÇIKARDIĞI SAVAŞLAR, YÜZÜNDEN YERİNİ YURDUNU TERKETMİŞ DURUMDA!..
BÖYLE BİR DURUMA İSYAN ETMEK HER İNSANIN HAKKI, ÖNLEMEK HER MÜSLÜMAN ÜLKE DEVLET BAŞKANININ GÖREVİDİR. BUNUN İÇİN DE YETİMLERE, DULLARA, YOKSULLARA, YOLDA VE AÇIKTA KALMIŞLARA SU, YİYECEK, GİYECEK, İLÂÇ, BARINAK SAĞLAYACAK VE DİĞER İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK ÂDİL BİR NİZAM KURULMASI GEREKİR... TÂRİH BOYUNCA TÜRK DEVLETLERİNİN HEDEFİ "CİHAN HÂKİMİYETİ" OLMUŞTUR... BUNDAN KASIT ZÂLİM, EMPERYALİST HIRİSTİYAN BATI ÜLKELERİ GİBİ SÖMÜRGECİ OLUP HALKLARI KÖLELEŞTİRMEK DEĞİL; DÜNYÂNIN HER TARAFINA ADÂLETİ, HUZUR VE REFÂHI YAYMAKTIR!.. OĞUZ HAN, METE HAN, ATTİLLA, CENGİZ HAN, EMİR TİMUR, SELÇUTLU OSMANLI DEVLETLERİ HEP BU GAYEYE HİZMET ETMİŞTİR. BU ÜLKÜNÜN ŞİFRELEŞMİŞ SEMBOLÜ "KIZIL ELMA"DIR... MAALESEF CUMHURİYET İLE BİRLİKTE TÜRK DEVLETİ BU "CİHAN HÂKİMİYETİ" HEDEFİNDEN VAZGEÇMİŞ, ANADOLU'YA SIKIŞMIŞ, DAR GÖRÜŞLÜ, PISIRIK BİR DEVLET HÂLİNİ ALMIŞTIR!.. ÜSTELİK NATO'NUN, A.B.D.'NİN, AVRUPA BİRLİĞİ'NİN KUYRUĞUNA TAKILIP ZÛLME ÂLET OLMUŞTUR!.. SİLKİNİP BİR AN ÖNCE BÜTÜN FERTLERİNE "KIZIL ELMA" ÜLKÜSÜNÜ AŞILAMAK, CİHAN HÂKİMİYETİNİ ZÂLİM GAVURLARA BIRAKMAMAK, DÜNYA SERVETİNİN YARISINI GÖTÜREN O 250 ÂİLEDEN, 475 KİŞİDEN, DİĞER AŞIRI ZENGİNLERDEN MALIN MÜLKÜN FAZLASINI ÇEKİP ALMAK, FAKİRLER -MİSKİNLER-DULLAR-YETİMLER VE DAR GELİRLİLER İÇİN KULLANMAK ZORUNDADIR!.. MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETİ ANCAK BU YAKIŞIR!..
İKİNCİ PİRENSİP: "ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR" KURALINDAN SONRA, İKİNCİ KURAL, MAL-MÜLK-PARANIN, ONU ANCAK EHLİNE, AKILLICA KULLANACAK OLANA, VE EMÂNETE İHÂNET ETMEYECEK KİŞİYE VERİLMESİDİR.
- "ALLAH'IN MAİŞETİNİZE KIVAM KILDIĞI MALLARINIZI
(TASARRUFUNUZDA BULUNAN YETİM VE SABİ MALLARINI),
SEFİHLERE (AKLI ERMEYEN, ÇAR-ÇUR EDEBİLECEK OLANLARA) VERMEYİN!..
(AMA) ONLARI MALLARI İLE RIZIKLANDIRIN.
MALLARINA GÖRE GİYDİRİN.
TATLI VE GÜZEL SÖZLERLE GÖNÜLLERİNİ ALIN!"
(NİSÂ SÛRESİ , 5. ÂYET)
DEMEK Kİ, BİR ZENGİNİN APTAL VEYÂ HOVARDA OĞLUNA MİRAS KALSA, O MİRÂSI VELİSİ TASARRUFUNDA BULUNDURACAK, O HERİFİN MİRÂSI MİRASYEDİ GİBİ ÇAR-ÇUR ETMESİNE İZİN VERMEYECEK!. AYRICA BİR YETİMİN MALI-MÜLKÜ VELİSİ OLARAK BİRİSİNE EMÂNETEN BIRAKILIRSA, O DA EMÂNETE HIYÂNET ETMEYECEK, HEM YETİMİ GEÇİNDİRECEK, HEM DE KENDİSİ ÖLÇÜLÜ TARZDA YARARLANACAK... DEVLET MALINA DA BİLHASSA İTİNÂ GÖSTERİLMESİ GEREK. HIRSIZIN UGURSUZUN, HORTUMCUNUN, KENDİNE YONTUCUNUN, DEVEYİ HAMUDUYLA YUTANIN ELİNE BIRAKILMAYACAK!
- "...KİM Kİ (EMÂNETE) HİYÂNET EDERSE,
KIYÂMET GÜNÜ BOĞAZINDA O HIYÂNET ZİNCİRİ İLE GETİRİLİR.
SONRA HAYIR VEYÂ ŞER NE KAZANDIYSA, EKSİKSİZ ÖDENİR."
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ, 161. ÂYET)
-"EY MÜMİNLER!
BİLE BİLE EMÂNETLERİNİZE HİYÂNET ETMEK SÛRETİYLE
ALLAH'A VE ELÇİSİNE HIYÂNET ETMEYİN!"
(ENFÂL SÛRESİ, 27. ÂYET)
HELE BU SONUNCU ÂYET, BİZE BIRAKILMIŞ OLAN KÜÇÜK BİR EMÂNETE BİLE HIYÂNET ETMENİN, ASLINDA ALLAH'A VE HAZRET-İ MUHAMMED'E HIYÂNET ETMEK ANLAMINA GELDİĞİNİ BELİRTİYOR Kİ, OKURKEN DEHŞET VE KORKUDAN TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU!
DÜNYÂ MALI İNSANA EMÂNET... ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI ZENGİNE EMÂNET!.. YETİMİN MALI VASİYE EMÂNET!.. DEVLET MALI İKTİDARDA OLANLARA VE MEMURLARA EMÂNET!.. AMA HEP UNUTULAN BİR HUSUS VAR KI, İŞÇİNİN EMEĞİNİN KARŞILIĞI İŞVERENE EMÂNET!.. ZENGİN FAKİRİN HAKKINI, İŞVEREN İŞÇİNİN HAKKINI TAM OLARAK VE ZAMANINDA ÖDEMEZSE, EMÂNETE HİYÂNET ETMİŞ OLUR. BU DA ALLAH'A VE PEYGAMBERİMİZE HİYÂNET OLUR Kİ, ALLAH BİZİ BÖYLE HÂİNLERDEN KORUSUN. BUNLARI İSLÂM DIŞINDA TUTSUN!
HALK ARASINDAKİ NÂMUSSUZLARIN DİLLENDİRDİĞİ BİR DEYİM VARDIR, "DEVLET MALI DENİZ, YEMEYEN DOMUZ" DİYE... ASIL DEVLET MALI YİYEN DOMUZDUR!.. ÇOK BÜYÜK BİR GÜNAH İŞLEMİŞTİR. NE BU DÜNYÂDA YATACAK YERİ, NE DE ÂHIRETTE SIĞINACAĞI BİR YER VARDIR!..
- "KİM HÂİNLİKLE BİR KAMU MAL VE HAKKINA ELKOYARSA,
KIYÂMET GÜNÜ O ELKOYDUĞU ŞEYİ ORTAYA GETİRECEKTİR."
(ÂL-İ İMRÂN , 161. ÂYET)
YÜCE PEYGAMBERİMİZE (S.A.V.) ÂİT BİR KISSAYI HATIRLATALIM: HAYBER DÖNÜŞÜNDE, PUSU KURMUŞ OLAN PUTPERESTLERDEN BİRİNİN ATTIĞI OKLA HAZRET-İ PEYGAMBERİN HİZMETİNDE OLAN BİR "SAHÂBE" ÖLÜR. ORADAKİLER HEMEN "ŞEHİTLİĞİ MÜBÂREK OLSUN," DERLER. BUNU DUYAN HAZRET-İ MUHAMMED (S.A.V.) ŞÖYLE BUYURUR:
- "ASLA ŞEHİT OLMADI! ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ,
HAYBER GÜNÜ GANİMETLERDEN AYIRIP
ZİMMETİNE GEÇİRDİĞİ KAMU MALINA ÂİT GÖMLEK,
ATEŞTEN BİR ÇARŞAF GİBİ ONU SARMAKTADIR!"
ADAMIN ÇALDIĞI ALT TARAFI BİR GÖMLEK, HEM DE GANİMET MALINDAN!.. AMA İNSANI ŞEHİT SAYILMAKTAN BİLE ALIKOYABİLİYOR!.. O YÜZDENDİR Kİ, PEYGAMBERİMİZ KAMU MALI ÇALMIŞ KİŞİLERİN CENÂZE NAMAZINI KILMAZDI, ASHAPTAN OLSA DAHİ!.
- "ŞÜPHESİZ ALLAH, EMÂNETLERİ EHİLLERİNE VERMENİZİ,
VE İNSANLAR ARASINDA HÜKMETTİĞİNİZ ZAMAN,
ADÂLETLE HÜKMETMENİZİ EMREDER."
(NİSÂ SÛRESİ , 58. ÂYET)
BEŞERÎ EMÂNETLERE HİYÂNETLİK ETMEK, EL KOYMAK, ONLARI HARCAYIP YEMEK, İSLÂM DİNİNDE ÇOK BÜYÜK BİR GÜNAHTIR... YAŞAR NURİ ÖZTÜRK EMÂNETLERİ ŞÖYLE SAYAR : İMÂN, TABİAT, HAYVANLAR, BİTKİLER, DEVLET MALI, VAKIF MALI, KOMŞU HAKKI, BİZE HİZMET EDENLERİN HAKKI, AİLE FERTLERİNİN HAKLARI, YOKSULLARIN HAKKI, BİLGİ...
- "ONLAR Kİ EMÂNETLERİNE, AHİTLERİNE RİÂYETKÂRDIRLAR,
NAMAZLARINI MUHAFAZA EDERLER."
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 8-9. ÂYETLER)
YÜCE ALLAH MEÂRİC SÛRESİNDE (6-18. ÂYETLER) KÂFİRLERİN CEHENNEMDE NELER ÇEKECEĞİNİ ANLATTIKTAN SONRA SONRA ŞÖYLE DEMİŞ:
- "EMÂNETLERİNE VE AHİTLERİNE RİÂYET EDENLER,
ŞAHÂDETLERİNİ HAKKIYLA İFÂ (EDENLER),
VE NAMAZLARINI MUHAFAZA EYLEYENLER BAŞKA.
BUNLAR CENNETLERDE MÜKERREMDİRLER."
(MEÂRİC SÛRESİ , 32-35. ÂYETLER)
YÜCE PEYGAMBERİMİZ DE (S.A.V,) DİYOR Kİ:

"EMÂNETE SAYGISI OLMAYANIN, DİNİ DE OLAMAZ!""EMÂNET ZÂYİ OLDUĞU ZAMAN KIYÂMETİ GÖZLE!"
TOPLUM HAYÂTINI TANZİM EDEN BU PİRENSİPLERİN ÖNEMİ, ÇAĞIMIZDA DAHA İYİ ANLAŞILMAKTADIR. BU ESASLARA UYMADIĞIMIZ İÇİN, İÇİNE DÜŞTÜĞÜMÜZ SIKINTILAR HEPİMİZİN MÂLÛMUDUR. O YÜZDENDİR Kİ, ALLAH, KOYDUĞU KURALLARA UYANLARI "TAKVA EHLİ" DİYE ANAR!..
İSLÂM İKTİSÂDIYATI'NIN TEMEL KAVRAMLARINDAN KAYNAKLARIN KIT OLMASI, ÜRETİM ARAÇLARI, MÜLKİYET VE RIZIK MESELESİ ANLATTIK. SIRA GELDİ KİŞİNİN DÜNYÂ HAYÂTINA NASIL BAKMASI GEREKTİĞİNE... BUNU BİLECEĞİZ Kİ, HAYÂTIMIZIN İKTİSÂDÎ YANINI ONA GÖRE TANZİM EDELİM.
- "HANGİNİZİN DAHA İYİ İŞLEDİĞİNİ BELİRLEMEK İÇİN
ÖLÜM VE DİRİMİ YARATAN, O'DUR."
(MÜLK SÛRESİ , 2. ÂYET )
"BİZ YERYÜZÜNDEKİ ŞEYLERİ ... YARATTIK Kİ,
ONLARIN HANGİSİNİN DAHA GÜZEL İŞ YAPTIĞINI
DENEYELİM." (KEHF SÛRESİ , 7. ÂYET)
- "ALLAH İSTESEYDİ, HEPİNİZİ TEK BİR ÜMMET YAPARDI.
FAKAT SİZE VERDİĞİ (KURALLAR) İÇİNDE SINAMAK İSTEDİ.
ÖYLE İSE HAYIR İŞLERİNE KOŞUN. (YARIŞIN!)"
(MÂİDE SÛRESİ , 48. ÂYET)
HAYIRLI İŞLERDİE BİRBİRİNİZLE YARIŞIN.
(SONUNDA).NEREDE OLURSANIZ OLUN,
ALLAH SİZİ BİR ARAYA TOPLAR."
(BAKARA SÛRESİ , 148. ÂYET)
NE DEDİK?.. ALLAH HERKES İÇİN AYRI BİR YOL ÇİZMİŞ. BİZE DE YÜRÜYECEĞİMİZ YOLU, İMTİHAN EDİLECEĞİMİZ HUSUSLARI KUR'AN İLE GÖSTERMİŞ. YÂNİ ÖYLE, ZÂLİM HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATILILAR'IN EMPOZE ETMEYE ÇALIŞTIĞI GİBİ, BÜTÜN DÜNYÂYA DEMOKRAZİ GELMESİ ŞART DEĞİL! DAHA NİCE FARKLI İDÂRE ŞEKİLLERİ VAR!.. BÜTÜN DÜNYÂNIN KAPİTALİST OLMASI ZÂTEN MÜMKÜN DEĞİL! KAPİTAL "SERMÂYE" DEMEK OLDUĞUNA, SERMÂYE DE "HARCAYABİLECEĞİNDEN FAZLA PARASI OLANLARIN YATIRIM İÇİN AYIRDIKLARI MİKTAR" OLDUĞUNA GÖRE, HER ÜLKENİN KAPİTALİST OLMASI DA MÜMKÜN DEĞİL!.. SERBEST PİYASA EKONOMİSİ DE DÜNYÂNIN HER TARAFINDA UYGULANACAK DİYE BİR ŞEY YOK!.. HIRİSTİYAN OLMAYAN ÜLKELERİN LÂİK OLMASI ZÂTEN MÜMKÜN DEĞİL!.. BİZİM DİNSİZ SOSYALİST VEYÂ KOMÜNİST OLMAMIZ İÇİN BİR SEBEP TE YOK!.. VELHÂSILI, HERKESİN YOLU AYRI! HERKESİN İMTİHÂNI AYRI!.. ÖYLE ÖSYS GİBİ TEK TİP BİR İMTİHAN İLE BİTMİYOR İŞLER!
BU HUSUS HİÇ UNUTULMAYA!.. BİZİM DERSİMİZ İSLÂM, KİTÂBIMIZ KUR'AN!.. HER GÜN, HER SAAT, HATTÂ HER SANİYE YAPTIKLARIMIZIN BU İMTİHAN SÜRECİ İÇİNDE OLDUĞUNU BİLEREK, DERS KİTABIMIZ KUR'AN-I KERİM'İ İYİ ÇALIŞIP BİZE ÖĞRETTİKLERİNİ UYGULAYARAK GEÇİRMELİYİZ... İSLÂM'I YAŞAMAK BUDUR... İŞTE İLK İKAZ:
- "GÖZLERİN DÜNYA HAYÂTININ SÜSÜNÜ İSTEYEREK
BAŞKA YANA KAYMASIN." (KEHF SÛRESİ , 28. ÂYET)
- "SAKIN DÜNYA HAYÂTI SİZİ ALDATMASIN!"
(FÂTIR SÛRESİ , 5. ÂYET)
NE VARMIŞ Kİ, ALDATACAK?.. YÜCE ALLAH KENDİSİNİN "MÜKEVVENÂTI BİR EĞLENCE OLARAK YARATMADIĞINI," SÖYLÜYOR, ARKASINDAN DA "SAKIN DÜNYÂ HAYÂTI SİZİ ALDATMASIN," DİYOR. YÂNİ, DÜNYÂ HAYÂTINDA ALDATICI BİR EĞLENCE VAR, "AMAN ONA KAPILMAYIN," DİYOR... BİR ÇELİŞKİ YOK MU?.. YOK!.. DÜNYA HAYÂTI AYNI ZAMANDA BİR İMTİHAN OLDUĞUNA GÖRE, İNSANA ESAS VAZİFESİNİ, YÂNİ DÜNYÂYI İMAR ETMEYİ UNUTTURACAK ŞEYLER DE VAR. BUNLARA KAPILMAMAK GEREK!.. ÜSTELİK DÜNYÂ HAYÂTI ÇOK KISA (BİR GÜN VEYA DAHA AZ... MÜMİNÛN SÛRESİ, 112-113. ÂYETLER), SÜSÜNE KAPILSAN DA BİR DEĞERİ YOK!
- "SİZE VERİLEN ŞEYLER,
DÜNYA HAYÂTININ GEÇİMİDİR."
(ŞÛRA SÛRESİ , 36. ÂYET)
- "BU DÜNYÂ HAYÂTI
EĞLENCE VE OYUNDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR!
ÂHIRET YURDU, İŞTE ASIL HAYAT ODUR!"
(ANKEBUT , 64. ÂYET)
İŞTE ONUN İÇİN "ALDANMAYIN," DİYOR!.. VE DÜNYÂ HAYÂTINDA BÂZI İNSANLARA DAHA FAZLA MAL-MÜLK VERDİĞİNİ, BÂZILARINA AZ VERDİĞİNİ, BUNA KAPILIP ALDANMAMAK, VEYÂ İSYAN ETMEMEK GEREKTİĞİNİ BELİRTİYOR:
- "BİLMİYORLAR MI Kİ, ALLAH DİLEDİĞİNE BOL,
DİLEDİĞİNE KIT RIZIK VERİR.
KUŞKUSUZ, BUNDA
İNANAN BİR TOPLUM İÇİN İBRETLER VARDIR."
(ZÜMER SÛRESİ , 52. ÂYET)
- “KİM BU GEÇİCİ DÜNYÂYI İSTERSE,
ORADA ONA, DİLEDİĞİMİZ KİMSEYE,
DİLEDİĞİMİZ KADAR HEMEN VERİRİZ.
SONRA DA CEHENNEMİ ONA MEKÂN YAPARIZ."
(İSRÂ SÛRESİ , 18. ÂYET)
BU SON ÂYET-İ KERİME, PEK ÇOK KİMSENİN AKLINI KARIŞTIRAN HUSUSA CEVAP TEŞKİL EDİYOR... MÜSLÜMANLAR, İYİ İNSANLAR ÇALIŞIRLAR ÇALIŞIRLAR, PEK FAZLA ZENGİN OLAMAZLAR... AMA BİR BAKARSINIZ, ÜÇKÂĞITÇI, DALAVERECİ BİRİ KISA ZAMANDA ZENGİN OLMUŞ!.. BUNUN ÜZERİNE BÂZILARI "MÂDEM RIZKI ALLAH DAĞITIYOR, NİYE BANA ÇOK ÇALIŞMAMA RAĞMEN AZ VERİYOR DA, O DÜZENBAZA ÇOK VERİYOR? BU ADÂLET Mİ?" DİYE DÜŞÜNMEYE BAŞLAR... İŞTE ÂYET, BU BOL VERİLENİN O KİŞİ İÇİN ASLINDA BİR FELÂKET OLDUĞUNU ANLATIYOR!
- “KİM DE MÜMİN OLARAK ÂHIRETİ İSTER
VE ONA ULAŞMAK İÇİN ÇALIŞIRSA,
İŞTE BUNLARIN ÇALIŞMALARININ KARŞILIĞI VERİLİR."
(İSRÂ SÛRESİ , 19. ÂYET)
SONRA BİR KERE DAHA KIT RIZIKLI OLANLARI UYARIYOR :
- "ONLARDAN BÂZI ZÜMRELERE,
KENDİLERİNİ DENEMEK İÇİN VERDİĞİMİZ
DÜNYÂ HAYÂTININ SÜSLERİNE GÖZLERİNİ DİKME!..
RABBİNİN RIZKI DAHA HAYIRLI VE DAHA SÜREKLİDİR."
(TAHA SÛRESİ , 131. ÂYET)
- "BİZ (BOL RIZIK VERDİĞİMİZ İÇİN)
REFAH İÇİNDE ŞIMARMIŞ NİCE KENTİ HELÂK ETTİK...
SİZE VERİLEN HER ŞEY,
HAYÂTIN GEÇİMİ VE SÜSÜDÜR!
ALLAH YANINDA OLAN İSE,
DAHA HAYIRLI VE DAHA KALICIDIR!"
(KASAS SÛRESİ , 58. VE 60. ÂYETLER)
DEMEK Kİ NEYMİŞ?.. DÜNYÂDA HER İNSANA ÇİZİLEN YOL FARKLI OLDUĞU GİBİ, BAHŞEDİLEN İMKÂNLAR DA FARKLI İMİŞ!.. KİMİNE DAHA ÇOK, KİMİNE DAHA AZ!.. NASREDDİN HOCA'NIN "HAK TAKSİMİ" DEDİĞİ BUDUR!.. İRFAN SÂHİBİ HALKIMIZIN DÜNYÂ HAYÂTINI KASTEDEREK, SİTEM İLE :

KAHPE FELEK!
KİMİNE KAVUN YEDİRİR,
KİMİNE KELEK!
DEDİĞİ BUDUR... İLK İMTİHANLARDAN BİRİ, BAŞKALARINA VERİLMİŞ OLAN DÜNYÂ SÜSLERİNE GÖZ DİKMEMEK!.. EĞER BU SÜSLER BİZE VERİLMİŞSE, KAPILIP ALDANMAMAK!.. ONUN İÇİNDİR Kİ, ŞÂİR :

DÂR-I DÜNYÂ BİR MÜZEYYEN HÂNEDİR,
NAKŞINA ALDANMAMAK MERDÂNEDİR!
DEMİŞ... YÂNİ, DÜNYÂ SÜSLÜ PÜSLÜ BİR EVDİR, ESAS MERTLİK SÜSLERİNE, DUVARDAKİ İŞLEMELERE ALDANMAMAKTIR!.. ÇÜNKÜ O SÜSLERLE DOLU DÜNYA HAYÂTI BİR EĞLENCEDEN, BİR OYUNDAN, BİR İMTİHANDAN İBÂRET!.. BUNU BİLEREK DURUMU ÇOK İYİ GÖRÜNENLERE BAKIP HAYIFLANMAYIN!
- "BÂZI KİMSELER 'EY RABBİMİZ, BİZE DÜNYÂDA VER,'
DİYE DUA EDERLER Kİ,
BUNLARIN ÂHIRETTE HİÇ BİR NASİPLERİ YOKTUR."
(BAKARA SÛRESİ , 200. ÂYET)
- "KADINLARDAN, EVLÂTTAN, YÜKLERLE ALTIN VE GÜMÜŞTEN,
ATLARDAN, DAVARLARDAN VE EKİNLERDEN GELEN ZEVKLERE
AŞIRI DÜŞKÜNLÜK, İNSANLARA CÂZİP GÖSTERİLDİ.
BUNLARIN HEPSİ DÜNYÂ METAIDIR!.. "
(ÂL-I İMRAN SÛRESİ , 14. ÂYET)
- "(MALI-MÜLKÜ) ÇOĞALTMA YARIŞI,
SİZİ, KABİRLERE VARINCAYA KADAR OYALADI."
(TEKÂSÜR SÛRESİ , 1. ÂYET)
- "MALLARINIZ VE ÇOCUKLARINIZ BİR FİTNEDİR."
(TEĞABUN SÛRESİ , 15. ÂYET)
- "EY MÜMİNLER!
MALLARINIZ VE ÇOCUKLARINIZ FİTNE OLUP,
SİZİ ALLAH'I ANMAKTAN ALIKOYMASIN!"
(CUMA SÛRESİ , 9. ÂYET)
BÂZI KİMSELERİN TEPKİSİNİ ÇEKEN "ÇOCUKLARINIZ BİR FİTNEDİR," İFÂDESİ, AŞAĞIDAKİ ÂYET İLE AÇIKLANMIŞ. İNSANIN MALI-MÜLKÜ, PARASI, ÇOCUKLARI ONU ALLAH'I ANMAKTAN ALIKOYARSA, ELBETTE BİR FİTNE HÂLİNE DÖNÜŞMÜŞ OLUR!.. ÇÜNKÜ FİTNE, "AYARTMA, AKIL KARIŞTIRMA, DİNSİZLİK" ANLAMLARINA DA GELİR.
DÜNYA HAYÂTININ BİR İMTİHAN OLDUĞUNU, MAL, MÜLK, HATTÂ EVLÂDIN DÜNYÂ SÜSÜ, HATTA FİTNESİ OLDUĞUNUN FARKINDA OLMAYANLAR, DÜNYÂ MALI İSTERLER... BİZ YUKARDAKİ "DUA EDERLER," İFÂDESİNİ "İSTERLER," ŞEKLİNDE ANLIYORUZ. YÂNİ, NAMAZDA OTURUP, "BANA DÜNYA MALI VER," DEMESELER DE (DİYENLER, PARA İSTEYENLER, EV İSTEYENLER, YAT İSTEYENLER, KAT İSTEYENLER, ARABA İÇİN DUA EDENLER DAHİ VARDIR), DÜNYÂ MALINI HEDEFLEMELERİ, DAHA FAZLASI İÇİN ÇALIŞMALARI, BUNUN İÇİN HER YOLA BAŞVURMALARI KASTEDİLİYOR... ALLAH BİZE DOĞRUSUNU GÖSTERİYOR, HEM DE BİR SONRAKİ ÂYETTE:
- "RABBİMİZ, BİZE DÜNYÂDA DA İYİ HÂL VER, AHIRETTE DE.
VE BİZİ CEHENNEM AZÂBINDAN KORU,' DER.
İŞTE BUNLAR KAZANDIKLARINDAN
BİR NASİBE SÂHİP OLACAKLARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 201. ÂYET)
DİYEREK EN DOĞRU DUAYI ÖĞRETİYOR. ÇOK MAL YERİNE İYİ HÂL!..
SALAK SEPELEK AYDINLAR BİZİM GERİ KALIŞIMIZI İSLÂM DİNİNE BAĞLARLAR!.. HIRİSTİYANLAR'IN ZENGİNLİĞİNİ, SÖZDE MEDENİYETİNİ GÖKLERE ÇIKARIRLAR!.. HELE BİZİM BÖYLE DÜNYÂ MALINA DÜŞKÜNLÜĞÜ ZEM EDİŞİMİZİ, APTALLIK OLARAK DEĞERLENDİRİP, KALKINAMAYIŞIMIZIN SEBEBİ DİYE YORUMLARLAR... HALBUKİ, DEDİKLERİNİN TAM TERSİNE, İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ZELİL DURUMUN SEBEBİ, İSLÂM'DAN UZAKLAŞMAMIZDIR... GAVURLARININ ZENGİNLİĞİ DE 1492'DE BAŞLAYAN VE ARTARAK DEVAM EDEN AMERİKA KIT'ALARINI, AFRİKA'YI, ARABİSTAN'I, AVUSTRALYA'YI, ÇİN'İ, HİNDİSTAN'I İLİĞİNE KADAR SÖMÜRMELERİDİR.
SANÂYİLEŞEN, MAKİNELEŞEN DÜNYÂDA MİLYONLARCA KİŞİ İŞSİZ KALMIŞ, ÜCRETLER ALABİLDİĞİNE DÜŞMÜŞ, HAKSIZLIKLAR, AHLÂK DÜŞÜKLÜĞÜ, SUÇ ORANI ARTMIŞ, ŞİKÂYETLER BAŞLAMIŞTIR. SONUNDA KAPİTALİZMİN KARŞISINA SOSYALİZM VE KOMÜNİZM ÇIKMIŞTIR. ANCAK O DA İNSANLIĞIN ARADIĞI HUZUR VE SÜKÛNU, BARIŞI, MADDÎ-MÂNEVÎ DENGEYE ULAŞMIŞ BİR HAYATI SAĞLAMAYA MUVAFFAK OLAMAMIŞTIR.
KOMÜNİZMİN RUSYA'DA İKTİDARA GELİŞİ VE CEVREYE YAYILMA İHTİMÂLİ, HIRİSTİYAN BATI ÜLKELERİNİ DEHŞETE DÜŞÜRMÜŞ, PALYATİF BÂZI TEDBİRLER İLE ÜLKE İÇİNDEKİ KAPİTALİZM KARŞITLIĞINI ÖNLEMEYE ÇALIŞMIŞLARDIR. BUNLAR DAHA ÇOK"KEYNES EKONOMİSİ" OLARAK BİLİNEN TEDBİRLERDİR Kİ, ARALARINDA İŞSİZLİĞE VE SEFÂLETE ÇÂRE OLARAK TAM İSTİHDAM, ASGARÎ ÜCRET, AÇLIK SINIRI, SENDİKALAR, TOPLU SÖZLEŞME, GREV-LOKAVT HAKLARI, 8 SAATLİK ÇALIŞMA, FAZLA MESAİ ÜCRETİ, ÜCRETLİ İZİN, SAĞLIK SİGORTASI, EMEKLİLİK HAKKI DA VARDIR.
ANCAK 1975'DE ORTAYA ÇIKAN "FRIEDMAN EKONOMİSİ" (Kİ, ÖNCE ŞİLİ'DE PINOCHET, SONRA İNGİLTERE'DE THATCHER, TÜRKİYE'DE ÖZAL TARAFINDAN UYGULANDI, KARŞI KONMAYINCA DÜNYÂYA YAYILDI), VE 1991'DE SOVYETLER BİRLİĞİ'NİN VE SOSYALİST BLOGUN ÇÖKMESİ İLE VAHŞİ KAPİTALİZM TEKRAR DİŞLERİNİ GÖSTERMİŞ, VE VERİLEN SOSYAL HAKLARIN TÜMÜ ORTADAN KALDIRILMIŞ, İNSANLAR ÖNCE İŞSİZ VE AÇ BIRAKILIP SONRA "ZORLA GÖNÜLLÜ" KÖLE-CÂRİYE SİSTEMİYLE ÇALIŞTIRILMAYA BAŞLANMIŞTIR... BUGÜN MESELÂ, "BİREYSEL EMEKLİLİK" DİYE REKLÂMI YAPILAN UYGULAMANIN EMEKLİLİK MAAŞI İLE HİÇ BİR ALÂKASI YOKTUR! SİSTEME GİRENİN ON YIL BİRİKEN PARASI BİR MİKTAR FÂİZ İLE BİRLİKTE YA TOPTAN ÖDENİR, YA DA ON YIL MAAŞ GİBİ VERİLİR. ON YILDAN SONRA "BİREYSEL EMEKLİ"NİN İŞİ ALLAH'A KALMIŞTIR!
BU TABLOLARDAN BİRİNCİSİ 1970 YILINDA TİCÂRET VE GERÇEK YATIRIMA AYRILAN PARANIN DÜNYA ÖLÇEĞİNDE % 90 OLDUĞUNU, SİPEKÜLÂSYONA ANCAK %10 GİBİ BİR MİKTARIN AYRILDIĞINI GÖSTERİYOR. BU DURUM 1995'DE TAM TERSİNE DÖNMÜŞ, GERÇEK YATIRIMA AYRILAN PARA %5, SİPEKÜLÂSYONA AYRILAN İSE, % 95 OLMUŞTUR. 2015 YILINDAKİ DURUMU, VARIN, SİZ DÜŞÜNÜN!
İKİNCİ TABLO DA GERİ KALMIŞ ÜLKELERİN BORÇ ORANINDAKİ ARTIŞI GÖSTERMEKTEDİR.
MAL VE PARA BİRİKİMİ ÖYLE BOYUTLARA VARMIŞTIR Kİ, YUKARDA SÖYLEDİK, TEKRARLIYALIM: EN ZENGİN HIRİSTİYAN-YAHUDİ 200 KİŞİNİN TOPLAM YILLIK GELİRİ 1 TRİLYON DOLAR!.. BUNA MUKABİL, EN YOKSUL 43 ÜLKEDE YAŞAYAN ZAVALLI YARIM MİLYAR İNSANIN TOPLAM GELİRİ İSE SÂDECE 146 MİLYAR DOLAR!.. YÂNİ BU 200 ALLAHSIZ, İNSAFSIZ KİŞİNİN TOPLAM GELİRİ, 43 ÜLKE HALKININ TOPLAM GELİRİNİN YEDİ KATI!.. VAY İNSAFSIZLAR VAY!..

- "DÜNYA HAYÂTI KÂFİRLERE ZİYNETLENDİ!..
HALBUKİ TAKVA EHLİ MÜMİNLER,
KIYÂMET GÜNÜ ONLARIN ÜSTÜNDEDİR.
ALLAH DİLEDİĞİNİ HESAPSIZ RIZIKLANDIRIR."
(BAKARA SÛRESİ , 212. ÂYET)
YİNE DE ALLAH, KÂFİRLERİN ÖZENDİĞİMİZ DÜNYÂ HAYÂTININ ONLARIN İMTİHANIN BİR PARÇASI OLDUĞUNU, GERÇEKTEN İNANANLARIN İLERDE ONLARDAN ÜSTÜN OLACAĞINI ÇOK AÇIK OLARAK İFÂDE EDİYOR!.. E, GÖRÜYORUZ, A.B.D. DE, AVRUPA BİRLİĞİ DE ÇÖKÜYOR. İNŞALLAH BİZ UYANIR, BİZ YÜKSELİRİZ!

- "HERKESİN BİR YÖNETİ (KIBLESİ) VARDIR.
ORAYA YÖNELİR. SİZ DE HADİ HAYIRLARA YÖNELİN!..
HAYIR İÇİN KOŞUN, YARIŞIN!"
(BAKARA SÛRESİ , 148. ÂYET)
NE MUHTEŞEM ÂYET!.. KIBLE-KÂBE KONUSUNU HAC BAHSİNDE AÇIKLARIZ... BURADA YÜCE ALLAH BİZ MÜSLÜMANLARDAN HER NAMAZDA YÖNELDİĞİMİZ KIBLE GİBİ, HAYIRLARA YÖNELMEMİZİ İSTİYOR. HER HAC ZİYÂRETİNDE TAVAF ETTİĞİMİZ KÂBE GİBİ, HAYIRLI İŞLERİN ETRAFINDA DOLANMAMIZI İSTİYOR. BİRBİRİMİZLE, KÂFİRLERLE, MÜŞRİKLERLE HEP HAYIR KONUSUNDA YARIŞMAMIZI İSTİYOR!..

- "İŞTE ONLAR HAYIRLARDA YARIŞIRLAR,
VE ONLAR,
ONDA (HAYIRDA) ÖNE GEÇENLERDİR."
(MÜMİNÛN SÛRESİ , 61. ÂYET)
YÜCE PEYGAMBERİMİZ HAZRET-İ MUHAMMED (S.A.V.) DE ,
"EMSÂLLERİNİ GEÇMEYEN ÜMMETİME ŞEFAAT ETMEM!"
BUYURMUŞTUR!.. BU NE DEMEKTİR?.. BİR MÜSLÜMAN MÜHENDİS, BİR HIRİSTİYAN MÜHENDİSTEN DAHA İYİ OLACAK... BİR MÜSLÜMAN DOKTOR, HIRİSTİYAN VE YAHUDİ DOKTORLARDAN DAHA İYİ OLACAK!.. BİR MÜSLÜMAN İNŞAAT İŞÇİSİ, GAYRIMÜSLİM İSÇİLERDEN DAHA İYİ OLACAK!.. SIRADAN BİR MÜSLÜMAN, DİNDAR BİR HIRİSTİYANDAN DAHA İYİ OLACAK!.. YÂNİ, YALAN SÖYLEMEYECEK, TİCÂRETTE HİLE YAPMAYACAK, KARIYA KIZA SARKMAYACAK, KALP KIRMAYACAK, ANASINA-BABASINA-AKRABASINA-YOKSULA-MİSKİNE YARDIMCI OLACAK. BÜTÜN BUNLARI O DİNDAR HIRİSTİYANDAN DAHA ÇOK, DAHA İYİ YAPACAK!.. YAPMAZSA MAKBUL DEĞİL!
HEMEN BELİRTELİM, YOKSUL MÂLUM... FAKİR OLDUĞU HER HÂLİNDEN ANLAŞILAN, ZAMAN ZAMAN MECBURÎYETTEN DİLENEN KİŞİ... MİSKİN İSE YOKSUL OLDUĞU HALDE BUNU HİÇ BİR ŞEKİLDE BELLİ ETMEYEN, EL-AVUÇ AÇMAYAN KİŞİDİR... BÖYLELERİNİ FARKEDİP, İNCİTMEDEN, EZMEDEN, GÖSTERMEDEN, BELLİ ETMEDEN YARDIMCI OLMAK, HER MÜSLÜMANA FARZDIR!.. KUR'AN-I KERİM'DE "YAP" DENİLENLERİN HEPSİ FARZDIR!.. "YAPMA" DENİLENLER DE HARAMDIR, GÜNAHTIR, KAÇINMAK FARZDIR!
- "(SERVETİNDEN) AKRABAYA, YOKSULA, YOLCUYA HAKLARINI VER!
BU ALLAH'A YAKIN OLMAK,
VE O'NU HOŞNUT ETMEK İSTEYENLER İÇİN HAYIRLIDIR."
(RUM SÛRESİ , 38. ÂYET)
- "GERÇEKTEN İNSAN PEK HARİS YARATILMIŞTIR...
DİLENEN, VE MUHTAÇ OLUP TA DİLENMEYEN FAKİRLER İÇİN
MALLARINDA BELLİ BİR HAK, BİR HİSSE TANIYANLAR MÜSTESNA!"
(ME'ÂRİC SÛRESİ , 19-25. ÂYETLER)
VE BİR HADİS DAHA :

"YÂRIN ÖLECEKMİŞ GİBİ ÂHİRET İÇİN,
HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİB DÜNYA İÇİN ÇALIŞ."
YETERİNCE ÇALIŞMADIĞIMIZ, EMSÂLLERİMİZİ GEÇECEK ŞEKİLDE İNSANIMIZI EĞİTMEDİĞİMİZ İÇİN, İSLÂM ÜLKELERİNDEKİ KALKINMA HAMLELERİ HEP BAŞARISIZLIKLA SONUÇLANMIŞTIR... BUNDA, KENDİ HAS BİR YOL TUTMAYIP HIRİSTİYAN BATI'YI TAKLİDE KALKIŞMANIN ROLÜ OLDUĞU KADAR, BATI'NIN KENDİNE RAKİP ÇIKMASINI ÖNLEYEN YIKICI UYGULAMALARI DA ETKİLİ OLMUŞTUR... BATI'NIN YOKEDİCİ REKAABET ANLAYIŞI, HEM BATI KARŞISINDA BİZİ, HEM DE KENDİ İÇİMİZDE BİRBİRİMİZİ YOKETME DURUMUNA GETİRMİŞTİR.
ŞİMDİ DAHA ÖNCE DE VERDİĞİMİZ ŞU ÂYETİ BİR KERE DAHA DİKKATLE OKUYUN:
- "İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞI VARDIR."
(NECM SÛRESİ, 39. ÂYET)
BU ÂYETİ, "İNSAN ANCAK ÇALIŞTIĞI KADARINA SÂHİP OLUR," ŞEKLİNDE TERCÜME EDENLER DE VAR, AMA BİZCE İLK TERCÜME DAHA DOĞRU. ÇÜNKÜ ALLAH BÂZEN ÇALIŞMAYANA DA VERİR, İMTİHAN OLSUN DİYE... ÜSTELİK İNSAN HİÇ BİR ŞEYE GERÇEKTEN SÂHİP OLAMAZ. GÖKLERDEKİ, YERDEKİ VE HER İKİSİNİN ARASINDAKİ HER ŞEYİN GERÇEK SÂHİBİ YÜCE ALLAH'TIR! BİZE DÜŞEN GÜCÜMÜZ YETTİĞİNCE ÇALIŞMAKTIR.

"HELÂL RIZIK KAZANMAK UĞRUNDA YORULUP YATANLAR,
GÜNAHLARI AF VE MAĞFİRET OLUNMUŞ HALDE UYKUYA DALARLAR." HADİS"EĞER BİR MÜSLÜMANIN ELİNDE BİR FİDAN VAR İSE,
BİRİ DE KOŞUP KENDİNE KIYÂMETİN KOPTUĞUNU HABER VERSE,
O MÜSLÜMAN ELİNDEKİ FİDANI DİKMEDEN KENDİ BAŞININ ÇÂRESİNE BAKMASIN." HADİS
HİÇ BİR MÜSLÜMAN YOKTUR Kİ,
ÇEŞİTLİ HUBUBAT EKSİN, YÂHUT BİR AĞAÇ DİKSİN DE,
ONUN HÂSILATINDAN KUŞLAR, HAYVANLAR VE İNSANLAR YEDİKÇE
AMEL DEFTERİNE SADAKA (VE SEVAP) YAZILMASIN!" HADİS
YÜCE PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) ÇİFTÇİ BİR SAHÂBİNİN NASIRLI ELİNİ OKŞAYARAK,

"ALLAH'IN VE RESÛLÜNÜN SEVDİĞİ EL İŞTE BUDUR,"
DEMİŞTİR. YİNE PEYGAMBERİMİZ,

"MUTEBER KAZANÇ, İÇİNDE HAİNLİK, YALAN VE HİLE BULUNMAYAN ALIŞ-VERİŞ,
BİR DE İNSANIN KENDİ ELİNİN EMEĞİDİR,"
BUYURMUŞTUR.
KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI İKTİSAD SİSTEMİNDE ÇALIŞMA, İSTİHDAMA BAĞLANMIŞTIR... ÇALIŞMAK İSTEYEN VE İŞ BULANLAR "İŞGÜCÜ" SAYILMIŞ, GELİRİ OLUP TA ÇALIŞMAYANLAR, İŞ BULAMAYANLAR, EV KADINLARI, ÖĞRENCİLER, EMEKLİLER, SAKATLAR, YAŞLILAR "İŞGÜCÜ" DIŞINDA TUTULMUŞTUR. BATI'DA GELİRİ OLDUĞU İÇİN ÇALIŞMAYANLARA "RANTİYE" DENİR, DURUMLARI NORMAL GÖRÜNÜR.
BUNA EK OLARAK HIRİSTİYAN-YAHUDİ EKOLÜNDE İÇİNE PARA KARIŞMAYAN FAALİYET EKONOMİYE DÂHİL EDİLMEZ, ÇALIŞMA SAYILMAZ... YÂNİ GÖMLEĞİNİZİ KURU TEMİZLEYİCİDE ÜTÜLETİR, BEDELİNİ ÖDERSENİZ, BU ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI YAPAN BİR FAALİYETTİR, MİLLÎ GELİRDE YER ALIR. AMA GÖMLEĞİNİZİ KARINIZ ÜTÜLERSE, BU EKONOMİYE KATILMAZ... ZÂTEN O YÜZDEN DURGUN ZEKÂLI BATILILAR GERİ KALMIŞ ÜLKELERDE İNSANLARIN GÜNDE 2 DOLAR GELİR İLE NASIL GEÇİNDİKLERİNE, NASIL İSYAN ÇIKMADIĞINA AKIL-SIR ERDİREMEZLER!.. O ÜLKELERDE EKONOMİYE DÂHİL EDİLMEYEN İKTİSÂDÎ FAALİYET, EDİLENLERDEN DAHA FAZLADIR.
İSLÂM'DA ÇALIŞMAK İBÂDETTİR! (HADİS) ... YANİ BÜTÜN KULLAR ÇALIŞMAKLA YÜKÜMLÜDÜR. GELİRİ OLDUĞU İÇİN ÇALIŞMAYANLAR, HERHANGİ BİR FAALİYETTE BULUNMAYANLAR ZARARLI ADDEDİLİR. ÇÜNKÜ ÇEVRELERİNE KÖTÜ ÖRNEK OLMAKTA, TEMBELLİK AŞILAMAKTADIRLAR... HAZRET-İ ALİ:

"ÇALIŞANLAR FENÂLIK DÜŞÜNMEYE VAKİT BULAMAZ.
ÇALIŞMAYANLAR İSE KENDİLERİNİ FENÂLIKTAN KURTARAMAZ,"
BUYURMUŞTUR. İSLÂM'DA EN BASİT FAALİYETTEN DEVLET BAŞKANLIĞI GÖREVİNE KADAR HER TÜRLÜ ÇALIŞMA MAKBÛLDÜR. EVHANIMI KADINLARIN YAPTIĞI EVİŞLERİ, ÖĞRENCİNİN DERS ÇALIŞMASI, BİLİM ADAMININ ARAŞTIRMALARI, EMEKLİNİN DERNEKLERDEKİ HALKA HİZMET FAALİYETİ, GELİR GETİRMESE DE ÇALIŞMADIR. TAKDİR EDİLMESİ, TEŞVİK EDİLMESİ GEREKİR. ÂYET-İ KERİMEDE BUYRULDUĞU GİBİ, İNSAN İÇİN DEĞER TAŞIYAN ANCAK ÇALIŞARAK YAPTIĞIDIR...
BU NOKTADA RAHMETLİ MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK'ÜN "SAY MİSÂK-I MİLLÎSİ"Nİ VERMEDEN EDEMİYECEĞİZ.. MÂLUMUNUZDUR Kİ, SİYÂSÎ MİSÂK-I MİLLÎ" SINIRLARIMIZLA İLGİLİ BELGEDİR. MİSÂK "!AND , AHİT" DEMEKTİR. MUSTAFA KEMÂL, "GÜCÜMÜZ NEREYE KADAR YETERSE" DİYEREK SINIRLARINI GENİŞ TUTMUŞTUR... "SAY (EMEK) MİSÂK-I MİLLÎSİ" İSE, MİLLÎ MÜCÂDELE HENÜZ BİTMİŞ, DAHA LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI İMZALANMAMIŞ İKEN, İZMİR'DE TOPLANAN İKTİSÂD KONGIRESİ"NDE TESBPİT EDİLMİŞ, VE UZUN YILLAR DERS KİTAPLARI İÇİNDE YAYINLANMIŞTIR. BUGÜN DAHİ GEÇERLİDİR, POLİTİKACILARIN, BÜROKRATLARIN, PATRONLARIN, MEMURLARIN MASALARINA, CAMIN ALTINA KONULMALI., HER SABAH AMENTÜ GİBİ OKUNMALIDIR:
1135 murahhasın iştirâkiyle İzmir'de in'ikad eden ilk TÜRK İktisat Kongresi'nde müttefikan kabul edilen (4.3.1923) MİSÂK-I İKTİSÂDÎ ESASLARI şunlardır:
1 - TÜRKİYE, MİLLÎ HUDUTLARI dâhilinde, LEKESİZ bir İSTİKLÂL ile dünyânın sulh ve terakki unsurlarından biridir.
2 - TÜRKİYE halkı MİLLÎ HAKİMİYET'ini kanı ve canı pahasına elde ettiğinden, hiç bir şeye fedâ etmez! MİLLÎ HÂKİMİYET'ine müstenid olan MECLİS ve HÜKÜMET'ine dâima zâhirdir (yardımcıdır).
3 - TÜRKİYE HALKI TAHRİBÂT YAPMAZ, İMÂR EDER!.. Bütün mesâisi İKTİSÂDEN MEMLEKETİ YÜKSELTMEK gâyesine mâtuftur.
4 - TÜRKİYE halkı sarfettiği eşyâyı mümkün mertebe KENDİ yetiştirir. ÇOK ÇALIŞIR!.. VAKİT'te, SERVET'te ve İTHALÂT'ta İSRAF'tan kaçar!.. MİLLÎ İSTİHSÂL'i (üretimi) temin için icâbında geceli gündüzlü çalışmak şiâarıdır! (hedefidir)
5 - TÜRKİYE halkı servet itibâriyle bir ALTIN HAZİNESİ üzerinde oturduğuna vâkıftır. ORMANLAR'ını evlâdı gibi sever!.. Bunun için ağaç bayramları yapar. Yeniden ORMAN YETİŞTİRİR! MÂDENLER'i KENDİ istihsâli için işletir. SERVETLER'ini herkesten fazla tanımaya çalışır.
6 - HIRSIZLIK, YALANCILIK, RİYÂ, TEMBELLİK en büyük DÜŞMAN'ımız; taassubdan uzak DİNDARÂNE bir SALÂBET her şeyde esâsımızdır. Her zaman FAYDALI YENİLİKLER'i severek alırız. TÜRKİYE halkı MUKADDERATI'na, TOPRAKLARI'na, ŞAHISLARI'na ve MALLARI'na karşı yapılan FESAT ve PROPAGANDALAR'dan NEFRET eder!.. Dâima bunlarla MÜCÂDELE'yi bir VAZİFE bilir!
7 - TÜRKLER, İRFAN ve MÂRİFET ÂŞIĞIDIR!..TÜRK her yerde HAYÂTINI KAZANABİLECEK şekilde yetişir; fakat her şeyden evvel MEMLEKET'İNİN MALI'dır!..MAARİF'e verdiği KUTSİYET dolayısiyle MEVLÛD KANDİLİ gününü aynı zamanda KİTAP BAYRAMI olarak tes'id eder.
8 - Birçok harpler ve zaruretlerden dolayı eksilen NÜFUSUMUZUN FAZLALAŞMASI ile beraber; SIHHAT'imizin, HAYAT'larımızın korunması en birinci emelimizdir. TÜRK; MİKROPTAN, PİS HAVADAN, SALGINDAN ve PİSLİKTEN ÇEKİNİR! Bol ve SAF HAVA, BOL GÜNEŞ ve TEMİZLİĞİ SEVER. Ecdad mirâsı olan BİNİCİLİK, AVCILIK, DENİZCİLİK gibi BEDENİ TERBİYE'nin yapılmasına çalışır. HAYVANLAR'ına da aynı DİKKAT ve EHEMMİYET'i göstermekle beraber; CİNS'lerini düzeltir. MİKTAR'larını çoğaltır.
9 - TÜRK; DİN'ine, MİLLİYET'ine, HAYÂT'ına, MÜESSESÂT'ına ve TOPRAĞINA DÜŞMAN OLMAYAN milletlere daima DOST'tur! Ecnebî sermâyesine aleyhtâr değildir. Ancak kendi yurdunda KENDİ LİSÂNI'na ve KAANUNU'na uymayan müesseselerle münâsebette bulunmaz... TÜRK; İLİM ve SAN'AT yeniliklerini nerede olursa olsun, DOĞRUDAN DOĞRUYA ALIR ve her türlü münâsebette fazla MUTAVASSIT İSTEMEZ!
10 - TÜRK açık alın ile SERBESTÇE çalışmayı sever; işlerde İNHİSAR (tekelcilik) istemez.
11 - TÜRKLER, hangi sınıf ve meslekte olurlarsa olsunlar, candan sevişirler. MESLEK, zümre itibâriyle elele vererek BİRLİKLER, memleketini ve birbirlerini tanımak, anlaşmak için SEYAHATLER ve birleşmeler yaparlar.
12 - TÜRK KADINI ve KOCASI, ÇOCUKLAR'ı İKTİSÂDÎ MİSÂK'a göre yetiştirir.
ALLAH AŞKINA, ŞU İFÂDELERE BİR KERE DAHA DİKKATLE BAKIN!.. KUR'AN'A, HADİSLERE, ALLAH'IN EMİRLERİNE NE KADAR UYGUN, DEĞİL Mİ?.. BİZ BAŞTA NE DEDİK?.. MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK; ERBAKAN HOCA'DAN DA, MÜSLÜMAN GEÇİNEN ERDOĞAN'DA DAHA MÜSLÜMANDIR!.. ALLAH GANİ GANİ RAHMET EYLESİN!
HER NEYSE... "MİLLÎ ÇALIŞMA ANDI"NI BİR AN OLSUN, AKLIMIZDAN ÇIKARMADAN DEVÂM EDELİM.
İSLÂM'DA HASTALIK VE ACZİYET DIŞINDA BİR EMEKLİLİK KAVRAMI DA YOKTUR!.. KİMSE "BEN ARTIK ÇALIŞMAM, BİR İŞ YAPMAM," DEMEMELİDİR... RIZKINI KAZANMAK İÇİN ÇALIŞMA DÖNEMİ BİTMİŞ OLABİLİR, AMA TOPLUMA HİZMET VE KENDİNİ GELİŞTİRME YÖNÜNDEN ÇALIŞMA, HİÇ BİR ZAMAN BİTMEZ!.. EMEKLİLERİN KENDİLERİNİ KAHVEHÂNELERE ATIP, SÖZÜMONA İŞ BULAMADIKLARI İÇİN BOŞ OTURANLARIN YANINA ÇÖREKLENMELERİ KADAR KÖTÜ VE YIPRATICI BİR ŞEY OLAMAZ!.. EVET, BÂZI KİMSELER İSTEDİKLERİ İŞİ BULAMAMIŞ OLABİLİRLER, AMA KENDİLERİ ADINA, ÇEVRELERİN ADINA YAPABİLECEKLERİ ÇOK İŞ VARDIR. EN AZINDAN EV İŞLERİNE YARDIM EDEBİLİRLER... EVDEKİ KIRIK DÖKÜĞÜ TÂMİR EDEBİLİRLER... KİTAP OKUYABİLİRLER... GEZİP DOLAŞIP GÖRGÜLERİNİ, BİLGİLERİNİ ARTIRABİLİRLER... BOŞ OTURMAK ŞEYTAN İŞİDİR. BOŞ ADAMA ŞEYTAN BULAŞIR... ONUN İÇİNDİR Kİ, PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) GİDERKEN SELÂM VERMEDİĞİ BOŞ OTURAN ADAMA, DÖNÜŞTE SELÂM VERMİŞTİR, YERİ EŞELİYOR DİYE!
İŞTE İŞSİZE, EMEKLİYE İŞ :

"BEŞİKTEN MEZARA KADAR İLİM TAHSİL EDİNİZ." HADİS
İSLÂM'DA TATİL KAVRAMI DA YOKTUR... YORULUNCA DİNLENME VARDIR, AMA İNSAN HİÇ BİR ŞEY YAPMAMAK GİBİ BİR TATİL HEVESİNE KAPILMAMALIDIR. "TATİL" DEDİĞİMİZ DÖNEMDE RIZK İÇİN ÇALIŞMAYA ARA VERMİŞ OLABİLİRİZ. ANCAK İNSANLARA HİZMET ETMEK, TOPLUMA BİRŞEYLER KAZANDIRMAK, KENDİMİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN YAPABİLECEKLERİMİZ BİTMİŞ OLAMAZ!.. KİŞİ NASIL NAMAZINA, ORUCUNA DİKKAT EDİYORSA, ÇALIŞMAYI DA İBÂDET SAYIP UYGULAMALI, SÜREKLİ SÂLİH AMELLER İŞLEMELİ, FAYDALI İŞLER YAPMALIDIR.
- "ONLARIN AMELLERİNDEN HİÇ BİR ŞEY EKSİLTMEYİZ.
HERKES KAZANDIĞI KARŞILIĞINDA REHİNDİR."
(TÛR SÛRESİ , 21. ÂYET)
AYNI ÂYETİN "HERKES KENDİ KAZANDIĞINA BAĞLIDIR," ŞEKLİNDE BİR TERCÜMESİ DE VAR. BU ÂYET İNCİL'DE "O ZAMAN HERKESE KENDİ İŞİNE (İCRAATINA) GÖRE KARŞILIK VERİLECEKTİR," ŞEKLİNDE YER ALIR. (MATTA İNCİLİ, 16. BÂB, 27. ÂYET... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
RIZK İÇİN, GELİR GETİREN BİR İŞTE ÇALIŞMAK ELBETTE EN ÖNEMLİSİDİR. BUNUN İÇİN DEVLET, VAKIFLAR, MÜSLÜMAN İŞVERENLER GAYRET GÖSTERMELİ, BİR TEK KİŞİNİN BİLE İŞİ OLMADIĞI İÇİN AÇLIĞA MAHKÛM OLMASINA İZİN VERMEMELİDİR. (BU HUSUSU İŞVEREN-İŞÇİ BAHSİNDE UZUN UZUN ANLATACAĞIZ.) ... İSLÂM TOPLUMU "TAM İSTİHDAM" TOPLUMUDUR. İŞ ARAYIP TA BULAMAYAN İŞÇİ, İŞÇİ ARAYIP TA BULAMAYAN İŞVEREN, HAZIR OLUP TA KULLANILMAYAN İŞ İMKÂNI, SERMÂYE VE KAYNAK OLMAZ!
- "KİŞİ YARIN İÇİN NE GÖNDERDİĞİNE BAKSIN."
(HAŞR SÛRESİ , 18. ÂYET)
NEYMİŞ?.. İNSAN İÇİN, BU DÜNYÂDA VE ÖBÜR DÜNYÂDA DEĞERLİ OLAN, ANCAK ÇALIŞARAK YAPTIĞI VE KAZANDIĞI İMİŞ!.. YÂRINA GÖNDERDİĞİN İYİYSE, SANA DA İYİ DAVRANIRLAR. KÖTÜYSE YANDIN!.. ZENGİN-FAKİR AYIRIMI YOK!.. HER İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞI, İŞLEDİĞİ, DİNÎ TÂBİRLE "AMEL"İ MÜHİM!.. ÂLİM DE OLSAN, ZÂLİM DE OLSAN DEĞİŞMEZ!.. HATTA BİR BAŞKA ÂYET, "İLMİYLE AMEL ETMEYEN ÂLİM, BÜYÜK BÜYÜK KİTAPLAR YÜKLÜ EŞEĞE BENZER," DER!.. (MÜNÂFİKÛN SÛRESİ, 5. ÂYET) NASIL Kİ EŞEK SIRTINDAKİ KİTAPTAN YARARLANAMAZSA, AMELSİZ ÂLİM DE KAFASINDAKİ BİLGİDEN YARARLANMADIĞI İÇİN, BOŞUNA OKUMUŞ DEMEKTİR! CÂHİLDEN FARKI YOKTUR!..
"İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞI VARDIR" HÜKMÜNE KUR'AN-I KERİM'İN GETİRDİĞİ TEK İSTİSNÂ, MİRASTIR. YÂNİ BAŞKASININ, KAZANDIĞINI SANA BIRAKMASIDIR.
- "SİZDEN BİRİNE ÖLÜM ÇATTIĞI VAKİT,
EĞER BİR HAYIR BIRAKACAKSA;
ANAYA, BABAYA, YAKIN HISIMLARA,
MÂRUFLA (İYİLİKLE) VÂSİYET ETMEK FARZ KILINDI!
BU, MUTTAKİLERE YAPILMASI GEREKEN BİR HAKTIR."
(BAKARA SÛRESİ, 180. ÂYET)
BU LÛTFUN BÜYÜKLÜĞÜNÜN FARKINA VARIP; KALAN MALI MÜLKÜ MİRASYEDİCE HARCAMAMAK, ZİYÂN ETMEMEK, BAŞKALARINI DA YARARLANDIRMAK GEREKİR. VE YİNE UNUTMAMAK GEREKİR:
- "GÖKLERİN VE YERİN MİRÂSI ALLAH'INDIR!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 10. ÂYET)
- "NEDEN SİZ (MİRÂSA KONDUĞUNUZDA)
ALLAH YOLUNDA HARCAMAYASINIZ Kİ?
GÖKLERİN VE YERİN MİRÂSI ZÂTEN ALLAH'INDIR!"
(HADİD SÛRESİ , 10. ÂYET)
YÂNİ MİRÂS TA KALSA, O MALIN SÂHİBİ BİZ DEĞİLİZ... YUNUS EMRE'NİN DEDİĞİ GİBİ:

MAL SÂHİBİ, MÜLK SÂHİBİ
HANİ BUNUN İLK SÂHİBİ?
DÜNYÂDA ÇALIŞARAK GEÇİMİNİ SAĞLAMAK VE İYİ İŞLER YAPMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY YOK ASLINDA!.. BU HUSUSU HİÇ AKLIMIZDAN ÇIKARMAYALIM.
- " (SERVET,) İÇİNİZDE
ZENGİNLER ARASINDA ELDEN ELE DOLAŞAN
BİR DEVLET OLMASIN!"
(HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET)
- "ONLARIN MALLARINDA DİLENENLERİN
VE YOKSULLARIN NASİP VE KISMETİ VARDI."
(ZÂRİYAT SÛRESİ , 19. ÂYET)
BU ÂYETLERİN PEK ÇOK FARKLI TERCÜMESİ OLDUĞUNU, ANCAK ESAS ÇIKARILACAK ANLAMIN, "ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR," OLDUĞUNU BELİRTMİŞTİK... BİR TERCÜME DİYOR Kİ;, REFAH, HUZUR, ÂFİYET, SAĞLIK, HEPSİ DEVLETTİR. YÂNİ İNSANA BAHŞEDİLMİŞ RAHAT BİR HAYAT TARZIDIR. HANİ SULTAN SÜLEYMAN'IN :

HALK İÇİNDE MÛTEBER NESNE YOK DEVLET GİBİ,
OLMAYA DEVLET CİHÂNDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ!
DEDİĞİ TÜRDEN BİR HAYAT!.. HALK DEVLETİN BAŞINDA OLANIN YAŞAYIŞINI BİR HALT ZANNEDİYOR, ESAS MAKBUL OLAN SAĞLIKLI SIHHATLİ YAŞAMAKTIR... KOCA PÂDİŞAH BİLE YAŞLANDIĞINDA BUNU SÖYLÜYOR...
ÂYETE DÖNERSEK, YÜCE ALLAH DİYOR Kİ, "RAHAT YAŞAMAK, İYİ HAYAT ŞARTLARI, BÜTÜN İMKÂNLAR PARAYLA OLDUĞU İÇİN, SERVET-MAL-MÜLK SÂDECE ZENGİNLER ARASINDA DOLAŞAN, BİRİNDEN DİĞERİNE GEÇEN ŞEYLER OLMASIN!.. EVET, BEN MALI VE RIZKI DİLEDİĞİME VERDİM. AMA BOL BOL VERDİĞİM KİŞİLER, BÜTÜN HALKI BU İMKÂNLARDAN HİSSELENDİRSİN, PAY VERSİN!. AYNI SEVİYEDE OLAMAZ AMA, ONLARIN DA RAHAT YAŞAMAYA HAKKI VAR. ZENGİNLER BUNUN İÇİN KENDİ İMKÂNLARINDAN İHSANDA BULUNSUN, BAŞKALARINI DA YARARLANDIRSIN!.. DÜNYADA HİÇ BİR ŞEYDE EŞİTLİK YOK. EŞİTLİĞİ SİZ YARATACAK, İNSANLARI BİRBİRİNE SİZ YAKINLAŞTIRACAKSINIZ. YOKSA ELİME GEÇTİĞİNİZDE CANINIZA OKURUM!"
VALLAHİ BİZ DEMİYORUZ, ALLAH DİYOR... ZENGİNİN CENNETE GİRMESİNİN, DEVENİN İĞNENİN DELİĞİNDEN GEÇMESİNDEN ZOR OLDUĞUNU, ZÂTEN İNCİL'DE BELİRTMİŞ... (İFÂDENİN ASLI ŞÖYLE : DEVENİN İĞNE DELİĞİNDEN GEÇMESİ, ZENGİN ADAMIN ALLAH'IN MELEKÛTUNA GİRMESİNDEN DAHA KOLAYDIR." MATTA İNCİLİ, 19. BÂB 24. ÂYET / MARKOS İNCİLİ, 10. BÂB, 25. ÂYET... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ ÇÜNKÜ AŞAĞIDAKİ KUR'AN ÂYETİ İLE BAĞDAŞIYOR.)
- "BİZİM ÂYETLERİMİZİ YALANLAYAN,
VE ONLARA İNANMAYA TENEZZÜL ETMEYENLER VAR YA,
İŞTE ONLARA GÖK KAPILARI AÇILMAYACAK,
VE DEVE İĞNE DELİĞİNDEN GEÇİNCEYE KADAR
CENNETE GİREMİYECEKLERDİR!"
(A'RÂF SÛRESİ , 40. ÂYET)
KUR'AN-I KERİM'DE AYRICA O DELİĞİN, O GEÇİDİN NE OLDUĞU TEFERRUATIYLA ANLATILMIŞ... TABİİ ANLAYANA:
- "BİZ İNSANI ZORLUK İÇİNDE YARATTIK...
VE ONA İKİ AKABE (SARP YOKUŞLU TEPE)
(VEYA ARASINDA ZOR BİR GEÇİT) GÖSTERDİK.
FAKAT O SARP YOKUŞA (VEYÂ GEÇİDE) ATILAMADI.
O ZOR GEÇİDİN NE OLDUĞUNU BİLİR MİSİN?..
O GEÇİT BİR KÖLE AZÂT ETMEKTİR...
YÂHUT AÇLIK GÜNÜNDE YAKINI OLAN BİR ÖKSÜZÜ,
YÂHUT TOPRAĞA SERİLMİŞ BİR YOKSULU DOYURMAK,
SONRA İMÂN EDİP, BİRBİRİNE
SABIR VE MERHAMET TAVSİYESİNDE BULUNMAKTIR!"
(BELED SÛRESİ , 4-18. ÂYETLER)
ALLAH ALLAH!.. ALLAH ALLAH!.. HAŞYETTEN TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU!.. BU KADAR ETKİLİ İFÂDELER KULLANMIŞ TA, DÜNYÂDA HÂLÂ 2 MİLYAR İNSAN AÇLIĞIN PENÇESİNDE İNLİYOR!..
AKABE, "SARP YOKUŞLU TEPE" VEYÂ İKİ AKABE ARASINDAKİ "DAR VE ZOR GEÇİT" DEMEK... SONRA ÂYETTE BU YOKUŞLU TEPENİN VEYÂ ARALARINDAKİ DAR GEÇİTTEN KASDIN "YOKSULU DOYURMAK" OLDUĞU AÇIKLANIYOR!.. İŞTE KUR'AN BÖYLEDİR. RAHMETLİ ŞEYH BEDREDDİN SİMAVENÎ HAZRETLEİ'NİN BELİRTTİĞİ ÜZRE, "CENNET, CEHENNEM, ÂHİRET, HACI-HOCA-SOFTA TAKIMININ ANLADIĞI GİBİ DEĞİL"DİR!
ZÂTEN BİZİM EDEBİYATÇILARIMIZ, GÜFTEKÂRLARIMIZDAN BİRİ,

"SAÇIMA KARLAR YAPDI, BOŞUNA YAZ BEKLEMEK"
DERKEN NE KARI, NE DE YAZI KASTETMEZ... ASIL DEMEK İSTEDİĞİ "İHTİYARLADIK, GENÇLİK HAYÂLDE KALDI" ŞEKLİNDEDİR... BİR SIRADAN GÜFTEKÂRIN SÖZÜ BİLE BÖYLE DERİN MÂNÂLI İKEN; YÜCE KUR'AN-I KERİM'İN ÖYLE BASİT ANLAMLAR İLE YETİNECEĞİNİ SANMAK, GAFLET OLUR!.. ÜSTELİK, HER YIL YÜZBİNLERCE HACI ADAYI AKABEDE, SAFA İLE MERVE TEPELERİ ARASINDA KOŞUŞUP DURURLAR!.. DURURLAR DA, "ŞEYTAN TAŞLAMA" GİBİ, BUNUN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLMEZLER!
İŞİN ENTERESAN YANI, BU GERÇEK, KAPİTALİST, FERDİYETÇİ BATI DÜNYÂSININ DAYANDIĞI HIRİSTİYANLIĞIN ÖZÜNDE DE VAR!.. AMA DEVLET POLİTİKASI OLMAKTAN ÇIKARILMIŞ, EĞİTİMDEN ÇIKARILMIŞ. ÖZÜ TEMİZ BİR KAÇ HIRİSTİYAN DIŞINDA UYGULAYAN YOK!.. HALBUKİ HAZRET-İ İSÂ, DİNİN HER EMRİNİ YERİNE GETİRDİĞİNİ SÖYLEYEN BİR KİŞİYE, "BİR ŞEYİN EKSİK. GİT, NEN VARSA SATIP, FAKİRLERE VER. (SONRA) GÖKTE HAZİNEN OLACAKTIR," DER. (MARKOS İNCİLİ 10/21) PEKİ, ADAM NE YAPTI, DERSİNİZ?.. "FAKAT BU SÖZ ÜZERİNE ADAMIN YÜZÜ BOZULDU VE KEDERLİ GİTTİ, ÇÜNKÜ ÇOK MALI VARDI." (MARKOS İNCİLİ 10/22).. ŞAŞACAK BİR ŞEY YOK, ADAM ÇOĞU ZENGİNİN YAPTIĞINI YAPMIŞ!..
YİNE İNCİL'DE "İKİ GÖMLEĞİN OLAN, (BİRİNİ) HİÇ OLMAYANA VERSİN. YİYECEĞİ OLAN KİMSE DE BÖYLE YAPSIN," (LUKAS İNCİLİ , 3. BÂB, 11. ÂYET) İFADESİ, "İHTİYACINIZDAN FAZLASINI İNFAK EDİN," VE "ONLAR DARLIKTA DA, BOLLUKTA DA İNFAK EDERLER," ÂYETLERİNE TAM UYMAKTADIR.
EFENDİM, BİRİLERİ ÇIKIP DİYECEK Kİ, "ŞİMDİ AZÂT EDECEK KÖLE NEREDEN BULALIM?" ... BRE GAAFİL!.. BUGÜN DÜNYÂDA EN AZ 300 MİLYON KIZ, KADIN VE ERKEK ÇOCUK ZÂLİMLERİN ELİNDE, 1400 YIL ÖNCESİNİN KÖLELİK ŞARTLARINDAN DAHA BETER DURUMDA FUHUŞ KÖLESİ!.. BİR O KADAR DA GEÇİMİNİ SAĞLAMAK, ÇOLUK-ÇOCUĞUNA BAKMAK İÇİN PATRONUN, MÜDÜRÜN, USTABAŞININ TASALLUTUNA UĞRAYAN KADIN, KIZ VAR!.. SÂDECE KADINLAR MI?.. BOĞAZ TOKLUĞUNA ÇALIŞAN 500 MİLYON CİVÂRINDA ERKEK İŞÇİ VAR Kİ, GEÇMİŞİN ZİNCİRLİ KÖLELERİ ONLARDAN DAHA RAHAT İDİ. GÖZÜ ÇIKARILIP, KOLU KIRILIP DİLENMEYE ZORLANAN, KAP-KAÇ YAPTIRILAN SOKAK ÇOCUKLARINI DA UNUTMAMAK GEREK!.. BUNLARLA İLGİLİ YÜZLERCE FİLİM, BELGESEL YAPILDI.
SENİN MAHALLENDE BİLE VARDIR YOKSULLUĞUN ELİNDE KÖLE OLAN; KARNINI DOYURMAK, EVİNE ÜÇ KURUŞ GÖTÜRMEK İÇİN PATRONUN ALTINA YATMAK ZORUNDA KALAN ZAVALLI KIZLAR, KADINLAR, SÜRÜNEN SOKAK ÇOCUKLARI!.. AZÂT ET BİR ZAVALLIYI, KURTAR YOKSULLUKTAN!.. VEYÂ EKONOMİK KIRİZ GÜNLERİNDE BİR YAKININI SIKINTIDAN KURTAR. SOKAKTA KALMIŞ BİR ZAVALLIYI DOYUR, KIŞIN ONUN EVİNİ ISIT, ELEKTRİK, SU BORCUNU ÖDE!.. SENİN BOĞAZİÇİ'NDE BİR BALIK LOKANTASINDA BİR GECEDE ÖDEDİĞİN HESAPLA BİR AY GEÇİNEN ON NÜFUSLU ÂİLELER VAR. BİR KERE DE EKSİK ZIKKIMLAN, ONLARA DESTEK OL!
YALNIZ BURADA, YERİ GELMİŞKEN, "KÖLELİK" KAVRAMINA AÇIKLIK GETİRMEK İSTİYORUZ... HER ŞEYDE OLDUĞU GİBİ "KÖLE" KONUSUNDA DA, ZÂLİM HIRİSTİYAN BATI DÜNYÂSI İLE İSLÂM ÂLEMİ VE TÜRKLER ARASINDA BÜYÜK FARK VARDIR... BATI'DA KÖLENİN, SÂDE KÖLENİN DEĞİL; KÖLE SITATÜSÜNDEKİ SERFİN, YERLİ HALKIN, HEMEN HİÇ BİR HAKKI YOKTUR. SÂHİBİ KÖLEYİ BOĞAZ TOKLUĞUNA ÖLESİYE ÇALIŞTIRIR, HAYVAN MUAMELESİ YAPAR, AHIRDAN BETER YERLERDE BARINDIRIR. A.B.D.'DE OKUMA-YAZMA ÖĞRENEN KÖLELERİN ELLERİ KESİLİRDİ, BUNUN İÇİN YASA MADDESİ BİLE VARDIR.
İSLÂM ÜLKELERİNDE KÖLE DE İNSANDIR. PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) KÖLESİ ZEYD'İ MÂNEVÎ EVLÂDI SAYMIŞTIR. HAZRET-İ ÖMER KUDÜS'E GİDERKEN TEK DEVESİNE KÖLESİ İLE SIRAYLA BİNMİŞ, HATTÂ KUDÜS'E GİRDİKLERİNDE DEVEDE OTURAN KÖLE OLDUĞU İÇİN, KUDÜS HALKI KÖLESİNİ "ÖMER" SANMIŞTIR!.. DAHASI VAR. BİZANSLI TÂRİHÇİ KRITOBULOS 1470 YILINDA YAZDIĞI KİTAPTA,
- "FATİH, İNŞAATTA ESİRLERİN (KÖLELERİN) 6 AKÇE GÜNDELİK İLE ÇALIŞTIRILMASINI
EMRETMİŞ İDİ. RUM ESİRLERİN MENFAATİNİ TEMİN GÂYESİNE MÂTUF BU TEDBİR
SÂYESİNDE HEM MAİŞETLERİNİ TEMİN, HEM DE KENDİLERİNİ ESÂRETTEN
KURTARACAK PARAYI TASARRUF EDECEKLERDİ,"
DEMEKTEDİR... BİR DİĞER YAZAR PRUSYALI MAREŞAL MOLTKE'DİR!.. DAHA GENÇ BİR SUBAYKEN, 1835-1839 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE'DE UZMAN OLARAK BULUNMUŞ, SONRADAN MEKTUPLARI VE HATIRALARI NEŞREDİLMİŞTİR. DÖNEM, SULTAN II. MAHMUD'UN "REFORMLAR" DÖNEMİDİR. MOLTKE'NİN HEM BU "REFORM-DEFORM"LARI DEĞERLENDİRMESİ, HEM DE TÜRKLERİN ESİR-KÖLE-HİZMETKÂR ANLAYIŞINI YANSITAN İFADELERİ SON DERECE ENTERESANDIR.
- "DOĞU'DA ESARET BAHİS KONUSU OLUNCA, DAİMA BİR TÜRK KÖLESİYLE BATI HİNT'TEKİ
(AMERİKA'DAKİ) BİR ZENCİ KÖLE ARASINDA MEVCUT, DAĞLAR KADAR BÜYÜK FARK GÖZDEN
KAÇMAKTADIR!"
- "HATTA BİZİM BU KELİMEYE VERDİĞİMİZ ANLAMLA, 'ESİR' KELİMLESİ(Nİ TÜRKLER İÇİN
KULLANMAK) BİLE YANLIŞTIR!"
- "ABD; ESİR (KÖLE) DEĞİL, HİZMETKÂR DEMEKTİR!.. ABDULLAH, ALLAH'IN HİZMETKÂRI DEMEKTİR."
TABİİ BATI DİLLERİNDE TUTSAK-ESİR-KÖLE-KUL GİBİ BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI KAVRAMLAR OLMADIĞI İÇİN, MOLTKE "KUL" KELİMESİNİN KARŞILIĞINI ANCAK "HİZMETKÂR" OLARAK VEREBİLİYOR... ASLINDA KUL, BİRİSİNE GÖNÜLDEN BAĞLANAN, HİÇ BİR ZORLAMA OLMADAN ONA HER BAKIMDAN TÂBİ OLAN KİŞİYE VERİLEN ADDIR.. ABDULLAH, ALLAH'A GÖNÜLDEN BAĞLI OLAN KİŞİDİR... KELİME-İ ŞAHADETTE HZ. MUHAMMED'İN PEYGAMBERLİĞİNDEN ÖNCE, ALLAH'IN KULU OLUŞU DİLE GETİRİLİR!.. KUR'AN, HZ. İSA VE MELEKLER İÇİN "ONLAR ALLAH'IN KULU OLMAKTAN İMTİNA ETMEZLER," MEALİNDE BİR İFADE KULLANIR... BİR BATILININ BU İNCELİĞİ ANLAMASI, ANLATMASI MÜMKÜN OLMADIĞI İÇİN, MOLTKE "HİZMETKÂR" İFADESİNİ KULLANIYOR... DEVAM EDELİM:
- "SATIN ALINMIŞ BİR TÜRK HİZMETÇİSİ, KİRALANMIŞ OLANDAN BİN DEFA DAHA İYİ DURUMDADIR!.
EFENDİSİNİN MALI, ÜSTELİK PAHALI BİR MALI OLDUĞU İÇİN EFENDİ ONU KORUR, HASTA OLURSA BAKAR,
VE HADDEN AŞIRI YORARAK ONU İŞE YARAMAZ HALE GETİRMEKTEN SAKINIR!.. ŞEKERKAMIŞI
ÇİFTLİKLERİNDE, (AMERİKA'DAKİ GİBİ PAMUK TARLALARINDA,) MADENLERDE BOĞAZ TOKLUĞUNA
ÇALIŞMAK GİBİ İŞLER, HİÇ BAHİS KONUSU DEĞİLDİR!"
- "TÜRKLER'İN UMUMİYETLE ADAMLARINA KARŞI İTİDALLİ HAREKETTEN, ADALETTEN VE
HAYIRHAHLIKTAN YOKSUN OLDUKLARI SÖYLENEMEZ!.. ESASEN KUR'AN, (HADİS)
KÖLELER VE CARİYELERİN 6 KIRBAÇ (DEĞNEK) VURUŞUNDAN FAZLASIYLA CEZALANDIRILMAMALARINI
EMRETMEKTEDİR!"
- "BİR TÜRK ESİRİNİN HÜRRİYETTEN YOKSUNLUĞU, BİR 'GLEBAE ADSCRIPTI'NİNKİNDEN,
BİR KAÇ YIL ÖNCESİNE KADAR BİZDE DE GÖRÜLEN VE KÜLTÜRÜN BELİRLİ BİR
KADEMESİNDE DAİMA MEVCUT OLAN BU DURUMDAKİ BİR İNSANDAN, DAHA FAZLA
DEĞİLDİR!.. BUNA KARŞILIK, (TÜRKİYE'DEKİ) ESİRİN BÜTÜN GERİ KALAN
DURUMU, TARLAYA BAĞLI KÖYLÜNÜNKİYLE KIYASLANAMIYACAK KADAR
SIKINTISIZDIR (RAHATTIR)!"
BURADA DURUP, BİR AÇIKLAMA YAPMAMIZ GEREKİYOR!.. MOLTKE BİR TÜRK KÖLESİ İLE BATILILARIN KULLANDIĞI KÖLEYİ KIYASLAMIYOR!.. BİR TÜRK KÖLESİ İLE, BATILILARIN KÖYLÜSÜNÜ KIYASLIYOR!.. VE FRANSIZ İHTİLALİ'NDEN 40-50 YIL SONRA KIYASLIYOR!. HANİ O "HÜRRİYET, EŞİTLİK, KARDEŞLİK" İDDİALARINDAN SONRA!
AVRUPA'DAKİ TOPRAĞA BAĞLI KÖYLÜNÜN (SERFİN) DURUMU, OSMANLI'DAKİ KÖLEDEN DAHA KÖTÜ!.. DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ?.. BİZ DE KALKMIŞ BU İNSANLARDAN TANZİMAT, İSLAHAT, MEŞRUTİYET, CUMHURİYET VE AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE İNSANLIK ÖĞRENMEYE KALKIYORUZ!..
NEYSE.. SİNİRLERİMİZE HAKİM OLUP, DEVAM EDELİM... AMA HAZIR OLUN, OKUDUKLARINIZA İNANAMIYACAKSINIZ!. YAZI, AVRUPA'DA KÖLELİĞİN KALDIRILMASI TARTIŞMALARI SIRASINDA KALEME ALINMIŞ.
- "HERHANGİ BİR AVRUPA DEVLETİ, DOĞU'DAKİ BÜTÜN ESİRLERİN (KÖLELERİN) AZAT EDİLMESİNİ
SAĞLASA, BUNA ESİRLER (KÖLELER) PEK AZ MÜTEŞEKKİR KALACAKLARDIR!"
- "DAHA ÇOCUKKEN VELİNİMETİNİN EVİNE GİREN ESİRLER (KÖLELER), AİLENİN BİR ÜYESİ HALİNE GELİR!..
YEMEKLERİNİ, TIPKI EV İŞLERİNİ ONLARLA BİRLİKTE YAPTIĞI GİBİ, EVİN OĞULLARIYLA BİRLİKTE YER!..
BU İŞLERDE ÇOK DEFA BİR ATA BAKMAK, YA DA EFENDİSİNE REFAKAT ETMEK, HAMAMA GİTTİĞİ ZAMAN
ELBİSELERİNİ GÖTÜRMEK, YA DA ATLA DIŞARI ÇIKTIĞI ZAMAN ÇUBUĞUNU TAŞIMAKTAN İBARETTİR!..
BİNLERCE ESİRİN (KÖLENİN) KAHVE PİŞİRMEK VE ÇUBUK DOLDURUP ATEŞ VERMEKTEN BAŞKA
İŞ YAPTIĞI YOKTUR!"
- "(TÜRKİYE'DE) ESİRLİK (KÖLELİK), HEMEN HİÇ BİR ZAMAN AZAD EDİLMEKLE SON BULMAZ!..
ESİRİN (KÖLENİN) HAYAT BOYU GEÇİMİ DE SAĞLANIR! ÇOĞU ZAMAN KÖLE EVİN KIZIYLA EVLENİR...
EĞER EVİN OĞLU YOKSA, EFENDİSİ ONU KENDİSİNE MİRASÇI YAPAR!"
- "PADİŞAHIN DAMATLARI BİLE SATIN ALINMIŞ ESİRLERDİR (KÖLELERDİR)!"
- "(TÜRKİYE'DE) İMPARATORLUĞUN BÜYÜK MAKAM SAHİPLERİNİN ÇOĞUNUN PAZAR FİYATINI
TAHMİN ETMEK TE MÜMKÜNDÜR! (ÇOĞU OSMANLILAR TARAFINDAN SATIN ALINMIŞ KÖLELERDİR)"
SON CÜMLE OSMANLI'NIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR!.. GERÇEKTEN DE OSMANLILAR SAVAŞ ESİRLERİ ARASINDAKİ BİLİM VE SANAT SAHİBİ OLANLARI AYIRIRLAR, BUNLARI TÜRK AİLELERİN YANINA VERİRLER, TÜRK VE MÜSLÜMAN ÂDETLERİNİ ÖĞRENMESİNİ SAĞLARLAR, ÖZELLİKLE İSLAM'I KABUL EDENLERİNİ ENDERUN'DA EĞİTİRLER, VE DEVLET KADEMELERİNDE, SARAYDA GÖREV VERİRLERDİ... BUNLARIN YANISIRA UNUTULMAMASI GEREKEN HUSUS, PADİŞAHLARIN ÇOĞUNUN ANNESİNİN CÂRİYE OLMASIDIR. YÂNİ, OSMANLI'DA KÖLENİN OĞLU PADİŞAH BİLE OLUR!.. HIRİSTİYAN BATI DÜNYÂSINDA BÖYLE BİR DURUMU, A.B.D.'DE SÖZÜMONA KÖLELİĞİ KALDIRAN LINCOLN İÇİN BİLE DÜŞÜNEMEZSİNİZ!..
BURAYA NEREDEN GELDİK, YÜCE ALLAH'IN MALI-MÜLKÜ VEREN OLDUĞU GİBİ, RIZKI DA VERDİĞİNDEN... VE BİZİM DE BAŞKALARINA VERMEMİZ GEREKTİĞİNDEN... "VERMEK" İLE İLGİLİ BİR KAÇ ÂYET DAHA EKLEYELİM... BİRİNCİ ÂYETE DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ, "SİZİ KIZDIRACAK BİR ŞEY YAPMIŞ OLSA DAHİ," DİYOR:
- "SİZDEN FAZİLET VE SERVET SÂHİBİ KİMSELER,
YAKINLIĞI BULUNANLARA, YOKSULLARA,
ALLAH YOLUNDA HİCRET EDENLERE
(KUSURLARINDAN DOLAYI KIZDIKLARINDA DAHİ)
BİR ŞEY VERMEMEYE YEMİN ETMESİNLER.
AFFETSİNLER, HOŞ GÖRSÜNLER"
(NUR SÛRESİ , 22 ÂYET)
- "DOĞRUSU FELÂHA ERMİŞTİR ZEKÂT VEREN,
RABBİNİN ADINI ANIP, NAMAZ KILAN!"
(A'LÂ SÛRESİ , 14-15. ÂYETLER )
- "AKRABAYA, YOKSULA, YOLCUYA HAKKINI VER!"
(RUM SÛRESİ , 38. ÂYET)
ANAYA, BABAYA, AKRABAYA, YOKSULA, YOLCUYA YARDIM ETMEK... DİKKAT EDİLİRSE, 38. ÂYET BU YARDIMIN "ONLARIN HAKKI" OLDUĞUNU BELİRTİYOR!.. YÂNİ, ONLARA YARDIM ETMEK BİR LUTÛF DEĞİL; BİZİM İKTİSÂDÎ BİR VAZİFEMİZ!.. BİZİM MALIMIZDA ONLARIN EMÂNETİ VAR, VERMEZSEK BÜYÜK GÜNÂHA GİRERİZ!
HADİ DİYELİM, "AKRABANIN HAKKI" İFÂDESİNİ ANLADIK, ORTADA BİR AKRABALIK VAR, BUNDAN KAYNAKLANAN BİR HAKKI OLABİLİR ÜZERİMİZDE. AMA SOKAKTAKİ YOKSULUN, YOLCUNUN BİZDE NE HAKKI OLABİLİR?
YÜCE ALLAH "TÂ Kİ SERVET, ZENGİNLER ARASINDA DOLAŞIR OLMASIN," (HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET) İFÂDESİ İLE ASLINDA BİZE BAHŞETTİĞİ NİMETLER ARASINA FAKİRE VERİLMESİ GEREKENLERİ DE KOYDUĞUNU, ONLARI HAK SÂHİPLERİNE ULAŞTIRMADIĞIMIZ TAKDİRDE BÜYÜK VEBÂL ALTINA GİRECEĞİMİZİ BELİRTMİŞ!.. "ZENGİNİN MALINDA DİLENENİN VE FAKİRİN HAKKI VARDI" (ZÂRİYAT SÛRESİ , 19. ÂYET ) HÜKMÜ DAHA BAŞKA ÂYETLERDE DE GEÇER, ÖYLE YABANA ATILACAK BİR HUSUS DEĞİLDİR!.. (MEÂRİC SÛRESİ, 24. ÂYET / EN'AM SÛRESİ , 141. ÂYET / İSRÂ SÛRESİ , 26. ÂYET)
-“KİM (ELİNDE BULUNANDAN) VERİR,
ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKINIR,
VE EN GÜZEL SÖZÜ (KELİME-İ TEVHİD'İ) TASDİK EDERSE,
BİZ DE ONU EN KOLAY OLANA KOLAYCA İLETİRİZ."
(LEYL SÛRESİ , 5-7. ÂYETLER)
- “FAKAT KİM CİMRİLİK EDER,
KENDİNİ ALLAH'A MUHTAÇ GÖRMEZ
VE EN GÜZEL SÖZÜ YALANLARSA,
BİZ DE ONU EN ZOR OLANA KOLAYCA İLETİRİZ."
(LEYL SÛRESİ , 8-10. ÂYETLER)
EN GÜZEL SÖZ, ALLAH'I BİRLEYEN KELİME-İ TEVHİD'DİR.. YÂNİ "LÂ İLÂHE İLLALLAH" İFÂDESİDİR, ARDINDAN "MUHAMMED ÜR RESULULLAH" GELİR.
HÂLİ VAKTİ YERİNDE OLANLARIN YAPABİLECEĞİ EN HAYIRLI İŞLERDEN BİRİ, ELİNDEKİ MAL VE İMKÂNLARI ALLAH RIZASI KULLANMAKTIR. YÜCE ALLAH BÖYLE DAVRANANLARI ÖVER, VE ONLARA MÜJDELER VERİR:
- "MALLARINI ALLAH YOLUNDA HARCAYANLARIN DURUMU,
YEDİ BAŞAK BİTİREN,
VE HER BAŞAĞINDA YÜZ TÂNE BULUNAN BİR TOHUM GİBİDİR!..
ALLAH DİLEDİĞİNE (HARCADIĞINI) KAT KAT VERİR!..
ALLAH LÛTFU GENİŞ OLANDIR! HAKKIYLA BİLİR!"
(BAKARA SÛRESİ , 261. ÂYET)
- "SADAKA VEREN ERKEKLER,
VE SADAKA VEREN KADINLAR,
VE ALLAH'A GÜZEL BORÇ VERENLER...
İŞTE ONLARA KAT KAT (ÖDEME) YAPILIR,
VE ONLAR İÇİN DEĞERLİ BİR ÖDÜL DE VARDIR."
(HADÎD SÛRESİ , 18. ÂYET)
YANİ VERDİĞİNE KARŞILIK KAT KAT ÖDEME YAPIYOR DA, BÂZEN DE "1" VERENE "700 KAT"INI VAADEDİYOR ALLAH!.
HEMEN BELİRTELİM Kİ, ŞÖYLE BİR DURUP DÜŞÜNÜRSEK, BURADA YER ALAN HUSUSLARIN 1400 YIL ÖNCE BELİRLENMİŞ OLMASINA RAĞMEN, ÖNÜMÜZE KONULAN "AVRUPA STANDARTLARINDA İNSAN HAKLARI"NDAN DAHA MEDENÎ VE DAHA REALİST OLDUĞUNU DERHAL FARKEDERİZ!.. UNUTMAYALIM, BİZ BURADA SÂDECE İKTİSAD ANLATMIYORUZ. BİZ BİR MÜSLÜMANIN İKTİSAD ANLAYIŞI NASIL OLACAK, DÜNYÂ MALINA BAKIŞI NASIL OLACAK, İMÂNI, İTİKADI VE İBÂDETİ İÇİNDE NASIL YER ALACAK, ONU ANLATIYORUZ. VE DİYORUZ Kİ, "BUNLARA UYMAZSANIZ, SİZE MÜSLÜMAN DENMEZ. PEYGAMBER SİZİ KENDİ ÜMMETİNDEN SAYMAZ".
- "(ONLAR) NAMAZI (DOSDOĞRU) KILARLAR. ...
KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ RIZIKTAN HAYREDERLER.
(ŞÛRA SÛRESİ , 36-38. ÂYETLER)
- "ALLAH'IN KİTÂBINI OKUYANLAR,
NAMAZI (DOSDOĞRU) KILANLAR,
VE KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ RIZIKTAN
ASLA BATMAYACAK BİR TİCÂRET UMARLAR Kİ,
ALLAH ONLARA ÜCRETLERİNİ TAM ÖDESİN,
VE LÛTFUNDAN ONLARA FAZLASINI DA VERSİN."
(FÂTIR SÛRESİ , 29. ÂYET)
- "BİZİM ÂYETLERİMİZE O KİMSELER İNANIRLAR Kİ,
KENDİLERİNE ÂYETLER HATIRLATILDIĞI ZAMAN
DERHAL SECDEYE KAPANIRLAR.
RABLERİNİ TESBİH EDERLER.
BÜYÜKLÜK TASLAMAZLAR.
(GECE) YANLARI YATAKLARDAN UZAKLAŞIR,
KORKARAK VE ÜMİT EDEREK RABLERİNE DUA EDERLER.
KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ RIZIKTAN
HAYIR İÇİN HARCARLAR." (SECDE SÛRESİ , 15-16. ÂYETLER)
GÖRDÜNÜZ MÜ?.. DOĞRU MU SÖYLÜYORMUŞUZ?.. KENDİSİNE ALLAH'IN BİR LÛTFU OLARAK VERİLMİŞ NİMETLERDEN BAŞKALARINI DA NASİPLENDİRMEYEN, RIZIKLANDIRMAYAN, YÂNİ ONLARIN EKSİĞİNİ GEDİĞİNİ TAMAMLAMAYAN BİR KİMSE, NASIL KALKIP O'NUN İNDİRDİKLERİNE İMÂN ETTİĞİNİ ÖNE SÜREBİLİR Kİ?.. O YÜZDENDİR Kİ, BAŞKALARINI RIZIKLANDIRMAK; GAYBA İNANMAK, YÂNİ BUGÜN YAPTIKLARININ KARŞILIĞINI İLERDE GÖRECEĞİNİ KABUL ETMEK İLE, ALLAH'IN İNDİRDİKLERİNE İMÂN ETMENİN ARASINDA YER ALMIŞ!.. SECDEYE KAPANANLAR AYNI ZAMANDA HAYIR İÇİN HARCAMAK DURUMUNDA İMİŞ!..
- "SEVDİĞİNİZ ŞEYLERDEN VERMEDİKÇE,
İYİ KİŞİ OLMA MERTEBESİNE ERİŞEMEZSİNİZ.
NE VERİRSENİZ, ŞÜPHESİZ ALLAH ONU BİLİR."
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 92. ÂYET)
KENDİ SEVDİĞİ MALINI BAŞKALARINA VERECEK KADAR FEDAKÂR OLMAYAN BİR KİMSE, NASIL BAŞKA İNSANLARIN HAKLARINA SAYGI GÖSTEREBİLİR Kİ??? ÜSTELİK DİĞER ÂYET, KİŞİNİN ELİNDE BULUNAN MAL VE PARADA AKRABANIN, YOKSULUN, YOLCUNUN HAKKI OLDUĞUNU SÖYLÜYOR!.. MESELEYE BÖYLE BAKMAYANI DA AZARLAMIŞ:
- "HAYIR, HAYIR!
SİZ NE YETİMİ GÖZETİYORSUNUZ,
NE YOKSULU DOYURMAK İÇİN
BİRBİRİNİZİ TEŞVİK EDİYORSUNUZ!
SABİLERİN MİRÂSINA İHTİRASLA BAKIYORSUNUZ!
VE SERVETE AŞIRI DÜŞKÜNLÜK GÖSTERİYORSUNUZ!
BÖYLE OLMAMALIYDI!"
(FECR SÛRESİ , 16-20. ÂYETLER)
- "YOKSULU DOYURMAYA ÖNAYAK OLMUYORDU."
(HAKKA SÛRESİ , 34. ÂYET)
-" NE SADAKA VERDİ, NE DE NAMAZ KILDI.
FAKAT (AYETLERİMİZİ DE, ÂHİRETİ DE) YALANLADI,
(SÖZÜNDEN) DÖNDÜ,
SONRA ÇALIM SATARAK ÂİLESİNE GİTTİ.
YAZIK SANA, YAZIK!"
(KIYÂME SÛRESİ , 31-34. ÂYETLER)
- "ŞU (SÖZDE) NAMAZ KILANLARIN VAY HÂLİNE!
Kİ ONLAR, İBÂDETLERİNDE GAFLET EDERLER.
ONLAR (İBÂDETİ) GÖSTERİŞ (İÇİN) YAPARLAR.
ZEKÂT VERMEZLER.."
(MÂUN SÛRESİ , 4-7. ÂYETLER)
- "ONLAR ALLAH VE ÂHIRET GÜNÜNE İYMAN ETSELER,
VE ALLAH'IN KENDİLERİNE VERDİĞİ MAL VE NİMETTEN
İNFAK EYLESELERDİ, ZARAR MI EDERLERDİ???"
(NİSÂ SÛRESİ , 39. ÂYET)
- "CEZÂ GÜNÜ'NÜ YALANLIYANI GÖRDÜN MÜ?
İŞTE O ÖKSÜZÜ İTER, KAKAR,
YOKSULU DOYURMAYA ÖNAYAK OLMAZ!"
(MA'UN SÛRESİ , 3. ÂYET)
- "DOĞRUSU İNSAN AZAR.
KENDİNİ ZENGİN GÖRDÜĞÜ İÇİN.
AMA DÖNÜŞÜ RABBİNEDİR.
(AZMASININ HESÂBINI VERECEKTİR.)
(ALÂK SÛRESİ , 5--8. ÂYETLER)
- "ASRA (ZAMANA) ANDOLSUN Kİ, İNSAN ZİYANDADIR.
ANCAK İNANIP İYİ İŞLER YAPANLAR,
BİRBİRLERİNE HAKKI VE SABRI TAVSİYE EDENLER
ZİYANDA DEĞİLLERDİR."
(ASR SÛRESİ , 1-3. ÂYETLER)
- "DEMEK İŞ BAŞINA GELECEK OLSANIZ,
YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK YAPACAK,
RAHİMLERİ KESECEKSİNİZ, ÖYLE Mİ?"
(MUHAMMED SÛRESİ , 22. ÂYET)
"RAHİMLERİ KESMEK" AKRABAYLA İLİŞKİYİ KESMEK DEMEKTİR. YÜCE ALLAH AKRABANIN DERTLERİ İLE İLGİLENMEYİ UNUTMAKTAN SÖZ EDİYOR, VE BUNU BOZGUNCULUK SAYIYOR, AĞIR ŞEKİLDE AZARLIYOR. AKRABA İLE İLİŞKİYİ SÜRDÜRMEK "SILA-YI RAHİM"! DİYE BİLİNİR... TABİİ BUNUN TERSİ DE VÂRİTTİR. YÂNİ, İŞBAŞINA GELENLERİN HAKETMEDİĞİ HALDE AKRABALARINI KAYIRMALARI, BU SÛRETLE YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK YAPIP FESAT ÇIKARMALARI DA YAYGINDIR... ALLAH İNANANLARI HER İKİSİNDEN DE KORUSUN!
- “SİZ DÜNYÂYI SEVİYORSUNUZ,
VE ÂHİRETİ BIRAKIYORSUNUZ."
(KIYÂME SÛRESİ , 20-21. ÂYETLER)
- “ŞUNLAR (ÂHİRETE İNANMAYANLAR)
DÜNYÂYI TERCİH EDİYORLAR
VE ÇETİN BİR GÜNÜ
ARKALARINA ATIYORLAR."
(İNSAN SÛRESİ , 27. ÂYET)
- "AMA SİZ ŞU YAKIN HAYÂTI YEĞLİYORSUNUZ.
OYSA ÂHİRET HAYÂTI DAHA İYİ VE KALICIDIR."
(A'LA SÛRESİ , 16-17. ÂYETLER)
DÜNYÂYI SEVİP ÂHİRETİ BİR KENARA BIRAKANLAR, SONRA ŞÖYLE PİŞMAN OLURLAR:
- "BİZ NAMAZ KILANLARDAN OLMADIK.
YOKSULA DA YEDİRMEDİK.
BOŞ ŞEYLERE DALANLARLA BİRLİKTE DOLANDIK.
CEZÂ GÜNÜ'NÜ YALANLARDIK. (VAY ŞİMDİ HÂLİMİZE!)"
(MÜDDESİR SÛRESİ , 43-46. ÂYETLER)
İNSANLARA İYİLİK ETMEK, HOŞ SÖZ SÖYLEMEK, BİR BAKIYORSUNUZ, NAMAZLA BERABER. HATTA NAMAZ ONDAN SONRA GELİYOR, VE ONUN DA DOSDOĞRU KILINMASI LÂZIM!.. VE DE ZEKÂTIN ONA EŞLİK ETMESİ LÂZIM!.. VE DE HAKSIZ YERE KAVGA ÇIKARIP İNSANLARI DÖVMEK, YARALAMAK, KAN DÖKMEMEK, ADAM ÖLDÜRMEMEK LÂZIM. KİMSEYİ ÜÇ KURUŞ MENFAAT YERİNDEN YURDUNDAN ETMEMEK, KİRÂ ARTTIRMAK İÇİN EVİNDEN ÇIKARTMAMAK LÂZIM!.. İNANMADINIZ MI? İŞTE ÂYET:
- "ANCAK ALLAH'A İBÂDET EDİN. ANAYA, BABAYA,
AKRABAYA, YETİMLERE, YOKSULLARA İYİLİK EYLEYİN.
İNSANLARA HOŞ SÖZ SÖYLEYİN.
NAMAZI DOSDOĞRU KILIN, ZEKÂT VERİN.
BİRBİRİNİZİN KANINI DÖKMEYİN.
BİRBİRİNİZİ YURTLARINDAN ÇIKARTMAYIN!"
(BAKARA SÛRESİ , 83-84. ÂYETLER)
YÂNİ İSLÂM İKTİSÂDİYÂTI, NAMAZLA, İBÂDETLE BİRLİKTE GİDER. DÜNYA HAYÂTI, ÂHİRET HAYÂTI BİRBİRİNDEN AYRILMAZ.
- "GÜZEL, İYİ BİR SÖZ VE DİLEK,
ARDINDAN EZÂ VE İNCİTME OLAN SADAKADAN
DAHA İYİDİR." (BAKARA SÛRESİ , 262. ÂYET)
- "EY İMÂN SÂHİPLERİ!
İNSANLARA GÖSTERİŞ İÇİN MALINI VERİP TE,
ALLAH'A VE AHIRET GÜNÜNE İNANMAYAN ADAM GİBİ,
BAŞA KAKMAK VE EZİYET ETMEKLE
İYİLİK VE BAĞIŞLARINIZI BOŞA ÇIKARMAYIN!
BÖYLELERİNİN DURUMU
ÜZERİNDE BİRAZ TOPRAK BULUNAN BİR KAYAYA BENZER Kİ,
ŞİDDETLİ BİR YAĞMUR İNDİĞİNDE
ONU CASCAVLAK BİR TAŞ HALİNDE BIRAKIR.
BÖYLELERİ KAZANDIKLARINDAN
HİÇ BİR ŞEY ELDE EDEMEZLER!
ALLAH NANKÖR BİR TOPLULUĞU
DOĞRUYA İLETMEZ."
(BAKARA SÛRESİ , 263-264. ÂYETLER)
BURADA YÜCE ALLAH İYİLİĞİ BAŞA KAKANLARI "NANKÖR" OLARAK VASIFLANDIRMIŞ. NANKÖRLERİ DE SEVMEZ. (HAC SÛRESİ , 38. ÂYET)
- "AKRABAYA, YOKSULA VE YOLCUYA HAKKINI VER.
FAKAT SAÇIP SAVURMA!
ÇÜNKÜ SAVURGANLAR,
ŞEYTANLARIN KARDEŞLERİ OLMUŞLARDIR."
(İSRÂ SÛRESİ , 26. ÂYET)
- "ELİN BOYNUNA BAĞLANMIŞ GİBİ (CİMRİLİK) YAPMA.
TAMAMEN DE AÇMA (AÇIP SAÇMA).
SONRA KINANIR, HASRET İÇİNDE KALIRSIN."
(İSRÂ SÛRESİ , 29. ÂYET)
- "İŞTE SİZLER ALLAH YOLUNDA HARCAMAYA ÇAĞRILIYORSUNUZ.
AMA İÇİNİZDEN KİMİ CİMRİLİK EDİYOR.
CİMRİLİK EDEN, KENDİ NEFSİNE KARŞI CİMRİLİK ETMİŞ OLUR!
ALLAH ZENGİNDİR, SİZ YOKSULSUNUZ."
(MUHAMMED SÛRESİ , 38. ÂYET)
MÜSLÜMAN ORTA YOL İNSANIDIR. İFRATA, TEFRİDE KAÇMAZ. YÂNİ İKİ YÖNDE DE AŞIRIYA GİTMEZ. ONUN İÇİN KUR'AN, "VER, FAKAT SAÇIP SAVURMA. CİMRİLİK TE ETME," DİYOR. ZENGİN OLAN BİRİNİN HEM SERVETİNDEN BAŞKALARINI DA YARARLANDIRMASI, HEM DE KENDİSİNİN ZENGİNLİĞİ, GÖSTERİŞE KAÇMADAN YAŞAMASI İSTENİYOR:

"MAL VE SERVETE UĞRADINSA, HÂLİNDE VE ÜZERİNDE GÖRÜNSÜN.
HÂLİNDEN ŞİKÂYET EDENLER,
YÂHUT VARKEN KENDİLERİNİ YOK-YOKSUL GÖSTERENLERİN
SÖZ VE İŞLERİNDEN ALLAH HOŞNUT DEĞİLDİR." HADİS
KAPİTALİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSINDA HER ŞEY PARA İÇİN, KÂR İÇİN, KAZANÇ İÇİNDİR. AMERİKALILAR'IN MASONİK İŞÂRETLER BULUNAN PARALARINDA "WE TRUST IN GOD (ALLAH'A İNANIYORUZ, GÜVENİYORUZ)" YAZAR AMA, ASLINDA BU, "BİZ PARAYA TAPIYORUZ" DEMEK OLDUĞUNU DAHA ÖNCE BELİRTMİŞTİK... MÜSLÜMAN İÇİN DURUM ÖYLE DEĞİLDİR. PARA, MAL-MÜLK, KÂR-KAZANÇ, SERVET SÂDECE İYİ YAŞAMAK İÇİN VÂSITADIR. O VÂSITALARDAN BAŞKALARI DA KARŞILIK BEKLEMEDEN YARARLANDIRMAK GEREKİR:
- "İYİLİĞİ, DAHA FAZLA KAZANÇ BEKLEYEREK,
(BİR KAZANÇ ELDE ETMEK İÇİN) YAPMA.
RABBİNİN RIZÂSINA ERMEK İÇİN SABRET."
(MÜDDESİR SÛRESİ , 3-7. ÂYETLER)
- “TEMİZLENMEK İÇİN MALINI HAYRA VEREN,
EN MUTTEKİ (ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKINAN) KİMSE
O ATEŞTEN UZAK TUTULACAKTIR.
O, HİÇ KİMSEYE KARŞILIK BEKLEYEREK İYİLİK YAPMAZ!
ANCAK YÜCE RABBİNİN RIZÂSINI İSTEDİĞİ İÇİN (YAPAR).
ELBETTE KENDİSİ DE HOŞNUT OLACAKTIR."
(LEYL SÛRESİ , 17-18. ÂYETLER)
- "ALLAH'IN (SÂLİH) KULLARI ...
YOKSULA, YETİME, (DULA), ESİRE
GÖNÜLDEN BİR İSTEKLE
SEVDİKLERİ YEMEĞİ YEDİRİRLER.
'BİZ SİZE SÂDECE
ALLAH RIZASI İÇİN YEDİRİYORUZ.
BİZDEN NE BİR KARŞILIK BEKLİYORUZ,
NE DE BİR TEŞEKKÜR,' (DERLER)."
(İNSAN SÛRESİ , 6-8. ÂYETLER)
BU İNSÂNÎ DAVRANIŞI YÜCE ALLAH "İNSAN" SÛRESİNDE AÇIKLAMIŞ... ÇOK ŞÜKÜR Kİ, ARAMIZDA BÖYLE İNSAN ÇOK. YEDİĞİ EKMEĞİ ESİR ETTİĞİ DÜŞMAN ASKERİ İLE PAYLAŞAN, YAKALADIĞI TERÖRİSTE SIRTINDAN PARKASINI ÇIKARIP VEREN MEHMETÇİKLERİMİZ BU GÜZEL DAVRANIŞIN TEMSİLCİLERİDİR.
"TEMİZLENMEK İÇİN VER" İFÂDESİNE DİKKAT ÇEKERİZ... DEMEK Kİ, BİRİKEN SERVETTE İSTEMESEN DE BİR KİR OLUŞUYOR. HELÂLİNDEN KAZANILMIŞ OLSA BİLE, O KİR VARDIR, VE "ÖDENMEYEN BAŞKASININ HAKKI"DIR!.. İŞTE ZEKÂT HEM SERVETİ, HEM DE SERVET SÂHİBİNİ BU KİRDEN TEMİZLER, ARITIR!.. NE VAR Kİ, ZEKÂT EN ÇOK UNUTULAN İSLÂM'IN ŞARTIDIR!..
DAHA ÖNCE DE BELİRTMİŞTİK, ZEKÂT MALIN ARTANINDAN, BİRİKENDEN FAKİRLERE VERİLEN MİKTARDIR. "KIRKTA BİR" OLARAK BİLİNİR, YÂNİ % 2,5'TUR. % 20'YE KADAR ÇIKABİLİR. ÇEŞİTLİ KURALLARI VARDIR, İLERDE AÇIKLARIZ... ÇOK ÖNEMLİ OLAN HUSUS ŞUDUR Kİ, KUR'AN-I KERİM'DE ZEKÂT HEP NAMAZ İLE BİRLİKTE GEÇER.
- "NAMAZI DOSDOĞRU KILIN, ZEKÂTI VERİN... "
(BAKARA SÛRESİ , 43. ÂYET)
- "NAMAZI DOSDOĞRU KILIN, ZEKÂT VERİN!.
(BAKARA SÛRESİ , 84. ÂYET)
- - "ONLAR Kİ NAMAZI KILARLAR, ZEKÂTI VERİRLER,
VE ÂHİRETE KESİN OLARAK İNANIRLAR."
(NEML SÛRESİ , 3. ÂYET)
- "ONLAR Kİ NAMAZI KILARLAR,
ZEKÂTI VERİRLER,
ÂHİRETE DE KESİN OLARAK İNANIRLAR,
İŞTE ONLAR DOĞRU YOL ÜZEREDİRLER."
(LOKMAN SÛRESİ , 4-5. ÂYETLER)
- "NAMAZI KILIN, ZEKÂTI VERİN.
VE ALLAH'A GÜZEL BİR BORÇ VERİN."
(MÜZEMMİL SÛRESİ , 20. ÂYET)
- "NAMAZI DOSDOĞRU KILIN, ZEKÂTI VERİN.
RESÛL'E İTAAT EDİN!"
(NUR SÛRESİ , 56. ÂYET)
- "ARTIK NAMAZI DOSDĞRU KILIN,
ZEKÂTI VERİN,
VE ALLAH'A SARILIN."
(HAC SÛRESİ , 78. ÂYET)
- "MÜŞRİKLERİN VAY HÂLİNE!
ONLAR Kİ, ZEKÂT VERMEZLER,
VE ONLAR ÂHİRETİ İNKÂR EDERLER"
(FUSSİLET SÛRESİ , 6-7. ÂYETLER)
YÂNİ YÜCE ALLAH MÜSLÜMAN GEÇİNENLERE DER Kİ, "BEN BİLMEZ MİYİM SİZİN NE HİNOĞLU HİN OLDUĞUNUZU?.. YATIP KALKMAKLA BENİ KANDIRMAYA ÇALIŞACAĞINIZI!.. HALİ VAKTİ YERİNDE OLUP TA, ZEKÂTINI VERMEYEN O FÂSIKLARIN KILDIĞI NAMAZI SAYAR MIYIM SANIYORSUNUZ?"
"FÂSIK" KELİMESİNİ HATIRLIYORSUNUZ, "MÜNÂFIK" KELİMESİYLE BİRLİKTE GEÇMİŞTİ. KUR'AN-I KERİM'E İNANDIĞINI SÖYLEYİP TE, ORADA BELİRTİLENLERİ YAPMAYANLARA DENİR....
- "KİM Kİ, ALLAH’IN İNZÂL ETTİĞİ İLE HÜKMETMEZSE,
İŞTE ONLAR FÂSIKLARDIR!" (MÂİDE SÛRESİ , 47. ÂYET)
ÖYLEYSEE ALLAH NAMAZ KILIP TA ZEKÂT VERMEYENİ "FÂSIK"TIR.
- "YAZIKLAR OLSUN ŞU NAMAZ KILANLARA!..
Kİ ONLAR, NAMAZLARINDAN GAFLET EDERLER!
ONLAR GÖSTERİŞ YAPARLAR. ZEKÂT VERMEZLER!"
(MA'UN SÛRESİ 4-7. ÂYETLER)
MA'UN "YARDIM" VE "ZEKÂT" DEMEKTİR... BU YÜZDEN SON ÂYETİ "UFACIK BİR YARDIMA BİLE ENGEL OLURLAR," ŞEKLİNDE TERCÜME EDENLER DE VAR.
ASLINDA DAHA ÖNCEKİ BİR ÂYET TE BU YÖNDEDİR:
- "CEZÂ GÜNÜNÜ YALANLAYANI GÖRDÜN MÜ?
İŞTE O ÖKSÜZÜ İTER, KAKAR!..
YOKSULU DOYURMAYA ÖNAYAK OLMAZ!"
(MA'UN SÛRESİ , 3. ÂYET)
BU NE DEMEKTİR?.. ÂHİRETE İNANMAYAN, HESABA ÇEKİLECEĞİ CEZÂ GÜNÜNE DE İNANMAZ!.. CEZÂ GÖRECEĞİNE İNANMADIĞI İÇİN DE NEFSİNE UYAR, YOKSULU İTER KAKAR, İNSANLARI SÖMÜRÜR, DEVLET HAZİNESİNİ SOYAR, KADINLARA SALDIRIR, HATTÂ ÇEKİNMEDEN ADAM ÖLDÜRÜR. ÂHİRETE İNANMAK, ETKİLİ BİR DENETİM VE GÜVENLİK SAĞLAR. ÂHİRETE İNANAN KİŞİNİN VİCDANI, POLİSTEN JANDARMADAN DAHA GÜÇLÜDÜR. BU YÜZDENDİR Kİ, "ALLAH'A VE ÂHIRET GÜNÜNE İNANAN VE SALİH AMELLER İŞLEYEN İÇİN KORKACAK YOKTUR, ONLAR HÜSRÂNA UĞRAYACAK TA DEĞİLDİR," DİYE ÂYET VARDIR. (BAKARA SÛRESİ , 62. ÂYET)
FÂSIK VE MÜNÂFIĞIN KARŞISINDA MUTTAKİLER VARDIR:
- "O MÜTTAKİLER Kİ, GAYBE İNANIRLAR,
NAMAZI DOSDOĞRU KILARLAR,
VE KENDİLERİNE İHSAN ETTİĞİMİZ RIZIKLARDAN İNFAK EDERLER.
RABLERİ TARAFINDAN DOĞRU YOLDA BULUNANLAR, BUNLARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 3-5. ÂYETLER)
- "... NAMAZLARINI DOSDOĞRU KILAN,
ZEKÂTLARINI VERENLERİN
RABLERİ İNDİNDE ECİRLERİ VARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 278. ÂYET)
- "HAYIR VE TAAT YÜZLERİNİZİ DOĞUYA VE BATIYA ÇEVİRMENİZ DEĞİLDİR!
FAKAT HAYIR, TAAT VE TEHZİB; ALLAH'A, ÂHİRET GÜNÜNE,
MELEKLERE, KİTAPLARA, PEYGAMBERLERE İMÂN ETMEKTİR!.
SEVDİĞİ MALINI AKRABASINDAN MUHTAÇ OLANLARA,
YETİMLERE, YOKSULLARA, GARİP YOLCULARA, DİLENENLERE,
ESİRLERİN ÂZÂDINA VERMEKTİR!
NAMAZI EDÂ ETMEK, ZEKÂTI ÖDEMEK,
AHİTLEŞİNCE AHİTLERİNİ YERİNE GETİRMEK,
SIKINTIDA, HASTALIKTA
VE MUHAREBENİN KIZIŞTIĞI ZAMANLARDA SABREDİP,
DÜŞMAN ÖNÜNDE SEBAT ETMEKTİR!
İŞTE SÂDIK OLANLAR, VE İŞTE ANCAK MÜTTAKÎ OLANLAR
(SÂDECE ALLAH'A DAYANANLAR) BUNLARDIR!"
(BAKARA SÛRESİ , 177. ÂYET)
GÖRDÜNÜZ MÜ?... YÜCE ALLAH İMÂN'IN ŞARTLARINI SAYARKEN, ARALARINA GÜNDELİK HAYATTA YAPMAMIZ GEREKENLERİ SIKIŞTIRIVERMİŞ!.. PEYGAMBERE İMÂNDAN HEMEN SONRA SEVDİĞİ MALDAN BAŞKALARINA VERMEK GELİYOR!.. NAMAZLA BİRLİKTE ZEKÂT VE İNFAK, ONUNLA BİRLİKTE VERDİĞİ SÖZÜ TUTMAK (AHDE VEFÂ) GELİYOR!.. SIKINTIYA SABRETMEK, SAVAŞTA DÖNÜP KAÇMAMAK GENE NAMAZLA BİRLİKTE!.. VE "ALLAH'A SADÂKATLE BAĞLI OLAN, YALNIZ ALLAH'A DAYANAN, YALNIZ O'NDAN GÜÇ ALAN; YÂNİ DİNDE MAKBÛL OLAN KİŞİLER, BUNLARI BİRLİKTE YAPANLARDIR," DENİYOR!.. ÖYLE İŞİNE KOLAY GELENİ SEÇİP, "İSLÂM'I YAŞAMAK BUDUR" DİYE MİLLETE YUTTURMAK YOK!.. TEHZİB "İSLÂH ETME, TEMİZLEME" DEMEKTİR.
İSLAM'IN ASLINI, ESÂSINI İHTİVÂ EDEN BU ÂYET GİBİ BAKARA SÛRESİ , 83-84. ÂYETLER ; NİSÂ SÛRESİ, 36-39 ÂYETLER, VE 135. ÂYET ; EN'AM SÛRESİ , 151-158. ÂYETLER ; ÂRAF SÛRESİ, 33. ÂYET ; RÂD SÛRESİ , 20-22. ÂYETLER ; NAHL SÛRESİ , 90. ÂYET ; İSRÂ SÛRESİ , 22-39. ÂYETLER ; MÜMİNÛN SÛRESİ , 1-9. ÂYETLER ; FURKAN SÛRESİ , 63-74. ÂYETLER ; KASAS SÛRESİ , 52-55. ÂYETLER ; LOKMAN SÛRESİ , 13-19. ÂYETLER ; SECDE SÛRESİ , 15-16. ÂYETLER ; ŞÛRA SÛRESİ , 36-39. ÂYETLER ; AHKAF SÛRESİ , 15. ÂYET ; HUCÛRAT SÛRESİ , 10-12. ÂYETLER , 14. VE, 17. ÂYETLER ; ZÂRİYAT SÛRESİ , 16-19. ÂYETLER ; MEARİC SÛRESİ , 19-35. ÂYETLER ; MÜMTEHİNE SÛRESİ , 12. ÂYET DE İSLÂM'I YAŞAMANIN YOLLARINI GÖSTEREN ÇOK ÖNEMLİ, MÂNÂSI EZBERLENMESİ GEREKEN ÂYETLERDİR.
MÜTTAKİ, "İTİKAT ETMİŞ OLAN" DEMEKTİR, YÂNİ BU TARZ İNANMAYI HAYAT TARZI EDİNMİŞ OLANDIR. BUNLAR GAYBE İNANIRLAR. YÂNİ GÖRMEDİKLERİ GELECEKTEKİ ÂHIRETE, VE BUGÜN YAPTIKLARININ KARŞILIĞINI YARIN ORADA GÖRECEĞİNE İNANIRLAR, BUNUN İÇİN DE EMREDİLDİĞİ GİBİ DAVRANIRLAR. NAMAZI JİMNASTİK GİBİ DEĞİL, KENDİNİ ALLAH'A YÖNELTEREK, BAŞKA HER ŞEYİ UNUTARAK KILARLAR... VE KENDİLERİNE ALLAH'IN BAHŞETTİĞİ NİMETLERDEN, RIZIKLARDAN, İMKÂNLARDAN BAŞKALARININ DA GEÇİNMESİNİ SAĞLARLAR. ZEKÂTLA NAMAZ, İNFAKLA NAMAZ BİRBİRİNDEN AYRILMAZ!.. DEMEK Kİ, BU İKİSİNİ AYIRANLAR, "MÜTTAKİ" FALAN DEĞİL; FÂSIKTIR!..
- "(ONLARIN) MALLARINDAN BİR KISMINI,
KENDİLERİNİ TEMİZLEYECEK SADAKA OLARAK AL!"
(EN'AM SÛRESİ , 103. ÂYET)
BU DA PEYGAMBERE, VE ONUN TEMSİLCİSİ, HALİFESİ OLAN MÜSLÜMAN ÜLKE DEVLET REİSLERİNE HİTAPTIR...
ŞİMDİ YANLIŞ ANLAŞILMASIN. ASLINDA HALİFELİK ÖYLE KOLAY ORTADAN KALKMAZ!... ZÂTEN ATATÜRK TE HALİFELİĞİ KALDIRMAMIŞ, HALİFEYİ MAKAMINDAN İNDİRMİŞ, HALİFELİĞİ T.B.M.M. UHDESİNE TEVDİ ETMİŞTİR... BİR ZAMANLAR TEK BİR HALİFE VARDI. HER MÜSLÜMAN ÜLKENİN DEVLET REİSİNİN DE, İSLÂM ESASLARINI UYGULAMA MECBURİYETİ OLDUĞU İÇİN, HALİFEYE UYARKEN ASLINDA PEYGAMBERİMİZİ TEMSİL ETTİKLERİ BİR GERÇEKTİ. HALİFE HÜKMÜ PEYGAMBER ADINA, HALİFEYE TÂBİ DEVLET REİSLERİ DE HÜKMÜ HALİFE ADINA YÜRÜTÜRLERDİ... O TEK HALİFE ŞİMDİ KALMAMIŞ OLSA BİLE, MÜSLÜMAN ÜLKE DEVLET BAŞKANLARI HÂLÂ, KENDİLERİ PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V) BİRER HALİFESİ GİBİ DAVRANMAK, İSLÂM DİNİNİN ESASLARINI UYGULAMAK ZORUNDADIRLAR!.. İSLÂM ÖYLE BAŞÖRTÜSÜNE, HAFTADA BİR KILINAN SÖZDE CUMA NAMAZINA İNDİRGENEMEZ!.. CUMA NAMAZININ BİLE NE ANLAMA GELDİĞİNİ TEKRARDAN YÖNETİCİLERE VE HALKA ÖĞRETMEK LÂZIM!
İŞTE BU ANLAYIŞLA KUR'AN EMREDİYOR DEVLET BAŞKANLARINA: ÜLKENİZDEKİ GÜNAHKÂR ZENGİNLERİN MALLARINDAN BİR KISMINI, O ZENGİNLERİ TEMİZLEYECEK, KUL HAKKINDAN VE GÜNAHLARINDAN ARINDIRACAK BİR SADAKA (ZEKÂT) OLARAK AL!..
ŞİMDİ DİYECEKSİNİZ Kİ, "NEREDEN ÇIKARDIN ZENGİNLERİN, BİR ŞEHRİN EŞRÂFININ (ŞEREFLİ, İTİBÂRLI KİŞİLERİN, ÖNDE GELENLERİN) GÜNAHKÂR OLDUĞUNU?.."
ELBETTE Kİ, KUR'AN ÂYETLERİNİNDEN ÇIKARIYORUZ. YUKARIDA BELİRTTİK, ZENGİNİN GÜNAHLARINDAN DOLAYI CENNETE GİRMESİ, DEVENİN İĞNE DELİĞİNDEN GEÇMESİNDEN ZOR!.. (İFÂDENİN ASLI : DEVENİN İĞNE DELİĞİNDEN GEÇMESİ, ZENGİN ADAMIN ALLAH'IN MELEKÛTUNA GİRMESİNDEN DAHA KOLAYDIR." MATTA İNCİLİ, 19. BÂB 24. ÂYET / MARKOS İNCİLİ, 10. BÂB, 25. ÂYET... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR) ... ZENGİN İĞNE DELİĞİNDEN, VEYÂ AKEBEDEN (BELED SÛRESİ , 4-18. ÂYETLER) GEÇMEK İÇİN KÖLE-CÂRİYE DURUMUNA DÜŞMÜŞ OLANLARI KURTARMAK, YETİMİ (BABASIZ OLANI) , ÖKSÜZÜ (ANASIZ OLANI) , DULU (BAŞINDA ERKEĞİ OLMAYANI), YOKSULU, MİSKİNİ (YOKSUL OLUP TA GÖSTERMEYENİ) DOYURMAK, SEVİNDİRMEK DURUMUNDA... HEM DE BİR GÜN, BİR DEFA DEĞİL, HER ZAMAN!.. AMA İŞ BUNUNLA KALMIYOR. BAŞKA BİR ÂYET GENE ZENGİNLERİN SUÇLULUĞUNU, GÜNAHLARINI ANLATIYOR :
- "HER KENTTE(Kİ) BÜYÜKLERİ,
ORANIN SUÇ İŞLEYENLERİ YAPTIK Kİ,
ORADA TUZAK KURSUNLAR.
(KENDİLERİ GİBİ SUÇLU OLANLARI
ETRAFLARINA TOPLASINLAR.)"
(EN'ÂM SÛRESİ , 123. ÂYET)
YAA!.. HER KENTİN EŞRÂFI... ŞİMDİ BUNA BELEDİYE BAŞKANLARI DA DÂHİL... ÇÜNKÜ, MAŞALLAH BELEDİYELERDE OLUŞTURDUKLARI ŞİRKETLERİN YÖNETİM KURULLARINA KURULUP 8-10 YERDEN MAAŞ ALIYORLAR, ARSA KAPATIYORLAR,"PLAZA"LAR DİKİP ÇOĞU İŞYERİNE KENDİLERİ VEYÂ AKRABALARI ÇÖREKLENİYORLAR...
NE DİYORDUK, HER ŞEHRİN EŞRÂFI... EŞRÂF, ASLINDA "ŞEREFLİ KİŞİLER" DEMEK... AMA GERÇEKTE BUNLAR, O ŞEHİRDEKİ EN ZENGİN, LÂKİN EN ZÂLİM, EN ŞEREFSİZ KİŞİLER OLUYOR... ŞEHİRDEKİ EŞKİYÂ TAKIMI!.. KÖYLERDE DE AĞALAR... ALLAH DİYOR Kİ, "İŞTE BEN BU EŞRÂFI VE AĞALARI ORANIN EN ÇOK SUÇ İŞLEYENLERİ YAPTIM!.. YAPTIM Kİ, ETRAFLARINA PARAYA TAMAH EDİP SUÇ İŞLEMEYE HAZIR KİŞİLER DOLUŞSUNLAR!.. ŞEYTAN GİBİ HIRSLI KİŞİLERE TUZAK KURSUNLAR!.. SONUNDA HEPSİNİ, İMTİHANDA ÇAKTIKLARI İÇİN CEZÂLANDIRACAĞIM!"
- “BİZ SENDEN ÖNCE HİÇ BİR MEMLEKETE BİR UYARICI GÖNDERMEDİK Kİ,
ORANIN ŞIMARIK ZENGİNLERİ,
'BİZ BABALARIMIZI BİR DİN ÜZERİNDE BULDUK.
BİZ DE ELBETTE ONLARIN İZİNDEN GİTMEKTEYİZ,' DEMİŞ OLMASINLAR!"
(ZUHRUF SÛRESİ , 23. ÂYET)
HER AŞIRI ZENGİNLİĞİN ALTINDA MUTLAKA KAN, GÖZYAŞI VE SÖMÜRÜ VARDIR... İŞTE O ŞIMARIK ZENGİNLER ASLINDA DİYORLAR Kİ, "BİZ SOYGUNCU BABAMIZDAN NE GÖRDÜYSEK, ONU YAPARIZ. O ÇALAR ÇIRPARDI, ONUN DİN-İMAN ANLAYIŞI ÖYLE İDİ, BİZ DE ONA UYARIZ." ... UYARSIN DA, SONUN NE OLUR, BİLMEZSİN!
SİZ BİLİYOR MUSUNUZ Kİ, İSLÂM SÂDECE YAT-KALK NAMAZ KIL, AÇ KAL ORUÇ TUT (Kİ, ONUN DAHİ İKTİSÂDÎ BİR YÖNÜ VARDIR, YEMEK YİYECEK KADAR HÂLİ VAKTİ YERİNDE OLANA, EKMEK BİLE BULAMAYANIN HÂLİNİ YAŞATIR), BİN UÇAĞA ARABİSTAN'A GİT'TEN İBÂRET DEĞİLDİR!.. HAC DAHİ ŞİMDİLERDE UYGULANAN GİBİ DEĞİLDİR. DİĞER MÜSLÜMANLARLA BİR ARAYA GELİP "SİZDE NE VAR, NE YOK?" DİYE SOHBET ETME, YARDIMLAŞMADIR... MAALESEF, İŞİN BU YÖNÜ ÜZERİNDE HİÇ DURULMAMAKTA, PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.) VEDÂ HACCINDAN BİLE İBRET ALINMAMAKTADIR. NE YAPMIŞTI KENDİSİ?.. ÇADIRINA KAPANIP ŞU KADAR BU DUÂYI, ŞU KADAR ÖBÜR DUÂYI MI OKUMUŞ?.. YOKSA İNSANLARI ETRÂFINA TOPLAYIP ONLARA İSLÂMI MI ANLATMIŞ?..
İŞTE BU "ŞIPSEVDİ" GİBİ "ŞIPZENGİN" OLANLARDAN, YÂNİ BİR ÇIRPIDA, ZENGİN OLANLARDAN ALLAH HEM ÇOLUK ÇOCUĞUNA YEDİRDİĞİ MALLARINI, HEM DE GÜNAHKÂR RUHLARINI TEMİZLEMEK İÇİN FAKİRLERE DAĞITILACAK ŞEKİLDE BİR VERGİ ALINMASINI İSTİYOR!..
- "AFVI AL, MÂRUFU EMRET!..
CÂHİLLERE ALDIRIŞ ETME!"
(ÂRAF SÛRESİ , 199. ÂYET)
ÖRF , "İYİLİK" DEMEKTİR. GÜZEL VE HAYIRLI OLAN HER ŞEY ÖRFTÜR, TÖREDİR... BU YÜZDEN "TÖRE" DİYE YUTTURULAN YANLIŞLAR, NE TÖREDİR, NE ÖRF!.. SÂDECE KÖTÜ ALIŞKANLIKTIR!.. KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR, ÖRF TE OLMAZ, TÖRE DE!.. MA'RUF, ÖRF İLE AYNI KÖKTENDİR, "İYİLİK" ANLAMINA GELİR. "MA'RUFU EMRET" DEMEK, "İYİLİK SÖYLE, İYİLİĞİ YAYGINLAŞTIR, GELENEK HÂLİNE GELMESİNİ SAĞLA," DEMEKTİR!
AFV; "BİR MALIN FAZLASI, ZEKÂT" ANLAMINA GELİR... BU ÂYET ASLINDA, AFVIN VE BİR TÜRÜ OLAN ZEKÂTIN BİR DEVLET VERGİSİ OLDUĞUNUN DELİLİDİR. O YÜZDENDİR Kİ, HAZRET-İ EBUBEKİR, PEYGAMBERİMİZİN VEFÂTINDAN SONRA ZEKÂT VERMEYEN KABİLELER ÜZERİNE ORDU GÖNDERMİŞ, ONLARLA SAVAŞMIŞTIR! AFV, VEYÂ ZEKÂT, DURUMU MÜSÂİT OLANLARIN FAKİRLER İÇİN HARCANMAK ÜZERE VERMEKLE MÜKELLEF OLDUĞU BİR VERGİDİR. ÜSTELİK SÂDECE İSLÂM'A DA ÂİT DEĞİLDİR. TEVRAT'TA "VE ŞİMDİ 'YÂ RAB! SENİN BANA VERDİĞİN TOPRAĞIN MAHSULÜNÜN TURFANDASINI İŞTE GETİRDİM,' (DİYECEKSİN). VE SEN ONU ALLAH'IN RABB'İNİN ÖNÜNE KOYACAKSIN, VE ALLAH'IN RABB'İNİN ÖNÜNDE (ŞÜKÜR İÇİN) SECDE KILACAKSIN! VE SEN VE LEVİLİ, VE ARANIZDA OLAN GARİP, ALLAH'IN RABB'İN SANA VE EVİNİN HALKINA VERDİĞİ BÜTÜN İYİLİKLERE SEVİNECEKSİNİZ, (HAMDEDECEKSİNİZ). ÜÇÜNCÜ YILDA, ONDALIĞI AYIRMA YILINDA MAHSÜLÜNÜN BÜTÜN ONDALIĞINI AYIRMAYI BİTİRDİĞİN ZAMAN, ONU LEVİLİ'YE, GARİBE, ÖKSÜZE, VE DUL KADINA VERECEKSİN! VE SENİN KAPILARINDA YİYİP DOYACAKLAR!" (TESNİYE , 26. BÂB, 10-11. ÂYETLER... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.) ŞEKLİNDE GEÇER.
ZEKÂT; GELİRDEN DEĞİL, MAL'DAN, YÂNİ SERVET'DEN, BİRİKEN'DEN ALINIR. % 2.5 İLÂ % 20 ARASINDA DEĞİŞİR. HAYVAN SÜRÜLERİNDEN, ALTIN, PARA, HİSSE SENELERİ, BONOLARDAN, İNSANIN OTURDUĞUNUN DIŞINDAKİ GAYRIMENKÛLDEN, BİZCE HER TÜRLÜ ZENGİNLİK BELİRTİSİ SERVETTEN ALINMASI GEREKİR. SÂDECE KİŞİNİN KENDİ İHTİYÂCI OLAN EŞYA İLE MESLEĞİNİ İCRÂ ETTİĞİ MALZEME VE MAKİNALAR, ARAÇLAR BUNUN DIŞINDADIR... HERNEKADAR BİRİKEN MALIN ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMESİ SÖYLENİRSE DE, BİZCE ZEKÂT HER AN MUHTAÇLARA VERİLEBİLİR. ŞİMDİKİ HARÇLAR, VE EV, OTOMOBİL, VS. VERGİLERİ BİR AÇIDAN DEVLETİN YAPTIĞI "HİZMET" KARŞILIĞI SAYILABİLECEĞİ İÇİN, BİZCE "ÜCRET" SINIFINA GİRER, ZEKÂT SAYILMAZ. ANCAK BU TARZ HER TÜRLÜ VERGİNİN DENGELİ VE İNSAFLI OLMASI VE NE İÇİN TOPLANIYORSA O YÖNDE SARFEDİLMESİ, ARTANIN DA FAKİRLERİN, MUHTAÇLARIN YARARINA KULLANILMASI GEREKİR... ALINAN VERGİLERDEN PARKLARA İTHAL AĞAÇLAR, BAHÇELERE İTHAL ÇİÇEKLER, UYDURUK KONSERLER, KENDİNİ ÖVEN REKLÂM PANOLARI, LÜKS OTOMOBİLLER, LOJMANLAR, DIŞ SEYYAHATLER İÇİN HARCANAN PARALAR, HARCAYAN İÇİN HARAMDIR!.. KİMSENİN VERGİYİ DE, ZEKÂTI DA ÇAR-ÇUR ETME HAKKI YOKTUR!..
YALNIZ BURADA BELİRTELİM, AVF, ZEKÂTTAN FAZLADIR. "MALIN FAZLASI" DEMEKTİR. AVFIN DEVLET TARAFINDAN ALINMASI, İNSANLARIN AŞIRI ZENGİNLEŞMESİNİ ÖNLER. SELÇUKLU'NUN VE OSMANLI'NIN İLK DÖNEMLERİNDE AŞIRI ZENGİNLİĞİ ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMIŞTIR.
- "... İHTİYAÇLARINIZDAN ARTANI İNFAK EDİN!..."
(NİSÂ SÛRESİ , 10. ÂYET / İSRÂ SÛRESİ , 34. ÂYET)
İNCELİĞE DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ. ZEKÂT MALIN ARTANINDAN, AVF İSE İHTİYAÇTAN ARTANDANDIR. GERÇEK MUTTAKİLER, FUTUVVET EHLİ, ÖYLE % 2,5 VERMEKLE YETİNMEZ, DAHA FAZLASINI VERİR!..
TOPRAK VE DENİZ MAHSÜLLERİNDEN ALINACAK AFV, % 5 İLÂ % 20 ARASINDADIR. BUNLARIN BİRİKMESİ GEREKMEZ, ÇÜNKÜ KAYNAĞI ALLAH'IN TOPRAĞI VE DENİZİDİR. BOLLUĞU VE DARLIĞI ALLAH'IN RAHMETİNE BAĞLIDIR.
BİR DE "HUMUS" DİYE BİLİNEN BEŞTE BİR VERGİ VARDIR Kİ; GANİMETTEN VE GELİRDEN ALINIR. DEVLET REİSİNE VERİLİR. BUNDAN EHL-İ BEYT'İN, YÂNİ PEYGAMBER TORUNLARININ İHTİYÂCI KARŞILANDIĞI GİBİ, FAKİRLER, ÖKSÜZLER, HASTALAR DA YARARLANDIRILIR. BUNUN DA KURALLARI VARDIR. ÖYLE İSMÂİLİYE MEZHEBİNİN ŞEYHİ AĞA HAN GİBİ, HER YIL KENDİNİ ALTINLA TARTIRMAK, AVRUPA'NIN LÜKS MAHALLERİNDE KEYİF ÇATMAK OLMAZ!.. TOPLANAN PARA AĞA HAN İÇİN DEĞİL Kİ!.. ÜSTELİK AĞA HAN PEYGAMBER TORUNU DA DEĞİL, "SEYYİTLİK" İDDİA EDEN MEYMUN BİN DEYSAN'IN SOYUNDAN!.. BU HERİF İMAM CAFERÜS SÂDIK'IN YERİNE ÖLMÜŞ OĞLU İSMÂİL'İN GEÇMESİ GEREKTİĞİNİ, KENDİSİNİN DE İSMÂİL'İN OĞLU OLDUĞUNU İDDİA EDEREK MEZHEBİ KURMUŞTUR. FÂTİMÎLER'İN, HAZRET-İ FATMA'NIN, YÂNİ HAZRET-İ ALİ SOYUNDAN OLMA İDDİASI GİBİ, KÜLLİYEN YALANDIR!
ZEKÂT BİRİKEN MAL VE MÜLKTEN ALINDIĞI İÇİN, O BİRİKEN İŞLETİLMEZSE, GİTTİKÇE AZALACAKTIR. BU YÜZDEN PEYGAMBERİMİZ BİLHASSA YETİMLERİN MALINI KORUYAN VÂSİLERİ ŞÖYLE UYARIR:

"(SİZE EMÂNET) YETİM MALLARI İLE TİCÂRET YAPINIZ Kİ,
HER YIL O MALLAR İÇİN FARZ KILINMIŞ OLAN ZEKÂT, ANA PARAYI YİYİP BİTİRMESİN."
YÜCE ALLAH ALDIĞIMIZ NEFES DÂHİL, HER ŞEYİ BİR LÛTUF OLARAK BİZE VERDİĞİNİ, ELDE ETTİĞİMİZ ÜRÜNDEN, MALDAN DOLAYI KASILMAMAMIZ GEREKTİĞİNİ ŞÖYLE HATIRLATIR:
- “EKTİĞİNİZ TOHUMA NE DERSİNİZ?..
ONU SİZ Mİ BİTİRİYORSUNUZ, YOKSA BİTİREN BİZ MİYİZ?
DİLESEYDİK, ONU KURU BİR OT YAPARDIK Kİ,
ŞAŞKINLIK İÇİNDE ŞÖYLE GEVELER DURURDUNUZ:
'MUHAKKAK BİZ ÇOK ZİYANDAYIZ!
DAHA DOĞRUSU BÜSBÜTÜN MAHRUMUZ!'
İÇTİĞİNİZ SUYA NE DERSİNİZ?
SİZ Mİ ONU BULUTTAN İNDİRDİNİZ, YOKSA İNDİREN BİZ MİYİZ?
DİLESEYDİK, ONU ACI BİR SU YAPARDIK!
O HALDE ŞÜKRETSEYDİNİZ YA!
TUTUŞTURDUĞUNUZ ATEŞE NE DERSİNİZ?
ONUN AĞACINI SİZ Mİ YARATTINIZ, YOKSA YARATAN BİZ MİYİZ?
BİZ ONU BİR İBRET, VE ISSIZ YERLERDE YAŞAYANLARA
BİR YARAR KAYNAĞI KILDIK.”
(VAKI'A SÛRESİ, 63-73. ÂYETLER)
BÖYLECE BÜTÜN NİMETLERİN KAYNAĞININ KENDİSİ OLDUĞUNU HATIRLATTIKTAN SONRA, ZENGİNDEN FAKİRİN HAKKINI İSTER:
- "HASAT GÜNÜ HAKKINI VERİN, FAKAT İSRAF ETMEYİN!"
(EN'AM SÛRESİ , 141. ÂYET)
İŞTE YUKARIDA BELİRTTİĞİMİZ ÜRÜN VERGİSİ... YÂNİ ALLAH'IN TOPRAKTAN, VE BİZCE DENİZDEN DE, BİZİ RIZIKLANDIRDIĞI ÜRÜNLERİN VERGİSİDİR... İSLÂM ÂLİMLERİNİN TESBİTİYLE, YAĞMURLA SULANAN TOPRAKTAN "ONDA BİR", ÇİFTÇİNİN ARKLA KENDİ SULADIĞINDAN "YİRMİDE BİR" VERGİ ALINIR. EĞER TARLAYI DEVLET SULARSA, VERGİ "BEŞTE BİR" OLUR!.. ÖŞÜR-ÂŞÂR ZÂTEN "ONDA BİR" DEMEKTİR. MUSTAFA KEMÂL, MİLLÎ MÜCÂDELE SONUNDA ÂŞÂRI KALDIRTMIŞTI. BİZCE ÇOK SIKINTI ÇEKMİŞ OLAN FAKİR ÇİFTÇİDEN BELLİ BİR SÜRE İÇİN KALDIRILMALI, ANCAK ZENGİN ÇİFTÇİDEN, AĞADAN ALINMAYA DEVÂM EDİLMELİYDİ! ÇÜNKÜ ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR. ALINIP FAKİRLER İÇİN DEVLET YATIRIMLARINA HARCANMALIYDI.
ÖNEMLİ OLAN VERGİNİN ZENGİNİN MALINDAN, MÜLKÜNDEN, PARASINDAN, YÂNİ SERVETİNDEN ALINMASIDIR!.. BENZİNE BİR LİRA VERGİ KOYARSAN, BUNU FAKİR ŞOFÖR MEHMET EFENDİ DE AYNI ÖDER, ZENGİN RAHMİ KOÇ TA!.. BU VERGİ DEĞİL, ZULÜMDÜR!.. ZÂLİM BATI'NIN ANLADIĞI TARZDA BİR EŞİTLİKTİR. AMA İSLÂMÎ DEĞİLDİR!.. VERGİ ZENGİNDEN, HEM DE O ZENGİNİN KENDİNİ DE, MALINI DA TEMİZLEMEK İÇİN ALINIR. ÇÜNKÜ HER AŞIRI ZENGİNLİĞİN ALTINDA MUTLAKA BİR HAKSIZLIK, BİR ZULÜM, BİR SÖMÜRÜ YATAR!.. KAN VARDIR, TER VARDIR, GÖZYAŞI VARDIR, AMA HEPSİNİ ZENGİNDEN BAŞKASI DÖKMÜŞTÜR! ÖRNEK Mİ İSTERSİNİZ?.. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TEŞKİLÂTI RAPORLARINA GÖRE DÜNYÂDA 250 AİLE, DÜNYÂNIN BÜTÜN MAL-MÜLK, PARA VARLIĞININ % 40'NA SÂHİPTİR!.. GERİ KALAN % 60 DA 7 MİLYAR İNSAN ARASINDA ÂDİL OLMAYAN ŞEKİLDE DAĞILMIŞTIR... BU NE AKLA, NE MANTIĞA, NE DE İNSÂFA SIĞAR!.. ANCAK ZÂLİM BATILILAR BUNU TABİİ GÖRÜR. İSLÂM İSE ASLA BÖYLE BİR ZENGİNLİĞİ MUBAH KABUL ETMEZ!.. O YÜZDENDİR Kİ, "ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR."
BU "SERVETTEN VERGİ ALMA" KAVRAMI, BÂZILARINA DİKEN GİBİ BATAR!.. ÇÜNKÜ SERVETİ SAKLAYAMAZSIN!.. KÖŞKÜNÜ CEKET CEBİNE, ARABANI GÖMLEK CEBİNE SOKUP SAKLAMAK MÜMKÜN DEĞİL!.. AMA "GELİRDEN VERGİ" DEDİN Mİ, GELİRİNİ ZÂLİM VE ÜÇKÂĞITÇI HIRİSTİYAN BATILILARDAN ÖĞRENDİĞİMİZ MUHASEBE OYUNLARI İLE SAKLAMAK, HATTÂ KENDİNİ SÜREKLİ "ZARARDA" GÖSTERMEK MÜMKÜN!.. O YÜZDENDİR Kİ; DOKTORLAR, DİŞÇİLER, MÜTEAHHİTLER, AVUKATLAR, TÜCCARLAR, HATTÂ HOLDİNG SÂHİPLERİ NEREDEYSE ASGARÎ ÜCRETLE ÇALIŞAN İŞÇİ KADAR VERGİ ÖDERLER!.. AMA ALLAH ÇOK AÇIK BELİRTMİŞ, ESAS VERGİNİN SERVETTEN OLDUĞUNU :
- "ONLARIN MALLARINDA MUHTAÇ VE YOKSULLAR İÇİN
BİR HAK VARDI VE ONU VERİRLERDİ."
(ZÂRİYÂT SÛRESİ , 19. ÂYET)
İŞTE BU ÂYET ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI OLDUĞUNU DAHA AÇIK İFÂDE ETMİŞ, VE GEÇMİŞTE BU HAKKI GEREĞİ GİBİ FAKİRLERE VERENLER OLDUĞUNU DİLE GETİRMİŞ! DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ, ÂYET BİR "HAK"TAN SÖZ EDİYOR, YÂNİ VERMEK SENİN KEYFİNE KALMIŞ DEĞİL. O KISIM ZÂTEN SENİN DEĞİL, SANA EMÂNET!.. VERMEK BOYNUNUN BORCU!.. VERMEZSEN EMÂNETE HIYÂNET ETMİŞ OLURSUN! EMÂNETE HIYÂNET TE, YUKARIDA VERDİK, ALLAH'A VE PEYGAMBERİNE İHÂNET DEMEK!.. BU "HAK" İFÂDESİ BAŞKA ÂYETLERDE DE GEÇER. (HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET / ZÂRİYAT SÛRESİ , 19. ÂYET / MEÂRİC SÛRESİ, 24. ÂYET / EN'AM SÛRESİ , 141. ÂYET/ RUM SÛRESİ , 34. ÂYET / İSRÂ SÛRESİ , 26. ÂYET))
- "SANA NEYİ, KİME İNFAK EDECEKLERİNİ SORUYORLAR.
ONLARA DE Kİ: SERVETİNİZDEN VERECEĞİNİZ NAFAKA;
ANA-BABANIZA, AKRABALARINIZA, YETİMLERE,
YOKSULLARA, YOLDA KALMIŞLARADIR."
(BAKARA SÛRESİ , 215. ÂYET)
- "SİZİ, ÜZERİNDE TASARRUFA YETKİLİ KILDIĞI MALDAN,
(ALLAH YOLUNDA) HARCAYIN!
İÇİNİZDEN İYMAN EDİP TE (ALLAH YOLUNDA) HARCAYANLAR VAR YA,
ONLAR İÇİN BÜYÜK BİR MÜKÂFAT VARDIR."
(HADİD SÛRESİ , 7. ÂYET)
DİKKAT ETTİNİZ Mİ, "MAL-MÜLK SENİN" DEMİYOR!.. "MAL-MÜLK BENİM, SANA KULLANMA YETKİSİ VERDİM," DİYOR!.. "AMA KULLANIRKEN BENİM DEDİKLERİME UYUN," DİYOR!..
BUNA GÖRE, SEN ZENGİNSEN, SENİN ÇEVRENDE YOKSUL VE SIKINTIDA OLAN AKRABAN OLAMAZ!.. TABİİ TEMBELLİK AŞILAMAMAK KAYDIYLA!.. SENİN ÇEVRENDE DARLIK ÇEKEN YETİM KALMAMALI!.. SENİN ÇEVRENDE SOĞUKTAN TİTREYEN YOKSUL OLMAMALI!..
SONRA ALLAH DEVAM EDİYOR: "BU ZENGİN SALAKLAR, TOPLADIKLARI MALIN KENDİLERİNİ ÖLÜMSÜZ KILACAĞINI SANIR, HALBUKİ GİRECEKLERİ YER, FAKİRİN DE GİRDİĞİ KARA TOPRAKTIR," DİYOR... DAHA ÖNCE DEFALARCA VERDİK AMA BİR KERE DAHA OKUYUN:
- "MAL TOPLAYARAK,
MALI KENDİSİNİ ÖLÜMSÜZ KILACAK SANIR!"
(HÜMESE SÛRESİ , 1-4. ÂYETLER)
- "YOKSA İNSAN,
HER ARZU ETTİĞİNE SÂHİP Mİ OLACAKTIR?"
(NECM SÛRESİ, 24. ÂYET)
HİÇ BÖYLE BİR ŞEY MÜMKÜN MÜ?
- "SÂDECE ZANNA UYUYORLAR!..
ZAN İSE HİÇ BİR GERÇEK KAZANDIRMAZ!"
NECM SÛRESİ , 28 ÂYET)
- "KÂFİR OLANLARIN NE MALLARI, NE OĞULLARI
KENDİLERİNDEN ALLAH'IN AZÂBINI GİDERMEYE YETMEZ!"
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 116. ÂYET)
SÂDECE KÂFİRLER Mİ?.. MÜNÂFIKLAR, FÂSIKLAR DA!.. GERÇEKTEN DE ÇEVRENİZE BAKIN... ÖZELLİKLE SONRADAN GÖRMELER, DEVLETİ VE MİLLETİ KAZIKLAYARAK SONRADAN ZENGİN OLANLAR, SANKİ HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ, SANKİ KÜÇÜK DAĞLARI ONLAR YARATMIŞ GİBİ KASILIRLAR DA, KASILIRLAR!.. AMA SONRA TEPETAKLAK YUVARLANIRLAR... SELÇUK PARSADAN (DOLANDIRICILIKTAN ZENGİN, HAPİSTE ÖLDÜRÜLDÜ), BANKER KASTELLİ (RİBÂYLA, TEFECİ FÂİZİYLE ZENGİN OLMUŞ, RİBÂYA TAMAH EDEN ÇOK KİMSENİN CANINI YAKMIŞTI, SONU İNTİHAR OLDU), VE DE ZIPÇIKTI MEDYA PATRONU AYDIN DOĞAN!.. BİR VERGİ BORCUYLA NASIL DA YUVARLANIVERDİ SIRÇA KÖŞKÜNDEN, SÜNGÜSÜ DÜŞTÜ.
- "DÜNYA HAYÂTI BİR OYUN VE EĞLENCEDEN İBÂRETTİR.
EĞER İNANIR VE ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKINIRSANIZ,
O SİZE MÜKÂFATINI VERİR
VE SİZDEN MALLARINIZI (TAMÂMEN SARFETMENİZİ) İSTEMEZ.
EĞER ONLARI SİZDEN İSTEYİP ZORLASAYDI, CİMRİLİK EDERDİNİZ,
O DA KİNLERİNİZİ ORTAYA ÇIKARIRDI."
(MUHAMMED SÛRESİ , 36-37. ÂYETLER)
-"İŞTE SİZLER ALLAH YOLUNDA HARCAMAYA ÇAĞRILIYORSUNUZ,
AMA İÇİNİZDEN KİMİ CİMRİLİK EDİYOR!
CİMRİLİK EDEN KENDİ NEFSİNE KARŞI CİMRİLİK ETMİŞ OLUR!
ALLAH ZENGİNDİR, SİZ YOKSULSUNUZ!"
(MUHAMMED SÛRESİ , 38. ÂYET)
-"EĞER YÜZ ÇEVİRECEK OLURSANIZ,
ALLAH YERİNİZE BAŞKA BİR TOPLUM GETİRİR DE,
ONLAR SİZİN GİBİ OLMAZLAR!"
(MUHAMMED SÛRESİ, 38. ÂYET)
DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ, ALLAH DİYOR Kİ, "SİZ, 250 KİŞİ, DÜNYÂ SERVETİNİN % 40'NA SÂHİP OLSANIZ BİLE, ALLAH KARŞISINDA YOKSULSUNUZ!.. CİMRİLİK EDİYORSUNUZ, ASLINDA NEFSİNİZE, KENDİNİZE ALLAH'IN LÛTFUNDAN CİMRİLİK ETMİŞ OLUYORSUNUZ, MALINIZ, MÜLKÜNÜZ İLERDE İŞİNİZE YARAMAYACAK!"
BİZ,

"ZENGİNLİĞİNLE ÖVÜNME, BİR KIVILCIM YETER,
GÜZELLİĞİNLE ÖVÜNME, BİR SİVİLCE YETER!
DİYEN BİR MİLLETİZ!.. ÖYLEYSE, "YERDE, GÖKTE NE VARSA, HEPSİ ALLAH'INDIR." (BAKARA SÛRESİ , 255. ÂYET) HÜKMÜNÜ ASLA UNUTMAYALIM!.. CİMRİLİK ETMEYELİM!.. DÜNYÂ MALININ, NE KADAR ÇOK OLURSA OLSUN, BİZE EMÂNET OLDUĞU GERÇEĞİNİN BİLİNCİNE VARALIM. EMÂNETE HİYÂNET ETMEYELİM. BİZE EMÂNET EDİLMİŞ OLAN MALDAN, MÜLKTEN, PARADAN FAKİRLERİ, ÖKSÜZLERİ, KİMSESİZLERİ, DARDA OLANLARI YARARLANDIRALIM. ÇEVREMİZE HAYIR İŞLERİ YAPALIM. YOLU DÜZELTELİM, SU GETİRELİM, KAR KÜREYELİM, SEL ÖNLEYELİM, YIKILANI YENİDEN İNŞA EDELİM, EKSİĞİ GİDERELİM. AMA HER ŞEYDEN ÖNCE EMRİMİZDE ÇALIŞANLARA, EMEKLERİNİN KARŞILIĞI OLARAK, İNSANCA YAŞAYABİLECEKLERİ BİR ÜCRET VERELİM. ÇÜNKÜ EMEK KARŞILIĞI ÜCRET, ÖYLE SADAKAYA, ZEKÂTA FALAN GİRMEZ, O ÇALIŞANIN ALNININ TERİNİN HAKKIDIR!.. BU ÇOK ÖNEMLİ HUSUSLA İLGİLİ AÇIKLAMALARI İLERDE YAPACAĞIZ.

"SADAKANIN EN ÜSTÜNÜ, SERVET ÜZERİNDEN VERİLENDİR." HADİS
SERVETİMİZDEN NEYİ VERELİM?.. NASIL VERELİM?.. GENE ALLAH KUR'AN-I KERİM'DE BÜTÜN İNCELİKLERİYLE ANLATMIŞ:
- "VARLIĞI OLAN, VARLIĞINA GÖRE İNFAK ETSİN."
(TALÂK SÛRESİ , 7. ÂYET)
YÂNİ HERKES 2,5 LİRA VERİYOR DİYE, RAHMİ KOÇ TA ÇIKARIP 2,5 LİRA VEREMEZ!.. ONUN 2,5 MİLYON LİRA, 2,5 MİLYAR LİRA VERMESİ GEREKİR!.. VARLIĞINA GÖRE!..
BU PRENSİP ÇOK SONRALARI SOSYALİZME, "GÜCÜ OLANDAN GÜCÜ YETTİĞİ KADARINI ALMAK, İHTİYACI OLANA İHTİYACI KADARINI VERMEK" ŞEKLİNDE YANSIMIŞTIR Kİ, ASLI BU İSLÂMÎ HÜKÜMDÜR.
- "SANA MALLARINDAN NE KADAR VERECEKLERİNİ SORUYORLAR.
DE Kİ: KENDİLERİNİ SIKMAYACAK, SIKINTIYA DÜŞÜRMEYECEK
MİKTARINI VERSİNLER!" (BAKARA SÛRESİ , 219. ÂYET)
- "İHTİYAÇLARINIZDAN ARTANI İNFAK EDİN!...
YETİMLERİN HALLERİNİ İSLÂH ETMEK HAYIRLIDIR.
ŞÂYET BİR ARADA YAŞARSANIZ,
YETİMLER SİZİN KARDEŞLERİNİZDİR.
ALLAH FESAT ÇIKARANLARLA,
YETİMLERİ İSLÂHA ÇALIŞANLARI BİLİR"
(İSRÂ SÛRESİ , 34. ÂYET / NİSÂ SÛRESİ , 10. ÂYET)
ALLAH SÂDECE ZENGİNLERE DEĞİL; SIRADAN BİR İNSANA DA, ÖNCE KENDİ İHTİYACINI KARŞILAMASINI, SONRA ARTAN İLE YOKSULLARI, YETİMLERİ, DULLARI NAFAKALANDIRMASINI SÖYLÜYOR... YÂNİ, YETİMİN, DULUN, YOKSULUN KARNINI DOYURMAK, GİYDİRMEK, BARINDIRMAK, SAĞLIK SORUNLARINI GİDERMEK, EĞİTMEK... KISACASI "HÂLİNİ İSLÂH ETMEK", DAHA İYİ ŞARTLARDA YAŞAMASINI SAĞLAMAK İÇİN, HER İNSANIN İHTİYACINDAN FAZLASINI HAYIR İŞLERİNE HARCAMASINI İSTİYOR!..
VERME ANLAYIŞI KADEME KADEME DERİNLEŞİR. SIRADAN BİR İNSANIN MALINDAN VERECEĞİ, BİR DERVİŞİN CANINDAN VERECEĞİ GİBİ DEĞİLDİR ELBETTE... SIRADAN BİR İNSAN BU İHTİYAÇ FAZLASINDAN ANCAK BİR KISMINI BAŞKALARINA YARDIM İÇİN HARCIYOR. DERVİŞ RUHLU BİR İNSAN İSE, İHTİYACINDAN ARTANIN TÜMÜNÜ BAŞKALARINA HARCIYOR. HATTÂ ÖYLE Kİ, SIRADAN BİR İNSAN EV, ARABA, TELEVİZYON, YAZ TÂTİLİ GİBİ ŞEYLERİ İHTİYAÇ OLARAK GÖRÜRKEN; DERVİŞ RUHLU KİŞİ NEREDEYSE "BİR LOKMA, BİR HIRKA" İLE YAŞIYOR, FAZLASINI DAĞITIYOR!..
"İSLÂM ZENGİNLİĞE İZİN VERİR," DEDİK AMA, GEÇMİŞTE FÜTÜVVET EHLİ, YUKARIDAKİ ÂYETE DAYANARAK, 18 DİRHEM ALTINDAN ZİYÂDE BİR SERVETİ FAZLA SAYAR VE DAĞITILMASI GEREKTİĞİNE İNANIRDI... BU MİKTÂRIN GÜNÜMÜZ PARASI İLE KARŞILIĞI 50.000 TL. DİR. (ESKİ PARAYLA 50 MİLYAR LİRA)... ANCAK BUGÜNKÜ ŞARTLARDA BİR EV SÂHİBİ OLMAK, MESLEĞİNİ İCRÂ EDECEĞİ ÂLET-EDEVÂTI EDİNMEK, VEYÂ HAYÂTINI SÜRDÜRMEK AMACIYLA BİR DÜKKÂN AÇMAK İÇİN 400.000 TL. GEREKLİ DİYE DÜŞÜNÜRÜZ. HAA, BUNUN DIŞINDA BİRİKMİŞ BİR 50.000 TL.'DEN SÖZ EDİLİYORSA, O BAŞKA!.. HADİ, CÖMERT DAVRANALIM, BUGÜNKÜ ŞARTLARDA 1.000.000 TL SERVETİ OLAN BİRİNİN, ARTIK BUNDAN FAZLASIYLA BAŞKALARINI NAFAKALANDIRMASI KUR'AN HÜKMÜDÜR!..
ÂYETTE GEÇEN "FESAT ÇIKARMA" TÂBİRİ ÖNEMLİ... ANLIYORUZ Kİ, MAL-MÜLK SÂHİBİ OLANLAR, KENDİLERİNE BAHŞEDİLMİŞ OLAN NİMETLERDEN BAŞKALARININ YARARLANDIRMADIKLARI GİBİ, HIRS İLE DAHA FAZLASINI KAZANMAK İÇİN FESAT ÇIKARIRLAR. ÖRNEK Mİ İSTERSİNİZ?.. A.B.D.'NİN KENDİ BOMBALADIĞI İKİZ KULELERİ BAHÂNE EDEREK AFGANİSTAN VE IRAK'A SALDIRIP FESAT ÇIKARMASI.. BU DA YETMİYORMUŞ GİBİ, PAKİSTAN, SOMALİ, LİBYA, TUNUS, YEMEN, SURİYE, İRAN VE SUDAN'I DA KARIŞTIRMASI!.. BU ÜLKELERDE KORE HARBİNDE, VİYETNAM HARBİNDE OLDUĞU GİBİ, İNSANLARI SAKAT BIRAKAN, IZDIRAP İÇİNDE ÖLDÜREN,VE ETKİSİ YILLARCA SÜREN KİMYASAL VE BİYOLOJİK SİLAHLAR KULLANMASI, SEYRELTİLMİŞ URANYUM BOMBALARI İLE KÜÇÜK ÇAPTA NÜKLEER BİR SAVAŞ SÜRDÜRMESİ!..
YÜCE ALLAH, BU ALLAHSIZLARIN HUYUNU BİLDİĞİ İÇİN DİYOR Kİ:
- "ALLAH'IN (SİZE FAZLASIYLA BAHSETTİĞİ) RIZKINDAN YİYİN, İÇİN DE,
YERYÜZÜNDE FESAT EDEREK HADDİNİZİ TECAVÜZ ETMEYİN!"
(BAKARA SÛRESİ , 60. ÂYET)
YAA!.. ALLAH 1400 YIL ÖNCEDEN AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NIN BUGÜNLERDE YİYECEĞİ HALTI GÖRMÜŞ, BİZE HABER VERMİŞ!..
BİR DE MÜTTAKİLERİN DURUM VAR:
- "O MÜTTAKİLER BOLLUKTA DA, DARLIKTA DA İNFAK EDERLER.
ÖFKELERİNİ YENERLER. İNSANLARIN KUSURLARINI AFFEDERLER.
ALLAH İHSAN EDENLERİ SEVER."
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 134. ÂYET)
NE MUHTEŞEM ÂYET!.. VE "VERME"NİN ÜÇÜNCÜ SAFHASI!.. İLKİ VARLIKLI OLANIN "MALINDAN ARTAN"I VERMESİ, YÂNİ ZEKÂT... EN DÜŞÜĞÜ % 2,5... İKİNCİSİ "İHTİYACINDAN ARTAN"I VERMEK... BUGÜNKÜ (2012) DEĞER İLE 1.000.000 TL'DEN FAZLASINI VERMEK... ÜÇÜNCÜSÜ KENDİ İHTİYACI OLANI DAHİ BAŞKASI İLE PAYLAŞMAK!.. BUNU SIK SIK GÖRÜRÜZ. TÜRK ASKERİ EKMEĞİNİ ESİR ETTİĞİ DÜŞMAN ASKERİ İLE PAYLAŞIR... DAĞDAKİ KOMANDO, YAKALADIĞI BÖLÜCÜ TERÖRİSTE PARKASINI VERİR, ÜŞÜMESİN DİYE!..
ELİ DAR OLSA DA BAŞKALARINA YARDIMDAN KAÇINMAYANLAR, ÖFKELERİNİ YENİP BAŞKALARININ KUSURLARINI BAĞIŞLAYANLARI, YÜCE ALLAH "İHSAN EDEN", YÂNİ İYİLİKTE BULUNAN OLARAK DEĞERLENDİRMİŞ, VE ONLARI SEVDİĞİNİ SÖYLEMİŞ!.. YÂNİ, İNSANIN BEŞ PARASI OLMASA DA, BAŞKASINA YARDIMDA BULUNMASI, İYİLİK YAPMASI MÜMKÜN!.. BİR GÜZEL SÖZ, BİR TEBESSÜM BİLE YETER! TESELLİ OLUR, İLÂÇ YERİNE GEÇER!
ANLATMIŞTIK, ESKİ TÜRK HAKANLARI HER YIL SONUNDA BİR TOY (EĞLENCE) DÜZENLER, YEDİRİR, İÇİRİR, VE BİRİKEN MALLARINI HALKA DAĞITIRLARDI!.. BU OĞUZ TÖRESİDİR. İSLÂM'A SON DERECE UYGUNDUR. BU ÖYLE KÖKLÜ BİR TÖRE İDİ Kİ, MALINI DAĞITMAYAN HAKANI, BEYLER BİRLEŞİR, ÖLDÜRÜR, YENİ BİR HAKAN SEÇERLERDİ!.. ÖYLE "RABBENÂ, HEP BANA" ZİHNİYETİ, ESKİ TÜRKLER'DE YOKTU! BİZE ARAPLAR'DAN, AVRUPALILAR'DAN BULAŞTI!
- "ALLAH'IN FAZL VE KEREMİNDEN
KENDİLERİNE VERDİĞİ ŞEYİ İNFAK ETMEKTE
CİMRİLİK GÖSTERENLER,
ZANNETMESİNLER Kİ HAKLARINDA CİMRİLİK HAYIRLIDIR.
BELKİ O ŞERDİR!
CİMRİLİK ETTİKLERİ ŞEY,
KIYÂMET GÜNÜ BOYUNLARINA ATEŞTEN HALKA OLACAKTIR!..
GÖKLERİN VE YERİN VÂRİSİ ALLAH'TIR!."
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 180. ÂYET)
ÂYETTEKİ DERİNLİĞİ HİSSEDİYOR MUSUNUZ?.. MALI-MÜLKÜ SANA ALLAH VERDİ. BRE GAAFİL, NİYE CİMRİLİK EDİP ONDAN BAŞKALARINI DA YARARLANDIRMIYORSUN? CİMRİLİKLE MAL SANA MI KALACAK SANIYORSUN? ÖLÜP GİDECEKSİN, YERDE GÖKTE NE VARSA, HEPSİ ESAS SÂHİBİ ALLAH'A KALACAK! SENİN VERMEKTEN SAKINDIĞIN DA BOYNUNA ATEŞTEN HALKA OLACAK!..
- "ONLAR Kİ, HEM CİMRİLİK EDERLER,
HEM DE HERKESE CİMRİLİĞİ TAVSİYE EDERLER,
VE ALLAH'IN KENDİLERİNE FAZLADAN VERDİĞİ ŞEYLERİ SAKLARLAR!..
BİZ BÖYLE NİMETLERİ GİZLEYEN NANKÖRLERİ
HOR VE RÜSVAY EDİCİ BİR AZAP HAZIRLADIK!"
(NİSÂ SÛRESİ , 37. ÂYET)
GÖRMÜŞSÜNÜZDÜR, VARDIR BÖYLELERİ!.. HEM CİMRİLİK EDİP, HEP DE BAŞKALARINA CİMRİLİĞİ TAVSİYE EDERLER!.. NE DİYELİM, ALLAH İSLÂH ETSİN!
- "SEVDİĞİNİZ ŞEYLERDEN İNFAK ETMEDİKÇE,
ASLA GENİŞ BİR HAYRA NÂİL OLAMAZSINIZ.
HER NE İNFAK VE TASADDUK EDERSENİZ,
MUHAKKAK Kİ, ALLAH , ONU BİLİCİDİR."
(ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 92. ÂYET)
- "KAZANDIĞINIZ MALLARDAN,
VE SİZE TOPRAKTAN GETİRDİĞİMİZ ŞEYLERDEN SADAKA VERİNİZ!
(AMA) SİZİN KABUL EDEMİYECEĞİNİZ EN KÖTÜ ŞEYLERİ,
SADAKA OLARAK VERMEYİN!"
(BAKARA SÛRESİ , 267. ÂYET)
DİKKAT!... BU ÂYETLER SON DERECE ÖNEMLİ!.. ÖYLE ESKİ, KULLANMADIĞIN MALLARINI, HATTA BİRİSİ SANA HEDİYE ETSE ALMAYACAĞIN KADAR KÖTÜ EŞYAYI "SADAKA" DİYE VERMEK İNSANI KURTARMIYOR!.. "SEVMEDİĞİN, ATACAĞIN ŞEYLERİ VERMEKLE KURTULAMAZSIN," DİYOR ALLAH!.. "BENİ ESKİ-PÜSKÜ EŞYA İLE KANDIRAMAZSIN," DİYOR ALLAH!.. MUTLAKA KENDİ SEVDİĞİN, KENDİ HOŞLANDIĞIN, HATTÂ VAZGEÇEMEDİĞİN MALINDAN VERECEKSİN!..
ALLAH ELBETTE Kİ, SENİN NEYİ SEVDİĞİNİ, VE DE NE VERDİĞİNİ BİLİYOR!.. O YÜZDEN O'NU KANDIRMAYA KALKMAK APTALLIK OLUR!.. ZENGİNLERİN ÇOĞU PARAYI ÇOK SEVER, O YÜZDEN VEREMEZ!.. SEVDİĞİ, UĞRUNA TÜRLÜ DALAVERE ÇEVİRDİĞİ PARALARDAN VERMEDİKÇE, GERÇEK BİR HAYRA, YÂNİ ALLAH'IN LÜTFUNA NÂİL OLAMAZ!.. SEVDİĞİNDEN, KENDİ YEDİĞİNDEN VERECEKSİN.
İKİNCİ ÂYET "KAZANDIĞINIZ MALLAR"DAN DİYEREK HEM ZEKÂTA, HEM DE HUMUSA İŞARET EDİYOR!.. "TOPRAKTAN GETİRDİĞİMİZ" İFÂDESİYLE DE, BİZCE YER ALTINDAN VE YERÜSTÜNDEN KAZANDIĞINDAN ÂŞAR VERMEMİZİ İSTİYOR! YUKARDA ANLATMIŞTIK. ANCAK BUGÜN TÜRKİYE'DEKİ UYGULAMA NEDİR?.. YERÜSTÜ OLDUĞU GİBİ, YERALTI SERVETLERİ DE YAĞMALANMAKTADIR. YABANCI ŞİRKETLER ÜLKEMİZİN BOR MÂDENİNİ, ALTININI ÇIKARTIP OLDUĞU GİBİ YURT DIŞINA GÖTÜRMEKTE, DEVLETE CÜZ'İ BİR VERGİ VERMEKTEDİR. KÖMÜR MÂDENLERİNDEN TAŞ OCAKLARINA KADAR PEK ÇOK YERALTI ÜRÜNÜ YERLİ ŞİRKETLER TARAFINDAN SÖMÜRÜLMEKTE, YİNE CÜZ'İ VERGİLER İLE DEVLETİN MİLLETİN HAKKI GÖZARDI EDİLMEKTEDİR. ASLINDA ÇIKARTILANIN EN AZ % 20'Sİ DEVLETE VERİLMESİ GEREKİR, ÇÜNKÜ O MÂDENİ YERALTINA KOYAN ŞİRKET DEĞİLDİR. ONDA FAKİRİN, YETİMİN DE HAKKI VARDIR.
- "SİZDEN BİRİNE ÖLÜM GELMEDEN,
SİZİ RIZIKLANDIRDIKLARIMIZDAN İNFAK EDİN."
(MÜZZEMMİL SÛRESİ , 10. ÂYET)
YÂNİ, KİŞİ, ÖLDÜKTEN SONRA BÜTÜN MALINI FAKİRLERE BAĞIŞLASA, YETERLİ DEĞİLDİR! ÖNEMLİ OLAN, YAŞARKEN ELİNDEKİ MAL VE PARADAN BAŞKALARINI YARARLANDIRMAK, YEDİRİP İÇİRMEK, GİYDİRMEK, BARINDIRMAK, ISITMAK, TEDÂVİ ETTİRMEKTİR... BAŞTA NE DEDİK?.. DÜNYÂ HAYÂTI BİR İMTİHAN... SEN MALINI DÜNYÂDA İKEN VERMEDİYSEN, ÖLDÜKTEN SONRA, YANINDA GÖTÜREMİYECEĞİN İÇİN VERSEN, SANA NE YARARI OLUR Kİ?.. ZİL ÇALMIŞ, İMTİHAN BİTMİŞ!.. SINIFTA ÇAKTIN DEMEKTİR!
- "ALLAH YOLUNDA MALLARINIZI HARCAYIN!
VE ELİNİZLE KENDİNİZİ TEHLİKEYE ATMAYIN!..
İHSANDA BULUNUN!" (BAKARA SÛRESİ , 195. ÂYET)
- "ŞEYTAN SİZİ YOKSULLUKLA KORKUTUR.
SİZE HİSSETİ (CİMRİLİĞİ) EMREDER.
ALLAH İSE, SİZE NEZDİNDEN
MAĞFİRET VE BOLLUK VAADEDİYOR!"
(BAKARA SÛRESİ , 268. ÂYET)
MALINI ALLAH YOLUNDA HARCAYACAKSIN. YÂNİ ALLAH'I HOŞNUT EDECEK ŞEKİLDE ANAYA, BABAYA, MUHTAÇ AKRABAYA, YOKSULA, YOLDA KALMIŞA İHSANDA BULUNACAKSIN. HEPSİNİ KENDİNE SAKLAYIP, KENDİNE HARCAYIP KENDİ ELİNLE KENDİ GELECEĞİNİ TEHLİKEYE ATMAYACAKSIN!.. ŞEYTANIN SENİ YOKSULLUKLA KORKUTMASINA, CİMRİ YAPMASINA İZİN VERMEYECEK, İHTİYACI OLANA YARDIM EDECEKSİN!.. AMMA, BU YARDIMINLA KARŞINDAKİ EZMEYECEKSİN, UTANDIRMAYACAKSIN. SAĞ ELİNİN VERDİĞİNİ SOL ELİN BİLMEYECEK. YARDIM GÖRENİN BOYNU SENİN KARŞINDA EĞİLMEYECEK!.. ÇÜNKÜ ASLINDA O MAL-MÜLK SENİN DEĞİL!.. SANA EMÂNETTİ, MALIN MÜLKÜN ESAS SÂHİBİ "GİT, ŞUNA VER," DEDİ, SEN DE VERDİN. O YÜZDEN BÖBÜRLENİP KASILMANIN ÂLEMİ YOK!
- "MALLARINDAN ALLAH YOLUNDA İNFAK EDİP TE,
ARKASINDA ONA MİNNET VE EZÂ KATMAYANLARIN,
RABLERİ İNDİNDE ECİRLERİ VARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 262. ÂYET)
- "GÖNÜL ALAN GÜZEL BİR SÖZ, BİR MAĞFİRET,
ARKASINA EZÂ TAKILAN BİR SADAKADAN HAYIRLIDIR.
ALLAH HER BAKIMDAN ZENGİNDİR."
(BAKARA SÛRESİ , 263. ÂYET)
BU ÂYET, HEP AKLIMA RAHMETLİ ÖMER SEYFETTİN'İN "DİYET" HİKÂYESİNİ GETİRİR. NÂHAK YERE HIRSIZLIKLA SUÇLANAN DEMİRCİ USTASININ KESİLMESİNE KARAR VERİLEN KOLUNU, DİYET VEREREK KURTARAN ZENGİNİN ONA ETTİĞİ EZİYETİ, HELE "KOLUNUN DİYETİNİ BEN VERDİM," DİYE İKİDE BİRDE BAŞINA KAKMASINI HİÇ UNUTAMAM!.. SONUNDA USTA KAPAR SATIRI, KOLUNU KESİP HERİFİN SURATINA, "AL DİYETİNİ VERDİĞİN KOLU!" DİYE FIRLATIR!..
KASILA KASILA VERDİĞİNLE MİNNET UYANDIRACAĞIN, KARŞINDAKİNE EZİYET EDECEĞİN BİR SADAKA YERİNE; GÜZEL BİR SÖZ SÖYLESEN, O BİLE VERECEĞİN MİHNETLİ SADAKADAN DAHA HAYIRLIDIR.
YÜCE ALLAH, ÂYETİN SONUNA ESAS ZENGİNİN KİM OLDUĞUNU EKLEMİŞ. BÖYLECE BİZİM SONRADAN GÖRME ZENGİNLERE KENDİ CÖMERTLİĞİNİ, LÛTUFLARINI, NİMETLERİNİ HATIRLATMIŞ!.. ONLARIN ZENGİNLİKLERİYLE KASILMAMALARI GEREKTİĞİNİ İMÂ ETMİŞ!
- "EY İYMAN EDENLER!.. SADAKALARINIZI,
GÖSTERİŞ İÇİN MALINI HARCAYAN KİMSE GİBİ,
BAŞA KAKMAK VE EZİYET ETMEK SURETİYLE BOŞA ÇIKARMAYIN!
BÖYLESİNİN DURUMU,
ÜZERİNDE BİRAZ TOPRAK BULUNAN,
VE MÂRUZ KALDIĞI ŞİDDETLİ BİR YAĞMURUN
(TOPRAĞI GÖTÜRÜP) ÇIPLAK BIRAKTIĞI KAYA GİBİDİR.
ONLAR HİÇ BİR ŞEYDEN SEVAP KAZANMAYA MUKTEDİR OLAMAZLAR!"
(BAKARA SÛRESİ , 264. ÂYET)
NEYMİŞ??? BAŞA KAKARSAN, GÖSTERİŞ İÇİN YAPARSAN; O YARDIMLAR, O BAĞIŞLAR SENİN İÇİN BOŞA GİTMİŞ OLUR!.. HİÇ BİR SEVAP KAZANAMAZSIN!
BURADAN ANLIYORUZ Kİ, SIRF GÖSTERİŞ İÇİN MALINI HARCAYANLAR DA VAR... SAPIKLIK BİR DEĞİL Kİ, BİN TÜRLÜ!.. YUKARIDA ALLAH "CİMRİLİK EDİP KENDİLERİNE VERİLEN NİMETLERİ SAKLAYANLARA REZİL-RÜSVAY EDİCİ BİR AZAP HAZIRLADIĞINI" BELİRTMİŞTİ YA, AYNI AZÂBI GÖSTERİŞÇİ RİYÂKÂRLAR İÇİN DE VAAD EDİYOR:
- "MALLARINI İNSANLARA GÖSTERİŞ İÇİN İNFAK EDENLERİ DE (YAKARIM)!"
(NİSÂ SÛRESİ , 38. ÂYET)
VE BİR TEŞBİH DAHA:
- "ALLAH'IN RIZÂSINI KAZANMAK ARZUSUYLA
VE KALBEN MUTMAİN OLARAK (GÖNÜLDEN)
MALLARINI ALLAH YOLUNDA HARCAYANLARIN DURUMU,
YÜKSEKÇE BİR YERDEKİ GÜZEL BİR BAHÇENİN DURUMU GİBİDİR Kİ,
BOL YAĞMUR ALINCA, İKİ KAT ÜRÜN VERİR.
BOL YAĞMUR ALMASA BİLE, ONA ÇİSELEME YETER!..
ALLAH YAPTIKLARINIZI HAKKIYLA GÖRENDİR."
(BAKARA SÛRESİ , 265. ÂYET)
BÜTÜN BU AÇIKLAMALARA RAĞMEN, HÂLÂ ELİ SIKI OLANLARA DA ALLAH ŞÖYLE HİTAP EDİYOR:
- "ONLAR ALLAH VE ÂHIRET GÜNUNE İYMAN ETSELER,
VE ALLAH'IN KENDİLERİNE VERDİĞİ MAL VE NİMETTEN
(CİMRİLİK ETMEDEN, GÖSTERİŞ YAPMADAN) İNFAK EYLESELERDİ,
ZARAR MI EDERLERDİ???" (NİSÂ SÛRESİ , 39. ÂYET)
BU KİŞİLER GERÇEKTEN ALLAH'A, ONUN İNDİRDİKLERİNE, VE YAPTIKLARININ HESÂBINI ÂHIRET GÜNÜNDE VERECEKLERİNE İYMAN ETSELERDİ, GERÇEKTEN İYMAN ETMİŞ İYİ BİR MÜSLÜMAN OLSALARDI, BÖYLE DAVRANIRLAR MIYDI?.. ELBETTE Kİ HAYIR!
MAL-MÜLK-PARA BİRİKTİRMEK İNSANI ÖLÜMSÜZ KILMAZ, KEFENİN CEBİ YOK, MEZARA GİTMEZ!..
"MAL TOPLAYARAK,
MALI KENDİSİNİ ÖLÜMSÜZ KILACAK SANIR!
(APTAL!)"
(HÜMESE SÛRESİ , 1-4. ÂYETLER)

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...