04 Haziran 2015

HZ. İSA MUAMMASI VE MESİH-MEHDİ MESELESİ 10 NCİBÖLÜM


HZ. İSA MUAMMASI VE MESİH-MEHDİ MESELESİ 
10 BÖLÜM


SAUL'UN, ÖĞRENCİSİ LUKA'DAN MENKUL KERÂMETLERİ, BİTMEK BİLMİYOR. BAF ŞEHRİNDE SAHTE BİR PEYGAMBER VE BÜYÜCÜ VARMIŞ. BAKIN, SAUL ONA NE YAPMIŞ :

- "Baryeşu, vâli Sergiyus Pavlus'a yakın biriydi. Akıllı bir kişi olan vâli, Barnaba'yla Saul'u çağırtıp Tanrı sözünü dinlemek istedi. Ne var ki Baryeşu - büyücü anlamına gelen diğer adıyla Elimas - onlara karşı koyarak vâliyi imân etmekten caydırmaya çalıştı. Ama Kutsal Ruh'la dolan Saul, yani Pavlus, gözlerini Elimas'a dikerek, 'Ey İblis'in oğlu!' dedi. 'Yüreğin her türlü hile ve sahtekârlıkla dolu; doğru olan her şeyin düşmanısın. Rabb'in düz yollarını çarpıtmaktan vazgeçmeyecek misin? İşte şimdi Rabb'in eli sana karşı kalkmıştır. Kör olacaksın, bir süre gün ışığını göremeyeceksin.' O anda adamın üzerine bir sis, bir karanlık çöktü. Dört dönerek, elinden tutup kendisine yol gösterecek birilerini aramaya başladı. Olanları gören vâli, Rab'le ilgili öğretiyi hayranlıkla karşıladı ve imân etti."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 13. BÂB , 7-12)
HEP SÖYLÜYORUZ. ALLAH İSTERSE, HER ŞEY OLUR!.. ALLAH BİRİSİNE BU KUDRETİ VERİRSE, O DA İSTER GÖZLERİ AÇAR, İSTERSE KÖR EDER. AMA HİÇ BİR PEYGAMBER KENDİSİNE KARŞI ÇIKANLARI, HATTÂ EZİYET EDİP ÖLDÜRMEYE KALKANLARI ÇARPMAMIŞ, KÖR FALAN DA ETMEMİŞTİR. İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN HAYATTA İKEN YAPMADIĞINI, DÜNYÂDAN AYRILDIKTAN SONRA "SAUL'U GEÇİCİ OLARAK KÖR ETMESİ" ŞEKLİNDE OKUDUK. ŞİMDİ SAUL, HÂŞÂ, PEYGAMBERİNE ÖZENİP BAŞKALARINI KÖR EDİYOR!.. BU OLAYLAR, BİZE HİÇ İNANDIRICI GELMİYOR!.. GENE DE DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
ÜSTELİK SAUL/PAUL VEYÂ PAVLUS'ÜN YAPTIKLARI KÜFÜR DERECESİNE ULAŞIYOR :
- "Listra'da, doğuştan kötürüm olup ayakları tutmayan ve hiç yürüyememiş bir adam vardı. Bu adam Pavlus'un söylediklerini dinledi. Onu dikkatle süzen Pavlus, iyileştirilebileceğine imânı olduğunu görerek yüksek sesle ona, 'Kalk, ayaklarının üzerinde dur!' dedi. Adam yerinden fırlayıp yürümeye başladı. Pavlus'un ne yaptığını gören halk Likavonya dilinde, 'Tanrılar insan kılığına girip yanımıza inmiş!' diye haykırdı. Barnaba'ya Zeus, konuşmada öncülük eden Pavlus'a da Hermes adını taktılar."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 14. BÂB , 1-12)
HADİ, GÜNAHLARINI ALMAYALIM, HERHALDE KENDİLERİ İÇİN SÖYLENENLERDEN O ANDA HABERLERİ YOK. ROMALI KÂHİNLERDEN BİRİ ZEUS TAPINAĞINA KURBAN SUNMAYA GİDİNCE, DURUMUN FARKINA VARIP İTİRÂZ EDİYORLAR:
- "Kentin hemen dışında bulunan Zeus tapınağının kâhini kent kapılarına boğalar ve çelenkler getirdi, halkla birlikte elçilere kurban sunmak istedi. Ne var ki elçiler, Barnaba'yla Pavlus, bunu duyunca giysilerini yırtarak kalabalığın içine daldılar. 'Efendiler, neden böyle şeyler yapıyorsunuz?' diye bağırdılar. 'Biz de sizin gibi insanız, aynı yaradılışa sahibiz. Size müjde getiriyoruz. Sizi bu boş şeylerden vazgeçmeye, göğü, yeri, denizi ve bunların içindekilerin hepsini yaratmış olan, yaşayan Tanrı'ya dönmeye çağırıyoruz. 'Geçmiş çağlarda Tanrı, tüm ulusların kendi yollarından gitmelerine izin verdi. Yine de kendini tanıksız bırakmış değildir. Size iyilik ediyor. Gökten yağmur yağdırıyor, çeşitli ürünleriyle mevsimleri düzenliyor, sizi yiyecekle doyurup yüreklerinizi sevinçle dolduruyor,'(dediler.) Bu sözlerle bile halkın kendilerine kurban sunmasını güçlükle engelleyebildiler."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 14. BÂB , 13-18)
BU BÖLÜMDE BİR KAÇ ÖNEMLİ HUSUS VAR. BİRİNCİSİ,EĞER "YAŞAYAN TANRI" İLE KASTETTİKLERİ "HAYY ALLAH" İSE, İSÂ'YI ALLAH'IN OĞLU OLARAK SUNMUYORLAR, VE SÂDECE ALLAH'TAN BAHSEDİYORLAR, İNSANLARI PUTPERESTLİKTEN VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞIYORLAR. TAMÂMEN KATILIYORUZ... İKİNCİSİ, ALLAH'IN HER ÜMMET İÇİN AYRI BİR YOL TESBİT ETTİĞİNİ SÖYLÜYORLAR Kİ, BU DA DOĞRU, ÂYET VAR :
- "SİZDEN HER BİRİNİZ İÇİN BİR ŞERİAT VE BİR YOL
BELİRLEMİŞİZDİR. ALLAH İSTESEYDİ, HEPİNİZİ TEK
BİR ÜMMET YAPARDI. FAKAT SİZE VERDİĞİ İÇİNDE
SINAMAK İSTEDİ. ÖYLE İSE HAYIR İŞLERİNE KOŞUN."
(MÂİDE SÛRESİ , 48. ÂYET)
ANCAK ŞAKİRTLER "GEÇMİŞ ÇAĞLARDA" TÂBİRİNİ KULLANARAK, SANKİ BU UYGULAMANIN SONA ERDİĞİNİ İMÂ EDİYORLAR Kİ, KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL!.. KIYÂMET KOPANA KADAR İNSANLAR KENDİ ŞERİAT VE YOLLARINDA DEVÂM EDECEK, ANCAK O ZAMAN ALLAH ONLARA ARALARINDA İHTİLÂF ETTİKLERİNİ GÖSTERECEK :
- "MÜMİNLER, YAHUDİLER, SÂBİÎLER, NASRÂNÎLER,
MECUSÎLER MÜŞRİKLER YOK MU? ALLAH KIYÂMET GÜNÜ
ONLARIN ARALARINI MUTLAK AYIRIR."
(HACC SÛRESİ, 17. ÂYET)
ÜÇÜNCÜ HUSUS, ŞAKİRTLER DAHA SONRA ALLAH'IN RAHMAN SIFATINI DİLE GETİRİYORLAR Kİ, ELBETTE İTİRÂZ EDECEK BİR YANI YOK.
İSÂ'NIN TÂKİPÇİLERİ İLE MUSÂ'NIN TÂKİPÇİLERİ ARASINDA BİR SÜRTÜŞME YARATAN HUSUSLARDAN BİRİ DE, "SÜNNET"! MESELESİ.
- "Yahudiye'den gelen bazı kişiler Antakya'daki kardeşlere, 'Siz Musa'nın töresi uyarınca sünnet olmadıkça kurtulamazsınız,' diye öğretiyorlardı."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 15. BÂB , 1)
BİZ MÜSLÜMANLARDA SÜNNET, GERÇEKTEN "SÜNNET"TİR, YÂNİ PEYGAMBERİMİZİN SÜNNETİDİR, FARZ DEĞİLDİR, AMA KESİNLİKLE UYGULANIR. KAYNAĞI, OĞLU İSMÂİL'İN BAĞIŞLANMASI ÜZERİNE, KENDİNDEN BİR FEDÂKÂRLIKTA BULUNMAK İSTEYEN HAZRET-İ İBRÂHİM'İN, KENDİSİNİ VE OĞLUNU SÜNNET ETMESİNE KADAR UZANIR... OLAY TEVRAT'TA ŞÖYLE GEÇER : ALLAH ONUN ABRAM OLAN ADINI, İBRÂHİM'E (CUMHURUN BABASI) ÇEVİRİR. KENDİSİ 99, KARISI SÂRÂ 90 YAŞINDA İKEN ONA İSHAK'I MÜJDELER, BUNUN ÜZERİNE İBRÂHİM DE SÜNNETE KARAR VERİR... BİLİNDİĞİ ÜZRE, ALLAH'IN EMİRLERİ FARZ, PEYGAMBERLERİN KENDİ İSTEKLERİ İLE ÜSTLENDİKLERİ İBÂDETLER SÜNNETTİR. TIPKI FARZ NAMAZLAR, SÜNNET NAMAZLAR GİBİ... BU YÜZDEN O AMELİYATA "SÜNNET" DENMİŞTİR. ANCAK ESKİ AHİT, BUNU İBRÂHİM'E ALLAH'IN EMRETTİĞİNİ YAZIYOR :
- "Ve İbrâhim, oğlu İsmâil'i, ve evinde doğanların hepsini, ve parası ile satın alınanların hepsini, İbrâhim evinin adamları arasında her erkeği aldı, ve Allah'ın kendisine söylemiş olduğu gibi, aynı o günde gulfeleri etinde sünnet etti. Ve İbrâhim gulfe etinde sünnet olunduğu vakit 99 yaşında idi. Ve oğlu İsmâil gulfesinin etinde sünnet olunduğu vakit 13 yaşında idi. İbrâhim ve İsmâil aynı o günde sünnet olundular."
(TEKVİN , 17. BÂB , 23-26)
HEM YAHUDİLER, HEM HIRİSTİYANLAR, KÖLE HACER'DEN DOĞMA İSMÂİL ALEYHİSSELÂM'I HEP ARKA PLÂNA ATARLAR.
HATTÂ ESKİ AHİT'İN BİR ÇOK YERİNDE İSHAK ALEYHİSSELÂM İÇİN HAZRET-İ İBRÂHİM'İN "BİRİCİK OĞLU" TÂBİRİ GEÇER. HALBUKİ YİNE ELLERİNDEKİ KİTAP BAŞKA YERLERDE İSMÂİL'İ ÖVER... ALLAH HAZRET-İ İBRÂHİM'E İSHÂK'I MÜJDELEDİĞİ GÜN, BAKIN, İSMÂİL HAKKINDA NE VAHYETMİŞ :
- "VE İSMÂİL'E GELİNCE, SENİ İŞİTTİM!
İŞTE ONU MÜBÂREK KILDIM! VE ONU
SEMERELİ EDECEĞİM! VE ONU ZİYÂDESİYLE
ÇOĞALTACAĞIM! ONİKİ BEYİN BABASI
OLACAK! VE ONU BÜYÜK MİLLET EDECEĞİM!"
(TEKVİN , 17. BÂB , 20)
ALLAH'IN "İŞİTTİM" DEDİĞİ İBRÂHİM'İN DUASI İSE "KEŞKE, İSMÂİL SENİN ÖNÜNDE YAŞAYABİLSE!" ŞEKLİNDEDİR... ESKİ AHİT'TE HAZRET-İ İBRÂHİM'İN HÂCER'İ VE İSMÂİL'İ ÇÖLE GÖTÜRÜP, KÂBE'Yİ İNŞÂ ETMESİ KISSASI YOK... AMA İBRÂHİM'DEN HÂMİLE KALINCA HÂCER'İN ÇÖLE KAÇMASI VAR :
- "VE SARAY ONA CEFÂ ETTİ, VE HÂCER ONUN
YANINDAN KAÇTI. VE RABBİN MELEĞİ SUR YOLUNDA
OLAN PINARIN, ÇÖLDE SULAR PINARININ BAŞINDA
ONU BULDU. VE DEDİ: 'EY SARAY'IN CÂRİYESİ
HÂCER! NEREDEN GELDİN VE NEREYE GİDİYORSUN?'
VE DEDİ : 'BEN HANIMIM SARAY'IN YANINDAN
KAÇIYORUM.' RABBİN MELEĞİ ONA DEDİ:
'HANIMINA DÖN, VE ONUN ELİ ALTINDA BOYUN EĞ!'
VE RABBİN MELEĞİ DEDİ: 'İŞTE SEN GEBESİN.
VE BİR OĞUL DOĞURACAKSIN.
VE ONUN ADINI İSMÂİL KOYACAKSIN.
ÇÜNKÜ RAB SANA OLAN CEFÂYI İŞİTTİ,' (DEDİ.)"
(TEKVİN , 16. BÂB , 6-11)
İSMÂİL, "ALLAH İŞİTTİ" DEMEKTİR. ZEMZEM KUYUSUNUN ADI DA "BEER-LEHAY-ROİ" DİYE GEÇMEKTEDİR Kİ, "BENİ GÖREN HAYY ALLAH'IN KUYUSU" DEMEKTİR. (TEKVİN , 16. BÂB , 14)
O ANDAN SONRA HÂCER VE İSMÂİL SÂRÂ'NIN YANINDA GİBİ GÖRÜNÜYOR, AMA HAZRET-İ İBRÂHİM'İN DUASINDAN ANLIYORUZ Kİ, YANLARINDA DEĞİL, GURBETTELER.
SÜNNET KONUSUNA DÖNERSEK, SONUNDA ÇÖZÜMÜ YÂKUP BULUR... BU YÂKUP, YUHANNA'NIN KARDEŞİ, ÖLDÜRÜLEN YÂKUP MUDUR, İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN ANNE BİR KARDEŞİ YÂKUP MUDUR, BAŞKA BİR YÂKUP MUDUR, ANLAŞILMIYOR:
- "(Yâkup der ki: '... Kanımca diğer uluslardan Tanrı'ya dönenlere güçlük çıkarmamalıyız. Ancak putlara sunulup murdar hâle gelen etlerden, cinsel ahlâksızlıktan, boğularak öldürülen hayvanların etinden ve kandan sakınmaları gerektiğini onlara yazmalıyız.' (der.)"
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 15. BÂB , 19-20)
BU İFÂDE, "ALLAH'TAN BAŞKASININ ADINA KESİLEN, VE BOĞULARAK ÖLEN HAYVANLARIN ETİNİN YENMEMESİ VE KANIN HARAM OLMASI" YÖNÜNDEKİ ÂYETE UYGUN... AYRICA HER DİNDE OLDUĞU GİBİ ZİNÂ VE CİNSÎ SAPIKLIKLAR DA HARAM... ANCAK HIRİSTİYANLAR BU KURALLARI TAMÂMEN UNUTMUŞ BULUNUYORLAR... AIDS GİBİ, FRENGİ GİBİ HASTALIKLARA RAĞMEN, GAYRIMEŞRÛ İLİŞKİYE ÇOK KÜÇÜK YAŞTA BAŞLIYOR, SÜREKLİ ERKEK VE KADIN DEĞİŞTİRİYOR, HATTÂ BUNU EVLENDİKTEN SONRA DA SÜRDÜRÜYORLAR... ÜSTELİK YİNE BÜTÜN DİNLERDE GÜNAH SAYILMASINA RAĞMEN, HOMOSEKSÜELLİĞİ, ERKEK ERKEĞE, KADIN KADINA İLİŞKİYİ MUBAH, HATTÂ MEDENİYETİN İCÂBI GÖRÜP, ONLARA "DİNÎ NİKÂH" BİLE KIYIYORLAR!.. DİNE AYKIRI BİR DURUM NASIL "DİNÎ" HÂLE GETİRİLEBİLİR, NASIL KİLİSEDE VE PAPAZ TARAFINDAN YÖNETİLEN BİR TÖRENLE YAPILABİLİR, ASLA ANLAYAMIYACAĞIZ!.. AYNI ŞEKİLDE, KESİN HARAM OLMASINA RAĞMEN, KANI AKMASIN DİYE HAYVANLARI BAŞINA BALYOZLA VURUP ÖLDÜRÜYORLAR, SONRA DA KANLI ETİNİ YİYORLAR!
HER NEYSE!.. DAHA SONRA SAUL/PAUL/PAVLUS İLE BARNABAS ARASINDA SÜRTÜŞME ÇIKIYOR :
- "Bundan bir süre sonra Pavlus Barnaba'ya, 'Rabb'in sözünü duyurduğumuz bütün kentlere dönüp kardeşleri ziyaret edelim, nasıl olduklarını görelim,' dedi. Barnaba, Markos denilen Yuhanna'yı da yanlarında götürmek istiyordu. Ama Pavlus, Pamfilya'da kendilerini yüzüstü bırakıp birlikte göreve devam etmemiş olan Markos'u yanlarında götürmeyi uygun görmedi. Aralarında öylesine keskin bir anlaşmazlık çıktı ki, birbirlerinden ayrıldılar. Barnaba Markos'u alıp Kıbrıs'a doğru yelken açtı. Silas'ı seçen Pavlus ise, kardeşlerce Rabb'in lütfuna emanet edildikten sonra yola çıktı. Suriye ve Kilikya bölgelerini dolaşarak inanlı topluluklarını pekiştirdi."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 15. BÂB , 36-41)
DAHA SONRA PAVLUS SİLAS'LA BİRLİKTE LİDYA'YA GİDER, ORADA HAPSE ATILIR. ANCAK DEPREM OLUP KAPILAR VE ZİNCİRLER AÇILIR, AMA PAVLUS KAÇMAZ. (RESÜLLERİN İŞLERİ ,
16. BÂB , 16-40) BU KISSA DA BİZE PETRUS'UN HAPİSTEN KURTULUŞUNU HATIRLATIYOR. (RESÜLLERİN İŞLERİ , 5. BÂB , 17-26)... "AYNI MUCİZE İKİ KERE TEKRARLANMAZ," PRENSİBİNDEN HAREKET EDEREK EN AZINDAN BUNUN GERÇEK OLMADIĞINI SANIYORUZ. AYRICA, AKLIMIZA HAZRET-İ İSÂ'NIN YAKALANDIĞI ZAMAN EN AZ BİR GECE HAPİSTE KALDIĞI GELİYOR. MELEKLER ONA KAPILARI AÇMIYOR DA, ŞAKİRTLERİNE Mİ AÇIYOR?.. GENE DE DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
HAKKINDA LÂF EDİYORUZ AMA, SAUL/PAUL/PAVLUS DAHİ, BUGÜNÜN PAPAZLARINDAN DAHA TUTARLI KONUŞMALAR YAPMIŞTIR. HELE MİSYONER PASTÖRLER, ONUN ELİNE SU BİLE DÖKEMEZ... BAKIN, ATİNA'DAKİ BİR VAAZINDA NE DEMİŞ:
- "Ey Atinalılar, sizin her bakımdan çok dindar olduğunuzu görüyorum. Ben çevrede dolaşırken, tapındığınız yerleri incelerken üzerinde,`BİLİNMEYEN TANRI'YA' diye yazılmış bir sunağa bile rastladım. Sizin bilmeden tapındığınız bu Tanrı'yı ben size tanıtayım."
- "Dünyâyı ve içindekilerin tümünü yaratan, göğün ve yerin Rabbi olan Tanrı, elle yapılmış tapınaklarda oturmaz! Herkese yaşam, soluk ve her şeyi veren Kendisi olduğuna göre, bir şeye gereksinmesi varmış gibi O'na insan eliyle hizmet edilmez. Tanrı, tüm ulusları bir tek insandan türetti ve onları yeryüzünün dört bir bucağına yerleştirdi. Ulusların var olacağı belirli süreleri ve yerleşecekleri bölgelerin sınırlarını önceden saptadı. Bunu, kendisini arasınlar ve el yordamıyla da olsa bulabilsinler diye yaptı. Aslında Tanrı hiçbirimizden uzak değildir. Nitekim, `O'nda yaşıyor ve deviniyoruz; O'nda varız.' Ozanlarınızdan bazılarının belirttiği gibi, `Biz de O'nun soyundanız.' Tanrı'nın soyundan olduğumuza göre, Tanrısal özün, insan düşüncesi ve becerisiyle biçimlendirilmiş altın, gümüş ya da taştan bir nesneye benzediğini düşünmemeliyiz. Tanrı, geçmiş dönemlerin bilgisizliğini görmezlikten geldi; ama şimdi her yerde herkesin tövbe etmesini buyuruyor. Çünkü dünyâyı, atadığı Kişi aracılığıyla adaletle yargılayacağı günü saptamıştır. Bu Kişi'yi ölümden diriltmekle bunun güvencesini herkese vermiştir."
- "Ölülerin dirilmesiyle ilgili sözleri duyunca kimi alay etti, kimi de, 'Seni bu konuda bir daha dinlemek isteriz,' dedi. (RESÜLLERİN İŞLERİ , 17. BÂB , 22-32)
BİZİM İNANCIMIZA UYGUN LÂFLAR DA VAR, OLMAYANLARI DA VAR. AMA KENDİ İÇİNDE TUTARLI BİR VAAZ.
YAHU, BİZ HAZRET-İ ÖMER'İN, HAZRET-İ ALİ'NİN BİLE SÖZLERİNİ, YAPTIKLARINI TARTIŞAN İNSANLARIZ. SAUL'ÜNKİ Mİ TÜMDEN İLÂHÎ SÖZ SAYACAĞIZ?.. MÜMKÜN DEĞİL!
GÖĞÜ, YERİ, VE ARALARINDAKİNİ YARATAN ALLAH'I ÖVMESİ YERİNDE. BU HUSUSTA PEK ÇOK KUR'AN ÂYETİ VARDIR... BİR İKİ TANESİNİ VERELİM :
- "BİZ GÖĞÜ, YERİ VE ARALARINDAKİNİ BOŞ YERE
HALK ETMEDİK. BU İDDİA, KÂFİRLERİN ZANNIDIR."
(SÂD SÛRESİ, 27. ÂYET)
- "BİZ GÖĞÜ, YERİ VE ARALARINDAKİNİ ABES VE
BÂTIL YERE YARATMADIK. ŞÂYET EĞLENCE
İSTESEYDİK, ELBETTE ONU KENDİ LEDÛNÜMÜZDEN
İNDİRİRDİK. FAKAT BÖYLE BİR İŞ EDİCİLERDEN
DEĞİLİZ." (ENBİYÂ SÛRESİ, 16. ÂYET)
- "BİZ GÖKLERİ, YERİ VE ARALARINDAKİ BOŞU
BOŞUNA HALK ETMEDİK. İKİSİNİ DE ANCAK GERÇEK
BİR SEBEB İLE HALK ETTİK. FAKAT ÇOĞU İNSANLAR
BİLMEZLER." (DUHAN SÛRESİ, 38-39. ÂYETLER)
- "GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA, HEPSİ O'NUN
MÜLKÜDÜR. NEZDİNDEKİLER O'NA İBÂDET ETMEKTEN
ASLA KİBİRLENMEZLER, VE USANMAZLAR! FÜTUR
DUYMAKSIZIN GECE-GÜNDÜZ O'NU TESBİH EDERLER."
(ENBİYÂ SÛRESİ, 18-20. ÂYETLER)
O YERE, GÖĞE SIĞMAZ, BİR EVDE OTURMAZ, HİÇ BİR ŞEYE İHTİYÂCI YOKTUR, AMA HER ŞEYİN O'NA İHTİYÂCI VARDIR. ALLAHÜSSAMED... BUNLAR, KUR'AN ÂYETLERİNDE BELİRTİLMİŞ HUSUSLAR.
BÜTÜN İNSANLARI TEK BİR İNSANDAN TÜRETTİ. ONLARI YERYÜZÜNE DAĞITTI. KİMİN NEREDE OLDUĞUNU DA BİLİR...
- "YERYÜZÜNDE YÜRÜYEN BÜTÜN HAYVANLARIN RIZKI
ALLAH TARAFINDANDIR. ONLARIN DURACAK YERLERİNİ DE,
EMÂNET EDİLEN YERLERİNİ DE BİLİR. BUNLARIN HEPSİ
KİTAPTA ÂŞİKÂRDIR."
KİTAP ... HANGİ KİTAP? ...LEVH-İ MAHFUZ... VE KİTAPTA NE OLUR? YAZI... ALLAH "NUN VEL KALEM" DER... HARFLER VE KALEMDEN YAZI DOĞAR!.. PEKİ, YAZIDA NELER VARDIR?.. CÜMLELER!.. CÜMLELERDE NE VARDIR?.. KELİMELER!.. HİÇ BİR KİTAP, HİÇ BİR ZAMAN, BİR TEK KELİMEDEN OLUŞMAZ!.. İSÂ O KELİMELERDEN SÂDECE BİR TÂNESİDİR!.. BUNU DA BİR KERE HATIRLATALIM!
ALLAH BÜTÜN VARLIKLARI KENDİSİNE YÖNELSİNLER, İBÂDET ETSİNLER DİYE YARATTI :
- "BEN CİNLERİ DE, İNSANLARI DA ANCAK BANA İBÂDET
ETSİNLER DİYE HALK ETTİM. YOKSA ONLARDAN NE RIZIK,
NE BANA YEMEK YEDİRMELERİNİ İSTEMİYORUM."
(ZÂRİYÂT SÛRESİ, 56-57. ÂYETLER)
SÂDE İNSANLAR DEĞİL, KÂİNATTA NE VARSA ALLAH'A BOYUN EĞER, SECDE EDER.
- "BİLMEZ MİSİN Kİ, GÖKLERDE VE YERDE BULUNANLAR, GÜNEŞ,
AY, YILDIZLAR, DAĞLAR, AĞAÇLAR, HAYVANLAR VE ÇOĞU
İNSANLAR ALLAH'A SECDE EDİYORLAR. BİR ÇOK İNSANLARIN
DA (SECDEDEN KAÇINDIKLARI İÇİN) ÜZERLERİNE AZÂP
HÜKMOLUNMUŞTUR! ... " (HACC SÛRESİ, 18. ÂYET)
- "GÖRMEDİN Mİ Kİ, GÖKLERDE VE YERDEKİLER VE SAF SAF
KANATLARINI AÇIP UÇAN KUŞLAR, ALLAH'I TESBİH EDİYOR?
VE HER BİRİ SALÂT VE TESBİHLERİNİ BİLİYOR. ... GÖKLERİN
VE YERİN MÜLKÜ ALLAH'INDIR! DÖNÜŞ ANCAK ALLAH'ADIR!"
(NUR SÛRESİ, 41-42. ÂYETLER)
PAVLUS, VAAZINDA "TANRI HİÇ BİRİMİZDEN UZAK DEĞİLDİR," DEMİŞ... DOĞRUDUR, ALLAH BİZE ŞAHDAMARIMIZDAN YAKINDIR. (ÂYET)
ANCAK PAVLUS'UN SÖYLEDİKLERİNDE VAHİYE UYMAYANLARDA VAR. MESELÂ "O'NUN SOYUNDANIZ," NE DEMEK?.. ALLAH'IN SOYU SOPU MU VAR?.. TEYZESİ, HALASI, OĞULLARI, KIZLARI MI VAR?... HÂŞÂ!.. ANCAK O'NUN RUHUNU TAŞIYAN ÂDEM'İN SOYUNDANIZ!.. BU DA NE BÜYÜK LÜTUFTUR!..
BİR DE YARGI GÜNÜ İÇİN İSÂ'YI ARACI SEÇTİĞİNİ SÖYLEMİŞ Kİ, BU DA DOĞRU DEĞİL!.. ALLAH HESAP GÜNÜ ÖYLE ARACI FALAN KULLANMAZ!.. SÂDECE İNSANLARI YARGILAMAKLA DA KALMAZ, PEYGAMBERLERİ BİLE SORGUYA ÇEKER... VE BUNA İSÂ ALEYHİSSELÂM DA DÂHİLDİR!.
- "ALLAH PEYGAMBERLERİ TOPLADIĞI GÜN,
'(TEBLİĞ ETTİĞİNİZDE) NE CEVAP ALDINIZ?'
BUYURACAK. ONLAR DA, 'BİZİM HİÇ BİR
BİLGİMİZ YOK. ŞÜPHESİZ HER TÜRLÜ GAYBI
KEMÂLİYLE BİLEN ANCAK SENSİN,'
DİYECEKLERDİR."
- "ALLAH O ZAMAN, 'EY MERYEM'İN OĞLU İSÂ,'
BUYURACAK, 'SENİN VE ANANIN ÜZERİNDEKİ
NİMETİMİ AN!
- HANİ SENİ RUHULKÜDS'LE KUVVETLENDİRMİŞTİM.
BEŞİKTEYKEN DE, YETİŞKİN İKEN DE İNSANLARLA
KONUŞUYORDUN.
- HANİ SANA KİTÂBI, HİKMETİ, TEVRAT VE İNCİL'İ
ÖĞRETMİŞTİM.
- HANİ İZNİMLE ÇAMURDAN KUŞ ŞEKLİNDE BİR ŞEY
YAPMIŞTIN. ONA ÜFLÜYORDUN DA, İZNİMLE BİR
KUŞ OLUVERİYORDU.
- (HANİ) ANADAN DOĞMA KÖRÜ, ABRAŞI DA İZNİMLE İYİ
EDİYORDUN.
- GENE İZNİMLE ÖLÜLERİ (DİRİ) ÇIKARIYORDUN.
VE HANİ SENDEN İSRÂİLOĞULLARI'NI DEFETMİŞTİM.
'BU APAÇIK BİR SİHİRDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR,'
DEMİŞLERDİ,' (DİYECEK.)"
- "VE HANİ HAVÂRİLERE, 'BANA VE RESULÜME
İMÂN EDİN,' DİYE İLHAM ETMİŞTİM. ONLAR DA,
'İMÂN ETTİK. SEN DE ŞÂHİT OL Kİ, BİZ
MÜSLÜMANLARIZ,' DEMİŞLERDİ."
(MÂİDE SÛRESİ, 109-111. ÂYETLER)
- "ALLAH, 'EY MERYEM'İN OĞLU İSÂ!.. İNSANLARA
ALLAH'I BIRAKIP TA, BENİ VE ANAMI İKİ İLÂH
EDİNİN, DİYE SÖYLEDİN MİYDİ?' BUYURDUĞU
ZAMAN, 'SENİ TENZİH EDERİM. HAK OLMAYAN SÖZÜ
SÖYLEMEK BANA YARAŞMAZ. ŞÂYET BEN ONU SÖYLEMİŞ
OLSAYDIM, ELBETTE SEN BİLİRDİN. SEN NEFSİMDEKİ
HER ŞEYİ BİLİRSİN, AMA BEN, ZÂTINDA OLANI BİLMEM.
ŞÜPHESİZ SEN HER TÜRLÜ GAYBI BİLENSİN,' DER."
- "(İSÂ,) 'BEN ONLARA ANCAK BANA EMRETTİĞİNİ
SÖYLEDİM. RABBİM VE RABBİNİZ OLAN OLAN ALLAH
İBÂDET EDİN, (DEDİM.) İÇLERİNDE BULUNDUĞUM
MÜDDETÇE GÖZETLEYEN VE HALLERİNİ DENETLEYEN
BENDİM. FAKAT VAKTÂ Kİ SEN BENİ ALDIN,
ONLARI MURAKABE EDECEK ANCAK SEN KALDIN.
VE SEN HER ŞEYİ HAKKIYLE ŞÂHİTSİN!' (DER.)"
- " (İSÂ,) 'ŞÂYET SEN ONLARA AZÂBEDERSEN, ŞÜPHE YOK
Kİ, ONLAR SENİN KULLARINDIR. VE EĞER MAĞFİRET
EDERSEN... GENE ŞÜPHE YOK Kİ, AZİZ VE HAKÎM
SENSİN,' (DER.)"
- " ALLAH BUYURUR: 'BUGÜN O GÜNDÜR Kİ, GERÇEK
SÖYLEYENLERİN SADÂKATLERİ KENDİLERİNE FAYDA
VERİR. ONLAR İÇİN ALTINDAN IRMAKTAN AKAN
CENNETLER VARDIR. VE ORADA EBEDİYYEN
KALICIDIRLAR.' ALLAH ONLARDAN RÂZI OLDU. ONLAR
DA ONDAN HOŞNUT OLDULAR. VE İŞTE EN BÜYÜK
FEVZ BUDUR."
(MÂİDE SÛRESİ, 116-119. ÂYETLER)
GÖRDÜNÜZ GİBİ, ÖYLE İSÂ'YA İNANDI DİYE, İNSANLARIN SONRADAN YEDİĞİ HALTLARIN BAĞIŞLANMASI FALAN DA YOK!.. HEPSİ ALLAH'IN TAKDİRİNE KALMIŞ!.. ÖYLE "İSÂ BİZİM GÜNAHLARIMIZI ÜSTLENDİ, O YÜZDEN ÇARMIHTA CAN VERDİ," DEYİP PAÇAYI SIYIRMAK TA YOK!..
- "KİMSE KİMSENİN GÜNÂHINI YÜKLENMEZ.
İNSAN İÇİN KENDİ SÂ'YİNDEN BAŞKA(SI) YOKTUR.
SÂ'Yİ (İŞLEDİĞİ) DE MUTLAKA GÖRÜLECEK.
SONRA SÂ'YİNE GÖRE TAMÂMİYLE MUKABELE GÖRECEKTİR."
(NECM SÛRESİ, 37-41. ÂYET)
DAHA SONRA PAVLUS KORİNT'E GİDER, ORADAN ANTAKYA'YA, KUDÜS'E GELİR, SONRA TEKRAR ANTAKYA'YA DÖNER. BU ARADA APOLLOS ADLI BİR YAHUDİ (VEYÂ GREK) EFES'E GELİR, VE HALKI KENDİ BİLDİĞİ ŞEKİLDE YAHYA ALEYHİSSELÂM'IN YAPTIĞI GİBİ VAFTİZ EDER. BİR SÜRE SONRA PAVLUS TA EFES'E GELİR, VE... BUNDAN SONRASI ENTERESAN :
- "(Pavlus) ... onlara, 'İman ettiğiniz zaman Kutsal Ruh'u aldınız mı?' diye sordu. 'Kutsal Ruh diye birinin varlığını duymadık ki!' dediler. 'Öyleyse neye dayanarak vaftiz oldunuz?' diye sordu. 'Yahya'nın öğretisine dayanarak vaftiz olduk,' dediler. Pavlus, 'Yahya'nın yaptığı vaftiz, tövbeyle ilgili bir vaftizdi,' dedi. 'Halka, kendisinden sonra Gelecek Olan'a, yani İSÂ'ya inanmalarını söyledi. ' Onlar bunu duyunca, Rab İSÂ'nın adıyla vaftiz oldular. Pavlus ellerini onların üzerine koyunca Kutsal Ruh üzerlerine indi ve bilmedikleri dillerde konuşup peygamberlik etmeye başladılar. Aşağı yukarı on iki kişiydiler." (RESÜLLERİN İŞLERİ , 19. BÂB , 3-7)
ŞİMDİ BUNA İNANMANIN İMKÂNI VAR MI?.. KUTSAL RUH, RUHULKUDS, VEYÂ CEBRÂİL, PAVLUS'UN ELİNİN ALTINDA GEZİYOR, O ELİNİ KİMİN BAŞINA KOYARSA, ORAYA İNİYOR, VE O KİŞİ HEMEN "PEYGAMBER" KESİLİYOR!.. YAHU, BUNU HAZRET-İ İSÂ BİLE YAPMAMIŞ, BÖYLE BİR ŞEY İDDİA ETMEMİŞTİR!.. O KİMSEYİ KENDİ ADINA VAFTİZ ETMEMİŞTİ Kİ!.. ÜSTELİK YANINDA BULUNAN EN SÂDIK ŞAKİRTLERİNİ BİLE "SÜRÇECEKSİNİZ," DİYE AZARLAMIŞTI. "BEN GİDECEĞİM, PARAKLETEUS GELECEK," DEMİŞTİ. HADİ, PARAKLETEUS'U "KUTSAL RUH" OLARAK KABUL ETTİNİZ, HİÇ BİR DÖNEMDE KUTSAL RUH GELİP, "İŞTE GELDİM, HADİ İŞBAŞINA," DEMEMİŞ Kİ!. İSÂ'NIN ONLARA GÖRÜNDÜĞÜNÜ İDDİA ETTİKLERİ DURUMLARDA BİLE "KUTSAL RUH'U DA BERÂBERİNDE GETİRDİ," VEYÂ "ÜÇ GÜN SONRA GÖNDERDİ," GİBİ BİR DURUM YOK!.. NEREDEN ÇIKIYOR BU KUTSAL RUH BOLLUĞU?.. ÂDETÂ ENFLÂSYON HÂLİNDE!.. HER YERDE,. HER ZAMAN KUTSAL RUH'LA DOLAŞAN İNSANLAR!.. PEYGAMBERLER BİLE BÖYLE BİR LÛTFA MAZHAR OLMAMIŞTI!..
PEYGAMBERİMİZ HAZRET-İ MUHAMMED, BİR DÖNEM VAHİY GELMEMESİ ÜZERİNE ÜZÜLMÜŞ, BUNUN ÜZERİNE ŞÖYLE BİR ÂYET İNMİŞTİ:
- "(CEBRÂİL DEDİ Kİ:) BİZ MELEKLER, ANCAK RABBİNİN
EMRİYLE İNERİZ. ÖNÜMÜZDE, ARDIMIZDA VE İKİSİNİN
ARASINDA NE VARSA, HEPSİ ALLAH'INDIR. SENİN
RABBİN UNUTKAN DEĞİLDİR." (MERYEM SÛRESİ , 64. ÂYET)
İKİNCİ HUSUS, HATIRLAYACAKSINIZ, HAZRET-İ YAHYA İLE HAZRET-İ İSÂ AYNI GÜNLERDE, AMA FARKLI YERLERDE VAAZ VERİYORLARDI. HER İKİSİNİN DE KENDİ MÜRİTLERİ, ŞAKİRTLERİ VARDI. ALLAH İKİSİNİ DE AYNI KELİMELERLE TÂZİZ ETMİŞTİ. ARALARINDAKİ TEK FARK,
HAZRET-İ YAHYA'NIN HAZRET-İ İSÂ GİBİ MUCİZELER GÖSTERMEMESİ İDİ... SİZ, HİÇ BİR YERDE, BUNA İNCİL VERSİYONLARI DA DÂHİL, HAZRET-İ İSÂ'NIN, YAHYA ALEYHİSSELÂM'IN VAFTİZİNİ BOZDUĞUNU, BİR İNSANA "SENİN VAFTİZ OLMAMIŞ, GEL BİR DE BEN VAFTİZ EDEYİM," DEDİĞİNE RASTLADINIZ MI?.. İS'A'NIN YAPMADIĞINI, PAVLUS NASIL CESÂRET EDER DE, YAPAR?..
ESAS OLAN, PEYGAMBER-KÂHİN FALAN OLMAK DEĞİL, TEK ALLAH'A İYMAN ETMEKTİR. YEKTİR ALLAH, O'NDAN AYRI TANRI YOK!.. YAHYA'NIN ÖĞRETİLERİYLE YAPILAN VAFTİZ, İNSANLARI PUTA TAPMAKTAN TEK TANRI'YA DÖNDÜRMÜŞSE, MAKBULDÜR. KİMSENİN BUNA "OLMAMIŞ," DEME HAKKI YOKTUR. HAA, SEN DE KALKAR, İSÂ'NIN, MUSÂ'NIN ÖĞRETİLERİYLE BUNA KATKIDA BULUNURSUN. ONA BİR ŞEY DEMEYİZ!.. AMA "OLMAMIŞ," DEMEK, YANLIŞTIR!.. YİNE DE EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
PETRUS'DAN SONRA ÖLÜ DİRİLTME İŞİNİ PAVLUS TA YAPAR, TROAS ŞEHRİNDE :
- "Eftikus adlı bir delikanlı pencerede oturuyordu. Pavlus konuşmasını uzattıkça Eftikus'un uykusu bastırdı. Uykuya dalınca da ikinci kattan aşağı düştü ve yerden ölü olarak kaldırıldı. Aşağı inen Pavlus delikanlının üzerine kapanıp onu kucakladı. 'Telaşlanmayın, yaşıyor!' dedi. Sonra yukarı çıkıp ekmek böldü ve yemek yedi. Gün doğuncaya dek onlarla uzun uzun konuştu, sonra oradan ayrıldı. Çocuğu diri olarak evine götüren imanlılar bu olaydan büyük cesaret aldılar." (RESÜLLERİN İŞLERİ , 20. BÂB , 9-12)
BURADA İYİ NİYETLE SÖYLEYEBİLECEĞİMİZ TEK ŞEY, ÇOCUĞUN ÖLMEMİŞ OLDUĞU VE İLK BAKANLARIN ONU ÖLÜ SANDIĞI ŞEKLİNDEDİR...
YOKSA, HÂŞÂ, PAVLUS'UN EFTİKUS'U DİRİLTTİĞİNİ KABUL EDERSEK, HAZRET-İ İSÂ'YA BAHŞEDİLMİŞ O YÜCE KUDRETİN, RASTGELE HERKESİN KULLANABİLECEĞİ BİR KUDRET OLDUĞUNA İNANMAK GEREKİR, Kİ BU, EN AZINDAN HAZRET-İ İSÂ'YA HAKSIZLIK, İFTİRA, HAKARET OLUR!.. CÜMLEYE BAKARSANIZ, KUDRET İSÂ'DA, VE HIRİSTİYAN İNANCINA GÖRE, O KENDİNE İNANANLARA BUNU RUHULKUDÜS'LE BİRLİKTE VERİYOR!.. ALLAH BİZLERİ İSÂ ALEYHİSSELÂM'A BÖYLE BİR İFTİRADA BULUNMAKTAN KORUSUN!..
"RESÜLLERİN İŞLERİ" BÖLÜMÜNÜN 20. BÂB'INDAN İTİBÂREN BİRİSİ "BİZ" DEMEĞE BAŞLIYOR... "GİTTİK, YAPTIK, ETTİK," GİBİ İFÂDELER KULLANIYOR. ACABA BU LUKA MIDIR, BAŞKA YAZARLAR MIDIR, BİLİNMEZ.
DAHA SONRA PAVLUS, KUDÜS'E GELİR. YAZARIN İDDİASINA GÖRE, BAŞINA GELECEKLERİ BİLDİĞİ HALDE GELİR... ORADA YAHUDİLER TARAFINDAN TUTUKLANIR. ROMALI VÂLİNİN, YAHUDİ KRALI HEROD AGRİPPA'NIN HUZURUNA ÇIKARILIP MAHKEME EDİLİR. PAVLUS, HEP SAUL İKEN NASIL İSÂ'NIN KENDİSİNE GÖRÜNÜP İYMANA GETİRDİĞİNİ ANLATIR. ROMA VATANDAŞLIĞINI KULLANIR. SONUNDA ROMA'YA GÖNDERİLMESİNE KARAR VERİLİR. "BİZ" DİYEN YAZARLARLA BERABER EDREMİT GEMİSİNE BİNDİRİLİR, YOLA ÇIKARLAR. YOLDA FIRTINAYA TUTULURLAR, MALTA ADASINA SIĞINIRLAR. ORADA ÜÇ AY KALIP SONRA İSKENDERİYE GEMİSİYLE ROMA'YA GİDERLER. ORADA MAHKEME EDİLİRLER, PAVLUS KENDİNİ SAVUNUR, VAAZ VERİR. (RESÜLLERİN İŞLERİ , 21. BÂB , 9-12 / 22-28. BÂBLAR)
"RESÜLLERİN İŞLERİ" BÖLÜMÜ ORADA BİTİYOR!.. TIPKI MATTA'NIN İNCİLİ'Nİ HAVADA BIRAKMASI GİBİ, LUKA VEYÂ BAŞKA YAZARLAR PAVLUS'UN MENKIBESİNİ DE HAVADA BIRAKMIŞLAR. BELKİ ONA DA "GÖĞE ALINDI" HAVASI VERMEK İSTEMİŞLER, BİLEMİYORUZ...
ASLINDA "RESÜLLERİN İŞLERİ" ADLI BU BÖLÜM, "RESÜL" DİYE ADLANDIRILAN HIRİSTİYANLIĞIN ONBİR HAVÂRİSİNİ DEĞİL; HEMEN TÜMÜYLE O "ONBİRE DÂHİL OLMAYAN" PAVLUS'U ANLATIYOR!.. YAZAR KİMSE, PAVLUS'E İLTİMAS ETMİŞ!.. SÂDECE BAŞLARDA, İSÂ'YI ÜÇ KERE İNKÂR ETMİŞ OLAN PETRUS İLE YUHANNA'NIN MENKIBELERİ VAR. BİR DE YÂKUB'UN ÖLDÜRÜLMESİ İLE TOMAS'TAN BİR-İKİ CÜMLE İLE BAHSEDİLMİŞ, O KADAR... EEE?.. GERİ KALAN ŞAKİRTLER (HAVÂRİLER) NEREDE?.. YOK!..
BİR KERE DAHA TEKRARLIYALIM Kİ, BU BÖLÜM "MENÂKIB-I PETRUS Ü PAVLUS", YÂNİ, PETRUS İLE PAVLUS'UN HAYAT HİKÂYELERİ... YAZAN DA, YAZILAN DA KUTSAL DEĞİL!..
BEN ŞİMDİ OTURUP, RENAN GİBİ HAZRET-İ İSÂ'NIN HAYAT HİKÂYESİNİ YAZSAM, KUTSAL BİRİ OLUR MUYUM?.. OLMAM!.. NİTEKİM RENAN DA KUTSAL RUH'UN İLHÂMINA MAZHAR OLMUŞ BİRİ SAYILMIYOR!.. YAZDIĞI "İSÂ'NIN HAYATI" (MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, FRANSIZ KLÂSİKLERİ NO. 99 , ANKARA 1964) ADLI KİTAP TA KUTSAL DEĞİL!.. O ZAMAN NEDEN LUKA VEYÂ BİR BAŞKASININ PAVLUS'UN HAYAT MÂCERÂSINI YAZDIĞI KİTAP, KUTSAL OLSUN?.. NİYE İÇİNDEKİ HER ŞEY TANRI SÖZÜ SAYILSIN?.. BÖYLE BİR ŞEY OLUR MU?..
BENİM YAZDIĞIM MEKTUPLAR KUTSAL DEĞİLSE, PAVLUS'UN YAZDIĞI
NEDEN KUTSAL SAYILSIN?.. EVET, BU MEKTUPLARIN İÇİNDE TEVRAT'TAN, İNCİL'DEN, PEYGAMBERLERE İNEN VAHİYLERDEN İBÂRELER OLABİLİR, ONLAR ELBETTE KUTSALDIR, AMA ONLAR PAVLUS'UH DEĞİL; İBRÂHİM'İN, İSHÂK'IN, MUSÂ'NIN, DÂVUD'UN, SÜLEYMÂN'IN, İSÂ'NIN AĞZINDAN DÖKÜLMÜŞTÜR. DEĞİŞMEDEN GELEBİLDİĞİ NİSBETTE KUTSALDIR. AMA PAVLUS BİRİSİNE "MERHABA, NASILSIN, İYİ MİSİN?" DİYE YAZSA, BUNUN NERESİ KUTSALDIR? BİZ ŞİMDİ BURADA SAYFALARCA YAZI YAZDIK, BU YAZIDA VERDİĞİMİZ ÂYETLERDEN, ALLAH KELÂMINDAN BAŞKA, KUTSAL BİR ŞEY VAR MI? YOK!.. HEPSİ İNSAN ÜRÜNÜ... O YÜZDEN SIK SIK "DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR," DEYİP SÖZÜ BAĞLADIK.
ZÂTEN SELÂNİKLİLERE 2. MEKTUP VE KOLOSELİLERE MEKTUB'UN PAVLUS'A ÂİT OLDUĞU ŞÜPHELİDİR... BUNLARIN PAVLUS'UN BİR ÖĞRENCİSİ TARAFINDAN YAZILDIĞI SANILMAKTADIR... BİR DE BAŞI KESİLEN YÂKUB'UN KARDEŞİ YAHUDA'NIN MEKTUBUVARDIR.
KESİNLİKLE PAVLUS TARAFINDAN YAZILMADIĞI BİLİM ADAMLARI TARAFINDAN KANITLANMIŞTIR!.. HALBUKİ BU DÖRT MEKTUP ASIRLAR BOYU "KUTSAL METİN" ADDEDİLMİŞTİR. HÂLÂ DA ÖYLEDİR.
AYRICA KİLİSE,
BÖLÜMLERİNİ, UZUN SÜRE YENİ AHİT'E DÂHİL ETMEMİŞTİR!.
ETSE NE OLUR, ETMESE NE OLUR?.. "KİLİSE"NİN, PAPA'NIN "KUTSAL" DEMESİYLE, BİR ŞEY KUTSAL OLUR MU HİÇ?..
ÖTE YANDAN, YAHUDİLER'İN HAZRET-İ İSÂ'YI REDDETTİKLERİ GİBİ, HIRİSTİYANLAR DA
HAZRET-İ MUHAMMED'İ VE KUR'AN-I KERİM'İ REDDETSELER, ONUN HAKİKATİNE HALEL GELİR Mİ HİÇ?.. KUR'AN'IN KUTSALLIĞI ORTADAN KALKAR MI HİÇ???
ŞU HALDE YAPILMASI GEREKEN NEDİR?.. ÖYLE MEKTUPLARLA, MUCİZELERLE, RİVÂYETLERLE, EFSÂNELERLE, HURÂFELERLE UĞRAŞMAYI BIRAKIP,
- "SİZDEN HER BİRİNİZ İÇİN BİR ŞERİAT VE BİR YOL
BELİRLEMİŞİZDİR. ALLAH İSTESEYDİ, HEPİNİZİ TEK
BİR ÜMMET YAPARDI. FAKAT SİZE VERDİĞİ İÇİNDE
SINAMAK İSTEDİ. ÖYLE İSE HAYIR İŞLERİNE KOŞUN."
(MÂİDE SÛRESİ , 48. ÂYET)
ÂYETİNİN HÜKMÜ VE EMRİ GEREĞİNCE;
YAHUDİLER ,
- "BİZ TEVRAT'TA İSRÂİLOĞULLARI ÜZERİNE FARZ ETTİK: CANA
CAN, GÖZE GÖZ, BURUNA BURUN, KULAĞA KULAK, DİŞE DİŞ...
YARALAR BİRBİRİNE KISASTIR. KİM ONU AFVEDERSE , O
(DAVRANIŞI KENDİ) GÜNÂHINA KEFFÂRET OLUR. VE KİM ALLAH'IN
İNZÂL ETTİĞİ İLE HÜKMETMEZSE, İŞTE ONLAR ZÂLİMLERDİR."
ÂYETLERİ MUCİBİNCE TEVRAT HÜKÜMLERİNİ UYGULAMAKLA YÜKÜMLÜDÜRLER...
VE HIRİSTİYANLAR ,
- "ARKADAN DA, DAHA ÖNCE İNZÂL ETTİĞİMİZ TEVRAT'I TASDİK
EDİCİ OLARAK, İSÂ'YI GÖNDERDİK. VE ONA İNCİL'İ VERDİK,
Kİ İÇİNDE HİDÂYET VE NUR VARDIR. KENDİNDEN ÖNCE İNEN
TEVRAT'I TASDİK EDER, VE MUTTAKİLER İÇİN BİR HİDÂYET
VE MEV'IZADIR."
- "İNCİL EHLİ, ALLAH'IN İNCİL'DE İNZÂL ETTİĞİ İLE
HÜKMETSİN! KİM ALLAH'IN İNZÂL ETTİĞİ İLE
HÜKMETMEZSE, İŞTE ONLAR FÂSIKTIRLAR."
ÂYETLERİ MUCİBİNCE, İNCİL'DEKİ HÜKÜM VE EMİRLERİ UYGULAMAKLA YÜKÜMLÜDÜRLER.
VE MÜSLÜMANLAR ,
- "SANA DA HAK OLARAK .... KUR'AN'I GÖNDERDİK. O HALDE
ARALARINDA ALLAH'IN SANA İNZÂL ETTİĞİ İLE HÜKMET!.. SANA
GELEN HAKTAN MEYLEDİP, ONLARIN HEVESLERİNE UYLMA!.."
- "(EY İNSANLAR!) SİZDEN HER BİRİNİZ İÇİN BİR ŞERİAT, BİR
YOL TÂYİN ETTİK. ŞÂYET ALLAH DİLESEYDİ, SİZLERİ TEK BİR
ÜMMET YAPARDI! FAKAT (SİZLERİ) VERDİĞİ İLE DENEMEK İÇİN
(YAPMADI.) ÖYLEYSE HAYIRLI İŞLERE KOŞUN!.. HEPİNİZİN
DÖNÜŞÜ ALLAH'ADIR! O VAKİT, İHTİLÂF ETTİĞİHİZ ŞEYLERİ
SİZE HABER VERECEKTİR."
(MÂİDE SÛRESİ, 44-47. ÂYETLER)
ÂYETLERİ MUCİBİNCE KUR'AN HÜKÜM VE EMİRLERİNEİ UYMAK, ONLARI UYGULAMAK ZORUNDADIRLAR. BU EMİRLERE İNANMAYAN KÂFİR OLUR, İNANIP TA UYMAYAN FÂSIK OLUR!.. ALLAH HER İKİSİNDEN DE BİZLERE KORUSUN!
NE DERSİNİZ MİSYONERLER?..
MÜSLÜMANLARI KANDIRIP HIRİSTİYAN YAPMAYA UĞRAŞACAĞINIZA; KENDİNİZİ DÜZELTİP, İNCİL'E UYMAYA ÇALIŞSANIZ, DAHA DOĞRU OLMAZ MI?

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...