04 Haziran 2015

HZ. İSA MUAMMASI VE MESİH-MEHDİ MESELESİ 9 NCU BÖLÜM

HZ. İSA MUAMMASI VE MESİH-MEHDİ MESELESİ 
9 NCU BÖLÜM

İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN GÖĞE ÇEKİLMESİYLE İŞ BİTMİYOR, KONU KAPANMIYOR... YENİ AHİT'TE BİR DE "RESÜLLERİN İŞLERİ" BÖLÜMÜ VAR. BU BÖLÜM,İSÂ'NIN ŞAKİRTLERİNİN YAPTIĞI İŞLERİ ANLATIYOR. ASLINDA BU KONUDA BİR DİZİ FİLM YAPILMIŞTI. "İSÂ'DAN SONRA" (A.D.) ADIYLA 1986'DA VİDYO KASET DÜKKÂNLARINDA YER ALMIŞTI... HER NEYSE, BU BÖLÜM, "... BÜTÜN ŞEYLER HAKKINDA İLK KİTABI YAZDIM," (1. BÂB , 2) DİYE BAŞLIYOR, KİM YAZMIŞ, BİLİNMİYOR, ANCAK LUKA İNCİLİ'Nİ YAZAN KİŞİ OLDUĞU KANISI YAYGIN... M.S.60-100 ARASINDA YAZILDIĞI SANILIYOR... BU ARADA İLİŞKİ KURABİLMEK İÇİN BAHSETTİĞİMİZ DÖNEMLERDE HÜKÜM SÜRMÜŞ OLAN ROMA İMPARATORLARINI SIRALAMAK İSTİYORUZ:
AGUSTÜS ...... M.Ö. 27- M.S. 14
TİBERİUS ........ M.S. 14 - 37
KALİGULA .... M.S. 37 - 41
KLADİUS ....... M.S. 41 - 54
NERON ......... M.S. 54 - 68
GALBA ........... M.S. 69
OTHO ............. M.S. 69
VİTELLUS ............. 69
BU YIL, "DÖRT İMPARATOR
YILI" OLARAK BİLİNİR.
VESPASİAN ... M.S. 69 - M.S. 79
TİTUS ........ M.S. 79 - M.S. 81
DEMİTİAN .... M.S. 81 - M.S. 96
NERVA ....... M.S. 96 - M.S. 98
TRAJAN .... M.S. 98 - M.S. 117
HADRİAN ... M.S. 117 - M.S. 138
ANTONYUS PİUS ... M.S. 138 - M.S. 161
MARKUS AURELYUS ... M.S. 161 - M.S. 180
BU SONUNCULAR, "BEŞ İYİ İMPARATOR" OLARAK BİLİNİR.
ŞİMDİ "RESÜLLERİN İŞLERİ" BÖLÜMÜNDEN BÂZI KISA ALINTILAR YAPALIM :
- "(İSÂ) ELEM ÇEKTİKTEN SONRA KIRK GÜN
... ONLARA GÖRÜNEREK ... SÖYLEDİ VE
KENDİSİNİ ONLARA DİRİ GÖSTERDİ. ...
ONLARLA TOPLANIP YERUŞALİM'DEN
AYRILMASINLAR ... DİYE EMRETTİ."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 1. BÂB , 3-4)
- "BU ŞEYLERİ SÖYLEDİKTEN SONRA ...
YUKARI ALINDI ... İKİ BEYAZ ESVAPLI
KİŞİ DURUP DEDİLER. ..."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 1. BÂB , 9-10)
HEMEN BELİRTELİM, BU YAZILANLAR DA, DÖRT İNCİL GİBİ, RİVÂYETLERİN DERLENMESİNDEN OLUŞMUŞTUR. DÖRT İNCİL'İN BÜYÜK KISMI, "KISÂS-I İSÂ"DAN (İSÂ'NIN HAYAT HİKÂYESİ) İBARETTİR. RESÜLLERİN İŞLERİ BÖLÜMÜ İSE "MENÂKIB-I ŞAKİRDÂN", YÂNİ "İSÂ'NIN MÜRİTLERİNİN MENKIBELERİ" ŞEKLİNDEDİR. HEM KENDİ İÇİNDE, HEM DE DÖRT İNCİL VERSİYONU İLE ÇELİŞEN HUSUSLAR PEK ÇOKTUR. BİZİM ANLAYIŞIMIZA GÖRE, GERÇEK TEVRAT VE İNCİL'DEN YAPTIĞI ALINTILAR HÂRİÇ, KUTSAL BİR YANI YOKTUR. AMA HIRİSTİYANLAR'A SORARSANIZ, BU METNİN, HAZRET-İ MUSÂ'YA İNEN TEVRAT, HAZRET-İ DÂVUD'A İNEN ZEBUR, HAZRET-İ İSÂ'YA İNEN İNCİL, VE DİĞER PEYGAMBERLERE VAHYEDİLENLERDEN HİÇ FARKI YOKTUR, AYNI DEĞERDEDİR. HİÇ AYIRIM YAPMAZLAR... BU KISIMDA OKUYACAKLARINIZI BU ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMENİZ, ANLAMAYI KOLAYLAŞTIRACAKITR.
YUKARIDAKİ İFÂDELERDEN İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN, ŞAKİRTLERİ İLE KIRK GÜN KIRK GECE GEÇİRDİĞİ İDDİA EDİLİYOR Kİ, KABUL ETMESİ ZOR... YÂNİ, "KIRK GÜN İÇİNDE ÜÇ KERE GÖRÜNDÜ," DESE, ANLIYACAĞIZ. AMA "KIRK GÜN GÖRÜNDÜ," DİYOR... İSÂ AYRILIRKEN DE, İKİ MELEK YİNE ŞAKİRTLERE GÖRÜNÜYOR... BU DA UYDURMA GELİYOR AMA, DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
RESÜLLERİN İŞLERİ BÖLÜMÜNÜN DAHA SONRAKİ KISMINDA, ONBİR ŞAKİRTİN TOPLANDIĞI, HAZRET-İ MERYEM'İN VE İSÂ'NIN KARDEŞLERİNİN ONLARLA OLDUĞU BELİRTİLİR. (1. BÂB , 13-14) O GÜNLERDE 120 KİŞİ OLDUKLARI ÖNE SÜRÜLÜR. (1. BÂB , 15) ... İSÂ ALEYHİSSELÂM'I ELE VEREN YAHUDA HAKKINDA İSE ŞÖYLE DENİR:
- "(PETRUS,)... 'O BİZDEN SAYILDI VE BU HİZMETTEN
PAYINI ALDI. İMDİ BU CİNÂYET ÜCRETİYLE
BİR TARLA EDİNDİ. BAŞAŞAĞI DÜŞÜP ORTADAN
ÇATLADI, BÜTÜN BARSAKLARI DÖKÜLDÜ ...' (DEDİ)"
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 1. BÂB , 17-18)
HALBUKİ MATTA İNCİLİ'NE GÖRE YAHUDA, YAPTIĞINDAN PİŞMAN OLUR, ALDIĞI PARAYI İÂDE EDER, TARLAYI BAŞKÂHİNLER SATIN ALIR, VE YAHUDA KENDİNİ ASAR! (MATTA , 27. BÂB , 3-10) HANGİSİ DOĞRU, ALLAH BİLİR... ÇÜNKÜ İKİSİ DE RİVÂYET!.. ALLAH KELÂMI DEĞİL!
BU NOKTADAN SONRASINI İNTERNETTEKİ RESÜLLERİN İŞLERİ SAYFASINDAN NAKLEDECEĞİZ.
ONBİR ŞAKİRT, HAREKETE GEÇMEDEN ÖNCE ARALARINA BİR KİŞİ DAHA ALIP, ONİKİ OLMAK İSTERLER :
- "(Petrus,) '... `Onun görevini bir başkası üstlensin. Buna göre, Yahya'nın vaftiz döneminden başlayarak Rab İsa'nın aramızdan yukarı alındığı güne değin bizimle birlikte geçirdiği bütün süre boyunca yanımızda bulunmuş olan adamlardan birinin, İsa'nın dirilişine tanıklık etmek üzere bize katılması gerekir,'(dedi.) Böylece iki kişiyi, Barsaba denilen ve Yustus olarak da bilinen Yusuf ile Matiya'yı önerdiler.Sonra şöyle dua ettiler: 'Ya Rab, sen herkesin yüreğini bilirsin. Yahuda'nın, ait olduğu yere gitmek için bıraktığı bu hizmeti ve elçilik görevini üstlenmek üzere bu iki kişiden hangisini seçtiğini göster bize.' Ardından bu iki kişiye kura çektirdiler; kura Matiya'ya çıktı. Böylelikle Matiya on bir elçiye katıldı."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 1. BÂB , 20-26)
BURADA BİRAZ DURALIM...HAZRET-İ MERYEM'İ HİMÂYESİNE ALACAK KİŞİ İÇİN KUR'A ÇEKİLDİĞİNİ, VE BİR KAÇ KERE TEKRARLANMASINA RAĞMEN HEP HAZRET-İ ZEKERİYYA'YA ÇIKTIĞINI HEM İNCİL'DEN, HEM DE KUR'AN'DAN BİLİYORUZ... BU AÇIDAN, İYİ NİYETLE EDİLEN BU DUANIN CEVAPLANDIRILMIŞ, VE GERÇEK KİŞİNİN SEÇİLMİŞ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ... DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
ŞUNA DA İNANIYORUZ: ALLAH HAZRET-İ İSÂYI İNSANLARI UYARMASI İÇİN GÖNDERDİ. YAHUDİLER KENDİSİNİ TANIMAYIP EZİYET ETTİĞİ İÇİN, ONLARI KUDÜS'TEN SÜRDÜ, DÜNYÂNIN DÖRT BİR YANINA DAĞITTI... VE SONRA 610 YILINA KADAR İNCİL ÖĞRETİLERİNİN, TEVRAT ÖĞRETİLERİ YANISIRA BÖLGEYE VE AVRUPA VE AFRİKA'YA HÂKİM OLMASINA İZİN VERDİ... ÖYLEYSE, ALLAH BU SÜRE İÇİNDE GERÇEK HAVÂRİLERE VE İYMANLI HIRİSTİYANLAR'A YARDIM ETMİŞ, DESTEK VERMİŞTİR. ONLARI YALNIZ BIRAKMAMIŞTIR. ASHÂB-I KEHF'E NASIL YARDIM ETTİĞİNİ BİLİYORUZ... MESELEYİ BU YÖNDEN ELE ALIYORUZ.
- "Pentikost günü geldiğinde bütün imânlılar bir arada bulunuyordu. Ansızın gökten, güçlü bir yelin esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu. Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler. İmânlıların hepsi Kutsal Ruh'la doldular, Ruh'un onları konuşturduğu yabancı dillerde konuşmaya başladılar. "
- "O sırada Kudüs'te, dünyanın her ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler bulunuyordu. Bunlar sesi işittikleri zaman büyük bir kalabalık halinde toplandılar. Her biri kendi dilinde konuşulduğunu duyunca şaşakaldılar. Hayret ve şaşkınlık içinde, 'Bakın, bu konuşanların hepsi Celileli değil mi?' diye sordular. 'Nasıl oluyor da her birimiz kendi ana dilimizi işitiyoruz? Aramızda Partlar, Medler, Elamlılar var. Mezopotamya'da, Yahudiye ve Kapadokya'da, Pontus ve Asya ilinde, Frikya ve Pamfilya'da, Mısır ve Libya'nın Kirene'ye yakın bölgelerinde yaşayanlar var. Hem öz Yahudi, hem de Yahudiliğe dönme Romalı konuklar, Giritliler ve Araplar var aramızda. Ama her birimiz Tanrı'nın büyük işlerinin kendi dilimizde konuşulduğunu işitiyoruz.' Hepsi hayret ve şaşkınlık içinde birbirlerine, 'Bunun anlamı ne?' diye sordular. Başkalarıysa, 'Bunlar taze şarabı fazla kaçırmış,' diye alay ettiler."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 2. BÂB , 1-4)
KİTAPTAKİ BU BÖLÜMÜN AMACINI ANLIYORUZ, ONİKİ ŞAKİRT DÜNYÂNIN DÖRT BİR YANINA DAĞILACAK, VE ORADAKİ İNSANLARA ONLARIN DİLİYLE HİTAP EDECEK... EĞER BÖYLE MECÂZİ BİR ANLAMI YOKSA, BU BÖLÜMÜN TEVRAT'TAKİ "BÂBİL KULESİ HÂDİSESİ"NDEN KOPYA ÇEKİLDİĞİ İNANCIMIZI BELİRTMEK ZORUNDAYIZ.
- "Ve bütün dünyânın dili bir ve sözü birdi. ... 'Gelin kendimize ...bir kule yapalım,' (dediler.) ... Rab onları bütün yeryüzü üzerine oradan dağıttı. ... bundan dolayı onun adına Bâbil dediler. Çünkü Rab bütün dünyânın dilini orada karıştırdı." (TEKVİN , 11. BÂB , 1-9)
AYRICA ŞAKİRTLERİN HEPSİNİN "RUHULKUDÜS İLE DOLDUĞU", YÂNİ CEBRÂİL'İN HER AN ONLARLA BERÂBER OLDUĞU İDDİASI, BİZE ABARTILI GELİYOR. HAZRET-İ MUHAMMED BİLE CEBRÂİL İLE ZAMAN ZAMAN "DOLAR"DI...
YÂNİ, BİZCE İSTER GERÇEK, İSTER YALANCI HAVÂRİ OLSUN, KİMSE KENDİ GAYRETİYLE ÖĞRENDİĞİ DİLİN DIŞINDA BİR DİLLE KONUŞMAMIŞTIR... HAA, KASTEDİLEN "HANGİ DİLDE SÖYLENİRSE, SÖYLENSİN, GERÇEK BİRDİR, DEĞİŞMEZ," İSE; BUNA BİR İTRÂZIMIZ YOK... GENE DE EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
BUNDAN SONRA PETRUS HALKA BİR VAAZ VERİYOR VE BİR YERİNDE :
- " (Dedi ki:) 'Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih'in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız. Bu vaat size, çocuklarınıza ve uzakta olanların hepsine, Tanrımız olan Rab'bin kendine çağıracağı herkese yöneliktir.' ... Onun sözünü benimseyenler vaftiz oldu. O gün yaklaşık üç bin kişi topluluğa katıldı.
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 2. BÂB , 38-39)
HATIRLIYACAKSINIZ, HAZRET-İ YAHYA ALLAH ADINA VAFTİZ EDİYORDU. HAZRET-İ İSÂ DA, EĞER KİMSEYİ VAFTİZ ETTİYSE, O DA ALLAH ADINA YAPMIŞTIR, HİÇ BİR ZAMAN "KENDİ ADIMLA VAFTİZ EDİYORUM," DEMEMİŞTİR! ŞAKİRTLERİ ONUN ZAMANINDA VAFTİZ EDERKEN BELKİ "BİZ SENİN ADINA, SANA VEKÂLETEN VAFTİZ EDİYORUZ," DEMİŞLERDİR. BUNU ANLAYABİLİRİZ. TIPKI KURBAN KESİMİNDE KASABA VERİLEN VEKÂLET GİBİ... AMA DAHA SONRA BU ALLAH ADINA, DEĞİL, DOĞRUDAN İSÂ ADINA YAPILAN BİR DİNÎ TÖRENE DÖNMÜŞTÜR... BUNUN İLK BAŞLANGICININ PETRUS'UN BU VAFTİZ TÖRENİ OLDUĞUNU SANIYORUZ.
GÜNAHLARIN BAĞIŞLANMASI KONUSUNU DAHA ÖNCE AÇIKLAMIŞTIK. İSLÂM'A GİREN KİŞİNİN DE GEÇMİŞ GÜNAHLARININ BAĞIŞLANDIĞI KABUL EDİLİR. ANCAK BU , "BİR KERE VAFTİZ OLDUN MU, ARTIK BUNDAN SONRAKİ BÜTÜN GÜNAHLARIN DA BAĞIŞLANIR," ANLAMINA GELMEZ. MAALESEF HIRİSTİYANLAR BUNU BÖYLE ANLIYORLAR... GEÇMİŞTE PAPA'DAN AF BELGESİ ALDI MI, HEPSİ AFFOLUR SANIYORLARDI. ŞİMDİ DE PAPAZA GÜNAH ÇIKARTTI MI KURTULDU SANIYORLAR!.. TABİİ HER KULA RUHULKUDÜS ARMAĞANI VEYÂ ZİYÂRETİ DE KABUL EDİLİR ŞEY DEĞİLDİR... BİR İDDİA DA, BİR GÜNDE 3000 KİŞİNİN VAFTİZ OLMASI!.. O GÜNLERDE BIRAKIN, KÖYLERİ KASABALARI, PEK ÇOK ŞEHİR NÜFUSU 5-10.000 İDİ, BU KADAR İNSANI TOPLAYABİLDİKLERİNİ SANMIYORUZ.
DAHA ÖNCE DE BELİRTMİŞTİK, BİZ GERÇEK HAVÂRİLERDEN BÂZILARIN BİR KAÇ İNANÇLI KİŞİYİ İYİLEŞTİRDİĞİNİ KABUL EDEBİLİRİZ. ANCAK BÖYLE SÜRÜYLE İNSANI SÜREKLİ, HEMEN HER GÜN İYİ ETTİĞİNİ, HER YERDE BU KİŞİLERİN DE MUCİZELER GÖSTERDİĞİNİ KABUL ETMEYİZ. AMA "RESULLERİN İŞLERİ" BÖLÜMÜ, ŞAKİRTLERİN İSÂ ALEYHİSSELÂM'A ALLAH'IN BAHŞETTİĞİ BÜTÜN VASIFLARA SÂHİP OLDUKLARINI İDDİA EDEN İFÂDELERLE DOLU... BUNLARI, BAŞTA HAZRET-İ İSÂ OLMAK ÜZERE, BÜTÜN PEYGAMBERLERE HAKARET OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ. OLMAZ BÖYLE ŞEY!.. O YÜZDEN AŞAĞIDAKİNDEN BAŞKA "MUCİZE" NAKLETMİYECEĞİZ.
- "Elçilerin aracılığıyla birçok harikalar ve mucizeler yapılıyordu."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 2. BÂB , 43)
- "Bir gün Petrus'la Yuhanna, dua vakti olan saat üçte tapınağa çıkıyorlardı. O sırada, doğuştan kötürüm olan bir adam, tapınağın `Güzel Kapı' diye adlandırılan kapısına getiriliyordu. Tapınağa girenlerden para dilenmesi için onu her gün getirip oraya bırakırlardı. Tapınağa girmek üzere olan Petrus'la Yuhanna'yı gören adam, kendilerinden sadaka istedi. Petrus'la Yuhanna ona dikkatle baktılar. Sonra Petrus, 'Bize bak,' dedi. Adam, onlardan bir şey alacağını umarak gözlerini onların üzerine dikti. Petrus ona, 'Bende gümüş ve altın yok, ama bende olanı sana veriyorum,' dedi. 'Nâsırâlı İsa Mesih'in adıyla, yürü!' Sonra onu sağ elinden kavrayıp kaldırdı. Adamın ayakları ve bilekleri o anda sapasağlam oldu. Sıçrayıp ayağa kalktı, yürümeye başladı. Yürüyüp sıçrayarak ve Tanrı'yı överek onlarla birlikte tapınağa girdi."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 3. BÂB , 1-8)
KARARI SİZ VERİN....
DAHA SONRA PETRUS'LA YUHANNA'YI HAPSE ATARLAR. AMA RABBİN BİR MELEĞİ GELİR, KAPILARI AÇAR, ONLAR DA YÜRÜYÜP GİDERLER. (RESÜLLERİN İŞLERİ , 5. BÂB , 17-26) BUNA DA İNANMAK SİZE KALMIŞ!
ANCAK GÜZEL BULDUĞUMUZ, VE HIRİSTİYANLARDAN DÂİMA BEKLEDİĞİMİZ BİR DAVRANIŞ VAR :
- "İnananların topluluğu yürekte ve düşüncede birdi. Hiç kimse sâhip olduğu herhangi bir şey için 'bu benimdir,' demiyor, her şeylerini ortak kabul ediyorlardı."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 4. BÂB , 32)
- "İmânlıların tümü bir arada bulunuyor, her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı. Mallarını mülklerini satıyor ve bunun parasını herkese ihtiyacına göre dağıtıyorlardı. Her gün tapınakta toplanmaya devam eden imânlılar, kendi evlerinde de ekmek bölüp içten bir sevinç ve sadelikle yemek yiyor ve Tanrı'yı övüyorlardı. Tüm halkın beğenisini kazanmışlardı. ..."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 4. BÂB , 34-37)
İŞTE BUNLAR ÖVÜLECEK TUTUM VE DAVRANIŞLAR!.. HEMEN BÜTÜN DİNLERİN İLK SÂLİKLERİ BÖYLE HEVESLİ, BÖYLE FEDÂKÂR OLMUŞLARDIR... ANCAK, HIRİSTİYANLIK BU ETKİSİNİ UZUN MÜDDET SÜRDÜREMEMİŞ, ÖZELLİKLE HAÇLI SEFERLERİNDEN VE KEŞİFLERDEN SONRA BİR HIRS, BİR İHTİRAS, BAŞKALARINI KÖLELEŞTİRME, MALINI MÜLKÜNÜ ÇALMA ÂDETÂ HIRİSTİYANLIĞIN SEMBOLÜ HÂLİNE GELMİŞTİR. İLK BAŞLARDA BU DİNE GÖNÜLLÜ KATILANLAR ESKİLERİN BAĞRINA BASILDIĞI HÂLDE, SONRADAN ZORLA HIRİSTİYAN YAPILAN KIZILDERİLİLER, ZENCİLER, ASYALILAR HEP HORLANMIŞ, SÖMÜRÜLMÜŞ, EZİLMİŞLERDİR. İSÂ'NIN SEVGİ DİNİ HIRİSTİYANLIK, BUGÜN ZULÜM DİNİ HÂLİNE GELMİŞ, YUKARIDA BELİRTİLEN ORTAK PAYLAŞIM UNUTULUP GİTMİŞTİR! İŞTE O YÜZDENDİR Kİ, RAMAZANDA TÜRKİYE'DE BULUNAN HIRİSTİYAN TURİSTLER BİZİM RAMAZAN ÇADIRLARINA HAYRETLE BAKIYORLAR! AKILLARI ALMIYOR!
DOĞRUSUNU ALLAH'DAN SAKLAMAK MÜMKÜN DEĞİL, SİZDEN NİYE SAKLIYALIM, BİZ PETRUS'U AÇIKGÖZ PAVLUS'UN PEŞİNE TAKILIP İSÂ'NIN ÖĞRETİSİNİ ÇARPITTI DİYE, TUTMAYIZ. TOMAS DAHA BİR İSÂ TAKİPÇİSİDİR. ANCAK, PETRUS'UN "RESÜLLERİN İŞLERİ" BÖLÜMÜNDE KAYDA GEÇMİŞ BİR SÖZÜ VAR Kİ, YERİ GÖĞÜ İNLETİR, "ALLAH'IN OĞLU" İDDİASINI TEMELİNDEN SARSAR. PETRUS, YUKARIDAKİ KÖTÜRÜMÜ YÜRÜTME OLAYINA ŞAŞANLARA :
- "(Der ki:) 'Ey İsrailliler, buna neden şaştınız? Neden bize gözlerinizi öyle dikmiş bakıyorsunuz? Sanki biz kendi gücümüz ya da dindarlığımızla bu adamın yürümesini sağlamışız gibi... İbrahim'in, İshak'ın ve Yakup'un Tanrısı, atalarımızın Tanrısı, KULU İSÂ'yı yüceltmiştir. Siz onu ele verdiniz. Pilatus onu serbest bırakmaya karar verdiği halde, siz O'nu Pilatus'un önünde reddettiniz."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 3. BÂB , 12-13)
GÖRDÜNÜZ MÜ ALLAH NASIL SÖYLETİYOR!.. ALLAH, İBRAHİM'İN TANRISI, İSHAK'IN TANRISI, VE TABİİ İSÂ'NIN TANRISI... İSÂ DA ONUN KULU!.. OĞLU FALAN DEĞİL!
PETRUS VE YUHANNA'NIN VAAZLARINA PEK KIZAN KÂHİNLER ONLARI YAKALAR, HAPSE ATARLAR. ONLARI SORGUYA ÇEKERLER.SONUNDA SERBEST BIRAKIRLAR. YAZARIN İDDİASINA GÖRE, O GÜNKÜLERLE BİRLİKTE İYMAN EDENLERİN SAYISI 5000'E ULAŞIR...
BUNDAN SONRAKİ BÖLÜMDE HAZRET-İ MUSÂ'NIN VE BAŞKA PEYGAMBERLERİN SÖYLEDİKLERİ GELİYOR Kİ, YAHUDİLER BU İFÂDEYİ KENDİ BEKLEDİKLERİ MESİH'E, HIRİSTİYANLAR İSÂ ALEYHİSSELÂM'A YORARLAR. EĞER MESİH İSE, ZATEN HAZRET-İ İSÂ'DIR, VE GELMİŞTİR. AMA DEĞİLSE?.. YA HAZRET-İ MUHAMMED'İ KASTEDİYORSA???
- "Musa şöyle demişti: `Tanrınız olan Rab size, kendi kardeşlerinizin arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onun size söyleyeceği her sözü dinleyin. O peygamberi dinlemeyen herkes Tanrı'nın halkından koparılıp yok edilecektir.' Samuel ve ondan sonra gelip konuşmuş olan peygamberlerin hepsi de bu günleri duyurmuştur."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 3. BÂB , 22-24)
BU KİŞİ ELBETTE YAHUDİLER'İN BEKLEDİĞİ MESİH OLABİLİR. ANCAK HEMEN HATIRLATALIM Kİ, YAHUDİLER "MESİH" DERKEN, BİR KURTARICIYI, AMA KENDİLERİNİ ESÂRETTEN KURTARACAK, YAHUDİ KRALLIĞI KURACAK BİRİNİ KASTEDİYORLAR. ONUN İÇİN İSÂ ALEYHİSSELÂM'A YAHUDİLER'İN KRALI DİYORLAR. ROMA'DAN KURTULMAK İSTİYORLAR. KİTAPLARDA VE FİLİMLERDE HEP BU KONU İŞLENMİŞTİR. ANCAK İSÂ, YAHUDİLER'İ ROMALILAR'DAN KURTARMIYOR, BÖYLE BİR GÖREVİ YOK. TAM TERSİNE YAHUDİLER PEYGAMBER ÖLDÜRDÜKLERİ İÇİN ROMALILAR TARAFINDAN İSYAN BAHÂNE EDİLEREK CEZÂLANDIRILIP SÜRÜLÜYOR, TAPINAKLARI YIKILIYOR!
ÇÜNKÜ YÜCE ALLAH'IN GÖNDERDİĞİ MESİH MERYEM OĞLU İSÂ'NIN ESAS ÖZELLİĞİ, DOKUNARAK ÖLÜLERİ DİRİLTMEK!.. "RUHLARINI KURTARMAK" DİYEBİLİRSİNİZ, AMA ASLINDA BU, BÜTÜN PEYGAMBERLERİN GÖREVİ DEĞİL Mİ? HAZRET-İ İSÂ'NIN MESİH YÖNÜNÜN DİĞERLERİNDEN FARKI OLMASI LÂZIM... KUŞLAR HAZRET-İ İBRÂHİM İÇİN DE DİRİLİYOR... AMA HAZRET-İ İSÂ ÜFLEYİNCE DİRİLİYOR, ALLAH ONA O KUDRETİ BAHŞETMİŞ, O İZNİ VERMİŞ... İŞTE BİZ "MESİH" DEYİNCE, ÖLÜMDEN DİRİLMEYİ İNSANLARA GÖSTEREN VE HATIRLATAN KİŞİYİ ANLIYORUZ. YAHUDİLER HÜRRİYET VE KRALLIK BEKLEDİKLERİNDEN, ONU KABUL ETMİYORLAR!.. EĞER MESELEYE ÖYLE BAKILIRSA, İSRÂİL DEVLETİNİ KURANLARIN "MESİH" OLMASI LÂZIM Kİ, BUNU YAHUDİLER BİLE KABUL ETMEZ!..
HIRİSTİYANLAR İSE, RUHLARI KURTARACAK, CENNETE GÖTÜRECEK KİŞİ OLARAK GÖRÜYORLAR MESİH'İ... BUNU DA ANCAK, HÂŞÂ, ALLAH'IN OĞLU YAPABİLİR, DİYE DÜŞÜNÜYORLAR. O YÜZDEN İSÂ'NIN TEKRAR DÜNYÂYA DÖNÜP BİR KRALLIK KURACAĞINA, VE KENDİLERİNİ KURTARACAĞINA İNANIYORLAR. RUHLARI KURTARMA DOĞRU, AMA MESİHLİK SÂDECE BU OLMASA GEREK. MESİH, ÖLÜLERİ DİRİLTME KUDRETİNİ, ALLAH'IN İZNİYLE KULLANAN KİŞİDİR.
ATIFTA BULUNULAN İFÂDELER İLKİ ESKİ AHİT'TEDİR :
- "Allah'ın Rab, senin için kardeşlerinden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyeceksin. ... ve Allah bana dedi: '... onlar için kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım. Ve sözlerimi onun ağzına koyacağım. Ve ona emredeceğim her şeyi onlara söyleyecek. Ve vâki olacak ki, benim ismimle söyleyeceği sözlerimi dinlemeyecek olan adamdan ben ( hakkımı) arıyacağım."
(TESNİYE , 18. BÂB , 15-19)
BU SÖZLER SİZE İSÂ ALEYHİSSELÂM'I MI ÇAĞRIŞTIRIYOR, HAZRET-İ MUHAMMEDİ Mİ??? DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR AMA, BİZ, "MUHAMMED" DİYORUZ. ÇÜNKÜ İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN HİÇ BİR BÂRİZ ÖZELLİĞİ VERİLMEMİŞ!.. YÂNİ KUR'AN'DA DENDİĞİ GİBİ,
- " 'VE ONU İSRAİLOĞULLARI'NA PEYGAMBER GÖNDERECEK!..
(VE O DİYECEK Kİ:) BEN SİZE RABBİNİZDEN BİR ÂYET
(OLARAK) GELDİM. SİZE ÇAMURDAN KUŞ GİBİ BİR ŞEY YAPAR,
ONA ÜFÜRÜRÜM. ALLAH TEÂLA'NIN İZNİYLE DERHAL
(UÇAN) BİR KUŞ OLUR. GENE ALLAH'IN İZNİYLE ANADAN
DOĞMA KÖRÜ, ABRAŞI İYİ EDER, ÖLÜLERİ DİRİLTİRİM.
EVLERİNİZDE YEDİĞİNİZ VE BİRİKTİRDİĞİNİZ ŞEYLERİ
SİZE HABER VERİRİM... BUNLARDA SİZİN İÇİN, EĞER İMÂN
EDİCİLERDENSENİZ, ELBETTE BİR ÂYET VARDIR.' (DİYECEK.)"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ, 49. ÂYET)
GELECEK PEYGAMBERİN ÖZELLİKLERİ BU KADAR AÇIK!.. ÜSTELİK BABASIZ DOĞACAĞI DA MERYEM'E BİLDİRİLİYOR... MUSÂ ALEYHİSSELÂM'IN SÖZLERİNDE İSE BU AYRINTILAR YOK. YİNE DE İSÂ'YA YORMUŞLAR...
KENDİ GÖRÜŞÜMÜZE BİR DELİL DE, "KARDEŞLERİNDEN" İFÂDESİ... "SENİN SOYUNDAN" DENMEMİŞ... BU PEYGAMBER GELECEKSE, DAHA İLERİ BİR TÂRİHTE GELECEK. YAHUDİ OLARAK GELECEKSE, O SOYDAN GELECEK. AMA "KARDEŞ" DENİNCE AKLA, HAZRET-İ İSMÂİL İLE YAHUDİLER'DEN AYRILAN SOY GELİYOR. BİLDİĞİNİZ GİBİ ARAPLAR YAHUDİLER İLE KARDEŞ ÇOCUKLARIDIR, AMA HÂBİL İLE KAABİL MİSÂLİ BOĞAZLAŞIR DURURLAR. "KARDEŞLERİNDEN" DENİNCE AKLIMIZA İSMÂİL SOYU GELDİ.
ARKASINDAN GELENLER DAHA DÜŞÜNDÜRÜCÜ :
- "Ancaak; bir peygamber kendisine söylemeği emretmediğim bir sözü küstahça benim ismimle söyler, yâhut başka ilâhların ismiyle söylerse, o peygamber ölecektir!"
(TESNİYE , 18. BÂB , 20)
BU SÖZ ÜZERİNE YORUM YAPMA KUDRETİMİZ YOK... EĞER ÂYET İSE, NE KASTEDİLDİĞİ ANCAK ALLAH BİLİR!
ŞÖYLE DEVAM EDİYOR :
- "Sizler peygamberlerin mirasçıları, Tanrı'nın atalarınızla yaptığı antlaşmanın mirasçılarısınız. Nitekim Tanrı İbrahim'e şöyle demişti: Senin soyunun aracılığıyla yeryüzündeki tüm halklar kutsanacaktır!"
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 3. BÂB , 25)
ALLAH'IN YAHUDİLER'LE AHİTLEŞTİĞİ, YAHUDİLER'İN BU AHİTLERİ TUTMADIĞI, ONUN İÇİN İKİ DEFÂ BÜYÜK FELÂKETE UĞRADIKLARI (Kİ, BUNA HİTLER'İN YAPTIKLARI DÂHİL DEĞİLDİR) KUR'AN'DA BELİRTİLİR... BAKALIM, İBRÂHİM ALEYHİSSELÂM'A NE DENMİŞ :
- "Ve Rab, Abram'a dedi: ...
- Seni büyük millet edeceğim!
- Ve seni mübârek kılacağım!
- Ve senin adını büyük edeceğim!
- Ve bereket ol!
- Ve seni mübârek kılanları mübârek kılacağım!
- Ve sana lânet edene lânet edeceğim!
- Ve yeryüzünün bütün kabileleri sende mübârek olacaktır!
(TEKVİN , 12. BÂB , 1-3)
KURBAN HÂDİSESİNDEN SONRA :
- "Ve rabbin meleği ikinci defâ göklerden İbrâhim'e çağırdı: 'Zâtım hakkı için yemin ettim, Rab buyurur, >Mâdem ki, bu şeyi yaptın, ve biricik oğlunu esirgemedin, seni ziyâdesiyle mübârek kılacağım! Ve senin zürriyetini göklerin yıldızları gibi, deniz kenârında olan kum gibi ziyâdesiyle çoğaltacağım! Senin zürriyetin düşmanlarının kapısına hâkim olacaktır! Ve zürriyetinde yerin bütün milletleri mübârek kılınacaklar, çünkü sözümü dinledin!<' (dedi.)"
(TEKVİN , 22. BÂB , 15-19)
HERKESİN BİLMESİ GEREKİR Kİ, HAZRET-İ İBRÂHİM'İ MÜSLÜMANLAR KADAR MÜBÂREK SAYAN BİR TOPLUM DÜNYÂDA YOKTUR!..
BİZİM HACCIMIZ HAZRET-İ İBRÂHİM VE ÂİLESİNİN BAŞINDAN GEÇENLER ÜZERİNE CEREYAN EDER... ZİYÂRET ETTİĞİMİZ KÂBE, İBRÂHİM'İN YAPTIĞI İLK MÂBEDDİR... SAFÂ İLE MERVE ARASINDAKİ KOŞUŞTURMA HACER'İN SU ARAMASINI ANLATIR... ZEMZEM KUYUSU ÇOCUK İSMÂİL'İN AYAĞINI YERE VURMASI İLE FIŞKIRAN MÜBÂREK SUDUR Kİ, 3800 YILDIR DURMADAN KAYNAR... ŞEYTAN TAŞLAMA, ÇOCUK İSMÂİL ALEYHİSSELÂM'IN ATTIĞI TAŞI HATIRLATIR, ŞEYTANIN ÖBÜR GÖZÜNÜ DE SEN KÖR ETMEYE ÇALIŞIRSIN!.. HER NAMAZDA ETTAHİYYATÜ'DEN SONRA OKUNAN "SALLİ VE BÂRİK" DUALARINDA HAZRET-İ İBRÂHİM'İ ANARIZ.,, HAZRET-İ İBRÂHİM YAHUDİLER'DEN ÇOK BİZİM ATAMIZ, BİZİM PEYGAMBERİMİZDİR. ONUNLA BİRLİKTE MÜBÂREK KILINAN BÜYÜK EDİLEN MİLLETLER DE TÜRKLER VE ARAPLAR, VE SÂİR MÜSLÜMANLARDIR, YAHUDİLER DEĞİL!.. GÖKTEKİ YILDIZLAR, DENİZDEKİ KUMLAR GİBİ ÇOĞALANLAR BİZ MÜSLÜMANLARIZ!.. 200 MİLYON TÜRK, 200 MİLYON ARAP, 120 MİLYON PAKİSTANLI, 100 MİLYON ENDONEZYALI, 100 MİLYON NİJERYALI, VE AYRICA MALEZYALILAR, DİĞER AFRİKALILAR, ASYALILAR, BALKANLAR... NE DEVLETLERİNİN, NE MİLLETLERİNİN BÜYÜKLÜĞÜ, YAHUDİLER'LE KIYAS KABUL ETMEZ!.. ÇÜNKÜ DÜNYÂDAKİ BÜTÜN YAHUDİLER'İN NÜFUSU 20 MİLYONU GEÇMEZ!.. İSRÂİL DEVLETİ DE, AMERİKALILAR OLMASA BİR TEK GÜN BİLE YAŞAYAMAZ!
HER NE KADAR BU SÖZLERİN İSHAK ALEYHİSSELÂM'A TEKRARLANDIĞI YAZILI İSE DE, BİR KUŞKUMUZ VAR :
- "Ve Rab ona görünüp dedi: '... Bu diyârda misâfir ol. Ve seninle olacağım, ve seni mübârek kılacağım. Çünkü bütün bu memleketleri sana ve zürriyetine vereceğim. Ve baban İbrâhim'e ettiğim yemini pekiştireceğim. Ve senin zürriyetini göklerin yıldızları gibi çoğaltacağım. Ve yerin bütün milletleri senin zürriyetinde mübârek kılınacaklar. Çünkü İbrâhim sözümü dinledi ve tembihimi, emirlerimi, kanunlarımı ve şeriatlerimi tuttu,' (dedi.)"
(TEKVİN , 26. BÂB , 3-5)
NE DİKKATİNİZİ ÇEKTİ?.. RAB, İSHAK'A GÖRÜNMÜŞ!.. BU DAHA ÖNCE DE ÜZERİNDE DURDUĞUMUZ "SEN BENİ GÖREMEZSİN," ÂYETİNE AYKIRI! HAZRET-İ MUSÂ GÖRMEK DİLEDİ, BU CEVÂBI ALDI!.. "GÖZLER O'NU GÖREMEZ," HÜKMÜ VARKEN, BİZ HAZRET-İ İSHAK'IN ALLAH'I GÖRDÜĞÜNE İNANMIYORUZ. BÖYLE BİR VAHİY GELMİŞ OLABİLİR, AMA O ZAMAN DA BİR KISMI DOĞRU ÇIKMAMIŞ OLUR Kİ, O DA VAHYİN RUHUNA AYKIRIDIR!.. EVET, ALLAH İSHAK ALEYHİSSELÂM'I MÜBÂREK KILMIŞTIR. ONUNLA OLMUŞTUR. ZÜRRİYETİNDEN BİR KISMINI MÜBÂREK KILMIŞTIR, AMA HEM MUSÂ'DAN ÖNCE SAPITANLARI KÖLELİKLE CEZÂLANDIRMIŞ, MUSÂ İLE BERÂBERKEN BİLE KÜFRE SAPANLARI KAHRETMİŞ, KIRK YIL ÇÖLDE DOLAŞTIRMIŞ, SONRA DÂVUD'LA SÜLEYMAN'LA ONLARA DEVLET VE SALTANAT VERMİŞ, AMA AZGINLIKTAN VAZGEÇMEYEN YAHUDİ KAVMİNİ TEKRAR KÖLE YAPMIŞ, İKİ KERE BÜYÜK FELÂKETE UĞRATMIŞ, VE DÜNYÂNIN DÖRT BİR YANINA SÜRMÜŞ, SONRA BİR KERE DE HİTLER ELİYLE AZÂBA UĞRATMIŞTIR. ŞİMDİ İSE KENDİLERİNİN OLDUĞUNA İNANDIKLARI TOPRAKLARI ZULÜMLE ELLERİNDE TUTMALARINA RAĞMEN, HÂLÂ DA HUZURA KAVUŞMUŞ DEĞİLLERDİR!.. DEMEK Kİ İBRÂHİM'E SÖYLENENLER YAHUDİ IRKIYLA İLGİLİ DEĞİLDİR. İSHAK'IN VE ONA UYANLARIN MÜBÂREK OLDUĞU KESİNDİR, AMA ONA DA BÖYLE GENİŞ KAPSAMLI BİR VAADDE BULUNULDUĞUNU SANMIYORUZ. DELİLİMİZ DE BAŞTAKİ "RAB GÖRÜNDÜ," İFÂDESİDİR.
BİR DE HAZRET-İ YÂKUB'A HİTAP VAR. HAZRET-İ YÂKUP BİR TAŞI YASTIK YAPAR, UYUR VE BİR RÜYÂ GÖRÜR. RÜYÂSINDA BİR MERDİVEN VARDIR, MELEKLER ÇIKIP İNMEKTEDİRLER... VE KENDİ BAŞI GÖĞE ERMİŞTİR. HAYIRDIR İHŞALLAH DİYELİM:
- "İşte Rab onun üzerine durup dedi: '(büyük) Baban İbrâhim'in Allah'ı, ve (baban) İshak'ın Allah'ı Rab, benim! Üzerinde yatmakta olduğun diyârı sana ve zürriyetine vereceğim. Ve senin zürriyetin yerin tozu gibi olacak. Ve garba, ve şarka, ve şimâle, ve cenuba yayılacaksın. Ve yerin bütün kabileleri sende mübârek kılınacaktır. Ve işte ben seninle berâberim, ve gireceğin her yerde seni tutacağım. Ve seni bu diyâra geri getireceğim. Çünkü sana söylediğimi yapıncaya kadar seni bırakmıyacağım.' Ve Yâkup uykusundan uyanıp .... başı altına koymuş olduğu taşı aldı ve onu direk olarak dikti. Ve tepesine zeytinyağı döktü, (kutsadı), Ve o yerin adı Beyt-el (Allah'ın Evi) oldu. Fakat başlangıçta şehrin adı Luz idi."
(TEKVİN , 28. BÂB , 11-19)
HAZRET-İ YÂKUP, RAHMÂNÎ BİR RÜYÂ GÖRMÜŞ OLABİLİR. HİÇ İTİRÂZIMIZ YOK, KENDİSİ ÇOK MUHTEREM BİR PEYGAMBERDİR. ANCAK ALLAH'IN ONA DOĞUYU, BATIYI, KUZEYİ, GÜNEYİ VAAD ETTİĞİNİ, BİR TAŞ DİKİP TE O YERİN ADINI "ALLAH'IN EVİ" KOYDUĞUNU SANMIYORUZ!.. ALLAH ÇOK KESİN OLARAK İLK BEYTİ, DEDESİ İBRÂHİM ELİYLE ZÂTEN İNŞÂ ETMİŞ!..
ÖTE YANDAN, ALLAH BÜTÜN DÜNYÂ MİLLETLERİNİ İBRÂHİM İLE MÜBÂREK KILACAĞINI İLÂN ETMİŞ!.. BU MÜSLÜMANLAR İÇİN DOĞRU... DÂR-ÜL İSLÂM'DA, YÂNİ İSLÂMÎ ESASLARIN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ SINIRLAR DÂHİLİNDE OLAN BÜTÜN MİLLETLER, HUZUR VE DEFAH İÇİNDE YAŞAMIŞLAR, DİNLERİNİ, DİLLERİNİ VARLIKLARINI KORUMUŞ, ÇOĞALMIŞLARDIR. SÖZÜMONA KUTSAL KİTÂBIN TÜMÜNE İNANAN HIRİSTİYANLAR'IN GİRDİĞİ ÜLKELERDE İSE, OT BİTMEMİŞ!.. HEM TABİAT TAHRİP EDİLMİŞ, HEM İNSANLAR SÖMÜRÜLMÜŞ, KÖLELEŞTİRİLMİŞ VEYÂ AMERİKA KITALARINDA, AVUSTRALYA'DA, PASİFİK ADALARINDA OLDUĞU GİB YOK EDİLMİŞLERDİR. YAHUDİLER'E GELİNCE, ONLAR YAYINLADIKLARI "PROTOKOL" İLE DÜNYÂ HÂKİMİYETİNİ ELE GEÇİRMEYİ, VE DİĞER MİLLETLERİ GRUPLARA AYIRARAK KÖLELEŞTİRMEYİ PLÂNLADIKLARINI AÇIKLAMIŞLARDIR!..
"HERHALDE SEN YAHUDİLER'İ (DİĞER) İNSANLARDAN, HATTÂ
MÜŞRİKLERDEN ZİYÂDA HAYÂTA HARİS BULURSUN!.."
(BAKARA SÛRESİ, 96. ÂYET)
DEMEK Kİ, ALLAH'IN ALLAH'IN İBRÂHİM İLE MİLLETLERİ MÜBÂREK KILACAĞI TOPLUM MÜSLÜMANLARDIR, TÜRKLER'DİR!
BİZ BU ÇELİŞKİLİ GÖRDÜĞÜMÜZ HUSUSLARI, TEVRAT DİYE BİLİNEN ESKİ AHİT'İN, M.Ö. 1100 - M.Ö.100'LER ARASINDA, GECİKMEYLE YAZILMASINA BAĞLIYORUZ. HATTÂ BELKİ DE HAZRET-İ MUHAMMED'İN GELİŞİ İLE DE BÂZI DEĞİŞİKLİKLER YAPILDIĞINI BİLE DÜŞÜNÜYORUZ... BELKİ BU "ALLAH'IN EVİ" MESELESİ DE ÖYLE ORTAYA ÇIKMIŞTIR, SANIYORUZ... BÖYLE BİR "TANRI EVİ" ŞİMDİ MEVCUT MU, ONU DA BİLMİYORUZ... YİNE DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
ALLAH İBRÂHİM'E BÖYLE VAADLERDE BULUNUR, AMA BİR GECE RÜYÂSINDA YAHUDİLER'İN GELECEĞİNİ GÖSTERİR :
- "Tanrı şöyle dedi: `Senin torunların, yabancı bir ülkede, gurbette yaşayacaklar. Dört yüz yıl köle olarak çalıştırılacak, kötü muamele görecekler. Ama ben' dedi Tanrı, 'kölelik edecekleri ulusu cezalandıracağım. Bundan sonra oradan çıkacak ve bana bu yerde tapınacaklar.' (dedi.)"
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 7. BÂB , 6-7) (TEKVİN , 15. BÂB , 12-15)
BUNUNLA MISIR KÖLELİĞİ KASTEDİLİYOR HERHALDE... YAHUDİLER NE BİÇİM AZGINLIK GÖSTERMİŞLER Kİ, VAAD EDİLEN NİMETLERE ULAŞMADAN AZÂPLA KARŞILAŞMIŞLAR... VEYÂ O İLK VAADEDİLENLER İSHAK OĞLU YAHUDİLER İÇİN DEĞİL, İSMÂİL OĞLU ARAPLAR VE MÜSLÜMANLAR İÇİN.
HADİ, KONUYU KAPATMADAN SİZE BİR SIR VERELİM. ESKİ AHİT'İN BİR YERİNDE ÖYLE BİR BÖLÜM VAR Kİ, NEREDEYSE İSMEN TÜRKLER'İ ALLAH'IN EN SEVDİĞİ MİLLET OLARAK BİLDİRİYOR!.. ZÂTEN HIRİSTİYAN BATILILAR, O YÜZDEN BU KADAR ÇOK ÜSTÜMÜZE GELİYORLAR... AMAN BİLDİĞİMİZİ AÇIK ETMEYELİM, BAKARSINIZ, O BÖLÜMÜ DE DEĞİŞTİRİRLER!..
DAHA SONRA KÂHİNLER BİR KERE DAHA PETRUS İLE YUHANNA'YI HAPSE ATARLAR, AMA KAPILAR AÇILIR, VE ONLAR TEKRAR GİDİP VAAZ VERİRLER.
RESÜLLERİN İŞLERİ'NDE ŞÖYLE BİR BÖLÜM VAR :
- "İsâ'nın öğrencilerinin sayıca çoğaldığı o günlerde, Grekçe konuşan Yahudiler, günlük yardım dağıtımında kendi dullarına gereken ilginin gösterilmediğini ileri sürerek İbranice konuşan Yahudiler'den yakınmaya başladılar."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 6. BÂB , 1)
YUKARDAKİ CÜMLELERİ OKUYUNCA ŞUNU ANLIYORUZ : DAHA ÖNCE ÖVGÜYLE SÖZETTİK YA, İSÂ'YA İNANIP ONUN YOLUNDAN GİTMEYE ÇALIŞANLAR, KENDİ ARALARINDA YARDIMLAŞIYOR DİYE... ANLADIĞIMIZ KADARIYLA BU O KADAR UZUN SÜRMEMİŞ, SÜRTÜŞMELER BAŞLAMIŞ. KİMLER ARASINDA?.. GREKÇE KONUŞAN YAHUDİLER İLE İBRANÎCE KONUŞAN YAHUDİLER ARASINDA... BİZ ZÂTEN İŞİN BAŞINDAN BERİ ANLIYAMADIK, BİR İNSAN YAHUDİ İSE, KÖLE DURUMUNDA İSE, VE YAHUDİLER ARASINDA YAŞIYOR İSE, NASIL OLUR DA İBRANÎCE BİLMEZ, GREKÇE KONUŞUR?.. VE NASIL OLUR DA, İBRANÎCE KONUŞAN VE İSÂ'YA İNANMIŞ YAHUDİLER VARKEN, BİR TÂNE BİLE İBRANÎCE İNCİL VERSİYONU YAZILMAZ?.. HEPSİ GREKÇE!. SONRA GREKÇE KONUŞAN YAHUDİLER NASIL DUA EDİYORLARDI HAVRALARDA, BİLEN VAR MI?... ACABA BU İKİ GRUP ARASINDA IRK VE KABİLE FARKI VAR MIYDI?.. BİLEMİYORUZ... ANLAŞILDIĞI KADARIYLA İBRANÎCE KONUŞAN YAHUDİLER YARDIMLARIN DAĞITIMINDA KENDİ YANDAŞLARINI GÖZETİYOR, GREKÇE KONUŞANLARI DIŞLIYORMUŞ!.. AMA BUNUN SIRF DİL FARKINDAN OLDUĞUNU SANMIYORUZ... NEDİR, BİLEN VARSA, BİLHASSA HIRİSTİYAN MİSYONERLER ARASINDA, BİZE DE ANLATSINLAR.
ASLINDA BUNA GEREK YOK... ÇÜNKÜ KİTÂB-I MUKADDES TERCÜMESİNİ OKUYUNCA, MESELEYİ ANLIYORSUNUZ:
- "ŞAKİRTLERİN ÇOĞALMAKTA OLDUĞU O GÜNLERDE
YUNANCA KONUŞAN YAHUDİLER'DEN İBRÂNİLER'E
KARŞI MIRILDANMA OLDU, ÇÜNKÜ KENDİ DULLARINA
GÜNDELİK YARDIMDA BAKILMIYORDU."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 6. BÂB , 1 - KİTÂB-I MUKADDES TERCÜMESİ))
YUNANCA KONUŞANLAR MUSEVÎ, YÂNİ MUSÂ'NIN YOLUNA GİRMİŞ, AMA YAHUDİ DEĞİL, İBRÂNÎ DEĞİL!.. İBRÂNİLER İSE IRK OLARAK YAHUDİ OLANLAR... VE İSÂ'YA İNANDIKLARINI SÖYLESELER DE, O YAHUDİ'YE HAS HIRS VE İHTİRASTAN VAZGEÇEMEMİŞ, KENDİNDEN OLMAYANLARI DAHA O TÂRİHTE DIŞLAMAYA BAŞLAMIŞ!.. BU DIŞLAMA HÂLÂ SÜRER. SEFERADLAR İLE AŞKENAZLAR ARASINDA SÜRTÜŞME VARDIR. HELE ZENCİ FALAŞALAR MUSEVÎ OLMALARINA RAĞMEN HİÇ ADAM YERİNE KONMAZ!
İŞTE BİZİM TAHRİFAT DERKEN KASTETİĞİMİZ BUYDU. AYNI BÖLÜM İÇİN İKİ AYRI TERCÜMEYİ VERDİK. BİZE GÖRE BİRİNCİ TERCÜME TAMÂMEN BOZUK. ANLAM TAMÂMEN KAYBOLMUŞ!.. İKİNCİSİ "MENÂKIB-I ŞAKİRDÂN" OLARAK KABUL EDİLEBİLİR. AMA HIRİSTİYANLAR İÇİN HER İKİSİ DE KUTSAL METİN!.. HİÇ OLUR MU BÖYLE ŞEY!..
"RESULLERİN İŞLERİ" ŞAKİRTLERİN VAAZLARI İLE DEVAM EDİYOR. MESELÂ 7. BÂB'DA İSTEFAN ADLI BİR ŞAKİRT, MUSA'NIN KISSALARINI ANLATIYOR. BUNLAR ZÂTEN ESKİ AHİT'TE VAR, NİYE TEKRARDAN YAZILMIŞ, ANLIYAMADIK. ANCAK KABUL EDİLEMEYECEK İDDİALAR DA VAR. MESELÂ :
- "Kutsal Ruh'la dolu olan İstefan ise, gözlerini göğe dikip Tanrı'nın görkemini ve Tanrı'nın sağında duran İsâ'yı gördü. 'Bakın,' dedi, 'göklerin açıldığını ve İnsanoğlu'nun Tanrı'nın sağında durmakta olduğunu görüyorum.' (dedi.)"
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 7. BÂB , 55-56)
BURADA İSÂ ALEYHİSSELÂM'A "İNSANOĞLU" DENMESİ, "MERYEMOĞLU" ANLAMINA GELİR, DOĞRUDUR, BİR TANRILIK İDDİASI YOK. AMA GÖKLERİN AÇILDIĞINI, TANRI MAKAAMINI, VE İSÂ'YI TANRI'NIN SAĞINDA OTURDUĞUNU GÖRMESİ ANCAK MECÂZÎ ANLAMLA KABUL EDİLEBİLİR. ÇÜNKÜ SAĞINDA OLDUĞUNU GÖRMESİ İÇİN TANRI'YI DA GÖRMESİ GEREKİR Kİ, BU İMKÂNSIZDIR.
BELKİ DE BU İDDİASINDAN DOLAYIDIR Kİ, STEFAN KÂHİNLER TARAFINDAN TAŞLANARAK ÖLDÜRÜLÜR. TAŞLAYANLARIN ARASINDA SAUL ADLI HEM MUSEVÎ, HEM ROMALI, GREKÇE KONUŞAN SAUL DA VARDIR, DAHA SONRA PAUL/PAVLUS ADINI ALACAK, VE DÖRT İNCİL VERSİYONUNDAN DAHA FAZLA YAZI İLE YENİ AHİT'E GİRECEKTİR.
- "İstefan'ın öldürülmesini Saul da onaylamıştı. O gün Kudüs'teki inanlılar topluluğuna karşı korkunç bir baskı dönemi başladı. Elçiler hariç tüm imanlılar Yahudiye ve Samiriye'nin her yanına dağıldılar. ... Saul ise inanlılar topluluğunu kırıp geçiriyordu. Ev ev dolaşarak, kadın erkek demeden imanlıları dışarı sürüklüyor, hapse atıyordu."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 8. BÂB , 1-3)
- "Saul ise Rabb'in öğrencilerine karşı hâlâ tehdit ve ölüm soluyordu. Başkâhine gitti, Şam'daki havralara verilmek üzere mektuplar yazmasını istedi. Orada İsa'nın yolunda yürüyen kadın erkek, kimi bulsa tutuklayıp Kudüs'e getirmek niyetindeydi."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 9. BÂB , 1-2)
İLK HIRİSTİYANLARA BÖYLE ZULMEDEN SAUL, İDDİAYA GÖRE SONRA HİDÂYETE ERER :
- "Yol alıp Şam'a yaklaştığı sırada, birdenbire gökten gelen bir ışık çevresini aydınlattı. Yere yıkılan Saul, bir sesin kendisine, 'Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?' dediğini işitti. Saul, 'Ey efendim, sen kimsin?' dedi. 'Ben, senin zulmettiğin İsâ'yım,' diye cevap geldi. 'Haydi kalk ve kente gir, ne yapman gerektiği sana bildirilecek.' Saul'la birlikte yolculuk eden adamların dilleri tutuldu, oldukları yerde kalakaldılar. Sesi duydularsa da, kimseyi göremediler. Saul yerden kalktı, ama gözlerini açtığında hiçbir şey göremiyordu. Sonra kendisini elinden tutup Şam'a götürdüler. Üç gün boyunca gözleri görmeyen Saul hiçbir şey yiyip içmedi."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 9. BÂB , 3-9)
HEMEN HATIRLATALIM, BU SATIRLARIN YAZARI DAHA SONRA SAUL'UN ÖĞRENCİSİ OLAN LUKA... O ANDA YANINDA DEĞİL, MUHTEMELEN KISSAYI SAUL'UN KENDİSİNDEN DİNLEMİŞTİR. DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR, HATÂMIZ VARSA AFFETSİN AMA, ANLATILANLAR BİZDE "KERÂMETİ KENDİNDEN MENKUL ŞEYH" İNTİBÂI UYANDIRIYOR... VE SAUL'U, PEYGAMBERİMİZİN AZILI DÜŞMANI EBU SÜFYÂN'A, VE HAZRET-İ ALİ'YE ZULMEDEN OĞLU MUAVİYE'YE BENZETİYORUZ. EBU SÜFYAN SONRADAN MÜSLÜMAN OLMUŞ, OĞLU DA KISA ZAMANDA YÜKSELİP ÖNCE ZENGİN ŞAM ŞEHRİ VÂLİLİĞİNİ, SONRADAN HİLEYLE HALİFELİĞİ ELDE ETMİŞTİ... YAZILANLARI BU ANLAYIŞLA OKUYUNCA HERŞEY FARKLI GÖRÜNÜYOR:
- "Saul, birkaç gün Şam'daki öğrencilerin yanında kaldı. ... Saul ise günden güne güçleniyordu. İsa'nın Mesih olduğuna dair kanıtlar göstererek Şam'da yaşayan Yahudiler'i şaşkına çeviriyordu. Aradan günler geçti. Yahudiler, Saul'u öldürmek için bir düzen kurdular. Ne var ki, kurdukları düzenle ilgili haber Saul'a ulaştı. Yahudiler onu öldürmek için gece gündüz kentin kapılarını gözlüyorlardı. Ama Saul'un öğrencileri geceleyin kendisini aldılar, kentin surlarından sarkıttıkları bir küfe içinde aşağı indirdiler. Saul Kudüs'e varınca oradaki öğrencilere katılmaya çalıştı. Ama hepsi ondan korkuyor, İsa'nın bir öğrencisi olduğuna inanamıyorlardı. O zaman Barnaba onu alıp elçilere götürdü. Onlara, Saul'un Şam yolunda Rab'bi nasıl gördüğünü, Rab'bin de onunla konuştuğunu, Şam'da ise onun İsa adını nasıl korkusuzca duyurduğunu anlattı. Böylelikle Saul, Kudüs'te girip çıktıkları her yerde öğrencilerle birlikte bulunarak Rab'bin adını korkusuzca duyurmaya başladı. Dili Grekçe olan Yahudiler'le konuşup tartışıyordu. Ama onlar onu öldürmeyi tasarlıyorlardı. Kardeşler bunu öğrenince onu Sezariye'ye götürüp oradan Tarsus'a yolladılar."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 9. BÂB , 19-30)
YALNIZ, BİR HUSUSU EKLEMEDEN EDEMİYECEĞİZ. SAUL HAKKINDA KENDİ KANAATİMİZİ SÖYLEDİK. AMA KUR'AN'DA ŞÖYLE BİR ÂYET VAR :
- "SONRA ONLARIN İZİNCE, PEYGAMBERLERİMİZİ BİRBİRİ
ARDINCA GÖNDERDİK. ARKALARINDAN MERYEMOĞLU İSÂ'YI
GÖNDERDİK. VE ONA İNCİL'İ VERDİK. KENDİSİNE İTTİBA
EDENLERİN KALPLERİNE ŞEFKÂT VE MERHAMET KOYDUK."
(HADİD SÛRESİ, 26-27. ÂYET)
ACABA BUNUNLA, İLK BAŞLARDA İSÂ'YA VE HIRİSTİYANLAR'A KARŞI ZÂLİM BİRİ OLAN SAUL'UN SONRADAN MÜLÂYİM VE İNANAN BİRİ OLMASI KASTEDİLİYOR, OLABİLİR Mİ?.. SANMIYORUZ... AMA YİNE DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
ALLAH'IN İSÂ'YI YAHUDİLER'E KONMUŞ OLAN YASAKLARI HAFİFLETMEK İÇİN GÖNDERDİĞİNİ BİLİYORUZ. KUR'AN ÂYETİDİR... BUNU YAPTI MI, YAPABİLDİ Mİ, YAPAMADI MI, BİLMİYORUZ... AMA ONUN YERİNE PETRUS YAPAR... BÖYLE BİR HAKKI, YETKİSİ VAR MI, ONU DA BİLEMİYORUZ.
- "... Petrus dua etmek için dama çıktı. Acıkınca da yemek istedi. Yemek hazırlanırken Petrus kendinden geçti. Göğün açıldığını ve büyük bir çarşafı andıran bir nesnenin dört köşesinden sarkıtılarak yeryüzüne indirildiğini gördü. Çarşafın içinde, yeryüzünde yaşayan her türden dört ayaklı hayvanlar, sürüngenler ve gökte uçan kuşlar vardı. Bir ses ona, 'Kalk Petrus, kes ve ye!' dedi. 'Asla olmaz, Rab!' dedi Petrus. 'Hiçbir zaman murdar ya da kirli herhangi bir şey yememişimdir.' Ses tekrar, ikinci kez duyuldu; Petrus'a, 'Tanrı'nın temiz kıldıklarına sen murdar deme,' dedi. Bu, üç kez tekrarlandı. Sonra çarşafı andıran nesne hemen göğe alındı. Petrus şaşkınlık içindeydi."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 10. BÂB , 9-17)
TEVRAT'TA YAHUDİLER'E YASAKLANMIŞ YİYECEKLERİN UZUN BİR LİSTESİ VARDIR. DÖRT AYAKLARI ÜZERİNDE YÜRÜYEN HAYVANLAR ARASINDA, PENÇELERİ ÜZERİNDE YÜRÜYEN HAYVANLAR MURDAR SAYILMIŞTIR. (LEVİLİLER , 11. BÂB , 27)... SÜRÜNENLER ARASINDA FARE, GELİNCİK, KERTENKELE MURDARDIR. (LEVİLİLER , 11. BÂB , 29-30)... KUŞLAR ARASINDA KARTAL, TAVŞANCIL, ÇAYLAK, ATMACA, AKBABA, KARGA, BAYKUŞ, LEYLEK, HÜDHÜD, YARASA, DEVEKUŞUNUN YENMESİ MEKRUHTUR. (LEVİLİLER , 11. BÂB , 13-19)
KULLANILAN MURDAR VE MEKRUH KELİMELERİ, ACABA İSLÂM'DAKİ HARAM VE MEKRUH'A DENK Mİ, BİLMİYORUZ. YALNIZ PETRUS'UN VİZYONU HEPSİNİ SERBEST BIRAKIYOR!.. BUNLARA BAŞKA BİR BÖLÜMDE (LEVİLİLER , 11. BÂB , 7) MURDAR SAYILAN DOMUZ DA DÂHİL EDİLMİŞ Kİ, HIRİSTİYANLAR YİYORLAR!
SAUL'UN ÖĞRENCİSİ LUKA, PETRUS'UN BÖYLE BİR VİZYON GÖRDÜĞÜNÜ YAZMIŞ... YALAN VARSA, GÜNÂHI LUKA'NIN BOYNUNA MI, ONU YÖNLENDİREN SAUL'UN BOYNUNA MI, YOKSA "GÖRDÜM," DİYEN PETRUS'UN BOYNUNA MI, BİLEMİYORUZ.
- "O zaman Petrus söz alıp şöyle dedi: 'Tanrı'nın insanlar arasında ayrım yapmadığını, ama kendisinden korkan ve doğru olanı yapan kişiyi, ulusuna bakmaksızın kabul ettiğini gerçekten anlıyorum.' (dedi.)"
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 10. BÂB , 34-35)
BU ÖNEMLİ BİR CÜMLE. PETRUS KENDİ Mİ SÖYLEMİŞ, İSÂ ALEYHİSSELÂM'DAN MI DUYMUŞ, YOKSA TEVRAT'IN ŞU ANDA HATIRLAMADIĞIMIZ BİR YERİNDE Mİ VAR,BİLMİYORUZ. ANCAK İFÂDE YÜCE ALLAH'IN RAHMAN SIFATINA ATIFTA BULUNUYOR... RAHMAN ALLAH, YARATTIKLARI ARASINDA AYIRIM YAPMAZ. YAĞMUR YAĞDIRDI MI, BUNDAN İYİ İNSANLAR DA, KÖTÜ İNSANLAR DA YARARLANIR. CEYLÂN DA, YILANLAR DA O SUDAN İÇER... İYMAN EDENLERİ DE IRKINA, RENGİNE, CİNSİYETİNE GÖRE DE AYIRMAZ. MÜSLÜMANLAR BİR TARAĞIN DİŞLERİ GİBİDİRLER.
ANCAAAK, ALLAH'A, İSÂ ALEYHİSSELÂM'A, VE BU SÖZLERE İNANDIKLARINI SÖYLEYEN HIRİSTİYAN BATILILAR, DÂİMA AYIRIM YAPMIŞLARDIR. SÂDECE BAŞKA DİNLERDEN OLANLARA KARŞI DEĞİL; SÖZÜMONA KENDİ DİNLERİNE KABUL ETTİKLERİ IRKLARA, RENKLERE, KADINLARA KARŞI İNANILMAZ AYIRIMLAR YAPMIŞLARDIR!.. ASIRLAR BOYUNCA ZENCİLERİN RUHU OLMADIĞINI ÖNE SÜRMÜŞLERDİR!.. BEYAZ IRKIN DIŞINDA HERKESE KÖLELİĞİ LÂYIK GÖRMÜŞLERDİR.
BEYAZ DERKEN, AKÇA PAKÇA HERKESİ KASTETTİKLERİ SANILMASIN!.. SÂDECE HIRİSTİYAN BATI AVRUPALILAR'I, AVUSTRALYA'DAKİ BEYAZLARI VE KUZEY AMERİKALILAR'I KASTETMEKTEDİRLER. BİR BULGAR, BİR RUS, BİR ERMENİ TENİ NE KADAR BEYAZ OLURSA OLSUN, NE KADAR İYMANLI HIRİSTİYAN OLURSA OLSUN, BATI STANDARDINA GÖRE "BEYAZ" SAYILMAZ, İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ SINIF VATANDAŞTIR!..
EMPERYALİST HIRİSTİYAN BATILILAR'IN "SEVGİ VE EŞİTLİK" TERÂNELERİ, TAMÂMEN PALAVRADAN İBÂRETTİR!.. PEK AZI MÜSTESNÂ, (KUR'AN TÂBİRİ) KENDİLERİNDEN BAŞKA KİMSEYİ SEVMEZLER, KENDİ ARALARINDA BİLE EŞİTLİK ANLAYIŞI YOKTUR1.. YÜZYILLARIN AŞILMAZ SINIF BARİYERLERİ GÜNÜMÜZDE BİLE SÜRMEKTEDİR!.. DEMOKRASİNİN SÖZDE BEŞİĞİ İNGİLTERE'DE, "LORDLAR KAMARASI" ÜYELİĞİ, BABADAN OĞULA GEÇER, "AVAM (AYAK TAKIMI DEMEKTİR) KAMARASI" İSE SÖZDE SEÇİMLE OLUŞUR AMA, ASILARCA İNGİLİZ SÖMÜRGELERİNDEN BİR TEK HİNTLİ, BİR TEK ÇİNLİ, BİR TEK AFRİKALI, HATTÂ BİR TEK KUZEY AMERİKALI KATILAMAMIŞTIR!
KUR’AN’A GÖRE YAHUDİLER'İN VE HIRİSTİYANLAR'IN ÇOĞU KÖTÜ İŞLER YAPARLAR :
- "... İÇLERİNDE ILIMLI BİR ÜMMET VAR AMA, ONLARIN
ÇOĞU NE KÖTÜ İŞLER YAPIYORLAR..."
(MÂİDE SÛRESİ , 66. ÂYET)
DEVAM EDELİM :
- "Sonra Barnaba, Saul'u aramak için Tarsus'a gitti. Onu bulunca da Antakya'ya getirdi. Böylece Barnaba'yla Saul bütün bir yıl oradaki inanlılar topluluğuyla bir araya gelerek büyük bir kitleyi eğittiler. Öğrencilere ilk kez Antakya'da Mesihçiler adı verildi. O günlerde Kudüs'ten Antakya'ya bazı peygamberler geldi. Bunlardan Agabus adlı biri ortaya çıkıp bütün dünyada şiddetli bir kıtlık olacağını Ruh'un aracılığıyla bildirdi. Bu kıtlık, Klavdiyus'un imparatorluğu sırasında oldu."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 10. BÂB , 25-28)
BU BÖLÜMDE İKİ ÖNEMLİ HUSUS VAR. İSÂ'DAN KAÇ YIL SONRA BİLEMİYORUZ, AMA ARTIK ONA İNANANLARA YAHUDİ DEĞİL, "HIRİSTİYAN" DENMEYE BAŞLIYOR. "KİTÂB-I MUKADDES" TERCÜMESİ O KISMI "ŞAKİRTLERİN HIRİSTİYAN DİYE ÇAĞRILMASI" ŞEKLİNDE VERİYOR.
İKİNCİ HUSUS, DAHA ÖNCE DE BELİRTTİK, YAHUDİLER VE HIRİSTİYANLAR İÇİN PEYGAMBER VE KÂHİN HEMEN HEMEN AYNI ANLAMI TAŞIYOR. GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ, BURADA "PEYGAMBER" DENEN KİŞİ, ASLINDA BİR KÂHİN, VE GELECEKTEN HABER VERİYOR. ONA RUHULKUDÜS'ÜN ARACILIK ETTİĞİ BİLDİRİLMİŞ, ALLAH BİLİR DOĞRUSUNU. BU KITLIĞIN M.S. 41-54 YILLARI ARASINDA OLMASI BİZE BİR FİKİR VEREBİLİYOR.
BU ARADA İSÂ'NIN ÇARMIHA GERİLMESİ, GÖĞE ÇEKİLMESİ OLAYLARI İMPARATOR TİBERİUS DÖNEMİNDE CEREYAN ETTİĞİNE GÖRE, EN GEÇ M.S. 37'DE OLMUŞ OLABİLİR. HEMEN HATIRLATALIM, HER NE KADAR MİLÂDÎ TAKVİMİN İSÂ'NIN DOĞUMU İLE BAŞLADIĞI SÖYLENİYORSA DA, BU DOĞUMUN "0" YILINDAN BİR KAÇ SENE ÖNCE OLDUĞUNU HIRİSTİYAN TÂRİHÇİLER BELİRTİYORLAR. BUNA GÖRE İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN YERYÜZÜNDEN AYRILIŞI 34-35 YILLARINDA OLABİLİR.
ÖTE YANDAN HAZRET-İ İSÂ İLE HAZRET-İ MUHAMMED ARASINDA BİR PEYGAMBER KUR'AN'DA BİLDİRİLMEMİŞ. ANCAK "İSMİ BİLDİRİLMEYENLER DE VAR," DENİYOR AMA, BİR DE ŞU ÂYET VAR :
- "EY KİTÂP EHLİ!.. PEYGAMBERLERİN ARASI KESİLDİĞİ
BİR ZAMANDA SİZE (GERÇEĞİ) BEYÂN EDEN RESULÜMÜZ
(MUHAMMED) GELDİ." (MÂİDE SÛRESİ , 18. ÂYET)
BU ÂYETTEN, O ARALIKTA BAŞKA PEYGAMBER GELMEDİĞİNİ ANLIYORUZ.
- "O sırada kral Hirodes, imânlılar topluluğundan bazı kişileri, kötülük yapmak amacıyla yakalattı. Yuhanna'nın kardeşi Yâkup'u kılıçla öldürttü. Yahudiler'in bundan memnun kaldığını görünce ardından Petrus'u da yakalattı."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 11. BÂB , 1-3)
BURADA DA BİR TEREDDÜT UYANIYOR... BİR YAHUDİ KRALI HEROD VAR, M.Ö. 73 İLE M.Ö. 4 YILLARI ARASINDA YAŞAMIŞ... BÜYÜK HEROD DİYE BİLİNİYOR...İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN DOĞUMU MİLÂD'DAN BİR KAÇ YIL ÖNCE OLDUĞUNA GÖRE, ACABA ONUN DÖNEMİNDE Mİ?.. BİR DE LUKA'NIN BAHSETTİĞİ HEROD VAR, M.Ö. 23 İLE M.S. 18 YILLARI ARASINDA YAŞAMIŞ, ASLINDA KRAL DEĞİL: JUDEA, SAMARİA VE İDUMEA VÂLİSİ... HEROD ARCELEUS DİYE BİLİNİYOR... SONRA BÜYÜK HEROD'UN OĞLU HEROD ANTİPAS VAR, M.Ö.4 İLE M.S. 39 YILLARI ARASINDA YAHUDİ KRALI İMİŞ. HAZRET-İ YAHYA'YI O ÖLDÜRTÜYOR, HAZRET-İ İSÂ'NIN EZİYET GÖRMESİNE O SEBEP OLUYOR... MUHTEMELDİR Kİ, HAZRET-İ İSÂ'NIN DOĞUMU İLE YERYÜZÜNDEN AYRILIŞI ARASINDA BİR TEK KRAL VAR, HER ŞEY ONUN BAŞININ ALTINDAN ÇIKIYOR!.. BİR DE KRAL HEROD AGRİPPA VAR... YAZILANLARA GÖRE O DA M.S.37-44 ARASINDA KRALLIK YAPMIŞ, VE DEDESİ BÜYÜK HEROD'DAN SONRA GERÇEK KRAL OLARAK ADLANDIRILAN İLK KİŞİ OLMUŞ. DİĞERLERİ ASLINDA BİRER VÂLİ STATÜSÜNDE İMİŞLER. VE TABİİ BU ANTİPAS İLE AGRİPPA'NIN NASIL
M.S. 37-39 ARASINDA BİRLİKTE "KRAL" OLDUKLARINI AÇIKLIYOR. GERÇEK KRAL AGRİPPA, ANTİPAS İSE JUDEA VE SAMARİA BÖLGELERİNİN HÂKİMİ, VÂLİ STATÜSÜNDE.
ANCAK YÂKUB'UN ÖLDÜRÜLMESİ VE PETROS'UN HAPSE ATILMASI HEROD AGRİPPA DÖNEMİNDE OLDU İSE, M.S. 44 YILINDAN ÖNCE OLDU, ONU TESBİT EDİYORUZ... VELHÂSIL, BÜTÜN HERODLAR'I BİZ DERLEMİŞ, TOPARLAMIŞ OLDUK.
"RESÜLLERİN İŞLERİ" YAZARINA GÖRE, İSÂ'NIN ŞAKİRTLERİNE VE İNANANLARA EZİYET EDEN KRAL HEROD AGRİPPA'NIN ÂKIBETİ FECİ OLUR :
- "Belirlenen günde krallık giysilerini giymiş olan Hirodes tahtına oturarak halka bir konuşma yaptı. Halk, 'Bu bir insanın sesi değil, bir ilahın sesidir!' diye bağırıyordu. O anda Rabb'in bir meleği Hirodes'i vurdu. Çünkü Tanrı'ya ait olan yüceliği kendine mal etmişti. İçi kurtlarca kemirilerek can verdi."
(RESÜLLERİN İŞLERİ , 12. BÂB , 21-23)

OLDU MU, OLMADI MI, ALLAH BİLİR.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...