İnce gözlerine sığınan Bir Ebabil kuşunun azatlığında gönlüm.
Herşey, senin sesin mi semâmda Züleyha?
Bu Cılız kanat vuruşları, kalbimde ümit kuşlarının.
Bu Yüreğimin icinde düşüp kaybolduğum kuyu;
Şimdi dudaklarına kondurduğun bu aceleci hüzün.
Kalbimin Kırılgan mührü, yine Sırlı Bir Camda Züleyha ...
İstediğin Kadar kaybol sen Yusuf'un saraylarında
Yönünü, yer hep Yusuf'tur döndüğün.
Pencereden baktığın yer, hep güneştir Züleyha.
ONUN Taze su içtiğin Ve.
Hangi hâtıramda saklansan bulurum seni;
İlik Bir rüzgâr gibi esişinden tanırım seni Züleyha.
Kalbimin sokaklarında korkakça koşuşundan,
İnce A.Ş. gülüşlerinden "Züleyha Kokun" dan.
Hiç bulamazsam; Bir Azîz'in bakışlarından tanırım.
İstediğin Kadar sen Yusuf'un saraylarında kaybol.
Oysa kaybolan benim gönlünün dipsiz kuyusunda.
Kardeşim "yalnızlığın" yüküne altın kadehini koyan
Sonra onu da kendimi de ele veren benim ...
Dönen benim Züleyha, gökyüzünde kuşlar gibi yitik
Her seferinde vurulup sana dönen Sonra içlerinden.
Unutan benim benliğimi benim günbegün sana dönüşen A.Ş.
Seni Bir Yusuf'a dönüştüren Ve;
Sonra da soran benim sırrını hep göz izlerinden.
Taşıyamadığım, sen benim değilsin;
Kendi göğsümdeki yük benim Züleyha,
Zifir gönlümü kalem yapıp da
Müptelası Olan benim kumlara seni çizmelerin.
Yalınayak koşup da cam kırıklarının uzerinde;
Beni korkan benim SONRA onarmandan.
Kirlenmesin diye beyaz elbisen ayaklarımdaki kanlarla
Kendimden uzak tutup zindânlarıma atan benim
Ve tükenmesinden korkan vuslâtsız sevdâlarının ...
Oysa bütün, yollarım, sana çıkıyor Züleyha,
Hiç kanamaz dediğim yerlerim, Bir Bir kanıyor ...
Tutamadığın ellerim, gül gül kanıyor ...
«Söz geçir atardamarlarıma jel yine yüreğim ol da ...
Gözyaşların da Kardiyo yakıyor, Cehennem'den Bir kor da ... »
Züleyha, gözyaşlarımla büyüttüğüm Bir teldir saçın.
Göğsümde ince rüzgâr; yüzümü okşayan eldir saçın.
Zindan zindan yokluğunda esâretimi eleverir saçın ...
Saray da sensin oysa zindan da!
Asılayım BIR şafak vakti, zülfünde hatırlat da!
Bir kerecik saçlarında uyuyayım da,
Sonra küseyim,
Yitik Bir mavi gibi yazgına ... Sonra ...
Bütün yollarım, sana çıkıyor Züleyha ...
Doğum, BATIM, önüm, ardım, arzularım imânım ve ...
Rûhunun bestesi bu rüzgâr;
Ulaştırır sana ne hissetse kalbim; ne geçirse aklım ...
Çöllerimde gizlenişim bu çocukça;
Yeter mil yarım kaldığımı sensizken gizlemeye?!
Gül kokun ruhuma dolandıkça,
Gömsem neye yarar yüreğimi en kuytu yere!
Yollarım, Sanatoryumda çıkıyor Züleyha Bütün
Onun durağı senden Geçen bu hüzün tramvaylarında.
Pervane gibi çevrende donup donup
Bırakıyorum ruhumu Ateşten bakışlarına.
Bırakıyorum ruhumu Ateşten bakışlarına ...
Bırakıyorum ruhumu Ateşten bakışlarına ......
Züleyha, merhametliysen bu kalbi Sağ koyma;
Gözyaşınla da olsa vur, ama vur camdan hançerini ...
Ben ismail olayım; İbrahim başucumda Bir Sen;
Daya bembeyaz boynuma gâmdan hançerini ...
Ama sakın gözlerime Bir kerecik bakma.
Ama sakın gözlerime Bir kerecik bakma ...
Ama sakın gözlerime Bir kerecik bakma ......
Sorma "Ey Yusuf, nereye?" diye bana ...
Bütün kelimelerimle artık sustum hayata;
Gönlümdeki Kenân'adır şimdi yolculuğum ...
Akhenaton