HZ. HASAN VE DÖNEMİ
13Hz. Ali’nin ölümü üzerine Ehlibeyt’e hürmet ve saygı besleyen Kûfe halkı derhal Hz. Ali’nin
büyük oğlu Hasan’ı camiye getirerek ona biat ettiler. Hz. Hasan böylece babasından sonra
hilafet makamına seçilmiş oldu.
Şam’da oturan Muaviye, Hz. Hasan’ın halifeliğine karşı çıktı. Muaviye’nin kuvvetli bir ordu
ile Hz. Hasan’ın üstüne geldiği haberi yayıldı. Hz. Hasan, savaştan yana olmadığı halde Kûfe
eşrafının ısrarları karşısında kırk bin kişilik bir ordu hzırladı ve ordunun başına geçti.
Fakat bir süre sonra Muaviye’nin casusları ordu içine sızdılar. Muaviye ordusunun gücünden,
azametinden, kudretinden söz ederek askerlerin moralini bozdular. Bunun üzerine asker,
savaşmak istemedi ve ordu geri dönmeye başladı. Bazı askerler kızgınlıktan savaşın
sorumlusu olarak gördükleri Hz. Hasan’a saldırdılar. Hatta Rabia ve Hemdan kabilesi halkı
olmasaydı, Hz. Hasan bu saldırılar sonunda ölebilirdi.
Hz. Hasan’ı savaşmak zorunda bırakanlar şimdi de onu Müslümanlar arasında kan dökmekle
sorumlu tutuyorlardı. Peygamber torunu Hz. Hasan, Kûfe halkının kendisin eihanetinden çok
etkilendi. Bu ruh hali içinde, büyük bir kuvvetle gelen Muaviye’nin kumandanlarından Amr
oğlu Abdullah’ın Muaviye adına yaptığı bütün teklifleri kabul etti.
Buna göre;
a) Hasan hilafeti Muaviye’ye terk edecek ve ona biat edecekti.
b)Hilafet ölünceye kadar Muaviye’de kalacak,o ölünce Hasan’a geçecekti.
c) Hasan, medine’de ikamet edecek, Muaviye ona yılda 3.000 dirhem tazminat verecekti.
d) Camilerde Hz. Ali’ye sövmekten vazgeçilecekti.
Hz. Hasan, kardeşi Hz. Hüseyin’in karşı çıkmasına rağmen bu anlaşmayı imzaladı.
Arkasından da camiye giderek Muaviye’ye biat etti. Muaviye Hasan’dan sonra kardeşi
Hüseyin’in de kendisine biat etmesini istedi. Fakat hüseyin’in biat etmeyeceğini çok iyi bilen
Hasan buna şiddetle karşı çıktı.
Muaviye çok kısa bir süre sonra bu anlaşmayı bozdu. Hatta camide halka; “Ben sizinle
namaz, oruç için değil, size hükmetmek için savaştım ve muradıma eriştim. Hasan’la olan
ahdim, ayağımın altındadır” diye hitap etti.
Muaviye bununla da yetinmedi. Hz. Hasan’ın karısı Cude’yi, oğlu Yezid’le evlilik vaadiyle
aldatarak, kiralık adamı Mervan’ın suç ortaklığıyla Hz. Hasan’ı zehirletti. Muaviye, öbür
vaatler gibi Cude’ye vaadini de tutmadı. Söz verdiği parayı verdiyse de Peygamber’in
torununa bunu yapanın kendi oğuluna da kötülük edebileceği düşüncesiyle onu oğlu ile
evlendirmedi. Bir rivayete göre, Cude’yi de öldürttü.
Hz. Hasan’ı böylece ortadan kaldıran Muaviye, iki yüzlülüğünü onun ölümünden sonra da
sürdürdü. Örneğin, adamlarından Beşir’e, Hz. Hasan’ın ölümünden hemen sonra şunları
söyleyebiliyordu:
“Ya Beşir. Bilir misin bugün İslamın acı günüdür...
Hasan ölmüş. Sevgili peygamberimizin torunu vefat etmiştir. İslamın bir ışığı daha
sönmüştür...”
Bununla da yetinmeyen Muaviye, Beşir’e,
“Şam’da ne kadar kapı ve duvar varsa siyaha boyanacaktır. Sancaklar yarıya inecektir. Şam
simsiyah bir yas evi olacaktır...”
diye talimat da verecekti.
Muaviye kendi iktidarı için büyük bir tehlike olarak gördüğü Hz. Hasan’ı böylece ortadan
kaldırdıktan sonra uykularını kaçıran başka bir tehlikeyi de yok etmenin planlarını yapmaya
başladı. Bu tehlike Hz. Hasan’ın kardeşi, Hz. Ali’nin oğlu ve Hz. Muhammed’in sevgili
torunu İmam Hüseyin’di. İmam Hüseyin, Muaviye’ye biat etmemekte kararlıydı.
İmam Hasan’ın erkek, kız, onbeş çocuğu olmuştur.
Hz. Muhammed, torunları Hasan ve Hüseyin için, “Onlar dünyada benim iki demet
çiçeğimdir... Onları sevenler cennetliktir, onlara buğzedenlerse cehennemliktir” demişti.
Ayrıca, “Onları seven,beni sever, beni sevense Allah’ı sever; Allah’ı seveni Allah, Cennet’e
sokar; onlara buğzeden, bana buğzeder, bana buğzeden Allah’a buğzeder, kendisine
buğzedeni ise Allah Cehennem’e atar” şeklinde hadisleri de vardır. (Mecmua ve Müstedrik,
Zahair Ül Ukba’dan naklen s. 206-208, aktarma Gölpınarlı, s. 368)
Hz. Muhammed, Hasan ve Hüseyin’in kendi soyunun devamı olduğunu şöyle ifade etmişti:“Allah her peygamberin soyunu peygamberden yürütmüş benim soyumu ise,"Ebu Talip oğlu Ali'den izhar etti
Çünkü, Hz. muhammed’in erkek çocuğu olmuş ama yaşamamıştı. en sevdiği kızı
Fatmatüzzehra ise Ali ile evlenmiş ve ondan da Hasan ve Hüseyin olmuştu. Bir başka deyişle
İslamiyetin geleceği için öldürülen insanlar, İslamiyetin kurucusu Hz. Muhammed’in
torunlarıydı. Cinayetler de din adına işleniyordu
Hz. Muhammed, Hasan ve Hüseyin’in kendi soyunun devamı olduğunu şöyle ifade etmişti:“Allah her peygamberin soyunu peygamberden yürütmüş benim soyumu ise,"Ebu Talip oğlu Ali'den izhar etti
Çünkü, Hz. muhammed’in erkek çocuğu olmuş ama yaşamamıştı. en sevdiği kızı
Fatmatüzzehra ise Ali ile evlenmiş ve ondan da Hasan ve Hüseyin olmuştu. Bir başka deyişle
İslamiyetin geleceği için öldürülen insanlar, İslamiyetin kurucusu Hz. Muhammed’in
torunlarıydı. Cinayetler de din adına işleniyordu