13 Eylül 2013

ŞEYTANIN (İBLİSİN) SIRLARI İKİ

ŞEYTANIN (İBLİSİN) SIRLARI 

İKİ

Şeytan Ademoğlunu İğva Ederken Yararlandığı Hususlar

Ebû Bekr b. Ubeyd anlatıyor: Bâzı hadîsçiler İbn-i Mes’ûd’dan nakl etmişlerdir. O dedi ki; Rcsûlüllah (S.A. V.) şöyle buyurmuştur:
«Kadın avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan onu karşılar, durmadan iğvaya çalışır. Şeytana kulak asmadan yine namusu üzerine evine döndüğünde Allah’a en çok yakın olduğu andır.»
Hüseyin b. Sâlih’den nakl ediliyor: Şeytan kadına şöyle dermiş:
«Sen ordumun yansısın. Sen, atıp da yüzde yüz isabet ettiğim okumsun. Sen sırdaşımsm! Sen ihtiyaçlan- mı karşılamak için bir elçimsin!» *
Mâlik bin Dinar’dan rivayet edilmiştir: «Dünya, yanılmamın başıdır! Kadınlar şeytanın oyuncağıdır!»
Yine Malik b. Dinar’dan nakl edilmiştir: «Şeytan dünyadan çok, hiç kimseye güvenmez.»
Saîd b. El-Müseyyeb’den nakl ediliyor: «Allah hiç bir Peygamber göndermemiştir ki, İblis onu kadınlarla yanıltmaya çalışmamış olsun, (ama da yine bir şey yapamamıştır onlara.)
İbn-i Abbas’dan (R.A.) mervidir: Şeytan, erkeğe üç yerden musallat olur: Gözleri, kalbi, zikri. Kadına da üç yerden musallat olur: Gözleri, kalbi, arkası.
Katâde’den (R.A.) rivâyet edilmiştir: İblis yeryüzüne inince Yarabbi bana lâ’net ettin, şimdi benim işim ne olacak? deyince senin işin sihirdir! buyurdu.
Ne okuyacağım?
– Şiir.
Yemeğim nedir?
Her murdar et ve Allah’ın ismi üzerine anılmayan her şey.
  • İçeceğim?
  • Her sarhoş veren şey!
  • Ya, yurdum?.
  • Hamam.
  • - Meclisim?
Çarşı-pazar..
  • Müezzinim.
  • Zurna.
  • Avım?
  • Kadınlar, buyurdu.
Semûre b. Cundeb’deıı (R.A.) îivâyet edilmiştir: Allah’ın Resûlii (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır:
«— Şeytanın Kühlü ve yalayışı vardır. Kendi küh- lündcn insana bir kühl sürdüğü zaman insanın gözleri ağırlaşır, yalayışlarından, insana bir yalayış değdirdiğinde cüli kötü söyler.»
Hasan’dan nakl edilmiştir: Şeytanın kaşığı ve sürme danlığı vardır: Kaşığı yalan; sürmedanlığı ise zikir anında uykudur.
Halid b. Safvan’dan nakl ediliyor: «Şeytan hile ve desiseleri ile insanı, aldatmaya çalışır. Muvaffak olduğu zaman son derece neşelidir.»
Velıb b. Münebbih’den mervidir: «Seyyah bir abid
  • carmış. Şeytan ona bir şey yapmamış. Bu defa ona insanlar ne ile sapıtabileceğim, neden sormuyorsun? deyince, «Pekâlâ haber ver bakalım, onları ne ile sapıttırırsın?» demiş, bunun üzerine Şeytan şu cevabı vermiş:
  • Şud (aşırı cimrilik), Hiddet ve sarhoşluk.. Çünkü insan cimri olunca, ne kadar zengin olsa, mallarını
yinede ona az gösteririz.. Başkalarının malına göz diktiririz,. Hiddetli olunca onu çocuk oynatır gibi oynatırız. Sarhoş olunca onu kolayca isyana çekebiliriz..»
îbn-i Mes’ûd’dan (R.A.) nakl edilmiştir: «Şeytan zikir meclisine gelip, zikr edenleri yoldan çıkarmak istedi. Başaramadı. Sonra dünyadan bahs eden bir toplulu ğa girdL Onları yoldan çıkardı. Onlar kıyasiye dövüşmeye başlayınca, zikir meclisinde oturanlar onları uyumaya gittiler vc dağıldılar.»
Sabit el-Bennâi’den nakl ediliyor: «Hz. Peygamber Sallellâhıı Aleyhi Vessellem’in Peygamberliği başladığı zaman, Şeytan onun eshabım sapıtmak için arkadaşlarım salıverdi. Hepsi eli boşdönünce,
  • Ne o? Bir şey yapamadınız mı? diye sordu
—  Nerde… Çok sağlam karekterli insanlar, öyle
kimseleri hayatımızda görmedik! diye cevab verdiler. Bunun üzerine şeytan onları şu sözü ile ümidlendiMi:
«— Bekleyin bakalım, dünya futuhatına kavuşunca. onları kolayca aldatabileceksiniz, *
Ubeydullah b. Mevhib’den nakl ediyorlar:
A Şeytan bâzı peygamberlere görünmüş, onlar ona:
  • Adem oğlunun sırtım ne ile yere getirirsin? diye sorduklarında şu cevabı vermiş: t; G ad ab ve bevâ anında yakalarım onu!»
Hevsemcdcn nakl etmişlerdir: «Şöyle diyorlardı ¡¡büyüklerimiz) :
Şeytan dermiş ki: «Ademoğlu beni nasıl mağlûb edebilir ki? Sakin olduğu zaman gelip kalbine otururum! Kızdığı saman uçup kafasına konarım.»
BuııaT Buharı’nin, Ebû Hüreyre’den (R.A.) nakl ettiği şu hadîs şahittir:
«Bir adanı Allah Elçishıe (S.A.V.) cier ki: Bana hir tavsiyede bulun. Hz. Peygamber (S.A.V.) ona:
«—  Öfkelenme.» diye cevab verir ve bu sözünü bir kaç kere tekrarlar.»
Sahihte varit olmuştur: Peygamber (S.A.V.)’in huzurunda iki adam karşılıklı olarak bir birlerine fena lâkırdı söylediler. Birinin yüzü (sinirden) kıpkırmızı oldu. Peygamber (S.A.V.) ona bir kelime öğreteceğim, onu söylerse hissetiği şey bertaraf olur: (Eûzu billahi mineşşeytanırracîm..) »*
Sünen’de varit olmuştur:
«Öfke Şeytandandır. Şeytan ateştendir.. Ateşi su söndürür. Öyleyse sizden biriniz öfkelendiği zaman (hemen) abdest alsın!»
El-Muhamilî’Ellubâb’da gazab anında abdest almanın müstahab olduğunu söyler..
Şafillerden bâzılan derler ki, «Ondan başka bunu hiç kimsenin söylemediğine kaniiz.. Cenâb-ı Hak buyurmuştur ki: «(Habibim) sen (güçlü değil) kolaylığı (sağlayan yolu) tut! İyiliği emret, cahillerden yüz çevir. Eğer Şeytandan bir fit (gelip) seni dürterse hemen Allah’a sığın. Çünkü O, hakkıyle işidici, tam bilicidir.» (EKEnfâl: 199 ve 200)
Şeytanın bütün arzusu: öfkelenmiş kimseye, sonradan pişmanlık duyacağı, sevmiyeceği bir sözü söyletmektir.. Çünkü O, o sözü söylerse öfkesi gider ve sözüm ona: (rahata kavuşur!) Vallahul-Muvaffik..

Şeytan Cemataten Ayrılan Kişi İle Beraberdir

İmâm Ahmed, İbn-i Ömer (R.A.)’dan rivayet etmiştir: Ömer b. el-Hattâb (R.A.) cabiyede insanlara hi- tab ederken dedi ki: «Resûlüllah Sellellahu Aleyhi Ve- sellem ayağa kalkıp şöyle buyurdu: İçinizden her kim Cennet salasını isterse cemaate devam etsin. Çünkü Şeytan tek kişi ile bulunur. İki kişi olurlarsa (onlardan) uzak durur..» Sonra İmam Ahmed Cabir b. Samu- re (R.A.)’dan rivâyet etmiştir. Onda da: (Ömer Cabiye- de insanlara hittap etmiştir…) diye zikr etmiştir. Bu hadîsi Tirmizi rivayet ederek «bu hadîs, Hasn, sahihtir» demiştir..
Arfece’den (R.A.) rivâyet ediliyor: Resûlüllah (S. A.V.)’in şöyle buyurduğunu duydum:
«— Allah’ın yedi (Kudreti) cemaat üzerindedir. Şeytansa, cemaate muhalefet edenle (bulunur).»
Eddare-Kutnî  hadis âlimlerinden nakl ediyor. Usame b. Şureyk dedi ki, Resûlüllah (S.A.V.)’in şöyle buyurduğunu duydum:
«— Allah’ın yedi (Kudreti) Cemaat üzerindedir. Onlardan kim ayrılırsa, sürüden aynlanı kurt’un kaptığı gibi, onu da şeytanlar kaparlar.
İmâm Ahmed Ebî Vail vasıtasıyla İbn-i Mes’ûd (R. A.)’dan rivâyet ediyor:
«— Allah’ın Rcsûlü (S.A.V.) mübârek eliyle bir çizgi çizdi ve: «İşte bu Allah’ın dosdoğru yoludur!» dedi. Sonra sağma ve soluna bir çizgi çizerek bu yollarda, mutlaka Şeytan’ın uğrayıp, insanları azdırmağa çalıştığıyollardır. Dedi ve sonra şu âyeti okudu: «Şüphesiz bu benim dosdoğru yol umdur. Öyleyse ona uyun; (diğer) yollara uymayın,»
İmâm Ahmed Muaz b. Cebel (R.A.)’dan rivâyet etmiştir: 2 . «Hz. Peygamber Sallellalıu Aleyhi Vesellenı şöyle buyurmuşlardır: Şeytan, sürüden uzaklaşan koyunu kapan bir kurt gibi, insana musallat olan bir canavardır. Zinhar bölünmeyiniz. Cemaat ve mescidden avrılmayınız.»

Şeytanın Âlim Karşısında Zor Duruma Girmesi

Tiımizî  İbn-i Abbas’dan nakl ediyor. Resûlüllah. (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
«Tek bir fakîh, Şeytana karşı bin abidden daha güçlüdür.»
İbn-i Âsim, bâzı Basra âlimlerinden nakl ediyor: «Bir âlim ile bir âbit, Allah rızası için kardeş olmuşlar. Şeytanlar, İblîs’e demişler ki:
  • Biz onları birbirinden ayıramıyoruz! Şeytan onlara demiş ki; bu İşi ben beceririm! ,
Gitmiş  Âbid’in geçtiği yolun ortasında oturmuş.. Biraz sonra âbid çıkmış gelmiş. Şeytan yaşlı, gözlerinde secde eseri bulunan bir ihtiyar kılığına bürünerek ona karşı ayağa kalkmış ve yaklaşarak demiş ki:
  • Sana bir sual sormak istiyorum. Abid de:
  • Buyur, sor, bildiğim bir şey ise sana haber veririm, demiş.
  • Allah, gökleri, yeri, dağları, ağaçlan ve suyu, bir yumurtanın içine, yumurtayı büyütmeden, veya onları küçültmeden sokabilir mi? diye sorunca, âbid:
Şaşkın şaşkın:
«— Yumurtayı büyültmeden, onları küçültmeden.» demiş ve dona kalmış.
Şeytan ona:
  • Haydi yoluna devanı et! diye savmış ve arkadaşlarına dönerek:
  • Gördünüz mü, onu yere serdim. Şimdi onu Allah hakkında şüpheci yaptım, demiş.
Sonra gitmiş  Alimin geldiği yolun tam ortasında oturmuş. Alim gelince ayağa kalkmış aynı abide sorduğu suali sormuş fakat âlim kesin olarak:
«— Evet Allah, yeri, gökleri, dağlan ve denizleri, bir yumurtanın içine, yumurtayı büyültmeden, onları da küçültmeden sokmağa kadirdir?» deyince Şeytan bu def’a münkir s kılığına girerek: «— Onları küçültmeden, veya yumurtayı büyültmeden ha!» demiş. Fakat Âlim, kahraman bir sesle: «— Evet! Allah’ın işi şöyledir: Bir şey yapmak islediği zaman, ona (Ol!) der ve o iş oluverir, anladın mı?» diye bağırmış!
Şeytan, «Buna nerden geldiniz? Haydi dağılın!» demekten kendini alamamış.

Şeytan Ölüm Ânında Müslümana Bir Şey Yapamadığı Zaman Çok Şiddetli Ağlar

El-Kureşi der ki: Safvan, bâzı şeyhlerden şöyle nakl etmiştir: «Dünyada aldatarnadığı kimse ölünce, Şeytan hırsından çok şiddetli bir tarzda ağlar.»
Salih b. Ahmed b. Hanbel anlatıyor: «Babamın ölümü anında «Olmaz, olmaz!» dediğini duyunca kendilerinden:
  • Neden olmaz, olmaz! diyorsun? diye sordum. Şu cevabı verdiler:
«— Şeytan gelmiş, baş ucumda dikilmiş, beni sapıtmak istiyor; ben de onun meşûm tekliflerine: Olmaz, olmaz diye cevab veriyorum.»
Ebû Dâvud rivâyet etmiştir: Allah’ın Resûlü (S.A. V.) dua ederken şöyle derlerdi: (Ölüm anında Şeytanın çarpmasından sana sığınırım!»
Allah’ın lûtfu ve keremi sayesinde ölüm anında sıkı durmayı, şaşırmamayı dileriz (Allahdan).

Şeytanın Şerrinden Kurtularak Çıkan Bir Mü’minin Ruhuna Melekler Sevinçlerinden Hayret Ederler

Abdullah b. Ahmed b. Hanbel dedi ki, Hadisçilerden bazıları Abdulazîz b. Refî’den şöyle nakl etmişlerdir:
«Mü’minin Ruhu Sema’ya çıkarıldığı zaman, melekler: «— Bu kulu, Şeytandan kurtaran Allah’ı teşbih ederiz! Ne mutîu ona; nasıl olmuş kurtulmuş!» derler ve sevinçlerini izhar ederler.»
Ebul-Farav b. El-Cevzî der ki, Şeytanların fitnesi ve sataşması mü’minlere karşı çok mikdarda olduğundan, onlardan kurtulan kişi için böyle taaccub ifade eden sözler söylenir.
Harût ile Marût’a heva ve heves galebe çalınca kurtulamadılar. Onun için melekler bir mü’minin şeytandan kurtulduğunu görünce hayret ederler. Tevfik Allah’dan..

İblisin Herkesden Evvel Yaptığı İşler

İbn-i Ebî  Şeybe ile Ebû Urûbe (Evâü)lerinde rivayet ediyorlar. İbn-i Şîrîn dedi ki: «İlk kıyas yapan İblis- dir. Güneş ve Ay’a kıyas yaparak tapmıştır.»
Haşan el-Basrî  der ki: «İblîs kıyas yaptı. İlk kıyap yapan O’dur.»
Bunun mânası  şudur: İlk defa kendi nefsine bakıp da Âdem ile kendisini kıyas yapıp Âdem’e secde yapmaktan imtina eden O olmuştur. Oysa Meleklerle birlikte Allah ona da secde’yi emretmişti.
Kıyas, bir Nass karşılığında olursa kökünden çürük ve bozuk olur.
Sonra Şeytanın yaptığı kıyas, 86. babta da anlattığımız gibi, 15 yönden çürütülmüştür.
fMeymun b. Mihran’dan nakl ediliyor: İbn-i Ömer’e (R.A.) :
«Yatsıya ilk defa (Ateme) adını veren kimdir?» sorunca, «Şeytandır» diye cevab verdi.
  • El-Bağavî’ye göre, biçimsiz ve kötü şekilde ilk ağlayan O’dur.
Cabir Merfu olarak rivâyet etmiştir: «tik defa şarkı söyleyen, Şeytandır!»

İblisin Çığlıkları

Beka b. Muhalled, tefsirinde zikr etmiştir: îblîs dört kere çığlık atmıştır:
  1. Lanetlendiği zaman,
  2. Yeryüzüne indirildiği zaman,
  3. Muhammed (S.A.V.), peygamber olarak gönderildiği zaman,
  4. Fatihatul-kitab (Fatiha-i Şerife) nazil olduğu zaman. Çığlık, —bağırıp çağırmak— Şeytan amelindedir.
İbn-i Dureyd (renne ve erenne) (El-Hanîn gibi Er- renîn) kökünden gelmedir.
Şair :
«Erenııe âlâ lıakbi hayalin Turûketün.
Ve keme yeşkû  aseben Kad Rennâ.
demiştir.
El-Esmaî  bu kelimenin (Renne) değil de (Zenne te- kabbuz edip kurudu) olduğunu iddia etti.
Said b. Cubeyr’den rivâyet edilmiştir: «Allah İblis’e lânet ettiği zaman melâike suretinden çıktı ve çığlık attı. Kıyamete kadar kopanlan bütün çığlıklar ondandır.
İblîs, Hz. Peygamber (S.A.V.)’i Mekke’de ayakta namaz kılarken görünce diğer bir çığlığını atmıştır.
Hz. Peygamber (S.A.V.) Mekke’yi feth edince bir çiğlik daha basmıştır melûn.. Bu çığlığı duya» bütün zürriyeti toplanmış ve onlara:
  • Muhammed (S.A.V.)’in ümmetini, şirke döndürmekten ümidinizi kesin.
Lükin onlara iğva vermekten kaçınmayın. Arala- nnda şarkı ve şiiri yayın, emrini verdi.
İbn-i Eb’id-Dünya der ki: Bâzı hadis âlimleri İbn-i Abbas’a dayandırdıktan bir rivâyette îbn-i Abbas’dan (H.A.) şöyle nakl ederler:
«Allah İblis’i halk ettiği zaman, İbiis haykırdı. Allah ona lânet etsin.»

İblisin Tahtı Deniz Üstündedir

Müslim, Cabir (R.A.)’dan rivayet etmiştir: Resûlül- lah (S.A.V.)’in şöyle buyurduğunu duydum: «İblis’in tahtı deniz üstündedir. Adamlarım gönderir. İnsanları saptırmağa çalışır. Ona göre onların en büyüğü, en büyük fitneyi başarabilendir. Biri gelip de ben böyle böyle yaptım derse ona: Sen bir şey yapmadın ki.» dîye mukabele eder.
Sora onlardan biri gelip: «Ben onun yakasım bırakmadım nihayet karısı ile birbirinden ayırdım» derse, onu kendine yaklaştırır ve: «Aferin iyi etmişin!» deyip onu tâlif eder.»
Ahmed de bu hadîsi muhtelif tariklerden rivayet etmiştir..
Ebî Saîd’den (R.A.) nakl edilmiştir. Resûlüllah (S. A.V.) İbn-i Said’e sordu:
«— Ne görüyorsun? diye..
■ ‘—Su üstünde bir taht görüyorum. Veyahut deniz üstünde etrafını yılaların çevirdiği bir taht görüyorum.
• İşte o, İblis’in tahtıdır, buyurdular.
Cüneyd, tefsirinde zikr etmiştir. Ebû Reyhane’den nakl ediliyor:
Resûlüllah (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır: «İblis su üzerinde kendisine bir taht edindi. Bir adama iki şeytan gönderir ve onlara tam bir sene mühlhet verir. Bir sene zarfında o adamı yoldan çıkarabilmişlerse ne alâ..
Yok, eğer çıkaramamışlarsa, ellerini, ayaklarını kesip onları asar. Sonra aynı adama iki şeytan daha gön- rir.»
El-Hafız İbn-i Mendah der ki, bu hadisi yalnız Ebû Beki* b. Ayyaş rivayet etmiştir.
El-Hafız Ez-Zehebî der ki: Bu hadîs, garibdir, mün- kerdîr. Yalnız bu isnadla bilinmektedir.

Şeytanın Bayrağı Dikmesi

Müslim, Selman’dan (R.A.) rivâyet etmiştir. Resûlüllah (S.A.V.) ‘şöyle buyurmuşlardır: «Mümkün olsa, çarşıya ilk giren ve son çıkan kimse olma. Çünkü orası şeytanın savaş yeridir ve orada diker bayrağını..»
Bu hadîs, başka bir tfanal ile Selman el-Farisî’ve mevkuten şöyle nakl edilmiştir: «Çünkü o, şeytanın yumurtladığı yerdir, sancağı ona yakın olur.»

İblis Çocuklarının Her Birine Bir Vazife Verilir

Abdullah b. Muhammed b. Ubeyd der ki: Hadîs âlimlerinden bâzıları, Muhammedden nakl etmişlerdir ki: ((İblis’in beş çocuğu vardır. Her bireıierine bir iş buyurmuştur. Ve hepsine ayrı ayrı ad vermiştir; Sebr, A’ver, Mes’ut, Dasim ve Zilenbûr.
Sabr’e gelince, Musibet ve felâket anlarında, insanları ağlatmak, yaka paçayı yırtmak, yanakları dövdür- mekle mükellefdir. Bir de cahiliyet dâvâsını yaptırır.
A-Vere gelince: Kişiye zina emretmek ve onu yaptırmakla mükellefdir.
Mes’ût’e gelince: O da yalancılık yaptırır insana.
Dasim’e gelince: Bu da kişi ile beraber evine girer, evdeki ayıpları ve noksanları  gösterir ve onu ev halkına karşı lüzumsuz yere hücum ettirir..
Zilenbur’e gelince: Çarşı işlerinde insanlara musal- lah olur, bayrağını  çarşıya diker. Vellahu Aiem..

Şeytan İnsanın Her İşinde Hazır Bulunur

Müslim ve Tirrnizi Cabir’den (R.A.) rivayet etmişlerdir. Allah Resûlli (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: «Şüphe yok ki Şeytan birinizin her işinde hazır bulunur, hıattâ yemek yerken bile. Bir lokma düştüğü vakit hemen alsın, üstündekini silsin ve yesin, şeytana bırakmasın. Yemekten fariğ olunca da parmaklarını yalasın. Çünkü hangi yemeğinde bereket olduğunu bilemez.»

Kişi Hanımı ile insî İlişki Kurarken Şeytan da Orada Hazır Bulunur

Enes b. Mâlik (R.A.)’dan rivayet edildiğine göre,. Allah’ın Resulü  (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır: «Sizden biriniz, eğer cima anında (Bismillahi, Allahını şeytanı bizden ve bize vereceğin zürriyetteıı uzaklaştır!) diye dua ederse ve bu temasda bir çocuk takdir edilmiş olursa şeytan ona asla zarar veremez.» Bu hadîsi Sahihayn’- de rivâyet edilmiştir.
Kadı tyad der ki: Hiç kimse bu hadisi bütün zarar, iğva ve vesveseye haml ederek umumî mânada kullanmamıştır.
Ulemânın bâzısına göre hadîsdeki (Ma) harfi nekredir, (ellezi) mânasında olamaz. Çünkü O, (Eliezi) mânasında olursa erkek için olmaz, (şey) anlamında olur.
İbn-i Cerîr (Tehzibul-Asar)ında der ki: Hadîsçiler- den bazıları mücahidden şöyle nakl etmişlerdir:
«Kişi, cima ederken (besmele) çekmezse şeytan zekerine çullanır ve onunla cima eder.
Cinlerin cima yaptığım geçen sahnelerimizde nakl ettiğimiz (Onlara ne ins ve ne de Cânn d okunmamıştır) âyet-i kerîmeden anlamış bulunuyoruz.
Yine, otuz dördüncü  babta İbn-i Abbas’ın şu sözünü de nakl etmiştik:
«Allah ve Resulü, kişinin, hanımına hayız halinde gelmesi nehy etmişlerdir. Çünkü o halde ona gelip de kadın hamile kalırsa muhannes doğurur!»
Et-Tartuşî, bunu, (Tahrimiul-fevâhiş) kitabında zikr etmiştir..

Çocuk Doğduğu Zaman Şeytanin Hazır Bulunması

Sahihayn’da Ebû Hüreyre (R.A.)’dan nakl edilmiştir: Resûlüllah Sellellahu Aleyhi Vesellem buyurmuşlardır:
«Ademoğullarımn çocuklarından hiç bir çocuk yoktur ki, doğduğu zaman şeytan orada bulunup da çığlık atmasın. Attığı çığlıktan çocuğu da korkutur. Yalnız Meryem ve oğlu bundan istisna edilmiştir.»
Müslim’in yaptığı rivayette şu kaya vardır: «Şey- tan ona çığlık atar, onun çığlıkı etkisinde kalarak çocuk da ağlamağa başlar.»
Bu babta Ebû  Hüreyre demiştir ki: «İsterseniz (Onu ve zürriyetini sana şeytan-ı Recîm’den sığındırırım.) mealindeki âyeti okuyunuz.»
Buharînin rivâyetinde şu lâfız vardır: «Ben Adem’den doğan her çocuğun gözlerine şeytan, o çocuğ doğduğu zaman vurur. Meryemoğlu İsâ hariç. Ona vurmak için teşebbüse geçti ama vuramadı, onun yerine duvara vurdu.»
Yine Ebû  Hüreyre (R.A.)’dan rivayet edilmiştir. Resûlüllah (S.A.V.) buyururlar ki: «Çocuğun ağlaması şeytan fitnesidir.» Ebû Iiatem rivâyet etmiştir.
Es-Suheylî  der ki: Çünkü İsâ (A.S.) İnsan menisin- den yaratılmamıştır. O, Ruhul-Kuds-ün nefhinden meydana gelmiştir. Bu durum, hiç bir zaman İsa’nın Mu- hammed (S.A.V.)’e üstün olmasını gerektirmez. Çünkü O, şeytanın iğva ve vesvesesinden tamamen arınmış, kalbi hikmet ve imanla dolmuştur. Bu durum ona, Ru- hul-Kuds onun içini kar ve buzla tertemiz yıkayıp pak ettikten sonra hasıl olmuştur.
Çünkü  Şeytanın fiti meniyi harekete getiren şehvet mahallinde bulunur.
Şehvetlerin yanında bulunur şeytan daima. Hele mü’min olmayanın şehvetinden hiç ayrılmaz. İşte o fit tertemiz yavruyu değil de o baya racidir.
Onun içindir ki, Peygamber Sellellahu aleyhi vesel- lem’in göğsü yarılmış, içi bu gibi kötü duygulardan tertemiz edilmiştir.. Onda ne şeytanın iğvası ve ne de vereceği vesvesesi kalmıştır. Allah en iyi bilendir.

Şeytan Ademoğluna Dokunur

Tirmizî  İbn-i Mes’ûd (R.A.)’dan nakl edilen bir hadîs rivayet etmiştir. Resûlüllah (S.A.V.) buyurmuşlardır : «Şeytanın, Ademoğluna bir dokunması vardır. ‘ Şeytanın, dokunması kötüyü, yaptırır, gerçeği yalanlattım. Melek’in dokunması ise, hayn yaptırır ve gerçegi tasdik ettirir. Bunu kendinde bulan kimse bilsin ki, bu, Allah’tandır ve Allah’a hamd etsin. Öbürünü kendinde gören kimse, Şeytan’dan Allah’a sığınsın. Sonra (Şeytan fakri vad edip fuhşiyatı emreder) mealindeki âyeti okudular.»

Şeytan Ademoğlunda Kanının Dolaştığı Yerde Dolaşır

Sahiheyn’de Safiyye bint Hay’dan rivâyet edilmiştir. Allah’ın Resûlü (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır:
«Şüphe yok ki Şeytan Adem oğlunda, kadının dolaştığı yerde dolaşır.
Bu hadisi, Ebû  Davud ve diğerleri bazen Safiyye’- den ve bâzan Enes’den rivâyet etmişlerdir.
İbn-i Ebrd-Dünya der ki: Bâzı hadîs bilginleri İbn-i Ümer’den rivayet ettiklerine göre İbn-i Ömer (R.A.) şöyle demiştir: «Şeytan’dan nasıl kurtulabiliriz ki o, Ademoğlunun kanının dolaştığı yerde dolaşır.»
Ebû Bekr ibn-i Ebî Dâvud (Kitabul-Vesvese) sinde der ki:
Bâzı hadîs  âlimleri El-Muğîre yoluyla İbrahim’den şöyle nakl etmişlerdir:
«Şeytan zekerde dolaşır, duburda yumurtlar.
Geçen bahislerde şeytanın insan bedenine nasıl gireceği hakkında uzun uzun bilgi vermiştik. Cisimlerin bir birine nasıl gireceği hakkında fazla bilgi isteyen, o bahislere müracaat etsin.

Gece Vakitleri Şeytanların Yayılması ve Çocuklara Satışmaları

Sahihayn’ds Cabir (R.A.)’dan nakl edildiğine göre Allah’ın Resulü (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır:
«Gece karanlık basınca, çocuklarınızı dışarı  gitmekten meıı’edin. Şeytanlar o zaman yayılırlar. Gece karanlık saatlerinden bir saat geçince kapılan kilitleyin, şeytanları dışaıda bırakın! Allah’ın adını zikr edin ve kapılarınızı örtün! Allah’ın ismini zikr edin. Onlara bir şey taarruz ederse lâmbalarınızı süııdürün.» Başka bir rivayette: «Şeytan kitlenmiş kapıyı açamaz» kaydı vardır.

Şeytanı Çocuklardan Uzaklaştıran Unsurlar

Harb’ul-Kermanî  anlatıyor. Hadis âlimlerinden bâ- zıları Ebû Ubeyde el-belhî vasıtasıyla El-Hasen’den nakl ettiklerine göre Allahın Resûlü (S.A.V) şöyle buyurmuştur:
«Evlerde güvercinler edinin. Çünkü onlar, şeytanı, çocuklarınızdan men’ederler.»
Harb diyor ki, Ahmed’den işittim dedi ki: «Kişinin evlerde güvercin ve kuşlar beslemesinde bir beis yoktur. Onları ehlileştirir. Onlarla her ne kadar şeytanlar men’ediliyorsa da ben şahsen kerih görüyorum.»

Üzerinde Yatılmayan Yatakta Şeytanın Uyuması

El-Kureşî der ki: Bâzı hadisçiler İbn-i Hazim’den nakl etmişlerdir:’
«Evde serilip de içinde yatılmayan hiç bir yatak yoktur ki, şeytan onun üstünde uyumasın!»
Bana göre bu, üzerine besmele çekilmeyen yataktır. Besmele çekildikten sonra şeytan orada uyuyamaz. Yalnız yatak değil, yiyecek, içecek ve giyeceklerin hepsinde de durum aynıdır. Besmele çekilmezse şeytan onlara yapacağını yapar: Yemeği ve suyu itlâf eder. Yukarda geçen hadîslerde, buna delâlet edecek bilgiler sunduk.

Şeytanin Öğle Uykusuna Yatmaması

Abdullah b. Ahmed’den nakl ediliyor: «Babam, kış olsun, yaz olsun öğlen uykusuna yatardı  ve beni de yatırırdı. Ve derdi ki: Ömer b. El-Hattâb şöyle demiştir:
Öğlen uykusuna, yatın; çünkü şeytanlar öğlen uykusuna yatmazlar!
Ca’fer b. Muhammed der ki: «Öğlen uykusu aklı geliştirir.»
Katade, Enes b. Malik’den (RA.) rivayet, etmiştir: «Üç şey’e dikkat etmek lâzımdır: Oruç, gündüz uyuyup, gece sehere kalkmak, içmeden önce yemek.

Şeytanın Uyuyan Kimsenin Başına Düğüm Atması

Buharî  ile Müslim, ebû Hureyre’den (R.A.) rivayet etmişlerdir. Resûlüllah (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır: «Sizden biriniz uyuduğunda, şeytan başının kafasına doğru üç düğüm atar. Her düğümü  (bütün gece uyu!) diyerek yerine yerleştirir.. Sizden biriniz uyandığı  zaman Allahi zikr ederse, düğümlerden bir tanesi çözülür, abdest alırsa öteki düğüm de çözülür, namaz kılarsa düğümlerden hiç biri kalmaz.. Sabah olunca kendini fevkâlade hinç ve neşeli hisseder. Aksi halde kendini bedbin ve tembel hisseder..»
Sahiheyn’de İbn-i Mes’ûd’den nakl ediliyor: «Allah elçisinin (S.A.V.) yanında sabaha kadar uyuyup da namaza kalkmayan kışi’derı söz açıldı; peygamber (S.A. V.) onun hakkında buyurdu ki, İşte bu adamın kulağına — veya her iki kulağına— şeytan bevl etmiştir (idrarını yapmıştır).»
Bu hal, yatarken âyetel-Kürsî’yi veya da Bakare sûresinin son ayetlerini veya kendini şeytan şerrinden muhafaza edecek herhangi ir şeyi okumadanyatan kimse’ye ariz olur. Yoksa bunları okuyan kimseye  yukarıda ki bahislerde de anlattığımız vechiyle— şeytan bir şey yapamaz. Nitekim yukarıda geçen hadîsler bunlardan herhangi birini okuyan kimseye şeytanın yaklaşamıya- cağını delâlet etmiştir.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...