20 Şubat 2012

Camiu`s-Sagir 1.cilt 2 nci Bölüm Peygamber s.a.v.Fazileti

KONU: PEYGAMBERİMİZİN FAZİLETİ

1- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz ben iyikliklerin kapısı açmak, kilitli kalpleri fethetmek için gönderilen son peygam­berim.
Hikmetleri toplayan ve o hikmetleri çözen Kur'an-ı Kerim bana verildi. Bana verilen Kur'an'da ( ve îlka edilen vahyde ) sözü özü verildi, bildirildi.[694]
Hikmet ve akla dayanmayanlar sizi helake sürüklemesin.”
2- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben ancak, tebligacıyım, hidayeti veren Allah’ır. Her şeyi veren Allah'tır. Ben ancak, taksim ederim verileni.”[695]
3- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben, (ganimet mallarını) herkese eşit veriyorum. Sevdiklerime, arzu ettiğim halde onların yüzükoyun cehenneme atılmalarından korktuğum için fazla vermiyorum.”[696]
O Habibullah cihana gelince yedi kat yer ve göklerin ehli, hepsi, onu görmeye geldiler. Cennetten Huril-İyn denilen iri gözlü huriler, her birinin ellerinde nurdan tabaklar olduğu halde geldiler, Muhanı-med Aieyhisselam'm üzerine saçtılar. Bütün putlar, yüzleri üzerine düştüler. O gün bin tane kilisenin kubbesi çöktü. Kisranm sarayı da çöktü ve tak'ı çatlayıp yıkıldı. Save denizi yere geçti ve Mecusilerin ateşleri söndü.[697]
4- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben Mekke'de öyle taşlar bilirim ki, ben peygamber olarak gönderilmezden önce beni selamlarlardı.”[698]
5- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Benim kalbime de gölge düştüğü için, dünya işleri ile uğraştığımdan dolayı kalbimi meşgule den bu bulutları dağıtması için günde yüz defa tövbe ederim.”[699]
6- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben bedduacı olarak değil, alemler için rahmet olarak gönderildim.”[700]
7- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Muhakkak ki ben bedduacı olarak gönderilmedim.”[701]
8- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Gerçi ben latife yapmaktayım. Ancak, benim latifelerim başkası gibi yalan taşımaz, gerçeği ifade eder.”[702]
9- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cenabı hak, bana her şe­yin anahtarlarını verdi. Ancak, beş şeyi bildirmedi. Kıyametin ne zaman kopacağını Allah bilir.”[703]
10- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biraz önce cennet ve ce­hennem bana şu duvarın üzerinde gösterildi. Hayri ve şerri bugünkü gibi görmedim. Şayet sizin benim bildiklerimi bilmiş olsaydınız, az güler çok ağlardınız.”[704]
O Hazret'in gölgesi yoktu. Çünkü kendisi baştan ayağa nurdu. Şüphesiz nurun da gölgesi olmaz. Aynı zamanda başı üzerinde bir, parça bulut vardı. Nereye giderse o bulut da kendisiyle beraber giderdi. Gözü, önünü nasıl görürse arkadan da öyle görürdü. Aynı zaman­da bir bakışta Maşrıkı ve Mağribi görürdü. Kulağı da uyanıkken nasıl işitirse uyurken de aynı şekilde işitirdi. Burnundaki mucize de şöy­leydi ki, Cebrail. Aleyhisselam vahiy için ona geldiği zaman gökten ay­rılır ayrılmaz kokusundan anlardı. Dişlerinin nurundan gece yollar görünürdü, bir şey kayb olsa onun nurunun aydınlığında bulunurdu![705]
11- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ümmetimin hali, iyi ve kö­tü anı elleriyle birlikte bana gösterildi. Ümmetimin güzel amellerin­den yoldan taş atmayı (yolu islah etmeyi) de gördüm. Kötü ameller­den de mescide (ve civardaki) atılıp, gömülmeyen tükürüğün cezayı gerektiren suç olduğunu gördüm.”[706]
12- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Dün gece ümmetimin hali bana şu odanın yanında gösterildi. Ümmetimden her adamı, sizin arkadaşınızı tanımanızdan daha iyi tanıyordum. Çünkü Onlar bana toprak kayıplar halinde gösterildi.”[707]
13- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Medine'nin ufuklarında ki melekler beklerken, Taun hastalığı ve Deccal Medine'ye hiç bir zaman giremez.”[708]
14- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Aydınlık gecelerde ve ışıklı günlerde bana salavat okuyunuz. Bu salavatlar bana arzedilecektir.”[709]
15- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cuma gecesi ve Cuma günü bana çok salavat okuyunuz. Bu gün ve gece bana çok salavat okuyan kimse için ben tanık ve şefaatçi olurum.”[710]
16- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cennet kapısına gelir ve açılmasını isterim. Cennet baş kapıcısı bana kim olduğumu sorar ben de, Muhammed deyince şöyle cevap verecektir: Bu kapıyı sana açmaya ve senden önce kimseye açmamaya emrolundum.”[711]
17- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allah'dan bana bir gelen geldi. Beni, ümmetimin yarısının cennete girmesi ile tümüne şefaat etmem arasında muhayyer bıraktı. Ben şefaat etmemi tercih ettim. Şefaatim, Allah'a şirk koşmadan ölen kimseler için olacaktır.”[712]
Arkasında güvercin, yumurtası kadar Nübüvvet Mührü vardı Ter­lediği zaman teri, gül ve misk gibi kokardı. Bir avuç toprak ile on iki bin asken perişan eyledi. Bir parmağı ile işaret etmesi üzerine av gökten yere inip iki parça oldu ve nebiliğine şehadet eyledi Bir eece ay, gökten yere inip beşiğini salladı. Parmağından sular aktı. Zehirli pişmiş kuzu dile gelip ona:[713]
18- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Rabbimden bana birisi gelerek şöyle dedi: Kim sana bir selavat getirirse, onun karşılığı olarak Yüce Allah o kimseye on iyilik yazar, on kötülüğünü de bağışlar on defa derecesini yükseltir ve o selavatm aynısını da sahibine iade eder.”[714]
19- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cebrail ( a.s.) geldi ve şöyle dedi: Gerçekten benim ve senin Rabbin sana diyor ki: “ Habibim zikrinin nasıl yükseltildiğini biliyor musun? “ Ben dedim ki Allah daha iyi bilir. Cenab-ı Hak buyurdu: “ Ben nerede zikr olundumsa benimle beraber sen de zikdedildin.”[715]
20- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Müezzinin sesini duyduğunuz zaman, onun söyledikleri gibi siz de söyleyiniz. Sonra bana se lavat getiriniz. Kim bana selavat getirirse, Yüce Allah o kimseye on merhamet eder. Sonra benim için Allah'tan vesileyi isteyiniz. Vesile cennette öyle bir değirli makamdır ki, o ancak Allah'ın kullarından birisine verilecektir. O kulun da yalnız ben olacağımı ümit ediyorum. Kim benim için vesileyi isterse şefaatim ona helal olsun.”[716]
21- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben kıyamet günü peygamberlerin önderi, hatibi ve şefaatçisi olacağım. Bu benim için bir gururlanma değil, belki Allahın (c.c.) bana vermiş olduğu nimetlerden bahsetmemdir.”[717]
“Ey Resûlullah, benden yeme, dedi.
Hurma ağacını yere dikti, o anda bitip üzerinden hurma yediler. Her nereye giderse taşlar ve ağaçlar ona selam verirdi ve onlarla ko­nuşurdu. Bütün halkı, güzel ahlakı ile kul eylemişti. Hiç bir vakit ri­ya işlemedi. Bir nefes de nefsinin arzusuna uymadı. Hükmederken kimseyi kimseye üstün tutmadı ve iltimas etmedi. Fakr ile iftihar ederdi. Süslü ve gösterişli elbiseleri sevmez, fakirler gibi aba giyerdi. Tevazuundan arpa ekmeği yer, yemek yemezdi. Dünyaya “Mel'un” der, dünya ehline meyil ve muhabbet göstermezdi. Hiç ihtilam olmadı, üzerine sinek konmadı ve kendisini bit, pire isırmadı. Hak Teala Haz­retleri, onu bütün peygamberlere üstün yarattı. Onun için Halim bir kişiliğe ve cömert ahlaka sahip idi. Belağati, fesahati, sabrı, rızası kemalde, halka karşı da şefkatli ve muhabbetli idi. Bir kişi onu davet[718]
22- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kıyamet günü perdelerin arkasından birisi şöyle seslenir. “Ey toplum ehli, Muhammed’in kızı Fatıma geçinceye kadar gözlerinizi kapayınız.”[719]
23- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Dikkat, Yüce Allah'a and olsun ki, şüphesiz ben semada ve yerde emin ( güvenilir kişi lakabıyla) çağrılırım.”[720]
24- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sözlerin en doğrusu Alla­h’ın kelamı Kur'an-ı Kerim'dir. Hidayet yollarının en üstünü Hz. Allah’ın yolundan giden, Muhammedin yoludur. İslama uymayan her şey bidattir. Her bidat sapıklık, her sapıklığın yolu da cehennemdir. Kıyamet ansızın gelecektir. ( şahadet parmağı ile orta parmağının ara­sındaki yakınlığı göstererek ) ben ve kıyamet işte böyle. ( birbirimize çok yakınız) kıyamet sabah akşam ansızın gelecektir. Ben her mümine öz nefsinden daha yakınım. Çünkü malını terk ederek ölen bir kimsenin malı onundur. (yani varislerindir.) Geride bıraktığı bütün borcunun ödenmesi, çocuklarının bakılıp yetiştirilmesi ise bana aittir. Çünkü ben müminlerin velisiyim.”[721]
25- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz yüce Allah siz müminleri üç tehlikeden kurtarmıştır.
a) Peygamberimiz Hz. Muhammedin size beddua etmesinden. Eğer beddua etseydi helak olurdunuz.
b) Batılı desdekliyenin, hakkı tutana galip gelmesinden.
c) Batıl bir inanç üzerinde fikir birliğine varmanızdan.”[722]
eylese giderdi. Hasta olsalar gidip onların hallerini sorardı. Eğer bir kişi seferde ölse onun gaip namazını kılardı. Eğer şehirde ölse cena­zesinde hazır olurdu.
İlim ehline cahillerden fazla hürmet gösterirdi. Kafirlere ve münafıklara asla riayet eylemezdi. Kimseye sövmedi, küsmedi, tükürmedi. Fenalık edene iyilik ederdi. Bir meclise geldiği zaman nerede yer bu­lursa orada otururdu. Zenginleri, zenginliği için ağırlamadı ve derviş­leri, derviş oldukları için horlamadı. Elbisesini kendi yamardı. Hangi davara gerekse binerdi, ar etmezdi. Yolda düşkün bir kimseye rastla-sa onu hayvanına bindirirdi. Pazartesi ve Perşembe, biyz (gök ayının 13, 14, 15.) günleri ve aşure günlerinde oruç tutardı. Geceleri de iba­det eder, on rik'at namaz kılardı, ondan sonra vitr namazını kılardı. Yatacağı zaman da döşeğinin yanında iki rik'at namaz kılardı.[723]
26- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Yüce Allah beni cömert ve yumuşak huylu bir insan olarak yaratmış, zalim ve kindar olarak yaratmamıştır.”[724]
27- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Allah halkı yarattı, beni onların en hayırlı fırkası içinde kıldı. Sonra fırkaları ikiye ayırdı. Beni en hayırlısının içinde kıldı. Sonra kabileleri seçti beni en hayırlısının içinde kıldı. Sonra evleri seçti, yine beni evlerin en hayırlısı içinde kıldı. Ben onların nefis bakımından da, ev ba­kımından da en hayırlı olanıyım.”[725] 28- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Her kafilenin bir öncüsü vardır. (Kıyamette) havuz başında da sizin öncünüz benim. Kim ha­vuza gelir su içirse asla susamaz. Susamıyan kimse de cennete girer.”[726]
29- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allah'a yemin ederim ki, benden sonra size benden daha adaletli olanını asla bulamayacaksınız.”[727]
30- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Benden önceki peygamberlerden hiç birine verilmeyen şeyler bana verildi:
a) Düşmanın kalbine düşürülen korkuyla yardım olundum.
b) Yerin anahtarları ( her türlü keşiflerin anahtarları) bana verildi.
c) Ahmet adıyla isimlendirildim.
d) ( suyun olmadığı yerlerde ) toprak benim için temizleyici kılın­dı.”[728]
31- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kelimelerin anahtarları, toplaycıları ve sonuncuları bana verildi. ( Kur'an-ı Kerim)”[729]
Na't-i Hazret-i Peygamberi
Eyleyen uşşakı şeyda daima
Tal’atındır ya Resûlallah senin
Derd ile ah ettiren subh ü mesa
Hasretindir ya Resûlallah senin.[730]
32- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Gerçekten nebiler topluluğunun üzerine belalar ve musibetler kat kat verilir.”[731]
33- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz herhangi bir müslümanın hakkını almak maksadıyla, bu minberin yanında ya­lan yere yemin ederse, Yüce Allah o kimseyi dünyadaki durumu kadar iyi olursa olsun, yine cehenneme koyar.”[732]
34- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Her peygambere (infaslı) insanların inanacağı bir veya bir kaç tane mucize verilmiştir. Vah yoluyla bana verilen en açık mucize ise: Kur'an-i Kerim'dir. Kıyamet günü benim peşimden gelecek ümmetimin, her peygamberin üm­metinden çok olacağını umuyorum.”[733]
35- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bana öylesine beş meziyet verildi ki, o meziyetler hiç bir peygambere verilmemeştir:
a) Benim korkumun bir aylık mesafede bulunan düşmanlarımın ta kalbine girmesi.
b) Yeryüzü bana mescid, ( su bulunmadığı yerde teyemmüm etmek için ) toprağın da temizleyici olması.
c) Benden önce ganimet malı hiç kimseye helal olmadığı halde ba­na helal kılınması.
d) Her nebinin peygamberliği yalnız kendi kavmine mahsus olduğu halde benim peygamberliğimin bütün insanlığı kapsaması.”[734]
36- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hayatım sizler için faydalıdır. Çünkü bilmediklerinizi bana sorup öğrenirseniz. Ben öldüğüm zaman vefatım da sizler için faydalı­dır. Zira, sizin dünyada iken, yapmiş olduklarınızın (iyi, kötü) hep­si bir bir bana gösterilecektir. İyisini gördüğüm zaman Allah'a hamd ederim. Kötüsünü görürsem sizler için istiğfar ederim.”[735]
Rûz ü şeb karım benim ef gan iden
Nar-ı hasretle dilim suzan iden
Dembedem bu gözlerim giryan iden
Firkatindir ya Resûlallah senin.
Esfiyanın gördüğü Iûtf-ı Huda
Evliyanın sürdüğü zevk ü sefa
Enbiyanın bulduğu rıfat şeha
Devletindir ya Resûlallah senin.[736]
37- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Benim nezdimde kıyamet günü insanların en üstünü, bana en çok selavat getirendir.”[737]
38- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Allahın (c.c.) öyle melekleri vardır ki, kendilerine ( insanların ) ibadetlerini işitme duygusu verilmiştir. Kim bana selavat getirirse o melekler onu bana ulaştırır. Rabbime yalvardım ki, bana selavat getiren kuluna on tane rahmetini ihsan eylesin.”[738]
39- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Hz. Allah'ın öyle melekleri vardır ki, yeryüzünde dolaşıp ümmetimden bana selam getirirler.”[739]
40- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz her peygamberin diğer geçmiş peygamberlerden yardım eden bir dostu vardır. Ba­na yardım eden dostum ise atam Hz. İbrahimdir.”[740]
41- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz benim bir kaç tane ismim vardır:
a) Muhammed: Herkesin methu sena ettiği kimse,
b) Ahmet: Allaha çokça hamdü sena eden.
c) Haşır: Bütün insanların etrafında toplanacağı kişi.
d) Mahi: Her türlü küfrü imha eden kişi.
e ) Akib: Son peygamber.”[741]
Merhamet kıl ben garip avareye
Mücrimem, rahm eyle yüzü kareye
Şefkat itmek bi-kes ü biçareye
Adetindir ya Resûlallah senin.
Ey şefi-ül müznibin nur-i ehad
Bir garibindir Nasuhi kıl meded
Bab-ı-lûtfundan kerem kıl itme red
Ümmetindir ya Resûlallah senin.
Aşağıdaki Hadis-i Kudsinin meali buna delalet eder.[742]
42- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Peygamberler namaz kılmak üzere kabirlerin de sağ olarak yaşamaktadırlar.”[743]
43- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Peygamberler önder, din alimleri ise, dinin efendileridir. Bunların meclisleri fazilet üstünlüğüdür.”[744]
44- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben Adem Peygamberden beri, anam ve babam beni dünyaya getirinceye kadar o arada geçen bütün nesillerden, zina yoluyla değil, nikah yoluyla gelmişim. Cahiliyetin fuhuş kirlerinden en ufak bir leke benim vücuduma karışmamıştır.”[745]
45- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Adem oğlunun en seçkinleri beş kişidir. Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed (a. ş.) Beş kişinin en seçikini ise, efendimiz Muhammed' (s. a. s.) dir.”[746]
46- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Annem beni dünyaya getirdiği zaman Basra apartmanlarını nurlandıran bir nurun kendisinden sıçradığını görüyordu.”[747]
47- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Annem, Şam apartmanlarını aydınlatan bir nurun kendisinde peyda olduğu rüyasında görüyordu.”[748]
“Resulüm, Ya Muhammed aleyhîsselam. Eğer, sen olma­saydın bu cihanı halk etmezdim” diyor. Diğer bir ayette: (Ey insanlar, muhakkak ki Resulü Azîz geldi.) Diğer bir ayetinde: (Kim ki Resulüme itaat etti, muhakkak bana itaat etti) di­yor. Başka bir ayetinde: (Habibim! Senin mübarek ismini ve evsafı cemilini yükselttim.)
Bir gün ashabın kibarından bir zat Resule sordu:
(Ya Resûlallah, siz ne vakitten beri nebisiniz.) Resulü Ekrem efendimiz:
(Adem nebî, su ile toprak arasında iken ben nebî idim) buyurdular.
Ey aşıkı sadık! Bu ayetlerden ve hadîslerden düşünerek hisse almak lazımdır. Bir gün yine efendimiz, bütün kainatın efendisi, Hazreti Ömer radıyallahu anh efendimize:
(Beni ne kadar seversin ya Ömer?) diye buyurdu. Hazreti Ömer radı­yallahu anh cevabında: (Ya Resûlallah, seni her şeyden fazla[749]
48- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben Rabbimi gözlerimle görme şerefine nail oldum.”[750]
49- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben Cebrail (a.s.) altıyüz kanadıyla birlikte gördüm.”[751]
50- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Oturduğunuz meclislerinizi bana selavat getirmekle süsleyiniz. Çünkü selavatlarmız sizin için nur olacaktır. ( Kıyamet günü o nurun sayesinde sırat köprüsünden geçmeyi başaracaksınız.)”[752]
51- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bir melek yanıma gelerek bana selam verdikten sonra şöyle dedi: Ben devamlı olarak senin le müşerref olmak için Allah’ımdan müsaade istiyordum. (Melek da­ha sonra şöyle dedi:) “Ey Allah’ın Resulü sana müjdeler olsun ki, Allah’ın nezdinde senden daha iyi bir hiç kimse yoktur.”[753]
52- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey müminler bana selavat getiriniz. Zira üzerime getirilen selavatlar, günahlarınızın kirlerini temizleyen manevi bir alettir.”[754]
53- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey müminler bana selavat getiriniz ve tam manasıyla dua ediniz. Sonra şöyle deyiniz : Allahümme saîli ala Muhammedin ve alaa'li Muhammed, ve barik ala Muhammed'in ve ala a'li Muhammedin kema berak te a'la İbrahime ve , alaa'li İbrahim inneke hamidüm mecid.
Allah’ım, efendimiz Hz. Muhammedin ve aile efradının derecelerini yükselt ve makamlarını ali eyle. İbrahim (a. s.) ve aile efradına ihsan da bulunduğun fevzü bereketini, Hz.Muhammed ve aile efradını da ba­ğışla. Çünkü sen şüphesiz hamid ve mecitsin.”[755]
54- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey müminler beni selavatla andığınız zaman, diğer peygamberlere de salavat getiriniz. Zi­ra ben peygamber olarak gönderildiğim gibi onlar da gönderilmişlerdir.”[756]
severim, fakat nefsimi senden fazla severim.) deyince,
“Val­lahi ya Ömer, sen kamil mü'min olamadın” cevabını verdi. Hazreti Ömer bu söz üstüne ağlayarak:
“Ya Resûlallah seni şimdi, nefsimden de ziyade seviyorum” dedi. O zaman Resûlullah:
“Şimdi mü'mini kamil oldun ya Ömer” buyurdular.[757]
55- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben dört meziyetle insanlardan üstün kılılndım.
a) Cömertlikle
b) Cesurlukla
c) Zevcelerime karşı iyi davranmakla
d) Beden kuvvetiyle”[758]
56- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biz (ben ve ümmetim…) bütün insanlardan üstün kılındık.
a) Namazda cemaatımızın safları (semadaki) meleklerin safları gibi olması
b) Yerin bütün kıtalarile birlikte bize namaz kılacak bir mescit olarak verilmesi
c) Su bulamadığımız yerin topraklarının temizleyici olmasıdır.
Bekare suresinin son ayetleri, arşı a’lanın altında bulunan ilahi defineden ancak bize verildiğini, bizden başka hiç kimseye nasip olmadığını bildir.”[759]
57- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben iki meziyetle Adem peygamberden üstün kılındım.
a) Bana musallat olan şeytan, kafir olmasına rağmen, Yüce Allah yardım etti. O da bana teslim oldu.
b) Zevcelerim hak yolunda bana yardımcı olduğu halde, Adem peygamberin zevcesi günah işlemede kendisine yardımcı olmuştur.”[760]
58- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Peygamberlerin bütün malları ümmetine sadaka kalır. Ailelerine yedirip giydirdikleri müstesnadır. Çünkü biz peygamberlerin malları miras olarak bırakılmaz.”[761]
59- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Benden sonra beni en fazla seven kişiler, bütün çoluk çocuğunu feda etmek pahasına da olsa, beni görmek isteyenlerdir.”[762]
Demek Rasulü her şeyden fazla, nefsimizden fazla sevmedikçe kamil imana nail olamayacağımız bu hadis ile sabit oldu.
Bir gün bir Arabi gelerek:
“Ya Resulullah, kıyamet ne zamandır?” Diye sual etti. Efendimiz bu suale karşı:
“Ey Arabi; o bir emri mukarrerdir. Ne vakit olsa olacaktır. Sen o gün için[763]
60- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben peygamber iken Adem aleyhisselam ruh ile ceset arasında idi.”[764]
61- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberinizde sabah namazının abdestini alerken, Medinelilerin hizmetçileri, abdest aldığı yere su kabları ile geliyorlardı. Peygamberimiz kablarda bulunan sulara fevzü bereket girsin diye, herkesin kabına elini daldırdı.”[765]
62- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Eğer Musa peygamber sağ olup gelseydi. Sizde beni bırakarak O'na tabi olsaydınız, şüphesiz ki doğru yoldan sapmış olacaktınız. Peygamberlerin arasında size düşen hisse benim. Ümmetlerin arasında bana düşen hisse ise sizlersiniz.”[766]
63- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben Allahtan başka haki­ki bir dost edinseydim Ebu Bekri (r.a.) dost edinirdim. Fakat O be­nim din kardeşim ve hakiki bir arkadaşımdır.”[767]
64- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey müminler, her birinizin cehennem ateşine düşmemesi içiz (manen) eteğinizden tutup kurtarmağa çalışıyorum.”[768]
65- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz benim vefatım­la yeryüzüne gelecek olan musibet müslümanları kuvvetlendirir.”[769]
ne hazırladın?) buyurdu. Arabî: (Ya Resûlallah hiç bir ha­zırlığım yoktur, ama Allahı ve seni severim.) dedi. Hazreti Peygamber buyurdular ki:
(Bu sözde sadık isen sevdiğin ile berabersin.)
Nakledilir ki, Hak Teala Hazretleri, Fahr-i Alem Hazretlerinin nurundan bir ağaç yarattı, dört budağı vardı. Ona Yakîn Ağacı derlerdi. Ondan sonra Muhammed Mustafa Aleyhisselam'ın nurunu inci­den bir zarf içinde zahir eyledi. Bir tavus kuşu suretinde o ağacın üzerine kondu. Bin sene o ağacın üzerinde teşbih eyledi. Ondan sonra Hak Teala Hazretleri haya aynasını, o tavusun karşısına koydu. Ta­vus kuşu, o aynaya baktığı zaman çok güzel surette ve gayet süslü bir heybette olduğunu gördü. Utandı, beş kere secde etti. Böylece o secde, bize beş vakit namaz oldu.[770]
66- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kurban kesmek size değil bana farz kılınmıştır. Kuşluk namazı kılmak size değil, bana emrolunmuştur.”[771]
67- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Her peygamber hastalandığı vakit, dünyayı isteyip eski sıhhatine dönmek ile (ahirette Allah’ın cemalini görmek için ) irtihal etmenin arasında muhayyer bırakılır.”[772]
68- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Her peygamber vefat ettiğinde kırk sabahın dışında, her gün kabrinde ( kıyamete kadar namaz kılmak için ) ayağa kalkar.”[773]
70- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Asıl cimri, yanında anıldığım zaman bana selavat getirmeyendir.”[774]
71- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Doğru ve kolay olan bir dinle birlikte sizlere peygamber olarak gönderildim. Öyleyse yolum­dan ayrılan insan benden değildir.”[775]
72- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben kıyamete yakın (hakiki bir gayeyi tahakkuk için ) kılıcımla savaşmağa gönderildim. Eşi ve ortağı olmayan Allah'a ibadet edilsin. Benim rızkım mızrak gölgesi altında kılınmıştır. Hakaret ve küçüklük lekeleri bana muhale­fet edenlerindir. Başka bir millete benzeyen bir kimse onlardan sayılır.”[776]
Hak Teala Hazretleri, o nura yine nazar eyledi. O nur, Hak'ctan haya edip terledi. Böylece Hak Teala Hazretleri, onun başının terin­den melekleri yarattı. Yüzünün terinden de Arş'i, Kürs'i, Levh'i, Ka­lem’i, Güneş'i, Ay'ı ve yıldızları yarattı. Gövdesinin terinden ise Nebi­leri, Resulleri, Alimleri, Şehidleri ve Salihleri yarattı. O tavusun kuy­ruğunun terinden de Yahudileri, Nasarayı ve münafıkları yarattı. Ayağının terinden de yerleri ve yerlerin içindekileri yarattı, ta esfeles-safiline ve cehennemle cehennemin içindekilere vanncaya kadar...
Ondan sonra Hak Teala. Hazretleri dedi:
“ Ey Muhammed, önüne nazar eyle.”[777]
73- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Rüyasında beni gören (kı­yamet günü ) beni mutlaka görecektir. Çünkü şeytan Benim suretime girip rüyasında hiç bir insana kendisini gösteremez.”[778]
74- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kim beni rüyasında görürse, mutlaka uyanıkken de görür. Çünkü Şeytan benim şeklime giremez.”[779]
75- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kim Beni Medine'i münevvereye gelip sadece Allalı rızası için ziyaret ederse, Ben de onun Kıyamet günü dostu ve şefaatçisi olurum.”[780]
76- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kim kabrim yanında bana selavatı şerife getirirse Ben onu işitirim (karşılık olarak ona dua ederim.) Kim memleketine dönerken Bana selavat getirirse, memleketine varmasına vesile olurum.”[781]
77- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kim Bana bir kere selavat getirirse, Yüce Allah kendisine Uhut dağı kadar sevap yazacaktır.”[782]
78- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Doğudan esen rüzgarla, düşmanlarıma karşı Bana yardımcı olundu. Dinsiz kavmi ise batıdan esen rüzgarla helak oldular.”[783]
79- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allah Benden hadis­leri dinleyip başkalarına ulaştıranlardan razı olsun. Umulur ki ulaş­tırılan kimseler daha anlayışlı olabilir.”[784]
Muhammed Mustafa Aleyhisselanı önüne nazar ettiği zaman her tarafının nur olduğunu gördü. Önündeki nur, Hazreti Ebubekir'in nu­ru idi. Onun ardında Hazreti Ömer'in nuru, sağında Hazreti Osman'ın nuru, solunda ise Hazreti Ali'nin nuru vardı. Allah hepsinden razı olsun.
Ondan sonra Muhammed Mustafa Aleyhisselanı Hazretlerinin nuru, yetmiş bin sene Hakkı tesbih ve zikreyledi. Bundan sonra evve­la nebilerin canlarını yarattı. Hak Teala Hazretleri nebilerin canlarını yarattığı zaman onlar: “La ilahe illallahu Muhammedün resûlullah” dediler.[785]
80- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allaha yemin ederim ki, ben her gün yetmiş kereden fazla tevbe ve istiğfar ederim.”[786]
81- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey insanlar benden bir kere dahi olsun şüphelenmeyin. Çünkü ben ancak, Allah'ın helal kıldıklarına helal, haram kıldıklarına da haramdır derim.”[787]
82- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Benimle sizin durumunuzla yaktığı ateşe atlayan kelebekleri kurtarmaya çalışan kimselerin du­rumu gibidir. Çünkü ben ( dininizi öğretmek suretiyle ) sizi eteğiniz den tutup ateşten kurtarmağa çalışırken, siz de elimden kaçıp ( çeşitli günahlar işleyerek ) ateşe atlıyorsunuz.”[788]
83- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Benim kıyametin durumu ( ha geldi, ha gelecek diye) yarış eden iki koşu atma benzer. Yine benimle sizin durumunuz, daha önce gönderilip düşman bu tarafa geliyor diye elbiselerini çıkararak işaret eden bir öncüye benzer.”[789]
Bundan sonra Hak Teala Hazretleri bir kandil yarattı. Muhammed Aleyhisselam'ın ruhunu dünyadaki gibi tasvir eyledi, o kandile koydu, namaz kılar gibi... Ondan sonra nebilerin canları, Muhammed Aleyhisselam'ın ruhu çevresinde iki yüz bin yıl tavaf eylediler. On­dan sonra Hak Teala Hazretleri, ruhlara buyurdu:
“Muhammed Aleyh is selam'a nazar edin.”
Bunun üzerine ruhlar, ona nazar eylediler. Her kim başını gördüyse yeryüzüne sultan oldu. Her kim alnını gördüyse adil oldu.
Alemler nura gark oldu,
Muhammed doğduğu gece.
Mü,min, münafık fark oldu,
Muhammed doğduğu gece.
Gökten yere nûr atıldı,
Yediler kırka katıldı,
Keşişlerin dili tutuldu,
Muhamraed doğduğu gece.[790]
84- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben müminlere öz nefis­lerinden daha üstünüm. Çünkü borçlu olarak ölen bir müminin borcunun ödenmesi bana aittir. Şayet malı varsa o malı varislerine ka­lır.”[791]
85- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Benim ismim Muhammed (a.s.) dır. Babamın adı Abdullah Bin Muttalip İbni Haşim, İbni Abdi Menaf, İbni Kuseyy, İbni Hekim, İbni Mürre Kaab, İbni Lüey, İbni Galib, İbni Fihr, İbni Malik, İbni Nazır, İbni Kinane, İbni Hüzeyme, İbni Müdrike, İbni İlyas, İbni Mudar, İbni Mirar, İbni Mead, bunlar benim atalarımdır. Yüce Allah neslimi iki grubu ayırdığı zaman beni en iyi gruptan eylemiştir. Ben bir ana ve babadan nikah yolu ile dünyaya geldim. Adem Peygamberden bu ana kadar gelmiş geçmiş olan ecdadımdan bana fuhuş lekelerinden hiç bir leke bulaşmamıştır Öyleyse ben soyca hepinizden daha üstünüm.”[792]
86- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz ben, yalanı ve yanlışı olmayan doğru bir peygamberim. Aynı zamanda Abdulmattalibin torunuyum.”[793]
87- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz ben, yalanı, yanlışı olmayan doğru bir peygamberim. Aynı zamanda Abdulmuttalibin torunuyum. Ben soyca en halis bir arabım. Kureyş kabilesinden olup Said B. Bekri kabilesinde büyümüşüm. Benim lisanım olan Arap dili­ne yanlışlıklar nereden karışır?”[794]
Muhammedi anadan düştü,
Kafirlerin aklı şaştı,
Kiliseler hep yere göçtü,
Muhammed doğduğu gece
Suyun rengi nura döndü,
Gökten yere nurlar indi,
Hep susuzlar suya kandı,
Muhammed doğduğu gece[795]
88- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ben kıyamet günü herkesden evvel dirilip, kabrimden çıkarak mahşer meydanına geleceğim. Allah'ın huzuruna gelen insanların hatibi, O'nun rahmetinden umutlarını kesenlerin müjdeleyicisi ben olacağım. O şiddetli günde hamd sancağı eline verilecektir. Allah'ın indinde insanların en üstün olani benim. Bu, benim için bir iftihar meselesi değil, belki Yüce Allah’ın bana verdiği nimetlerini ikrar etmemdir.”[796]
94- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kıyamet günü insanların, en çok peşinden gidecek olan peygamber ben olacağım. (Ümmetim diğer peygamberlerin ümmetinden daha fazla olacaktır.) Ve cennet’in kapısını çalacak ilk insan yine ben olacağım.”[797]
91- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yer yarılarak kabrimden en önce çıkacak, cennetin zinetlerinden giyecek, arşı A'lanın sağında ilk önce ayağa kalkacak ben olacağım. Arşı A'lanın sağında o makama benden başka hiç kimse oturmayacaktır.”[798]
92- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yer yarılarak kabrinden, ilk önce ben çıkacağım. Ondan sonra Ebu Bekir, Ömer, sonra Medi­ne ahalisi çıkarak benimle birlikte, kabirlerinden çıkan Mekke’lileri bekleyeceğiz.”[799]
93- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kıyamet günü bütün insanların efendisi, yer yarılarak kabrinden ilk çıkacak insanlara şefaat kabul edilecek yine ben olacağım.”[800]
Cenabı-risaletmeab efendimiz, Rebiulevvelin on ikinci Pa­zartesi günü, Rumî nisanın yirmi veya yirmi ikisinde; duha vaktinde zuhur edeceği için; nisan yağmurları buna binaen mübarek ve şifalı ve berekete sebeb olmuştur. Efendimiz doğ­duğu gece, Kabe ikiye ayrılmıştı. Bu vak'adan dolayı, Kureyş çok korkmuşlar, türlü türlü bu hadiseyi tefsir etmişlerdi. Ki­misi Hz. Amine'nin pederinin o gece alemi bekaya gitmesin­den ötürü olduğunu ileri sürüyordu. Zira, o gece Resul hazret­lerinin anne dedeleri olan Vahab bin Abdi-Menaf ki, arabın sayılı kişilerindendi. Efendimizin doğduğu gece onun vefat haberi Mekke'ye yayılmıştı.
Kureyş, bu münazaada iken, Kabe'nin, içinden işittikleri[801]

KONU: SALİH KULLARI SEVMEK

1- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Herkes sevdikleriyle kıyamet günü hışırda beraber olacaktır.”[75]
2- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İmanın lezzetini (ibadetlerin zevkini tatmak ) isteyen, bir mü'min kardeşini sevmek isterse onu Allah için sevsin”[76]
3- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kişinin din kardeşine güler yüzlülük ve şefkat göstererek bakması, şu camim de yapılan bir senelik itikaf ibadetinden daha üstündür.”[77]
4- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Karşılaşan iki mü'min kardeş, birbirlerinin ellerini tutarak Allah'a hamdü sena ederlerse, ay-rıldıkları vakit, günahları affedilmiş olarak ayrılırlar.”[78]
5- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Öylesine üç kimse vardır ki, sığınacak hiç bir gölge olmadığı vakit, bunlar Allah'ın himayesinde olacaklardır. a) Allah'ın kendisiyle beraber olduğuna kesinlikle iman ederek yolculuğa çıkan kimse.
b) Güzel bir kadın kendisini çağırdığı halde, Allah'tan korktuğu için bu teklifi reddeden kimse.
c) Din kardeşini sadece Allah rızası için seven kimse.”[79]
6- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphesiz Hz. Allah (kıya­met günü ) cennete girecek olan kimselere şöyle seslenir:
Ey cennet ehli, size ihsan ettiğim cennet nimetlerine razı mısınız? Onlar da:
Yarattıklarınızdan hiç birisine vermediğini bize ihsan eyledin nasıl razı olmayalım, derler.Yüce Allah:
Size verdiklerimin daha iyisini vereyim mi? buyurur. Ehli cennet:
Ondan daha iyisi var mı, derler? Hz. Allah:
Evet, o da sizden razı olmak ve ebediyyen sizi azaplandırmamaktır, buyurur.”[80]
7- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah, ( işledikleri kötülüklerden dolayı azap etmek istediği ) bir milletin camiye gidenlerine bakar, o anda merhamete geldiğinden o milleti affeder ve ver­mek istediği azabı da geri çevirir.”[81]

KONU: VELİLERİN KERAMETLERİ

1- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yeryüzü, İbrahim Peygamber seviyesinde (kalpleri dünyalık kirlerden arınmış, büyük yetkilere sahip ) kırk tane erkek veliden hiç bir zaman boş değildir. On­ların hürmetine ( Hz. Allah bol ve bereketli ) yağmurlar yağdırıp size yardım eder. Onlardan bir tanesi Allah'ın rahmetine kavuşunca Cenab-ı Hak, onun yerine başka birisini geçirir.”[71]
2- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hızır (a.s.) ma hızır isminin verilmiş olmasının sebebi, bitkisiz, kupkuru beyaz bir yere oturunca o yer, altında kabararak yeşermesindendir.”[72]
3- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İnsanoğlunun yaratılışın­dan bu ana kadar beşiktekilerden sadece dört çocuk konuşmuştur. Bunlar: Hazreti İsa, ( a.s.) Yusuf Peygamber'in şahidi, Cureycin arkadaşı, Fravun’un tarakçısının çocuğudur.”[73]
Not: Bakire olan Hz. Meryem'in hamile olduğunu gören ak­raba ve tanıdıkları karnındaki çocuğu nereden aldın diye dedikoduya başladılar. Ve şöyle dediler:
“Ey Meryem, sen kötü bir sülaleye mensup değilsin, annen de temiz bir kadın olup ömründe asla zina yapmamıştır. Öyleyse bu karnındaki ( haşa ) kimin piçidir.”
Bunun üzerine Hz. Meryem:
“Karnımdaki çocuk, alnımın kader ya­zısı, omzumdaki melekler zina yapmadığıma dair benim şahitlerimdir, dedi. Doğum yaptıktan sonra bu da benim şahidimdir, bununla konuşabilirsiniz,” dedi. Dedikodu yapanlar konuşmasını işaret ederken, Hz.İ sa (a.s.):
“Ben bir zina mahsûlü değilim. Allah'ın kulu ve peygamberiyim ve faziletli bir insanım” diye konuşmuştur.
Yusuf peygamberin (a.s.) şahidi olan çocuk da şöyle konuşmuştur:
“Züleyha'nın gömleği önden yırtılmışsa Züleyha doğru, arkadan yırtılmışsa yalan söylüyor,” demiştir.
Cüreyc’in arkadaşı çocuk iken, Cüreyc'den olduğunu iddia ediyordu, Bebek:
“Ben Cüreyc'in oğlu değilim. Bir çobanın oğluyum” diyerek bu iftirayı bertaraf etmişti.[74]

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...