23 Şubat 2012

AŞK VE AŞIK...

Sarmaşık Resimleri
Aşk sarmaşık manasına gelmektedir ki;
Aşığı çepeçevre sarar ve onu bir ağacı kurutur gibi içten içe yer bitirir.
Aşık içinde kopan bu fırtınalarla sekr haline düşer
 Ve baygın bakışlarla halkın gözüne deli divane misafir olur.
Halk aşığı bu haliyle görünce
"bir sevgili için gençliğini heba etme"
nasihatleriyle halden dem vurur.
Halbuki aşk bunun adı insanı deli eder
Sorarım deliye sual olunur mu?
Aşktır bu söze ne hacet aksa bir ırmak kadar
Coşkun kalpte önüne set koyulur mu?
Sevgili aşığa cevreder cefası ile aşığı berbat kılar.
Harab olur aşığın seven gönlü lakin gelin görün ki gönül;
Sevgilinin naz harabesinde yeniden vücut bulur.
Divan şairi Necati bu hali iyi süzmüş ki
Şu beytiyle kalemime yaran olur.

Dem kim yarda yok cevr u cefadan gayrı
Ne dilersen bulunur mihr u vefadan gayrı.

işte bu sözler sevgilinin binbir çesit silahlarının ortaya çıkardığı,
 cevr ve cefa mihnetini gözler önüne sermekte.
Sevgili yağmur tanesi olsa ve sağanak sekilde yağsa
 Bir vefa edipte aşığın kirpiklerine düşmekten,
 Aşığa merhamet etmekten kendini alıkoyar.
Mazlum aşık bu belalı bu dumanlı başı ile bi-tabdir.
Yalnız kalır yalnızlıkta gölgeye düşer
Oracıkta artık sessizce içe ağlayış halinde gönlü hebadır.
Hikayesini dinlediğimiz
Fuzuli çöllere düşmüş ve başında kuşlar karar kılmışlardı.
Fuzuli'deki gönül ateşi o kadar çoktuki;
Bir zaman daha bu kuşlar o başta kalsaydı pişeceklerdi.
Bu yüzdendir ki
Fuzuli aşkın bu yalnızlık cilvesine ağlamaklı gözlerle beyit düşürür.

Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bad-i sabadan gayrı.

Yarin (mim)'e benzeyen dudağı (ra) olan kaşı ve (elif) gibi boyu aşığın dilinden düşmez sevgilinin ben'ini gardiyan kılar.
Yüzünü ise hapsolduğu güzellik.
Bu ne müthiş bir vak'adır ki; göz kaş dudak ben sevgilinin kusanmış silahı olur.
Sonra bu silahlar değil masum aşığı padişahı dahi yaralar öldürür.
Bakın şu yedi cihanı titreten Yavuz'un haline ki;
Bir güzelin gözlerine mağlûb oldu.

sirler pençe-i kahrımda olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek.

Yavuz'un kahrının pençesi içerisinde arslanlar tir tir titrerken felek onu gözleri ceylana benzeyen bir güzele köle etti.
Padişahları dahi dize getiren bu güzellik kendine köle yapacak bir çok aşık bulur.
Değil mi bu sahipler kölelerine yüzyıllar boyu ayakta kalabilen piramitler yaptıran?.
Bu sebeple sevgililer de kölelerine yüzyıllar boyu yıkılmayan aşk piramitleri yaptırmaktan yorulmazlar.

'ayın'asın'a kaf'a andolsun ki;aşkta kalbin mühim yeri vardır.
Bir insan düşünün ki sevgilinin dış güzelliğine önem vermektedir.
Onun bu dış güzelliğini kalp güzelliğinden öte görmektedir.
Böyle bir aşığın etik duruşmasında gönül hakiminden idam yemesinden başka hüküm düsünülür mü?
Kalp güzelliğinin yanında fani geçici güzelliğin ancak ve ancak
Bir cenaze namazı vakti kadar saltanatı vardır.
Kusursuz bir güzellik aramaktansa
Kalp güzelliği hazinesine sahip olmak büyük bir zenginliktir.

Mahlası da Aşkı olan aşktan anlayan
Şu divan şairinin beyti sözümü destekler niteliktedir.

Aşkıyâ vasl istersen hicrandan etme ihtiraz
Yârsız kalır meseldir ayıbsiz yâr isteyen.

Aşk kalpte demlenirse kalbin ahenkli atışına
 Munis olursa beden zindanında güller açtırr.
Bu güller tebessüm eden dudağa filizler verir
Ar eden yanağa rengini bu hal ile terleyen bedene kokusunu verir.
Gülden farkı kalmaz sevenin ya da sevgilinin.
Gülde diken aşkın cilvesidir cilvesiz bir aşk yaban durmaz mı?
Tıpkı meyvesi olmayan bir ağaç gibi.

Sevenler sevgililerine gül almakta;
Halbu ki sevenler ve sevgililer
Her daim gül koklamakta.
Marifet kalplerinde güller açtıran
Sevgililerin kalp bahçelerini temiz tutmalarındadır.
Bir bahçe düşünün ki;harab o haliyle altüst olmuş kurak.
Böyle bir bahçenin hangi gülü yüzde renk verecek
 Hangi arlı yüze cilve ile düşecek.

Aşk temiz bahçelerde konaklayacak ki;Hasat zamanı gül
Gül uzayan kokusunu samimiyet rüzgarıyla biçelim...

Cümlelerim elbet yâr gibi kusursuz değil;
Fakat son sözümü
Fuzuli'nin şu beytine yaslayarak söylüyorum.

Yâ Râb belâyı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belâyı aşktan etme cüdâ beni
Nedendir bilmem böyle şiddetli esiyorsun
Tap taze yaprağım dalımda koparıyorsun
Yetmezmiş gibi birde meçhule savuruyorsun
Zavallı gönlüme bakıp ta gülüyorsun
Bir rüzgar esiyor karanlık gecemde
Vızıltısı hasret şarkısı sevgiliye
Kahroluyorum bir ahu figan içinde
Hey hasret rüzgarı beni kavuştur sevgiliye
Kıvrıla kıvrıla beni alıp kaçarsan
sevgiliden koparıp ta alıp atarsan
Kurulacaktır bir gün mahkemeyi mahşer
Elbette gönlüm verdiğin hasreti deşer

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...