İngiliz Derin Devletinin Kontrolü Altındaki Diğer Gizli Dernekler
13’ler Kraliyet Konseyi İngiliz derin devletinin bir parçası olarak dünyayı yönetenler arasında, “13’ler Kraliyet Konseyi” denen dünyanın en zengin ve güçlü aileleri bulunmaktadır. Bu konsey, konumu gereği kimi zaman 300’ler Komitesi’ne dahi emir vermekte ve dünyada gelişen olayları masa başında şekillendirmektedir.
Illuminati, aslında 13 ailenin referans ismidir. Tabi ki, onların soyları da buna dahildir. Kimse bu 13 ailenin yetkilerini ve sınırlarını sorgulayamamaktadır. Bu aileler, aynı zamanda birçok gizli teşkilatın ve devlet bürokrasilerinin de üst düzey üyeleridir. Doların da üzerinde bulunan 13 kademeli piramit, dünyaya hakim olmak isteyen güçlerin teşkilat şemasıdır. Bu işareti Illuminatlar (Illuminatiye bağlı olanlar), 1 Mayıs 1776 yılında sembol olarak almışlardır. Bu tarihe atıfta bulunmak için de piramidin en alt katına (1 dolar üzerinde) MDCCLXXVI (1776) tarihini atmışlardır. Pek çokları bu tarihin, bağımsızlığı simgeleyen bir tarih olduğunu zannetmektedir. İşte bu piramidin zirvesinde kendi deyimleriyle “Evrenin Ulu Mimarı”nın gözü vardır. Altında ise sırasıyla 13’ler Meclisi, 33’ler Meclisi, 300’ler Komitesi simgesel olarak yer almaktadır. Hiç kimse bunların kimlerden oluştuğunu gerçekte bilmemektedir.
Tavistock Enstitüsü Tavistock;
1921 yılında Londra’da İngiliz Ordusu Psikolojik Savaş Bürosu Başkanı Sir John Rawlings-Rees tarafından kurulmuştur. II. Dünya Savaşı yıllarında psikolojik savaş örgütü olarak çalışan Tavistock Grubu, Rockefeller Vakfı’nın yaptığı büyük bağışlarla 1947 yılında görev alanı genişletilerek yeniden yapılandırılmıştır. Rockefeller; Tavistock’a daha geniş çaplı savaş araştırmaları yapma ve uygulama görevleri vermiştir. Uygulama alanı elbette dünyanın çeşitli bölgeleri ve özellikle ABD’dir. Enstitü ve gerçekleştirmekte olduğu çalışmaları, ABD’nin en iyi korunan sırrı olmaya devam etmektedir. Tavistock Enstitüsü’nün ilham kaynağı, ünlü psikanalist Sigmund Freud’un “insan davranışlarının kontrolü” konusundaki araştırmaları olmuştur. Enstitü, insan davranışlarını kontrol ederek, toplumları kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirmek amacıyla kurulmuştur. Bu, bir nevi psikolojik etkilerle toplumları kontrol altına alma yöntemi olarak kurgulanmıştır. Enstitü bugün; Sussex Üniversitesi’nden, Stanford Araştırma Enstitüsü, Esalen, Massachusetts Institute of Tecnology (MİT), Hudson Enstitüsü, Heritage Vakfı, Georgetown Stratejik ve Uluslararası İlişkiler Araştırma Merkezi (CSİS), ABD Dışişleri kadrolarının eğitildiği Hava Kuvvetleri İstihbaratı, RAND Corporation, Mitre Corporation, The Mont Pèlerin Topluluğu, Trilateral Komisyon, Ditchley Vakfı ve Roma Kulübü gibi gizli gruplara kadar uzanan bir ilişkiler ağı geliştirmiştir.
Dr. John Coleman’ın yaptığı araştırmalarla hazırladığı ve yanda resmi görülen kitabında yer verdiği bu şema, 300’ler Komitesi liderliğinde İngiliz derin devletinin desteklediği kuruluşları göstermekte ve dünyada nasıl bir örtülü yapılanma olduğunu gözler önüne sermektedir.
Tüm OSS (Office of Strategic Services – Stratejik Hizmetler Bürosu) ve CIA programları Tavistock’un rehberliğinde oluşturulmuştur.
Günümüzde Tavistock, ABD’deki vakıflar ağını 6 milyar dolarlık bir bütçe ile faaliyette tutmaktadır.44 Tavistock, stratejik misyonunu “Endüstriyel ulus-devletlerden post-endüstriyel küresel dünya devletine dönüş ve yönetimin az sayıda oligarka devredilmesi” olarak belirlemiştir. Daha açık ifade etmek gerekirse kurumun amacı, İngiliz derin devletinin kontrolü altında “Tek Dünya Devleti”ni inşa etmektir. Zaten hatırlanacağı gibi, oluşturulan tüm gizli kurumların ana hedefi bu olmuştur. Tavistock’un bu uğurda üstlendiği görev, halka psikolojik yollarla yaklaşabilmek ve pek çok konuda psikanalitik etkilerle halkın gücünü kırabilmektir. Bunun başlıca yöntemi halkı etki altına alacak yöntemler geliştirmek olmuştur. Böylelikle halklar, İngiliz derin devletinin belirlediği derin dünya diktatörlerine muhalefet etmeyecek ve hali hazırda hedeflenen ve çoğunlukla komünist temellere dayanan tek dünya devletine doğru kanalize olacaktır. Aile, din, onur, milliyetçilik gibi kavramları çökertmek, cinsi sapıklık ve homoseksüellik gibi toplumları içten içe bitiren, dejenere kavramları yaygınlaştırmak için teknikler geliştirmek Tavistock bilim adamlarınca yıllarca üzerinde çalışılan konuların başında gelmektedir. Tavistock Enstitüsü, sürekli ve kitlesel beyin yıkama teknikleri üzerinde çalışmakta ve çoğu zaman bunları toplumlar üzerinde test etmektedir. İnsanları gerilim, korku ve endişe içinde bırakacak olaylar tasarlayarak, genel bir analiz yapılmakta ve psikolojik ve sinirsel durumlarının değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Psikolojik anlamda endişenin toplumlara yerleştirilmesiyle, daha önce de incelediğimiz gibi, toplumları yönlendirmek oldukça kolay olmaktadır. İngiliz derin devletinin büyük hedeflerinden birinin daima toplumları kontrol altına almak olduğu unutulmamalıdır.
Kuru Kafa ve Kemikler (Skull and Bones)
1832 yılında William Huntington Russell ve Alphonso Taft tarafından Yale Üniversitesi’nde Society of Skull and Bones ismi ile kurulan, gizli yapısı ve üyelerinin özel seçilmesi nedeniyle ilgi çeken bir öğrenci topluluğudur. Her ne kadar Yale Üniversitesi ana karargah olarak benimsenmişse de, bu topluluğun kökenlerinin de İngiliz derin devleti ile bağlantılı olduğunu belirtmek gerekir. Yale Üniversitesi’nin ismi, İngiltere’de eğitim görmüş ve İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’ninönemli bir temsilcisi olarak faaliyet göstermiş olan Elihu Yale adındaki kişiden gelmektedir. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’nin, İngiliz derin devletinin gizli faaliyetlerini ilk olarak üstlenen ve pek çok gizli kurumun ortaya çıkmasına neden olan bir ana merkez olduğundan bahsetmiştik. Elihu Yale de, söz konusu yapılanma içinde ticaretten elde ettiği büyük paralar ile İngiltere’ye dönmüş ve derin faaliyetlerine burada devam etmiştir. Connecticut’ta bir üniversiteye gönderdiği yüksek bağışlar neticesinde üniversitenin adı 1718 tarihinde Yale olarak değiştirilmiştir.
Skull and Bones’a üye olabilmenin şartı WASP terimi ile açıklanır. Açılımı şudur: W=White (beyaz), AS=Anglo Sakson ve P=Protestan. Yani örgüte üyeliğin şartları, beyaz, Anglosakson ve Protestan olmaktır. Bir başka deyişle bu yapılanma için de İngiliz Anglosakson köken ve Protestanlık temel şartlar olarak aranmaktadır. Gruba alınacak kişilerin 6-7 kuşak öncesinden Anglosakson ve Protestan olmasına özen gösterilir. Yani söz konusu kişinin kökenleri, İngiltere’ye ait olmalıdır. Başka bir soy veya dinden gelenlerin kulübe kabul edilme ihtimalleri yoktur.
Aslında söz konusu kurum da, tek dünya devleti, dolayısıyla tek dünya dini esasına göre hareket etmektedir. Dolayısıyla gruba üyelik için Protestanlık şartı, sadece İngiliz kökenleri teyit etmek için şart koşulmuştur. Yoksa bilindiği gibi söz konusu kurumların hiçbiri dindar değildir; aksine hedef ateizmi yaygınlaştırabilmektir.
Topluluğun üye listesine, üniversite yönetimi de dahil olmak üzere kimsenin erişimi bulunmamaktadır. Her yıl bu örgüte 15 kişi girebilir ve bu kişiler daha sonra ülke içinde en kilit noktalara getirilirler. Söz konusu kişilerin akrabaları ve dostları da bu üyelikten paylarını alırlar. Bu gizli cemiyete girebilmek ancak davetle mümkündür; kabul töreni ise masonlarınkine çok benzemektedir. Tüm ritüeller gizlidir; topluluk içinde dışarıya bilgi sızdırılması mümkün değildir. Bu gizli yapılanma, Illuminati topluluğunun ABD ayağı olarak nitelendirilmektedir. Aradaki tek fark, söz konusu kurumun gençlere hitap ediyor oluşudur.
Söz konusu topluluğun etkisi oldukça fazladır. Gül Haç, Trilateral Komisyon ve CFR ile doğrudan ilişkileri bulunmaktadır. Örgütün son 150 yılda 2500’den fazla üyesi olmuştur ve bu kurum, yeni dünya düzeninin temel ideologlarından biri kabul edilmektedir. Söz konusu yapılanma, İngiliz derin devletinin ABD kontrolünü elinde tutmak adına önemli bir kozudur. Bu ve bunun gibi yapılanmalar sayesinde İngiliz derin devleti, tüm faaliyetlerini Avrupa’dan yönetmekte ve ABD’nin iç ve dış politikasına doğrudan etki etmektedir.