Herkese yetecek kadar para var, yeter ki almayı seçin
İddia ediyoruz; bu yazıyı okuduktan ve içselleştirdikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hayatınıza bolluk bereket katmaya hazır mısınız?
Yazı: Yaprak ÇETİNKAYA
Dünyadaki tüm parayı tüm insanlar arasında eşit şekilde bölüştürsek birkaç sene sonra zengin yine zengin,fakir yine fakir olur.Para size bir türlü gelmiyor ya da geldiği gibi gidiyor. Belki de paranız bol ama huzurunuz eksik. Sağlığınız yerinde ama keyfini süremiyorsunuz. Dünya üzerindeki insan sayısı kadar çeşitli kombinasyonlar üretebiliriz. Peki neden hepsi bir arada olmuyor, olamıyor? Özellikle de para niye bazılarına bol bol akarken diğerlerine yüzünü hiç göstermiyor? Sistemi, yöneticileri, zenginleri suçlamak yerine biraz da içeriye bakmaya var mısınız? Eğitmen Berna Özcan Demir ile bolluk bereket üzerine çok keyifli ve öğretici bir sohbet gerçekleştirdik.
Bolluk ve bereketi nasıl tanımlamalıyız?
Bolluk ve bereket, temelde bizim yaşamamızı nasıl tanımladığımızla ilgili zihinsel ve duygusal bir durum. Hayattaki önceliklerimiz, ihtiyaçlarımız ve isteklerimiz bolluk ve bereket algımızı belirliyor. Bolluk ve berekete sahip olmak demek; hayatınızdaki her şeyin yeterli olması demektir. Bolluk ve bereket parayı da kapsayan ancak bunun yanında sağlığı, enerjiyi, zamanı, bilgiyi, hayattan tat almayı, sevgiyi ve paylaşımı da içeren bir durumdur diyebiliriz.Neden bazı insanlar çok para kazanırken bazıları yoksulluk çekiyor?
Bu sorunun yanıtı; “Kişi neye inanıyorsa onu yaşar” temel kavramında gizli. Eğer para zor kazanılır inancına sahipseniz parayı zor kazanırsınız. Hepimizin içinde, derinlerde bir yerlerde haklı olmak arzusu vardır ve bu arzu bilinçaltımızın onaylanma yasasından kaynaklanır. İnançlarımızda yanılmadığımızı görmek bizi mutlu eder ve bir çeşit tatmin duygusu verir. Bu inanç olumsuz inanç dahi olsa durum değişmez. Şu durumda “Zenginler haram parayla zengin olurlar, ben haram yemem” inancına sahip bir insanın haklı çıkma arzusu ile yapacağı seçimleri, vereceği kararları ve bunların sonuçlarını tahmin etmek zor olmayacaktır. Kısacası para ile ilgili olumlu, sevgi dolu ve güçlendirici inançlara sahip olan insanların daha kolay para kazanacaklarını, bollukbereket içinde yaşayacaklarını söyleyebiliriz.
Büyük ikramiye kazanan ve bunu kısa sürede kaybeden ya da çok iyi para kazanırken aniden iflas edip hayat boyu yoksulluk çeken insanları nasıl açıklayabiliriz?
Öncelikle para sahibi olmak tek başına bolluk-berekete sahip olmak anlamına gelmiyor. Bir insanın parası olabilir ancak sağlık durumu, hayatındaki sorumlulukları, kişilik yapısı veya yaşam şekli hayatını bolluk-bereket içinde yaşamasına engel olabilir. Bu nedenle parasal zenginlik ile gerçek bolluk-bereket arasındaki farkı iyi anlamak gerekiyor. Eğer bir kişinin parasal zenginliğe kavuşması mümkün olduysa bu konuda olumlu inançları olduğunu düşünebiliriz. Ancak zenginliğini sürdürme konusunda olumlu-destekleyici inançları yoktur.
Örneğin “Para bana gelir ama geldiği gibi gider” inancına sahip olan insanlar buna iyi bir örnektir. Genelde sürekli para kazanırlar veya bir yerlerden para gelir ama parayı ellerinde tutmaları mümkün olmaz. Kazandıkları oranda harcamaları artar veya beklenmeyen giderlerle paralarını kaybederler. Bolluk-bereket bilincine sahip olmayan bir insanın para sahibi olması da bazen mümkün olabilir ancak bunu destekleyecek bir bilinç durumuna sahip değillerse yaşamlarına aynı şekilde zenginlikle devam edemezler. Kişisel inancıma göre dünyadaki tüm parayı tüm insanlar arasında eşit şekilde bölüştürsek birkaç sene sonra zengin yine zengin, fakir yine fakir olur. Zenginlik bilincine sahip bir insan parasını çoğaltırken, fakirlik bilincindeki bir insan çeşitli nedenlerle parasını kaybedecektir.oman
Hayatınızda gerçek bir bolluk-bereketten söz etmek için;
Sağlıklı olmalısınız.
• İhtiyaçlarınızı ve isteklerinizi karşılayacak kadar paranız olmalı.
• İsteklerinizi gerçekleştirecek zamana sahip olmalısınız.
• İsteklerinizi gerçekleştirmek için gerekli enerjiye ve canlılığa sahip olmalısınız.
• Yaşamda amaçlar belirleyecek ve imkanlarınızı doğru kullanacak bilgiye sahip olmalısınız.
• Hayatınız sizi manevi olarak tatmin etmeli.
• Sevmek- sevilmek ve sevdiğiniz insanlarla zenginliğinizi paylaşmak hayatınızın doğal akışı olmalı.
Toplumumuzdaki ortak inançlar da bizi bireysel olarak etkiliyor.kollektif bilinç,kişisel bilincimizin bolluk veya kıtlık bilincine sahip olmasında önemli belirliyicilerden biri…
HER KONUDA SONSUZ OLASILIKTAN BAHSEDILIYOR. PEKI BIZ PARANIN SONSUZ OLASILIKTAKI BIZE GELME YOLLARINI NASIL TIKIYORUZ?
Sonsuz olasılık kavramı için biraz kuantum fiziğinden söz etmem gerekiyor. Kuantum fiziğine göre foton, kütlesiz bir enerjidir. Her kütlesiz enerji, kütlesi olan enerji formunu değiştirir. Yani her düşünceniz kütlesiz bir enerji formudur, madde ise kütlesi olan bir enerji formudur. Düşünceniz, maddeyi, dış dünyayı etkileyip değiştirir. Sizin gözleminiz, dış dünyayı ve maddeyi etkiler. Siz gözlemlemediğiniz zaman her şey olasılıklar halinde vardır ve sonsuz sayıda olasılık mevcuttur. Siz gözlem yaptığınız zaman ise gözlemlediğiniz şeyi parça durumuna dönüştürürsünüz ve artık tek bir olasılık gerçekleşmiştir. Evren sonsuz olasılıklardan oluşmuştur ve biz bunları gözlemleyerek kendi inançlarımıza uygun şekillerde gerçekliyoruz. Yani yaşadığımız her ne olursa olsun sadece bir olasılık. Kendimizi sonsuz olasılıklara açmak demek sınırlayıcı inançlarımızın ötesine geçerek yeni olasılıkları kabul etmek demek… İstediğiniz bir olasılığa odaklanarak bunu gözlemlemek ise bu sonsuz olasılıklardan bir tanesini gözlemleyerek gerçekleştirmek anlamına geliyor.
Para konusunda olasılıkları nasıl belirliyoruz? Paranın gelme yollarını belirlerken kendi inançlarımıza uygun olan olasılıklara odaklanıyoruz. Örneğin sabit maaşlı çalışan bir kişi “Bana ancak piyangodan para gelir” inancına sahip olabiliyor ve diğer tüm olasılıkları kendi deneyim alanının dışında bırakıyor. Peki bu durumda piyangodan para geliyor mu? Büyük olasılıkla hayır çünkü deneyimlerime göre şunu söyleyebilirim ki ancak piyangodan para gelir inancına sahip olan birçok kişi aynı zamanda “Piyango kazanmak çok zordur/ bize çıkmaz/ piyango haram paradır kimseye faydası olmaz” gibi çelişkili inançlara da sahip. Yani paranın gelmesi için tek bir seçim yapan kişi bu seçimini desteklemeyen inançlara da sahip olarak gelir yollarını tamamen kapatıyor. Oysa evrende olasılıklar sınırsız ve “Para bana her yerden gelebilir” diye düşünerek sonsuz olasılıkları kabul edebilen kişiler için hiç beklenmeyen yerlerden para akışı olabiliyor. Eğer hayatınıza daha fazla refahı çekmek istiyorsanız sabit gelir anlayışınızdan da vazgeçmeniz gerekiyor. Sabit bir gelire sahip olma ihtiyacı korkularımızdan kaynaklanıyor. Maaş sizin için sadece bir kanaldır, refahınızın kaynağı değildir. İhtiyaçlarınızın birçok farklı kanaldan karşılanabileceğini kabul etmeniz bilinç durumunuzda önemli bir değişim yapacaktır. Bu bilince ulaşmak için “Yeni gelir yollarına açığım ve bilmediğim kaynaklardan gelen gelirleri kabul ediyorum” olumlaması benim önerdiğim olumlamalardan biri…Olumlama nasıl en etkili şekilde yapılabilir? Olumlamak bir şeyi onaylamak, kesinleştirmek ve zaten öyle olduğunu kabul etmek demek… Olumlama yapmak güçlü bir bildirim yapmak anlamına da geliyor. Hepimizin zihninde hiç durmayan bir iç diyalog hüküm sürüyor. Zihnimizde sürekli olarak yorumlar yapıyor ve kendi kendimizle bir şeyleri tartışıp duruyoruz. Bu içsel konuşmalar esnasında kendimize ne söylediğimiz ve bunları söylerken hangi kelimeleri kullandığımız inançlarımızla direkt bağlantılı… Her ne kadar kendimize ne söylediğimizin ve kullandığımız kelimelerin çoğu zaman farkında olmasak da bunlar tüm hayatımızı ciddi şekilde etkiliyor. Gün içinde sürekli olarak kendisine olumsuz şeyler söyleyen, olaylarla ilgili olumsuz yorumlar yapan ve sorun odaklı düşünen bir insanın, bir süre sonra hayatında birçok aksilik yaşaması neredeyse kaçınılmaz. İşte olumlama yapmak, zihnin sürekli devam eden bu içsel diyaloğunu istediğimiz gibi yönlendirmek demek. Bu şekilde hem olumlu inançlar edinir hem de istediğimiz şeylere daha kolay odaklanırız. Olumlamalar bilinçaltınıza istediğiniz bir bilgiyi göndermeniz konusunda da çok etkili. Ayrıca eski ve zararlı inançlarınızı değiştirmek için de olumlamalar yapmak harika sonuçlar verir. Kuralına uygun olarak yapılan bir olumlama çalışması tüm hayatınızı değiştirebilir.
HER KONUDA SONSUZ OLASILIKTAN BAHSEDILIYOR. PEKI BIZ PARANIN SONSUZ OLASILIKTAKI BIZE GELME YOLLARINI NASIL TIKIYORUZ?
Sonsuz olasılık kavramı için biraz kuantum fiziğinden söz etmem gerekiyor. Kuantum fiziğine göre foton, kütlesiz bir enerjidir. Her kütlesiz enerji, kütlesi olan enerji formunu değiştirir. Yani her düşünceniz kütlesiz bir enerji formudur, madde ise kütlesi olan bir enerji formudur. Düşünceniz, maddeyi, dış dünyayı etkileyip değiştirir. Sizin gözleminiz, dış dünyayı ve maddeyi etkiler. Siz gözlemlemediğiniz zaman her şey olasılıklar halinde vardır ve sonsuz sayıda olasılık mevcuttur. Siz gözlem yaptığınız zaman ise gözlemlediğiniz şeyi parça durumuna dönüştürürsünüz ve artık tek bir olasılık gerçekleşmiştir. Evren sonsuz olasılıklardan oluşmuştur ve biz bunları gözlemleyerek kendi inançlarımıza uygun şekillerde gerçekliyoruz. Yani yaşadığımız her ne olursa olsun sadece bir olasılık. Kendimizi sonsuz olasılıklara açmak demek sınırlayıcı inançlarımızın ötesine geçerek yeni olasılıkları kabul etmek demek… İstediğiniz bir olasılığa odaklanarak bunu gözlemlemek ise bu sonsuz olasılıklardan bir tanesini gözlemleyerek gerçekleştirmek anlamına geliyor.
Para konusunda olasılıkları nasıl belirliyoruz? Paranın gelme yollarını belirlerken kendi inançlarımıza uygun olan olasılıklara odaklanıyoruz. Örneğin sabit maaşlı çalışan bir kişi “Bana ancak piyangodan para gelir” inancına sahip olabiliyor ve diğer tüm olasılıkları kendi deneyim alanının dışında bırakıyor. Peki bu durumda piyangodan para geliyor mu? Büyük olasılıkla hayır çünkü deneyimlerime göre şunu söyleyebilirim ki ancak piyangodan para gelir inancına sahip olan birçok kişi aynı zamanda “Piyango kazanmak çok zordur/ bize çıkmaz/ piyango haram paradır kimseye faydası olmaz” gibi çelişkili inançlara da sahip. Yani paranın gelmesi için tek bir seçim yapan kişi bu seçimini desteklemeyen inançlara da sahip olarak gelir yollarını tamamen kapatıyor. Oysa evrende olasılıklar sınırsız ve “Para bana her yerden gelebilir” diye düşünerek sonsuz olasılıkları kabul edebilen kişiler için hiç beklenmeyen yerlerden para akışı olabiliyor. Eğer hayatınıza daha fazla refahı çekmek istiyorsanız sabit gelir anlayışınızdan da vazgeçmeniz gerekiyor. Sabit bir gelire sahip olma ihtiyacı korkularımızdan kaynaklanıyor. Maaş sizin için sadece bir kanaldır, refahınızın kaynağı değildir. İhtiyaçlarınızın birçok farklı kanaldan karşılanabileceğini kabul etmeniz bilinç durumunuzda önemli bir değişim yapacaktır. Bu bilince ulaşmak için “Yeni gelir yollarına açığım ve bilmediğim kaynaklardan gelen gelirleri kabul ediyorum” olumlaması benim önerdiğim olumlamalardan biri…Olumlama nasıl en etkili şekilde yapılabilir? Olumlamak bir şeyi onaylamak, kesinleştirmek ve zaten öyle olduğunu kabul etmek demek… Olumlama yapmak güçlü bir bildirim yapmak anlamına da geliyor. Hepimizin zihninde hiç durmayan bir iç diyalog hüküm sürüyor. Zihnimizde sürekli olarak yorumlar yapıyor ve kendi kendimizle bir şeyleri tartışıp duruyoruz. Bu içsel konuşmalar esnasında kendimize ne söylediğimiz ve bunları söylerken hangi kelimeleri kullandığımız inançlarımızla direkt bağlantılı… Her ne kadar kendimize ne söylediğimizin ve kullandığımız kelimelerin çoğu zaman farkında olmasak da bunlar tüm hayatımızı ciddi şekilde etkiliyor. Gün içinde sürekli olarak kendisine olumsuz şeyler söyleyen, olaylarla ilgili olumsuz yorumlar yapan ve sorun odaklı düşünen bir insanın, bir süre sonra hayatında birçok aksilik yaşaması neredeyse kaçınılmaz. İşte olumlama yapmak, zihnin sürekli devam eden bu içsel diyaloğunu istediğimiz gibi yönlendirmek demek. Bu şekilde hem olumlu inançlar edinir hem de istediğimiz şeylere daha kolay odaklanırız. Olumlamalar bilinçaltınıza istediğiniz bir bilgiyi göndermeniz konusunda da çok etkili. Ayrıca eski ve zararlı inançlarınızı değiştirmek için de olumlamalar yapmak harika sonuçlar verir. Kuralına uygun olarak yapılan bir olumlama çalışması tüm hayatınızı değiştirebilir.
Cümleleri nasıl hazırlamalıyız?
İlk kural her zaman seçeceğiniz kelimelerin olumlu olmasıdır. Olumlama yaparken daima şimdiki zamanı kullanın. Bilinçaltımız geçmiş ya da gelecekten hiçbir şey anlamadığı ve sürekli anı yaşadığı için gelecekle ilgili olumlamalar işe yaramıyor. Olumlamalarınızın etkili olması için basit olması da önemli.
Uzun sözcüklerle hazırlanmış, karışık olumlamalardan hem bilinçaltınız fazla bir şey anlamıyor hem de böyle olumlamalar herhangi bir duygu oluşturmuyor. Olumlama yapmanın bir diğer kuralı da size en uygun kelimeleri kullanmanız… Bunun için olumlama ile biraz oynayın ve hangi kelimelerle olumlama yaparsanız size daha iyi geldiğine dikkat edin. Olumlamaları ne kadar süreyle kullanmalıyız?
Bir olumlama ile 21 gün boyunca düzenli olarak çalışın. İnsan beyninde yeni bir nöron ağı 21 günde oluşuyor. Bu, yeni bir inancın kazanılabilmesi için 21 günlük süreye ihtiyacımız olduğu anlamına gelir. Bu nedenle bir olumlamayı 21 gün boyunca her gün tekrar etmek çok önemli. Bu 21 gün içinde bir gün dahi kaçırırsanız, yeniden 21 günlük süreç başlatmanız gerekiyor. Birçok insan bu kurala uymadığı için olumlamalarından beklediği sonuçları alamıyor. Bu nedenle 21 gün düzenli çalışma kuralına dikkatle uymanızı öneriyorum.
BOLLUK VE KITLIK BILINCINDE OLMAMIZDA HANGI FAKTÖRLER ROL OYNUYOR?
Bolluk ve kıtlık bilinçleri beş yaşımıza kadar oluşan ve büyük oranda bilinçaltımızdaki kayıtlarla ilgili bilinç durumları… Örneğin ben memur ailesinde büyüdüm ve “Parayı ağaçta mı topluyoruz/paran olunca tutacaksın ki bir gün paran olmayınca kullanırsın/ekmek aslanın ağzında” gibi cümleleri sıklıkla duydum. Eğer üzerinde çalışmasaydım bu cümlelerin oluşturduğu inançların etkisi ile kıtlık bilincine sahip bir insan olacaktım. Aynı şekilde toplumumuzdaki ortak inançlar da bizi bireysel olarak etkiliyor. Kolektif bilinç, kişisel bilincimizin bolluk veya kıtlık bilincine sahip olmasında önemli belirleyicilerden biri… Toplumun paraya, zenginliğe bakışı, atalarımızın bolluk veya kıtlık içinde yaşamış olması ve bunlarla ilgili bütünü etkileyen inançları da bu konudaki bilinç durumumuzu etkiliyor. Ben birçok ailede kıtlık bilincinin hakim olduğunu ve kolektifin etkisinin de bizi kıtlık bilinci yönünde desteklediğini söyleyebilirim.
Hangi bilinçaltı kalıpları bolluk-bereketimizi engelliyor? Bu kalıplar nasıl oluşuyor?
Değersizlik duyguları, “ben değerli şeyleri hak etmiyorum” inancına yol açarak bolluk-bereketimizi en çok etkileyen duyguların başında yer alıyor. Suçluluk duyguları bilinçaltı düzeyde kendimizi cezalandırmamıza yol açarak bizi iyi ve güzel şeylerden yoksun bıraktıracak seçimler yapmamıza yol açabiliyor. Yetersizlik duyguları “ben zengin olmak için yetersizim” inancına yol açabiliyor. Başarısızlık korkusu, “nasıl olsa zengin olmayı başaramam” inancını destekliyor. Dışlanma korkusu, “zengin olursam ailemden farklı olurum ve dışlanırım” gibi bir korku oluşturabiliyor. Bunlar ilk aklıma gelenler ancak birçok farklı korkunun yaşamımızdaki bollukbereketi etkilediğini söyleyebilirim. Bunların dışında “Para pis bir şeydir/ben parayı sevmiyorum/para zor kazanılır/ ben zengin olmayı hak etmiyorum/para geldiği gibi gider/ zengin olursam başıma kötü bir şey gelir/çok paraya haram karışır/zengin olmak güvenli değildir/zenginler yalancı ve kötü insanlardır” gibi birçok inanç, bolluk-bereketimizi engelleyebiliyor. Bu kalıplar 0-5 yaş arasında ailemizden ve çevremizden aldığımız inançlara uyumlu yaşam deneyimleri oluşturmamız ve bu deneyimleri genelleyerek bir yaşam görüşü ve inanç haritası oluşturmamızla oluşuyor. Hangi bilinçte olduğumuzu nasıl anlarız? Çok zengin olmak bolluk bilincinde olduğumuzu kanıtlar mı?
Hangi bilinç durumunda olduğunuzu anlamanız için hayatınızın farklı alanlarına bakmanızı ve şu soruyu sormanızı öneririm: “Hayatımın bu alanında benim için her şey yeterli ve tatmin edici mi?” Çok paranız olabilir ama duygusal hayatınıza baktığınız zaman sevgi alışverişini yeterli ve tatmin edici bulmuyorsanız hayatınızda gerçek bir bolluk bilincinden söz edemeyiz. Aynı şekilde kariyerinizde çok başarılı olmanıza rağmen parasal durumunuzda yeterlilik ve tatmin olmaktan söz edemiyorsak yine bolluk bilincine ulaşamamışsınız demektir. Kıtlık bilincinde olduğunu fark eden kişi bolluk bilincine geçmeyi nasıl başarabilir? Hangi yöntemleri kullanabilir?
Bolluk bilincine geçmek için öncelikli olarak hayatımızda bolluk oluşturacak inançlara sahip olmamız gerekiyor. Bunun için olumlamalar, EFT , NLP ve enerjilerle bilinçaltı çalışmaları yapmak kullanılabilecek bazı teknikler. Bu tekniklerle çalışırken azimli olmak gerekiyor çünkü uzun yıllardır devam eden köklü bazı inançlarınızı değiştireceksiniz. Bunu yaparken birkaç günde sonuç beklemek sağlıklı değil. Çalışmalarınızı kararlılıkla ve azimle yaparsanız bolluk bilincinin hayatınızdaki etkileyici yansımalarına şahit olursunuz.
Bolluk bereketi engelleyen sözlere, davranışlara, tutumlara örnek verir misiniz?
Para zor kazanılır/para bütün kötülüklerin başıdır/ben parayı sevmem/paraya değer vermem gibi her türlü olumsuz inanç. Ayrıca paranızı cebinize özensizce sıkıştırarak koymak paraya değer vermediğinizi gösteren çok olumsuz bir davranış. Aynı şekilde evrende vermekle almanın bir dengesi vardır. Sürekli almak istemek ancak hiçbir şekilde vermemek de para akışını bloke ediyor. Aynı şekilde hep vermek istemek, almayı bilmemek de öyle. Sevgiyle vermek ve geleni de sevgiyle kabul etmek gerekiyor. Bunun dışında zengin insanlarla ilgili her türlü olumsuz inanç ve düşünce de maddi durumunuzu etkileyeceği için bu konuda da dikkatli olmanızı öneriyorum. Çeşitli çalışmalar öneriyorsunuz. Bilinçaltı temizliği yapılmadan yaratılan bolluk bereket tekrar kaybedilir mi?
Bizler olumsuz inançlarımızı değiştirdikçe ve kendimizi arındırdıkça bolluk-bereket bilincine sahip oluruz ve bu bilinç hayatımıza kalıcı bir şekilde refah getirir. Bilinçaltınızdaki sorunlar tüm hayatınızı etkilediği için hayatınızdaki bolluk ve bereketi de etkiler ancak bilinçaltınızda bütünsel bir temizlik olmadan da belli konularda çalışarak açılım elde edilebileceğine inanıyorum. Örneğin bilinçaltında “Ben mutlu olamam” inancı olan bir insanın bu inancının değişmesi de çok önemli. Ancak bu inancını değiştirmeden “ben zengin olmayı hak ediyorum” inancını edinebilir ve bu, bollukbereketini olumlu etkiler. Yani her konuda bir temizlik olmadan belli bir alanda çalışma yapabilirsiniz ve bunun daha büyük kayıplara yol açma ihtimali olduğuna inanmıyorum. Bir kişi zenginliği, iyi bir yaşamı, değerli şeyleri hak ettiğine inanıyorsa bunu gerçekleştirmek için doğru seçimleri yapacaktır. Burada önemli olan bu inancı edinmektir ve bunun için herkes kendisine en uygun tekniği kullanabilir.Bolluk bereket çalışmaları Berna Özcan Demir,danışmalarına önerdiği bazı çalışmaları pazitif okuyucuları ile paylaştı.
PARA İLE BAĞ KURMA
Sol elinize bir kağıt para alın ve bir süre neler hissettiğinize dikkat edin. Rahatlama, kasılma, sıkıntı, kirlilik duygusu? Duygularınıza dikkat edin… Bunu en az 10 dakika sürdürün ki çalışmanız tam olsun. Hislerinizden ya da hiçbir şey hissetmediğinizden emin olduktan sonra parayı sağ elinize alın ve kalp çakranızdan yani iki göğsünüzün arasından çıkan pembe ışığın parayı kuşattığını düşünün. Işık kalp çakranızdan çıksın ve paraya aksın. Bu şekilde paranın temizlendiğini ve arındığını düşünün. Bunu da en az 5 dakika yapın. Bu çalışma ile para ile ilgili tüm kötü hisleriniz de arınacak. Paraya sevgi enerjisi veriyorsunuz ve paranın enerjisi temizlenirken para ile aranızda güzel bir bağ kuruluyor. En sonunda içinizden “Paranın enerjisine bağlandım ve para ile aramda sevgi dolu enerji bağı oluşturdum” diyerek çalışmayı bitirin.
SEVGİYLE VERME
Sevgiyle verdiğiniz her şey size artarak dönecektir. Bu nedenle bugünden sonra ne zaman alışveriş yapsanız parasını verirken içinizden “Sevgiyle veriyorum ve katlanarak bana dönmeni seçiyorum” deyin. İstiyorum kelimesi yerine seçiyorum daha güçlü bir enerjiye sahip olduğu için, “seçiyorum” kelimesini öneriyorum.
BİLİNÇALTI ÇALIŞMALARI
Bilinç altınızdaki olumsuz inançları temizlemek için EFT, NLP, olumlamalar, Usui Reiki 2. aşamadaki bilinçaltı çalışmalarını yapabilirsiniz. Bunların hepsini araştırmanızı ve size en uygun olanı seçmenizi öneriyorum. Önerdiğim kolay bir tekniği sizlerle paylaşmak istiyorum: Çalışmayı yapmak için öncelikle sakin bir yere çekilin ve iyice gevşeyin. Gevşeme burada anahtar kelime ve bu aşama çok önemli. Gevşemek için bir duş alabilir, güzel bir müzik dinleyebilir ya da meditasyon yapabilirsiniz. Nasıl olacağı önemli değil ancak mümkün olduğu kadar gevşemiş olmanız önemli. Daha sonra aşağıdaki metni, gevşeme durumunuzu koruyarak üç kere okuyun. “Sevgili bilinçaltım, sahip olduğum bazı inançlarımı silmeye ve yerine yeni inançlar koymaya karar verdim. Bunun için önce silmek istediğim inancımı açıkça söyleyeceğim ve sonra 7 kere derin nefes alıp vereceğim. Ben nefeslerimi alıp verirken sen hızlı ve nazik bir şekilde söylediğim inancımı ve bu inançla bağlantılı tüm nedenleri sileceksin. Ben 7’nci nefesi verdiğimde artık söylediğim inancım tamamen temizlenmiş olacak. Daha sonra sahip olmak istediğim yeni inancımı söyleyeceğim ve arkasından 8 kere derin nefes alıp vereceğim. Ben nefeslerimi alıp verirken sen hızlı ve nazik bir şekilde söylediğim inancı kayıt edecek ve benim yeni inancım olmasını sağlayacaksın. Teşekkür ederim. “ Bu aşamadan sonra artık çalışmaya hazırsınız. Bilinçaltınızı programladığınız gibi önce olumsuz inancınızı söyleyin ve arkasından burnunuzdan yavaş ve derin bir şekilde nefes alıp yine aynı şekilde burnunuzdan nefesinizi verin. Nefes alıp verme işlemini 7 kere yapın. Burada sayıya çok dikkat etmeniz gerekli, aksi halde çalışmanız işe yaramaz çünkü bilinçaltınıza 7 nefes olarak program girdiniz. Nefes alıp verirken gevşemiş bir durumda kalmanız da bir diğer önemli konu. 7 nefesi alıp verme kısmı bittikten sonra olumlu inancınızı söyleyin ve bu sefer aynı şekilde 8 nefes alıp verin. Yine sayıya ve gevşemeye dikkat etmenizin önemli olduğunu hatırlatmak isterim. Arka arkaya birden fazla inancınızla çalışabilirsiniz. Birçok inanç hayatınızdaki refahı etkileyebileceği için size bu konuda geniş kapsamlı bir çalışma öneriyorum. Bu çalışma sadece hayatınızdaki refahı arttırmanızı değil, birçok blokajdan arınarak, özünüze yani kendinizi tam ve mükemmel hissetme durumunuza dönmenizi de sağlayacaktır. Çalışmanızı bir kere yapmanız yeterli olmayacağı için hayatınızdaki değişimleri açıkça görene kadar çalışmaya devam etmenizi öneriyorum.
Silinecek ve yerine kayıt edilecek inançlar:
“Değişim zor ve kötü bir şeydir” inancımı tamamen siliyorum. Olumlu değişimi sevgiyle kabul ediyorum. “Ben sevilmeyen bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben sevilen bir insanım. “Ben istenilmeyen bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben istenilen bir insanım. “Ben sevilmeyi hak etmiyorum” inancımı tamamen siliyorum. Ben sevilmeyi hak ediyorum. “Ben değerli değilim” inancımı tamamen siliyorum. Ben değerli bir insanım. “Ben önemsiz bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben önemli bir insanım. “Ben güçsüz bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben güçlü bir insanım. “Ben aptal bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben akıllı bir insanım. “Ben sıradan bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben özel bir insanım. “Ben başarısız bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben başarılı bir insanım. “Ben korkak bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben cesur bir insanım. “Ben kötü bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben iyi bir insanım. “Ben güvenilmez bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben güvenilir bir insanım. “Ben yetersiz bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben yeterli bir insanım. “Ben çirkin bir insanım” inancımı tamamen siliyorum. Ben güzel bir insanım. “Karar vermek çok zordur” inancımı tamamen siliyorum. Kolaylıkla en doğru kararları verebiliyorum. “Ben mutlu olmayı hak etmiyorum” inancımı tamamen siliyorum. Ben mutlu olmayı hak ediyorum. “Başıma kötü şeylerin geleceği inancımı tamamen siliyorum. Ben tamamen güvendeyim. “Bütün iyi şeylerin sonu vardır” inancımı tamamen siliyorum. İyi şeyler her zaman bana bol bol geliyor. “İnsanlara güvenilmez” inancımı tamamen siliyorum. Karşıma güvenebileceğim insanlar çıkıyor. “Başladığım hiçbir işi bitiremiyorum” inancımı tamamen siliyorum. Başladığım her işi mükemmel bir şekilde tamamlıyorum. “Ben suçluyum ve cezamı çekmeliyim” inancımı tamamen siliyorum. Kendimi tamamen affediyorum. “Ben her zaman kaybederim” inancımı tamamen siliyorum. Ben her zaman kazanıyorum. “Tek başıma hiçbir şey yapamam” inancımı tamamen siliyorum. Tek başıma istediğim her şeyi yapabiliyorum. “Ben yeterince iyi değilim” inancımı tamamen siliyorum. Ben her konuda yeterliyim ve iyiyim. “İnsanlara hayır demek kötü bir şeydir” inancımı tamamen siliyorum. Gerektiği zaman kolaylıkla hayır diyebiliyorum. “Ben saygı görmeyi hak etmiyorum” inancımı tamamen siliyorum. Ben saygın bir insanım. “Aşağılık duygularımdan kurtulamıyorum” inancımı tamamen siliyorum. Ben değerli ve özel bir bir insanım. “Hayat zordur” inancımı tamamen siliyorum. Hayat benim için çok kolaydır. “İnsanlar beni anlayamıyorlar” inancımı tamamen siliyorum. Kendimi mükemmel bir şekilde anlatıyorum ve herkes beni anlıyor. “Zengin olmak için sermayenin olması gerekli” inancımı tamamen siliyorum. Zengin olmak için sadece bunu istemek ve insanlara faydalı işler üretmek yeterlidir.
“Bünyem çok zayıftır” inancımı tamamen siliyorum. Bünyem çok kuvvetlidir. “Her zaman hata yaparım” inancımı tamamen siliyorum. Her zaman elimden gelenin en iyisi mükemmel bir şekilde yapıyorum. “Kimse beni takdir etmiyor” inancımı tamamen siliyorum. İnsanlar beni beğeniyor ve takdir ediyor. “Hayatta isteklerime ulaşmam mümkün değil” inancımı tamamen siliyorum. İsteklerime hızlı ve kolay bir şekilde ulaşabiliyorum. “İyi bir ailem olsaydı hayatta çok başarılı olabilirdim” inancımı tamamen siliyorum. Ben her durumda başarılı oluyorum. “İyi bir işim olsaydı mutlu olurdum” inancımı tamamen siliyorum. Mutluluk benim içimdedir ve ben mutluyum. “İyi bir eşim olsaydı mutlu olurdum” inancımı tamamen siliyorum. Mutluluk benim içimdedir ve ben mutluyum. “Daha fazla okumuş olsaydım daha başarılı olurdum” inancımı tamamen siliyorum. Sahip olduğum yetenekler başarılı olmam için yeterlidir. “Para pis bir şeydir” inancımı tamamen siliyorum. Para iyi bir şeydir. “Ben paradan nefret ediyorum” inancımı tamamen siliyorum. Ben parayı seviyorum. “Para zor kazanılır” inancımı tamamen siliyorum. Para kolay kazanılıyor. “Zengin olmak için piyangodan para çıkması gerekli” inancımı tamamen siliyorum. Üreterek ve insanlara katkıda bulunarak zengin olunabilir. “Ben zengin olmayı hak etmiyorum” inancımı tamamen siliyorum. Ben zengin olmayı hak ediyorum. “Her zaman maddi sorunlarım oluyor” inancımı tamamen siliyorum. Her zaman refah içinde yaşıyorum. “Ben iyi ve güzel şeyleri hak etmiyorum” inancımı tamamen siliyorum. Ben iyi ve güzel şeyleri hak ediyorum. “Para geldiği gibi gider” inancımı tamamen siliyorum. Ben paramı doğru değerlendiriryorum. “Zengin olursam başıma kötü bir şey gelir” inancımı tamamen siliyorum. Zengin olmak güvenlidir. “Çok paraya haram karışır” inancımı tamamen siliyorum. Ben parayı dürüst yollardan bol bol kazanıyorum. “Çok zengin olursam herkes bana param için yaklaşır” inancımı tamamen siliyorum. Zenginlerin de gerçek dostları vardır. “Zengin olmak için birilerinin desteğine ihtiyacın vardır” inancımı tamamen siliyorum. İnsanlar kendi kendilerine zengin olmayı başarabilirler. “Zengin olmak güvenli değildir” inancımı tamamen siliyorum. Zengin olmak güvenlidir. “Zenginler yalancı ve kötü insanlardır” inancımı tamamen siliyorum. İyi ve yardımsever zengin insanlar vardır. “Zenginler ukala ve başkalarını aşağılayan insanlardır” inancımı tamamen siliyorum. Başkalarına destek olan ve yardım eden zengin insanlar vardır.
EVRENİN YASALARINI FARK EDİN
Berna Özcan Demir, evrenin bir matematiği ve düzeni olduğuna inandığını belirtiyor ve ekliyor: “Bu düzenin içinde belli yasalar var ve bu yasalar tüm insanları isteseler de istemeseler de etkiliyor. Nasıl dünyada yaşamak için yerçekimi yasası bir gereklilik ise ruhsal yasalar da aynı şekilde bir gereklilik. Bunların farkında olup olmamamız etkilerini değiştirmiyor ancak farkındalık bizim yaşam kalitemizi önemli ölçüde arttırabiliyor.”
ÇEKİM YASASI: Benzer enerjiler birbirini çeker şeklinde özetleyebileceğimiz bu yasayı anlar ve doğru bir şekilde uygularsanız isteklerinizi elde etme şansınız artar.
TİTREŞİM YASASI: Eğer hayatınızda sürekli benzer olayları ve sorunları yaşıyorsanız bunun Titreşim Yasası ile ilgisi olabilir. Sizin enerji titreşiminizin değişmesi tüm hayatınızı olumlu etkileyecektir.
TEKLİK YASASI: Bu yasa, evrendeki her şeyle bağlantılı olduğunuzu ve siz değiştiğiniz zaman tüm evrenin de değişeceğini söyler.
DENKLİK YASASI: Var olan tüm boyutların eşzamanlı olarak varlıklarını sürdürdüklerini ve hepsinin hareket halinde olduğunu söyler.
NEDEN SONUÇ YASASI: Ektiklerimizin karşılığını aldığımızı söyleyen karma yasası da diyebileceğimiz yasadır.
GERİ DÖNÜŞ YASASI: Verdiğiniz her şeyin size geri döneceğini söyler. Ancak sevgi ile verilen iyi şeyler size 10 kat daha güçlü olarak döner.
GÖRECELİLİK YASASI: Buna göre hiçbir şey salt iyidir ya da salt kötüdür diyemeyiz. Bizim için iyi olan bir şey bir başkası için kötü olabilir. Bunu anladığımız zaman insanları yargılamak yerine oldukları gibi kabul etmeye çalışır ve daha huzurlu oluruz.
DÖNÜŞÜM YASASI: Olumsuz duygularımızı ve düşüncelerimizi olumlu duygu ve düşüncelere dönüştürmenin yolunu gösterir.
POLARİTE YASASI: Evrende her şeyin bir zıddı olduğunu, zıt olan her şeyin aslında aynı şeyler olduğunu, sadece derecelerinin farklı olduğunu söyler. Bu yasayı anlamak bir duygu ile savaşmak yerine onu ölçeğin diğer ucundaki zıt duyguya yönlendirebileceğinizi bilmenize yardım eder.
EVRENİN YASALARINI FARK EDİN
Berna Özcan Demir, evrenin bir matematiği ve düzeni olduğuna inandığını belirtiyor ve ekliyor: “Bu düzenin içinde belli yasalar var ve bu yasalar tüm insanları isteseler de istemeseler de etkiliyor. Nasıl dünyada yaşamak için yerçekimi yasası bir gereklilik ise ruhsal yasalar da aynı şekilde bir gereklilik. Bunların farkında olup olmamamız etkilerini değiştirmiyor ancak farkındalık bizim yaşam kalitemizi önemli ölçüde arttırabiliyor.”
ÇEKİM YASASI: Benzer enerjiler birbirini çeker şeklinde özetleyebileceğimiz bu yasayı anlar ve doğru bir şekilde uygularsanız isteklerinizi elde etme şansınız artar.
TİTREŞİM YASASI: Eğer hayatınızda sürekli benzer olayları ve sorunları yaşıyorsanız bunun Titreşim Yasası ile ilgisi olabilir. Sizin enerji titreşiminizin değişmesi tüm hayatınızı olumlu etkileyecektir.
TEKLİK YASASI: Bu yasa, evrendeki her şeyle bağlantılı olduğunuzu ve siz değiştiğiniz zaman tüm evrenin de değişeceğini söyler.
DENKLİK YASASI: Var olan tüm boyutların eşzamanlı olarak varlıklarını sürdürdüklerini ve hepsinin hareket halinde olduğunu söyler.
NEDEN SONUÇ YASASI: Ektiklerimizin karşılığını aldığımızı söyleyen karma yasası da diyebileceğimiz yasadır.
GERİ DÖNÜŞ YASASI: Verdiğiniz her şeyin size geri döneceğini söyler. Ancak sevgi ile verilen iyi şeyler size 10 kat daha güçlü olarak döner.
GÖRECELİLİK YASASI: Buna göre hiçbir şey salt iyidir ya da salt kötüdür diyemeyiz. Bizim için iyi olan bir şey bir başkası için kötü olabilir. Bunu anladığımız zaman insanları yargılamak yerine oldukları gibi kabul etmeye çalışır ve daha huzurlu oluruz.
DÖNÜŞÜM YASASI: Olumsuz duygularımızı ve düşüncelerimizi olumlu duygu ve düşüncelere dönüştürmenin yolunu gösterir.
POLARİTE YASASI: Evrende her şeyin bir zıddı olduğunu, zıt olan her şeyin aslında aynı şeyler olduğunu, sadece derecelerinin farklı olduğunu söyler. Bu yasayı anlamak bir duygu ile savaşmak yerine onu ölçeğin diğer ucundaki zıt duyguya yönlendirebileceğinizi bilmenize yardım eder.
EVRENSEL RİTİM YASASI: Her şeyin döngüler halinde hareket ettiğini söyler. Ritim yasasını anladığınız zaman hayatınızdaki dönemleri daha iyi fark edebilir ve her bir dönemin özelliklerini algılayabilirsiniz.