08 Eylül 2017

KUTSAL KİTAP HAKİMLER ONYEDİNCİ BÖLÜM



KUTSAL KİTAP HAKİMLER 
ONYEDİNCİ BÖLÜM
GİRİŞ

Hakimler Kitabı, İsrail halkının çoğu Kenan topraklarını ele geçirdiği tarihle İsrail krallığının kurulduğu tarih arasında kalan düzensiz dönemin olaylarından oluşur. Bu olaylar ''Hakimler'' diye adlandırılan, halkın önderlerinden oluşan kahramanların yaptıklarını yansıtır.
Kitabın önemli bir bildirisi vardır: İsrail halkının uyakta kalması Tanrı'ya itaatlerine bağlıdır; itaatsizlikleriyse hep felaket getirmiştir. Ama Tanrı tövbe edip kendisine yönelen halkı her zaman kurtarmaya hazırdır.


Ana Hatlar
1:1-2:9             Yeşu'nun ölümüne dek geçen olaylar 
2:10-16:31        İsrail'in hakimleri
17:1-21:25        Değişik olaylar

Sağ Kalan Kenanlılar'la Savaş
İsrailliler, Yeşu'nun ölümünden sonra RAB'be, "Bizim için Kenanlılar'la savaşmaya ilk kim gidecek?" diye sordular.
 2 RAB, "Yahuda oymağı gidecek" dedi, "Kenan ülkesini onun eline teslim ediyorum."
  Yahudaoğulları, kardeşleri Şimonoğulları'na, "Kenanlılar'la savaşmak için payımıza düşen bölgeye bizimle birlikte gelin" dediler, "Sonra biz de payınıza düşen bölgeye sizinle geliriz." Böylece Şimonoğulları Yahudaoğulları'yla birlikte gitti.
  Yahudaoğulları saldırıya geçti. RAB Kenanlılar'la Perizliler'i ellerine teslim etti. Bezek'te onlardan on bin kişiyi öldürdüler.
  Adoni-Bezek'le[i] orada karşılaşıp savaşa tutuştular, Kenanlılar'la Perizliler'i yenilgiye uğrattılar.
  Adoni-Bezek kaçtı, ama peşine düşüp onu yakaladılar; elleriyle ayaklarının başparmaklarını kestiler.
  O zaman Adoni-Bezek şöyle dedi: "Elleriyle ayaklarının başparmakları kesilmiş yetmiş kral, soframdan düşen kırıntıları toplayıp yerdi. Tanrı bana onlara yaptıklarımın karşılığını veriyor." Adoni-Bezek'i Yeruşalim'e götürdüler; orada öldü.
  Yahudaoğulları Yeruşalim'e saldırıp kenti aldılar; halkı kılıçtan geçirerek kenti ateşe verdiler.
  Sonra dağlık bölgede, Negev'de ve Şefela'da yaşayan Kenanlılar'la savaşmak üzere güneye yöneldiler.
  10 Eski adı Kiryat-Arba olan Hevron'da yaşayan Kenanlılar'ın üzerine yürüyerek Şeşay, Ahiman ve Talmay'ı yenilgiye uğrattılar.
  11 Oradan eski adı Kiryat-Sefer olan Devir Kenti halkının üzerine yürüdüler.
  12 Kalev, "Kiryat-Sefer halkını yenip orayı ele geçirene kızım Aksa'yı eş olarak vereceğim" dedi.
  13 Kenti Kalev'in küçük kardeşi Kenaz'ın oğlu Otniel ele geçirdi. Bunun üzerine Kalev kızı Aksa'yı ona eş olarak verdi.
  14 Kız Otniel'in yanına varınca, onu babasından bir tarla istemeye zorladı. Kalev, eşeğinden inen kızına, "Bir isteğin mi var?" diye sordu.
  15 Kız, "Bana bir armağan ver" dedi, "Madem Negev'deki toprakları bana verdin, su kaynaklarını da ver." Böylece Kalev yukarı ve aşağı su kaynaklarını ona verdi.
  16 Musa'nın kayınbabasının torunları olan Kenoğulları, Yahudaoğulları'yla birlikte Hurma Kenti'nden[ii] ayrılıp Arat'ın güneyindeki Yahuda Çölü'nde yaşamaya gittiler.
  17 Bundan sonra Yahudaoğulları, kardeşleri Şimonoğulları'yla birlikte gidip Sefat Kenti'nde oturan Kenanlılar'ı yenilgiye uğrattılar. Kenti tamamen yıktılar ve oraya Horma[iii] adını verdiler.
  18 Yahudaoğulları Gazze'yi, Aşkelon'u, Ekron'u ve bunlara bağlı toprakları da ele geçirdiler.
  19 RAB Yahudaoğulları'yla birlikteydi. Yahudaoğulları dağlık bölgeyi ele geçirdilerse de ovada yaşayan halkı kovamadılar. Çünkü bunların demirden savaş arabaları vardı.
  20 Musa'nın sözü uyarınca Hevron'u Kalev'e verdiler. Kalev de Anak'ın üç torununu oradan sürdü.
  21 Bununla birlikte Benyaminoğulları Yeruşalim'de yaşayan Yevuslular'ı kovmadılar. Yevuslular bugüne dek Yeruşalim'de Benyaminoğulları'yla birlikte yaşayageldiler.
  22 Yusuf'un soyundan gelenler Beyt-El'in üzerine yürüdüler. RAB onlarla birlikteydi.
  23 Eski adı Luz olan Beyt-El Kenti hakkında bilgi toplamak için gönderdikleri casuslar
  24 kentten çıkan bir adam gördüler. Ona, "Kentin girişini bize gösterirsen, sana iyi davranırız" dediler.
  25 Kentin girişini gösteren adamla ailesini serbest bıraktılar, kent halkını ise kılıçtan geçirdiler.
  26 Adam Hitit topraklarına göç ederek Luz adında bir kent kurdu; kent bugüne dek bu adla anılagelmiştir.
  27 Manaşşeoğulları Beyt-Şean, Taanak, Dor, Yivleam, Megiddo ve bunların çevre köylerindeki halkı kovmadı. Çünkü Kenanlılar bu topraklarda kalmakta kararlıydı.
  28 İsrailliler Kenan halkını tümüyle kovamadılar; ama zamanla güçlenince onları angaryasına çalıştırdılar.
  29 Efrayimoğulları Gezer'de yaşayan Kenanlılar'ı buradan sürmediler. Kenanlılar Gezer'de İsrailliler'in arasında yaşadılar.
  30 Zevulun da Kitron ve Nahalol halklarını kovmadı. İsrailliler arasında yaşayan bu Kenanlılar angarya işler yaptılar.
  31 Aşeroğulları'na gelince, onlar da Akko, Sayda, Ahlav, Akziv, Helba, Afek ve Rehov halklarını kovmadılar.
  32 Bu topraklardaki Kenanlılar'ı kovmayıp onlarla birlikte yaşadılar.
  33 Naftali Beyt-Şemeş ve Beyt-Anat halkını kovmadı. Buraların halkı olan Kenanlılar'la birlikte yaşayıp onları angaryasına çalıştırdı.
  34 Amorlular Danoğulları'nı ovaya inmekten alıkoyarak dağlık bölgelerde tuttular.
  35 Amorlular Heres Dağı'nda, Ayalon'da ve Şaalvim'de kalmakta kararlıydılar. Yusuf'un torunları güçlenince onları angaryasına çalıştırmaya başladılar.
  36 Amorlular'ın sınırı Akrep Geçidi'nden Sela'ya ve ötesine uzanıyordu.

[i] 1:5. "Adoni-Bezek": "Bezek Beyi" anlamına gelir
[ii] 1:16. "Hurma Kenti": Eriha
[iii] 1:17. "Horma": Yıkıntı anlamına gelir
RAB'bin Meleği İsrailliler'i Azarlıyor
RAB'bin meleği Gilgal'dan Bokim'e gitti ve İsrailliler'e şöyle dedi: "Sizi Mısır'dan çıkarıp atalarınıza söz verdiğim toprağa getirdim. 'Sizinle yaptığım antlaşmayı hiçbir zaman bozmayacağım' dedim.
  Dedim ki, 'Bu topraklarda yaşayanlarla antlaşma yapmayın; sunaklarını yıkın.' Ama sözümü dinlemediniz. Bunu neden yaptınız?
  Onun için şimdi, 'Bu halkları önünüzden kovmayacağım; onlar böğrünüzde diken, ilahları da size tuzak olacak' diyorum."
  RAB'bin meleği sözlerini bitirince bütün İsrail halkı hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
  Bu yüzden oraya Bokim[i] adını verdiler ve orada RAB'be kurban sundular.
Yeşu'nun Ölümü
  Bundan sonra Yeşu halkı gönderdi. İsrailliler paylarına düşen toprakları sahiplenmek için yola çıktılar.
  Yeşu yaşadıkça ve RAB'bin İsrail için yaptığı büyük işleri görmüş olup Yeşu'dan sonra sağ kalan ileri gelenler durdukça halk RAB'be kulluk etti.
  RAB'bin kulu Nun oğlu Yeşu yüz on yaşında öldü.
  Onu Efrayim'in dağlık bölgesindeki Gaaş Dağı'nın kuzeyine, kendi mirasının sınırları içinde kalan Timnat-Heres'e gömdüler.
İsrailliler RAB'den Uzaklaşıyor
  10 Bu kuşaktan olanların hepsi ölüp atalarına kavuştuktan sonra, RAB'bi tanımayan ve O'nun İsrail için yaptıklarını bilmeyen başka bir kuşak yetişti.
  11 İsrailliler RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar, Baallar'a tapındılar.
  12 Kendilerini Mısır'dan çıkaran atalarının Tanrısı RAB'bi terk ettiler. Çevrelerinde yaşayan ulusların değişik ilahlarına bağlanıp onlara tapınarak RAB'bi öfkelendirdiler.
  13 Çünkü RAB'bi terk edip Baal'a ve Aştoretler'e tapındılar.
  14 Bunun üzerine RAB İsrail'e öfkelendi. Onları, her şeylerini alan yağmacıların eline teslim etti; artık karşı koyamadıkları çevredeki düşmanlarının kölesi yaptı.
  15 RAB söylediği ve ant içtiği gibi, onlara karşı olduğundan, savaşa her gittiklerinde yenilgiye uğradılar. Büyük sıkıntı içindeydiler.
  16 Sonra RAB onları yağmacıların elinden kurtaran hakimler çıkardı.
  17 Ama hakimlerini de dinlemediler. RAB'be vefasızlık ederek başka ilahlara tapındılar. RAB'bin buyruklarını yerine getiren ataları gibi davranmadılar, onların izlediği yoldan çabucak saptılar.
  18 RAB onlar için ne zaman bir hakim çıkardıysa, onunla birlikte oldu; hakim yaşadığı sürece onları düşmanlarının elinden kurtardı. Baskı ve zulüm altında inledikleri zaman RAB onlara acıyordu.
  19 Ne var ki, hakimleri ölür ölmez yine başka ilahlara bağlanıyor, onlara kulluk edip tapınıyorlardı. Bu yolda atalarından beter oldular. Yaptıkları kötülüklerden ve inatçılıktan vazgeçmediler.
  20 RAB bu yüzden İsrail'e öfkelenerek şöyle dedi: "Mademki bu ulus atalarının uymasını buyurduğum antlaşmayı bozdu ve sözümü dinlemedi,
  21 ben de Yeşu öldüğünde bu topraklarda bıraktığı ulusların hiçbirini artık önlerinden kovmayacağım.
  22 Ataları gibi özenle RAB'bin yolundan gidip gitmeyeceklerini görmek için onları bu uluslarla sınayacağım."
  23 RAB o ulusları hemen kovmamış, Yeşu'nun eline teslim etmeyerek ülkelerinde kalmalarına izin vermişti.

[i] 2:5. "Bokim": "Ağlama yeri" anlamına gelir
3 Kenan'daki savaşların hiçbirine katılmamış olan İsrailliler'i sınamak ve hiç savaş deneyimi olmayan yeni kuşaklara savaş eğitimi vermek için RAB'bin dokunmadığı uluslar şunlardır:
  3 Beş Filist Beyliği, bütün Kenanlılar, Saydalılar, Baal-Hermon Dağı'ndan Levo-Hamat'a kadar uzanan Lübnan dağlarında yaşayan Hivliler.
  4 RAB İsrailliler'i sınamak, Musa aracılığıyla atalarına verdiği buyrukları yerine getirip getirmeyeceklerini görmek için bu ulusları ülkelerinde bıraktı.
  Böylece İsrailliler Kenan, Hitit, Amor, Periz, Hiv ve Yevuslular'ın arasında yaşadılar.
  Onlardan kız aldılar, kızlarını onların oğullarına verdiler ve onların ilahlarına tapındılar.
Otniel
  RAB'bin gözünde kötü olanı yapan İsrailliler Tanrıları RAB'bi unutup Baallar'a ve Tanrıça Aşera'yı simgeleyen sütunlara tapındılar.
  Bunun üzerine RAB İsrail'e öfkelendi ve onları Aram- Naharayim Kralı Kuşan-Rişatayim'in eline teslim etti. İsrailliler sekiz yıl Kuşan-Rişatayim'in boyunduruğunda kaldılar.
  Ama RAB'be yakarmaları üzerine RAB onlara Otniel adında bir kurtarıcı çıkardı. Kalev'in küçük kardeşi Kenaz'ın oğlu Otniel onları kurtardı.
  10 RAB'bin Ruhu Otniel'in üzerine indi. Otniel İsrailliler'i yönetti, onlar için savaştı. RAB Aram-Naharayim Kralı Kuşan-Rişatayim'i onun eline teslim etti. Artık Otniel ondan daha güçlüydü.
  11 Ülke Kenaz oğlu Otniel'in ölümüne dek kırk yıl barış içinde yaşadı.
Ehut
  12 Sonra İsrailliler yine RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar. RAB gözünde kötü olanı yaptıkları için Moav Kralı Eglon'u onlara karşı güçlendirdi.
  13 Kral Eglon Ammonlular'la Amalekliler'i kendi tarafına çekerek İsrail'e saldırdı. Onları bozguna uğratarak Hurma Kenti'ni ele geçirdi.
  14 İsrailliler on sekiz yıl Moav Kralı Eglon'un boyunduruğu altında kaldılar.
  15 Ama RAB'be yakarmaları üzerine RAB onlar için Ehut adında bir kurtarıcı çıkardı. Benyaminli Gera'nın oğlu olan Ehut solaktı. İsrailliler Ehut'un eliyle Moav Kralı Eglon'a haraç gönderdiler.
  16 Ehut kendine bir arşın[i] uzunluğunda iki ağızlı bir kama yaptı ve bunu sağ kalçası üzerine, giysisinin altına sakladı.
  17 Varıp haracı Moav Kralı Eglon'a sundu. Eglon çok şişman bir adamdı.
  18 Ehut haracı sunduktan sonra, haracı taşımış olan adamlarını salıverdi.
  19 Ama kendisi Gilgal yakınındaki taş putlardan[ii] geri döndü. "Ey kral, sana gizli bir şey söyleyeceğim" dedi. Kral ona, "Sus" diyerek yanındaki adamların hepsini dışarı çıkardı.
  20 Ehut, üst kattaki serin odasında yalnız kalan krala yaklaşarak, "Tanrı'dan sana bir haber getirdim" deyince kral tahtından kalktı.
  21 Ehut sol eliyle sağ kalçası üzerindeki kamayı çekti ve kralın karnına sapladı.
  22 Kamanın ucu kralın sırtından çıktı. Bıçağın ardından kabza da ete saplanmıştı. Ehut kamayı çekmeyince kama kralın yağlı karnına gömüldü.
  23 Ehut sofaya çıktı, üst kattaki odanın kapısını ardından çekip kilitledi.
  24 O çıktıktan sonra, geri gelen kralın hizmetkârları üst kattaki odanın kapılarını kilitli buldular. Birbirlerine, "Su döküyor olmalı" dediler.
  25 Uzun süre bekledilerse de kral odanın kapılarını açmadı. Bunun üzerine bir anahtar bulup kapıyı açtılar. Efendilerinin ölüsü yerde yatıyordu.
  26 Onlar beklerken Ehut kaçmış, taş putları geçerek Seira'ya yönelmişti.
  27 Oraya varınca Efrayim'in dağlık bölgesine çıkıp boru çaldı. İsrailliler onunla birlikte dağlardan indiler. Ehut önden gidiyordu.
  28 Onlara, "Beni izleyin" dedi, "RAB düşmanlarınızı, Moavlılar'ı elinize teslim etti." Ehut'u izleyen İsrailliler, Moav'a giden Şeria geçitlerini tuttular, kimseyi geçirmediler.
  29 Moav'ın güçlü yiğitlerinden on bin kadarını vurup öldürdüler; hiç kurtulan olmadı.
  30 Moav o gün İsrailliler'in boyunduruğuna girdi. Ülke seksen yıl barış içinde yaşadı.
Şamgar
  31 Ehut'tan sonra Anat oğlu Şamgar başa geçti. Şamgar Filistliler'den altı yüz kişiyi üvendireyle öldürerek İsrailliler'i kurtardı.

[i] 3:16. "Bir arşın": Yaklaşık yarım metre
[ii] *3:19. "Taş putlar": Ya da "Taş ocakları".  Aynı ifade 3:26'da da geçiyor
Debora
4 Ehut'un ölümünden sonra İsrailliler yine RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar.
2 RAB de İsrailliler'i Hasor'da egemenlik süren Kenan Kralı Yavin'in eline teslim etti. Yavin'in Sisera adında bir ordu komutanı vardı; Haroşet-Goyim'de yaşardı.
  Dokuz yüz demir savaş arabasına sahip olan Yavin, yirmi yıldır İsrailliler'i acımasızca eziyordu. Bu yüzden İsrailliler RAB'be yakardılar.
  O sırada İsrail'i Lappidot'un karısı Peygamber Debora yönetiyordu.
  Debora Efrayim'in dağlık bölgesinde, Rama ile Beyt-El arasındaki hurma ağacının altında oturur, kendisine gelen İsrailliler'in davalarına bakardı.
  Debora bir gün adam gönderip Avinoam oğlu Barak'ı Kedeş-Naftali'den çağırttı. Ona, "İsrail'in Tanrısı RAB, yanına Naftali ve Zevulunoğulları'ndan on bin kişi alıp Tavor Dağı'na gitmeni buyuruyor" dedi,
  "RAB, 'Kral Yavin'in ordu komutanı Sisera'yı, savaş arabalarını ve ordusunu Kişon Vadisi'ne, senin yanına çekip eline teslim edeceğim' diyor."
  Barak Debora'ya, "Eğer benimle gelirsen giderim" dedi, "Benimle gelmezsen gitmem."
  Debora, "Seninle gelmesine gelirim, ama böyle bir yol tuttuğun için onurlandırılmayacaksın" dedi, "Çünkü RAB Sisera'yı bir kadının eline teslim etmiş olacak." Böylece Debora kalkıp Barak'la birlikte Kedeş'e gitti.
  10 Barak Zevulun ve Naftali oğullarını Kedeş'te topladı. Ardında on bin kişi vardı. Debora da onunla birlikte gitti.
  11 Kenoğulları'ndan Hever, Musa'nın kayınbiraderi Hovav'ın torunlarından, yani Kenoğulları'ndan ayrılmış, çadırını Kedeş yakınında Saanannim'deki meşe ağacının yanına kurmuştu.
  12 Avinoam oğlu Barak'ın Tavor Dağı'na çıktığını duyan Sisera,
  13 dokuz yüz demir arabasını ve yanındaki halkı Haroşet-Goyim'den çıkarıp Kişon Vadisi'nde topladı.
  14 Debora Barak'a, "Haydi kalk! Çünkü RAB'bin Sisera'yı senin eline teslim ettiği gün bugündür" dedi, "RAB senin önünden gidiyor." Bunun üzerine Barak ardında on bin kişiyle Tavor Dağı'ndan indi.
  15 RAB, Sisera'yı, savaş arabalarını sürenleri ve ordusunu Barak'ın önünde şaşkına çevirerek bozguna uğrattı. Sisera savaş arabasından indi ve yaya olarak kaçtı.
  16 Barak savaş arabalarını ve orduyu Haroşet-Goyim'e kadar kovaladı. Sisera'nın bütün ordusu kılıçtan geçirildi, tek kişi bile kurtulamadı.
  17 Yaya olarak kaçan Sisera ise Kenoğulları'ndan Hever'in karısı Yael'in çadırına sığındı. Çünkü Hasor Kralı Yavin'le Kenoğulları'ndan Hever'in arası iyiydi.
  18 Yael Sisera'yı karşılamaya çıktı. Ona, "Korkma, efendimiz, gel çadırıma sığın" dedi. Çadırına sığınan Sisera'nın üzerine bir yorgan örttü.
  19 Sisera, "Susadım, lütfen biraz su ver de içeyim" dedi. Yael süt tulumunu açıp ona içirdikten sonra üzerini yine örttü.
  20 Sisera kadına, "Çadırın kapısında dur" dedi, "Biri gelir de çadırda kimse var mı diye sorarsa, yok de."
  21 Hever'in karısı Yael eline bir çadır kazığı ile tokmak aldı. Yorgunluktan derin bir uykuya dalmış olan Sisera'ya sessizce yaklaşarak kazığı şakağına dayadı ve yere saplanıncaya dek çaktı. Sisera hemen öldü.
  22 Yael Sisera'yı kovalayan Barak'ı karşılamaya çıktı. "Gel, aradığın adamı sana göstereyim" dedi. Barak kadını izledi ve şakağına kazık çakılmış Sisera'yı ölü buldu.
  23 Böylece Tanrı o gün Kenan Kralı Yavin'i İsrailliler'in önünde bozguna uğrattı.
  24 Giderek güçlenen İsrailliler sonunda Kenan Kralı Yavin'i ortadan kaldırdılar.
Debora'nın Ezgisi
Debora ile Avinoam oğlu Barak o gün şu ezgiyi söylediler:
2 "İsrail'in önderleri başı çekince,
Halk gönüllü olarak savaşınca
RAB'be övgüler sunun.
 3 Dinleyin, ey krallar!
Ey yönetenler, kulak verin!
RAB'be ezgiler söyleyeceğim,
İsrail'in Tanrısı RAB'bi ilahilerle öveceğim.
  4 Seir'den çıktığında, ya RAB,
Edom kırlarından geçtiğinde,
Yer sarsıldı, göklerden yağmur boşandı,
Evet, bulutlar yağmur yağdırdı.
  Sina Dağı'ndaki
RAB'bin önünde,
İsrail'in Tanrısı RAB'bin önünde
Dağlar sarsıldı.
  Anat oğlu Şamgar'ın zamanında,
Yael'in zamanında kervanların ardı kesildi.
Yolcular sapa yollardan gider oldu.
  Bomboştu İsrail'in köyleri,
Ben İsrail'de ana olarak ortaya çıkıncaya dek,
Ben Debora ortaya çıkıncaya dek
İsrail'in köyleri bomboştu.
  Yeni ilahlar seçtikleri zaman
Savaş kentin kapılarına dayandı.
İsrail'deki kırk bin askerin elinde
Ne kalkan ne de mızrak vardı.
  Yüreğim İsrail'i yönetenlerle
Ve halkın arasındaki gönüllülerledir.
RAB'be övgüler sunun!
  10 Ey semerleri pahalı boz eşeklere binenler,
Ey yoldan yaya gidenler, dinleyin!
  11 Kuyu başındaki kalabalıklar
RAB'bin zaferlerini,
İsrail savaşçılarının zaferlerini anlatıyorlar.
Ardından RAB'bin halkı kent kapılarına
Akın etmeye başladı.
  12 Uyan, uyan, Debora, uyan, uyan!
Söyle, ezgiler söyle!
Ey Avinoam oğlu Barak,
Kalk, götür tutsaklarını.
  13 Geriye kalanlar soyluların yanına geldi,
RAB'bin halkı yiğitleriyle bana geldi.
  14 Amalek kökünden olanlar Efrayim'den geldi,
Benyaminoğulları da seni izleyenlerin arasındaydı.
Yöneticiler Makir'den,
Başbuğ asasını taşıyanlar Zevulun'dan geldi.
  15 Debora'yla birlikteydi İssakar'ın beyleri.
Evet, İssakaroğulları da Barak'ın
Ardından hızla ovaya indi.
Ama Ruben oymağının bölükleri
Büyük bir kararsızlık içindeydi.
  16 Sürülerine kaval çalan çobanları
Dinlemek için neden ağıllarda kaldılar?
Evet, Ruben oymağının bölükleri
Büyük bir kararsızlık içindeydi.
  17 Gilatlılar Şeria Irmağı'nın ötesinde kaldı,
Dan oymağıysa gemilerde oyalandı.
Aşer oymağı deniz kıyısında dinlendi,
Koylarda yan gelip oturdu.
  18 Ama Zevulun ve Naftali halkları
Tehlikeye attılar canlarını savaş alanında.
  19 Taanak'ta ve Megiddo sularının kıyısında
Krallar gelip savaştılar.
Kenan kralları da savaştı.
Ancak ne gümüş ne ganimet aldılar.
  20 Yıldızlar göklerden savaşa katıldı.
Göğü bir baştan öbür başa geçerken,
Sisera'ya karşı savaştılar.
  21 Kişon Irmağı, o eski ırmak,
Süpürüp götürdü onları.
Yürü, ey ruhum, üzerlerine güçle yürü.
  22 O zaman atlar dört nala koştu.
Güçlü atların toynakları
Yerde izler bıraktı.
  23 RAB'bin meleği, 'Meroz Kenti'ni lanetleyin' dedi,
'Halkına lanetler yağdırın.
Çünkü RAB'bin yardımına,
Zorbalara karşı RAB'bin yardımına koşmadılar.'
  24 2Kenoğulları'ndan Hever'in karısı Yael
Kadınlar arasında alabildiğine kutsansın.
Çadırlarda yaşayan kadınlar arasında
alabildiğine kutsansın.
  25 Sisera su istedi, Yael ona süt verdi.
Soylulara yaraşır bir çanakla ayran sundu.
  26 Sol eline çadır kazığını,
Sağ eline işçi tokmağını aldı.
Vurdu, Sisera'nın başını ezdi.
Şakağına çaktı kazığı, deldi geçirdi.
  27 Ayaklarının dibine çöktü,
Yere serildi Sisera.
Düşüp yığıldı Yael'in ayakları dibine,
Yığıldığı yerde cansız kaldı.
  28 Sisera'nın anası parmaklıkların ardından,
Pencereden bakıp feryat etti:
'Oğlumun savaş arabası
Neden bu kadar gecikti,
Nal sesleri neden duyulmuyor?'
  29 Bilge kadınlar onu yanıtladılar.
O da şöyle düşündü:
  30 'Ganimeti bulmuş, paylaşıyor olmalılar.
Her yiğide bir ya da iki kız,
Sisera'ya ganimet olarak rengarenk giysiler,
Evet, işlemeli, rengarenk giysiler.
Yağmacıların boyunları için
İki yanı işlemeli renkli giysiler,
Hepsi ganimet.'
  31 Ya RAB, bütün düşmanların böyle yok olsun.
Seni sevenlerse,
Bütün gücüyle doğan güneş gibi olsunlar."
Bundan sonra ülke kırk yıl barış içinde yaşadı.
Gidyon
İsrailliler yine RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar. RAB de onları yedi yıl süreyle Midyanlılar'ın eline teslim etti.
  2 Midyan boyunduruğu İsrailliler'e öyle ağır geldi ki, dağlarda kendilerine sığınaklar, mağaralar, kaleler yaptılar.
  Ekin ektikleri vakit, Midyanlılar, Amalekliler ve öbür doğulu halklar topraklarına girip
  ordugah kurarlardı. Gazze'ye dek ekinleri yok eder, koyun, sığır, eşek gibi geçim kaynağı olan her şeyi alırlardı.
  Hayvanları ve çadırlarıyla birlikte çekirge sürüsü gibi gelirlerdi. Adamları, develeri saymak olanaksızdı. Yakıp yıkmak amacıyla toprakları işgal ederlerdi.
  Midyanlılar İsrail'i öyle yoksul düşürdüler ki, İsrailliler RAB'be yakarmaya başladılar.
  İsrailliler Midyanlılar'dan ötürü RAB'be yakarınca,
  RAB onlara bir peygamber gönderdi. Peygamber onlara şöyle dedi: "İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki: 'Sizi Mısır'dan ben çıkardım, köle olduğunuz ülkeden ben getirdim.
  Mısırlılar'ın elinden, size baskı yapanların hepsinin elinden sizi ben kurtardım. Onları önünüzden kovdum, topraklarını size verdim.
  10 Size dedim ki: Ben Tanrınız RAB'bim. Topraklarında yaşadığınız Amorlular'ın ilahlarına tapınmayın. Ama sözümü dinlemediniz.'"
  11 RAB'bin meleği gelip Aviezerli Yoaş'ın Ofra Kenti'ndeki sakız ağacının altında oturdu. Yoaş'ın oğlu Gidyon, Midyanlılar'dan kurtarmak için, buğdayı üzüm çiğneme çukurunda dövüyordu.
  12 RAB'bin meleği ona görünerek, "Ey cesur ve yiğit adam, RAB seninledir" dedi.
  13 Gidyon, "Ey Efendim, eğer RAB bizimleyse bütün bunlar neden başımıza geldi?" diye karşılık verdi, "Atalarımız RAB'bin bizi Mısır'dan çıkardığını söylemediler mi? Bize anlattıkları RAB'bin bütün o harikaları nerede? RAB bizi terk etti, Midyanlılar'ın eline teslim etti."
  14 RAB Gidyon'a dönüp, "Kendi gücünle git, İsrail'i Midyanlılar'ın elinden kurtar" dedi, "Seni ben gönderiyorum."
  15 Gidyon, "Ey Efendim, ben İsrail'i nasıl kurtarabilirim?" diye karşılık verdi, "Ait olduğum boy Manaşşe oymağının en zayıf boyudur. Ben de ailemin en genç bireyiyim."
  16 RAB, "Ben seninle olacağım" dedi, "Midyanlılar'ı tek bir adamı yener gibi bozguna uğratacaksın."
  17 Gidyon, "Benden hoşnutsan, benimle konuşanın sen olduğuna dair bana bir belirti göster" dedi,
  18 "Lütfen gelip sana adağımı sununcaya, önüne koyuncaya dek buradan ayrılma." RAB, "Sen dönünceye dek kalırım" diye yanıtladı.
  19 Gidyon eve gidip bir oğlak kesti, bir efa[i] undan mayasız pide yaptı. Eti sepete, et suyunu tencereye koydu; bunları getirip sakız ağacının altında meleğe sundu.
  20 Tanrı'nın meleği, "Eti ve mayasız pideleri al, şu kayanın üzerine koy. Et suyunu ise dök" dedi. Gidyon söyleneni yaptı.
  21 RAB'bin meleği elindeki değneğin ucuyla ete ve mayasız pidelere dokununca kayadan ateş fışkırdı. Ateş eti ve mayasız pideleri yakıp kül etti. Sonra RAB'bin meleği gözden kayboldu.
  22 Gidyon, gördüğü kişinin RAB'bin meleği olduğunu anlayınca, "Eyvah, Rab Yahve! Meleğinin yüzünü gördüm" dedi.
  23 RAB ona, "Sana esenlik olsun. Korkma, ölmeyeceksin" dedi.
  24 Gidyon orada Yahve için bir sunak yaptı. Sunağa 'Yahve Esenliktir' adını verdi. Sunak Aviezerliler'in Ofra Kenti'nde bugüne dek duruyor.
  25 Aynı gece RAB, Gidyon'a, "Babanın boğasını, yedi yaşındaki ikinci boğayı al" dedi, "Sonra babanın Baal için yaptırdığı sunağı yık. Sunağın yanındaki Tanrıça Aşera'yı simgeleyen sütunu kes.
  26 Tanrın RAB için bu höyüğün üstünde uygun bir sunak yap. İkinci boğayı al, keseceğin Aşera'yı simgeleyen sütunun odunlarıyla yakmalık sunu olarak sun."
  27 Gidyon adamlarından onunu yanına alarak RAB'bin kendisine buyurduklarını yerine getirdi. Ne var ki, ailesinden ve kent halkından korktuğu için bunu gündüz yerine geceleyin yaptı.
  28 Sabah erkenden kalkan kent halkı, Baal'a ait sunağın yıkıldığını, yanındaki Aşera'yı simgeleyen sütunun kesildiğini, ikinci boğanın yeni yapılan sunak üzerinde sunulduğunu gördü.
  29 Birbirlerine, "Bu işi kim yaptı?" diye sordular. Sorup soruşturduktan sonra, bu işi Yoaş oğlu Gidyon'un yaptığını anladılar.
  30 Bunun üzerine Yoaş'a, "Oğlunu dışarı çıkar" dediler, "Ölmesi gerek. Çünkü Baal'ın sunağını yıktı, yanındaki Aşera'yı simgeleyen sütunu kesti."
  31 Yoaş çevresindeki öfkeli kalabalığa, "Baal'ı savunmak size mi düştü?" dedi, "Siz mi onu kurtaracaksınız? Onu savunan şafak sökmeden ölecek. Baal tanrıysa, bırakın kendini savunsun. Yıkılan sunak onun!"
  32 O gün Yoaş, "Baal kendini savunsun, yıkılan sunak onun sunağıdır" diyerek Gidyon'a Yerubbaal[ii] adını verdi.
  33 Bu arada Midyanlılar, Amalekliler ve öbür doğulu halklar birleşerek Şeria Irmağı'nı geçtiler, gidip Yizreel Vadisi'nde ordugah kurdular.
  34 RAB'bin Ruhu Gidyon'u yönlendirmeye başladı. Gidyon borusunu çalınca Aviezerliler onun çevresinde toplandı.
  35 Gidyon bütün Manaşşe'ye ulaklar göndererek oranın halkını da topladı. Aşer, Zevulun ve Naftali'ye de ulaklar gönderdi. Onlar da onu karşılamaya çıktılar.
  36 Gidyon Tanrı'ya şöyle seslendi: "Söz verdiğin gibi İsrail'i benim aracılığımla kurtaracağın doğruysa,
  37 çiy yalnızca harman yerine koyacağım yün yapağının üzerine düşecek, topraksa kuru kalacak. Böylece, söylediğin gibi İsrail'i benim aracılığımla kurtaracağını bileceğim."
  38 Ve öyle oldu. Ertesi gün erkenden kalkan Gidyon yapağıyı alıp sıktı. Yapağıdan bir tas dolusu çiy süzüldü.
  39 Bunun üzerine Gidyon Tanrı'ya şöyle seslendi: "Bana kızma, bir istekte daha bulunmak istiyorum. Yapağıyla bir deneme daha yapmama izin ver. Lütfen bu kez yalnızca yapağı kuru kalsın, topraksa çiyle ıslansın."
  40 Tanrı o gece Gidyon'un dediğini yaptı. Yapağı kuru kaldı, toprağın her yanıysa çiyle kaplandı.

[i] 6:19. "Bir efa": Yaklaşık 16 kg.  (22 litre sıvı alabilen bir tahıl ölçeği.
[ii] 6:32. "Yerubbaal": "Baal kendini savunsun" anlamına gelir
Gidyon Midyanlılar'ı Yeniyor
Yerubbaal (yani Gidyon) ile yanındaki halk erkenden kalkıp Harot Pınarı'nın başında ordugah kurdular. Midyanlılar'ın ordugahıysa onların kuzeyinde, More Tepesi'nin yanındaki vadideydi.
  RAB Gidyon'a şöyle dedi: "Yanında fazla adam var; Midyan'ı onların eline teslim etmem. Yoksa İsrailliler, 'Kendi gücümüzle kurtulduk' diyerek bana karşı övünebilirler.
  Şimdi halka şunu söyle: 'Korkudan titreyen dönsün, Gilat Dağı'ndan geri gitsin.'" Bunun üzerine halktan yirmi iki bin kişi döndü, on bin kişi orada kaldı.
  RAB Gidyon'a, "Adamların sayısı hâlâ fazla" dedi, "Kalanları suyun başına götür, onları orada senin için sınayayım. 'Bu seninle gidecek' dediğim adam seninle gidecek; 'Bu seninle gitmeyecek' dediğim gitmeyecek."
  Gidyon halkı suyun başına götürdü. RAB Gidyon'a, "Köpek gibi diliyle su içenleri bir yana, su içmek için dizleri üzerine çökenleri öbür yana ayır" dedi.
  Ellerini ağızlarına götürerek dilleriyle su içenlerin sayısı üç yüzü buldu. Geri kalanların hepsi su içmek için dizleri üzerine çöktüler.
  RAB Gidyon'a, "Sizi diliyle su içen üç yüz kişinin eliyle kurtaracağım" dedi, "Midyanlılar'ı senin eline teslim edeceğim. Öbürleri yerlerine dönsün."
  Gidyon yalnız üç yüz kişiyi alıkoyarak geri kalan İsrailliler'i çadırlarına gönderdi. Bu üç yüz kişi, gidenlerin kumanyalarıyla borularını da aldılar. Midyanlılar'ın ordugahı Gidyon'un aşağısında, vadideydi.
  RAB aynı gece Gidyon'a, "Kalk, ordugaha saldır" dedi, "Çünkü orayı senin eline teslim ediyorum.
  10 Ordugaha yalnız gitmekten korkuyorsan, uşağın Pura'yı da yanına al.
  11 Midyanlılar'ın söylediklerine kulak kabart. O zaman ordugahlarına saldırmaya cesaret bulursun." Böylece Gidyon uşağı Pura ile ordugahın yanına kadar sokuldu.
  12 Midyanlılar, Amalekliler ve öbür doğulu halklar çekirge sürüsü gibi vadiye yayılmışlardı. Denizdeki kum kadar çok, sayısız develeri vardı.
  13 Gidyon ordugahın yanına vardığında, adamlardan biri arkadaşına gördüğü düşü anlatıyordu. "Bir düş gördüm" diyordu, "Arpa unundan yapılmış bir somun ekmek, Midyan ordugahına doğru yuvarlanarak çadıra kadar geldi, çadıra çarpıp onu devirdi, altüst etti. Çadır yerle bir oldu."
  14 Adamın arkadaşı şöyle karşılık verdi: "Bu, İsrailli Yoaş oğlu Gidyon'un kılıcından başka bir şey değildir. Tanrı Midyan'ı ve bütün ordugahı onun eline teslim edecek."
  15 Gidyon düşü ve yorumunu duyunca Tanrı'ya tapındı. İsrail ordugahına döndü ve adamlarına, "Kalkın! RAB Midyan ordugahını elinize teslim etti" dedi.
  16 Sonra üç yüz adamını üç bölüğe ayırdı. Hepsine borular, boş testiler ve testilerin içinde yakılmak üzere çıralar verdi.
  17 Onlara, "Gözünüz bende olsun" dedi, "Ben ne yaparsam siz de onu yapın. Ordugahın yanına vardığımda ne yaparsam siz de aynısını yapın.
  18 Ben ve yanımdakiler borularımızı çalınca, ordugahın çevresinden siz de borularınızı çalın ve, 'RAB için ve Gidyon için!' diye bağırın."
  19 Gidyon ile yanındaki yüz kişi gece yarısından az önce, nöbetçi değişiminden hemen sonra ordugahın yanına vardılar; borularını çalmaya başlayıp ellerindeki testileri kırdılar.
  20 Üç bölük de borularını çalıp testileri kırdı. Çalacakları boruları sağ ellerinde, çıralarıysa sol ellerinde tutuyorlardı. "Yaşasın RAB'bin ve Gidyon'un kılıcı!" diye bağırdılar.
  21 Onlar ordugahın çevresinde dururken, ordugahtakilerin hepsi koşuşmaya, bağırıp kaçışmaya başladı.
  22 Üç yüz boru birden çalınca RAB ordugahtakilerin hepsini kılıçla birbirlerine saldırttı. Midyan ordusu Serera'ya doğru, Beyt-Şitta'ya, Tabbat yakınındaki Avel-Mehola sınırına dek kaçtı.
  23 Naftali, Aşer ve bütün Manaşşe'den çağrılan İsrailliler Midyanlılar'ı kovalamaya başladılar.
  24 Gidyon, Efrayim'in dağlık bölgesine gönderdiği ulaklar aracılığıyla, "İnip Midyanlılar'a saldırın" dedi, "Önlerini kesmek için Şeria Irmağı'nın Beyt-Bara'ya kadar uzanan bölümünü tutun." Efrayimoğulları Şeria Irmağı'nın Beyt-Bara'ya kadarki bölümünü ele geçirdiler.
  25 Midyanlı iki önderi, Orev ile Zeev'i tutsak aldılar. Orev'i Orev Kayası'nda, Zeev'i ise Zeev'in üzüm çiğneme çukurunda öldürerek Midyanlılar'ı kovalamaya devam ettiler. Orev'le Zeev'in kesik başlarını Şeria Irmağı'nın karşı yakasından Gidyon'a getirdiler.
Zevah ile Salmunna
Efrayimoğulları Gidyon'a, "Midyanlılar'la savaşmaya gittiğinde bizi çağırmadın, bize neden böyle davrandın?" diyerek onu sert bir dille eleştirdiler.
  Gidyon, "Sizin yaptığınızın yanında benim yaptığım ne ki?" diye karşılık verdi, "Efrayim'in bağ bozumundan artakalan üzümler, Aviezer'in bütün bağ bozumu ürününden daha iyi değil mi?
  Tanrı Midyan önderlerini, Orev'i ve Zeev'i elinize teslim etti. Sizin yaptıklarınıza kıyasla ben ne yapabildim ki?" Gidyon'un bu sözleri onların öfkesini yatıştırdı.
  Gidyon bitkin olmalarına karşın Midyanlılar'ı kovalamayı sürdüren üç yüz adamıyla Şeria Irmağı'na ulaşıp karşıya geçti.
  Sukkot'a vardıklarında kent halkına, "Lütfen ardımdaki adamlara ekmek verin, bitkin haldeler" dedi, "Ben Midyan kralları Zevah ve Salmunna'yı kovalıyorum."
  Sukkot önderleri, "Zevah ile Salmunna'yı tutsak aldın mı ki, orduna ekmek verelim?" dediler.
  Gidyon, "Öyle olsun!" diye karşılık verdi, "RAB Zevah ile Salmunna'yı elime teslim edince, bedenlerinizi çöl dikenleriyle, çalılarla yaracağım."
  Gidyon oradan Penuel'e gitti ve oranın halkından da aynı şeyi istedi. Ama Penuel halkı da Sukkot halkının verdiği yanıtın aynısını verdi.
  Gidyon onlara, "Esenlik içinde döndüğüm zaman bu kuleyi yıkacağım" dedi.
  10 Zevah ile Salmunna doğulu halkların ordularından artakalan yaklaşık on beş bin kişilik bir orduyla birlikte Karkor'daydılar. Eli kılıç tutan yüz yirmi bin savaşçı ölmüştü.
  11 Gidyon Novah ve Yogbeha'nın doğusundan, göçebelerin yolundan geçerek düşman ordugahına saldırdı. Adamlar hazırlıksız yakalandılar.
  12 Zevah ile Salmunna kaçtıysa da Gidyon peşlerine düştü. Bu iki Midyan kralını, Zevah ile Salmunna'yı yakalayıp bütün ordularını bozguna uğrattı.
  13 Yoaş oğlu Gidyon Heres Geçidi yoluyla savaştan döndü.
  14 Yolda Sukkot'tan genç bir adamı yakalayıp sorguya çekti. Adam Sukkot önderleriyle ileri gelenlerinin adlarını, toplam yetmiş yedi kişinin adını yazıp Gidyon'a verdi.
  15 Gidyon Sukkot'a gidip halka şöyle dedi: "'Zevah ile Salmunna'yı tutsak aldın mı ki bitkin adamlarına ekmek verelim' diyerek beni aşağıladınız. İşte Zevah ile Salmunna!"
  16 Sonra kentin ileri gelenlerini topladı; Sukkot halkını çöl dikenleriyle, çalılarla döverek cezalandırdı.
  17 Ardından Penuel Kulesi'ni yıkıp kent halkını kılıçtan geçirdi.
  18 Sonra Zevah ile Salmunna'ya, "Tavor'da öldürdükleriniz nasıl adamlardı?" diye sordu. "Tıpkı senin gibiydiler, hepsi birer prense benziyordu" yanıtını verdiler.
  19 Gidyon, "Onlar kardeşlerimdi, öz annemin oğullarıydı" dedi, "Yaşayan RAB'bin adına ant içerim ki, onları sağ bıraksaydınız sizi öldürmezdim."
  20 Sonra büyük oğlu Yeter'e, "Haydi, öldür onları" dedi. Ne var ki, henüz genç olan Yeter korktu, kılıcını çekmedi.
  21 Bunun üzerine Zevah ile Salmunna Gidyon'a, "Sen kendin bizi öldür" dediler, "Bir erkeğin işini ancak bir erkek yapar." Böylece Gidyon varıp Zevah ve Salmunna'yı öldürdü. Develerinin boyunlarındaki hilal biçimi süsleri de aldı.
  22 İsrailliler Gidyon'a, "Sen, oğlun ve torunun bize önderlik edin" dediler. "Çünkü bizi Midyanlılar'ın elinden sen kurtardın."
  23 Ama Gidyon, "Ben size önderlik etmem, oğlum da etmez" diye karşılık verdi, "Size RAB önderlik edecek."
  24 Sonra, "Yalnız sizden bir dileğim var" diye sözünü sürdürdü, "Ele geçirdiğiniz ganimetin içindeki küpeleri bana verin." (İsmailliler altın küpeler takarlardı).
  25 İsrailliler, "Seve seve veririz" diyerek yere bir üstlük serdiler. Herkes ele geçirdiği küpeleri üstlüğün üzerine attı.
  26 Hilaller, kolyeler, Midyan krallarının giydiği mor giysiler ve develerin boyunlarından alınan zincirler dışında, Gidyon'un aldığı altın küpelerin ağırlığı bin yedi yüz şekel[i] kadardı.
  27 Gidyon bu altından bir efod yaparak onu kendi kenti olan Ofra'ya yerleştirdi. Bütün İsrailliler bu efod yüzünden RAB'be vefasızlık ettiler. Böylece put Gidyon ile ailesi için bir tuzak oldu.
  28 İsrailliler'e yenilen Midyanlılar bir daha toparlanamadılar. Ülke Gidyon zamanında kırk yıl barış içinde yaşadı.
Gidyon'un Ölümü
  29 Yoaş oğlu Yerubbaal (Gidyon) dönüp kendi evinde yaşamını sürdürdü.
  30 Çok sayıda kadınla evlendi ve yetmiş oğlu oldu.
  31 Ayrıca Şekem'de bir cariyesi vardı. Bundan da bir oğlu oldu, adını Avimelek koydu.
  32 Yoaş oğlu Gidyon iyice yaşlanıp öldü. Aviezerliler'e ait Ofra Kenti'nde, babası Yoaş'ın mezarına gömüldü.
  33 Gidyon ölünce İsrailliler yine RAB'be vefasızlık ettiler. Baallar'a tapındılar. Baal-Berit'i ilah edinerek
  34 kendilerini çevrelerindeki düşmanlarının elinden kurtaran Tanrıları RAB'bi unuttular.
  35 İsrail'e büyük iyilikler yapan Yerubbaal'ın (Gidyon'un) ev halkına iyi davranmadılar.

[i] 8:26. "Bin yedi yüz şekel": Yaklaşık 19. 5 kg
Avimelek
Yerubbaal'ın oğlu Avimelek, dayılarının bulunduğu Şekem Kenti'ne giderek onlara ve annesinin soyundan gelen herkese şöyle dedi:
  "Şekem halkına şunu duyurun: 'Sizin için hangisi daha iyi? Gidyon'un yetmiş oğlu tarafından yönetilmek mi, yoksa bir kişi tarafından yönetilmek mi?' Unutmayın ki ben sizinle aynı etten, aynı kandanım."
  Dayıları Avimelek'in söylediklerini Şekem halkına ilettiler. Halkın yüreği Avimelek'ten yanaydı. "O bizim kardeşimizdir" dediler.
  Ona Baal-Berit Tapınağı'ndan yetmiş gümüş para verdiler. Avimelek bu parayla kiraladığı belalı serserileri peşine taktı.
  Sonra Ofra'ya, babasının evine dönüp kardeşlerini, Yerubbaal'ın yetmiş oğlunu bir taşın üzerinde kesip öldürdü. Yalnız Yerubbaal'ın küçük oğlu Yotam kaçıp gizlendiği için sağ kaldı.
  Şekem ve Beyt-Millo halkları toplanarak hep birlikte Şekem'de dikili taş meşesinin olduğu yere gittiler; Avimelek'i orada kral ilan ettiler.
  Olup biteni Yotam'a bildirdiklerinde Yotam Gerizzim Dağı'nın tepesine çıkıp yüksek sesle halka şöyle dedi: "Ey Şekem halkı, beni dinleyin, Tanrı da sizi dinleyecek.
  Bir gün ağaçlar kendilerine bir kral meshetmek istemişler; zeytin ağacına gidip, 'Gel kralımız ol' demişler.
  "Zeytin ağacı, 'İlahları ve insanları onurlandırmak için kullanılan yağımı bırakıp ağaçlar üzerinde sallanmaya mı gideyim?' diye yanıtlamış.
  10 "Bunun üzerine ağaçlar incir ağacına, 'Gel sen kralımız ol' demişler.
  11 "İncir ağacı, 'Tatlılığımı ve güzel meyvemi bırakıp ağaçlar üzerinde sallanmaya mı gideyim?' diye yanıtlamış.
  12 "Sonra ağaçlar asmaya, 'Gel sen bizim kralımız ol' demişler.
  13 Asma, 'İlahlarla insanlara zevk veren yeni şarabımı bırakıp ağaçlar üzerinde sallanmaya mı gideyim?' demiş.
  14 "Sonunda ağaçlar karaçalıya, 'Gel sen kralımız ol' demişler.
  15 "Karaçalı, 'Eğer gerçekten beni kendinize kral meshetmek istiyorsanız, gelin gölgeme sığının' diye karşılık vermiş, 'Eğer sığınmazsanız, karaçalıdan çıkan ateş Lübnan'ın bütün sedir ağaçlarını yakıp kül edecektir.'
  16 "Şimdi siz Avimelek'i kral yapmakla içten ve dürüst davrandığınızı mı sanıyorsunuz? Yerubbaal'la ailesine iyilik mi ettiniz? Ona hak ettiği gibi mi davrandınız?
  17 Oysa babam sizi Midyanlılar'ın elinden kurtarmak için canını tehlikeye atarak sizin için savaştı.
  18 Ama bugün siz babamın ailesine karşı ayaklandınız, yetmiş oğlunu bir taşın üzerinde kesip öldürdünüz. Cariyesinden doğan Avimelek kardeşiniz olduğu için onu Şekem'e kral yaptınız.
  19 Eğer bugün Yerubbaal'la ailesine içten ve dürüst davrandığınıza inanıyorsanız, Avimelek'le sevinin, o da sizinle sevinsin!
  20 Ama öyle değilse, dilerim, Avimelek ateş olsun, Şekem ve Beyt-Millo halkını yakıp kül etsin. Ya da Şekem ve Beyt-Millo halkı ateş olsun, Avimelek'i yakıp kül etsin."
  21 Ardından Yotam, kardeşi Avimelek'ten korktuğu için kaçtı, gidip Beer'e yerleşti.
  22 Avimelek İsrail'i üç yıl yönetti.
  23 Sonra Tanrı Avimelek'le Şekem halkını birbirlerine düşürdü; halk Avimelek'e başkaldırdı.
  24 Tanrı bunu Avimelek'i Yerubbaal'ın yetmiş oğluna yapılan zorbalığın aynısına uğratmak, kardeşlerini öldüren Avimelek'ten ve onu bu kırıma isteklendiren Şekem halkından akıttıkları kanın öcünü almak için yaptı.
  25 Şekem halkı dağ başlarında Avimelek'e pusu kurdu. Oradan geçen herkesi soyuyorlardı. Bu durum Avimelek'e bildirildi.
  26 Eved oğlu Gaal kardeşleriyle birlikte gelip Şekem'e yerleşti. Şekem halkı ona güvendi.
  27 Bağlara çıkıp üzümleri topladıktan, ezip şarap yaptıktan sonra bir şenlik düzenlediler. İlahlarının tapınağına gittiler; orada yiyip içerken Avimelek'e lanetler yağdırdılar.
  28 Eved oğlu Gaal kalkıp şöyle dedi: "Avimelek kim ki, biz Şekem halkı ona hizmet edelim? Yerubbaal'ın oğlu değil mi o? Zevul da onun yardımcısı değil mi? Şekemliler'in babası Hamor'un soyundan gelenlere hizmet edin. Neden Avimelek'e hizmet edelim?
  29 Keşke bu halkı ben yönetseydim! Avimelek'i uzaklaştırır ve, 'Ordunu güçlendir de öyle ortaya çık!' derdim."
  30 Kentin yöneticisi olan Zevul, Eved oğlu Gaal'ın sözlerini duyunca öfkelendi.
  31 Avimelek'e gizlice gönderdiği ulaklar aracılığıyla şöyle dedi: "Eved oğlu Gaal ve kardeşleri Şekem'e geldiler. Kenti sana karşı ayaklandırıyorlar.
  32 Gel, adamlarınla birlikte gece kırda pusuya yat.
  33 Sabah güneş doğar doğmaz kalk, kenti bas. Gaal ile adamları sana saldırdığında onlara yapacağını yap."
  34 Böylece Avimelek'le adamları gece kalkıp dört bölük halinde Şekem yakınında pusuya yattılar.
  35 Eved oğlu Gaal çıkıp kentin giriş kapısında durunca, Avimelek'le yanındakiler pusu yerinden fırladılar.
  36 Gelenleri gören Gaal, Zevul'a, "Dağların tepesinden inip gelenlere bak!" dedi. Zevul, "Adam sandığın aslında dağların gölgesidir" diye karşılık verdi.
  37 Ama Gaal ısrar etti: "Bak, topraklarımızın ortasında ilerleyenler var. Bir kısmı da Falcılar Meşesi yolundan geliyor."
  38 Bunun üzerine Zevul, "'Avimelek kim ki, ona hizmet edelim' diye övünen sen değil miydin?" dedi, "Küçümsediğin halk bu değil mi? Haydi şimdi git, onlarla savaş!"
  39 Şekem halkına öncülük eden Gaal, Avimelek'le savaşa tutuştu.
  40 Ama tutunamayıp kaçmaya başladı. Avimelek ardına düştü. Kentin giriş kapısına dek çok sayıda ölü yerde yatıyordu.
  41 Avimelek Aruma'da kaldı. Zevul ise Gaal'ı ve kardeşlerini Şekem'den kovdu, kentte yaşamalarına izin vermedi.
  42 Savaşın ertesi günü Avimelek Şekemliler'in tarlalarına gittiklerini haber aldı.
  43 Adamlarını üç bölüğe ayırıp kırda pusuya yattı. Halkın kentten çıktığını görünce saldırıp onları öldürdü.
  44 Sonra yanındaki bölükle hızla ilerleyerek kentin giriş kapısına dayandı. Öbür iki bölükse tarlalardakilere saldırıp onları öldürdü.
  45 Avimelek gün boyu kente karşı savaştı; kenti ele geçirdikten sonra halkını kılıçtan geçirdi. Kenti yıkıp üstüne tuz serpti.
  46 Şekem Kulesi'ndeki halk olup biteni duyunca, El-Berit Tapınağı'nın kalesine sığındı.
  47 Onların Şekem Kulesi'nde toplandığını haber alan Avimelek,
  48 yanındaki halkla birlikte Salmon Dağı'na çıktı. Eline bir balta alıp ağaçtan bir dal kesti, dalı omuzuna atarak yanındakilere, "Ne yaptığımı gördünüz" dedi, "Çabuk olun, siz de benim gibi yapın."
  49 Böylece hepsi birer dal kesip Avimelek'i izledi. Dalları kalenin dibinde yığıp ateşe verdiler. Şekem Kulesi'ndeki bin kadar kadın, erkek yanarak öldü.
  50 Bundan sonra Avimelek Teves üzerine yürüdü, kenti kuşatıp ele geçirdi.
  51 Kentin ortasında sağlam bir kule vardı. Kadın erkek bütün kent halkı oraya sığındı. Kapıları kapayıp kulenin damına çıktılar.
  52 Avimelek gelip kuleyi kuşattı. Ateşe vermek için kapısına yaklaştığında,
  53 bir kadın değirmenin üst taşını Avimelek'in üzerine atıp başını yardı.
  54 Avimelek hemen silahlarını taşıyan uşağını çağırdı ve, "Kılıcını çek, beni öldür" dedi, "Hiç kimse, 'Avimelek'i bir kadın öldürdü' demesin." Uşak kılıcını Avimelek'e saplayıp onu öldürdü.
  55 Avimelek'in öldüğünü görünce İsrailliler evlerine döndüler.
  56 Böylece Tanrı yetmiş kardeşini öldürerek babasına büyük kötülük eden Avimelek'i cezalandırdı.
  57 Tanrı Şekem halkını da yaptıkları kötülüklerden ötürü cezalandırdı: Yerubbaal'ın oğlu Yotam'ın lanetine uğradılar.
Tola
10 
Avimelek'in ölümünden sonra İsrail'i kurtarmak için İssakar oymağından Dodo oğlu, Pua oğlu Tola adında bir adam ortaya çıktı. Tola Efrayim'in dağlık bölgesindeki Şamir'de yaşardı.
  İsrail'i yirmi üç yıl yönettikten sonra öldü, Şamir'de gömüldü.
Yair
  Ondan sonra Gilatlı Yair başa geçti. Yair İsrail'i yirmi iki yıl yönetti.
  Otuz oğlu vardı. Bunlar otuz eşeğe biner, otuz kenti yönetirlerdi. Gilat yöresindeki bu kentler bugüne dek Havvot-Yair[i] diye anılagelmiştir.
  Yair ölünce Kamon'da gömüldü.
Yiftah
  İsrailliler yine RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar; Baallar'a, Aştoretler'e, Aram, Sayda, Moav, Ammonoğulları ve Filistliler'in ilahlarına kulluk ettiler. RAB'bi terk ettiler, O'na kulluk etmediler.
  Bu yüzden İsrailliler'e öfkelenen RAB, onları Filistliler'e ve Ammonoğulları'na tutsak etti.
Bunlar o yıldan başlayarak İsrailliler'i baskı altında ezdiler; Şeria Irmağı'nın ötesinde, Gilat'taki Amorlular ülkesinde yaşayan bütün İsrailliler'i on sekiz yıl baskı altında tuttular.
  Ammonoğulları Yahuda, Benyamin ve Efrayim oymaklarıyla savaşmak için Şeria Irmağı'nın ötesine geçtiler. İsrail büyük sıkıntı içindeydi.
  10 İsrailliler RAB'be, "Sana karşı günah işledik" diye seslendiler, "Seni, Tanrımız'ı terk edip Baallar'a kulluk ettik."
  11 RAB, "Sizi Mısırlılar'dan, Amorlular'dan, Ammonoğulları'ndan, Filistliler'den kurtaran ben değil miyim?" diye karşılık verdi,
  12 "Saydalılar, Amalekliler, Maonlular size baskı yaptıklarında bana yakardınız, ben de sizi onların elinden kurtardım.
  13 Sizse beni terk ettiniz, başka ilahlara kulluk ettiniz. Bu yüzden sizi bir daha kurtarmayacağım.
  14 Gidin, seçtiğiniz ilahlara yakarın; sıkıntıya düştüğünüzde sizi onlar kurtarsın."
  15 İsrailliler, "Günah işledik" dediler, "Bize ne istersen yap. Yalnız bugün bizi kurtar."
  16 Sonra aralarındaki yabancı putları atıp RAB'be tapındılar. RAB de onların daha fazla acı çekmesine dayanamadı.
  17 Ammonoğulları toplanıp Gilat'ta ordugah kurunca İsrailliler de toplanarak Mispa'da ordugah kurdular.
  18 Gilat halkının önderleri birbirlerine, "Ammonoğulları'na karşı ilk saldırıyı başlatan kişi, bütün Gilat halkının önderi olacak" dediler.

[i] 10:4. "Havvot-Yair": "Yair'in yerleşim birimleri" anlamına gelir
11 
Yiftah adında yiğit bir savaşçı vardı. Bir fahişenin oğlu olan Yiftah'ın babasının adı Gilat'tı.
2 Gilat'ın karısı da ona erkek çocuklar doğurmuştu. Bu çocuklar büyüyünce Yiftah'ı kovmuşlardı. Ona, "Babamızın evinden miras almayacaksın. Çünkü sen başka bir kadının oğlusun" demişlerdi.
  Yiftah kardeşlerinden kaçıp Tov yöresine yerleşti. Çevresinde toplanan serserilere önderlik etmeye başladı.
  Bir süre sonra Ammonoğulları İsrailliler'e savaş açtı.
  Savaş patlak verince Gilat ileri gelenleri Yiftah'ı almak için Tov yöresine gittiler.
  Ona, "Gel, komutanımız ol, Ammonoğulları'yla savaşalım" dediler.
  Yiftah, "Benden nefret eden, beni babamın evinden kovan siz değil miydiniz?" diye yanıtladı, "Sıkıntıya düşünce neden bana geldiniz?"
  Gilat ileri gelenleri, "Sana başvuruyoruz; çünkü bizimle gelip Ammonoğulları'yla savaşmanı, bize, Gilat halkına önderlik etmeni istiyoruz" dediler.
  Yiftah, "Ammonoğulları'yla savaşmak için beni götürürseniz, RAB de onları elime teslim ederse, sizin önderiniz olacak mıyım?" diye sordu.
  10 Gilat ileri gelenleri, "RAB aramızda tanık olsun, kesinlikle dediğin gibi yapacağız" dediler.
  11 Böylece Yiftah Gilat ileri gelenleriyle birlikte gitti. Halk onu kendine önder ve komutan yaptı. Yiftah bütün söylediklerini Mispa'da, RAB'bin önünde yineledi.
  12 Sonra Ammon Kralı'na ulaklar göndererek, "Aramızda ne var ki, ülkeme saldırmaya kalkıyorsun?" dedi.
  13 Ammon Kralı, Yiftah'ın ulaklarına şu karşılığı verdi: "İsrailoğulları Mısır'dan çıktıktan sonra Arnon Vadisi'nden Yabbuk ve Şeria ırmaklarına kadar uzanan topraklarımı aldılar. Şimdi buraları bana savaşsız geri ver."
  14 Yiftah yine Ammon Kralı'na ulaklar göndererek
  15 şöyle dedi: "Yiftah diyor ki, İsrailliler Moav ülkesini de, Ammon topraklarını da almadı.
  16 Mısır'dan çıktıkları zaman Kızıldeniz'e kadar çölde yürüyerek Kadeş'e ulaştılar.
  17 Sonra Edom Kralı'na ulaklar göndererek, 'Lütfen topraklarından geçmemize izin ver' dediler. Edom Kralı kulak asmadı. İsrailliler Moav Kralı'na da ulaklar gönderdi, ama o da izin vermedi. Bunun üzerine Kadeş'te kaldılar.
  18 "Çölü izleyerek Edom ile Moav topraklarının çevresinden geçtiler; Moav bölgesinin doğusunda, Arnon Vadisi'nin öbür yakasında konakladılar. Moav sınırından içeri girmediler. Çünkü Arnon Vadisi sınırdı.
  19 "Sonra Heşbon'da egemenlik süren Amor Kralı Sihon'a ulaklar göndererek, 'Ülkenden geçip topraklarımıza ulaşmamıza izin ver' diye rica ettiler.
  20 Ama Sihon İsrailliler'in topraklarından geçip gideceklerine inanmadı. Bu nedenle bütün halkını toplayıp Yahesa'da ordugah kurdu ve İsrailliler'le savaşa tutuştu.
  21 "İsrail'in Tanrısı RAB, Sihon'u ve bütün halkını İsrailliler'in eline teslim etti. İsrailliler Amorlular'ı yenip o yöredeki halkın bütün topraklarını ele geçirdiler.
  22 Arnon Vadisi'nden Yabbuk Irmağı'na, çölden Şeria Irmağı'na kadar uzanan bütün Amor topraklarını ele geçirdiler.
  23 "İsrail'in Tanrısı Yahve Amorlular'ı kendi halkı İsrail'in önünden kovduktan sonra, sen hangi hakla buraları geri istiyorsun?
  24 İlahın Kemoş sana bir yer verse oraya sahip çıkmaz mısın? Biz de Tanrımız RAB'bin önümüzden kovduğu halkın topraklarını sahipleneceğiz.
  25 Sen Moav Kralı Sippor oğlu Balak'tan üstün müsün? O hiç İsrailliler'le çekişti mi, hiç onlarla savaşmaya kalkıştı mı?
  26 İsrailliler üç yüz yıldır Heşbon'da, Aroer'de, bunların çevre köylerinde ve Arnon kıyısındaki bütün kentlerde yaşarken neden buraları geri almaya çalışmadınız?
  27 Ben sana karşı suç işlemedim. Ama sen benimle savaşmaya kalkışmakla bana haksızlık ediyorsun. Hakim olan RAB, İsrailliler'le Ammonoğulları arasında bugün hakemlik yapsın."
  28 Ne var ki Ammon Kralı, Yiftah'ın kendisine ilettiği bu sözlere kulak asmadı.
  29 RAB'bin Ruhu Yiftah'ın üzerine indi. Yiftah, Gilat ve Manaşşe'den geçti, Gilat'taki Mispa'dan geçerek Ammonoğulları'na doğru ilerledi.
  30 RAB'bin önünde ant içerek şöyle dedi: "Gerçekten Ammonoğulları'nı elime teslim edersen,
  31 onları yenip sağ salim döndüğümde beni karşılamak için evimin kapısından ilk çıkan, RAB'be adanacaktır. Onu yakmalık sunu olarak sunacağım."
  32 Yiftah bundan sonra Ammonoğulları'yla savaşmaya gitti. RAB onları Yiftah'ın eline teslim etti.
  33 Yiftah, başta Avel-Keramim olmak üzere, Aroer'den Minnit'e kadar yirmi kenti yakıp yıkarak Ammonoğulları'na çok büyük kayıplar verdirdi. Böylece Ammonoğulları İsrailliler'in boyunduruğuna girdi.
  34 Yiftah Mispa'ya, kendi evine döndüğünde, kızı tef çalıp dans ederek onu karşılamaya çıktı. Tek çocuğu oydu, ondan başka ne oğlu ne de kızı vardı.
  35 Yiftah, kızını görünce giysilerini yırtarak, "Eyvahlar olsun, kızım!" dedi, "Beni perişan ettin, umarsız bıraktın! Çünkü RAB'be verdiğim sözden dönemem."
  36 Kız, "Baba, RAB'be ant içtin" dedi, "Madem RAB düşmanların olan Ammonoğulları'ndan senin öcünü aldı, ağzından ne çıktıysa bana öyle yap."
  37 Sonra ekledi: "Yalnız bir dileğim var: Beni iki ay serbest bırak, gidip arkadaşlarımla kırlarda gezineyim, kızlığıma ağlayayım."
  38 Babası, "Gidebilirsin" diyerek onu iki ay serbest bıraktı. Kız arkadaşlarıyla birlikte kırlara çıkıp erdenliğine ağladı.
  39 İki ay sonra babasının yanına döndü. Babası da içtiği andı yerine getirdi. Kıza erkek eli değmemişti. Bundan sonra İsrail'de bir gelenek oluştu.
  40 İsrail kızları her yıl kırlara çıkıp Gilatlı Yiftah'ın kızı için dört gün yas tutar oldular.
Yiftah İle Efrayim
12 
Efrayimli erkekler toplanıp Safon'a geçtiler. Yiftah'a, "Ammonoğulları'yla savaşmaya gittiğinde bizi neden çağırmadın?" dediler, "Seni de evini de yakacağız."
  Yiftah, "Halkımla ben Ammonoğulları'na karşı amansız bir savaşa tutuşmuştuk" diye yanıtladı, "Sizi çağırdım, ama gelip beni onların elinden kurtarmadınız.
  Beni kurtarmak istemediğinizi görünce canımı dişime takıp Ammonoğulları'na karşı harekete geçtim. Sonunda RAB onları elime teslim etti. Neden bugün benimle savaşmaya kalkışıyorsunuz?"
  Bundan sonra Yiftah Gilat erkeklerini toplayarak Efrayimoğulları'yla savaşa girdi. Gilatlılar Efrayimoğulları'na saldırdılar. Çünkü Efrayimoğulları onlara, "Ey Efrayim ve Manaşşe halkları arasında yaşayan Gilatlılar, siz Efrayim'den kaçan döneklersiniz!" demişlerdi.
  Şeria Irmağı'nın Efrayim'e yol veren geçitlerini tutan Gilatlılar, geçmek isteyen Efrayimli kaçaklara, "Efrayimli misin?" diye sorarlardı. Adam, "Hayır" derse,
  o zaman ona, "Şibbolet de bakalım" derlerdi. Adam Sibbolet derdi. Çünkü Şibbolet sözcüğünü doğru söyleyemezdi. Bunun üzerine onu yakalayıp Şeria Irmağı'nın geçit veren yerlerinde öldürürlerdi. O gün Efrayimliler'den kırk iki bin kişi öldürüldü.
  Gilatlı Yiftah İsrail'i altı yıl yönetti. Ölünce Gilat kentlerinden birinde gömüldü.
İvsan, Elon ve Avdon
  Ondan sonra İsrail'in başına Beytlehemli İvsan geçti.
  İvsan'ın otuz oğlu, otuz kızı vardı. İvsan kızlarını başka boylara verdi, oğullarına da başka boylardan kızlar aldı. İsrail'i yedi yıl yönetti.
  10 Ölünce Beytlehem'de gömüldü.
  11 Ondan sonra İsrail'in başına Zevulun oymağından Elon geçti. Elon İsrail'i on yıl yönetti.
  12 Ölünce Zevulun topraklarında, Ayalon'da gömüldü.
  13 Onun ardından İsrail'in başına Piratonlu Hillel oğlu Avdon geçti.
  14 Avdon'un kırk oğlu, otuz torunu ve bunların bindiği yetmiş eşeği vardı. İsrail'i sekiz yıl yönetti.
  15 Piratonlu Hillel oğlu Avdon ölünce Amalekliler'e ait dağlık bölgenin Efrayim yöresindeki Piraton'da gömüldü.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...