28 Ağustos 2017

İMAM HANBEL...... İSLAM'A FESAT KATANLAR MEYMUN'UN HİLESİ


İSLAM'A FESAT KATANLAR
MEYMUN'UN HİLESİ

Elbette ki ilk FESAT kaynağı ABDULLAH İBNİ SEBE'dir.
İSLAM'a duyduğu kini açıkça ifade edemediği için, vazgeçemediği YAHUDİLİK'ten İSLAM'a BİD'AT sayılan şeyleri sokan; zekâsı ve bilgisi sayesinde bunları henüz yeni MÜSLÜMAN olmuş halka cazip gösteren, nihayet HAC farizesi sırasında taraftarlarını Hz. OSMAN'ın üstüne salan odur!..
Hz. ALİ'yi AYŞE karşısında, MUAVİYE karşısında müşgül durumda bırakan onun adamlarıdır. Ama bunlar sonradan koyu ALİ taraftarı kesilmişler, hatta onu ALLAH mertebesine çıkarmışlardır. 

Rivayete göre İBNİ SEBE, Hz. ALİ'ye
"Sen ALLAH'sın!" demiş.
Hz. ALİ de onu MEDAİN'e sürgün göndermiş. 

Ama en büyük FİTNECİ, şüphesiz ki MEYMUN'dur!..
Hakkında çok az şey bilinir.
Bir rivayete göre İRANLI, diğerine göre KUREYŞLİ'dir... KUREYŞLİ olan MEYMUN-AL KADHAH diye bilinir.
Diğeri MEYMUN BİN DEYSAN diye bilinir.
İMAM MUHAMMED BAKIR ve CAFER-ÜS SADIK'ın resmi tavisidir.
Yani 7. İMAM ve İMAM olmayan kardeşi İSMAİL zamanında yaşamıştır. Haris, son derece zeki ve bilgili idi. 

Doğrusunu ALLAH bilir ama, bizce kendisini gözden düşürecek bir davranışta bulunmuş, bu suretle İMAMLAR'ın yanından uzaklaşmak durumunda kalmış ve onlara cephe almıştır. Neticede hapiste tanıştığı Muhammed bin el-Hüseyin ile birlikte İSMAİL'in İMAM'lığını savunma, İMAMLIK postunun onun soyuna geçtiğini iddia etme mücadelesine girmiştir. 
Halbuki İSMAİL, CAFER-ÜS SADIK hayatta iken vefat etmiş, ve İMAMLIK çok açık bir şekilde MUSA-L KÂZIM Hazretleri'ne intikal etmişti!
Gözünü hırs bürümüş olan MEYMUN'un esas amacı, her türlü DİN'in ortadan kalkması idi. Özellikle hızla etkisini arttıran İSLAM DİNİ'nin ŞERİAT'ını yıkmak, İTİKAD'ını sarsmak istiyordu. Bunun için de kendisi gibi düşünen bir kaç kişi ile toplanıyor, görüşüyor, planlar yapıyordu. 

ZİKRAVEH VE KARMAT 
MEYMUN'un attığı, 
ABDULLAH'ın suladığı tohumlar 100 yıl kadar sonra gelişmeye başladı. 
Tarikatten OSMAN OĞLU FEREC, ki ZİKRAVEH olarak ta bilinir, 
892 yılında IRAK'a gitti ve çevresine topladığı adamlarla ortalığı karıştırmaya başladı. 
Devir ABBASİ dönemi idi ve BAĞDAT HİLAFET merkezi idi. Ancak HALİFELER'in dini gücü son derece zayıflamıştı. Köle olarak hizmete alınan ve MU'TASIM zamanında önemleri artan TÜRKLER, artık DEVLET'i idare eder vaziyete gelmişti. Ülkenin çeşitli yerlerinde huzursuzluk ve istikrarsızlık vardı, ve bu gittikçe artıyordu. 
ZİKRAVEH hem zamanı, hem de yeri çok iyi seçmişti. 
Ayrıca kendine NEHRUVAN mevkiinde yaşıyan çok işe yarar bir de taraftar bumuştu. 
Bu adam gece gündüz ibadet eden, devamlı oruç tutan, sokakta yatıp kalkan ve ahıretten başka bir şey düşünmeyen biri idi. 
Herkes onu uğurlu sayıyor, ve duasının kabul olduğuna inanıyordu. 
O da "5 vakit namazın yetmiyeceğini, 50 vakit kılmak gerektiğini" söyleyip duruyordu. 
Bir süre sonra, halkın veli saydığı bizim de ZAHİD diyeceğimiz bu adam, işi ilerletti. 
"Bir İMAM etrafında toplanmak gerektiğini" söylemeye başladı. 
- "Her tarafı fesat kapladı, hükümet zalimdir, halk huzurdan mahrumdur,"
diyerek, dünyayı MEHDİ'nin kurtaracağını ilan etmeye başladı.
 Ama bu "mehdi", son İMAM MUHAMMED MEHDİ değildi elbette!
Halk ona inanmakta gecikmedi. ZAHİD kendine 12 NAKİP seçti. Sonra da kendisini görmeye gelenlerin birer altın getirmelerini istedi. 
Bu altınlar "zuhur edecek MEHDİ için" alınıyordu!...Toplanan altınlar MEHDİ ortaya çıkınca kullanılacak, herkes verdiğini kat kat geri alacaktı!.. 
Bu ZAHİD'in en güvendiği adamlardan biri de HAMDAN KARMAT idi... 

İMAM HANBEL
----------------
Asıl adı AHMED'dir. 780 yılında BAĞDAT'ta dünyaya geldi. HANBEL aslında dedesidir. Büyük büyük dedesi PEYGAMBERİMİZ'in büyük büyük dedesi ile birleşir. 
Küçük yaştan itibaren KUR'an ve HADİS öğrendi. İlk HACC'a gidişinde MEKKE'de İMAM ŞAFİ ile karşılaşmış ve görüşmüştür. Çok seyyahat ederdi. İMAM EBU HANİFE'nin talebesi EBU YUSUF'tan ders aldı. 40 yaşından sonra da fetva vermeye başladı. 
O dönemde çok tartışılankonulardan biri de "KUR'AN'ın mahluk olup olmadığı" hususu idi. HALİFE, KUR'AN'ın "yaratılmış" olduğunu düşündüğünden, böyle düşünmeyenlere cephe almıştı. zoru görünce bir kısım âlim, inanmasa da, HALİFE'nin inancını benimsemiş göründü. Ama İMAM HANBEL ve MUHAMMED BİN NUH direndi. Bunun üzerine zincire vuruldu, TARSUS'ta olan HALİFE'nin yanına götürüldü. Yolda MUHAMMED öldü. TARSUS'a varmadan HALİFE ME'MUN'un da öldüğü haberi geldi. Ama İMAM işkenceden kurtulamadı. Bu sefer BAĞDAT'a götürüldü. Yeni HALİFE MU'TASIM, onu fikrinden caymadığı için kırbaçlattı. Her gün tekrarlanan bu eziyet 28 ay sürdü. Sonunda İMAM'ı serbest bıraktılar. 
Bir sonraki HALİFE VASIK, İMAM HANBEL'e eziyet etmedi ama, başkaları ile görüşmesini yasakladı. İMAM camiye bile gidemez oldu. 
VASIK'ın yerine MÜTEVEKKİL gelince işler değişti. Bu sefer MUTEZİLE inançlı olanlar uzaklaştırıldı. İMAM'ın itibarı iade edildi. Sarayda ağırlandı. 855 yılında BAĞDAT'ta vefat etti.
Dürüstlüğü, bilgisi sayesinde halk tarafından çok sevilirdi.

Eserleri arasında 250.000 HADİS'ten seçip yazdığı 30.000 HADİS ihtiva eden MÜSNED'i meşhurdur. 

HANBELİLER, İÇTİHAT kapısının kapanmadığını söylerler. Halen HİCAZ çevresinde ve SUUD ailesinin gücü dolayısiyle önemini korumaktadır. 


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...