Ezelî Düşman:
Ehl-i kitab’ın müslümanlara düşmanlık etmelerinin sebebini Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde beyan buyurmaktadır:
“De ki: Ey ehl-i kitap! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilene iman ettiğimiz için mi bizden hoşlanmıyorsunuz?” (Mâide: 59)
Hatta o derece ileri gidiyorsunuz ki, size indirilen kitaba bile inanmıyorsunuz. Eğer gerçekten bize gönderilen kitabın doğruluğunu tasdik eden kitabınıza inansaydınız, Kur’an’a iman eder, müslüman olurdunuz.
“Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.” (Mâide: 59)
Yoldan çıkmış kimseler imanın ve İslâm’ın kadrini kıymetini bilmezler.
“Yanlarında bulunan (Tevrat’ı) tasdik etmek üzere onlara Allah katından bir kitap gelince, daha önceleri kâfirlere karşı onunla yardım isteyip durdukları halde, tanıdıkları ve bekledikleri (o Kur’an) kendilerine gelince, bu defa onu inkâr ettiler. İşte bundan dolayı Allah’ın lâneti kâfirlerin üzerinedir.” (Bakara: 89)
Resulullah Aleyhisselâm peygamber olarak gönderilince inatlarından ve hasetlerinden inkâra düştüler ve “Bu bizim bildiğimiz, vasıflarını tarif ettiğimiz peygamber değildir.” dediler. Halbuki dedeleri, kitaplarında yazılı buldukları ümmî Peygamber’e uymak maksadıyla eskiden beri Hicaz topraklarına yerleşmiş bulunuyorlardı.
“Nefislerini ne kötü şeye değişip sattılar! Allah’ın, kullarından dilediğine lütfundan (kitap) indirmesine hased ederek Allah’ın indirdiğini inkâr ettiler ve bu sebeple gazap üstüne gazaba uğradılar. Küfredenlere kahredici bir azap vardır.” (Bakara: 90)
Onların küfre sapmalarının sebebi kıskançlık ve büyüklük taslamak olduğuna göre, hor ve hakir kılınmakla onlara karşılık verilmiş oldu.
Allah-u Teâlâ yahudileri kınamakta ve Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:
“Onlara ‘Allah’ın indirdiğine iman edin!’ denilince ‘Biz sadece bize indirilene inanırız.’ derler ve ondan başkasını inkâr ederler.” (Bakara: 91)
•
Dost edindikleri papaz memleketimize hıristiyan âlemini yerleşmeye dâvet ediyor ve yıllardır kapalı olan kiliseleri tekrar açmaktan bahsediyor.
Allah-u Teâlâ: “Onlar birbirlerinin dostudurlar.”buyurmuyor muydu?
|
•
Allah-u Teâlâ İbrahim Aleyhisselâm’ın dininin yüce hanif dini olduğunu, ona iman etmeyen ve ondan yüz çeviren kimselerin son derece dalâlet içinde olduklarını beyan ettikten sonra, ehl-i kitabın sadece yahudilik ve hıristiyanlığa uymakla doğru yolun bulunabileceği şeklindeki bâtıl iddiâlarını açıklayarak şöyle buyurdu:
“(Yahudi ve hıristiyanlar müslümanlara:) ‘Yahudi ve hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız!’ dediler.” (Bakara: 135)
Yahudiler yahudiliğe, hıristiyanlar hıristiyanlığa dâvet edip durdular.
“De ki: Hayır! Biz hanif olan İbrahim’in dinine uyarız. O müşriklerden değildi.” (Bakara: 135)
Yahudi ve hıristiyanların her birisi şirk üzere olduğu halde, İbrahim Aleyhisselâm’ın dinine uymakta olduklarını ileri sürmektedirler. Halbuki bunlar müslüman da değildir, muvahhid de değildirler. Nasıl olur da doğru yolda olmalarından söz edilebilir?